15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Kâr yalellisi lç borçlanma katrilyonlam ulaştı. Yine de devletin, kamunun kaynaklan ile kolav yoldan sermaye birikimi elde etme tutkusu sönmedi. Geçen hafta TEDAŞ'a ait elektrik dağıtım şebekelerınin devri ıhalesinin bir bölümü açıklandı. Bu "açıklama " bile, kimi şirketler için bulunmaz fırsat oldu. Daha, devir işlemleri için DPT'den görüş alınacak, Bakanlar Kurulu izin verecek, Danıştay 'dan otıay çıkacak, gerekli bedeller -ki bu paralar kazanılacaklar karşısında devede kulak- ödenecek. Tüm bu aşamalar gerçekleşmeden, ihale kazandığı "açıklanan " şirketlerin hisseleri borsada adeta kapışıldı. Haberlere bakıhrsa, örneğin yalnızca bir günün bır seansında Doğan Holding hisselerinde 10 trilyon liralık işlem gerçekleşmiş... Şimdi de elektrik dağıtım şirketleri, hazır personeli ve altyapısı ile ihale kazanan firmalara devredildiğinde ne olacak, ona bir gözatahm: TEDAŞ, TEAŞ'tan elektriğin bir kilovatsaatini geçen arahk ayında 5 bin 684 liradan alıyor, tüketiciye ise 11 bin 704 liradan sahyordu. 1997de TEDAŞ'ın yıllık ortama kâr haddi yüzde 107 idi. Türkive, tatlı kâr ülkesi. TBMM Genel Kurul Salonu nun yenilenmesi ihalesinde de Hazine iç borçlanma ihalesinde de enerji dağıtım işi ihalesinde de bu kural geçerli. Özelleştirme yalellisi halkın kara gözü, kara kaşı için değilki!.. Tereciye tereBergama halkı, yabancı şirket Euro- gold'un yörede siyanürle altın çıkarması- na karşı çıktı. Demokratik eylemlerle dıren- di, hukuk savaşımını kazandı. Eurogoldise ısrar ediyor: "Ne olursa olsun, Bergama 'da altın çı- karacağım." Üstelik, gazetelere verdiği ilanlardaAta- tûrk 'ün "Bir mületin yücelmesi, yeraltı zenginliklerinin işlenmesine vedeğerlen- dirilmesine bağlıdır " tümcesini kullanarak göz boyamaya çahşıyor. Eurogold, hiç uğraşmasın! Atatürk ve devrimcı kadrosunun amaçlanmn ne ol- duğunu Bergamalılar da halhmız da çok iyi bilıyor. Atatürk, 17 Şubat 1923 lzmir Iktisat Kongresi 'nde iki temaya vurguyapar: "Tam bağımsıziık ve ulusal egemen- lik." Şöyle der: "TBMM ve hükümetinin, mUletten al- dığı direktife uygun olarakgörevi, tam bir bağımsıziık ve milli egemenlik Ukelerine dayanarakmUletizengin, memleketi imar etmekten ibarettir." Atatürk, aynı konuşmasında "yabancı sermaye " konusuna dagirer. Dış sermaye- ye karşı olmadığını açıklar. Ama, koşulla- n vardır. Birincisi şu: "Kanunlanmızauy- mak şarttyla..." Eurogoldolayının özelinde bu sözün al- tını çizdikten sonra diğer koşula geçelim: "Geçmişte, Tanzimat devrinden sonra yabancı sermaye, üstün hakları olan bir yere sahipti. Devlet ve hükümet, dışyatı- rımların jandarmalığından başka bir şey yapmamıştır. Her yenimillet gibi Türkiye bunu uygun bulamaz. Burasını esir ülke- si yaphrmayız." Dönemin Ekonomi Bakanı MahmutEsat Bozkurt, Atatürk 'ün sözlerini aynı toplan- tıda şöyle pekiştirir: "Biz Türkiye'yi, Türk ekonomisini, bir esirler ülkesi halinde yabancı sermaye- nin eline bırakamayız." Son alıntımız, Mısak-ı tktisadi, yani Eko- nomi Andı nın esaslanndan olacak: "Türkiye halkı, doğal kaynaklar ola- rak bir altın hazinesi üzerinde oturduğu- nubilmektedir. Madenlerinikendimilliüre- timi için işletir ve doğal kaynaklarını her- kestenfazla tanımaya çalışır..." Bergama halkımn istemedıği, bağımsı: Türk mahkemeleri önünde haksızhğı ka- nıtlanan Eurogold, tereciyeteresatmayakal- hşmasınyeter!.. Kazanım gibi görünüyor Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı Nami Çağan, ka- mu çalışanlanna sendika hakkı tamnmasına ilişkin ta- sarıyı savunurken şunları söylûyor: "Tasarının yasalaşması ile kamu çalışanlan ve on- lann sendikaları önemli ka- zanımlar elde edecektir." Tasanda "kazanım " ola- rakdeğerlendirilebilecek hü- kümler ile bugünkü durumu şöyle karşılaştırabiliriz: Tasanya göre kamu görev- lilerinin sendikaları önceden izin alınmaksızın serbestçe kurulabilecekler. Zaten sendikalar bugün kurtdmuş, konfederasyonlaş- nuşlar bile. Kaldı ki tasarı yasalaştığı takdirde, kimi sendikalar, iş- kollanna getirilen "sendika kurma yasağı" nedeniyle kapanacaktır. Tasarı. kamugörevlilerinin sendikalara "serbestçe üye olabileceklerini " öngörüyor. Varlığını sürdüren kamu sen- dikalarının halen binlerce üyesi bulunuyor. Tasarının "kazanım" ola- rakgözüken biryanı da "top- lu görüşme." Ama, toplugö- rüşmede uzlaşma sağlana- mazsa, sendikanın hemen he- men hiçbiryaptınmgücüyok. Kamu çalışanlan "Biz bu toplu görüşme sonuçlannı beğenmedik" dediklerinde, son kararı verme yetkisi Ba- kanlar Kurulu 'nda olacak. Bugünkü durum da hemen hemen aynı. Araya bir "top- lu görüşme "süreci sıhştınl- mış. Kamu çalışanlarımn sen- dika hakjamn "yasa"iledü- zenlenmesi bile belli başlı bir "kazanım "olarak görii- lebilir. Ama, varılmış somut du- rum açısından çok yetersiz. Kamu Emekçileri Sendika- ları Konjederasyonu (KESK) Genel Başkanı Siyami Er- dem, şu konuda haklı: "Siyasi partiler, özgürbir sendikal yaşam yerine gös- termeük, şekilsel, dernek tipi bir yasa ile kamu emek- çilerini denetim altına al- mak istemektedirler." Koltuk Mobilyacılara başvurduk, esnafa danıştık. Türkiye 'de üretilen koltukların tanesi 20 ile 300 milyon lira arasında değişiyormuş. "Altı da üstü de koltuk" dedik, Istanbul Mobilyacüar ve Lakeciler Odası Başkanı Ziyaettin Göksu 'ya, "Ne eder" diye sorduk. Göksu'nun yaşı 60 'ı geçmiş. Yalan söyleyecek hali vokya: "Mekanizmasıyla birlikte haydi diyelim 100 milyon, 125 milyon. 150 milyon olsun, 200 milyon olsun. Meclis'e verilenlerin tanesi 1 milyan aşıyor. Allah 'tan korkar insan yav. Yazıklar olsun." Çillerler zarar etmiş Özer ve Tansu Çiller, 6 Arahk 1988 de 173 bin 500 dolara aldıkları ABD Maryland'deki evlerini, Ocak 1998'de 157 bin 500 dolara satarak 16 bin dolar "zarar" etmişler. Vah, vah, vah... 6 Arahk 1988 de dolar 1790 Türk Lirası ydı. Yani Çillerler, ABD deki evlerini 309 milyon 920 bin 600 Türk Lirası 'na almışlardı. Ocak 1998 de dolar, 210 bin Türk Lirası dır. Yani Çillerler, ABD deki evlerini 33 milyar 75 milyon liraya satmışlar. Aldıkları ile sattıkları arasındakifiyatfarkı, Çiller çifti lehine 32 milyar 765 milyon 79 bin 400 Türk Lirası tutuyor. Yani, 100 kattanfazla. Böyle zarara can kurban... AYDINLANMA ATEŞt betişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Gönüllü Okuma Yazma Oğreticisi Yetiştirme Semineri, 23 Şubat'ta başhyor Kartal ADD, dernekte aktif zümleyen yazılara gereksinim olarak çalışmalara katılamayan duymaktayız. Yazılann seyrek demokratik kişilerden burs ver- aralıkla, 20daktilo sayfasıni geç- Sğiöğreneikriçin nnadtii destffct; :'vaoyKek<biçimde hazırlanarak, ısuyor. Gürpınar'da okuma-yazma kursu "ÇYDD Genel Merkezi'nin Gürpınar Köyü'nde, belediye- nin katkılanyla sürdürdüğü eği- tim çahşmalan kapsamında aç- tığı kurslarda 12 kadın okuma yazma öğreniyor. 8 Ocak perşembe günü der- nek üyesi Perihan Boz, kurs öğ- ÇYDD Genel Merkezi ihesi Perihan Boz, Belediye Halkla İlişkiler Müdiresi Nilgün Faiz ve kurs öğretmeni Giilsüm Tiirkmen, 12 okuma yazma öğrencisine Jstanbulu gezdirdiler. retmeni Giilsüm Tiirkmen ve 'Gürpınar Belediyesi Halkla tliş- kiler Müdiresi Nilgün Faiz, oku- ma yazma kurslanna katılan ka- dınlan 'kendi dünyalan'ndan .çıkartarak, onlara lstanbul'u gez- dirdiler. Bu gezi sırasında gaze- temizi de ziyaret eden okuma- yazma kursu öğrencileri. kurslar- dan son derece memnun olduk- lannı dile getirdiler ve içlerinden birkaç tanesi kurslardan sonra il- köğretim diploması almak iste- diğini belirtti." •Birleşmiş Milletler TTürk Derneği " 1997 yılı, ülke çapındaki bü- yük emekleriyle yakın geçmişi- ,mizin devlet adamlan arasında saygın yerini alan Hasan Sa- ka'nın tek parti yönetiminden çok partili yaşama geçiş gibi çok zor ve duyarlı bir zaman dilimin- •de, Cumhuriyet hükümetlerinde 'ilk başbakanlık görevini üstle- nişinin 50. yıldönümüdür. '. 36yılmilletvekilliği,8kezba- dcanlık. 2 kez başbakanlık yapan CProf. Hasan Saka, Birleşmiş Mil- Hetler'in kuruluşu sırasında Tür- kiye'yi Dışişlen Bakanı olarak temsil etmiş ve kuruluş belgesi- jıi imzalamıştır. ) Bu bağlamda demeğimiz, 'Ha- -san Saka ya Armağan" adında Cbir yayın çıkarmaya karar vermiş- «tir. Hasan Saka'nın siyasetçi kim- Jiğini maliye. iktisat, dışişlen bo- .yutianyla ya da bilimadamı ve in- sancıl yönünü irdeleyen ya da o dönemi herhangi bir yönüyle çö- en geç Mart 1998 ortalarmda eli- mize ulaşması yerinde olur. Ya- zılara demeğimiz gelenekleri ve sınırlı olanakJanmız ölçüsünde ücret ödenecektir." Anne Çocuk Eğitim Vakfı "Beşiktaş AÇEV, Halk Eği- tim Merkezi işbirliğinde okuma- yazma kurslannda gönüllü eğit- menlik yapmak isteyenler için seminer düzenli- yor. Türkiye'deki okuma-yazmazlık sorununa parmak basmak amacıyla yapılan çahşmalar kapsamında Gö- nüllü Okuma Yaz- ma Oğreticisi Ye- riştirme Semineri, 23 Şubat-10 Mart tarihleri arasında Beşiktaş Halk Eği- tım merkezi'nde düzenlenecektir. Katılımcılann 18 yaşından büyük, en az lise veya dengibirokulme- zunu ve eğitim ko- nusunda gönüllü çalışma yapmaya istekli olmalan ge- rekmektedir. Seminere katılım- cı olarak kabul edilecek kişi sa- yısı kısıthdır. Katılabilmek için en geç 15 Ocak tarihine kadar Anne Çocuk Eğitim Vakff ndan (AÇEV) Gülseren Kümüş'e başvurulması gerekmektedir. Tel: 0.212.225 00 63-64." Kartal ADP "5 Ekim'de yaşadığımız Ola- ğanüstü Genel Kurul'dan sonra 29 Ekim'i Sultanbeyli'de kutla- dık. Aynı gün Sultanbeyli Meh- met Akif Ersoy llköğretim Oku- lu'na yaptırdığımız Atatürk K.Ö- şesi, Kaymakam Hüseyin Eren tarafından açıldı. Birçok okulun kermesine katılıp tanıtım yap- tık. 10 gün boyunca Mecidiyeköy FM Fuar Merkezi'nde çeşitli ürünlerle Armağan Fuan 'na ka- tıldık. Şu günlerde Güneydo- ğu'ya ve Kartal'ın çeşitli okul- lanna, kapanan bir özel dersha- nenin bağışladığı ve çevreden topladığımız malzemeleri Kara Kuvvetleri aracılığıyla dağıtma çalışmasındayız. Burs veren ADD şubeleri ara- sına şimdilik bir 6. sınıf öğren- cisine ayda 5 milyon lira vererek biz de katıldık. Atatürkçü, çağ- daş, laik, demokrat insanlar, eğer aktif olarak dernek çalışmalan- na katılamıyorsanız hiç olmazsa ayda bir miktar parayla çorba- mıza tuz katın. Bir üniversite öğ- rencisine de siz destek olun. Halk Bankası Kartal Şube Mü- dürü'nün de katkılanyla açılan burs hesabı numaramız: 58660750" HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLCEÇ mm ) J DUM DUMA [email protected] HARBİ SEMİH POROY M1KM1KLAK LĞLR DURAK TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 12 Ocak 5EHZADE MEHMET'İN IDAML 1621'DE BU6ÜN,OSMAtüJPADİŞAHIH.OSMAH (GENÇ), K*RDE$İ ŞBH2AOEM0*AET'l /PAM ETTKPff LEHİSTAMSEF&HNE ÇJMefC£W,AKD/NM mHTA eeÇBSİLBCEK SİtitNİ Btf&KM*MftK IÇJN KAR- PEŞİNİ ÖLPÜBJMEK İSTEYEN I-OSAşlAN, 8UUON İÇİN 6EBEKEN FerVAYI MÛPTİİ- DEN ALAAMA0Ç, ONUN YERİNE RUMEU MZASKEJUNDeN AIA&IMİ$Tİ. ŞEH2AOE MEHMErCEUATL4Gf KARÇIS/HM GÖBİN CS: "OSMAN, DİLStiM ALLAH7AH, ÖMKÛ~ DeVLETİN 8E/İBATOUIP B£N< ÖMBÜMDeN N/CE MAHIUIM£Yl£PİMS£r S£*lMHİ AYNI İ 6 * İLeİNÇTİK, 1622'&E, H.OSMAAI'tN SOHUDA AYNI OLACAICTIJt... HERMAN GOERING 1833TE eUGÛN, HEKMAN \MUBM GOER/US (jSÖgt'HŞ) AIMANYA'M KOSeNHEIM'DA DOĞDU-HİTLEftiH YAKtN ÇAUÇMA ARtCAOAÇtAfirHDMI VE Jl. OÛNYA SAl/AŞ/ SIHASINDA ALMAN UAVA KUVVETlEKJ KUMAN- OA/JI OIMJeoERIM6,SAI/A$. TAN SONRA NUtZNBER£ MAHKEMBSİNC£ÖUİU CEZASINA ÇA*PTnZUA CAK,ANCAİC İNR42- PAhJ Bİe 6ÛN ĞNC£ İNTİHAIt GÖRÜŞ USTUN AKMEN Onafın Yansıyan Gidişi Arahk ayının son günleri geldiğinde, beynimin tam ortasında, taaa Ocak'ın onbirine dek, sona ermekteolan bir plağın "hışırtılı"dip müziği(!) baş- lıyor çalmaya. Kafam o günlerde Onat Kutlar'ın ölümünü kurguluyor. Ve de her nedense her ge- ce Eisenstein'ın "PotemkinZırhlısı"n\ görüyorum düşümde. Kurgu, giderektaşıdığı anlamı en iyi de- ğerlendiren bir "şartlı refleks"e dönüşüyor. Onat hastanede. Orasında burasında serum şişeleri, bip bip ses çıkaran aygıtlar... Filiz sürekli ağlıyor. Yetmişli yılların tam ortasında, Sinematek'in Sı- raselviler'deayakkabıcı "Hayko"nun altındaki kat- ta bulunan salonunda; Onat Kutlar yüzünde ola- ğan dışı bir ciddiyet "Potemkin Zırhlısı"mn galiba ilk gösterim öncesi, dünya tarihinin eşine ender rastlanan baskı rejimlerinden biri olan Çarlık Rus- yası'nda, insan yaradılışına aykırı, insanı hiçe sa- yan bir baskıya karşı direnenlerin öyküsünü an- latan filmi "anlatıyor". Patlama evresine gelen baskı, direnme sürecinin devrimci devinime dö- nüşümüymüş. Öyle diyor. Dikkat ediyorum da an- latırken benzetmelere, zorlamalara, zorlanmaia- ra hiç mi hiç başvurmuyor. Filmi izliyoruz. Aaa! Bir de bakıyorum Eisenstein'da öyle. Çarpıcılığı olay- ların doğal akışına bırakmış. Çarpıcılık, çekimle- rin kendi içeriğinden çıkıyor. Kafatası delinen kü- çük çocuk, kurtların kıvıl kıvıl kaynaştığı kokmuş kokuşmuş et ya da bir Kazak'ın kırbaç darbesiy- legözü çıkan kadın... Film sonrası çay içiyoruz. Soruyor: "En çok han- gi sahneden etkilendin?" Önce susuyorum, son- ra, "Hepsinden"diyorum. Kestirmeyanıt. Belki de bir anlamda sınav korkusu. Bilmeyenin bilene say- gısı. Nasıl isterseniz öyle yorumlayın. Oysa komu- tanın kamarasına giden merdivenin başında. ha- ni o kıç güvertesinin ortasında kare biçimindeki ambar ağzına doğru koşup kurtulmaya çalışan erlerin siyah siyah gözleri ve Komutan Golikov'u oynayan Vladimir Barski'nin: "Yerinizden kımıl- damayın ulan! Erler komutanın merdivenini kulla- namaz!" diye ya da benzer sözcüklerle bağırışı si- linmiyor usumdan. Iri yarı, hayvan gibi güçlü Gil- yarovski'nin ittiği erin sırtüstü güverteye düşüşü- nü unutamıyorum. Gün geliyor. Onat, sırtüstü yatakta yatarken fo- toğraflanıyor. Ayaklarının tutmadığını biliyor gibi. Ünlü kahkahası nerede, gülmüyor bile. Çarşafın çizgileri arasında kenetlenip dik duran ayaklarını seçiyorum, belli belirsiz. Ölüp ölmeyeceğinin ikir- cikliliği içindesanki. Eminim kutsalı hiçesayan dü- şünceler geziniyor beyin kıvrımlarında. Can taşı- yan insan halınden tene geçiş fikrini bir yadsıyor ki sormayın gitsin... "Işte ölüm bu" dediğini du- yargibi oluyorum. "Ölüm, salt çevremizdekilerden, inanlardan, Filiz'den aynlmak olsaydı, 'Potemkin Zırhlısı'n/fi son perdesi kadar rahat anlatabilirdim ölümü. Her gün düzenin başlıca öncülerine yanıt yetiştirmek, eski çağ korolarını susturmak ve de ilkel gerçeklerle boğuşmak yerine, bu kanlı dün- yaya 'hayır' diyebilirdim (belki). Oysa ölümün kor- kunçluğu akıl almaz başka bir aynlışla ilgili. Elve- da demem geroken, içimdeki şu beğuk vurvş ve şu belli belirsiz akış... Yansıma..." Odesa merdivenlerinde halkın heyecanı gittik- çe artıyor. Kelebek gözlüklü, siyah şapkasını çe- nesinin altında düğümlediği beyaz bir eşarpla tut- turmuş (öğretmen olduğu kuşkusuz) yaşlı bir ka- dın yanındaki genç kıza gülümseyerek Potem- kin'i ve bayrağını gösteriyor. Tüylü şapkalı bir baş- ka kadın, zırhlıyı daha iyi görmek için şapkasının tülünü kaldırıp elini yüzüne siper ediyor. Bir diğe- ri siyah dantelli şemsiyesi altında, eldivenli eliyle Potemkin'l selamlıyor. Basamakların hizasında duran iki bacağı da kalçalarından kesik bir adam, yumruklarını yere dayayıp yerini değiştiriyor. Elin- de lime lime olmuş bir şapka sallamakta. Filmin sonu az sonra... Potemkin, pruvası dal- gaları yara yara geliyor. Onat "yansıyarak" gidiyor. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3SOLDAN SAĞA: 1/Osmanlı de\- letınde, akın \e savaşlarda ele geçınlenherbeş tutsaktan bınnin devletevergıola- 4 rak verilmesi... Atasözlerine da- yanan dıdaktık Çınşiiri.2/Şöh- ret... Yoksullara yiyecek dağıtan hayır kurumu. 3/ Çayın etkin maddesı... Papağanlaak- raba küçük bir kuş. 4/ Sofrada kullanılan sahan althğı.5/Bırerkeğınni- kâhsız olarak aldığı ca- 3 riye... Tavlada bır sayı. 4 6/ Elısıkı, cimn... Salgı oluşturan organ. II Al- datma ışı, hile, düzen... Cinayet. 8/ Eylemlerı olumsuz yapmakta kul- 8 lanılanek...Kestaneren- 9 gi. 9/ Hay\an pisligı... Kışın sisli havalarda ağaç dallannı, toprak çıkıntılannı kap- layanbuz tabakası. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanh donanmasmda bir deniz subaylığı rütbesi. 2/ Büyük erkek kardeş... Ye- lek. 3/ Gözü kapalı inanılan düşünce; dogma... Rütbesiz asker. 4/ Yankısının çokluğundan sesin iyi anlaşılamadı- ğı yer. 5/ Parola... Akraba. 6/ Birçok üflemeli çalgıda, göv- denın son kısmındakı huniyi andıran genişlik... Tibet sı- ğın. 7/ Yapmacıklı davTanış... Bahçe ya da açık agıl et- rafındaki çit. 8/ Duvarcılann doğrultu bulmakta kulian- dıklan çekül ipi... Müstahkem yer. 9/ Uluslararası Tiyat- ro Enstitüsü'nün simgesı... Şiddetli acı ve sıkıntı. ORGAN BAGIŞI Kutsal olan yaşam hakkına saygı duyan, hayat kurtarmaya katkıda bulunmak üzere, bir insanlık hizmeti olarak organlannı bağışlayanların listesi Bizim r de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin günlûk yayın organ, bırsivil toplum gazetesi, başlıca bayilerde. Tel. 0.212. 511 08 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle