Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 TEMMUZ 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yargı kararları
uygulanıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eski Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın
Bakanlık Müsteşarlığı
eörevinden aldığı Uğur
ıbrahimhakkıoğlu,
hakkında Danıştay'ın
verdiği karar
doğrultusunda görevine
iade edilirken yeni Adalet
Bakanı Oltan
Sungurlu'nun, bu makam
için düşündüğü isimlerden
vazgeçtiği bildirildi. Öte
yandan. Adalet Bakanhğı
müsteşar
yardımcılıklanna, Idari ve
Mali İşler Daire Başkanı
Bülent Gökgöz, Personel
Genel Müdürü lhsan Erbaş
ve Yüksek Müşavir Cemal
SahirGürçay'ın
getirileceği öğrenildi.
Gençlerden
işkence iddiası
• İSKENDERUN
(Cumhuriyet Bürosu) -
İskenderun'a bağlı
Karaağaç beldesinde
kampta tatil yaparken
gözaltına alınan daha sonra
savcılıkça serbest bırakılan
öğrenciler işkence
gördüklerini ve cinsel
tacize uğradıklannı
söylediler. Bu arada
öğrencilerin doktor
muayenesınin savcıhga
çıkanlmadan önce
Iskenderun Emniyet
Müdürlüğü'nde yapıldığı
öne sürüldü. Hatay Tabip
Odası'nın talimatına
rağmen 3 No'lu Sağlık
Ocaği doktorlanndan Halil
Akyurt'un "sözde"
muayene yaptığı savlandı.
CHP tskenderun İlçe
Başkanı Nihat Barlas da
bazı öğrenci ailelerinin,
emniyette görevli kimi
polisler hakkında suç
duyurusunda bulunacağını
söyledi.
Erez DYP'ye
dönemiyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 21.
Asliye Hukuk Mahkemesi,
Sanayi ve Ticaret Bakanı
Yalım Erez'in. "yasaya ve
mevzuata aykın biçimde
haksız ve dayanaksız
olarak partiden ihraç
edildiğini" iddia ederek bu
karann iptali istemiyle
DYP aleyhine açtıği davayı
reddetti. Mahkeminin
dünkü karar duruşmasında,
Erez'in avukatı Güngör
Yener, Çiller'in DYP Grup
Disiplin Kurulu'ndan ihraç
karannın çıkmayacağını
anlayınca Müşterek
Disiplin Kunılu'nun
karanyla Erez'in partiden
ihraç edilmesini
sağladığına dikkat çekti.
TRT'tfe atama
taroşması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)ı- TRT Genel
Müdürlüğü adaylanndan
Aydm Olgun, genel
müdürlüğe Yücel Yener'in
atanmasında yasaya
aykınlık olduğunu iddia
etti. Olgun, atamanın
RTÜK'ün seçtiği üç aday
arasından yapılması
gerektiğini ve belirlenen üç
adaydan biri olan Tuncer
Enginertan adaylıktan
istifa ettiği için RTÜK'ün
yeniden aday belirlemesi
gerektiğini kaydetti.
Yasak kitaplar
sergisi
• tstanbul Haber Servisi -
Sansürün kaldınlışının 89.
yıldönümü etkinlikleri
çerçevesinde, Basın
Müzesi'nde yargılanmış
kitap, dergi ve gazeteler
sergileniyor. Bugünden
itibaren gezilmeye
başlanacak olan sergide,
260 kitap, 43 gazete-dergi-
broşür ve 2 takvim
bulunuyor. Sergide,
Nâzım Hikmet'in
kendi sesiyle şiirlerini
okuduğu ve o dönemde
yurda sokulması
yasaklanan bir adet plak da
yer alıyor. Sergi 7 ağustos
tarihine kadar
gezilebilecek.
Akit gazetesine
kınama
• İstanbul Haber Servisi -
Tüm Belediye Emekçileri
Sendikası (Bem-Sen)
Genel Merkezi'nden
yapılan açıklamada, RP'li
Ümraniye Belediyesi'nden
çıkanlan 137memuru
hedef alan Islamcı Akit
gazetesinde yer alan
"Ümraniye'de Kartel, Dev-
Sol ve CHP üçgeni"
başlıklı haber kınandı.
Doğu Perinçek, DYP liderinin, köstebekten öğrendiğini CIA'ya ilettiğini ileri sürdü
'Çjfler operasyonu sızchrdı'
İstanbul Haber Servisi - tşçi
Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu
Perinçek, CIA görevlisi olmakla
suçladığı Tansu Çiller hakkında
şok bir iddia daha öne sürdü. Pe-
rinçeL Çiller'in Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin (TSK) mayıs aym-
da PKK'ye karşı gerçekleştirdiği
Kuzey Irak Harekâtı'nın zamanı
ve askeri bilgilerini de ABD'ye
sızdırdığını iddia etti.
Ordu içindeki köstebeğin aldı-
ğı bilgileri eski Içişleri Bakanı
Meral Akşener'e, Akşener'in Çil-
ler'e, Çiller'in de ABD'nin eski
Adana Konsolosu Elizabeth StaeJ-
ton'a sızdırdığını öne süren Pe-
rinçek, ABD'den bu bilgileri alan
Yunan emekli generali Andonis
Natsakis'in de terör örgütü lideri
AbduUah Öcalan'ı harekât hak-
kında haberdar ettiğini savundu.
Perinçek, bu arada iki uzman Yu-
nan subaymın Zap'a gönderildi-
ğini ve Türk helikopterlerinin de
bu subaylar tarafından düşürül-
düğünü iddia ederek, "Ordunun
Çfller'e ve arkasındaki gflçlere
tepkisi Batı Çalışma Grubu'nun
(BÇG) izknmesinden değfl, asıl bu
olaydan kavnaklanmaktadır'7
de-
di. Perinçek, Yunan Genelkurma-
yı'na yakınlığıyla bilinen Strati-
yiti (Strateji) dergisinin mayıs sa-
yısını ve birtakım üst düzey kamu
görevlilerinden aldığı bilgileri
kaynak göstererek Çiller'in CIA
görevlisi olduğu yolundaki iddi-
alanna dün düzenlediği toplantı-
da bir yenisini daha ekledi.
REFAHYOL hükümetiyle or-
du arasında ödenek ve harekât ta-
rihi hakkında hükümete bilgi ve-
rilmemesinden kaynaklanan sür-
tüşmelerin yaşandığı mayıs ayın-
daki sınır ötesi harekâtla ilgili ola-
rak eski Büyükelçi Şükrii Elek-
dağ'ın bir gazetede çıkan yazısı-
nı anımsatan Doğu Perinçek,
Elekdağ'ın, bir orgeneralin ken-
disine "Hükümete vereceğimiz
bflgOerin karşı tarafa sızmasından
endişeettik"dediğini belirtti. Pe-
rinçek, bilgileri karşı tarafa sızdı-
ranın Çiller olduğunu öne süre-
rek, Stratiyiti adlı ayhk derginin
mayıs sayısında TSK'nin Kuzey
Irak'a yapacağı operasyon tarihi-
nin öğrenildiğinin ve PKK'ye du-
yurulduğunun belirtildiğini kay-
Özden
'55. hükümet
umut
ışığı oldu'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Mesut Yılmaz, demokra-
sinın ve devletin değiş-
mez niteliklerinin güven-
cesi olan Anayasa Mah-
kemesi'nin kararlanna
her zaman gereken saygı-
yı göstereceklerini söyle-
di. Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör
Özden, Türkiye'ye umut
ışığı getiren 55. hüküme-
tin ülkenin sorunlannı çö-
zeceğine inandığını be-
lirtti.
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Özden'i kabul e-
den Yılmaz, Anayasa
Mahkemesi'nin, demok-
rasi ve devletin değişmez
niteliklerinin güvencesi
olduğunu kanıtladığını
vurguladı. Hukuk devleti-
ne saygı duydukJannı
kaydeden Yılmaz, ''Ana-
yasa Mahkemesi kararla-
rı bizim için bağlayıcıdır.
O açıdan Anayasa Mah-
kemesi'ne her zaman ge-
reken saygıyı gösterece-
ğiz" dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
detti. Dergide bu bilgilerin yer al-
ması üzerine "ilgili kamu organ-
lan"nın araştırmalar yaptıklannı
belirten Perinçek, sonunda ordu
içindeki köstebekten PKK'ye ka-
dar uzanan ajan zincirinin belir-
lendiğini söyledi. Perinçek. "Ög-
rendiğimize göre,TSK'nin Gend-
kurmay'ın dinlenmesine karşı
gösterdiği tepkinin asıl nedeni
BÇG'nin faalhetierinin izlenme-
si değil, fakat askeri bilgilerin
CIA'ya aktanlmış olmasıdır.
BÇG, ordunun yasalanndan kay-
naklanan iç güvenlik görevleriyle
ilgili açık bir faaliyet yürüt-
mektedir. Kuzey Irak Hare-
kâü planlan ise askeri sırla-
n Jçermekteydi" dedi.
REFAHYOL'un ve
ABD'nin, ordunun harekât
yapmasını engellemeye ça-
lıştıklannı belirten Perinçek,
şöyle devam etti: "Bugün
Türkiye, Çiller'in ajanuğını
değiL ABD'ye karşı başı dik
durmayı tarüşıyor. Çiller'i
savunanlar, Türkiye'nin kü-
çük Amerika olmasından
hoşlananlardır. Amerika
Türkiyç'yi Bao'dan sıktşunp
Doğu'dan teslim alma potiti-
kası izliyor. Türkiye'ye Ege
ve Kıbns'tan baskı uygula-
nırken, dayaülan ABD'nin
Kürdistan planıdır. Açıkça
belirteüm, tehlike ajandan
değil, onu ajan yapan kuv-
veöen gelmektedir."
Perinçek. kendisine "Hiç,
bir Başbakan ajan olur mu"
diye soranlara "Çiller ajan
olduğu için Başbakan oldu"
yanıtını verdiğini vurguladı.
Ordu-Susurluk arasında ku-
rulan ilişkinin siyasi bir yıp-
ratma hareketi olduğunu sa-
vunan Perinçek, eski Emni-
yet lstihbarat Daire Başkan
Yardımcısı Hanefi Ava'nın
önceki gün Susurluk duruş-
ması sırasında "Pcrinçek'ten
bilgi aldım" dediğine ilişkin
haberleri de eleştirerek,
"Kendisryk
1
hiç görüsmedinL
Zaten o da Ay dınlık'tan bilgi
aldım dedi" diye konuştu.
Silivri Savcılığı, Ümit olayıyla ilgili ifade ve belgelerin DGM'den isteneceğini bildirdi
Tank imit ile ilgiliiddudaramstınltyvr
HULYATOPCU
Kamuoyunda "Susurluk çete-
si" olarak bilinen davada sanık ve
tanık olarak dinlenen Emniyet
Genel Müdürlüğü Özel Harekât
Dairesı Başkan Danışmanı Kor-
kut Eken, MÎT Kontr-Terör Daire
Başkanı Mehmet Eymür. Hanefi
Ava ve Cemalettin Ümit'ın ifa-
deleri. ortadan kaybolan MİT es-
ki elemanı TankÛmitolayını so-
ruşturan Silivri Cumhuriyet Sav-
cılığı'nı harekete geçirdi. Savcı-
lık, Ümit'i özel timci Ziya Ban-
dırmaboğlu ile Ayhan Akça'nın
kaçırarak Abdullah Çatn'ya tes-
lim ettikleri iddialannın araştın-
lacağını belirtti. Eken, Çatlı ile
1988 yılında tanıştığını söyledi
ancak Çatlı 1990 yılına kadar ls-
viçre'nin Bostadel Hapishane-
si'ndeydi.
Önceki gün ikinci oturumu ya-
pılan Susurluk davasında devletin
üst düzey istihbaratçılan ilginç
itiraflarda bulunmuştu. Eymür
ifadesinde, Tank Ümit'in 1995
yılında ortadan kaybolmasından
sonra MlT'te görevli bir grubu ts-
tanbul'a göndererek olayı araştır-
dığını söylemişti. Eymür. özel
timci Ziya Bandırmalıoğlu ile
Ayhan Akça'nın Ümit'i kaçırarak
• Susurluk duruşmasında tanık ve sanık olarak dinlenenlerin ifadelerini ihbar kabul
eden Silivri Cumhuriyet Savcılığı, Tank Ümit soruşturmasını derinleştiriyor. istanbul
Barosu Başkanı Yücel Sayman, Susurluk'la hukuk devleti yerine kutsal devletin tercih
edildiğinin ortaya çıktığım vurguladı.
Sami Hoştan'a aıt çiftlik evine gö-
türdüklerini duyduğunu belirte-
rek durumu bildirmek için aradı-
ğı Emniyet Genel Müdürü Meh-
met Ağar'ın kendisine "Butosun-
cuklar bizden habersiz bir şey
yapmazlar" dediğini bildirmişti.
Eymür. olayı soruşturan Astsu-
bay Ahmet Alüntaş'ın da önemli
bilgiler edindiğini, olayı çözmek
üzereyken aniden Diyarbakır'a
ta>in edildiğini kaydetmişti.
Tank Ümit'in amcası Cemalet-
tin Ümit de yeğeni Tank Ümit'in
ortadan kaybolmasından Ağar,
Eken ve İbrahim Şabin'i sorum-
lu tutmuştu. Ümit, yeğeni ortadan
kaybolmadan önce yakın çevre-
Bakan Başesgioğlu'ndan Susurluk değerlendirmesi
'Emniyet'te dengeler altüst'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-lçışleri Bakanı MunüBa-
şesgioğlu. Susurluk skandalının
emniyet teşkilaöndaki dengele-
ri altüst ettiğini söyledi. Yaşa-
nan problemlerin çözümü için
bazı projelerin bulunduğunu
kaydeden Başesgioğlu "Ancak
şimdiliktzfemedeyiz" dedi.
Emniyet Genel Müdürü Ke-
malÇelikı görevden alacalda-
nnı belirten Başesgioğlu şvuüa-
n söyledi: "Kendisi çok iyi bir
bürokrat ve iyi bir insan. Ne var
ki göreve getiriliş sekli yanlış. Bu
nedenk kendisini görevden al-
mak zorunda kalacagız. Bunu
kendisiyle açık açık konuştuk.
Görevden alacağımızı kendisi de
biliyor. Ancak bu işi yaparken
yasalara ve hukuka uygun hare-
ket edeceğiz. Gece yansı baskj-
nıvla görevden almayacağız.
Kendisini onore edeceğiz.*'
Bakan Başesgioğlu. polisteki
insan haklan ihlallenne değinir-
ken, 'insan haklan' konusunun
'eğitim'le ilgili olduğunu, buişe
polis okullan ve polis akademi-
sinden başlayıp, konuyla ilgili
ders sayısırun arttınlması gerek-
tiğini vurguladı. Idari yargı ka-
rariannın uygulanması konu-
sunda azami çaba gösterdikleri-
ni kaydeden Başesgioğlu, 'yeşfl
pasaport' verilmesi konusunda
da bazı yenilikler getirdiklerini
söyledi. Başsesgioğlu, bundan
sonra yeşil pasaportlan, Emni-
yet Genel Müdürlüğü'nün değil
il emniyet müdürlüklerinin
vereceğini söyledi.
sindeki insanlardan tehditler al-
dığını öğrendiğini vurgulamıştı.
SİIİVTİ Cumhunyet Savcılığı.
Susurluk duruşmasında gündeme
gelen bu iddialar üzerine soruş-
turmayı derinleştirdi.
Konuya ilişkin olarak görüşle-
rini aldığımız savcılık yetkilileri,
Ümit olayında ismi gündeme ge-
len kişilerle ilgili iddialan araştır-
maya başladıklannı, istanbul
DGM'den de bu konuyla ilgili ifa-
de ve delilleri isteyeceklerini ifa-
de ettiler.
Eken duruşmada Çatlı ile 1988
yılında tanıştığını söyledi ancak
Çath 1990 yılına kadar Isviç-
re'nin Bostadel Hapishane-
si'ndeydi. Eken'in ifadesindeki
ikinci çelişki yine Çatlı ile ilgiliy-
di. Eken MİT'te çalıştığı dönem-
de Çatlı'nın arandığını bilmediği-
ni belirtti.
Oysa Çatlı MİT Müsteşarlı-
ğı'nca 1986 yılından beri "adam
öldürmek" suçundan aranıyordu.
MlT'te çalışan Eken'in böyle bir
bilgiye sahip olmaması dikkat
çekti.
İstanbul Barosu Başkanı Yücel
Sayman. Susurluk'la hukuk dev-
leti yerine kutsal devletin tercih
edildiği sonucunun ortaya çıktığı-
nı belirtti.
>RUŞ /Prof. Dr. TURKKAYA ATAOV
Kanal 6'nın "Ceviz Kabuğu"
programında Nedim Gürsel'in
Fatih Sultan Mehmet'i ve Is-
tanbul'un alınışırii konu edinen
Boğazkesen adlı romanına iliş-
kin ilginç bir tartışma yer aldı.
Romanı okumadım. Ancak,
müdahalede bulunan Prof. Dr.
Hüseyin Hatemi'nin bazı uya-
nlannın dikkate alınması gerek-
tiği kanısındayım.
Yazı biçimlerinde "tarihi ro-
man" diye bir sınıflama da var.
Böyle bir çalışmayı kaleme alan
yazar, tarihsel gerçeklerden de
yararlanabilir, efsanelerden de.
Amacı, herşeyden önce, yazın
değeri olan bir yapıt ortaya
koymaktır.
Öte yandan, okuyucu ya da
seyirci, tarihle bağlantıh yapıt-
lann konusunu romanlardan ve
filmlerden öğrenir, yansız bilim-
selyayınlardan değil.
Ornegin, Mozart'ın yaşamı-
na ilişkin "^madeus"adlı, odül-
ler de kazanmış birfilm, Salieri
diye birini sanat yönünden ye-
tersiz, kıskanç, hatta kapkara
kişilikli biri olarak çiziyor. Ger-
çek böyle değil. Arna ne var ki
Fatih, İstanbul ve Onlar
seyirci Mozart'ı ve Salieri'yi bu
popüler filmin çizdiği imajlar
çerçevesinde öğrenmiştir. Bu
nedenledirki Fatih Sultan Meh-
met'e atfedilen bazı eylemlere
ilişkin yansız açıklamalar ge-
rekli olmaktadır.
•••
1453'te dünyanın birkaç
yönden en önde gelen kenti
olan IstanburunTürklerin eline
geçmesi, tüm Hıristiyan âlemi-
ni, bir sevgilinin yitirilmesi gibi,
acılara boğmuş ve hiddetten
yadsımaya değin çeşitli tepki-
sine yol açmıştır. 29 Mayıs
1453 günü salıya rastlamıştı.
Bazı Hıristiyanlar salıyı haf-
tanın "uğursuz günü" sayar-
ken, istanburunyitirilmesini Hı-
ristiyanlann günahlanndan ötü-
rü Tann'nın gazabı diye yorum-
ladılar. Gerçeğe bol hayat, uy-
durma ve efsane kattılar.
Bunda Batılı yazartar, sözde
"tarihçiler" başı çektiler. Özel-
likle seks öğesi, psikolojik ne-
denlerden ötürü eksik olmadı.
Kayıp tüm Hıristiyan dünya-
sınındı. Üstelik, Malazgirt'i, Ku-
düs'ün elden çıkışını da akla
getiriyordu.
Bu acıyla, giderek (psikoloji
disiplininin bir deyimiyle) bu
"yasını tutamadıklan seçilmiş
acıyla" Fatih'e de, Türklere de
türlü yakıştırmalaryapıkjı, adlar
takıldı.
Önce, kenti geri alma düşün-
cesine yer verdiler. Ama birkaç
diplomatik temasın ötesine ge-
çemeyen bu girişimden hemen
vazgeçildi.
Kaybı bir ölçüde tahammül
edilebilir duruma sokabilmek
için Türklerin aslında "Turcus"
adlı bir Yunanlıdan türedikleri-
ni savunan (Felix Fabri), yani
"kentin aslında yabancıya git-
mediğini" akla getirenler çıktı.
Giovanni Maria Fıletfo'ya gö-
re, Fatih bir "Tnıvalı ailesinden"
geliyordu. Kısaca, Yunanlıydı(!).
Acıyı hafıfletmeye yarayacak
bu yakıştırmalann yanıbaşında,
asıl, peşin hükümlü ve herhal-
de hoş olmayan yorumlar var-
dı. Avrupalılann bu vesileyle
Türklere karşı takındıkları tavır,
Çinli ya da Japon gibi başka
yabancılara, hatta gene Müslü-
man Araplaratakındıklan tavır-
lara hiç benzemiyordu.
Türklerin rakip olarak yerleri
başkaydı. Aşağılamak amacıy-
la onlara ilişkin özel yakıştırma-
lar yapılıyordu.
Birtakım cinsel bağlantılar
bunlardan biridir. Bazı Hıristi-
yan yazarlann o sırada istan-
bul'da bulunuşlan bile pekâlâ
peşin hükümlü olabilecekleri
gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Hıristiyan dünyası, kentin du-
variannın zamanın en büyük
toplanyla yıkılmasını bir "ırza
geçme"ye benzetmiştir. Fa-
tih'in o zaman 21 yaşında bir
genç oluşunun da bu yakıştır-
mada bir etkisi vardır.
Doğruluğu kanıtlanamaya-
cak bazı iddialar da bu peşin
hükümlerin parçalandır. Aslın-
da, Istanbul'un Hıristiyanlıkça
yitirilişinin "seçilmiş acı" duru-
muna nasıl geldiği ve ne denli
psikolojik, hatta psikiyatrik tep-
kilere yol açtığı da kanımca, bir
roman çerçevesinde bile, ilginç
bir inceleme konusu olabilir.
•••
Cinsellik açısından yorumlar
öylesine çeşitli, sık ve sürekli-
dir ki bugün bile bazılanmız
uluslararası toplantılarda, Yu-
nanistan'ın ya da Kıbnslı Yu-
nanlılann Batı Trakya, Ege ada-
lan ve Kıbns konulanndaki, bi-
ze göre yanlış olan görüşlerine
meşru yollardan karşı çıkan ko-
nuşmalaryaptığımızda, masa-
mıza "Daha ne kadarzaman ır-
zımıza geçmeye devam ede-
ceksiniz?" yollu şaşırtıcı notlar
bırakılmaktadır.
Fatih'e ilişkin iddialan da ben
bu çerçevede yorumluyor, en
azından dikkatli kullanılmalan
görüşüne katılıyorum.
Öte yandan, bir tarih kitabı
olmayan romanın da tarih gibi,
kendine özgü bir anlatım biçi-
mi, bir disiplini olduğunu da
kuşkusuz, teslim etmemiz
gerekir.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Mumcu'dan SusuNuk'a
Abdullah Çatlı yaşamıyorveonun için de tüm ta-
nıkların iddialan 'yeşil pasaport' taşıyan Çatlı'nın
üzerinde yoğunlaşıyor...
Tanıkların ifadeleri, bir Türkiye fotoğrafıdır aslın-
da...
Korkut Eken'in anlattıklanna bir bakalım:
"Abdullah Çatlı 'yı 1988 sonrası gerçek ismiyle bi-
liyorum. MlT'te çalışırken lstihbarat Daire Başkanı
tanıştırmıştı. lstihbarat elemanı olarak tanıyordum.
Hem MlT'e, hem emniyete çalışıyordu. Yeşil, Gü-
neydoğu'da istihbaratta kullanılıyordu, daha sonra
kontrolden tamamen çıktı..."
Korkut Eken, Susuriuk davasının görüldüğü İstan-
bul 6 No'lu DGM'de böyle konuşuyor...
Eski Emniyet Genel Müdüriüğü lstihbarat Daire
Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı'nın ifade özeti:
"İbrahim Şahin başkanlığındakı bazı polis me-
murlan ile Korkut Eken'in yönlendirdiği sivil kişiler,
yasadışı işlerle uğraşıyorlar, aynca görevlerini aşan
çalışmalara giriyorlardı..."
Özel Timci Ercan Ersoy'un Avcı'ya tepkisi şöy-
leydi:
"Kimine bayrağa sanlıp gitmek düşüyor, kimine
ise hapiste yatmak. Devletin tepesindekiler tanık, biz
de sanık durumundayız..."
Ne demek istıyor Ercan Ersoy?
Şunu:
"Biz ne yaptıysak bu devleti yönetenlenn bılgısj
içindeyaptık..."
Ercan Ersoy, kendine göre haklı. Eğer Abdullah
Çatlı yaşasaydı, aynı şeyleri söyleyecekti...
Çünkü, Çatlı'yı hem MİT hem de polis kullandığı-
nagöre 'yeşilpasaportu' ona uzaydan vermediler...
Devlet içinde örgütlü bir çete cinayetler işliyor,
sonra 'çıkar yüzünden' birbirine giriyor, şimdi de
tüm suçu Abdullah Çath'ya yüklüyorlar...
Bunca faıli meçhul cinayet, kan, gözyaşı ne için-
di?
Yanıtını şöyle veriyorlar:
"Devletimiz için..."
Vedat Aydın'dan Musa Anter'e, Behçet Can-
türk'ten Savaş Buldan'a, Cem Ersever'den Meh-
met Sincan'a dek işlenen cinayetlerin arkasında
hangi örgüt vardı?
Abdullah Çatlı'nın eşi Meral Çatlı, Susurluk Ko-
misyonu'nda ne demişti:
"Eşimin devlet içinde geniş bir çevresi vardı, po-
litikacılan ve işadamlannı çok iyi tanırdı..."
• • •
Biz, Türkiye'nin laik-demokratik bir hukuk devle-
ti olduğunu savunuyorsak Susuriuk kazasıyla orta-
ya çıkan 'devlet içinde örgütlü silahlı gücün' üzeri-
ne gitmeli ve tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlan-
ması için çaba göstermeliyiz...
Işte REFAHYOL gitti, ANASOL-D geldi...
Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevrt, halka verdıkle-
ri sözü unutmamalıdır...
Bakın, Mehmet Eymür ne diyor
"Çatlı, Susuhuk'tan önce bakan gibi gezer, polis
kimliği kullanır, otellerin kral dairelerinde kalırdı. Son
dönemlerde tamamen kontrolden çıkmıştı. Bakan-
lığa ve Mehmet Ağar'a sık sık gıttiğini duydum.
Türkiye 'de yaptığı eylemleri biliyordum. Bu konuyu
Uğur Mumcu ile konuştum..."
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 yılında katledildi.
O tarihten önce Vedat Aydın ve Musa Anter öldü-
rülmüştü. Uğur'un alçakça katledilişinden sonra da
özellıkle Istanbul'da yaşayan Kürt kökenli Behçet
Cantürk, Hacı Kıray, Savaş Buldan kaçırılarak öl-
dürülmedi mi?
Burada çıkan sonuç şu:
"Uğur Mumcu'nun katledilişini devletin tepesin-
de bulunan kişiler biliyor. Çünkü, Uğur öldürüldük-
ten sonra bu seri cinayetler işlendi. önce Uğuryok
edildi, sonra 'Kürt mafyası' olarak bilinen grup or-
tadan kaldmldı..."
Uğur'un eşi Güldal Mumcu, DGM Savcısı Ülkü
Coşkun'la soruşturmanın gizlıiiği konusunda tartı-
şırken şu yanıtı almıştı:
"Üstüme fazla gelmeyin Güldal Hanım, bu işi dev-
let yapmıştır. Siyasi iktidar isterse Uğur Mumcu ci-
nayeti çözülür..."
Güldal Mumcu, Ülkü Coşkun'a karşılık verdi: "Na-
sıl yani, izlediğimiz Amerikan filmlerindeki gibi mi?"
Coşkun: "Evet!"
Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdüriüğü koltu-
ğunaoturmuştu. Istanbul'da Islami Hareket adlı ya-
sadışı örgüt militanlan yakalanmış. ancak polis tu-
tanaklarda tahrifat yapmıştı. Güldal Mumcu, Av.
Emin Değer'le Ağar'ı ziyaret etti.
Aralannda geçen konuşma şöyle:
Güldal Mumcu: "Uğur'un öldürülme olayı kapa-
tılmak isteniyor. sanki bir duvar örülüyor. Çekin bir
tuğlayı o duvar yıkılsın..."
Ağar: "O tuğla çekilirse tüm duvaryıkılır..."
Güldal Mumcu: "Çekkenara, çekilöyleyse."
Mehmet Ağar: "Çekemem..."
Güldal Mumcu: "Çekilirse sen altında kalırsın oza-
man..."
Mehmet Ağar. bunun üzerine "Bana bir şey ol-
maz" gibi bir yanıt veriyor...
•••
Birileri 'devlet içindeki örgütlü gücün' ışlediği tüm
cinayetleri, Abdullah Çatlı'nın üzerine yıkıp kurtulma-
ya çalışıyoriar...
Bu hep böyle olur!..
Onun için Ozel Timci Ercan Ersoy haykınyor.
"Devletin tepesindekiler tanık, biz sanık..."
Uğur Mumcu, yaşamı boyunca çetelerle uğraş-
madı mı?
Susurluk aydınlanmadan, ne Uğur Mumcu katli-
amı ne de diğer faili meçhul cinayetler çözülür?
SusmayacağızL
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
MGK yann Istanbul'da
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - MGK temmuz
toplantısında. irticai faali-
yetler için yurtdışından
kaynak transferinde kulla-
nılan vakıflan ele alacak.
İslami sermayenin yılda
yaklaşık 15milyardolarlık
gelire sahip olduğuna dik-
kat çekilirken, lcurulun hü-
kümete vakıflarla ilgili ola-
rak yasal düzenleme yapıl-
ması içınöneride bulunabi-
leceğine işaret edildi.
MGK temmuz toplantı-
sını Cumhurbaşkanı Sülev-
man Demirel başkanlığın-
da yann Istanbul'da yapa-
cak. Yeni hükümet ile kııv-
vet komutanlannm ilk kez
biraraya geleceği toplantı-
nm ana gündem maddesi-
ni, ırticaı faaliyetlen des-
tekledikleri vurgulanan va-
kıflar başta olmak üzere İs-
lamcı kuruluşlann oluştu-
rucağı bildirildi. Toplantı-
da. MGK Genel Sekreter-
liği'nın sayıları 5 bini bu-
lan vakıflarla ilgili olarak
hazırladığı raporlann da
ele alınacağı kaydedildi