Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5EYLUL1997CUMA
12 KULTUR
Ersin Pertan'ın bir İstanbul üçlemesinin ilki olarak düşündüğü filmi önce festivallerde yanşacak
Kuşatma altında aşk başkachr• Yönetmen Ersin Pertan,
Bizans Prensesi Anna ve
Frenk Şövalye George'un
aşklannı anlattığı ve
çekimleri 5 hafta süren
'Kuşatma Altında Aşk' ile
kasım ayından itibaren
izleyenlerin karşısında
olacak.
ESRA ALİÇAVUŞOĞLU
"Kurt Kanunu' ve 'Tersine Dünya'
fîlmleriyle tanıdığımız Ersin Pertan. Bi-
zan Prensesi Anna ve Frenk Şövalye Ge-
orge'un aşklannı anlattığı ve çekimlen 5
hafta süren'Kuşatma Alnnda ,\şk* ile
kasım ayından itibaren izleyenlerin kar-
şısında olacak.
Ekim ayında Antalya Film Festivali'ne
katılacak olan film. ardından Adana Al-
tın Koza'da da yanşacak. Filmde. Erdal
Uğurlu Frenk şövalyesinı. Sevtap Ça-
pan ise Bizans Prensesi Anna'yı canlan-
dınyor. Filmde aynca. Müfît Can Sa-
çıntı \e Chris Stillman da rol alıyor.
Ersin Pertan. Türkiye'de ön yargılar
nedenıyle Bizans"la ilgili bir film yapma-
nın haylı zor olduğunu bildiklerinı, an-
cak konunun ve filmin ıçıne ginnce bu-
nu üstlenmeleri gerektığini düşündükJe-
rini söylüyor.
"Belli bir birikinıi oluşturduktan son-
ra sorumluluk duygunuz da daha fazla
gelişiyor. Resmi tarihin bize anlatuğından
daha fazla etkilendik Bizans'tan. Türkva
da Bizans dive bir aynm yapmamak ge-
rektiğini düşünüyonım."
Bızans'la ılgıü bir film yapmayı uzun
zamandır düşünüyorlarmış. Hatta
1991 "de Paşabahçe'de bir yalıda 'Kurt
Kanunu'nu çektıklen sırada bile bu füm
ûzerıne konuşmuşlar Haldun Dormen
ile. 'Kurt Kanunu'ndan sonra 'Tersine
Dünya'ntn çekımlenne başlanmış ve
'Kuşatma Alünda Aşk' bir müddet erte-
lenmek zorunda kalmış. Ersin Pertan. fîl-
mın senaryosunu 1992'de yazmaya baş-
ladığını. hatta aynı yıl Kültür Bakanlı-
ğı'nın yanşmasına katıldıklannı fakat
hıçbır derece alamadıklannı da sözleri-
ne ekliyor.
Filmin senaryosu Ersin Pertan'a aıt
Senaryooluşturulurkenyaklaşık beş-al-
tı kitaptan yararlanılmış. "'Senaryoyu ya-
zarken Mika Waltan'nin 'Bızanslı Âşık-
lar' adlı kitabından yararlandınız mı"
diye sorduğumuzda Pertan. hemen her-
kesın aynı soruyu sorduğunu söylüyor v e
ekliyor: "Yararlandığımız romanlar da
bir anlamda kuşatma güncelerindcn ve o
döneme ait tarihi kitaplardan esinlene-
rek yazılmış. Gerçi vazarlar romana uv-
durmak için üzerinde o> nuvorlar ama vi-
nede kişiler gerçek ve vaşamış. Bu kitap-
lardan bazüan olu msuz. bazılan ise taraf-
sız. Fetih oiavinı anlatan tarihi kitaplarda
var ve filmin senarvosu üzerinde çalışır-
ken bunlardan da vararlandık. Daha ön-
Ekim ayında Antalva Film
Festivali'nde sonra da Adana
Altın Koza'da yanşacak
olan "Kuşatma Altında
Aşk"ta Erdal Uğurlu Frenk
şövahesini. Sevtap Çapan da
Bizans Prensesi Anna'yı
canlandınyor. Filmde
Bizans'ın fstanbul'un
fethinden önceki dönemi
gerççğe en yakın biçimde
anlaülmaya çahşilmış.
ce yazılmış tarihi kitaplarda kuşatmaya
göz tanığı olanlar da, iki >ü/ v ıl geçtikten
sonra günce olarak değil o dönemi anla-
tan kitaplan okuyup sindirerek kendile-
ri kitap yazan yazaıİar da var. 'Kuşatma
Altında Aşk'ın senaryosunu oluşturur-
ken hemen hemen hcpsinden vararlan-
dım."
Senaryonun belgesel nıtelikli olmadı-
ğını söyleyen Pertan. belgesel olan bir
fılmı kimsenın izlemek ıstemeyeceğini
ve kimsenin ders almava niyeti olmadı-
ğını da vurguluyor.
Izleyıcının ılgisınden de oldukçu
umutlu olduğunu söyleyen yönetmen.
filmin ılk göze çarpan özellığinın. Bı-
zans'a sağduyuvla. küçümsemeden ve
aşağılamadan yaklaşan havası olduğunu
söylüyor. Bizans kültürünün Istanbul'un
fethinden sonra Osmanlı kültüriine de
yansıdığını belirten Pertan. Bizans kül-
türünün mırasçısı olduğumuzu unutma-
mamız ve hakaret ederek yaklaşmama-
mız gerektığini söylüyor.
'Kuşatma Altında Aşk'ta. Bizans'ın
Istanbul'un fethinden önceki dönemi
gerçeğe en y akın biçimde anlatılmaya ça-
hşılmış. Mekân olarak Rumelıhisan. Ye-
dıkule Surlan. Belgratkapı Surlan. Aya-
sofya. Aya İrini ve Tophane binası gibi
tarihi yerler seçilmiş. kostüm ve dekor-
larla Bizans'ın son günlerinın karamsar,
hüzünlü havası yaratılmava çahşılmış.
Aslında daha çeşitli yerlerde de düşünü-
lüyoımuş fakat sponsor bulunamadığı
için gerçekleştırilememış.
Ersin Pertan, 'Kuşatma Altında Aşk'
için Eunmages'den bir mılyon ıki yüz bin
frank destek aldıklannı belirtirken.
1994'te Kültür Bakanlığı'ndan da film
için destek karan çıktığını fakat seçim
sonrası değışen hükümetın haklannı kul-
landırtmadığını da ıfade edıyor.
Ersin Pertan'ın bu filmden sonraki
projeleri ise haylı ilgınç. Ülkemizde
gençlenn yaşadığı aşkı anlatmak ıstedi-
ği bırprojenin yanı sıra tstanbul'un 1908
Oön Türkler) v'e 1918 (İstanbul lşgal Al-
tında) yıllanndaki dönemıneaitiki senar-
yosu olduğunu söyleyen Pertan. böylelik-
le bir İstanbul üçlemesı y apmak istediği-
nı de belirtıyor. 1918 İstanbul lşgal Al-
tında'yı 13 bölümlük TV dizısı olarak
yazdığını belirten yönetmen. "BelJd de
sinemafilmiolarak çekerim" dıyor.
Tiya+ro ve televizyon sanatçısı Alev Sezer için Atatürk Kültür Merkezi'nde bir tören düzenlendi
'Onun yüreği hep ûyatroyla çarptı'KültürServisi-Önce-
ki gün yaşamını yitiren
Devlet Tıyatrosu ve te-
levizyon sanatçısı Alev
Sezer dün Zincirlikuvu
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Cenaze törenı
öncesınde sanatçı için
Atatürk Kültür Merke-
zi'nde de bir tören dü-
zenlendi.
Sanatçının eşi Nuray
Sezer, iki kızı. annesi,
babası. dostlan ve çalış-
ma arkadaşlannın katıl-
dığı toplantıda söz alan
Can Gürzap, Alev Se-
zer'in ıyı ve akıllı bir
dost olduğunu belirte-
rek **O gerek oyunculu-
ğuyla gerek de yönet-
menliğivle ses verdiği
yabancı sanatçılardan
çok daha büyük bir sa-
natçıvdı. Aramızdan
ani bir şekilde aynlma-
sı büyük haksızlık" de-
di.
'Aramızdan
erken avnldı'
t
Mümtaz Sevinç de
Alev Sezer'in hep dolu
salonlara oynadığını,
son yolculuğunda da
dolu bir salonla aramız-
dan aynldığını belirtı.
tstânbul Devlet Ti-
yatrolan Müdürü Os-
man VVöber, Sezer" in
genç yaşta aramızdan
aynlmasından duyduğu
üzüntüyü dile getırir-
ken sanatçı Halil Ergün
de bu kadar genç yaşta
sanatını ve dostlannı bı-
rakıp gitmesinın büyük
haksızlık olduğunu be-
lırtti.
Alev Sezer'in can
kardeşi. sevgili partneri
olduğunu belirten De-
niz Gökçer. gerçekten
çok iyi bir oyuncu oldu-
ğunu vurgulayarak,
"Çok zamansız gitti.
Alev hep bildiğini oku-
du. Galiba sonunda da
bildiğini okudu. Bizle-
ri çok zamansız bırak-
tı. Gerçekten içim ya-
narak özlüyorum" de-
dı.
Yüreği tiyatroyla çar-
pan Alev Sezer'in çok
ıy ı bir oyuncu ve yönet-
men olduğunu söyley en
Alive Uzunatağan da
onu en değerli yaşında
yıtirdiklerini belirterek,
"Alev'i hep tiyatronun
ışığı olarak hatırlaya-
cağım. Alev gibileraz-
dır. Alev 'in ışığını hiç
kaybetmeden bundan
sonraki hayatımda
görmeye çalışacağım"
dedi.
Engin Uludağ ise
•muhteşem bir kişilik'
olan Sezer'in Türki-
ye'nin sayılı 'Romeo'la-
nndan olduğunu belir-
terek, ilk oynadığı oyu-
Önceki gün
yaşamını
yitiren
Alev Sezer,
ailesi ve
dostlannın
katıldığı
törenden
sonra
toprağa
verildi.
(Fotoğraf:
KADER
TUĞLA)
nu 'Romeo-Juliet'in dil-
lere destan olduğunu
anımsattı.
Törene Füsun Akatü,
Haluk Kurdoğlu, Nur
Sürer,Serap Akso\,Ay-
la Algan, Tekin Akman-
soy, Arzu Akmansoy,
Oktay Keresteci, Hülya
Aksular. Ahmet Leven-
doğlu. Nurseli İdiz, Ha-
kan AJtıner, Tijen Par,
Dikmen Gürün, Hadi
Çaman. Rutkav Aziz.
Mendcres Samancılar.
Füsun ÖnaL Cihan L -
naL,Ahmet Iğurlu.Ha-
lil Ergün, Le\ent Özdi-
lek. Füsun Demirel, E-
nis Fosforoğlu v e Bülent
Kayabaşgibi sanatdün-
yasının ünlü isimlen ka-
tıldı.
NAİM KILIÇ
Oğlum ağlamaklı bir sesle telefon-
da...
Baba Alev abı umutsuz !..
Tanıdığım gündenben bana büyük
bıralçakgönüllülükleabidıyen. oğlu-
mun Alev abısı Alev Sezerdi.
Görsel veyazılıbasımmız Alev Se-
zer'in günlerdenberi hastanede ölüm-
le cebelleştiğıni duymamış ya da
önemsememişti... Ne hazın?...
Son bir hafta ıçensınde ise talihsiz
bir kadın. Prenses Di'nın.trafık kaza-
sı sonucu ölümü. artık medyamızın
birinci haberi olmuş, haber bültenle-
rinın yansını oluşturmuş, bazı basın
organlannın da manşetlerinden mme-
miştı...
.\rtik medyamız için önemlı olan:
Dı'nin uğradığı haksızlıklann üze-
nne uzun yorum yazılan. konuşmala-
n...
AlevSezer ve DiIngiltere'de halkın tepkılerinın u-
laştığı boyutlan yansıtabilmek ıçın \ a-
nmsaate varantelevızyon vayınlan ..
Daha neler.. Hepsı gözlerimizın
önünde oldu ve de devam edıvor.
Di için kımler ne demış:
Clinton. Di için çok üzgünmüş. a-
ma cenaze törenine katılmav acak. fa-
kat Hılary yi gönderecekmış!...
Kenan Paşa (sevgili Mustafa Ek-
mekçi'nin deyışıvle Kenan Bey)
Londra zıvaretı sırasında yasadışı bir
olayı anlatarak üzüntüsünü belırt-
miş!...
Yemek masasında kız (Lady Di)
kocasına karşı protokole aykırı bir
davranışta bulununca. Ingıltere'nın
ünlü kralıçesi. Paşamıza dönerek:
-Bunlar bazen böyle şeyler vapı-
yorlar?. diyesiymiş!...
Işte bütün bu laf-u güzaf (boş laf-
lar) arasında bızım ınsanımız. bızım
büyük sanatçımız. koskoca Alev Se-
zer kaybolupgıdıyor . Dostlannın dı-
şında medvamızın gözü görmüyor.
kulaklan duymuyor..
Sevgili Alev.. düşünüyorum. aca-
ba biz değer bılmez bir toplum mu-
yuz?
Kuşkusuz konunun uzmanlan se-
nin adını Türk sanat tanhine altın harf-
lerle yazacak ve sonsuza dek yaşata-
caklar.
Ben bir arkadaş olmanın ötesinde
tiyatro izleyicisi olarak unutabılır mi-
yim?
Daha çok gençken AKM'de 'Dan>
daki Kemana'da masanın üzerine çı-
kıp o güzel sesınle attıgın uzun nara-
dan sonra yere atladığın zaman çıkar-
dığın küçük pasajı mı. oyun gücünle
nice putlan kırarak aldığın ödülleri
mi . neyı unutabılınm'
1
Ya, ÂMADEUS'ta. gözlerımız do-
lu dolu avakta alkışladığımız Mo-
zart'ımı?
Ölüm senı medyanın gündemine
getırebıldı. Ne yazık!... Böyle olma-
malıydı...
Kadrini seng-ı musallada bılıp di-
ve hav ıflanan koca şaır Baki nasıl hâ-
lâ bakı ise kuşkusuz sen de Türk tıyat-
rosunun bir büyük ısmı olarak sonsu-
za kadar baki kalacaksın.
Kav ılleştığımiz gibı bir denız kıyı-
sında oturup birer kadeh tokuştura-
mayacağız artık...
Sevmeye sevilmeye doynıadan gı-
diyorsun..
Ama biz seni çok. ama çok sev iyo-
Filmlerde sinemanın içinde bulunduğu güçlükler anlatılıyor
İtalyan sinemasında zor tırmanışlar
Kültür Servisi - Yıllann si-
nema oyuncusu MichelPicco-
li'nin ılk uzun metrajlı filmi
olan "Alors Voila". ne çok se-
v ımli ne de kaygısız bir yapım.
Karmaşa dolu ve kafa kanştı-
ncı. bir anlamda doyumsuz
olarak nitelendinlen film. Ma-
urice Garrel, Dominique
Blanc, Roland Amstutz... gibı
oyuncular sayesinde yakala-
nan kaliteli bir yorumun ve
sağlam bir çekimin temelleri
üzerine kurulu. Piccoli tarafın-
dan kurulan ve asla kendini ele
vermeyen, kafa kanştıncı,
duygusal v e tadına doyum ol-
maz bir film olarak değerlen-
dırilen ".\lors Voila". yönet-
menin sinemaya bağhlığı öl-
çüsünde de büyüleyici olarak
yorumlanıyor.
Napolıli sinemacılann eser-
lerinin yoğunlukta olduğu İtal-
yan fılmleri bir tür gösteri
amacı güderken, Napoli'den 5
yönetmenın çektigı ve "I Ve-
suviani / Vezüvlüler" adlı
skeçli filmde beşınci bölüm.
• Venedik Film Festivali'nde yanşan
filmlerin çoğu İtalyan sinemasının güncel
sorunlannm bir yansıması niteliğinde.
Michel Piccoli'nin k
'Alors Voila" adlı ilk
filmi beklenmedik, allak bullak edici ve yer
yer şaşırtıcı, büyüleyici bir yapım olarak
değerlendirildi.
son on yıldır yetişen ve adı
İtalyan sinemasının en ıyı yö-
netmenlen arasında anılan
Mario Martone'a ait.
Bu filmlerin. Mezzogiorno
denilen bölgenin kültürel can-
lılığının tanıtılmasını konu
edindığı ve İtalyan sineması-
na, ülkenin güneyinden bir
katkıda bulunduğu gözlemle-
niyor.
Zayıf ve açıkça kof olarak
nitelendinlen İtalyan filmlen-
nin çokluğuna rağmen.İtaly an
sinemasının az da olsa yine de
bir umut ışığı taşıdığı da ilen
sürülüyor. "\ezüvlüler'*de.
Pappi Corsicato, Antonietta de
Lillo, Antonio Capuano ve
Stefano Incerti'nın yönettığı
dört skeç de: "fantasma-go-
rik" öğelerle. gülünçlüğün ya
da öykünün abartıldığı. ince-
likten yoksun v e bir o kadar da
görüntülerle duygulann v e dü-
şüncelerın birbirine karıştığı
kesıtler halinde ortay a çıkıy or.
Bu dört skeçte genç İtalyan
sınemacılar. Rossellininın ör-
nek bir temsılcısı olduğu ger-
çekçılığin ve Fellini'de hayat
bulan düşselliğin üzenne otur-
tulmuş görkemlı İtalyan sine-
masının bir anlamda kaybolu-
şunu simgeliyorlar. Çizme'nin
çağdaş sınemacılannın. İtal-
ya'ya bakmayı ve hayal kur-
mayı bılmedikleri gibi. ger-
çekliği bir çeşit 'natüralizme'
v e TV röportajı tarzına dönüş-
türüp. fantastıği ise aşın kıbar-
lığa ındirgedıklen ıfade edıli-
yor.
"I Vesuviani-Vezüvlüler'"de
yer alan skeçlerın beşincısın-
de. tanınmış yönetmen Mario
Martone. Napoli Beledıye
Başkanı'nın Vezüv 'e tırmanı-
şını ve pek çok metaforık kar-
şılaşmanın birbırını izlediği
yolculuğunu ele alıyor. Bir
başka yeni İtalyan sinemacısı
olan GiuseppeGaudino'yage-
lince. o da ilk uzun metrajı
olan "Giro di Lune Tra Terra
e Mare - Ayın Dünya ve Deniz
Çevresinde Dönüşü" adlı fil-
mıyle yarışmada boy gösten-
yor.
Gaudino'nun bu kaygısız
gibı görünen filmde kullandı-
ğı biçımcı yöntem ve anlatı-
mının. filmin hesapsızca uza-
masına neden olduğu belır-
tılıyor.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Düşünce Sürgünü
"Sürgün" sözüyle ılk ne zaman tanışıklık kurdum?
Hemen hiç hatırlamıyonjm.
Hemalde çocukluğumda. Belki çocukluğumda. Cı-
hangir'e II. Abdülhamrt'in kızlarından Şadiye Os-
manoğlu taşınmıştı. "Uzunyıllarsürgündeydi; afçık-
tı, ctöndu... "denmişti.
Dar cephelı bir apartmanın üst kat penceresinden
sokağa bakan, yaşlı, kır saçlı, gözleri sürmeli bir ka-
dın. Şadiye Osmanoğlu'nu daha çok böyle hatırlarım.
Sözlük 'surgün'iı farklı anlamlanylatanımlar. Büyük
Türk Sözlüğü'nöen saptayalım:
1- Kovalama, takıp, arkası sıra gıtme. Sürgün
avı=kalabalıkla ve ekserıya atlı olarak her taraftan sı-
kıştırıp takip etmekle yapılan buyük av.
2. Kovma: Sürgün cezası, sürgün etmek, sürgün ol-
mak.
3. İnsanın süruldüğü yer. Arapçası: Menfâ.
4. Sürülmüş kımse. Arapçası: Menfî.
'Sürgünluk' de, sürgün adamın halı anlamına geli-
yormuş.
Sonra 'roman'lardakı sürgün karşıma çıktı. Önce
Refik Halid Karay'ın Sürgün adlı romanını okudum.
Sonra, Yakup Kadri'den Yaban's ve Bir Sürgün'ü.
Gerçi Yaban tam surgun romanı değildir, ama Ahmet
Celâl, isteyerek uzlete çekıldıği Anadolu'da biryaban
olup kalır, adeta bir ıç surgüne mahkûm edılir.
Refik Halid, romanında, Osmanlı hanedan ailesi
üyelerınin sürgün yaşamlarını da anlatır. Şehzade Ke-
ramettın. Refik Halıd'in gözlemıyle, pek öyle iç açıcı
bir adam değildir. Çoluk çocuk Şehzade Keramettın
ailesi, surgunde, dejenere kımlıklerle belınrler.
Ama Refik Halid'in asıl kahramanı, yüzbaşı Hilmi
Efendi, bu adsız sansız halk çocuğu sürgünde yapa-
yalnız. acılar içinde yaşar. Hilmı Efendi, yıllar sonra Ha-
leb'in çalgılı kahvelennde kızı Seher'le karşılaşacak-
tır; çocukluğundan ben görmediği Seher şimdi düş-
kün bırdansözdür...
Derin iz bırakmıştı bende Sürgün. Melankoliyi an-
dınr çağrışımlarla donatmıştı.
Yakup Kadn'nın Bir Sürgün'ü ise Sultan Murat
yandaşı Dr. Hıkmet'ln izmir'deki sürgün günlerıyle
başlar. Dr. Hıkmet ıçın özgüriük ve kurtuluş Parıs'te-
dır. Nıtekım Fransa'ya kaçacak, yıpratıcı yolculuktan
sonra Parıs'e gelecektır. Ne var ki Paris günleri Istan-
bul ve izmir'den de azaplı geçer. Derken verem, ya-
payalnızölüm...
Romancılarımız yakın tarihımizın sürgün serüven-
lerıne trajik açıdan yaklaşmışlar.
Bununla bırlikte, Batı edebiyatı, özellikle Dante'yle,
sürgünün sıyasal reddedış cephesinı de yansrtır. lla-
hı Komedya'nm şaırı, bir 'duşunce yurdu'nda yaşa-
manın, yaşayabilmenın tek çıkış noktası olduğu ka-
nısındadır.
Dante, yaşanılmaz, katlanılmaz bulduğu yerterden
çıkıp gıttıkten, sürgün hayatı yaşamaya koyulduktan
sonra, "Yurdum, bütun dünyadır..." dıyor. Floran-
sa'ya tekrar çağnldığında, sürgün tarıhınin, sürgün-
ler yaşamasının belki de en umutlu sözünü söyleye-
cektir: "Güneşin ve yıldızlann ışığını heryerden gö-
remez mıyım?"
Şöyle devam etmış: "Her yerde, halkın ve şehrin
önüne şerefsizce, hatta alçalarak çıkmaksızın, enyü-
ce gerçeklerı düşünemez mıyim? Ekmeğimi nerede
olsa bulurum!" (Bkz. Burckhardt, Italya'da Röne-
sans Kültüıü, Bekir Sıtkı Baykal çevirisı, Devlet Ki-
taplan 1974).
Stefan Zvveig ıntihara gıtgide yaklaşırken kaleme
getirdığiDünün Dünyası'nöa, 'adresiolmayan' insa-
nın. goçebenın, yersiz yurtsuzun bir bakıma uçsuz bu-
caksız özgüriüğe kavuştuğunu ileri sürer. Bu savda
hem derin bir acı duyumsanır, hem yakıcı bir sevinç.
Dönüp baktığımızda sürgün, çeşit çeşit yaşamalar-
la karşımıza çıkıyor. Kavafis unutulmaz şiinnde ya-
şadığı kente, o kentın hemangi bir 'dört duvar ara-
sı 'na sürgün kişiyi dıle getinyordu. Sürgünlenn en acı-
sı, fakat enanlamlısı.
Gün gelıyor, sızın düşünce yurdunuzun yaşadığı-
nız ortamda hıçbır kalabalığa, topluluğa açılamadığı-
nı açık seçik kavnyorsunuz. Sızin gibi tek tek bıreyler
kendı düşünce yurtlarına surgün gitmişler.
izledığinız televizyon kanallanndan okuduğunuz
gazetelere, uzaktan tanıklığa zorunlu olduğunuz si-
yaset hayatına, her gün belinızı biraz daha bükebile-
cek ekonomik koşullara, hemen neredeyse 'herşey'e
ıçsel sürgunden hâlâ seslenmeye çalışıyorsanız, bu
belki de yepyenı bir düşünce yurdu, vatan sevgisi öz-
lemiyle... Muhakkak o özlemle...
Takvimde İz Bırakan:
"Bu madem I Yalnız benım gerçeğim, I Kalsın, is-
temem I Sizden bana gelecek." Behçet Necatigil,
"Hayır!", Eski Toprak, 1956.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I
GS Lisesi mezunu veya
Fransızca bilen,
GS İlkokulu 3. sınıf öğrencisine
evde yarım gün.
(0.212)492 52 43
(0.532) 236 38 97