27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL 1997 CUMA HABERLER Tiipk Uzay Ajansı kunuluyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Haberleşme Yüksek Kurulu'nda ulusal ıızav politikasının belirlenmesi amacıyla Türk Uzay Ajansı adlı süreklı bir kurumun oluşturulmasına karar verildiğini açıkladı. Haberleşme Yüksek Kurulu. diin Başbakan Yardımcısı Ecevit'in başkanlığında toplandı. Kurulda. kurulacak Türk Uzay Ajansı'nm uluslararası projelere katılması karan alınırken iletişim teknolojilerindeki gelişmeler nedeniyle geniş kapsamlı ve esnek bir yasa tasansımn hazırlanması benimsendi. kampanyası • Istanbul Haber Servisi - Nükleer Tehlikeye Karşı Banş ve ÇevTe tçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED). Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Vakfı. Hollanda Alevi Federasyonu, Mülkiyeliler Birliği, Ögretmen Dünyası, Tüketici Hakları Derneği ve Uçan Süpürge gibi kitle örgütleri, şiddet ve silahlanmanın önlenmesıne ilişkin kampanya başlattılar. Şüpheli gemi transit geçti • İstanbul Haber Servisi - Rusya'dan Kıbns Rum kesimine S-300 füzeleri götüreceği öne sürülen gemiler arasında adı geçen Güney Kıbns bandıralı 'Diamont-H" adlı gemi. sağlık kontrolü yaptınp kılavuz kaptan aldıktan sonra istanbul Boğazı'ndan transit geçiş yaptı. Ümraniye'de gecekondu yıkımı • İstanbul Haber Servisi - Ümraniye Dudullu Göztepe Ormanı Rekreasyon alanı içinde kalan 52 gecekondu. Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ekipler tarafindan dün yıkıhiı. Olaysız geçen yıkım ile ilgili bilgi veren Ümraniye Belediye Başkanı Mehmet Bingöl. gecekondulardan 15'inin daha önce yıkıldığını, diğerlerinin yıkımına da bugün tamamlanacağını söyledi. Evleri yıkılan ailelerin, Pendik Dolayoba'daki Büyükşehir Belediyesi Gecekondu Mesken Müdürlüğü'nün inşa ettirdiği konutlara yerleştirileceği bildirildi. İBDA/C davası • İstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Gebze şubesini İBDA C adına bombaladıklan ve gazetemizin Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetınkaya'ya küfür ve tehdit içerikli mektup gönderdikleri öne sürülen 4'ü tutuklu 8 sanıgın yargılanmasına devam edildi. istanbul 1 No"lu DGM'deki duruşmada. samklardan Gazi Yıldız tahliye edildi. Iddianamede. 40 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandınlmalan istenen sanıklar, . duruşmadan sonra araçlara bindirilirken İBDA C örgütünü destekleyen sloganlar attılar. Banş seferinin engellenmesine demokratik kitle örgütlerinden tepkiler sürüyor 4 Barışa savaşla yarat verfldfİSTANBU1VANKARA (Cum- huriyet) - Kamu Emekçileri Sen- dikalan Konfederasyonu (KESK), sıvil toplum örgütleri ile bazı siyasi partiler. Diyarbakır'a gitmek üzere yola çıkan Banş He- yeti'nin engellenmesi ve dövüle- rek gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Grup adına konuşan IHD Ankara Şube Başkanı Yıldız Temurtürkan. "Hükümetbanşis- teğimize savaşla vanıtverdi" dedi. DISK Genel Sekreteri Kemal Daysal. olayı hukuk dışı ve "yar- gısız infaz" olarak değerlendirdi. DİSK Genel Sekreteri Kemal Daysal. dün yaptığı yazılı açıkla- mada. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Macanstan'da Gülba- ba Türbesi'ni açarken yaptığı ko- nuşmadaki "İncinsen de inritme" v e "Gülbaba insanlıgın kardeşligi- ni ve banş arzusunu temsil edjyor" ifadelerine dikkat çekerek şunla- n söyledi: "Farldı olana anlayış göstermenin, banşın temcli oklu- ğunun söylendiği saatterde tstan- bul'da. bir dünya kentinde çeşitli uluslardan konuklar banş istem- lerini dile getirmek istedikleri için kıyasıya dövülmekteydi. Bunun nedeni CumhurbaşkanTnın söy- lediği gibi "dünyaya farklı olanın gözüyle bakabilmeyi' öğreneme- memizdir." Daysal. "Diin (önceki gün) emniyet güçlerinin davranışı ketimenin tam anlamıyla vargısız infazdu-" dedi. YDP Genel Başkanı HasanCe- lal GüzeL yazılı bir acıklama ile yabancı banş heyetine yapılan baskını protesto etti. IHD Anka- ra Şube Başkanı Yıldız Temurtür- kan. dün düzenlenen basın toplan- tısında. Ikinci Dünva Savaşı'nın başladığı tarih olan 1 Eylül'ün. bütün dünyada Dünya Banş Gü- nü olarak kutlanmasına karşın Türkiye"de. banşa giden yollara barikat kurulduğu. banş özlerni ve isteğinin ateşe verildiği bir gün ol- duğunu kaydetti. Gözaltına alı- nanlar arasında KESK Genel Sek- reteri Faysal Ozçift'in de bulun- duğunu belirten Temurtürkan. " Banş talebinden başka bir arna- cı olmayan beyete hükümet savaş hukukuyla yamt verdi'" diye ko- nuştu. CHP İstanbul II Başkanı Meh- met Ali Ozpolat heyetin herhan- gi bir taşkınlık yapmadığını. şid- detebaşvurmadığını, herhangi bir güvenlik ya da yasa engeliy le kar- şılaştığında mukavemetsiz geri dönmeyi seçtiğini ifade ederek döverek gözaltına almanın yanlış olduğunu kaydetti. Türkıv e Yazarlar Sendikası Ge- nel Başkanı Ataol Behramoğlu. yabancılara polıs terörü uygulan- dığını kav dederek, ~İ Ikenüzc ba- nş çağnlanyla gelmiş yabancı ül- ke yurttaşlanna uygulanan kaba kuvvet ve hukuk dışı işlemkrden ötürü özür dilivonız" dedi. Ana- dolu Özgür-Der'den yapılan açık- lamada da olay kınandı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF). Başbakan MesutYıimaz'a bir mektup göndererek insan hak- lan savunuculanndan oluşan Ba- nş Delegasyonu'nun faaliyetleri- ni izleyen gazetecilerin gözaltına alınmasından ötürü üzüntülerini iletti. Mektupta. "RSF,gazetecfle- re yönelik bu gözalü olaylannı protesto ettiğini bildirir. Örgütü- müz hâlâ gözaltında bulunan ga- zetecilerin serbest bırakılması için ve bundan bövle basın mensupla- nna güvenlik kuvvetierince kötü davranılmaması için yetkilerinizi kullanmamzı talep ettiğini bildi- rir" denildi. Tüm Maliye-Sen is- tanbul 2 No'lu Şube"den yapılan açıklamada da, banş heyetine yö- nelik gözaltı ve engellemelerin hükümetin gerçek yüzünü ortaya çıkarttığı savunuldu. Açıklama- da şu görüşlere yer verildi: "Or- du tarafindan açıktan desteklene- rekve kamuoyuna bol keseden va- atieryağdırarak. toplumsal uzlaş- mayu çağdaşlaşmayı sağlayacak- lan iddiasıv la ikbdara gelen ANA- SOL-D Hiikümetj, banşa ve banş savunuculanna karşı gösterdikle- ri tutumla gerçek yüzünü ortaya koymuştur." Gözaltına alınan Avrupalı temsilcilerden durumu ağır olan ikisinin tedavisi devam ediyor Heyet üyeleri serbest bırakıldıİSTANBL L/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Dövülerek gözal- tına alınan 15'i yabancı u>Tuklu "Musa Anter Banş Treni"heyeti üyesı 18 kişı. dün Şişli Adliyesi'ne sevk edildikten sonra serbest bıra- kıldı. Durumu ağır olan iki Alma- nın tedavileri ise Şişli Etfal Hasta- nesi'nde sürüyor. Polis baskını sonrası Mim Otel'ten aynlan ya- bancı hevetin kalacak otel bulmak- ta zorlandığı öğrenildi. Diyarba- kır'da 1 eylül öncesi gözaltına alı- nan 20 kişiden 4'ü serbest bırakıl- dı. Emnivet. halen gözaltı sorgusu süren HADEP'liler için de savcı- lıktan ek süre istedi. Mim Otel'de önceki gün basın- la yaptıkları sohbet toplantısı sıra- sında gözaltına alınan üçü Türk, 18 kışı dün Şişli Adliyesi'ne sevk edildiler. Adliyeye sevk edılenler arasında sanatçı Şanar Yurdata- pan. Clkede Gündem muhabiri Faruk Aktaş \e Alınten muhabiri Mthtap Kuruçay. Danimarka uy- ruklu Türk Niyari Yigen de bulu- nuyor. Şişli Adliyesi'ne saat 14.00 sıralarında gelen sanıklardan bazı- larının polis tarafindan aldıklan darbeler sonucu hırpalanmış ol- dukları dikkat çekti. Alman. Is- panyol. Danimarka. tngiltere ve Italyan konsolosluk yetkilileri de. gözaltına alınan sanıkların duru- munu izlemek için adliyeye geldi. Adli Tıp Servisi'ne alınan sanık- lar. daha sonra Şışlı Cumhuriyet Savcılığı'ndaifadeverdi. 2911 sa- yılı 'Toplantı ve Gösteri Yürüvüş- leri Vasası'na muhakfct" suçu ne- deniyle Şişli Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'ne sevkedilen sanık- lar, saat 20.30'da sona eren duruş- ma sonrası tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Serbest bı- POUS 15"i yabancı 18 kişi. önceki gün Mim Otel'de dövülerek gözaltına alınmıştı.( Fotoğraf: K.EREM 1LG.AZ) rakılan yabancı hevet temsilcıleri daha sonra istanbul Emniyet Mü- dürlüğü Yabancılar Şubesı'ne gö- türüldü. Yabancıların Türk yasa- lanna aykın davrandıklan_gerek- çesiyle sınırdışı edilip edilaıeyeT ceğine burada karar venlecegi bil- dirildi. Polis baskını sırasında al- dıklan darbeler nedeniyle durum- ları ağır olan Alman uyruklu Ro- semarie Potthast ve l the Stein- berg'in tedavileri Şişli Etfal Has- tanesi'nde sürüyor. Yabancı heyet üyelerınin çar- şamba günü dövülerek gözaltına alınması ve yolculuk sırasında gü- venlik güçlerinin uygulamalan ne- deniyle dün tnsan Haklan Derne- ği İstanbul Şubesı'nde bir basın toplantısı düzenlendi. Ercan Kanar. toplantıda yaptı- ğı konuşmada Brüksel'den Divar- bakır'a gitmesı planlanan Banş Treni ile ilgili sövlenmedik yalan kalmadığım ifade ederek "Dünya- ca tanınan banş savunucusu yazar ve aydınlar teröristflanedildi. Tre- nin 'Se\r treni" olduğu demagoji- leri yapıldı" dedi. Avrupa ülkele- nnin de polıtik ve ekonomik çıkar kaygısıyla rrene izin veımedikle- rini vurgulayan Kanar, "Dipkıma- si yasaklann aleti oldu" diye ko- nuştu. Banş otobüslenne vapılan baskılann temel hak ve özgürlük- lerin ıhlali olduğunu kaydeden Ka- nar. kapalı yerde basın açıklaması yapılmasınınengellenmesinin hu- kuk dışı olduğunu söyledi. "Ola- ğanüstü Hal İdaresi'nin yetkilileri Insan Haklan Derneği Genel Baş- kan Yardımcısrnın bir sendikaya bir çuval içinde kesici. delici aletler gönderdiğini iddia ettiler"dıven Kanar. "Kesici >e delici alet oldu- ğu öne sürülen şeyler işte bunlar" diyerek Banş Treni için hazırla- nan flamaları gösterdi ve OHAL , Valılığı'niiddialanjukaûUiamaya çağırdı. Bu uvgulamalann toplumu. devleti sehükümetı suçluduruma düşürdüğünü belirten Kanar. 'Tüm engellere rağmen kardeş ka- nının akmasını istemevenler. banş cabalannı daha da artnrarak mil- yonlan banş için kol kola getirirek hepimizin zaranna olan savaşı bir gün mutlaka durduracaklardır" diye konuştu. İHD Genel Başkan N'ardımcısı ve DıvarbakırŞube Başkanı Mah- mut Şakarda. önceki akşam polis müdahalesinden sonra Mim O- tel'den aynlan yabancı hevetin ge- ce geç saatlere kadar hiçbir otel ta- rafindan kabul edilmediğini, ko- nukseverlik yerine ülkemizde bu- lunan yabancılann neredeyse so- kakta bırakıldığmı anlatarak orta- ya çıkan manzaranın 'avıph' oldu- ğunu söyledi. HADEP Bodrum ll- çe Başkanı Dicle Anter de konuş- masında "Tüm engellemetere kar- şın banş için yola çıkacağız" dedi. Banş heyetiyle yaptığı yolculuk dönüşünde gözaltında bir gece tu- tulup serbest bırakılan HADEP is- tanbul ll Başkanı Hikmet Fidan, yolculuk süresince karşılaştıklan baskılan anlattı. Banş heyeti yol- culanndan Emine Duman, kendi- si gibi ana olduğunu belirttiği Baş- bakan Vlesut Yılmaz'ın eşi Benıa Yıhnazaçağndabulunarak "Tüm analar için bu ülkeye banşın gelme- si için çalışmasını istiyorum" dedi. Dünya Banş Günü öncesi Em- niyet Müdürlüğü Terörle Mücade- le Şubesi'nce Diyarbakır'da gözal- tına alman avukat Mansur Reşi- toğlu. HADEP Dıyarbakır tl Baş- kan Yardımcısı Şehmuz Yavuz. Bitlis SES Şube Başkanı Fatih Şanlı ve Bitlis Eğitim-Sen Şube Başkanı Şuayip Toptaşdün serbest bırakıldı. Halen gözaltında tutulan HA- DEP Genel Sekreter Yardımcısı Zeynettin Onay, HADEP Parti Meclisi üyesı Selma Tannkulu. HADEP tl Sekreteri Hüsevin Bo- ra ile il yönetıcilen Mehmet Baş- tekin. Mehmet Başkurt Hanifi Bo- ran. Nurhan ttki. Şahin Eroğlu. SES Diyarbakır Şube Başkanı .\li Ürküt Eğitim-Sen Divarbakır Şu- be Başkanı Haydar Kıhçoğlu ve isimleri henüz açıklanmayan 6 ki- şı için de Diyarbakır Emniyet Mü- dürlüğü DGM Başsavcılığf ndan ek süre istedi. TuranDursun anıldı Haber Merkezi - Arastırmacı yazat Turan Dursun, ölümünün 7. yılında mezan başında düzenlenen törenle anılırken faili meçhul cinayetleri arastırmak üzere gittiği Batman'da 4 yıl önce uğradığı silahlı saldında yaşamını yitiren eski DEP Milletvekili Mehmet Sincar, Batman, Kızıltepe ve Adana'da düzenlenen törenlerle anıldı. .Araştırmacı yazar Turan Dursun dün Cebeci Asri Mezarhğı'nda düzenlenen törenle anıldı. Törende, Mustafa Kemal Dergisi Yazı tşleri Müdürü Cumhur ErdiL bir basın açıklaması yapü. Nice aydımn. bilim adamının aydınlanma, çağdaşlaşma yolunda katledildiğini belirten Erdil, faili meçhul cinayetlerin aydınlanlmasını istedi. Erdil,"Btı cinayetieri işleven katilter ve perde arkasında onlan vönerip, yönlendirenler buiunup cezalandınlmadıkça; laik, demokratik cumhuriyet sürekli tehdk ve tehlike altında oJacakür" dedi. Yavuz Önen, hükümetin geçmişe rahmet okuttugunu söyledi Meslek odaları Ecevit'i suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) Başkanı Yavuz Önen, 55. hükümetin kadrolaşma çalışmalannı eleştırerek, "Sol bir parti partizanlığa ve kıyıma sessiz kalıyor. hatta bunlara ortak oluyor" dedi. Yavuz Önen. TMMOB'ye bağlı iki odayla ortaklaşa düzenlediği basın toplantısında. hükümetin atamalarda mesleki birikimi ve kamu çıkarlannı göz ardı ettiğini kaydetti. Önen, "Hükümet, geçmişe rahmet okutacak bir uvgulamayla. kamu kunıluşlannda partizanca atamalaryapıyor"dedi. DSP'nin ANAP'ın kadrolaşma çalışmalanna ortak olduğunu belirten Önen. "Böyle bir partizanlığa ve kıyıma sol bir parti olan DSP'nin tepki göstermemesi, benzer uygulamalarda küçük ölçüde ortak olması üzücü ve düşündürücüdür" diye konuştu. Önen. Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Alaaddin Aras'ın sürgün edildiğini kaydederek. bütün odalarda benzer olayiann yaşandığını belirtti. Önen. bu uygulamalann çalışanlann meslek odalanna olan inançlannı kırmaya, gözdağı vermeye yönelik olduğunu kaydetti. Orman Mühendisleri Odası Başkanı Salih Sönmezışık da hükümetin en fazla "kıyımT Orman Bakanhğı'nda yaptığını savundu. Sönmezışık. "Ormancılık bilim ve geieneklerine ay kırı olarak orman yangınlan ve üretim mevsimlerinin ortasında kıyım niteliğinde toplu atamalar vapnuşür" dedi. TMMOB Yürütme Kurulu üyesi Ayfer Eğilmez de "Atamalar siyasi değiL, partizanca. Bu farkı görmeli" diye konuştu. ÜZ YAZI/ ORHAN BtRGİT Her şey, görünüşte "usul ve adabı- na göre" yürütülüyor. Trafik canavarının. her gün en azın- dan birkaç kurban aldığı ülkemizde, anlaşılan içimizden bazılarını. bunca ocağın sönmesi değil de yollarda ölen- lerin üzerlerine gazete kâğıtlannın ör- tülmüş olarak kendilerini morga götü- recek taşrtlan saatlerce beklemeleri derinden üzmüş olmalı ki. öncelikle Türk Standartları Enstitüsü'ne bir ka- rar aldırtıyoriar. Buna göre böyle bir kazada yaşama veda etmiş birisinin belirli boyutlarda plastik bir torba içi- ne konularak, olay yerinden kaldırıl- masının gerektiği saptanıyor. Türkçenin zenginiiğini belirten ör- nekler arasında kullandığımız "Herşey bitti.. iş bir leğen örtüsüne mi kaldı" atasözümüzü çağrıştıran türden bu saptama, ömeğin bu tür kaza yerleri- ne bir türlü ulaşmayan cankurtaran araçlannın gecikmelerini gidermek için çözümler üretecekleri yerde Sağlık Bakanlığımızdaki bir bölüm "uyanık" bürokratla iki işadamı arasında inanıl- maz bir fısıttı diyaloğunun gelişmesi- ne dönüşüyor. Sonuçta Sağlık Bakanlığı, öncelikle her araçta, daha sonra da bütün ev- Ah; Şu Bir Kısım BasmL lerde kesin olarak bulundurulması ge- rektiğini yaptırıma bağlayan bu torba olayını bir yönetmelik ile belirliyor. Yönetmelik, sanınm yeni Sağlık Ba- kanı'nın makamına oturduğu ilk gün- lerde masasında onay bekleyen ev- rak dosyaları arasında onayına sunu- luyor. Gene sanınm ağzı laf yapan bir bürokrat, "Sayın Bakan'a" yönetme- liğin bakanlıkta uzun incelemelerden sonra hazırlanıp tamamlanmış ve standartlara uyulması için gerekli bir sıradan işlem olduğu öyküsünü anla- tıyor. Ve Sayın Bakan'ın onayı ile bu ma- sum çalışma Sağlık Bakanlığımızın sa- yısız yönetmelikleri arasında Resmi Gazete'de ilan edilip yürürlüğe giriyor. Hayır. Bereket ki girmiyor. Daha doğrusu giremiyor. Çünkü o yönetmeliğin altında yatan hinoğlu hinliğin ayırdına bir gazeteci varıyor. Ya da böyle bir kepazeliğin bir iki işadamı ile onlara yardım eden bir iki bürokratın evladiyelik bir köşe dön- meciliğin şifresi olduğu, o gazetelerin kulağına fısıldanıyor. Ve haber, önceki gün "Sabah "ta tam bir gazetecilik ba- şarısı olarak patlıyor. Bizim meslekte olanlar için "başan", kimi için de "Os- manlı tokadı" denen türden bir şamar. Zira anlaşılıyor ki bu yönetmeliği ha- zırlatan ve hazırlayanlar, öyle ihale i- miş, duyuru imiş; yürürlük için en azın- dan bir yıl bekleme imiş, hiçbir enge- le tahammül göstermeyecek kadar sabırsız bir biçimde davranmışlar. Olayın bürokrasi cephesi, tüm yasal çalışmaları masum bir biçimde, belki de zaman zaman mesaiye kalarak bi- tirmeye çalışırken, iki işadamından ku- rulu ikinci cephe, Amerika Birleşik Devletleri'nde standartlara uygun ke- fen torbası ithali için gerekli olanlan ta- mamlamış bir halde, açılan ihaleye tek başına girmiş ve elbette kazanmış. Trafik canavarının her gün aramız- dan aldığı kurbanların kefenlenerek kaza geçirdikleri yerden kaldınlmala- nnı sağlayacak bu torbalardan ilk aşa- mada her araç için birer tane hesap- lanarak, 3.5 trilyon liralık bir avanta. Kazalar çoğaldıkça -ki yılda ortala- ma 6 bin kişiyi kurban veriyoruz. Sa- dece dün bu yazıyı hazırladığım saat- lerde Ankara-istanbul yolunda ölen 33, Sivrihisar yolunda 4 kişiydi- tril- yonların nasıl bir artış göstererek yurt- taşın ve devletin parasının çarçur edi- leceğini bilmeyenimiz var mı? Öyle olduğu apaçık meydanda ki, trafik kazalannın önlenmesine, kaza geçirenlerin kurtulmasına yönelik ön- lemler için bu 3.5 trilyonu bir havuzda toplamayı göze alamayanlar, bilinen yönetmelik hilesine neredeyse yar- dımcılıkedecekler. Çoğu polıtıkacımı- zın, bazen işadamımızın, bürokratımı- zın, esnafın, işçinin, boşgezenin, özet- le hemen hepimizin zaman zaman kız- dığı basın, bugünkü adı ile medya, 3.5 trilyonluk vurgun hazırlığını Resmi Ga- zete'nin sayfaları arasından, ışığa çı- kartmasalardı... Gıc,y, l'vöşe dönücülerle savaşacağı- nı söyleyerek göreve başlayan Ana- sol-D hükümetinin üyeleri arasında bir panik şaşkınlığı yaratmayacak ve Sağ- lık Bakanı, "yanlıştan dönmenin birer- dem olduğu"nun bilgeliği içinde, bu yönetmeliğin iptalini sağlayarak, vur- gun çetesi için kovuştunma başlatma- yacaktı. ••• Dahası, bu açıkyanlışlıktan dönmek böylesine kolay olmayacaktı. Medyanın zaman zaman bazı kim- selerin şeref ve haysiyetlerini hesaba katmadan haberter, yazılar hazırladığı doğrudur. Kan nefret, şiddet öykülerine yer verdiği de. Asılsız astarsız olayiann gerçek gi- bi, sayfalannda ya da ekranlarda, mik- rofonlarda yer aldığını da biliyoruz. Biliyor ve bunlardan bir kısmımız hoşlansa da bir başka bölümümüz ona kızgınlık duyuyoruz. Ama medya bizim toplumumuzun bir aynası olduğu gerçegini, sık sık bi- ze anımsatan örneklerle önümüze ge- liyor ve görevini yapmakta olduğunu teslim etmemizi sağlıyor. 3.5 trilyonu, ceplerimizden birilerinin kasalanna hortumlatmadığı gün de, en azından medyanın hakkını med- yaya vermek gibi bir görev hepimizi beklemiyor mu? BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Adalet Ağaoğlu İle Bir Gün... Bad Nauheim, Frankfurt'un biraz yukarısında bir kaplıca kenti. Bad Homburg'u geçtikten hemen son- ra, dev otoyolda oraya sapan yolun işaretini görür- sünüz. Mısır tarlaları ve ormanlar arasından, birkaç köy ve kasabayı aşar ve Bad Nauheim'a vanrsınız. Kaplıca kenti diyorsak, öyle yerden kaynayan kü- kürtlü ya da demirli suların üstüne sıradan bir iki ha- mam kubbesi kondurup insanlan geleneksel tedavi- nin rastlantılanna terketmeyi anlamayınız. Kaplıca, modern tıbbın emrine girmiş bir merkez buralarda. O yüzden olacak, Bad Nauheim'a girdiğinizde, adım başında gördüğünüz hastaneler, klinikler, dinlenme evleri. Alman, doğanın vergisini akıl ve uzmanlığın ya- ratıcılığı ile kucaklaştırmış, ormanlar arasında Bad Nauheim'i ortaya koymuş; tarihinde köyken kasaba olmuş, şimdi de koskoca bir kent olmanın safasını sürüyor. Hatııiatmaya bile gerek yok: Bad Nauheim, Almanya'da, giderek Avrupa'da bütün böylesi yerfer gibi, birturizm merkezi: Adım başında oteller, lokan- talar, eğlence ve kültür etkinlikleri. Ve altın akıyor kente... Geçen cumartesi oradaydım; bir gece kaldım ve ertesi günü de döndüm. Özel de bir nedeni vardı gi- dişimin: Adalet Ağaoğlu'nu ziyaret etmek... • • • Adalet Ağaoğlu, bu dev sanatçımız, Türkiye'de, bir yıl önce, rastlantı da diyemeyeceğim, düpedüz bir aptallığın başına musallat ettiği sorunlardan kurtul- mak üzere, önce ülkede arka arkaya ameliyatlar ge- çirdi. Hastanede yatağa mıhlanmış bir halde çileli günleri ve aylan oldu. Tam anlamıyla ayağa kalkma- sı için her şeyi atlatmış sayılamazdı; birkaç ameliyat daha geçirmesi gerekiyordu. Güzel bir rastlantı, Türk- Alman Tıp Vakfı ve onun da başındaki operatör-he- kim Yaşar Bilgin'in önayak olmasıyla, Almanya'ya, Giessen'de ünlü bir kliniğe getirildi. Orada da, geçen haftalarda ayağından birkaç ameliyat geçirdi. Son randevu, eylülün ortalannda: "Bu iş oldu!" deyip Ada- let Ağaoğlu'nu azat ederlerse -ki dileriz öyle desin- ler!-, sanatçı belki biraz daha kalacak Avrupa'da, dinlenecek ve sonra özlediği yurduna dönecek. Şu son birkaç haftadır Bad Nauheim'de yazanmız, bir klinikte, hem sabırsız bir bekleyiş içinde, hem de dinleniyor. "Yâr-ı vefakâr"\, eşi Halim Ağaoğlu iie beraber... Sevinçli bir karşılaşmamız oldu. Bir on yıl önce, Paris'te, Yılmaz Güney'le ilgili bir gece için beraber olmuştuk. "Geçmiş zaman olurki hayali cihan değer." Aziz Nesin'le Mustafa Ekmek- çi de oradaydılar ve toplantının arkasından buluştu- ğumuz bir lokantada unutulmaz anılarımız olmuştu. Pek iyi gördüm Adalet Ağaoğlu'nu. Gerçi tekerlekli sandalye ile dolaşıyor; ama bu ge- çici onun için. Başına gelene katlanmasını ilk gün- den bildi. Selim lleri, vaktiyle Yeni Ufuklar'dayazd\- ğı biryazıda, "fcorfcusuzb/>'yaza/'"dırderkendisi için. Onun sanatsal tavrı için yapılmış bu nitelemeyi, ben bütün bir kişiliği için düşünmüşümdür hep: "Korku- suz bir ;nsan"dır Adalet Ağaoğlu. Hep beraber kalktık bir Yunan lokantaşınajgrtrjk. kafaları çektik. ' .?' "'! Konudan konuya geçip sohbeti derinleştirdik. , En çok özlediğini merak edeceksiniz sanatçımızııi: "Evimi, çalışma masamı özledim" diyor. Oncagüzel eseri bizler için noktaladığı masasının başına geçme- nin hasreti içinde. Oysa kalemi de elinden bırakmış değil. Yakınlarda baskıya girecek bir öyküler kitabını bitirmek üzere. Kimbilir, belki de son öyküyü o gece orada noktala- dı kafasında. Adını soruyorum kitabın: Hayatı Sa- vunma Biçimleh diyor. Adalet Hanım hep anlatıyor, Adalet Hanım'a hep soruyoruz. Kültürü bu denli derin, ufku bu kadarzen- gin bir sanatçı da az bulunur. Ama başka nasıl yazılabilirdi ki o güzelim eserler? Dünya ve yurt gerçekliği üstüne tarihsel ve sosyal belli bir eleştirel görüşe varmadan, salt sezgi ve im- gelem hiçbir sanatçı için yeterli olmamıştır. Doyamadan aynhyorum Adalet Ağaoğlu'ndan. Strasbourg için randevulaşıyoruz. Adalet Ağaoğlu'nun o gülmeyi seven yüzünü ve kahkahasını, demek ki yakın günlerde yeniden gö- rüp duyacağım. Yaşamın kötü rastlantıları çok, ama böyle güzellikleri de var. Onlaria savunuruz yaşamı ve onlar için de... Cezaevlerinde tecrit genelgesi Hücre sistemine doğru ilk adını OLCAYAYDİLEK ANK.4RA - Adalet Ba- kanı Oltan Sungurlu. ya- yımladığı genelgeyle ceza- evlerinde koğuşlann açılıp kapanmasını özel düzenle- melere bağladı. Genelge- de, cezaev lerinde; oda. ko- ğuş. şebeke. koridor ve malta kapılannın. ancak sevk, nakil, tahliye. ziya- retçi görüşmelen. sayım- arama veya afet durumla- nnda. "cesur. güvenilir ve dürüst personer arasın- dan seçilen 10'ar kişilik özel ekipler tarafindan açı- labileceği kaydedildi. Ka- pılann kunım müdürü ve savcının izniyle açılması ve anahtarlann "kasadaru- tulması" zorunluluâu aeti- nldi. Adalet Bakan Sungurlu. mümessil cumhuriyet sav - cılıklan ile cezaevleri mü- dürlerine bildirilmek üzere 17 Temmuz 1997 tarihinde "KS4D: 1E21584" numa- ralı lOmaddelikbirgenel- ge yayımladı. Genelgede. Bazı E tipi ve özel tip ceza infaz kurumlannda; oda. koğuş. koridor. şebeke ve malta kapılannın. nöbetçi infaz ve koruma memurla- nnca gerekli veya gereksiz yere sık sık açıldığı belirtil- di. Kapı anahtarlannı bu- lunduran nöbetçi persone- lin hükümlü ve tutuklular- la doğrudan temas kurma- larının. "cebir ve darp" olaylannın yanı sıra zaman zaman "menfaat ilişkilerT de doğurduğu kaydedildi. Genelgede, bu olaylan ön- lemek için hızla alınması gereken önlemler şöyle sı- ralandı: "Nöbetçi infaz ve koruma memurian üe hü- kümlü venıtuklulann doğ- rudan teması kesilecektir. Nöbetçi infaz ve koruma memurian koğuşönü kori- dorlardan çıkanlacak, malta ile koridoru birbiri- ne bağlav an şebeke kapıla- nnın malta tarafina bakan kısımlannda. birer kişi ola- rak yerleştirilecek, bu su- rctlc hem malta hem de ko- ridorlar kontrol altında nı- rulabilecektir. Söz konusu kunımlarda, her vardiya için başında sorumlu bir ikinci müdürün bulundu- ğu 10'ar kişilik özel ekipler kurulacak. bu ekipler cum- huriyet başsavcısı. kunım mümessil savcısı ve kunım müdürünün birükte belir- leyeceği cesur. güvenitir ve dürüst personel arasından seçilecektir. Bu ekip her sa- at başında koğuş ve hava- landırnıa av lulanru mazgal deliklerinden kontrol ede- rek anormal bir durum gördüklerinde. derhal ku- nım müdürünü ve mümes- sil savcısını haberdar ede- cektir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle