23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargı kararları uygulanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın Bakanlık Müsteşarlığı eörevinden aldığı Uğur ıbrahimhakkıoğlu, hakkında Danıştay'ın verdiği karar doğrultusunda görevine iade edilirken yeni Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun, bu makam için düşündüğü isimlerden vazgeçtiği bildirildi. Öte yandan. Adalet Bakanhğı müsteşar yardımcılıklanna, Idari ve Mali İşler Daire Başkanı Bülent Gökgöz, Personel Genel Müdürü lhsan Erbaş ve Yüksek Müşavir Cemal SahirGürçay'ın getirileceği öğrenildi. Gençlerden işkence iddiası • İSKENDERUN (Cumhuriyet Bürosu) - İskenderun'a bağlı Karaağaç beldesinde kampta tatil yaparken gözaltına alınan daha sonra savcılıkça serbest bırakılan öğrenciler işkence gördüklerini ve cinsel tacize uğradıklannı söylediler. Bu arada öğrencilerin doktor muayenesınin savcıhga çıkanlmadan önce Iskenderun Emniyet Müdürlüğü'nde yapıldığı öne sürüldü. Hatay Tabip Odası'nın talimatına rağmen 3 No'lu Sağlık Ocaği doktorlanndan Halil Akyurt'un "sözde" muayene yaptığı savlandı. CHP tskenderun İlçe Başkanı Nihat Barlas da bazı öğrenci ailelerinin, emniyette görevli kimi polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Erez DYP'ye dönemiyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in. "yasaya ve mevzuata aykın biçimde haksız ve dayanaksız olarak partiden ihraç edildiğini" iddia ederek bu karann iptali istemiyle DYP aleyhine açtıği davayı reddetti. Mahkeminin dünkü karar duruşmasında, Erez'in avukatı Güngör Yener, Çiller'in DYP Grup Disiplin Kurulu'ndan ihraç karannın çıkmayacağını anlayınca Müşterek Disiplin Kunılu'nun karanyla Erez'in partiden ihraç edilmesini sağladığına dikkat çekti. TRT'tfe atama taroşması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)ı- TRT Genel Müdürlüğü adaylanndan Aydm Olgun, genel müdürlüğe Yücel Yener'in atanmasında yasaya aykınlık olduğunu iddia etti. Olgun, atamanın RTÜK'ün seçtiği üç aday arasından yapılması gerektiğini ve belirlenen üç adaydan biri olan Tuncer Enginertan adaylıktan istifa ettiği için RTÜK'ün yeniden aday belirlemesi gerektiğini kaydetti. Yasak kitaplar sergisi • tstanbul Haber Servisi - Sansürün kaldınlışının 89. yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde, Basın Müzesi'nde yargılanmış kitap, dergi ve gazeteler sergileniyor. Bugünden itibaren gezilmeye başlanacak olan sergide, 260 kitap, 43 gazete-dergi- broşür ve 2 takvim bulunuyor. Sergide, Nâzım Hikmet'in kendi sesiyle şiirlerini okuduğu ve o dönemde yurda sokulması yasaklanan bir adet plak da yer alıyor. Sergi 7 ağustos tarihine kadar gezilebilecek. Akit gazetesine kınama • İstanbul Haber Servisi - Tüm Belediye Emekçileri Sendikası (Bem-Sen) Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, RP'li Ümraniye Belediyesi'nden çıkanlan 137memuru hedef alan Islamcı Akit gazetesinde yer alan "Ümraniye'de Kartel, Dev- Sol ve CHP üçgeni" başlıklı haber kınandı. Doğu Perinçek, DYP liderinin, köstebekten öğrendiğini CIA'ya ilettiğini ileri sürdü 'Çjfler operasyonu sızchrdı' İstanbul Haber Servisi - tşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, CIA görevlisi olmakla suçladığı Tansu Çiller hakkında şok bir iddia daha öne sürdü. Pe- rinçeL Çiller'in Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) mayıs aym- da PKK'ye karşı gerçekleştirdiği Kuzey Irak Harekâtı'nın zamanı ve askeri bilgilerini de ABD'ye sızdırdığını iddia etti. Ordu içindeki köstebeğin aldı- ğı bilgileri eski Içişleri Bakanı Meral Akşener'e, Akşener'in Çil- ler'e, Çiller'in de ABD'nin eski Adana Konsolosu Elizabeth StaeJ- ton'a sızdırdığını öne süren Pe- rinçek, ABD'den bu bilgileri alan Yunan emekli generali Andonis Natsakis'in de terör örgütü lideri AbduUah Öcalan'ı harekât hak- kında haberdar ettiğini savundu. Perinçek, bu arada iki uzman Yu- nan subaymın Zap'a gönderildi- ğini ve Türk helikopterlerinin de bu subaylar tarafından düşürül- düğünü iddia ederek, "Ordunun Çfller'e ve arkasındaki gflçlere tepkisi Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) izknmesinden değfl, asıl bu olaydan kavnaklanmaktadır'7 de- di. Perinçek, Yunan Genelkurma- yı'na yakınlığıyla bilinen Strati- yiti (Strateji) dergisinin mayıs sa- yısını ve birtakım üst düzey kamu görevlilerinden aldığı bilgileri kaynak göstererek Çiller'in CIA görevlisi olduğu yolundaki iddi- alanna dün düzenlediği toplantı- da bir yenisini daha ekledi. REFAHYOL hükümetiyle or- du arasında ödenek ve harekât ta- rihi hakkında hükümete bilgi ve- rilmemesinden kaynaklanan sür- tüşmelerin yaşandığı mayıs ayın- daki sınır ötesi harekâtla ilgili ola- rak eski Büyükelçi Şükrii Elek- dağ'ın bir gazetede çıkan yazısı- nı anımsatan Doğu Perinçek, Elekdağ'ın, bir orgeneralin ken- disine "Hükümete vereceğimiz bflgOerin karşı tarafa sızmasından endişeettik"dediğini belirtti. Pe- rinçek, bilgileri karşı tarafa sızdı- ranın Çiller olduğunu öne süre- rek, Stratiyiti adlı ayhk derginin mayıs sayısında TSK'nin Kuzey Irak'a yapacağı operasyon tarihi- nin öğrenildiğinin ve PKK'ye du- yurulduğunun belirtildiğini kay- Özden '55. hükümet umut ışığı oldu' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz, demokra- sinın ve devletin değiş- mez niteliklerinin güven- cesi olan Anayasa Mah- kemesi'nin kararlanna her zaman gereken saygı- yı göstereceklerini söyle- di. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Türkiye'ye umut ışığı getiren 55. hüküme- tin ülkenin sorunlannı çö- zeceğine inandığını be- lirtti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden'i kabul e- den Yılmaz, Anayasa Mahkemesi'nin, demok- rasi ve devletin değişmez niteliklerinin güvencesi olduğunu kanıtladığını vurguladı. Hukuk devleti- ne saygı duydukJannı kaydeden Yılmaz, ''Ana- yasa Mahkemesi kararla- rı bizim için bağlayıcıdır. O açıdan Anayasa Mah- kemesi'ne her zaman ge- reken saygıyı gösterece- ğiz" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART detti. Dergide bu bilgilerin yer al- ması üzerine "ilgili kamu organ- lan"nın araştırmalar yaptıklannı belirten Perinçek, sonunda ordu içindeki köstebekten PKK'ye ka- dar uzanan ajan zincirinin belir- lendiğini söyledi. Perinçek. "Ög- rendiğimize göre,TSK'nin Gend- kurmay'ın dinlenmesine karşı gösterdiği tepkinin asıl nedeni BÇG'nin faalhetierinin izlenme- si değil, fakat askeri bilgilerin CIA'ya aktanlmış olmasıdır. BÇG, ordunun yasalanndan kay- naklanan iç güvenlik görevleriyle ilgili açık bir faaliyet yürüt- mektedir. Kuzey Irak Hare- kâü planlan ise askeri sırla- n Jçermekteydi" dedi. REFAHYOL'un ve ABD'nin, ordunun harekât yapmasını engellemeye ça- lıştıklannı belirten Perinçek, şöyle devam etti: "Bugün Türkiye, Çiller'in ajanuğını değiL ABD'ye karşı başı dik durmayı tarüşıyor. Çiller'i savunanlar, Türkiye'nin kü- çük Amerika olmasından hoşlananlardır. Amerika Türkiyç'yi Bao'dan sıktşunp Doğu'dan teslim alma potiti- kası izliyor. Türkiye'ye Ege ve Kıbns'tan baskı uygula- nırken, dayaülan ABD'nin Kürdistan planıdır. Açıkça belirteüm, tehlike ajandan değil, onu ajan yapan kuv- veöen gelmektedir." Perinçek. kendisine "Hiç, bir Başbakan ajan olur mu" diye soranlara "Çiller ajan olduğu için Başbakan oldu" yanıtını verdiğini vurguladı. Ordu-Susurluk arasında ku- rulan ilişkinin siyasi bir yıp- ratma hareketi olduğunu sa- vunan Perinçek, eski Emni- yet lstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Ava'nın önceki gün Susurluk duruş- ması sırasında "Pcrinçek'ten bilgi aldım" dediğine ilişkin haberleri de eleştirerek, "Kendisryk 1 hiç görüsmedinL Zaten o da Ay dınlık'tan bilgi aldım dedi" diye konuştu. Silivri Savcılığı, Ümit olayıyla ilgili ifade ve belgelerin DGM'den isteneceğini bildirdi Tank imit ile ilgiliiddudaramstınltyvr HULYATOPCU Kamuoyunda "Susurluk çete- si" olarak bilinen davada sanık ve tanık olarak dinlenen Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Dairesı Başkan Danışmanı Kor- kut Eken, MÎT Kontr-Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür. Hanefi Ava ve Cemalettin Ümit'ın ifa- deleri. ortadan kaybolan MİT es- ki elemanı TankÛmitolayını so- ruşturan Silivri Cumhuriyet Sav- cılığı'nı harekete geçirdi. Savcı- lık, Ümit'i özel timci Ziya Ban- dırmaboğlu ile Ayhan Akça'nın kaçırarak Abdullah Çatn'ya tes- lim ettikleri iddialannın araştın- lacağını belirtti. Eken, Çatlı ile 1988 yılında tanıştığını söyledi ancak Çatlı 1990 yılına kadar ls- viçre'nin Bostadel Hapishane- si'ndeydi. Önceki gün ikinci oturumu ya- pılan Susurluk davasında devletin üst düzey istihbaratçılan ilginç itiraflarda bulunmuştu. Eymür ifadesinde, Tank Ümit'in 1995 yılında ortadan kaybolmasından sonra MlT'te görevli bir grubu ts- tanbul'a göndererek olayı araştır- dığını söylemişti. Eymür. özel timci Ziya Bandırmalıoğlu ile Ayhan Akça'nın Ümit'i kaçırarak • Susurluk duruşmasında tanık ve sanık olarak dinlenenlerin ifadelerini ihbar kabul eden Silivri Cumhuriyet Savcılığı, Tank Ümit soruşturmasını derinleştiriyor. istanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Susurluk'la hukuk devleti yerine kutsal devletin tercih edildiğinin ortaya çıktığım vurguladı. Sami Hoştan'a aıt çiftlik evine gö- türdüklerini duyduğunu belirte- rek durumu bildirmek için aradı- ğı Emniyet Genel Müdürü Meh- met Ağar'ın kendisine "Butosun- cuklar bizden habersiz bir şey yapmazlar" dediğini bildirmişti. Eymür. olayı soruşturan Astsu- bay Ahmet Alüntaş'ın da önemli bilgiler edindiğini, olayı çözmek üzereyken aniden Diyarbakır'a ta>in edildiğini kaydetmişti. Tank Ümit'in amcası Cemalet- tin Ümit de yeğeni Tank Ümit'in ortadan kaybolmasından Ağar, Eken ve İbrahim Şabin'i sorum- lu tutmuştu. Ümit, yeğeni ortadan kaybolmadan önce yakın çevre- Bakan Başesgioğlu'ndan Susurluk değerlendirmesi 'Emniyet'te dengeler altüst' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-lçışleri Bakanı MunüBa- şesgioğlu. Susurluk skandalının emniyet teşkilaöndaki dengele- ri altüst ettiğini söyledi. Yaşa- nan problemlerin çözümü için bazı projelerin bulunduğunu kaydeden Başesgioğlu "Ancak şimdiliktzfemedeyiz" dedi. Emniyet Genel Müdürü Ke- malÇelikı görevden alacalda- nnı belirten Başesgioğlu şvuüa- n söyledi: "Kendisi çok iyi bir bürokrat ve iyi bir insan. Ne var ki göreve getiriliş sekli yanlış. Bu nedenk kendisini görevden al- mak zorunda kalacagız. Bunu kendisiyle açık açık konuştuk. Görevden alacağımızı kendisi de biliyor. Ancak bu işi yaparken yasalara ve hukuka uygun hare- ket edeceğiz. Gece yansı baskj- nıvla görevden almayacağız. Kendisini onore edeceğiz.*' Bakan Başesgioğlu. polisteki insan haklan ihlallenne değinir- ken, 'insan haklan' konusunun 'eğitim'le ilgili olduğunu, buişe polis okullan ve polis akademi- sinden başlayıp, konuyla ilgili ders sayısırun arttınlması gerek- tiğini vurguladı. Idari yargı ka- rariannın uygulanması konu- sunda azami çaba gösterdikleri- ni kaydeden Başesgioğlu, 'yeşfl pasaport' verilmesi konusunda da bazı yenilikler getirdiklerini söyledi. Başsesgioğlu, bundan sonra yeşil pasaportlan, Emni- yet Genel Müdürlüğü'nün değil il emniyet müdürlüklerinin vereceğini söyledi. sindeki insanlardan tehditler al- dığını öğrendiğini vurgulamıştı. SİIİVTİ Cumhunyet Savcılığı. Susurluk duruşmasında gündeme gelen bu iddialar üzerine soruş- turmayı derinleştirdi. Konuya ilişkin olarak görüşle- rini aldığımız savcılık yetkilileri, Ümit olayında ismi gündeme ge- len kişilerle ilgili iddialan araştır- maya başladıklannı, istanbul DGM'den de bu konuyla ilgili ifa- de ve delilleri isteyeceklerini ifa- de ettiler. Eken duruşmada Çatlı ile 1988 yılında tanıştığını söyledi ancak Çath 1990 yılına kadar Isviç- re'nin Bostadel Hapishane- si'ndeydi. Eken'in ifadesindeki ikinci çelişki yine Çatlı ile ilgiliy- di. Eken MİT'te çalıştığı dönem- de Çatlı'nın arandığını bilmediği- ni belirtti. Oysa Çatlı MİT Müsteşarlı- ğı'nca 1986 yılından beri "adam öldürmek" suçundan aranıyordu. MlT'te çalışan Eken'in böyle bir bilgiye sahip olmaması dikkat çekti. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman. Susurluk'la hukuk dev- leti yerine kutsal devletin tercih edildiği sonucunun ortaya çıktığı- nı belirtti. >RUŞ /Prof. Dr. TURKKAYA ATAOV Kanal 6'nın "Ceviz Kabuğu" programında Nedim Gürsel'in Fatih Sultan Mehmet'i ve Is- tanbul'un alınışırii konu edinen Boğazkesen adlı romanına iliş- kin ilginç bir tartışma yer aldı. Romanı okumadım. Ancak, müdahalede bulunan Prof. Dr. Hüseyin Hatemi'nin bazı uya- nlannın dikkate alınması gerek- tiği kanısındayım. Yazı biçimlerinde "tarihi ro- man" diye bir sınıflama da var. Böyle bir çalışmayı kaleme alan yazar, tarihsel gerçeklerden de yararlanabilir, efsanelerden de. Amacı, herşeyden önce, yazın değeri olan bir yapıt ortaya koymaktır. Öte yandan, okuyucu ya da seyirci, tarihle bağlantıh yapıt- lann konusunu romanlardan ve filmlerden öğrenir, yansız bilim- selyayınlardan değil. Ornegin, Mozart'ın yaşamı- na ilişkin "^madeus"adlı, odül- ler de kazanmış birfilm, Salieri diye birini sanat yönünden ye- tersiz, kıskanç, hatta kapkara kişilikli biri olarak çiziyor. Ger- çek böyle değil. Arna ne var ki Fatih, İstanbul ve Onlar seyirci Mozart'ı ve Salieri'yi bu popüler filmin çizdiği imajlar çerçevesinde öğrenmiştir. Bu nedenledirki Fatih Sultan Meh- met'e atfedilen bazı eylemlere ilişkin yansız açıklamalar ge- rekli olmaktadır. ••• 1453'te dünyanın birkaç yönden en önde gelen kenti olan IstanburunTürklerin eline geçmesi, tüm Hıristiyan âlemi- ni, bir sevgilinin yitirilmesi gibi, acılara boğmuş ve hiddetten yadsımaya değin çeşitli tepki- sine yol açmıştır. 29 Mayıs 1453 günü salıya rastlamıştı. Bazı Hıristiyanlar salıyı haf- tanın "uğursuz günü" sayar- ken, istanburunyitirilmesini Hı- ristiyanlann günahlanndan ötü- rü Tann'nın gazabı diye yorum- ladılar. Gerçeğe bol hayat, uy- durma ve efsane kattılar. Bunda Batılı yazartar, sözde "tarihçiler" başı çektiler. Özel- likle seks öğesi, psikolojik ne- denlerden ötürü eksik olmadı. Kayıp tüm Hıristiyan dünya- sınındı. Üstelik, Malazgirt'i, Ku- düs'ün elden çıkışını da akla getiriyordu. Bu acıyla, giderek (psikoloji disiplininin bir deyimiyle) bu "yasını tutamadıklan seçilmiş acıyla" Fatih'e de, Türklere de türlü yakıştırmalaryapıkjı, adlar takıldı. Önce, kenti geri alma düşün- cesine yer verdiler. Ama birkaç diplomatik temasın ötesine ge- çemeyen bu girişimden hemen vazgeçildi. Kaybı bir ölçüde tahammül edilebilir duruma sokabilmek için Türklerin aslında "Turcus" adlı bir Yunanlıdan türedikleri- ni savunan (Felix Fabri), yani "kentin aslında yabancıya git- mediğini" akla getirenler çıktı. Giovanni Maria Fıletfo'ya gö- re, Fatih bir "Tnıvalı ailesinden" geliyordu. Kısaca, Yunanlıydı(!). Acıyı hafıfletmeye yarayacak bu yakıştırmalann yanıbaşında, asıl, peşin hükümlü ve herhal- de hoş olmayan yorumlar var- dı. Avrupalılann bu vesileyle Türklere karşı takındıkları tavır, Çinli ya da Japon gibi başka yabancılara, hatta gene Müslü- man Araplaratakındıklan tavır- lara hiç benzemiyordu. Türklerin rakip olarak yerleri başkaydı. Aşağılamak amacıy- la onlara ilişkin özel yakıştırma- lar yapılıyordu. Birtakım cinsel bağlantılar bunlardan biridir. Bazı Hıristi- yan yazarlann o sırada istan- bul'da bulunuşlan bile pekâlâ peşin hükümlü olabilecekleri gerçeğini ortadan kaldırmaz. Hıristiyan dünyası, kentin du- variannın zamanın en büyük toplanyla yıkılmasını bir "ırza geçme"ye benzetmiştir. Fa- tih'in o zaman 21 yaşında bir genç oluşunun da bu yakıştır- mada bir etkisi vardır. Doğruluğu kanıtlanamaya- cak bazı iddialar da bu peşin hükümlerin parçalandır. Aslın- da, Istanbul'un Hıristiyanlıkça yitirilişinin "seçilmiş acı" duru- muna nasıl geldiği ve ne denli psikolojik, hatta psikiyatrik tep- kilere yol açtığı da kanımca, bir roman çerçevesinde bile, ilginç bir inceleme konusu olabilir. ••• Cinsellik açısından yorumlar öylesine çeşitli, sık ve sürekli- dir ki bugün bile bazılanmız uluslararası toplantılarda, Yu- nanistan'ın ya da Kıbnslı Yu- nanlılann Batı Trakya, Ege ada- lan ve Kıbns konulanndaki, bi- ze göre yanlış olan görüşlerine meşru yollardan karşı çıkan ko- nuşmalaryaptığımızda, masa- mıza "Daha ne kadarzaman ır- zımıza geçmeye devam ede- ceksiniz?" yollu şaşırtıcı notlar bırakılmaktadır. Fatih'e ilişkin iddialan da ben bu çerçevede yorumluyor, en azından dikkatli kullanılmalan görüşüne katılıyorum. Öte yandan, bir tarih kitabı olmayan romanın da tarih gibi, kendine özgü bir anlatım biçi- mi, bir disiplini olduğunu da kuşkusuz, teslim etmemiz gerekir. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mumcu'dan SusuNuk'a Abdullah Çatlı yaşamıyorveonun için de tüm ta- nıkların iddialan 'yeşil pasaport' taşıyan Çatlı'nın üzerinde yoğunlaşıyor... Tanıkların ifadeleri, bir Türkiye fotoğrafıdır aslın- da... Korkut Eken'in anlattıklanna bir bakalım: "Abdullah Çatlı 'yı 1988 sonrası gerçek ismiyle bi- liyorum. MlT'te çalışırken lstihbarat Daire Başkanı tanıştırmıştı. lstihbarat elemanı olarak tanıyordum. Hem MlT'e, hem emniyete çalışıyordu. Yeşil, Gü- neydoğu'da istihbaratta kullanılıyordu, daha sonra kontrolden tamamen çıktı..." Korkut Eken, Susuriuk davasının görüldüğü İstan- bul 6 No'lu DGM'de böyle konuşuyor... Eski Emniyet Genel Müdüriüğü lstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı'nın ifade özeti: "İbrahim Şahin başkanlığındakı bazı polis me- murlan ile Korkut Eken'in yönlendirdiği sivil kişiler, yasadışı işlerle uğraşıyorlar, aynca görevlerini aşan çalışmalara giriyorlardı..." Özel Timci Ercan Ersoy'un Avcı'ya tepkisi şöy- leydi: "Kimine bayrağa sanlıp gitmek düşüyor, kimine ise hapiste yatmak. Devletin tepesindekiler tanık, biz de sanık durumundayız..." Ne demek istıyor Ercan Ersoy? Şunu: "Biz ne yaptıysak bu devleti yönetenlenn bılgısj içindeyaptık..." Ercan Ersoy, kendine göre haklı. Eğer Abdullah Çatlı yaşasaydı, aynı şeyleri söyleyecekti... Çünkü, Çatlı'yı hem MİT hem de polis kullandığı- nagöre 'yeşilpasaportu' ona uzaydan vermediler... Devlet içinde örgütlü bir çete cinayetler işliyor, sonra 'çıkar yüzünden' birbirine giriyor, şimdi de tüm suçu Abdullah Çath'ya yüklüyorlar... Bunca faıli meçhul cinayet, kan, gözyaşı ne için- di? Yanıtını şöyle veriyorlar: "Devletimiz için..." Vedat Aydın'dan Musa Anter'e, Behçet Can- türk'ten Savaş Buldan'a, Cem Ersever'den Meh- met Sincan'a dek işlenen cinayetlerin arkasında hangi örgüt vardı? Abdullah Çatlı'nın eşi Meral Çatlı, Susurluk Ko- misyonu'nda ne demişti: "Eşimin devlet içinde geniş bir çevresi vardı, po- litikacılan ve işadamlannı çok iyi tanırdı..." • • • Biz, Türkiye'nin laik-demokratik bir hukuk devle- ti olduğunu savunuyorsak Susuriuk kazasıyla orta- ya çıkan 'devlet içinde örgütlü silahlı gücün' üzeri- ne gitmeli ve tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlan- ması için çaba göstermeliyiz... Işte REFAHYOL gitti, ANASOL-D geldi... Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevrt, halka verdıkle- ri sözü unutmamalıdır... Bakın, Mehmet Eymür ne diyor "Çatlı, Susuhuk'tan önce bakan gibi gezer, polis kimliği kullanır, otellerin kral dairelerinde kalırdı. Son dönemlerde tamamen kontrolden çıkmıştı. Bakan- lığa ve Mehmet Ağar'a sık sık gıttiğini duydum. Türkiye 'de yaptığı eylemleri biliyordum. Bu konuyu Uğur Mumcu ile konuştum..." Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 yılında katledildi. O tarihten önce Vedat Aydın ve Musa Anter öldü- rülmüştü. Uğur'un alçakça katledilişinden sonra da özellıkle Istanbul'da yaşayan Kürt kökenli Behçet Cantürk, Hacı Kıray, Savaş Buldan kaçırılarak öl- dürülmedi mi? Burada çıkan sonuç şu: "Uğur Mumcu'nun katledilişini devletin tepesin- de bulunan kişiler biliyor. Çünkü, Uğur öldürüldük- ten sonra bu seri cinayetler işlendi. önce Uğuryok edildi, sonra 'Kürt mafyası' olarak bilinen grup or- tadan kaldmldı..." Uğur'un eşi Güldal Mumcu, DGM Savcısı Ülkü Coşkun'la soruşturmanın gizlıiiği konusunda tartı- şırken şu yanıtı almıştı: "Üstüme fazla gelmeyin Güldal Hanım, bu işi dev- let yapmıştır. Siyasi iktidar isterse Uğur Mumcu ci- nayeti çözülür..." Güldal Mumcu, Ülkü Coşkun'a karşılık verdi: "Na- sıl yani, izlediğimiz Amerikan filmlerindeki gibi mi?" Coşkun: "Evet!" Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdüriüğü koltu- ğunaoturmuştu. Istanbul'da Islami Hareket adlı ya- sadışı örgüt militanlan yakalanmış. ancak polis tu- tanaklarda tahrifat yapmıştı. Güldal Mumcu, Av. Emin Değer'le Ağar'ı ziyaret etti. Aralannda geçen konuşma şöyle: Güldal Mumcu: "Uğur'un öldürülme olayı kapa- tılmak isteniyor. sanki bir duvar örülüyor. Çekin bir tuğlayı o duvar yıkılsın..." Ağar: "O tuğla çekilirse tüm duvaryıkılır..." Güldal Mumcu: "Çekkenara, çekilöyleyse." Mehmet Ağar: "Çekemem..." Güldal Mumcu: "Çekilirse sen altında kalırsın oza- man..." Mehmet Ağar. bunun üzerine "Bana bir şey ol- maz" gibi bir yanıt veriyor... ••• Birileri 'devlet içindeki örgütlü gücün' ışlediği tüm cinayetleri, Abdullah Çatlı'nın üzerine yıkıp kurtulma- ya çalışıyoriar... Bu hep böyle olur!.. Onun için Ozel Timci Ercan Ersoy haykınyor. "Devletin tepesindekiler tanık, biz sanık..." Uğur Mumcu, yaşamı boyunca çetelerle uğraş- madı mı? Susurluk aydınlanmadan, ne Uğur Mumcu katli- amı ne de diğer faili meçhul cinayetler çözülür? SusmayacağızL Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR MGK yann Istanbul'da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MGK temmuz toplantısında. irticai faali- yetler için yurtdışından kaynak transferinde kulla- nılan vakıflan ele alacak. İslami sermayenin yılda yaklaşık 15milyardolarlık gelire sahip olduğuna dik- kat çekilirken, lcurulun hü- kümete vakıflarla ilgili ola- rak yasal düzenleme yapıl- ması içınöneride bulunabi- leceğine işaret edildi. MGK temmuz toplantı- sını Cumhurbaşkanı Sülev- man Demirel başkanlığın- da yann Istanbul'da yapa- cak. Yeni hükümet ile kııv- vet komutanlannm ilk kez biraraya geleceği toplantı- nm ana gündem maddesi- ni, ırticaı faaliyetlen des- tekledikleri vurgulanan va- kıflar başta olmak üzere İs- lamcı kuruluşlann oluştu- rucağı bildirildi. Toplantı- da. MGK Genel Sekreter- liği'nın sayıları 5 bini bu- lan vakıflarla ilgili olarak hazırladığı raporlann da ele alınacağı kaydedildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle