Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL 1997 CUMA
HABERLER
Tiipk Uzay Ajansı
kunuluyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit,
Haberleşme Yüksek
Kurulu'nda ulusal ıızav
politikasının belirlenmesi
amacıyla Türk Uzay Ajansı
adlı süreklı bir kurumun
oluşturulmasına karar
verildiğini açıkladı.
Haberleşme Yüksek
Kurulu. diin Başbakan
Yardımcısı Ecevit'in
başkanlığında toplandı.
Kurulda. kurulacak Türk
Uzay Ajansı'nm
uluslararası projelere
katılması karan alınırken
iletişim teknolojilerindeki
gelişmeler nedeniyle geniş
kapsamlı ve esnek bir yasa
tasansımn hazırlanması
benimsendi.
kampanyası
• Istanbul Haber Servisi -
Nükleer Tehlikeye Karşı
Banş ve ÇevTe tçin
Sağlıkçılar Derneği
(NÜSED). Avrupa Alevi
Birlikleri Federasyonu,
Hacı Bektaş-ı Veli Kültür
Vakfı. Hollanda Alevi
Federasyonu, Mülkiyeliler
Birliği, Ögretmen Dünyası,
Tüketici Hakları Derneği
ve Uçan Süpürge gibi kitle
örgütleri, şiddet ve
silahlanmanın önlenmesıne
ilişkin kampanya
başlattılar.
Şüpheli gemi
transit geçti
• İstanbul Haber Servisi -
Rusya'dan Kıbns Rum
kesimine S-300 füzeleri
götüreceği öne sürülen
gemiler arasında adı geçen
Güney Kıbns bandıralı
'Diamont-H" adlı gemi.
sağlık kontrolü yaptınp
kılavuz kaptan aldıktan
sonra istanbul Boğazı'ndan
transit geçiş yaptı.
Ümraniye'de
gecekondu yıkımı
• İstanbul Haber Servisi -
Ümraniye Dudullu Göztepe
Ormanı Rekreasyon alanı
içinde kalan 52 gecekondu.
Büyükşehir Belediyesi'ne
bağlı ekipler tarafindan dün
yıkıhiı. Olaysız geçen
yıkım ile ilgili bilgi veren
Ümraniye Belediye
Başkanı Mehmet Bingöl.
gecekondulardan 15'inin
daha önce yıkıldığını,
diğerlerinin yıkımına da
bugün tamamlanacağını
söyledi. Evleri yıkılan
ailelerin, Pendik
Dolayoba'daki Büyükşehir
Belediyesi Gecekondu
Mesken Müdürlüğü'nün
inşa ettirdiği konutlara
yerleştirileceği bildirildi.
İBDA/C davası
• İstanbul Haber Servisi -
Atatürkçü Düşünce
Derneği'nin Gebze
şubesini İBDA C adına
bombaladıklan ve
gazetemizin Genel Yayın
Koordinatörü Hikmet
Çetınkaya'ya küfür ve
tehdit içerikli mektup
gönderdikleri öne sürülen
4'ü tutuklu 8 sanıgın
yargılanmasına devam
edildi. istanbul 1 No"lu
DGM'deki duruşmada.
samklardan Gazi Yıldız
tahliye edildi. Iddianamede.
40 yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandınlmalan
istenen sanıklar,
. duruşmadan sonra araçlara
bindirilirken İBDA C
örgütünü destekleyen
sloganlar attılar.
Banş seferinin engellenmesine demokratik kitle örgütlerinden tepkiler sürüyor
4
Barışa savaşla yarat verfldfİSTANBU1VANKARA (Cum-
huriyet) - Kamu Emekçileri Sen-
dikalan Konfederasyonu
(KESK), sıvil toplum örgütleri ile
bazı siyasi partiler. Diyarbakır'a
gitmek üzere yola çıkan Banş He-
yeti'nin engellenmesi ve dövüle-
rek gözaltına alınmasına tepki
gösterdi. Grup adına konuşan
IHD Ankara Şube Başkanı Yıldız
Temurtürkan. "Hükümetbanşis-
teğimize savaşla vanıtverdi" dedi.
DISK Genel Sekreteri Kemal
Daysal. olayı hukuk dışı ve "yar-
gısız infaz" olarak değerlendirdi.
DİSK Genel Sekreteri Kemal
Daysal. dün yaptığı yazılı açıkla-
mada. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in Macanstan'da Gülba-
ba Türbesi'ni açarken yaptığı ko-
nuşmadaki "İncinsen de inritme"
v e "Gülbaba insanlıgın kardeşligi-
ni ve banş arzusunu temsil edjyor"
ifadelerine dikkat çekerek şunla-
n söyledi: "Farldı olana anlayış
göstermenin, banşın temcli oklu-
ğunun söylendiği saatterde tstan-
bul'da. bir dünya kentinde çeşitli
uluslardan konuklar banş istem-
lerini dile getirmek istedikleri için
kıyasıya dövülmekteydi. Bunun
nedeni CumhurbaşkanTnın söy-
lediği gibi "dünyaya farklı olanın
gözüyle bakabilmeyi' öğreneme-
memizdir." Daysal. "Diin (önceki
gün) emniyet güçlerinin davranışı
ketimenin tam anlamıyla vargısız
infazdu-" dedi.
YDP Genel Başkanı HasanCe-
lal GüzeL yazılı bir acıklama ile
yabancı banş heyetine yapılan
baskını protesto etti. IHD Anka-
ra Şube Başkanı Yıldız Temurtür-
kan. dün düzenlenen basın toplan-
tısında. Ikinci Dünva Savaşı'nın
başladığı tarih olan 1 Eylül'ün.
bütün dünyada Dünya Banş Gü-
nü olarak kutlanmasına karşın
Türkiye"de. banşa giden yollara
barikat kurulduğu. banş özlerni ve
isteğinin ateşe verildiği bir gün ol-
duğunu kaydetti. Gözaltına alı-
nanlar arasında KESK Genel Sek-
reteri Faysal Ozçift'in de bulun-
duğunu belirten Temurtürkan.
" Banş talebinden başka bir arna-
cı olmayan beyete hükümet savaş
hukukuyla yamt verdi'" diye ko-
nuştu.
CHP İstanbul II Başkanı Meh-
met Ali Ozpolat heyetin herhan-
gi bir taşkınlık yapmadığını. şid-
detebaşvurmadığını, herhangi bir
güvenlik ya da yasa engeliy le kar-
şılaştığında mukavemetsiz geri
dönmeyi seçtiğini ifade ederek
döverek gözaltına almanın yanlış
olduğunu kaydetti.
Türkıv e Yazarlar Sendikası Ge-
nel Başkanı Ataol Behramoğlu.
yabancılara polıs terörü uygulan-
dığını kav dederek, ~İ Ikenüzc ba-
nş çağnlanyla gelmiş yabancı ül-
ke yurttaşlanna uygulanan kaba
kuvvet ve hukuk dışı işlemkrden
ötürü özür dilivonız" dedi. Ana-
dolu Özgür-Der'den yapılan açık-
lamada da olay kınandı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler
(RSF). Başbakan MesutYıimaz'a
bir mektup göndererek insan hak-
lan savunuculanndan oluşan Ba-
nş Delegasyonu'nun faaliyetleri-
ni izleyen gazetecilerin gözaltına
alınmasından ötürü üzüntülerini
iletti. Mektupta. "RSF,gazetecfle-
re yönelik bu gözalü olaylannı
protesto ettiğini bildirir. Örgütü-
müz hâlâ gözaltında bulunan ga-
zetecilerin serbest bırakılması için
ve bundan bövle basın mensupla-
nna güvenlik kuvvetierince kötü
davranılmaması için yetkilerinizi
kullanmamzı talep ettiğini bildi-
rir" denildi. Tüm Maliye-Sen is-
tanbul 2 No'lu Şube"den yapılan
açıklamada da, banş heyetine yö-
nelik gözaltı ve engellemelerin
hükümetin gerçek yüzünü ortaya
çıkarttığı savunuldu. Açıklama-
da şu görüşlere yer verildi: "Or-
du tarafindan açıktan desteklene-
rekve kamuoyuna bol keseden va-
atieryağdırarak. toplumsal uzlaş-
mayu çağdaşlaşmayı sağlayacak-
lan iddiasıv la ikbdara gelen ANA-
SOL-D Hiikümetj, banşa ve banş
savunuculanna karşı gösterdikle-
ri tutumla gerçek yüzünü ortaya
koymuştur."
Gözaltına alınan Avrupalı temsilcilerden durumu ağır olan ikisinin tedavisi devam ediyor
Heyet üyeleri serbest bırakıldıİSTANBL L/DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Dövülerek gözal-
tına alınan 15'i yabancı u>Tuklu
"Musa Anter Banş Treni"heyeti
üyesı 18 kişı. dün Şişli Adliyesi'ne
sevk edildikten sonra serbest bıra-
kıldı. Durumu ağır olan iki Alma-
nın tedavileri ise Şişli Etfal Hasta-
nesi'nde sürüyor. Polis baskını
sonrası Mim Otel'ten aynlan ya-
bancı hevetin kalacak otel bulmak-
ta zorlandığı öğrenildi. Diyarba-
kır'da 1 eylül öncesi gözaltına alı-
nan 20 kişiden 4'ü serbest bırakıl-
dı. Emnivet. halen gözaltı sorgusu
süren HADEP'liler için de savcı-
lıktan ek süre istedi.
Mim Otel'de önceki gün basın-
la yaptıkları sohbet toplantısı sıra-
sında gözaltına alınan üçü Türk,
18 kışı dün Şişli Adliyesi'ne sevk
edildiler. Adliyeye sevk edılenler
arasında sanatçı Şanar Yurdata-
pan. Clkede Gündem muhabiri
Faruk Aktaş \e Alınten muhabiri
Mthtap Kuruçay. Danimarka uy-
ruklu Türk Niyari Yigen de bulu-
nuyor. Şişli Adliyesi'ne saat 14.00
sıralarında gelen sanıklardan bazı-
larının polis tarafindan aldıklan
darbeler sonucu hırpalanmış ol-
dukları dikkat çekti. Alman. Is-
panyol. Danimarka. tngiltere ve
Italyan konsolosluk yetkilileri de.
gözaltına alınan sanıkların duru-
munu izlemek için adliyeye geldi.
Adli Tıp Servisi'ne alınan sanık-
lar. daha sonra Şışlı Cumhuriyet
Savcılığı'ndaifadeverdi. 2911 sa-
yılı 'Toplantı ve Gösteri Yürüvüş-
leri Vasası'na muhakfct" suçu ne-
deniyle Şişli Nöbetçi Asliye Ceza
Mahkemesi'ne sevkedilen sanık-
lar, saat 20.30'da sona eren duruş-
ma sonrası tutuksuz yargılanmak
üzere serbest bırakıldı. Serbest bı-
POUS
15"i yabancı 18 kişi. önceki gün Mim Otel'de dövülerek gözaltına alınmıştı.( Fotoğraf: K.EREM 1LG.AZ)
rakılan yabancı hevet temsilcıleri
daha sonra istanbul Emniyet Mü-
dürlüğü Yabancılar Şubesı'ne gö-
türüldü. Yabancıların Türk yasa-
lanna aykın davrandıklan_gerek-
çesiyle sınırdışı edilip edilaıeyeT
ceğine burada karar venlecegi bil-
dirildi. Polis baskını sırasında al-
dıklan darbeler nedeniyle durum-
ları ağır olan Alman uyruklu Ro-
semarie Potthast ve l the Stein-
berg'in tedavileri Şişli Etfal Has-
tanesi'nde sürüyor.
Yabancı heyet üyelerınin çar-
şamba günü dövülerek gözaltına
alınması ve yolculuk sırasında gü-
venlik güçlerinin uygulamalan ne-
deniyle dün tnsan Haklan Derne-
ği İstanbul Şubesı'nde bir basın
toplantısı düzenlendi.
Ercan Kanar. toplantıda yaptı-
ğı konuşmada Brüksel'den Divar-
bakır'a gitmesı planlanan Banş
Treni ile ilgili sövlenmedik yalan
kalmadığım ifade ederek "Dünya-
ca tanınan banş savunucusu yazar
ve aydınlar teröristflanedildi. Tre-
nin 'Se\r treni" olduğu demagoji-
leri yapıldı" dedi. Avrupa ülkele-
nnin de polıtik ve ekonomik çıkar
kaygısıyla rrene izin veımedikle-
rini vurgulayan Kanar, "Dipkıma-
si yasaklann aleti oldu" diye ko-
nuştu. Banş otobüslenne vapılan
baskılann temel hak ve özgürlük-
lerin ıhlali olduğunu kaydeden Ka-
nar. kapalı yerde basın açıklaması
yapılmasınınengellenmesinin hu-
kuk dışı olduğunu söyledi. "Ola-
ğanüstü Hal İdaresi'nin yetkilileri
Insan Haklan Derneği Genel Baş-
kan Yardımcısrnın bir sendikaya
bir çuval içinde kesici. delici aletler
gönderdiğini iddia ettiler"dıven
Kanar. "Kesici >e delici alet oldu-
ğu öne sürülen şeyler işte bunlar"
diyerek Banş Treni için hazırla-
nan flamaları gösterdi ve OHAL
, Valılığı'niiddialanjukaûUiamaya
çağırdı.
Bu uvgulamalann toplumu.
devleti sehükümetı suçluduruma
düşürdüğünü belirten Kanar.
'Tüm engellere rağmen kardeş ka-
nının akmasını istemevenler. banş
cabalannı daha da artnrarak mil-
yonlan banş için kol kola getirirek
hepimizin zaranna olan savaşı bir
gün mutlaka durduracaklardır"
diye konuştu.
İHD Genel Başkan N'ardımcısı
ve DıvarbakırŞube Başkanı Mah-
mut Şakarda. önceki akşam polis
müdahalesinden sonra Mim O-
tel'den aynlan yabancı hevetin ge-
ce geç saatlere kadar hiçbir otel ta-
rafindan kabul edilmediğini, ko-
nukseverlik yerine ülkemizde bu-
lunan yabancılann neredeyse so-
kakta bırakıldığmı anlatarak orta-
ya çıkan manzaranın 'avıph' oldu-
ğunu söyledi. HADEP Bodrum ll-
çe Başkanı Dicle Anter de konuş-
masında "Tüm engellemetere kar-
şın banş için yola çıkacağız" dedi.
Banş heyetiyle yaptığı yolculuk
dönüşünde gözaltında bir gece tu-
tulup serbest bırakılan HADEP is-
tanbul ll Başkanı Hikmet Fidan,
yolculuk süresince karşılaştıklan
baskılan anlattı. Banş heyeti yol-
culanndan Emine Duman, kendi-
si gibi ana olduğunu belirttiği Baş-
bakan Vlesut Yılmaz'ın eşi Benıa
Yıhnazaçağndabulunarak "Tüm
analar için bu ülkeye banşın gelme-
si için çalışmasını istiyorum" dedi.
Dünya Banş Günü öncesi Em-
niyet Müdürlüğü Terörle Mücade-
le Şubesi'nce Diyarbakır'da gözal-
tına alman avukat Mansur Reşi-
toğlu. HADEP Dıyarbakır tl Baş-
kan Yardımcısı Şehmuz Yavuz.
Bitlis SES Şube Başkanı Fatih
Şanlı ve Bitlis Eğitim-Sen Şube
Başkanı Şuayip Toptaşdün serbest
bırakıldı.
Halen gözaltında tutulan HA-
DEP Genel Sekreter Yardımcısı
Zeynettin Onay, HADEP Parti
Meclisi üyesı Selma Tannkulu.
HADEP tl Sekreteri Hüsevin Bo-
ra ile il yönetıcilen Mehmet Baş-
tekin. Mehmet Başkurt Hanifi Bo-
ran. Nurhan ttki. Şahin Eroğlu.
SES Diyarbakır Şube Başkanı .\li
Ürküt Eğitim-Sen Divarbakır Şu-
be Başkanı Haydar Kıhçoğlu ve
isimleri henüz açıklanmayan 6 ki-
şı için de Diyarbakır Emniyet Mü-
dürlüğü DGM Başsavcılığf ndan
ek süre istedi.
TuranDursun anıldı
Haber Merkezi - Arastırmacı yazat Turan
Dursun, ölümünün 7. yılında mezan başında
düzenlenen törenle anılırken faili meçhul
cinayetleri arastırmak üzere gittiği Batman'da 4
yıl önce uğradığı silahlı saldında yaşamını yitiren
eski DEP Milletvekili Mehmet Sincar, Batman,
Kızıltepe ve Adana'da düzenlenen törenlerle
anıldı. .Araştırmacı yazar Turan Dursun dün
Cebeci Asri Mezarhğı'nda düzenlenen törenle
anıldı. Törende, Mustafa Kemal Dergisi Yazı
tşleri Müdürü Cumhur ErdiL bir basın
açıklaması yapü. Nice aydımn. bilim adamının
aydınlanma, çağdaşlaşma yolunda katledildiğini
belirten Erdil, faili meçhul cinayetlerin
aydınlanlmasını istedi. Erdil,"Btı cinayetieri
işleven katilter ve perde arkasında onlan vönerip,
yönlendirenler buiunup cezalandınlmadıkça; laik,
demokratik cumhuriyet sürekli tehdk ve tehlike
altında oJacakür" dedi.
Yavuz Önen, hükümetin geçmişe rahmet okuttugunu söyledi
Meslek odaları Ecevit'i suçladı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Mühendis ve Mimar
Odalan Birliği (TMMOB) Başkanı
Yavuz Önen, 55. hükümetin
kadrolaşma çalışmalannı
eleştırerek, "Sol bir parti
partizanlığa ve kıyıma sessiz
kalıyor. hatta bunlara ortak oluyor"
dedi. Yavuz Önen. TMMOB'ye
bağlı iki odayla ortaklaşa
düzenlediği basın toplantısında.
hükümetin atamalarda mesleki
birikimi ve kamu çıkarlannı göz
ardı ettiğini kaydetti. Önen,
"Hükümet, geçmişe rahmet
okutacak bir uvgulamayla. kamu
kunıluşlannda partizanca
atamalaryapıyor"dedi. DSP'nin
ANAP'ın kadrolaşma
çalışmalanna ortak olduğunu
belirten Önen. "Böyle bir
partizanlığa ve kıyıma sol bir parti
olan DSP'nin tepki göstermemesi,
benzer uygulamalarda küçük
ölçüde ortak olması üzücü ve
düşündürücüdür" diye konuştu.
Önen. Kimya Mühendisleri Odası
Başkanı Alaaddin Aras'ın sürgün
edildiğini kaydederek. bütün
odalarda benzer olayiann
yaşandığını belirtti. Önen. bu
uygulamalann çalışanlann meslek
odalanna olan inançlannı kırmaya,
gözdağı vermeye yönelik olduğunu
kaydetti. Orman Mühendisleri
Odası Başkanı Salih Sönmezışık da
hükümetin en fazla "kıyımT
Orman Bakanhğı'nda yaptığını
savundu. Sönmezışık. "Ormancılık
bilim ve geieneklerine ay kırı olarak
orman yangınlan ve üretim
mevsimlerinin ortasında kıyım
niteliğinde toplu atamalar
vapnuşür" dedi. TMMOB
Yürütme Kurulu üyesi Ayfer
Eğilmez de "Atamalar siyasi değiL,
partizanca. Bu farkı görmeli" diye
konuştu.
ÜZ YAZI/ ORHAN BtRGİT
Her şey, görünüşte "usul ve adabı-
na göre" yürütülüyor.
Trafik canavarının. her gün en azın-
dan birkaç kurban aldığı ülkemizde,
anlaşılan içimizden bazılarını. bunca
ocağın sönmesi değil de yollarda ölen-
lerin üzerlerine gazete kâğıtlannın ör-
tülmüş olarak kendilerini morga götü-
recek taşrtlan saatlerce beklemeleri
derinden üzmüş olmalı ki. öncelikle
Türk Standartları Enstitüsü'ne bir ka-
rar aldırtıyoriar. Buna göre böyle bir
kazada yaşama veda etmiş birisinin
belirli boyutlarda plastik bir torba içi-
ne konularak, olay yerinden kaldırıl-
masının gerektiği saptanıyor.
Türkçenin zenginiiğini belirten ör-
nekler arasında kullandığımız "Herşey
bitti.. iş bir leğen örtüsüne mi kaldı"
atasözümüzü çağrıştıran türden bu
saptama, ömeğin bu tür kaza yerleri-
ne bir türlü ulaşmayan cankurtaran
araçlannın gecikmelerini gidermek için
çözümler üretecekleri yerde Sağlık
Bakanlığımızdaki bir bölüm "uyanık"
bürokratla iki işadamı arasında inanıl-
maz bir fısıttı diyaloğunun gelişmesi-
ne dönüşüyor.
Sonuçta Sağlık Bakanlığı, öncelikle
her araçta, daha sonra da bütün ev-
Ah; Şu Bir Kısım BasmL
lerde kesin olarak bulundurulması ge-
rektiğini yaptırıma bağlayan bu torba
olayını bir yönetmelik ile belirliyor.
Yönetmelik, sanınm yeni Sağlık Ba-
kanı'nın makamına oturduğu ilk gün-
lerde masasında onay bekleyen ev-
rak dosyaları arasında onayına sunu-
luyor. Gene sanınm ağzı laf yapan bir
bürokrat, "Sayın Bakan'a" yönetme-
liğin bakanlıkta uzun incelemelerden
sonra hazırlanıp tamamlanmış ve
standartlara uyulması için gerekli bir
sıradan işlem olduğu öyküsünü anla-
tıyor.
Ve Sayın Bakan'ın onayı ile bu ma-
sum çalışma Sağlık Bakanlığımızın sa-
yısız yönetmelikleri arasında Resmi
Gazete'de ilan edilip yürürlüğe giriyor.
Hayır. Bereket ki girmiyor. Daha
doğrusu giremiyor.
Çünkü o yönetmeliğin altında yatan
hinoğlu hinliğin ayırdına bir gazeteci
varıyor. Ya da böyle bir kepazeliğin bir
iki işadamı ile onlara yardım eden bir
iki bürokratın evladiyelik bir köşe dön-
meciliğin şifresi olduğu, o gazetelerin
kulağına fısıldanıyor. Ve haber, önceki
gün "Sabah "ta tam bir gazetecilik ba-
şarısı olarak patlıyor. Bizim meslekte
olanlar için "başan", kimi için de "Os-
manlı tokadı" denen türden bir şamar.
Zira anlaşılıyor ki bu yönetmeliği ha-
zırlatan ve hazırlayanlar, öyle ihale i-
miş, duyuru imiş; yürürlük için en azın-
dan bir yıl bekleme imiş, hiçbir enge-
le tahammül göstermeyecek kadar
sabırsız bir biçimde davranmışlar.
Olayın bürokrasi cephesi, tüm yasal
çalışmaları masum bir biçimde, belki
de zaman zaman mesaiye kalarak bi-
tirmeye çalışırken, iki işadamından ku-
rulu ikinci cephe, Amerika Birleşik
Devletleri'nde standartlara uygun ke-
fen torbası ithali için gerekli olanlan ta-
mamlamış bir halde, açılan ihaleye tek
başına girmiş ve elbette kazanmış.
Trafik canavarının her gün aramız-
dan aldığı kurbanların kefenlenerek
kaza geçirdikleri yerden kaldınlmala-
nnı sağlayacak bu torbalardan ilk aşa-
mada her araç için birer tane hesap-
lanarak, 3.5 trilyon liralık bir avanta.
Kazalar çoğaldıkça -ki yılda ortala-
ma 6 bin kişiyi kurban veriyoruz. Sa-
dece dün bu yazıyı hazırladığım saat-
lerde Ankara-istanbul yolunda ölen
33, Sivrihisar yolunda 4 kişiydi- tril-
yonların nasıl bir artış göstererek yurt-
taşın ve devletin parasının çarçur edi-
leceğini bilmeyenimiz var mı?
Öyle olduğu apaçık meydanda ki,
trafik kazalannın önlenmesine, kaza
geçirenlerin kurtulmasına yönelik ön-
lemler için bu 3.5 trilyonu bir havuzda
toplamayı göze alamayanlar, bilinen
yönetmelik hilesine neredeyse yar-
dımcılıkedecekler. Çoğu polıtıkacımı-
zın, bazen işadamımızın, bürokratımı-
zın, esnafın, işçinin, boşgezenin, özet-
le hemen hepimizin zaman zaman kız-
dığı basın, bugünkü adı ile medya, 3.5
trilyonluk vurgun hazırlığını Resmi Ga-
zete'nin sayfaları arasından, ışığa çı-
kartmasalardı...
Gıc,y, l'vöşe dönücülerle savaşacağı-
nı söyleyerek göreve başlayan Ana-
sol-D hükümetinin üyeleri arasında bir
panik şaşkınlığı yaratmayacak ve Sağ-
lık Bakanı, "yanlıştan dönmenin birer-
dem olduğu"nun bilgeliği içinde, bu
yönetmeliğin iptalini sağlayarak, vur-
gun çetesi için kovuştunma başlatma-
yacaktı.
•••
Dahası, bu açıkyanlışlıktan dönmek
böylesine kolay olmayacaktı.
Medyanın zaman zaman bazı kim-
selerin şeref ve haysiyetlerini hesaba
katmadan haberter, yazılar hazırladığı
doğrudur.
Kan nefret, şiddet öykülerine yer
verdiği de.
Asılsız astarsız olayiann gerçek gi-
bi, sayfalannda ya da ekranlarda, mik-
rofonlarda yer aldığını da biliyoruz.
Biliyor ve bunlardan bir kısmımız
hoşlansa da bir başka bölümümüz
ona kızgınlık duyuyoruz.
Ama medya bizim toplumumuzun
bir aynası olduğu gerçegini, sık sık bi-
ze anımsatan örneklerle önümüze ge-
liyor ve görevini yapmakta olduğunu
teslim etmemizi sağlıyor.
3.5 trilyonu, ceplerimizden birilerinin
kasalanna hortumlatmadığı gün de,
en azından medyanın hakkını med-
yaya vermek gibi bir görev hepimizi
beklemiyor mu?
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Adalet Ağaoğlu İle
Bir Gün...
Bad Nauheim, Frankfurt'un biraz yukarısında bir
kaplıca kenti. Bad Homburg'u geçtikten hemen son-
ra, dev otoyolda oraya sapan yolun işaretini görür-
sünüz. Mısır tarlaları ve ormanlar arasından, birkaç
köy ve kasabayı aşar ve Bad Nauheim'a vanrsınız.
Kaplıca kenti diyorsak, öyle yerden kaynayan kü-
kürtlü ya da demirli suların üstüne sıradan bir iki ha-
mam kubbesi kondurup insanlan geleneksel tedavi-
nin rastlantılanna terketmeyi anlamayınız. Kaplıca,
modern tıbbın emrine girmiş bir merkez buralarda.
O yüzden olacak, Bad Nauheim'a girdiğinizde, adım
başında gördüğünüz hastaneler, klinikler, dinlenme
evleri. Alman, doğanın vergisini akıl ve uzmanlığın ya-
ratıcılığı ile kucaklaştırmış, ormanlar arasında Bad
Nauheim'i ortaya koymuş; tarihinde köyken kasaba
olmuş, şimdi de koskoca bir kent olmanın safasını
sürüyor. Hatııiatmaya bile gerek yok: Bad Nauheim,
Almanya'da, giderek Avrupa'da bütün böylesi yerfer
gibi, birturizm merkezi: Adım başında oteller, lokan-
talar, eğlence ve kültür etkinlikleri.
Ve altın akıyor kente...
Geçen cumartesi oradaydım; bir gece kaldım ve
ertesi günü de döndüm. Özel de bir nedeni vardı gi-
dişimin: Adalet Ağaoğlu'nu ziyaret etmek...
• • •
Adalet Ağaoğlu, bu dev sanatçımız, Türkiye'de,
bir yıl önce, rastlantı da diyemeyeceğim, düpedüz bir
aptallığın başına musallat ettiği sorunlardan kurtul-
mak üzere, önce ülkede arka arkaya ameliyatlar ge-
çirdi. Hastanede yatağa mıhlanmış bir halde çileli
günleri ve aylan oldu. Tam anlamıyla ayağa kalkma-
sı için her şeyi atlatmış sayılamazdı; birkaç ameliyat
daha geçirmesi gerekiyordu. Güzel bir rastlantı, Türk-
Alman Tıp Vakfı ve onun da başındaki operatör-he-
kim Yaşar Bilgin'in önayak olmasıyla, Almanya'ya,
Giessen'de ünlü bir kliniğe getirildi. Orada da, geçen
haftalarda ayağından birkaç ameliyat geçirdi. Son
randevu, eylülün ortalannda: "Bu iş oldu!" deyip Ada-
let Ağaoğlu'nu azat ederlerse -ki dileriz öyle desin-
ler!-, sanatçı belki biraz daha kalacak Avrupa'da,
dinlenecek ve sonra özlediği yurduna dönecek.
Şu son birkaç haftadır Bad Nauheim'de yazanmız,
bir klinikte, hem sabırsız bir bekleyiş içinde, hem de
dinleniyor.
"Yâr-ı vefakâr"\, eşi Halim Ağaoğlu iie beraber...
Sevinçli bir karşılaşmamız oldu.
Bir on yıl önce, Paris'te, Yılmaz Güney'le ilgili bir
gece için beraber olmuştuk. "Geçmiş zaman olurki
hayali cihan değer." Aziz Nesin'le Mustafa Ekmek-
çi de oradaydılar ve toplantının arkasından buluştu-
ğumuz bir lokantada unutulmaz anılarımız olmuştu.
Pek iyi gördüm Adalet Ağaoğlu'nu.
Gerçi tekerlekli sandalye ile dolaşıyor; ama bu ge-
çici onun için. Başına gelene katlanmasını ilk gün-
den bildi. Selim lleri, vaktiyle Yeni Ufuklar'dayazd\-
ğı biryazıda, "fcorfcusuzb/>'yaza/'"dırderkendisi için.
Onun sanatsal tavrı için yapılmış bu nitelemeyi, ben
bütün bir kişiliği için düşünmüşümdür hep: "Korku-
suz bir ;nsan"dır Adalet Ağaoğlu.
Hep beraber kalktık bir Yunan lokantaşınajgrtrjk.
kafaları çektik. ' .?' "'!
Konudan konuya geçip sohbeti derinleştirdik. ,
En çok özlediğini merak edeceksiniz sanatçımızııi:
"Evimi, çalışma masamı özledim" diyor. Oncagüzel
eseri bizler için noktaladığı masasının başına geçme-
nin hasreti içinde.
Oysa kalemi de elinden bırakmış değil. Yakınlarda
baskıya girecek bir öyküler kitabını bitirmek üzere.
Kimbilir, belki de son öyküyü o gece orada noktala-
dı kafasında. Adını soruyorum kitabın: Hayatı Sa-
vunma Biçimleh diyor.
Adalet Hanım hep anlatıyor, Adalet Hanım'a hep
soruyoruz. Kültürü bu denli derin, ufku bu kadarzen-
gin bir sanatçı da az bulunur.
Ama başka nasıl yazılabilirdi ki o güzelim eserler?
Dünya ve yurt gerçekliği üstüne tarihsel ve sosyal
belli bir eleştirel görüşe varmadan, salt sezgi ve im-
gelem hiçbir sanatçı için yeterli olmamıştır.
Doyamadan aynhyorum Adalet Ağaoğlu'ndan.
Strasbourg için randevulaşıyoruz.
Adalet Ağaoğlu'nun o gülmeyi seven yüzünü ve
kahkahasını, demek ki yakın günlerde yeniden gö-
rüp duyacağım. Yaşamın kötü rastlantıları çok, ama
böyle güzellikleri de var.
Onlaria savunuruz yaşamı ve onlar için de...
Cezaevlerinde tecrit genelgesi
Hücre sistemine
doğru ilk adını
OLCAYAYDİLEK
ANK.4RA - Adalet Ba-
kanı Oltan Sungurlu. ya-
yımladığı genelgeyle ceza-
evlerinde koğuşlann açılıp
kapanmasını özel düzenle-
melere bağladı. Genelge-
de, cezaev lerinde; oda. ko-
ğuş. şebeke. koridor ve
malta kapılannın. ancak
sevk, nakil, tahliye. ziya-
retçi görüşmelen. sayım-
arama veya afet durumla-
nnda. "cesur. güvenilir ve
dürüst personer arasın-
dan seçilen 10'ar kişilik
özel ekipler tarafindan açı-
labileceği kaydedildi. Ka-
pılann kunım müdürü ve
savcının izniyle açılması
ve anahtarlann "kasadaru-
tulması" zorunluluâu aeti-
nldi.
Adalet Bakan Sungurlu.
mümessil cumhuriyet sav -
cılıklan ile cezaevleri mü-
dürlerine bildirilmek üzere
17 Temmuz 1997 tarihinde
"KS4D: 1E21584" numa-
ralı lOmaddelikbirgenel-
ge yayımladı. Genelgede.
Bazı E tipi ve özel tip ceza
infaz kurumlannda; oda.
koğuş. koridor. şebeke ve
malta kapılannın. nöbetçi
infaz ve koruma memurla-
nnca gerekli veya gereksiz
yere sık sık açıldığı belirtil-
di. Kapı anahtarlannı bu-
lunduran nöbetçi persone-
lin hükümlü ve tutuklular-
la doğrudan temas kurma-
larının. "cebir ve darp"
olaylannın yanı sıra zaman
zaman "menfaat ilişkilerT
de doğurduğu kaydedildi.
Genelgede, bu olaylan ön-
lemek için hızla alınması
gereken önlemler şöyle sı-
ralandı: "Nöbetçi infaz ve
koruma memurian üe hü-
kümlü venıtuklulann doğ-
rudan teması kesilecektir.
Nöbetçi infaz ve koruma
memurian koğuşönü kori-
dorlardan çıkanlacak,
malta ile koridoru birbiri-
ne bağlav an şebeke kapıla-
nnın malta tarafina bakan
kısımlannda. birer kişi ola-
rak yerleştirilecek, bu su-
rctlc hem malta hem de ko-
ridorlar kontrol altında nı-
rulabilecektir. Söz konusu
kunımlarda, her vardiya
için başında sorumlu bir
ikinci müdürün bulundu-
ğu 10'ar kişilik özel ekipler
kurulacak. bu ekipler cum-
huriyet başsavcısı. kunım
mümessil savcısı ve kunım
müdürünün birükte belir-
leyeceği cesur. güvenitir ve
dürüst personel arasından
seçilecektir. Bu ekip her sa-
at başında koğuş ve hava-
landırnıa av lulanru mazgal
deliklerinden kontrol ede-
rek anormal bir durum
gördüklerinde. derhal ku-
nım müdürünü ve mümes-
sil savcısını haberdar ede-
cektir."