25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 ALLECRO EVİNİLYASOĞLU Müzik dünyamızdan başardar üstüneSanatçılanmızın yurtdışındaki başanla- a hele kompakt disklerle tarihe geçme- len kıvanç verici. Yaz başından bu yana göğsümüzü kabartan bırkaç olayı aktara- lım. Önce bestecınüz Cengiz Tanç'ın ha- zıran başında Akdenız Müzık Konferan- sı'nda seslendirilen "ÇeBo veOda Orkest- rası" konçertosunun başarısına değine- lim. Şef U. Brunoyönetiminde çellist Ka- roBn Ölçer tarafından seslendirilen kon- çerto, kanlan eleştirmenlerin yapnğı bir oylamada en başanlı eser olarak nitelen- miş. "Çağdaşmüzikte yeni ve gerçekten3- giuç bir yaklaşım" olarak değerlendiril- miş. Piyanistimız Mehmet Okanşar'ın 21 Ağustos'ta 45. Ljublıjana Festıvalı'nde verdiği resıtal, sanatçının uluslararası ba- şanlanna eklendi. Bestecı-piyanistimiz Fazü Say, Monaco Sarayı'nda ve Menton Festivali'nde çaldıktan sonra Mermoz Ge- misi'ne bınerek ılk resıtalini ünlü viyola- cı Vüri Bashmet ile verdi. Ardından ken- dı resitali ve James Judd yönetimındeki Londra Senfonı Orkestrası ile kendi piya- no konçertosu ile bır Mozart konçertosu- na solist oldu. Fazıl Say'ın en güzel habe- ri bundan böyle TELDEC sanatçısı olma- sı ve yogun bir CD üretimıne başlaması. Ve en taze başan haberi Ankaralı piya- nıstOzgûrAydm'ın. 1972 dogumlu sanat- çımız halen Kammeriing'in öğrencisi ola- rak Almanya'da yaşamakta. Son katıldığı ARD, Alman Radyo-Televizyon Kurumu yanşmasında en yüksek dereceyi almış. Birincilik venlmeyen yanşmada ıkinci olan Özgür, birinci içm konan tûm ödül- leri de almış ve fınalde Brahms'ın bırin- cı piyano konçertosunu, Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası eşliğinde seslendirmiş. Kompakt diskler Ferit Tflzün'ün Midas'ın Kulaklan başlıklı satırik operası, şef Renghn Gök- men yönetiminde Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası solistleri ve korosu tarafından seslendırilmiş. Ilk kez ülke- mızde bır Türk operasının CD'si yapıl- mış oluyor. Keşke böyle bir kültürümüz olsa da herkes arşivinde bir Türk opera- sının bulunması gereğine inansa! Bizim de opera CD'lerimizın sayısı artsa. Gün- gör Dilmen'rn harika metnini güzelrm ar- tıkilasyonlan ile okuyan Murat Göksu. Murat Akar, Hakan Tıraşoglu, Sabri Ka- rabudak ve Y. Emre Ozorhan'dan oluşan sanatçılan kutlanz. Ay tannçayı seslendi- ren Oytan Pirofli ıse o küçücük rolde ye- teneğini ortaya koymuş. Orkestra ve ko- ro arasında ustaca bır denge kuran Ren- gım Gökmen, Stravinsky benzen bu çağ- daş yapıtı tüm renklenyle ve yirminci yüzyıl müziğjnin karaktenyle yonımla- mış. Yaşayan bir müzik, modernızm ile rrritolojinin ikilemini birleştiriyor. Kûltûr Bakanlığı Devlet Opera ve Bale Müdür- lüğü'nün prodûksiyonu olan bu CD'deki tek kusur. bölümlerarasrna ID konmamış olması. Örneğın Ay Tannçayı duyrrıak is- tiyorsanız perdenın 30. dakikasına kadar elinizle ilerletmeniz gerekiyor CD'yi. De- nizleri geçip derelerde boğulmak, hep ge- liyor başımıza. Istanbul Kuvartet, ikı Brahms dörtlûsü ile Brahms yılına Türkiye'den katkıda bu- lunmuş. Raks tarafından piyasaya sürûlen kompakt diskte Brahms'ın op. 51. no. 2 ve op 67. si bemol majör kuvartetleri yer alıyor. Istanbul ICuvartet adı altında 1992'de kurulan bu topluluk, ilk günden beri koyduklan amaca kararlı adımlarla yürûyen dört genç hanımdan oluşuyor. •Şef Rengim Gökmen yönetiminde ilk kez ülkemizde bir Türk operasının CD'si yapıldı. Akdeniz Müzik Konferansı'nda seslendirilen Cengiz Tanç'uı konçertosu, en başanlı eser olarak nitelendirildi. Kâmran Ince'nin yapıtlanndan oluşan CD'yi Albany Senfoni Orkestrası seslendiriyor. Seda Subaşu Dolunay Erten, Deniz Yücei ve Şafak Yayın. ltalyan kuvartetmin vıyo- lacısı PioraFarulli tarafından yönlendiril- miş: Accademıa Musicale Chigiana'nın beş ylılık master-class prograrrundan onur diploması almış ve aynca "Scuota di Mu- ska di Hesole" okulunu da 1997'de ta- mamlamışlar. Brahms CD'smde zengin bir sonorite, saydam bir doku, net bir ar- tikûlasyon ve Brahms'a yaraşan bir hü- zûn, abartısız olarak yansıyor. Üyelerin tümûnûn aym teknik ve duygulan pay- laşması da oda müziğı yapmanın bir aile işi olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Coş- kuyla, keyifle dinlıyonım bu CD'yi. Kâmran tnce, artık gerçekten dûnya çapmda bir bestecimiz. Çağrmızda gör- selliğin müziğe nasıl yansıdığını, müzik- le bir öykûyü bir manzarayı anlatan sen- fonik poem kavramınm gûnümüze nasıl taşmabileceğini kanıtlıyor. Fall of Cons- tantınople başlıklı argo şırketinden çıkan CD'sinde üç yapıt yer alıyor: Arches (ke- merler), 2. senfoni-Fall of Constantinop- le (Bizans'ın düşûşü) ve Remembering Lycıa (Lycia'yı anarken). "Kemerter", bestecinin Roma Büyük Ödûlü'nü kazanarak bir yıl Roma'da ya- şadığı döneme rastlıyor. Müzik tarihinin bestecıük dalmdaki en önemli ödülü. Ro- ma 'daki kemerlerin ve kubbelenn tarihin- den etkilenen sanatçı, alu çalgılık bu ya- pıtında tek düze bir katmamn üstüne eğ- riler çiziyor, kavisler yaranyor, gözünü- zün önüne dingin bir tarih seriyor. ABD'nin Memphis Oniversitesi'nde öğretim üyesi olan tnce, tkincı Senfoni- si'ni bir dönüm noktası olarak kabul edi- yor. Somut bir şekilde Türk ve Bizans öğeleri kullandığını söylüyor. Dinleyici de mehter davullanyla kilise çanlannm karşıtlığını; kemanlann yaylanndaki tiz seslerde gemilerin kızaklardan kaydınh- şını izliyor. Gizemli, görkemli, büyük or- kestra efektlennin kullamldığı aym za- manda minimal bir yapımn dinleyiciyi bıktırmadığı. çağdaş bir yapıt. Aym mi- nimalizmi Remembering Lycia'da da pi- yano ve orkestra ile konçerto ortamında kullanrmş. Bu kez çağlar ötesınden bir uygarlığın dalgalarla sahil şendine vurdu- ğunu duyurarak. Kâmran Ince'nin yapıtlanndan oluşan CD'yi David Allan Mffler yönetimındeki Albany Senfoni Orkestrası seslendiriyor. Müzik dünyaruza yepyeni bir boyut kat- mak, eskiyle yeniyi, geleneksel ile moder- ni birleştirmek için Kâmran Ince'yi din- lemelisiniz. Maria Callas ölümünün 20. yılında dünya çapında çeşitli etkinliklerle anılıyor -** 'Vasathktan nefret eden' bîr divaKültür Servisi -" Taşkınlık- tan pek boşlanmam. IngiMzka- rakiejrine sahip birijim. Duy-"" gulanmı açıkça sergfleme ta- raftan değuim. En büyük so- nın şu ki. hayranlıkla bir şeyi yapma eğiliminde olduğunuz- da. mükcmmeüiği' erişü'ğiniz noktada bu mükemmeffik ay- nı zamanda sanaü öldürüyor. Sanat hiçbirzaman muüak bir şey değUdir: Arakksız olarak kendini yenilemeti ve sürekü değismelidir. Ben her şeyden önce bir insanım ve yorumla- dığım rouer de insanca— Va- saüıktan nefret ederim. ama beni yanlış anlryorlar ve kap- risli bir kadın oiduğumu, tek kaygımın daima kendimi en iyi konuma getirmek, mükem- melleştirroek olduğunu diişü- nü>orlar. tnsan sava^madan en i>i>e ulaşamı>or. Oİduğum gibi davranmayı severim ve dünyada hiçbir şey için otdu- ğumdan faridı gözükmek iste- mem. Benim 'dışı bır kaplan" oiduğumu sö>lüyorlar. Bu. ko- nuja gerçekten de ivi bir man- şet ve okuyucunun dikkatini çekiyor. Kaldı ki dişi kaplan çok güzel bir canlı. Neden mi beni böyletammhyorlar? Sah- ğı en güzel sese sahip olma- yan, ancak tragedya yorumla- maktaki dehast da tartışılmaz boyutta olan bir sopranoydu. 1956 yılına dek hayranhk uyandıncı tınılardaki sesiyle, opera yorumculuğunun gerek- tirdiği hem sözcüğü hem no- tayı, asla bir dığerinden ödün vermeksizın ustaca aktarabi- len bir sanatçıydı Callas. Bu bakımdan,"Tosca''yı, "Lu- da"yı,a Nonna"yı, "Lady Macbeth"i, "GİOCOD- da"yı,"Medea"yı ve «La \%s- tak"i, kimsenin onun kadar güzel yorumlayamayacağı çokça söylendi. Callas'm sesi yumuşaklığın ve kadınsılığın ıdeal bir birleşimi olarak yo- rumlanırken, içinde aynı za- manda hem şehveti hem iffeti banndınr nitelikteydi. Sanat- çımn eşcinsellerle yakınlığı da bu nedene bağlandı. Yunan ar- matör Aristo Onassis ile olan bağlannsı dönemin paparazzi- lerini oldukça kışkırtırken, yıl- dızvn daha da gündemde kal- masına katkıda bulundu. Ma- na Callas ltalyan opera sana- tında bir döneme damgasını vurmuş bir sanatçıydı. Callas aynı zamanda LeylaGeocer'ın nedeki yürüyüş tarzun krvrak bir kediyi andırdıgından bu yakışarma>'i yapryorlar sanı- yorum. Beni en çok kızdıran da hakkunda anlaölan ve hiç- bir anlam taşımavan asılsız bi- kâyeler- Sefü bir çocukluk ge- çirmişim. Bu tamamen yanuş. Annemle babamın gün boyu benim önümde tarbşüklan söyleni\or. Doğrusu. npkı ol- ması gerektiği gibi normal bir çocukluk geçirmiş olduğum. Bunu gelecekte yazdacak bi- yografıkre kavdetmeleri gere- km-" 1950'li yıllann sonlarrnda kendisiyle yapılan söyleşiler- de bunlann altını çizmiş Ma- ria Callas Maria Callas' ın plaklan gü- nümüzde hâlâ 750 bin satıyor ve ölümünden 20 yıl, opera sahnelerinde son defa gözük- mesinden 32 yıl sonra müzik dünyasında bır 'diva' olarak anılıyor. Mana Callas, belki bir sanatçının sahip olabılece- de önemli bir rakibiydi. 1945- 1950'li yıllarda yıldızı olduk- çaparlayan Callas, 1950'lerde uluslararası sahnelerde boy göstermeye başladı. Sanatının ilk yıllanndaki fazla kiloların- dan kısa bır sürede büyük bir azimle kurtulan, sanatta da da- ima değişimuı gerekliliğine inanan ve meslektaşlan kari- yerlerini otuz ya da kırk yıl sürdürürlerken, kendini sahne üzerinde tüketen Callas'm, bir "Vîoletta''yı her yorumlayışta gerçekten de her sefennde bir anlamda öldüğü bilınir. Cal- las, sanatını da oldukça ciddı- ye alan binydi. Maria Callas, Avrupa gençliğini yeniden opera sahnelenne çeken ve ltalyan opera sanatını yaşar kı- lan ender sanatçılardan biriy- di. Onun sanatında sosyal farklüıklan, kültürel değerle- ri aşan bir nitelik vardı. Onun için sanat, geniş halk kitleleri- ne hitabetmekle eşdeğerdey- di. Tıpkı "Tosca" gibi, aşkı ve sanaü iç ıçe yas/adı. Mana Callas'ın ölüm yıldö- r nümfi dünyaçapındaçeşitli et- kinliklerle'kutlanıyor. Ülke- mizde Yıldız Kenter ilk kez 9.Uluslararası Istanbul Tiyat- ro Festivali'nde sahnelediğı Terence McNelly'nin "Mas- ter Class- Maria Callas" ad- lı oyununu bu sezon da sürdü- rüyor. 25 Eylül'de Antalya Kültür Merkezi'nde sahnele- necek oyun, daha sonra Anka- ra'da tiyatroseverlerle buluşa- cak. Çoğu Callas'la çahşmış bu- lunan müzisyenlerden oluşan bir orkestra Milano'da La Sca- la Operası 'nda bir araya gele- rek sanatçının anısına bir kon- ser verdi. Milano'da açılanbir sergi de Callas'ın La Scala'daki 1951 'de Verdi'nin '\tepri Sd- Hani'siyle başlayan, 1962'de Cherubini'nin Medea'sıyla noktalanan bazen firtmalı an- cak çoğunlukla zaferlerle do- lu yıllanna yer veriyor. Sergi- nin Amerika ve Japonya'yı da ziyaret etmesi bekleniyor. Callas'ın amsına Ingılte- re'de de pek çok etkinlik dü- zenlendi. Lord Harovood, Maria Callas'm yaşamı ve sa- naö üzerine bir konferans ver- di. Barbican'da ise 'The Ro- bert Clark CoDectioo' başlıklı bir sergide sanatçının 1957'de- kı Dallas ziyaretinde çekilen fotoğraflanna yer veriliyor. Londra'da önümüzdeki ay Hellenic Center'da da Callas anısına bır sergi açılacak. CaUas'ın 16 Eylül 1977'de hayata gözlerini yumduğu Pa- ris'te de pek çok etkinlik dü- zenlemyor. Fransız televizyon ve radyolan, Callas'ı, ölümü- nün 20. yıhnda anmak ama- cıyla çeşitli programlara yer verdiler. 20 Kasım'da Paris'te , Opera Comique'de bir konser verilecek. Mart 1998'de de Pa- ns Belediye Oteli'nde bir ser- gi açılacak. Fotoğraflan, kıyafetleri, özel eşyalan ve anılan efsane kadının anısının ölümsüzleş- tirilmesine yardrmcı olacak. Hayranlanm en çok üzen nok- taise 1965 yıhnda FrancoZef- fîrelli'nın çekeceği 'Tosca'nm Callas'ın o dönemdeki sevgi- lisi Onasis ve Herbertvon Ka- rajan tarafından çeşitli hile ve dolaplarla engellenmiş olma- sı. Sanatçının Paris'te yaşadığı yerin yakınlarmda açılacak olan Maria Callas Sarayı dı- şında Callas'm yaşamından kalan tek amt, albümleri. EMI arşivindeki Callas albümleri- nin CD kayıtlannı çıkararak dinleyicilerinin çok daha iyi bir kaliteyle ünlü divayla bu- luşmasını sağladı. Geçen mart aymda çıkan 20 opera CD'sı- nin ardından yeni operalara ve 13 resital diskıne yer veriliyor. Maria Callas, ölümünden 20 >il, opera sahnelerinde son defa gözük- mesinden 32 yıl sonra müzik dünyasında bir 'diva' olarak anıhyor. Callas'ın *< ^ t yaşamındakı dönüm noktalan - 1923'te New York'ta doğdu. Gerçek adı Maria Kalogheropoulos'tu. - 1937'de Atina Ulusal Konservaruvan'na girdi, 1939'da Elvira de Hidalgo'nun sınıfi- na yazıldı. -1941 'de ilk kez profesyonel olarak Atina Operası'nda yer aldı. -1947'de Verona'daPonchielli'mn "LaGi- oconda"smı, Venedik'te VVagner'in "Tristan et Isolde"unu yorumladı. - 1948'de Verdi'nin "Aida", "La Force du Destin" ve Puccini'nin "Turandot" opera- lannda başrol aldı. Bellini'nin "Norma"sı- nı yorumladı. - 1949'da Wagner'in "La Walkyrie et Par- sifal" ve Bellini'nin "Les Puritains"inde y- er aldı. Aym yıl Giovanni Battista Meneghi- ni ile evlendi. - 1950'de Verdi'nin "Le Trouvere", Ros- sini'nin "Le Turc En Italie", Puccini'nin "Tosca" adlı operalannda rol aldı. Scala'da ilk kez "Aida" rolü ile gözüktü. -1951 'de Verdi'nin "LaTraviata'sındarol aldı. - 1952'de Callas, Scala sezonunu, Victor de Sabata'mn yönetiminde, Verdi'nin"Mac- beth"i ile açtı. - 1953'te Cherubini'nin "Medea"sınde rol alan Callas, ilk müzik kaydı "Tosca"yı, yi- ne Sabata yönetiminde, EMI için doldurdu. - 1954'te Chicago Operası'nda şarkı söy- ledi, Karajan yönetiminde "Lucia di Larn- mermoor"u yorumladı. Scala'da, Vıscon- ti'nin sahneye koyduğu "La Vestale"de sah- neye çıktı. - 1955'te Cilea'nm "Andrea Chenier", Bellini'nin "La Somnambule", Puccini'nin "Madame Butterfly"ında sahneye çıktı. - 1956'da Rossini'nin "Seville Berberi", Cilea'nm "Fedora"sında rol aldı. New York'ta Metropoütan Operası'nda "Norma" ile sahneye çıktı. - 1957'de Donizetti'nin "Anna Bolena", Gluck'un "Iphigenie et Tauride", Verdi'nin "Un Bal Masque"operalannda rol aldı. - 1958'de Bellini'nin "Le Pirate" opera- smda rol aldı, ardmdan Roma Operası'na başladı. ttalyan Cumhurbaşkam'mn da izle- diği bir gösteride sahneye tekrar çıkmayı reddedince "Le Monde" gazetesi haberi skandal olarak başsayfa yaptı. - 1959'da Onassis'in teknesiyle,aralannda Sir Winston Churchill'in de bulunduğu bir tekne gezisi yapn. Aym yılm sonunda eşin- den boşanan Callas, basrmn ve paparazzile- rin daha bir ilgi odağı oldu. 1960-1963Georges Pretre ile turne kon- serlenne çıktı. 1964-1965 5 Haziran 1965'te Londra'da, Covent Garden'da opera sahnelerinde son kez göründü. - 1969'da Pier Paolo Pasolini'nin "Me- dea" adlı fıhninde oynadı. -1971-1972 arası New York Juilliard Scho- ol'da master dersleri verdi. -1973-1974-1975 Di Stephano ile birlikte resital ruraeleri verdi. Soppora'da, halkm önüne son kez 2 Kasım 1975'te çıktı. - 1977'de (16 Eylül) Paris'te yaşarna veda etti. 20 Eylül 1977'de cenazesi, Paris Geor- ges Bizet Sokağı'ndaki Rus Ortodoks Kili- sesi'nden alkışlarla uğurlandı. 3 Haziran 1979'da külleri Ege Denizi'ne serpildi. Galeri Ney'de yeni sezon • Kültür Servisi - Ankara Galeri Nev, sezonu 3 ekimde yaşamım Brüksel, Paris ve tstanbul'da sürdürmüş olan Mehmet Koyuncuoğlu'nun ilk Ankara sergisiyle açıyor. Galerinın yıllık programı daha sonra Venedik ve Istanbul bienallerine davet edilmiş bulunan Kemal Önsoy, ünlü heykeltıraş Mehmet Aksoy, çalışmalannı New York'ta sürdüren genç sanatçımız Yankı Enmtan'ın sergilerine yer verecek. Yıl içinde aynca 1951 'den beri açtıgı sergiler ile temsil edildiğı müzelerle Avrupa sanat tarihinde yer edinmış olan tstanbuilu sanatçı Albert Bitran, Erol Akyavaş, 6 yıl önce kaybettiğimiz Hakkı Anh ve Fikret Mualla'nın sergileri de izlenebılecek. Yolsudukla Savaşım Stratejileri sempozyumu • Kültür Servisi - Goethe Institut, United States Information Service, Istituto Italyano di Cultura, Hukuk Felsefesi ve Sosyoloji arşivi işbirliği ile 29 Eylül - 3 Ekim tarihleri arasında "Yolsuzlukla Savaşım Stratejileri" konulu uluslararası sempozyum düzenliyor. Sempozyumun ilk konusu "Toplumsal Bilımler ve Felsefe Açısından Yolsuzluk", 30 Eylül salı günü "'Devlet ve Toplum Yaşamında Yolsuzluğa Karşı Stratejıler-Politika Alanı" konulu panel düzenleniyor. Çarşamba günü ise "Devlet ve Toplum Yaşamında Yolsuzluğa Karşı Stratejiler-Hukusal Bakış", perşembe günü "Devlet ve Toplum Yaşamında Yolsuzluğa Karşı Stratejiler- Özel Sektörde Yolsuzluğa Karşı Savaşım", cuma günü de "Devlet vt Toplum Yaşamında Yolsuzluğa Karşı Savaşım-Medyanm Rolü" konulu paneller yer alacak. Kültür Servisi - 29 Eylül 1972 tarihinde MilliyeT gazetesinin parasız eki olarak yayın hayatına başlayan Milliyet Sanat dergisi 25. yaşını kutluyor. Dergi 70. sayısından ıtibaren bağımsız olarak yayımlanmaya başlarmştı. 1979 yılının sonuna kadar haftalık olarak 35 sayı yayımlanan dergi, 1980 yıhnda 8 sayı aylık olarak çıktı. 15 eylül tarihli sayısında 25. yıl değerlendırmelerine yer ayıran Milliyet Sanat 1980 yılının Ekim ayından bugüne dek onbeş günlük aralarla okurlanna ulaştı. Broadway'in yeni müzikalleri •Kültür Servisi - Müzikal dünyasımn kalbi Broadway'de ocak ayında 6 yeni oyunun galası gerçekleşecek. Tanınmamış yazarlann yapıtlan olan 'Ragtime', 'Triumphof Love', 'Side Show' ve 'The Red Carnatıon'ın yanı sıra müziğmi Elton John'un yaptığı 'Lion King' ile Paul Simon'un 'The Capeman' adlı yapıtlan müzikalseverlerle buluşacak. Eupimages'dan Türk dağıtım şirketlepine destek • STRASBOLRG (AA) - Hollyvvood sinemasma karşı Avrupa film sanayiine destek amacıyla kurulan Eurimages, Türkiye'den iki dağıtım şirketine maddı destek sağlamayı kararlaştırdı. Spot Film Dağıtım, Dam'marka yapımı 'Jerusalem' fıkninin, Özen Fihn de yine Danimarka yapımı 'Smila's Sense of Snow'un dağıtımını ûstlendiği için Eurimages'dan destek görecek. 1988 yıhnda kurulan Eurimages, aynca yönetmenliğini Peter Popzlatev'in ûstlendiği Bulgar, Fransız, Türk ortak yapımı 'Touched by Grace' adlı fılme yardımda bulunacak. K) ÖğnenciŞenliği • Kültür Senisi - Istanbul Üniversitesi açılış etkinlikleri kapsamında Öğrenci Şenliği'nin dördüncüsü 4 ekim günü gerçekleşecek. Şenlik kapsamında fÜ Devlet Konservatuvan 'Big Band Jazz Orkestrası', ÖKM'nin Halkbilim ve Tiyatro kulüplerinin sunacağı etkinlikler, resım, ebru, fotoğraf kulüplerinin sergilen ile 'Işığın Yansıması', 'Kardeş Türktiler' ve 'Bulutsuzluk Ozlemi'nin konserleri izlenebilir. Dpacula pullarda DUBLIN (AA) - İrlanda Posta Merkezi, Irlandalı yazar Bram Stoker'ın korku edebiyatmın başrollerine yerleştirdiği ünlü karakteri vampir Kont Dracula'yı yaratmasınm 100. yıldönümünde hatıra Dracula pullan çıkarmaya hazırlamyor. 1 ekimde satışa sunulacak olan pullarda Dracula'mn tabuttan kalkarken ya da bir kadının boynunu ısınrken resmedilen klasik göriintülerine yer veriliyor. YAPIKREDI SANAT FESTIVAU 97 BUGUN • Tango Pasion ve Seıteto Orkestrası saat 21.00'de Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebilir. YARIN • İngiliz Oda Orkestrası saat 19.00'da AKM'de izlenebilir. • Tango Pasion ve Sexteto Orkestrası saat 21.00'de Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle