25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sağlam'ın atamaları durdupuldu • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- Mıllı Eğıtim Bakanı Hiianet Uluğbay. Mehmet Sağlam döneminde 657 sayılı Devlet Memurlan Yasasf nın 76. maddesi uyannca \ apılan atamalarla belediyelerden bakanlık birimlenne yapılan nakil ışlemlerini durdurarak ıncelemeye aldı. Uluğbay, bir genelge yayımlayarak Sağlam'ın bakanlığı döneminde Kahramanmaraş belediyelerinin hayali kadrolanndan bakanlık birimlenne nakil yapıldığının ortaya çıkmasının ardından. bu dönemdeki atamalan durdurdu. Sağlam'ın 76. maddeye göre 3 bıne yakın atama yaptığı bildirildi. 'Çilter beynini kaybetti' • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürusu) - Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez. DYP'den istifa eden milletvekillerinı kastederek "DYP fazla kilolanndan kurtuldu" açıklamasına sert tepki gösterdi. Çiller'in yanlış üzerine yanlış yaptığını öne süren Erez. "Çiller'in böyle bir açıklama yapması normal. Yanlış üzerine yanlış yapıyor. Bizi kaybetmekle kilolannı kaybetse yine iyiydi. Çünkü kaybedilen kilo geri alınır. Ama bizi kaybetmekle beynini kaybetti. Beynini kaybeden bir daha geri kazanamaz. Yani beyinsiz kaldı" dedi. İçişleri Bakanlığı genelgesi • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- İçişleri Bakanlığı. valiliklere 30 kasımda yapılacak seçmen yazımı ve genel nüfus sayımı ile ilgili genelge gönderdi. Genelgede, söz konusu tarihte genel nüfus sayımı ve seçmen yazımı g;-çekleştirileceği h'âtırlatılarak kış saatı uygülarhası sonucu saatlerin bir saat geri ahnacağı düşünülerek sayım ve yazım işlemlerinin başlangıç ve bitiş saatlennin illerin durumuna göre tespit edildiği kaydedildi. Genelgeye göre bu doğurultuda Adıyaman. Ağn. Artvin. Bıngöl. Bitlis, Diyarbakır. Elazığ. Erzincan, Erzurum. Gaziantep, Giresun. Gümüşhane, Hakkâri, Kars. Malatya. Kahramanmaraş. Mardin. Muş. Ordu, Rize. Sıirt. Sivas, Trabzon. Tunceli. Şanlıurfa. Van. Bayburt. Şırnak. Ardahan, Iğdır ve Kilis'te seçmen yazımı ve nüfus tespitine saat 06.00'da başlanacak. Diğer illerde ise bu işlemin saat 07.00'de başlayacağı bildirildi. Yağmurdereli'ye odul • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- Mamak Belediye Başkanı Ismaıl Değerli. belediyenin bu yılki "banş ödülü"nü. insan hakJan savunucusu Eşber Yağmurdereli'ye vereceklerini bildirdi. Değerli. " l Eylül Dünya Banş Günü" nedeniyle düzenlediği basın toplantısında. geleceğe banş dolu bir dünya bırakmanın gerekliliğine dikkat çekti. Çiçek'e tebligat • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- ANAP Müşterek Disiplin Kurulu. Genel Başkan Mesut Yılmaz tarafından kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilen Ankara Milletvekili Cemil Çiçek'e tebligat ulaşmadığı gerekçesiyle karannı erteledi. Müşterek disiplin kurulunun yaklaşık 2.5 saat süren toplantısından sonra kurul başkanı Abdullah Tenekeci Istanbul Milletvekili Ali Coşkun'un savunmasının ulaştığını sövledi. Emeldffiğe ömür yetmez Hükümet, emeklilik yaşınm 60 olmasmı isterken, Çalışma Bakanlığı'nın Ekonomik ve Sosyal Konsey'e sunduğu raporda Türkiye'de ortalama ömrün 60-63 yıl olduğu belirtildi ALİER Devlet Bakanı Güncş Taner. emeklilik yaşını erkeklerde 60, kadınlarda 55'e yük- seltmeye hazırlandıklannı açıklarken Çalış- ma Bakanlığfnca Ekonomik ve Sosyal Konse\'e (ESK) sunulan raporda. emekli maaşı alan emeklilerin ortalama ömürleri- nin "62-63* yaş olduğu belirtildi. Böylece. Taner'in çalışanlara en fazla 2 yıllık bir emeklilik dönemı öngördüğü hükümet rapo- ruyla belgelendi. DİSK Genel Başkanı Rıd- van Budak. özel sektörün uzman kişiler dı- şında 55 yaşını aşmış hiç kimseyi çalıştır- mak ıstemeyeceğine dikkat çekti. Çalışma Bakanlığı. sosyal güvenlik sorunlanm gö- rüşmek üzere işçi ve ışveren temsilcilerini yanniçintoplantıyaçağırdı. ESK tarafından oluşturulan Sosyal Güvenlik Alt Komısyo- nu'nun ise emeklilik yaşının kadınlarda 50. erkeklerde 55 olarak belirlenmesi üzerinde durduğu öğrenildi. ESK'nin önceki gün yapılan toplantısma. hükümet kanadmın genel eğilim olarak ge- tirdiği emeklilik yaşının yükseltilmesi konu- su. Taner'in basına yaptığı açıklamayla net- lik kazandı. Taner. konunun henüz karara bağlanmamış olmasıyla birlikte emeklilik yaşının erkeklerde 60. kadınlarda ise 55'e yükseltilmesi üzennde çalıştıklannı söyle- di. Taner'e göre bu düzenlemeden sonra si- gorta sistemi güçlendirilecek. emekliler ise alacaklan emekli maaşıyla insan gibi yaşar hale gelecekler. Ancak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın SSK ıstatistiklerine dayanarak hazırladığı raporda. Türkiye'de emekfi maaşı alan emeklilerin ortalama ömürlerinin 62-63 yıl olduğu belirtildi. Böy- lece. hükümetın sosyal güvenlik reformu adı altında yapmak istediklen düzenlemele- rin. emeklilere en fazla 3 yıl maaş ödemeyi öngören bir projeden ibaret olduğu ortaya çıktı. Mezarlıkta emekliliğin itırafı duru- mundaki raporda. erkeklerde 43. kadınlar- da 38 yaşında erken emekli olmaya olanak ANAP: Cindoruk'un uyanları dikkate alınacak ANKARA /tZMİR (Cumhuriyet) - Koalisyonun küçük ortağı Demokrat Türkiye Partîsı'nın(DTP)lıden Hüsamettin Cindoruk'un. atamalann ANAP eksenli yapılması nedeniyle hükümetten çekilme uyansı etkili oldu. ANAP Genel Sekreteri Erkan Mumcu, Cindoruk'un uyarılannın dikkate alınacağını belirterek. "Bunlarçok ciddi sorunlar değil. Bu sorunlar aşılabilir. Cç liderin bir araya gelerek sorunu aşacaklanna inanıyorum"dedi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez de Cindoruk'un şikâyetinde haklı olduğunu belirterek."Ancak kimse bu hükümetin bozulacağı gibi bir hayaie kapılıp veni hükümet modelkri aramaya kalkmasııT diye konuştu. ÇİZMEDEN YLKARI MUSA KART ANAP Genel Sekreteri Mumcu'dan örtülü ödenek için örtülü çağn 'Hükümet yargıya yardımcı olsun' ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - ANAP Genel Sekreteri Erkan Mumcu. REFAHYOL hükümeti dö- neminde Libya'dan Çeçenistan'a yardım için toplanan 10 mılyon do- lara karşılık örtülü ödenekten 2 mil- yon dolar aktanlmasına ilişkin iddi- alann aydınlatılması konusunda ör- tülü ödenek harcamalarının açıklan- maması gerektiği halde. hükümetin yargıya yardımcı olacağına inandı- ğını söyledi. Mumcu. hükümetin devletin ku- rumlan ve parlamentosuna karşı toplumdaki güvensizliğin gideril- mesi konusunda gerekenı yapacağı- nı belirtirken milletvekili dokunul- mazlığının kaldınlarak herkesin hu- kuk önünde eşit olması gerektiğıni savundu. Erkan Mumcu. dün dü- zenlediği basın toplantısında. hükü- metin sosyal güvenlikle ilgili kalıcı çözüm arayışına girmesini mem- nunlukla karşıladıklannı söyledi. Kamu açıklan içinde en büyük yeri sosyal güvenlik açıklannın tuttuğu- nu kaydeden Mumcu. akılcı düzen- leme yapılmadığı takdirde 2008 yı- lına kadar sosyal güvenlik kuruluş- Iannin\ereceğiaçığın60mil\ardo- lara ulaşacağını ileri sürdü. Hükü- metin sağlık alanındakı düzenleme çalışmalarını da takdirle karşıladık- larını belirten Erkan Mumcu. gaze- tecilerin sorulannı da yanıtladı. Mumcu. "ANAPdahaöncedeör- tülü ödenekle ilgili bazı iddialan gün- deme getirmişti. Şimdi bu iddialann açığa kavuşturulması için hükümet- ten neler talep ediyorsunuz" şeklın- dekı soruya şu karşılığı \erdi: -Başbakan Mesut Yılmaz.Susur- luk konusunda yargının isteyeceği her türlü bilgi ve belgeyi vermeye ha- zır olduğunu açıklannştı. Bu konuda da hükümet >argı>a >ardımcı ola- cakür. Başbakanlargörevlerinidev- rederken örtülü ödenekten yapnk- lan harcamalarla ilgili her türlü bit- giyi kcndinden sonraki başbakana aktarmalıdır. Bu gibi tartışma bas- lıklan. \ardım paraiannm ulaşıp u- laşmadığı. örtülü ödeneğin amacına uvgun kullanüıp kullamlmadığı, de\ let \e politikadaki bazı insanlann \olsuriuklara bulaşıp bulaşmadığıy- İa ilgili iddialar toplumun. de\letin kurumlanna, parlamentoya güveni- ni ortadan kaldırmaktadır. Burada- ki tahribat birkaç mihon dolardan daha önemlidir." Mumcu. hukuk de\leti özelliğı- nin demokrası kadar önemli olduğu- nu belirtirken ülkeyı yönetenler de dahil herkesin hukuk önünde eşit ol- ması gerektiğini söyledi. Bu neden- le öncelikle millenekili dokunul- mazlığının sınırlandınlması gerek- tiğini kaydeden Mumcu. bu konuda partıler arasında bir uzlaşma bulun- duğunu, ancak REFAHYOL ortak- lannın bu konuda parlamentoyu tı- kadığtnı söyledi. ÇevTe Bakanı tm- ren Aykutda. koalisyonda 'küçük bir çatlağın" bile olmadığını söy- ledi. Aykut. Hüsamettin Cindo- nık'un deneyımli birpolıtikacı ol- duğunu. uyanlannın dikkate alı- nacağını kaydetti. Df P Genel Sekreten Muhtar Mahramlı. Cındoruk'un. 20 ağus- tosta. partisinin il başkanlanna. "de\ let bürokrasinde tayin ve ata- malarla ilgili ilkeleri" ıçeren bir ge- nelge gönderdiğını bildirdi. Cin- doruk. genelgesinde şu görüşleri kaydetti: "Siyaset görevleri üstle- nen arkadaşlanmızın, kamu ku- rum ve kuruluşlannda yönetün kurulu üyeliği. kesinlikle geçmişin acı hatıralannın tekrarianması an- lamına gelir. Özelleştirmeyi savu- nan bir parti, öncelikle devlet ka- mu kurumlannı özerk niteliğe kavuşturmalıdır." sağlayan mevcut yasalara rağmen. sigorta- lılann emekliye aynlma yaşlannın ortalama 50. şu an emekli maaşı alanlann ortalama yaşının ise 57 olduğu vurgulandı. DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. emekli yaşının yükseltilmesi ile ilgili tartış- manın sosyal güvenlik sisteminin diğer so- runlarından bağımsız olarak tartışılmasına karşı olduklarını belirtti. Özel sektörün. uz- man kişiler dışında 55 yaşını aşmış hiç kim- seyi çalıştırmayacagma dikkat çeken Bu- dak. "Hangi işçi 60 yaşına kadar madenler- de.fabrikaiardaçahşabUir?"diye sordu Bu- dak. sosyal güvenlik sıstemıni bu hale geti- renlerin siyasiler olduğunu da savunarak şöyle devam ettı: "Çünkü SKK'yi bugüne dek prim ödeyenler değil. siyasiler yö- netti. Oysa hükümetin sade- ce kamu adına denetim göre- \i >apması gerekirdi. SSK öncelikle özerkleştirilerek. prim ödeyenlerin seçtiği pro- fesyonellerin yönetimine terk ediuneüdir." Budak, çözüm önenlerini ise şöyle özetledi: ~Biıe göre sistemi rayına oturtacakönlemlerin başın- da, kayıtdışı ekonominin ka- yıt içine alınarak sigortalı sa- yısı ve devletin vergi gelirle- rinin arttırüması. belli bir dönem SKK'ye prim ödeyen çalışanlar için işsizlik sigor- tasının getirilmesi, SKK prim oranlanmn sigortalılı- ğı özendirecek şekilde düşü- rülmesi ve sigortalı olmayı zorunlu kılacak düzenleme- lerin yapılması geli\or." Öte yandan uzmanlarca yapılan çeşitli araştırmalar- da. emeklilik yaşının yük- seltilmesi durumunda sağ- lanacak tasarrufun, öne sü- rüldüğü gibi SKK açıklan- nın kapatılmasında önemli birrolüolmayacağı savunul- du. Tabipler Odası ve ÖDP'nin yaptığı çalışmalar- da. emekl ilik yaşının, öngö- rüldüğü şekilde 55 ve 60 ol- ması durumunda yılda en fazla 20-25 trilyonluk bir gelirin sağlanabileceği he- saplandı. Bu arada. ESK tarafından oluşrurüları Sosyal' Güven- lîk Alt Komisyönu; hazırla- yacağı alternatif önerileri konseyin 2 hafta sonra yapı- lacağı bildirilen toplantısma sunmak üzere çalışmalara başlarken Çalışma ve Sos- \al Gü\enlik Bakanı Nami Çağan. çalışma yaşamının taraflannı yann saat 10.00 için toplantıya çağırdı. Top- lantıda. sosyal güvenlik sis- teminin sorunları ve taraf- larca önerilecek çözüm yol- lannınele ahnacağı öğrenil- di. Bürokratlar ile sendika uzmanlarından oluşturulan komisyonun. emeklilik ya- şını kadınlar için 50. erkek- ler için 55'te tutarak, sosyal güvenlik kurumlannın açık- lannın kayıt dışı istihdamın önlenmesi vepnm tahsilatı- nın arttınlması yoluyla ka- patılması üzerinde duruyor. Lzmanlar. tekstil ve inşa- at gibi sektörlerde yoğunla- şan kay ıt dışı istihdamın ka- yıt altına alınması halinde pnm tahsilatında 200 tnlyon lıralık artış sağlanabıleceği- ni belirttiler. IRMIKI AYDIN ENGİN Musa Anter Banş Treni'rim öyküsünü -artık- hepimiz biliyo- ruz. Brüksel'den kalkacak(tı), Di- yarbakır'a varacakftı). Önce Türkiye "banş trenine" geçit vermeyeceğini açıkladı. Ardından Bulgaristan ve Ro- manya'dan benzeri açıklamalar geldi. Sonunda Federal Alman- ya içişleri Bakanlığı da treni ya- saklayınca... N'oldu? Banş mı kazandı, savaş mı? Diyelim bu bir PKK tezgâhıy- dı. Diyelim bu tren, geçtiği istas- yonlarda Kürt sorununun PKK açısından propagandasmı ya- pacaktı. Diyelim Diyarbakır'a vardığında terorizme yeşil ışık yakacak bir siyasal gösteriye dönüştürülecekti. Diyelim "TC devletinin bölgede uyguladığı zulüm ve baskı." diye başlayan demeçlerverilecekti... Diyelim... Yoksa demeyelim mi? Trene bineceklerini daha ön- ce açıklayan ya da eylemi des- tekleyenlerle ilgili kocaman bir Banş Treni - Savaş Treni liste var. Tümünü buraya sığdır- mak olanaksız. Ama hemen he- men tümünün bir terör eylemi ile ya da bir terör örgütüne des- tek vermek ile demokratik bir eylemi ayırt edecek bilinç ve bil- gi birikimini fazlasıyla taşıdıkla- rını söylemek mümkün. Hiç kimse beni. Nobel Banş Ödülü sahıbi rahip Desmond Tutu'nun, Alman Sosyal De- mokrat Partisi parlamenteri An- gelika Grafın. aynı pariamen- tonun Yeşiller Partisi milletvekil- leri Friedel Grützmacher'in. Heidi Lippmann-Kasten ın. Cem Özdemir'in, Batı Avrupa tiyatro dünyasında Türkiye'nin övüncü Renan Demirkan'ın, Bolonya'nın yaşarken efsane- leşmiş belediye başkanı Mar- cello Inbeni'nin. ingiltere Lord- lar Kamarası üyesi Lord Jeffrey Archer'ın, UNESCO banş ödü- lü sahibi Finlandiyalı bilim ada- mı Profesör Helena Kekko- nen'in terörü eylem biçimi ola- rak seçmiş ve bellemiş bir örgü- tün dümen suyunda "trencilik" oynayacaklarına inandıramaz. Kimilerini kişisel olarak tanı- yıp onuriandığım bu aydınların, bu banşsavaşçılannın bineceği bir treni çiçeklerle karşılamak yerine yasaklarsanız treni kaçı- rırsınız. Barıştrenini... Birlikte akıl yürütelim. Sırayla gidelım. Türkiye'nin güneydo- ğusunda bir "Kürt sorunu" var. Süregenleşmiş, iki halk arasında kan davasına dönüşmek üzere olan. kördüğüme dönmüş bir sorun. PKK bu sorunu zor kullanarak çözmeyi yeğlemiş, daha kurulu- şunda bunu açıklamış ve uygu- lamış bir örgüt. Hiçbir halk, so- runlann çözümünde banşçıl yol- ları tüketmeden silaha sarılmış, şiddeti eylem biçimi seçmiş ör- gütlerin ardısıra gitmez. Bugün PKK, Güneydoğu Anadolu'daki Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan- nın önemli bir kesiminde etkili olabiliyorsa, orada bir kadro kaynağı bulabiliyor. sempatizan halkaları oluşturabiliyorsa bunu kaba propagandayla. insanlan kandırmakla açıklamak müm- kün değil. Teröre terörle yanıt vermek ve bunda bunca yıl (kaç yıl oldu?) ısrar etmek sorunu is- ter istemez kördüğüme dönüş- türür. Kanlı bir kördüğüme... Terörü önlemenin yolu -dar kafalı bir tercihle- karşı terör ol- masa gerek. Bir başkatürlü söy- leyelim. Çözülecek olan sorun, terör sorunu değil, 'Kürt sonı- nu'dur. PKK, bu sorunun çö- zümsüzlüğe ulaşmasının bir ve kaçınılmaz sonucudur. PKK'yi askeri düzlemde altetmek mümkündür. Ama bu sorunun çözümü anlamına gelmeyecek- tir. Bu Türkiye'nin ilk tren kaçınşı değil. DEP milletvekillerini apar topar ve hukukdışı bir operas- yonla parlamenter iskemlelerin- den kopanp sanık iskemlesine oturtarak kaçınldı tren. DER Kürt sorununun siyasal düzleme çe- kilmesinin umudu ve olanağıydı. Tansu Çiller ilkesizliği ve gözü dönmüşlüğü ile kansız çözüme gidecek bir sürecin önü kesildi. Tren kaçınldı. Şimdi ikinci tren kaçırılıyor. Yeryüzünün her bölgesinde so- runların banşçıl çözümü ve ka- lıcı bir banşın yerieşmesi için ya- şamlarını adamış, uluslararası politikanın en saygın adlarına Türkiye'nin görüşünü. tezlerini anlatmak yerine, treni yasakla- manın başka açıklaması yok. Türkiye'nin siyasal güçleri, Kürt sorunu için barışçıl çözüm- ler üretmedikçe daha çok tren kaçınlacağa benziyor. O zaman ister istemez Güneydoğu'ya kalkan savaş trenleri yola çıkı- yor. Gencecik insanları taşıyan savaş trenleri. Dönüşlerinde şe- hit cenazesi, acı ve çözümsüz- lük taşıyan trenler. POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Devlet liyatroları... Devlet Tıyatroları Genel Müdürü Bozkurt Kuruç, 1988 yılında oturduğu koltuğunu, on yıldır bırakmı- yor... Devlet Tıyatrolan'nda 1988 yılından beri çağdışı bir tutum sergileyen Bozkurt Kuruç, o dönemde ANAP'ın muhafazakâr-milliyetçi kanadıyla işbiriiği yapmış, devlettiyatrolannın Idarikadrolan'n gerici-faşist mi- litanlarla doldurmamış mıydı? Yine o yıllarda Devlet TiyatroJan'na yıllannı vermiş olan demokrat usta oyun- cu ve yönetmenler bir kenara itilmemiş miydi? Bozkurt Kuruç bugünlerde şöyle konuşuyor: "Bütün kültürbakanlan bu kurumun gelişmesi için çaba göstermişlerdir..." Bozkurt Bey, gerçekten işini çok iyi biliyor ve o yüz- den Devlet Tiyatrolan'nın kadrolu rejisörü olan Yücel Erten, Erhan Gökgücü, Şakir Gürzumar, Leyla Te- cer, Işık Toprak, Ejder Akışık, Rüştü Asyalı'yı dış- lıyor... Elimde Kültür-Sen'in hazırladığı bir rapor bulunu- yor. Sanınm bu rapor Kültür Bakanı istemihan Ta- lay'ada verildi... Gelin bu raporun bir bölümünü birlikte okuyahm: "4. Murat oyununun galasında yaşananlar da sa- natımızın işlevi açısından son derece düşündürücü- dür. Oyunun, tiyatro sanatmının bayram günü sayı- lan 27 Mart tanhinde yapılan galasında ITI Türkiye Milli Merkezi'nin öngörüsü ile yazar Dinçer Sümer tarafından yazılan 'Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildi- risi'n/n okutulmaması; haber basına yansıdığında da gerek genel müdürün, gerek ismail Kahraman'/n aynı ağzı kullanarak 'Devlet galasında bildıri okunmaz' şeklindeki demeçleriyle, sanatımızın en güzel gele- neklerinden biri hiçe sayılmıştır. Mazeretin yanlışlığı biryana; ne cumhurbaşkanı, ne de başbakanın ka- tılmadığı bu temsilin 'devlet galası' olduğu görüşü de söylentiden ibarettir. Ga/a gecesi salondan yükselen 'Şeriat isteriz' çığlıklan ve tekbırseslenyle temsil son- rası genel müdür Bozkurt Kuruç'un kendı ellehyle sunduğu çay şerbet ve sandalye servisi, basında ve televizyonlarda ıbretle izlenmiştir. Genel müdür bununla da yetinmemış, 27 Mart Dünya Tıyatrolar Günü nedeniyle düzenlenen 'Anka- ra Çocuk Oyunlan Şenliği' nedeniyle bastınlan der- gıdeki 'Dünya Tıyatrolar Günü Ulusal Bıldirisi'n de derginin sayfalanndan çıkarmıştır." • • • Devlet Tiyatrolan'run sanat politikasında yetki ve sorumluluk paylaşımı olmadığı için varoluşunun ne- deni yasaya bile ters düşüyor; genel müdür 'ortaçağ kafası'y\a bir sanat kurumunu çiftlik gibi yönetiyor... 1995-1996 sezonunda kısa süre oynanmasına kar- şın seyirdnin buyük ilgisini çeken Murathan Mun- gan'ın Taz/ye', Orhan Asena'nın 'Nâzım Üçlemesı', Michel de Ghelderode'nin 'Ne Güzel Bir Gün', Vic- tor Haim'in 'Büyük Misafir', Erhan Gökgücü nun 'G/ordano Snvno'adlıoyununiçin REFAHYOL döne- minde sahnelerden kaldırıldı? Kültür-Sen Genel Başkanı izzet Polat Ararat, ne- den üç aylık maaş kesimine uğradı; Trabzon'da Dev- let Tıyatrosu'nda 58 çalışana niçin disiplin soruştur- ması açıldı; Mahir Günşıray ın ne suçu vardı ki ce- zalandınldı? Her iktidann kanatlan altına giren kimi zaman 'sos- 1 ' yal demokrat', kimi zaman 'MHP'\\ kimi zaman da 'ANAP'h olan Bozkurt Kuruç. RP'Iİ İsmail Kahra-* man'ın 'birnumaralı dostu' olmayı nasıl başarmıştır? Söyleyelim: 'Engin bilgı ve yeteneğiyle.' Elbet bu engin bilgı ve yetenek Tanrının her kulun- daolmaz!.. ••• Şeriatçılara teslim olan, galalarda içkiyi yasaklayıp 'gülsuyu şerbeti' ikram eden Devlet Tiyatroları Genel Müdürü, görevi başında kalacak mıdır Sayın Kültür Bakanı istemihan Talay? Devlet Tiyatrolan salonlarında 'Şenaf isterük' diye bağıranlan bağnna basan. onlann bir dediğini iki et- meyen Bozkurt Kuruç derhal görevinden alınmalı- dır... On yıldır yedi ayn Kültür Bakanı'yla 'uyum içinde çalışabilen', koltuğundan kaldırılınca 'yargı yoluyla' yeniden koltuğuna dönebilen Bozkurt Kuruç. daha üç ay önce 'din bezirgânlanyla' birlikte değil miydi? Devlet Tiyatrolan; genel müdür Bozkurt Kuruç'un çrftliğı değildir; Devlet Tıyatroları çağdaş sanatın de- mokrasi kültürünün gelişmesine ve yerleşmesine kat- kı sağlayan bir kurumdur... Onun için Kültür-Sen, hazırladığı raporda şöyle di- yor: l "RP'li çevrelerin 'yeniden Büyük Türkiye' gecele- rine evsahipliği yaparak gala kokteyllerinde içki ikra- mını, Ramazan Bayramı'nda oyun kaldırarak REFAH- YOL'la çabucak uyum sağlayan genel müdür, 1997 yaz başında gerçekleştirdiğiAnadolu turnesisırasın- da çeşitli illerde kültür müdürlerinin olumsuz davra- nışlannı. ancak hükümet düştükten sonra gündeme getirip, tiyatro sanatının ve demokrasinin savunucu- su kesilmiştir..." Evet... Bozkurt Kuruç'un gerçek kimliği budur; o her dönemin adamıdır... Faks numaramız: 0212/513 90 98 MHP'de kayıp canta olayı Suver: Çanta değil, 100 bin mark kayıp ANKARA (Cumhuri- yet Bürusu)- MHP'de. mı- ras kavgasımn ardından Alpaslan Türkeş'in ölü- münden önce Türk Kurul- tayı ıçın topladığı 625 bin markın kaybolması olayı da mahkemelik oldu. Oğul Tuğnıl Türkeş'in. "Kayıp çantayı duymuş- tum" açıklamalanna kar- şın. Alpaslan Türkeş'e ya- kınlığıyla tanınan Marma- ra Grubu Vakfi'ndan Ak- kan Suver ise kaybolan paranın 625 bin mark de- ğil, 100 bin mark olduğu- nu söyledi. Akkan Su\er, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. Alpaslan Türkeş'in ölümünden bir gün önce Türk Hava Yol- lan'nın V1P salonunda kendisine "Sana para ge- tirdim" dediğini kaydede- rek şöyle devam etti: "Sajın Türkeş'in yanın- da 100 bin mark para var- dı. Sana para getirdim de- di. Ben de şu anda para\a ihtiyaç yok dedim. Hatta şaka yaparak sizdun i\i banka mı olurdi>erekgül- dük." " , DİNOZORLA RANDEVUNUZA CECİKMEYİN! BAYİLERDE...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle