Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL 1997 CUMARTESİ
HABERLER
Ilhan Kılıç
Bulgaristan'a
• ANKARA (AA) - Hava
ICuvvetleri Komutam
Orgeneral Ilhan Kılıç.
"BİAF-97" Uluslararası
Havacılık Fuan'na katılmak
üzere bugün Bulgaristan'a
gidiyor. Bulgaristan'ın
Plovdiv şehrinde 29 Eylül'e
kadar açık kalacak olan
fuara, Türk Hava Kuvvetleri
Komutanlığı da 2 adet TF-
16 c/d uçağı ile statik olarak
katılıyor.
Gülter'in ölümüne
soruşturma
• ŞANLIURFA
(Cumhuriyet) - Şanlıurfa
Sağlık Müdürlüğü, akrep
sokması sonucu kaldınldığı
Devlet Hastanesi acil
servisinde tedavi edilmeyen
3 yaşındaki Fatma Gülter'in
ölümü ile ilgili soruşturma
başlatırken, küçûk kızın
tedavi edildiğine ilişkin
poliklinik defterinde tahrifat
yapıldığı öne sürüldü.
Dil Bayraım
kutiandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Dil Bayranu dün
kutlandı. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
Türkçenin, çağdaş bir
eğitim ve kültür dili
düzeyine yükseldiğini
belirtirken, Hacettepe
Üniversitesi Dilbilim
Bölümü öğretim üyesi Prof.
Dr. Ahmet Kocaman, Türk
Dil Kurumu'nun (TDK)
1980 sonrasındaki
özensizliği nedeniyle
cumhuriyetin ilk yıllanndaki
coşkunun yitirildiğini
sö>ledi.
Hava Oyunları'na
hatıra parası
• İstanbul Haber Servisi -
1. Dünya Hava Oyunlan için
hazırlanan ve insanoğlunun
uçma hayalini gerçekleştiren
Hezarfen Ahmet Çelebi'nin
girişimini konu alan hatıra
para Darphane'de tanıtıldı.
Özgün tasânmı karikatürist
Turhan Selçuk. kalıp
çalışmalan ise Darphane
heykeltıraşı Hakkı Baha
Çavuşgil tarafından
gerçekleştirilen 925 ayar
gümüş hatıra paradan 5 bin
adet basıldı.
'Engin'den haber
alınamıyop'
• İstanbul Haber Servisi -
Uluslararası Kayıplarla
Mücadele Komitesi (ICAD),
daha önce Ekim davası
nedeniyle tutuklanan ve
tahliye edilen Tunceli
doğumlu Ayhan Engin'den
(26) geçen salı gününden
beri haber alınamadığını
* bildirdi. Komite tarafından
yapılan açıklamada
Engin'ın muhalif bir insan
olduğu vurgulandı.
Başöptülüye
kayıt yok
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Üniversitesi (IÜ),
1997-98 öğretim yılına
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ve Fransız
Akademisi Üyesi ve 1965
Nobel Tıp Ödülü sahibi
Francois Jacop'un da
katılacağı bir törenle 30
eylülde başlayacak. tÜ
Rektörü Prof.Dr. Bülent
Berkarda, bu yıl başörtülü
kız öğrencileri üniversiteye
kaydetmeyeceklerini ve
kimlik vermeyeceklerini
söyledi.
Dalkıhç tutuMandı
• İstanbul Haber Servisi -
Beşiktaş Kaymakamı Naim
Dalkılıç'ın eşi Ayten
Dalkıhç. Bebek'te polis
tarafından kapıtılan "Cm
The Rock" adlı bann
sahiplerinden bin dolar
rüşvet aldığı iddiasıyla
çıkanldığı istanbul DGM'de
tutuklanarak cezaevine
gönderildi. Mahkeme
çıkışında basm
mensuplannın sorulannı
yanıtlayan Dalkıhç, "Bana
komplo kuruldu, çok
üzgünüm" dedi.
MHP icralık oMu
• İstanbul Haber Servisi -
Swissotel'de düzenledikleri
iftar yemekJerinin paralannı
ödemeyen MHP hakkında
otel yöneticileri tarafından
dava açıldı. Otel avukatlan,
MHP Genel Başkan
Yardımcısı Osman Ceylan
tarafından da imzalanan
sözleşmenin faiziyle birlikte
toplam 2 milyar 263 milyon
liralık alacaklanru
kurtarmaya çalışıyor.
Genel Başkan Çiller'in Islamcı danışmanları genel merkezde çalışmaya başladı
DYP'de 4 eğflim arayışıHLLYA KARABAĞLI
ANKARA - Merkez sağda muhafazakâr
tabana oynayan DYP Genel Başkanı
Tansu Çfller, dini motifli söylemlerinde
kendisini yönlendiren özel
danışmanlannı genel merkeze taşıdı.
Özel bir büroda 1.5 yıldır Çiller adına
çalışan ekipten Hüsevin Kocabıyık,
"DYP'ye ov vermedik. DYTli değiliz"'
dedi. Teşkilat Başkanı MehmetGölhan'ı
devre dışı bırakarak örgüt
operasyonlannı sürdüren Çiller'in,
Ankara ll Başkanı Cahit Kale'nin yerine
alternatif ikı isım belirlediği kaydedildi.
DYP lideri Çiller'in şeriatçı basınla
ilişkilerin güçlendirilmesi ve genel
başkan yardımcılanna siyasi danışmanlık
hizmeti verilmesiyle görevlendirdiği
Hüseyin Kocabıyık ile Şükrü Karaca
genel merkezdeki ilk günde basm
mensuplanyla tartıştı. Hakkında tslamcı-
yazar tanımı yapılmasına sinirlenen
Karaca ve kendisiyle ilgili yorumlan
yanlış bulan Kocabıyık, bazı
gazetecilere, "Siz Allah mısmız" diye
tepki gösterdi. Islamcı kimlik
yakıştırmasından rahatsızlık duyduklannı
kaydeden Kocabıyık. "Siyasetçüerm
bizimle çabşması ryidir. Biz si\asete
duygusallığı getiriyoruz. Baa'da oiduğu
gibi etik ve estetik söyiem kovmaya
çahşryoruz" diye konuştu. DYP"ye oy
vermediğini ve DYP'li olmadığını
anlatan Kocabıyık, perde arkasında Özer
Çiller'in sahibi oldugu öne sürülen Öncü
gazetesi için de "Küfürname diye çıkıyor.
Bizim gazeteyle kan bağunız yok" diye
konuştu. 'ANAP'tn bıraktığı 4 eğilim"
Çiller'in. siyasi danışmanlığını yapan
MHP kökenli Şükrü Karaca da,
Türkiye'de adil düzen yerine Islamın
tartışılmasından aydınlan sorumlu tuttu.
''Türk aydını kötü bir sınav verdi. Kendi
saplantısını tarnşö ve büyüttü" diyen
Karaca, ANAP'ın bıraktığı 4 eğilime
DYP'nin sahip çıkacağına dikkat çekti.
Karaca. "Toplumsal dinamikleri merkez
sağdaki partiler karşılamıyor.
Milliyetçilik, muhafazakâruk, globalleşme
ve liberaUeşmeyi içine alan antayış,
dinamikleri yakalar" dedi. Karaca,
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in
tartışmaya açtığı başkanlık sistemi için
de u
Bu, militerrejimedemokratif kılıf
uydurmakür" görüşünü dile getirdi.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan
Ekinci, Karaca"nın konuşma metinlerine
müdahale edemeyeceğini vurgularken,
Nahit Menteşe, danışmanlarla ilgili
yorum yapmaktan kaçındı. Hakkında
yolsuzluk ve usulsüzlük iddiası olan ve
parti içinde soruşturması süren Ankara II
Başkanı CahitKaie'nin yerine Çiller'in
iki alternatif isim üzerinde durduğu
öğrenildi. DYP liderinin, geçen günlerde
devre dışı bıraktığı teşkilat başkanı
Mehmet Gölhan, Kale'nin görevden
ahnmadığını söyledi. DYP. DTP'ye
geçen Hakkâri Milletvekili Mustafa
Zeydan'ın yakınlannın bulunduğu
örgütte operasyona hazırlanıyor.
'Yargıbağınmzdeğjldir'diyen
DGMsavasıbemat ettiİstanbul Haber Servisi - Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'nun yapısını anlattığı ve
"Yargı bağımsLz değüdir" dediği için hakkında
"Adliyenuı manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif
ettiği gerekçesiyle 12 yıla kadar ağır hapis
cezası istemiyle dava açılan İstanbul DGM
Savcısı Mete Göktürk beraat etti. Mahkeme
heyeti. karannda. Göktürk'ün sözlerinın
eleştiri düzeyinde olduğunu. suç kastı
bulunmadığını vurguladı. atv'de yayımlanan
"Siyaset MeydanTnda
u
Yargı bağunsız
değfldir" diyen ve Yenı Yüzyıl gazetesindeki
köşesınde Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu'nun yapısını anlatan DGM Savcısı
Mete Göktürk'le ilgili davanın dün yapılan
ikinci otunımunda Savcı Mustafa Dursun esas
hakkında görüşünü bildirdi. Savcı Dursun.
Göktürk hakkında "Adliyenin manevi
şahsiyetini tahkir ve tezyif" suçunu düzenleyen
TCY'nin 159. maddesı uyanncadava
açıldığını anımsattı. Göktürk'ün sözlerinin
eleştiri düzeyinde kaldığını, suç kastı
taşımadığını belirten Savcı Dursun, sanığın
görü$ bildirdiği konulann birçok yerde
tartışıldığını ifade ederek beraatini istedi.
Savcının görüşüne katıldıklannı bildiren
Göktürk'ün avukatı Yücel Sayman, baro
başkanlannın imzasının da bulunduğu
savunma dilekçesini mahkemeye sundu. Bu
davada savcı ve hâkimlerin haklannı
savunmak için Göktürk'ün avukatı oldukiannı
belirten Sayman. iddianameyi eleştirdi.
tddianamede Göktürk'ün sözlerinin
bütününün göz önüne ahnmadığını. adeta
cümlelerin tek tek seçildiğini söyleyen
Sayman, Adalet Bakanlığı'nın hâkim ve
savcılan sindirme düşüncesinde olduğunu
belirtti. Son sözü sorulan Mete Göktürk ise
eski savunmalannı tekrar ettiğini vurguladı.
Daha sonra mahkeme başkanı Ertuğrul Engin
mahkeme heyetinin karannı okudu. Kararda.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun
TCY'nin 159. maddesınde belirtilen
kuruluşlar arasında olmadığı, konuşmalann ve
yazılann bütününün ele ahnması halinde
eleştiri niteliği taşıdığı belirtildi. Mahkeme.
DGM Savcısı Mete Göktürk hakkında beraat
karan verildiğini açıkladı. Duruşma
sonrasmda gazetecilerin sorulannı yanıtlayan
Savcı Göktürk, bu sonucu beklediğini söyledi.
Eski düşüncelerinin hepsini bugün de
savunduğunu vurgulayan Göktürk.
mahkemenın karanyla ilk kez yargı
sistemindeki çarpıklıklann mahkeme karanyla
tespit edildiğini ifade etti. Hakkında Adalet
Bakanlığı tarafından üçüncü bir soruşturma
açıldığını söyleyen Göktürk, "Bu
soruşrurmada benim daha önce mahkemede
yapüğım savunma da inceleniyor. Bu ilginç.
Imanm soruşturmayı yapan müfettişler
mahkeme karanna saygüı olurlar" de/dt ..
Göktürk, hâkim ve savcılann bagunstz•.-,-<-• -
olmasını engelleyen anayasa hükümlerinin
değişmesi gerektiğini vurguladı. İstanbul DGM Savcısı Mete Göktürk'ün ad-
liyeye hakaretten 12 yıl hapsi istenivordu.
TAM Direktörü Şen, Türklerin seçme ve seçilme engelinin kalktığını söyledi
Avrupa'dan 29 mifletvekfliİstanbul Haber Servisi-Alman-
ya'daki Türkiye Araştırmalar
Merkezi (TAM) Direktörü Prof.
Dr. FarukŞen, AvTupa'da yaşayan
Türklenn vatandaşlıktan kaynak-
lanan anayasal bir hak olmasına
karşın. uygulama yasalan çıkma-
dığı için etkin bir şekılde seçme ve
seçilme haklannı kullanamadık-
lannı söyledi. Şen, "Avrupa'dald
yurttaşlanmızönceleri Türldye'ye
gelip oy atıyorken. 1987 yılında
gümrük kapılannda oy kullanma
olanağına kavuştular. Fakat bu
haklannı ciddi ve vığmsal biçimde
hiç kullanamadılarve gümrük ka-
pılannda ov kullananan yurttaşla-
runızın sayısı hiç bir secimde 50 bi-
nigeçmedT dedi.
TAM Direktörü Şen, Alman-
ya'daki Türklerin sorunlan ve Av-
rupa'da yaşayan Türk vatandaşla-
nnın seçme ve seçilme haklan ko-
nusunda Başbakan Mesut Yılmaz
ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit'e bir rapor sundu. Şen, ya-
pılan anayasa değişiklikleriyle,
Avnıpa'daki yurttaşlanmızın oy
kullanımlannın ve seçilme hakla-
nnın güvence altına alınacağı
Avrupa ülkelerindeki Türk vatandaşlanmn dağılımı
Ûlketer
F.AImanya
Avusturya
Isviçre
Hoilanda
Belçika
Fransa
Ingiltere
Isveç
Danimarka
Nc»veç
Toplam
Toplam Türk
nüfus
2.049.100
142.231
S&çrnen
Sayısı
1.372.897
95.294
78.593 l 52.657
154.310
85.981
254.000
50.000
40.000
29.680
4.552
2.888.447
103.387
57.607
170.180
33.500
26.800
19.885
3.050
1.935.257
Seçim
Böigesi
8
1
-
1
-
1
-
-
-
-
11
M.Vekili
23
1
-
2
-
2
-
1
-
-
29
Avrupa Birliği ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarının yüzde
67'den fazlası 18 yaşından büyük. Bu nedenle TC Anayasası'nın 67. maddesi
gereğince oy kullanma hakkına sahipler. (Tablo Federai Alman Istatıstık Daıre-
sı'nin ve Eurosat'ın verılen kullanılarak düzenlenmıştir).
hükme bağlanmış olmasına kar-
şın, uygulama yasalan çıkarıla-
madığı için bu konuda pratik ön-
lemler alınamadığını vurguladı.
Şen, Almanya'daki toplam Türk
nüfusunun 2 milyon 49 bin oldu-
ğunu ve bunlann 1 milyon 373 bi-
ninin seçmen olduğunu belirterek.
buyurttaşlanmızın 8 seçim bölge-
siyle 23 milletvekili çıkarabile-
ceklerini söyledi. Avusturya, Hol-
landa ve Fransa'nın da birer se-
çim böigesi olarak kabul edılme-
siyle Avrupa'da toplam 11 seçim
bölgesinin oluştuğunu kaydeden
Şen. Avnıpa'daki yurttaşlanmızın
29 milletvekili seçebileceklerini
belirtti.
TAM'ın. 1994 seçimleri önce-
sinde yurtdışında bulunan. oy kul-
lanma ve seçilme hakkına sahip
olan yurttaşlanmızla ilgili ilk ista-
tistikleri yayımlayıp, siyasi parti
ve politikacılann ilgisine sundu-
ğunu anımsatan Şen. merkezin er-
ken seçimin söz konusu olduğu bu
günlerde istatistikleri yeniden de-
ğerlendirdiğini söyledi. Şen şöy-
le konuştu:
"Yurtdışında yaşayan VTirttaş-
lanmızın ov kullanmalannın ve
TBMM'de temsil edilebilmeleri-
nin önünde ciddi bir engel yoktur.
Özellikle Türk nüftısun yoğun ol-
duğu Almanya gibi ülkelerde cid-
di bir ön hazııiıkla seçme ve seçü-
me hakkımn kullandınlması TB-
MM've vcni bir canlıhk kazandı-
nr ve Batı ile ilişkilcrdc çok yönlü
vararlar elde edilir."
Konya'da
8 yıla 53
gözaltı
Haber Merkezi - Beyazıt
Camiı'nde her cuma nama-
zı sonrası yapılan kesintisiz
8 yıllık zorunlueğitim yasa-
sını protesto bahanesiyle ya-
pılan gösterilerinin dozu gi-
derek azalıyor. Polisin yasa-
dışı gösterilere birkaç hafta-
dan beri izin vermemesi ne-
deniyle dün yapılmak iste-
nen gösteriye yaklaşık 100
kişi katıldı.
Çevık kuvvet ekipleri Be-
yazıt Camii çevresinde sa-
bahın erken saatlerinden iti-
baren yoğun güvenlik önle-
mi aldı. Cuma namazı son-
rası her zamanki gibi slogan
atarak dışan çıkan az sayı-
daki topluluğu Güvenlik Şu-
besi'den Sorumlu istanbul
Emniyet Müdür Yardımcısı
Hüseyin Arpacı dağılmalan
için uyardı.
Tevhid bayrağı açan gös-
tericiler, "Şerefsiz Mesut",
"Kâfir Mesut". "Müslüman
zulme boyun eğmez" slogan-
lan atarken "İmam-hatip
düşmanı şerefsizonbaşı Me-
sut" yazılı pankart açtılar.
, Kısa süren gösterinin ardm-
dan eylemciler yere otura-
rak dua etti ve daha sonra
olaysız dağıldı. Meydandan
aynlan küçük bir gösterici
grubu Aksaray'a kadar polis
kontrolünde. slogan atma-
dan yürüdü.
Grup Aksaray'da polisin
uyansı üzerine dağıldı. Ge-
niş güvenlik önlemlerinin
alındığı tstanbul'un diğer
semtlerindeki camilerde ise
gösteri olmadı.
Öte yandan Konya'da Ha-
cı Veyis Camii "nde namaz-
dan çıkan yaklaşık 2 bin ki-
şilik grubun gösterisinde 53
kişi gözaltına alındı. Cami-
den slogan atarak çıkan
grup. adliyeye doğru yürü-
meye başladı. Burada önle-
rini kesen polise taş ve sopa-
larla saldıran göstericiler
Manşet gazetesi muhabiri
Cem Taşpınar ve bazı polis-
lerin yaralanmasına neden
oldu. Eylemcilerin saldınsı
sonucu polis topluluğu cop
kullanarak dağıttı.
TOKTden 2 trihon
Toplu Konut tdaresi Baş-
kanhğı (TOKt). 8 yıllık ke-
sintisiz temel eğitime 2 tril-
yon lira, Türk Kütüphaneci-
ler Derneği Ankara Şubesi
de 125 milyon lira bağışta
bulundu. Milli Eğitim Ba-
kanı Hikmetlluğbay. veri-
len desteğin en iyi şekilde
değerlendirilerek eğitimde-
ki eksikliklerin giderileceği-
ni söyledi.
NOKTASI/ORÂL ÇALIŞLAR
Kıbrıs'ın Rum kesimine S-
300 füzelerinin yerleştirilmesi
tartışması, uluslararası bir bo-
yut kazandı. Dışişleri Bakanı
Ismail Cem'in ABD'nin CNN
TV'sine yaptığı açıklama, ge-
rilimin çapının ne kadar geniş-
lediğini gözler önüne serdi. Bir
Türk Dışişleri Bakanı, belki de
ilk kez bu kadar uzun bir süre
canlı yayında konuşma olana-
ğı buldu.
ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı'nın "Kaşınanyerierine
bir tekme atarız" diyerek yeni
bir üslup(!) kazandırdığı geliş-
meler, daha da tırmanacak gi-
bi gözüküyor. S-300 füzeleri-
ne Yunanistan da talip oldu.
Yunanistan'la gerginlik artar-
ken, bölgedeki yeni arayışlar
ortaya çıkıyor. Türkiye, Israil'le
başlattığı askeri dayanışmayı,
istikrarlı bir tempoyla geliştiri-
yor. Arap ülkelerinin yoğun
tepkisine rağmen tavnnı de-
ğiştirmiyor.
Türkiye'nin Israil'le yakınlaş-
ması ve Yunanistan'la şiddet-
Antiemperyalizm Bunun Neresinde?
lenen bir çatışmanın eşiğine
gelmesi, bölgedeki gerilime
yeni boyutlar katıyor. Türki-
ye'nin Arap ülkelerini gözden
çıkararak Israil'le sıkı bir aske-
ri işbirliğine giriştikçe, ABD'yle
olan yakınhğı artıyor. Kürt so-
runu, demokrasi, insan hakla-
n gibi nedenlerle köşeye sıkı-
şan, Avrupa'yla ilişkileri bozu-
lan Türk yönetimi, ABD'ye
muhtaç hale geliyor.
Kıbrıs'taki S-300 füzelerinin
yarattığı gerilim, bölgede
ABD-Rusya hegemonya ka-
pışmasının bir unsuru olarak
kabul edilecek özellikler taşı-
yor. Türkiye'ye komşu ülkele-
rin Yunanistan dışındakilerin
hepsi, askeri gereksinmelerini
büyük ölçüde Rusya'dan kar-
şılıyorlar. Rusya, Türkiye dışın-
daki ülkelerle çok sıkı bir alış-
veriş içinde. Şimdi bu çember,
Kıbrıs ve Yunanistan bölü-
münden de Rusya lehine kın-
lıyor. Böyle bir gelişme, çevre-
nin tümünde Rusya'nın etkin-
liğinin artması anlamına geli-
yor.
Bu noktada Türkiye ile ABD
arasında çıkar birliği oluşuyor.
Petrol kaynakları zengin ve
stratejik konumu çok önemli
bir alanda, Rusya'nın askeri
gücüne bağımlı bir yapının
ABD'yi rahatsız etmemesi
mümkün mü? Bu tablo içinde,
CNN TV'sinin Ismail Cem'e iti-
bar etmesinin bir anlamı ola-
bilir. ABD'nin Kıbrıs'a konuş-
landınlan ve Yunanistan'a ko-
nuşlandırılması düşünülen ye-
ni askeri füzelerden hoşlan-
madığı çok açık. Türkiye de
bunu bildiği için sert çıkışlar
yapıyor.
Türkiye, Israil'le dayanışma-
yı arttınrken, bir Avrupa ülke-
si olan Yunanistan'la savaşa
yol açabilecek ataklık gösteri-
yor. Türkiye. acaba kaderini
Avrupa'dan çok ABD ile mi
birleştiriyor? Yunanistan,
ABD'nin Türkiye'ye daha çok
baskı yapmasını sağlamak
amacıyla Rusya'ya göz kırpı-
yor. Türkiye ise ABD çıkarlany-
la paralel hale geldiğini düşü-
nerek şovenizme gaz veriyor.
Bu gerilim içinde ciddi bir
haber gözlerden kaçtı. Türki-
ye'nin önümüzdeki yıllarda
150 milyar dolarlık bir silah sa-
nayii kurmak istediği açıklan-
dı.
Bir yıllık milli bütçenin 5 ka-
tına yakın bir para, hangi ge-
lecek amaçlar çerçevesinde
harcanmak isteniyor. Türkiye,
bölgenin silah satış merkezi
haline mi geliyor?
Güneydoğu'da yıllardır şü-
rüp giden savaş, ülke ekono-
misini silah sanayiine mi yö-
neltiyor? Israil'le, Arap ülkele-
rinin tepkilerine aldırmadan
sürdürülen sıkı işbirliği, Yuna-
nistan'la çatışma. 150 milyar
dolarlık askeri yatırım planı
arasında bir bağlantı kurula-
mazmı?
• • •
Karadeniz'de PKK'ye karşı
örgütlenme adına yürütülen
kitlesel "ülkücüleştirme"n\n
bu strateji içinde biryeri oldu-
ğundan söz edilebilir mi? Böl-
gede petrol çıkarları nedeniy-
le artan rekabet, süper dev-
letleri ve bölge ülkelerini yeni
bir çatışmanın içine mi sürük-
lüyor? Türkiye'de şovenistle-
rin gerilim stratejisinin başını
çekmesini ciddiye almak zo-
rundayız. ABD'nin bölgede
önem verdiği petrol kaynakla-
rı için yaşadığı endişeyle, Tür-
kiye'deki şovenist çizgi üst üs-
te geldi. Tehlikeli bir süreç ya-
şıyoruz. Türkiye, MHP'lileştiri-
lerek bir savaşın içine mi sü-
rüklenmek isteniyor? Bunu
özellikle milli politika ürettiğini
sanan bazı solcuların ciddi
ciddi düşünmeye gereksin-
meleri var.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Sosyalizm ve İnsan
Sosyalist oluşumu, sosyalist kuramcıların ya-
pıtlanndan çok önce, bana insan sevgisini aşıla-
yan, ezilen insanın acıları önünde acı duymayı öğ-
reten hümanist yazarların, romancıların ürünlerine
borçluyum. Kuramsal yapıtları okumaya başladı-
ğımda geride bu yazınsal ürünlerin oluşturduğu bir
birikim vardı. Bu birikim benim kişiliğimdi. Böyle-
ce, kuramsal yapıtları okurken, yeni bilgiler öğre-
niyor olmaktan çok. duygularımın bilgisel karşılık-
larını ediniyor gibiydim... Bir başka deyişle kişili-
ğimdeduygu olarak var olan potansiyel. bilinç dü-
zeyine ulaşıyordu... Eğer başta Panart Istrati, Ste-
inbeck, Hemingvvay, bizden Sabahattin AN ol-
mak üzere öykücü ya da romancıların bende de-
rin izler bırakan ürünleri olmasa, 60 başlarında
Türkiye Işçi Partisi'ne üye oluşum ve sosyalist ku-
ramcıların yapıtlanna yönelişim bu kadar doğal ve
kendiliğinden olamazdı...
• • •
L. Althusser'in ünlü yazılanndan biri "Sosyalizm
Hümanizm Değildir" başlığını taşır. Bu yazı, kuru-
culanndan biri olduğum "Halkın Dostlan" dergisin-
de, yurtdışında bulunduğum bir sırada yayımlan-
dığında, tedirginlik duymuştum. Tedirginliğimin ne-
deni edebiyat dergisinde siyaset kuramına ilişkin
bir yazının yayımlanışı ya da Fransız düşünürün
savlarından çok. yazının başlığının uyandırdığı
çağrışımlardı. Sosyalist kuram hiç kuşkusuz "hü-
manizm" kavramına indirgenemeyecek farklılıkta
ve genişlikte bilimsel bir yöntem, kuram ve pratik-
ti. Fakat yine de "sosyalizm"ve "hümanizm" kav-
ramlannın karşıt iki kavram gibi gösteriliyor oluşun-
dan tedirginlik duymuştum. Sosyalizm hümanizm
değildi; fakat hümanizmi içermeyen bir sosyalizm
olamazdı. Bugün de böyle düşünüyorum...
• • •
196O'lı yılların, 68 kuşağının kimi solcuları, mo-
da deyişle, "döne/("leştiler... "Dönek"\\k çeşitli
yönlerden irdelenmesi gereken bir olgudur. Fakat
bana, her şeyden önce, bir kişilik sorunu gibi gö-
rünüyor... Hümanist olamamış, insan sevgisi du-
yamamış, insan acıları önünde duyarsız. bencil,
kendileriyle bile barışık olmayan kişiler, duygu dü-
zeyinde belki de faşistken sait bilgi düzeyinde sos-
yalist olduklarından, koşullar değiştiğinde "dön-
me'ieri de pek güç olmamaktadır. Bu gibi durum-
ları "döneklik" sözüyle değil, "kendine dönüş",
"aslına dönüş" olarak nıtelemek belki daha doğ-
ru olacaktır...
• • •
12 eylül cuma tarihli "Cumhuriyet" gazetesin-
deki bir fotoğraf ve bir haber bana bunları düşün-
dürdü. Önce haberden bir bölüm: "Çin'de herai-
leye tek çocuk uygulaması nedeniyle bebekler
ölüme terk ediliyor. Resmi makamlann tepkisin-
den korkan anne babalar, ilk çocuklanndan son-
ra doğan bebekleri en güzel giysileriyle ve en sev-
dikleri oyuncaklanyla orman ve korulara bıraktn,
yohar. ...Çin'de yılda yaklaştk&ir milyon bebeğn*
bü şekilde öldüğü tahmin ediliyor." Fotoğrafta ise,
haberde tarif edildiği gibi, battaniye gibi bir şeye
sanlmış, üzerinde güzel giysiler, başında başlığıy-
la, birağacın dibinebırakılmışbirbebek... Yüzün-
deki, gözlerindeki, orada öyleceyatıyoroluşunda-
ki çaresizliği tanımlamak olanaksız...
• • •
Kapitalizmin insanlığa yaşattığı, yaşatmakta ol-
duğu acılan biliyoruz. Kapitalizmin hümanizm ol-
madığını da... Fakat insan sevgisine yabancı kişi-
ye "sosyalist", bebeklerin ölüme terk edilmesine
yol açan sisteme "sosyalist sistem" denilemeye-
ceğinden de kuşku duymamak gerekir.
Meclis mimarisine
demokrasi makyajı
AYŞE SAYIN
ANKARA - TBMM
Genel Kurulu'nda son 1
yıldır hummalı bir çalış-
ma süriiyor. Ama bu çalış-
manın amacı ne acil yasa-
lan çıkarmak, ne ülke so-
runlannı masaya yatır-
mak, ne de hükümeti sars-
mak.Amaç. 1940'lıvılla-
nn "merkeziyetçi- otori-
ter" anlayışını yansıtan
genel kurul salonuna.
199O'lıyıllann"şeffaf de-
mokrasi" vurgusunu yap-
mak.
Halk adına kararlar ve-
ren vekillerin görüşleri,
tutumlan tartışmalı ol-
makla birlikte, görev yap-
tıklan genel kurul salonu
1998'e, daha demokratik
bir çehre ile "merhaba"
diyecek. Dekorasyon ye-
niîeme çalışmalanna
1996 Ekim'indebaşlanan
genel kurul salonunun ye-
ni çehresi. bir yandan ge-
lişen teknolojiye uygun
donanıma İcavuşurken
mimari yapısı da katılım-
cılığa olanak tanıyacak
şekilde düzenleniyor.
Tasanm projesini Ural
Mimarlık Şehircilik Li-
mited Şirketi'nin hazırla-
dığı ve "görsel-işitser ya-
kınlaşmayı sağlamayı he-
defleyen yeni düzenleme
ile yapılan önemli bir de-
ğişiklik de "tepeden" ba-
kan başkanlık divanı kür-
süsünün. daha "eşitiikçi"
yapıya kavuşturulabılme-
si için aşağıya çekilmesi.
Böylece Meclis Başka-
nı'nın. milletvekillen
üzerindeki "otorite" ko-
numu yerine. "koordine
edicüiği'' ön plana çıkan-
lıyor.
Koyu renklerden ann-
dınlması amaçlanan sa-
londa eskilerine benzer.
kahverengi masalar koru-
nurken Italya'dan getiri-
len son derece modem tu-
nıncu sandalyelerle asla
uyum sağlayamayacak gi-
bi görünüyor. Salonun
yer döşemeleri ve elekt-
ronik sistemi de en geliş-
miş malzemeyle donatıh-
yor. Masalara yerleştirilen
elektronik yoklama ve oy-
lama sistemiyle yaklaşık
1.5 saat süren oylamalar,
saniye ile ölçülen zaman-
da tamamlanacak. Bu da
muhalefetin en büyük ko-
zu olan "yoklama veovla-
ma istemli" engellemele-
rinın. milletvekillerinin
birbirleri yerine sahte oy
kullanmalannın tarihe ka-
vuşacağı anlamına geli-
yor.
Masalara yerleştirile-
cek ve milletvekillerini
parmak izinden tanıyacak
elektronik sistem sayesin-
de zaman zaman görüş-
melerden de uzun süren
yoklama ve oylamalann
süresi 1 dakikanın altına
düşecek. Milletvekilleri-
ni. "parmak izinden" ta-
nıyacak sistemle. sahte oy
kullanımının da önüne
geçilmesi hedefleniyor.
Ancak teknolojik yenilik,
Meclis içtüzüğünün de
değişmesi sonucunu do-
ğuracak. Çünkü içtüzükte
"gizli avla" yapılması ön-
görülen düzenlemeleri,
elektronik sistem hüküm-
süz kılacak.
Televizyonlann en iyi
malzemelerinden olan
"u>uyan milletvekili'' gö-
rüntülerini yakalamak da
biraz güçleşecek. Çünkü
salona yerleştirilen "mik-
ro-klima" sistemi, millet-
vekillerinin üzerine
"ağırhk çökmesini" en-
gelleyecek şekilde konuş-
landınldı.