06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7TEMMUZ 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Karanlıktan aydınlığa nasıl çıkacağımızı düşünmemizi isteyen Aziz Nesin'i iki yıl önce yitirmiştik Hep aydın ldşiHği öne çıkb TJRGAY FİŞEKÇİ Kendi deyişıyle 'gülmece edebiyatı' içndeki çıkışıyladır Aziz Nesin'in yazın aıamı kişilığine kavuşması. Bugünden gıriye bakıldığında anlaşılamayacak ka- dir uzak görünüyor '4O'lı. "50'li yıllar. Sgara paketleri üzerinde orak-çekıç im- le-inin arandığı, farklı düşünce ve davra- nş içindeki herkese devletin ve toplumun kışkuyla baktığı yıllar... Yazar olmanın, hde yazarhkla geçinmenın neredeyse ola- nıksız olduğu bu dönemde Aziz Nesin içn gülmece yazarlığı bır zorunluluktur, yazdıklannın basılıp satılabılmesi için. Bu koşullar hem son derece üretken bir yszara kavuşmamızı hem de gülmece ya- znımızın Aziz Nesın'ın getirdıği yenilik- lerle gelişmesinı sağlamıştır. Ne ki çok saan gülmece kitaplannın yazan olmak yetmemiştır ona. Gerçek bır yazın adamı sayılabılmek içın oyunlar. romanlar. şiir- ler, yaşamının son dönemlennde gülme- ce dışı öyküler de yazmıştır. Bugün sayı- lan doksanı bulan kitaplannın yazın eleş- tirmenlennce bir bütün olarak değerlen- dırilmesı ıçın daha beklememiz gereke- cek. Bence Aziz Nesin'i önemli kılan. ya- zarlığından çok, ülkemizde örneklerine sık rastlayamadığımız ödünsüz aydın kı- şiliğidir. 1980 sonrasında Türkiye Yazarlar Sen- dikası davası açıldığında. ben de bir süre savunman Çetin Yeüdn'in yardımcısı ola- rak duruşmalaragirmıştim. Selimiye Kış- lası'nın korıdorlannda yürümek bile ıçı- mi ürpertiyordu. Aziz Nesin'in duruşma salonundaki rahatlığı. yargıç karşısında kendine ve yaptıklanna güvenen insanın dingınlıği heyecanımı yatıştınrdı. Duruş- ma yargıcı yazın dünyasına yakın bıri de- ğildi. Sanık olarak karşısında bulunan pek çok yazann adını aylar süren duruşmala- ra karşın öğrenememiştı. yalnızca Aziz Bey'e adıyla sesleniyordu. Kımi duruş- malardan sonra değerlendırme vapmak üzere döndüğümüz Nışantaşı'nda Akade- mi Kitape\i'nin üst katındaki bürosunda aramızdaki en yaşlı kişı olmasına karşın çayı demler ve kendı elleny le herkese su- nardı. Aziz Nesin'in Şimdiki Çocuklar Hari- ka, Zübük, Rıfal Bey Neden Kaşımvor gi- bi toplumsal gülmece yapıtlanndan uzak- laşıp içinde yaşadığı toplumla -bu arada 'Hemen - unutulacak adam değilim' Diişün Yayınları, "Mum Hala"nın 2. cildininyanı sıra ' 'Aziz \esin- Meral Çelen Mektuplaşmaları"nı (Meral Çelen. Nesin 'in ikinci eşi) yayımlayacak. Meral Çelen 'in bir mektubundan alıntı: Birden o kadar gülünçleşti ki her şey. kendi kendime konuşmaya başladım. Seni sevdiğime, sen Ankara'dan geldikten sonra senden aldığım zevke lanet ettim. Aptal aptal sanki bir tiyatro sahnesindeymişim gibi "Bitti... Işte son artık" diye deli gibi dolaşıyor. söylenıyordum. "Işte bu da bitti... Nasıl olsa bitecekti... İştebitti!" Aziz Nesin 'in bir mektubundan alıntı: Ben hep senin içinde yanmda olaca|ım. Benden kurtularnayacaksın ki... Bu senin elinde değil. Aradan zaman geçtikçe bunu daha iyi anlayacak, beni kendinde daha çok bulacaksın. Ben sana kendimi, kendim olarak bütünümle verdim. "Aynldım" diye hemen unutulacaK sıradan adam değilim. Ellerim ellerinde, dudaklanm dudaklannda, gözlerim bakışlannda, sözlerim ağzında, düşüncelerim kafanda yaşayacak; sen yaşadıkça... Lziz Nesin'i önemli kılan. yazarlığından çok, ülkemizde örneklerine sık rastlayamadığımız ödünsüz aydın kişiliğidir. İçinde yaşadığı topluma karşı, ikiyüzlü davranmamış ve ne düşünüyorsa açıkça söyleyebilmiştir. Toplumu eleştirmesi elbet onun değişmesini, ilerlemesini istediğindendir. Bu özelliği, bence onu, yapıtlanndan da öte önemli bir aydın kişilik durumuna getirmiştir. Aziz Nesin'in 1980*den ölümüne dek giderek artan ölçülerde başlattığı tartışmalar aydın olarak toplumu silkme, kendine getirme çabasınm birer parçasıdır. sol akımlarla da- çatışmav a başlaması Bü- yük Grev (1978) kitabıyla başladı. Clke- mızin ilerici ışçı sendikası DİSK'in yürüt- tüğü yaygın gre\ hareketınin ışçilere de- ğil stoklannı erıtemeyen işverenlere ya- rarlı oldugunu söy lemesiy le ilenci çevre- lerden büyük tepkı görmüştü. Ondan bir yıl önce ortaklaşa Nâzıın Hikmet gecesi yaptıklan Ilencı Gençler Dernegi'ni de Yazarlar Sendikasf nın parasını ödemedı- ği içın mahkemeye vermişti. 1980'den sonra bu polemikçi tavn, top- lumda gördüğü her olumsuzluğa karşı ay- dınca bır eleştirel tavır almaya dönüştü. içinde vaşadığı toplumla her alanda bir hesaplaşmava yöneldi. Türkiye"deki Kürtler kadar o sıralarda konuşulması bıle tabu sayılan Bulgaris- tan'daki Türkler'i de gündeme getirebil- di. Devletin en üst görev lerindeki kişiler- le polemiklere girmekten çekınmedi. Bu polemiklerı, bir de son yıllarda sıkça or- taya attıgı, "Halkımızın >üzde6O'ı geri ze- kâbdır" gibi tezleriyle hep gündemde kal- dı. Gülmece yazan olarak çok yaygm bir okur kıtlesinın onu benimsediği açık; a- ma son yıllanndakı geniş toplum kesim- lerini rahatsiz edebilecek çıkışlannın ne denli yankı bulduğunu tam bilemiyorum. Ancak tam da bu noktada çağdaş bir ay- dın kişiliğıyle toplum karşısına çıktığına inanıyorum Aziz Nesin'in. tçinde yaşadı- ğı topluma karşı, ikiyüzlü davranmamış \e ne düşünüyorsa açıkça söyleyebilmiş- tir. Toplumu eleştirmesi elbet onun değiş- mesini, ilerlemesini istediğindendir. Bu özelliği, bence onu, yapıtlanndan da öte önemli bir aydın kişilik durumuna getir- miştir. Son dönem yazılannın toplandıği ıkı kitabı,Bir Tutam Aydınlık\eÇuvalaDol- durulmus Kediler, birey ve toplum üstü- ne düşüncelenni serbestçe sergileme ola- nağı bulduğu kitaplan oldu. Bu kitaplann- da onun, günümüz toplumlannın sorun- lanna derinliğıne bir yaklaşım içinde ol- duğunu görebiliriz. Heinnch Böll Vakfı'nca düzenlenen, yazan anma toplantısında, bakın neler söylemiş: "Heinnch Böll için genel kanu Alman toplumunun vicdanı okJuğudur. Bir yaza- nn birtoplumun vicdanı olmakgibi bir vü- celiğe ulaşması. toplumun genel bilinç akı- şına çoğunlukla ters düşmesi demektir. Böll. Alman toplumunun olan \ icdanı de- ğil olması gereken vicdanıdır. Toplumlann \icdanı olmuş bütün \azarlar da bö\ ledir. Onlarbaşlangıçta toplumun güncel akıtnı- na ters düşen aanlığın dilmacı olmuşlar- dır." Yanı Aziz Nesin'in 1980'den ölümüne dek giderek artan ölçülerde başlattığı tar- tışmalar aydın olarak toplumu silkme. kendine getirme çabasının bırer parçası- dır. Yirminci yüzyılı yaşamış bir insan ola- rak Aziz Nesin'in anı kitaplan da ülkemiz tarıhıni tanımamız bakımından önemli belgelerdır bence. Bövle Gelmış Bövle Gitmez'de anlattığı çocukluk Yıllan: Bir Sürgümm Anıları. Poliste, Salkım Salkım Asılacuk Adamlar gibi yaşamının belirli dönemlerini anlattığı kitaplan çağdaş Türkiye'nin tarihini yazacaklar ve o yıl- lann olaylanna ilgı duyanlar ıçın bol ge- reç içermektedır. " tçindeyaşadığunız karanlığın, karanuk oldugunu söyleyerek, önce aydınhğı özle- memizu sonra da aydınlığa nasıl çıkacağı- mızı düşünmemizi istedim. Bunu yapmayı istediğim ve bunun yoüannı araşbrdığım için, kendi kendine ördükleri kozanın için- de muşup ymalananlann geleneksel uyu- şukluklan bozulduğundan. yaşamım bo- yunca gericilerin. iktidarlann >e iktidara egemen olan sınıflann, \ani gerçek iktidar- lann düşmanca saldınlanna uğradım. Ulu- sunu, halkını,insanını \e bütün düm a>ı sev- miş olmanın ağır beddini ödeyen insanla- nn ne ilki>im. ne de sonuncusu.-" Rıfatllgaz ölümünün 4. yılında anılıyor Işçi Partısı'nın düzenlediği toplantıya konuşmacı olarak llhan Selçuk, Doğu Perinçek. Öner Yağcı ve Aydın llgaz katılacaklar. Dia ve film gösteriminın sunulacağı toplantıda Alaaddin Us, Rıfat Ilgaz'm şiirlerini seslendırecek. Bugün saat 19.30'da başlayacak olan toplantı tşçı Partisı'in lstanbul ll Merkezi Nazım Hikmet Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek. (İstiklal Caddesi. De\a Çıkmazı No: 7 5 Beyoğlu. Tel: 251 99 10) DEFNELER GÎBt Sevdim döî döş torun torba Taflan gürlüğü çoğaldım Kimi tek başıma bozkır yalnızhğı Kimi çift yaşadım sarmaşıklarca Neler geldi geçti bir sevgiyi ayırdım Yaşamayı defoeler gibi uzun ömürlü Pıtrak pıtrak üremeyi kök verip Içlerinden bir sevgiyi ayırdım Götürüldümse özgürlüğü yüzüstü koyup Ben bir yanda sen bir yanda suç kimin îşsizsem güçsüzsem onlar mı haklı Ben mi taktım bileklerime kelepçeyi Duvarlan ben mi çektim boyluboyunca Ben mi vurdum kapılara çifte kilidi Yılmadımsa dişe diş savaşmaktan her çağda Sevişip kökleşmekten yorulmadımsa Söyleyin hadımlar kısırlar güçsüzler Boş öğretiler çığırtkanı yüreksizler Kötü mü ettim size karşı çıktımsa Sevdim haklıdan yana olabilmek için Çalışıp eziîenden senden yana Sevdim aldığım soluğu hak etmek için Ama sevdim halkımca RIFAT ILGAZ ^Kadınlar, Nâzmı'ın dünya görüşünü değiştirteınedi 9 Aziz Nesin 'in Nâzım Hikmet üzerine yazdığı veyakında Adam Yayınları arasındayayımlana- cak Türkiye Şarkısı Nâzım adlı kitabından: (...) Çok istiyorum Nâzım Hikmet'in özyaşamı- nı yazmayı. Yıllardır çalışıyorum bu konuda. Adı- nı 'Türkiye Şarkısı' koyacağım. Şarkı, 'çağın'dan türemiş Türkçe bir sözcüktür. Nâzım. durmadan dünyayı dolanan bir Türkiye şarkısıdır. Rüzgârda renkli ipek kordelalar gibi dünyanın çe\resinde çır- pınarak dolanıp uçuşan bırkaç Türkiye şarkımız var; biri gülen şarkımız Nasreddin Hoca'dır, biri de hep hep hep özlem şarkısı olan Nâzım Hikmet: Yurda özlem, mutluluğa özlem. yanna özlem. ge- leceğe özlem... Yalnız özlem değil, Nâzım hem öz- lem hem umut şarkısıdır. (...)Bir büyük sanatçının yaşamöyküsünü yaz- manın çok büyük sorun oldugunu biliyorum. Her şeyden önce yaşamının aynntılannı bütünüyle. bü- tün özelliklenyle, en ince y anlanna dek bilmek ge- rekiyor. Bu işe önce sevgiyle yanaşmalı elbet. A- ma se\gi ve hayranlık örtüsü, gerçeği kapamama- lı. Nâzım'a saygım sonsuz olduğu için, onun yaşa- mını. elimden geldiğince bütün gerçekliğiyle yaz- mak istiyorum. Gerçeklikle yazılmış Nâzım Hik- met'in yaşam öyküsü. onu olduğu gibi değil de gö- nüllennce görmek isteyenlerin. onu gerçek insan- Iıktan çıkanp mitleştirenlerin hiç de hoşuna gitme- \ecektir. Nâzım da gerçeklerin yazılmasından yanaydı Mayako\ski'nin. Lili Brik'e Mektuplar'ı yayımla- nınca Sovyetler Bırliği'nde, özellikle Moskova sa- nat çevrelerinde ağır eleştiriler almıştı. "Olmaz bövle şey" denıliyordu. "Bir büyük şairin özyaşa- mı bu denli çıplaklıkla ortaya dökülmemelidir. Ma- vakovski'nin yatak odası Kremlin alanına açıldı..." Bu eleştinlerden en çok tedirgin olanlardan biri Nâzım'dı. Sanatçının aleyhine sanılan en gizli ger- çeklenn bile aynntılara dek açıklanmasından ya- naydı. Babayef'e şöyle söylemışti: "Beninı için bütün gerçekler açıklanıp \azılma- lıdır. Kadınlann. vaşamuna nasıl yön verdikleri de bilinmelidir." Sanatçılann yaşamlarının gizlı yanlan niçın ya- zılır. niçin açıklanır'1 Hatta kimi sanatçılar bunu kendıleri yazıp açıklamışlardır. anılannda. günlük- lennde. Niçın? Çünkü. anlaşılmak ıstıyorlardır. Bu aynntılı gerçekler bılinmedikçe. sanatçının yapıt- lan gereğince anlaşılamaz, doğru yorumlanamaz da ondan. . Nâzım'ın "Kadınlann yaşamıma nasıl yön ver- dikleri de büınmelidir" sözü. onu mıtleştirmek iste- yenleri çok tedirgin edecektır. Ama gerçek böyle! Şu da var: Nâzım'ın kendisi bile söylemiş olsa, kadın- lann Nâzım'ın yaşamına yön vermiş olmalan ger- çeğın yalnız bir parçasıdır. eksik bir gerçektir. Yaşa- mına yön \ermiş olan kadınlann hiçbiri. Nâzım'ın dünya görüşüne yön değiştırtebılmiş değildir. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKLL Şiirimizde Yenidendoğuş "Türk şiıhnde rönesans var." Sait Faik'in 60 yıldan da önce "Dünkü ve bugün- kü edebiyatımız hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlarken verdiği bu yargı bir kuşağın yaratma eylemine güvenini gösterir önce. Sonra, gizli bir meydan okuyuşu. Öykü ustamızın aynı konuşmada belirttiği gibi "Nâzım Hikmet'in bütün kıtaplarına, Necip Fa- zıl'ın, Ahmet Hamdi nın, Ahmet Muhip'ın şıırleri- ne, Sabahattin Ali'n/n öykülenne" dayanan bu meydan okumanın gızindekı yenı insanı daha açık- lıkla görebiliyoruz bugün. Ahmet Hamdi 35 yaşındaydı o tarihte. Nâzım 34, Necip Fazıl 31, Sabahattin Ali 29, Sait Faık 28.. Mütarekeyi, demek ki, Istanbul'un, Izmır'in işga- lini görmüşlerdi. Çökmekte olanla gelışmekte ola- nı yaşam gösteriyordu onlara. Cumhurıyetle birlik- te çağdaşlaşma savaşımının içinde buldular ken- dilerini. Seçimlerini yapmak zorundaydılar. Eski mi? Yeni mi? Yalnız dilde, şiirde, öyküde. romanda, eleştiride değil, toplumu etkileyen tüm eskiyle çatışkılarda seçimlerini yapmak zorundaydılar. Sait Faik'in sözünü ettiği 'Şiirrönesansı'n\ yara- tan bu kuşak karşı karşıya olduğu sorunların ayır- dındaydı en azından. Bu nedenle, o dönemlerındeki Necip Fazıl'ı. Ah- met Hamdi'siyle de 'çağdaş ınsana özgü'ye kapa- madılar gözlenni. Nâzım Hikmet'in 835 Satır'ını değerlendirenler- den Peyami Safa şöyle yazmıştı 1929'da. "Nâzım Hikmet dünya edebiyatında kendisıne çok has bır nev 'ın yaratıcısı olmuştur. O ne bır fan- tezist, ne bir garipperest, ne de yeni moda merak- lısı bır edebiyat züppesidir. O sadece ağlamayan, haykıran zekâsının malzemesini eskı insanlıktan al- dığı halde, çatısını yenı bır teknikle kuran, ona müs- takbel dünyalann renginı veren büyük bir kafa mi- marıdır." (Hareket, Haziran 1929) Ziya Osman da Varlık Dergisı'nde (1. Kanun 1933) Necip Fazıl'ı değeriendirirken kimi şiirlerinin adlarını veriyordu: "Necip Fazıl'ı edebiyatımızdaki bugünkü mevki- ine yükselten şiirler, Kaldınmlar, Sayıklama, Otel Odalan'dır." Bahri Hazer, Salkım Söğüt gibi unutulmaz şiirle- rini yazdığında 25'ini henüz geçmişti Nâzım. Necip Fazıl, Otel Odalan'na imzasını attığı zaman 22'sinde bir delikanlı. Evet, çağdaş şiirimizin öncülen de gençtiler. Üs- telik onların bu yapıtları verdikleri yıllar dilimız de gençti. Üstelık, Nurullah Ataç dışında beğenısıne güvenılebilecek kafalar da yok gıbiydı edebıyatı- mızda. Doğrudur Sait Faik'in yargısı. llk büyük yeniden doğuşu cumhuriyetimizın gençlık yıllarında gerçek- leştirdi şıirimiz. Şimdi, şiinmiz de yeni bir 'rönesans 'ın gereksi- nimini duyuyor, 70'ini aşan cumhuriyetimiz de. Kocaeli ahşap heykel sempozyumu başladı • KOCAELİ (AA)- Kocaelı'nin Gölcük ılçesine bağlı Değırmendere beldesınde düzenlenen. "5. Uluslararası Ahşap Heykel Sempozyumu' başladı. Değirmendere Belediyesı ıle Mimar Sınan Cniversıtesı'nin işbırlığı ile heykeltıraş Zühtü Müritoğlu'nun anısına düzenlenen sempozyum dolayısıyla Çınarlık Meydam'nda bır tören düzenlendi. Sempozyuma katılmak üzere baş\uruda bulunan 40 sanatçı arasından davet edilen Japon heykeltıraşlar Tadakazu Maeda ve Naoko VVashizakı. lsraılli heykeltıraş Mıchael Tropper \e Türk heykeltıraşlar Yücel Kale ile Benka Ipekbayrak. yapıtlannda kullanacaklan ağaçları seçerek çalışmalarına başladılar. Sempozyuma Rusya'dan katılacak olan Cannadıj Vorono\un ise bu hafta Türkıye'ye gelecek. 28 temmuza kadar sürecek olan sempozyum süresınce amfıtiyatrolarda müzık konserleri. saydam. dans \e drama göstenleri gerçekleştinlecek. resim ve sınema afışleri sergileri açılacak. Otogargara Adana'da • ADANA (AA)- Beşıktaş Kültür Merkezı'nin 'Otogargara' adlı müzikalı. 14-15 temmuz tarihınde. Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu'nda sahnelenecek. Yılmaz Erdoğan'ın yazıp, Turgay Kantürk'ün yönettiği oyunda. Demet Akbağ, Sınan Bengier. Yılmaz Erdoğan veZernn Sümerrol alıyor. Adana'da sahnelenecek oyunun tüm gelin Adana Sokak Çocukları Derneğı'ne verilecek. BBT'den 'Açıl Susam Açıl' • Kültür Servisi - Bakırköy Be lediye Tiyatrolan'nda (BBT) kapanan tiyatro sezonunun ardından, 2 aydır yeni bir müzikli oyun. 'Açıl Susam Açıl'ın hazırlıkları yapılıyor. Refik Erduran'ın yazdığı, Şakır Gürzumar'ın sahneye koyduğu. müzikleri Timur Selçuk. dekor- kostümleri Sertel Çetıner. koregrafisı ıse Altan Tekin tarafından yapılan "Açıl Susam Açıl' adlı oyun. çarşamba günü saat 21.15"te Enka Vakfı Sadi Gülçelık Spor Sitesi'nde sahnelenecek. Oyunda. Aytekın Özen, Ragıp Savaş, Edip Saner. Münır Akça ve Şefık Kıran rol alıyor. AtMian'ın piramit konstrüksiyonu I Kültür Servisi - Sanatçı Ergın Atlıhan uzun bır süreden bu yana üzerinde çalıştığı çok sayıda otomobil egzozundan oluşan piramit formundakı enstelasyonunu yarın Almanya'nın Wıesbaden kentindeki Gerhart. Hauptmann-Schule ve Gesantschule Klarental'da gerçekleştirıyor. Sanatçının çevre kırlenmesıni hedef alan enstelasyonu 100 öğrencinin katkılanyla boyanan çok sayıda otomobil egzozunun yer aldığı 5 metre yüksekliğinde çok renkli bır piramit konstrüksiyonundan oluşuyor. TYS'dan Nesin için açıklama I Kültür Senisi-Türkıye Yazarlar Sendikası(TYS) Ydhetım Kurulu Başkanı Ataol Behremoğlu. TYS'nın kurucu Genel Başkanı. Aziz Nesin'in ölümünün üzennden 2 yıl geçtığini anısatarak," Onu unutmadık. unutmayacağız"dedi. Behramoğlu Aziz Nesin'in, ölümünün ikinci yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada şöyle devam etti: "Onu 2 Temmuz 1993 de Sivas'da öldürmek isteyenler amaçlanna 2 yıl gecikmeyle ulaştılar. Aziz Nesin'in ölümünde. tıpkı Rıfat llgaz'ın ölümünde olduğu gıbı, Sıvas'ta yaşanan vahşetın etkısı olduğunda kuşku yoktur. Her yıl Temmuz ayının ilk haftasında Sıvas kurbanlannın anısını bır kez daha yüceltırken. onlarla bırlıkte sevgili Aziz Nesinimizi anacağız. Sıvas katliamının canıleri hakettikleri cezayı bulduktan ve ülkemizde genciliğın tehtıdi tümüyle yok edıldıkten sonra da Sivas da yitirdiğimiz arkadaşlanmızın ve Aziz Nesınin anısı geleceğımızi aydınlatmaya devam edecek."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle