19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EKİM 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Canan Tolon'un 'Kaza Eseri' başhklı sergisi, 3 Kasım'a dek Galeri Nev'de görülebilir 'Resim yapmak sonmılıılııktıır^ ESRA ALİÇAVUŞOĞLU Çalışmalannı 1980'den bu yana San Francisco'da sürdüren Canan Tolon'un, son işlerinin yer aldığı 'Kaza Eseri' baş- hklı sergi, 3 Kasım'a dek Galeri Nev'de izleyicüere sunuluyor. "Bu yapıtlann üzerinde çauşırken devanüı olarak ken- di pasifliğinıiıı derecesini sorguladım— Örneğin, doğaya bakışımızı veya dünva- dald kaza sonucu meydana gelen olayla- ra bakış şeklimizi sorguladığım gibi" di- yen Canan Tolon, Amerika'da açtığı ki- şisel sergilerle de adını duyurmaya de- vamediyor. Sanatçı, 1976'daEdinburgh Napier College Of Commerce and Tech- nology'nin Design bölümünden mimar olarak mezun olduktan sonra Almanya Trier Fachhochschule'de iç mimari oku- du. Daha sonra Londra'da Middlesex Polytechnic and Architectural Associ- ation'dan iç tasanm diploması alan To- lon, Berkley University of California'da master yaptı. Galeri Nev tarafından hazırlanan ve Amerikalı sanat tarihçi Constance Le- waBen'in sanatçı ile yaptığı bir söyleşi- nin yer aldığı Canan Toktn/Limbo adlı kitap da izleyicilere sunuluyor. Sanatçı, 1999 Şubat ayında Ankara Galeri Nev'de bu kez Ankaralı sanatseverlerle buluşa- cak. - Resimlerinizde rastianhnın ön plan- da olduğu pas, kahve telvesi gibi malze- meleri kuüanıyorsunuz. Serginizin baş- hğı da' Kaza Eseri'. Kaza ve rasdanb ne- rede buluşuyor? Resimlerimde rastlantısallık ön plan- da. Kendine özgü yaşam süreci olan, do- gal ve canlı malzemeler kullandığım için rastlantı, çalışmalanmın ana unsuru ha- line gelıyor. Malzemeyi oluruna bırak- tığımda, ilginç olasıhklara açık bir ortam sağlanıyor. 'Kaza Eseri' diye adlandırdı- fım bu sergideki çalışmalanm da böyle bir ortamda yaratıldılar. Özellikle sa- man, ot gibi yaşayan maizemeleri, pas ile • "Bu yapıtlann üzerinde çalışırken devamlı olarak kendi pasifliğimin derecesini sorguladım... Örneğin, doğaya bakışımızı veya dünyadaki kaza sonucu meydana gelen olaylara bakış şeklimizi sorguladığım gibi. Resimlerimde rastlantısallık ön planda. Kendine özgü yaşam süreci olan, doğal ve canlı malzemeler kullandığım için rastlantı, çalışmalanmın ana unsuru haline geliyor." kahve telvesi gibi alışılmadık ya da so- nucu tahmin edilemeyen maizemeleri kullandım. Sürekli olarak kurmak ve yok etmek devinimin sadece bir parçası de- ğil, aynı zamanda da yapıtın konusudur. Ancak çok belirgin olmasa da örneğin; suyla demirin yan yana gelmesiyle olu- şan pasın çok da rastlantı oldugu söyle- nemez. Aynı durum çim için de geçerli. Ama bütün bunlara karşın ruval üzerin- de nasıl bir şekil alacağını önceden bil- miyorum. Aslında önemli olan, seyirci tarafından nasıl okundugu... - 'Çok okumadan' mıyanasuıız? Ya da izleyici sadece sanatçının 'yazdığım' mı okumah sizce? lkisi birden, dengeli olmalı. Tek oku- ma sağlıklı değil. Sanatçının da bir tek sey düşünmesini doğru bulmuyorum. Bu kısıtlayıcı bir durum yaratabilir. İzleyi- ci ve sanatçı arasında alışveriş olmasın- dan yanayım. Resimlerim çoğunlukla peş peşe ge- len lekelerden ibaret. Ben de bu lekele- re katkı yaparak. onlan sorgulayarak oluşturuyorum çalışmalanmı. Ama kat- kının oranı çok önemli; müdahale etti- ğiniz ölçüde izleyiciyi sınırlandınrsınız. Aynca yapıtın çok anlatılmasından ya- na değilim. 'Sanal peyzajlarla uğraşıyoruz' - Baa çakşmalaruuzda fotoğrafık öğe- ler ağır basıyor- Fotoğrafın yapamadığını yapmaktan; herkesin gördüğü, bildiği şeyleri yap- maktan yana değilim. Bu bir anlamda sorgulama olurken bazı insanlan hayal kınklığına da uğratabiliyor. Beklentile- rinizin yenni başkalan alıyor. -19. yüzyıhn klasik manzara resimle- ri gibi olmasa da yapıtiannızın çoğu do- ğayla bağlanok, modcrn peyzajlar-. Sizi romantiklerden ayıran özettikler neler? Doğaya; daha kimyevı, daha mikros- kobik yaklaşıyorum. Romantikler doğa- ya genel olarak bakıyorlardı. Konu yine aynı, ancak bakışta farklılıklar var. Do- ğaya, ya çok yakından, hatta mikrosko- bik ya da çok uzaklaşarak bakmayı yeğ- liyorum. Vücuttaki hücrelere mıkrosko- Bugün başlayan 4. Uluslararası Eskişehir Sinema Günleri 24 Ekim 'e deksürecek Uç kıtadan kenttemalıfilmlerKHtür Servisi-Zeytmoglu Eği- tim, Bilim ve Kültür Vakfı önder- lifinde bu yıl 4. gerçekleştirilen 'Uluslararası Eskişehir Festrvah' çerçevesinde programlanan fılm gösterimleri ikinci kez TÜRSAK (Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfi) işbirliği ile yapılı- yor. Eskişehir'i Anadolu'nun kültür ve sanat merkezi yapma yolunda ilerleyen festivalin sinema etkin- likleri, TÜRSAK Vakfı tarafindan, üç kıtadan gelen ve hepsi de kent teması üzennde yogurdaşan bir fılm prograrruyla "Beyazperdenin Ardm- daki Kentier başhğıyla izleyicile- re sunulacak. 17-24 Ekim tarihleri arasında Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi, An Sineması ve Sinema Hayalpe- rest'te (Hayal Kahvesi) gösterile- cek fılm programı 'Beyaz Perde Ri- mini', 'Ustalann Gözüyle Kentler' ve' Kiesknvsld'ye Saygı olmak üze- re üç başlık altında toplanıyor. Beyaz Perde Rimini bölümünde iki Italyan yönetmenin; VakrioZur- Bni'nin 'Sessizliğin tlk Gecesi/La Prima Notti di Qquiette' ve Anto- nino L. Sucameii'nin 'Mavi Hat/ Blue Line' adlı filmleri gösterile- cek. Ustalann Gözüyle Kentier bö- lümünde ise çeşitli ülkelerden ta- nınmış 15 yönetmenin filmleri iz- leyiciyle buluşacak. Fransa'dan François Tmffaut'un 'Neşeli Pa- zar' Vivement Dimanche' ve 'Kom- >u Kadın/ La Femme d'a Cote'; \lain Resnais'in Eski Güzel Şar- olar On Connait la Chanson; Luc Besson'un 'Metro/Subway'; Ma- aoel de Oliveira'nın yönettiği ve Vlarcello Mastroianni'nin oynadı- |ı son fılm 'Dünyanın Başlangıcı- la Yokuhık/Viageın Ao Principio DoMundo'; Macaristan'dan Istvan «abo'nun 'Tatlı Eınma Sevgili Bö- >e/ Swett Emma Dear Böbe'; Fer- lando Solanas'm 'Güney/South' .e Tangolar»' Tangos: El Exilio de 3ardel', Carlos Saura'nın Taksi/Ta- ti', PaveJLounguine'nin Taxi Blu- *'; Uzakdoğulu yönetmen W»ng <ar-Wai'nin 'Mntlu Beraber- ik/ChunguangZhaxie;ZhangYu- m'ın 'Doğu Sarayı, Batı Sarayf, ngiltere'den StephanFrears'ın 'Be- lim Güzel Çamaşırhanem/ My Be- lutiful Laundrette', Yunanistan'dan ^ostas Ferris'in 'Rembetiko* ve "ürkıye'den FerzanÖztepek'ın 'Ha- Dam' adlı filmleri gösterilecek. Kieslowski'ye Saygı bölümünde se Polonyah yönetmenin beş fil- ni izleyjcilerin beğenisine sunu- acak. 'ÖMfirme Üzerine Kısa Bir •ilm/ Short Füm About KUHng', Işk Üzerine Kısa Bir FilnV A Short Thn About Love', Üç Renk: Ma- i' Trois Couleurs: Bleu', Üç Renk; leyaz/TroisCouleurs: White', 'Üç tenk Kırmızı/Trois Couleurs:Ro- ıge' ve çok az sinemaseverin iz- leme imkânı buldfiğo *Sonsuz/No eod' adlı filmler gösterilecek. Film etkinlikleri kapsamında ay- nca Ferzan Özpetek ve Mavi Hat filminın yönetmeni Antonino 1,.. Sucamelli'nin katılacaği iki söyle- şi gerçekleştirilecek. "Sinema Günleri"ni düzenleyen Vecdi Sayar'ın verdiği bilgiye gö- re bu yıl 25 film gösterime sunu- lacak. Konuklar ise ltalya'dan... Genç yönetmen Antonio Lakshen Sucameii, Fellini'nin kenti Rimi- ni' ye adadığı "Mavi Hat", Zurli- ni'den "Sessizliğin tlk Gecesi" ve- Italyan-Türk ortak yapımı Ferzan Özpetek'in "Hamam"ı. Aynca Ki- eslowski'ye aynlan bölümde 6 film- lik toplu bir gösteri sunulacak. Ustalann Gözüyle Kentier bö- lümünde ise Manuel de OUveira, Stephen Frears,Alex van Warmer- dam. Istvan Szabo. Pavei Longout- ne, Robert Dornhelm, Luc Besson, Alain Resnais \ e François Truffa- ut yer alıyor. Kent müzıklerini yan- sıtan iki yapıt da bu bölümde: Cos- tas Ferris' in "Rembetiko"su ve Fer- nandoSoianas'ın"Güney"i. Sola- nas aynca Yılmaz Güney'e adadı- ğı "Tangolar'ia Eskişehirli sinema- severlerin karşısında. Kuzey Amenka'dan ise Robert Altman'ın bir yapıtı. Asyalı iki genç yönetmenin Hong-Kong'dan KarYVai veÇin'den ZhangYuan'ın filmleri de yer alıyor programda. Aynca "Kent ve Sinema" konu- lu bir panel de gerçekleştirilecek. Bu panelde, sinemacının kente ba- kışı, mimarinin ve kent yapısının si- nemaya yansıması, kentin sinema- ya sağladığı olanaklar lartışmaya açılacak. Arjantin sinemasının ustası Fernando E. Solanas'm u Güney"L David Murray ve Manu Dibango Akbank 8. Caz Festivali'nde Saksofonla farkh yorumlar Kûhûr Servisi - Akbank 8. Caz Festiva- li'nde bugün saat 21.30'da W>rid Sasop- hone Quartet with Afrkan Drum. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda, Manu Diban- go & The London Community Gospd Cho- irise bugün saat 18.30'da CRR Konser Sa- lonu'nda ve yann saat 21.00'de Ankara Hılton Oteli'nde dinleyicileriyle buluşa- cak, Caz dünyasmın yaşayan en önemli sak- safonculanndan başını çeken David Mur- ray, OHver Lake, Hamiet Bluiett ve John Pureefl'in bir araya geldiği Wt»rkl Saxop- hone Quartet Hİtfa Afirkan Drum bu turne için birleştikleri 3 Afrikah davulcu ile bir- likte Akbank 8. Caz Festivali'nde Miles Davis'in parçalannı yorumlayacak. Günü- müz cazuım en iyi gruplanndan biri olan tenor saksofon ve bas klarnette David Mur- ray; alto ve soprano saksafon ve flütte Oü- ver Lake; bariton saksofon ve alto klarnet- te HamietBluiett; alto,tenorve soprano sak- safon ile klarnette John PnrceU'den oluşa'n World Saxsophone Quartet'e Afrika da- vullannda Chief Bey, Mor Thiam ve May Gueje eşlik edecek. tlk olarak 1976 yılın- da David Murray. Juüus Hemphill, Oliver Lake ve Hamiet Bluiett'ın bir araya gelme- siyle kurulan grup, 1986 yılında New York Times tarafından yılın en iyi albümü seçi- len 'WSQMaj^DukeEffington'adlıalbü- mün de dahil olduğu birçok albüme imza attı. Birçok listede yılın en iyi grubu seçi- len World Saxophone Quartet, çok yönlü müzisyen John PurceBMn katıhrruyla en güçlünoktasınaulaştı. 1996ya*FburNow'ın ardından 'Metamorphosis' ve 'Taldn' It 2 The Nest Level' piyasaya çıktı. David Murray, sürekli kendinı geliştire- rek üstün yeteneğini tüm caz dünyasına ka- nıtladı. Kurucusu olduğu World Saxopho- ne Ouartetile kendi büyük orkestrası, dört- lüsü ve çalıştığı diğer topluluklann lideri olarak dünyanın en çok albüm kaydeden sa- natçılan arasında yer aldı. Duke Eliing- ton'ın tekniğini uzun yıllar inceledi. 70 ve sonrasınm en iyi saksofonculann- dan biri oiarak değerlendirilen Hamiet Bta- iett ise Boston'da yıllar önce dinlediği El- lington Orkestrası'ndaki bariton saksofon- cu Harry Carney'in müziğinden dramatik bir şekilde etkilendiğini belirtiyor. Profes- yonel sanatyaşammda ünlü trompetçi Les- ter Bowie'den etkilenen Oliver Lake ise St. Manu Dibango, 28 ldşûik koro> la birtikte. Louis Black Artists Group'un kurucula- nndan. 1976 yılında New York'a yerleşen sanatçı, Jazz Quartet'in yanı sıra kendi kur- duğtı funk-reggae grubu Jump Up'ın da li- derliğini yürüttü. Lake, besteciliği. solola- n ve orkestra şefiiği ile ön plana çıkan mü- zik yaşamı ile birlikte şairliğiyle de dikkat çekiyor. Geniş bir müzik çerçevesindeki çalışma- lanyla dikkat çeken John Purcetl. Stevie \Wider, Tıto Puente, DizzyGiilespie. Benny Carter, David Sanborn. McCoy Tyner, Jack DeJohnette ve Muhal Richard Abrams gi- bi büyük ustalarla çalıştı. Ses ve akustik da- nışmanlık da yapan sanatçı son olarak Da- vid Sanborn un Tomım Lipuma ve Jotanny Mandel'le birlikte çıkardığı Pearis yer alı- yor. Kamerun asılh caz saksofoncusu Manu D3>ango ve siyah kilise müziği söyleyen km- don Communhy Gospei Choir'in birleşe- rek oluşturduğu bu 20 kişilik projede, sak- sofonda Manu Dibango, klavyeli çalgılar- da Frederk Gaillardet gitarda Jerry Ma- lekaniKafoa ve basta NoelEvvabi sahne ala- cak. 19601ı yıllarda Afrika'da çeşitîi ülke- lerde dolaşarak Afrika müziğini incele>r en Manu Dibanga, ilk albümü O Boso'nun ar- dından 1972'de Soul Makossa adlı albü- münü çıkardı. 70'li yıllarda yaptığı beste- lerde adını tüm dünyaya duyuran ve mûzi- ği ile Afrika, Amerika ve Avrupa'yı birieş- tiren Manu Dibango, 1979'da Jamaika ve reggae'yi keşfetti. GoneClear adlı albümü doldurdu. 1985 yılında Afrika'daki açlık- tan etkilenen sanatçı, bulabildiği tüm Af- rikalı sanatçılarla birlikte 'Tam Tam pour l'Ethiopie adlı CD'yi çıkardı. Aynı yü Her- bie Hancock ve 'VVaUv Badarou'nun da eş- lik ettiği 'Etectric Africa' adlı albümle mü- zikseverlerin karşısma çıktı.The ArtofLo- vinga Negro\VTthout GettmgTîred ve Kim- bo adlı çizgi filmin müziklerini de yapan Dibango, 1994 yılında ünlü Afrikah mü- zisyenler ve bazı Amerikalı sanatçılarla birlikte Afrika müziğini ve stılini yansıtan VVakafrika adlı albümü çıkardı. Sanatçı, 1995 yılında gençliğindeki Edith Piaf et- kisınin yansıdığı 'Hymne a l'Amour ve zenci ruhunun hissedildiği ve kilise koro- su ve zillerinden yararlandığı 'Nobody Knows' adlı albümü çıkardı. bik açıdan bakmak da peyzaj aslmda. Beni romantiklerden ayıran en önemli özellik şu: Peyzajı ileride kesilip, parsel- lenip satışa sunulabilecek mal olarak gö- rüyorum. Yaptığım asla romantikleştir- mek değil. Doğanın 'doğasmdan' sökü- lüp zorla aynldığını anlatmaya çalışıyo- rum. 18-19. yüzyılda yapılmış ölü-doğa ve manzara resimlerine bakarsak. doğa- nın bitmez bir zenginlik gibi algılandı- ğını görürüz. Ama 20. yüzyılda, 'StiD-Ii- fe' sergimde olduğu gibi doğayı tıpkı bir çöplük gibi yansıtmaya çalıştım. Aslın- da yapıtlanmda 19. yüzyıl peyzajlanma göndermeleryapıyorum. Romantiklerle aramızda göz seviyesi farkı var. Tekno- lojinin gelişmesiyle göz seviyemiz yük- seldi, her şeyi Allah gibi görmeye baş- ladık. Buseviyebazenalçalmıyorda de- ğil. Aslında sanal peyzajlarla uğraşıyo- ruz. 'Dil eksiküğinıi resimie kapattım' - Resimlerinizi "denge" unsuru üzeri- ne oluştunıvorsunuz. CoğrafV'a ve me- kân da çok önemli çalışmalannızda. Mi- marhk eğhiminizin bunda etkisi var mı? Mimarlık eğitimimin çalışmalanma her zaman etkisi oldu. Çocukluğumu hastanede geçirdiğim ve dil öğrenmem geciktiği için kendimi hep resimie anlat- tım. Bir anlamda dil eksikliğimi resim ya- parak kapattım. Uzun süre yaşadığım, görebildığim tek mekân hastane oldu. Mimari eğitimi yapmamın nedeni bu mu bilmiyorum? Aslında peyzaj iç mekân de- ğil. Belki de dış mekânı, iç mekân gibi görmeye başladığımı söylemeliyım. Göz seviyesınde dengesizlik yaratmayı sevi- yorum. Çimi doğal ortamında değil de tuvalde gördüğünüzde, doğal olmayan bir dengesizlik var zaten. Halıyı duvara asmak gibi... Çoğu izleyici, çimlerin ger- çek olduğunu solmaya başladığında an- lıyor. Tıpkı insanın ölüme yaklaştığında yaşıyorolmasını anlaması gibi. Sanınm bunu da sorgulamak gerek. - Çabşmalannızı Bab'da sürdünnenize karşın, kökle- riniz buraya, Doğu'ya ait Bu durum bir avantaj mı? Işlerim Amerika'da çoğu eleştirmen tarafından; 'Do- ğu etkfli' olarak tanımlanı- yor. Burada ise Batı etkile- ri taşıdığım söyleniyor. Folk- lorik özellikleri 'sömürme- ye' karşıyım. Dünyanın da- ha geniş bir dili olmalı. Sı- nırlann kalkması mümkBn değil. Ama biryere, belli bir coğrafyaya ait olmak çok zor. Kullandığım malzeme- ler tek bir coğrafi bölgeyle sınırlı değil. Örneğin bazı otlar Gallerden geliyor. Ya da pas çalışmalanmı bölge- lerin özelliklerine göre oluş- turuyorum. - Bütün bunlann dtşında bir sanatçı oiarak nelerden besleniyorsunuz? Nelerden esinlendığimı doğrusu bilmiyorum. Çün- kü gezerek, dolaşarak bes- lenmem biraz kısıtlı. Daha çok hatırlayarak sanınm... 19. yüzyılı benimsemesem de onun ifade ediş biçimin- den etkileniyorum. Aynca günlükpolitikabeni ilgilen- diriyor. Amademagoji yap- mak, insanlara dikte etmek istemiyorum. Toplum dü- şüncesinin nelerden kaynak- landığı benim için önemli. S<yutun şoku kalmadı - Peki, figür resimleriniz- de nerede yer ahyor? Figür kullanınm. Malze- me, tıpkı bir kelime gibi be- nim için. Figürde, gerekli ol- duğu zaman giriyor, çıkıyor. Figüriin resme girip çıkrna- sı karardan çok, gereklilik- ten kaynaklanıyor. Çok ki- şisel bir olayı anlatırken fı- gürü mutlaka kullanıyorum. - Estetik kaygdann nere- sindesiniz? Estetikten korkmuyorum. Bazı kimseler; "Estetik ne kadar çok öne çıkarsa o ka- dar kolay anfaışıhr'' biçimin- de yargılarda bulunuyor. Es- tetikten kaçmak iki yüzlülük. Sanatçı. estetiği kaygısızlık biçiminde almamalı. Res- min alışveriş olduğunu dü- şünürsek, itici olmamalı... Itici bir resim, mesajını kay- betmiştir. Resim yapmak bir sorumluluktur. Sanatçı; *res- mimi yapıyorum; anlarsa anlar, anlamazsa anlamaz" gibi birtutum sergi leyemez. Sanatçı ne kadar verebili- yorsa o kadar vermeli. -Doğu insanıtun imge gü- cünü sonuna dek kullanıyor ohnasısoyut resmi daha an- laşıhr mı kılıyor? Soyut resim artık insanla- nn lisanma daha yatkın ol- maya başladı. Soyutun şoku kalmadı. Dili öğrendikten sonra kolaylaşıyor okuma. Somutlaşabilir duruma ge- lebiliyor. Önemli olan, soyut resmi herkes anlıyor diye onu kolaylaştırmaktan ka- çınmak. Ama bu dengeyi kurmak çok zor. İDOB'dan Cumhuriyet konseri • Kühur Servisi - Istanbul Devlet Opcra ve Balesi geçen günlerde tstanbul'da ilk kez seslendırdıği Selman Ada'nın 'Mavi Nokta" isimlı poetık operasının yanı sıra 'Cumhuriyetin 75 Yıl Kunscri' ile de Cumhuriyetin 75. yılı kutlamalarına katılıyor. bugün saat 15.30'da AKM Büvük Salon'da gerçekleşecek olan görkemü konserin orkestra >efi Serdar Yalçın, koro şefi Gökçen Koray. Türk ve yabancı bestecilenn eserlerinden olusaıı programa Istanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra \e Koro>u ile solist sanatçılardan Mete Uğur. Gülgez Altmdağ. Ruhsar Öcal, Hüseyin Lıkos, Kenan üağaşan. Nıkmn Serimoğlu, Leon Astens, Süzan Kızıklıoğlu ve Avlın Ateş katılıyor. Insanlap Üzerine Beş Ses' sahnede •I Kültür Servisi - Sosyal Hızmetter ^ağddş ' Destekleme Derneğj Toplum Merkezi Ovuncuları, Azız Nesin'in 'lnsanlar Üzerine Beş Ses' adlı eserini sahneye uyarladı. Fulya Karademır'ırı yönettiği oyundj rollen Miraç Yasın Çoban. Uğur Demır. Tuğba Gökan, Fulya Karademir, Nurettın Küçüksavcı. Çağatay Saybaşılı, Feramuz Tannverdı, Soner Yapıcı. Pefin Yeşılay \e Ipek Yezdani paylaşıyor Oyun ilk olarak bugün saat 20 OO'de Çağdaş Yaşam Sahnesı'nde sahnelenecek. (Tel- 0212-529 54 52) Kadın Eserleri Kütüphanesi nden 75. yıl sergisi • Kültür Servisi - Kadın Eserlen Kütüphanesi ve Bilsi Merkezi Vakfı. Cumhunyetın 75. yılı etkinlikleri kapsamında ' Kadın Eserlen Kütüphanesi Koleksiyonlannda Cumhunyetın 75. Yılının Kadınlan' konulu bugün bir sergi açıyor. 17 Ka.siın tarıhıne dek gezilebilecek olan sergi. kadınlann çok yönlü birikimlenni ve Cumhunyet tanhindekı ızlcnnı aydınlatmayı hedefliyor. Yetkıliler. sergıyı ızlemeyc gelen ziyaretçılere de. kendılen ıçın anlamlı bulduklan her türlü doküman, fotoğraf vb. belgelen getırmclen yönünde çağnda bulunuyorlar. Fener'deki Kadın Eserleri Kütüphanesi- nde düzenlenecek olan sergtde bir pano da bu belgelerin ve zı>aretçılenn kımliklerinin sergılenmesi için avnlacak. (Tel.0212- 534 95 50.523 74 08) 28 ülkeden 500 sanatçı Ankara'da buluşuyor • Kültür Servisi - Bu yıl dörduncusü gervekleştinlen Uluslararası Sanat ve El Sanatları Fuarı bugün başlıvor Ankara Atatürk Kültür Merkezı'nde gerçekleştinlen "Arts & Crafts'98" fuannda Avrupa. Asya \e Afhka ülkelerinden 200 katılımcı ve 500 sanatçı plastık sanatlar ve el sanatlan ürünlerinı sergilevecek. 17-26 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan riurda , ^ jnüzik dinleülen. dan^ ^oitcuieü, haUtdanikn. tıyahgj oyunlan, defileler, şiir dinletflen, ortaoyunu, dia ve çizgi fılm gösterimleri ile topaç şenliği de >er alıyor. Rock sanatçısı Haluk Levent de açılış günü bir konser verecek. Fuar organizasyonunu gerçekleştiren Forum Fuarcılık AŞ'nin fuan gezenler arasında } apacağı çekilişle iki kişi 3F Turizm ve Seyahat Ltd Ştı.'mn yılbaşında Çekoslo\akya'ya düzenleyeceğı 4 günlük tura katılma\a hak kazanaeai.. Kamil Koç'tan fotoğraf yarışması • Kültür Servisi -Türkı>e' nın en bü> jk ûtorms şirketlennden Kamil Koç AŞ. ilk olarak iki yıl orıce düzenlediği 'Yollanmız, Yolcularımız' konulu fotoğraf yanşmasının bu yıl üçüncüsünü gerçekleştıri>or. Amatör ya da profesyonel tüm katılımcılara açık olan yanşma renkli veya siyah-bevaz baskı dalında yapılacak. Yanşma sonunda ödiil alan ve sergilenme>e değer bulunan eserler. çeşitli il ve ılçelerde sergilenerek sanatseverlerin beğeni^ine sunulacak. Fotoğraf sanatçılan Reha Akçakaya. Giiven Aktaş, Orhan Alptürk, Prof. Mehmet Bavhan, Ibrahım Demirel, Yrd. Doç. M. Reşat Sümerkan ve Dr. bafa Ulukan'ın seçici kurulda >er aldığı >anşma\a son katılım tarihi 5 Şubat 1999 olarak behrlendı. A>Tintıh bilgi için tel: 223 79 13, fax: 0224-222 98 98. e- maıl:kamilkoc fffikamilkoc.com.tr 'Yolculuk V- Uğur Vart, manshon ödülü aldı. BUGUN • YAPIKREDİ SANAT FESTİVALt kapsamında saat 19.00'da AKM Konser Salonu'nda Ozdenıir Erdoğan'ın konsen gerçekleşecek. • 4. ULUSLARARASI ESKİŞEHİR FESTİVALİ'nde saat 18.45'te Ankara Devlet BalesL 21.15'te de SteveColeman izlenebilır • RUHİ SU KÜLTÜR VE SANAT V\KFTncla 16.00-18.00 saatleri arasında İbrahim Balaban. İsa < Çelik ve Sıdıka Su'nun katıldığı 'Anılarda Nâ/un Hikmet' konulu söyleşi yer alıyor. • TİMUR SELÇUK saat 21.00"de MEF Eğıtım . Kampusu'nda 'Kuşaktan Kuşağa Cumhuriyet" » başhklı bir konser verecek. (0212-257 82 25) • NÂZIM KÜLTÜREVİ nde Steven Spielberg'ın yönettiği 'Schindler'in Lıstesi' adlı film saat 17.00'deizlenebilir. ÜÇ KUŞAK CUMHURYET SERGİSİ ETKİMMtRİ BUGUN Tarihi Darphane Binalan'nda saat 11 OO'de beigese! gösterimi. saat 15.00'te .\rtun Lnsal"ın yönettiği "75 Yıkta Tebadan Yurttaşa' başhklı söyleşi. saat 18.00'de" sinema gösterimi. saat 21 .OO'de ise Attüa ManiMde (bas) ve Ayse Sezerman'a (soprano) piyanoda Nurten Tezmen'ın eşlık ettiği 'Aryalar, Şarkilar,Türküler' başhklı dinletı yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle