04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5EYLUL1997CUMA 12 KULTUR Ersin Pertan'ın bir İstanbul üçlemesinin ilki olarak düşündüğü filmi önce festivallerde yanşacak Kuşatma altında aşk başkachr• Yönetmen Ersin Pertan, Bizans Prensesi Anna ve Frenk Şövalye George'un aşklannı anlattığı ve çekimleri 5 hafta süren 'Kuşatma Altında Aşk' ile kasım ayından itibaren izleyenlerin karşısında olacak. ESRA ALİÇAVUŞOĞLU "Kurt Kanunu' ve 'Tersine Dünya' fîlmleriyle tanıdığımız Ersin Pertan. Bi- zan Prensesi Anna ve Frenk Şövalye Ge- orge'un aşklannı anlattığı ve çekimlen 5 hafta süren'Kuşatma Alnnda ,\şk* ile kasım ayından itibaren izleyenlerin kar- şısında olacak. Ekim ayında Antalya Film Festivali'ne katılacak olan film. ardından Adana Al- tın Koza'da da yanşacak. Filmde. Erdal Uğurlu Frenk şövalyesinı. Sevtap Ça- pan ise Bizans Prensesi Anna'yı canlan- dınyor. Filmde aynca. Müfît Can Sa- çıntı \e Chris Stillman da rol alıyor. Ersin Pertan. Türkiye'de ön yargılar nedenıyle Bizans"la ilgili bir film yapma- nın haylı zor olduğunu bildiklerinı, an- cak konunun ve filmin ıçıne ginnce bu- nu üstlenmeleri gerektığini düşündükJe- rini söylüyor. "Belli bir birikinıi oluşturduktan son- ra sorumluluk duygunuz da daha fazla gelişiyor. Resmi tarihin bize anlatuğından daha fazla etkilendik Bizans'tan. Türkva da Bizans dive bir aynm yapmamak ge- rektiğini düşünüyonım." Bızans'la ılgıü bir film yapmayı uzun zamandır düşünüyorlarmış. Hatta 1991 "de Paşabahçe'de bir yalıda 'Kurt Kanunu'nu çektıklen sırada bile bu füm ûzerıne konuşmuşlar Haldun Dormen ile. 'Kurt Kanunu'ndan sonra 'Tersine Dünya'ntn çekımlenne başlanmış ve 'Kuşatma Alünda Aşk' bir müddet erte- lenmek zorunda kalmış. Ersin Pertan. fîl- mın senaryosunu 1992'de yazmaya baş- ladığını. hatta aynı yıl Kültür Bakanlı- ğı'nın yanşmasına katıldıklannı fakat hıçbır derece alamadıklannı da sözleri- ne ekliyor. Filmin senaryosu Ersin Pertan'a aıt Senaryooluşturulurkenyaklaşık beş-al- tı kitaptan yararlanılmış. "'Senaryoyu ya- zarken Mika Waltan'nin 'Bızanslı Âşık- lar' adlı kitabından yararlandınız mı" diye sorduğumuzda Pertan. hemen her- kesın aynı soruyu sorduğunu söylüyor v e ekliyor: "Yararlandığımız romanlar da bir anlamda kuşatma güncelerindcn ve o döneme ait tarihi kitaplardan esinlene- rek yazılmış. Gerçi vazarlar romana uv- durmak için üzerinde o> nuvorlar ama vi- nede kişiler gerçek ve vaşamış. Bu kitap- lardan bazüan olu msuz. bazılan ise taraf- sız. Fetih oiavinı anlatan tarihi kitaplarda var ve filmin senarvosu üzerinde çalışır- ken bunlardan da vararlandık. Daha ön- Ekim ayında Antalva Film Festivali'nde sonra da Adana Altın Koza'da yanşacak olan "Kuşatma Altında Aşk"ta Erdal Uğurlu Frenk şövahesini. Sevtap Çapan da Bizans Prensesi Anna'yı canlandınyor. Filmde Bizans'ın fstanbul'un fethinden önceki dönemi gerççğe en yakın biçimde anlaülmaya çahşilmış. ce yazılmış tarihi kitaplarda kuşatmaya göz tanığı olanlar da, iki >ü/ v ıl geçtikten sonra günce olarak değil o dönemi anla- tan kitaplan okuyup sindirerek kendile- ri kitap yazan yazaıİar da var. 'Kuşatma Altında Aşk'ın senaryosunu oluşturur- ken hemen hemen hcpsinden vararlan- dım." Senaryonun belgesel nıtelikli olmadı- ğını söyleyen Pertan. belgesel olan bir fılmı kimsenın izlemek ıstemeyeceğini ve kimsenin ders almava niyeti olmadı- ğını da vurguluyor. Izleyıcının ılgisınden de oldukçu umutlu olduğunu söyleyen yönetmen. filmin ılk göze çarpan özellığinın. Bı- zans'a sağduyuvla. küçümsemeden ve aşağılamadan yaklaşan havası olduğunu söylüyor. Bizans kültürünün Istanbul'un fethinden sonra Osmanlı kültüriine de yansıdığını belirten Pertan. Bizans kül- türünün mırasçısı olduğumuzu unutma- mamız ve hakaret ederek yaklaşmama- mız gerektığini söylüyor. 'Kuşatma Altında Aşk'ta. Bizans'ın Istanbul'un fethinden önceki dönemi gerçeğe en y akın biçimde anlatılmaya ça- hşılmış. Mekân olarak Rumelıhisan. Ye- dıkule Surlan. Belgratkapı Surlan. Aya- sofya. Aya İrini ve Tophane binası gibi tarihi yerler seçilmiş. kostüm ve dekor- larla Bizans'ın son günlerinın karamsar, hüzünlü havası yaratılmava çahşılmış. Aslında daha çeşitli yerlerde de düşünü- lüyoımuş fakat sponsor bulunamadığı için gerçekleştırilememış. Ersin Pertan, 'Kuşatma Altında Aşk' için Eunmages'den bir mılyon ıki yüz bin frank destek aldıklannı belirtirken. 1994'te Kültür Bakanlığı'ndan da film için destek karan çıktığını fakat seçim sonrası değışen hükümetın haklannı kul- landırtmadığını da ıfade edıyor. Ersin Pertan'ın bu filmden sonraki projeleri ise haylı ilgınç. Ülkemizde gençlenn yaşadığı aşkı anlatmak ıstedi- ği bırprojenin yanı sıra tstanbul'un 1908 Oön Türkler) v'e 1918 (İstanbul lşgal Al- tında) yıllanndaki dönemıneaitiki senar- yosu olduğunu söyleyen Pertan. böylelik- le bir İstanbul üçlemesı y apmak istediği- nı de belirtıyor. 1918 İstanbul lşgal Al- tında'yı 13 bölümlük TV dizısı olarak yazdığını belirten yönetmen. "BelJd de sinemafilmiolarak çekerim" dıyor. Tiya+ro ve televizyon sanatçısı Alev Sezer için Atatürk Kültür Merkezi'nde bir tören düzenlendi 'Onun yüreği hep ûyatroyla çarptı'KültürServisi-Önce- ki gün yaşamını yitiren Devlet Tıyatrosu ve te- levizyon sanatçısı Alev Sezer dün Zincirlikuvu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenı öncesınde sanatçı için Atatürk Kültür Merke- zi'nde de bir tören dü- zenlendi. Sanatçının eşi Nuray Sezer, iki kızı. annesi, babası. dostlan ve çalış- ma arkadaşlannın katıl- dığı toplantıda söz alan Can Gürzap, Alev Se- zer'in ıyı ve akıllı bir dost olduğunu belirte- rek **O gerek oyunculu- ğuyla gerek de yönet- menliğivle ses verdiği yabancı sanatçılardan çok daha büyük bir sa- natçıvdı. Aramızdan ani bir şekilde aynlma- sı büyük haksızlık" de- di. 'Aramızdan erken avnldı' t Mümtaz Sevinç de Alev Sezer'in hep dolu salonlara oynadığını, son yolculuğunda da dolu bir salonla aramız- dan aynldığını belirtı. tstânbul Devlet Ti- yatrolan Müdürü Os- man VVöber, Sezer" in genç yaşta aramızdan aynlmasından duyduğu üzüntüyü dile getırir- ken sanatçı Halil Ergün de bu kadar genç yaşta sanatını ve dostlannı bı- rakıp gitmesinın büyük haksızlık olduğunu be- lırtti. Alev Sezer'in can kardeşi. sevgili partneri olduğunu belirten De- niz Gökçer. gerçekten çok iyi bir oyuncu oldu- ğunu vurgulayarak, "Çok zamansız gitti. Alev hep bildiğini oku- du. Galiba sonunda da bildiğini okudu. Bizle- ri çok zamansız bırak- tı. Gerçekten içim ya- narak özlüyorum" de- dı. Yüreği tiyatroyla çar- pan Alev Sezer'in çok ıy ı bir oyuncu ve yönet- men olduğunu söyley en Alive Uzunatağan da onu en değerli yaşında yıtirdiklerini belirterek, "Alev'i hep tiyatronun ışığı olarak hatırlaya- cağım. Alev gibileraz- dır. Alev 'in ışığını hiç kaybetmeden bundan sonraki hayatımda görmeye çalışacağım" dedi. Engin Uludağ ise •muhteşem bir kişilik' olan Sezer'in Türki- ye'nin sayılı 'Romeo'la- nndan olduğunu belir- terek, ilk oynadığı oyu- Önceki gün yaşamını yitiren Alev Sezer, ailesi ve dostlannın katıldığı törenden sonra toprağa verildi. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) nu 'Romeo-Juliet'in dil- lere destan olduğunu anımsattı. Törene Füsun Akatü, Haluk Kurdoğlu, Nur Sürer,Serap Akso\,Ay- la Algan, Tekin Akman- soy, Arzu Akmansoy, Oktay Keresteci, Hülya Aksular. Ahmet Leven- doğlu. Nurseli İdiz, Ha- kan AJtıner, Tijen Par, Dikmen Gürün, Hadi Çaman. Rutkav Aziz. Mendcres Samancılar. Füsun ÖnaL Cihan L - naL,Ahmet Iğurlu.Ha- lil Ergün, Le\ent Özdi- lek. Füsun Demirel, E- nis Fosforoğlu v e Bülent Kayabaşgibi sanatdün- yasının ünlü isimlen ka- tıldı. NAİM KILIÇ Oğlum ağlamaklı bir sesle telefon- da... Baba Alev abı umutsuz !.. Tanıdığım gündenben bana büyük bıralçakgönüllülükleabidıyen. oğlu- mun Alev abısı Alev Sezerdi. Görsel veyazılıbasımmız Alev Se- zer'in günlerdenberi hastanede ölüm- le cebelleştiğıni duymamış ya da önemsememişti... Ne hazın?... Son bir hafta ıçensınde ise talihsiz bir kadın. Prenses Di'nın.trafık kaza- sı sonucu ölümü. artık medyamızın birinci haberi olmuş, haber bültenle- rinın yansını oluşturmuş, bazı basın organlannın da manşetlerinden mme- miştı... .\rtik medyamız için önemlı olan: Dı'nin uğradığı haksızlıklann üze- nne uzun yorum yazılan. konuşmala- n... AlevSezer ve DiIngiltere'de halkın tepkılerinın u- laştığı boyutlan yansıtabilmek ıçın \ a- nmsaate varantelevızyon vayınlan .. Daha neler.. Hepsı gözlerimizın önünde oldu ve de devam edıvor. Di için kımler ne demış: Clinton. Di için çok üzgünmüş. a- ma cenaze törenine katılmav acak. fa- kat Hılary yi gönderecekmış!... Kenan Paşa (sevgili Mustafa Ek- mekçi'nin deyışıvle Kenan Bey) Londra zıvaretı sırasında yasadışı bir olayı anlatarak üzüntüsünü belırt- miş!... Yemek masasında kız (Lady Di) kocasına karşı protokole aykırı bir davranışta bulununca. Ingıltere'nın ünlü kralıçesi. Paşamıza dönerek: -Bunlar bazen böyle şeyler vapı- yorlar?. diyesiymiş!... Işte bütün bu laf-u güzaf (boş laf- lar) arasında bızım ınsanımız. bızım büyük sanatçımız. koskoca Alev Se- zer kaybolupgıdıyor . Dostlannın dı- şında medvamızın gözü görmüyor. kulaklan duymuyor.. Sevgili Alev.. düşünüyorum. aca- ba biz değer bılmez bir toplum mu- yuz? Kuşkusuz konunun uzmanlan se- nin adını Türk sanat tanhine altın harf- lerle yazacak ve sonsuza dek yaşata- caklar. Ben bir arkadaş olmanın ötesinde tiyatro izleyicisi olarak unutabılır mi- yim? Daha çok gençken AKM'de 'Dan> daki Kemana'da masanın üzerine çı- kıp o güzel sesınle attıgın uzun nara- dan sonra yere atladığın zaman çıkar- dığın küçük pasajı mı. oyun gücünle nice putlan kırarak aldığın ödülleri mi . neyı unutabılınm' 1 Ya, ÂMADEUS'ta. gözlerımız do- lu dolu avakta alkışladığımız Mo- zart'ımı? Ölüm senı medyanın gündemine getırebıldı. Ne yazık!... Böyle olma- malıydı... Kadrini seng-ı musallada bılıp di- ve hav ıflanan koca şaır Baki nasıl hâ- lâ bakı ise kuşkusuz sen de Türk tıyat- rosunun bir büyük ısmı olarak sonsu- za kadar baki kalacaksın. Kav ılleştığımiz gibı bir denız kıyı- sında oturup birer kadeh tokuştura- mayacağız artık... Sevmeye sevilmeye doynıadan gı- diyorsun.. Ama biz seni çok. ama çok sev iyo- Filmlerde sinemanın içinde bulunduğu güçlükler anlatılıyor İtalyan sinemasında zor tırmanışlar Kültür Servisi - Yıllann si- nema oyuncusu MichelPicco- li'nin ılk uzun metrajlı filmi olan "Alors Voila". ne çok se- v ımli ne de kaygısız bir yapım. Karmaşa dolu ve kafa kanştı- ncı. bir anlamda doyumsuz olarak nitelendinlen film. Ma- urice Garrel, Dominique Blanc, Roland Amstutz... gibı oyuncular sayesinde yakala- nan kaliteli bir yorumun ve sağlam bir çekimin temelleri üzerine kurulu. Piccoli tarafın- dan kurulan ve asla kendini ele vermeyen, kafa kanştıncı, duygusal v e tadına doyum ol- maz bir film olarak değerlen- dırilen ".\lors Voila". yönet- menin sinemaya bağhlığı öl- çüsünde de büyüleyici olarak yorumlanıyor. Napolıli sinemacılann eser- lerinin yoğunlukta olduğu İtal- yan fılmleri bir tür gösteri amacı güderken, Napoli'den 5 yönetmenın çektigı ve "I Ve- suviani / Vezüvlüler" adlı skeçli filmde beşınci bölüm. • Venedik Film Festivali'nde yanşan filmlerin çoğu İtalyan sinemasının güncel sorunlannm bir yansıması niteliğinde. Michel Piccoli'nin k 'Alors Voila" adlı ilk filmi beklenmedik, allak bullak edici ve yer yer şaşırtıcı, büyüleyici bir yapım olarak değerlendirildi. son on yıldır yetişen ve adı İtalyan sinemasının en ıyı yö- netmenlen arasında anılan Mario Martone'a ait. Bu filmlerin. Mezzogiorno denilen bölgenin kültürel can- lılığının tanıtılmasını konu edindığı ve İtalyan sineması- na, ülkenin güneyinden bir katkıda bulunduğu gözlemle- niyor. Zayıf ve açıkça kof olarak nitelendinlen İtalyan filmlen- nin çokluğuna rağmen.İtaly an sinemasının az da olsa yine de bir umut ışığı taşıdığı da ilen sürülüyor. "\ezüvlüler'*de. Pappi Corsicato, Antonietta de Lillo, Antonio Capuano ve Stefano Incerti'nın yönettığı dört skeç de: "fantasma-go- rik" öğelerle. gülünçlüğün ya da öykünün abartıldığı. ince- likten yoksun v e bir o kadar da görüntülerle duygulann v e dü- şüncelerın birbirine karıştığı kesıtler halinde ortay a çıkıy or. Bu dört skeçte genç İtalyan sınemacılar. Rossellininın ör- nek bir temsılcısı olduğu ger- çekçılığin ve Fellini'de hayat bulan düşselliğin üzenne otur- tulmuş görkemlı İtalyan sine- masının bir anlamda kaybolu- şunu simgeliyorlar. Çizme'nin çağdaş sınemacılannın. İtal- ya'ya bakmayı ve hayal kur- mayı bılmedikleri gibi. ger- çekliği bir çeşit 'natüralizme' v e TV röportajı tarzına dönüş- türüp. fantastıği ise aşın kıbar- lığa ındirgedıklen ıfade edıli- yor. "I Vesuviani-Vezüvlüler'"de yer alan skeçlerın beşincısın- de. tanınmış yönetmen Mario Martone. Napoli Beledıye Başkanı'nın Vezüv 'e tırmanı- şını ve pek çok metaforık kar- şılaşmanın birbırını izlediği yolculuğunu ele alıyor. Bir başka yeni İtalyan sinemacısı olan GiuseppeGaudino'yage- lince. o da ilk uzun metrajı olan "Giro di Lune Tra Terra e Mare - Ayın Dünya ve Deniz Çevresinde Dönüşü" adlı fil- mıyle yarışmada boy gösten- yor. Gaudino'nun bu kaygısız gibı görünen filmde kullandı- ğı biçımcı yöntem ve anlatı- mının. filmin hesapsızca uza- masına neden olduğu belır- tılıyor. YAZI ODASI SELİM İLERİ Düşünce Sürgünü "Sürgün" sözüyle ılk ne zaman tanışıklık kurdum? Hemen hiç hatırlamıyonjm. Hemalde çocukluğumda. Belki çocukluğumda. Cı- hangir'e II. Abdülhamrt'in kızlarından Şadiye Os- manoğlu taşınmıştı. "Uzunyıllarsürgündeydi; afçık- tı, ctöndu... "denmişti. Dar cephelı bir apartmanın üst kat penceresinden sokağa bakan, yaşlı, kır saçlı, gözleri sürmeli bir ka- dın. Şadiye Osmanoğlu'nu daha çok böyle hatırlarım. Sözlük 'surgün'iı farklı anlamlanylatanımlar. Büyük Türk Sözlüğü'nöen saptayalım: 1- Kovalama, takıp, arkası sıra gıtme. Sürgün avı=kalabalıkla ve ekserıya atlı olarak her taraftan sı- kıştırıp takip etmekle yapılan buyük av. 2. Kovma: Sürgün cezası, sürgün etmek, sürgün ol- mak. 3. İnsanın süruldüğü yer. Arapçası: Menfâ. 4. Sürülmüş kımse. Arapçası: Menfî. 'Sürgünluk' de, sürgün adamın halı anlamına geli- yormuş. Sonra 'roman'lardakı sürgün karşıma çıktı. Önce Refik Halid Karay'ın Sürgün adlı romanını okudum. Sonra, Yakup Kadri'den Yaban's ve Bir Sürgün'ü. Gerçi Yaban tam surgun romanı değildir, ama Ahmet Celâl, isteyerek uzlete çekıldıği Anadolu'da biryaban olup kalır, adeta bir ıç surgüne mahkûm edılir. Refik Halid, romanında, Osmanlı hanedan ailesi üyelerınin sürgün yaşamlarını da anlatır. Şehzade Ke- ramettın. Refik Halıd'in gözlemıyle, pek öyle iç açıcı bir adam değildir. Çoluk çocuk Şehzade Keramettın ailesi, surgunde, dejenere kımlıklerle belınrler. Ama Refik Halid'in asıl kahramanı, yüzbaşı Hilmi Efendi, bu adsız sansız halk çocuğu sürgünde yapa- yalnız. acılar içinde yaşar. Hilmı Efendi, yıllar sonra Ha- leb'in çalgılı kahvelennde kızı Seher'le karşılaşacak- tır; çocukluğundan ben görmediği Seher şimdi düş- kün bırdansözdür... Derin iz bırakmıştı bende Sürgün. Melankoliyi an- dınr çağrışımlarla donatmıştı. Yakup Kadn'nın Bir Sürgün'ü ise Sultan Murat yandaşı Dr. Hıkmet'ln izmir'deki sürgün günlerıyle başlar. Dr. Hıkmet ıçın özgüriük ve kurtuluş Parıs'te- dır. Nıtekım Fransa'ya kaçacak, yıpratıcı yolculuktan sonra Parıs'e gelecektır. Ne var ki Paris günleri Istan- bul ve izmir'den de azaplı geçer. Derken verem, ya- payalnızölüm... Romancılarımız yakın tarihımizın sürgün serüven- lerıne trajik açıdan yaklaşmışlar. Bununla bırlikte, Batı edebiyatı, özellikle Dante'yle, sürgünün sıyasal reddedış cephesinı de yansrtır. lla- hı Komedya'nm şaırı, bir 'duşunce yurdu'nda yaşa- manın, yaşayabilmenın tek çıkış noktası olduğu ka- nısındadır. Dante, yaşanılmaz, katlanılmaz bulduğu yerterden çıkıp gıttıkten, sürgün hayatı yaşamaya koyulduktan sonra, "Yurdum, bütun dünyadır..." dıyor. Floran- sa'ya tekrar çağnldığında, sürgün tarıhınin, sürgün- ler yaşamasının belki de en umutlu sözünü söyleye- cektir: "Güneşin ve yıldızlann ışığını heryerden gö- remez mıyım?" Şöyle devam etmış: "Her yerde, halkın ve şehrin önüne şerefsizce, hatta alçalarak çıkmaksızın, enyü- ce gerçeklerı düşünemez mıyim? Ekmeğimi nerede olsa bulurum!" (Bkz. Burckhardt, Italya'da Röne- sans Kültüıü, Bekir Sıtkı Baykal çevirisı, Devlet Ki- taplan 1974). Stefan Zvveig ıntihara gıtgide yaklaşırken kaleme getirdığiDünün Dünyası'nöa, 'adresiolmayan' insa- nın. goçebenın, yersiz yurtsuzun bir bakıma uçsuz bu- caksız özgüriüğe kavuştuğunu ileri sürer. Bu savda hem derin bir acı duyumsanır, hem yakıcı bir sevinç. Dönüp baktığımızda sürgün, çeşit çeşit yaşamalar- la karşımıza çıkıyor. Kavafis unutulmaz şiinnde ya- şadığı kente, o kentın hemangi bir 'dört duvar ara- sı 'na sürgün kişiyi dıle getinyordu. Sürgünlenn en acı- sı, fakat enanlamlısı. Gün gelıyor, sızın düşünce yurdunuzun yaşadığı- nız ortamda hıçbır kalabalığa, topluluğa açılamadığı- nı açık seçik kavnyorsunuz. Sızin gibi tek tek bıreyler kendı düşünce yurtlarına surgün gitmişler. izledığinız televizyon kanallanndan okuduğunuz gazetelere, uzaktan tanıklığa zorunlu olduğunuz si- yaset hayatına, her gün belinızı biraz daha bükebile- cek ekonomik koşullara, hemen neredeyse 'herşey'e ıçsel sürgunden hâlâ seslenmeye çalışıyorsanız, bu belki de yepyenı bir düşünce yurdu, vatan sevgisi öz- lemiyle... Muhakkak o özlemle... Takvimde İz Bırakan: "Bu madem I Yalnız benım gerçeğim, I Kalsın, is- temem I Sizden bana gelecek." Behçet Necatigil, "Hayır!", Eski Toprak, 1956. K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I GS Lisesi mezunu veya Fransızca bilen, GS İlkokulu 3. sınıf öğrencisine evde yarım gün. (0.212)492 52 43 (0.532) 236 38 97
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle