07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Eximbank kredileri arttırıldı • ANKARA (AA) - Türk Eximbank'ın bankalar aracılığıyla kullandırdığı '"se\k öncesı ihracat kredisi" limıtleri, 32 trilyon liradan 34 tnlyon liraya yükseltildi. Türk Eximbank'ın ödenmiş sermayesıne ilave edilen 2 trilyon liranın, ihracata kredi desteğı olarak geri döndüğü bildırildı. Türk Eximbank'tan yapılan açıklamada, limitlerin kullanımında küçük ve orta ölçekli işletmelere öncelik vermek amacıyla Halk Bankasfna sağlanan limitlerin. önemli ölçüde arttınldıgı belirtildi. Fındığın kilosu 2.25 dolar • GİRESUN (Cumhuriyet) - 1997 sezonu fındık alım fiyatlan Giresun'da Başbakan Mesut Yılmaz tarafından 400 bin lira olarak açıklandı. Yılmaz, findığa 400 bin lira verdiklerini belırterek bu fiyatın kilo başına 2.25 dolar olduğunu belirtti. Yılmaz. bu fiyatı dolar bazında sabit tutmaya çalışacaklannı ve her ay 25 bin lira arttınlacağmı söyledi. Üreticileri ellerindeki fındığı tüccara ucuz fiyata vermemeleri için uyaran Yılmaz, üreticiye ödenmek üzere 30 trilyon lira aynldıgını kaydetti. Pamuğa 121 bin lira isteniyop • ADANA (Cumhuriyet Giiney Jlleri Bürosu)- Çukurovalı pamuk üreticileri. ürünlerine 121 bin lıra taban fiyat istiyor. Yapılan hesaplamaya göre 1997 yılında Adana'dakı pamuğun maliyeti 121 bin lira olarak belirlendi. Ziraat Mühendıslen Odası Adana Şube Başkanı Özden Güngör, "Yapılan masrafların faizi ve genel idare giderleri de eklendiğinde maliyet 42 milyon 240 bin liraya çıkiyor. Ortalama verimin 350 kilogram olduğu düşünülürse 1 kilogram kütlü pamuğun 120 bin 71 lira olduğu ortaya çıkıyor. Yani bakanlığın pamuk taban fiyatını 121 bin lira olarak açıklaması gerekiyor" dedi. Yoksulluk sınırı 92 milyonu aştı • ANKARA (AA)- Türkiye Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonu 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınınnın temmuz ayında 92 milyon 210 bin liraya yükseldiğini bildirdi. 4 kişilik bir ailenin 1996 aralık ayı sonunda 62 milyon 910 bin lira olan asgari yaşama standardı, temmuz 1997 sonunda yüzde 46.57 oranında artarak 92 milyon 210 bin liraya yükseldi. Aralık 1996'da 2 kişilik bir ailenin geçinebilmesi için 43 milyon 522 bin lira gerekirken, temmuz 1997'de bu miktar yüzde 47.32 artarak 64 milyon 116 bin liraya ulaştı. GAP'a bütçe dayanmıyor • KİLİS (Cumhuriyet) - Güneydoğu Anadolu Projesi'ne bugüne dek harcanan paranın 1997 bütçesinin altıda birini geçtiği ve 1 katrilyon 130 trilyon lirayı bulduğu açıklandı. Devlet Su Işleri verilerine göre, 2015 yılına dek yapılacak 1 katrilyon 120 trilyon liralık yatınmla GAP'taki toplam yatınmın 2 katrilyon 250 trilyon liraya ulaşması bekleniyor. DSİ'nin bu yıl enerji, tarım ve ödeneklere 41.4 trilyon liralık yatınm yapması hedefleniyor. 1998-2000 yıllan arasmda 100 trilyon, 2001-2015 yıllan arasında 520 trilyon liralık yıllık ödeneğe gereksinim bulunuyor. Ehliyetimi ve nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ERCAS TEKBAŞ SSK Sağlık Hizmetleri, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Komisyonu'nun raporu açıklandı Sağbkta 'objektif* özelleştirıne BANU SALMA1N ANKARA - SSK Genel Ku- rulu'nda Sağlık Hizmetleri ve Işçi Sağlığı tş Güvenliği Komis- yonu'nun hazırladığı raporda, mevcut düzenlemeyle yürütüle- meyeceği vurgulanan sağlık hiz- metlerinm özelleştirilmesi gün- deme getirildi. Raporda, sağlık hizmetlerinin özerkleştirilmesi yadaözelleştirilmesinin "ciddi, objektif ve önyargısız" olarak araştınlması istendi. SSK Genel Kurulu'nda oluş- turulan komisyonun raporunda, sağlık tesislerinin yükünün azal- tılması için işyeri hekimliğinin önemı vurgulandı. "İşyeri he- kimliği müessesesinin SSK sağ- lık zincirine dahil edilmesine olanak sağlayacak ve bu konu- da SSK'ye etkiniik kazandıra- cak yeni düzenlemeler yapılma- lıdır'* görüşüne yer verilen rapor- da, sağlık ve sigorta hızmetleri- ne hızlılık ve etkiniik kazandıra- cak uygulamalara geçilmesi ge- rektiği vurgulandı. Rapordaki öneriler şöyle: "Protez araç ve gereçlerin- den eş, ana ve babaların da ya- rarlandırılması, gerektiğinde makul bir katkı payının alın- ması sağlanmalıdır. SSK sağ- lık tesisleri, insan gücü, mo- dern araç ve gereçlerle destek- lenmeli, bu konuda DPT en- geli aşılmalıdır. SSK tesisleri- nin acil servis, ameliyathane, tetkik ve araştırma üniteleri- ni 24 saat hizmete açık hale ge- S S K D i l e k v e T e m e n n i l e r K o m i s y o n u r a p o r u Kararnamelerle acil önlem istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SSK Genel Kurulu'nda oluşturulan Dilek ve Ternen- niler Komisyonu'nda kurum yönetiminin, devlet değil, işveren ve işçi ağırlıkh oluştu- rulması konusunda uzlaşmaya vanhrken; Türk-Iş temsücileri kurumda çalışanlara da Yö- netim Kurulu'nda temsil hakkı verilmesini istediler. Komisyonun hazırladığı raporda, sosyal güvenlik reformu için alınması istenen acil önlemler şöyle sıralandı: "SSK'nin siyasi iktidarlarca bir istihdam yeri olarak görülmesinden vazgeçilmelidir. Kadrolaşma amacıyla yapılan bu tür uy- gulamalar SSK'nin idari ve mali yükünü daha da arttırmaktadır. SSK personeli, 1475 sayılı İş Kanunu'na tabi oiarak çalış- tırılmaîı ve 506 sayılı kanun kapsamına alınmalıdır. Kurum teşkilatı, 2000'li yılla- nn özelliklerine göre bütünüyle yeniden organize edilmelidir." SSK'nin gayrimenkullerinin kârh bir şe- kilde işletilmesi üzerinde de durulan rapora göre, işverenlerin H sağlık tesislerinin mül- kiyeti kurumda kalmak kaydıyla işletme- ye dönüştürülmesi" istemine işçi ve emek- li temsücileri karşı çıktılar. Raporda, SSK'de kurulan derneklerin faaliyetlerine son veril- raesi gerektiği vurgulandı. SSK'nin bilgisa- yar yatınmı yapması gerektiği kaydedilen ra- porda, "sağlık hizmetlerinin özelleştirilme- si ya da özerkleştirilmesini" gündeme geti- ren Sağlık Hizmetleri, Işçi Sağlığı ve îş Gü- venliği Komisyonu'nun tersine satın alınan sağ- lık hizmetlerinin kurum tarafından yerine ge- tirilmesi için çahşmalar yapüması önerildi. Raporda şu düzenlemeler öngörüldü: "İsteğe bağlı sigortalılıkta nimet-külfet dengesi kurulacak düzeyde prim oranlan yükseltilnıelidir. Prim oranlan sigortalı ça- lışbrılmasını özendirecek oranda düşürü- lerek kayıtdışı çalışanların da sisteme da- hil edilmesi sağlanmalıdır. Prime esas ka- zanç üst sınırı > ükseltilerek, gerçek iicret- ler üzerinden prim alınmalıdır. Sosyal yar- dını zammı gibi prim karşılığı olmayan yü- kümlülükler için genel bütçeden pay aynl- malıdır. Topluluk sigortasına tabi noterler ve avukatlann emekliliklerinde sağlık sigor- tasından yararlandıkları dikkate alınarak prim oranlan yükseltilnıelidir. Hizmet bir- İeştirilmesinde son 7 yıl değil, hizmetin ta- mamı esasalınmalıdır. larım sigortalılann- da istismann öniine geçilmelidir. İlaç fab- rikasının kapasitesi arttırılmalıdır." tirecek gerekli yasal düzenle- me ve tedbirler acilen alınma- lıdır. Personelin fazla mesai, nöbet, maruz kaldıkları iş ris- ki, iş y ıpranması ile ilgili yasal haklarını almaları sağlanma- lıdır. Ambulans eksikliği gide- rilmelidir. tş kazası oranının fazla olduğu bölgelerdeki has- tanelerde. protez imalat atöl- yeleri kurulmalı ve rehabili- tasyon üniteleri açılmalıdır." Raporun, işçi sağlığı ve iş gü- venliğiyle ilgili bölümünde, iş- yerinin küçük bir bölümü dikka- te alınarak çok yüksek tehlike dereceleri belirlendiği, bu ne- denle de tamamı işverenler tara- fından ödenen primlerin çok yük- sek rakamlara ulaştığı savunul- du. "tş kazası meslek hastalı- ğı primlerine baz teşkil eden iş- yeri tehlike derecesi belirlenir- ken. işyerinde veya yapılan iş- te genele teşmil edebilecek bir derece tespit edilmelidir" de- nilen raporda. ağır ve tehlikeli iş- ler tüzüğü gereğince 6 ayda bir yapılan sağlık kontrollerinin SSK kuruluşlanna sevk edilebilme- sine olanak sağlanması istendi. "İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzmanların yetiş- tirilmesi; laboratuvarlar ve enstitülerin geliştirilmesi; mes- lek hastalıklan hastanelerinin işlevsel hale getirilmesi, gece çalışmalarında sağlık görevli- lerinin bulundurulması" öne- rileri yer alan raporda, şöyle dendi: "tşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında tcmel sorun, kayıt dı- şı işçi çalıştıran ve bu nedenle çoğu kez denetlenemeyen kü- çük işyerlerinde yaşanmakta- dır. Bu tür işyerlerinde çalı- şanların düşük ücretle. sosyal haklardan ve eğitim imkânın- dan, daha da önemlisi sağlık ve güvenlik şartlanndan uzak ola- rak istihdam edildikleri bilin- mektedir. Söz konusu işyerle- rinin kayıt altına alınması yö- nündeki çabaların yanı sıra de- netim ve tedbirlerle. eğitim ça- lışmalarının iş kazalarının faz- la olduğu küçük işyerlerinde yoğunlaştırılması gerekmek- tedir." UND kolları sıvadı Nakliyeciler Halkalı'yı almakta kararlı FATMA KOŞAR Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) yeri ve tesis- leri itibanyla büyük önem ta- şıyan Halkalı Gümrük Tesis- leri için tekrarkollan sıvadı. Halkalı gümrüğünün yap-iş- let-devret sıstemiyle kendi- lerine devredilmesi yönün- deki istemlerini yeniden dile getiren nakliyeciler, ANA- SOL-D hükümetinin kurul- masıyla birlikte harekete ge- çerek REFAHYOL hüküme- ti döneminde Başbakan Yar- dımcısı Tansu Çiller'in va- atlerine karşın, yanıtsız ka- lan başvurulannı tazeledi. th- racatın yaklaşık yüzde 70'inin, ithalatın da yüzde 65'inin gerçekleştirildiği Is- tanbul bölgesinde bulunma- sından dolayı önemi vurgula- nan Halkalı Gümrük Tesis- leri'ni TCDD işletirken, ara- zinin mülkünün Tanm ve Köy Işleri Bakanlığı'na ait oldu- ğuna dikkat çekilerek TCDD'nin burayı işgal etti- ği öne sürüldü. Bir yandan. TCDD yeni projeler geliştirerek burayı daha iyi işletmeyi ve Avru- pa'ya uzanacak tren hattını buradan geçirerek Halkalı'yı çıkış noktası yapmayı düşü- nürken, diğer yandan UND, işletmesini devralarak üyele- rine büyük ve modern garaj- lar, soğuk hava depolan ile ofisler kurarak Avrupa'nın en modern gümrük tesisine sahip alan yapmayı amaçlıyor. UND Başkanı Saffet Ulu- soy, geçen yıl Çiller'in söz konusu arazinın Orman Ba- kanlığı'na ait olduğunu ve UND'ye devredeceğini söy- leyerek kendilerini aldattığı- nı'belirtti. Ulusoy. ANASOL- D'nin kurulmasından hemen sonra ilgili bakanhklarla iliş- ki kurarak taleplerini yenile- dikkrini kaydetti. Şu andaiş- lemlerin yapıldığını belirten Ulusoy, hükümetin teklifleri- ne sıcak baktığını ifade ede- rek "TCDD burayı işgal et- miş durumda. Halkalı'nın arazisi Tarım Bakanlığı'na ait" dedi. Halkalı'ya 100 milyon do- larlık yatınm yapmayı amaç- ladıklannı anlatan UND Baş- kanı Ulusoy, Avrupa'daki te- sisleri örnek alarak yeni bir sistem oturtmayı planladıkla- nnı kaydetti. UND'nin Genel Müdürü Cumhur Atılgan da geniş alanı ve Istanbul'a ya- kınlığıyla Halkalı'nın kendi- leri için ideal bir yer olduğu- nu dile getirdi. UND'ye üye firmalara arazi tahsis ederek modern garajlaryapmaya ola- nak tanımayı planladıklannı söyleyen Anlgan, sadcce ben- zin antrepolannın işletmesi- ni değil, Halkalı'ya ulaşan yollann dahi modernizasyo- nunu kapsayan geniş bir pro- je geliştirildiğini vurguladı. Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Savaş Özdoğan, UND'nin teklifınin değerlen- dirilmek üzere incelemeye alındığını bildirdi. TCDD Genel Müdür Yar- dımcısı Cahit Söyler ise UND'nin yeni başvurusun- dan haberi olmadığını belir- terek, TCDD'nin Avrupa'ya direkt uzanacak tren hattını buradan geçirmeyi planladı- ğını ammsattı. Söyler. "UND'nin eskiden talebi vardı. Ancak şimdiki dü- şüncelerini bilmiyorum, başvurduklarından habe- rim yok. Bizim sadece am- barlanmız değil, atölyele- rimiz de var. Hizmetlerimiz iç içedir. Karşıyız" dedi. Holstein cinsi hayvan besleyenler de birlik kurmak istiyor. 8 köy kooperatifi neden olmaksızın 1.5 yıldır bekletiliyor Uretici birliğine engel HÜLYA GENÇ Merkezi bırliklerini kurmak isteyen tanmsal amaç- lı sekiz Köy-Kooperatifleri Birliği, yaklaşık bir buçuk yıldır siyasiler tarafından hiçbir gerekçe ile- ri sürülmeden bekletiliyor. Holstein cinsi hayvan bes- leyenlerin 1995 yılında kurduklan örgütün yaygın- laşması ve üst birliklerinin kurulması için gerekli desteği veren Tanm Bakanlığı'nın, Köy-Koop'la- ra merkezi birlik kurma olanağı sağlamıyor olma- sı "üreticinin bölünmeye çalışılması" olarak ni- telendiriliyor. Siyasilerin, üreticiyi 4-5 kola ayıra- rak üretimden gelen seslerini bölmeye çalıştığını id- dıa eden tanmsal amaçlı Köy-Koop Birlilderi, ba- kanlığın, 470 gün önce yaptıklan başvuruyabu ne- denle cevap vermediğini iddia ederek. "Bu arada, üreticinin parçalanmasını sağlayacak olan bazı birliklerin kurulması ve yaygınlaştırılması için ellerinden geleni yaptılar" açıklamasında bulunu- yorlar. REFAHYOL ıktıdan dönemmde taleplerine olumlu ya da olumsuz bir yanıt alamadıklanndan yakınan Köy-Koop Birlikleri, yetkılilenn merkezi birlik kurulmasına izın verilmediği yönünde açık- lama yapmaktan da bilinçli olarak kaçındıklannı id- dia ederek, "Böyle bir yazının gönderilmesi ha- linde Kooperatifler Yasası gereği dava açıp mer- kezi birliğimizi kurabileceğimizi biliyorlardı" görüşünü sa\r unuyorlar. Köy-Koop Birlikleri, bu- gün Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Baka- nı İsmet Sezgin'le görüşecekler. Tanm Bakanlığı'nın, Holstein Yetiştiricileri Bir- likleri'ne federasyon kurma izni verirken, Köy-Ko- op Birlikleri'ne merkezi birlik için izin vermediği- ni söyleyen Kırklareli Köy-Koop Başkanı Erdoğan Kantürer, kimsenin örgütlenmesine itirazlan olma- dığını dile getirerek, "Şu anda yalnızca bir ırkın yetiştirilmesi ve ıslahı ile ilgilenen Holstein Ye- tiştiricileri Birliği, federasyon kurduktan sonra hayvancılıkla ilgili bütün kararları kendi başı- na almaya kalkacak. Bu da azınlıkta olan bir kesimin çoğunluk adına karar vermesi demek- tir" dedi. Bu zamana kadar ilgili makamlann mer- kezi birlik kurulmasına yönelik taleplerine bilinç- li olarak cevap verilmediğini dile getiren Kantürer, "Bizim dava yoluyla hakkımızı aramamızı en- gellediler" dedi. Bakanlığın üreticinin etkin olma- sını istemediğini ıddıa eden Kastamonu Köy-Ko- op Başkanı Bayram Gök, "Bizi devreden çıkar- mak istiyorlar" dedi. Altyapısı hazır olmaması- na karşın Holstein Yetiştirici Birlikleri'nin yaygın- laştınlması için bakanlığın elinden geleni yaptığı- nı vurgulayan Gök, "Söz konusu birlikJer, fede- rasyon olmaları halinde, kendi alanları dışında birçok konuya el atacaklar" diye konuştu. Üreticinin tek ses ve tek vücut olmastna devlet tarafindan sıcak bakılmadığını ileri süren Burdur Köy- Koop Birliği Başkanı Hasan Macit, merkezi bir- lik kurabilmek için ana tüzüğûn ve teşkilatın ismi- nin değiştirilmesinın istendiğini bıldirerek, "Siya- siler örgütlü gücü kabul edemiyorlar" diye ko- nuştu. Bursa Holstein Yetiştirici Birliği Başkarıı İsmail Anıl ise köyde yaşayan herkesi üretici olarak kabul etmenin yanlış olacağını belirtti. Mevcut Köy-Ko- op Birlikleri'nin Türkiye'nin içine düştüğü hay\an- cılık knzini aşamayacağını öne süren Anıl. Tanm Ba- kanlığı'nın bunun bilincinde olarak kendilerinin fe- derasyon kurma çalışmalannı desteklediğini bildir- di. Anıl, "Federasyon özerk bir kuruluş olacak ve bu özerkliği kuracağız" diye konuştu. IŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Hercai SSK'nin tartışmalı, olaylı genel kurulundan aklı- nızda kalanlar ne? Iki sendika lideri Bayram Meral ile Enver To- çoğlu arasında geçen, Meral'ın kazançlı çıktığı ayak oyunları..SSK değil, 8 yıllık kesintisiz eğitim üzeri- ne yapılan konuşmalann öne çıkması.. İHepsi o ka- dar. Genel kurulu izlemiş yetkili birinci ağızlardan bi- raz detay almak istedim. Özetle Bülent Ecevit, pa- rasal çıkmaza sorun üretmek üzere, para işlerinden anlayanlan işin başinagetirmeyiyeğiediklerinı; Me- sut Yılmaz, sosyal güvenliğin sosyal boyutunun unu- tulması gibi bir yaklaşım içinde olmayacaklarını söylemişler. SSK'yi bıraz daha yakından bilenler, günlük açık- ları kapatma adına bütçeden yapılan yama yerine, devletin sosyal güvenliğe ne kadar katkıda bulu- nacağının adının konması gerektiğini vurgulamış- lar. Ondan sonra da kurumdan politikacının eli çe- kilerek yönetiminin özerkleştirilmesi ve prim öde- yen asıl sahiplerine teslim edilmesi zorunluluğunu anlatmaya çalışmışlar. Çalışmışlar da ne olmuş? Milyonlann doğrudan temsilcisı sendika lideri, delegelerde dahil, SSK'den sorumlu genel kurul delegeleri bile en can alıcı so- runlar konuşulurken, salonda oturmak zahmetine bıle katlanmamışlar. Kulislerde sigara, kahve, çay içip yarenlik etmeyi yeğlemişler. SSK bir daha gündeme ne zaman mı gelir? Has- tanelerinden birinde çok sansasyonel bir sağlık skandalı yaşandığında. Ya da emeklisinin ücretini ödemede para bulmakta sıkıntı çekildiğinde. Önem- li bir yolsuzluk olayı ortaya çıktığında.. Arada bir de batmış SSK'nin hâlâ olağanüstü güçteki kaynak- larından pay kapmaya, vurgun vuımaya hevesle- nenler, "SSK'yi bataktan kurtarmak için özelleştir- me" sioganı ile sağlık hizmetlerini kapma girişim- lerini yineleyecekler, konuyu ısıtıp ısıtıp tartışma gündemine getireceklerdir. Kamuoyu olarak bize düşeni, skandalın, dev bir sorunun medya tarafından en sansasyonel biçim- de yansrtıldığı günlerde üzerinde biraz çene yormak. Sonra da hercaiye yaraşır bir üslupta konuyu bile unutmak. • • • REFAHYOL rejim için bir tehdit oluşturup, şeri- at tehlikesinı açığa çıkardığında hani kendiliğinden oluşan birdemokrasi cephesi olgusu, sivil kıpırdan- ma yaşandı ya.. Mesut Yılmaz hükümeti, koalisyo- nun oluşumuna da katkısı olan bu sivil toplum ha- reketlenmesınden, daha doğrusu işçi işveren sen- dikalan konfederasyonlan ile meslek örgütlerinin des- teğinden hoşnut, bir anlamda teşekkür nıteliğınde de Ekonomik Sosyal Konsey'in toplanmasını gün- deme getirdi. Işte size Türkiye'nin uzun yıllardır zaman zaman tartışıp hatta zaman zaman oluşturduğu, ama hiç- bir zaman amaç ve işlevine ulaştıramadığı bir ko- nu, bir örgütlenme daha. Ekonomik ve Sosyal Konsey'ler gelişmiş de- mokrasilerde, özellikle de kritik karariarın oluşu- munda, banşçı çözüm yollannın üretilmesi ve uy- gulanmasında çok olumlu katkılarda bulunmuşlar. Bizde kötü izlenimler var: Çünkü ne zaman siyasi ıktidarlar; öncelikle işçıler, çalısanlara acı reçete dikte ettirmek, ağır bedel ödetmek istedilerse, bu konseylerin oluşumunu gündeme getirerek, işçi sendikalan ve meslek örgütlerini pasifize etme, kar- şı çıkışlarını engelleme amacında kullandılar. TMMOB'nin 7 ağustos tarihinde kamuoyuna yaptığı açıklamanın masamda duran ayrıntılı faks metni de gösteriyor ki, bu sefer de iyimser olmak için neden yok. İşin başından hükümet ve işveren ağırlığı ve kimi işçi konfederasyonu ile işveren ör- gütünün kayırılması gerçeği sırıtıyor. Belki kon- seyde olmamalan büyük gürültü koparacak kimi ör- gütler listeye eklenecek, ama hükümet-işveren ağır- lığını ortadan kaldıracak ve alınacak ekonomik- sosyal kararlarda eşit ağırlığı sağlayacak bir eğilim sezilmiyor. Bu kafayla Ekonomik ve Sosyal Konsey adına ortaya saçılan umutlaryine "fos"çıkacak. Ka- muoyu bu konuyu da bir kez daha gündeminden çıkarıp unutacak. • • • Susurluk gibi bir konuyu bıle biz gerçek bir he- saplaşmaya girmeden bir kenara atıvermiş bir top- lumuz ya... Konu biz ıstesek de kapanamıyor. Bir gelişmeye bağlı.. birucundan da olsa yeniden gün- deme geliyor. En son silahlann kayıp olduğunun ka- nıtlanması üzerine Ağar'ın pervasız yanıtına hele bir bakın, "Birkaç silah kayıpsa ne olmuş?" diyebiliyor. Sorumlusunu "Namuslu adamdır" diye savunabi- liyor. Sahi anımsıyor musunuz, bu çok önemli dava- nın yargılanmasının ızlenmesinde medyaya kon- muş olan yasak hâlâ geçertilığini koruyor. Kamu- oyu ve medya bu "dunışmalann aleni izlenebilme- si" ile ilgili temel hukuk kuralını çiğneyen uygula- maya teslim olmuş, alışmış ve unutmuş konumda. Medya, kamuoyu kabullenip hesap sormadığında belli ki Yılmaz hükümeti de bir zamanlar herkesin duyarlılığını kanıtlama yarışında olduğu konuda, olup biteni unutturma, kapatma taktiklerine hizmet etmekten yana olacak. Çeteler hesaplaşması, hu- kuk devletine geçişte adımtar atılması umutları da bir başka baharlara atılacak. Bırakınız düşünce suçlarına affı, birkaç yazı iş- leri müdürü ve bu arada Işık Yurtçu'nun tahliyesi- ni getirecek iradeden bile kaygı duyulmalı. Malum 8 yıllık kesintisizden kaçılamıyor. Ama o işi kotara- bilirlerse, Meclis'te başka yasa çıkaracak paria- menteri bulmak hak getire olabilir. Bir avuç tahliye karannın gerçekleşmesi bile önümüzdeki sonbahara kalabilir. Hükümet, bölgenin kalkındırılması, yerleşme hareketlerinin düzenlenmesi ve güvenlik için kapsamlı bir paket hazırlıyor Doğu ve Güneydoğu'ya yeni yerleşim bölgeleri • Doğu ve Güneydoğu için hazırlanan kapsamlı paketin ana hatlan şöyle: •Hazine arazileri yerleşim ve tanma açılacak. • Güvenli köylere dönüş sağlanacak. • Kentte kalmak isteyenlere istihdam ve bannma imkânı sağlanacak. • Yakın köyler arasında işbirliği sağlanacak. • Mevcut 134 işletme faaliyete geçirilecek. • 30 yatılı bölge okulu tamamlanacak. • Süt hayvancılığı için kooperatifçilik geüştirilecek. • Yeni yatınmlara ek teşvik verilecek. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SÜLEYMAN HlLMt KÖK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu bölgelerinde yaşanan sorunlann çözümü için kapsamlı bir paket hazır- lıyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Hazine arazilerinin yerleşim ve tanma açılacağını, bölgedeki 134 tesisin çalışmaya başlamasını sağla- yacaklannı belirtti. 55. hükümet tarafından oluşturu- lan "Doğu ve Güneydoğu İllerinde L'ygulanacak Kalkınma Program- larının ve Yerleşme Hareketlerinin Takibi ve Koordinasyon Kurulu". dün ılk töplantısım yaparak, terörolay- lan nedeniyle bölgede yaşanan göç- ler ve boşalan köyler için kapsamlı bir yerleşme programı hazırlığma baş- ladı. Ecevit başkanlığındaki toplantı- ya Devlet Bakanlan Hüsamettin Öz- kan. Salih Vıldırım. İşin Çelebi, Re- faiddin Şahin, Mustafa Yılmaz. Ma- liye Bakanı Zekeriy a Temizel, Milli Eğitim Bakanı Hikmet UJuğbay, Sağ- lık Bakanı H. İbrahim Özsoy, Tanm ve Köyışleri Bakanı Mustafa Taşar, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, Milli Güvenlik Genel Sekreteri Or- general İlhan Kılıç, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşan Orhan Güvenen ile Emniyet Genel Müdürü Necati Bi- lican katıldı. Yaklaşık 4 saat süren toplantının bıtimınde basın toplantısı düzenleyen Ecevit, bölgenin kalkın- dınlması ve yerleşme hareketlerinin dü- zenlenmesinde ilgili bakanhklar ve kuruluşlar arasında eşgüdümü sağla- mak amacıyla bir genelge hazırlandı- ğını, konunun güvenlik boyutunun da bugün yapılacak Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu toplantısında ele alınacağını açıkladı. Ecevit, böl- genin gelişmesinde ve güvenliğinin sağlanmasmda en büyük sorunun kır- sal yerleşme olduğunu vurgulayarak. çok sayıda köy ve mezranın boşalma- sının sorunu ıvice ağırlaştırdığını söy- ledi. "Bölgenin kırsal alandaki yer- leşim düzeni sorunu öncelikle ele alınacaktır" diyen Ecevit, bölge in- sanına yerleşme konusunda sunula- cak 3 seçeneği şöyle siraladı: - Güvenliğin sağlandığı yerleşim yerlerinde. ekonomik olarak da ge- lişme imkânı bulunuyorsa yöre hal- kının köylerine dönmeleri için ge- rekli destek sağlanacak. Birbirine yakın köy ler arasında işbirliği oluş- turulacak. - Köy ve mezralarını boşaltarak kentlere gelenlere istihdam ve bann- ma imkânı sağlanacak. - Hazine arazilerine kurulacak yeni yerleşim merkezlerinde veri- lecek alanlara yerleştirilecek yurt- taşlann modern yöntemlerle tarım ve hayvancılık yapabilmesi için ko- operatifleşme teşvik edilecek. Yeni yatırımlara teşvik Ecevit. bölgenin gelişmesi ve istih- dam olanaklannın yaratılması ama- cıyla atıl durumdaki 134 işletmenin hızla faaliyete geçirilmesi için devlet desteği sağlanacağını söyledi. Bölge- ye yeni yatınmlaryapılmaşı için özen- dirici düzenlemeler yapacaklannı kay- deden Ecevit, hayvancılığın geliştiril- mesi için de projeler hazırladıklannı belirtti. Süt hayvancılığının geliştiril- mesi için kooperatifleşmeyi teşvik edeceklerini belirten Ecevit, sınır ti- caretinden de geniş kesimlerin yarar- lanması için düzenlemeler yapılaca- ğını söyledi. Bölgede 8 yıllık temel eğitime ge- çilmesi için yanm durumdaki 30 ya- tılı bölge okulunun hızla bitirileceği- ni kaydeden Ecevit, yanm okullann bu inşaat sezonu sonuna kadar bitirilme- si için Maliye Bakanlığı'nın gerekli ödeneği gönderdiğini söyledi. 8 yıllık kesintisiz eğitim için açılan kampan- yalara bankalann, şirketlerin ve yurt- taşlann tnlyonlarca yardım yaptığını anımsatan Ecevit. devletin de iç ve dış kaynaklan harekete geçireceğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle