Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16EYLÜL1997SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Müslüm Gündüz
davasında suç
duyurusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Ankara 3. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanı
Mehmet Koçak, gelecek
.duruşmada Müslüm
Gündüz'ü sank ve cüppesi
-ile duruşmaya gönderen
cezaevi yetkililen
• hakkında. "görevi ihmal,
-görevi kötüye kullanma,
suiistimal ve mahkemenin
..emırlerine riayet etmemek"
suçlanndan suç
duyurusunda bulunacağını
-söyledi.
RP'den hükümete
suçlama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- RP Genel Başkan
"Yardımcısı Abdullah Gül,
yeni eğitım-öğretim
dönemine buruk
başladıkJanıu savunarak
"CHP ideolojısini
gerçekleştırdı, tebrik
'ederim" dedi. Gül.
düzenlediği basın
toplantısmda imam-hatip
okullannın ortaokul
bölümlerinın kapatılmasını
sert dille eleştirerek "Milli
iradenin üzerindeki baskılar
neticesinde bu karar alındı"
diye konuştu.
İHD'nin ağustos
raporu
• Istanbul Haber Servisi -
tnsan Haklan Derneği"nin,
ağustos ayında insan
hakian ihlallenne ilışkin
raporu, İHD Istanbul Şube
Başkanı Ercan Kanar
tarafından açıklandı. Kanar,
İHD Genel Merkezi'nde
dün düzenledigi basın
toplantısmda, 61"i çocuk,
toplam 2 bin 182 kişının
gözaltına alındığını, 4 faili
meçhul cınayet ışlendığini,
22 basın mensubunun
gözaltına alındığını, 22
gazete, dergi ve kitabın
toplatıldığı ve İHD'ye 18
işkence vakası başvurusu
yapıldığını belirtti.
OHAL ValîSİ
göpeve başladı
S ANKARA (AA)-
Dlağanüstu.Ual Beigc
VjJihğı'ne atanan Aydm
Arslan görevine başladı.
Arsian, bölgede çok rahat
bir ortama gelindiğini,
terörle mücadelede başanlı
sonuçlar alındığını
belirterek, "Bundan
sonrakı aşama, ekonomik,
sosyal ve kültürel kalkınma
mücadelesi olacaktır" dedi.
Dün uçakla Diyarbakır'a
gelen ve havaalanında basın
mensuplanna açıklamada
bulunan Bölge Valisi
Arslan. bölgede. daha önce
8 yıl süreyle, kaymakam,
emnıyet müdürlüğü, bölge
vali yardımcılığı ve il
valiliği görevlerinde
bulunduğunu söyledi.
Cuma
göstericileri
• tstanbul Haber Servisi -
8 yıllık kesintisiz zorunlu
temel eğitim yasasını
protesto etmek amacıyla
geçen cuma günü Beyazıt
ve Bağcılar Ebubekir
Camii'nde düzenledikleri
yasadışı gösteriden sonra
gözaltına alınan toplam 66
kişi, adliyelere sevk edildi.
Sanıklann bazılannın
gıyabi tutuklu olarak
arandığı ve daha önce çok
sayida gösteriye katıldığı
belirtildi.
D
Ağar ve Bucak'ın dokunulmazlıklannı kaldırmak için gruplar anlaşıyor
OnceMkfezlekelerdeANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - tktidar
ortaklan, TBMM açılır açılmaz "Susuriuk
feztekelerini hasıralü etme ayıbınT düzelt-
me hazırhğına girdi. DYP Şanlıurfa Millet-
vekili Sedat Edip Bucak ve Elazığ Milletve-
kili Mehmet Ağar'ın dokunulmazlıklannın
kaldınlmasıyla ilgili dosyalann, TBMM
açıldıktan sonra hızla yeniden gündeme gel-
mesinin sağlanacağı bıldirildi.
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu
üyesi olarak da görev yapan ANAP Grup
Başkanv ekılı Metin Öney, "Hükümet bu me-
seleyi baştan sonayeoiden araşörmalı. Doku-
nuünaziıklar da hemen kaldınlmau" dedi.
DSP Grup Başkanvekili AB Dıksoy da, "Tür-
kiye'de kimsenin yapoğının yanına kâr kaJ-
mayacagı anlayışı yerleştirilmeli. Kimse yar-
gıdan kaçınlmamair diye konuştu.
Anayasa ve Adalet Karma Komisyo-
nu'nun TBMM tatile gırmeden önce yaptı-
ğı toplantıda. Ağar ve Bucak'ın dokunul-
mazlüdannın kaldınlmasıyla ılgılı dosyala-
nn dönem sonuna bırakılması karara bağlan-
• Hükümet, Susurluk ayıbını örtme hazırhklanna başladı. TBMM
açılınca, Ağar ve Bucak'ın dokunulmazlıklannı kaldıran dosyalar
yeniden gündeme gelecek.
dı. ANAP ve DSP'li üyelerin katılmaması
üzerine alınan bu karar, sert tartışmalara y-
ol acarken, zor durumda kalan ıktidar ortak-
lan toplantının geçersiz sayılması için TB-
MM Başkanlığı'na başvurdular.
TBMM Başkanlığı da, içtüzük gereğince,
Başkanlık Divanı karan olmadan genel ku-
rul çalışma saatleri içinde komisyonlann
toplanamayacağını gerekçe göstererek top-
lantıyı geçersiz saydı. Susurluk sanıklann-
dan 6'sının tahliyesi ile yeniden sert eleştiri-
lere hedefolan iktidar ortaklan, TBMM açı-
lır açılmaz hem Ağar ve Bucak'ın dokunul-
mazlıklannın kaldınlması hem de bu konu-
daki anayasa değişiklikliğinin gerçekleşti-
rilmesi için çaba göstereceklerini bildirdi-
ler._
Öney, son tahliyelerle ilgili olarak, "Mah-
keme karan hakkında vorumda bulunmak
istemem.Ancak bu mesefeye her şeyin bitme-
si veya başlaması diye vakJaşmak doğru de-
ğil" dedi. Hükümetin konuyu baştan sona
yeniden araştırması gereğine dikkat çeken
Öney, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Görünen bir metre.görünmeyen kısmı 10
metreolan bir konu bu. Büyük bir siyasal des-
teğe sahip olan güçlü hükümet bu meseleyi
baştan sona yeniden araştınnalı. Bizinı ko-
misyon rapoıianndan da yararianınah,araş-
urma derinkştirümelL Eİbette, TBMM açı-
lıraçümazr1nkıınnlma7hklar hemen kakhnl-
mah, bu konuda anayasa değişiktiğj de yaptl-
malı. 'Dosyalar dönem sonuna bırakılsın'
demek dokunuhnazhklar hiç kalkmasın de-
mek. Kimseyi bedef almıyonım ama doku-
nubnazlıklar yarguun önünü nkryor. Kimse
yargının önünü kesmemeli.'' Öney, TBMM
Başkanlığı'ndan kendilenne gönderilen ka-
rar gereğince, komisyonun karan genel ku-
rulda okunduktan sonra itiraz edeceklerini
ve ardından komisyonun yeniden toplanarak
konuyu görüşeceğıni söyledi.
Ilıksoy, TBMM açıldıktan sonra, komis-
yonlann da yeniden oluşacağına dikkat çe-
kerek, "Türidye'de yapüklarmuı kimsenin
yanına kâr kaİmayacağı anlayışı yerleştiril-
meü. Dokunulmazhk dosyalan hemen genel
kurula indirilmeli. Adam yolsuzluk. hırsızhk
yapüysa niye korunsun? Dokunulmaziıkzır-
hı sadece sivasi görüşlerin ifadesiyle ilgili ol-
mah" dedi.
TBMM açıldıktan sonra yeniden oluşa-
cak Anayasa ve Adalet Karma Komisyo-
nu'nda öncelikle Ağar ve Bucak'la ilgili dos-
yalann yeniden görüşülmesi bekleniyor. TB-
MM lçtüzüğü gereğince, komisyonda doku-
nulmazhğın kaldınlmasına karar verilirse,
konu genel kurulda görüşülecek. Anayasa-
nın 83. maddesine göre, parti gruplannda
dokunulmazlıkla ilgili görüşme yapılması
ve karar alınması olanağı bulunmuyor.
Ozden:Susurluk'u siyasizjrh koruyor
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su)-Anayasa Mahkemesi Başkanı
Yekta GüngörOzden, Susurluk da-
vasındakı tahlıye kararlannı değer-
lendınrken, yargının sahip olduğu
olanaklarla başanlı olmaya ve işle-
n kotarmaya çalıştığını belirterek,
"Siz sanıklann kjmisini yakalayıp
a> Larca yargının önüne getirmezse-
niz, sanik okJuklan söy lenen kimi-
lerini kimizırhlanndan çıkaramaz-
saıuz yargı ne yapsm" dedi.
Özden, dün yeni öğretim yılının
başlaması nedeniyle Ankara Üni-
versitesi Geliştirme Vakfı Özel Li-
sesi 'nde düzenlenen törene kaüldı.
Babasının bir ılkokul öğretmeni ol-
duğunu ve kendisimn de 23 yıl eği-
tıme hizmet verdığıni anlatan Öz-
den. törene kimi "sağırlaşan ku-
laklara, körieşen gözlere ve taşla-
şan kafalara" okullarda yaşanan
güzelhkleri çakmak için katıldığı-
nı kaydetti. Atatürk'ü sevmenın bır
zonınluluk olduğunu kaydeden
Özden. "Çünkü o olmasaydı, biz
bugün burada otaıazdık" dıyerek,
şöyle devam ettı: "Kim ne derse
DİSK'te yeni dönem
' Susurluk'un
üzerine
gideceğiz'
• Rıdvan Budak, genel kurulda aldığı mesajın
"Susurluk skandalı üzerine gitmek, daha yaygın
örgütlenmek, demokratikleşmeye daha etkin
katkı vermek olduğunu" söyledi.
tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Devrimci tşçi
Sendikalan Konfederas-
yonu'nun (DİSK) 10. Ge-
nel Kurulu'nda yeniden
genel başkanlığa seçılen
Rıdvan Budak. genel ku-
rulda aldığı mesajın, "Su-
surluk skandalı üzerine
gitme. daha yaygın örgüt-
lenme. emek örgûtkriyie
daha sıkı dayanışma. Kürt
sorunu ve demokratikleş-
meye daha etkin katkı ver-
mek olduğunu" söyledi.
Genel başkan seçildik-
ten sonra ilk değerlendir-
mesine gazetemize yapan
Rıdvan Budak, Türki-
ye'nin birtakım siyasi çev-
relerin himayesinde dev-
let içinde devlet olmuş ka-
tillerle, uyuşturucu kaçak-
çılanyla, her türlü kirli
ilişkilerle içli dışlı çetele-
nn bannağı haline getinl-
mek istendığini belirtti.
Türkiye'nin, dünyanın gö-
zünde AvTupa'nrn kara pa-
ra, uyuşturucu trafiği cen-
neti konumuna getirildiği-
nı ifade eden Budak.
u
Ça-
hşmalannı tamamlayan
10. genel kurulumuz, çete-
lerin her alandan temiz-
lenmesinL bir hukuk dev-
leti olmanın zorunlu adı-
mı olarak görmüş. huku-
kun üstünlüğünû Türki-
ve'nin en temel en önemli
gereksinimlerinden oldu-
ğunu tespit etmiştir"dedi
Budak, Başbakan Mesut
Yılmaz'ın Susurluk ve çe-
telerle ilgili açıklamasını
da ciddi bir adım olarak
nıteledi. Budak, tüm ku-
ruluşlan çetelerin açığa çı-
kanlması mücadelesine
destek vermeye çağırdı.
Genel kurulda, zaman
zaman kendisıne yönelti-
len sert eleştirileri değer-
lendiren Budak, şöyle de-
vam etti:
"Emek örgütleriyle da-
ha sıkı işbirtiği ve dayanış-
maya girilmesi, Susurluk
çetesinin üzerine daha et-
kin gitmemiz. Kürt soru-
nu nun demokratik çö/ü-
müne etkin katkı sağlama-
mız, siyasal alanda daha
çokaktif ohnamız, tüm gü-
cümüzü sendikal örgüt-
lenmenin önündeki engel-
leri kaldırmamıza yönel-
tilmesi mesajı verdi arka-
daşlanm. Bize düsen de bu
mesajlann gereğini yap-
makOr. Arük çok daha et-
kin. çok daha aktif, müca-
dele alanlannı daha geniş-
letmiş bir DİSK izleyecek-
siniz." DİSKGenelKuru-
lu'nun önemli sonuçlann-
dan biri da genel sekrete-
rin değişmesi oldu. Ke-
mal Daysal'm yerine Mu-
rat Tokmak seçildi.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART
desin. hangi yalanı. sözü söyierse
söylesin. hangi şımanklığa, sirreüi-
ğegirerse girsin, büiniz ki onlar öle-
rek bizi yaşatmaya çahşolar. Biz de
ysşayarak onlan yaşatacağız. Ata-
türk bir insan, bir kişi degiL bir ku-
rumdur. Türkiyemizin yaşamakta
olduğumuzdeğeıierin simge-
si ve özetidir. Türkiye ile öz-
deşleşerek kurumlaşmış bir
ilkekr anıüdır."
Gazetecilerin sorulanru da
yanıtlayan Özden, 8 yıllık ke-
sintisiz eğitimin ülkenin ile-
riye götürülmesi açısından
çok anlamlı ve etkin bir dü-
zenleme olduğunu söyledi.
Özden, Kuran kurslannın ka-
patılarak kolejlere dönüştü-
rülmesi projesine ilişkin gö-
rüşlerinin sorulması üzerine,
u
Ben insanlara, bilincli oku-
duğunu anlayacak çağa gel-
meden, dinsel bilgiler veril-
mesine karşryım. Inançlara
saygüı ounak başka şey, sö-
mürmek başka şey" dedi.
Özden, camilerdeki göste-
rüere ilişkin bir soru üzeıine,
"Ben TBrkiye'dedindar geçi-
nerek, dincilikyapanlann Al-
lah'a inandığını sanrruyo-
rum. Bu tür kişiler dini sö-
mürerek dine zarar veriyor-
lar" dedi.
Lisenin ek binasının açılı-
şını da yapan Özden, "Bir
okul bin camiye bedeL Ben
doğru bfldiğimi sövierbn" de-
di.
Törenin sona ermesinin
ardından gazetecilerin Su-
surluk davasındakı tahliyele-
re ilişkin sorulannı yanıtla-
yan Özden, şunlan söyledi:
"Susurluk davasında da.
başka davalarda da tahliye-
ler oiabilir. Burada ülkenin
sorunlan olduğu için konu-
şuyorum. Onceu'kİe hukuk
kuraUanmn çağdaş, doyuru-
cu ve etkin ounası, kötülükk-
ri önleyid haksızhklan gide-
rici otmas gerekir. Cezalar da
caydıncı ve etkin ohnaudır.
Bizinı kuraDanmızuı çoğues-
kimiştir. Bunu üzülerek söy-
lüyorum. kurallanmızı degiş-
tirme yetki ve ödevini parla-
mentoda taşıyanlar. ancak
kendileri için iyiolanaklarya-
ratmaya özenmişler, ülkeyi
aydınlığa taşryacak olan, gü-
vencekrimizi dahasağhkh kı-
lacak olan hukukun yönlen-
mesini gözardı etmişlerdir.
Bugün çekikn sıkmülann
kaynağında bu yatmaktadnf
ÜZ YAZII ORHAN BİRGİT
Susurluk davası olarak kamuoyuna
sunulan duruşmada tutuklu olarak yar-
gılanan 5 emniyet mensubunun tahli-
ye edilmesi, Doğru Yol Partisi Genel
Başkanı dışında hemen hemen herke-
sin vicdanında büyük bir tepkiye ne-
den oldu.
Bir mahkemenin, önüne getirilen
dosyanın içeriği içinde sınıriı kalması
gibi zorunlu bir hukuk kuralını unutma-
yanlann kızgınlığı ise haklı olarak ikti-
dara ve onun başı olan Başbakan'a
yöneldi. Oysa işin doğrusu, Yılmaz
başbakan olur olmaz, muhalefetteki
sözlerini bu davada uygulama aşama-
sına sokmak amacı ileTeftiş Kurulu'nu
Susurluk olayını aydınlatmak için gö-
reviendirmekle kalmadı; Başkan Kut-
lu Savaş'a da, kovuşturma sırasında
kendi yetkileri ile hareket etme emrini
verdi.
Ama, polıtikanın olduğu kadar gün-
lük yaşamın da gereği olarak, kamu-
oyu Mesut Yılmaz'ı olayın bu aşama-
ya gelmesinde sorumlu görmek isti-
yordu. O da, bu gelişmenin farkında ol-
malı ki, öncekı gün Karabük'te düzen-
lenen açık hava toplantısmda, "Hiç
kimse Susurluk'un kapandığını san-
masın. Bunları ortaya çıkarmak için
gücümün hepsini kullanmazsam, baş-
bakanlık bana haram olsun" sözleri ile
özetlenen bir konuşma yaptı.
Başbakan, bir özdeyişimizde oldu-
Başbakan'ın Yapması Gereken
ğu gibi, "büyük lokma yiyip, büyük
söz" mü söylüyor?
Bence hayır. Çünkü, bu iktidan tutan
iki ayaktan birisi, yurttaşın, yolsuzluk-
lardan, devletin soyuluşundan adeta
ayakianma noktasına gelmiş olmasıdır
ve özellikle Susurluk, o soyuluşu sim-
geleyen çetelerin kanştığı varsayılan
bir olay olarak kesinkes aydınlatılma-
hdır...
Karabük konuşmasında, bu neden-
le devletin içine girmiş olan çeteierin
mutlaka temizleneceğini söyleyen Yıl-
maz, herkesi adalete yardımcı olmaya
çağınrken özellikle dokunulmazlıklann
kaldınlması zorunluluğu üstünde duru-
yor. Istanbul Devlet Güvenlik Mahke-
mesi'nin de, 5 tutuklunun salıverilme-
si ile ilgili karannda, olaya kanştığı ile-
ri sürülen 2 milletvekilinin dokunulmaz-
lıklannın kaldınlmamış olmasının, tah-
liyenin gerçekleşmesine yardım ettiği
belirtiliyor. Yılmaz, herkesi yardımcı ol-
maya çağınyorsa, biz de bu köşeden
kendisine aklımızın erdiği kadan ile bir
çözüm önerisi sunuyoruz:
Şu anda parlamentodaki çoğunluk,
Susurluk olayının bir an önce aydınlan-
masını isteyen partilerden, yani "ANAP
+ DSP + DTP + CHP + Bağımsız-
/ar"dan oluşmaktadır. Hatta zaman za-
man, o anda ne yapacağı bilinmese
de, Refah Partisi de Susurluk olayının
aydınlanmasından söz etmektedir.
Ama, TBMM, 1 Ekim'e kadar tatile
girmiş bulunuyor. 1 Ekim'de anayasa
uyannca davetsiz olarak toplanınca
uzun bir süre yeni başkanı, başkan ve-
killeri, başkanlık divanının diğer üyele-
rini seçmek için bu işle uğraşacak, da-
ha sonra yeni dönem için komisyonlar
oluşturulacaktır.
Yani, milletvekillerinin bu konularda-
ki işlerini bitirmeleri ve asıl sorunlara
eğilmeleri için en az bir aylık bir zama-
nın geçmesi gerekecektir.
Oysa anayasa, ara vemne ya da ta-
til dönemleinde Meclis'in olağanüstü
toplanabilmesi için gerekli koşullan üç
noktada belirliyor ve bunlan, "Cum-
hurbaşkanınca doğrudan doğruya da-
vet, hükümetin isteği üzerine cumhur-
başkanınca davetya da üye tam sayı-
sının beşte bırinin isteği" olarak sıralı-
yor.
Şimdi Susurluk dokunulmazlıklan-
nın üzerine gitmenin tam zamanıdır.
Karabük konuşmasını yapmış bir si-
yaset adamı, başbakanlıgı kendisine
haram ettirmemek için isterse hükü-
metine TBMM'yi toplantıya çağırması
için karar aldırabilir. Dilerse koalisyo-
nun ANAP-DSP-DTP'Iİ milletvekilleri-
nin bu konuda ortak hareket etmeleri-
ni sağlamak amacı ile Ecevit ve Cin-
doruk'a öneri götürür. Hatta CHP'yi
de devreye sokar.
Bu, halkımızın çok alışıp, artık 'Boş
ver' diye omuz silktiği miting vaatleri
yerine, somut bir adım atmak olacak-
tır.
Dokunulmazlıklan kaldırmak amacı
ile olağanüstü toplanan ve bu işi so-
nuçlandınncaya kadar, yine anayasa
uyannca çalışmalanna ara veremeye-
cek olan parlamentonun, olayı bir
ucundan çözmeye başlaması, elbette
bu konudaki soruşturmayı sürdüren
bürokrasiyi de güçlendirecektir.
Bakınız, Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı Kutlu Savaş, yaptığı incele-
melerde Susurluk olayına kanşan res-
mi görevlilerin o 5 emniyet mensubu
sanıkla sınıriı olamayacağını ortaya ko-
yan bulgulan, Emniyet Genel Müdür-
lüğü'ndeki şu bir aylık inceleme nede-
ni ile nasıl sıralıyor?
Emniyette demirbaş olarak kaydı
bulunmayan silahlar, sadece 22 kalib-
relik 11 Baretta'dan ibaret değildir. Sa-
dece Silahlı Kuvvetler'de bulunması
gereken havan toplan, hava roketatar-
lan, tanksavar mermileri, sayısı bini bu-
lan roket mermisi ve sevk edici de po-
lisin elinde bulunmuştur.
Bunlar görünüşe göre polisin elin-
dedir, ama nereden alındığı, şu anda
nerede ve kimin elinde olduğu da bi-
linmemektedir. Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu Başkanı, 100 adet Uzi silahın da
kayıplara kanştığını saptıyor ve yakın
çevresine REFAHYOL döneminde
Içişleri Bakanlığı'nın Susuriuk olayıyla
ilgili olduklan sanısı ile Istanbul 6 nu-
maralı DGM'ye gönderilen 5 emniyet
mensubunun dışında başka kimsele-
rin de olması gerektiğini söylüyor.
Belki de o 5 memur ile yetinip, esrar
perdesini büsbütün açılmaz hale getir-
mek isteyenlerin bir oyunu şimdi çözül-
meye çalışılıyor.
Savaş'ı düşündüren bir başka soru
da, bu silahlan yurda getirten Haspro
firmasının duaıp dururken bunlan niçin
Emniyet Genel Müdüriüğü'ne hibe et-
me yolunu seçmesi oluyor.
Çünkü, firmanın vergisini bile öde-
mekte güçlük çekecek kadar mali sı-
kınt içinde göründüğü ya da gösteril-
diği biliniyor.
•••
Bence kamuoyunda Susuriuk için
gittikçe kabaran bir öfke birikimi yo-
ğunlaşırken ve bunca soru ardı ardına
sıralanırken Meclis'in tatilini sürdürme-
si, vatandaş gözünde haram olarak
değerlendirilmektedir.
Devlet Bakanı Türk
'Dolaylı af
yerine
doğrudan af
çıkanlmalı'
• însan haklanndan sorumlu Devlet
Bakanı Hikmet Sami Türk,"TBMM'nin
af yetkisi sınırlaması kaldınlmalı.
TMY'nin 8. maddesinin kaldınlmasının
zamaru değil. TMY ve TCK'de ceza
indirimleri yapılabilir" diyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - tnsan
haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Hikmet
Sami Tûrk, "yazıişleri müdürü" sıfatıyla
yargılananlara ceza indırimı getiren yasanın
"koalisyonun asgari müşterek" noktası olarak
çıktığını belirterek, "Şiıiıdi konuya daha geniş
açıdan bakabiliriz. Basın vDİuyla işlenecek
suçiaıia ilgili cezalann hahfletilmesi yoluna
gJdUebilir" dedi. Dolaylı af getiren düzenlemeler
yerine, TBMM'nin af yetkisini sınırlayan
anayasa maddesinin değiştirilmesi gereğine
dikkat çeken Türk. "Af yetkisi kuUanıhrsa, suç
ve ceza bütün sonuçlany la ortadan kalkacak"
görüşünü dile getirdi.Türk başkan lığında,
Başbakanlık. Adalet, îçişleri ve Dışişleri
bakanlıklan müsteşarlanndan oluşan İnsan
Haklan Koordinatör Üst Kurulu bugüne dek
yapüğı toplanülarda bir dizi karar aldı, bazı
kararlar da uygulamaya geçirildi. Sami Türk
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken, insan
haklan ihlalleri ve işkence ile ilgili olarak,
"Maalesef bizde de, dünyanın başka yerierinde
de oluyor. Toplıımdaki şiddet kültürü bunda
önemli bir etken" dedi. Memurin Muhakemati
Kanunu'nun "memura dokunuunazhk"
verdigine dikkat çeken TûrL "Aocak memurian
ortaya da atamayız. Kanunun gûnün koşullanna
uygun hak getirilmesi gerekir'' diye konuştu.
Türk, düşünce özgürlüğü önündeki engellerin
kaldınlmasına dönük çalışmalann da sürdüğünü
söyledi. "Yazüşleri müdürü" sıfatıyla
yargılananlara ceza indırimi getiren yasa tasansı
TBMM'de görüşülürken. CHP'lilerin kapsamın
genişletilmesine dönük önergesine destek veren
Türk,
u
Bu önerge reddedilmişti. Şimdi bu
konuda yeni bir adım aülması gündemde mi"
sorusuna şu yamtı verdi: "Ben sadece yaznşleri
müdürk'rini kapsaması nedeniyle. tasannın
anayasanın eşitük ilkesine aykın olacağmı
düşündüm. Ancak koaiisyon bir u/iaşmadır.
Orada asgari müşterek olarak birieştik. Şimdi,
öyle sanryorum ki konuya artık daha geniş
açıdan bakabiliriz. Niteldm, o çahşmalar
sırasında ben TCK'nin bazı maddeleri ve
TMY'nin 8. maddesinin yeniden ele alınmasuu
önerdiğimde, bunun uzun vadeli bir çalışma
olduğu söylendL Bu çalışma yapılabiÛr,
yapdmah. Türkiye bunu bir taraftan yapmak
zonındadır. Bize sövlenen bir başka gerekçe de,
Ceza Kanunu'nun zaten tamamını gözden
geçiren bir çalışma yürütüunesiydL Bu
çahşmalar ne zaman sonuçlanabflecek
bihniyonım."' Türk. "en kolay yapılabilecek şeyto
doğrudan genel af çıkarmak'" olduğunu
vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama buna da anayasal engel var. Basın vohıyia
işlenecek suçlarla Ugiti cezalann hafifletumesi
yohına gkülebilir. TCK'nin 159,311.312 ve
TMY'nin 8. maddesindeld suçlarla ilgili cezalar
hafıfletilebiu'r. Cezalann İnfazı Hakkında
Kanun'un 19. maddesinde düzenlenen 'şartlı
salıverilme* için hükümlülük süresinin
geçiriunesi zorunlu olan asgari bölürnü ile ilgili
sûreler genel olarak azaltıiabilir ya da bir defahk
kolayhklar getirilebilir. Buniann hepsi dolayh bir
af sağlamak amacına vöneliktir. Bir an önce
yapmamız gereken. anayasanın 87.
maddesindeld TBMM'nin af yetkisini sımriayan
ibarenin madde metninden çıkanlmasıdır. Ama
anayasa değiştinnek de hükümetin komısu değil.
TBMM'nin işLŞimdiki uygulamamn şu
sakmcası van Üç yıl içerisinde benzeri suç
işlenmemesi gerekir. Eşber Yağmurdereh' için
aym dunım söz konusu. Oysa genel af yetkisi
kullanıhrsa. suç ve ceza bütün sonuçlanyla
ortadan kalkacak." Türk, TMY'nin 8.
maddesinin tamamen kaldınlmasının gündemde
olup olmadığı sorusuna da şu karşılığı verdi:
"Tamamen kalksın. deyince Adalet Bakam
Ottan Sunguriu'nun kaygısı gündeme geliyor.
Türkiye terörle mücadelede bu kadar sehit
verirken, üflce bütünlüğü tehdit altmdayken,
ülke bütünlüğüne dönük propagandayı serbest
bırakabilir miyiz? Soru bu ve kolay kolay
cevaplandınlacak bir soru değü. Her şeyin bir
uygun zamanı var.
insan haklan bilgi
bankası kuruluyor
ANKARA (Cumhuriyft Bûrosu) - Devlet Bakanı
Hikmet Sami Türk'ün başkanlık ettiği İnsan
Haklan Koordinatör Üst Kurulu'nun bugüne dek
yaptığı toplanülarda alınan kararlar ve
uygulamaya geçirilen bazı konular şöyle:
# Içişleri Bakanlığı bünyesinde insan haklan
sonmlannı sürekli gündemde tutacak ve insan
haklan ihlalleri ile ilgili savlan yanıtlayacak bir
"bakanlık sözcülüğü" birimi oluşturuldu.
0 İnsan haklannın geliştirilmesi için AB
Ombudsmanı ile diğer ülkelerden uzmanlann
deneyimlerinden yararlanmak üzere davet
edilmeleri kararlaştınldı. Olke koşullanna uygun
bir "kamu denetçisi'' veya "kamu hâküni"
tasansı ile ilgili hazırlık çalışmalanna başlandı.
# Faili meçhul cinayetlerin araştınbnası için
yeni yöntem ve mekanizmalann belirlenmesi
çalışmalanna başlandı.
# Kamu görevlileri tarafından bireylere işkence
ve kötü muamele yapılmasını ve yetkilerini
kötüye kullanmalannı yasaklayan TCK'nin 123.
ve 245. maddelerine aykın davranış suçlanndan
dolayı açılacak soruşturmalann Adalet
Bakanlığı'nca izlenmesi ve üst kurula
bildirilmesi karara bağlandı.
# İnsan haklarmın korunması ve geliştirilmesi
amacıyla Başbakanlık'ta merkezi bilgi bankası
oluşturulması kararlaştınldı.