Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Fotoğraf sanatçısı Sıtkı Kösemen'in 'Portreler' sergisi Urart Sanat Galerisi'nde
Rasgele insanlarm fotoğraflarıVASEF KORTUN
Sıtkı Kösemen siyah-beyaz büyülc
boy fotoğrafiannı Urart Sanat Galeri-
si'nde28 Şubat'adeksergileyecek. Ser-
gideki işler, Kösemen'in stüdyosunda
son dört yıl ıçinde çektiği bir dızi port-
reden oluşuyor.
Fotoğraflardaki insanlar "rasgefc se-
çilmişter". Yani, şu ya da bu nedenle
Kösemen'in stûdyosuna uğrayan tanı-
dıklannın resimlerinden, bir reklam
kampanyası için fotoğrafladığı fotomo-
delin kampanya ile hiçbir ilgisi olmayan
fotoğrafından, motosikletli kuryenin
kasklı görüntüsüne kadar farklı alanlar-
dan gelen bir dizi ınsan portresi.
"Portreter" sergisi, ilk kez olmasa da
Türkiye'de alışılagelen geleneğin dışı-
na çıkıyor. Fotoğraflardaki insanlar Kö-
semen'e dokümanter malzeme olmu-
yorlar; sosyal. politik, etnik vb. neden-
lerle ya da "meşhur" olduklanndan do-
layı resimlenmemişler. Sergıdeki fotoğ-
raflann varoluş nedenlen gayet yalın...
Onlar sadece insan resımlen; ne daha
fazla, ne daha çok...
Siyah-beyazın, serginin formel örgü-
sü olarak işleri belli bir yahnhğa indi-
rip dikkati insanda toplamaya zorlama-
sı dışında çok daha önemli bir özelliği
de var: Sergideki fotoğraflann "na«ö-
de" olmalanna. yani eski siyah-beyaz
ticari fotoğraf stüdyolanndaki düğün,
sünnet, askerlik hatırasına çektirilen fo-
toğraflar gibi, Kösemen'in "referans-
htkı
Kösemen'in 6.
kişisel sergisinde
yaklaşık 40 adet
büyük boy portre
yer alıyor.
Sergideki işler,
Kösemen'in
stüdyosunda son
dört yıl içinde
çektiği bir dizi
portrelerden
oluşuyor. Onlar
sadece insan
resimleri; ne daha
fazla, ne daha
çok...
ladjğt" gelenek, günümüz fotoğrafcilı-
ğının "enstantane" kültürüne değil, da-
ha eski bir portre geleneğine hitap edi-
yor. Tıpkı fotoğrafçılann eskiden siyah-
beyaz fotoğraflan elle boyamalan gibi
(kı elle boyamanm renkli fotoğrafa ge-
lenek ve yaklaşım olarak asla tekabûl
etmediği ortadadır) Kösemen'in sergi-
lediği fotoğraflar da portre geleneğine
daha yakın. Aynca siyah-beyaz nostal-
jik olmaktan öte "profesyonel'' bir fo-
toğraf biçimi olarak yerleşmiş durum-
da.
Kösemen'in yaklaşımı dünyada baş-
ka örneği olmayan müthiş bir keşfin
ûrûnü değil. Kuşkusuz ki konusuna, ha-
fif yukandan bakan, onu izleyicisine
"aktaran" dokümanter gelenekten fark-
lı, ama aynı zamanda başka bir gelene-
ğinin parçası. îlk anda akla gelenler si-
yah-beyazı tercih eden ve konulannı ya-
İındırarak sunan fotoğrafçılar ki bunla-
nn aralannda şimdilerde Timothy Gre-
enfield Sanders, yakın geçmişte ise R.
Mapplethorpe, daha da önce Y. Karsh
gibileri var.
Kösemen'in çektiği insanlara gelin-
ce; yalıtmayla birlikte, o kişilerin kim
olduklanna yakınlaşabilmek ya da kim
olduklannı tahayyül etmek çok önem-
li. "Oturanlannın"kim olduklannı san-
malannı bir nebze dizgınlemek, çekimi
bir kurguya ya da poz almaya indirge-
meden bu karşılaşmayı sağlamak gere-
kiyor. Önemli olan portrenin/insanın ta
kendisi; yoksa bunlarla bir sergi yapma-
nın da bir anlamı olmazdı. Kösemen'e
de neden portreler diye sorulduğunda
aldatıcı bir sadelıkle, "Hayat insanlar-
la geçiyor, başka bir şeyle değil" deme-
si gibi.
Ennio Concina, 'Doç ve Sultan' kitabında 16. yüzyıl başlannda ticaret, sanat ve ilişkileri anlatıyor
VenediküeKonstantiniye
antsındafddestansı bağ
• Kitap, Bizans dünyası ile ortak bağlardan yola çıkıp özellikle Kanuni
Sultan Süleyman döneminde,Venedik Cumhuriyeti ile Osmanlı
tmparatorluğu arasındaki siyasi, iktisadi ve kültürel ilişkileri konu alıyor.
Doç Andrea Gritti'nin Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı
kültûrüne Venedik'in gösterdiği ilgi anlatılıyor.
lisesi inşaabnı buyuran mecüs tutanağıdır. Ve bu-
nunla IX. yüzyıl başlanndan itibaren doç, hük-
merriği şehrin, toplumun ve kültüriin ideal (biçim-
sel) merkezini oluşturmuş ve her zaman bu niteo-
ği sürdürecek edim gerçekleşmiştir. Bizans hü-
kümdarlannın hanrianması ve çağnştmlması sa-
şehrinin mimari biçimlenme sürecini nasıl etkile-
diği çeşitli ömeklerin de yardımıyla açıklanmış.
"Kronik yazunında ve hayal gücünün şekülendir-
diği görsel eserierde Konstantiniye çağnşımlan ve
göndermeteri, özellikle Boğaziçi'ne hâkim başşe-
hirden aksakyola çıkan ticaret seferleri, Bizans de-
""• KüMr Servisi-Ennio Condna'nm'Doç ve Sul-
tan, 16. Yüzyıl Başlannda Ticaret, Sanat ve ttişld-
ler' başlıklı kıtabı Fiat Tûrkiye'nin katkılanyla
Koç Vakfı taranndan yayımlandı.
Kitap, Bizans dünyası ile ortak bağlardan yola
çıkıp özellikle Kanuni Sultan Süleyman dönemin-
de, Venedik Cumhuriyeti ile Osmanlı lmparator-
luğu arasındaki siyasi, iktisadi ve kültürel ilişki-
leri konu alıyor.
"Tacir, Doç Sultan" adlı ilginç bölümde, yoğun
ticaret ağının toplumsal, diplomatik ve kültürel
ilişkilerle iki devlet arasındaki siyasi bağlann da
önemli bir unsurunu oluşturduğu vurgulanıyor.
Bir Fransız araştırmacının belirttiği gibi, iki ülke
arasındaki en gergin dönemde bile "Venediklfler
Osmanlı tmparatorluğu devlet yapısına hayrandı
ve bu yapının meşnıiyetini tam olarak
kavramışlardı". Ya da Profesör Conci-
na'nm yazdığı gibi "Roma'nın katet-
tiği güç yoldan sonra Rönesans dünya-
sı, Şark dünyası yolunu açık tutmayı an-
cak Venedik kanalıvla gerçekleşrirebü-
mşti".
Konstantiniye'nin çağnşımlan
Kitap, Venedik şehnnın biçimlenme
sürecı ve Doğu Roma lmparatorlu-
ğu'nun başkenti Bizans'ın anlatildığı
'Lagun ve Boğaziçi', Serenissima Dev-
leti ve Osmanlı lmparatorluğu başkent-
lerinin ilişkilerinden söz eden 'Alterum
Byzantium, Venedik ve Osmanlı tstan-
bulu 1450-1530' ve lstanbul'dakı bir Ve-
nedikli tacirin dükalık tahtına yükseli-
şini konu alan 'Tacir, Doç Sultan' bö-
lümlerinden oluşuyor. Resim, gravür,
minyatür ve fotoğraflarla görsel bir
zenginlik kazanan kitap, çagına tanık-
lık etmesi bakımından önemli bir çalış-
dece hukuki bir formül ılııfıtıı lııııj hhlııılH ı"!lfıll|LmiJ|l(|llıı > lılı ııı de kanümlan ve lagun
lagurdannın doçu, kendi babası Agnello'nun doç docun»1M^amtoriuğun yüksek rütbelerinin sii-
seçümesinden hemen sonra gfttiği saygm Konstan-
rinrye'yi şahsen görmüş ve tanunıştır. IX. yüzydda
her ne kadar Bizans imparatoru yetkisinden uzak,
esaslı bir siyasal özerklik arayışı devresi başlamış
olursa oisun, Venedik, Roma lmparatorluğu'yia
eskilere uzanan bağlannı ve bu imparatorluğun
Doğu başkentTyle bağlannı tanımaya devam et-
mektedir. Başka bir deyimle kendi öz geçmişini ve
bu geçmişe özgün yerlere, binalara ve kutsal nes-
nelere bağjı imparatorluk yetkisinin çağnştınlma-
sı geieneğini unutmamtştjr" diyen, belge niteli-
ğindeki sözleriyle başlamış Concina, Istanbul ile
Venedik arasındaki tarihi ve destansı bağı anlat-
maya. 'Lagun ve Boğaziçi' adlı ilk bölümde Bo-
ğaziçi üzerine kurulu Konstantiniye'nin, Venedik
rekü bahşedilmesiyle pekişir. Ve bu çizgryi izleye-
rekten Patriaci aitesinin ilk dükahk kttıseciğinden
Latin Baba'ndaki Bizans göstergesi San Marco'ya
vanlabilir."
KanunTnin görkemi Venedik'i etkiliyor
Kitabın ikinci bölümünde Fatih Sultan Meh-
met'in Istanbul'u fethinden sonra başlayan geniş
bir zaman dilıminde Serenissima Devleti ile Os-
manlı tmparatorluğu'nun başkentleri arasmda ya-
şanan ilişkiler üzerinde duruluyor. Bu bölümde
Concina, özellikle Osmanlı ve Venedik deniz kuv-
vetlerinde birbirine paralel giden gelişmeleri or-
taya koyuyor ve bu gelişmelerin altında yatan or-
tak temellerden, birbirine çok yakın ve benzer de-
ma.
"Venedik tarihinin temel belgesi çok
uzaklarda Konstantiniyesaray odalan-
na hâkim otoriteyi çağnştıran sözierle
başlar. Bu belge, impararor ekusi ve Ve-
nedik vüayetinin doçu Giustinıano Par-
ticıaco'nun 828-829'da San Marco Ki-
Kültür ve Sanat Büyük Odülü
Devlet Opera ve Balesi'ne
ANKARA (Cumburiyet Bürosu) -
1997 yüı Kültür ve Sanat Büyük
Ödülü, Devlet Opera ve Balesi
(DOB) Genel Müdürlüğü'ne veril-
di. Kültür Bakanı tstenıihan Talay.
DOB'nin 5 ilde birimini açacaklan-
nı belirterek, Maliye Bakanlığı ile
yaptıklan görüşme sonucu bu iller-
deki sanatçılara kadrolannm veril-
mesi konusunda anlaştıklannı bildir-
di.
Kültür Bakanı Istemihan Talay,
düzenlediği basm toplantısında, Kül-
tür ve Sanat Büyük Ödülü'nün tari-
hinde ilk kez bir devlet kurumuna
verildiğini söyledi. DOB'nin Tûrki-
ye'nin çağdaş sanat yaşamına büyük
katkıda bulundugunu, ulusa! ve ulus-
lararası alanda saygın birkurum ola-
rak Türk kültür birikimini temsil et-
tiğini kaydeden Talay, "Laik Atatürk
cumhurtjetinin evrensei kültür ve sa-
natta buluşmasuu ve mevcut biriki-
mini en iyi şekilde kullanmasmı sağ-
layan DOB, önümüzdeki sene büyük
birgeftşmeaşamasmagirecektir" de-
di.
Talay, şu anda yalmzca 4 ilde fa-
aliyet gösteren DOB'nin Van, Sıvas,
Gazıantep, Antarya ve Samsun bi-
rimlerinin açılması için hükümet ka-
rarnamesinin imzalanma aşamasm-
da olduğunu bildirdi. Maliye Bakan-
lığı ile yaptıklan görüşme sonucun-
da, yeni açılan tiyatro ve opera-bale
birimlerindeki sanatçılara yönelik
kadro tahsısi müjdesini aldığını bil-
diren Talay şöyle konuştu:
"Bu yd Tûrkiye'nin 7 bölgesmde
kurumsaliaşma çabasıyia opera ve
balenin Türldye'ye yayüması sürdü-
rülecek. Sanatçılar için takp etrigi-
miz kadroian almamızda hiçbir s»-
kmtı otanayacak. Yalmzca idari per-
soneieyönelik kadroda sıkıntı çekiyo-
ruz. Bunlan da geçici kadroiar ya da
diğer Ulerden idari personelin kaydt-
nimasryta halkdümesi mümkün ola-
cak. Genç sanatçılann desteklenme-
si için de bu sorumluluk haime gel-
miştir.''
Talay, Türkiyc'yi dünyaya taşıyan
çağdaş sanat dalı opera-bale için 19
yılda yalmzca 274 kadro verildiğini
belirtirken, geçmişte yapılan yanlışı
gıdermeye çalıştıklannı söyledi. Ta-
lay, bir soru üzerine Cahit KüleM ve
Rıfat Dgaz'ın evlermi kamulaştıra-
rak müze haline dönüştüreceklerini
bildirdi.
neyimlerdcn ve hatta bilgi alışverişlerinden söz
ediyor. Kitapta Venedik ve Konstantiniye arasın-
daki ilişkilerin uzun tarihine aynntıh bir biçimde
değinen, 1400'lü yıllann ikinci yansında Serenis-
sima Devleti ve Osmanlı tstanbulu arasında geli-
şen rekabet ve karşılaştırmanın güç anlaşılır yan-
lannı bir araya getiren bu bölümü ise II. Beyazrt'ın
saltanat yıllannda uzun süre tüccar sıfatıyla Istan-
bul'da yaşamış, bu şehre ve halkına derinden bağ-
lanmış, Akdeniz'de açıklık politikasmın güdül-
mesine inanan Doç Andrea Gritti'nin yaşadığı
olağanüstü olaylar izliyor. XV yüzyılrn sonlann-
da Istanbul 'da bulunan Venedikli tacirlerin en seç-
kin ve yetkili olanı Gritti'nin dükalık tahtına yük-
seliş öyküsü, Kanuni Sultan Süleyman dönemin-
de Osmanlı kültûrüne Venedik'in gösterdiği ilgi,
gelişen Osmanlı-Venedik ilişkileri çer-
çevesinde anlatılıyor.
Venediklilerinnazannda, Kanuni'nin
ve tbrahim Paşa'nın tstanbulu başka
bir anlam taşır. Venedik'te pek çok ki-
şi Osmanlı'nın görkeminden yararlan-
masmı bilir. Sanat ürünleri ihracında el-
de ettiği önderliği ve bu bağlamda an-
tik çağ Atinası'yla benzeşmesi vurgu-
landıktan hemen sonra, Venedik, Istan-
bul'u sanat ve harikulade eşyalartnı, ay-
nca kıymetli kuyumculuk eserlerini pa-
zarlayacağı bir yer olarak keşfeder...
Kanuni 'nin görkemi Avnıpa'da efsane-
leşir. Tîziano ve Tiziano Okulu, Kanu-
ni'nin portresini yapar. Hatta 1500'lü
yıllarda Venedik övgü edebiyatı Kanu-
ni'nin muhteşemliği mitine gönderme
yaparak bunu kısmen kendine mal
eder ve bu mitle Venedik'in ihtişamını
çağnştrnr.
Ennio Concina, Venedik Oniversite-
si Mimarlık Fakültesi Mimarlık Tarihi
Kürsüsü öğretim görevlisi. 1991 yılın-
da bu kürsüye bağlı Bizans, Arap ve
Osmanlı Sehri ve Mimarlık Tarihi Araş-
tırma Merkezi'ni kuran Concina'mn,
ortaçağ ve rönesans arasmda şehir ve
mimari tarihi üzenne çok sayıda araş-
tırma kitabı da bulunuyor.
Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu
Müdürüne
Gazetenizin 8 Eylül 1997 tarih-
li nüshasında AhmetSay imzası ile
yayınlanan "TALAY'EV EMÎR-
LERİ YASAYA AYKmiDm"
başlıklı yazıyı tekziptir.
Yazı, Kültür Bakanrmız Sn. Ta-
lay tarafindan "Istanbul Devlet
Senfoni Orkestrasına şef yantana-
9 olarak vekaleten alanmamı" ka-
sıtlı olarak yanlış aksettirmekte,
kamuoyunuyanlış bilgılendırmek-
te, yanlış yönlendirmektedir. Oysa
gerçekler bunun tam tersidir.
1- Say'm çarpıtarak saptırarak
yazdığı gibi, şef yardımcısı atan-
mak için hiçbir zaman dava açma-
dım.
Orkestra şefi olarak atanmak
için gerekli bütün vasıflara sahip
olduğum, DANIŞTAY tarafindan
verilen Yargı Kararlan ile Onay-
lanmış, Bakanlık Hukuk Müşavir-
TEKZtP
liği görüşü ve Bakan Emri ile tek-
rar edilmişhr.
ŞEF veya ŞEF YARDIMCISI
olarak atanmam için, artık başka-
sınm ONAYINA gerek OLMADI-
ĞI açıkça bellidir.
II- 6940 sayıh Kanun, Madde 5,
Şefin atanmasmı belirler:
"Orkestra Şefi; bir Konservatu-
vann Yüksek kısmında îhtisas
Tahsili yapmış, en az iki yıl mesle-
ki tecrübesi olan adaylar arasm-
dan 6 kişitik komisyonca seçttır.
Orkestra Şefi, BAKAN ve
BAŞBAKAN'ın MÜŞTEREK
KARARI ÜZERİNE, CUMHUR-
BAŞKANININ ONAYI ile ATA-
NIR" der, özetle.
III. Istanbul Devlet Senfoni Or-
kestrası Şefliğı "ne, 6940 sayılı Ka-
nundaki şartlardan hıçbirine sahip
olmaksızm ve keyfi olarak, Erol
Erdinç 12 Eylül Döneminde atan-
mıştır.
Kendisi, Kanunda belirtilen
şartlan taşımadan, keyfi şekilde
ŞEF olarak atanan birisinin, ŞEF
YARDIMCISI OLACAK BAŞ-
KASININ ATANMASINI
ONAYLAMA YETKlSl ZATEN
OLAMAZ.
ÇÜNKÜ, BtR HUKUK DEV-
LETtNDE HİÇKÎMSE, TEMELl
MEŞRU'-YASAL ZEMÎNE DA-
YANMAYAN BtR YETKlYt
KULLANAMAZ!
IV- Görüldüğü gibi Sn. Talay ta-
rafindan benim atanmam, tama-
men yasaldır. Daha önce yapılan
Erol Erdinç'in Şef atanması KA-
NUNA AYKIRI olanıdır. Eğer TC
bir Hukuk Devleti ise ve Kanun-
lar geçerliyse, benim IDSO Şefi
olarak atanmam gerekir. Erol Er-
dinçin Şef atanmasının da tPTA-
Lt gerekir.
Okuru olduğum Cumhuriyete,
Saygılanmla. Doç. Dr. Halit Çam
Gazetenizin 10 Eylül 1997
tarihli sayısında Ahmet Say
imzası ile yayınlanan "Talay,
Müzik tarihine geçmiştir" baş-
lıklı yazıyı TEKZtP ediyorum.
Kültür Bakanımız Sn. Talay
tarafindan "tstanbul Devlet
Senfoni Orkestrasına vekaieten
Şef Yardımcısı atanmamı" ka-
sıtlı olarak yanlış aksettirmek-
tedir Say'm yazısı. Oysa ger-
çekler yazdıklannın tam tersi-
dir.
SAY'IN YAZDIKLARI-
NIN TERStNE; sanatçınm öz-
gür yaratıcılığına vekaleten
atama yapılmamış. Devletin
bir kurumundaki bir kadroya
vekaleten atama yapılmış.
Devletin her kurumundaki
kadroya vekaleten de asaleten
de atama yapılır.
Şef yardımcısı atanmak için,
kanunda gösterilen şeflik ihti-
TEKZİP
sasına ve şartlara sahip olmak-
tır asıl olan. Yoksa keyfi ŞEF
onaylaması değil.
6940 sayılı Kanunda
ŞEF'in; BAKAN, BAŞBA-
KAN ve CUMHURBAŞKA-
NINCA ATANACAĞI GÖS-
TERÎLMtŞTtR.
tSTANBUL DEVLET
SENFONİ ORKESTRASI
ŞEFLİĞINE İSE, KANUN-
DA ARANILAN ŞARTLAR-
DAN HlÇBlRlStNE SAHÎP
OLMAKSIZIN VE KEYFİ
OLARAK EROL ERDÎNÇ,
12 EYLÜL DÖNEMÎNDE
ATANMIŞTIR. BU ATAMA
KANUNA AYKIRIDIR.
Kendisi kanuna aykın şekil-
de ŞEF atanan birisinin, Şef
Yardımcısı olacak başkasını
onaylama yetkisi zaten ola-
maz.
ÇÜNKÜ, BtR HUKUK
DEVLETÎNDE HİÇ KİMSE,
TEMELÎ MEŞRU-YASAL
ZEMÎNE DAYANMAYAN
BtR YETKlYt KULLANA-
MAZ.
Kanunda Orkestra Şefliği
için gerekli bütün şartlara sa-
hip olan Istanbul Devlet Senfo-
ni Orkestrası Şefliği'ne atana-
mamaktayım.
Kanunda istenilen şartlardan
hiçbirisine sahip olamayan
başkası, o kadroya atanmıştır,
14 senedir kimseden ses çık-
mamaktadır.
Bundan sonra sonımluluk
size de ait olacaktır, G AZETE-
NtZE!
KÜLTÜR BAKANIMIZ
SN. TALAY'CA YAPILAN
ATANMAM İSE, TAMA-
MEN YASALDI!
Saygılanmla!
Doç. Dr. Halit Çam
Viyana Johann Strauss Oda
OrkestrasTndan 'Yeni Yıl Konseri1
• Kültür Servisi - Viyana Johann Strauss Oda
Orkestrası; Avusturya Liseliler Vakfı'nın
girişimleriyle bugün Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi
Sarayı'nda bir 'Yeni Yıl Konseri' verecek. \Volfgang
Göllner yönetimindeki Viyana Johann Strauss Oda
Orkestrası'nın vereceği konsere soprano Milena
Rudiferia ve tenor Lawrence P. Vincent kahlacak.
Avusturya Liseliler Vakfı tarafindan bu yıl üçüncüsü
gerçekleşhrilen konsenn gelinyle; bir bölümü
konservatuvar ve güzel sanatlar akademısınde olmak
üzere. değişik üniversıte ve ortaokullarda öğrenım
gören öğrencilere burs verilmesı amaçlanıyor. Johann
Strauss'un yapıtlannm çalındığı konserlere duyulan
ilgi nedeniyle 1989 yılında Viyana Mozart
Akademısı üyeleri tarafindan kurulan Viyana Johann
Strauss Oda Orkestrası 'nı Viyana Filarmoni ve
Viyana Senfoni Orkestrasrnın elemanlan
oluştunıyor. Orkestrarun repertuvannda, başta Johann
ve Josef Strauss'un eserleri olmak üzere aynı
dönemin ünlü bestecilerinin yapıtlan da yer alıyor.
Nazan Erkmen'in Dedekorkut
resimlepi Japonya Bienali'nde
• KültürServisi - Nazan Erkmen'in Dedekorkut
resimlen dünyanın önemli çızerlennin davet edıldigi
Japonya Bıenali"nde 1 yıl süreyle sekiz ayn kentte
sergilenecek. Şimdiye dek 40'tan fazla kıtabı
resimlemiş olan Erkmen'in 2 kitabı da Almanya'da
üç ayn dilde basılacak. 11 kişisel sergisi, yurtdışında
16 karma sergisi, bıri Japonya'da Asya Çızerlen
arasında olmak üzere yedı uluslararası ödülü bulunan,
MÜ Grafik Bölümü öğretim üyesi Nazan Erkmen,
1997 yılında da Bratislava Illustrasyon Bıenali'ne
Nasrettin Hoca resımleriyle katılmış ve Japon direktÖT
Nadayuki Hasegavva'nın ilgisini çekmişti.
Godoryu Beklerken' Ankarada
• Kültür Servisi - tstanbul Şehır Tıyatrolan'nın
sahneye koyduğu 'Godot'yu Beklerken' adlı oyun 19-
24 Ocak tarihleri arasında Ankara Sanat
Tiyatrosu'nda sahnelenecek. Samuel Beckett'in
yazıp, Orhan Alkaya'nın sahneye koyduğu oyunda
Engin Alkan, Savaş Dinçel, Burak Davutoğlu, Taner
Barlas ve Murat Coşkuner rol alıyor. Mizahla hüznün
iç ıçe geçtiği oyunda, iki eski dostun umutlu ve
çaresiz bekleyişi konu ediliyor.
Sadri Alışık Tiyatposu'nda
cumartesi söyleşHeri
• Kümlr Servisi -Küçük Sahne Sadri Alışık
Tiyatrosu'nda Z Film Atölyesi cumartesi söyleşileri
gercekleştiriyor. 10 Ocak cumartesi günü 14.30-18.00
saatlen arasında gerçekleştirilecek olan söyleşinin
konusu 'şiddet'. Yavuz Özkan'ın yöneteceği söyleşiye
Prof. Dr. Ünsal Oskay, ATV Haber Koordinatörü • •
Ayşenur Aslan, gazeteci-program yapımcısı Can
Dündar, Cumhuriyet Savcısı Necati Ozdemır, Prof.
Dr. Sedat Özkan konuşmacı olarak katılacak.
Gazeteci Güldal Kızıldemir yaptığı bir ışkence
belgeselinden parçalar göstererek çekım sırasındaki
ve sonrasındakı izlenimlenni aktaracak. (293 46 72)
BASSO'dan yeni yılın ilk notalam
• Kültür Servisi- Bılkent Senfoni Orkestrası yeni
yıla da coşkulu melodilerle başlıyor. BASSO'nun
13 Ocak'ta gerçekleştireceği konsere konuk olarak
Rus viyolonist Mark Varshavsky katılıyor.
Orkestrayı sanat yaşamına viyolensel çalarak
başlayan genç Alman şef Georg Fritsch yönetecek.
BASSO'nun 13 Ocak salı günü saat 21.00'de
Bilkent Konser Salonu'nda sunacağı konsenn
biletleri Çarşı Çankaya, Beymen Club Karum,
Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatlan
Fakültesi gişesi, Tempo Turizm , Home City, Dost,
Dünya ve Bağdaş Kitabevleri'nden temin edilebilir.
Mesut Eren'in resim sergisi
• Kültür Servisi-
Birçok karma
sergiye katılan
Mesut Eren'in
resim sergisi
bugün saat
17.00'deÇatı
Sanatevi'nde
açılıyor. 1985
yılında Mimar
Sinan
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim
Bölümü'ne giren Mesut Eren, 1990 yılında Neşe
Erdok Atölyesi'nden mezun oldu. Okul dışındaki
zamanlannda ressam Kasım Koçak ile çalışmalannı
sürdürdü. Sergi 5 Şubat'a dek i?lenebılir.
Bertol Brechrm iki oyunu
yayımlandı
• Kültür Servisi - Bertol Brecht'in 'Bütün
Oyunlan'nı bir dizi halinde yayımlamakta olan
MitosBOYUT Yayınevi, Yılmaz Onay'ın çevirisiyle
'Kafkas Tebeşir Dairesi' ve Ahmet Cemal'in
çevinsıyle 'Sofokles'in Antigonesi'ni bu dizinin 11.
cildi olarak yayımladı. Kitapta, 'Kafkas Tebeşir
Dairesi'nin 1949 ve 1954 yıllannda yazılmış iki
versiyonunun yani sıra oyunlann oluşum ve yazılış
öyküleri, ilk oynandıklannda basında çıkmış
eleştiriler ile oyunlann içenklerini açıklayan çok
sayıda dipnotla, Brecht'in bu oyunlar üzerine kendi
yazılan ve notlan da bulunuyor.
BUGUN
• CRR'de Istanbul Büyükşehir Beledıyesi Cemal
Reşit Rey Senfoni Orkestrası 'nın vereceği konser
izlenebilir.(232 98 30)
• tDSO'da saat 11.00'de şef Tadeusz Strugala
yönetimindeki konser izlenebilir. (296 33 15)
• AKSANAT'ta saat 14.00'te Çaykovsld'nin 'Kuğu
Gölü' başlıklı balesi lazer-dısc'ten, saat 19.00'da ise
'Abelard ve Heloise' adlı oyun izlenebilir.(252 35 00)
• RUHİ SU KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat
16.30'da Sonya Böhlander Tannsever'in katıldığı
'Aynalar' başlıklı söyleşı yer alıyor.
• İSKENDERİYE KÜTUPHANESİ'nde saat
18.00'de Prof. Dr. Ahmet Yürür'ün katıldığı '20.
Y üzyılın İkinci yansında Tanık Olduğum Müzik
Süreçleri' başlıklı söyleşı izlenebilir.(245 16 17)
• OSMAN AYGÜN SAHNESt'nda saat 16.00'da
'River Dance' sinevizyondan izlenebilir.
(250 26 34)