27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16EYLÜL1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Müslüm Gündüz davasında suç duyurusu • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Koçak, gelecek .duruşmada Müslüm Gündüz'ü sank ve cüppesi -ile duruşmaya gönderen cezaevi yetkililen • hakkında. "görevi ihmal, -görevi kötüye kullanma, suiistimal ve mahkemenin ..emırlerine riayet etmemek" suçlanndan suç duyurusunda bulunacağını -söyledi. RP'den hükümete suçlama • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- RP Genel Başkan "Yardımcısı Abdullah Gül, yeni eğitım-öğretim dönemine buruk başladıkJanıu savunarak "CHP ideolojısini gerçekleştırdı, tebrik 'ederim" dedi. Gül. düzenlediği basın toplantısmda imam-hatip okullannın ortaokul bölümlerinın kapatılmasını sert dille eleştirerek "Milli iradenin üzerindeki baskılar neticesinde bu karar alındı" diye konuştu. İHD'nin ağustos raporu • Istanbul Haber Servisi - tnsan Haklan Derneği"nin, ağustos ayında insan hakian ihlallenne ilışkin raporu, İHD Istanbul Şube Başkanı Ercan Kanar tarafından açıklandı. Kanar, İHD Genel Merkezi'nde dün düzenledigi basın toplantısmda, 61"i çocuk, toplam 2 bin 182 kişının gözaltına alındığını, 4 faili meçhul cınayet ışlendığini, 22 basın mensubunun gözaltına alındığını, 22 gazete, dergi ve kitabın toplatıldığı ve İHD'ye 18 işkence vakası başvurusu yapıldığını belirtti. OHAL ValîSİ göpeve başladı S ANKARA (AA)- Dlağanüstu.Ual Beigc VjJihğı'ne atanan Aydm Arslan görevine başladı. Arsian, bölgede çok rahat bir ortama gelindiğini, terörle mücadelede başanlı sonuçlar alındığını belirterek, "Bundan sonrakı aşama, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma mücadelesi olacaktır" dedi. Dün uçakla Diyarbakır'a gelen ve havaalanında basın mensuplanna açıklamada bulunan Bölge Valisi Arslan. bölgede. daha önce 8 yıl süreyle, kaymakam, emnıyet müdürlüğü, bölge vali yardımcılığı ve il valiliği görevlerinde bulunduğunu söyledi. Cuma göstericileri • tstanbul Haber Servisi - 8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim yasasını protesto etmek amacıyla geçen cuma günü Beyazıt ve Bağcılar Ebubekir Camii'nde düzenledikleri yasadışı gösteriden sonra gözaltına alınan toplam 66 kişi, adliyelere sevk edildi. Sanıklann bazılannın gıyabi tutuklu olarak arandığı ve daha önce çok sayida gösteriye katıldığı belirtildi. D Ağar ve Bucak'ın dokunulmazlıklannı kaldırmak için gruplar anlaşıyor OnceMkfezlekelerdeANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - tktidar ortaklan, TBMM açılır açılmaz "Susuriuk feztekelerini hasıralü etme ayıbınT düzelt- me hazırhğına girdi. DYP Şanlıurfa Millet- vekili Sedat Edip Bucak ve Elazığ Milletve- kili Mehmet Ağar'ın dokunulmazlıklannın kaldınlmasıyla ilgili dosyalann, TBMM açıldıktan sonra hızla yeniden gündeme gel- mesinin sağlanacağı bıldirildi. TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi olarak da görev yapan ANAP Grup Başkanv ekılı Metin Öney, "Hükümet bu me- seleyi baştan sonayeoiden araşörmalı. Doku- nuünaziıklar da hemen kaldınlmau" dedi. DSP Grup Başkanvekili AB Dıksoy da, "Tür- kiye'de kimsenin yapoğının yanına kâr kaJ- mayacagı anlayışı yerleştirilmeli. Kimse yar- gıdan kaçınlmamair diye konuştu. Anayasa ve Adalet Karma Komisyo- nu'nun TBMM tatile gırmeden önce yaptı- ğı toplantıda. Ağar ve Bucak'ın dokunul- mazlüdannın kaldınlmasıyla ılgılı dosyala- nn dönem sonuna bırakılması karara bağlan- • Hükümet, Susurluk ayıbını örtme hazırhklanna başladı. TBMM açılınca, Ağar ve Bucak'ın dokunulmazlıklannı kaldıran dosyalar yeniden gündeme gelecek. dı. ANAP ve DSP'li üyelerin katılmaması üzerine alınan bu karar, sert tartışmalara y- ol acarken, zor durumda kalan ıktidar ortak- lan toplantının geçersiz sayılması için TB- MM Başkanlığı'na başvurdular. TBMM Başkanlığı da, içtüzük gereğince, Başkanlık Divanı karan olmadan genel ku- rul çalışma saatleri içinde komisyonlann toplanamayacağını gerekçe göstererek top- lantıyı geçersiz saydı. Susurluk sanıklann- dan 6'sının tahliyesi ile yeniden sert eleştiri- lere hedefolan iktidar ortaklan, TBMM açı- lır açılmaz hem Ağar ve Bucak'ın dokunul- mazlıklannın kaldınlması hem de bu konu- daki anayasa değişiklikliğinin gerçekleşti- rilmesi için çaba göstereceklerini bildirdi- ler._ Öney, son tahliyelerle ilgili olarak, "Mah- keme karan hakkında vorumda bulunmak istemem.Ancak bu mesefeye her şeyin bitme- si veya başlaması diye vakJaşmak doğru de- ğil" dedi. Hükümetin konuyu baştan sona yeniden araştırması gereğine dikkat çeken Öney, sözlerini şöyle sürdürdü: "Görünen bir metre.görünmeyen kısmı 10 metreolan bir konu bu. Büyük bir siyasal des- teğe sahip olan güçlü hükümet bu meseleyi baştan sona yeniden araştınnalı. Bizinı ko- misyon rapoıianndan da yararianınah,araş- urma derinkştirümelL Eİbette, TBMM açı- lıraçümazr1nkıınnlma7hklar hemen kakhnl- mah, bu konuda anayasa değişiktiğj de yaptl- malı. 'Dosyalar dönem sonuna bırakılsın' demek dokunuhnazhklar hiç kalkmasın de- mek. Kimseyi bedef almıyonım ama doku- nubnazlıklar yarguun önünü nkryor. Kimse yargının önünü kesmemeli.'' Öney, TBMM Başkanlığı'ndan kendilenne gönderilen ka- rar gereğince, komisyonun karan genel ku- rulda okunduktan sonra itiraz edeceklerini ve ardından komisyonun yeniden toplanarak konuyu görüşeceğıni söyledi. Ilıksoy, TBMM açıldıktan sonra, komis- yonlann da yeniden oluşacağına dikkat çe- kerek, "Türidye'de yapüklarmuı kimsenin yanına kâr kaİmayacağı anlayışı yerleştiril- meü. Dokunulmazhk dosyalan hemen genel kurula indirilmeli. Adam yolsuzluk. hırsızhk yapüysa niye korunsun? Dokunulmaziıkzır- hı sadece sivasi görüşlerin ifadesiyle ilgili ol- mah" dedi. TBMM açıldıktan sonra yeniden oluşa- cak Anayasa ve Adalet Karma Komisyo- nu'nda öncelikle Ağar ve Bucak'la ilgili dos- yalann yeniden görüşülmesi bekleniyor. TB- MM lçtüzüğü gereğince, komisyonda doku- nulmazhğın kaldınlmasına karar verilirse, konu genel kurulda görüşülecek. Anayasa- nın 83. maddesine göre, parti gruplannda dokunulmazlıkla ilgili görüşme yapılması ve karar alınması olanağı bulunmuyor. Ozden:Susurluk'u siyasizjrh koruyor ANKARA (Cumhuriyet Bûro- su)-Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta GüngörOzden, Susurluk da- vasındakı tahlıye kararlannı değer- lendınrken, yargının sahip olduğu olanaklarla başanlı olmaya ve işle- n kotarmaya çalıştığını belirterek, "Siz sanıklann kjmisini yakalayıp a> Larca yargının önüne getirmezse- niz, sanik okJuklan söy lenen kimi- lerini kimizırhlanndan çıkaramaz- saıuz yargı ne yapsm" dedi. Özden, dün yeni öğretim yılının başlaması nedeniyle Ankara Üni- versitesi Geliştirme Vakfı Özel Li- sesi 'nde düzenlenen törene kaüldı. Babasının bir ılkokul öğretmeni ol- duğunu ve kendisimn de 23 yıl eği- tıme hizmet verdığıni anlatan Öz- den. törene kimi "sağırlaşan ku- laklara, körieşen gözlere ve taşla- şan kafalara" okullarda yaşanan güzelhkleri çakmak için katıldığı- nı kaydetti. Atatürk'ü sevmenın bır zonınluluk olduğunu kaydeden Özden. "Çünkü o olmasaydı, biz bugün burada otaıazdık" dıyerek, şöyle devam ettı: "Kim ne derse DİSK'te yeni dönem ' Susurluk'un üzerine gideceğiz' • Rıdvan Budak, genel kurulda aldığı mesajın "Susurluk skandalı üzerine gitmek, daha yaygın örgütlenmek, demokratikleşmeye daha etkin katkı vermek olduğunu" söyledi. tstanbul Haber Servisi - Türkiye Devrimci tşçi Sendikalan Konfederas- yonu'nun (DİSK) 10. Ge- nel Kurulu'nda yeniden genel başkanlığa seçılen Rıdvan Budak. genel ku- rulda aldığı mesajın, "Su- surluk skandalı üzerine gitme. daha yaygın örgüt- lenme. emek örgûtkriyie daha sıkı dayanışma. Kürt sorunu ve demokratikleş- meye daha etkin katkı ver- mek olduğunu" söyledi. Genel başkan seçildik- ten sonra ilk değerlendir- mesine gazetemize yapan Rıdvan Budak, Türki- ye'nin birtakım siyasi çev- relerin himayesinde dev- let içinde devlet olmuş ka- tillerle, uyuşturucu kaçak- çılanyla, her türlü kirli ilişkilerle içli dışlı çetele- nn bannağı haline getinl- mek istendığini belirtti. Türkiye'nin, dünyanın gö- zünde AvTupa'nrn kara pa- ra, uyuşturucu trafiği cen- neti konumuna getirildiği- nı ifade eden Budak. u Ça- hşmalannı tamamlayan 10. genel kurulumuz, çete- lerin her alandan temiz- lenmesinL bir hukuk dev- leti olmanın zorunlu adı- mı olarak görmüş. huku- kun üstünlüğünû Türki- ve'nin en temel en önemli gereksinimlerinden oldu- ğunu tespit etmiştir"dedi Budak, Başbakan Mesut Yılmaz'ın Susurluk ve çe- telerle ilgili açıklamasını da ciddi bir adım olarak nıteledi. Budak, tüm ku- ruluşlan çetelerin açığa çı- kanlması mücadelesine destek vermeye çağırdı. Genel kurulda, zaman zaman kendisıne yönelti- len sert eleştirileri değer- lendiren Budak, şöyle de- vam etti: "Emek örgütleriyle da- ha sıkı işbirtiği ve dayanış- maya girilmesi, Susurluk çetesinin üzerine daha et- kin gitmemiz. Kürt soru- nu nun demokratik çö/ü- müne etkin katkı sağlama- mız, siyasal alanda daha çokaktif ohnamız, tüm gü- cümüzü sendikal örgüt- lenmenin önündeki engel- leri kaldırmamıza yönel- tilmesi mesajı verdi arka- daşlanm. Bize düsen de bu mesajlann gereğini yap- makOr. Arük çok daha et- kin. çok daha aktif, müca- dele alanlannı daha geniş- letmiş bir DİSK izleyecek- siniz." DİSKGenelKuru- lu'nun önemli sonuçlann- dan biri da genel sekrete- rin değişmesi oldu. Ke- mal Daysal'm yerine Mu- rat Tokmak seçildi. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART desin. hangi yalanı. sözü söyierse söylesin. hangi şımanklığa, sirreüi- ğegirerse girsin, büiniz ki onlar öle- rek bizi yaşatmaya çahşolar. Biz de ysşayarak onlan yaşatacağız. Ata- türk bir insan, bir kişi degiL bir ku- rumdur. Türkiyemizin yaşamakta olduğumuzdeğeıierin simge- si ve özetidir. Türkiye ile öz- deşleşerek kurumlaşmış bir ilkekr anıüdır." Gazetecilerin sorulanru da yanıtlayan Özden, 8 yıllık ke- sintisiz eğitimin ülkenin ile- riye götürülmesi açısından çok anlamlı ve etkin bir dü- zenleme olduğunu söyledi. Özden, Kuran kurslannın ka- patılarak kolejlere dönüştü- rülmesi projesine ilişkin gö- rüşlerinin sorulması üzerine, u Ben insanlara, bilincli oku- duğunu anlayacak çağa gel- meden, dinsel bilgiler veril- mesine karşryım. Inançlara saygüı ounak başka şey, sö- mürmek başka şey" dedi. Özden, camilerdeki göste- rüere ilişkin bir soru üzeıine, "Ben TBrkiye'dedindar geçi- nerek, dincilikyapanlann Al- lah'a inandığını sanrruyo- rum. Bu tür kişiler dini sö- mürerek dine zarar veriyor- lar" dedi. Lisenin ek binasının açılı- şını da yapan Özden, "Bir okul bin camiye bedeL Ben doğru bfldiğimi sövierbn" de- di. Törenin sona ermesinin ardından gazetecilerin Su- surluk davasındakı tahliyele- re ilişkin sorulannı yanıtla- yan Özden, şunlan söyledi: "Susurluk davasında da. başka davalarda da tahliye- ler oiabilir. Burada ülkenin sorunlan olduğu için konu- şuyorum. Onceu'kİe hukuk kuraUanmn çağdaş, doyuru- cu ve etkin ounası, kötülükk- ri önleyid haksızhklan gide- rici otmas gerekir. Cezalar da caydıncı ve etkin ohnaudır. Bizinı kuraDanmızuı çoğues- kimiştir. Bunu üzülerek söy- lüyorum. kurallanmızı degiş- tirme yetki ve ödevini parla- mentoda taşıyanlar. ancak kendileri için iyiolanaklarya- ratmaya özenmişler, ülkeyi aydınlığa taşryacak olan, gü- vencekrimizi dahasağhkh kı- lacak olan hukukun yönlen- mesini gözardı etmişlerdir. Bugün çekikn sıkmülann kaynağında bu yatmaktadnf ÜZ YAZII ORHAN BİRGİT Susurluk davası olarak kamuoyuna sunulan duruşmada tutuklu olarak yar- gılanan 5 emniyet mensubunun tahli- ye edilmesi, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı dışında hemen hemen herke- sin vicdanında büyük bir tepkiye ne- den oldu. Bir mahkemenin, önüne getirilen dosyanın içeriği içinde sınıriı kalması gibi zorunlu bir hukuk kuralını unutma- yanlann kızgınlığı ise haklı olarak ikti- dara ve onun başı olan Başbakan'a yöneldi. Oysa işin doğrusu, Yılmaz başbakan olur olmaz, muhalefetteki sözlerini bu davada uygulama aşama- sına sokmak amacı ileTeftiş Kurulu'nu Susurluk olayını aydınlatmak için gö- reviendirmekle kalmadı; Başkan Kut- lu Savaş'a da, kovuşturma sırasında kendi yetkileri ile hareket etme emrini verdi. Ama, polıtikanın olduğu kadar gün- lük yaşamın da gereği olarak, kamu- oyu Mesut Yılmaz'ı olayın bu aşama- ya gelmesinde sorumlu görmek isti- yordu. O da, bu gelişmenin farkında ol- malı ki, öncekı gün Karabük'te düzen- lenen açık hava toplantısmda, "Hiç kimse Susurluk'un kapandığını san- masın. Bunları ortaya çıkarmak için gücümün hepsini kullanmazsam, baş- bakanlık bana haram olsun" sözleri ile özetlenen bir konuşma yaptı. Başbakan, bir özdeyişimizde oldu- Başbakan'ın Yapması Gereken ğu gibi, "büyük lokma yiyip, büyük söz" mü söylüyor? Bence hayır. Çünkü, bu iktidan tutan iki ayaktan birisi, yurttaşın, yolsuzluk- lardan, devletin soyuluşundan adeta ayakianma noktasına gelmiş olmasıdır ve özellikle Susurluk, o soyuluşu sim- geleyen çetelerin kanştığı varsayılan bir olay olarak kesinkes aydınlatılma- hdır... Karabük konuşmasında, bu neden- le devletin içine girmiş olan çeteierin mutlaka temizleneceğini söyleyen Yıl- maz, herkesi adalete yardımcı olmaya çağınrken özellikle dokunulmazlıklann kaldınlması zorunluluğu üstünde duru- yor. Istanbul Devlet Güvenlik Mahke- mesi'nin de, 5 tutuklunun salıverilme- si ile ilgili karannda, olaya kanştığı ile- ri sürülen 2 milletvekilinin dokunulmaz- lıklannın kaldınlmamış olmasının, tah- liyenin gerçekleşmesine yardım ettiği belirtiliyor. Yılmaz, herkesi yardımcı ol- maya çağınyorsa, biz de bu köşeden kendisine aklımızın erdiği kadan ile bir çözüm önerisi sunuyoruz: Şu anda parlamentodaki çoğunluk, Susurluk olayının bir an önce aydınlan- masını isteyen partilerden, yani "ANAP + DSP + DTP + CHP + Bağımsız- /ar"dan oluşmaktadır. Hatta zaman za- man, o anda ne yapacağı bilinmese de, Refah Partisi de Susurluk olayının aydınlanmasından söz etmektedir. Ama, TBMM, 1 Ekim'e kadar tatile girmiş bulunuyor. 1 Ekim'de anayasa uyannca davetsiz olarak toplanınca uzun bir süre yeni başkanı, başkan ve- killeri, başkanlık divanının diğer üyele- rini seçmek için bu işle uğraşacak, da- ha sonra yeni dönem için komisyonlar oluşturulacaktır. Yani, milletvekillerinin bu konularda- ki işlerini bitirmeleri ve asıl sorunlara eğilmeleri için en az bir aylık bir zama- nın geçmesi gerekecektir. Oysa anayasa, ara vemne ya da ta- til dönemleinde Meclis'in olağanüstü toplanabilmesi için gerekli koşullan üç noktada belirliyor ve bunlan, "Cum- hurbaşkanınca doğrudan doğruya da- vet, hükümetin isteği üzerine cumhur- başkanınca davetya da üye tam sayı- sının beşte bırinin isteği" olarak sıralı- yor. Şimdi Susurluk dokunulmazlıklan- nın üzerine gitmenin tam zamanıdır. Karabük konuşmasını yapmış bir si- yaset adamı, başbakanlıgı kendisine haram ettirmemek için isterse hükü- metine TBMM'yi toplantıya çağırması için karar aldırabilir. Dilerse koalisyo- nun ANAP-DSP-DTP'Iİ milletvekilleri- nin bu konuda ortak hareket etmeleri- ni sağlamak amacı ile Ecevit ve Cin- doruk'a öneri götürür. Hatta CHP'yi de devreye sokar. Bu, halkımızın çok alışıp, artık 'Boş ver' diye omuz silktiği miting vaatleri yerine, somut bir adım atmak olacak- tır. Dokunulmazlıklan kaldırmak amacı ile olağanüstü toplanan ve bu işi so- nuçlandınncaya kadar, yine anayasa uyannca çalışmalanna ara veremeye- cek olan parlamentonun, olayı bir ucundan çözmeye başlaması, elbette bu konudaki soruşturmayı sürdüren bürokrasiyi de güçlendirecektir. Bakınız, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, yaptığı incele- melerde Susurluk olayına kanşan res- mi görevlilerin o 5 emniyet mensubu sanıkla sınıriı olamayacağını ortaya ko- yan bulgulan, Emniyet Genel Müdür- lüğü'ndeki şu bir aylık inceleme nede- ni ile nasıl sıralıyor? Emniyette demirbaş olarak kaydı bulunmayan silahlar, sadece 22 kalib- relik 11 Baretta'dan ibaret değildir. Sa- dece Silahlı Kuvvetler'de bulunması gereken havan toplan, hava roketatar- lan, tanksavar mermileri, sayısı bini bu- lan roket mermisi ve sevk edici de po- lisin elinde bulunmuştur. Bunlar görünüşe göre polisin elin- dedir, ama nereden alındığı, şu anda nerede ve kimin elinde olduğu da bi- linmemektedir. Başbakanlık Teftiş Ku- rulu Başkanı, 100 adet Uzi silahın da kayıplara kanştığını saptıyor ve yakın çevresine REFAHYOL döneminde Içişleri Bakanlığı'nın Susuriuk olayıyla ilgili olduklan sanısı ile Istanbul 6 nu- maralı DGM'ye gönderilen 5 emniyet mensubunun dışında başka kimsele- rin de olması gerektiğini söylüyor. Belki de o 5 memur ile yetinip, esrar perdesini büsbütün açılmaz hale getir- mek isteyenlerin bir oyunu şimdi çözül- meye çalışılıyor. Savaş'ı düşündüren bir başka soru da, bu silahlan yurda getirten Haspro firmasının duaıp dururken bunlan niçin Emniyet Genel Müdüriüğü'ne hibe et- me yolunu seçmesi oluyor. Çünkü, firmanın vergisini bile öde- mekte güçlük çekecek kadar mali sı- kınt içinde göründüğü ya da gösteril- diği biliniyor. ••• Bence kamuoyunda Susuriuk için gittikçe kabaran bir öfke birikimi yo- ğunlaşırken ve bunca soru ardı ardına sıralanırken Meclis'in tatilini sürdürme- si, vatandaş gözünde haram olarak değerlendirilmektedir. Devlet Bakanı Türk 'Dolaylı af yerine doğrudan af çıkanlmalı' • însan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk,"TBMM'nin af yetkisi sınırlaması kaldınlmalı. TMY'nin 8. maddesinin kaldınlmasının zamaru değil. TMY ve TCK'de ceza indirimleri yapılabilir" diyor. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - tnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Sami Tûrk, "yazıişleri müdürü" sıfatıyla yargılananlara ceza indırimı getiren yasanın "koalisyonun asgari müşterek" noktası olarak çıktığını belirterek, "Şiıiıdi konuya daha geniş açıdan bakabiliriz. Basın vDİuyla işlenecek suçiaıia ilgili cezalann hahfletilmesi yoluna gJdUebilir" dedi. Dolaylı af getiren düzenlemeler yerine, TBMM'nin af yetkisini sınırlayan anayasa maddesinin değiştirilmesi gereğine dikkat çeken Türk. "Af yetkisi kuUanıhrsa, suç ve ceza bütün sonuçlany la ortadan kalkacak" görüşünü dile getirdi.Türk başkan lığında, Başbakanlık. Adalet, îçişleri ve Dışişleri bakanlıklan müsteşarlanndan oluşan İnsan Haklan Koordinatör Üst Kurulu bugüne dek yapüğı toplanülarda bir dizi karar aldı, bazı kararlar da uygulamaya geçirildi. Sami Türk Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken, insan haklan ihlalleri ve işkence ile ilgili olarak, "Maalesef bizde de, dünyanın başka yerierinde de oluyor. Toplıımdaki şiddet kültürü bunda önemli bir etken" dedi. Memurin Muhakemati Kanunu'nun "memura dokunuunazhk" verdigine dikkat çeken TûrL "Aocak memurian ortaya da atamayız. Kanunun gûnün koşullanna uygun hak getirilmesi gerekir'' diye konuştu. Türk, düşünce özgürlüğü önündeki engellerin kaldınlmasına dönük çalışmalann da sürdüğünü söyledi. "Yazüşleri müdürü" sıfatıyla yargılananlara ceza indırimi getiren yasa tasansı TBMM'de görüşülürken. CHP'lilerin kapsamın genişletilmesine dönük önergesine destek veren Türk, u Bu önerge reddedilmişti. Şimdi bu konuda yeni bir adım aülması gündemde mi" sorusuna şu yamtı verdi: "Ben sadece yaznşleri müdürk'rini kapsaması nedeniyle. tasannın anayasanın eşitük ilkesine aykın olacağmı düşündüm. Ancak koaiisyon bir u/iaşmadır. Orada asgari müşterek olarak birieştik. Şimdi, öyle sanryorum ki konuya artık daha geniş açıdan bakabiliriz. Niteldm, o çahşmalar sırasında ben TCK'nin bazı maddeleri ve TMY'nin 8. maddesinin yeniden ele alınmasuu önerdiğimde, bunun uzun vadeli bir çalışma olduğu söylendL Bu çalışma yapılabiÛr, yapdmah. Türkiye bunu bir taraftan yapmak zonındadır. Bize sövlenen bir başka gerekçe de, Ceza Kanunu'nun zaten tamamını gözden geçiren bir çalışma yürütüunesiydL Bu çahşmalar ne zaman sonuçlanabflecek bihniyonım."' Türk. "en kolay yapılabilecek şeyto doğrudan genel af çıkarmak'" olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama buna da anayasal engel var. Basın vohıyia işlenecek suçlarla Ugiti cezalann hafifletumesi yohına gkülebilir. TCK'nin 159,311.312 ve TMY'nin 8. maddesindeld suçlarla ilgili cezalar hafıfletilebiu'r. Cezalann İnfazı Hakkında Kanun'un 19. maddesinde düzenlenen 'şartlı salıverilme* için hükümlülük süresinin geçiriunesi zorunlu olan asgari bölürnü ile ilgili sûreler genel olarak azaltıiabilir ya da bir defahk kolayhklar getirilebilir. Buniann hepsi dolayh bir af sağlamak amacına vöneliktir. Bir an önce yapmamız gereken. anayasanın 87. maddesindeld TBMM'nin af yetkisini sımriayan ibarenin madde metninden çıkanlmasıdır. Ama anayasa değiştinnek de hükümetin komısu değil. TBMM'nin işLŞimdiki uygulamamn şu sakmcası van Üç yıl içerisinde benzeri suç işlenmemesi gerekir. Eşber Yağmurdereh' için aym dunım söz konusu. Oysa genel af yetkisi kullanıhrsa. suç ve ceza bütün sonuçlanyla ortadan kalkacak." Türk, TMY'nin 8. maddesinin tamamen kaldınlmasının gündemde olup olmadığı sorusuna da şu karşılığı verdi: "Tamamen kalksın. deyince Adalet Bakam Ottan Sunguriu'nun kaygısı gündeme geliyor. Türkiye terörle mücadelede bu kadar sehit verirken, üflce bütünlüğü tehdit altmdayken, ülke bütünlüğüne dönük propagandayı serbest bırakabilir miyiz? Soru bu ve kolay kolay cevaplandınlacak bir soru değü. Her şeyin bir uygun zamanı var. insan haklan bilgi bankası kuruluyor ANKARA (Cumhuriyft Bûrosu) - Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün başkanlık ettiği İnsan Haklan Koordinatör Üst Kurulu'nun bugüne dek yaptığı toplanülarda alınan kararlar ve uygulamaya geçirilen bazı konular şöyle: # Içişleri Bakanlığı bünyesinde insan haklan sonmlannı sürekli gündemde tutacak ve insan haklan ihlalleri ile ilgili savlan yanıtlayacak bir "bakanlık sözcülüğü" birimi oluşturuldu. 0 İnsan haklannın geliştirilmesi için AB Ombudsmanı ile diğer ülkelerden uzmanlann deneyimlerinden yararlanmak üzere davet edilmeleri kararlaştınldı. Olke koşullanna uygun bir "kamu denetçisi'' veya "kamu hâküni" tasansı ile ilgili hazırlık çalışmalanna başlandı. # Faili meçhul cinayetlerin araştınbnası için yeni yöntem ve mekanizmalann belirlenmesi çalışmalanna başlandı. # Kamu görevlileri tarafından bireylere işkence ve kötü muamele yapılmasını ve yetkilerini kötüye kullanmalannı yasaklayan TCK'nin 123. ve 245. maddelerine aykın davranış suçlanndan dolayı açılacak soruşturmalann Adalet Bakanlığı'nca izlenmesi ve üst kurula bildirilmesi karara bağlandı. # İnsan haklarmın korunması ve geliştirilmesi amacıyla Başbakanlık'ta merkezi bilgi bankası oluşturulması kararlaştınldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle