Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17EKİM1998CUMARTI
HABERLER
Cezaevlerinde
göpüş
• ANKARA (AA)-29
Ekim Cumhuriyet Bayramı
dolayısıyla ceza ve
tutukevlerinde buJunanlara
açık ve kapalı görüş
yaptınlacak. Açık görüşten.
Kurban Bayramı dolayısıyla
verilen açık görüş ızninden
sonra firar edenler. firar
teşebbüsünde bulunanlar,
cezaevi idaresine karşı isyan
edenler \ e sıyasi tutuklu ve
hükümJüler yararlanamıyor.
Siyasi tutuklu ve
hükümlüler kapalı görüş
yapacak.
CHP'nin Türkiye
Projesi
• ANTALYA(AA)-
CHP'nin. "Türkiye Projesi'
adı altındakı çalışma
gruplannın oluşturduğu
'Sosyal Güvenlik ve Sağlık
Raporlan', yann Antalya
Tenis Ihtısas Kulübü
tesislennde tartışmaya
açılacak. CHP ll Başkanı
Mustafa Çetın Kaya. konu
ile ilgilı kuruluş temsılcılen.
meslek mensupları. sendıka
temsılcılen \e ilgili oda
temsilcilennın katılımını
sağlayarak görüş ve
önerilennı almayı
amaçladıklannı bıldirdı.
fiazeteciler
konferansı
• ANTALYA (AA) -
'Türkıye-Avrupa Bırlıği
Gazetecıler Konferansı'nın
şekizincisi, 22-23 Ekım'de
Ântalva'da yapılacak.
_Avrupa Komısyonu Türkiye
Temsılcısi Büyükelçi Karen
Fogg'un başkanlık edeceği
Jconferansın açılışına
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in de katılacağı
bildınldi. Antalya Ticaret ve
Sanayı Odasrnın (ATSO)
destek ve gınşimlen,
Avrupa Bırliği Komisyonu
Türkiye Temsılcılıği'nin
organızasyonuyla Türkiye
ve Avrupa Birlığı
Tilkelerinden yaklaşık 30
gazetecının katılacagı
konferansta Türkiye-Avrupa
Birlığı ilişkılerinin siyasi.
ekonomik, bölgesel ve
•kühürel yönJeri tartışılacak.
KaraSes'
operasyonu
• BURSA (Cumhuriyet) -
Bursa Emnivet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğü ekıplen, ıki gün
süreyle>aptiklan
operasyonlarla 'Kara Ses"
Cemalettın Kaplan'ın
adamlan olduğu bildırilen 7
kişiyı gözaltına aldı.
Yılmaz'ın
yoğun günü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Mesut
Yılmaz. MtT Müsteşan
Şenkal Atasagun ile l .5 saat
süreyle göriişürken
Genelkurmay Harekât
Başkanı Büyükanıt ve îş
Bankası Genel Müdürü
Ünal Korukçu'yu kabul ettı.
Korukçu. 28 Eylül günü
emeklı olacak.
Alptekin'e dava
• İstanbui Haber Servisi -
Millı lstıhbarat Teşkilatı'na
(MlT) aıt belgeyi \e Terörle
Mücadele Şubesı'nde
görevli polislenn
hüv ıyetlenni açıklamak.
MlT"in manevi şahsiyetım
alenen tahkjr ve tezyif ettıgı
gerekçesiyle 16 Mart davası
avukatlanndan Cem
Alptekın hakkmda Beyoğlu
Cumhuriyet Savcılığı'nca
dava açıldı.
5. Ahilik Haftası
• Haber Merkezi -
Mersın'de dözenlenen
Geleneksel 5. Ahilik Kültür
Haftası ve Esnaf Bayramı
törenlerinde konuşan
Çalışma ve Sosyal
GüvenJık Bakanı Nami
Çağan. Kültür Bakanı
Istemihan Talay toplumdakı
dayanışma, birlık ve
bütünlüğü sağlayan önemli
bir kültür varlığımız olan
Ahiliğin. esnaf ve
sanatkârlann bünyesınde
yaşayarak sürdüğünü
belirttiler. 12-18 Ekım
Ahilik Kültürü Haftası
nedeniyle Trabzon'da.
kutlama etkinlikJerı
çerçevesinde "Ahi Pilavı"
dağıtıldı.
MÜ İletışim Fak. 1996-97
yılı öğrencı kimliğımı
kaybettim, hükümsüzdür.
ÜMİT KARAASLAN
Pasomu kaybettim.
hükümsüzdür.
ÖZGÜR ÛZDEMİR
Soruşturma Komisyonu Başkanı Tanık, DYP liderinin yasak savdığını ileri sürdü
ÇüHerikı ıa edemecKAYŞE SAYIN / DÜRDANE KIRÇUVAL
ANKARA-TBMM Malvarlığı Soruştur-
ma Komisyonu. DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller'in "kaçamak" yanıtlardan oluşan
sözlü ve yazılı savunmasını yeterli bulma-
dı. Sorulann yüzde 80'ini "şirketleresorun,
yazılı cevap vereyim, kayıtlarda vardır" di-
ye geçiştiren Çiller, 5 Nisan sürecinde ba-
tan bankalara kaynak aktanmı, ve vergı be-
yanlanndaki '•uçurum l1
derecesındekı çe-
lışkıler konusunda "Bana verilen rakamlar
öyteydi. Şirkedere birdaha sorayım" demek-
le yetindı.
Komisyon Başkanı Süha Tanık, Çiller'ı
üyelerle yapacağı görüşmenin ardından ye-
nıden ifade vermeye çağırabileceğinı bıldir-
dı. Tanık, Çiller'in kendisıne sunulan çok
önemli savunma fırsatını kaçırdığını belir-
terek "Sanki yasak savar bir tavırda konuş-
fu ve gitti. Övle bir tavır sergiledi ki komis-
vona. aldığı ayakkabının, elbisenin fîyannı
sormaktajı başka fırsat bırakmadı" dedı.
Tanık, Çiller'in bırçok soruyu "şirketfcri-
• Süha Tanık, Çiller'in kendisine
sunulan çok önemli savunma fırsatını
kaçırdıgını belirterek "Sanki yasak savar
bir tavırda konuştu ve gitti. Öyle bir tavır
sergiledi ki, komisyona, aldığı
ayakkabının, elbisenin fiyatını
sormaktan başka fırsat bırakmadı" dedi.
me sorun" dıye geçiştırmesının anlamsız
olduğunu \ urgulaş arak "Biz zaten şirkede-
re, bankalara gerekü sorulan sorduk. Bu bir
nihai toplanrndı. Orada. şirkederin cevap
vermediği sorulann karşılığını sayın genel
başkandan du\alım istedik. Ama Sayın Çil-
ler. kendisine tanıdığımı/sav unma hakkı ko-
nusunda bile başmdan smar gibi cevaplar
verdigtttrdedı.
Komisyon üyelennin sorulan ve Çiller'in
verdigi yanıtlar tutanaklara göre özetle şöy-
le:
Tuncay Karaytuğ (CHP)-Sizin veeşinizin
>a da ortağı bulunduğunuz şirketlerin >urt
dışındaki herhangi bir bankada me\ duat \a
da kredi hesabı var mı?
Çiller. Doğaldır olması. bunlann muha-
tabı ^.ırketler..
Karaytuğ: Kredi Uis.ki.si olduğu. Ameri-
ka'da ya da bir başka AvTupa ülkesinde kre-
di ilişkiniz olduğuna ilişldn herhangi bir be-
vanat vokru bize bugiine kadar ulaşan kay ıt-
lar içerisinde...
Çiller. Bızım maUarlığımızın beyanı
açık. Şırketlenn nesi olup olmadığının mu-
hatabı da şırketlerdır.
A n a d o l u İnailÇ Önderlerİ ToplanbSl C c m
Vâkfi'nca düzentenen "Anadolu İnanç Önderleri Birinci5
Toplanrjs"lstaııbui"daba'}ladı.Toplanrjda[>e%letBakanıCa\itKa\
>
ak,
erken secim tartışmalanyla ilgili olarak Meclis karar vermedikce seçimlerin 18 Nisan'da vapılacağını belirtti. Kavak, Türkiye'de rejim
tartjşması yaratmaıun, rejim bunalımı dogurmanın. bu devietin ve milletin belini bir daha kolay kolay doğrultamajıiasına neden oJa-
cağını söyledi. Cem Vakfi Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan. Atatürk'ün ölümünden ve özellikk çoğulcu detnokrasinin Türkiye'de
uygulanmaya başianmaandan sonra deviet yetkifcrini kullananlann; Alevi Bektaşi ve Mevle\ileri görmezlikttn geldiğini belirtti.
tedavi edildiMeis Adası'ndaki hâsta Yunanlı kız acil öîarak sığındı|
Komşu kızjıuı uzanan barış elitZMİR (Cumhuriyet Ege Büro-
su) - Hastalanan kızını Meıs Ada-
sı'nda tedavi ettiremeyen \e heli-
kopter talepleri de Yunan makamla-
nnca gen cevrilen Yunanlı Temizte-
mistoklis Zavasia çareyi kiraladığı
teknevle Türkı\e'ye geçerek Kaş
Devlet Hastanesı'ne sığınmakta
buldu. Yunanlı bir babanın. kızını
Türk doktorlanna tedavi ettirmesi-
ni sındiremeyen Yunan makamlan
da adaya dönen babayı ülkeyi ızın-
siz terİc etmek suçundan sonjştur-
maya aldı.
Meıs'ten öncekı gece saat 23.00
dolaylannda kiraladıgı balıkçı tek-
nesiyle Türkıye'ye gelen Yunanlı
Zavasıa, apandısit kuşkusuyla ge-
tırdıği kızını Kaş De\let Hastane-
sı'nde tedavi ettirdikten sonra dün
ülkesıne döndü. Kaş Kavmakamı
Mehmet Göbekmerdan, olayı doğ-
rulayarak Pbpi Za\Bsia (10) adlı kız
çocuğunun babasıyia bırhkte önce-
ki gece Kaş Devİet Hastanesı'ne
geldiklerini belirterek. "Hastaya
Meiste apandisit teşhisi konulmuş.
Babası Yunan yetküüerden heh'kop-
ter istemiş. \ncak. Rodos \aliliği ge-
ceolduğu gerekçesiyle bunaiân ver-
memiş. Çaresiz kalan Yunanlı baba
da Meis'ten tuttuğu bir balıkçı tek-
nesiyie ada\ı terk ederek hastane-
mize başvurmuş" dedi.
Yunanlı Popi Zavasia'nın apan-
dısit değil. bagırsak enfeksıyonuna
yakalandığını belırten Kaş Devlet
Hastanesı Başhekımi Opr. Dr. Ser-
dar Turgut gerekli teda\ ınin uygu-
landığını ve hastanın dün taburcu
edilerek babasıyia birlikte adaya
döndüğünü belirtti.
Popı Zavasia ve babası Temizte-
mıstoklis Zavasia hakkında kaçak
olarak yurtdjşına çıktıklan gerek-
çesı>le Meis'teki Yunan makamla-
nnca soruşturma başlatıldığı öğre-
nildı. Baba Za\asıa. yetkilılerin ve
Yunan ıe\e\ ızyonculannın sorulan-
nı. "Kızım hastalandı. Acılariçinde
knranıyordu. Adada tedavisini > ap-
tıramadım. Çareyi Türkiye'ye,
Nafiz Karacan, DCM'de gasp suçundan tutuklandı
Kulaksızoğlu'nun sorgusu sürüyor
Kaş'a grtmekte buldum. Türkler ba-
na insanlık gösterdiler. kınmı sağlı-
ğma kavuşhırdular. Aynıdurunıda
kalsam yine Türki\e'\e geçerim"
dedı.
Turgut, Popi'nın babasıyia birlik-
te öncekı gece saat 23.00 sulannda
ve acılar içinde hastaneye geldiğini
belirterek. dahılıye servısıne sevk
edildiğını. burada Dr. Giray Üçkök
tarafından yapılan muayenesınde
bagu"sak ıltihabı teşhısı konulduğu-
nu belirtti. Opr. Dr. Turgut. Meis'te
yaşayan Yunanlılann daha önce de
hastanelenne sık sık başvurarak te-
davilenni yaptırdıklannı anımsata-
rak. "Yıllardan beri Meis'te yaşa-
yanlar, Kaş'a gelerek hastanemizde
tedavi oiuyor. Yunan makamlan
şimdi bunu niye >adırgadıJar, anla-
yamadık. Popi iki gün boyunca has-
tanemizde kaldı. Dahiliye senisinde
kan ve idrar tahlilleri \apıldı. Acı
çektiği bagırsak iltihabı giderildi ve
sağlıklı olarak taburcu edildi. Baba-
kız adaya geri döndüler" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Biirosa) - İHD Genei
Başkanı Akm Birdal'a suikast olayına adı kanştığı
gerekçesiyle gözaltına alınan Nafiz Karacan dün
tutuklandı. Karacan, çete bağlanhsı olduğu gerek-
çesiyle gönderiidiğı DGM'de gasp suçundan tutuk-
lamrken arkadaşı Kazancı serbest birakıldı.
Suikast olayının azmettiricisi olduğu gerekçesiy-
le gözaltına alınan ve "Yeşfl" kod adlı ÎSÎahmut Yıl-
dırun'm arkadaşı olduğu ileri sûrülen Mehmet Ce-
mal Kuiaknzoğlu'nun sorgusuna da devam edilı-
yor. Kulaksızoğlu'nun Yeşil'le buluştuğunu belirt-
tiği işyerinin telefonlanntn MİT'e aıt olduğunun
saptandıgı öğrenildi. Kulaksızoğlu'nun dışında 4
kişi daha gözaltmda bulunuyor. Bu kişilerin gele-
cekhafta içindemahkemeye sevkedilecegi öğreni1-
di. 9 Ekim Cuma günü gözaltına alınan Karacan.
dün erken saatlerde Kazancı ile birlikte sıkı güven-
lik önlemleri altında DGM Başsavcılığı'na getiril-
di. Karacan, savcıhk sorgusundan sonra tutuklanma
istemiyle yedek hâkimliğe gönderildi. Karacan,
yaklaşık bir saat süren sorgusundan sonra .Ankara 2
No'lu DGM yargıcı Mehmet Maraş tarafından tu-
tuklandı.
Ankara Emniyet Müdürlöğö Terörle Şube Mü-
dürlüğü"nde sorgulaması süren Kulaksızoğlu'nun
MtT'le bağlantısının olduğunu, Karacan ve Yeşil'le
birlikte sık sık buluştuğunu söylediği öğrenildi. Ku-
laksızoğlu'nun, Ankara Gazi Mustafa Kemai Bul-
\an üzerinde büyük bir iş merkezinde bulunan Röz-
gâr Güvenlik Şirketi'nde Yeşil'le sık sık bir araya
geldiğini söylemesi üzerine, polis söz konusu işye-
rine ait telefonlann Telekom'dan kayıtlannı istedi.
Gelen bilgiler doğrultusunda işyerinin telefonlanrun
MİT'e ait olduğu saptandı.
Erkan Mumcu (ANAP): Sayın Çiller, biz
1991 yılından iübaren TBMM'ye >erilen bö-
tün beyannameler arasında yapılan değer-
iendirmelerde kavnağı açıklanamayan bir
değer tesbit ediyoruz™
Çiller: Sizin iddianız yanlış değerli üye,
yani böyle bir şey yok.
Mumcu: Cevap alamadığım sorumu tek-
rar sormak istiyorum. 1991 yılında TB-
MM'ye sunduğunuz malbildirimi beyanna-
mesinde bevan dışı bıraknğınız herhangi bir
ekonomik değer var mıdır, yok mudur?
Çiller: Şimdiye kadar söylediğım şeyier
cevabuıızı kapsıyor.
Mumcu: Bugünkü değerte 11-12 milyon
dolarük değere sahip şirketinizin (Marsan).
ciddije alınabilir hiçbir sergi ödememiş, o^
masınu hiçbir kâr bevan etmemiş olmasuu
nasıl açıklıyorsunuz?
Çiller: ...Vergıye ilişkin sorduğunuz soru-
lar ise tekrar ediyorum, bunlan sormayla
yetkili olan kişiler vardır.
Başkan: İs>içreveLüksemburg'daki her-
hangi bir kredi kuruluşun-
dan kredi kullandığını/ doğ-
rumu?
Çiller: Bu konuda muha-
tap GCD, ben bunlann kim-
lerle kredi alıp almadığını...
Başkan: Ama şirket sizin
genel başkan-
Çiller: Efendim, şırketin
bizim olması, oranın yöneti-
cilerinin ne yaptığı konu-
sunda bizim, illa bilgi sahi-
bi olmamız veya bunu takip
ediyor olmamız gereğini or-
taya koymaz.
Abdullah Akarsu
(ANAP): Parti gnıbunuzda
"5 Nisan ekonomik kararla-
n sonucu aileme ek vergi yü-
kü 1 milyar 800 milyon lira-
ya yakındır" dediniz. Yapn-
ğım incelemelerde, gayri-
menkulleriniz için ödediği-
niz yekûn ekonomik denge
vergisiyle beraber net aktif
verginiz 185 milyon lira. Si-
zin ifadeniz >anlış mıdır. \ok-
sae\raklarda bir eksiklik mi
vardır?
Çiller: Ben şirketlerden
aldığım bilgiyi ilettim.
Akarsu: "Eşimın doku-
nulmaziığı yok" dediniz.Ai-
legeieneğinizde bütün herşe-
yin ortakolduğunusa> ın eşi-
nizin \esizin iladenizden an-
Iıyonız.Sayın Özer Uçuran 3
tane evrak sahtedliğinden
vesaireden mahkemeden.
Bu sizi de bağiar mı?
Çiller: Bu evTak sahtecili-
ğı, aslmda son derece yanlış
bir iddiadır. Şu anda yargı-
dadır ve kesin bir karara va-
nlmış değildir. Bir mesele-
nin aslı olduğu zaman buna
sahtecilik denemez.
Nuri Yabuz (ANAP):
ABD'de kurulan GCD INC
şirketinin son olarak 1995 yı-
lında gönderilen 425 bin do-
laıia birlikte toplanı serma-
yesi 925 bin dolara çıkmış.
Sermaye arrünmı isjemleri
için yapıldığı deklare edilen
bu transfer, Amcrika'dan
1997 yıiında doğrulanıyor. 4
yılhkbirfarkvar-
Çiller: Ne zaman gönde-
rildi denilıyorsa o zaman
gönderilmiştir.
Mumcu: 12Temmuz 1993
tarihinde Banka Kambiyo
Genel Müdürtüğü'nün TYT
Bank hakkmda soruşturma
yapüması talebini neden red-
dettiniz ve Bankalar Kanu-
nu'nun 64. maddesindeki
yetkinia bu yazıdan sonra
neden kullanmadmız?
Çiller: 13 Hazıranl 993'te
genel başkan seçildim ve 7
Temmuz gibi bir dönemde
de Başbakan oldum. 12
Temmuz 1993"ü o kadar
günlük olaylanmın içinde,
12 Temmuz 1993 'te ne yap-
tığımı, buna ilişkin ne yap-
tığımı soruyorsanız bu be-
nim mesuliyetim içinde o
zaman olacak bir olay değil.
Başkan: YeterlideğiL
SIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR calislar(a cumhurryetcom.tr
FRANKFURT - Hürriyet ga-
zetesinin Avrupa baskısını oku-
dukça şaşkınlık içinde kalma-
mak mümkün değil. Özellikle
seçimlerden sonra Yeşiller Par-
tisi'nden yeniden başanyla mil-
letvekili seçilen Cem Özdemir
ve önümüzdeki ay Yeşiller Par-
tisi'nden Avrupa Parlamento-
su'na girecek olan Ozan Cey-
hun, Hürriyet'in Avrupa baskıla-
rında tam anlamıyla topa tutulu-
yor. Iki genç ve başaniı siyaset-
çi, Almanların şaşkın bakışlan
arasında kendi uluslanndan bir
gazete ve onun bazı yazariann-
ca inanılmaz suçlamalarla yüz
yüze geliyorlar.
internet'i açıyorum, Türki-
ye'de yayımlanan Hürriyet ga-
zetesinde de Cem'e ve Ozan'a
yönelik heıtıangi bir olumsuz tu-
tum göremiyorum. Aynı gün Al-
manya'daki gazetenin sürman-
şetinde ise Ozan Ceyhun 'cina-
yet sanığı' olarak suçlanıyor, ak-
Hürriyet'in Avrupa Baskısında...
Ia hayale gelmedik saldınlara
uğruyor. Cem Özdemirne ilgili
yayın ise daha ilgi çekici. Yeşil-
ler'den yabancılan temsil ede-
cek bakanlık düzeyinde bir mil-
letvekili önümüzdeki günlerde
belirienecek.
Bu yer için basına yansıdığı
kadanyla iki aday var: Claudia
Roth ve Cem Özdemir. Düne
kadar 'fahişe', 'bölücü',
'PKK'nin maşası' diye suçlanan
Claudia Roth, şimdi Hürriyet'in
Avrupa baskısında Cem'e karşı
desteklenen aday haline geldi.
Hürriyet, Cem'e saldınrken Cla-
udia'yı övüyor. Claudia Roth ise
kendi partisinden bir arkadaşına
yapılan saldırıya isyan etti. bu
konuda yürütülen kampanyayı
üzüntüyle karşıladığını bir basın
açıklamasıyla belirtti.
Cem Özdemir'i de Ozan Cey-
hun'u da tanımasam 'acaba'
söyledikleri doğru mu diye şüp-
heye düşebilınm. Cem'le birlik-
te birçok uluslararası toplantıya
ve sempozyuma katıldım. Top-
lantılarda onu dınlemek ve uzun
uzun tartışmak olanağı buldum.
Cem, Almanya'da büyümüş,
kendisini lyi yetiştirmiş, pırıl pırıl
genç bir politikacı.
•••
Almanya'da çok seviliyor. Bir
ay öncekı seçimlerde kendi böl-
gesinde partisinin oylarından
yüzde 1.2 oy daha fazla tercih
oyu aldı. Ustelik böyle birtalebi
de olmadığı halde böylesıne
yüksek bir oranı tutturdu.
Cem'ın aleyhınde yürütülen
kampanya Almanya'da ve Al-
man politikacılar arasında da
tepkiyle karşılanıyor. Alman-
ya'nın en çok satan gazetesi
Bild, ciddi gazetelerinden TAZ,
Cem'i savunan yazılar yazıyor.
Birçok sosyal demokrat, hatta
Hıristiyan-demokrat politikacı
bu yayınlardan rahatsızlıklannı
dile getiriyorlar.
Almanya'da yaşayan aklı ba-
şında Türklere sorduğumda
Cem'le ilgili çok olumlu sözler
söylüyorlar. Sıradan yurttaşlar
arasında da ona sempatiyle ba-
kıldığını belirtıyorlar.
Ozan Ceyhun, yazar Demir-
taş Ceyhun'un oğlu. 12 Eylül
askeri darbesınde yurtdışına
kaçmak zorunda kalan gençler-
den. Bu süre içinde, Avrupa Par-
lamentosu'na girecek kadar
kendisini gelıştirmiş, sevdirmış
bir genç politikacı. Türkiye'nin
bu başarılı politikacılarla gurur
duyması ve Avrupa'da bu ola-
naklan kullanması gerekirken
Hürriyet'in öfkesi neden?
Cem Özdemir'e sordum.
Şunlan söyledi: "Ben, Türki-
ye'nin Avrupa Biriiği'ne girme-
sindenyanayım. Bunuherplat-
formda dilegetiriyorum. Aynca,
Almanya 'da yabancı düşmanlı-
ğına, Alman ırkçılığına karşı ka-
raıiıbir mücadele yürütüyorum.
Yabancılann haklannı savunu-
yonım.Ancak, Türkiye'deinsan
haklannın çiğnenmesine de, o
ülkenin çocuğu olarak duyarlık
gösteriyorum. Eleştirilerimi
açıkça dile getiriyorum. Ben,
anavatanımda demokrasi ve öz-
gürtükdolubiryaşam istiyorum.
Bazı gericiler, benım özgürlükçü
tutumumdan rahatsız oluyorlar.
Ne dinciliğim kalıyor, ne bölücü-
lüğüm."
Hürriyet gazetesinin Avrupa
baskısmın mülkiyeti Erol Sima-
vi'ye ait. Acaba bütün bunlar-
dan Simavi'nin haberi var mı?
Çok merak ediyorum.
CITMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
• ••İstanbul'a Dönüş
Geçen haftaki cumartesi yazım karamsar dizı
lerle bitiyordu. Oysa aynı gün Paris beni yalanla
casına güneşler içindeydi. Böylece hem iki unı
tulmaz sanat şölenini (Gustav Moreau, Mille
Van Gogh sergileri) hem de Paris'in özlediğim gi
zünü tek bir günde yaşayabildim. Güz güneşi a
tında pırıl pınl ışıldayan köprüden geçerek Orsa
Müzesi'ne yürürken bizim Galata Köprüsü'nün iç
leracısı durumunu düşündüm. Istanbul'un herg€
çen gün nasıl dayanılmaz, yaşanmaz bir kent ol
duğunu görmek için yurtdışına gitmeye gerek yol'
Fakat bu yolculukJardan dönüşlerde karşıtlık ço
daha çarpıcı duyumsanıyor. (Galata Köprüsü'nür
Eminönü'ndeki ait geçitlerin, genel olarak o yöre
lerin dayanılmaz pisliğini ancak "korkunç" sözü ni
teleyebilir.)
• • •
Sergilerini gezdiğim ressamların ışığında yıkan
dıktan bir gün sonra, İstanbul'a dönmek üzer*
bindiğim THY uçağında, Türkiye beni, gazeteleri-
mizdeki "tecavüz" ve "cinayet" haberleriyle kar-
şıladı. Bizde böylesi olaylar mı çok yaşanıyor, yok-
sa ("Cumhuriyet" dışında) gazetelenmiz bu tür ha-
berleri (ve fotoğraflannı) yayımlamaktan özel bir
haz mı duyuyor? Sanırım, her ikisi de...
• • •
Yaklaşık altı yıl kesintisiz yaşadığım sürgün ken-
tim Paris'ten 1989'dadönüşümde, İstanbui bana
bu kadar dayanılmaz görünmemişti. Bunun öz-
lemle ilgili olduğu kuşkusuz. Fakat sadece o ka-
dar değil. 1992 ya da 93'te başka yazar arkadaş-
larla Türkiye Edebıyat Günleri için gıttiğimiz Pa-
ris'ten ya da yurtdışına sonraki yolculuklarımdan
dönüşlerimde de böylesine çarpıcı bir karşıtlık ya-
şamamıştım. Ülkemizde ve özel olarak da Istan-
bul'da yaşanmakta olan hertürlü kirlenmenin gün-
den güne değil, belki saatten saate arttığını bu
kez çok açık gördüm. Bizler, bu ülkenin insanları
buna layık mıyız?
• • •
İstanbul'a döndüğüm pazar gününün gecesi,
ertesi gün Edirne Belediyesi'nce düzenlenen ki-
tap şölenine katılmak üzere Edirne'ye hareket et-
tim... Pazartesi günü Trakya Üniversitesı'nin bü-
yük bir salonunu tıklım tıklım dolduran lise ve üni-
versite öğrencilerine, Edirneli aydınlara şiir-müzik
dinletimizi sunduk... Şölenin açış konuşmasını ya-
pan Erdal Inönü de dinletimizi izlemek inceliğini
gösterdi... Sonra Sayın Inönü, Trakya Ünıversite-
si Rektörü Sayın Osman Inci, Belediye Başkanı
Sayın Hamdi Sedefçi. başkaca Edirneli aydınlar
ve konuklarla, kısa bir süre önce Karaağaç'ta açı-
lan Lozan Anıtı'nı ve Lozan Müzesi'ni görmeye
gittik... Trakya Üniversitesi sayın rektörünün yanı
sıra Prof. Metin Sözen, Prof. Tamer Başoğlu gi-
bi seçkin sanatçı ve bilim insanlarımız başta gel-
mek üzere birçok kişi ve kurumun çabalarıyla ya-
şatılan bu görkemli barış anıtı, bu ışıklarla dolu ba-
nş müzesi, kitap şöleninin yarattığı iyimserlikten
sonra içimi bir kez daha sevinç ve umutla aydın-
lattı... Bir önceki paragrafın sonundaki soruyu ya-
nıtlıyorum: Bu ülkenin aydınlık bir gelecek özlemiy-
le dolu gençliği, gerçekten özverili ve çahşkan hal-
kı, alçakgönüllü ve yurtsever aydınları, gittikçe da-
yanılmazlaşan bu çirkin yaşama biçimini, bu kir-
lenmeyi hak etmiyoruz...
Diyarbakır
Infazçetesinde
jandarmasubayları
DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbaİcır'ın Ergani
ilçesinde ölü olarak
bulunan Fethi lpek'in
katil zanhsı olarak 3
jandarma uzman çavuş
yakalanırken, bir subay
ve bir astsubay için
tutuklama emri
çJcanldı. Jandarmanın,
bir kan davalısımn
öldürülmesinde taşeron
olarak kullanıldığı öne
sürüldü.
Pamuk
tartasmdaki ceset
Bıçaklanarak
öldürüldüğü belirlenen
emekli memur Fethi
Jpek'in cesedi önceki
gün Diyarbakır-Ergani
Karayolu'nun
Dokuzçeltik köyü
yakınlannda bir pamuk
tarlasında bulundu.
Cesedin bulunmasmm
ardından güvenlik
kuvvetlerince
gerçekleştirilen geniş
çaplı soruşturmalar
sonucunda. Çermik
ilçesinde jandarmaya
yakınlığı ile tanman Ali
Yıldız gözaltına alınarak
sorgulandı. Yıldız,
sorgusunda. cinayeti bir
subay, bir astsubay ve
üç dejandarma uzman
çavuşu ile birlikte
işlediğini itiraf etti.
Yıldu'ın itirafirun
ardından yapılan
operasyonlarda
jandarma uzman
çavuşlan Serdar
Karabulut, Mehmet
Yüksek ile Levent
Korkut gözaltına alındı.
Sanıklar çıkanldıklan
Diyarbakır Cumhuriyet
Savcılığı'nca
tutuklandı. lpek'in katil
zanhsı olarak Çermik
Ilçe Jandarma
Komutaniığı 'nda
görevli Jandarma
Yüzbaşı Coşkun Bayar
ile Astsubay Mustafa
Alnak için de gıyabi
tutuklama karan
çıkanldı.
Fethi lpek'in
öldürülmesi olayını
araştıran Diyarbakır
cumhunyet
savcılanndan Hasan
Baykal. sanıklardan Ali
Yıldız'm katil zanhsı
olarak aranan ve
tutuklanan jandarma
görevlileri) le birlikte
çalıştığını itiraf
ettiğini belirterek
"Ancak ben onu
ökiürmeseydim, o beni
öldürecekti'' şeklınde
ifade verdiğıni kaydetti.
Olayla ilgili soruşturma
devam ederken.
kaçak samklann
yakalanması için
ilgili bırimlerin
harekete geçtiği
öğrenildi.
Fethi lpek'in eşi Servet
tpek, kocasının
öldürülmesi ile ilgili
bazı iddıalar ortaya attı.
Yüksekkaya ailesıyle
aralanndakı kan davası
nedeniyle 15 kişınin
öldüğüne dikkat çeken
Ipek, şunlan söyledi:
"Yüksekkaya aüesi
kocamın öldürülmesi
için Ali Yıldız'a 23
milyar lira para verdi.
Jandarmaya yakınlığı
ile bilinen Yıldız, adı
geçen askerierden
yardım alarak Fethi
Ipek'i öldürdü. Yüzbaşı
Coşkun Bayar, önce
eşim Fethi Ûe >akınlık
kurdu. Bir gece saat
sabaha karşı 03.00
sıralannda telefonla
kendisini yanına çağırdı.
O da Coşkun Ba>ar'a
güvendiği için evden
çıktı ve bir daha cesedi
bulunana kadar kimse
kocamı görmedL Şimdi
ise cesediyle karşılaşbk."