Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4TEMMUZ1997CUMA
HABERLER
Emniyetin, askeri birlik önünde bir otomobil içinde istihbarat faaliyeti yürüttüğü kuşkusu soruşturma konusu oldu
TSK'ye casııs MercedesANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÇU-
ler çifti ve Meral Akşener tarafından İs-
tihbarat Daıre Başkan Vekilliği'ne getiril-
dikten sonra Deniz Kuvvetleri Karargâ-
hı'ndan bilgi ve belge sızdırdığı resmi bel-
gelere geçen BülentOrakoğlu'nun aske-
n birliklere "casus araç" gönderip gön-
dermedigi de soruşturma konusu oldu.
U
32 EE 330" plakalı Mercedes marka oto-
mobilde bulunan bir kişinin. 17-18 mart-
ta Eskişehir yolu üzerindeki askeri birlik-
lerdeki görevlilerin adlannı ve riitbeleri-
ni ögrenme girişiminde bulunduğu belir-
lendi. Harekete geçen Genelkurmay, Em-
niyet Genel Müdürlüğü'nden bılgi istedı.
Orakoğlu. aracın tstanbul polisince kul-
lanıldığını bildirdi.
Cumhuriyet'in ulaştığı belgelere göre,
Genelkurmay İstihbarat Başkanvekili
Tümgeneral Fevzi Türkeri imzasıyla.
"Genelkurmay BaşkanT adına Emniyet
Genel Müdürlüğü'ne 20 martta "rvedi"
imzasıyla biryazı gönderildi. Yazıda. Es-
kişehir Yolu Yoncalık Tepefle bulunan
Radar mevkiine, 17 mart pazartesi gece-
si 03.00\e I8martsalıgünül3.00'te"32
EE 330" plakalı lacivert renkli Mercedes
marka bir otomobil geldiğı belirtildi. Oto-
mobilde bulunan "sakalh, yüzünde yara
izi bulunan bir kişinin bölgede görev ya-
pan komutanlarm isimlerini" sorduğu be-
lırtilen yazıda. Mercedes markaotomobi-
lin araştınlarak bilgilerin Genelkurmay'a
iletilmesi istendi.
tl kodu "32" olan plakayı taşıyan oto-
mobillerin kayıtli olduğu Isparta ilinde
inceleme yapan emniyet. söz konusu p1a-
kanın 1993 model mav i renkli "Renault"
marka bir otomobile ait olduğunu, oto-
mobilin 1964 doğumlu "kız ve kadın ka-
çu-makT>
tan sabıkalı Adem Sezgin adına
kayıtlı bulunduğunu belirledi. Isparta em-
niyeti. "32 EE 330" plakalı bir Mercedes
otomobil kaydının da bulunmadığını kay-
dederken, başka bir otomobile ait olan
plakanın Mercedes'e monte edildiği be-
lirlendi. lddialarla ilgili olarak Ankara
Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından
yüriitülen incelemelenn sonunda Emniyet
Genel Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda,
Mercedes otomobilde bulunan şüpheli ki-
şinin gece nöbet tutan askerlerin yanına
giderek. "Lojmanlara nasıl gidebiliriz.
Buradan karşıya geçebtBr miyiz" sorula-
nnı yönelttikten sonra bölgeden aynldığı
bulgusuna yer verildi. Yazıda. aynı kişi-
nin 18 martto, yanında bulunan biri san-
şın 2 kadınla hirlikte yine nöbetçilerin ya-
nına giderek "Buranın komutanı kim?
Kaç kişi görev yapıyor? Burası nedir?"
sorulannı yönelttiği kaydedildi. Yazıda,
nöbetçilerin "Sizkjmianyorsunuz" soru-
suna, şüpheli kişinin, "Bir jandarma ast-
subayııu anyoruz" yanıtını verdiği \e as-
kerlerin yanına yaklaşması üzerine de
otomobilin "fılmli (sivah) cam"lannı ka-
patarak bölgeden uzaklaştığı anlatıldı.
Orakoğlu, Genelkurmay Başkanlığı'na
28 nisanda gönderdiği yanıtta, "32 EE
330" plakalı otomobilin "İstanbul Emni-
yet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlflğü
personeli tarafından kullanıldığınr bil-
dirdi.
Orakoğlu'nun bu yanıtı üzerine. Emni-
yet Genel Müdürlüğü'ne 6 mayısta bir ya-
zı gönderen Genelkurmay tstıhbarat Baş-
kanı Korgeneral Çetin Saner. "İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube perso-
nelince kullanıldığı belirlenen 32 EE 330
plakalı otomobilin, geceyansı ne amaçla
askeri tesise geldiği ve sürücüsünün nö-
betçiye 'birliğin görevi ve personel sayı-
sı' gjbı sorulan sormasının nedeninin
araşünlarak sonucun bildirilme$i"ni is-
tedi.
Skandal icinde skandal
Orakoğlu'na
ortulu
ödenek iddiası
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türk Silahlı Ku\ -
vetleri'ne(TSK) yönelik istihbarat faaliyetleri yürüt-
tüğü belirtilen eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstih-
barat Dairesi Başkan Vekili BülentOrakoğlu'na. ça-
lışmalannın ardından ABD'ye gidişi sırasında ''örtü-
lü ödenektenkaynakaktanldığı
rl
öne sürüldü. Genel-
kurmay Başkanlığf nın TSK'de görev yapan polis kö-
kenli er ve erbaşlann. karargâhlarda bulunan kntik
bölgelerden uzaklaştınlması talimatı verdiği bildiril-
di. Soruşturmayı yürüten Genelkurmay Askeri Sav-
cılığı'nm. olayla ilgili olarak ifadesini aldığı 3 onba-
şıyı tutukladığı öğrenildi.
Genelkurmay Başkam Orgeneral İsmail Hakkı Ka-
radayı'nın dönemin lçişleri Bakanı Meral Akşener'e
yazdığı mektubun ardından görevinden alınarak
ABD'ye gönderilen Bülent Orakoğlu'na "örtülü öde-
nek"ten kaynak aktanldığı dün Emniyet Genel Mü-
dürlüğü kulislerinde dile getırildi. Üst düzey bir em-
niyet \etkilisi. "Emniyetmensuplannınyurtdışıhar-
cırahlan İçişleri Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Böy-
le bir gider şu anda bütçede görünnıüyor. Edindiğimiz
bilgilere göre, Orakoğlu. Başbakan'ın tasarrufunda
olan örtülü ödenekten ABD'ye gönderildi" dedi.
İstihbarat Daire Başkanlığf nda görevli üst düzey
başka bir yetkili. TSK'ye yönelik istihbarat faaliyet-
leri haberlerini değerlendinrken. "Ortada telefon din-
leme olayı yok. Genelkurnıay'ın kendine ait telefon
santrah ve şebekesi var. Bi/im askerleri dinlememize
fiilen ve teknik olarak imkân yoktur" dedi. İddialann
temelinde bazı siyasi gerekçelerin bulunabileceğini
savunan yetkili, şunlan söyledi:
"Biz terörden başka bir şey dinlemiyoruz. Biz ne as-
kerleri ne de siyasileri dinliyoruz. Ancak. askeıierin ne
yapmak istediğini. ihtilal yapıp yapmayacaklannı k;gü-
venük görevimiz gereğj bilmek zorundayız. Bu amaç-
la arkadaşlanmız istihbarat toplamış olabüirler. An-
cak bu. telefon dinleme yöntemiyie değiL başka şeldl-
lerde mümkün olabilir. Evet, bir istihbarat çahşması
yapılmıştır. Ortada bir somut girişim var. ancak bu »i-
rişim kötüye kullanılmış olabilir. Bu konuda tahkikat
başlanlması gerekir." Genelkurmay Askeri Savcılı-
ğı'nın da hakkında soruşturma başlattığı Orakoğ-
lu'nun da. savunmasını, "iç güvenlikle ilgili görevleri-
ne" dayandıracağına dikkat çekildi.
Genelkurmay'dan önlem
Genelkurmay Başkanlığı'nın TSK'de göre\- yapan
polis kökenli er \e erbaşlann. karargâhlarda bulunan
kritik bölgelerden uzaklaştınlması talimatı verdiği
bildirildi. Emniyet istihbaratının bazı birliklere yöne-
lik çalışmalannın TSK mensuplan ile emniyet görev-
lileri arasında gerginliğe neden olduğu belirtildi. Bir-
likleri gözetledikleri öne sürülen bazı polislerle bir-
liklerde görev yapan askerler arasında sert tartışma-
lar yaşandığı savunuldu.
Askeri savcılığın. istihbarat faaliyetleriyle ilgili ola-
rak onbaşı Kadir Sarmusak'ın yanı sıra 2 onbaşının
daha ifadesini aldığı öğrenildi. Ifadeleri alınan 3 ki-
şinin tutuklanarak askeri cezaevine konduğu öğrenil-
di. Bülent Orakoğlu'nun Hatay'da emniyet müdürü
olarak görev yaptığı sırada. "maü şube operasyonla-
ruidahaksızikramiyedağıtıını'suçlamasınahcdcr ol-
duğu belirlendi. Orakoğlu hakkındaki iddialarla ilgi-
li olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca inceleme.
lçişleri Bakanlığı'nca da soruşturma yürütüldüğü öğ-
renildi.
Sıvaskatliamınıprotestogösterileriön-
Şark Kahvesî önönde toplanan yaklaşık 2 bin kişilik bir topluluk "Sı\as katliamının hesabı sorulacak". "Dün
Slaraş'ta. bugün Sıvas'ta; çö/üm faşizme karşı savaşta" sloganlan atarak semtin sokaklannda ellerinde me-
şalelerle bir buçuk saat boyunca dolaştılar. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tstanbul Şubesi de dün Kadı-
kö> Atatürk Anıtı önünde bir anma töreni düzenledi. Yakiaşık 300 kişinin katıldığı törende. "Srvas'ın hesabı
sorulacak", "Genciz, güçlüjüz. Atatürkçüyüz", "Türkiye laiktir laik kalacak" ve "Türidye İran olmayacak"
şloganlan arıldı. Öte yandan önceki gün yapılan "Demokrasi ve Laiklik" mitinginde taş ve sopalaria çabşan
ÖDP ile İP'liler olaydan birbirlerini sorumlu tutan açıklamalar >apülar. (Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN)
Deniz Baykal
'Zaman siyasi
hesaplarla
harcanmasın'
ANK.\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Baş-
kam Deniz Baykal. kamu-
oyu baskısı karşısında arahk
ayında erken seçim istemin-
den vazgeçerek "Sorumlu-
luğumuzun bilincindeyiz"
dedi.
Baykal Ankara Tıcaret
Odası meclis toplantısında
yaptığı konuşmada, Türki-
ye'nin zamanının çok de-
ğerli olduğunu kaydederek
bunun siyasi hesaplar adına
harcanmaması gerektığini
söyledi. Türkiye'nin önem-
li bir dönemden başanyla
çıktığını kaydeden Baykal,
"Bu özel durum karşısında
sadece bir siyasi parti gibi
davranma olanağımızolma-
dığını göriiyomm. Bunun
sorumluluğu içindeyiz" de-
di. Baykal. ülkede askeri bir
ihtilalin atlatıldığını söyle-
di. ANAPveDYP'-ninbir
araya gelmemesi yüzünden
Türkiye'de erken bir RP ik-
tidannm yaşandığını kayde-
den Baykal. gereksiz yere
zaman kaybedildiğini söy-
ledi. Baykal, Türkiye'de si-
yasetin rayına oturması ge-
rektiğini belirterek "Bunun
için de merkez sağm ve mer-
kez solun yerine oturması
gerekmektedir" diye konuş-
tu.
Ordu içinde gizli belge toplayan onbaşı, 6-8 tane belge sızdırdığını itiraf etti
Polisin ajanı bülbtil gibi
Haber Merkezi- Genelkur-
may'ın ıçindeki köstebek Kadir
Sarmusak. eski Emniyet Müdürlü-
ğü tstihbarat Daire Başkanvekili
BülentOrakoğlu'na 6-8 adet gizli
belge gönderdiğini itiraf etti. Ora-
koğlu'nun kendisini tehdit etmesi
üzerine bu işe başladığını öne sü-
ren Sarmusak. belgeleri iki polis
memuru ve Mahmut kod adlı baş-
komiser aracılığiyla ilettiğini söy-
ledi.
Genelkurmay'da köstebek skan-
dalının başaktörü eski tstihbarat
Daire Başkanvekili Bülent Ora-
koğlu'na, Deniz Kuvvetleri'nde as-
kerlik görevini yapan polis Kadir
Sarmusak'ın bilgi sızdırdığı ortaya
çıktı. Sarmusak. 23 Mayıs 1997
günü Deniz Kuvetleri'nde. 29 ma-
yıs günü de Genelkurmay'da verdi-
ği ifadelerde her şeyi anlattı.
Sarmusak, ıfadelerinde. im-
mam-hatip lisesinden mezun ol-
duktan sonra polis olduğunu. Niğ-
de ll Emniyet Müdürlüğü İstihba-
rat Şubesi'nde 20 ay çalıştığım. as-
kerliğini Deniz Kuvvetleri'nde ya-
parken İstihbarat Başkanlığı emri-
ne verildiğini belirtti. Genelkur-
may Başkanlığf nda çalışırken bir
dinleme cihazını tamir ettiği için
Orakoğlu'nun kendisine kızdığını
belirten Sarmusak daha sonraki
olaylan şöyle anlattı:
"Basın-Yayın Masası'nda görev-
li Başkomiser Mahmut kod isimli
şahıs bana 'Orakoğlu Müdürümü-
zü çok kızdırmışsın. Seni istihba-
rattan çıkarmayı düşünüyor. Ken-
dini affettirmen lazım" dedi. Ben
de "Rande\u al görüşelim' dedim.
tstihbarat Daire Başkam Bülent
Orakoğlu ile görüştüm. Bu göriiş-
medc Başkan Vardımcısı Hanefi
Avc ı da vardı. Kendisinden özür di-
leyerek affını istedim. O da 'Bazı
şartlarla affederim" dedi ve şartla-
nnı sıralayarak 'Son zamanlarda
basında TSK'nin ihtilal yapacağı
şeklinde yazılar var. Bu konuda
herhangi bir bılgi elde ettığinde ha-
berim olsun. Bulunduğun kuvvet-
te iç güvenlikle ilgili hangi konu-
lar üzennde çalışıldığı konusunda
bilgi ve belge aktarman mukabi-
linde seni affederim' dedL Ben de
istihbaratçdığı çok sevdiğûn ve ken-
dimi kabul ettirebihnek için bu tek-
lifi kabul ettim." Sarmusak, ilk ola-
rak "BeykozKülliyesi" ile ilgili bel-
geyi ele geçirdiğini ve bunu bir ki-
tap içinde polis memuru L'ğur kod
adlı kişiye verdiğini söyledi. Sar-
musak, en son olarak 'içinde BAT-
KOM geçen şifreü mesajı' ele geçir-
diğini, bunu da polis memuru Mus-
tafa vasıtasıyla Başkomiser Mah-
mut'a ulaştırdığını bildirdi. 6-8
emir ve mesajı böylesi yöntemler-
le aktardığını itiraf eden Sarmusak.
yakalanmasaydı 6 ila 8 sayfalık bir
evrakı da aynı yöntemlerle gönde-
receğini açıkJadı. Sarmusak, Ora-
koğlu'nun kendisine. "MGK ka-
rarlanmn beyninin Güven Erkaya
olduğunu, bu kararlann hazuian-
masında Deniz Kuwetleri İstihba-
rat Başkanlığı'nın büyük rol oyna-
dığını söylediğuıi
1
" belirtti.
BİRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
"Hayatı Paylaşma"nın
Ateşi
Nâzım Hikmet'in şu dizelerini hiç unutmamı-
şımdır:
"Buyrun" deniyor size,
"Buyrun oturun " deniyor size,
konuşup anlasalım.
Yoktur sözle çözülmeyecek düğüm,
davalan halletmez ölüm,
hayatı paylaşalım.
"Hayatı paylaşmak": Belki hiçbirfelsefeteması
bu kadar güzel değildir: bütün yüce düşüncelerin
gelip ortaklaşa üstünde anlaştıkları tek ölümsüz fi-
kir de budur belki. Yaşamdan daha aziz başka bir
nimet yoktur: Onu,tüm insanların davet edildikle-
ri bir dünya şöleninde, hiçbir ayrım gözetmeden
başkalanyla paylaşmak insan olmakla eşanlamlı-
dır. Uyuşmazlıklarınız varmış, elbette olacak; ama
onları ölümle değil. ancak sözle, yani fıkirle çöze-
bilirsiniz: çünkü. ölüm yaşamın zıddıdır, düşünce
ve söz ise, doğanın verdiği ayrıcalık insan soyu-
na.
"Hayatı paylaşmak!"
Ne var ki inanmayanlar var buna.
2 Temmuz 1993'te, Sıvas'ta 37 aydın insanı "şe-
riat istiyoruz" haykırışları arasında cayır cayır ya-
kanlar. "hayatı paylaşma"ya ınanmayanlardı.
iki yıl önce, istanbul'da Gazi Mahallesi'nde,
20'nin üstünde genç insanı nişan alıp öldürenler,
"hayatıpaylaşma"n\n karşısındaydılar.
70'li yıllarda Kahramanmaraş'ta, Yozgat'ta ve
daha başka yerlerde kıyıma gidenler de öyleydi.
Türkiye'de "faili meçhul" cinayetlerın listesini
okuyup bitirmek saatler alır; bu vahşeti insanları-
mıza reva görenlerin. tetiği çekenler kadar çekti-
renlerin de, "hayatıpaylaşma" umurlanndadeğil-
di.
Daha yakın bir örnek: Son bir yıldır Türkiye'nin
. üstüne kâbus gibi çökenler, "hayatı paylaşma"y\
değil, onu dar dünyalarının içinde boğmak ısteyen-
lerdi; hemen bütün devlet kurumlarıyla, toplumun
sivil örgütleriyle boğaz boğaza gelişlerinin anlamı
budur.
"Hayatı paylaşmak": Evveli bu, âhırı bu!
Türkiye'nin şu çarçur edilmiş yıllarına bakıp ya-
nnlarını kurtarmak mı istiyorsunuz?
"Hayatı paylaşmak"tan yola çıkınız!
Insanları, bir toplum kalkınmasınınyarışınasok-
mak mı var programınızda?
Kuralımız, "hayatı paylaşmak" olacak deyiniz
onlara!
Ama sizler, yönetici olarak sizler, bunun örnek-
lerini veriniz.
Sözlerde, kararlarda, eylemlerde...
En başta da şunu yapmalısınız: Özellikle
1980'lerle, bu toplumun başına musallat edilen
bir anlayış var ki, "hayatı paylaşma"yı reddedıyor.
Kabul ettiği ne? Köşeyi dönmek, devleti talan et-
mek, toplumu vurmak; sesini çıkaranı tiay6ki(-
mek! , „ mei »««»<!>
Boşuna mı bu çeteler, cinayetler? ' * ''*
Ama böyle bir anlayışla toplum cangıla döner,
nitekim dönmüştür: Sosyal adalet, daha da uzak
bir düş haline gelmiş; eğitim, sağlık ve hemen he-
men bütün öteki sosyal nımetler bir azınlığın teke-
line geçmiştir.
Son veriniz buna ve yığınlara açınız kapılan!
Başta da emekçilere...
Emek, hak ettiğini alamıyorsa; emekçiler, köy-
lüler, yoksullar yaşamın nimetlerini tadamıyorsa,
o toplum karanlık bir geleceğe adaydır; bilinçleri
sömüren yığınla sahtekâr ve şartatanın oyuncağı
olup çıkar. Ülkemizde dinci sömürünün altında ya-
tan başta budur.
Gericiliği, öyle hep kılıkta, kıyafette de görme-
yelim.
Gericilik "sınıfsal" bir kavramdır: Emekten ve
alınterinden çalarken, kulaklara da kendi yalanını
üfler. aptallaştırır.
Bu vardır Türkiye'de.
Ayrıca "dinci gericilik" de vardır: Vicdan özgür-
lüğü, milli ve manevi değerler etiketi altında ken-
di oyununu sürdürüyor ve bu arada kasasını dol-
duruyor.
Çağdaşlığın, Cumhuriyet'in ve Devrim'in düş-
manıdır.
Laikliğe düşmanlığının altında yatan da bu!
Nasıl karşı çıkacaksınız ona?
Elbette kuru yasaklarla değil! Ya neyle?
"Hayatı pay/aşma "nın önlemlerini alıp kurumlaş-
tırarak!
Dört yıl önce Sıvas'ta. şeriat çığlıklan içinde ate-
şeverilenler, birAsım Bezirci, birBehçet Aysan,
bir Metin Altıok, bir NesirmÇimen ve daha baş-
ka güzel insanlar, "hayatı pay/aşma "nın inancı için-
deydiler, önun için yakıldılar. Onlan anmanın en gü-
zel yolu da, "hayatı pay/aşma "nın ateşini tutuştur-
maktır bu topraklarda sönmemecesine...
UZ YAZI /ORHAN BİRGİT
Kamuoyunun dikkati, devle-
tin Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nün, Silahlı Kuvvetlerini özel
ve özer köstebekleriyle izletme-
sinden doğan apaçık skandalla-
ra odaklandığı bir sırada, yuka-
rıdaki başlık ilk anda fazla bir an-
lam ifade etmeyebilir. Ama, bu
ziyaretin BM Genel Sekreterı
Kofi Annan'ın çağnsı nedeniy-
le, 9-13 temmuz tarihleri arasın-
da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri-
yeti Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'ın. Kıbns Rum Yöneti-
mi liderı Klerides'le bir araya
gelmelerinden önce yapılmış ol-
ması, olaya başka bir önem ver-
diriyor.
Hele. Denktaş'ın şahsında
Kıbrıs sorununa yeni hükümetin
yaklaşım bıçiminin de bugünkü
ziyaret nedeniyle belgelenmek-
te oluşu, bu önemi daha da art-
tıracak. Zira bızim kamuoyumuz
kadar, Washington-Atina ikilisi
için de "sıcakbirhaftanın" baş-
lamakta olduğunun belirgin ör-
neklerı var.
Bu örneklerin başında Denk-
taş'ı bugün Esenboğa'da uzun
bir süreden beri olduğu gibi bir
devlet bakanının değil; Başba-
Denktaş Ankara'da...
kan Yardımcısı Ecevit'in karşıla-
ması gelecek. Söylemeye gerek
yok ki karşılayıcı salt bir başba-
kan yardımcısı olmaktan çok,
Kıbrıs Barış Harekâtı'na imzası-
nı koymuş bir eski başbakan.
Dahası. Türkiye'nin Kıbns'la il-
gili ilişkileri için hükümetten ay-
nlışından bu yana on sekiz yıldır
somut öneriler de üretmiş bir si-
yasetçi. Kıbns işlerınden sorum-
lu Devlet Bakanı Prof. Şükrü
Gürel ve Dışışleri Bakanı İsma-
il Cem de KKTC Cumhurbaşka-
nı'nın karşılanmasında buluna-
caklar. Ve konuk cumhurbaşka-
nı, çağrı sahibı Demirel ile Çan-
kaya'daki görüşmelerden önce
"devlet töreni" iie selamlanacak.
Bütün bu özenli protokol dü-
zenlemesi ile ilgili haberleri nok-
talarken unutulmaması için söy-
lemekte yarar var
Yine ülkesi ile ilgili bir dizi gö-
rüşme yapmak amacı ile Denk-
taş iki hafta önce Ankara'daydı;
ama o günlerın hükümetinden
bir tek "Tann'nın kulu" kendisi-
ne görüşme için zaman ayıra-
mamıştı.
Şimdi gelelim, New York'ta
Denktaş-Klerides ikilisinin gö-
rüşmesi için uzun uzun hazırla-
nan Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri için olduğu kadar.
Amerika ve Yunanistan için de
bir tür şok sayılabilecek Anka-
ra'daki değişime.
Ankara, bir yandan son dere-
cede usta bir taktik ile Ege'deki
Türk uçaklarının silahsız uçma
karannı hem de tek yanlı olarak
kabul ederek Yunanistan'la iliş-
kilerinde dostluğa verdiği önemi
gösteriyor.
Öte yandan, New York görüş-
melerine gitmeden önce Denk-
taş'a şu mesajı veriyor:
"Kuzey Kıbns'ın güvenliğı ve
toprak bütünlüğü elbette Türki-
ye için önemlidir. Ama birsüre-
den beri, adanın Rum tarafın-
daki aşın silahlanma, özellikle
Rusya 'nın Rum ordusunu füze-
lerfe güçlendirmiş olması, Tür-
kiye'nin güvenliğini Kuzey Kıb-
ns 'la Güney Kıbns arasındaki sı-
nırdan başlatacak bir değişimi
zorunlu kılmıştır." Başbakan
Yardımcısı Ecevit'in dile getirdi-
ği bu görüş, henüz güvenoyu al-
mamasına karşın ANASOL-D
hükümetinin, ülke sorunlanna
ne denli hazırlıkla başladığının
kanıtıdır.
Bir başka kanrt da, Erba-
kan'ın muhalefettekı bütün söy-
lemlerine karşın, hükümet so-
rumluluğunu yüklenince özellik-
le dış politikada nasıl bir ABD
yanlısı politika izlediğinin bir kez
daha belirginleşmesı ile öne çı-
kıyor.
Dün Ecevit'ten öğreniyorum
ki hükümet uzun bir süreden be-
ri adada kesin sonuç almaya ka-
rarlı gözüken ve bu amaçla
Denktaş- Klendes görüşmesi sı-
rasında görüşme konularını bir
tür belge gibi gündemleştirme-
yeçalışan Birleşmiş Milletler Ge-
nel Sekreteriiğı'nın karşısına
Türkiye dolaylı olarak çıkacak.
Görüşmeden önce resmen
açıklanacak olan Türkiye'nin tu-
tumu,''Denktaş'/ değil, asılmu-
hatap olarakAnkara'yı gör" ola-
rak değerlendirilebilir.
Yeni hükümeti böyle kesin bir
vaziyet almaya yönetten neden-
lerinden birisi, öteden beri bilini-
yor. Türkiye, Rum kesiminin
ancak, Ada'da bir çözüm son-
rası ve Türkiye ile eşzamanlı
olarak AB'ye üye olacağı gö-
rüşündedir.
Ama ANAP-DSP-DTP hükü-
metini Kıbns konusunda kesin,
açık ve ödünsüz olarak 'Türki-
ye'nin güvenliği Güney Kıbrıs
Rum Topluluğu ile KKTC ara-
sındaki sınırdan başlıyor" görü-
şünü açıklamaya neden olacak
gelişmelerin satt, Rum tarafın-
daki silahlanma çılgınlığı da ol-
madığı anlaşılıyor.
Kıbns veAvrupa Topluluğu iş-
lerinden sorumlu Devlet Bakanı
Şükrü Gürel, dün bu konudaki
görüşü şöyle açıklıyor:
"Rusya'nın Kıbns Rum kesi-
minde sadece askeri varlığı de-
ğil, büyuk ölçüde ticari yatınmı
da var. Bu gözle görülür ilginin
bir başka tehlikeli yanı da Rus
mafyasının Güney Kıbns'ta üs-
lenmiş olmasıdır."
Başbakan Yardımcısı Ece-
vit'in önceki gün Gaziantep Tî-
caret Odası heyeti ile yaptığı
görüşme de Kuzey Kıbns'a özel
sektörün ilgisini çekmek amacı
ile hükümetin ilgisinin yoğunla-
şacağının bir kanıtı olarak görül-
meli. Hükümet, Gaziantepli işa-
damlannı özendirmek amacı ile
yapacağı çalışmalan, kentten
Lefkoşa'ya devamlı uçak sefer-
leri koydurtarak gösterecek.
Bülent Bey'den, güneydeki
güvenlik sınmmızı Kıbns adası-
nın ortasına uzatması karannın,
Ecevit'in KKTC'nin savunma ve
dışişlerinde bilinen politikasını
uygulama aşamasına yol açıp
açmayacağını öğrenmek iste-
dim.
Yani, savunma ve dış politika-
sı Ankara tarafından üstlenilmiş
özerk bir devlet mi olacak
KKTC?
Başbakan yardımcısının yanı-
tı şöyle:
"Türkiye 'nin AB üyeliği konu-
sundaki görüşüne karşın, Avru-
pa, Kıbns'ı daha önce üye ola-
rak kabul etmeye kalkışırsa el-
bette."
CHP'den 8 yıl tepkisi
Keskin: Sagjam'dan
geriye düştüler
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin.
8 yıllık kesintisiz eğitim-
de pilot uygulamanın
1973'ten beri var olduğu-
nu anımsatarak yeni hü-
kümetin REFAHYOL hü-
kümetinin gerisine düştü-
ğünü savundu. DSP Genel
Başkam ve Başbakan Yar-
dımcısı BülentEcevit ise 8
yıllık kesintisiz temel eği-
time. "çok kısa zamanda
geçileceğini"söyledi.
CHP.Ecevit'ın.u
8>Tİhk
kesintisiz eğitim pilot böl-
ge uygulaması olarak baş-
latılacak" açıklamasına
tepki gösterdi. CHP Genel
Sekreteri Keskin. düzen-
lediği basın toplantı<ında,
hükümetin henüz güveno-
yu almadan halkın bek-
lentilerini siyasi çıkar uğ-
runa feda ettiğini savuna-
rak U
8 ydhk kesintisiz eği-
tim konusunda takınılan
ta\ır. sergilenen iislûp şa-
şırtıcıdır.''dedi. Keskin. 8
yıllık eğitimin savsaklan-
mayaçalışıldığım savıına-
rak "Biz. bu iktidann oluş-
masına8yıllıkeğitimin uy-
gulanacağı inancı ileomuz
veriyoruz" dedi. REFAH-
YOL hükümetinde Millı
Eğitim Bakanı olan Meh-
met Sağlam' ın,' '8 yıl için
bütün hazıriıklartamam"
sözlerini anımsatan Kes-
kin. "Bu tavırlanyla Sağ-
lam'dan geri bir çizgiye
düşmüşlerdir" diye ko-
nuştu.
Ecevit ise Başbakanlık
çıkışında gazetecilerin so-
rulannı yanıtlarken 8 yıl-
lık kesintisiz eğitimin za-
mana yayılmasının söz
konusu olmadığını söy-
ledi.