Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23OCAK1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
ABD istediği için ulusal yargıyı devre dışı bırakma girişimine sert tepki
•Haîııee bir adım9
ŞİRKETLERDEN
• LONDON School of
Publk Relations, mart
ayında Türkiye'de eğitime
başlayacak. Medya ile
ilgili tüm alanlarda
öğretim veren David
Game Medya Grubu'na
bağlı okuL gerek halkla
Uişldler sektörüne girmek
isteyenlere, gerekse
deneyimi olanlara, halkla
Uişkiİer eğitimi sunacak.
• PINAR, piyasaya yeni
bir meyveli yoğurt sundu.
"Pınar Canım Çekti" adlı
ürün, muzlu. çilekli,
vişneli. şeftaüli ve
frambuazlı çeşitleriyle
marketlerin raflannda
yerini alıyor.
• MEDİALAND,
Amerika'nın en büyük
gayrimenkul pazarlama
şirketlerinden Remax,
Türkiye tenısilciliğinin
tanıtınıını üstlendL
Rema\ dünya üzerinde
300 ofisiyle hizmet
verivor.
• MİS Süt'ün aromalı
sütlerinin ambalajlannda
bu ay vizyona girecek
Herkül filminin
kahramanlan kullaıuldı.
Firmamn diğer bir ürünü
olan kakaolu süt de yeni
geliştirilen formülü ile
çocuklann beğenisine
sunuldu.
• ELECTROLUX'ün
Bakû temsilciliği açıldı.
Bakû ofîsi. çalışmalannı.
Elektrolıu Tiirkiye
Profesyonel Ekipmanlar
Genel Müdürlüğü'ne
bağlı olarak sürdürecek.
• LOGO Yazılım
Uluslararası Bilgi
Sistemleri firması
Odyssey International ile
yurtdışında işbirliği
yapmak üzere bir
anlaşma imzaladı. Bu
anlaşma sonucunda.
firma Rusya ve
Azerbaycan'da Logo
Yazılım ürünleri ile ilgili
olarak satış. dağıtım ve
satış sonrası hizmet
konulannda tam yetkili
oluvor.
• MEXX, ilkbahar
koleksiyonunu
tüketicilerin beğenisine
sunuyor. Mexx
mağazalannda,
miişterilerin ocak
indirimindcn
yararianabilme ve yeni
se7onun giysilerini görme
imkânı sunuluyor.
• SAN'A. Hollanda'da da
üretilmeye başlandı.
Hollanda marketlerinde
satışa sunulan ürün,
Ortadoğu ülkeleri ve
Türk cumhuriyetlerinde
de satılıyor. Aynca Sana,
Tarkan'ın Hollanda
konsennin sponsoru oldu.
• REEBOK 97 yılında
DMX teknolojisi ile
ayakkabıda yarattığı
teknolojilere bir yenisini
ekledi. 1998'deDMX
teknolojisi ile basketboL
yürüyüş, koşu ve
antrenman ayakkabılan
piyasaya sunuldu.
• TUTTO CHICCO
mağazalannda 15
Ocak'tan itibaren yüzde
30'lara varan indirim
uygulanacak. Bebek ve
çocuk giyimi firmasında,
0-8 yaş grubu çocuklar
için tulumdan pantolona,
elbiseden ayakkabıya,
bereden papyona kadar
geniş bir ürün skalası
bulunuyor.
IŞIK KA1NSU
A1VKARA-ABD'nin istemi üzerine, ik-
tidann "imtiyaz* oluşturan sözleşmelerin
ulusal yargı denetiminden çıkanlması için
anayasa değişikliğini kabullenmesi. sert
tepkiye yol açtı.
DSP Milletvekili Mümtaz Soysal da bu
tür girişimlerin Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluş felsefesine aykın düşeceğini belir-
terek "İmtiyaz sözleşmelerini Danıştay de-
netiminden geçirmeyi emreden anayasa
maddesini değiştirmek. eumhuriyetin te-
mellerini değiştirme girişiminin en haince
adımı olacaktır. Buna önayak olanlar vebal
alündan kalkamazlar" dedi.
Ankara'yı zıyareteden ABD Ticaret Ba-
kanı VVilliam Daley. özellikle enerji alanın-
da gerçekleşmesi düşünülen "yap-işlet".
"yap-işlet-devret" yöntemli ihalelerde en
önemli engelin Danıştay denetimi olduğu-
nu ima ederek bu konuda "uluslararası tah-
kün" kurumunun işlevli hale getirilmesi-
ni önermışti.
Anayasanın 155. maddesi. enerji gibi
doğrudan stratejik önemi bulunan "kamu"
• DSP Milletvekili Mümtaz Soysal: Bu
girişimler Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş
felsefesine aykmdır. imtiyaz sözleşmelerini
Danıştay denetiminden geçirmeyi emreden
anayasa maddesini degiştirmek,
eumhuriyetin temellerini değiştirme
girişiminin en haince adımı olacaktır.
hizmetlerinde yapılacak "imtiyaz şartiaşma
vesözleşmeleri'"nin Danıştay denetiminden
geçmesini emrediyor. Daley'in önerisi. ana-
yasanın bu maddesinin değiştirilerek yâ-
bancılarla yapılacak "imtiyaz sözteşmele-
ri"nden kaynaklanan uyuşmazlıkların ulu-
sal yargı tarafından değil. uluslararası bir
hakem kurulu tarafından karara bağlanma-
sını ıçeriyor.
ABD'li Bakan Daley'in bu önerisine.
hafta içinde gerçekleştirilen görüşmelerde
iktidar "çok sıcak" baktı. Enerji Bakanı
Cumhur Ersümer, bir adım daha öne çıka-
rak şu açıklamayı yaptı:
"Anayasanın imtiyaz sözleşraelerine Da-
nıştay incelemesi zorunluluğu getiren 155.
maddesinin değiştirilmesi gerekir. Bötce gö-
riişmelerinde bütiin partüer. özelleştirmeyi
geciktirici bu dü/enlemelerin değişmesi yö-
niinde fikir açıklamışlardı."
Ersümer'in bu açıklamasıyla, ABD'nin
isteği üzerine anayasasını değiştirmeye ha-
zır bir ülke görüntüsü v ermesi tepkilere yol
açtı. Ankara Hukuk Fakültesi öğretim üye-
lerinden Prof. Dr. Yıldınm Uler, enerjinin
bir "kamu hizmeti" olduğunun yadsınama-
yacağının altını çizdi ve şunlan söyledi:
"Bizim anayasal düzenimize göre kamu
hizmederi ile ilgilidcnetim idari vargının işi-
dir. Yabancılar. bizim hukuk sistemimizian-
lamak istemiyorlar. Aynca, birsömürgecizih-
niyetle, kendi dayatmalan ile Türkiye'ye
gelmek istiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin
kendi kamu hizmetleri üzerindeki egemen-
lik yttkisini yok etme istemlerine kimsenin
güeü yetmez."
Cumhuriyetin felsefesine aykın
DSP Zonguldak Milletvekili Mümtaz
Soysal da imtiyaz sözleşmelerini Danıştay
denetiminden geçirmev i öngören anayasa-
nın 155. maddesinin. özünde Türkiye Cum-
huriyeti'nin kuruluş felsefesinin bir sonu-
cu olduğuna dikkat çekti ve şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti. yıkılan Osmanlı
devleti üzerine kuruldu ve Osmanlı devle-
tini yıkan en önemli etkenlerden biri de im-
tiyazlara dayah ekonomiydi. Şimdi, 155.
maddeyi değiştirme girişimi, Türkiye'de
karşı devrimin, yani eumhuriyetin temelle-
rini değiştirme girişiminin en haince adımı
olacaktır. Buna önayak olanlar.devletin han-
gi kademesinde bulunuıiarsa bulunsunlar
bu vebalin altından kalkamavacaklardır"
TÜSÎAD Başkanı Kayhan, istikrar programlannm ve reformlann gerçekleştirilememesini eleştirdi
4
Siyasi yapı ayaldamıııza pranga'
NURSEL KARSAVTJRAN
Türk Sanayıcilerı ve Işadamları
Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muhar-
rem Kayhan, istikrar programlannm
ve yapısal reformlann gerçekleştiri-
lememesinin yarattığı ekonomik so-
runlan. toplumun sırtında ağır bir yük
olarak taşıdığını belirterek "Siyasalya-
pı ayaklanmıza pranga oldu" dedi.
Türkiye"de sıyasette istikrann sağ-
lanamadığını belirten Kayhan, "Refah
Partisi, büyük bir kille partisi olarak
siyasi hayaümızda yerini almış ouna-
sına rağmen. ne yazık ki bu istikrar-
sızlığı besleyen önemli kaynaklardan
biri olmuştur. Türkiye'nin partisi ol-
mayı başaramanuş, bir gizli gündemi
olmadığuıa toplumu inandıramamış-
ur" görüşünü dile getirdi.
Yüksek Istişare Konseyi (YtK) Baş-
kanı BülentEczacıbaşı ise yüksekenf-
lasyon, gelirdağılımındaki adaletsiz-
lik. rüşvet ve yabancı sermaye girişin-
deki azalmayı "mahşerin dört atlı-
sı"na benzeterek bu sorunlann Tür-
kiye'nin gelecekte ekonomik ve sos-
yal çöküş tehlikesi ile karşı karşıya ka-
lacağını gösterdiğini bildirdi.
TUSlAD'ın 28. seçimsiz genel ku-
rulu'nda siyasi istikrarsızlığı ana gün-
dem maddesi yapan işadamlan. de-
mokratikleşme, insan haklan v e eko-
nomik sorunlar konusunda hüküme-
te sert eleştiriler yönelttiler.
Kayhan "Siyasiyapı ayağınuza pran-
ga oidu" derken Bülent Eczacıbaşı,
"demokratik hukukdevietininyeniden
yapdandırümasrnı istedi.
TUSlAD'ın ağır toplanndan Rah-
mi Koç, susmayı tercih ederken gaze-
tecilerin sorulannı da yanıtlamadı.
Dûşman kim?
TÜSİAD Başkanı Muharrem Kay-
han. on yıl önceki sorunlann varlığı-
nı hâlâ sürdürdüğünü belirterek bu
süre içinde yalnızca sorunlar üzerin-
de uzlaşma sağlanabildiğine dikkat
çekti. Kayhan, Türkiye'nin demok-
ratik reformlara ihtiyaçı olduğunu
söyleyerek herkesin düşman sayıldı-
ğını belirtti.
İstikrar programlannm ve yapısal
reformlann gerçekleşririlememesinin
yarattığı ekonomik sorunlann yıllar-
ca toplumun sırtında yük olarak taşın-
dığına işaret eden Muharrem Kay-
han. "Buyetmiyonnuşgibisonyıflar-
da bir de özgüriükçü demokratik bir
siyasal yapı \e insan haklanna saygı-
b bir yönetimin gerçekJeştirilmemesi
ayaklanmıza pranga oldu" diye ko-
nuştu. Kayhan. gerekli reformlann
yapılmasının sorumluluğunun da par-
lamentonun omuzlarında olduğunu
bildirdi.
Mahşerin dört athsı
Eczacıbaşı ise konuşmasında. teh-
Iike sinyalleri veren dört ekonomik
gelişmeye dikkat çekti. Kronik yük-
sek enflasyonun üç haneli rakamlara
doğruyaklaştığını. gelirdagılımında-
ki bozuklugun alarm verdiğini. Tür-
kiye'nin rüşvette dünyada sekizinci
sırayayükseldiğini ve yabancı serma-
ye girişınm son 10 yılın en düşük se-
v iyesine düştüğüne işaret eden Ecza-
cıbaşı. "Dört fekalet habercisi. Mah-
şerin dört atlısı gibi karşımı/da duru-
yor.Türkiye'nin gelecekte bir güneko-
nomik ve sosy al çöküş tehlikesi ile kar-
şı karşıya kalacağını gösteriyor" dedi.
' Sakıp Sabancı da toplantıda yap^>:
tığı konuşmada sorunlara bakıp kararft- -
sarlığâ kapılmamak gerektiğini ifade
etti. Sabancı. dünyanın her tarafında
ihracat için çırpınan genç işadam-
lanna rastladığını söyledi.
Notlar
Başkanbk gitti
4
şeter!>
bahane
İşadamlan siyasi istikrarsızlıktan yakınarak ekonomik çöküş tehlikesini dile getirdiler. (Fotoğraf: UĞURGÜNYÜZ)
MEHMETSARAÇ
TÜSfAD'ın dün Çı-
rağan Sarayı Balo Salo-
nu'nda gerçekleştirdiği
genel kurul seçimsizdi.
Ancak. artık bir gelenek
haline gelmiş olan Di-
van Başkanlığı'nm de-
gişmez ismi, "sessiz se-
dasız" yerini genç bir is-
mebırakü.
1985'ten beri nere-
deyse aralıksız olarak
•*'4ıergfetıeFkuru1da
!
dfvBn'
"'"" ba^târJiğına seçilen. ge-
çen yılın Demokrasi Ra-
poru "muhalifi'", kıdem-
li üyelerden. Türk Petrol
Yönetim Kurulu Başka-
nı ve
tt
Hocaefendi''nin
sevgıli müridi Aydın Bo-
lak. sabah sade üyeler
arasındaydı.
"TCSİAD'dadeğişim
kolay kolay oimaz" denir,
"Isimler siireklüik arz
eder. Bir üye herhangi
bir verde, heleheteönem-
li bir görcv almışsa degi-
şiklik çabuk gerçekleş-
mez."
Ancak dün Bogaz'a
bakan mütevazı balo sa-
lonunda, TÜSİAD ge-
lenekleri bir yana bıra-
kıldı ve kimsenin farkı-
na bile varmadığı bir
"görev değişildiğr bır-
kaç dakikada gerçekJeş-
tirildi. Divan başkanlı-
ğına LHnçkök'ün seçii-
mesiyle TÜSİAD kur-
maylan. geçen yıldan
kalmış birtartışmayı da
noktalamışlardı.
Aydın Bolak genel
kurullarda zaman zaman
TÜSlAD'ın "yaramaz
çocuk"lannı eleştirmiş-
ti ama derneğin 97'de
yayımladığı ve çok
"önem* verdigi Demok-
rasi Raporu'nademedi-
ğini bırakmamış, ağa-
na geleni söylemişti.
Bolak muhalefet et-
mek bir yana bir de yö-
netimin Demokrasi Ra-
poru'ndan çark etriğini
öne sürmüş, "Yoksa is-
tifa edecektim. Arkam-
dan da çok kişi gelecek-
ti. TÜSJAD'ı bölünmek-
ten kurtardım" tehdidi-
ni savurmuştu.
Bolak dün divan baş-
kanlığına aday olmadı
hatta kendi imzasıyla ye-
rine başkalannı önerdi.
Gerekçesi ise sağlığı ya-
ni şekerdi.
Huylu huyundan ko-
lay vazgeçmezmiş. Ho-
caefendi'nin müridi işa-
damı Bolak dün yine
eleştiri oklannı yağdır-
mayı sürdürdü. Gerçi
Demokrasi Raporu gibi
zararlı şeyler ortada yok-
tu ama olsun şimdi de
"zararlı medya parron-
lan*" vardı ve halki bir-
birlerine kırdırmaya ça-
lışıyorlardı üstelik de
TÜStAD üyesiydiler.
Bolak'meleştirilerinden
Ankara'daki siyasilerde
nasiplerini aldılar: **Di-
nozoriar."
YORUM
OZTIJN AKGLÇ
Serbest Pazar
Ekonomisi Çözüm mü?
Bundan on sekiz yıl önce ünlü 24 Ocak Karar-
ları açıklanıyordu. Türkiye, planlı karma ekonomi-
den serbest pazar ekonomisine geçiyor, dış açık
büyüme modelini benimsiyor, piyasa güçlerinin di-
namizmi, gerçekçi döviz kuru, reel ya da pozitif fa-
iz ile sorunlarını çözüyordu. Uluslararası Para Fo-
nu (IMF) reçetesi ya da dayatması olan 24 Ocak Ka-
rarları, iç ve dış egemen güçler tarafından destek-
leniyor. Türkiye'de yeni birdönem başlıyor, kamu-
oyunda yeni umutlar yaratdıyordu.
IMF reçetesinin amacını niteliğini; bu tür reçe-
telerle gelişmekte olan hiçbir ülkenin kurtulamadı-
ğını. fiyat mekanizmasının işleyiş koşullarını, bizim
gibi ülkelerde serbest fiyat düzeninin ya da düzen-
sizliğinin ekonomik kalkınma ile bağdaşmayacağı-
nı az çok bilen bir kişi olarak "24 Ocak Kararlan-
na" karşı çıkan az sayıda kalem arasında yer almış-
tım. Kişiler, kuşkusuz kendilerini haklı görme eğili-
mindedirler, yorumlarını bu yönde yaparlar. Alınan
sonuçlar, ekonomik vetoplumsal açıdan gelinen nok-
talar ortadadır. Ortalama olarak düşen büyüme hı-
zı, artan işsizlik oranı, kabaran iç ve dış borçlar, sü-
regenleşen enflasyon kamu kesimi finansman açı-
ğı daha da bozulan gelir dağılımı, uçurumlar oluş-
turan bölgeler arası gelişmişlik farkları, hızlanan
yozlaşma süreci... Insaf sahibi hiç kimse, "24 Ocak
Kararian başanlı olmuştur. Türkiye'nin sorunlannı
hafifletmiştir ya da çözmüştür" diyemez. 24 Ocak
Kararları. en iddialı olduğu dış ticarette, dış öde-
melerde dahi bir iyileşme sağlayamamıştır. Halen
yıllık dış ticaret açığımız 20.0 milyar Amerikan Do-
ları, dışsatımın dışalımı karşılama oranı da yüzde
54.0 dolayındadır. Dış ticaret açığının GSMH ora-
nının, dışsatımın dışalımı karşılama oranının bu
günkü düzeyleri, 1980 öncesinden de kötüdür. Niı
tekim Türkiye'nin dış borçlan. verilen dış açıklar ne-
deniyle 1980 sonrası hızla büyümüş, 13.0 milyar
Amerikan Dolan'ndan 83.0 milyar Amerikan Dola-
rı'na yükselmiş, en azından altıya katlanmıştır.
24 Ocak, Türkiye'nin temel sorunlannın hiçbiri-
ne umar (çare) olamamıştırama, devletten yapılan
kaynak transferleriyle (ihracat primi vergi iadesi,
yüksek faiz ekonomisi, çeşitli teşvikler, vb) yeni
zenginler, görgüsüz bir varsıllar grubu türetmiş,
devlet içinde belki de çekirdek (nüve) şeklinde olan
çeteleri geliştirmiş Türkıye'yi uyuşturucu kaçakçı-
lannın vuruştuğu bir arenaya dönüştürmüş, mafya-
laşma sürecini hızlandırmış; mafya, bürokrat, po-
litikacı demir üçgenini oluşturmuş, toplumda sağ-
lıklı kalmış tüm değer yargılarını da yıkmıştır.
Türkiye, içine düştüğü bu burgaçtan (girdaptan)
kurtulmalıdır. Bu burgaç, türkıye'yi dibe çekiyor,
boğulma olasılığını arttırıyor. Türkiye, IMF reçete-
siyle. bu tür bir serbest piyasa düzeniyle boğulmak-
tan kurtulamaz. Fiyat mekanizması. ancak çok özel
koşullarda kaynakların etkin dağılımına, iyi kullanı-
mına olanak verir.
O koşullarda "Ekonomiye Giriş " kitaplarında da-
hi yazıldığı gibi gerçekleştirilmesi zor, belki de ola-
naksız durumlar yansıtır. Hele hele Türkiye'de ser-
best rekabet düzeninin kurulması ve işlemesi için
gerekli koşullardan tek birtanesi bile yoktur. Yakın
bir gelecekte oluşması da söz konusu değildir.
Dünyada çokuluslu şirketlerin (ÇUŞ) egemen oldu-
ğu oligopol, düopol pazarlar vardır. Olsa olsa mal
ve hizmet pazarlarında en iyi olasılıkla tekelci reka-
betten söz edilebilır.
Türkiye. belirli kişi ve kesimlere haksız edinim-
ler sağlayan yollan, önerileri, ayartıları (iğvayı) bir ya-
na bırakıp, kendine bir çıkış yolu bulmalıdır. Bu çı-
kış yolu. savunmaya çalıştığımız gibi; devletin te-
mel işlevlerıni yerıne getirdiği, ekonomide yönlen-
dirici, yol gösterici olarak rol aldığı, gerektiğinde eko-
nomik işletmelerde kurduğu planlı bir ekonomidir.
Devlet; ekonomik kalkınmayı, gelir dağılımını dü-
zeltmeyi, vatandaşların tümüne eğitim ve sağlık
hizmeti vermeyi, temel amaçlar olarak almalıdır. .
Devletı, çetelerden, mafya ya da mafyalaşmış işa-
damı, bürokrat ve politikacı demir üçgeninden te-
mizleyemezsek. yarınlara güvenle bakamayız. Su-
surluk; mafya-bürokrat-politikacı demir üçgeninin
bir görüntüsü. bir simgesidir. Bu demir üçgenin
oluşmasında 24 Ocak Kararları kuşkusuz temel et-
menlerden biridir.
Ekonomide. boş. cilalı laflar, tümceler değil, alı-
nan sonuçlar önemlidir. Bunlann sayısal değerlen-
dirilmesi önemlidir. Bür ülke on sekiz yılda normal
bir gelişme ile ulusal gelirini üçe katlayabilir. Türki-
ye ise 24 Ocak Kararları ile başına çorap örmüş-
tür.
Devremülk ve devre tatil sözleşmelerini çok dikkatli okuyun
atü hayau gozunuzu kYaklaşık
6-7 yıl önce
tanıştığımız
devremülk ve
devre tatil
sistemleri, tü-
keticiye dü-
şünme fırsatı
tanınmayan satış yöntemleriyleyapılıyor. Uygu-
lanmaya başlandığı dönemde Tüketici Yasası'nın
kapsamadığı sistem, bu nedenle Türkiye'ye ge-
lir gelmez ardında mağdur ordusu yarattı.
Büyük miktarda para ödemelerine karşın va-
at edilen tatil ülkesine bir türlü kavuşamayan tü-
keticiler, hemen hemen her kapıyı çalmaya baş-
ladılar.
Soru sormakla işe başlayan pazarlamacılara.
düşünmeden yanıt vermeye başladığıruz anda kay-
bediyorsunuz. Büyülü bir tatili ve fırmanın ca-
zip koşullannı anlatmaya başlayan yetkiliyi. din-
lemeye devam ettiğiniz takdirde, çok sayıda mad-
desi aleyhinize olan sözleşmeyi. kendinizi o ta-
til ülkesinde hissederek neredeyse okumadan
imzalamanız kaçınılmaz oluyor.
Devre tatil satışlan -kapıdansatış" olarak ka-
bul edilirken Antalya 3. Asliye Hukuk Mahke-
mesi'nin geçen yıl aldığı 1996/318-569 sayılı ka-
ran tüketicilere sözleşme tarihinden itibaren 7
gün içinde hiçbir tazminat ödemeden sözleşme-
yi fesh etme hakkı tanıdı. Yargıtay 13'üncü Hu-
kuk Dairesi de 3 Aralık 1996 tarihinde bu kara-
n onayladı. Devre tatil pazarlayan firmalann bu
durumu göz önünde bulundurmalan gerekiyor.
Devremülk ve devre tatil sisteminin, doğru-
dan satış olarak kabul edildiğini görmezden ge-
lerek sözleşmenin bir hafta içinde fesh edilebi-
liceğini gösteren bir belge düzenlemeyen fir-
malar tüketicinin bu hakkını hiçe sayıyor.
Ankaralı okurumuz Mehmet Aü Kayataş ve
Zcynep Kayataş. 6 bin 664 dolar karşılığında 30
yıllık uluslararası devre tatil sözleşmesi imzala-
mış. tlk anlatıldığında çok cazip göründüğünü.
ancak sonradan maddi problemier yüzünden
vazgeçmek istediklerini belirten Kayataşlar. söz-
leşmeyi imzaladıkları Club Pera Palas'm bir haf-
ta içinde sözleşmeyi iptal edebileceklerini gös-
teren belgeyi düzenlemediğini, bu haklanndan
habersiz olduklannı belirtiyorlar. Kayataşlar, ge-
çen yıl haziran ayında imzaladıklan sözleşme-
yi 2-3 ay sonra iptal etmek istediklerinde "dü-
şünmedengirdikleri bu işin" dönüşü olmadığı ya-
nıtını almışlar.
Daha önceki yıllarda yasanın yarattığı boşluk-
tan yararlanan firmalann "satilan mal geri alm-
maz" zıhniyetindeki "iptal edilmez" keyfini,
Yargıtay'ın geçen yıl aldığı karar. kısmen de ol-
sa bozacak gibi görünüyor.
Tüketicilerin özellikle bir hafta içinde vazge-
çebileceği maddesinin başta olmak üzere tatil dö-
neminin tanhi ve diğer unsurlann da sözleşme-
de yer almasına dikkat etmesi gerekiyor.
'Uç ay oyaladılar'
Kavataş ailesinin şikâyeti üzerine aradığımız
Club Pera Palas'ın üst düzey yetkililerinden,
"Zorunlu olmadığımız halde tüketicinin özel du-
rumunu göz önüne alarak iptal edivoruz" yanı-
tını aldık.
Aradan iki aydan çok zaman geçmesine kar-
şın. beklenen banka senetlerinin gelmediğini be-
lirten Club Pera Palas yetkililerinin olumlu yak-
laşımına karşın, aradan geçen uzun süre içinde
bir gelişme kaydedilemediğini gördük. Halbu-
kı. yetkililer 2-3 aydır gelmesi beklenen senet-
lerin 15-20 gün içinde tstanbul'dan Ankara'ya
geleceğini söylemişlerdi. Mehmet Ali Kayataş.
kendısıne "iptal ederiz" diyen firmamn kendi-
sini yaklaşık üç ay oyaladığını belirterek daha
fazla beklemeyeceöini ve dav a açacaöını söyle-
di.
Kayataş ailesine yeni ödeme emirlerinin gel-
mesi, firmanın sözleşmeyi iptal etmek için bir
çaba sarf etmediğini ve Mehmet Ali Kayataş'ı
doğru ve yeterlı bilgilendirmedığini gösterdi.
S E S L E D I
SESLENİYOR
5 yıl önce 24 Ocak 1993 günü
Ugur Mumcu öldürüldü...
O' nu yine hep birlikte anıyoruz.
Ugur Mumcu yine bizlere
SESLENECEK
um:ag
24 Ocak 1998 Cumartesi Saat 21.30
Atatürk Kültür Merkezi/Taksim-İstanbul
Davetiyeler, Park-Bravo ve Polo magazalarından temin edilebilir.