15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 1998 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Tanmda \feni Teknikler nıPlTOf. Dr. R E Ş İ T S Ö N M E Z Tum Zıraatçılar Da\anışma Derneğı Başka, T anhın dennlıklenne ınıl- ra 'işlenip değerlendirilmelerinde' ve dığı zaman yan çiplak dolaşan \e mağaralarda yaşavanınsanoğlunun ya- banı hayvanlan avlayarak beslendığını, denlerle gı- yındığınj ve kırlardan, ormanlardan top- ladıklan ıle yaşanuru surdurduğunu go- ruruz O ılk çağiarda, bu ınsanlann 'dü- şundukleri ve araştırdıklan' bır gerçek- tır Çunku yuzbınlerce yıllık uzun bır surede goruyoruz kı ınsan 'sabııia ve inaüa' doğadakı yabanı hayvanlan ve >a- banı bıtkılen elı altına alarak, onlarla uğraşarak 'evcütme' olayıru başanyor Sonunda ınsan, 'kultur bitkilerini veev- cil hayvanlan' elde ederek tanhe ımza- sını atıyor Daha sonra yaşanan bınler- ce vıl ıçınde, kultur bıtkılen ve evcıl hayvanlar uzennde çalışmalar surduru- lerek 'yeni türler, varyeteJer, ırklar elde ediüjor'. Bo> le surup gelen bu uzun yol sonunda bugunun ınsanırun elınde, va- şamımızı renklendıren bızı mutlu eden buyuk bır 'bitJdsel ve hayvansal variık" goruvoruz Bu nasıl gerçekJeştı dıye araştınldığında, 'insanoğluntuı ilk gun- den beri duşunduğunu, sorguladığuıı ve araşnnnğınr goruvoruz \raştıran ınsan yenı bılgıler elde etmış ve onlardan va- rarlanarak 'yeni teknikler' gelıştırmek suretıyle tanmda süreklı ıJerlerneler sağ- lamıştır Bugun, yaşamımızı ılgılendıren ote- kı alanlarda olduğu gıbı tanm alanında da "voğun ve buyiik boyutlara varan araştırmalar' surdurulmektedır HeruJ- ke 'kendıdoğal koşullanna uygun' \ e *fle- ri uretim teknikleri' kuilandığında bu- yuk kazanç sağla>acak 'bitkisel ve hay- vansal uretim materyaJine' sahıp olmak ıçın çaba gostermektedır Tanmsal ham- maddelenn 'uretim teknikkrinde',son- 'depolanıp pazarlanmalannda' her ge- çen gun yenı ufukJara koşulmakta ve bu sonuçlarınsan yaşamıru renklendırmek- tedır Bunun ornekJennı, yedıkJenmız- de ve gıydıklenmızde kolav ca gorebılı- nz Tanm 'uygulamalı bır bilim dalıdır\ Yapılan bır araşürma. sadece bıhme kat- kı ıçın değıl sonunda uygulanarak ın- sana bır 'yarar vekazanç' sağlama ama- cınayönelıkolmalıdır Bu nedenle araş- nrmanın 'bilimselkurgusu'.eğersonuç olumlu çıkarsa bundan yararlanma ama- cmadayandınlır Bukonudatemelılke once 'böimsel bilgi uretüir' \e buna da- yanarak 'yenı teknıkler genşurilir'. Tur- kıye'de unıversıtelenrruzde ve araştır- ma kuruluşlanmızda bu konularda pek çok araştırma yapılmakta ve bu sonuc- lardan Turk çıftçısı yararlanmaktadır Tanmsal ogretımm yıidonûmu olan 10 Ocak gununde bu konu ıle ılgılı olarak kımı goruşlenmı ozetlemek ıstıyorum Turkıye'nın tanmsal uretımı 'kendi- neyetmiyormu'? Yetmıyorsa, uretimi nasıl artûrabiliriz'? Uretımı arîtırmada 'yenı teknikler uygulama mı yoksa eko- nomik veyapısal sorunlar mı başuca et- kenlerdir'? Yenı teknıklere 'heveslen- meyen ureticinin' sıkınhsı nedır*7 Tanm- da 'devietkorumacıhğı' dunyada ve bız- de ne durumda9 'Koyden kaçış' hakkın- da ne duşunuyoruz9 'Orgutfenmeyen çiftçi' kendını kurtarabılır mı7 Bunlar bır dızı 'temel sorular'. Açık ve anlaşı- lır bır tanımlama ıle dıyebılınz kı "Ba- şanlı ve kazançlı bir tarunsal uretimde temel ilke, birinı alandan ve bırim hay- vandan.en boL en kaliteb veen duşuk ma- liyetti urun elde etmektir." Uretımı art- tırrnak ıçın 'sayryıçoğaltmak,yaniekim alanlarını genışletmek ve hayvan sayısı- nı arttırmak değil": tam tcrsı, 'dahadar alandan ve daha az hayvandan yuksek uretim vapmak' esas olmalıdır Buama- ca ulaşmak ıçın gunumuzde pek çok 'yenitanm tekniklerigefiştirilmiş' bulun- maktadır Yetıştırmeveıslahçalışmala- nyla, uzun ve vorucu araştınnalarla el- de edılen 'ustunverimlitohumlar,hay- vanlar ve uretimde uygulanan teknikler' bu gavretlenn gururvencı sonuçlandır Işteornekler Bugun'bir dekardan 200- 300 kg değfl, 700-300 kg buğday alın- makta'. 'bir tavuktan \ ılda 300 yumur- ta, bir inekten 10 ton sıit' üretılebılmek- tedır Tanmda ılen gıtnuş ulkeler, bu >enı teknıklen 'once kendi çiftçisi için geliş- tirmcktc" vearkasındarj 'başkalaruıa ih- raç etmektedir'. Bız ne durumdav ızQ Bızım zıraatçılanmızın bugune kadar yaptığı başanlı çalışmalarla elde ettık- len sonuçlan tam anlamı ıle değerlen- dırebıldık mı9 Yoksa polıtık gucu elın- de tutanlann 'ithal teknolojiden medct umma' saplantısı ıle 'kendi araştırma- cılanmızm heveslerini kımor muyuz'? Bu sorulan tarafsız bır goruşle tartış- tıktan sonra şunu soylemek ıstıyorum Ekolojık ortam ve doğal yapı bakırrun- dan 'birbırinden çok farklı boigelerden oluşan1 memleketımızde, Turk tanmı- nın beklentılenne venlecek yanıt 'çift- çımıze ulaşünlacak yeniteknikler' Turk zıraatçılannın aslı gorevıdır Bu gorev ı yenne getınrken karşılaşılan engeller \e yapılan savsakJamalar meydana çı- kanlıp tıkanan yollar açılmalıdır Ve araştırmalardan elde edılen başanlı so- nuçlann 'yayuu' daha etkılı yontemler- le yapılmalıdır Buyuk emeklerle >apılan araştırma- lar sonucunda elde edılen bılgılere da- yanılarakgelıştınlen "yenitanmteknik- lerinin uv gulanma şansı nedir'? Bır çıft- çı ne zaman bu yenılıkJere dort elle sa- nlır*7 Ne zaman uzağında durur17 Bılın- dığı gıbı, tanmsal uretim 'ekonomikbir olaydır. Bu ışten zevk de duyulur, bu bır gerçek Fakat hıç kımse sadece 'eğlen- mekiçintanmsaluretimyapmaz'. Ve>ap- tığı ışten 'para kazanıyorsa işini surdu- rör ve yeniliklen alıp uvguiamak' ıster Ve hepsınden onemhsı 'bir tanm ışlet- mesinde>«tiştinne ve uretim ortamı han- gi duzeydedir ve başan şansı nedir' so- rusuna dogru v anıt venlmelıdır Bu ya- pılmadan atılacak hesapsız adımlar, zo- rakı yontemlerle u>gulanmak ıstenen 'yeni teknikler fivaskoyla sonuçlanır'. Toprakla uğraşan. bıtkı ve hayv an yetış- tıren çıtfçılenn yenı teknıklen uygula- yarak 'daha kafitcİLdahabdve dahaucuz olan' urun elde etmesı ve boylece hem kendılen ıçın veterlı kazanç sağlayarak mutlu olmalan ve hem de ulke ekono- mısme katkıda bulunmalan 'bir dizi et- menle ilgîlidir'. Ben burada ozet olarak bunlardan ıkjsı, 'çiftçilerin eğfthn duze- yi ve orgutlenme dununu' uzennde du- racağım Tanmda 'devietinuygulayaca- ğı koruma' polıtıkasının etkılı olabıl- mesı bu ıkı konu ıle çok yakından ılgı- lıdır Çıftçıler, eğıtım düzeyı yeterlı ıse yap- tıklan ışın bugunku durumu ıle 'gelecek- te ulaşüacak geüşmeler' hakkında du- şunme ve karar verme olanagına sahıp olurlar Boylece dev letı yonetenlenn ve pohtıkacılann atabıleceğı yanlış adım- lann kurbanı olmazlar Son beş on vıl ıçınde Turkıye hayvancılığında yaşanan 'damızlık sut ineği ıthalatı' ve sonunda yaşanan 'fiyasko' ders almamız gereken bırornektır Bu olayda ne olmuştur9 Dış ülkelerden bınlen, "Sizekredi verivorum, bununla benim ureticimuı vetıştırdığı hayvanlardan sann ahn" dıyor ve dev - letımız 'Tıırkiye havvancılıgını geliştir- me' amacı ıle ışe sanlıyor Ama ne ya- zık kı devlet bu hayvanlann yaşayabı- lecegı 'uygun işletmeleri belirleme ve bir projeye bağlanmadan uzak'; 'kredi ve devlet katkısı" hevesıne kapılan ve tehUkeyigoremeyen çiftçi' bılınçsız du- rumda, he>etlergıdı>or, haj'vanlar ge- lı>or, başıbozuk bır dağıtım ve sonun- da oiumler olumler feryatlar1 Eğıtıl- mış çiftçi bov le oyunlara alet olmaz, ne vaptığını bılır Çıftçının orgutlenmesıne gelınce, bu konunun "yaşanısal bir onem' taşıdığı- nı tekrar tekrar gundeme getırmeJıyız Turkıye'de varlığı bılınen 4 mılyon ta- nm ışletmesmın yuzde 95'ten fazlası 'kfiçük işletmc'dır ve kendını toprağa adayan, uretim yapan aılelenn üçte bı- n topraksız ınsanlardır Ve mıras huku- ku nedenıyle topraklanmızda 'bölünme devam etinekte', ışletmeler 'cuceJeşmek- tedir'. Bu konuvoı yok sayarak rahat uyumamız çok duşûndurucüdur Kuçuk çıftçıler 'ürettikleri mal konusunda bir- liklerini vekooperanileruü' kurup ortak bır guç yaratamazsa, 'ezilmekten ve so- mürulmekten" asla kurtulamazlar Yap- tığı uretımden 'hakkı olan payı alama- yan' örgutlenmemış çiftçi topluluğu. kendısıne sunulan "yeniteknikleri uygu- lamak' şoyle dursun. bu ışten sıynlıp baş- ka bır yaşam yolu aramayı duşunur Ba- ti ulkelennde tanmda gorulen başannın ve teknık gehşmenın temelınde koope- ratıfleşme yatar Bız ıse ışın başındayız ve daha çok yol almamız gerekmekte- dır Sonuç: Tanm alanında yapılan bıhmsel araş- tırmalar ve gelıştınlen yenı teknikler ınsanlık yaranna parlak sonuçlar orta- > a koymaktadır Bu yenı teknıkJen be- nımseyıp uygulamada. çıftçılenn eğı- tım duzeyı ve orgutlenme durumu baş- ta gelen ermenlerdır Bu konuda dev le- tımıze buyük gorev ve sorumluluklar duşmektedır ARADABtR T. AHMET ŞENStLAY tst Turısı Rehberltrı Odusı ion Kurulu Bajkanı • ••YOK Başkanlığı'na Sayın Başkan, unıversıtelerde turıst rehberlığı bolumlerının rasgele açıldığını, oğrencılerın duş kı- nklığına uğradığını gozlemlemekteyız Sayın baş- kan, tunst rehberlığı mesleğı çok onemlı ve cıddı bır meslektır Elbette akademık bır eğıtım konusu olmalıdır Elbette unıversıte ve yuksekokullar bun- yesınde ele alınmalıdır Ama boyle değıl' Van Yuzuncu Yıl Unıversıtesı'nde Tunst Rehber- lığı Bolümu açıyorsunuz Kahramanmaraş Sutçu Imam Unıveratesrnde Tunst Rehberiiğ] Bolumu açı- yorsunuz Ha babam açıyorsunuz^ Goaıneh o kı, tunstteftbörlığımeslek teşekkullenyle Tunzm Ba- kanlığı'nın Tunzm Eğrtımı Genel Muduriuğu'yle go- ruşulmedığı, ıncelenmedığı anlaşılıyor Araşt/rmı- yorsunuz, ama durmadan Tunst Rehberlığı Bolu- mu açıyorsunuz Bu çocuklara yazık' Once sevı- nıyorlar, "Unıversıteyı kazandık'" dıye çığlıklar atı- yoriar, ama sonra karşı karşıya geldıklen facıayı oğ- renınce yıkılıyorlar Ezıcı çoğunluğu hıçbır zaman yapamayacaklan bır meslekle karşı karşıya geldık- lennı gorduklerınde gerçekten yıkılıyorlar Unıversıtelere azamı adayı yeıieştırebılmek ıçın hıç durmadan okul açıyorsunuz ve yuz bınlerce ço- cuğumuz penşan oluyor Hıçbır ışe yaramayan, nafile bır ugraş ıle yıllannı boşuna geçınyorlar Baş- ka alanlarda soz soylemeye yetkın değılım, ama ızın venrsenız kendı mesleğıme ılışk/n olarak bır kaç şey soyleyeyım Tunst rehben mukemmel duzeyde yabancı dıl bıl- mek zorundadır "777/s ıs a pencıl" Ingılızcesıyle tu- nst rehberlığı yapılmaz Tunst rehberı mukemmel arkeolojı, sanat tanhı, vb bılmek zorundadır Kasaba eczacısının ya da vılayet maıyet memurunun okutman olarak gırdı- ğı derslerle turıst rehberı yetıştınlemez Van'da, Maraş'ta ya da bılmem nerede yetkın ve uzman eğı- tıcıler bulamazsınız "Bırmuhur, bırmudur" dryerek açılan okullarda ne yetıştınrsınız, bılemem ama tunst rehberı ye- tışt.remeyeceğınızı bı/ıyorum Sayın başkan, yola çıkış noktanız doğru Tunst rehberlen kurslarla değıl, okullarla yetıştınlmelıdır Ama bu noktadan sonra yaptıklarınız tumuyle yan- lış Butun turıst rehberfığı bolumlennızı Ingılız dılın- den açıyor ve Ingılızceyı de oğretemıyorsunuz Ya çok lyı dıl bılen çocuklar alacaksınız, ya da okulla- nnızı mutlaka, ama mutlaka audıo-vısuel lısan la- boratuvarlarıyla donatacak ve mukemmel yaban- cı dıl oğreteceksınız 1 Kırk, ellı kışılık kontenjanlarla tunst rehberlığı bo- lumu açılmamalıd/r Uç yuz, dort yuz kışılık yukse- kokullar duzenlemelısınız Turkıye'ye gelen tunst- lerın mıllıyet ve dıllennı analrtık olarak ıncelemelı, ıstatıstıklerı bıhmsel olarak değerlendırmelı ve ona gore değışık dıller ıçın kontenjanlar saptamalısınız Kırk -kışı fngılızce, otuz kışı Fransızca, ellı kışı Al- manca, yırmı kışı Japonca, on sekız kışı Ispanyol- ca, yırmı dort kışı Flamanca vb gıbı Bu okullan uzman arkeolog, sanat tanhçı ve mut- laka profesyonel turıst rehben bulunan buyuk kent- lerdeaçmalısınız Bır başka yontem Rehberiık reh- berlerden oğrenılır, Van'da ya da Kahramanmaraş'ta ıkamet eden rehber yok' Bu çocuklar okullanndan mezun olduklan zaman Tunzm Bakanlığı'nın yabancı dıl sınavında başan- lı olmak zorundalar Olamıyorlar1 Çuku onlara ya- bancı dıl oğretılmemış Bu çocuklar mesleklennı yap- mak ıçın almak zorunda olduklan profesyonel tu- nst rehben kokartını almak ıçın yurtıçı uygulama ge- zısı yapmak zooındalar Yapamıyortar, çunku sızın yuksekokullannızın yonetıcılen "Bu bızım gorevı- mız değıl" dıyorlar Bakanlık da ılgılenmıyor "Bıze mı sordular da bu okullan açtılar?" dıyoriarf Nasıl yapmanız gerektığı konusunda sıze yardım- cı olmak ıstedık Bunlar bızım çocuklanmız, bu ulusun geleceğı olan evlatlanmız Bız ustumuze duşen her şeyı yapmaya hazınz San - Siyah Prof. Dr. CENGÎZ KUDAY !l Cermhpaşa Tıp Fak. Noro^ırurjı Anabıhm Dalı Başkanı F utbol ıle ılgılenenler nedense kulup- lennm renklen konusunda çok az bılgılıdırler Her ne kadar herkes- çe bılmmese de bazı renklenn se- çımının arkasında onemlı bır tanh- sel olay yatar Oysa tstanbulspor un eskı başkanlanndan Prof Dr Aziz Alturfan ıle çok ıyı bır kadrosu ve olanaklan oiduğu halde neden kendılenne guvenmedığı ve lıderlık ıçın kendılennı yakışır gormedıklen bırpsıkolojıde olduklan konusunda soyleşırken (sohbet eder- ken)onceden San-Beyaz olan renklennın neden San-^ıyah'a donüştuğünün oyküsünü bana an- hrttı Ben de on bılgıler ışığında bu olaya değın bırtakım yazılı belgelen arayıp bulma fırsatı edendım Bınncı Dunya Savaşı'nın ıkıncı >ılı O za- manlar Istanbuî Erkek Lısesı'nın elı sılah tutan öğrencılen, tıpkı zamanın Harbıye Nezaretı ne koşuşan unıversıîelı ağabeylen gıbı cepheye go- nullu gıtmek ısterler Bu arada Karakoy okul bınasının bır bolumu de yaralanan oğrencılenn tedavılen ıçın rev ır halıne getınlmıştır Ve za- manın âdetı uzenne de bına, hastaneyı sımge- leyen "san" renge boyanır Ikıncı tumenın çoğu Istanbuî Unıversıtesı'nın oğrencısıdır Aralannda tstanbul Erkek Lıse- sı'nın 50 oğrencısı de vardır 1915 yıhnın 11 Ma- yısı'nda Çanakkale'ye gondenlırler ve oradan da şıddetlı muharebelenn cereyan edeceğı An- bunıu'nasevk edılırler Tumen. Kurmay Yarbay Hasan Askeri komutasmda 16 Mavıs'ta An- bumu Akbaş Iskelesı çevresınde toplanıp saldı- n (taarruz) ıçın hazır hale getınhr Planagore saldın 19 Mayısgecesı saat 03 30'da başlayacaktır Amaç düşmanın donanma ateşın- den korunmaktır Harekâta kuzeyden ıtıbaren Kurmay Yarbay Mustafa Kemal komutasında- kı 19 tumen de katılır Saldınnın başansı, düşmanın baskına uğratıl- masına ve taze bır kuvvet olarak gelen 2 tume- nın dar bır cephede de olsa hucuma gecerek düşmanın cephesını yarmasma bağlıdır Gece ka- ranlığında 2 tumenın ıkı alayı ılk sıperlere ya- naşır Ikj alaym cephesı ıse yalnızca 600 metre genışlığındedır Vehücumbaşlar Nebırateşaçı- Iır ne bır hucum borusu çahnır ne de Allah Al- , lah seslen yankılanır havada Önd« atıbaylan arkadasungulen takılıaskerlet, sırtlardanasa- ğı doğru dalgalar halmde ılenaölrr Knrffâncı- yamet o anda kopar Nefeslennı tutmuş Yenı Zelandalı ve Avustraiyalı askerler sılahlanyla bu- yuk bır cayırtı kopanrlar Baskın yok olur Hu- cum borusu bu kez bır Turk tarafindan çalını- yordur Turk askennın Allah Allah seslen göğu İcaplar O andakı ateş altında hucum dalgalan bırbı- n ustûne yığılıp yere senlmekte, genden ıse bando \'atan Marşı'nı seslendırmektedır Annem beni yetiştirdu bu ellere yoliadı AJ sancagı testtm etti, \Uah'a ısmarladı Boş oturnıa, çahş dedı. hizmet cvle \atana Sutum sana heiaJ olmaz, saldınnazsan duşma- na Altı buçuk saatlık kısa hucumun yansı gece, yansı gundüzyapılır Hucumda2 tumenın ço- ğu oğrencı olan 10 bın askennın tumu enyıp gı- der 19 Mayıs 1915 Çarşamba gunü ıse Çanakka- le Savaşlan'nın en kanlı ve kayıplı gunlennden bın olarak tanhe geçer Bu savaşlarda ellıden faz- la Istanbul Lısesı oğrencısı vatan savunmasın- da şehıt duşer Tek bır oğrencı dahı okullanna gen donemez Cepheden art arda gelen kara haberler. butun okulubuyuk uzuntuye ve yasaboğar Okulun yas- lı ogrencılen savaşta şehıt duşmuş arkadaşlan- nın azız anısına, okulun pencere, çerçeve ve du- varlannın bır bolumuru "siyaha" boyarlar Işte sıyah çerçevelı san bına o acı gunlenn bır sımgesı olarak kalır gonullerde Bu azız hatıra Istanbuî Erkek Lısesı'nın San-Sıyah rengı ola- caktırattık San-Sıyah Istanbuî Lıselılenn gon- lunde bır sımge olunca, okulun ıçınden doğan Istanbulspor da renk olarak San-Sıyah'ı benım- •*mx~ ' 4 ı - IJ 1921 ders vılı sonunda Istanbuî Tıbbiye nıec^ zun veremez Çunk^ ^921 'de mezun olması ge- reken oğrencılenn hepsı 1915 te Çanakkale Sa- vaşı'nda şehıt duşmuştur Gende kalan tıbbıye- lıler 1921 mezunu olması gereken arkadaşlan ıçın sozlen bır tıbbıyelı tarafindan yazılan, mu- zığını ıse George Bizet'nın "fnci Avcılan" ope- rasının fınal muzığınden almış bırTıbbıye Mar- şı'nı benımsemış ve soylemışlerdır Eğer bır gun yolunuz Çanakkale Savaşlan 'nın yapıldığı yerlere duşerse yanınızda San-Sıyah bayraklargotürun Donuşte de arabanızın kaset- çalannda Bizet'nın lncı Avcılan operasının fı- nal mûzığmı dınleyın Orada vatan ıçın olenle- nn bır kısmını cennettekı mekânlannda bıraz da- ha mutlu edeceksınız Bundan emm olun KavnaUar l- NıgelSteel ve Peter Hart: Defe- at at Gallıpolı 2- 1915 Çanakkale Sa\aşları E Kurmav Alba\ tbrahim Artuç 3- tstanbulspor Yıllıgı 4- Tek Adam I Cılt Şevket Süreyya Ay- demir 5- Tabıp Alba\ Hayrettın tnsel Hatıra- lar 1922 tstanbul Tıp Mezunu (Cerrahpaşa Tıp Fakültesı eskı dekanı Prof Dr Hürollnsel'm ba- bası) TARTIŞMA Kültür Bakanlığı'nin İlgisine... 3 Ocak 1998 gunlu Cumhunyet'ın 18 sayfasında 4>şe Yıldırım'ın "Dümanın En Zengin Arşiv lerinden Biri, Iki Memurun Emekli Olmasıvla Ib/Janmava Terk Edilecek, Ç'ni Yazüı Tabtet Arşivi'ne Kilit "Vuruluyor" başlıklı yazısma tumuyle katılıyoruz Ne acıdır kı kultur varlıklanmız ıçın bınncı derecede onemlı olan muzelenmızde seksıyon kapatılması sıkça uygulanan bır yontemdır Eskı eserlenmızın kamuoyuna tanıtılmasını ve bıhmsel araştırma olanağını sekteve uğratan bu tutumun daha çok yonetımsel çekışmelenn, ıktıdar hırsının ve kışısel çıkarlann bır sonucu olarak ortaya çıktığına uzulerek tanık olmaktayız KuJtur Bakanlığı'nın, emekli olanlann yenne uzmanlan almaması, daha da acısı var olan yetışmış elemanlann uzmanlık aianlannın dışındakı gorev lere "surûlerek" atıl duruma getınlmesı bu anlayışın bır sonucudur Ostelık memura yapılan bu faşızan baskı soruşturma v e cezalar, yalnızca çalışanı değıl, korunması gereklı değerlı varlıklanmızın geleceğını de doğrudan etkılemektedır Dunyaca unlu Istanbuî Arkeolojı Muzelen'ndekı Tablet Arşıvı'nın kapatılması da suregelen kışısel ve keyfı tutuma en son ornektır Arşıve kılıt vurma gınşımı aslında daha once kapatılan "Epigrafi Seksivonu sorununun" bır devamı nıteîığındedır Muze muduru Alpav Pasinü; çağdaş ve demokrat tavırlan ıle goze batan sendıkamız uyesı fılolog Ferda Albek'ı Kasıml997'devahlık emnyle once Yıldız Sarayı Muzesı'ne, ardından da asaleten Topkapı Sarayı Muzesı'ne, konusunda uzman ve yayınlan ıle tanınan muzenın tek epigrafi ve sendıkamızın ışyen temsılcısı Hatice Kaikan'ı ıse alanıyla hıç ılgısı olmayan Dıvan Edebıyatı Muzesı'ne asaleten tayınettırdı' Yetkın bır epıgraf kadrosü olması gereken dunyaca unlu muzede şımdı tek bır epıgraf bıle kalmamış durumdadır Muze mudurunün dayanaksız gerekçelerle adı geçen kışılen muzeden uzaklaştırması sonucu Çıvı Yazılı Tablet Arşm bugun kapatılma tehlıkesıyle kaı>ı karşıyadır Pasınh, daha once de Nurruzmatık kabınesınden sorumlu uzmanı seksıyonun kapatılması pahasına bakanhktakı kışısel ılışkılennı kullanarak Van'a sürgun ettırmış, ancak sendıkamız ve yenı bakanın buyuk çabalan sayesınde uç aylık bır aradan sonra sıkke kabmelen yenıden açılabılmıştı Eleman yokluğundan şıkâyet edılen muzenın, yetışmış uzmanlannı özellıkle mesleklen ıle hıç ılgısı olmayan kurumlara gondermenın ya da en azından gıtmesını sağlamanm savunulacak yanı oJamaz Uzmanlannın anayasal haklanndan doğan ozluk haklannı savunacağı yerde, mağdur olmalanna ozellıkle neden olan muze yonetımının personel yokluğundan şıkâyet etmesı en hafif tabırle abesle ıştıgalden başka bır şey değıldır Yıllardır mahkemelere taşınan davalar nedenıvle doğan buyuk ış kayıplan. venlen bıreysel mucadelelenn sonuçsuz kalması, guven sarsıcı çalışma ortamı ve yonetıcılenn antıdemokratık tavırlan, ozven ıle çalışan müzecılen bezdırmektedır Bırde bunlara ek olarak adı geçen değerlı uzmanlanmız ve benzen muze araştırmacılanmıza çok gulunç, dahası, anayasanın "esh işe eşit ücret" ılkesınden uzak maaşlar venlmesı personehn tûmden mağdur olmasına neden olmaktadır Kaçınlan eserler ıçın yurtdışındakı avukatlara mılyonlarca dolar odeyıp eser getıren Turkıye Cumhunyetı hukumetlen ne yazık kı elımızdekı eserlere ve o eserlen korumakla görevlı muzecılere sahıp çıkmamaktadır Sonuçta tahnp olan yalnızca ınsan değıl aynı zamanda bızım geçmışımız ve geleceğımız olan kulturel değerlenmızdır İRFAİS KURUUZUM Kultur-Sen Kultur Emekçılen Sendıkası Istanbuî Şubesı Başkanı Yonetım Kurulu Adına İLAN Ambarlı Gûmruk Müdurluğu'nde Gumruk Çıkış Bevannameiennın3 nushalannın (K D V nushası) tas- dık ışlemlennde kullanılmakta olan 4 nolu Resmı Mü- hur06 01 1998 tanhındekaybolmuştur HUSEYtN YALDIZ Gumruk Müdurü (Basm 404) FATİH 4. ASLİYE HUKLT^ HAKtMLİĞİ (FATİH 4. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN) Davacılar Hatice Yıldınm (Öz) ve Fatma Yıldınm tarafindan açılan gaıplık davası so- nunda Mahkemerruzın 7 11 1997 tanh ve 1997 803 sayılı karan ıle davacılann karde- şı İSMET YILDIRJM'ın gaıphğıne karar venlmış olup. ışbu karann gazetede ılan ta- nhınden ıtıbaren 1 ay ıçınde temyız edılmedığı takdırde kesınleşmış sayılacağı ılanen tebhğolunur 29 12 1997 ESAS \ O 1995/1032 KARAR NO 1997 803 (Basm 423) FATİH 4. SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Mahkememızden venlen II 12 1997 tanh ve 1997/856-1113 esas-karar sayılı ılam ıle Antalya, Aksekı, Çımı kovu Cılt 023 01, Savfa 16, Kutuk 10'da nufusa kayıth Bekır ve Habıbe'den olma 1 7 1966 D lu FATMA KESKİN'eOrdu, Mesudıye Yeşılcıt koyu Cılt 06 9 31, Sayfa 95, Kutuk 42 41'de nufusa kayıtlı kardeşı KADRİ- YE ŞENOL vası tayın edılmıştır Ilanolunur 11 12 1997 (Basın 390) PENCERE Dibe Vıırmamıza Az Kaldı... Yıl 1950 Askerfık şubesının onunde bır kuyruk - Nedır bu kuyruk7 - Kore kuyruğu - Anlamadım? - Kore savaşına katılmak ıçın gençleraskereya- zılmak ıstıyorlar Kore neresı, Anadolu neresı? 1950'de 5000 kışılık bır bırlık Kore Savaşı'na gonderıldı, uçyıl suren çatışmalarda 721 şehıt ver- dık, 2147 kışı yaralandı 234'u tutsak duştu, 175 kışı kayboldu Donenler anlattılar - Insanın ıçı cız edıyor, Kore 'deyoksulluk dızbo- yu, sefalet anlatılır gıbı değıl • Yalnız Kore'ye mı yardım ettık' Ikıncı Dunya Savaşı'ndan sonra açlıktan kıvra- nan Yunanıstan'a Galata nhtımından yıyecek do- lu vapuriar gonderdık, Turkıye savaşa gırmeyen ülkelerden bırıydı, dunyada saygınlığımız anlat- makla bıtmezdı Aradan zaman geçtı Guney Kore once kendısını toparladı, bır sure son- ra Turkıye'yt solladı Nasıl'? Devletçı planlamanın gudumuyle yonetılen eko- nomıyı Kore benımsedı, bız dışladık Kore kalkındı • Gazeteler yazıyor "Guney Kore ekonomısı bunalım sarmalına do- landı, durumlan çok kotu " Bunalım -ya da buhran- geçıcıdır, 1929 Burtalı- mı Ikıncı Dunya Savaşı'nı çıkardı, ama, metropol kapıtalızmını yıkabıldı mı^ 1973 ve 79 petrol knz- lennın faturalan kıme odetıldı? Metropol kaprta- lızmı kemer sıktı, sıkı duzene gırdı, sanayı urunle- nnı tanm ulkelerıne pahalıya sattı, hammaddeler ucuzladı, yukselen akaryakıt fiyatlannın ceremesı Uçuncu Dunya'ya çektırıldı, 197O'lı yıllarda Turkı- ye'de yukselen sosyal demokrat akım, petrol bu- nalımına kurban edıldı 'Asya Kaplanlan 'nda yaşanan ekonomık sarsın- tının Batı kapıtalızmını etkıleyeceğı yolunda yo- rumlar yayımlanıyor dunya basınında Öyleyse dıkkat 1 Guney Kore sanayıleşme yolundakı temel yatı- nmlarını ulkesıne doşemış durumdadır, dunya ça- pındakı çokuluslu şırketler arasında adı geçryor; dun- ku yoksul Kore bugun Turkıye'den çok ılerdedır Eko- nomıde bunalımlar ulkeler arasındakı eşıtsızlığı gı- dermıyor, arttırıyor • YDD (Yenı Dunya Duzenı), 199O'lı yıllann başın- da Beyaz Saray'ın ortaya attığı bır kavram' 1991 'de Sovyetler yıkılınca, yeryuzunde tek su- per guç kaldı, YDD bundan sonra tezgâhlandı, ıle- tışım devnmıyle butunleşen dunyada artık tum ul- keler metropol kapıtalızmının dayattığı ekonomık Ne- var kı 199O'lı yillarm yansına gelındığınde^ modelın sakıncalan ortaya dokuldu ' Yoksullar daha yoksullaştı, zengınler daha zen- gınleştı, Kuzey - Guney çelışkısı dennleştı, Belçı- ka ıle Hındıstan aynmı uçurumlaştı Yeryuzu coğ- rafyasındakı bu çelışkı Anadolu harıtasında çarp<- cı bıçımde yaşanıyor Turkıye'nın bır yanı Hollan- da, otekı yanı Bangladeş 1 Ustelık yaşadığımız yoksul coğrafyada emperyalızmın tezgâhladığı bır etnık savaşın faturasını odemekteyız • Ancak Turkçe'de "Çıvı çıvıyı söker" dıye bır oz- deyış vardır, dıbe vurmak, su yuzune çıkmak ıçın ıtıcı bır guç oluşturabılır Dıbe vurmamıza az kaldı DEMOKRAT MAKÎNA MITHENDİSLERİ 23. DÖNEM GEx\EL KURULL YÖNETİM KURULU ADAYLARI Makına Mühendıslen Odası Istanbuî Şube Oanışmd Kurulu'nda 23 Donem adavlan belırlerunıştır Genel Kurul'a gelerek laık çağdaş ve demokratlan temsıl eden lıstenın tekrar Oda yönetımıne gelmesını sağlayı- nız. AStL 1 Umıt Ülgen 2 ErolAIgül 3 Bulent Bankan 4 Üzeyır Uludağ 5 Osman Serter 6 Zekı Arslan 7 Onur Uysal YEPEK 1 Dr Mustafa Bılge 2 Mustafa Asar 3 Huseyın Ok 4 Saun Gûr 5 Sınan Tutal 6 Zeynep Arslan 7 Mesut Ayabakan Laık, demokrat, yurtsever katılımcı uretim ve emek- ten yana bır Oda vapısmı surdurmek ıçın "Demokrat Makına MühendislerTne o> vennız 1 GUN 10 Ocak 1998 GORLŞMELER saat 09 00-17 00 2 GÜN 11 Ocak 1998 SEÇlMLERsaat 08 00-17 00 YER: YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ODİTORYUMU. T.C. İLAN ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1996 1315 Esas 1997/1386 Karar Davacılar Recaı Yûcel Uğurkan, Mıne Uğurkan ve- kılı Av Kemal Anıl tarafindan mahkememıze açılan \a- sı tayını davasının sonunda Istanbul-Etıler Emekli Sandıgı Huzurev ı nde C Blok 111 No'lu odada ıkamet eden mahcur Fatma Melahat Uğurkan a oğlu Recaı Yücel Uğurkan'ın mahkememı- zınl6 12 1997 tanh 1996 1315esas. 1997 1386 karar sayılı ılamı ıle vası ta>ın edılmış olduğu ılan olunur 26 12 1997 Basın 232 SAHLJKDAİRE Esenyurt'ta, dortte uçu tamamlanmış 130 m2 dublelcs kooperatıf daıremı satıyorum. Tel: 0216 - 456 16 65
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle