Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç
• Genel Yavın Koorcünatöru HikmetÇe-
tinka>a # Yazıışlen Müdürii İbrahim
V ıldız 0 Sorumlu Mudur Fikret Ilkiz
• Haber Merkezı Müdünr Hakan Kara
0 Gorsel Yonetnıen Fikret Eser
Isnhbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Mehmet
Saraç 0 Kuitur Handan Şenköken 0 Spor
AbdüJkadir \ ücebnan 0 Makaleler Sami Karaören
0Duzeltme Abdullah Yancı 0 Fotoğraf Erdoğan
Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt
Haberlen MehmetFaraç
Yayın Kurulu llhan Selçuk
iBaşkan). Orhan Erinç, Oktav
Kurtböke. Hikmet Çetinka>a,
Şükran Soner, Ergun BaJcı,
tbrahim Y üdız. Orhan BursaJı.
Mustafa Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balba\ AtatürkBul\anNo
125.Kat.4.Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7
hat), Faks'
419502~ 0 lzmır Temsılcısı Serdar Kızık. H. Zıya
Bh 1352S 2 3 Tel 441)220, Fak:, 44İ91 !^0Adana
Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, inönüCd 119 S No 1 Kat:l,
Tel 363 12 11, Faks 363 12 15
Müessese Mudüriı Üstûn \kmen #
Koordmator Ahmet Korulsan 9
Muhasebe Bûient V ener01ıim.- Hüsevin
Gürer#l5
ieinıe Önd«r Çeük • Bdgı-
Işlem N'ail tnal 9 Bılgısa) ar Sıstem
Mürihet Çikr#Sati5 FazttetKuza
MEDYA C: • Yonetım Kun
Başkanı - Genel Mudur Gülb
Krduran • Koordınator Re
Işıtman 0 Genel Mudur Yardjıncı
SevdaÇoban Tel 514 0"" 53
51195 80-5138460-61.Faks 51384
Vanmlajan \e Basan: Yenı Gûn Haber Aıansı, Basın \e Ya>ıncılık A Ş
Türkocajı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0 212) 513 85 95 2EKİM 1998 İmsak:5.28 Güneş: 6.54 Öğle: 13.16 İkindi: 16.16 Akşam: 18.53 Yatsı: 20.14 www.cumhuriyet.com.
Meksika gecesî
• İstanbul Haber Servisi -
Meksika haftası nedeniyle
Ceylan Inter-Continental
Oteli'nde düzenlenen gecede
davetliler Mariachi
Meksicanisimo Grubu'nun
müziği eşliğinde coştu.
Meksika gecesinde
davetliler, Meksika
mutfağının özgün
yemeklerının yanı sıra Maya
Tannsı Olmeca'nın içkisi
olarak bilinen tekilalar ile
Meksıka'yı hıssettiler. En
kalitelı mavı aga\e
bitkisinden üretüen Olmeca
Teguila'nın sponsorluğunda
gerçekleştırilen Meksika
haftası 10 Ekım'e kadar
sürecek.
6 İnka mumyası
bulundu
• AREQUIPA(AA)-
Peru'da arkeologlar, And
Dağlan'nın zırvesinde
donmuş altı Inka mumyası
buldular. Kazı ekıbinin
başkanı Ruth Salas,
Reuters'a yaptığı
açıklamada, Peru'nun
güneyindekı Arequıpa
kentıne yakın Mıstı
Yanardağı kratennin
bitişığinde bulunan 500
yıllık donmuş altı
mumyanın. yüksek nıtelikh
alpaka yününe sanlı
olduğunu \e yanlannın, Inka
tannlanna kurban edilmiş
kutsai varlıklar oiarak
gümüş altın takılarla bezeli
bulunduklannı anlattı.
Rüzgânn
çocukları
• lstanbul Haber Servisi -
Ingılız uçurtmacılar yeni
gösteriienni ilk kez Marin
City'de sergileyecekler.
Dünya şampıyonu
profesyonel uçurtmacılann
yer aldığı "Rüzgânn
çocuklan", gösteriienni
Yakuplu Beldesf ndeki
Marin City'de
gerçekleştirecek.
Uçurtmacılar, göstenlenni
kuruluşunun 75. yılını
kutlayan Türkiye'ye
armağan ettiklerini
söylediler.
Öğrencilere
kredi kartı
• İstanbul Haber Servisi -
Interbank yeni başlattığı bir
uygulama ile tüm üniversite
öğrencilerine visa kredi kartı
venyor. tnterbank yetkılileri.
kart aktivitelerinın
tanıtunının tüm
üniversitelerde yapılacağını
bildirdiler.
Ortaköy'de
konser
• İstanbul Haber Servisi -
Cumhuriyetin 75. yılı
doiayısıyla Pfizer ilaç
firması, TOBAV ve Beşiktaş
Belediyesi katkılanyla
Ortaköy Meydam'nda bir
müzik şöleni düzenlenecek.
Soprano Ruhsal Öcal, tenor
Cemalettin Kurugüllü. bas-
bariton Suat Ankan'ın
katılacağı konserde, Mozart,
Verdi, Bizet'nin eserleri ile
"Evita"nın müzikleri, tango
ve Napoliten şarkılar
seslendirilecek.
Af Öpgütü'nden
dev konser
• LONDRA(AA)-
Lluslararası Af Örgütü
(Amnesty International),
Insan Haklan EvTensel
Bıldirgesi'nın kabulünün 50.
yıldönümü doiayısıyla aralık
ayında Paris'te büyük bir
konser düzenleyecek. 10
Aralık'ta Bercy sarayında
düzenlenecek dev konsere
Peter Gabriel, Tracy
Chapman, Kassav ve
Youssou N'dour gibi ünlüler
katılacak.
îstanbul Liseleri Felsefe Kulüpleri Platformu'na üye olan liselerin sayısı 22'ye ulaştı
elimîzde kalan tek şey'FİGENATALAV
Onlar, yaşam odalanna ulaşmak için
'felsefe'adlı koridordan geçıyorlar. Bu
kondorda yürürken 'felsefeyapma'nın
ayncalığını yaşıyor, not ıçm değıl bıl-
gıye olan açlıklarını gıdermek için öğ-
reniyorlar. Okullannın felsefe kulüp-
lennde düşüncelennı başkalanyla pay-
laşıyor. üretiyor. tartışıyorlar.
"Lise öğrencileri arasında febefeye
ilgi ve merakı arürmak", "Özgün ya-
raOcı ve eleştirel düşünme yeteneSnin
gelişmesineortamhazırlamak", "Fnsa-
ıun kişisel \ e toplumsal problemlerinin
çözümknmesuıde felsefi bir birikun ile
kendisine yardımcı olmasınu etik de-
ğerlendirmeler yapabilmesini sağla-
mak" gibi amaçlarla kurulan Lıse Fel-
sefe KJüplen'nce oluşturulan İstanbul
Liseleri Felsefe Kulüpleri Platformu' na
üye lise savısı 22'ye ulaştı.
Felsefe Kulübü. ılk kez dört yıl ön-
ce St. Benoit Lısesı'nde, Türloye Fel-
sefe Kurumu'nun desteğiyle kuruldu.
Kulüplerin sayısı daha sonra Alman.
Avusturya \e Şişli Terakki liselerinde
de öğrencilenn girişimiyle çogaldı. Bu-
gün îstanbul'da 22 lisede. Felsefe Ku-
lüpleri ya da gruplan bulunuyor.
Geçen yıl bir dizı seminer düzenle-
yen lstanbul Liseleri Felsefe Kulüple-
ri Platformu. 1998-99 öğretim yıhiçin-
de gene Yapı ve Kredi Kültür Sanat Ya-
vıncılık tarafından desteklenecek et-
kınlikler gerçekleştirecek.
Kazım Taşkent Kültür Merkezi 'nde.
kasım ayından mayıs a\ ma kadar pazar-
• Kazım Taşkent Kültür Merkezi'nde, kasım ayından mayıs
ayına kadar pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yapılacak
"Felsefe Okumalan"nda, "Insan ve Felsefe Açısından
Islam", "Eleştirel Teori Bağlamında Gündelik Yaşam",
"Edebiyata Felsefeyle Bakmak" konulan ele alınacak.
tesı, çarşamba ve cuma günleri yapıla-
cak "Felsefe OkumalarTnda. "Insan
ve Felsefe Açısından İslanT. "Eleştirel
Teori Bağlamında Gündelik Yaşam",
"Edebiyata Felsefeyle Bakmak" konu-
lan ele alınacak. Boğaziçı \ e Galatasa-
ray üniversiteleri Felsefe bölümlerinden
akademisyenlerın de katılacağı toplan-
tılar, isteyen herkese açık olacak.
Platform bu yıl, 22 liseden öğrenci-
lerin felsefe, sosyoloji, psikoloji ve sa-
nat alanmdaki yazılanndan oluşan bir
Felsefe Dergisi yayımlayacak.
Açık Radyo'da, Platform'a katılan
iki öğrenci tarafından sunulacak "Pü-
rüz" adlı radyo programında. felsefe
tartışmalan. röportajlar ve mekân ana-
lizleri gibi bölümler yer alacak.
Platform'dan üç ögrenci ile felsefe ve
felsefe yapmanın yaşamlarına etkısı
üzerine görüştük.
Cağaloğlu Anadolu Lisesi öğrenci-
si Ceren Şahnacı. felsefeye ilk adımı,
"insanın düşünmeye başladığı ilk an"
oiarak nitelendirerek, "Defersizliğin
değer olduğu bir dünyada düşünce eli-
mizde kalan tek şey. Tutunacak başka
dal yok" dıyor.
St. Benoit Lisesi öğrencisi Ferhat
Taylan, felsefe yapmanın insanı aynca-
lıklı bir konuma getirdiğine. düşünsel
anlamda edilgenlikten kurtardığına dık-
kat çekiyor. "Çe%reden gelen (Hayat
böyle yaşanır) baskısı alünda, 'Hayat
neden böyle yaşanır'ı sorguluyonız."
diyen Taylan, felsefeyle ilgılenmeye
başla> ınca bilgi açlığının arttığını. ye-
tersizliklerinin farkına vardığını anla-
tıyor. Öğrencilenn bilgi için değil, not
için, dıploma için uğraştıklanna dik-
kat çeken Taylan, günümüzde bilginin
değil paranın geçerlı olduğunu \-urgu-
luyor.
St. Benoit Lisesi öğrencisi Hakan
Yücefer ıse felsefenin yaşam odalan-
na ulaşmak için bir koridor olduğun
belırterek, "Bizter bu koridorun faı
kında olup odalara girmeden önce kc
ridorda yüriiyoruz" dıyor.
Felsefe yapmanın olanaklannın gıde
rek daraldığına dikkat çeken Yücefeı
şunlan söylüyor:
"Felsefe yapmak için tutarb bir bü
tünlüğe sahip olmak gerekir. Ama böy
k bir toplumda çok zor. Oğretmeniı
yaıunda ögrenci.Anne -babanın vanın
da oğuL kız arkadaşın yanında sev gil
vh» farklı roller içindeyken özneparça
lanıvor. Ozne parçalanmca tutarlılık ge
rektiren felsefe>le nasıl uğraşılır?
Felsefe>e önyargüarla bakılrvor.' Ka
zanç geürmıyor', 'Alternaüf getırmiyor'
'Felsefecı kendi kabuğunda yaşıyor
diye düşünülüyor."
Kadınsı çizgiler
Gianni \ersace Nişantaşfnda gerçekleştirilen de-
fikde 1998-99Sonbahar KışKadın KoleksryomTn-
dan 45 parçalık özel bir böiüm sergilendi. Duj-
gusal çekicilik ve kadınsı çizgilerin ön planda ol-
duğu koleksiyonu Deniz Pulaş, Ce\lan, Ze\nep
Tokuş, Sema Şimşek, Aliana ve Laura sundu.
AğırüJklı olarak siyah ve gri tonlannın kullanıl-
dığı koleksiyona desenli kumaşlar hâkim. PaJto
ve pelerin tarn kı\ afetierde kullaıulan canlı renk-
ler, \akalardaki kürklerie daha ilgi çekici hale
getifiliyor. (Fotoğraf: KADER TUGLA)
Karadeniz'e, oradan da İstanbul'a ulaşmayı planlıyorlar
Kanoda heyecanh yolculuk
LEYLA TAVŞAiNOĞLL
Çok cesur. heyecan ve-
rici, heyecan verici oldu-
ğu kadar da tehlikeli bir
yolculuk ve deneyim...
Gencecik bırkaç Türk.
bu yürekliliği göstererek
Kuzey Denizi'nden Ka-
radeniz'e "Ren-Tuna Ka-
no Geçişi" adını \erdik-
leri biryolculuğu gerçek-
İeştiriyorlar.
Temmuzda Kuzey De-
nizi'nden kanolanyla yo-
la çıktılar. Kasım başın-
da Tuna yoluyla Karade-
niz'e. oradan da lstan-
bul'a ulaşmayı planlıyor-
lar...
Bu kişiler kimler triın
Gökhan Türe, Zafer Kı-
zılkaya, Turgay IşıkJar,
Levent YükseL Aslı Tü-
re ve Cenk MetİJikava. .
Gökhan Türe, Zafer KJ-
zılkaya, Turgay IşıkJar,
Levent Yüksel esas kano ekibi. As-
lı Türe ve Cenk Metinkaya onlara ka-
rada lojistik destek sağlıyorlar. gece-
leri bannacaklan kampı kuruyorlar.
her türlü gereksinimi el altında ha-
zırtutuyorlar...
Bu yazıyı okurken "Nasıl bir ka-
no yolculuğu" diye sorabilirsiniz.
Bu. gerçek bir kano yolculuğu.
"Kayak" adı verilen kanolanna bi-
niyorlar ve saatlerce kürek çekiyor-
lar. Hem de bu mevsimde... Gökhan
Türe, ıslanmamak için su geçirmez
giysi giydiğini anlatarak bunun xü-
cudu çok terlettiğini ve ciddi su kay-
bına yol açtığmı anlatıyor. Bir de sa-
atlerce kürek çekmekten koltuk alt-
lannın yara olduğunu söylüyor. Bun-
dan başka sıkıntısı yok. Yolculuğu çok
heyecanh buluyor. Ha. bir de çiçeği
bumunda eşi Aslı'dan uzun saatler,
Gökhan Türe, Zafer Kızılkaya. Turga> Işıklar, Levent Yüksel esas kano ekibi. .\
lı Türe ve Cenk Metinkaya onlara karada lojistik destek sağüyorlar. geceleri ba-
nnacaklan kampı kuruyorlar, her türlü gereksinimi el altında hazır tutuyorlar.
bazen de günlerce ayn kalmak onu
dertlendiriyor.
Evet, bu macera dolu yolculuğa
çıkıldığı sırada grup içinde bir de
romans yaşanmış ve Aslfyla Gök-
han apar topar evlenmeye karar \er-
mişler. Ama nıkâhtan sonra ancak
bir günbaş başa kalabılmışler. E\ kur-
ma ve bir arada olma hayallerini ar-
tık Türkiye'ye dönüşte gerçekleşti-
rebilecekler.
Alcatel şırketıyle Atlas dergısınm
sponsorluğunu üstlendığı bu yolcu-
luğun uzunluğu. Kuzey Denizi'nden
Karadeniz'e, toplam 4.500 km. Eki-
bin güzergâhı Hollanda'dan başla-
yarak Almanya, Avusturya, Macaris-
tan, Slovakya. Sırbistan. Hırvatis-
tan, Romanya, Bulgaristan.
Yolculuğun amacmı ekip şu ana
başlıklarda topluyor:
• Başta ağrr endüstri atıklannın dö-
küldüğü Tuna nehri ohnak üzere. ne-
hirlerin kirletilmesine dikkat çek-
mek.
• Türkiye "de de bir "nehir koruma
ağı" oluşumunu gündeme getirmek.
• Dünyada daha önce yapıldığına
dair hiç kayıt bulunmayan bir yolcu-
luğu, "Avrupa Kıtası'nı bir kano Ue
iç sulardan bo> dan boya geçişi" ger-
çekleştirmek.
• Avrupa kültürlenni göz önüne
sermek.
Biz, bir grup gazeteci, Alcatel'ın
Türkiye Genel Müdürii Lütfi Yenel'le
birlıkte, ekiple Macaristan"ın Ester-
gon kentinde, Tuna kıyısında buluş-
tuk; onlarla kürek çektik. Yolculuk-
tan beklentilerini dinledik. Sonra da
lstanbul Boğazf nın Karadeniz giri-
şinde buluşma sözüyle vedalaştık.
İklim Değişikliği Sözleşmesi
Aykut'a bilim
dünyasından tepki
İstanbul Haber Servisi -
Çe\re Bakanı İmren Ay-
kut'un. Iklım Değışıklığı
Sözleşmesfnın, ancak
"kalkınmanın" sağlanma-
sından sonra imzalanabi-
leceği yönündeki açıkla-
masına bilim adamından
sert tepki geldi. Kocaelı
Üniversitesı öğretim üye-
sı Dr. Tanay Sıdkı Uyar.
Türkiye'nin, dünyanın or-
tak kullandığı atmosfenn
korunmasına ilişkin alına-
cak küresel kararlara enın-
de sonunda uymak zorun-
da kalacağına dikkat çeke-
rek "Gelecek yülarda bu-
nun zararlannı daha ağır
ödeyeceğimiz unutulmak-
tadir" dedi.
Dr. Uyar, yaptığı yazılı
açıklamada, sera gazları-
nın, kömür, petrol, doğal-
gaz, motorin, benzın gıbı
fosıl yakıtlann yeraltından
atmosfere çıkanlması \e
yakılmasının bir ürünü ol-
duğunu belırttı. L'var. "İk-
lim değişikliği etkisi küre-
sel bir etkidir. Bugün yereL
ulusal ve küresel gerçekle-
rin farkında olan ülkeler.
eski\e kirli teknoloji ve üre-
timlerini bu gerçeklerin far-
kında olmayan ülkelere ak-
tarmaktaduiar. İklim De-
ğişikliğiÇerçeveSözleşme-
si'ne paralel olarak her iil-
kenin bir kotası oiacağmdan
söz edilmekte ve bu kotala-
nnı doldurmamış olan ül-
kelerden çevreyi kirtetme
hakkmın, sanavileşmişolan
ülkelerce satın alınabiiece-
ğinden söz edilmektedir.
Eğer bu öneri havata geçi-
ritecek olursa ülkemiz ge-
lecek \ ıllarda kuilanabUe-
ceği bir parasal kavnağı bu-
günden rüketmiş olacak-
ür" dedı.
e-posta : tan (a prizma. net. tr
SÖYLEŞİ ATTİL4İLHAN
'Sevgiye Dayalı Hizmet!'
l j mtiyazlı Tarikatlar' söyleşilerıne (Bkz. Cumhu-
I riyet, 13/15 Nisan 1998) 'Mason' tepkisi, ne ka-
dar dolaylı ve 'müphem' olduysa; 'Rotaryen' tep-
kisi, o kadar 'bâriz' ve 'dolaysız' oldu: birisi 'örtü-
lü' öteki 'açık' birer 'tarikat' olduğuna göre, şaşıla-
cak bir taraf yok: 'rotaryen'\n birisi, telefonu açıp,
ekşi bir sesle sizi paylıyor; bir başkası, Prof. Dr. Sel-
çuk Somer, kibar ve nazik bir mektupla, 'bilgi ek-
sikliğinden doğan yanlışları' düzeltmeyi amaçlıyor.
Gerçekte ikisinin de yaptığı, Masonlar'ın yaptığı:
'örgütlerinin'tarihçelerini, maksatlarını ve program-
larını ulaştırıyorlar; yâni, 'resmi' ve 'yasa/'tavırser-
gileniyor; üstelik 'iyiniyet'\n ve 'insanlığa hizmet'in
kanıtı olarak öne sürülüyor.
Oysa tarttştığımız başka şey! 'Resmen' söyle-
nenle, 'uygulama' arasındaki fark! Uluslararası 'si-
vil toplum' örgütlerinin, 'Sistem' tarafından -en
çok da 'Soğuk Savaş' döneminde-, siyâsi ve ikti-
sâdi amaçlar için 'kullanıldığı', herkesin bildiği bir
gerçek! 'Banş Gönüllüleri'ni. bilmem hatırlar mı-
sınız? 50'li yıltarda, Anadolu kırsalında köylüye hiz-
met gibi yüce bir amaçla gelmiş, yurdun en ücrâ
köşelerine dağılmışlardı. Çoğunun Amerikan 'ser-
visleri' hesabına; nüfusumuzun, 'etnikyapısından'
tutun; din. mezhep ve tarikat farklılığına kadar, ni-
ce alanda 'bilgi deriedığı' anlaşılmıştır: acaba bu,
yada buna benzeryöntemlerle edinilmiş başka bil-
giler olmasaydı; 'Islâmi muhalefet' ve 'etnikmuha-
tefef'le ilgili dış hesaplar, bu kadar usturuplu yapı-
labilir miydi?
Bunu sinek pislemedik bir yere yazınız.
İki ilginç tablo'!..
Tablo: 1/ - Upton Sinclair, Jack London'la na-
sıl karşılaştığını şöyle anlatmıştır:
"...biz genç sosyalistler, onun şerefine 'Büyük
Santral Oteli'nde, büyük bir toplantı tertip etmiş-
tik: o, Florida'dan gelecekti, gecikti; ümidimizi
kestiğimiz anda, meydana çıktı: kendisini selâm-
layan kırmızı flamalar arasında kürsüye çıktı; ve
sâkin bir meydan okuyuşla, 'New-York şehrine
ilk 'ihtilâl nutkunu' verdi. Nutuk, elbette, New-
York'un hoşuna gitmedi..." (Altın Zincır, s. 210. ls-
tanbul, 1940) Sinclair, bu ortamın 1904/1905 ta-
rihlerinde oluştuğunu söylüyor. Burası. Nevv-Yorkî
Chicago'yagelince, aynı Upton Sinclair'in o yıl-
larda ABD'ni sarsan ünlü eserinde, o şehrin mez-
bahalarındaki cehennemî çalışma ortamı, işçilerin
yoksulluğu ve çaresizliğı yansıtılmıştır; dilimize, 'Şi-
kago Mezbahaları' adıyla çevrilen romanın asıl
adı, o tarihte ABD Işçi Sınıfı'nın 'durumunu', çok
daha iyi anlatıyor; "The Jungle / Balta Girmemiş
Vahşi Orman!". Kitabın tarihi. 1906.
Tablo: 2/ - Prof. Dr. Selçuk Somer, Rotary
Club'un nasıl ve kimler tarafından kurulduğunu,
şöyle anlatıyor:
"...1905 yılının Amerikası'nı gözümüzün önü-
ne getirirsek, bugünün deyimi ile 'vahşi kapita-
lizmin' tam yeşermeye başladığı bir dönemi in-
celediğimizi görürüz; Sanayi Devrimi'nin sonu-
nu vurgulayan bu acımasız rekâbet ortamında;
ve Amerika'nın en insafsız şehirlerinden birisi
olan Chicago'da; büyük bir yalnızlık içinde bu-
lunan dört kişi, Paul Harris (avukat). Silvester
Schiele (kömür tüccarı), Gustavus E. Loehr
(mağden mühendisi) ve Hıram Shorey (tüccar
terzi), (...) tek amacı 'sevgiye dayalı hizmet üret-
mek' olan Rotary Club'ü kuruyorlar..." (Rotary Ne-
dir?,s. 3.1997)
Hiç siyasi iktisat bilmeyen biraydın bile, bu iki 'tab-
lo' arasındaki 'farkı've'karşıtlığı'görmezmi? 'Vah-
şi' kapitalizm, 'İnsafsız' sanayileşme, işçileri ezmiş
ve bunaltmış; ellerinde kırmızı flamalar, - 'ileıici' ay-
dınlarla beraber,- sosyalist bir hak mücadelesini ör-
gütlemeye başlıyorlar; öbür tarafta dört büyük bur-
juva bir araya gelip, herkesi -bu arada öncelikle iş-
çileri- 'sevgiye dayalı hizmet üretmeye' çağınyor-
lar.
Bu kadan bile, Rotary 'fe/sefes/'nin, toplumsal
diyalektiğin sert çelişkisini 'yumuşatmayı'amaçla-
dığını; bir manada 'hizmeti', yâni 'emeği', evcilleş-
tirme yolunu açtığını göstermez mi?
Ne hikmetse!..
* I I ykuyadalmışMasonluğun', 'uyandınlması-
KJ n/n'da; 'Uluslararası Rotary Hareketi'nin 'ya-
pılanmaya' başlamasının da; ülkemizde, 'Soğuk
Savaş' yıllannda gerçekleşmesi, şaşırtıcı bir tesa-
düftür. Işin tuhafı. bu Avrupa'da da böyle olmuş-
tur: oradada, Rotary Hareketi'nin 'hareketlenme-
si', 'Sıcak Savaş'ın sona ermesi, 'Soğuk Savaş'ın
başlamasıyla, aynı zamana denk düşer; tesadüfe
bakın ki, aynı zamanda bütün kıt'ada sosya-
list/komünist 'işçi muhalefeti' hızla yükselmek-
te, çoğu Avrupa ülkelerinde iktidar, bu partile-
re geçmektedir. Ne kadar da, 1900'lü yıllarda,
ABD'deki 'sosyal durumu' andmyor?
Ülkemize gelince, bildiğinizgibi Gazi' 'Masonlu-
ğu' menetmişti; ABD'Iİ 'Rotaryen' James David-
son, çıktığı Ortadoğu seyahati sırasında, Türkiye'yi
ziyaret eder (1928), 'mumaileyh', Şükrü Kaya ile
'samimi' bir hasbıhâlde bulunmuş; anlaşılan, kibar-
ca 'sepetlenmiştir'; 50'li yıllara, yâni Türkiye'nin
'Sistem'le ilişkiîerinin sıkılaştığı zamana kadar, bu
iki 'medeniyet tarikatından' sesçıkmaz; DP iktida-
n ile başlayan 'uyanış' ve 'gelişme'ı anti/emper-
yalist, radikal lâik ve cumhuriyetçi, 'Kemalist'
aydının; yavaş yavaş, 'ilercilik' ya da 'sosya-
lizm' yerine, 'seçkinci' bir 'evcilleşmeye' yön-
lendirilmesi; bu sâyede, zamanla geliştirilecek
neo-liberal -daha Türkçesi Neo/Tanzimatçı- 'ay-
dın tipi'ne zemin hazııiaması şekline dönüş-
müştür. Ortalıkta ahkâm kesen örneklerin bol-
luğuna bakılırsa, 'operasyon' hayli başanlı ol-
muştur.
Çünkü neden? Masonlar olsun, Rotaryenter ol-
sun, açık açık, komünistlere, faşistlere, nazilere ve
kökdendincilere yükleniyoriar da; sıra 'liberalliğe' ge-
lince, çıtlan çıkmıyor; açıkça görülüyor ki, karşı ol-
madıklan tek fikir düzeni, liberallik; mensup ol-
dukları sosyal kesim ise, orta ve yüksek burju-
vazi! İyi de, bu, ABD öncülüğündeki 'Sistem'in, yer-
yüzünde gerçekleştirmek peşinde olduğu 'Yeni
Dünya Düzeni'nin, tam da aradığı 'aydın türü' ve
'aydın tipi' değıl mi?
'Sevgiye dayalı hizmet', acaba sâhiden 'insan-
lığa' mı?
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eida.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm