18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EKİM1998CUMA Eskı Yunan'da "çanak" uy- gulaması vardı. Yurttaşlık hakkına sahip bu- lunanlar, yılda en az on kez, bü- yük bir alanda toplanırlardı. Önemli konular, otoplantılarda karara bağlanırdı. Ve toplantı- nın sonunda bir çanak konur- du orta yere. Herkes "topluma zarariı" saydığı kişi ya da kışılerin adlannı yazıp içine atardı. Çoğunluğun oylannı alanlar da sınır dışı edilırdi. Tıpkı 12 Eylül'ün eski siyasetçilere yaptığı gibı bir şey... 12 Eylül Anayasası halkın yüzde 93'ünün oyunu toplamıştı. Eski Yu- nan'da da kararlar çoğunluğun oyla- rına dayanıyordu. Ama her ikisinin çanakları da demokratik değildi. Çünkü demokrasi başkadır, "ço- ğunluk diktatöriüğü" başkadır! ••• Sayın Tayyip Erdoğan ve yandaş- ları, yargıya karşı örtülü bir "cihat" başlattılar. Amenkalı ve Avrupalı ba- zı dostlanmız (!) da fırsatı kaçırmadı- lar. Tayyipbeyciler yanlış bir hedef seç- mişlerdı. Bazı Batılılar ise doğru he- defi saptamakta gecıkmedıler. Eğer ortada bir yanlışlık varsa; bu yasada mı, yoksa o yasayı uygulama durumunda o!an yargıda mıdır? Bir ceza yasasını degerlendırirken de, yanıtlanması gereken soru şudur - Ceza nıçin verilir? Bir... Suçişlemeeğilimindeolanla- n caydırmak için. İki... Vicdanları rahatlatmak ve - eğer olanaklı ise- zaran giderebil- mek içın. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KJŞLALI Tayyip Olayı (2)! Üç... Suç işlemiş olanlan da uslan- dırmak, terbiye etmek ve topluma ye- nıden kazandırmak içın. Eğer laik-demokratik cumhuriyeti korumak ıstıyorsanız, onu yıkmaya yönelık girişimleri cezalandırmanız- dan daha doğal bir şey olamaz. Suç işiemiş olanlan "ıslah" etmek için de, böyle bir eylemi cezasız bırakmama- nız gerekir... Ama ışlenen suç ile ve- receginiz ceza arasında bir denge ol- maiıdır! Yoksa suçluya acıma başlar. Vicdanlan rahatlatalım derken ye- nıden rahatsız edersiniz. • • • "Cami kışlamızdır, müminler as- ker..." "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye. Bu millet istedikten sonra, tabii elden gıdecek..." "Bu ülkenın yüzde 99'u Müslü- man. Hem laik, hem Müslüman olun- maz..." "1.5 milyarlık Islam âlemi, Müslü- man Türk mılletinin ayağa kalkması- nı bekliyor. Kalkacağız. Bu kıyam başlayacak..." Bu sözlerin kitle önünde haykınl- ması suç olmalı mıdır, olmamalı mı- dır? Eğer suç olmalı ise cezası ne olma- lıdır? Hapıs ve ömür boyu siyaset yasağı mı? Yoksa ağır bir para cezası ve örneğin 5 yıllık bir si- yaset yasağı mı? Ve 5 yıllık ce- zanın bitiminde gene aynı su- çu işleyene, bu kez cezayı kat- layarak vermek mi? Tayyip Bey'in dediği gibi ço- ğunluk isteyip de laiklik kalkar- sa, bunun adı demokrasi olmaz. Ço- ğunluk diktatöriüğü olur... Ama bu düşünceyi söylemenın cezasının bu kadar ağır olması da, demokrasinin özüne pek uygun düşmez. • • • Suçu cezasız bırakmak, benzer ye- nı suçlann işlenmesine çanak tutmak demektir. Çıkanlmasının "teklif" bile edilmesinin, anayasa tarafından ya- saklandığı "laiklik" ilkesine karşı açı- lan savaşı özendirmek anlamına ge- lir. Ama bir yanlış, başka bir yanlışla giderilemez... Terazıyi dengelemek, şimdi TB- MM'ye düşüyor. Daha önce de yazmıştım... Benim bulunduğum Meclis'te, en saygı duy- duğum grup "Eski DP'liler"ü\. Yassı- ada'dan geçmişler, demokrasiye saygısız bir iktidann bedelini ödemiş- lerdi. O Meclis'te, demokrasinin ge- reklerine en uygun, en ılımlı davra- nanlar onlardı... Sütten ağzı yananlar, yoğurdu üf- leyerek yerter. Ama sütten ağzı yanana, bir daha süt içmeyi yasaklamanın, hiçbir ya- ran yoktur!.. Tayyip Bey ve benzeıie- rine, sütü kaynar değıl de ılık içmenın erdemlerini öğretmenin ise yaran pek çoktur! Rektörler türban pazarhğı yapan siyasetçilere sert çıktı: 'Seçim malzeınesi yapdmasm' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazi Cniversitesı Rektörü Prof. Dr. En- ver Hasanoğlu. türbanı seçim malze- mesi yaparak pazarlık konusu haline getiren siyasetçıieri sert dille eleştirir- ken, eğitimin politıkaya alet edilmesi halinde ülkenin "vahamete sürüklene- ceği" uyansında bulundu. Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin. akademik çalışmalann hertürlii baskı ve propagandadan uzak tutulmasını ısteyerek "Belirli politikacı- lann beiirti hırslaruu üniversite kapısuı- dan sokmayın" dedi. Ankara Üniversi- tesi Rektörü Prof. Dr. Günal Akbay da üniversıtelerin ırtıcai etkinliklere karşı ödün vermeyeceğıni vurguladı. tstan- bul Üniversitesi'nden sonra Gazi Üni- versitesi Tıp Fakültesi'nde de türbanlı öğrencilerin bugünden itibaren "sınav- lara ve kampustaki kapah alanlara" alınmamasma karar verildi. Ankara ve Gazi ünıversıtelerinin 1998-1999 ögretım dönemi dün düzen- lenen törenlerle başladı. Gazi Ünıver- sitesi'nin açılış töreninde konuşan Rek- tör Prof. Dr. Hasanoğlu, Türkıye'de son yıllarda yaşanan ekonomık ve siyasi is- tikrarsızlığa kayıtsız kalan akademis- yenleri eleştırdı. Toplumun hızla kutup- İaşmaya doğru süriîklendiğini vurgula- yan Hasanoğlu. "Meseleleri soğukkan- h bir üslupve bilimsel yaklaşımla etealıp değerlendirmesi gereken akademik ku- Harp Akademilerî'nde yeni yıl coşkusu A tıı 'nuı Ukekrinesımsıkıbağhyız tstanbul Haber Servisi - Harp Akade- mileri'nde, 1998-1999 eğitim ye öğretim yıh dün törenle başlandı. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsiin Sağlamer. "Cumhuriye- tin 75. Yıh'nda Türidye'de Kadın" konu- sunda yılın ilk dersini verdi. Maslak'taki Harp Akademileri Komutanlığı'nda dü- zenlenen tören, Harp Akademileri Ko- mutanı Orgeneral Necati Özgen'in açış konuşmasıyla başladı. Orgeneral Özgen, konuşmasında, bu yıl Kara Harp Akade- misi'nde 79, Deniz Harp Akademisi'nde 26 ve Hava Harp Akademisi'nde 40 öğ- renci subayın öğretime başlayacagını söyledi. Orgeneral Özgen, Harp Akade- milerinin Cumhuriyet'in 75. yılında da Atatürkçü düşünce sistemi doğrultusun- da, ülkenin bölünmez bütünlüğünü mu- hafaza ederek laik Türkiye Cumhuriye- ti'ni çağdaş uygarhk düzeyine çıkarmak ülküsünü kendine şaşmaz hedef oiarak saptamış kurmay subaylar yetiştirecegi- ni vurguladı. Özgen, sözlerini şöyle sür- dürdü:"Harp akademileri. bundan önce- kijiUardaolduğu gibi emin adımJarla iler- lemev* kendini geüştirerek de\ am edecek- tir. Harp Akademileri "nin her ferdi. ama her ferdi, ulu önder Atanuan gösterdiği aydıntık yolda bulunarak ve O'nun ilke- ierine sımsıkı bağlı kalarak gömini >1irû- tecektir. Bundan asia şüphem >oktur." Törene, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çe- vikBir, üst rütbeli komutanlar ile öğren- ciler katıldılar. İtnam-hatiplerboşalıyor EERU TOKTAR ANKARA - 8 yıllık kesintisiz temel eği- tirrie ortaokullan kapanan ve tek basamak- lı yni sınav sisteminin getirdiği "aian-ek ptun" ilişkisi sonucu kazanımını yitiren i- man-hatip liselerinde, kayıtlar Türkiye ge- nelnde yan yanya düştü. Milli Eğitim Ba- kaıhğı'mn ilk toplu istatistiklerine göre, en çol imam-hatip lisesinin bulunduğu Anka- ra x Konya'da kaçış daha büyük oldu. An- kas'daki imam-hatip lisesi mevcudu geçen yıl göre 4 bin 333 kişi azahrken geçen yıl 3 tn 297 kişinin kayıt yaptırdığı Konya'da- k i nam-hatip liselerinebu yıl 2 bin 371 ki- şi azıldı. Ders programlan "Kuran mer- kcö" bir anlayışla yenilenerek Islam kural- lanın anlatıldığı "Akaid" dersi yürürlük- teıkaldınldı. "Siyer" dersınin adı "Pey- gaıberin Ha>ati" oiarak degiştirildi, Kura- nıbrim dersinin adı "Kuranıkerim ve An- l^ıı" oiarak yenilendi. 999 üniversite sınav sisteminde sadece iLaiyat fakültelerini seçtiklerinde ek puan al:ak olan imam-hatip okulu öğrencileri, oaıokul bölümünden sonra liseye kayıt y-îOrmadı. Türkiye genelindeki 605 imam- K,£p lisesinde öğrenci kayıtlannın yan ya- ra' düşmesi, bu okullann din adamı yetiş- tinediğini de ortaya koydu. tmam-hatip li- s-eri. 8 yıllık kesintisiz temel eğitim ve ye- rmnav sistemi ile aslı kuruluş amaçlan o h "din adamı yetiştirenokullara" dönüş- racve başladı. Özellikle Ankara'daki imam- Ymq> liselerinden öğrenci kaçışı çok yüksek oldu. Geçen yıl 19 bin 237 öğrencinın öğ- renim gördüğü imam-hatip liseleri mevcu- du, bu yıl 14 bin 904'e düştü. 8. sınıfı biti- ren son imam-hatip ortaokulu mezunlarm- dan da 1738 öğrenci liselere kayıt yaptırma- dı. 3 bin 940 imam-hatip ortaokulu mezu- nunun sadece 2 bin 202'si imam-hatip lise- lerine yazıldı. Konya'da imam-hatip İisele- rine yöneliş tersine döndü. Geçen yıl 3 bin 297 öğrencinin kayıt yaptırdığı Konya'ya bu yıl 2 bin 371 öğrenci yazıldı. rumlar, bu olayın gidişine gerektiği ka- dar ağırlık koyamadı" dıye konuştu. Hasanoğlu, Türkiye\Je birçok objektif ve bilimsel konunun siyasi zeminde tar- tışılmasmdan duyduğu rahatsızhğı di- le getirerek "Politikolmayan birzemin- dedeğeriendirüenünhersite sistemi,ye- nikşmenin motonı olabihr" dedı. Türban sorununun politikacı eliyle "yılan hikâyesine" dönüştüğünü söyle- yen Hasanoğlu, "Hele son günJerde po- litikacılann kapah kapılar ardında yap- tıklan pazarhklar, bu konunun seçim malzcmesi oiarak düşünülüp konuşul- ması bizi ha> ret ve endişeye sev ketmek- tedir" dedi. Hasanoğlu, politikacılann ünıversiteleftlen ellerini çekmelerini is- tedi. Politikacılann genç di- mağlara "nifak tohumlan" ekerek öğrencileri üniversi- »teYönetimleriyle fryş getırmemesi bulnnan Hasanoğlu, y lere birkaç oy kazandıracak bu tutumun ülkeyi "vaha- mete sürükteyecefT uyan- sını yaptı. Konuşması sık sık alkış- larla kesilen Hasanoğlu, gençleri Atatürk'ün göster- diği çağdaş uygarlık yolun- da, demokrat, aydın, laik, vatansever, cumhuriyetçi ve laik oiarak yetiştirmeyi gö- rev bildiklerini vurguladı. Hasanoğlu, spn dönemde hazırlıksız, altyapısız. kad- rosuz kurulan bazı vakıf üni- versitelerinin "kârgetiridiş- leönetere" dönüştüğü uyan- sında da bulundu. Vakıf üni- versitelerinin yeniden dü- zenlenmesinde Yüksek Öğ- retım Kurumu'na bazı gö- revler düştüğünü anlatan Ha- sanoğlu, "Bu ünhersitelerin bir an önce akademik kadro- lannı yetiştinneleri gerek- mektedir" dedi. Üniversite öğrencilerini temsilen konu- şan Ekiıı Sakın, Türkiye'de siyaset. adalet ve demokrasi- ye yeterince değer verilme- diğıni söyledi. Insanlann dü- şüncelerini özgürce ifade et- mesi gerektiğini anlatan Sa- kın,u bir an önce köşeyi dön- me" anlayışmdan uzaklaşıl- ması için "açıkhk, dürüsöük ve güveo" kavramlannın içi- nin doldurulmasını istedi. Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı lsmet Sezgin, rektör Hasanoğ- lu'nun siyasetçilere yönelik eleştirisine "Belirli politika- cılann belirli hırslan. üniver- site kapısından ginnemeJL Üniversite. btınlan kabul et- memefi" diye yarut verdi. Son dönemde ülkede yaşa- nan kısır çekişmelere de işa- ret eden Sezgin, akademik çalışmalann her türlü baskı ve propagandadan uzak tu- tulması gerektiğini anlatn. Marmara Üniversitesi eğitim yılına başladı tstanbul Haber Servisi- Marma- ra Üniversitesi (M.Ü), 1998-99 eği- tim- öğretim yıhna dün törenle baş- ladı. Törende konuşan Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Faruk BabreJ "Devietiıı >ük- seköğretim konusundaki anayasal temeUerinuı \epoliükasının gözden geçirilmesi gerektiğiııi'' belirtti. Devlet üniversitelerine mali ve ida- ri özerkliğin kazandınlmasını iste- yen Batırel, üniversite öğretim ele- manlannın özlük haklan başta ol- maküzere akademik ve parasal teş- viklerin de iyileştirilmesi gerektiği- ni vurguladı. M.Ü.'nün 1988-99 eğitim öğretim yılına başlaması ve 17. yılına girmesi nedeniyle dün üniversitenin Göztepe Kampu- su'nda tören düzenlendi. Törende konuşan Rektör Ömer Faruk Batı- rel, yükseköğretim hizmetındeki açığın kapatılmasının zorunlu ol- duğunu belirterek "Üniversiteyi ûniversiteyapangüzel binalar,yapı- lar.kampuslar değiLyetkinöğretim üyekri ve onlann bilgi üretkenligi- dir" dedi. Batırel, üniversitede 1998 itibanyla 369 profesör, 274 doçent, 399 yardıma doçent olmak üzere 1042 öğretim üyesi, 1499'u öğretim görevlisi olmak üzere 2541 öğretim elemanı bulunduğunu be- lirterek "Ancak okuttuğu öğrenci sayısı toplamöğrencilerin vfizde S'i oMuğu haldeûniversitemiz 199« yı- hnda yükseköğretim bütcesi içinde 3.6'hkpa> almaktadır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle