23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27EYLÜL 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 TüftKJ^I Istobul Edne Kocaelı Ça-akkale Izrr Marrfsa Aycn De^zli Y PB Y PB A A A A 20 23 20 22 24 24 26 24 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y Y PB PB PB Y 18 18 18 17 19 18 19 18 Zorguldak Y 19 Antalya PB 25 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkârı Van Y Y Y Y Y Y Y Y 2b 24 26 24 24 25 19 16 15 Yurdun kuzey ve do- gu kesımlen çok bu- •utlu, Karadeniz, Mar- mara'nın doğusu iç Anadolu'nun doğusu, Doğu Akdenız. Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu yağmur, yer yer sağanakyağışlı.dığer yerler az bulutlu ge- çecek. Hava sıcaklı- ğında önemli bır de- ğışıklik olmayacak. Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Bruksel Parıs Bonn PB PB B B PB PB PB PB 1/ 16 18 20 19 22 25 21 Münıh PB 20 Mılano Berlın Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB PB PB PB PB PB PB 19 20 29 20 21 20 26 24 PB 26 Kahı.-e Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahıre Y PB Y PB Y PB Y PB b 31 26 28 22 30 21 32 Şam Y 29 Parçaiı öulülu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafi 1. Sayfada Öteki bireyimiz daha da ünlü. Demokrasimizi bugünkü çıkmazlara sürükleyen Paşa. Arıfe tarif ne gerek; "Netekim Paşa" diye tarihe geçen Kenan Evren. Önce "birinci"öen başlayalım: Masamda Anka- ra 25. Noterliği'nden bir "ihtarname" duruyor. Kim çekmiş ihtarnameyi? Şaibe Hanım! (Nam-ı diğer Tansu Çiller). Ne diyormuş ihtarnamede? "Muhtelif yazılanmızda Çiller'e 'Şaibe Hanım' sözcüğünü kullanarak hakaret etmışiz!" Vay, vay, vay! Gördünüz mü Şaibe Hanım'daki algılama ve kavrama gücünü? Yaklaşık 2 yıldır he- men her yazımda Şaibe Hanım'ın kişisel ve siya- sal serüvenlerinden söz ediyorum. 2 yıla yakın bir zaman geçiyor; Şaibe Hgnım. binlerce kez yazdığım" Şaibe Hanım ismiyle ken- disinde.n söz edildiğini sonunda anlıyor. algılıyor. kavnyor ve bir ihtarnameyle "kulağımı çekiyor": "Hukuka aykın biçımde kullandığımı söylediği 'Şaibe Hanım' ve buna benzer sıfat yakıştıncı söz- cüklere 'birson' vermezsem... hakkımda 'gereklı yasal yollara' başvuracağını ihtaren" bildirıyor. Ihtarnameye gerek yoktu; zaten bu ülkede dıle- yen istediğini yapıyor. Bir iki yılda türlü dümenler- le dolar milyarderi olunuyor. Siyasal ve kişisel ya- rarlar için cinsiyetini silah gibi kullananlar çıkıyor. Çeteler kuruluyor, komplolar düzenleniyor vesa- ire... Velhasıl Şaibe Hanımcığım; kimse, kimsenin eli- ni tutmuyor. Bu nedenlerle yazmaktan başka gelir kaynağı ol- mayan, tehditlere, şantajlara olanak bırakmayan bir gazeteci, kuşkusuz hem bildiği yolda yürüme- yi sürdürüyor, hem de artık kamuoyuna mal olan Şaibe Hanım'ı yazmaktan vazgeçemiyor ve vaz- geçmiyor. * Şaibe Hanım nedense TBMM'deki kararın ken- disini aklamadığını, sadece Yüce Divan'a gitmek- ten alıkoyduğunu, hukuken gerçek aklanmanın bağımsız yargıdan geçtiğini anımsamıyor. 'Netekim' ama... Şaibe Hanım'a bugünlük yeter. Gelelim "Nete- kim Paşa"m\za: Paşamız yıllar sonra hangi olumsuz duyguların dürtüsüyle bilemiyorum, bir avuç gazetecinin ya- zılanndan alıntılar yaparak "12 Eylül'den Önce ve Sonra Ne Demişlerdi, Ne Dediler, Ne Diyohar?" diye bir yazı dizisi yayımladı. 12 Eylül'den 5 ay sonraki bir yazımdan alıntı yapmış; "darbenin komuta zinciri içinde yapılma- sından mutluluk duymamız gerektiğini belirtmi- şYmöy'âziââve 'br'dufatflünseydTbirbirimTzi vürâ-" cağımızı' vurgulamışım". Bugün de aynı kanıdayım. Zira, örneğin büyük tehlike irtica konusunda TSK bölünürse, yaTahran rejimi ya da kanlı Ceza- yir gelebilir ülkemize. Kenan Paşa bizim yazdıklanmıza değil, kendi yaptıklanna baksın. Bu konularda tek bir örnek yeterli: 1982 Anayasası ulusun yüzde 92 oyu ile re- ferandumdan geçti. Evren ve generaller Nisan 1983'te partilerin kurulmasına izin verdiler. Yüzde 92 oy aldığı için övündüğü anayasasındaki "parti kurmanın, partilere üye olmanın tamamen ser- best olduğunu" saptayan maddelerini ve partile- rin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılacağı kesin hükmünü hiçesaydı ve Büyük Türkiye Partisi'ni ka- pattı. O anayasadaki insan haklarını göz ardı ederek ciddi hiçbir nedene dayanmaksızın başta Demi- rel ve Baykal. bir avuç siyasetçiyi Zincirbozan'a sürdü, hapsetti. Kısacası, kendi yaptığı anayasayı kendi eliyle ipe çekti. Tanıkmı? Evren'inaltıciltlikanıları. Eylül 1997'de çıkmış sütunlara, "/Anayasa ve benim Çankaya 'da geçen biryıltm sonunda basında çıkan yorumlar son derece olumluydu" diyor. Gerçekler öyle de- ğil, basın günün koşulları elverdiği oranda anaya- sayı kabulden önce ve sonra eleştiriyordu. Evren anayasasına karşı eleştiri gücümüzü nasıl kullan- dığımızı, Evren'in bize saldınlarını renkli resimleri- mizle yayımlayan Milliyet'in Genel Yayın Müdürü Derya Sazak yakından biliyor. Genç bir gazete- ciydi. Güneş'te, daha sonra Milliyet'te beraber ça- lıştık. Yalçın Doğan'a sorsa Paşa. anayasasını öv- mek ve kabul ettirmek için çıktığı yurtiçi büyük tur- da yanına aldığı gazeteciler olarak beıaim ve Do- ğan'ın tek satır niçin yazmadığımızı da öğrenebi- lir. Evren'in altı ciltlik anılan, hemen her sayfasında ogün hapsettiği, bugün Cumhurbaşkanı olan Sü- leyman Demirel'e nefret ifade eden satırlarla do- lu. Evren Paşa, anılarıyla Demirel'e nefretin doru- ğuna yükselıyor. Ama Evren Paşa 1997'de Demirel'i anarken, "Al- lah başımızdan eksik etmesin" noktasına iniyor. Evren Paşa, köşesinde otururken bir avuç ga- zeteayi karalamadan önce Demirel konusunda, "bu yükse/işle iniş arasındaki irtifa kaybının" he- sabını yapmalıydı. Sahi Paşa izin verirseniz ben de bir sual sora- yım: Sanat değeri olmayan tablolarınıza Sabancı ve diğereri buçüne kadar kaç para ödedi acaba? BuUtıt ^ Çok bulutlu Yağmur u Karlı Sulu ka- »Gok gurültütu 'Tansu Çiller'e şaibe hannn demeyin' I Baştarafi 7. Sayfada detı teri Cumhuriyet Ga- zetesf ndekJ köşe yazılan- nızUa ülkemizin önde ge- len srasi lidcrierinden biri olan % Baştnkanlık ve Ba- kanliv göreMerinde bulu- nan müveldil Prof. Dr. Tansı Çille-rhakkında'şa- ibe hınım' ştklinde çirkin bir hıkaret sczcüğü kullan- mavı itiyad haline gctirdiğj- niz görülmektedir" dedi. Noter aracılığıyla gön- derilen ihtarnamede aynca, ortaya atılan iddialann hiç- birinin gerçek olmadığı. si- yasi ve kişisel amaçlarla ortaya atılan bu iddialarla ilgili soruşturmalann tü- münün takipsizük karan ile sonuclandığı belirtildi. 'Köktendincilik Akdeniz'e tehdit' • Baştarafi 1. Sayfada alışık olunmayan unsurlar olarak sıraladı. NATO'nun kuvvet yapısımn ye- niden düzenlenmesi çalışmalannı anımsatan Karadayı. yeni oluşum- lar ve düzenlemeler içinde 3 te- mel ilkeyi. A\Tupa gihenlik ve sa- \unma kimliginin geliştırılmesi. transatlantik bağı ve NATO silah- lı kuvvetlerinin etkinliğinin ko- runması olarak açıkladı. Türkiye"nin "ekostrateji*1 ola- rak adlandırdığı tüm dünyanın ya- şamsal çıkarlarını dogrudan etki- le>en zengin su kaynaklan. petrol yataklan ve doğalgaz kaynakları- na yakınlıgı nedeniyle özel birko- numu olduğuna işaret eden Kara- dayı özetle şunlan söyledi: "Türkiye. Anadolu topraklan- nın kendisine sağladığı fevkalade önemli jeostratejik avantajıyla ki- lit iilke konumundadır. Güvenilir ve istikrarlı bir Türkiye'nin 21. yüzyılda bir enerji köprüsü olma- sı. Batı'nın menfaatleriyle aynı >önde paralellik göstermektedir. Bu durumda Kafkas doğalgazı ve petrolünün dünyaya Bakû-Cey- han hattıyla Türkiye üzerinden ulaşımının sağlayacağı a\antajlar diğer alternatiflere göre daha faz- ladır.'" Karadayı. Rusya ile NATO ara- sında imzalanan kurucu senedinin ittifakla federasyon arasındaki ilişkilere hız kazandıracağını \e Rusya Federasyonu'nun banş için ortaklık (BtO) faaliyetlerine daha aktif olarak katılmasına olanak sağlayacağını kaydetîi. Kıbns so- rununda Türk tarafının görmez- den gelindiğine dikkat çeken Ka- radayı. bu tavnn iyi niyetli yakla- şımlan da hüsrana uğrattığını di- Ie getirdi. Israil ile Türkiye arasın- daki sa\Tjnma ve egitim işbirligi faaliyetlerinin benzerlerini diğer bölge ülkeleri ile de yürütmeye ha- zır olduklarını anlatan Karadayı. yıkıcı ve bölücü akımlara sağla- nan destek nedeniyle "ban ülke- ler" ile güvenlik alanında işbirli- ği yapılmasınm mümkün olmadı- gını \ urguladı. Aşın dinci akımla- nn. ülkelerin refah ve güvenliğini olumsuz yönde etkilediğini \ur- gulayan Karadayı. "LaiÛik ve di- ni hoşgörü, Türki>e Cumhuriye- ti'nin temel taşlarından biridir. Di- ğer ülkelerin bu temel ilkemize yaklaşımı bizim açımızdan önem- lidir** diye konuştu. Sezginde. 1990yılındanbuya- na ya$anan sıcak çatışmalar. fun- damentalist gelişmeler. etnik \e aşın milliyetçi akımlar. terorizm ve yabancı düşmanlıgının gü\en- sizlik ve istikrarsızlıgı arttırdıgını belirtti. Akdeniz \e Ortadogu"da yükselen aşın ideolojilere dikkat çeken Sezgin. füze bunalımını kastederek. •'Eğer komşulanmız. kitte imha silahlanna sahip olur- larsa bundan ilk etkilenecek ülke Türki\e olacaktır" dedi. Sezgin. köktendincilik konu- sunda şöyle dedi: "*Bu akım. özel- likle Akdeniz havzasının güvenliği- ni tehdit eden önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmakta. de- mokratik düzenleri temelinden sarsmavı amaçlamakta. demokra- tik ve sivil toplumları tehdit etmek- tedir. Bu nedenle köktendincilik. banş ve istikran tehükeve düşüren yıkıcı bir güç oluşturmaktadır." RP'li Melîh Gökçek înceleniyor I Baştarafi 1. Sayfada gönderdigi ve \akıflardan sorum- lu Devlet Bakanı Metin Gürdere ile Sanayi Bakanı Yaiun Erez'den de inceleme başlatmalannı istedi- gibildirildi. \'ali Şahinoglu'nun.24 Eylül 1994 tanhinde BÇG ile görüş- tügü ve 8.8.1994 tarihinden itibaren usulsüz atama. işten atma, harem- lik-selamlık uygulamaları ile dinci vakıf. yurt ve okullara beledişeden yardım yapılması konularının da aralarında bulunduğu 60 dosyayı verdiği öğrenildı. Anakenl Belediyesi'ne baglı 14 şirketin 1 trilyon 376 milyar lira ser- mayesi bulunduğu saptanırken. Gök- çek'in. Bâlâ Kuran Kursu, Güdül Öğrenci Yurdu. Süleymanıye Küllı- yesi. Güheren Imam-Hatip okulu. Haymana Kuran Kursu, Çamlıdere Kuran Kursu'na belediye mallarını verdiği belgelendi. Şahınoğlu'nun BÇG'ye sundugu Gökçek dosyalannm ana başlıklan şöyle: - Akit gazetesi. Milli Gençlik Vak- fı çalışanlannı usulsüz istihdam. - Altınpark havuzunda haremlık- selamlık uygulamaları. (Parktakı heykeller müstehcen bulunarak sö- küldü). - Muradiye Vakfı'nın şirketi olan Tayfur Proje Ltd. Şirketf ne yapılan usulsüz ihaleler. (Dıni vakıflara kö- mür \e arsa ayncalığı). - tş akitlerinin usulsüz feshedil- mesi. (Belediyede çalışan sol görüş- lü çalışanlann görev lerine son \ eril- di. Bazı memurlara yollarda araba saydınldı.) - Doğalgaz fiyatlarınm fahiş tu- tulması (Doğalgaz abonelik ücreti 300 dolara yükseltilirken. kullanım ücretinde de yasal düzenlemelere ay- kın olarak fahış fîyatlar öngörüldü. Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kamu davası açıldı.) ( - ASKt Genel Müdürlüğü'nde Al- fagaz fırmasına verilen montaj iha- lesinde usulsüzlük. - Makam odasına alınan eşyalar- da ihale usulsüzlüğü. - Kamu harcama bedelleri öden- medi. - Yasal dayanağı olmayan yetki devri. - Otomobilciler ve Şoförler Oda- sı"na baskı yapıldı. - İlçe belediyelerıne yapılan yar- dımlar. - EminÇölaşan'ı tehdit. Hakkında açılan birçok davadan "zamanaşımr'yia kurtulan Melih Gökçek'ın. diğer bazı uygulamaları da şöyle: - RP Sıvas Milletvekili Temel Ka- ramollaoğlu'nun damadının sahibı olduğu Poyraz Inşaat'a Kocatepe Otoparkı'nı ve tesislerini yasaya ay- kın bir şekilde ihalesiz verdi. - RP Malatya Milletvekili Oğuz- han .\sUtürk"ün yeğeninin sahibi ol- duğu ,\ntant şirketine ihalesiz ışler verildi. - RP1İ Ş. Urfa Milletvekili tbra- him Halil Çelik'in akrabalarına EGO'da işler verildi. - Erbakan"ın korumalan Sakarya grubuna 200 milyar tutarında. Anka- ra'nın eski Belediye Başkanı Meh- met Altınsm 'un yeğeninin şirketine 300 milyar lira tutannda ış verildi. - Başkent'in amblemini değiştirir- ken. gecekondulara kat izni vererek şehrin görünümünü değıştirirken ye- şil alanlaramacına aykın kullanıldı. - Ankara'nın simgesi olan Ataku- le mevzuata aykın şekilde. Belediye Meclısi karan olmaksızın değerinın çok altında satıldı. - Belediyede çalışan çok sayıda iş- çi atılırken. belediye hastanesi"nde çalışan hekimler' hukuk dışı görev- lendirildi. 'Başkanlık sistemi Türkiye'ye uymaz' • Baştarafi 1. Sayfada ülkeler arasındaki aynmı çok iyi tah- lil etmek gerektiğini söyledi. Meral. Türkiye'nin uzun yıllar mevcut sis- temle yönetildiğine dikkati çekerek şunlan söyledi: "Ülkemiz, yıllardır yürürlükteki sisteme alıştı. Böyle bir sistemin de- ğişmesi ülkemize ne getirir, ne gö- türür bunu iyi değerlendirmek la- zım. Başkanlık sistcmi halka çok iyi anlanlmalı. Çiinkü halk konuyu henüz kavramış değil. Konu kamu- oyuna iyi anlatıldıktan sonra, daha sağlıklı bir sonuç elde edilebilir." DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budakise başkanlık sisteminin ön- ce TurgutÖzal. şimdi de Cumhur- başkanı Süleyman Demirel tarafm- dan Türkiye'nin gündemine geti- rildiğini kaydederek, başkanlflc sis- temi uygulanan ülkelerde. etkin bir örgütlenme ve iyi işleyen bir dev- let mekanizmasından söz etmenin mümkün olmadığını kaydetti. Baş- kanlık sisteminin tartışılmasına karşı olmadığını anlatan Budak. "Demokratikleşmeyi tamamlama- mış ülkemizde. başkanlık sistemi- nin çok büyük yarar getireceği ka- nısında değilim" dedi. Hak-lş Genel Başkanı Salim Us- lu da. Türkiye""de başkanlık siste- minden önce. demokrasi sorunu olduğunu savunarak, öncelikle de- mokrasinin üzerindeki gölgelerin. kamburlann ve ayıplann kaldınl- ması gerektiğini iddia etti. Demok- ratikleşme sağlanmadan oluşacak başkanlık sisteminin. beraberinde 'seçilmiş sultanlığı' getireceğini ile- ri süren Uslu, sistemi vesayetten Nickelodeon, Türkiye'nin çocuklara özel ilk televizyonu! kurtararak halkın gücünün öne çı- kanlmasını istedi. Uslu, evrensel demokrasi ve hukuk normlannı orurtmadan sistemde yapılacak bir değişikliğin, bazı kişileri ve vesa- yeti güçlendirmekten başka bir so- nuç getirmeyeceğini kaydetti. Başkanlık sisteminin demokra- sinin tam uygulandığı ülkelerde bi- le sorun olduğunu belirten TİSK Başkanı Refik Baydur, 'sorun olu- yor' diye böyle bir aşamaya giril- memesinin de yanlış olacağını söy- ledi. Ecevit'ten yatırım çağrısı KSKXRA (Cumhuriyet Bürosu)-Başbakan Yardım- cısı Bülent Ecevit, Batman. Bingöl ve Bıtlis illerınin olağanüstü hal yönetimi kapsamından çıkarılması karannın saJı günü yapıla- cak Bakanlar Kurulu top- lantısına sunulacağını söy- ledi. Ecevit. Başbakanlık'ta kabul ettiği Avrupa Türk Işadamlan ve Sanayicileri Demeği (ATİAD) yönetici- lerine Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya sağlanan teş- vikleri anlatarak yatınm yapma çağnsında bulundu. Hükümetın üçpartili birko- alisyondan oluşmasına kar- şın büyiik bir uyum ve hız içinde çalıştığını vurgula- yan Ecevit, hükümetin gö- rev de kalması halinde özel- leştirmede büyük mesafe kat edeceklerini kaydetti. Avrupa Birliği'yie ilişki- lere de değinen Ecevit. •"Türkiye için AB'ye üyelik yalnızca bir hedef değiL ay- nı zamanda bir haktır" di- ye konuştu. AvTupalılann, Türkiye'nin potansiyelin- den çekindiğini düşündüğü- nü anlatan Ecevit. "Yuna- nistan'a 8-10 milyardolarlık desteksağlanıyor. O miktar- da bir destek Türkiye'ye sağlansa Türkiye'de büyük bir kalkınma hamlesi ola- caktır. Onun için bu kaygıla- n ben ciddiye ahnrvonım" dedi. Ecevit. bir gazetecinin DYP liden Tansu Çillerın "Seçilmiş hiçbir genel baş- kan. onbaşı oüna şerefsizüği- nigöstermedi"sözleriyle il- gilı sorusunu. "Çok iizücii birolay " diye değerlendirdi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada atama ve tayinlerin tüm çıplaklığıyla ortaya konma- sıydı. Bu yapılmadığı gibi, tam tersi bir yaklaşım görü- yoruz. Kamuoyu haklı olarak aile atamalarını dilıne do- ladı. Dikkat edilirse, RP ve DYP'den bu tür atama- lara olağanüstü muhalefet gelmiyor. Sadece arada bır kendi adamlarına dokunulur- sa bozulup, homurdanıyorlar. Erbakan bir garsonun lller Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine atanmasını bile "espriyle" karşı- ladı. Belki de içinden. "Bu da bir şey mi, biz kim- leri nereye atadık" diye düşündü. Kadrolaşma konusunun iki boyutu var: - REFAHYOL dönemi. - Yeni hükümetin yaptıkları. Kimileri, "Kardeşim eski hükümet ömrünü dol- duralı üç aydan fazla oldu. Hâlâ o günler mi?" di- yebilir... Demesinler... REFAHYOL'un devlet çarkına verdiği zararın de- ğil giderilmesi, boyutları bile tam olarak ortaya çı- karılmış değil. İki örnek verip, konunun öteki boyutuna geçe- lim. Adalet Bakanlığı'nda, dönemin Adaletı Dağıtma Bakanı Şevket Kazan, geleceğe yönelik de kad- rolaşma yaptı. Açtığı sınavdayedek listesini deya- pıp, "Bakanlığa ileride eleman gerekirse bu lıste- den atama yapılmasını" fermana bağladı. Kendi dönemleri gözlerıni doyurmadı, geleceğı de kapatmaya giriştıler. RP kanadı, devletin kilit noktalarına adam yetiş- tirmede bilinen yöntemlerin dışında bir de şunu uy- guladı: Özellikle dönemin Çatışma ve Sosyal Gerginlik Bakanı'na bağlı kurumlara RP'li belediyelerin kad- rolanndan militanlar alındı. Bu kişiler işe başladık- tan kısa süre sonra Başbakanlık'a yazı yazıldı: "Kurumumuz özeileştirileceğı için cazıp kılın- ması bakımından fazla elemanların devletin öteki kadrolanna geçirilmesi..." Başbakanlık'ın oluruyla bu kişiler RP açısından önem taşıyan öteki kurumlara geçirildi... RP'li belediyelerden RP'li bakanlıklara bağlı ku- rumlara, oradan devletin kilit noktalarına... Hilenin bu kadarı şeytanın aklına gelmez... Yetkili-yetkisiz bu kişilerin çoğu kadrosunun ba- şında... BAC'ANAP'... Kamuoyu bu haksızlıkların gıderılmesini bekler- ken. yeni hükümetin özellikle ANAP kanadı 1980'li yıllardaki alışkanlıkla işe girişti... Devlet kurumları akraba evliliklehyle karşı karşı- ya. Bir başbakan çıkıyor, koskoca kurumda güve- necek bir tek bacanağını buluyor. Bu tutumunda da ısrar ediyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit muhalefet- teyken öteki partilerin yolsuzluk olaylarının üzeri- ne gitmemesi konusunda, "YolsuzlukJar dengesi kurulmuş durumda. Her partinin bir açığı var. Bu yüzden kimse ötekinin üzehne gidemiyor" demiş- ti. Şimdi benzer durumu kadrolaşma konusunda yaşıyoruz. Sağ partiler, iktidarda olsun muhalefet- te olsun birbirlerini kolladıkları ıçin kadro talanına ses çıkarmıyorlar. Kimi bakanlıklarda öylesine kemikleşmiş bürok- ratlar var ki, neredeyse bakanın yerinde kalıp kal- mamasında belirleyici olacaklar. Hani bakanın bir işi varsa, "Hamili bakan yakınımdır" diye kart yaz- salar yeridir. Bu çark dışında "ayakta" kalan tek bürokrat ti- pi, her bakana göre biçimlenebilenler oluyor. Bu tipler öyle bir kumaş ki, entariyken mayola- şabiliyor... Olan da, yağcılığı beceremeyen, işini iyi yapma- yı tek erdem olarak kabul eden. dürüst bürokrat- lara oluyor. Onlar yaya, omurgasızlar kadroya... Dürüst olmak bir üstte olmayı getirmiyor... 6 İthal rejiın tutmaz' • Baştarafi 1. Sayfada rektiğine dikkat çeken Gençcan. tezinde, "Os- manlı İmparatorluğu y ı- kıntüan üzerine inşa edi- len Türkiye Cumhuriye- ti tek kişinin devlet haya- tına egemen olması anla- yışına tepki olarak doğ- muştur. Atatürk'e sahip olan bir toplumda, bir dönemde dahi başkanlık rejimi düşünülmemiştir. Atatürk, bütün kişiliği ve ağuiığma karşm Meclis hükümeti sistemini tercih etmiştir" görüşüne yer verdi. Gençcan. Türki- ye'deki siyasi pânilerin oligarşik bir yapıda ve değişime kapalı bulun- duğuna dikkat çekerken. " Siyasi partilerimiz mev- cut statükoyu sürdür- mekteısrarta bir tavır ser- gilemektedir" görüşüne yer verdi. Türkiye'nin üniter bir devlet olduğunu kayde- den Gençcan. başkanlık sisteminin uygulandığı ABD"-nin federal bir ya- pıda olduğuna dikkat çe- kerek şu görüşleri kay- detti: "ABD'de uygulanan başkanlık rejiminin ay- nen benimsenmesi ola- naklı değildir. Federal ya- pı, bir siyasal tercih soru- nudur. Türkiye'nin için- de bulunduğu koşullarda federal biryapılanmasöz konusu değildir. Bu ko- şullarda Türkiye'ye özgü bir başkanlık rej imi oluş- turulabileceği ifade edile- bilir." ABD'de sistemin kilit- lenmemesi için başkan ve kongre arasında zo- runlu bir uyum bulundu- ğuna dikkat çeken Genç- can. Türkiye'de ıse siya- sal uzlaşmanın güçsüz, uzlaşmaz bir tablo sergi- lediğine dikkat çekti. Gençcan, tezinde şu gö- rüşlere yer verdi: "Türkiye'de parla- mentoda birçok siyasal parti yer alıyor. Başkan- lık rejiminde heybetli si- masıyia başkan, bu siya- sal partiler arasından tek olarak yükselecektir. Re- jim bu anlamda siyasal gövdede bir yarümaya neden olacaktır. fktidar Meclis yerine bir kişide yoğunlaşacakür. Başkan- lık sistemi ABD dışında uygulanan ülkelerde ba- şanlı olmadı. Türki- ye'nin sorunlan tek renk- li y ürütme ile çözülemez. Başkanlık rejimi ülke- mizde biriken sorunlan çözmek yerine yeni so- rıınlar getirecektir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle