03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI TÜPk-İş'ten zorunlu tasarruf araştırması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş tarafından hazırlanan zorunlu tasarruf rapomnda. çalışanlann binkimlerinm hükümetlerce kamu açıklannın kapatılmasında kullanıldığı belirtildi. Raporda. "Yüksek enflasyon ortamında yaşayan Türkıye'de devlet. rant kesiminden yüzde 100 ile 200 arasında değışen oranlarla borçlanırken çalışanlann zorunlu tasarruftan kaynaklı bırikimlen yüzde 5 ile 60 oranlan arasında nemalandınldığı gıbi. 9.5 trilyon liralık bölümü de nemalandınlmamıştır" denildi. TOBB Başkanı seçim istedi • Ekonomi Servisi - TOBB Başkanı Fuat Miras 55. hükümetten erken seçim içın gerekli altyapı çalışmalannı başlatmasını beklediklerini söyledi. Istanbul Sanayi Odası'nın •%>ılının 500 büyük firmasf nın tanıtıldığı ağustos ayı meclis toplantısına katılan Miras. ekonomik alandaki beklentilerinı sıralarken de enflasyonla mücadelenın ulusal politika halina getirilmesı. özelleştırmenın sonuçlandınlması. kapsamlı vergı reformuna gıdılmesi \e asgari ücretın vergi dışı bırakıimasını istedi. Prim sistemine dönüHiyor • ANKARA (AA) - Tanm ürünlerinin alımında prim sistemine yenıden dönülmesı planlanıvor Para Kredı ve Koordinasyon K.urulu'nun önceki gün yapılan son toplantısında daha önce pamukta uygulanan pnm sistemınin. görülen sakıncalar giderilerek yeniden uygulamaya konulması görüşü benimsendi Toplantıda prim sisteminın AB'deki ( . uygulamalar dikkate ' alınarak bazı ürünlere yaygınlaştınlması içın çalışma yapılması karan alındı. Petkim'den ffiyat indirîmi • İZMİR (AA) - Türkiye'nin petrokimya ürünlen ihtiyacının yansını üreten Petkim, dünya fiyatlanna paralel olarak, eylül ayı ürün satış fiyatlannı yeniden belırledi. Buna göre yurtiçi satış fiyatlannda. ürün çeşidine bağlı olarak dolar bazında yüzde 0.5 ila 5.3 oranında ındirim yapıldı. Üç ürünün fiyatında ise değişiklik yapılmadı. Yapılan açıklamada "tthal edılen ürünlere karşı yurtiçinde tercih edilir olması, fıyatına bağlıdır" denildi. DTM'de yönetim değişikliği • ANKARA (AA) - Dış Tıcaret Müsteşarhğı'na (DTM) Yavuz Ege'nin atanmasının ardından, müsteşarhğın üst yöneticıleri de değiştirildi. Resmi Gazete'de dün yav ımlanan atama karanna göre, Dış Ticaret Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcılan Erdoğan Hürbaş. Ahmet Erdal Onursal \e Yiğıt Deriner görevlennden alındılar. Boşalan müsteşar yardımcılıklanna Avrupa Birligi Genel Müdürü Reyhan Atmaca. Serbest Bölgeler Genel Müdürü Kürşad Tüzmen ve Anlaşmalar Genel Müdür Yardımcısı Üstün Güven atandılar. Meybuz 3 milyon dolara satıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ozelleştirme kapsamındaki Meyve ve Buzlu Muhafaza Enternasyonal Nakliyat AŞ (Meybuz), Ozelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca (ÖlB) dün yapılan ihaleyle 3 milyon 50 bin dolara Keskin Kılıç Gıda Sanayii AŞ'ye satıldı. Meybuz AŞ'nin satış bedeli. yüzde 50'si peşin, kalanı dolar üzerinden yüzde 10 faizle ve 2 yıl \adeyle ödenecek. Satış. Ozelleştirme Yüksek _ „ Kurulu'nun onaymdan •'£'' sonrakesinleşecek. Türkiye'nin 500 büyük firmasmm kârı, repo-tahvil gibi faaliyet dışı gelirlerden kaynaklandı Sanayi 'üretim' fakiriEkonomi Ser\isi - Istanbul Sanayi Oda- sı (tSO). Türkıye'nin 500 büyük firmasının 1996 yılı performans- lannı açıkladı. Türkı- ye ekonomısinı "sa- nal" olarak değerlen- diren İSO Başkanı Hüsamettin Ka*i. or- taya çıkan tabloyu "Bu sefer gerçekten de- niz bitiyor ve tekne her an karaya otura- bilir" dıye özetledi Araştırma sonucun- da, geçen yıl kamu ve özel kuruluşlann 1996 yılı karlarında repo. bono. tah\ilden ka\- naklanan falivet dışı Hüsamettin Ka\i gelirlerinin. "ana ka\ nak" duru- muna geldiğı ortav a çıktı. Tür- kiye katma değerinin yaklaşık ya- nsını oluşturan 500 büyük sana- yi kuruluşunun. "sağlıksız bü- yümesi" dikkati çekerken. 500 büyükler arasında. 250"den az ai- tında istıhdam yaratan. kuçük \e orta ölçekh işletmelerin (KOBİ) büyük kuruluşlara göre başanlı performans göster- dıği dikkati çektı Cretımden satış- lar kritenne göre ya- pılan sıralamada. TÜPRAŞ geçen yıl olduğugibıilksıra- da yer alırken. Ar- çelik, özel sektör- de vıne birinciliğe yerîeşti 500büyük kuruluşunenkârlı- sı bir önceki yılol- du&u aıbi 1996'da da~44Vılyon 322 miK ar lirayla kamu kuruluşuPETKlM oldu. Ka%ı, özel sek- tördetoplambilan- ço kân içınde sana- yi faaliyeti dı^ındaki gelırlenn pa- yının 1994 knzı dönemınde yüz- de 54.6. 1995"de yüzde 46.5' ge- nlemesine karşın. 1996"da yıne 52.9'açıkmasının altını çızdi. 449 kuruluş arasında 429 kuruluşun fa- alivet dışı geliri olduğunu belir- ten Ka\ı. şöyle konuşru: "Bu bütün sektörlerde aynı. Sorun vapısaldır. >üksck enf- las>on ve >üksek faize endeks- lidir. İşletmeler sınai faalhetle para kazanamıyor, Neredeyse faaliyet dışı gelirle \ arlığını sür- dürmenin sigortası olmuş. İma- lat sanayiinin başı dertte ve her geçen gün daha da kötü>e gidi- \or. Faaliyet dışı gelir vüzde 103.7 artarken bilanço kârı sa- dece yüzde 79.1 artı>or. kamu- da durum daha da vahim. Sa- nayi faaliyeti zaran 15.6 trihon. Faalivet dışı gelirle kamuda bi- lançolar pozitif. Üretmek kat- ma değer pay laşmak Türkiye'de artık anlamını >itiriyor." 500 büyükte faaliyet gelirinın faıze ödenen paranın yansı oldu- ğunu belırten Ka\ ı. "Türk sana- yiinin özeli ile kamusu ile inıa- İat sanayii katma değerinin >a- rısını oluşturan 500 büvük ku- ruluşunun faaliyet kârİılığı ge- nelde > üzde 2.4, özelde ise sade- ce y üzde 4. Şimdi buradan ver- gi \ereceksiniz. Kalanı ile de rekabet gücünü- zü arttıracaksınız. Neden yapa- sınız ki. Varlığınızı faaliyet dı- şında değerlendirin yaşamınızı sürdürün" dedı. 1996 yılında ilk on firma 1 TUPRAS ^ « S S . 2 TEAŞ 3 TEKEL 4 EREĞLI DEMIR-ÇELK 5 PETKİM 6 ARÇELIK 7 TOFAŞ Satış Hasılatı - jKDV Ha-,ç| < * 564.758.971 210.981.218 169.595.452 73.704.752 71.745.735 68.203.478 61.830.799 Bılanço Kârı (VO.) Tutarı -18.972.047 8.370.119 7.584.659 7.207.133 44.322.451 10.826.137 6.980.099 8 TURKIYE ŞEKER FAB A.Ş 54.189.652 9 PHILSA PHILIP MORRIS SABANCI SIGARA 52.499.102 10 OYAK-RENAULT 45.443.358 9.440.422 1.500.471 12.761.499 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun Yarattığı Net Katma Değerin, Dağılımı 1988 Vlaaş ve Ucretler 33.5 Odenen Faızler 43.9 Odenen Kıralar 0.3 Kâr 22.3 Mıllı gelr anlamında) 1989 46.6 35.0 0.4 18.0 1990 59.9 30.5 0.4 9.2 1991 82.3 44.0 0.8 -27.1 1992 75.0 39.7 0.6 -15.3 1993 68.8 36.8 0.6 -6.2 1994 60.7 37.7 0.7 0.9 1995 49.7 29.8 1996 47.9 34.1 0.7 0.7 19.8 17.3 DEİK programmdan çıktı Moskova iptali M L T L l GÜNEŞ SÖNMEZ Dış Ekonomık İlışkiler Kurulu"nun (DElK) Ja- pon işadamlanyla birlıkte yapacağı Orta Asya gezisi >eni yatınm umutlannı beraberinde geti- nrken. Rusya Federasyonu"nun ba^kentı Mosko- va. gezı programmdan çıkanldı. Yaklaşık üç ay- dan ben hazırlıklan yürütülen \e her iki taraftan 30 ışadamının katılacağı gezinin 31 ağustos - 4 eylül tarihleri arasına rastlaması Türk-Rus İş Kon- seyi'nın geziden çekılmesine neden oldu. Mos- kova'nın 850. kuruluş yıldönümü kutlamalannın yapılacağı söz konusu tarihte Rus bürokrasisi- nin tatile çıkacak olmasının iş gezisıni aksataca- ğı \e \erimsiz hale getırebıleceği dü^üncesivle Moskova'nın gezı programmdan çıkanldığı be- lırtildı. Türk-Rus İş K.onse> ı Başkanı Ya> uz Kı- lıç. Japonlarla yapılacak gezının yararlı olması- nı umdugunu ancak bunun her ıkı taraf ıçin de ger- çekleşmesine özen göstenlmesı gerektığini belir- terek "Japonların sadece bizim bu ülkelerde- ki dene>imimizden \e kültürel ilişkilerimiz- den vararlanmayıp. iki ülke işadamlarının \a- rarına olacak yatınm önerileriyle gelmeleri durumunda geziden olumlu sonuçlar ahnabi- lir" dedi Kılıç. Moskova'nın kurukışytldenâmü dolavısıyla programdan çıkanldığını. ancak bu bölgeye her zaman yatınm amaçlı gezılere de\am edeceklerini de belirtti. Gezive Türk-Japon İş Konseyi Başkanı Şarık Tara ile birlıkte katılacak olan fürk BDT-lş Kon- sev i Başkanı Nihat Gökyiğit. kuruluş yıldönü- mü kutlamalan nedeniyle. gezıde Moskova'nın olmadığını söyledi. Gökyiğit, Japonların Azerbay- can. Kazakistan ve Gürcistan'a yeni yatınm ola- naklan için partner olarak Türkıye'yı seçmesinin bir rastlantı olmadığını, bunda Türk işadamlan- nın'bu ülkelerdeki yatınmlannın etkisınin oldu- ğunu vurguladı. Gökyiğit, bölge ülkeleriyle olan kültürel bağlann da Japonlann dikkatini çektiğı- ni \ e yatınm alanlan belirlemede bu avantajı Türk işadamlanyla kullanmak istediklennı belirtti. CSM pazarı yerli-yabancı yeni şirketlerle hareketlenecek Holdingler 'cep 'e giriyor HAYRİYE MENGLÇ Hükümetın GSM lısanslannın 500'er milyon dolar karşılığında 25 yıl sürey- le furkcell \e Telsım'e de\n konusun- da aldığı karar. ıkı şirket arasındaki re- kabeti kızıştırmasının yanı sıra. Türki- ye'nın önde gelen holdınglerinin de GSM pazanna gırme hazırlıklan vap- tığını ortaya koydu. Başta Doğan. Do- ğuş. Koç. Sabancı ve Ihlas gıbi büyük gruplann yanı sıra, Motorola gibi yaban- cı şirketlenn de Türkıye'de kullanımı giderek artan cep telefonu lisans hakkı (GSM) pazanna girmek için harekete geçtiklen belirtiliyor. •.-••" • Türk Telekom'un Telsim ve Turkcell'le yaptığı gelir ortaklığı sözleşmesinde yer almak üzere girişimlerde bulunan fakat 1993'te "fizibl" bulmadığı için çekilen Koç Grubu, GSM pazan üzerinde ciddi araştırmalar yapıyor. Türkıye'de kullanılan cep telefonu sayısının 1 milyon 200 bineulaştığı be- lirtiliyor. Aynca cep telefonu abonele- n sayısının bundan sonra da her yıl 600 bın kişi artacağı \e 2001 yılında bu ra- kamın 3.5 milyon kişiye ulaşacağı tah- min ediliyor. 3 yıl önce GSM pazannın önünün kör olduğunu belırten Turkcell yetkili- sı Okşan Atilla. şöyle konuşru: "O zaman için belirsizlik, Turk- cell ve Telsim dışında pek çok şir- keti ürkütmüştü. Motorola da bun- lardan birisiydi. Şimdi 1.5 mihar do- lar \ererek pazara girebileceğini sö> lüvor. Çünkü Turkcell ve Telsim bu pazarı geliştirdi." Şu an GSM pazanna gırme hazır- lığı içinde olan gruplann kendilerını ürkütmediğıni de ıfade eden Atilla. "Onlar da girsinler. Rekabet gide- rek artsın ve hizmet kalitesi yük- selsin" dedi. Turkcell'in 1996 > ılında Türkiye'de yapılan yabancı yatırımlar içinde >üz- de 15.5'lik bir pa> aldığını belirten Okşan Atilla. Türk Telekom'a çok iyi para kazandırdıklarını sö> ledı. Atilla. Turkcell'ın Türk Telekom ile yaptık- lan gelir ortaklığı sözleşmesınden bu- güne kadar geçen 3 > ıllık süre içinde 110 milyon dolara \akın bir gelir el- de ettiklerını ıfade ettı. Yapılan gelir ortaklığı sözleşmesi- ne göre konu^ma geTirinın yüzde 32.9'unu. \ani yaklaşık yıllık yüzde 67'lik bir geliri Türk Telekom'a ka- zandırdıklannı anlatan Atilla. "Türk Telekom bizim gelirlerimiz üzerin- den 1996 \ılında 220 mihon dolar kazandı" diye konuştu. 97'de 100 bin otomobil üretilecek Tofaş hedefbüyüttü İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Tofa^ Ge- nel Müdür Yardımcısı Murat Selek. otomoti\ sektöründe geçen yıla gö- re yüzde 40'lık bir büyü- me olduğunu. bunu yıl başında tahmin edemedikleri için hedeflennde revizyona gıttiklerini belirterek "Yıl sonuna kadar 100 bin oto sat- mayı hedefledik. Bu da pazarın yüzde 30'unu karşılı- yor. Bu hedefımiz tutacak" dıye konuştu. 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz ve geçen yıl bedel- sız otomobil ithalatının sektörde büyük sıkıntı yarattığını ve bu sıkıntınında sürdüğünübıldıren Selek, "1993'te 440 bin olan satış, 1994 kriziyle birlikte yüzde 50 düştü ve 220 bin olarak gerçekleşti. Bu sene330bin diyoruz. He- nüz 1993 seviyesine gel- medik. \'ani krizi henüz atlamadık" diye konuş- tu. Tofaş murahhas azası Carlo Dappiaggi, 66. Uluslararası lzmir Fuan'ndaki Tofaş Standı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Yıl sonununa ka- dar Türk pazannda toplam 300 bin araç satışının hedeflen- diğini. bunun 3 yıllık süre içinde 500 bıne çıkacağını söy- ledi Türkiye'dekı otomotiv sanayisinın sürekli büyüdüğü- nu belirten Dappiaggi. "Türkiye'de çok iyi bir gelecekvar" dıve konuştu. Dappiaggi. Koç Holding ile Fiat arasındaki ışbırliğinin uzun süreli olacağını vurguladı. ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH usoıl Zeytinyağı îthalatına Tepki BURHANİYE - Zeytinyağı ithalatınatepkilersürüyor. Üre- ticı kuruluşlarının ardından bazı sanayici ve ihracatçılar da ıthalata karşı çıktılar. Gele- neksel hale geien Burhaniye "Zeytin Şenliği"r\öe konuşan Kırlangıç Zeytinyağlan'nın sa- hibi AN Güreli ile Sera Zeytin- yağları'nın sahibi Ragıp Ars- lan, zeytinyağı ithalatının üre- ticilerin gözünü korkutmak ve fiyatları aşağıya çekmek için bir oyun olduğunu ileri sür- düler. Aynca kendilerinin böy- le bir imkân doğsa bıle itha- lat yapmayacaklarını ve üre- ticılerin yanında yer alacakla- rını açıkladılar... Hatta bu ko- nuda teminat verdıler!.. Ali Güreli ve Ragıp Arslan hem sanayici, hem de ihracat- çı. Her ikisi de dünyanın çe- şitli ülkelerine büyük çapta zeytinyağı satıyor. Özellikle Ali Güreli'nin "Zeytinyağı Pa- ne//"nde yaptığı konuşma ve üreticilerin sorularına verdiği yanıtlar oldukça ilginç... Ali Güreli, zeytinyağı ithala- tı ile ilgili gelişmeleri doğrula- dı. Ege İhracatçılar Biıiiği Baş- kanı Erden Bilginoğullan'nın. ithalata izin verilmesi için Dev- let Bakanı Işın Çelebi'ye ön- ce sözlü, daha sonra yazılı olarak başvurduğunu, ancak bu başvuruyu yönetim kuru- luna danışmadan yaptığını açıkladı... Buaçıklama zeytin şenliği dolayısı ile düzenle- nen panele katılanlar arasın- da şok etkisi yaptı... Ali Güreli, Burhaniye Tica- ret Odası'nın düzenlediği pa- nelde, ithalat izni ile ilgili şöy- le bir değerlendirme yaptı: "Devlet Bakanı Işın Çele- bi'den istenen ithalat izni, pi- rina ile sınıhıydı. Ancak Erden Bilginoğulları yazılı başvuruda zeytinyağını da ılave etmış... Zeytinyağı ithalatı yapılamaz. Iç ve dış p/yasa fiyatlan ara- sındaki fark nedeni ile müm- kün değıldir. Aynca ithalatya- pabılmek ıçin zaman ıster. Mal bulmak, anlaşmak ve ithalat yapmak zaman alır. Henüz bu konuda ithalat izni almak ıçin başvuruda bulunan bir firma da yok. Bundan sonra baş- vuruda bulunan olsa da zey- tinyağı gelene kadar, 1997 yı- lı ürünü piyasaya çıkar. Aslın- da amaç ithalat yapmak de- ğildir. ithalat söylentileri ile üreticileri ürkütmek ve fiyatla- nn düşmesini sağlamaktır. Üre- ticilerin önünde söz veriyo- rum. Kesinlikle ithalat yapma- yacağım." Sera Zeytinyağlan'nın sa- hibi, ihracatçı Ragıp Arslan da aynen Ali Güreli gıbi düşün- düğünü ve kendisının de ke- sinlikle zeytinyağı ithalatı yap- mayacağını açıkladı... Ureticiler rahatlayamadı İki büyük ihracatçının ver- diği bu teminat üreticileri ra- hatlatmayayetmedi. Zira iki ih- racatçının dışında da başka sanayici ve tüccarın ithalat yapabileceği ileri sürüldü. Er- den Bilginoğullan'nın başvu- ruyu yaptığına göre bir hesa- bının da olabileceği belirtildi. Panelistlerden Prof. Kenan Mortan'ın Türkiye'nin genel bir ekonomik tablosunu çiz- dikten sonra yaptığı tespit. üreticilerin ilgisini çekti: "Zeytinyağı ithalatı yapılma- sı halinde, Türkiye'nin yaşam damarlarından biri kesilmiş olacaktır." Burhaniye Ticaret Odası Başkanı Fikret Akova da pa- neli açış konuşmasında üre- ticilerin kuşkularını dile getir- di: "7995 yılında büyük bir re- kolte vardı. Üretıcımiz perı- şan olacaktı. Burhaniye'de dü- zenledığımiz bırpanel ile hü- kümetı uyardık. Koyduğumuz tavırla dökme zeytınyağının Yeterli ihracat yapılamadığı için zevtinvağı stokları birikri. ihracatına izin vehldi. Böyle- ce iç piyasada fiyatlann çök- mesi önlendi. Üretici de hem fiyat, hem de rekolte açısın- dan iyi biryılgeçirmiş oldu. An- cak geçen yıl gene bol ürün oldu. TARlŞ'in verdiği280bin lira fiyat da iyiydi. Fakat peşin para ödeyemeyince piyasa- da fiyatlar düştü. Sonuçta ürü- nün rekordüzeyde olduğu bir ortamda üretıcımiz vahık için- de yokluk çekti... Yeterli ihracat yapılamadığı için zeytinyağı stokları var. Onümüzdekı sezon da 70 ile 80 milyon kilo zeytinyağı bek- leniyor. Bu durum şüphesizki fiyatları etkileyecektir. Son günlerde pirina ve zeytinyağı ithalatı gündeme geldi. Bu ka- dar bolluk varken ithalat izni- nin çıkarılması kuşkularımızı arttırmıştır. Ureticiler birleş- meli ve ithalata karşı ortak bir tavır almalıdır." Ankara'ya yürümeyi goze alanlar var Ayvalık Ticaret Odası Baş- kanı Ziya Şansal da "Zeytin- yağı ithalatına kesinlikle karşı- yız" diyor ve ekliyor: "Zeytinyağı ithalatına izin çıkarabilmek içın ihracatçılar Devlet Bakanı Işın Çelebi ile görüştüler. Ikna ettiler. 4 firma ithalata evetdiyor. Türkiye'de 160 milyon kilo stok var. Bir- kaç aya kadar 1997yılı ürünü de piyasaya çıkacak. Bu da 60 milyon kilo olarak tahmin ediliyor. 1998yılı başında 220 milyon kilo zeytinyağımız ola- cak. Bu kadar bol zeytinyağı- nı tüketemeyeceğimız için fi- yatlar otomatikman düşecek. Hele 1998 yılı gene bolluk yı- lı olacağı için durum değiş- meyecek ve üretici perişan olacak. Biz kendi içimizde so- runlarımızı çözemezken, bir de ithalat yapıldığını düşünün, üreticiyandı demektir..." Sadık Ersan (üretici): "Mil- letvekilleri toplantımıza gel- mediler. Eğer bir düğün ol- saydı mutlaka gelırlerdi. Dert- lehmizi dinleyen olmadı... An- cak gerekırse biz Meclis 'e ka- dar gider dertlehmizi anlatı- rız..." Yahya Ağacık (üretici): "Başvuracağımız ve sorunla- rımızı anlatacağımız bir mer- ci yok. Zeytinyağı politikasını düzenleyecek ve sorunlanmı- zı anlatabileceğımiz bir "zey- tinyağı konseyi' kurulmalıdır. Geçen yıl 3 bin 750 dolar olan zeytinyağı, bu yıl nasıl oldu da 1.750 dolara düştü? Bunun yanıtını kim verecek?" Ureticiler zeytinyağında "prim sistemi"r\\n uygulan- ması ve KDV'nin yüzde 8'den yüzde bire indirilmesi konu- şunda göruş birliğine vardılar. İhracatçılar da aynı görüşü paylaştıklannı belirttiler. Hat- ta Ali Güreli, zeytinyağı piya- sasında büyük vergi kaybı ol- duğunu, prim sistemine geçil- diği takdirde üreticiye verile- cek destek bedelinin fazla- dan toplanacak olan vergiler- den sağlanabileceğini söyle- di. Sonuçta oybirliği ile alınan kararlar açıklandı: 1 - Zeytinyağı ithalatı kesin- likle yasaklanmalıdır. 2- Prim sistemi bu yıl mut- laka uygulanmalıdır. 3- İçtüketimi ve ihracatı art- tırabilmek için KDV oranı yüz- de 8'den bire indirilmelidir. 4- iç tüketimi özendirmek için reklam kampanyasına ağırlık verilmelidir. 5- Üretici, sanayici, ihracat- çı ve devletin birlikte çalışa- bileceği "Türkiye Zeytinyağı Konseyi" kurulmalıdır. 6- TARİŞ mutlaka özerkleş- tirilmeli ve mali imkânları ge- nişletilmelidir. Bu önerilerin altında üreti- cilerden başka Burhaniye. Ay- valık, Edremıt Ticaret ve Zira- at odaları ile TARİŞ Zeytinya- ğı Birlık Başkanlığı ve Zeytin- yağı Üreticüeri Derneği'nin de imzaları var... Ortaklaşa ha- zırlanan ve panele katılan üre- ticilerin oybirliği ile alınan ka- rarlar. bir öneri paketi halinde hükümete iletilecek... • IŞÇtNIN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Çaresizlik Dayaktan kaçan kadınların umudu olan kadın sı- ğınmaevlerıninaçılması ilekapanması bir oldu. Bir günde olmadı tabıi ki. Ancak, biraz daha demok- rat belediyelerin, kadın örgütlenmelerinın itekle- mesi ile parmakla sayılacak kadar az sayıda açtık- ları sığınma evleri, arka arkaya kapanıyor. En son "tadılat ve daha iyi hizmet" gerekçesı ile boşaltılan Kuçükçekmece Kadın Sığınma Evı'nden çıkarılan N. çocukları ile birlikte sokakta. H. dayak yüzünden iki kez kaçtığı kocasının yanına dönmek zorunda kalmış. Her ikisi de çocuklarının ellerinden alınıp Çocuk Esırgeme Kurumu'na venlmesı ıçin zor- landıklarını, sığınma evınden aynlmaları ıçin baskı yapıldığını anlatıyorlar. Bir kadın çocukları ile birlıkte bir sığınma evine hangi koşullarda gitmeyi göze alabilir? Bir kadına hangı anlayışla en çaresız bir konumda sığındığı ev- de kalması çok görülebilir? Kadın sığınma evlerinin açılabilmesi düşüncesı- nin oiuşması, kadın örgütlenmelerinin uzun soluk- lu bir mücadelesinin sonucuydu. Bir iki çoğalacak- lar, en ağır konumdakı çaresiz kadınlar içın bir umut kapısı olacaklar diye umutlanırken, açılanlann bir bir kapanması sürecini yaşıyoruz. Kapanmalan, bana. açılmadan önceki halimızden daha kötü bir tablonun göstergesı olarak görünü- yor. Bir toplumsal yaraya el atıldı. Cerahat akma- ya başladı. Gereken temizlık operasyonu yerıne. ce- rahatın akmaması ve gorunmemesi içın uzerı ka- patılıyor. Bu nasıl vıcdansızlık. ınsafsızlıktır? "Iyı de, biz her konuda boyleyiz. Hep aynı şeyı ya- pıyoruz" diye ıtırazınızı duyar gibiyim. Televızyon ve gazete haberlennjn son gunlerdekı ağırlıklı günde- mıne bakıp, çaresizlik duygusundan sıynlmak ger- çekten kolay değıl.. Bir sorun gundeme geliyor. Üzerinde büyuk bir toplumsal duyarlılık gelişiyor. Sıyasetçı bu duyar- lılığı değerlendırip, sorunu çozecekmış gıbi sahıp- lenıyor. Işe de başlıyor. Sonra guçlukleri ile yüz yü- ze geldiğinde çözümden vazgeçıyor. Hanı bir önceki yazımda Ekonomik ve Sosyal Konsey toplantısı sürerken, "dağ fare doğuracak gıbi" demıştim ya. izlediniz. once başanlı bir sunuş, hemen arkasından yan çızmeler. Hep bildık gelış- meler, hep bildık roller. Işçınin hakkını toplusözleşme masasında ara- maktan acız, sendikacılığı unutmuş, sadece bir ık- bal ve saltanat aracı olarak goren sendıkacı proto- tıpi. Onca saltanat, onca sefahat yetmedı, seyehat ve harcama kapısı olsun diye artık Türk-lş Başkan- lar Kurulu bile yurtdışında yapılır oldu. Mesut Yılmaz gerçekten kapalı kapılar arkasın- da. "REFAHYOL hukumetı ile sozleşmeyi ben mı ım- zaladım?" dediyse çok haklı. Ama o da bildık polı- tikacı rolunde. Muhalefette iken eşel-mobilın top- lusözleşme hakkı ve özerklığı ile çelıştığını kabul ediyor, eleştırıyordu. Iktıdara gelırken, sendıkalar- dan destek alırken de oyle. Şımde ıktıdarda, eşel- mobili kaldırmak, bedelini ödemek zor geliyor. Yan çızıyor. Tabii kı kendi adıma Yılmaz'dan çok sendıka baş- kanlarına kızıyor, onları yargılıyorum. CHP koalısi- yon ortağı iken, kendılerine yakın bir parti olarak, ona güçleri yettıği içın alabildığıne muhalefet yapı- yorlardı. REFAHYOL ıktidarında dut yemış bülbül gibiydiler. Ancak asker gucü ile REFAHYOL'un gı- diciliği kanıtlandığında, o da taban gücu, eylem gücü ile değil, dostlar alışverışte gorsün uslubun- da, işveren ve meslek orgütlen ile, (51 bir arada ola- rak) rejım bekçıliğinde önemli bir rol üstlenme ha- valarına gırdiler. Şimdi fırsat bu fırsat Yılmaz hükü- metinden dıyetini ıstiyorlar. Tabii yine sendikal gü- ce, tabana dayalı değil. Tabii bu arada Ekonomik ve Sosyal Konsey'e bağlanan umutlar balon gibi sönmekte. Hem de bır- kaç gün içinde. Ya şu devlet ıçindeki çöreklenmeye, partizanlı- ğa ne demelı. REFAHYOL asıl bu nedenle rejım içın ciddi birtehlikeyi oluşturuyordu. Tabii ki hak ve hukuka aykırı şerıatın devlet ıçindeki örgütlenme- sinın temizlenmesi gerekiyor. Ama karşılığı, ANAP orgütlenmesı olarak gelırse onay mı alacak? Cin- doruk isyan etmış. Ne adına? "IktıdarANAP'ın de- ğil, koalisyonun, öyle ise atamalar da paylaşılma- //..." Bir ayıp bir başka ayıpla ortülur mu? Tencere dibin kara, senınkı benden kara.. Ya arka arkaya patlayan yeni yolsuzluklar? Şeri- atm, Erbakan ve "dın ahlak" maskesı ile ortülme- ye çalışılan, görünmek ıstenmeyen çirkın yüzleri. Çil- ler'in tükenmez hırsının yansıması yolsuzluklar, he- nüz ortaya çıkmaya başladı. Çıkanlar kesinlikle su altındakı buzulların görünen küçük yuzeyleri. Ama Mercümek gibi, Susurluk gıbi, daha önceki sayı- sız yolsuzluk, kirlilik. çete olayları gıbi.. hesaplaş- madan kapatılacaklarsa, ortaya çıkmaları, bilınme- leri konumumuzu eskısınden daha kötüye sürük- lüyor. Şimdiden Yılmaz hükümetinın koalisyon denge- lerınin, ucu ıktidar ortaklarına kadar uzanması ne- deni ile, yan çızdığinin işaretlerinden söz ediliyor. Ve bu ülkenın insanları olarak bizler, kırlilikleri gö- rup, duyup, başlayıp yarım bırakılan işlere seyırci kalıp, her geçen gun biraz daha kırlılığe bulaşıyo- ruz. Çaresizlıği slogan yapıp, kendimize acımaya bayılıyoruz. OLACANÜSTÜ GENEL KURUL İLANI Sendıkamız Olağanüstü Genel Kurulu 13-14 Eylül 1997 tarıhlerınde TES-İŞ Sendıkası Genel Merkez Bı- nası Konferans Salonu Meriç Sokak No: 23 Beştepe / ANKARA adresinde saat 10.00'da, çoğunluk sağlana- madığı takdirde 20-21 Eylül 1997 tarihlerinde aynı yer ve saatte aşağıdakı gündemle toplanacaktır. 2821 sayılı Sendikalar Kanunu uyarınca ilan olunur. TEZ-KOOP-İŞ SENDİKAS1 GENEL YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1- Açılış veyoklama, 2- Divan seçimi, 3- Saygı duruşu, 4- Olağanüstü Genel Kurul'a gidiliş nedenlerinin değerlendirilmesi, 5- Zorunlu organlara aday tespiti, 6- Seçimler, - Genel Yönetim Kurulu, - Denetim Kurulu, - Disiplin Kurulu seçimleri, 7- Kapanış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle