23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Avukat Jutta Helmans: Dünyada kadmlara yönelik cinsel işkence ve tecavüz bir yöntem olarak kullanılıyor Tecavüze uğrayana yasal yardımİstanbul Haber Servisi-Gözaltında cin- sel tacız ve tecavüze uğrayan kadınlar için hukuki yardım projesi başlatıldı. Avukat Eren Keskin. asıl olarak şiddeti meşru gösteren ve gören bir toplumsal kültüre sahıp olduğumuzu vurgulavarak "Amao mız bu kadınlara haklannı öğretmek ve yardımcı olmak" dedı. Kızı gözaltında cinsel işkence gören Hamdiye Avcı ıse böy le bir durumda bütün annelerden ço- cuklarına sahip çıkmalannı istedı. Dört kadın avukatın başlattığı "Gözal- tinda cinsel taciz ve tecavüze karşı huku- ki yardım projesi", dün İstanbul Tabip Odasf nda düzenlenen toplantıyla anlatıl- dı. Proje. avukat Eren Keskin, avukat • Avukat Eren Keskin, asıl olarak şiddeti meşru gösteren ve gören bir toplumsal kültüre sahip olduğumuzu vurgulayarak "Amacımız bu kadınlara haklannı öğretmek ve yardımcı olmak" dedi. Mercan Pblat avukat Nurcan Okçuoğlu ve Alman avukat Jutta Heimans tarafın- dan başlatıldı. Türk toplumunda hâlâ çocuğa atılan dayağın, eğitimin bir parçasi olarak gö- rüldüğü ya da kadın dövmenin doğal kar- şılandığını belirten Keskin, işkencenin yeterince takipçisi olamadığımızı söyle- di. Cinsel işkencenin, işkencenin en zor açıklanan, hatta acıklanamayan biçimi ol- duğunu kaydeden Keskin. "İşte biz açık- lanamayanın açıklanması ve takip edil- mesine yardımcı olmak istiyoruz. Amacı- mız, kadınlann > aşadıklan cinsel taciz ve tecavüz sonrası hak arama biliocini geliş- tirmek ve hak aramak" diye konuştu. Keskin, kadınlann yaşadıklan işkence sonrasında bedenlerinde ve beyinlerinde meydana gelen tahribatın tedavisi ile de ilgileneceklerini ifade etti. Kendilerine Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nden 20 başvuru olduğunu söyleyen Nurcan Okçuoğlu, kadınlann haklannı almasını bilmedıklerini vurgularken Jutta Hel- mans. "Dünyada savaş olduğu her yerde kadınlarayönelik cinsel işkence ve tecavüz bir yöntem olarak kullanılıyor'' diye ko- nuştu. Helmans, bu tür bir olay yaşayan ka- dınlann içlerine kapanmamalannı ve haklannı aramalannı istedi. Adli Tıp Uzmanı Dr. Önder Özkalıp- çı, cinsel taciz ya da tecavüz durumunda kadınlann hukuki yollar ıçın en geç 60 gün, tıbbı tetkikleri içın ise 10 gün için- de başvurmalan gerektiğini söyledi. Öz- kalıpçı, ilk 48-72 saatte yapılan başvuru- larda tecavüz edenin kimliğinin belirlene- bileceğini kaydetti. Izmir Terörle Mücadele Şubesı'nde gö- zaltında tutulduğu sırada cinsel işkence gören Zeynep Avcı'nın annesi Hamdiye Avcı ise tüm annelere, çocuklanna sahip çıkmalan ve desteklemeleri çağnsı yap- tı. Gözaltında cinsel taciz ve tecavüze kar- şı hukuki yardım projesi için başvuru te- lefonlan ise şöyle : 0 212 527 31 84- 0 212 527 29 74. Balıkesir Belediye Meclisi Mumcu aüesinden Smüyarhk tazminatdavası • Balıkesir Belediye Meclisi'nin 3 üyesi hakkmda açılan davaya gerekçe olarak '"Uğur Mumcu Kavşağrnın adının Orgeneral Eşref Bitlis Kavşağı olarak değiştirilmesi" istemiyle verilen önerge gösterildi. Önergede Mumcu"ya 'vatan haini' ve 'demokrasi düşmanr denilerek hakaret ediliyor. BALIKESİR (AA) - Uğur Mumcu'nun eşi Ciildal Mumcu \e ço- cuklan, "Uğur Mumcu Kavşağı'nın adının Orge- neral Eşref Bitlis Kavşağı Olarak değiştirilmesi" is- temiyle önerge veren Ba- lıkesir Belediye Mecli- si'nın 3 üyesi hakkmda 5 milyar liralık manevi taz- minat davası açtı. Mum- cu aılesi, tazminat istemı- nin gerekçesı olarak kav- şağın isminin değiştiril- mesi için venlen önerge- de Uğur Mumcu'ya "de- mokrasi düşmanı" ve "vatan haini" denilerek hakaret edilmesini gös- terdı. • Mumcu'nun eşiGüldal Mumcu ile çocuklan Öz- gflr ve Ozge Mumcu adı- na Balıkesir Asliye Hu- kuk Mahkemesi'nde açı- lan davanın dilekçesınde, ANAP Grup Sözcüsü Haluk Turgut Bilgihan. RP Grup Sözcüsü Mürşit Gürçay ve DYP Grup Sözcüsü Haydar Alün- taş'ın. 7 Ekîm 1996'da Belediye Meclis Başkan- lığı'na verdikleri öner- geyle halen "Uğur Mum- cu" olarak adlandırılan Balıkesir Doğumevi ya- kınındakı kavşağın adı- nın, "Orgeneral Eşref Bit- lis" olarak değıştırilmesı- nı ıstedıkleri hatırlatıldı. Bu kişilerin önergele- rinde, Uğur Mumcu'yu "demokrasi düşmanı, devlete karşı suç işleyen ve askerliğini er olarak yapan sakuicalı biri, ko- münist dtizeni Türkiye'ye taşıma mücadelesi veren, terörist örgütlerin geliş- mesine yardımcı olan ki- şi" iddiasında bulunarak hakaret ettikleri kaydedi- len dilekçede; Mum- cu'nun yasamı boyunca demokrasi, ınsan hakJan, Türkıye'nin bütünlüğü ve çağdaşlaşması yolun- da mücadele ettiği, bu uğurda canını verdiğı ha- tırlatıldı. 'Meşhur ohırum' Bu arada, davalılardan ANAP Meclis Grup Söz- cüsü Haluk Turgut Bilgi- han, yaptığı açıklamada. Mumcu ailesinin açtığı davanın, "kendisinin le- hine bir gelişme olduğu- nu" söyledi. Bu dava sa- yesinde daha çok meşhur olacağını savunan Bilgi- han, halen Imar Komis- yonu'nda bulunan öner- genın yaklaşık bir yıldır karara bağlanmadığın- dan yakındı. Bilgihan, belediye meclisinin ilk toplantısında önergenin gündeme alınarak karara bağlanmasını isteyecek- lerini kaydetti. fBakü-Ceyhan çabaları sürüyor' ; ANKARA (Cumhuri- j*t Bürosu) - Enerji ve Ta- bÜ Kaynaklar Bakanlığı. Azen petrollerinin dünya pazarlanna taşınması için <3ngörülen hatlardan biri <jan Bakü-Ceyhan proje- şne ışlerlık İcazandırma «jabalarının arttınldığını, biu kapsamda projeye ilgi gBsteren büyük petrol şir- fetlen ile görüşmelerin sfirdürüldüğünü bildirdi. Bakanlıktan dün yapı- lan yazılı açıklamada, Azen petrollennin taşın- rnası için öngörülen Bakû- Supsa, Bakü-Novorosisk ve Bakü-Ceyhan arasında- lâ seçimin 1998 yılının sbnlanna doğru yapılacağı kaydedıldi. Açıklamada, Âzeri petrollerinin çıkanl- rhası. işlenmesi ve pazar- l&nmasından sorumlu ya- tjancı şirketlerkonsorsıyu- munun (AIOC) güzergâh- lar için ilgili hükümet ve kuruluşlarla hukuki, ticari ve idan konularda göriiş- meler yapmasınm planlan- dığı belirtılerek şu görüş- lere yer verildi: "Bakü-Ceyhan fızibilite çalışması BOTAŞ tarann- dan Dünya Bankası kredi- siyle Alman PLE finnası- na yapünlmaktadır. Bu erüdün 1998 Şubatı'nda tamamlanması beklen- mektedir. Akdeniz'e uiaşı- mı sağlavan Bakü-Ceyhan hattını. altemarjflerinden daha cazip kılacak husus- larla ilgili çalışmalara de- vam edilmektedir. Bu pro- jenin Türkiye'yi olduğu kadar Azerbaycan'ı da il- gUendirmesi nedeniyle Azerbaycan yetküileriyle görüşmeler sürdürülmek- tedir." Poyralı halkı her şeye karşın geleceğe iyimser bakıyor Bu köydek • Kjrklareli'nin Pınarhisar ilçesine bağlı, Istranca Dağlan'nın eteklerindeki Poyralı. kirliliğe ve doğa katliamına karşı şenlikle direniyor. Bu amaçla son üç yıldır 8-10 ağustos tarih- leri arasında "Poyralı Çevre ve Kültür Şenliği" düzenliyorlar. SEVİM ERTEMUR Poyralı... Istanbul'a en fazla 1.5 saat uzaklıkta, Kırklareli'nin Pınar- hisar ilçesine bağlı. Istranca Dağla- n'nın eteklerinde. tek kelimeyle 'şi- rin' bir köy... Nüfusunun yüzde 100'ü okur ya- zar ve büyük çoğunluğu öğretmen. Pek çoğu da kıymetini bılmeyip ka- pattığımız Köy Enstitüleri'nden me- zun... Hemen hemen öğretmensiz ev yok köyde. Her evde bir öğretmen, bazılannda ise iki. üç ya da dört öğ- retmen bulunuyor. Kimisi Bayram- pasa'da, kimisi Gaziosmanpaşa'da, kimisi Kadıköy Anadolu Lisesi'nde yönetici ya da öğretmenlik yapıyor. Köyden aynca, hâkım. bankacı, mü- hendis, ebe. hemşire ve subay gibi değişik meslek gruplanndan insan- laryetişmiş. Yapı Kredi Bankası Ge- nel Müdürü Burhan Karacam da Poyrahlı. Son yıllarda gençlerin eğilimleri değişmiş. Kimisi tıp, kimisi hukuk, kimisi iletışim fakültelerinde oku- yor. Böylesine bir eğitimsel ve kül- türel gelişme sonucu ister istemez köy göçten nasibini almış. İstanbul ve Lüleburgaz en çok göç verdikle- ri merkezler obnuş. Ancak Türkiye geneliyle kıyaslandığında 650-700 civannda donmuş nüfusuyla olduk- ça büyük bir köy. Yazlan ise nüfusu yaklaşık 2 bin 500'ü buluyor. Köyün başlıca ka>Tiağı tanm. Şe- kerpancan. ayçiçeği, buğday ekiyor- lar. En büyük sorunu ise köy sınır- lan içindeİci maden ocaklan ile man- dıra. Komür ocaklan ormanlannı yok ediyor: mandıra da köyün tam ortasından akan dereyi asite boğu- yor. Gelecek kuşaklara tertemiz bir çevTe bırakmak tüm dünya gibi on- lann da sorunu. Onlar henüz Berga- malılar. Akkuyululargibı mahkeme- lik olmamışlar. Ama köylennin do- ğal yapısının bozulmasına da asla izin verme)! düşünmüyorlar. Ve ilk aşamada kirliliğe, doğa katliamına karşı 'şenKkle direniş' karan almış- lar. Bu amaçla son üç yıldır 8-10 ağustos tarihleri arasında "Poyralı ÇevTeve KültürŞenliği"düzenliyor- lar. Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı, Köy-Koop, üniversi- te, meslek kuruluşlan. odalann tem- srlcilerinın kattlımıyla paneller ya- pıp bilgi alıyorlar; İconuklanna kır- letilen ve yok edilen alanlan gezdı- rip mandıra ile kömür ocaklannın sahiplerini protesto ediyorlar. Bu, tüm köylüler için büyük bir coşku olmuş. Köyde ve şehirde ya- şayan Kaptan Amca. Emine Teyze, GüLsabah Teyze, Taner öğretmen. Samet öğretmen, Ziya öğretmen, Ramazan. Engin öğretmenler veya Aysel öğretmen. isımleri ne olursa olsun tüm Poyralılılarkışaylanndan bu yana büyük coşkuyla bu yılki şenliğe hazırlanmışlar. Şenlik sade- ce kirliliğe direnişe değil. örf ve âdetleri yaşatmaya ve gençleri kay- naştırmaya da dönüşmüş. Kadınlar, erkekler ayn ayn komı- teler oluşturmuşlar, işbölümü yap- mışlar. Kış boyunca bir koşuşturma, bir heyecan.. heybeler, patikler, çe- tik]er, kuşaklar. yastıklar, kilünler, oyalar, havlu başlan önnü§ kadın- lar. Erkekler boş dururrau..onlar da yapılacak panelleri, açılacak sergile- ri organizeetmiş. Muhtar AhmetSa- noğlu ise kâh maden. mandıra sahi- binın, kâh kaymakamhk ile valilığin kapısını aşındırmış. ilmik ilmik sevgiyle dokuduklan, eski geleneklerinden oluşan malze- meleri şenlikte sergılerken gözlerin- den mutluluk akıyor. Annelerinin, ninelerinın sandıktan çıkmış şalvar- lannı, yeleklerinı, renk rerık oyalı başörtülerini, dokuma bluzlannı gi- yinmiş çakır gözlü, sanşın ya da es- mer genç kızlar salına salına Kırk- lareli havalannı oynarken, kararlı bir biçünde maden ocaklannın ve man- dıranın çevTeyi daha fazla tahrip et- memesini istiyor. Muhtar, son gece sabaha kadar sü- ren organizasyon sırasında maden ocağı sahibinin kömür alındıktan sonra çukur kalan bölümleri ağaç- landırmak için söz verdiğini anlatı- yor. Mandıra sahibi ıse hâlâ asıdinı dereye akıtmayı sürdüriiyor. Bunla- nn takipçisi olacaklannı belirtıyor. Ama yeni bir sorun yaşıyorlar. Okul- lannın öğrencisizlik nedeniyle ka- patılacağı haberini almışlar. Olurmu böyle şey diye soruyorlar. Üstelik de, sekız yıllık eğıtime geçılmesi planlanırken. "Güzel bir binamız var. Bundanistifade edilmeüve mer- kez okul olarak yararianılmalı. Okullar hicbirzaman kapaülmama- lı_" diyorlar. Firarlardan 4 gardiyan sorumlu tutuldu İstanbul Haber Servisi - Ümrani- ye Cezaevi'nden 7 ağustosta 5 tu- tuklu ve hükümlünün fıranndan so- rumlu tutulan 4 gardiyan tutuklandı. Cezaevlerinde tutuklu sayısmın faz- la olması nedeniyle gardiyanların sorun yaşadığını belirten Bavram- paşa Cezaevi Savcısı Necati Özde- mir, "Böylesi iddialaruı gündeme gelmemesi için infaz koruma me- mıuian gerekli eğrtimden geçirihne- H" dedi. Yargı-Sen Anadolu Yakası Şubesi Yönetim Kurulu ise olaylar- dan gardiyanlann sorumlu tutulma- sını kınadı. Ümraniye Cezaevi'nde MLKP, TÎKKO ve TÎKB davasından tutuk- lu ve hükümlü bulunan 5 kışi. göriiş sırasında firar etmişti.Sa\cılığın başlattığı soruşturma kapsamında. olaylardan sorumlu tutulan 3'ü gar- diyan, biri başgardiyan dört kişi da- ha tutuklandı. Soruşturmayı yürüten Üsküdar Cumhunyet Başsavcı Vekı- li Durmuş Yargı, soruşturmanın sür- düğünü belirtti. Yargı. kaçan 5 sanı- ğın yerine geçen 5 ziyaretçinin "fi- ran kolaylaşnrmak" suçundan yar- gılanabıleceğini vurguladı. Bayram- paşa Cezaevi Savcısı Necati Özde- mir gardıyanlara yönelik böylesi olumsuz iddialann gündeme gelme- mesi için bu kişilerin gerekli eğıtım- den geçırilmesi gerektiğini söyledi. Tutuklamaya tepki gösteren Tüm Yargı-Sen Anadolu Yakası Şubesi Yönetim Kurulu. ceza ve infaz memurlanna venlen yetkırun az ol- masına karşın sorumluluklannın bir hayli fazla olduğunu belirtti. Vakfi'nm hiikümetten talepleri bizi ; Haber Merkezi - Başbakan Mesut Yü- maz ve Başbakan Yarduncısı BülentEce- vit'in Alevılerin talepleri ile ilgili olarak h'ükümetin araştırmalara başladığını açık- l&ması üzerine birçok Alevi örgütü, yazılı alçıklamayaparak hükümeti uyardı. Alevi ö.rgütleri, hükümetle bir süre önce göriişen Cem Vakfı yöneticilerinin dile getirdiği ta- leplerin Alevileri değil, kendilerini bağla- dığını söyledi. ! Cem Vakfı yönetıcılen ile yapılan gö- rjişmeden sonra Mesut Yılmaz'ın ilahıyat f^kültesi dekanlan ile Alevıliğin ders kı- taplannda okutulmasına ilişkin görüş alış- verişinde bulunmasının ardmdan Başba- • BaşbakanYılmaz, Başbakan Yardımcısı Ecevit ve CHP Genel Başkanı Baykal'la göriişen Cem Vakfı yöneticilerinin taleplerinin Alevileri değil vakıf yöneticilerini bağlayacağını öne süren Alevi örgütleri, Diyanet'te söz sahibi olma ve okullara Alevilik dersleri konulması gibi talepleri bulunmadığını belirtti. kan Yardımcısı Bülent Ecevit de Alevi yurttaşlara yönelik çeşitli araştırmalar yap- tıklannı ve bu hazırlıklann Hacı Bektaş törenlerinde açıklanacağını belirtti. Hükümetle göriişen Cem Vakfı yöneti- mi de hükümetin kendilerine yaptığı "Di- ğer .\levilerle birieşip öyle gelin" çağnsını diğer Alevi örgütlerine ileterek ortak top- lantı önerdi. Ancak aralannda Pir Sultan Abdal Kültür Demekleri, Şahkulu Sultan Vakfı, Karacaahmet Sultan Derneği. Hacı Bektas Kültür Dernekleri, Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu ile Hacı Bektaş Ve- h Anadolu Kültür Vakff nın yer aldığı ör- gütler, iki ayn açıklama yaparak Cem Vak- ff nın toplantı önerisini reddetti. Örgütler yaptıklan açıklamalarda. "Dij'anet'in öz- erk hak gebnesi ve Alevitoplumununda Diyanet'te temsil edilmesi" fiknnın sade- ce Cem Vakfı'na aıt olduğunu ve diğer Alevılerin böyle bir talebi bulunmadığını ifade ettiler. Şahkulu ve Karacaahmet der- gâhlannın yaptıklan vazılı açıklamada da CEM Vakfi Başkanı İzzcttin Doğanın hü- kümetten vakfının hazırladığı projelerden birine fınansman sağlamaya çalıştığı ılen sürüldü. "Sayın Doğan projesini çizdirdiği cemeviinşaatının fınansmanı için REFAH- YOL hükümetinden ve çevTesindeld >ar- dımsever işadamlanndan edindiği yardım- larla bir projeyi realize edemedi mi ki yeni hükümetten >ardım talebi için bizi de araç olarak kullanma>a çalışıyor" dıyen örgüt- ler, Mesut Yılmaz'a gönderdiklen açıkla- mada da şu görüşlere yer verdiler: "Dev- let, hiçbir dine ve mezhebe ekonomik des- tek wremez; vermemelidir. Tüm inançlar karşısında eşit uzaklıkta ve eşit \akınlıkta- dır. Yani tarafsızdır. Dhanet Işieri Başkan- lığı'nın lağvedilmesi ve anayasamızın laik içeriğine de aykın olan 24. maddenin kal- dınlmasuıı savunmamz gerekirken. Cem Vakfi Başkanı'nın Diyanet'te söz hakkı ve pay istemesinLokullarda Alevi inancınayö- nelik ders konulmasını ve benzer istemle- rini destekli>or olmanız, mirasçtsı olduğu- nuz kurum vegelenek adına kabuledilemez bir tutumduıf ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Tuana'lar Büyüyecek Daha birkaç hafta önceydi. Bir arkadaşın bahçesın- de kuytu bir köşe bulmuş konuşuyonduk. Küçük Tuana annesinin kucağında uyuyakaldı. Tuncay fıriadı girti, kı- zının arabasını aldı geldi. Tuana'yı yatırdılar ve serin bir yaz akşamüstüsünün keyfinı sürdürdük. "Kendimize birazzaman ayıralım hoca' diyordu Tun- cay Artun. "Hele Uludağ'ı ve Kirazlıyayla'nın köşesin- deki kırgazinosunu öyle özledim ki.. sorma." Hep aynı dertten "mustanp "tik; zamansızlık. ''Ken- dimize hiç bakmıyonız" diyordu, "Yaşlandıkça ışlerin azalacağını ve birtakım hobilehme zaman ayıracağımı düşünüyordum, tam tersi oluyor." Sanki aynada ken- di kendime konuşuyorgıbiydım. Başka yerlerde benım dile getirdiğim sıkıntılanmı, şimdı Tuncay'ın ağzından dinliyorum. • • • Tuncay Artun'un ölümü. benim için gerçek biryıkım oldu. Yen doldurulmaz bir insanı yftırdik. Hem de pisi pisine... Daha bir gün önce bambaşka bir nedenle borsadan aramış ve rahatsız olduğunu oğrenmiştim. Ama böyle bir "final" aklıma hayahme gelmemışti, gelemezdi. • • • Mümtaz Soysal Hocam'ın yazısını okuduktan son- ra "Artık bu konuda yazacak bir şey kalmadı" demış- tim. Ama dayanamadım. Tuncay'ın ardmdan ben de bir şeyler yazmak istiyorum. • • • Ben de bir şeyler yazmak zorundayım. Çünku üzün- tümü ve yıkıntımı sızlerle paylaşırsam, belkı bıraz da- ha rahatiar, belki biraz daha rahat nefes alabilirim. Bilirsiniz, hep dıle getınnm: "Sıkıntılar paylaşıldıkça azalır." Atalanmız böyle söylemişler. • • • Tuncay Artun'la bundan yirmi yıl kadar önce tanış- tım. O zamanlar Bursa Üniversitesi Iktisat Faküttesi, Ki- razlıyayla'daki dinlenme tesislerinde üç-dört günlük semınerler düzenlerdık. Gerek özel kesımden gerek kamu kesımınden ve gerekse ünıversıtelerden meslek- taşlarımız katılır, Türkiye'nin sosyo-ekonomik ve siya- sal yapısını tartışırdık. O toplantılardan birinde; dal gibi ınce bir gencin, Bankalar Yeminli Başmurakıbı olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım. Fakat ilk toplantıdaki teblığini ve daha son- rakı tartışmalardakı çok kıvrak zekâsını ve binkımıni görünce, bu şaşkınhğım, yerini büyük bir hayranlığa ve memnuniyete bırakmıştı. Hele aynı akşam Kirazııyayla'dakı "kendin pışırcı "n\n terasında; Çorum leblebısı, rakı ve yoğurtla başlayan ve Kirazlıyayla tesisının şöminesinin önünde sabaha dek süren sohbetimızin sonrasında, bu duygularıma, bir de sıcak bir dostluk eklenmıştı. • • • Tuncay Artun, "kunı" bir ıktisatçı, ya da at gözlüğü takan bir "teknısyen" değil, bu alanlardaki inanılmaz bı- rikımine karşın, küttürel açıdan da "dört dörtlük" bir "cumhurıyet vatandaşı"yd\. Bu topraklarda boy veren her türlü "güzelliği" tanıyan ve "tadınt almasını bilen" kusursuz bir "ayd/n"dı. • • • Bankalar Yeminli Murakıplığı'ndan sonra Yapı ve Kre- di Bankası'nda ve daha sonra kımı arayışlann ardmdan, menkul kıymetler pıyasasına girdi. Ve nihayet istanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın başkanlığıyia bu kısa, fa- kat panltılı yaşamınm son noktasını koydu. . j • • • Tuncay Artun salt "mesleğinde başanlı" bir rnsan ol- manın çok ötesindeydi. Zaman zaman pratığını de yap- tığı siyasal bir ınancı ve bu yönde çalışmaları vardt. Türk küttür yaşamınm hangi taşını kaldırsanız, altın- da Tuncay'ın adı ve izini görürsünüz. TÜSES'in de ku- rucu üyesiydi, Nâzım Hıkmet Vakfi'nm da. Edebıyat dergisi çıkarmak isteyenlere de omuz venrdı, güvendi- ği insanlann aday olmak isteyenlerine de. Şiir okuma- sını da bilırdi, dinlemesinı de. Müziğin hertürlüsünü dın- lemesini bilirdi. Türkülerin en "has "ını söylemesini bil- diğigibi... • • • Minik Tuana dünyaya geldiğı zaman "Benim Ayşe- gül'ü kıskandığın içinyenıden baba oldun" diye dalga geçerdım."Nekıskanması"üerdt, "Benim Ayşegüi'um zaten var." Gerçekten Tuncay. Ayşegül'le başlamış, Tu- ana ile tamamlamıştı. Bende ıse sadece Alangua Ay- şegül vardı. Çok gülerdik, çok umutluyduk. Böyle bir "erken fi- nal" hiç yakışmadı. • • • Tuncay, yeri doldurulmaz bir insandı. Ama ardında bir boşluk da bırakmadı. Özellikle genç meslektaşlan- nın üzüntü ve Tuncay'ın eserinı sürdürme konusunda- ki ınanç ve kararlılıklannı gördüğüm zaman, doğrusu birölçüde rahatladım. Tuncay'ın, elindeki "bayrağı" bi- rilerine bırakarak gittiğını anladım. • • • Herölüm "erkendır." Hele böylesi, gerçekten insan- da "bir tesellı bırakmıyor". Ama yaşamın olduğu her yerde, kaçınılmaz olarak ölüm de vardır. Bebekler ço- cuk, çocuklar genç; gençler olgun insanlar olacaklar. Aydınlık ve çağdaş Türkiye kavgasının "bayrağını" el- den ele yüceltecekler, toplumsal yaşamımızın en üst burçlanna dikecekler. Tuncay Artun gibi insanlann evlatlanna bırakabile- cekleri en büyük miras, bu mücadelenin bılinci ve bu bayrağı daha üst burçlara dıkmenın sorumluluğudur. Tuana da büyüyecek ve bu mirası devralacak. Şım- di pek küçük, ama büyüyecek. Tuanalar büyüyecek... G.Doğu'da operasyon DİYARBAKIR/SI\AS (Cumhurryet) - Güneydo- ğu'da gerçekleştirilen operasyonlarda çıkan ça- tışmalarda 60 terörist öl- dürüldü. Çatışmalarda, 2 güvenlik görevlisi şehıt oldu, 11 'i de yaralandı. Çatak'ta Posta Işletme Müdürlüğü'ne ait araca düzenlenen saldında 4 gö- revli yaşamını yitirdı. Bingöl'de 6 Hizbullah üyesi gözaltına alındı. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, Hakkâ- ri'nin Yüksekova ılçesi Ikiyaka Dağı bölgesinde düzenlenen "Jandarma ErABKıvanç Operasyo- nu" sırasında teröristlerle sıcak temas sağlandı. Çı- kan çatışmada 50 terörist öldürüldü. Siirt'in Perva- n ilçesi Doğan köyü ya- kınlannda da 4'ü kadın 6. Diyarbakır'ın Lice ilçesi Oyuklu kövünde de gü- venlik güçleny le çatışma- ya giren 2 terörist öldürül- dü. Çatışmalarda 2 güven- lik görevlisı şehit oldu, 1 l'ide yaralandı. Van'ın Çatak ilçesine bağlı Konalga köyüne gi- den Posta Işletme Müdür- lüğü'ne ait mimbüse terö- ristler tarafından roketli saldın düzenlendı. Olayda araçta bulunan görevlilerden .\zmi Kıyat, Marut Güdürlü. Fazıl Ça- kı ile Adil Babur yaşamı- nı yitırdi. Sıvas merkeze bağlı Kurtlapa köyü kırsa! kesiminde hayvan otlatan çocuklann bulduğu el bombası patladı. Yarala- nan dört çocuktan Z. E (13)kaldınldığı Sıvas Nu- mune Hastanesi'nde yaşa- mını yitirdi. Yaralı üç ço- cuğun tedavisi sürüyor. Bıngöl Emniyet Müdürlü- ğü'nün gerçekleştırdıği bir başka operasyonda ise yasadışı Hizbullah terör örgütüne üye 7 kişi yaka- landı. Söz konusu kı^ıler, çıkanldıklan mahkemeee tutuklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle