Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7TEMMUZ 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Karanlıktan aydınlığa nasıl çıkacağımızı düşünmemizi isteyen Aziz Nesin'i iki yıl önce yitirmiştik
Hep aydın ldşiHği öne çıkb
TJRGAY FİŞEKÇİ
Kendi deyişıyle 'gülmece edebiyatı'
içndeki çıkışıyladır Aziz Nesin'in yazın
aıamı kişilığine kavuşması. Bugünden
gıriye bakıldığında anlaşılamayacak ka-
dir uzak görünüyor '4O'lı. "50'li yıllar.
Sgara paketleri üzerinde orak-çekıç im-
le-inin arandığı, farklı düşünce ve davra-
nş içindeki herkese devletin ve toplumun
kışkuyla baktığı yıllar... Yazar olmanın,
hde yazarhkla geçinmenın neredeyse ola-
nıksız olduğu bu dönemde Aziz Nesin
içn gülmece yazarlığı bır zorunluluktur,
yazdıklannın basılıp satılabılmesi için.
Bu koşullar hem son derece üretken bir
yszara kavuşmamızı hem de gülmece ya-
znımızın Aziz Nesın'ın getirdıği yenilik-
lerle gelişmesinı sağlamıştır. Ne ki çok
saan gülmece kitaplannın yazan olmak
yetmemiştır ona. Gerçek bır yazın adamı
sayılabılmek içın oyunlar. romanlar. şiir-
ler, yaşamının son dönemlennde gülme-
ce dışı öyküler de yazmıştır. Bugün sayı-
lan doksanı bulan kitaplannın yazın eleş-
tirmenlennce bir bütün olarak değerlen-
dırilmesı ıçın daha beklememiz gereke-
cek.
Bence Aziz Nesin'i önemli kılan. ya-
zarlığından çok, ülkemizde örneklerine
sık rastlayamadığımız ödünsüz aydın kı-
şiliğidir.
1980 sonrasında Türkiye Yazarlar Sen-
dikası davası açıldığında. ben de bir süre
savunman Çetin Yeüdn'in yardımcısı ola-
rak duruşmalaragirmıştim. Selimiye Kış-
lası'nın korıdorlannda yürümek bile ıçı-
mi ürpertiyordu. Aziz Nesin'in duruşma
salonundaki rahatlığı. yargıç karşısında
kendine ve yaptıklanna güvenen insanın
dingınlıği heyecanımı yatıştınrdı. Duruş-
ma yargıcı yazın dünyasına yakın bıri de-
ğildi. Sanık olarak karşısında bulunan pek
çok yazann adını aylar süren duruşmala-
ra karşın öğrenememiştı. yalnızca Aziz
Bey'e adıyla sesleniyordu. Kımi duruş-
malardan sonra değerlendırme vapmak
üzere döndüğümüz Nışantaşı'nda Akade-
mi Kitape\i'nin üst katındaki bürosunda
aramızdaki en yaşlı kişı olmasına karşın
çayı demler ve kendı elleny le herkese su-
nardı.
Aziz Nesin'in Şimdiki Çocuklar Hari-
ka, Zübük, Rıfal Bey Neden Kaşımvor gi-
bi toplumsal gülmece yapıtlanndan uzak-
laşıp içinde yaşadığı toplumla -bu arada
'Hemen -
unutulacak
adam değilim'
Diişün Yayınları, "Mum
Hala"nın 2. cildininyanı sıra
' 'Aziz \esin- Meral Çelen
Mektuplaşmaları"nı (Meral
Çelen. Nesin 'in ikinci eşi)
yayımlayacak.
Meral Çelen 'in bir
mektubundan alıntı:
Birden o kadar gülünçleşti ki
her şey. kendi kendime
konuşmaya başladım. Seni
sevdiğime, sen Ankara'dan
geldikten sonra senden aldığım
zevke lanet ettim. Aptal aptal
sanki bir tiyatro
sahnesindeymişim gibi "Bitti...
Işte son artık" diye deli gibi
dolaşıyor. söylenıyordum. "Işte
bu da bitti... Nasıl olsa
bitecekti... İştebitti!"
Aziz Nesin 'in bir
mektubundan alıntı:
Ben hep senin içinde yanmda
olaca|ım. Benden
kurtularnayacaksın ki... Bu
senin elinde değil. Aradan
zaman geçtikçe bunu daha iyi
anlayacak, beni kendinde daha
çok bulacaksın. Ben sana
kendimi, kendim olarak
bütünümle verdim. "Aynldım"
diye hemen unutulacaK sıradan
adam değilim.
Ellerim ellerinde, dudaklanm
dudaklannda, gözlerim
bakışlannda, sözlerim ağzında,
düşüncelerim kafanda
yaşayacak; sen yaşadıkça...
Lziz Nesin'i önemli
kılan. yazarlığından çok,
ülkemizde örneklerine
sık rastlayamadığımız
ödünsüz aydın
kişiliğidir. İçinde
yaşadığı topluma karşı,
ikiyüzlü davranmamış
ve ne düşünüyorsa
açıkça söyleyebilmiştir.
Toplumu eleştirmesi
elbet onun değişmesini,
ilerlemesini
istediğindendir. Bu
özelliği, bence onu,
yapıtlanndan da öte
önemli bir aydın kişilik
durumuna getirmiştir.
Aziz Nesin'in 1980*den
ölümüne dek giderek
artan ölçülerde başlattığı
tartışmalar aydın olarak
toplumu silkme, kendine
getirme çabasınm birer
parçasıdır.
sol akımlarla da- çatışmav a başlaması Bü-
yük Grev (1978) kitabıyla başladı. Clke-
mızin ilerici ışçı sendikası DİSK'in yürüt-
tüğü yaygın gre\ hareketınin ışçilere de-
ğil stoklannı erıtemeyen işverenlere ya-
rarlı oldugunu söy lemesiy le ilenci çevre-
lerden büyük tepkı görmüştü. Ondan bir
yıl önce ortaklaşa Nâzıın Hikmet gecesi
yaptıklan Ilencı Gençler Dernegi'ni de
Yazarlar Sendikasf nın parasını ödemedı-
ği içın mahkemeye vermişti.
1980'den sonra bu polemikçi tavn, top-
lumda gördüğü her olumsuzluğa karşı ay-
dınca bır eleştirel tavır almaya dönüştü.
içinde vaşadığı toplumla her alanda bir
hesaplaşmava yöneldi.
Türkiye"deki Kürtler kadar o sıralarda
konuşulması bıle tabu sayılan Bulgaris-
tan'daki Türkler'i de gündeme getirebil-
di.
Devletin en üst görev lerindeki kişiler-
le polemiklere girmekten çekınmedi. Bu
polemiklerı, bir de son yıllarda sıkça or-
taya attıgı, "Halkımızın >üzde6O'ı geri ze-
kâbdır" gibi tezleriyle hep gündemde kal-
dı. Gülmece yazan olarak çok yaygm bir
okur kıtlesinın onu benimsediği açık; a-
ma son yıllanndakı geniş toplum kesim-
lerini rahatsiz edebilecek çıkışlannın ne
denli yankı bulduğunu tam bilemiyorum.
Ancak tam da bu noktada çağdaş bir ay-
dın kişiliğıyle toplum karşısına çıktığına
inanıyorum Aziz Nesin'in. tçinde yaşadı-
ğı topluma karşı, ikiyüzlü davranmamış
\e ne düşünüyorsa açıkça söyleyebilmiş-
tir. Toplumu eleştirmesi elbet onun değiş-
mesini, ilerlemesini istediğindendir. Bu
özelliği, bence onu, yapıtlanndan da öte
önemli bir aydın kişilik durumuna getir-
miştir.
Son dönem yazılannın toplandıği ıkı
kitabı,Bir Tutam Aydınlık\eÇuvalaDol-
durulmus Kediler, birey ve toplum üstü-
ne düşüncelenni serbestçe sergileme ola-
nağı bulduğu kitaplan oldu. Bu kitaplann-
da onun, günümüz toplumlannın sorun-
lanna derinliğıne bir yaklaşım içinde ol-
duğunu görebiliriz.
Heinnch Böll Vakfı'nca düzenlenen,
yazan anma toplantısında, bakın neler
söylemiş:
"Heinnch Böll için genel kanu Alman
toplumunun vicdanı okJuğudur. Bir yaza-
nn birtoplumun vicdanı olmakgibi bir vü-
celiğe ulaşması. toplumun genel bilinç akı-
şına çoğunlukla ters düşmesi demektir.
Böll. Alman toplumunun olan \ icdanı de-
ğil olması gereken vicdanıdır. Toplumlann
\icdanı olmuş bütün \azarlar da bö\ ledir.
Onlarbaşlangıçta toplumun güncel akıtnı-
na ters düşen aanlığın dilmacı olmuşlar-
dır."
Yanı Aziz Nesin'in 1980'den ölümüne
dek giderek artan ölçülerde başlattığı tar-
tışmalar aydın olarak toplumu silkme.
kendine getirme çabasının bırer parçası-
dır.
Yirminci yüzyılı yaşamış bir insan ola-
rak Aziz Nesin'in anı kitaplan da ülkemiz
tarıhıni tanımamız bakımından önemli
belgelerdır bence. Bövle Gelmış Bövle
Gitmez'de anlattığı çocukluk Yıllan: Bir
Sürgümm Anıları. Poliste, Salkım Salkım
Asılacuk Adamlar gibi yaşamının belirli
dönemlerini anlattığı kitaplan çağdaş
Türkiye'nin tarihini yazacaklar ve o yıl-
lann olaylanna ilgı duyanlar ıçın bol ge-
reç içermektedır.
" tçindeyaşadığunız karanlığın, karanuk
oldugunu söyleyerek, önce aydınhğı özle-
memizu sonra da aydınlığa nasıl çıkacağı-
mızı düşünmemizi istedim. Bunu yapmayı
istediğim ve bunun yoüannı araşbrdığım
için, kendi kendine ördükleri kozanın için-
de muşup ymalananlann geleneksel uyu-
şukluklan bozulduğundan. yaşamım bo-
yunca gericilerin. iktidarlann >e iktidara
egemen olan sınıflann, \ani gerçek iktidar-
lann düşmanca saldınlanna uğradım. Ulu-
sunu, halkını,insanını \e bütün düm a>ı sev-
miş olmanın ağır beddini ödeyen insanla-
nn ne ilki>im. ne de sonuncusu.-"
Rıfatllgaz ölümünün 4. yılında anılıyor
Işçi Partısı'nın düzenlediği toplantıya
konuşmacı olarak llhan Selçuk, Doğu Perinçek.
Öner Yağcı ve Aydın llgaz katılacaklar. Dia ve
film gösteriminın sunulacağı toplantıda
Alaaddin Us, Rıfat Ilgaz'm şiirlerini
seslendırecek. Bugün saat 19.30'da başlayacak
olan toplantı tşçı Partisı'in lstanbul ll Merkezi
Nazım Hikmet Konferans Salonu'nda
gerçekleştirilecek. (İstiklal Caddesi. De\a
Çıkmazı No: 7 5 Beyoğlu. Tel: 251 99 10)
DEFNELER GÎBt
Sevdim döî döş torun torba
Taflan gürlüğü çoğaldım
Kimi tek başıma bozkır yalnızhğı
Kimi çift yaşadım sarmaşıklarca
Neler geldi geçti bir sevgiyi
ayırdım
Yaşamayı defoeler gibi uzun ömürlü
Pıtrak pıtrak üremeyi kök verip
Içlerinden bir sevgiyi ayırdım
Götürüldümse özgürlüğü yüzüstü
koyup
Ben bir yanda sen bir yanda suç
kimin
îşsizsem güçsüzsem onlar mı haklı
Ben mi taktım bileklerime
kelepçeyi
Duvarlan ben mi çektim
boyluboyunca
Ben mi vurdum kapılara çifte kilidi
Yılmadımsa dişe diş savaşmaktan
her çağda
Sevişip kökleşmekten
yorulmadımsa
Söyleyin hadımlar kısırlar güçsüzler
Boş öğretiler çığırtkanı yüreksizler
Kötü mü ettim size karşı çıktımsa
Sevdim haklıdan yana olabilmek
için
Çalışıp eziîenden senden yana
Sevdim aldığım soluğu hak etmek
için
Ama sevdim halkımca
RIFAT ILGAZ
^Kadınlar, Nâzmı'ın dünya görüşünü değiştirteınedi
9
Aziz Nesin 'in Nâzım Hikmet üzerine yazdığı
veyakında Adam Yayınları arasındayayımlana-
cak Türkiye Şarkısı Nâzım adlı kitabından:
(...) Çok istiyorum Nâzım Hikmet'in özyaşamı-
nı yazmayı. Yıllardır çalışıyorum bu konuda. Adı-
nı 'Türkiye Şarkısı' koyacağım. Şarkı, 'çağın'dan
türemiş Türkçe bir sözcüktür. Nâzım. durmadan
dünyayı dolanan bir Türkiye şarkısıdır. Rüzgârda
renkli ipek kordelalar gibi dünyanın çe\resinde çır-
pınarak dolanıp uçuşan bırkaç Türkiye şarkımız
var; biri gülen şarkımız Nasreddin Hoca'dır, biri de
hep hep hep özlem şarkısı olan Nâzım Hikmet:
Yurda özlem, mutluluğa özlem. yanna özlem. ge-
leceğe özlem... Yalnız özlem değil, Nâzım hem öz-
lem hem umut şarkısıdır.
(...)Bir büyük sanatçının yaşamöyküsünü yaz-
manın çok büyük sorun oldugunu biliyorum. Her
şeyden önce yaşamının aynntılannı bütünüyle. bü-
tün özelliklenyle, en ince y anlanna dek bilmek ge-
rekiyor. Bu işe önce sevgiyle yanaşmalı elbet. A-
ma se\gi ve hayranlık örtüsü, gerçeği kapamama-
lı. Nâzım'a saygım sonsuz olduğu için, onun yaşa-
mını. elimden geldiğince bütün gerçekliğiyle yaz-
mak istiyorum. Gerçeklikle yazılmış Nâzım Hik-
met'in yaşam öyküsü. onu olduğu gibi değil de gö-
nüllennce görmek isteyenlerin. onu gerçek insan-
Iıktan çıkanp mitleştirenlerin hiç de hoşuna gitme-
\ecektir.
Nâzım da gerçeklerin yazılmasından yanaydı
Mayako\ski'nin. Lili Brik'e Mektuplar'ı yayımla-
nınca Sovyetler Bırliği'nde, özellikle Moskova sa-
nat çevrelerinde ağır eleştiriler almıştı. "Olmaz
bövle şey" denıliyordu. "Bir büyük şairin özyaşa-
mı bu denli çıplaklıkla ortaya dökülmemelidir. Ma-
vakovski'nin yatak odası Kremlin alanına açıldı..."
Bu eleştinlerden en çok tedirgin olanlardan biri
Nâzım'dı. Sanatçının aleyhine sanılan en gizli ger-
çeklenn bile aynntılara dek açıklanmasından ya-
naydı. Babayef'e şöyle söylemışti:
"Beninı için bütün gerçekler açıklanıp \azılma-
lıdır. Kadınlann. vaşamuna nasıl yön verdikleri de
bilinmelidir."
Sanatçılann yaşamlarının gizlı yanlan niçın ya-
zılır. niçin açıklanır'1
Hatta kimi sanatçılar bunu
kendıleri yazıp açıklamışlardır. anılannda. günlük-
lennde. Niçın? Çünkü. anlaşılmak ıstıyorlardır. Bu
aynntılı gerçekler bılinmedikçe. sanatçının yapıt-
lan gereğince anlaşılamaz, doğru yorumlanamaz da
ondan. .
Nâzım'ın "Kadınlann yaşamıma nasıl yön ver-
dikleri de büınmelidir" sözü. onu mıtleştirmek iste-
yenleri çok tedirgin edecektır. Ama gerçek böyle! Şu
da var: Nâzım'ın kendisi bile söylemiş olsa, kadın-
lann Nâzım'ın yaşamına yön vermiş olmalan ger-
çeğın yalnız bir parçasıdır. eksik bir gerçektir. Yaşa-
mına yön \ermiş olan kadınlann hiçbiri. Nâzım'ın
dünya görüşüne yön değiştırtebılmiş değildir.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKLL
Şiirimizde Yenidendoğuş
"Türk şiıhnde rönesans var."
Sait Faik'in 60 yıldan da önce "Dünkü ve bugün-
kü edebiyatımız hakkında ne düşünüyorsunuz?"
sorusunu yanıtlarken verdiği bu yargı bir kuşağın
yaratma eylemine güvenini gösterir önce.
Sonra, gizli bir meydan okuyuşu.
Öykü ustamızın aynı konuşmada belirttiği gibi
"Nâzım Hikmet'in bütün kıtaplarına, Necip Fa-
zıl'ın, Ahmet Hamdi nın, Ahmet Muhip'ın şıırleri-
ne, Sabahattin Ali'n/n öykülenne" dayanan bu
meydan okumanın gızindekı yenı insanı daha açık-
lıkla görebiliyoruz bugün.
Ahmet Hamdi 35 yaşındaydı o tarihte. Nâzım 34,
Necip Fazıl 31, Sabahattin Ali 29, Sait Faık 28..
Mütarekeyi, demek ki, Istanbul'un, Izmır'in işga-
lini görmüşlerdi. Çökmekte olanla gelışmekte ola-
nı yaşam gösteriyordu onlara. Cumhurıyetle birlik-
te çağdaşlaşma savaşımının içinde buldular ken-
dilerini.
Seçimlerini yapmak zorundaydılar.
Eski mi? Yeni mi?
Yalnız dilde, şiirde, öyküde. romanda, eleştiride
değil, toplumu etkileyen tüm eskiyle çatışkılarda
seçimlerini yapmak zorundaydılar.
Sait Faik'in sözünü ettiği 'Şiirrönesansı'n\ yara-
tan bu kuşak karşı karşıya olduğu sorunların ayır-
dındaydı en azından.
Bu nedenle, o dönemlerındeki Necip Fazıl'ı. Ah-
met Hamdi'siyle de 'çağdaş ınsana özgü'ye kapa-
madılar gözlenni.
Nâzım Hikmet'in 835 Satır'ını değerlendirenler-
den Peyami Safa şöyle yazmıştı 1929'da.
"Nâzım Hikmet dünya edebiyatında kendisıne
çok has bır nev 'ın yaratıcısı olmuştur. O ne bır fan-
tezist, ne bir garipperest, ne de yeni moda merak-
lısı bır edebiyat züppesidir. O sadece ağlamayan,
haykıran zekâsının malzemesini eskı insanlıktan al-
dığı halde, çatısını yenı bır teknikle kuran, ona müs-
takbel dünyalann renginı veren büyük bir kafa mi-
marıdır." (Hareket, Haziran 1929)
Ziya Osman da Varlık Dergisı'nde (1. Kanun
1933) Necip Fazıl'ı değeriendirirken kimi şiirlerinin
adlarını veriyordu:
"Necip Fazıl'ı edebiyatımızdaki bugünkü mevki-
ine yükselten şiirler, Kaldınmlar, Sayıklama, Otel
Odalan'dır."
Bahri Hazer, Salkım Söğüt gibi unutulmaz şiirle-
rini yazdığında 25'ini henüz geçmişti Nâzım.
Necip Fazıl, Otel Odalan'na imzasını attığı zaman
22'sinde bir delikanlı.
Evet, çağdaş şiirimizin öncülen de gençtiler. Üs-
telik onların bu yapıtları verdikleri yıllar dilimız de
gençti. Üstelık, Nurullah Ataç dışında beğenısıne
güvenılebilecek kafalar da yok gıbiydı edebıyatı-
mızda.
Doğrudur Sait Faik'in yargısı. llk büyük yeniden
doğuşu cumhuriyetimizın gençlık yıllarında gerçek-
leştirdi şıirimiz.
Şimdi, şiinmiz de yeni bir 'rönesans 'ın gereksi-
nimini duyuyor, 70'ini aşan cumhuriyetimiz de.
Kocaeli ahşap heykel
sempozyumu başladı
• KOCAELİ (AA)- Kocaelı'nin Gölcük ılçesine bağlı
Değırmendere beldesınde düzenlenen. "5. Uluslararası
Ahşap Heykel Sempozyumu' başladı. Değirmendere
Belediyesı ıle Mimar Sınan Cniversıtesı'nin işbırlığı ile
heykeltıraş Zühtü Müritoğlu'nun anısına düzenlenen
sempozyum dolayısıyla Çınarlık Meydam'nda bır tören
düzenlendi. Sempozyuma katılmak üzere baş\uruda
bulunan 40 sanatçı arasından davet edilen Japon
heykeltıraşlar Tadakazu Maeda ve Naoko VVashizakı.
lsraılli heykeltıraş Mıchael Tropper \e Türk
heykeltıraşlar Yücel Kale ile Benka Ipekbayrak.
yapıtlannda kullanacaklan ağaçları seçerek
çalışmalarına başladılar. Sempozyuma Rusya'dan
katılacak olan Cannadıj Vorono\un ise bu hafta
Türkıye'ye gelecek. 28 temmuza kadar sürecek olan
sempozyum süresınce amfıtiyatrolarda müzık
konserleri. saydam. dans \e drama göstenleri
gerçekleştinlecek. resim ve sınema afışleri sergileri
açılacak.
Otogargara Adana'da
• ADANA (AA)- Beşıktaş Kültür Merkezı'nin
'Otogargara' adlı müzikalı. 14-15 temmuz tarihınde.
Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu'nda sahnelenecek.
Yılmaz Erdoğan'ın yazıp, Turgay Kantürk'ün yönettiği
oyunda. Demet Akbağ, Sınan Bengier. Yılmaz Erdoğan
veZernn Sümerrol alıyor. Adana'da sahnelenecek
oyunun tüm gelin Adana Sokak Çocukları Derneğı'ne
verilecek.
BBT'den 'Açıl Susam Açıl'
• Kültür Servisi - Bakırköy Be lediye Tiyatrolan'nda
(BBT) kapanan tiyatro sezonunun ardından, 2 aydır
yeni bir müzikli oyun. 'Açıl Susam Açıl'ın hazırlıkları
yapılıyor. Refik Erduran'ın yazdığı, Şakır Gürzumar'ın
sahneye koyduğu. müzikleri Timur Selçuk. dekor-
kostümleri Sertel Çetıner. koregrafisı ıse Altan Tekin
tarafından yapılan "Açıl Susam Açıl' adlı oyun.
çarşamba günü saat 21.15"te Enka Vakfı Sadi Gülçelık
Spor Sitesi'nde sahnelenecek. Oyunda. Aytekın Özen,
Ragıp Savaş, Edip Saner. Münır Akça ve Şefık Kıran
rol alıyor.
AtMian'ın piramit konstrüksiyonu
I Kültür Servisi - Sanatçı Ergın Atlıhan uzun bır
süreden bu yana üzerinde çalıştığı çok sayıda otomobil
egzozundan oluşan piramit formundakı enstelasyonunu
yarın Almanya'nın Wıesbaden kentindeki Gerhart.
Hauptmann-Schule ve Gesantschule Klarental'da
gerçekleştirıyor. Sanatçının çevre kırlenmesıni hedef
alan enstelasyonu 100 öğrencinin katkılanyla boyanan
çok sayıda otomobil egzozunun yer aldığı 5 metre
yüksekliğinde çok renkli bır piramit
konstrüksiyonundan oluşuyor.
TYS'dan Nesin için açıklama
I Kültür Senisi-Türkıye Yazarlar Sendikası(TYS)
Ydhetım Kurulu Başkanı Ataol Behremoğlu. TYS'nın
kurucu Genel Başkanı. Aziz Nesin'in ölümünün
üzennden 2 yıl geçtığini anısatarak," Onu unutmadık.
unutmayacağız"dedi. Behramoğlu Aziz Nesin'in,
ölümünün ikinci yıldönümü nedeniyle yaptığı
açıklamada şöyle devam etti: "Onu 2 Temmuz 1993 de
Sivas'da öldürmek isteyenler amaçlanna 2 yıl
gecikmeyle ulaştılar. Aziz Nesin'in ölümünde. tıpkı
Rıfat llgaz'ın ölümünde olduğu gıbı, Sıvas'ta yaşanan
vahşetın etkısı olduğunda kuşku yoktur. Her yıl
Temmuz ayının ilk haftasında Sıvas kurbanlannın
anısını bır kez daha yüceltırken. onlarla bırlıkte sevgili
Aziz Nesinimizi anacağız. Sıvas katliamının canıleri
hakettikleri cezayı bulduktan ve ülkemizde genciliğın
tehtıdi tümüyle yok edıldıkten sonra da Sivas da
yitirdiğimiz arkadaşlanmızın ve Aziz Nesınin anısı
geleceğımızi aydınlatmaya devam edecek."