Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 AĞUSTOS 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Avukat Jutta Helmans: Dünyada kadmlara yönelik cinsel işkence ve tecavüz bir yöntem olarak kullanılıyor
Tecavüze uğrayana yasal yardımİstanbul Haber Servisi-Gözaltında cin-
sel tacız ve tecavüze uğrayan kadınlar için
hukuki yardım projesi başlatıldı. Avukat
Eren Keskin. asıl olarak şiddeti meşru
gösteren ve gören bir toplumsal kültüre
sahıp olduğumuzu vurgulavarak "Amao
mız bu kadınlara haklannı öğretmek ve
yardımcı olmak" dedı. Kızı gözaltında
cinsel işkence gören Hamdiye Avcı ıse
böy le bir durumda bütün annelerden ço-
cuklarına sahip çıkmalannı istedı.
Dört kadın avukatın başlattığı "Gözal-
tinda cinsel taciz ve tecavüze karşı huku-
ki yardım projesi", dün İstanbul Tabip
Odasf nda düzenlenen toplantıyla anlatıl-
dı. Proje. avukat Eren Keskin, avukat
• Avukat Eren Keskin, asıl olarak şiddeti meşru gösteren ve gören bir toplumsal
kültüre sahip olduğumuzu vurgulayarak "Amacımız bu kadınlara haklannı
öğretmek ve yardımcı olmak" dedi.
Mercan Pblat avukat Nurcan Okçuoğlu
ve Alman avukat Jutta Heimans tarafın-
dan başlatıldı.
Türk toplumunda hâlâ çocuğa atılan
dayağın, eğitimin bir parçasi olarak gö-
rüldüğü ya da kadın dövmenin doğal kar-
şılandığını belirten Keskin, işkencenin
yeterince takipçisi olamadığımızı söyle-
di. Cinsel işkencenin, işkencenin en zor
açıklanan, hatta acıklanamayan biçimi ol-
duğunu kaydeden Keskin. "İşte biz açık-
lanamayanın açıklanması ve takip edil-
mesine yardımcı olmak istiyoruz. Amacı-
mız, kadınlann > aşadıklan cinsel taciz ve
tecavüz sonrası hak arama biliocini geliş-
tirmek ve hak aramak" diye konuştu.
Keskin, kadınlann yaşadıklan işkence
sonrasında bedenlerinde ve beyinlerinde
meydana gelen tahribatın tedavisi ile de
ilgileneceklerini ifade etti. Kendilerine
Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nden
20 başvuru olduğunu söyleyen Nurcan
Okçuoğlu, kadınlann haklannı almasını
bilmedıklerini vurgularken Jutta Hel-
mans. "Dünyada savaş olduğu her yerde
kadınlarayönelik cinsel işkence ve tecavüz
bir yöntem olarak kullanılıyor'' diye ko-
nuştu.
Helmans, bu tür bir olay yaşayan ka-
dınlann içlerine kapanmamalannı ve
haklannı aramalannı istedi.
Adli Tıp Uzmanı Dr. Önder Özkalıp-
çı, cinsel taciz ya da tecavüz durumunda
kadınlann hukuki yollar ıçın en geç 60
gün, tıbbı tetkikleri içın ise 10 gün için-
de başvurmalan gerektiğini söyledi. Öz-
kalıpçı, ilk 48-72 saatte yapılan başvuru-
larda tecavüz edenin kimliğinin belirlene-
bileceğini kaydetti.
Izmir Terörle Mücadele Şubesı'nde gö-
zaltında tutulduğu sırada cinsel işkence
gören Zeynep Avcı'nın annesi Hamdiye
Avcı ise tüm annelere, çocuklanna sahip
çıkmalan ve desteklemeleri çağnsı yap-
tı.
Gözaltında cinsel taciz ve tecavüze kar-
şı hukuki yardım projesi için başvuru te-
lefonlan ise şöyle : 0 212 527 31 84- 0
212 527 29 74.
Balıkesir Belediye Meclisi
Mumcu aüesinden
Smüyarhk
tazminatdavası
• Balıkesir Belediye Meclisi'nin 3 üyesi
hakkmda açılan davaya gerekçe olarak '"Uğur
Mumcu Kavşağrnın adının Orgeneral Eşref
Bitlis Kavşağı olarak değiştirilmesi"
istemiyle verilen önerge gösterildi. Önergede
Mumcu"ya 'vatan haini' ve 'demokrasi
düşmanr denilerek hakaret ediliyor.
BALIKESİR (AA) -
Uğur Mumcu'nun eşi
Ciildal Mumcu \e ço-
cuklan, "Uğur Mumcu
Kavşağı'nın adının Orge-
neral Eşref Bitlis Kavşağı
Olarak değiştirilmesi" is-
temiyle önerge veren Ba-
lıkesir Belediye Mecli-
si'nın 3 üyesi hakkmda 5
milyar liralık manevi taz-
minat davası açtı. Mum-
cu aılesi, tazminat istemı-
nin gerekçesı olarak kav-
şağın isminin değiştiril-
mesi için venlen önerge-
de Uğur Mumcu'ya "de-
mokrasi düşmanı" ve
"vatan haini" denilerek
hakaret edilmesini gös-
terdı.
• Mumcu'nun eşiGüldal
Mumcu ile çocuklan Öz-
gflr ve Ozge Mumcu adı-
na Balıkesir Asliye Hu-
kuk Mahkemesi'nde açı-
lan davanın dilekçesınde,
ANAP Grup Sözcüsü
Haluk Turgut Bilgihan.
RP Grup Sözcüsü Mürşit
Gürçay ve DYP Grup
Sözcüsü Haydar Alün-
taş'ın. 7 Ekîm 1996'da
Belediye Meclis Başkan-
lığı'na verdikleri öner-
geyle halen "Uğur Mum-
cu" olarak adlandırılan
Balıkesir Doğumevi ya-
kınındakı kavşağın adı-
nın, "Orgeneral Eşref Bit-
lis" olarak değıştırilmesı-
nı ıstedıkleri hatırlatıldı.
Bu kişilerin önergele-
rinde, Uğur Mumcu'yu
"demokrasi düşmanı,
devlete karşı suç işleyen
ve askerliğini er olarak
yapan sakuicalı biri, ko-
münist dtizeni Türkiye'ye
taşıma mücadelesi veren,
terörist örgütlerin geliş-
mesine yardımcı olan ki-
şi" iddiasında bulunarak
hakaret ettikleri kaydedi-
len dilekçede; Mum-
cu'nun yasamı boyunca
demokrasi, ınsan hakJan,
Türkıye'nin bütünlüğü
ve çağdaşlaşması yolun-
da mücadele ettiği, bu
uğurda canını verdiğı ha-
tırlatıldı.
'Meşhur ohırum'
Bu arada, davalılardan
ANAP Meclis Grup Söz-
cüsü Haluk Turgut Bilgi-
han, yaptığı açıklamada.
Mumcu ailesinin açtığı
davanın, "kendisinin le-
hine bir gelişme olduğu-
nu" söyledi. Bu dava sa-
yesinde daha çok meşhur
olacağını savunan Bilgi-
han, halen Imar Komis-
yonu'nda bulunan öner-
genın yaklaşık bir yıldır
karara bağlanmadığın-
dan yakındı. Bilgihan,
belediye meclisinin ilk
toplantısında önergenin
gündeme alınarak karara
bağlanmasını isteyecek-
lerini kaydetti.
fBakü-Ceyhan
çabaları sürüyor'
; ANKARA (Cumhuri-
j*t Bürosu) - Enerji ve Ta-
bÜ Kaynaklar Bakanlığı.
Azen petrollerinin dünya
pazarlanna taşınması için
<3ngörülen hatlardan biri
<jan Bakü-Ceyhan proje-
şne ışlerlık İcazandırma
«jabalarının arttınldığını,
biu kapsamda projeye ilgi
gBsteren büyük petrol şir-
fetlen ile görüşmelerin
sfirdürüldüğünü bildirdi.
Bakanlıktan dün yapı-
lan yazılı açıklamada,
Azen petrollennin taşın-
rnası için öngörülen Bakû-
Supsa, Bakü-Novorosisk
ve Bakü-Ceyhan arasında-
lâ seçimin 1998 yılının
sbnlanna doğru yapılacağı
kaydedıldi. Açıklamada,
Âzeri petrollerinin çıkanl-
rhası. işlenmesi ve pazar-
l&nmasından sorumlu ya-
tjancı şirketlerkonsorsıyu-
munun (AIOC) güzergâh-
lar için ilgili hükümet ve
kuruluşlarla hukuki, ticari
ve idan konularda göriiş-
meler yapmasınm planlan-
dığı belirtılerek şu görüş-
lere yer verildi:
"Bakü-Ceyhan fızibilite
çalışması BOTAŞ tarann-
dan Dünya Bankası kredi-
siyle Alman PLE finnası-
na yapünlmaktadır. Bu
erüdün 1998 Şubatı'nda
tamamlanması beklen-
mektedir. Akdeniz'e uiaşı-
mı sağlavan Bakü-Ceyhan
hattını. altemarjflerinden
daha cazip kılacak husus-
larla ilgili çalışmalara de-
vam edilmektedir. Bu pro-
jenin Türkiye'yi olduğu
kadar Azerbaycan'ı da il-
gUendirmesi nedeniyle
Azerbaycan yetküileriyle
görüşmeler sürdürülmek-
tedir."
Poyralı halkı her şeye karşın geleceğe iyimser bakıyor
Bu köydek
• Kjrklareli'nin Pınarhisar ilçesine bağlı, Istranca Dağlan'nın
eteklerindeki Poyralı. kirliliğe ve doğa katliamına karşı
şenlikle direniyor. Bu amaçla son üç yıldır 8-10 ağustos tarih-
leri arasında "Poyralı Çevre ve Kültür Şenliği" düzenliyorlar.
SEVİM ERTEMUR
Poyralı... Istanbul'a en fazla 1.5
saat uzaklıkta, Kırklareli'nin Pınar-
hisar ilçesine bağlı. Istranca Dağla-
n'nın eteklerinde. tek kelimeyle 'şi-
rin' bir köy...
Nüfusunun yüzde 100'ü okur ya-
zar ve büyük çoğunluğu öğretmen.
Pek çoğu da kıymetini bılmeyip ka-
pattığımız Köy Enstitüleri'nden me-
zun... Hemen hemen öğretmensiz ev
yok köyde. Her evde bir öğretmen,
bazılannda ise iki. üç ya da dört öğ-
retmen bulunuyor. Kimisi Bayram-
pasa'da, kimisi Gaziosmanpaşa'da,
kimisi Kadıköy Anadolu Lisesi'nde
yönetici ya da öğretmenlik yapıyor.
Köyden aynca, hâkım. bankacı, mü-
hendis, ebe. hemşire ve subay gibi
değişik meslek gruplanndan insan-
laryetişmiş. Yapı Kredi Bankası Ge-
nel Müdürü Burhan Karacam da
Poyrahlı.
Son yıllarda gençlerin eğilimleri
değişmiş. Kimisi tıp, kimisi hukuk,
kimisi iletışim fakültelerinde oku-
yor. Böylesine bir eğitimsel ve kül-
türel gelişme sonucu ister istemez
köy göçten nasibini almış. İstanbul
ve Lüleburgaz en çok göç verdikle-
ri merkezler obnuş. Ancak Türkiye
geneliyle kıyaslandığında 650-700
civannda donmuş nüfusuyla olduk-
ça büyük bir köy. Yazlan ise nüfusu
yaklaşık 2 bin 500'ü buluyor.
Köyün başlıca ka>Tiağı tanm. Şe-
kerpancan. ayçiçeği, buğday ekiyor-
lar. En büyük sorunu ise köy sınır-
lan içindeİci maden ocaklan ile man-
dıra. Komür ocaklan ormanlannı
yok ediyor: mandıra da köyün tam
ortasından akan dereyi asite boğu-
yor. Gelecek kuşaklara tertemiz bir
çevTe bırakmak tüm dünya gibi on-
lann da sorunu. Onlar henüz Berga-
malılar. Akkuyululargibı mahkeme-
lik olmamışlar. Ama köylennin do-
ğal yapısının bozulmasına da asla
izin verme)! düşünmüyorlar. Ve ilk
aşamada kirliliğe, doğa katliamına
karşı 'şenKkle direniş' karan almış-
lar. Bu amaçla son üç yıldır 8-10
ağustos tarihleri arasında "Poyralı
ÇevTeve KültürŞenliği"düzenliyor-
lar. Türkiye Erozyonla Mücadele
Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan
Koruma Vakfı, Köy-Koop, üniversi-
te, meslek kuruluşlan. odalann tem-
srlcilerinın kattlımıyla paneller ya-
pıp bilgi alıyorlar; İconuklanna kır-
letilen ve yok edilen alanlan gezdı-
rip mandıra ile kömür ocaklannın
sahiplerini protesto ediyorlar.
Bu, tüm köylüler için büyük bir
coşku olmuş. Köyde ve şehirde ya-
şayan Kaptan Amca. Emine Teyze,
GüLsabah Teyze, Taner öğretmen.
Samet öğretmen, Ziya öğretmen,
Ramazan. Engin öğretmenler veya
Aysel öğretmen. isımleri ne olursa
olsun tüm Poyralılılarkışaylanndan
bu yana büyük coşkuyla bu yılki
şenliğe hazırlanmışlar. Şenlik sade-
ce kirliliğe direnişe değil. örf ve
âdetleri yaşatmaya ve gençleri kay-
naştırmaya da dönüşmüş.
Kadınlar, erkekler ayn ayn komı-
teler oluşturmuşlar, işbölümü yap-
mışlar. Kış boyunca bir koşuşturma,
bir heyecan.. heybeler, patikler, çe-
tik]er, kuşaklar. yastıklar, kilünler,
oyalar, havlu başlan önnü§ kadın-
lar. Erkekler boş dururrau..onlar da
yapılacak panelleri, açılacak sergile-
ri organizeetmiş. Muhtar AhmetSa-
noğlu ise kâh maden. mandıra sahi-
binın, kâh kaymakamhk ile valilığin
kapısını aşındırmış.
ilmik ilmik sevgiyle dokuduklan,
eski geleneklerinden oluşan malze-
meleri şenlikte sergılerken gözlerin-
den mutluluk akıyor. Annelerinin,
ninelerinın sandıktan çıkmış şalvar-
lannı, yeleklerinı, renk rerık oyalı
başörtülerini, dokuma bluzlannı gi-
yinmiş çakır gözlü, sanşın ya da es-
mer genç kızlar salına salına Kırk-
lareli havalannı oynarken, kararlı bir
biçünde maden ocaklannın ve man-
dıranın çevTeyi daha fazla tahrip et-
memesini istiyor.
Muhtar, son gece sabaha kadar sü-
ren organizasyon sırasında maden
ocağı sahibinin kömür alındıktan
sonra çukur kalan bölümleri ağaç-
landırmak için söz verdiğini anlatı-
yor. Mandıra sahibi ıse hâlâ asıdinı
dereye akıtmayı sürdüriiyor. Bunla-
nn takipçisi olacaklannı belirtıyor.
Ama yeni bir sorun yaşıyorlar. Okul-
lannın öğrencisizlik nedeniyle ka-
patılacağı haberini almışlar. Olurmu
böyle şey diye soruyorlar. Üstelik
de, sekız yıllık eğıtime geçılmesi
planlanırken. "Güzel bir binamız
var. Bundanistifade edilmeüve mer-
kez okul olarak yararianılmalı.
Okullar hicbirzaman kapaülmama-
lı_" diyorlar.
Firarlardan 4 gardiyan sorumlu tutuldu
İstanbul Haber Servisi - Ümrani-
ye Cezaevi'nden 7 ağustosta 5 tu-
tuklu ve hükümlünün fıranndan so-
rumlu tutulan 4 gardiyan tutuklandı.
Cezaevlerinde tutuklu sayısmın faz-
la olması nedeniyle gardiyanların
sorun yaşadığını belirten Bavram-
paşa Cezaevi Savcısı Necati Özde-
mir, "Böylesi iddialaruı gündeme
gelmemesi için infaz koruma me-
mıuian gerekli eğrtimden geçirihne-
H" dedi. Yargı-Sen Anadolu Yakası
Şubesi Yönetim Kurulu ise olaylar-
dan gardiyanlann sorumlu tutulma-
sını kınadı.
Ümraniye Cezaevi'nde MLKP,
TÎKKO ve TÎKB davasından tutuk-
lu ve hükümlü bulunan 5 kışi. göriiş
sırasında firar etmişti.Sa\cılığın
başlattığı soruşturma kapsamında.
olaylardan sorumlu tutulan 3'ü gar-
diyan, biri başgardiyan dört kişi da-
ha tutuklandı. Soruşturmayı yürüten
Üsküdar Cumhunyet Başsavcı Vekı-
li Durmuş Yargı, soruşturmanın sür-
düğünü belirtti. Yargı. kaçan 5 sanı-
ğın yerine geçen 5 ziyaretçinin "fi-
ran kolaylaşnrmak" suçundan yar-
gılanabıleceğini vurguladı. Bayram-
paşa Cezaevi Savcısı Necati Özde-
mir gardıyanlara yönelik böylesi
olumsuz iddialann gündeme gelme-
mesi için bu kişilerin gerekli eğıtım-
den geçırilmesi gerektiğini söyledi.
Tutuklamaya tepki gösteren Tüm
Yargı-Sen Anadolu Yakası Şubesi
Yönetim Kurulu. ceza ve infaz
memurlanna venlen yetkırun az ol-
masına karşın sorumluluklannın bir
hayli fazla olduğunu belirtti.
Vakfi'nm hiikümetten talepleri bizi
; Haber Merkezi - Başbakan Mesut Yü-
maz ve Başbakan Yarduncısı BülentEce-
vit'in Alevılerin talepleri ile ilgili olarak
h'ükümetin araştırmalara başladığını açık-
l&ması üzerine birçok Alevi örgütü, yazılı
alçıklamayaparak hükümeti uyardı. Alevi
ö.rgütleri, hükümetle bir süre önce göriişen
Cem Vakfı yöneticilerinin dile getirdiği ta-
leplerin Alevileri değil, kendilerini bağla-
dığını söyledi.
! Cem Vakfı yönetıcılen ile yapılan gö-
rjişmeden sonra Mesut Yılmaz'ın ilahıyat
f^kültesi dekanlan ile Alevıliğin ders kı-
taplannda okutulmasına ilişkin görüş alış-
verişinde bulunmasının ardmdan Başba-
• BaşbakanYılmaz, Başbakan Yardımcısı Ecevit ve CHP Genel Başkanı Baykal'la göriişen Cem Vakfı
yöneticilerinin taleplerinin Alevileri değil vakıf yöneticilerini bağlayacağını öne süren Alevi örgütleri,
Diyanet'te söz sahibi olma ve okullara Alevilik dersleri konulması gibi talepleri bulunmadığını belirtti.
kan Yardımcısı Bülent Ecevit de Alevi
yurttaşlara yönelik çeşitli araştırmalar yap-
tıklannı ve bu hazırlıklann Hacı Bektaş
törenlerinde açıklanacağını belirtti.
Hükümetle göriişen Cem Vakfı yöneti-
mi de hükümetin kendilerine yaptığı "Di-
ğer .\levilerle birieşip öyle gelin" çağnsını
diğer Alevi örgütlerine ileterek ortak top-
lantı önerdi. Ancak aralannda Pir Sultan
Abdal Kültür Demekleri, Şahkulu Sultan
Vakfı, Karacaahmet Sultan Derneği. Hacı
Bektas Kültür Dernekleri, Avrupa Alevi
Birlikleri Federasyonu ile Hacı Bektaş Ve-
h Anadolu Kültür Vakff nın yer aldığı ör-
gütler, iki ayn açıklama yaparak Cem Vak-
ff nın toplantı önerisini reddetti. Örgütler
yaptıklan açıklamalarda. "Dij'anet'in öz-
erk hak gebnesi ve Alevitoplumununda
Diyanet'te temsil edilmesi" fiknnın sade-
ce Cem Vakfı'na aıt olduğunu ve diğer
Alevılerin böyle bir talebi bulunmadığını
ifade ettiler. Şahkulu ve Karacaahmet der-
gâhlannın yaptıklan vazılı açıklamada da
CEM Vakfi Başkanı İzzcttin Doğanın hü-
kümetten vakfının hazırladığı projelerden
birine fınansman sağlamaya çalıştığı ılen
sürüldü. "Sayın Doğan projesini çizdirdiği
cemeviinşaatının fınansmanı için REFAH-
YOL hükümetinden ve çevTesindeld >ar-
dımsever işadamlanndan edindiği yardım-
larla bir projeyi realize edemedi mi ki yeni
hükümetten >ardım talebi için bizi de araç
olarak kullanma>a çalışıyor" dıyen örgüt-
ler, Mesut Yılmaz'a gönderdiklen açıkla-
mada da şu görüşlere yer verdiler: "Dev-
let, hiçbir dine ve mezhebe ekonomik des-
tek wremez; vermemelidir. Tüm inançlar
karşısında eşit uzaklıkta ve eşit \akınlıkta-
dır. Yani tarafsızdır. Dhanet Işieri Başkan-
lığı'nın lağvedilmesi ve anayasamızın laik
içeriğine de aykın olan 24. maddenin kal-
dınlmasuıı savunmamz gerekirken. Cem
Vakfi Başkanı'nın Diyanet'te söz hakkı ve
pay istemesinLokullarda Alevi inancınayö-
nelik ders konulmasını ve benzer istemle-
rini destekli>or olmanız, mirasçtsı olduğu-
nuz kurum vegelenek adına kabuledilemez
bir tutumduıf
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Tuana'lar Büyüyecek
Daha birkaç hafta önceydi. Bir arkadaşın bahçesın-
de kuytu bir köşe bulmuş konuşuyonduk. Küçük Tuana
annesinin kucağında uyuyakaldı. Tuncay fıriadı girti, kı-
zının arabasını aldı geldi. Tuana'yı yatırdılar ve serin bir
yaz akşamüstüsünün keyfinı sürdürdük.
"Kendimize birazzaman ayıralım hoca' diyordu Tun-
cay Artun. "Hele Uludağ'ı ve Kirazlıyayla'nın köşesin-
deki kırgazinosunu öyle özledim ki.. sorma."
Hep aynı dertten "mustanp "tik; zamansızlık. ''Ken-
dimize hiç bakmıyonız" diyordu, "Yaşlandıkça ışlerin
azalacağını ve birtakım hobilehme zaman ayıracağımı
düşünüyordum, tam tersi oluyor." Sanki aynada ken-
di kendime konuşuyorgıbiydım. Başka yerlerde benım
dile getirdiğim sıkıntılanmı, şimdı Tuncay'ın ağzından
dinliyorum.
• • •
Tuncay Artun'un ölümü. benim için gerçek biryıkım
oldu. Yen doldurulmaz bir insanı yftırdik. Hem de pisi
pisine...
Daha bir gün önce bambaşka bir nedenle borsadan
aramış ve rahatsız olduğunu oğrenmiştim. Ama böyle
bir "final" aklıma hayahme gelmemışti, gelemezdi.
• • •
Mümtaz Soysal Hocam'ın yazısını okuduktan son-
ra "Artık bu konuda yazacak bir şey kalmadı" demış-
tim. Ama dayanamadım. Tuncay'ın ardmdan ben de bir
şeyler yazmak istiyorum.
• • •
Ben de bir şeyler yazmak zorundayım. Çünku üzün-
tümü ve yıkıntımı sızlerle paylaşırsam, belkı bıraz da-
ha rahatiar, belki biraz daha rahat nefes alabilirim.
Bilirsiniz, hep dıle getınnm: "Sıkıntılar paylaşıldıkça
azalır." Atalanmız böyle söylemişler.
• • •
Tuncay Artun'la bundan yirmi yıl kadar önce tanış-
tım. O zamanlar Bursa Üniversitesi Iktisat Faküttesi, Ki-
razlıyayla'daki dinlenme tesislerinde üç-dört günlük
semınerler düzenlerdık. Gerek özel kesımden gerek
kamu kesımınden ve gerekse ünıversıtelerden meslek-
taşlarımız katılır, Türkiye'nin sosyo-ekonomik ve siya-
sal yapısını tartışırdık.
O toplantılardan birinde; dal gibi ınce bir gencin,
Bankalar Yeminli Başmurakıbı olduğunu öğrenince çok
şaşırmıştım. Fakat ilk toplantıdaki teblığini ve daha son-
rakı tartışmalardakı çok kıvrak zekâsını ve binkımıni
görünce, bu şaşkınhğım, yerini büyük bir hayranlığa ve
memnuniyete bırakmıştı.
Hele aynı akşam Kirazııyayla'dakı "kendin pışırcı "n\n
terasında; Çorum leblebısı, rakı ve yoğurtla başlayan
ve Kirazlıyayla tesisının şöminesinin önünde sabaha
dek süren sohbetimızin sonrasında, bu duygularıma,
bir de sıcak bir dostluk eklenmıştı.
• • •
Tuncay Artun, "kunı" bir ıktisatçı, ya da at gözlüğü
takan bir "teknısyen" değil, bu alanlardaki inanılmaz bı-
rikımine karşın, küttürel açıdan da "dört dörtlük" bir
"cumhurıyet vatandaşı"yd\. Bu topraklarda boy veren
her türlü "güzelliği" tanıyan ve "tadınt almasını bilen"
kusursuz bir "ayd/n"dı.
• • •
Bankalar Yeminli Murakıplığı'ndan sonra Yapı ve Kre-
di Bankası'nda ve daha sonra kımı arayışlann ardmdan,
menkul kıymetler pıyasasına girdi. Ve nihayet istanbul
Menkul Kıymetler Borsası'nın başkanlığıyia bu kısa, fa-
kat panltılı yaşamınm son noktasını koydu. . j
• • •
Tuncay Artun salt "mesleğinde başanlı" bir rnsan ol-
manın çok ötesindeydi. Zaman zaman pratığını de yap-
tığı siyasal bir ınancı ve bu yönde çalışmaları vardt.
Türk küttür yaşamınm hangi taşını kaldırsanız, altın-
da Tuncay'ın adı ve izini görürsünüz. TÜSES'in de ku-
rucu üyesiydi, Nâzım Hıkmet Vakfi'nm da. Edebıyat
dergisi çıkarmak isteyenlere de omuz venrdı, güvendi-
ği insanlann aday olmak isteyenlerine de. Şiir okuma-
sını da bilırdi, dinlemesinı de. Müziğin hertürlüsünü dın-
lemesini bilirdi. Türkülerin en "has "ını söylemesini bil-
diğigibi...
• • •
Minik Tuana dünyaya geldiğı zaman "Benim Ayşe-
gül'ü kıskandığın içinyenıden baba oldun" diye dalga
geçerdım."Nekıskanması"üerdt, "Benim Ayşegüi'um
zaten var." Gerçekten Tuncay. Ayşegül'le başlamış, Tu-
ana ile tamamlamıştı. Bende ıse sadece Alangua Ay-
şegül vardı.
Çok gülerdik, çok umutluyduk. Böyle bir "erken fi-
nal" hiç yakışmadı.
• • •
Tuncay, yeri doldurulmaz bir insandı. Ama ardında
bir boşluk da bırakmadı. Özellikle genç meslektaşlan-
nın üzüntü ve Tuncay'ın eserinı sürdürme konusunda-
ki ınanç ve kararlılıklannı gördüğüm zaman, doğrusu
birölçüde rahatladım. Tuncay'ın, elindeki "bayrağı" bi-
rilerine bırakarak gittiğını anladım.
• • •
Herölüm "erkendır." Hele böylesi, gerçekten insan-
da "bir tesellı bırakmıyor". Ama yaşamın olduğu her
yerde, kaçınılmaz olarak ölüm de vardır. Bebekler ço-
cuk, çocuklar genç; gençler olgun insanlar olacaklar.
Aydınlık ve çağdaş Türkiye kavgasının "bayrağını" el-
den ele yüceltecekler, toplumsal yaşamımızın en üst
burçlanna dikecekler.
Tuncay Artun gibi insanlann evlatlanna bırakabile-
cekleri en büyük miras, bu mücadelenin bılinci ve bu
bayrağı daha üst burçlara dıkmenın sorumluluğudur.
Tuana da büyüyecek ve bu mirası devralacak. Şım-
di pek küçük, ama büyüyecek.
Tuanalar büyüyecek...
G.Doğu'da operasyon
DİYARBAKIR/SI\AS
(Cumhurryet) - Güneydo-
ğu'da gerçekleştirilen
operasyonlarda çıkan ça-
tışmalarda 60 terörist öl-
dürüldü. Çatışmalarda, 2
güvenlik görevlisi şehıt
oldu, 11 'i de yaralandı.
Çatak'ta Posta Işletme
Müdürlüğü'ne ait araca
düzenlenen saldında 4 gö-
revli yaşamını yitirdı.
Bingöl'de 6 Hizbullah
üyesi gözaltına alındı.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan
açıklamaya göre, Hakkâ-
ri'nin Yüksekova ılçesi
Ikiyaka Dağı bölgesinde
düzenlenen "Jandarma
ErABKıvanç Operasyo-
nu" sırasında teröristlerle
sıcak temas sağlandı. Çı-
kan çatışmada 50 terörist
öldürüldü. Siirt'in Perva-
n ilçesi Doğan köyü ya-
kınlannda da 4'ü kadın 6.
Diyarbakır'ın Lice ilçesi
Oyuklu kövünde de gü-
venlik güçleny le çatışma-
ya giren 2 terörist öldürül-
dü. Çatışmalarda 2 güven-
lik görevlisı şehit oldu,
1 l'ide yaralandı.
Van'ın Çatak ilçesine
bağlı Konalga köyüne gi-
den Posta Işletme Müdür-
lüğü'ne ait mimbüse terö-
ristler tarafından roketli
saldın düzenlendı.
Olayda araçta bulunan
görevlilerden .\zmi Kıyat,
Marut Güdürlü. Fazıl Ça-
kı ile Adil Babur yaşamı-
nı yitırdi. Sıvas merkeze
bağlı Kurtlapa köyü kırsa!
kesiminde hayvan otlatan
çocuklann bulduğu el
bombası patladı. Yarala-
nan dört çocuktan Z. E
(13)kaldınldığı Sıvas Nu-
mune Hastanesi'nde yaşa-
mını yitirdi. Yaralı üç ço-
cuğun tedavisi sürüyor.
Bıngöl Emniyet Müdürlü-
ğü'nün gerçekleştırdıği
bir başka operasyonda ise
yasadışı Hizbullah terör
örgütüne üye 7 kişi yaka-
landı. Söz konusu kı^ıler,
çıkanldıklan mahkemeee
tutuklandı.