Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 TEMMUZ 1997 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
Zonguldak Y 25 Antalya
Yurdun kuzey ke-
sımlen parçalı yery-
er bulutlu, Marma-
ra'nın kuzey ve do-
öusu. Karadenız ile
Iç Anadolu nun ku-
zeyı sağanak ve
gökgürültülü sağa-
rak yağışlı, dığer
yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Hava
sıcaklığı yurdun ıç ve
kuzey kesimlerınde
azalacak.
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
PB
19
25
22
24
22
25
27
26
Münıh Y 23 Milano
Beriın
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
ÇB
PB
A
Y
PB
ÇB
A
A
23
24
35
26
27
22
32
34
A 32
Moskova PB 28
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahire
A
Y
PB
A
A
PB
A
40
33
35
32
39
34
35
Şam 36
0Aç,k Pafçalı bjlutiu Sıslı , 3uıut,u t Çok bulutlu ı Yağmurlu Karlı Sulu kar > Gok guruttülu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
yorlar.
Yeni bir eylem biçimi bulmuşlar galiba. Tasannın
görüşüleceği gün "on binlerce vatandaşın" özel
otolanyla Ankara'ya geleceğini, araçlanyla TBMM
çevresinde "ringyürüyüşü°yapacak\ann\ bildiriyor-
lar.
Sosyal yaşamı altüst etmedikleri, yetkililerden
izin aldıkları sürece, örneğin otomobilleriyla, ring
seferieri de düzenleyebilirler başka eylemler de ya-
pabilirler. Elbette dinsel kurallara aşın bağlı vatan-
daşlanmızın "demokratik hakkıdır" bu yaptırımlar.
Kuzum, bu girişımler neyi değiştirecek? Türki-
ye'nin çağdaşlık yolundaki kararlılığını mı? Yoksa
başta MGK ile yeni hükümetin çizilen yoldan kop-
malannı mı sağlayacak?
Dinci yayın organlarının, imam-hatipli dernekle-
rin ve bu örgütlenn arkasında şimdilik sessiz duran
RP'nin asıl amacı başka. llk amaç hareketsiz kal-
madıklarını kendi kamuoylanna sindirmek.
Ikinci amaç, RP'ye yakın olduğunu varsaydıkta-
n ANAP'ın tabanını bölmek.
Bu amaca yöneldiklerini açıkça yazıyortar: "Bü-
yük tepkiler muhafazakâr tabana sahip koalisyo-
nun büyük ortağı ANAP'ın üzerinde yoğunlaşmış
durumda. "(Yeni Şafak- 25 Temmuz 1997.)
Oysa, ANAP'taki "karşı kıpırdanma" giderek da-
ralıyor.
Zira bir partinin tabanı, bir başka partinin taba-
nıyfa aynı duyguları ne ölçüde paylaşırsa paylaş-
sırl, iktidara geldi mi, o tabanı partiden ve hükümet-
ten koparmak olanaksız duruma geliyor.
Ibret
Mesut Yılmaz, bu gerçeği bildiği için partisinde
sert eleştirileryapanlara bir çeşit hodri meydan çe-
kiyor.
Sert bir karşı çıkış yaparak "Isterseniz hükümet-
te kalmayı tartışalım" diyor.
Tabii tısss!
,_ Siyaset dünyamız ibretle izlenecek, ama gülüm-
Semelere yol açacak keyif verici örneklerle dolu. Bir
'zamandı, -en çok iki ay önce- Şaibe Hanım, bü-
yük reform diye nitelediği kesintisiz 8 yılı öylesine
benimsemişti ki, kanıtlanan yalancılığınakarşınsö-
züne inanır gibi olduk.
O sıra partisinden gelecek tepkileri gözeten Me-
sut Yılmaz ise hafıf hafif mınn kınn ediyordu 8 yıla.
Sonradan bir de baktık ki; o Mesut Yılmaz, son
MGK toplantısına girmeden önceki saatlerde Te-
kirdağ'daki nutkunda 8 yılı "büyük reform "diye ta-
nımlamıyor mu? En küçük ödün vermeyeceğini
söylemiyor mu?
-t.) Ya Şaibe Hanımcık? Kesintisiz formülünü kgajr^^,,
tili biçime ındirgeyen sahneyi eliyle açıyor, arkasın-
dan ikinci adamlan DYP'nin 8 yılı, kesintisiz iste-
mediğıni övünerek ve de bülbül gibi şakıyarak açık-
lıyorlar.
Siz skandal deyiniz. Ben diyeyim ki rezaletin son
perdesi.
Ne yazık ki yaşını başını almış adamlar hâlâ bu
hatunun peşinde koşturup duruyorlar.
Şaibe, grup karanyla 8 yıla karşı çıksa partiden
yeni fireler olacak. lyisi mi, serbest bırakıyor. Ger-
çi grup kararı olsa, örneğin Tiırhan Tayan, Mitli
Eğitim Bakanlığı zamanında toplanan Eğitim Şû-
rası'nda öncülüğünü yaptığı 8 yıllık kesintisiz temel
eğitim karanna nasıl karşı çıkacak?
Kimi meslektaşlarımız -belki düzelir diye-
1990'da Şaibe'nin "liberal ve Batı'ya dönük eğiti-
me devletin el koymasını" istediğini anımsatarak
iugünkü "U" dönüşünden vazgeçmesini difiyorlar.
'- A benim güzel kardeşim; iki ay önceki yeminli
söylemlerini umursamayan bir insan yedi yıl önce-
sini anımsar mı?
Ne ki, siyasette özeleştiri bazen yarariı oluyor.
Ülkeyi sahipsiz sanan bir partinin gözbebeği Ab-
dullah Gül, geçende "bir itirafta" bulunuyor: "Ke-
sintisiz eğitim tasansını Meclis'e sunsaydık, RE-
FAHYOL'un yıkılması için o kadar ağır baskı kurul-
mazdı" diyor.
Geç kalan bir saptama, bir yargı.
Sayın Gül, "dünkü aklınızla" giderseniz askerie-
re...
Belki alırsınız tezkere!
Uyuşturııcuda Çüler izi• Baştarafı 1. Sayfada
nanbirbankanın Londra'daki 3 şu-
besi hakkında kara para akladıkla-
n gerekçesiyle soruştunna başlat-
tığını da yazdı. Söz konusu barıka,
uyuşturucu mafyasının 200 bin do-
lannı (31 milyar TL) aklamakla
suçlanıyor.
tngiltere'ye gıren eroin mikta-
nnda rekor bir artış olduğuna de-
ğinen gazete, bankanın incelenme-
si karannın da eroinin yüzde
90'ının Türkiye ile KKTC'den gel-
diğinin belirlenmesinden sonra ve-
nldiğîni yazdı.
Geçen ekim ayında yine Merkez
Bankası'nm girişimleri ile merke-
zi KKTC'de bulunan bir bankanın
iki şubesinin faaliyetleri durdurul-
muştu. Haberde bu olaya da yer
veren gazete bankanın sahıbi olan
Boyacı ailesi ile KKTC lideri Ra-
ufDenktaşarasındaki akrabalık ba-
ğuıı da vurguladı.
Türkiye'riin geçen yıl kara para-
nın aklanmasını önleyici bir yasa
çıkardığını, ancak bu yasanm ye-
tersiz olduğunu yazan gazete, tn-
giltere'deki bankacılık uzmanlan-
nın, bankalan Türk bankalanyla iş
yaparken dikkatli olmalan yolun-
da uyardıklannı belirtiyor.
The Observer'e göre. kara para
aklanmasını önleme konusunda
Türk yasalan yetersiz kalırken
KKTC'nin bu konuda bir yasası
bulunmuyor.
Gazete, 1992 yılından beri maf-
ya ile bağlantısı olan 30'u aşkın
"paravan banka" kurulduğunu ile-
n sürüyor.
The Observer gazetesi, Türkı-
ye'deki politikacılann ve polis şef-
lerinin uyuşturucu mafyası ile bağ-
lantılan olduğu yolundaki iddiala-
ra da genış yer verdi. Susurluk ka-
zası ile dev let içindeki çetelerin or-
taya çıktığını yazan gazete, Tansu
Çiller'in Abdullah Çatb hakkında
"Bu ülke için kurşan atan da kur-
şun yiyen de vatan kahramanlan-
dır" sözlerine de yer verdi.
DYP örtmek istiyor• Baştarafı 1. Sayfada
leri Bakanı Meral Akşe-
ner'e yönelik olmasının da
"karşdıkh ahnganhktan"
kaynaklandığını öne süre-
rek "Meral Hanun'a aüfta
bulunuluyor. Köstebek,
möstebek gibi \arsajimlar-
la hareket etmek doğru de-
ğUdir. Meral Hanım için
'Bilmezlikten geldi' diyor-
lar. Peki, Meral Hanım top-
lanödançıknktansonra ko-
nuyla ilgili belge geldiyse,
yalan söylemiş mi oluyor.
Olamaz mı? Belge sonra-
dan gelmiş olabilir. Yani
açıklamaları ne>i kanıtiaya-
cak? Neyi ifade edecek" de-
di. Gölhan, MGK toplantı-
lannda ele alınan konular-
la ilgili değerlendirmelenn
bugüne kadar açıklanmadı-
ğını belirterek "Hoşbirşe>'
değiL Sistemi bozmamak,
zedetememek gereldr'' gö-
rûşünü dile getirdi. Tepkisi-
ni ölçülü tutmayaözen gös-
teren Gölhan. MGK'nin
aynntılı bir tutanak açıkla-
ması yapmayacağını, özel
ve gizli bölümleri deşifre
etmeyeceğinin altını çize-
rek "LTkenin temel sorunla-
n açıklanmaz. Gizli görül-
meyen bölümler açıklanır.
Eğer böyle bir şey yapüırsa,
bundan sonra oradald ko-
nuşmalann açıklanacağı
endişesi serilmiş olur" de-
ğerlendirmesini yaptı.
DYP Grup Başkanvekili
Saffet Ankan Bedûk,
MGK'nin tutanakla ilgili
tutumuna şıddetle karşı
çıktığını söyledi. "Benim
devlet anlayışun, bugüne
kadar gizli toplantılarda
bulunmuş bir kişi olarak.
devletin sırn sonuna kadar
devam eder" diyen Bedük.
son dönemlerde bu ilkenin
meşru ya da gayri meşru
yollardan ihlal edildiğini
söyledi. Bedük, "SırntteB-
ğindeki konular gûndeme
getiriliyor. Bu gidişledevlet-
te sır kalmayacak" dedi.
Gizli toplantılann yayılma-
sı noktasına gelinmesinın
ülkede ciddi bir sıkıntı ya-
ratacağını kaydeden Be-
dük, "Bir atasözü var;
"Söyleme sırrtnı arkadaşı-
na, söyler arkadaŞına' der-
ler. Bu geteneğin bozulma-
ması gerekir. Tutanaklann
açıklanmasını doğru bul-
muyonım" dedi. DYP
Grup Başkanvekili Turhan
Güven ise MGK kararlan-
nın gizli olacağına ilişkin
yasa hükmübulunmadığını
belirterek "Yayımlasınlar,
eDeâode ne varsa döksün-
ler. Gizlilik olmaz" dedi.
Güven, gizlilik olmadığı-
nın göstergesinin 28 şubat
kararlan olduğuna dikkat
çekti.
Federasyon GenelkunnayMa 'tutanak' toplanüsı
• Baştarafı 1. Sayfada
reve getirmesi ile naklen ya-
yın kavgasının bu hafta çö-
züme ulaşması bekleniyor.
1 ağustosta başlayacak ilk
lig maçında Ankaragücü -
Galatasaray karşı karşıya
gelirken bu maçın hangi ka-
naldan ve nasıl verileceği
konusu açıklığa kavuşmadı.
* • Öekaa Olcsy . Imtm^gı
çözme arayışma girerek
dünden itibaren toplantılara
başladı.
Ancak alınacak karar ne
şekilde olursa olsun naklen
yayın kavgasının sona ere-
ceğine kimse inanmıyor.
Çünkü işin içinde TV'lerin
milyonlarca dolarhk pazar
payı kavgası var.
Bu kavga da önceki gün-
kü seçimlerde iyice brtaya
çıktı. Bir yanda CINE 5'in
elinde daha 2 yıllık sözleş-
mesi varken BtMAŞ'ın
hem 50 milyon dolarhk taz-
minarı vermesi hem de ku-
lüplere 70 milyon dolarhk
pay çıkarması, başlatılan
çekışmenin hukuk dışma da
taşarak bazı tehditlere dö-
nüştüğünü gösteriyor.
Son seçimlerde genel ku-
rul üyelerine yapılan tehdit-
ler sonucu katıhmın yeterli
ohnaması sağlanmış ve so-
nuçta haşkao seçilememış-
fi.
M. Ali Yılmaz'ın hareke-
te şeçirdiği Ergun Gürsoy
ile Ozkan Sümer'ın delege-
leri etkileyerek seçime ka-
tılmalannı engelledikleri
söylentileri dün de sürer-
ken. federasyon parası ile
Ankara'ya giden ve üstelik
22 milyarhk bir ekstrayı da
federasyona yükleyen, bu-
na karşın oy vermeyen dele-
geler hakkında soruşturma
açılması da seçimlerdeki re-
zaletin bir başka yanını ser-
gilıyor.
• Baştarafı 1. Sayfada
rüten Deniz Kuvvetlen Ko-
mutanlığı Askeri Savcılı-
ğı'na iletilmesinın de olası-
lıklar arasmda olduğu öğre-
nildi.
Başbakan Yardımcısı ve
Devlet Bakanı Bûlent Ece-
vit, tutanaklann açıklanma-
sı için MGK'de görüş birli-
ğine vanldığını belirterek
"Uhısal güveniiğe zarar ver-
meyecek ölçüde şeffaflıktan
j-anavım. Tutanaklann açık-
lanması dedikodulan önler"
dedi.
Genelkurmay. son
MGK'de vanlan görüş birli-
ği doğrultusunda 31 mayıs
toplantısının istihbarat
skandalına ilişkin bölümle-
rinin kamuoyuna açıklan-
ması konusunda bir iç de-
ğerlendirme toplantısı yapa-
cak. Toplantıda, "casustnk
skandalınuı" yaşandığı dö-
nemde Başbakan Yardımcı-
Asya'dan Avrupa'ya yüzdüler
ALPGÜNVARAN
Dün lstanbul'da saatler 10.00'u gösterdi-
ğinde belki bırçoğumuz sıcak yataklanmızda
pazar sabahlannın özlenen keyfmi süriiyor;
ya da mışıl mışıl uyuyarak tüm bir haftanın
verdiği yorgunluğu üzerimizden atmaya çalı-
şıyorduk. Ne var ki 11 ülkeden gelip Kanlıca
İskelesi'nde buluşan 176 sporsever için dün
sabahın ayn bir önemi vardı. Onlar iki kıtayı
birbirinden ayıran; ya da birleştiren Istanbul
Boğazı'nı geçmenin heyecanını yaşıyordu.
9'uncu kez gerçekleşen Uluslararası Boğazi-
çi Yüzme Yanşı'nın sona erdiği Kuruçeşme
Parkı ise bir kez daha, gururun. sevincin ve
hüznün paylaşıldığı, dostluklann kurulduğu,
göz yaşlannın döküldüğu. olimpiyat ruhunun
sergilendiği duygusal bir arenaya dönüşecek-
ti. Yanşmaya 7'nci kez katılan Hakan Esld-
oğlu, Çek Cumhuriyeti'nden gelen iki bayan
rakibinin 14 saniye önünde bu zorlu mücade-
leyi 5'inci kez zaferle noktaladı.
sı olan Tansu Çüler ve Içiş-
leri Bakanı Meral Akşe-
ner'in çelişkili ifadelerine
ilişkin değerlendiımelerin
yanı sıra gizliliği kaldınlan
tutanaklann açıklanmasına
ilişkin yöntem konusunda
seçeneklerin de ele alınabi-
leceğine dikkat çekildi.
MGK'nin 2945 sayılı yasa-
sı ve MGK Genel Sekreter-
liği YjEatı'mn T0. madde-
sinde yer alan "Tutanaklar
ve görüşmeler açıklana-
maz" hükrnü nedeniyle, tu-
tanaklann "karar" haline
dönüştürülerek açıklanması
formülünün uygun görüldü-
ğü kaydedildi.
Bu formüle göre, emniyet
birimlerinin Deniz Kuvvet-
leri Komutanlığı'nda istih-
bari çalışmalan ile ilgili ko-
nuşmalan içeren 31 mayıs
1
'
tarihli MGK toplantısının
konu ile ilgili tutanaklan ka-
rar gibi açıklanabilecek.
Casusluk skandah ile ilgi-
li tutanaklann, basına açık-
lama yapılmaksızın doğru-
dan istihbarat skandah so-
ruşturmasını yürüten Deniz
Kuvvetlen Komutanlığı As-
keri SavcılığVna iletilebile-
ceğine işaret edildi.
MGK'nin böyle bir giri-
şimde bulunmasının Meral
Akşener ve Çiller hakkında
suç duyurusu anlamına gele-
bileceği vunjulandı. Başba-
kan Yardımcısı ve Devlet
Bakanı Bülent Ecevit, Cum-
huriyet'ın konu ile ilgili so-
nılan üzenne şu yanıtı ver-
di: "Ulusal gü>enliğe zarar
vermeyecek ölçüde şeffafhk-
tan yanayım. Tutanaklann
açıklanmasıdedikodulan da
önleyecektir. MGK'de bu ko-
nuda görüş birliğine vanldı.
Ancak tarih konusunda bir
kcsinuk sağlanamadı."
MGK'nin 25 temmuzda
tstaıbul'Sı yaptÇı toplanOr
da, Deniz Kuvvetleri Komu-
tanı Oramiral Güven Erka-
ya, emniyet birimlerinin or-
du içinde istihbari çalışma-
lar yapması ile ilgili olarak
dönemin Başbakan Yardım-
cısı ile lçişleri Bakam'nın
çelişkili ifadeler kullandık-
lanna dikkat çekerek konu-
nun ilk kez gündeme geldi-
ği 31 mayıs MGK toplanü-
sının tutanaklannın açıklan-
ması önerisini dile getirdi.
31 mayıstaki MGKtopIantı-
sında Oramiral Erkaya, De-
niz Kuvvetleri Komutanlı-
ğı'ndan belge sızdınldığını,
casusluk olayını polis kö-
kenli Onbaşı Kadir Sarmu-
sak'ın ge^çekleştırdiğıni.
olayı organize edenin ise
Emniyet İstihbarat Baş-
kanvekili Bülent Orakoğhı
olduğunu açıklamıştı. Erka-
ya'nın açıklamalannın ar-
dından, Akşener ve Çiller
konuyla ilgili birbilgileri ol-
madığını. gerekli inceleme-
lenn hemen yaptınlacağını
kaydetmışlerdi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
bi bunu ne yapıp edip, başarı gibi göstermenin
yolunu anyor. Bu politikaya ad bulmak gerekir-
se, "Inerekyükseliş" diyebiliriz...
Çiller'in bürünmeye çalıştığı kimlik şu:
"Demokrasi kahramanı..."
Bunlar böyledir, demokrasiyi nasıl işlerine ge-
liyorsa öyle kullanırlar. Gerektiğinde ayaklarının
artına alıp yüksek görünürler, gerektiğinde baş-
larının üzerine koyduklannı düşünüp alçalırlar...
"Al", "ça/"olurlar...
Çiller ekibi bugünlerde geçmişe bakıp şu so-
runun yanrtını arıyor:
- Askerlerin ön planda olduğu dönemlerden
sonra hangi siyasi, nasıl yükseldi?
Bakıp, kopya çekecekler...
Kafalarını biraz, 1971 'in ardından Demirel'ın
yeniden canlanmasına takmış görünüyoriar.
Demirel o günlerde, demokrasi kumaşından
üç-beş takım diktirmiş, sürekli onları giymişti.
Ama Demirel gibi olağanüstü çaba harcamak
da istemedikler için, bu iş kolay yoldan nasıl olur,
onu araştınyorlar.
Hani, çaba harcamasalar da, çarşıda-pazarda
varsa, bir miktar satın alsalar. Ya da ithal etseler...
Temmuzun ikinci yansı izlenen yöntem şuydu:
"Varsa olay, kullanmakkolay..."
Patlamadan 17 gün sonra Kınkkale'ye gitti.
Halkınrnza, damardan iki doz şefkat duygusu ver-
menin işe yarayacağını düşündü, yaptı. Patla-
mada ölen kişinın ailesini ziyaret etti. Yaraları sa-
racaklannı söyledi. Bugüne kadar paralan saydı,
şimdi yaralan sarmak daha venmli görünüyor.
Ardından Polatlı'ya gitti. Pazardan buğday sa-
tın aldı. San görünce altın mı sandı ne, on tonu-
na bir milyar bedel bıçti. Buğday SHÇEK yurtla-
nna gönderildi. Sonra da akıl hastası bir çocu-
ğun evine gitti, bakımını üstlendi...
Yaşa var ol merhametli ana, Türk toplumu sen-
denyana...
Misafır ol gel bize, hem kuzu veririz hem da-
na...
Ya hero, ya zero...
Sekiz yıl gündeme gelince, yeni duruma bak-
tılar. Çiller daha önce, "Ya çıkacak ya çıkacak"
dediği yasaya bundan böyle karşı çıkacak. Ge-
rekçe şu:
"Demokrasiye aykındır. Imam-hatipler kapatı-
Jamaz..." j *
Bu tutum "U" dönüşü olarak yorumiandı ama
daha uygun tanım şu olabilir:
"Huuu Huuu dönüşü..."
Artık alıştık, partilerimiz iktidara gelince muha-
lefette düşündüklerinin tersini yapıyorlar.
Olağanüstü hal ile Çekiç Güç bunun en somut
örneği...
Çiller ve ekibinin bu bol acılı merhamet soslu
demokrasi harekâtı tutar mı? Tutsa da tutmasa
da denemek zorunda.
Ne demişler... Iktidar gelecek yerden, demok-
rasi esirgenmez...
Bu yaz, tam gaz "demokrasi kahramanlığı"...
Halkın lideri sık sık halka ınecek, halka halka
büyüyecek...
Hesap bu hesap...
O yüzden general eşittir kasap çıkışlan yapı-
yor...
Hafta sonunu da Kuşadası'nda geçirdi. O ka-
dar halka indi, tabii ki biraz dinlenecek.
Hafta içi Polatlı'daköylü çiftliği, hafta sonu Ku-
şadası'nda hanımın çiftliği...
Çiller'in anadiliyle söylemek gerekirse, bu gi-
diş ya "hero" ya "zero"...
Hero olasılığı zor görünüyor...
Zero olursa?
"P/rr"o...
f
r r
İMSANUK
KÜÇÜK,
İİO?PKİ
BİMİK
APIML
Ip Tamer Ulukılıç Ferhan Şensoy Serhat Gürpmar
[ Altay Martı
Âptüllka
L Aydın Gündüz
r
B. Bayram
Fikret Bekler
(Cayhan Erkan
Musa
Bülent Arabacıoğlu Nuri Kurfcebe
Erdal Belenlioğiu
Faruk Karaçay
Sefer Selvi
Sunay Akm
Tarık Tolunay
Metih Hakyeri Ümit Atalay 50.000 TL
Vedat Ozdemiroğlu
Zafer Ten\oç'm
HAFTALIK MİZAH DERGİNİZ mozon IER PERŞEMBE BAYİLERDE!