Katalog

,1 EYLÜL 1997 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 55. koalisyon hükümeti Güneydoğu paketini 14 Eylül'de Siirt'te açıklayacak Güneydoğıı hazırlığı•DÜRDANE KOCAOĞLU - ANKARA- Başbakan Mesut Yılmaz "ve yardımcısı Bülent Ecevifm "reform hüküraeti" diye nıtelendirdiği ve olağa- nüstü hal uygulamasına son vereceğini açıklayan 55. hükümet. 14 Eylül'de Si- irt'te yapılması planlanan Bakanlar Kııru- lu toplantısında, Güneydoğu paketini "açıklayacak. Doğu ve Güneydoğu illennde yatınmı "teşv ik ederek. bölgeye özel sektörü çek- meyı planlayan hükümetin, teşvık karar- namesını de aynı gün açıklaması bekleni- yor. Buna göre bölgedekı yatınmcılara ICalkınma Bankası'ndan 18 trilyonluk "kredi kullandınlacak, Halk Bankası'nın KOBİ'lereayırdığı 142 tnlyonluk kayna- ğının büyük bölümü bölgeye dağıtılacak. ucuz elektrik verilecek, bedava arsa dağı- tılacak, vergi muafiyetı uygulanacak. SSK pnmleri aşağı çekilecek. Doğu ve Güneydoğu'dan sorumlu Devlet Bakanı • Teşvik kararnamesinin. Siirt'te yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında açıklanması bekleniyor. Hükümet, Güneydoğu'ya özel sektörle gitmeyi hedefliyor. Bölgede yatırım teş\r ik edilecek. Alınması planlanan önlemler: # Kalkınma Bankası'ndan 18 trilyonluk kredi kullandınlacak. Halk Bankası'nın KOBİ'lere ayırdığı 142 trilyonluk kaynağının büyük bölümü bölgede kullandınlacak. • Ucuz elektrik verilecek. # Bedava arsa dağıtılacak. # Vergi muafiyeti uygulanacak. 0 SSK primleri aşağı çekilecek. SaKh Yıldmm. bölge halkınm hükümet- nın bır an önce olağan hale dönmek iste- Eylül'de Siirt'te yapılacak Bakanlar Ku- ten ümitli olduğunu belırterek, "Halk bu kez de ha> al kmklığına uğrarsa neler ola- bileceğini düşünmek bile istemiyorum" dedı. Olağan hal özlemi Bülent Ecev ıt başkanlığında oluşturu- lan Doğu ve Güneydoğu İllerinde Uygu- lanacak Kalkınma Programlan ve Yerleş- tirme Hareketlerinın İzlenmesi ve Koor- dinasyonu ıle ılgılı kurul üyesi olan Dev- let Bakanı Yıldınm. bölgede yaptığı son gezı ve incelemelennde halkın hüküme- te olan ılgisınden memnun kaldığını söy- ledi. Şırnak'ın tüm ılçelerinı. Dıyarbakır ve Mardin'ı gezen Yıldınm. bölge halkı- diğıni söyledi. Olağanüstü hal uygulamasının yürûr- lükten kaldınlmasının hem fiziki hem de psikolojik olarak yörede çok önemlı bır iyıleştirme sağlayacağını kaydeden Yıldı- nm. terörle mücadele açısından da birza- af doğmayacağını bıldırdı. Yıldınm. va- lılerin geçen yasama döneminin sonunda çıkanlan yasal düzenlemelerle kendileri- ne venlen yetkilen kullanacağını, güven- lik güçlennin konumlanrun korunacağı- nı söyledi. Bölge halkınm hükümetten beklentile- nnın tahmınlenn çok üstünde olduğunu anlatan Yıldınm, Doğu ve Güneydoğu'va yönelik ekonomik ve sosyal paketin 14 rulutoplantısındaaçıklanacağınısöyledı. Ağırlıkh olarak Güneydoğu'da yapılacak uygulamalan içerecek olan teşvik karar- namesinin de aynı gün açıklanmasını is- tediklerini belirten Y'ıldınm. özel sektö- rü bölgeye çekmeyi amaçladıklannı bil- dirdi. Siirt'te açıklanacak pakete göre; Türkı- ye Kalkınma Bankası'nın 18 trilyonluk acil destek programından. yatınm veya işletme kredısi bulamadığı ıçın üretime geçemeyenlere kredı venlecek. Türkiye Halk Bankası'nın KOBİ'lere destek için ayırdığı 142 tnlyonluk kay- nak. ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu ıllennde kullandırılacak. Teşvik kararna- BÖLGE MİLLETVEKİLLERİ, AÇIKLAMALARI GÖSTERMELİK' OLARAK DEĞERLENDİRDİ 'OHAL'in yerini örtülü OHAL almasın' Tl REY KOSE SEBAHAT K\R\KOYr> HÜLYA KARABAĞLI ANKARA-Doğuve Gü- neydoğu milletvekıllen. Ola- ğanüstü Hal'ın (OHAL) kal- "dınlacağı açıklamalannı «"göstermelik" olarak nite- lendirirken, "Yerine sıkıyö- (netim gelmesin. örtülü O- HAL olmasın" dediler. "DYP'li TBMM Başkanveki- lı Kamer Genç. OHAL'in kaldınlacağı açıklamasmın "provokatif eylemlere" yol açabileceğinı söyledi. Milletvekilleri. bölgelerinde halkın potansıyel suçlu gö- rüldüğünü. "bÖlünme send- romu"nun bir yana bırakıl- ması gereğine dikkat çeker- ken. güvenlık güçlen ve ye- rel bürokrasinın "devlet, hü- kümet tanımaz" tavnndan yakındılar. Parlamentodaki tum partilerın bölgede oy kaybettiğı vurgulanırken. TlADEP'in birinci parti ol- tfuğu ortaya konuldu. RP bölgede "düzen karşrtT me- sajlanyla tutunmaya çalışır- ken. ünıversite açarak Tun- celi'ye girmek isteyen Fet- hullah Gülen'e de yöreden "hayır" denildiğine dikkat çekıldi. Siyasal partilenn Do- EN BÜ\T"K SORUN ÇÖZÜM BI kl İ\OR - 8 yıllık kesintisizeğitinı ta.sarısını yasalaştıran hükümet, ikinci biıvük hanıle olarak Güne>- doğu'yu göstermişti. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, 8 yıl yasasından hemen sonra "Günevdoğu'da başta olağanüstü hal ve >ozlaşan ko- rucu sistemi olmak üzere bir çok siyasi \e ekonomik sorun çözüm beklerken, dağıûlan umutlar bile yü/.leri güldürmeye yetmivor" demişti. ğu ve Güneydoğu ıllerinın parlamentodaki temsilcileri son seçımlerden bu yana bölge- lerindeki gelişmelen ve OHAL'in kaldırıla- "cağı açıklamalarını şöyle değerlendırdi: 'Devlet özür dilemeli' • Abdulhaluk Mutlu (RP Bitlis Milletveki- li): Doğu ve Güneydoğu'da değışen hiçbir ."şey yok Temel sorun demokratikleşme. Va- tandaş kendısini ifade edemiyor. Karakolda. 'adliyede. hastanede sorununu anlatamıyor. Kürt gerçeğini yok sayarak bır yere vanla- maz. Kürt kimlığinı inkâra dayalı y aklaşım- larla çözüm sağlanamaz. Politikacılar en kü- :çük bir çözüm üretmiyor. Tek çözüm güven- 1ik kuvvetlerıne ıhale edılmiş durumda. Ola- ğanüstü Hal'in kaldınlmasıyla sorun çözüm- -lenemez. Devlet bir özeleştıri mekanizması- nı işletmeli. Yeri geldiği zaman vatandaşın- dan özür dilemesini bılmeli. Seyyit Haşim Haşüni (RP Diyarbakır Mi- Jetvekılı): Doğu ve Güneydoğu'da ekonomik anlamda ve insan haklan açısından bir şey 'değişmiyor. Çözüm için Kürt realitesini ka- bul etmek v e gereklerini yerine getirmek şart. . Şimdı OHAL'in kaldınlması söz konusu. Bu MGK'nin istemı doğrultusunda gerçekleşe- cek zaten. Bu amaçla çıkanlan tller tdare Ya- sası'mn bazı maddeleri daha ağır düzenleme- jleri içeriyor. Mülkı amirlerin yetkilen arttı- •nlıyor. Yani örtülü bir şekilde OHAL devam edecek. Önemli olan zihniyetin değişmesi. Musa Okçu (RP BatmanMilletvekili): Bu sorunun temelınde uluslararası bazı hesaplar yatıyor. Bölgeye vönelik uygulamaların yan- lışlığı çözümü zorlaştınyor. Dev let bütün va- tandaşlanna eşıt mesafede olmalı. Devlet ak- lını başına toplamalı. halkı potansıyel suçlu görme anlayışmdan vazgeçmeli. Şimdi 'O- HAL'i kaldınyoruz" demek sorunu çözmek anlamına gelmiyor. Kürt kımlığini ortava koymaktan ne zarar gelır? Kürtçe şıirler. tür- küler TV'lerde. radyolarda yayımlansa kıya- met kopmaz. Fethullah Hoca'ya geçit yok Orhan Veli Yüdınra (CHP Genel Sekreter Yardımcısı. Tunceli Millervekili): Bölgede bir iç savaş v aşanıyor. Seçimlerden beri hem ekonomik. hem eğitım, hem de sağlık alan- lannda hızmet götürülemedi. RP miütan kad- rolaşması sayesinde oy oranını koruyabilir. O bölgede HADEP birinci parti. ANAP-DYP aşiret ağalanna. şıhlara dayanarak milleUe- kili çıkardı. CHP'de bir ivileşme göriinüyor, ama çok parlak değil. O bölgede. HADEP dı- şındakı partiler daha çok tabela partisı. Bı- zım ılımizde CHP yine birinci parti olur, son- ra HADEP gelır. ' Fethullah Hoca kapanacak olan Sağlık Meslek Lisesi'ni bana devTedin, üniversite açayım. dedi. Adamlanna, MEB'e. vakfa ba- ğış yapm. dedik. Üniversite açılmasına kar- şı değilız, ama Fethullah Hoca'ya bağlı üni- \ersite olmaz. O bınayı fen lısesı yapmak ıs- tıyoruz. OHAL'in kaldınlacağı açıklamalan da. göstermelik. 'Ne hükümet, ne devlet tanıriar' Kamer G«nç(TBMM Başkanvekili. DYP Tunceli Mılletvekıli): O bölgede hak. hukuk. kural yok. Bürokratlann devletin güvenlık güçlennin şahsi tavn tek hâkim. OHAL böl- gesindeki güvenlik binmleri ne devlet. ne hükümet tanır, bildığini okur. Ben TBMM Başkanvekili'yim, bölgeye bazı köylere. ıl- çelere gidemiyorum. OHAL kalkacak açık- lamalan yanlış. Bunu önceden söylemek. ye- ni olaylar yaratılmasına vesile olabilır. Gö- rev yapanlann bir kısmı OHAL'in kalkması- nı istemiyor. Beyanat verilmesı talihsizlik. provokatif eylemler olabilir. Salim Ensarioğlu (DYP'nin koalisyon or- taklığı dönemlerinde bölgeden sorumlu ba- kan, Diyarbakır Millervekili): 48. hükümet- ten itibaren kurulan hükümetlerde görev al- dım. Belirlediğim en büyük sıkıntı. bürokrat- ların tavn. Doğu ve Güneydoguluları P- KK'yle eş tutuyorlar. Güneydoğu ınsanı üs- tünden sıyaset yapılmamalı. Bu gerçekten devlet meselesıdir. Bölgenin her ili ayn ayn sorunlu ve yaşam zor. Ben aıle başı 50 hane hesaplayarak2 milyar lıra dağıtılmasını ıste- dim. Bununmutlaka yapılması zorunlu. Mi- litan olsa bile terör eylemine katılmayanla- ra. yardım \e yataklık vapanlara, gen dön- mek isteyenlere "af" çıkarılmalıdır. En önemlisi. OHAL kaldınlsa bile yennın sıkı- yönetime bırakmamasını sağlamaktır. 'Acm devlet çekmedi 1 FarisÖzdemir(DYP Batman Millerveki- li) : OHAL'in kaldırmasından önce yapılacak çok şey var. Sağlıklı hiçbir hükümet kurul- madı. Güçlü ve gerçekleri gören yaklaşım- lar sergilenmedi. Sadece siyasi malzeme ol- du Güneydoğu. Bölge insanlannın acısını devlet çekmedi. Anladıklannı. duyduklannı sandılar. sadece sandılar. Bir gece yattılar ge- ri döndüler. Bölge rant oldu. Terörün bitme- sinden yana değiller. Asker de değıl, diğer- len de. Mustafa Zcvdan (DTP Hakkâri Milletve- kilı): Dev let. gelen geçen hükümetler. Gü- neydoğu sorununu halledeceğiz dediler. Hep aynı vaatler. Uzman doktoru bile olmayan birbölge. OHAL'ın yerine nekonulacak. Te- rÖr bitmiş değıl. Insanlaraç susuz. Ekonomik sıkıntı had safhada. Kâğıt üstünde kalıyor her şey. DYP. 6 yıl ıktıdar oldu. ama bek- lenilenı veremedı. Yapacağımız şeyler den- mesinden vazgeçilmeli. Un fabrikası 2 yıldır hızmete hazır. Kredı çıkmıyor. Bölge halkı bıktı usandı artık vaatlerden. mesı ıle özel sektörün bölgeye gitmesının kolaylaştınlması amacıy la tesislerin ku- rulması için gerekli makine ıle diğer ge- reçlerin taşınması ve montaj ı sağlanacak. Ucuz enerji kullandınlacak. bedava ve- ya uzun vadeli düşük ücretlı arsa dağıü- lacak. \'ergi muafiyeti getırilecek v e SSK pnmleri aşağı çekilecek. Bakan Yıldınm. 55. hükümetin boşal- tılan köylere geriye dönüşün sağlanması konusunda geçmiş hükümetlerden çok daha kararlı v e ciddi bir program hazırlı- ğı ıçınde olduğunu ve bunlann hızla ya- şamageçırileceğinı söyledi. Yıldınm. gü- venliği sağlanan köylere geri dönmek is- teyen yurttaşlara gerekli her türlü yardı- mın sağlanacağını bıldırdi. Af bekleniyor Salih Yıldınm. PKK terör örgütü ıle hiçbir bağlantısı olmadığı halde zorla ve baskı altında yardım ve yataklık suçu iş- leyenlenn affına ilişkin yasa önensınin de halen Meclis'in gündeminde bulunduğunu söyledi. İstemı dışmda olumsuzluklarla kar- şılaşan yurttaşlann kazanıl- masından daha olumlu bır şey olamayacağını belirten Yıldınm, kendı y asa önerge- sinı destekleyen Yargıtay ka- rarının da bulunmasının ne kadar haklı olduğunu göster- diğıni dile getırdı. Devlet Bakanı Yıldınm, bölgedekı siyasi eğilimlerle ilgılı değerlendırme yapar- kende şöyle dedi: "RP Güneydoğu'da gücü- nün yansını bile koruvamı- >or. Sadece beDi merkezlerde var. HADEP'in belli bir gücü var ama 1991 \e 1995'te elde ettiği desteğin gerisinde. Dü- şündüklerimizi yaşama geçi- rebilirsek. bir dahaki seçim- lerde kendisini Mecüs'e taşı- yabilecek çok az parti kalır." Dığerpartılenr. bölge mıllet- vekıllennın aksine ANAP'ın Doğu v e Güneydoğu Anado- lu milletvekilleri. 55. hükü- metten ümıtlı. ANAP Ağn Millervekili Yaşar Enılmaz. umutveri- ci bazı gelişmeler olduğunu söyledLOlağanüstü hal uygu- lamasının kalkmasının. böl- gede doğan rantortanum kal- dıracağmı kaydeden Enıl- maz, aynca halk üzerinde de psikolojik olarak olumlu bir hava varatacağını savundu. Yakıhp. yıkılarak boşaltılan köylere dönüş konusunda da hükümetin ciddi çalışmalan bulunduğunu belirten Eryıl- maz, avnca hükümete bu ko- nuda bir obsiyon da tanımak gerektiği görüşünde. Eryıl- maz, geçen hükümetlerin böl- geye hiçbir şey vermediğini ileri sürerken. "Özellikle RE- FAH\OL hükümeti büyük ümitler vermişti REFAH- YOL hükümeti de klasik hü- kümetlerden larklı olmadı ve umutlan boşa çıkardı" dedı. IRMIKI AYDIN ENGİN Hani eylülün ilk günü ya bu- -gün. Hani 1 Eylül ya. Hani Dün- ya Banş Günü ya. Melih Cevdet Anday ustamı- zın dizesi düştü dilime, ha bire yineliyorum: (Bir çift güvercin havalansa!) Bu gün 1 Eylül. Dünya Banş Günü! Hani yakın ve sıcak bir nükleer savaş korkusu uzaklaş- mış gibi görünüyor diye artık es- kisi gibi coşkuyla kutlanmaz ol- du ya. Hani bizi, savaş ille de bir "öünya savaşı" olursa ürkütü- "cüymüş gibisinden bir rehavet kapladı ya. Hani gökten nükleer ölüm yağmazsa barışı özleme- ye de, savunmaya da pek gerek yokmuş gibi gelmeye başladı ya. Hani... (Bir çift güvercin havalansa!) Hani 80'li yıllarda Frankfurt'ta yakıcı bir eylül güneşinin altında yer aldığı banş yüriiyüşçülerinin arasında kısık boğuk sesiyle haykıran o yaşlı amcayı... Hani her 1 Eylül günü çeyiz sandığın- da saklanan bir gelinlik gibi do- laptan çıkardığı Nazi toplama kamplarındaki tutsaklann o uğursuz çizgili üniformasını sır- Birçok Güvercin Havalansa! tına geçirip yürüyüş kollarında yer alan, yüzü derin acı çizgile- riyle yanlmış o topal amcanın kaldırımlarda sıralanan bizlere yönelttiği "Heysiz!.. Savaşı ya- şamamış kuşak! Refah'a değil, banşa sanlın" çığlığını... (Bir çift güvercin havalansa) Hani büyükelçilik itimatname- sini de sıkıyönetim savcısının id- dianamesini de aynı çelebi zara- feti iletutan, çocuklanna "Başı- nın gölgesini önüne düşürme- miş bir baba" onurundan başka miras bırakmaksızın bu dünya- dan göçüp giden, Türkiye Banş Derneği Başkanı Mahmut Di- kerdem'i... (Bir çift güvercin havalansa) Nükleer savaş korkusunun yüreklere sindiği o 80'li yıllarda, Strasbourg'da, ılık bir Alsas ak- şamında, küçücük bir salonda, "Banşa arkadaşlar, kalıcı ve adil bir banşa ekmek kadar, su kadar ıhtiyacımız var" diye bitirdiğim konuşmanın hemen ardından Güneydoğu'dan kopup Avru- pa'nın göbeğinde ekmek peşin- de koşan Keko'nun suratımızda kırbaç gibi şaklayıp, havadaası- lı kalan yanıtsız sorusu: - Dünya 2000 yılını görebile- cek mi ağabey? (Bir çift güvercin havalansa) 2000'e üç kaldı. Türkiye 2000 yılını görecek besbelli. Peki biz 2000 yılında nasıl birTürkiye gö- receğiz? Düşman komşularlaçevrili bir ülkede mi yaşıyoruz biz? Düş- manlar mı kuşattı dört yanımızı? Bulgar dölleri. Yunan tohumlan, Moskof canileri, Ermeni dölleri, Iran teröristleri, Irak'ın, Suri- ye'nin kalleş ve hain çöl Arapla- n... Sofya'nın göbeğinde trafiği al- tüst ettikten sonra "Kırmızı ko- münistlere geç demektir; yeşil Çiftçi Partililere, sarı da kokuş- muş emperyalistlere be yav" di- ye kıs kıs gülen Todorov kom- şumuz mu düşman bize? Yok- sa Selanik Kalesi'nin eteğindeki asma çardaklı kahvede "Tarla- nın sınınna çit, devletin sınınna dikenli tel dikenin gözünü top- rak doyursun" diyen yaşlı Niko mu? Moskof Çehov'a komşu olmakla övünmez mi ınsan? Hu- meyni'nin ölüm çağnştıran ba- kışı mı Iran deyince aklımıza dü- şen, yoksa özgür düşüncenin çatal dilli savaşçısı Ömer Hay- yam mı? "Saddam katil, Esat düzenbaz" anladık. Ama kosko- ca bir antikçağı ve cebıri ve kim- yayı ve hendeseyı (geometri) ve şiiri ortaçağ karanlığından koru- yup bugüne ulaştıran Arap kom- şulanmızla alıp veremediğimız ne olur bizim? Eski ve kanlı bir hesabı yeni ve kanlı bir terörle denkleştirmek isteyen ASALA değil Ermeni deyince aklıma ge- len. Haçaturyan'nın müziğıni ıs- lıkla çalmak gelir hep içimden. (Bir çift güvercin havalansa) Oda arkadaşım, kirvem, Kürt delikanhsı Necmettin Büyük- kaya ile hep kapıştım. Zozan derelerinden çıkan o kıytınk tat- lı su balıklannın lezzetini, ak kö- püklü Ege'nın deniz balıklanyla karşılaştırmaktan bıkmadığı için kapıştım, Hiç ödün vermedim. Hiç geri adım atmadım. 12 Eylul cellatlan onu Diyarbakır Mapus- hanesi'nde öldürdüler. Ağladım. Ama gene de Kürt balığı - Ege , balığı savaşında geri adım at- madım. Batman'da "vatan için sıkıl- mış" bir kurşunun aramızdan çekip aldığı Habip Kılıç la da hiç anlaşamadım. O Kürt boreğini öve öve bitiremedi, ben puf bo- reğini... "Bir çift güvercin..." Ah, hayıri Birçok güvercin havalansa! Kimi Bulgar topraklarına. kimi Yunan ellerine, kimi Don steple- rine. kimi Arap çöllenne, kimi Er- meni dağlanna, kimi Şiraz bağ- larına, kimi Cudi Dağı'nın doru- ğuna, Zap Köprüsü'nün dibine, Munzur Çayı boyunca uzanan çavdartarlalarına... (Birçok güvercin havalansa) Bır çift güvercin havalansa ya- nık yanık koksa karanfil Madon- na - Reagan - Atatürk: Yurtta sulh cihanda sulh. Projeler Batman'a yatınm kapısı açılıyor ARtFASLAN BATMAiN - ANASOL-D hükümetinın Batman'a yatı- nma öncelik \ ereceğıni söy- leyen ANAP Batman Mil- letvekıli Ataullah Hamidi, son yıllarda askıya alınan yatırımların yenı hükümet tarafindan yeniden günde- me getırileceğıni söyledi. Batman'da iktıdar parti- sinde yer alan tek milletve- kili Ataullah Hamidi. umut dağıttı. Son yıllarda ildekı yatırımlann tamamen askı- ya alındığına dikkat çeken Hamidi, "Batman'da yeni projelerin gerçekleşrJrilmesi için kollan sıvadık. Milli Eğitim Müdürlüğü'ndeki yatınmlara ilk etapta 250 mih ar liraödenekçıkarüdı" dedı. Batman'ın hızmete susa- mış bır kent olduğunu kay- deden Hamidi. hükümet or- tağı partilerın diyalog içinde çalıştığmı belinerek hep bir- lıkte Batman'a hızmet \er- meyı amaçladıklannı söyle- di. Art arda gelen atamalan normal ve olması gereken bir gelişme olarak nıtelendı- ren Hamidi, sözlerine şöyle devam etti "Bu atamalar sadece nöbet değişimidir. Ye- ni yöneticiler gün gelir yerle- rini başkalanna dev rederler. Her iktidar kendi ekibiyle çalışmak ister. \em gelenle- rin Batman'a son derece ba- şanlı hizmetlervereceğinden hiç kuşkum yok." POLflİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İsyancı Ruh... O hüznün soluk birfotoğrafıydı... iki yıl önce BBC'de yapılan röportajda şöyle di- yordu: "Bir insanı yıkacaksanız, onu yalnız bırakın ye- ter. Yalnız bırakılmak insanın yıkılmasında en etki- li silahtır..." BBC'de yayımlanan röportajı dün atv bir kez da- ha yayımladı ama Diana artık yaşamtyordu. Pa- ris'te sevgılisı Dodi El-Fayed'le birlıkte yaşamını yitirmişti... 1980'liyılları, 1990'ınbaşları ve1997. Diana'nın kendi yalnızlığını, hüznünü taşıyordu. Yaşamın o olanca karmaşıklığı ıçınde yitirilen sevda onun ma- sum çağla yeşili gözlerinde ingiliz tutuculuğuna karşı bir isyanı başlatıyordu... Diana BBC muhabirine şöyle diyordu: "Benihep 16yaşındaymış gibi gördüler, hepha- talanmı öne çıkardılar, oysa ben güzel şeyler de yapmıştım..." Kadın duyarlılığının ince çızgisı Diana'yı hep hü- zünle buluşturdu. baskıya karşı kendi iç evrenin- de gelışen, isyancı ruh ne yazık ki onu özgürlüğün tannçası hiç yapmadı... Demokrasinin beşiği Ingiltere aslında tutuculu- ğun simgesiydi ve Diana'nın başkaldırışı karşısın- da 'pes etmeye' hiç nıyetli görülmüyordu... Prens Charies, Diana'nın iç evreni, onun 'is- yancı ruhunu' hiç anlayamadı; sevdanın şiirsel du- yarlığını yüreğinin derinliklerinde duymadı... Dün sabah Diana'nın sevgilisiyle birlikte Paris'te trafik kazasında öldüğünü duyduğumda buruk aşkların, hüzünlerin ırmağında yok olan kadınları düşündüm... Belki size tuhaf gelecek ama 25 yıl önce yaptı- ğım bir dizi röportajın kahramanı olan Gülşen'ı anımsadım... Gülşen şimdilerde yaşıyor mu bilmiyorum ama Diana artık yaşamıyor... Gülşen sağır ve dilsiz bır kızdı. 16 yaşındaki Gül- şen, kendisi gibi sağır ve dilsiz bir gence âşık ol- muştu. Ayvalıklı Gülşen, sevdiğı genç için baba- sını öldürmüş ve Burhanıye Cezaevi'ne konmuş- tu... Gülşen'le Burhaniye Cezaevi'nde konuşmuş, o- nun öyküsünü Cumhuriyet'te dört-beş gün ya- yımlamıştık... Dizi röportajımızın adı şuydu: "Gülşen babasını öldürdü..." Gülşen, 1974 affıyla serbest bırakıldı ve sevdi- ği gençleevlendi... Yıllar sonra. Gülşen'le karşılaştım. Kocasından boşanmıştı. Kendısine "n/ye"dediğimdebırkâğı- da şunlan yazmıştı: "Anlaşamadık..." Sevdıği genç uğruna babasını öldüren Gülşen, bence aradığı sevdayı bulamamıştı. Onun isyan- cı ruhu. sevda ateşini alevlendirememişti... • • • Aşklar hep hüzünle biter... Diana ve Gülşen'ın aşkları da bir hüznün deni- zinde yitip gitti... Diana Londra'nın Buckingham Sarayı'nın de^- mir kapılarını açıp içerıye gırdığınde sevdanın bi- linmeyen yüzünü görmemiş ve tanımamıştı... O saraylar aslında mutsuzluğun simgesı değil mıydi? Kraliyet ailesinin yalnız kadını anne Margaret mutsuzluğun tunçtan anıtıydı... Diana, yüreğındetaşıdığı ama hiçfarkınavarma- dığı o isyancı ruhu, yıllar sonra, özgürlüğün demir sürgülü kapının ardında olduğunu anlayacaktı... Dünyada milyonlarca kadının ezilip horlandığı- nı, kendi kimliğinden koparılan kadının hüznün fo- toğraf karelerinde çoğaldığına tanık olacaktı... Gerçekten Charles'e âşık olmuş muydu Diana? Gerçekten onun evrenınde 'Küçük Pamuk Pren- ses' öyküsü yer almış mıydı? Charles'in sevgililehyle sarsılmayan Bucking- ham Sarayı, Diana'nın aşklarıyla neden 'vahşet günü'ne dönüşmüştü? Diana ve Ayvalıklı Gülşen!.. Aşklar hep hüzundür, aşklar solmayan çıçekler değildir... • • • Diana bir başkaldırının simgesiydi bence... Yeniden aşkı tattığında gözlerinin ıçi gülüyor muydu? Dün sabah Oral Çalışlar'la konuşurken o soru- ya yanıt aradım. Oral, "Diana âşık olduktan sonra güzelleşti" dedi. Acaba öyle miydi? Eskı fotoğraf- larına baktım. Gözlerinde çocuksu bir sevinci ya- kaladım. Onun Charles'e âşık olduğuna, oneden- le evlendiğine karar verdim... Ne demiş şair? Mutlu aşk yoktur ki dünyada! Diana aşkı birkaç kez yakaladı ama hep hüzün- le bitti... Bu kez aşk onu ölüme sürükledi sevdiği adam- la birlıkte... Bir kavganın kadını, isyancı ruhun bayraktarı ar- tık yaşamıyor... Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Murat Bozlak 'RP'nin Kürt oyları HADEP'e kayıyor' HAZ\LATEŞÇAK1R ANKARA - HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak. hükümetin. OHAL'in kaldınlması ve toprak reformu konusun- daki girişimlerinı "inan- duTcı" bulmadığını belir- tırken "Önce yörede akan kan dursun. Tanka. tüfeğe değil, yöreye yaö- runyapılsın'" dedi. Bozlak. Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu bölge- sindekı gelışmeleri. O- HAL'in kaldınlacağı ve toprak reformunun ger- çekleştırileceği yönün- dekı açıklamalan Cum- huriyet'e değerlendirdi. Bozlak. hükümetin böl- gedekı sorunu çarpıttığı- nı belirterek "Türki- ye'nin Kürt sorununu ekonomik geri kalmışlık- la ifade etmek yeterli de- ğil. Sorun ekonomik ol- saydı son 13 yıldır sürdü- rülen savaş var. Yılda 8 milyar dolardan söz edi- uŞor. 13 yıl 150 milyar do- lan buluyor. Bu Türki- ye'de ekonomik yatınma yönlendirilseydi bu sorun çözülürdü" görüşünü di- le getırdı. Bozlak. sılaha. tanka. tüfeğe değil de yöre hal- kına yatınm yapılmadığı sürece bu sorunun çözü- lemeyeceğini söyledi. Bozlak, daha öncekı se- çimlerde RP'ye giden oylann partısine kaydığı- nı belırtirken. "Kürt hal- kı, HADEP'i, parlamen- toda temsil edecek bir parti olarak görmeye başladı" dedi.