Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16EYLÜL1997SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
fienialım
• ANKARA(AA)-
Hazine. bugün 364 gün
vadeli bono ihalesine
çıkıyor. Ihraç tarihi 17
Eylül olarak belirlenen
bonolann gen ödemesı
16 Eylül 1998 tarihınde
gerçekleştinlecek.
Hazine'nın. en son 11
Mart tarihinde
gerçekleştirdiği 364 gün
vadeli bono ihalesinde.
yılhk faiz 109.02
olurken, 217 tnlyon
722.9 milyar liralık
kâğıt satılmıştı. Öte
yandan. Hazine'nin dün
gerçekleştirdiği gen
alım ihalesı. yeterlı
talep olmaması
nedeni\le iptal edıldı.
lOIMkcep
rahatlatacak!
• İSTANBLL(AA)-
Darphane Genel Müdür
Yardımcısı Cahit
Büyüktürk. dün
tedavüle çıkan yenı
madeni paralann halen
tedavülde bulunan 10
bin liralık madeni
paralarla bırlıkte
dolaşımda olacağını
belırtti. Büyüktürk. yeni
10 bin lıralıklara neden
ihtıyaç duyulduğu
sorusuna. "Birincisi
cepleri rahatlatmak içın.
lkincısı. eski 10 bin
liralar çok kalındı.
makineleri zorlu>ordu.
üretimi aksatıyordu.
Cçüncüsü de. paralan
daha şinn bır şekilde
cepte taşımanın ılk
adımı" yanıtını verdi.
E6S Bank'a
kredi
• Ekonomi Servisi -
EGS Bank. ıhracatın
finansmanında
kullarulmak üzere
uluslararası bankalardan
1 yıl vadeli, lıbor artı
1.25 faizlı 25 milyon
dolarlık sendikasyon
kredisi aldı. EGS
Bank'ın, Banker's Trust
Company lıderliğinde,
uluslararası 10
bankanın katılımıyla
oluşturulan
konsorsiyumdan
sağladıgı 1 yıl vad,çli
sendifcasygfı kredisirte
iÇjşkin anlaşmadün
Lbndra'da imzalandı.
Torunlıı'ya
tasfiyeyok
• ANKARA(AA)-
Kamuoyunda "Zorunlu
Tasarruf" olarak
bilinen "Çalışanlann
Tasarrufa Teşvık
Edılmesı ve Bu
Tasarruflann
Değerlendirilmesine"
ilişkin 3417 sayılı yasa
çerçevesinde
oluşturulan hesabın
tasfıye edilmesinin bu
yıl zor, hatta imkânsız
olduğu belirtildi.
Şimdiye kadar 700
trilyon lıranın üstünde
paranın biriktiği
sistemın. en erken
1998'detasfîye
edilebileceği belirtildi.
TÜSİAD
Antalya'da
• Ekonomi Servisi -
Türk Sanayicileri \e
Işadamlan Derneği'nin
(TÜStAD) Yüksek
İstişare Konseyi
toplantısı, 19-21 Eylül
1997 tarihlen arasında
Antalya, Tekirova
Corinthia Clubhotel'de
yapılacak. Açış
konuşmalannı Yüksek
Istişare Konseyi
Başkanı Bülent
Eczacıbaşı ve Yönetim
Kurulu Başkanı
Muharrem Kayhan'ın
vapacağı toplantıya.
Ingiltere Büyükelçısi
DavidLogan ve
Hollanda Büyükelçisi
Dr. Nıkolas Van Dam
katılacak.
Yaşarbank'ta
yeni yönetim
• Ekonomi Servisi -
Yaşarbank üst
yönetıminde yapılan bır
değişiklikle John H.
Bernson, 1 Eylül 1997
tarihi itibanyla yönetim
kurulu başkan \ ekili
olarak görevine başladı.
Genel müdürlük
görevinden aynlan A.
Nadır Topçuoğlu,
yönetim kurulu
üyelığini sürdürürken,
Alı Canip Özardalı
genel müdür vekıli
olarak göre\ yapacak.
; John H. Bernson. son
olarak Amsterdam
• UGBI Bank'ta yönetim
kurulu üyesi ve genel
, müdürlük görevinde
bulunuvordu.
Yatınmlannı Doğu'ya kaydıran İstanbullu sanayiciler, Türk cumhuriyetlerine yakınlığı da dikkate alıyor
Tüıidye'niıı geleceğî Doğu'daFİLtZGÜMÜŞ
Başbakan Yardımcısı BülentEcevit'in Ola-
ğanüstü Hal Bölgesi (OHAL) etkisindeki il-
lerde. yatınmcılara vergi indirimi, ucuz ener-
jı, bedelsız arsa ve işçilenn sosyal güvenlik
pnmlennın devlet tarafından karşılanması gi-
bı bazı ayncalıklar tanınacağını açıklamasıy-
la Doğu ve Güneydoğu Anadolu bu beklenti
ıçine girdi. OHAL dışında kalan Doğu Ana-
dolu illerinin bu ayncalıklardan yararlandınl-
mayacağı endişesini taşıyan bölge yatınmcı-
lan \e İstanbullu işadamlan, OHAL'in bede-
lini dolaylı olarak ödeyen bu illere haksızlık
olacağı görüşünü savunuyorlar.
Sürekli göç veren \e kalkınmada 1. derece-
de öncelikli Doğu illerinden Erzurum ve
Kars'a 64 kişilik bir heyetle "keşiP gezisi dü-
zenleyen lstanbul Sanayi Odası (İSO), ''Tür-
kiye ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl içinde
geleceğinin Doğuttlerindeolduğu" sonucuna
vardı. Yeni yatınmlannı, sanayıye doyan bü-
yük şehırlerden Anadolu'ya doğru kaydıran
İstanbullu sanayıcıler, Doğu illerindeki kış tu-
rizmi, tanm ve hayvancılık ıle maden potan-
siyelleriru değerlendirmenin yollannı ararken,
Türk cumhunyetlenne yakınlığın Doğu'nun
en önemli ekonomik potansıyeli olduğunu be-
lirtiyorlar. tSO yönetımi ve meclis üyeleri,
dört gün kaldıklan Kars ve Erzurum'da Tica-
ret ve Sanayi odalan ve yerel yöneticilerle gö-
rüştü. Kars'ta yapılan toplantıda ISO Başka-
tstanbullu sanayiciler. Kars'ta Doğulu işadamlanyla "ağır o\ un' o\ nadılar.
nı Hüsamettin Kavi, Ermenistan sınınnda ka-
palı tutulan Doğu Sınır Kapısı'nın faaliyete
geçmesinin Kars ve çevresinin ekonomisi için
hayati önem taşıdığını belirtti. Ermenistan
üzerinden Kafkaslar'a, Azerbaycan'a ulaşıla-
cağını belirten Kavı. "Türk dış. politikasında
Kafkaslar'daki banşın kalıcı tenıde orurrula-
bilmesinin Doğu Anadolu için önemini Anka-
ra'ya anlatmak zorundayız'" dcdı.
Kavı, Erzurum'un'un Palandöken Dağı ve
Kars'ın Sankamış bölümünün 3-5 yıl içinde
kış tunzmının dünyadakı en cazıp bölgelen
olacağmı söyleyerek "Kış turizminde gelecek
hiç tereddütsüz Doğu'dadır. Marmara Bölge-
si gerek kışın kısa sürmesiyle gerek doygun ya-
tmmryla cazibesini arnk kaybetmiştir" dıye
konuştu.Kars Ticaret Borsası Başkanı İsmet
Çdik, Kars'm ekonomik gelışmesınin loko-
motifıni, 713 bin küçükbaş ve 375 bin büyük-
baş hayvan potansiyelı ıle tanmın oluşturdu-
ğunu belırterek şöyle dedi:
" Kars'ta 8 barajınfi/ibiliteçahşması yapd-
nuşür. Bunlar yapüdığı /aman arazinin vüzde
35'i sulanacakür. Baoh vannmcılar burava 3-
5 fabrika kursalar bile istihdamlan buradaki
işsizliği çözme\eyetmez. Köylüyü köyündedo-
yunnak lazundır. Bunun için hayvancılıkta u-
cuz kredi ve sulama olanağı sağlanmah, besi-
cilik organize sanayi faah'yete geçirilmeli, süL
et. yapağı için iyi bir borsa kurulmalıdır. Yö-
resel Kafkas halılan değeriendirüındi vçbir de-
ri sanayi fabrikası kurulmahdır. Tiflis-Kars de-
mirvolu projesi de hayata geçirüirse Asya'ya
ulaşacağız. Kafkas Ünhersitesi'nin de aynı ta-
rihte kurulan başka üniversiteler gibi 10-12
bin nüfusa ulaşmava hakkı vardır."
Erzurum'da yapılan toplantıda da Erzurum
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Lütfi Yü-
cefik, Bakû-Ceyhan boru hattının Erzurum 'dan
geçeceğini belırterek bunun ilin ekonomisi
için büyük öneme sahip olduğunu belirtti.
Odalar ve Borsalar Birliği, Hazine Müsteşar-
lığı ve Dünya Bankası ıle ortaklaşa yürüttük-
leri "Yerel Ekonomik Geliştinne Projesi'' ıle
bölgede patates cipsi, dokuma, giyim ve sa-
bun üretimi konulannda fızibilite çalışmala-
nnı tamamladıklannı belirten Yücelik, "Erzu-
rum'un Gayri Safi Yurtİçi Hasıla'dan (GSYH)
aldığıpa\ 1312dolardır.GSYH'ninen yüksek
olduğu Rncaeü ik aranıı/daki fark6 katana ya-
kındır. Kamu >abnmlanndan aldığunız pa\
çok düşüktür. Des let Planlama Teşkilab 19%
ydında Bingöl"e8.8 trihon, Snas'a 7.6 trilyon.
Şanlıurfa'va 6Jİ trihon. İstanbul'a 55 trilyon
pa> ayırmıstır. Erzurum'a ise 2.7 trilyon Bra
verilmiştir" dedi.
Benetton yine
firtınalar koparacak
SEVtM ERTEMUR
TREV1SO - Luciana Be-
netton ve Otivero Toscani...
Onlar ikı çılgın ttalyan...
Birisi alışılmışm dışında bır
işadamı. Tüm çılgınlan etra-
finda toplamış. fabrikasında
en önemli me\kılere getir-
miş. Reklam ıçm çınlçıplak
poz vermekten kaçınmıyor.
Dığerinın ıse çektıği. özellık-
ie ırkçılığı konu alan reklam
filmleri tüm dünya'da olaylar
yaratıyor. Çılgın ikilinın ye-
ni hedefi: lsrail- Filistin ba-
nş sürecı... Amaçlan: Yine
tüm dünyadafirtınalarkopar-
mak...
Reklam dünyastnın asi fo-
toğrafçısı Toscani, bu hafta
içinde Israil'de çekimler ya-
parak Ortadoğu banşı için
"zayıf" ama bir o kadar da
"gûçlü" umutlar besleyen
pek çok insanın sıradışı hi-
kâyesıni görüntüleyecek ve
Benetton'un 1998 Ilkbahar-
Yaz Katoloğu'nda tüm dün-
ya halklanna Benetton renk-
leriyle "banş" çağnsında bu-
lunacak. Tüm politik kavga-
lara rağmen kendi aralannda
banşı sağlamış olan lsrail ve
Filistin halklannın yaşamla-
nndan kesitler sunacak olan
Toscani'nin fotoğraf karele-
rinde. Tel Aviv'de aynı apart-
man dairesini paylaşan biri
Arap. ikisi Yahudi üç üniver-
site öğrencisi, Filistin'i sa\Ti-
nan dört Israılli avukatm ya-
nı su^ Hebronhı iki'foto mu-
habin de yansıyacak...
Bombalanan yerlen gö-
rüntülemeye gittiİderinde sü-
rekli karşılaşıp sonunda ar-
kadaş olan biri Filistınlı, di-
ğeri Yahudi foto muhabirle-
ri, Benetton gıysilen içensin-
de adeta politikacılarla alay
edecek...
Babasının ölümü üzerine
ailesini geçindirmek için kız-
kardeşinin ördüğü kazaklan
satarak ışe başlayan Luciana
Benetton. Italya'da bugün bir
Benetton imparatorluğuna
sahip. ltalya'da en çok vergi
verenler sıralamasında ıkincı
gelen ve geçen yıl 3.7 milyar
dolar ciro yapan Benetton
firması, geçen hafta kapılan-
nı Türk gazetecilere açtı.
Benetton'ın yönetim mer-
kezı. Venedıkli aileye aıt ve
tüm özelliklen korunarak
restore edılmiş vıllada faalı-
yet gösteriyor. Gerek burada
yanı Villa Minelli"de. gerek-
se Treviso kentindeki endüst-
riyel tesislerde çalışma ko-
şullan son derece modem.
Dışandan baktığıruzda ye-
şillikler arasındaki modern
binal'arm dışında hiçbir şey
görünmüyor. Ancak yeşillik-
lerin altında ya da modern
tek katlı binalann içerisinde
otoparklar, üretim ve dağıtım
tesisleri bulunuyor. Benet-
ton 'da tüm üretim. dizayndan
dağıtıma kadar bilgisayar
teknolojisiyle gerçekleştirili-
yor. 'BigCharli' adını verdik-
leri sistemle el değmeden
örülen, dikilen giysiler am-
balajlanıp kutulanarak dağı-
tılacak 120 ülkeye, verilen si-
parişlere göre sessizce aynlıp
kamyonlara yüklenıyor.
Son üç yılda teknolojiye
150 milyon dolar harcadıkla-
nnı belirten Benetton'un Ge-
nel Müdürü GkwanniCanta-
galli, şimdiden 1998
T
ifı sipa"
rişlerini aldıklan için bu yıl
içinde iyimser olduklannı ve
2000 yılına kadar hedefleri-
nin her yıl yüzde 5-6 büyü-
mek olduğunu söylüyor.
Benetton, ünlü spor markala-
n Nordica, Prince, Rollerbla-
de, Killer Loop. Kastle. Aso-
lo, Ektelon'u da bünyesine
katmış bulunuyor.
Villa Minelli'(hki merkez binası fle dikkati çeken Benet-
ton'da üretim, bilgisayar teknoiojisiyle gerçekleştiriliyor.
ÇIFTÇININ DOSTU/ SADULLAH USUMI
BURSA - Tanm kesimi tam bir şaş-
kınlık içinde... 1980 yılından sonra işba-
şına gelen hükümetler, dünyanın en iyi
iklim koşullanna sahip Türkiye'de tarı-
mı batırmak için ellerinden ne gelirse
yapıyorlar. Üretim düşüyor, kalite bozu-
luyor. Gıda ürünleri ithalatı giderek artı-
yor... Çiftçi borç içinde... Birçoğu mah-
keme ve icra kapılarında sürünüyor...
Büyük çoğunluğunun cebinde yeni ürü-
nü ekmek için gerekli olan parası yok...
Büyük umutlarla kurulan Mesut Yılmaz
hükümeti aldığı yanlış karariarla tanm
kesiminde kısa süre içinde büyük yara-
laraçtı...
Akaryakıta arka arkaya gelen zamlar
tüm dar gelirlilerle birlikte çiftçiyi de ca-
nından bezdirdi. Akla gelebilecek her
çeşit sanayi ürününün fiyatlannda ade-
ta patlamaoldu... Traktör veyedek par-
ça fıyatları ateş pahası... Değil almak
yanınayaklaşmak mümkün değH... Çift-
çi, traktörlerini, su motorlarını, varsadi-
ğer hizmet araçlarını çalıştıramaz hale
geldi. Çünkû mazot fiyatları 100 bin li-
raya dayandı. Köy ve kasabalardan şe-
hirîere yolcu taşıyan minibüslerin sefer
sayılarında bile azalma oldu.
Çiftçinin bu şaşkınhğı devam eder-
ken, tanmın en önemli girdilerinden bi-
ri olan gübreye de büyük oranda zam
gelmesi kasaba ve köylerde tam bir şok
etkisi yaptı... Sonbaharda buğday eki-
minde toprak altına atılacak DAP güb-
resinin fıyatı 44 bin liradan 62 bin lira-
ya, kompoze gübrenin fiyatı da 32 bin
liradan 48 bin liraya çıkanldı... Üre cin-
si gübre bile 39 bin liradan satılacak...
Korkunçrakamlar... Çiftçi ikiveyaüçay
önce akaryakıt ve gübre fiyatlarının bu
rakamlara ulaşacağını rüyasında gör-
seydi dudakları uçuklardı...
Tanm kesiminde sarsıntı
yaşanacak
Ama asıl kimsenin aklının ucundan
bile geçmeyen en büyük darbe Ziraat
Bankası'ndan geldi. Hükümetin talima-
tı ile zirai kredilerin faizleri bir günde art-
tırıldı. Çiftçi eski faizlerle bile borçlarını
bankaya ödemekte güçlük çekiyordu.
Bundan sonra uygulanacak faizleri ise
birçoğunun ödemesi mümkün olama-
yacak. Hem çiftçinin, traktörleri, hay-
vanları, tarlaları elinden gidecek hem
de Ziraat Bankası ve Türk ekonomisi
büyük sarsıntılar geçirecek... Belki de
bu sarsıntıları onarabilmek için 5 yıl, 10
yıl yeni sıkıntılara katlanmak zorunda
Gübreye Büyük Zam, Çiftçi Şokta
kalacağız...
Bu tehlikeleri göremeyenlerin hükü-
met etmesi çok acı. Tanm ülkesi olan
Türkiye'de başbakanların, bakanlann
tanmdan anlamaması veya bir başka
deyişle tanma destek vermekten kaçın-
ması, onları küçümsemesi çok büyük
talihsizlik...
Yıllardan beri yüzde 43 faizle dağıtı-
lan hayvancılık kredisi, geçmiş hükü-
metler ve devlet yetkilileri tarafından
yüksek bulunuyordu. Bu nedenle yüz-
de 20 faizli hayvancılık kredileri uygula-
maları yapılıyordu. Hatta hayvancılığı
• ANAP, DSP ve
DTP'nin ortaklaşa
kurduklan
hükümetin darbesi
yüzünden
Türk çiftçisi
traktörlü dönemden,
öküzlü, inekli
ilkel sisteme
dönecektir.
Bunun ayıbı da
Mesut Yılmaz'ın
kurduğu "umut"
hükümetinin
olacaktır...
yaşatabilmek için hükümetler ve çeşit-
li siyaset adamları yüzde 0 faizli kredi-
ler vaat ediyorlardı. Bunda haklıhk payı
vardı. Zira yüzde 43 faizle hayvancılığı
yaşatmak ve geliştirmek mümkün ola-
mıyordu. Çünkü üreticiler yüzde 43'lü
kredileri ödeyemediği için cins süt inek-
lerini yarı fıyatına kasaplara satmak zo-
runda kalıyorlardı. Hayvancılık geriliyor
ve yok oluyordu. Yıllarca yabancılann
sağlıksız ve çürük çank etlerini halkımı-
za, çoluk çocuğumuza yedirdik. Türk
hayvan üreticisinden esirgediğimiz yüz-
lerce trilyon lirayı yabancı üreticilere
adeta bağışladık. Bundan hem Türk
ekonomisi hem de hayvan üreticileri za-
rargördü... Şimdi hükümet hayvancılık
kredilerinın faizlerini yüzde 43'ten yüz-
de 59'a çıkardı... Bu kararTürk hayvan-
cılığının "idam fermanı"û\r... Tekraredi-
yorum. Bu karar hayvancılığımızın ipini
çekmekten farksızdır. Bu haberi duyan
diğer ülkelerdeki hayvan üreticilerinin
kendilerine yeni bir ihracat kapısı açıla-
cağı için sevinçten göbek attıklarını gö-
rür gibi oluyorum.
'Deli dana'lar yeniden gelecek
Bu talihsiz karar, ülkemiz ınsanını ye-
niden diğer ülkelerin "deli dana"larına,
hastalıklı etlerine muhtaç edecektir.
Belki de Türkiye'ye yeni ölümcül has-
talıklar girecektir. Ülkemizde işsizlik ve
göç artacak, açlık yaygınlaşacaktır.
Bitkisel üretim kredilerinin faiz oran-
ları yüzde 50'den, yüzde 70'e.. traktör
kredilerinin de faizleri yüzde 55'ten yüz-
de 76'ya çıkmış... Can çekişen Türk ta-
nmına ve çiftçisine bundan daha büyük
bir kötülük yapılamazdı. Ayrıca ipotek
işlemlerinin komisyon ve masrafları da
arttı... Tecrübeli çiftçiler bu rakamlarla
traktör faizlerinin en azından yüzde
88'lere, hatta yüzde 90'lara ulaşacağı-
nı ileri sürüyorlar.
Zaten 17 yıldan beri para kazanama-
yan ve bir süreden beri de kendi varlı-
ğından yiyen çiftçiler son gelen zamlar-
la ve yükselen kredi faizleri ile kesinlik-
leayakta kalamaz...
Tarımda iş görebilecek bir traktörün
fiyatı ortalama 3 milyar lira. Türkiye'de
20 milyon çiftçinin içinde 3 milyar lirayı
peşin ödeyerek traktör alabilecek çift-
çi sayısı 50'yi geçmez... Hatta, onlar bi-
le almaktazorlanır...
Kredili alacaklar ise, çiftçilikten kaza-
nacaklan para ile ana para ve krediyi
ödeyemez. Zira, bir traktör için her yıl 1
milyar liraya yakın ödeme yapmak ge-
rekecektir. Bu da Türk çiftçisini tekno-
lojik gelişmelerden vazgeçmek zorun-
da bırakacaktır...
Işte... ANAP, DSP ve DTP'nin ortak-
laşa kurduklan hükümetin darbesi yü-
zünden Türk çiftçisi traktörlü dönem-
den, öküzlü, inekli ilkel sisteme döne-
cektir. Bunun ayıbı da Mesut Yılmaz'ın
kurduğu "umut" hükümetinin olacak-
tır...
Neden sadece çiftçi hedef
ahndı?
Çiftçi, akaryakıt, gübre, traktör, ye-
dek parça, tohumluk gibi tüm girdileri-
ni kredili alımlarlakarşılamaktadır. Böy-
lece, her aldığı girdiye değerinin üç beş
katı para ödemek zorunda kalacaktır.
Aynca, sanayici, ihracatçı ve tüccar
bankalardan aldığı kredileri bir yıl için-
de üç beş kez kullanma imkânına sa-
hiptir. Çiftçinin aldığı krediyi kullanma
şansı ise yılda bir kezdir. Ikinci kez kul-
lanamaz. Çünkü, krediyi aldığı tarihle
üretim tarihi arasında geçen zaman bir
yılın altında olamaz.
Daha da acısı, Türkiye'de tanmın dı-
şında hiçbir kesimin kredi kullanma ko-
şulları değişmemiştir. Hükümetler bu-
güne kadar ihracatçının da, sanayicinin
de, esnafın da kredi faizleri ile oynama-
mıştır. Bu konuda hedef seçilen sade-
ce Türk çiftçisi olmuştur.
Nitekim, böylebirayrıcalıkvedışlan-
ma, tarım kesimini ayağa kaldırmıştır.
Ziraat odalan tepki halindedir... Türkiye
Ziraat Odalan Birliği, Genel Başkanı Fa-
ruk Yücel'in imzasıyla yayımladığı bir
bildiri ile kredi faizlerinin yükseltilmesi-
ni kınamıştır.
Ziraat Odası başkanlarından Fuat
San (Bursa), Nuri Karaca (Karacabey),
Ismail Bolu (Edirne), Süleyman Gir-
men (Adana), Kemal Çetin (Aydın), İs-
mail Büyüksan (Eskişehir), Hikmet
Karabayır (Adapazan), Şerif Baykut
(Tekirdağ), Naci Özkara (Akhisar),
Mahmut Doğan (Menderes), karara
karşı çıkarak Ziraat Bankası'nın kredi
faizîerini eski haline çekmesinı istemiş-
lerdir. Birçok ziraat odası başkanı, hü-
kümet kredi faizlerini eski haline getir-
mediği takdirde eylem yapmak için ka-
rarlı olduklannı açıklamışlardır.
İŞÇİNİN EYRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Rüzgâr Ne Yandan
Esiyor?
"Susuriuk kazasının, ondan önceki cinayetle-
rin arkasındaki gerçekler ortaya çıkmadan hiç
kimse Türkiye 'de hukuk devletinin işlediğine inan-
masın..."
Başbakan Mesut Yılmaz'ın, yukarıdaki cüm-
lelerin de yer aldığı ve "Susuıiuk aydınlanacak"
sözleri ile noktalanan konuşmasına bir itirazınız mı
var?
Tabii ki olamaz. Altına imzanızı atarsınız. Ama
sizde nasıl bir etki yaptı? "Inandınız mı? Hiç de-
ğilse umutlandınız mı"ü\ye sorsam, iş değişecek.
Benim gibi çoğunluk, umutsuz, dudak bükmek-
te. Sonu gelmeyen güzel, doğru söylemlerden
bıkkınlık getirmekte.
Meclis'te dokunmazlıklann kaldınlmasının en
son aşamasında iktidar partileri de suç ortaklığı
yaptıktan, Susuriuk davasının tutuklu sanıklan de-
lil yetersizliği ile serbest bırakıldıktan sonra, Baş-
bakan Yılmaz'ın bu doğru söylemi, yeterli oranda
inandırıcı gelmiyor. Dahası, politikacıların hep gü-
zel konuşup kötü işler yapmalan anlamında umut
değil, umutsuzluk aşılıyor.
Devletın çarkları, yasama, yürütme ve yargısı
ile bir bütün olarak ters dönmeye, işlemeye gör-
sün. Öyle işin bir ucundan tutulup bir yerierinden
düzeltilmeye çalışılması gösterileri hiçbir işe ya-
ramıyor.
işleyışi insan haklanndan, demokrasiden, hu-
kuk devletinden yana düzeltme çabalarının, çar-
kın işleyişınin ters akışının bütünü ile düzeltilme-
si çapında olması gerekiyor.
Kesın yargı içın belki insafsızlık erken sayılabi-
lir. Ama gerçeklerin saklı olduğu ayrıntılar, ANA-
SOL-D iktidarının bugüne kadarki uygulamalan-
nın bütünü, hukuk devletine doğru sağlıklı adım-
lar atılması, devlet içindeki çetelerle hesaplaşma
niyeti üzerinde olumlu hiçbir ipucu vermiyor. Tam
tersi iktidar ittıfaklan, yeni kadrolaşmalan, uygu-
lamalarının bütünü, çetelerle özdeşleşme eğilim-
lerinin ağır bastığını gösteriyor.
Iktidann genel havası, estirilen rüzgârın yönü,
çetelerle hesaplaşma değil, hesaplaşmama yö-
nünde. Yılmaz, rüzgârın yönünü değiştirmekte
ciddi adımlan, hem de çok kısa zamanda atamaz,
aksine örneklerin çoğalmasını önleyemezse du-
rumu çok kısa zamanda Çiller'inkine benzeyecek.
Çiller'in "ya bitecek ya bitecek.." türünden söy-
lemleri ne kadar alay konusu, inandıncılıktan uzak,
söylenenin tersınin yapılacağı anlamındaysa, Yıl-
maz'ınkiler de ona benzeyecek.
Ben şimdilik "Susuriuk aydınlanacak!" sözünün
sonuna birünlem işareti koymakla yetiniyor, mah-
cup olup ünlemi kaldıracağım günlerin gelmesini
dilıyorum.
Bu hükümetin, koalisyonun oluşum, variık ne-
deni, REFAHYOL iktidarının güç kattığı, rejimi ve
laikliği tehdit eden gelişmeleri durdurma günde-
minde bile, söylenenlere, yapılanlara kuşkuyla
bakma noktasına gelmedik mi?
Şeriat cephesi, merkez sağın, hatta sol geçi-
nenlerin zayrf karnını çok iyi biliyor. "Din elden gi-
diyor" parolası ile Yılmaz'a, ANAP'a, hükümete
yönelik eleştirilerin, saldırıların dozu arttıkça, şe-
riatçılara verilen aynntılarda gizli ödünler peş pe-
şe geliyor.
Yılmaz hükümeti, rejımın ve laıkliğın ödünsüz
savunulması konusunda da güven vermekten
uzakta bir gidişatın içine düşmüş bulunuyor. Bir
Kuran kursları, bir kadrolaşma, bır ders kitapları..
ödünleri birbirine eklenince, rüzgârın, çarkların
dönüş yönü terse çevrilebiliyor.
En önemlisi de ekonomik düzen, çıkar ilişkile-
ri, devlet çarklannın, para gücünün ne yana kul-
lanıldığı değil mi? Işte asıl kötü kokular da bu alan-
dan geliyor. Ecevit'ın eski arabası ile simgesel di-
renişi, Güneydoğu'da toprak reformundan söz
edişi hiçbir anlam taşımıyor. Partiler ve partilîler,
tavandan tabana bütün kadroları ile iktidarı, ikti-
dar ve devlet nimetlerinden, haksız, hukuk dışı,
sonuna kadar, arsızca yararlanma olarak algılayıp
uyguluyorlar.
İktidar, yozlaşmanın, yeni dünya sömürü düze-
ninin acımasız reçetelerinin, çıkar sağlamanın,
vurgun ve rüşvetlerin aracı rolünde, kendisinden
önceki hükümetle hızla özdeşleşiyor. Rüzgârın
yönü, çarkları ters döndürüyor.
'Hiperlerde bakkal
sıcaklığı yok'
HAKANDtRtK
İZMİR- Yıllarca süper-
markete karşı savaşan
"kahraman bakkal" hı-
permarketlerin çoğalma-
sıyla cepheden çekilmeye
başladı. Artık marketin
"süper"iyle de yetinme-
yen tüketiciler, alışverişle-
rini "hiper" olandan yap-
maya başladı. Her geçen
gün sayılan azalmaya baş-
layan bakkallar ise tektük
kalmalan nedenıyle adres
tariflerinde belirleyicı un-
sur haline geldi.
Sosyolog Hüseyin En-
gin Ozmen tarafından ya-
pılan "Tophımsal değişme
sürecinde büyük market
yapısında mcydana gelen
değişiklikler ve tüketici
da\ ranışlan" konulu araş-
tırma. ilginç sonuçlar orta-
ya çıkardı. Amerika ve
Avrupa'da temizlik. düşük
ve okunabilir fıyat, kasi-
yer davranışlan, meyve ve
sebzelerde tazelik, yerinin
iyi olması market tercihin-
de birinci derecede etkili
olurken, ülkemizde yakın-
lığın ön plana çıktığı görü-
lüyor. Izmırli tüketiciler
üzerinde yapılan araştır-
maya göre, market seçi-
minde yüzde 40 oranında
yakınlık etkili oluyor.
Marketteki üriin çeşitlihği
yüzde 28, market düzeni
ve temizliği yüzde 13.
müşten hızmetleri yüzde
8.50, marketin tanınmışlı-
ğı yüzde 2 oranında tüke-
ticileri çekıyor.
Yaşar Topluluğu
52 yaşında
tZMİR (Cumhuri-
yet Ege Bürosu) - Yaşar
Topluluğu 52. yılını kut-
luyor.
Birçok sektörde 44
şirketiyle faaliyet göste-
ren. kültür, sanat ve eği-
tim çalışmalanna bünye-
sindeki iki vakıflakatkı-
da bulunan Yaşar Hol-
ding'in Yönetim Kurulu
Başkanı Selçuk Yaşar
yıldönümü nedeniyle
yaptığı açıklamada şu
görüşlere yer verdi:
"Ekonomik tarihimizde
yanm yüzyıh aşınış sana-
yi işletmelerinin sayısı
çok azdır. Hedefimiz,
2000'li yıllarda toplulu-
ğumuzu Avrupa ve dün-
ya ölçegine getirmektir."