15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 1997'de, 10 silahlı saldın yapıldı 1 radyo sahibi öldürüldüTürkiye eıı çok gazeteci hapseden ülke• Geçen yıl 143 gazeteci dövüldü ve tartaklandı, 211 gazeteci ve yazar gözaltına alındı. 27 gazete, dergi, radyo ve televizyon binası ve aracına saldın yapıldı, 3 kitabevi tahrip edildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türtciye Gazeteciler Sendikası (TGS) ge- çen yıl 211 gazetecinin gözaltına alındı- ğını, 143 basın emekçisinin de dövüldü- ğünü ve tartaklandığını bildirdi. 27 gaze- te, dergi. radyo ve televizyon binasına saldınnın gerçekleştiğini kaydeden TGS, 3 kitabevinin de tahrip edildiğini açıkla- dı. TGS Ankara Şubesi bünyesinde oluş- turulan Basın HakJannı İzleme Komis- yonu'nun, 1997 yılındaki gelişmelere ilişkin raporu açıklandı. Rapora göre yı- lın tûmünde 143 basın emekçisi dövül- dü ve tartaklandı. Toplu saldınlarda dö- vülen ve tartaklanan gazetecilenn top- lam sayısı kesin olarak saptanamadı. Flash TV'nin sahibi ÖmerGöktuğ, can- lı yayın sırasında görevlılerce tartaklan- dı. 8'i yabancı uyruklu olmak üzere, 211 gazeteci ve yazar gözaltına alındı. Gaze- teci ve yazarlar için 26 tutuklama karan verildi. Raporda, geçen yıl aralannda atv, Flash TV ve Hürriyet'in de bulunduğu 27 gazete, dergi, radyo ve televizyon bi- nasına ya da aracına silahlı, taşlı, bom- balı saldın yapıldığı ve 3 kitabevinin tah- rip edildiği bildirildi. Rapora göre 1997 yılında gazetecilere yönelik 10 silahlı saldın gerçekleştirildi, 1 radyo sahibi öl- dürüldü. Demokrasi gazetesinin kapatıl- ması ve Flash TV baskını, Dünya Basın ÖzgürlüğüGünü'nerastladı. 1997 yılın- da toplatılan ve yasaklanan kitap sayısı 29 oldu. Gazete ve dergi bürolanna 29 baskındüzenlendi.toplam 109 gazete ve dergi toplatıldı. 21 gazete ve dergi, mah- keme karanyla toplam 28 ay 20 gün sü- reyle, 1 dergi ise süresiz kapatıldı. Rad- yo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), te- levizyonlar için 37, radyolar için 20 ka- patma cezası verdi. Televizyon kuruluş- lan 79, radyolar 30 kez uyanldı. Raporda, günlük gazetelerden izlene- bildiği kadanyla 188 davanın 123'ünün gazeteciler, yazarlar ve kurumlann aley- hine sonuçlandığı, 65 davada ise ya be- raat karan verildiği ya da mahkûmiyet is- temlerinin reddedildiği bildirildi. Rapor- da, "Turhan Dilligil hakkındaki davanın ötümünden sonra da sürdürülmesi. Mus- tafa Ekmekçi hakkında ise ölümünden bir hafta sonra dava açüması, gazetecile- rin ölseler bile takibattan kurtulamaya- caklannuı işareti oldu" görüşü dile geti- rildı. Raporda, mahkûmiyetle sonuçla- nan davalarda, gazeteci ve yazarlar için B a ş b a k a n l ı k T e f t i ş K u r u l u n c a h a z ı r l a n a n r a p o r t a m a m l a n d ı Susurluk'ta önemli dönemeçANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz'ın talimatı üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca Susurluk olayıyla ılgili olarak başlatılan soruşrurma sonucunda hazırlanan rapor tamamlandı. Kurulun raporunu inccledikten sonra hükümet ortaklanyla görüşecek olan Yılmaz, "devlet sım" dışındaki bilgileri açıklayacak. Raporda, DYP lideri Tansu ÇUler'in başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten yaklaşık 50 milyon dolarlık bazı meçhul ödemelerin yapıldığı yönünde bilgilerin yer aldığı bildirildi. Başbakan Yilmaz'ın REFAHYOL hükümeti döneminde "uydurmabir tnccleme yapıldığınr belirrtıği Susurluk olayıyla ilgılı olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca sürdürülen soruşturmanın raporuna son biçim verildi. Yılmaz'a sunulacak raporda, DYP lideri Çiller'in başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten yaklaşık 50 milyon dolarlık meçhu! ödeme yapıldığının saptandığı ileri sürüldü. Yılmaz, raporu aldıktan sonra ilk olarak hükümet ortaklan ile görüşerek durum değerlendirmesi yapacak. Yılmaz, önceki gün NTV'de yaptığı açıklamada, Susurluk olayının aydınlığa kavuşturulmasıyla ilgili raporu okumadan bir tak\ im veremeyeceğini belirterek raporun henüz önüne gelmediğini, ancak her türlü bilgiyi kapsayan ciddi bir rapor olduğunu bildiğini kaydetti. Yılmaz, "Bundan önceki hükümet, meselenin altından kendisinin çıkacağını biliyordu. İki milletvekiiinin dokunulmazlığ] kaldınldı. Erbakan zamanında, uvdurma bir inceleme yapıldı" dedi. Yılmaz, dokunulmazlığı kaldırmadan bu olaya kanşan en üst kademedeki insanlara ulaşmanın mümkün olmadığını belirterek "İsterdik Id anayasa değişikliği gerçekleşsin, bu tür ciddi olavlarda bu tür suçlarda dokunulmazlık olmaksızın yargı müdahale edebilsin" dedi. Yılmaz, liderler zirvesi sonrasında yaptığı açıklamada da, "devlet sım'* niteliğı taşımayan bilgileri ve kişisel çıkar sağlamak için devleti kullananlan açıklayacağını belirtmişti. Susurluk raporunda, Çiller'in başbakanlığı sırasında Özel Harekât Dairesi'nin gereksinimi olan silah ve özel malzemelerin alımı için örtülü ödenekten yaklaşık 50 milyon dolar çekildiğine ilişkin haberler dün Milliyet ve Radikal gazetelerinde yayımlandı. Raporda, silah alımmda adı geçen îsrail ve İngiltere bağlantılı Hospro firmasına da örtülü ödenekten 15 milyon dolar aktanldığına ilişkin belgelere ulaşıldığı savlanırken yerel seçimler sırasında Tansu Çiller'in "PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kellesinin getirilmesi''yle ilgili açıklamasının ardından, Öcalan'ın öldürülmesi için Israil istıhbarat birimlerinden yardım istendiği ve bu yardımın karşılığında yine örtülü ödenekten bir miktar paranın tsrail'e ödendiği ileri sürüldü. Yılmaz: 98 siyasette temidikyılı olacak. Başbakan Mesut Yıimaz, keadilefjpin muhaJeferteykenyapöklanahlakveerdem " kavgasını bugün rüm milletin yapbğuu beHrterek, "1998 siyasette tenıizliğin başladığı yıl olacak" dedi Başbakan Yılmaz dün önce Fenerbahçe'deki Özel Irmak îlköğretim Okulu'mı ziyaret etti. İstanbul Valisi Kutlu Aktaş ve İl Milli Eğfâm Müdürii Ömer Balıbey ve okul \oneticilerinden. okul ve İstanbul'un eğtâm soruıüan \e projeleri hakkında bOgi alan Yılmaz, daha sonra ANAP Kadıköy İlçe Orgütü'nün Bostancı Gösteri MerkezTndeki iftar yemeğine kaüldı. Yemekte konuşan Yılmaz, hükümet üyelerinin uyum içinde çahşöğmı söyledi. CHP'yi kastederek, "Bba (faşandan destekleyen partiler, vereceği desteğin süresini açıklarlarsa hizmet tempomuz artar" diyen Yılmaz. siyasi rakiplerinin kirlettiği siyaseti ANAP'ın temizleyeceğini öne sürdü. Yılmaz şöyle konuşfu: "1998 dönüm >ılı olacak. Halkıa, yıüardan beri süren sıkıntılardan kurtulmava başladığı, yüzünün güldüğü, siyasette temizİiğin başladığı yıl olacak." İstanbuTdan Ankara'ya özel bir uçakla saat 20.45'te hareket eden Yılmaz, Esenboğa Havaalanı pistindeki buztanma nedeniyle tstanbul'a geri döndii. Yılmaz, daha sonra saat 21.30'da TH Y'nin tarifeli uçağıyla Ankara'ya gittL (Fotoğraf: HATICE TUNCER) toplam 137 yıl 6 ay 9 gün hapis, toplam 69 rniryar 106 milyon 401 bin 781 lira pa- ra cezası verildiği kaydedildi. Yıl içinde başta Uğur Mumcu olmak üzere gazete- ci ve yazarlan kurban alan faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması yönünde hiç- bir ilerleme kaydedilmediği de ifade edi- len raporda, Metin Göktepe davasının il- den ile dolaştınldığı, Abdi İpekçi cinaye- ti davasının 19. yılında, sırperdesinin hâ- lâ kaldınlamadığı vurgulandı. Raporda şu görüşlere yer verildi: "1997 yıhnda Türkiye, uluslararası basın örgütierinin 'en çok gazeteci hapseden ülkeler' Bste- sinin başında yer aldı. Yayına ve yazdşle- ri müdfirteri ağustos ayında çıkanlan ya- sa ile sahverüdiler, ancak sadece yayma- lar ve yazrişleri müdürieri için geçerü ol- mak üzere ketepçenin elden ^ ^ — — çözülüp dile takilması, dü- şûnce suçu ayıbını ortadan kakürmaya yetmedi Gaze- tecinin ve gazeteciliğin tanı- mı konusunda görüş birliği olmadığındaa, cezaevlerin- de halen kaç basın mensu- bunun bulunduğu sonısu- nun yanrtı da beürsiz kaldL Ancak kesin olan bir şey var ki gazeteci olsun ya da olnıa- suı bir kişinin biîe düşünce- lerinden dolayı cezaevicrin- de turulmasu düşündüğü için insan olan bu canlı türü- nün her üyesini utandırma- ya yetecek ölçüde bir ayıpür. Bugün çok sa\ıda poiitikacı, bilim adamı, sanatçu sendi- kacu gazeteci ve yazar, 'dü- şüncemahkûmu' olarakce- zaevlerinde tutulmaktadır. Bunlardan lsmail Beşikçi hakkında açılmış dava sayı- sı 105'e, sonuçlanmış dava- İarda verilen hapis cezalan- nın toplamı 100 yıla, para cezaiannın toplamı da 10 milyar lira>a ulaşmıstır." Raporda, 1997yılınınilk yansının REFAHYOL, ikinci yansının ise ANA- SOL-D yönetiminde geçti- ği, ancak basın emekçileri- ne ve iletişim özgürlüğüne yönelik baskılann yogunlu- ğu bakımından anlamlı bir fark bulunmadığı ifade edil- di. Basın emekçilerinin, iş,- veren baskısından kurtula- madığı ve kurtulmak için çaba da göstermediği görü- şü savunulan raporda, buna karşın 1997'ninsonaylann- da emek kıyımından payla- nnı aldıklan belirtildi. Ra- porda, "Basın emekçileri her >ıl yaşadıklan bu man- zaralaridan gereken dersleri çıkanp sendikal örgüdülük- le haklanna sahip çıkma yo- lunu seçmek yerine, adeta bunu kadermiş. gjbi kabul etme egilimini ne yazık ki sürdürdüler" denildi. Işverenin, gazetecinin sendikalaşma hakkını yok ettikten sonra istifa halinde kıdem tazminatı alabilme hakkını da ortadan kaldır- dığı ileri sürülen raporda, patronlann kendi çıkarlan söz konusu olduğunda gös- terdikleri hassasiyet ve da- yanışmayı, buna asıl ihti- yaçlan olan basın emekçile- rinin hâlâ sağlayamadıklan- na işaret edildi. Vakıflarla ilgili bir tebliğ (ii)AYDIN AYBAY Böylece \akıf olgusunun son yıl- lardaki gelişme sürecine kısaca göz attıktan sonra şimdı teblığin bazı hü- kümlen ile ilgili düşünce ve eleştın- lerimizi özetlemek istiyoruz. 1- Teblığde. ılk olarak "Vakfin Kuruluşunda Aranacak Şartiar" üst başlıgı ılebınnci bentte vakıf kurma ehliyetine sahıp olma\an kişıler sı- ralanmıştır. Bu sıralamada önce T. Ceza Yasası maddelenne gönderme yapılarak bir bir sayılan 4 grup suç- tan "mahkûm olanlann" \c bunlar dışında da. genel olarak ışledıği her- hangi bir suçtan dolayı ağır hapis \e- yataksirlı suçlardan gavn suçlarıçın altı aydan fazla hapis cezasına mah- kûm olanlann (affa uğramış olsalar bıle) vakıf kuramayacaklan belırtil- miştir. Hemen belirtelim ki bir özel hukuk işlemı olan vakıf kurma ışle- mi ile ilgili ehliyet sınırlamasma iliş- kin bu hüküm, yürürlükte olan yasal düzene aykındır. Ne Medeni Ka- nun'da. ne de başka mevzuatta, me- deni haklan kullanma ehlıyetını (ey- lem ehlıyerinı) vakıf kurma işlemi bakımından bu tür bir sımrlamaya tabi kılacak hiçbir dayanak yoktur. Anlaşıldığına göre bu sınırlama hük- mü. 2908 sayılı Dernekler Yasa- sı'nın 4. maddesinden esinlenılerek yazılmıştır. Anayasamn 33. maddesinın son fıkrasında yer alan '•bu madde hü- kümleri vakrflaıia ilgili olarak da uy- gulanır" kuralı bu konuda bir daya- nak sayılamaz. Çünkü AY. m. 33'te derneklerle ilgılı ehliyet sımrlaması hükmü yoktur. Sınırlama. Dernek- ler Yasası ile konmuştur. Dernekler Yasası'nın bu konudakı hükümleri ise "bu madde hükümleri'' (yani AY. m.33)değildır. Öte yandan vakıflar hakkında tü- zügün 23. maddesinın LJ bendınde 13.8.1991 günüyapılandeğişiklikle konulan ehlıyet sımrlaması ise mün- hasıran vakıf yöneticileri ile ilgili- dir. Bunun. dolaylı da olsa bir vasal dayanağı olduğu söylenebilir (bkz. MK. m. 78 III J.Amabu hükmü va- kıf kurma yasağı olarak genişletmek hukuksal yönden olanaksızdır. Tebliğde öngörülen bu suıırlama- lann, vakıf kurma ışlemini \e kuru- lan \akfı bir "kisi birliği' 1 halıne ge- tiren çarpık uygulamadan ka>nak- landığı söylenebilir. Bunun. sözü ge- çen uygulamayı önlemeye yetmeye- ceği de açıktır. Üstelik bu yasak do- layısıyla örneğin gençliğinde birdu- var afişını yırttığı ıçın birkaç hafta hafif hapis cezasına çarptınlan kışı- nin (TCK. m. 537) olgunluk çağın- da servet-saman sahibi olup da ceza- evi koşullannın ıyileştınlmesi gibı saygın bir amaç güden bir vakıf kur- ma hakkından yoksun bırakılmasını ızah edecek bir neden yoktur. 2- Tebliğin, "Vakıf Kuruluşunda .\ranacakSarflar'* başlıklı (A) ben- dinin ıkınci bölümünde, vakıfkurma işlemi için mahkemeye yapılacak başMiruya ilişkin belgeler sa>ılmak- tadır. Burada belirtilmesi gereken önemli nokta, mahkemenın tescil davasında davacıdan ısteyeceğı bel- gelerin, bir idare binmınce saptana- mayacağıdır (bkz. AY. m. 138). Bu arada vakıf senedının "tebliğ ekûıde- ki örnek vakıf senetlerine uygun ola- rak" düzenlenmesi zorunluluğunun mahkemeleri bağlamayacağını da belirtelim. 3- Tebliğin "\aksf Senedmde Bu- lunması Gereken Hususlar" başlık- lı (B) bendinde de önemli yanlışlar vardır. Vakfin "gayesi" ile "gayeyi gerçekleştirmek için yapacağı iş \e işlemlerin" senette ayn ayn göste- rilmesi, "vuzuh" yönünden yerinde olur. Ama bu da VGM'nin değıl. mahkemenin yetki ve takdirine tabi bir konudur. VGM'nin. bu konuda. olsa olsa. bir temennide bulunması söz konusudur. Kuruluş malvarlığı- nm, 1997 yılı için. vakfin niteliğine göre en az beş. on ve yirmi milyar li- ra olarak saptanması ve bu rakamla- nn her yılın ocak ayında VGM'ce yeniden belirleneceğine ilişkin teb- İiğ hükmü de mahkemeleri bağla- maz. Geliri ile mahalledeki yetim çocuklara günde iki öğün sıcak ye- mek verilmesi için bankadaki 500 milyon lirasını vakfetmek isteyen hayırseverin bu isteği niçin kabul edilmesin? Bu konudaki tek ölçüt. tahsis edilen malvarlığının amacın gerçekleşmesine yetip yetmeyeceği- dir; bunu da takdir edecek olan yar- gıçftr. Idarenın, böy le birtakım para- sal ölçütler koyarak, bireyin "vakıf kurma özgüıiüğü"nü sınırlama yet- kisi yoktur. 4- Tebliğin bizce en önemli hük- mü yine (B) bendi içinde yer alan yedinci ve sekizinci paragraflandır. Bunlann metni aynen şöyledir: "Bundan böyle kamu kunım ve ku- ruJuşian. meskk odalan, sendikalar, mahalli idareler ile ünKersheler bün- yesinde kurulan \akiflar söz konusu kurtun ve kurulu; ile ünKersitenin is- mini alamaz. Daha önce kurulmuş vakıflar. kurulduğu kurum ve kuru- luş, mahalli idare, meslek odası, sen- dikalar ik ünh'ersitelerden veya söz konusu kurum ve kuruluşlann ver- diğj hizmetierie ilgili olarak gerçek ve tüzelkişilerden her ne ad alnnda olursa nlsun herhangi bir bağış ve yardım akmaz, menfaat sağlavamaz. Kamu kurum ve kuruluşlan, ma- halli idareler, meslek odalan, sendi- kalar ile üniversitelerce, bünyelerin- de kurulan vakıflara yapüğı hizmet- ler için herhangi bir mal veya para aktaramaz." Aynntı üzerinde durmadan, bu hûkümlerin uygulanması ile meyda- na gelecek duruma ilişkin birkaç ör- nek verelim: - Oniversite veya devlet hastane- lerinde kurulmuş (ve kurulacak) va- kıflar, bu hastanelerde verilen sağlık hizmetleri karşılığında, hizmetten yararlanan kişilerden bağış veya her- hangi bir ad altında para alamaya- caklardır. - Yerel yönetimlerin "bünyesin- de" kurulmuş vakıflar, ünar veya benzeri işlemler dolayısıyla, yurttaş- lardan, görülen işleri karşılığında, bağış ya da benzeri türden hiçbir ödün alamayacaklardır. - Bir meslek odası, bünyesinde kurulmuş vakfa, kendisi için yaptı- ğı bir hizmet dolayısıyla, bir mal ve- ya para aktaramayacaktır. - Bir beledıye ıdaresi, bünyesinde kurulmuş vakfa, ögrencilere burs da- ğıtması için, kendi bütçesinden ve- ya BlT'lerin kaynaklanndan mali transferler yapamayacaktır. Bu ömekleri çoğaltmak mümkün- dür. Hepsini birden kapsamak üzere şu saptamayı yapabiliriz: Vakıf "ftor- yası''nın başladığı 1960 ve 1970'li yıllarda, parasız veya belirli resmi harçlar karşılığında yapılan kamu hızmetlerinin, devlete yük olmadan, vakıflar eliyle daha etkin ve yararlı şekilde yürütülebileceği yolundaki ıddialara karşı çıkanlann haklı ol- duklan (tebliğdeki bu hükümlerle doğrulandığı gibi) nihayet anlaşıl- mıştır. Kamu kunıluşlannın hemen hepsının başvurabilecekleri (resmi mali denetimine tabi) "döner ser- maye" düzeni yerine, vakıf düzeninin ikame edilmesi ve yaygın- laştınlması. toplumsal baİcımdan büyük sakmcalan beraberinde getir- diği gibi türlü "suiistimaltere" de y- ol açan ve "kamu hizmeti" kav- ramını altüst eden bir sürecüı doğ- masına neden olmuştur. Şimdi VGM'nin "tebliği'' ile bu süreç dur- durulmaya çalışılmaktadır. Kanımızca bu yine de önemli bir adımdır. Ne var ki bu sorunlann, yasal dayanağı zaten zayıf olan-ve uygulamaya geçildiğinde nasıl iş- leyeceği ve ne gibi dirençlerle kar- şılaşacağı belirsiz olan böyle birteb- liğ ile çözülmesi bize olanaklı gözükmüyor. Asıl çözüm bu konu- lan da içeren, aynntılı bir yasal düzenleme yapılmasındadır. BİTTİ 1374 gözaltı îstanbul'da huzur operasyonu İstanbul Haber Servisi - istanbul Emniyet Müdür- lüğü'ne bağlı ekiplerce ön- ceki gece îstanbul'da ger- cekleştirilen "huzur ope- rasyonlan"nda, 1017'si yabancı uyruklu toplam 1374 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. istanbul Emniyet Mü- dürlüğu'nden yapılan açıklamada trafik şube müdürlüğü ekiplerinin uy- gulamalannda da l 'i alkol- lü 17 ehliyetsiz sürücüye işlem yapılırken toplam 9 milyar 181 milyon lira ce- za kesildi. Gözaltına alı- nanlann 210'u Kuzey Irak- lı olmak üzere toplam 350'sinin iltica amacıyla Türkiye'ye geldikleri be- lirtildi. Gıyabi tutuklu 24, çeşitli suçlardan aranan 82, şüpheli 259 ve pasaportsuz 424 yabancı uyruklunun gözaltına alındığı operas- yonlar sırasında yabancı uyruklu bir kişi, polisten kaçarken ölmüştü. Yetkili- ler, üzerinden kimlik çık- mayan yabancı uyruklu- nun bulunduğu binanın 4. katından atladığını öne sürmüşlerdi. Çffler HırkaişeriTte su Çiller dün Fatih'teki Hırkaişerif Camü'ni ziya- ret ederek, 1998 yüının hajırlara vesile olmasını di- ledi DYP Genel Baskan Yardımcısı Hayri Kozak- çıoğlu, İstanbul İl Başkanı Celal Adan ve partililer- lebirüktecamij'egelen Çiller, 1998>TUiun "demok- rasinin şaha kâlkbğı bir yıl olacağı**nı söyledi. ÇD- ler, HırkaişerifCamü'nden aynldıktan sonra DYP Fatih İlçe Baskanlığı'na geçti. Tansu Çiller, burada yaptığı konuşmada, her gün bir yolsuzluğun orta- ya çıküğını kaydederek "Hayat pahalıhğı sizi ezi- yor. Dar getirünin umudu 'kirat'tır. 1998 yıh sizin kurtulduğunuz, demokrasinin şaha kalküğı bir >il olacak" dedi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Çüler'in kaderi Yargıtay kararında ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in, Yüce Divan'da yargıla- nıp yargı lanmayacağı Yargıtay 6. Ceza Daire- si'nin, 5.5 milyar liralık örtülü ödenek davası hakkında 16 Ocak Cuma günü vereceği kararla belli olacak. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, emekli Or- general Necdet Özto- nın'un adını kullanarak Tansu Çiller'in talima- tıyla örtülü ödenekten 5.5 milyar çekildiği sa- vıyla açılan davada. Sel- çuk Parsadan, Hüseyin Cahit ve Mukadder I^r- sadan'ı 6'şar yıl 3'er ay hapis ve 13 milyar 750'şer milyon lira para cezasına çarptırmıştı. Dosya, daha sonra tem- yiz için Yargıtay'a gön- derilmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsav cılığı 'nca hazırla- nan teblığnamede, mah- kûmiyet kararlannın onanması ıstendi. Yargı- tay 6. Ceza Dairesi. ceza- yı onaylarsa Selçuk Par- sadan'ın örtülü ödeneği dolandırdığı tescil edil- miş olacak ve Tansu Çil- ler bu karar üzerine "gö- revi kötüye kullan- ma"nın yanı sıra "zim- met" suçuyla da itham edilebilecek. Bu durum- da Çiller hakkında so- ruşturma açılacak ve da- va açılmasına yeterli de- lil bulunduğunda, Çil- ler'in yasama dokunul- mazlığının kaldınlması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca fezleke hazırlanacak. Çiller'le il- gili fezleke TBMM Ge- nel Kurulu'nda görüşü- lerek karara bağlanacak. Genel kurul, dokunul- mazlığının kaldınlması yönünde karar verirse, söz konusu eylem Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde yaşandığı için, Çiller hakkında Anayasa Mahkemesi'ne yazı gönderilerek Yüce Divan'da dava açılacak. Çiller hakkında, söz ko- nusu suçlardan 12 yıla kadar hapis istenebile- cek. Bu arada, dün Sabah gazetesinde manşetten yayımlanan haberde, Özer Çiller'in, eşi Tansu Çiller'i yakından ilgilen- diren örtülü ödenek da- vasına ilişkin mahkûmi- yet karannın bozulması için Yargıtay'da lobi oluşturduğu ve tanıdığı bazı üst düzey hukukçu- lar ile Menzil şeyhlenni devreye soktuğu ileri sü- rüldü. DYP'li Mehmet Gölhan. Genel Başkan Çiller'in siyasi geleceği- ni şekillendirecek olan Parsadan davası öncesin- de, eşi Özer Çiller'in ta- rikat şeyhlerinden de destek amacıyla lobi fa- aliyetlerinde bulunduğu biçimindeki haberleri yalanladı. Gölhan, "Bu iddialann aslı astan yok- tur. Bütün bunlar skan- dallann kamufle edilme- si için yapılan işlerdir" dedi. SENDIKACILAR INEGOL'DE DİSK'ten Frigo-Pak işçüerine destek İstanbul Haber Servi- si - DlSK'in başlattığı "İşimiz, Ekmeğimiz, Ge- leceğimiz İçin Sendikal Haklar Yürüyüşü" bu- gün tnegöl'de sürüyor. DİSK kafilesi, sendika- laştıklan için işten çıka- nlan Frigo-Pak işçileriy- le dayanışma amacıyla bugün saat 15.30'da îne- göl Organize Sanayii Si- tesi'ndeki Frigo-Pak önünde olacak. Sendikal haklar önün- deki engellerin kaldınl- ması ve demokrasi tale- biyle 8-16 Aralık 1997 tarihleri arasında Anka- ra'ya yürüyen DİSK yü- rüyüşçülen. sendikalaş- tıklan için işten çıkanlan Frigo-Pak işçileriyle da- yanışma amacıyla bugün lnegöl'de yürüyecekler. DlSK'ten yapılan açık- lamada, Ankara yürüyü- şü sırasında dile getir- dikleri "Nerede haksız- hk, hukuksuzluk varsa DİSK orada olacaktır" sözünün bugün lne- göl'de yaşama geçirile- ceği belirtildi. Açıklamada, DtSK. yönetici ve üyelerinin sa- at 09.00'da DİSK Genel Merkezi önünden hare- ket edecekleri vurgula- narak: îstanbuJ'da kon- voya katılacak diğer >-ü- rüyüşçülerin E-5 Bos- tancı kavşağındaki Bir- leşik Metal-Iş Sendikası önünde toplacaklan, Ko- caeli heyetinin saat 11.30 Topçular îskele- si'nde. Bursa heyetinin de saat 13.00'te Tofaş önünde konvoya katıla- caklan bildirildi. Inegöl Devlet Hastanesi önün- de saat 14.30'dabaşlaya- cak yürüyüş Organize Sanayii Sitesi'ndeki Fri- go-Pak fabrikası önünde yapılacak basın açıkla- masıyla sona erecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle