Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16EYLÜL1997SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Oğretmen Sorunu
Prof. Dr. CAHİT KAVCAR
Ankara Üni\ersitesi Eğitim Bilimleri
T
ürkiye Cumhunyeti'nin
son 50 yıl içinde önemli
reformlanndan biri, 8 yıl-
lık kesintisiz zorunlu il-
köğretım yasasınm çık-
masıdır. 16.8.1997 günü,
Türkiye Büyük Millet Meclisı'nde ka-
bul edilen ve 18 Ağustos 1997 tarihli
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlü-
ğe gıren 4306 sayılı bu yasa, ülkemız ve
insanımız açısından. ülkemızin gelece-
ği açısından büyük önem taşımaktadır.
Yasanın çıkmasında unutulmaz emeği
geçen aydmlan. basını. Bakanlar Ku-
rulu'nu, Meclisimizin değerli milletve-
killerini gönülden kutlamayı görev sa-
yıyoruz. Bö>lesine kapsamlı ve ülke-
miz için yaşamsal önem taşıyan bir ya-
saya katkıda bulunmak elbette bir onur-
dur. Ne var ki. şu nokta çok iyi bilinme-
li; sadece yasayla iş bitmez. Önemli
olan, yasanın uygulanması, ona bilinç-
li olarak işlerlik kazandınlmasıdır. Bu-
nun için de çok yönlü, yoğun çalışma-
lar yapmak gerekir. Böyle çahşmalan
ise ancak, yasaya inanmış aydınlar ya-
pabilir.
Sekiz yıl kesintisiz eğitimle ilgili baş-
lıca sorunlar ve sıkıntılar şöyle sırala-
nabilir: Program geliştirme, fînansman,
derslik ve donanım, oğretmen, öğret-
men yetiştirme, hazırlık sınıflan. öğ-
renci rehberliği ve yönettme sistemının
geliştınlmesi, sisteme uygun ölçme ve
değerlendirme hizmetlerinin oluşturul-
ması, öğrenme ve öğretme sürecinde
zenginliğe ulaşılması. araç-gereç kul-
lanımı, okul yönetimi. Konservatuvar-
dan yabancı okullara, Anadolu lisele-
Fakültesi
rinden imam-hatip liselerine kadar eği-
timde değişiklik gerekiyor. Sorun çok,
ama karamsar olmaya gerek yok. Bütün
bunlann üstesinden gelinebilir. Yeter ki
zaman geçirmeden gerekli, bilinçli ve
yeterli çahşmalar yapılsın.
Hiçbir yasa ve yönetmelik, tek başı-
na ne iyi ne de kötüdûr. Önemli olan.
uygulayıcılann düzeyi ve niteliğidir. iyi
ya da kötü sıfatı, uygulayıcılardan kay-
naklanır. Çünkü bir kuruma ve yasaya
özelliğini uygulayıcılar, yani ItişUer ka-
zandınr.
Ögretmen yetiştirme konusunda bu-
gûn önemli sorunlar ve sıkıntılar için-
de bulunduğumuz bir gerçek. Özellik-
le nitelik bakımından, yüksek oğretmen
okulunun ve 1970'ten önceki eğitim
enstitülerinin yetiştirdiği öğretmenler
bugün yetişmiyor. Hatta bugün üniver-
sitelerde, ilkokuldan sonra altı yılhk es-
ki ilköğretmen okullannın, lise düze-
yindeki bu okullann yetiştirdiği sınıf
öğretmenleri de yetişmiyor. Bunun ne-
denlerini çok iyi araştınlmalı, buna gö-
re kalıq çözümler aranmalıdır.
Oğretmen yetiştiren kurumlann üni-
versite çatısı altına alınması ve her ka-
demedeki oğretmen için en az dört yıl-
hk lisans öğrenimi aranması olumlu bir
yaklaşımdı. Ancak, yeterli öğretim kad-
rosu, gerekli altyapı hizmetleri ve prog-
ramlar oluşmadan sadece tabela değı-
şiklıği ve süre arttırma ile nitelikli oğ-
retmen yetişmediği görülmektedir.
Çünkü üniversitenin öğretmen yetiştir-
me bakımından deneyimı yoktu ve
YÖK de bu konuya başlangıçta gereken
önemi veremedi, gerekJi özeni göster-
medi. Öğretmenlik bazı üniversitelerde
küçümsendi, ciddiye alınmadı. Oysa
Türk eğitim tanhı. öğretmen yetiştirme
bakımından köklü bir geçmişe, zengin
bir deneyime sahiptir. Bu zengin dene-
yimin içinde Köy Enstirüleri. ilköğret-
men okullan, eğitim enstitüleri, yüksek
öğretmen okulu gibi çok olumlu örnek-
ler bulunduğu gibı; YAYKUR, mektup-
la öğretim, hızlandınlmış eğitim, dışa-
ndan diploma verme gibi çok olumsuz
örnekler de vardır. Şimdi yapılması ge-
reken şey, öğretmeni istihdam eden Mil-
li Eğitim Bakanlığı ile öğretmeni yetiş-
tiren YÖK ve üniversitelerin sağlıklı iş-
birliği yapması. niceHkten (sayıdan)
çok niteliğe önem verilmesidir. Meslek
sevgisi ve öğretmenlik ruhu kazandır-
mak. nitelikli adaylan mesleğe çekmek
ve öğretmen adaylannı hizmet öncesı
çok iyi yetiştirmek temel amaç olmalı-
dır. tşte bu konuda, geçmişteki olumlu
modellerden ve uygulamalardan mutla-
ka yararlanmak gerekir.
8 yıllık eğitimde yer alan öğelerin et-
kili olabilmesi için okul binalan, dona-
tım, program. araç-gereç önemli olmak-
la bırlikte, bunlan kullanıp programı
uygulayacak olan öğretmenin bilgi ve
becerisi hepsınden daha önemlidir. "Bir
okuL ancak orada çalışan öğretmenler
kadar iyidir" denilebilır. Görülüyor ki
en büyük görev ve sorumluluk ögretme-
ne düşüyor. Bu nedenle öğretmenlerin
hizmet öncesı ve hizmet içı eğitımlen
büyük önem taşımaktadır.
İşte bu noktada karşımıza, çözümü
gereken önemli bir sorun çıkıyor: Nite-
likli öğretmen sorunu. Unutmayalım ki.
nitelikli ve başanlı öğretmen yetiştir-
mek için, her şeyden önce niteükliada)1
-
lar, (öğretmenliğe gönül vermiş aday-
lar) gerekir.
Üniversiteye giriş sınavlannda düşük
puan alan adaylann. öğretmen olmayı
hiç aklından bile geçirmemiş adaylann
nitelikli öğretmen olmalan beklene-
mez. O halde yapılması gereken şey,
öğretmenlik için geniş tabandan nitelik-
li adaylar seçme yoluna gitmek, bu
adaylan hizmet öncesinde çağdaş de-
ğerler doğrultusunda yetiştirmek; bü-
tün dallardaki öğretmen adaylanna dil
.bilinci. Türkçe ve sanat sevgisi kazan-
dırmaktır. Bu yapıhrsa, nitelikli ve ba-
şanlı öğretmenler yetişecek, mesleğin
saygınlığı daha da artacaktır. Bu konu-
da geçmişteki olumlu modeller göz
önüne alınabilir.
Şu nokta herkes tarafindan çok iyi bi-
linmelidirki öğretmenlik, herüniversi-
te mezununun yapabileceği bir meslek
değildir. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel
Kanunu'nun43. maddesinde öğretmen-
lik, "Devletin eğitiın, öğretim ve bunun-
la ilgili yönetim görevlerini üzerine alan
özel bir ihtisas mesleğidir" diye tanım-
lanıyor. Evet, 'özel bir uzmanlık mesle-
ği'. Şu ya da bu şekılde bir üniversiteyi
ya da hiç öğretim üyesi görmeden açı-
köğretim fakültesini bitirenlerin, işsiz
kalmasınlar diye yapabilecekleri bir
meslek değil bu.
Öğretmen açığı var diye, 1996'da ya-
pıldığı gibi ziraat fakültesi, Mısır El-
Ezher Üniversitesı, iktısat mezunlannı.
hatta diş hekimlerini ve hemşireleri sı-
nıf öğretmeni olarak okullara atarsak
her şeyden önce Milli Eğitim Temel Ka-
nunu'na ve Milli Eğitim sistemine iha-
net etmiş oluruz. Bu ihanetin günahı da
kuşaklar boyu sürer ve toplumu içten
içe çökertir, yıkar.
Öğretmen adayının ve öğretmenin
her şeyden önce genel kültür, özel alan
bilgisi, öğretmenlik meslek bilgisi ba-
kımından çok iyi yetişmiş olması gere-
kir. Bunun yanı sıra mesleğe uygun ki-
şilik özellikleri, meslek sevgisi, mesle-
ğe karşı ilgi ve yetenekler, mesleki ye-
terlikler gibi temel ölçütler de gereİdi-
dir öğretmenlik için. Ve de çağdaş dün-
ya görüşü, çağdaş değerlere ve demok-
rasiye bağlılık, laik bir kafa yapısı ge-
reklidir. Unutmayalım ki iyi eğitimi, iyi
öğretmenler yapar.
Bugün üniversitelerimizde ilköğret-
men okullan düzeyinde bile nitelikli öğ-
retmen yetişmediğini söylemiştik. Çün-
kü ilköğretmen okullan, geniş taban-
dan önce yazıh, sonra sözlü iki sınav so-
nucu yetenekli ve zeki öğrenciler ahyor-
du ve altı yıl boyunca öğretmenlik duy-
gusu, meslek bilinci ve hizmet sevgisi
kazandınyordu. Gerekli ve yeterli öğ-
retmenlik formasyonunu herbakımdan
kazandınyordu. Bugün bunlar ne yazık
ki yapılamıyor.
YÖK tarafindan hazırlanan ve eğitim
fakültelerine yeni bir yapılanma geti-
ren düzenlemenin, olumlu yanlan bu-
lunmakla birlikte, özellikle nitelikli öğ-
retmen ve yeter sayıda öğretmen bakı-
mından yeterli, gerçekçi ve doyurucu
olduğunu söylemek güç.
Öncelikle yapılması gereken şey,
yüksek öğretmen okulu modelinde ol-
duğu gibi nitelikli adaylan mesleğe çek-
mek, bu adaylara çok iyi bir alan bilgi-
si ve pedagojik formasyon kazandınp
ciddi ve sıkı bir uygulama-staj yaptır-
mak, yani onlan hizmet öncesi çok iyi
hazırlamak olmalıdır. Öğrenci kaynağı
için, geniş tabana dayalı ciddı sınavla
öğrenci almak kaydıyla Anadolu öğret-
men liselerinden yararlanılabilir.
ARADA BİR
Av. EROL ERTUGRUL
Aydın Atatürkçü Düşünce Dernegi Başkanı
Siireci Höandıpmak Gerek
Ağustos 1997'nin 16'sı, aydınlanma sürecimiz-
de önemli bir tarihtır. 16 Ağustos 1997 günü Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi'nde sekiz yıllık kesintisiz
eğitim yasası kabul edilmiştır. Sekiz yıllık kesinti-
siz eğitim yasası, Atatürk'ün başlattığı akıl ve bi-
limle aydınlanmamızın durdurulup ülkemizin ka-
ranlığa boğulmasından sonra, aydınlanma yolun-
da atılmış büyük bir adımdır. Bu yasayı çıkarmak
için yoğun bir çalışma temposunu gerçekleştiren
TBMM, Atatürk'ün kurduğu önemli bir kurum ola-
rak umut vermiştir. Ülkemizde tarikatlar ve RE-
FAHYOL iktidannın işbirliğiyte 8-9 ay içinde neter
yaşadığımızı anımsarsak, bu yasanın çıkışının öne-
mi kendiliğinden ortaya çıkar. Birbirlerinin çirkin-
liklerini ve yolsuziuklarını örtbas etmek için kurul-
muş olan REFAHYOL hükümetinin ülkemizi nere-
lere getirdiğini hep birlikte yaşadık. Yurdumuzun
adım adım şeriat kurallarına dayalı bir yönetime
doğru götürülmeye çalışıldığım unutabilir miyiz?
Atatürk'e ve Atatürkçü düşünceye yapılan çirkin
saldırılara yüreğimiz yanarak tanık olduk. Bir bö-
lüm Refahlı milletvekilinin, belediye başkanının la-
ik demokratik cumhuriyete karşı, o küstahlaşarak
pervasızca saldınlannı, irticanın, giysileriyle, kad-
rolanyla, söylevlerı ile kol gezdiğı unutulur mu?
Çetelerin devletin içine nasıl sızdığının gün gibi
ortaya çıktığını da unutmadık. Uyuşturucuya, si-
lah kaçakçılığına bulaşan devlet görevlilerinin en
alçak cinayetleri nasıl işlediklerini de unutmadık.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Çiller'in ve yala-
kalannın bu gericiliği desteklemek için nasıl yırtın-
dıklarını da... Ne mutluluktur ki bu çirkin gericilik
halkımızı bilinçlendirip ayağa kaldırdı da bu kirli yö-
netim, sonunda geldiği gibi gitti! Ardında bir yığın
sorun bırakarak! Şimdi bu sorunlar çözülmeye ça-
lışılıyor. Biryandan irtica kaynakh kadrolaşma dü-
zeltilirken, bir yandan da yasalarla aydınlanma yo-
lu yeniden açılıyor.
REFAHYOL'un gidişi kolay olmadı. Bilinçlenen
ulusumuz ve onun kurumları, demokratik kitle ör-
gütlerı Cumhuriyet tarihimizde yeni bir düşün ve
eylem savaşı verdiler. Demokratik yollardan ve
parlamento içerisinde bulunan çözümle bu çağ-
dışı yönetime son verildi.
Ve yeni yönetim, çağdaşlaşma yolunda önemli
bir adım olan sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim ya-
sasını çıkarmak, gerici kadrolaşmayı düzeltmek,
devleti çetelerden temizlemek ve sorumluları yar-
gı önüne çıkarmak amacı ile görev başına geldi.
ilk sınav başan ile geçildi. Sekiz yıllık temel eği-
tim yasası TBMM'de kabul edildi. Gelecek için
umutlarımızyeşerdi. Ulusumuzun, yönünü uygar-
lığa ve çağdaşlaşmaya döndüğü bir kez daha or-
taya çıktı. Ne olursa olsun, neler yaşarsak yaşa-
yalım ve hangi yönetimler gelirse gelsin, Atatürk
devrimierinın gerçek yol gösterıci olduğu, bilimin
ve aklın gerçek yol gösterici olduğu bir kez daha
ortaya çıktı. İş bununla bitmedi. Daha sırada çok
şeyler var. Öncelikle, sekiz yıllık temel eğitim ya-
sası, amacına uygun bir biçimde, ödün verılmeden
uygulamaya konulmalı. Asıl yapılması gereken, ay-
dınlanma yolunda yeni uygulamaların getirilmesi-
dir. Birer meslek okulu olan imam-hatip liseleri çı-
kışlılarayalnızcakendialanlanndayükseköğrenim
yapabilme olanağı verilmeli, öbür yükseköğrenim
kurumlarının kapılan kapatılmalıdır. Dünyanın hiç-
bır yerinde devlet kendi eli ile kendi yönetim biçi-
mini yok edecek kuşakları yetiştirmez. Ve camiler,
gericilerin miting meydanı olmaktan çıkanlmalıdır.
Kutsal yerleri eylem alanına çevirenler belli ki si-
yasal amaçlar peşindedirler. Aydınlanmanın yeni
döneminde, gereken başka atılımlan umutla bek-
liyor, kirlenmenin sona erdirildiğini görmek is-
tıyoruz.
Başka Türkiye Yok
Haydi Fidan Dikelim
ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE
EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması)
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
'Dost'
Dr. ALPASLAN BERKTAY
1
8 ve 19 Temmuz 1997 tarihli Cum-
huriyet'te yayımlanan 2 günlük bir
yazıda. ABD belgelerinde Türkiye
ele alındı(x). C1A üst düzey yetkili-
lerine, büyükelçilere, Pentagon ra-
porlanna. "Türkiye'nin geleceği
T<
ile
ilgılı konferanslara, resmı ve yan resmi yayın
organlanna dayanan bu belgelerde, 2020 yılına
dek Türkiye'ye gelecek biçiliyor; tslam devle-
ti tehlikesinin bulunmadığı savunuluyor: kök-
tendincilikledemokrasi uzlaştınlıyor; "YeniOs-
manlıcıhk" benimseniyor; Kürt aynlıkçılara
karşı savaşın sürdürülmesi uyansında bulunu-
luyor; Balkanlar, Ortadoğu ve bağımsız cumhu-
riyetlerde nüfuzunu ABD çıkarlanna uygun bi-
çimde yayabileceği halde bunu yapmayan Tür-
kiye'nin yerinin, ekonomisinin. iç siyasal sonın-
lannın yeniden değerlendirileceği bildiriliyor.
Buna göre Türkiye haddini aşıyor. ABD'nın
sabn tükenebilir. Türkiye'nin siyasal ve sosyal
bunalımlan artacak, istikrarsız durumu ağırla-
şabilecektir. Bu arada Saddam'a darbe için Tür-
kiye'ye baskı yapılabileceğı, Suriye ile su sava-
şının kışkırtılabileceği. Yunanistan ile gerginli-
ğin tırmandınlabileceği de anımsarılıyor. Tür-
kiye'yi komşulanna karşı kışkırtma niyetleri
gizlenmıyor; Türkiye'nin çıkmazı Kürt sorunu-
na ve "kötü komşular"a bağlanıyor; "Kürtler-
le federasvon kurmazsa, Türkiye'nin parçalana-
btleceği'' tehdıdinde bulunuluyor ve "parçalan-
mış Türkiye"nin haritası masaya konuluyor!
Atatürkçülüğe karşı Turancılık ve Türkeş tutu-
luyor. Osmanlı ile banşmak, gerekirse bölgede
ırkçılık, dincilik, tarikatçılık yapılması ve "ıhm-
lı tslam'" savunuluyor. ABD Müslüman mı?
ABD'nin maşası mıyız?
ABD'nın niyetleri açık. Onun niyetlerini giz-
lemek ise bizim Amerikancılara mı düşûyor?
"ABD emperyalizmi, bir "paranoya" mı? " Tam
bağımsızlık yok. Interdependence-karşdıklı ba-
ğımhlık var" diyordu Evren. ABD de bize ba-
ğımlı mı? Düpedüz bağımlılık başka nasıl olur?
Aynı EvTen. daha sonra D. Güreş ile emeklilik-
lerinde bir TV programında "ABD'ye bağunlı-
yız" diyor. Onlardan önce aynı açıklamayı, yi-
ne emekliliğinde Org. M. Fisunoğlu yapıyor. D.
Güreş konuşmasında "Çekiç Güç'ü de çıkara-
mayız. Nedenini açıklayamam. Devtet sımdır"
diyor. Bağımlılık, devlet sırn mı? Yurtseverlik,
bağımlılığı gizlemek mi? Yurtseverlik görevini
yerine getirmek için emekliliğini beklemeyen
başka bir orgeneral, E.Bhüsise ABD'nin amaç-
ladığı fCürt devietini önlemek için Saddam ile
Barzani'yi uzlaştırmak isterken öldürülüyor!
1970'te tabii senatör Mucip Atakh, "Askeri
olanın dışındaki tüm haberalmaörgütkrine CIA
sıznuşür" demişti. Bugün sızmadığı yerneresi?
Susurluk çetelerini, CIA ve Pentagon'un
1970'ten önce oluşturduğunu ve birkaç ay ön-
ce açıklayan Amerikan The Progressive dergi-
si, Başbakan Ecevit'in bile bilmediği, kuruluş
yasası ve bütçede yeri bulunmayaa, örtülü öde-
nekten beslenen bir giziı örgütün, bu ABD des-
teğıyle ojuşturulup varlığını sürdüıdüğünü açık-
lıyor! Bize bilinç gerek. Ulusal bilinç, her gûç-
lüğü çözer. Bu iyi bilinsin. Türkiye ABD'nin
büyüteci altında imiş. Türkiye, bağımsızlığının
düşmanlannı ne zaman konuşacak?
(x) ABD Belgelerinde Türk Ordnsu, Hasan
Bögün, Cumhuriyet, 18 ve 19.7.1977
Unicef Türkiye Milli Komitesi yararına
BilkentjSenfoni
Orkestrası Özel Konseri
Şef: J. lonescu Galati
Solist: İdil Biret, piyano
L. van Beethoven,
Sol Maj 4 Pıyano Konçertosu
L. van Beethoven,
Do mın. 5 Senfoni
17 Eylül 1997, Çarşamba 19.30
Svvissötel, Fuji Balo Salonu
Bılet satış yerleri: CRR Konser Salonu, AKM, Svvıssötel
Ücret: 1.000 000 / 2.000 000 TL.
BÜNYAN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1996/34
Davacı DSİ Genel Müdürlüğü vekili Av. Güner Ak-
gün tarafindan davalı Latif Orhan ale>'hine mahkeme-
mize açılan tespite itıraz ve tescil davasının yapılan du-
ruşmasında verilen ara karan gereğince; Davalı miras-
çılanndan Imdat Urhan tüm araştırmalara rağmen teb-
ligata yarar açık adresi tespit edilemediğinden, adı ge-
çene dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edileme-
miştir. Mahkememizde yargılaması devam eden Topsö-
ğüt köyü adâ 182 parsel 55 sayılı taşınmaza ilişkin ib-
raz etmek istediği belgeleri duruşmanın bırakıldığı
6.10.1997 günü saat 9.15'e kadar ibraz etmesi, duruş-
maya katılması ya da kendinı bir vekille temsil ettirme-
si, aksı halde davanın yokluğunda devam edeceğı ve
karar verilecegı hususu dava dilekçesi yerine kaim ol-
mak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 39110
İLANT.C.
BOLUI. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1994/1051 esas
1996/606 karar
Davacı Arif Onal vekili Av. Ferit Atalay tarafindan davalılar UğurÇankçı, Mef-
haret Karadurmuş. Meserret Özakça. Rahmi Çankçı, Nadire Karamanlıoğlu,
Nevzat Karamanlıoğlu, Necdet Karamanlıoğlu vasisi Ilyas Karamanlıoğlu aley-
hine açılan tapu kayıt iptali ve tescil davası sonunda:
21.11.1996 gün 1994/1051 esas, 1996/606 karar sayılı hüküm ile Bolu ili Mer-
kez Ilçe Büyükcami Mahallesi 5 pafta, 74 ada, 27 parsel sayılı taşınmazın 42/948
paylı 1 nolu bağımsız bölümünün davalılar adına olan 21/948 payının (Ilhami
Çankçı'nın 5/84 payının, Rahmi Çankçı'nın 5''84 payının. Nadire Karamanlıoğ-
lu'nun 2/42 payının. Nevzat Karamanlıoğlu'nun 7 '42 payının, Necdet Karaman-
lıoğlu'nun 7/42 payının) iptaline, 21/948 pay ile davacı Mehmet oğlu 1944
doğumlu Arif Ünal adına tapuya tesciline, 5.400.000.- TL ilam harcı ile
6.053.000.- TL yargılama gideri ile davacı vekili lehine takdir olunan 9.750.000.-
TL ücreti vekâletin davalılardan ahnarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
En son Bolu ili. Beşkavaklar mahallesi Ank.-fst. asfaltı Karamanlı Apt. 4/6'da
ikamet eden davalı Nevzat Karamanhoğlu'nun adresi meçhul olduğundan ve
bugüne kadar zabıtaca adresi tahkik edilemediğinden işbu hüküm özetı davalı
Nevzat Karamanhoğlu'na ilanen tebliğ olunur.
Basın: 39186
NURDAGISULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1996/88
Davacı Hasan Kılıç tarafindan davalısı Arif Daş-
kınoğlu vs. aleyhine açmış olduğu feraga icbar da-
vasında verilen karar gereğince; Davalılar Arif. Ök-
keş, Ali, Muzaffer, Ayten Daşkınoğlu, Gülten Açık-
göz, Selbi Andı, Zeynep ve Yüksel Şahinoğlu, Feri-
de Çoban, Senem Güney'in adresleri meçhul oldu-
ğundan adlanna ilanen davetiye tebliğ edilmiş olup
yokluklannda verilen 23.6.1997 gün ve 1996 88 e.
1997/47 sayılı kararda dava konusu Nurdağı ilçesi
Sakçagözü köyü Yalanfoz mevkiinde parsel: 103'te
davalılar adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının ip-
tali ile davacı adına tesciline karar verilmiş olup iş-
bu ilanın yayın tarihinden itibaren 15 gün içerisinde
yukanda dosya numarası yazıh dava dosyamıza
başvurmalan aksi takdirde verilen karann kesin hü-
küm arzedeceğinin bilinmesi mahkememiz karan-
nın tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 36167
MERSİN1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1996/454
Mersin-Mezitli köyünde kain ve tapunun: 552
Ada, 1 parsel ve 459 ada, 1 parsel sayılı gayrimen-
kuller hakkmda davacılar: Ayşe Ocak Vs. Vek. Av.
Erkan Akış tarafindan davalılar: Perihan Türkoğlu
Vs. aleyhine açılmış bulunan izaleyi şuyu davası se-
bebiyle, adresleri tespit edilemeyen davalılara ila-
nen tebligat yapılmasına karar verikniş ohnakla;
Davalılar: Perihan Türkoğlu, Mustafa Abdulbaki
Eker, Ahmet Hidayet Eker, Ali Ulaş, Kemal Ulaş,
Ali Aydın, Hatice Kabakçı ve lffet Yıldınm'm ibraz
etmek istedikleri delil ve belgelerini mahkememize
göndermeleri ya da; tüm delilleri ile duruşmanın
atılı bulunduğu 16.10.1997 günü saat 9.00'da mah-
kememizde hazır bulunmalan, gelip de beyanda bu-
lunmadıklan, kendilerini bir vekille temsil ettirme-
dikleri, keza geçerli bir mazeret bildirmedikleri tak-
dirde gıyaplannda yargılama yapılıp karar verilece-
ği HUMK'nin 509. ve 510'uncu Md. uyannca dava
dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu-
nur. Basm: 38109
<**.!•-
PENCERE
Haklı Çıkmaktan
Bıkhk...
2O'nci yüzyılın ilk yarısında insanlık iki 'Dünya
Savaşı' yaşadı.
Toplam 50 milyon kişi yok edildi.
Katil kim?..
Çağımızda 'uygar insan' diye vurgulanan Avru-
palı, katilin ta kendisi!.. Çünkü her iki 'facia' da
yeryüzünü 'paylaşma' kavgasının ürünüdür.
20'nci yüzyılın ikinci yarısının 40 yılı da "Soğuk
Savaş"lageçti.
Batı, yeryüzünde sosyalist düzeni kurmak sa-
vıyla ortaya çıkan Sovyetler'i yenilgiye uğrattı.
1991 'de 'YDD' (Yeni Dünya Düzeni) tek merkez-
li bir dünya oluşturdu.
•
Insanlığın kuruluşundan beri yeryüzünde en
kapsamlı örgütlenme hangisidir?..
BM (Birleşmiş Milletler Orgütü)!..
1945'te kurulan BM gerçi büyük devletlerin
egemenliği altında çalışan bir örgüt yapısından
kurtulamamıştır; ama, yine de küçük ülkelerin
seslerini duyurabildikleri birforum oluşturmakta-
dır. BM'nin 1948'de yayımladığı 'İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi' tarihsel bir belgedir; çağdaş
insanın temel özgürlüklerini belirler...
Peki, yeryüzünde BM (Birleşmiş Milletler) düze-
ni mi geçerlidir?..
Yoksa YDD (Yeni Dünya Düzeni) mi?..
•
199O'lı yıllann çoğunu yaşadık; 2000'e iki bu-
çuk yıl kaldı. YDD'nin (ya da öteki adlanyla 'glo-
balizasyon'veya 'küreselleşme'nın) ne olup ne ol-
madığı konusunda tartışma artık bir sonuca bağ-
lanıyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan
bir rapor hazırladı. Buna göre "BM'nin varolu-
şundan kaynaklanan işlevlerini 'globalizm' (nam-
ı diğer YDD) engelliyor. YDD; uyuşturucu kaçak-
çılannı, kara para aklayıcılannı besliyor, toplum-
lar sivil kimliklerinden uzaklaşıyorlar, biretnik top-
lulukya da kabileye ait olmak çatışmalan körûk-
lüyor, BM'nin banş taşımak istediği bölgelere si-
lahyığıyor. Globalizmin olumsuz etkilerinden sıy-
nlabilmek için uluslararası toplumun çabası ge-
rek. Çünkü bugün dünyada 40 milyonu aşan in-
san silahlı çatışmalar sürecinde..."
Kofi Annan, temel çizgileri gazetelere yansıyan
raporunu BM'nin açılışında okuyacak..
•
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNC-
TAD) 1997 raporu da ilginç!.. Rapora göre "Glo-
balleşme dünyaya yarar geiirmedi; genelde bü-
yüme düşerken, gelir adaletsizliği arttı; bu gidiş-
le 1929 Buhranı'na benzer bir kriz patlayabilir.
Kuzey ve Güney yanm küre arasındaki gelir da-
ğılımı farkı gittikçe açılıyor. Ortadireğin durumu
herülkede bozulmaya başladı. Dünya ölçeğinde
rant geliheh büyümeyi ve istihdamı sağlayıcı re-
el yatınmlann yapılmasını önlüyor. Üretim faktö-
rü olarak sermaye, emeğe oranla daha çok pay
alıyor. İstihdam yapısının bozulmasıyla iş gûven-
cesi tehdit altına giriyor. Ücret düzeyleri arasın-
daki eşitsizliklerartıyor."
Cumhuriyet, yıllardan beri, medyada tek başı-
na bu gerçeklerin dökümünü yaparak kamuoyu-
nu uyarmaya çalışıyordu.
Ne var ki rantiyeci düzene bağh kimileri de
YDD'nin şakşakçılığını yapıyorlardı; bunlara göre
YDD'yi eleştirenler Kemalist dinozorlardı. Sorun
tırmandı, Birleşmiş Milletler'de belgelere ve rapor-
lara bağlandı.
Ne yapalım ki bu konuda da haklı çıktık...
Haklı çıkmaktan bıkkınlık geldi.
Çok sevgili ablamız
Nuran Bozer
Akşit'i
kaybettik.
Üzgünüz demek yetmiyor.
Gezerken öldün, mutlusun Nuran
Abla. Ama keşke bizleri bu kadar
üzmeseydin.
ÖZEL GÖZTEPE
HASTANESİ DOKTORLARI
BAŞIMIZ SAGOLSUN
Nuran ablamızı kaybettik.
(Dr. N. Bozer Akşit)
Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastalıklan Hastanesi'ııden
arkadaşları
CEYHAN İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Sayr 1997'21 Esas
Alacaklı T. Emlak Şankası AŞ vekili avukat Atilla Ceylan,
avukat M Fahri Uçkun ve avukat Saffet Serin'e raasraflan ha-
riç 1.750.000.000.- TL. ödemeye borçlular Adana Caddesi No:
68"de mukiın Mehmet Hanıfi Ozıinur ile Yusuf Özünur'un iş-
bu borçlanndan dolayı ömek 163 ödeme emn tebliğ edıleme-
diği gibi adreslerinin tespıtı için yazılan müzakkerelerimizle de
adreslen meçhul olduğundan. ödeme emrinin borçlulara ilanen
teblığıne karar verilmekle; Yukanda yazıh borç ve masraflann
işbu ödeme emrinin gazetede ılan edıldiğı tanhten itibaren 10
gün ödeme süresine 20 gün de dahıl ettinlerek 30 gün içinde
ödemeniz. takibin dayanağı senet kambıyo senedı niteliğinde
değilse 5 gün içinde \ e buna ilaveten ilan tanhinten itibaren 20
gün ila\e ile 25 gün içinde İcra Tetkik Mercıi Hâkımlığı'ne şi-
kâyet etmenız. keza senet altındaki imza size ait değilse yıne
bu süre içinde İcra Tetkik Mercıi Hâkımlığı'ne bir dılekçe ile
bıldirmenız, yıne bu süre ıçensınde lIK'nın 74 maddesı gere-
ğince mal beyanında bulunmanız. bulunmazsanız hapısle taz-
yik olacaöınız tebliğ yenne geçmek üzere ilanen tebliğ olunur
26.8.1997 Basın 39894