Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Çelebi, ihracat
çıtasını
yükseltiyop
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanı Işın Çelebi.
ihracatçı birliklerinden
1997 yılı ihracat
hedeflerini en az yüzde 15
oranında arttırmalannı
istedi. Çelebi. ihracatçı
birliklerine gönderdiği
yazıda, sürdürülebilirbir
büyümenin
sağlanabilmesi için
verimliliğin \e rekabetin
şartlannın uygun olduğu
bır ortamın yaratılmasının
kaçınılmaz olduğunu
ifade ederek hedefin
arttınlması arzusunun
"ihracat seferberliği"nin
başlatılması açısından
gerekli olduğunu bildirdi.
EGS ihalesini
Ayyıldıdar
kazandı
• Ekonomi Servisi -
EGS Gayrimenkul
Geliştirme ve lşletmecilik
AŞ tarafından Denizli'de
yaptınlacak EGS
Business Park Projesi
kapsamındaki alışveriş
merkezinin kaba inşaatı ve
ince işleri ihalesi
sonuçlandı. EGS
Grubu'ndan yapılan
açıklamada, toplam 15
firmanın katıldığı ihaleyi
6.3 milyon dolar ile
Ayyıldızlar lnşaat
firmasının kazandığı
bildirildi. EGS Business
Park Denizli Alışveriş
Merkezi. 10 bin
metrekarelik tek katlı bir
hipermarket ve
yapımarket binası ile 2 bin
500 metrekarelik altı adet
alışveriş merkezinden
oluşacak.
Beş aylık açık
585 trilyon
• BDP - Hazine
Müsteşarlığı. 1997 yılı
ocak-mayıs döneminde
konsolide bütçe açığının
yaklaşık 585 trilyon lira
olarak gerçekleştiğini
açıkladı. Söz konusu nakit
açığının finansmanı için 1
katrilyon 199 trilyon
liralık iç borçlanma ve 47
trilyon liralık da diğer
kalemlerden borçlanma
gerçekleştirildi. Sağlanan
kaynaklarla, 160.8 trilyon
liralık dış borç ve 500.3
trilyon liralık da kısa
vadeli borç ödemesi
yapıldı.
Rekabet Kurulu'na
uzman engeli
• ANKARA (AA) -
Rekabet Kurulu Başkanı
Prof. Avdın Ayaydın.
kurulun tam anlamıyla
çalışmaya başlamasının,
soruşturmayı yürütecek
uzmanlann alımına bağlı
olduğunu belirterek.
uzman alımına ilişkin
yasal düzenlemenin bir an
önce yapılmasını istedi.
Uzmanları alır almaz
derhal çalışmalara
başlayabileceklerini
belirten Ayaydın. "'Şu
anda yapılan başvurular
çimento sektörü. ekmek
fiyatlan. otomotiv sektörü
ve beyaz et konulannda
yoğunlaşıyor" dedi.
Götürü kazançta
yeni düzenleme
• ANKARA (AA) -
Maliye Bakanlığı, götürü
usule tabi olan ticari
kazanç sahiplerine 1997'de
uygulanacak olan safi
kazanç tutarlannı yüzde
12 ile yüzde 15 arasında
indirdi. Maliye
Bakanlığrnın dünkü
Resmi Gazete'de
yayımlanan tebliği ile
götürü safi kazanç tutarlan
en düşük 51 milyon lira. en
yüksek 449 milyon lira
olarak belirlendi. Eski
düzenlemede bu rutarlar
en düşük yine 51 milyon
lira iken. en yüksek 510
milyon 300 bm lira idi.
Elektrik üretimi
yüzde 9 arttı
• ANKARA (AA) -
Elektrik enerjisi üretimi,
yılın ocak-şubat-mart
aylannı kapsayan birinci
döneminde geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde
9.02'likartışla25milyar
731.8 milyon kilovatsaat
olarak gerçekleşti. Bu yılın
aynı döneminde elektrik
enerjisi tüketimi ise geçen
yılın aynı dönemine göre
yüzde 10.46 artarak, 18
milyar 624 milyon kvvh
oldu. Elektrik dağıtım
şirketlerinin satış gelirleri,
geçen yılın aynı dönemine
göre can olarak vüzde
117.1 arttı.
AB başkentinin tatil havasına girdiğini belirten TÜSİAD Brüksel Temsilcisi Kaleağası
'Gözler Kohl ve Ydmaz'da'FİLİZ GLMÜŞ
Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit'in gümrük birliğine iliş-
kin açıklamalannın AB başken-
ti Brüksel'de yarattığı etkiyi de-
ğerlendiren TÜSİAD Brüksel
Temsilcisi Bahadır Kaleağası.
Brüksel'de bürokrasinin tatil ha-
vasına girmeye başladığını belır-
tti. Kaleağası, "Bundan sonra
top Avrupa bürokrasisinden
çıkmış gibi görünüyor. Artık
top başta Brüksel olmak üze-
re AB başkentlerinde. Bundan
sonra siyasi mekanizmaların
devreye girmesi gerekiyor. Ey-
lül sonundaki Yılmaz-Kohl gö-
rüşmesi çok önemli bir aşama
olacak" dedi. Kaleağası, Kıb-
ns konusunda Avrupa'da ve ulus-
lararası kamuoyu düzeyınde bü-
yük bir diplomatik taarruz baş-
latmak gerektiğini belirterek bu-
nu yaparken de son derece banş-
çı ve çözümcü bir üslup kullanıl-
ması gerektiğini vurguladı..
Kaleağası. -Gündem 2000"
raporuyla da ilgili olarak
"AB'nin rapora yansıttığı ka-
rar, iki uçlu çok karmakarışık
siyasi karar alma mekanizma-
larının geçici bir sentezi. An-
cak bugün böyle, yarın bu de-
ğişebilir. Doğru metedoloji or-
taya çıkan rahatsızlıkları gi-
dermek için müzakere yap-
maktır. Yanlış metedoloji her
şey yolundaymış gibi göster-
mektir" diye konuştu.
Brüksel'e diplomatik olarak
"yeniden müzakere edeceğiz,
iptal edeceğiz, askıya alacağız"
gibi bir poîitika iletilmediğini
belirten Kaleağası. bunun sansas-
yonel bir üsluba çevrilmiş olma-
sının Türkiye açısından olum-
suz olduğunu kaydetti.
Iyileştirme müzakeresi
Gümrük birliğinin evrirni için-
deortaya çıkan sorunlan pazar-
lık masasında karşılıklı dengeler
ve yükümlülükleri göz önünde tu-
tarak. telafi etmek ve gelıştir-
mek gerektiğini ıfade eden Ba-
hadır Kaleağası. •*Yani burada-
ki doğru sözcük yeniden mü-
zakere değil. geliştirmek \e
milli çıkarlarımız doğrultu-
sunda geliştirmektir*' dive ko-
nuştu.
Kaleağası. AB'nin "Gündem
2000" raporuvla ilgili olarak.
"AB hem Türkije tam üveliğc
ehildir diyor, hem de gelecek-
le ilgili olarak Türkiye'nin
adından bahsetmiyor. Bu bir
tutarsızlıktır. Ancak bunu da
doğru yorumlamak gerek. Bu
yaklaşım AB içerisinde geçici
bir uzlaşmadır. AB içerisinde
Türkiye'ye açık açık "Tamüye
olacaksınız' ve Olamayacaksı-
nız' diyen iki uç bulunuyor. So-
nunda Türkiye sorunlar içeri-
sinde, tam üyeliği erteleyelim
denildi. Ve belgelere bu yansı-
dı. AB bir şey dediği zaman bu
çok karmakarışık siyasi karar
alma mekanizmalarının bir
sentezi. Geçici bir sentezi, bu-
gün böyle varın başka türlü
onu da unutmayalım" şeklin-
de konuştu.
Gümrük birliği konusunda
özel sektörün makro ekonomik
düzeyde şıkâyetleri olduğunu
belirten Kaleağası. "Dışticaret
açığımız çok artmıştır ve bu-
nun AB tarafından telafi edil-
mesi gerekmektedir. Bu vönde
mali işbirliğinin AB tarafın-
dan bir türlü uygulanıava ge-
çirilememiş olnıası bir büvük
tepkimizi çekmiştir. Gümrük
birliğinin teknik olarak işleyi-
şinde ticaret açığının artmış
olnıasını dikkate alarak. Türk
firmalarının birtakım teknik
\e hukiki sorunlarına AB'nin
Ortaklık Anlaşması'nın ruhu
açısından siyasi iradeyle çö-
züm getirmesini talep etmek-
teviz" dedi.
Çalışma Bakanı'ndan AB'ye tavır
'GB yeniden
düzenlenmeli'ANKARA
(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Çalışma ve
Bakanı Nami Ça-
ğan, Türkıye'nınas-
lında gümrük birli-
ğine girmediğini.
Avrupa Birliği (AB)
ıleaynbirGBoluş-
turduğunu söyledi.
Türkiye'nin GB'ye
girişinin bir "proto-
tip'" olduğunu kay-
deden Çağan. "Bu
ilişkinin tekrar gö-
rüşülüp düzenlen-
mesi gerek" dedi.
Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Baka-
nı Çağan, dün An-
kara Sanayi Odası
(ASO) Başkanı Ze-
ki Çağlayan'ı kabu-
lünde, Türkiye ile
mayacak ülkelerin.
hatta Güney Kıb-
rıs'ın AB'ye üyelik
görüşmelerine çağ-
rıldığını anımsatan
Çağlayan, GB'nin
Türkiye'yi sıkıntıya
sokruğunu söyledi.
Çağlayan. SSK'yı
"bütçe üzerinde
inanılmaz tahribat
Nami Çağan: Iste- yapan" bir kurum
nen ülke olmalıyız olarak nitelendire-
rek. açığın yüzde
30'unun sosyal gü-
venlik sistemlerin-
den kaynaklandığını
belirtti. Sosyal gü-
venlik sistemi re-
formunun idari, ad-
li ve mali yönden
gerçekleştirilmesi
gerektiğini kayde-
den Çağlayan, yal-
AB arasındaki iliş- ı e n D , n - nızca hükümetin de-
, . . . . . ASO Başkanı Çağ- . ... , ... .
kıyı "nevı şahsına , m a n . Hazırlıksadu\ §''- mılletvekıllerı-
münhasır" olarak " ' . nin de bu sorunu üst-
lenmesini istedi. Sağlık ve sos-
yal hizmetlerin ayrı ayrı ele
alınması gerektiğini ileri süren
Çağlayan, emeklilik yaşını ka-
dınlarda 50, erkeklerde 55 ola-
rak öngören yasa tasansının çı-
karılması gerektiğini belirtti.
Çağlayan ve beraberindeki
heyet. Başbakan Yardımcısı ve
Milli Savunma Bakanı tsmet
Sezgin. Devlet Bakanı Salih
Yıldırım. Ulaştırma Bakanı
Necdet Menzir. Devlet Baka-
nı Refaiddin Şahin. Devlet
Bakanı Işın Çelebi ve Çevre
Bakanı İmren Aykut'la da
görüşrü.
nitelendirdi. Çağan. hedefi
AB'ye tam üyelik olan Türki-
ye'nin "yalvaran" birkonum-
da olmaması gerektiğini vur-
gularken "Aranan, istenen bir
ülke konumuna gelmeliyiz"
dedi. "GB'ye aslında biz gir-
medik. AB ile ayrı bir GB
oluşturduk" diyen Çağan. bu
ilişkinin yeniden değerlendiril-
mesi gerektiğini kaydetti.
ASO Başkanı Çağlayan da
GB'ye hazırlıksız olarak giren
Türkiye'nin AB'ye tam üyelik
adayı olarak değerlendirilmeme-
sinin siyasi boyutlu olduğunu
söyledi. Türkiye ile kıyaslana-
32 firmanın bir araya gelerek kurduğu çok ortaklı şirketin adı Bl'NDAŞ olarak belirlendi.
Tekstilden sonra taşımacılar da sermaye şirketi kurdu
Nakliyeciler birleşti
FATMA KOŞAR
Uluslararası nakliye sektörün-
de 32 büyük firma bir araya ge-
lerek Birleşik Uluslararası Nak-
liyecilik DışTicaret(BUNDAŞ)
şirketini kurdular. Nakliye ürün-
lerini daha ucuza alarak toplu
alım avantajlarından yararlan-
mak ve bürokratik işlemleri azal-
tarakortaklann işlerini kolaylaş-
tırmak amacıyla kurulan BUN-
DAŞ. Avrupa ve Türkiye"de ilk
oluşum özelliğini taşıyor. Şirket
yetkilileri. sadece ticari amaç ta-
şıdıklannı belirterek. şirketi kur-
malarının Uluslararası Nakliye-
ciler Derneği çevresınde yanlış
anlaşıldığını ifade ettiler.
Sektörde şirket ortakları. baş-
kanlığını Saffet Ulusoy'un yap-
tığı Uluslararası Nakliyeciler Der-
neği'ne(UND) tavır aldıklarıyö-
nünde söylentiler olduğunu be-
lirttiler. Şirketin ortağı ve Genel
Müdürü Cnal Ergun. ortakların
• Toplu alım
avantajlarından
yararlanmak ve
bürokratik işlemleri
azaltarak ortakların
işlerini kolaylaştırmak
amacıyla kurulan
BUNDAŞ, Avrupa ve
Türkiye'de ilk oluşum
özelliğini taşıyor.
halen UND'ye üye olduklannı
anımsatarak. "Biz poîitika yap-
mak için bir araja gelmedik. Pi-
yasanın şirkete ihtiyacı vardı.
şirket kurduk, dernek yapısın-
da değiliz. Ancak, bu, poîitika
yapmavacağımız anlamına gel-
mez, gereken şeyi, gereken yer-
den sorabiliriz. Ticari çıkarla-
rımız gerektirirse, sonuna ka-
dar politik davranırız" dedi.
28 milyar lira sermayeyle ku-
rulan BUNDAŞ'a kaynak yarat-
mak ve ortakların giderlerini
azaltmak amacıyla, aracılık ya-
pacaklarını ifade eden Ergun.
"Toplu alımlardan yararlana-
rak. aldığımız ürünün üzerine
biraz da kâr koyarak. ortakla-
rımıza gerekenleri temin etme-
yi düşünüyoruz" dedi.
Nakliye ve diğer sektörlerde
BUNDAŞ'a benzeroluşumların
artması beklenirken. şirket yıl
sonuna kadar ortaklannı arttır-
mava çalışacak. Avrupa'da ve
Türkiye'de buna benzeroluşum-
ların bazı sektörlerde gerçekleş-
tirıldiğini belirten Ergun. "Bazı
şeyler yıllardır doğru dürüst
vapılsaydı, bu oluşumlara gerek
kalmazdı" diyerek, şirketin uzun
v adeli amaçlan arasında, gümrük
işletmeciliğı olduğunu belirtti.
Şirket ortaklannın 1100 tane
treyleri olduğunu söyleyen Er-
gun. bu kapasiteyle Türkiye pa-
zannda en az yüzde 10'luk bir pa-
ya sahip olduklarını ifade etti.
Özelleştirilen
Sümer'in patronu
vergi yüzsüzü
DOSYA: ENFLASYONUN ILACI; BAGIMSIZ MERKEZ BANKASI
ADANA (Cumhuriyet
Güney İUeri Bürosu) - Sü-
mer Holding'e bağlı olan
ve8Şubat 1996 tarihinde
özelleştirilen Adana Pa-
mukluSana>i Işletmesf nin
yeni sahibi "vergi yüzsü-
zü" çıktı. Adana Defter-
darlığı'nın yayımladığı
yüzsüzler listesinde yer
alan şirketin yeni sahibi
Yüksekbaş Tekstil'in 37
milyar liralık vergi borcu-
nu ödemediği belirtildi.
1996 başında yansı pe-
şin, yansı da bir yıl sonra
ödemeli olarak 480 milyar
liraya satılan Adana Pa-
muklu Sanayi Işletmesi'nin
yeni sahibi Mehmet Yük-
sekbaş, tesisleri aldıktan
hemen sonra işçilerin he-
men hemen tamamını ka-
pı önüne koymuştu. Özel-
leştirme sonrasında 800'ü
aşkın kişi işsiz kalırken.
satış yöre halkının da tep-
kisine neden olmuştu.
Öte yandan defterdarlı-
ğın listesinde "yflzsüz"
olarak yer alan Yüksekbaş
Holding yetkilileri ise ver-
gi borcu değil, cezalannın
bulunduğunu öne sürüyor-
lar.
Yüksekbaş Holding yet-
kilileri. ceza nedeniyle ver-
gilerini ödemeyenlerin lis-
tesinde yer aldıklannı belir-
tiyorlar.
Çevreye 5 milyon
dolarlık fon
Ekonomi Servisi - Altı
yılda bir yapılan Dünya
Ormancılık Kongresi'nin
11 "incisi bu yıl 12-22 ekim
tarihleri arasında Antal-
ya'da yapılacak. Daha ön-
ce Fransa, Meksika ve Bre-
zilya gibi ülkelerde ger-
çekleştirilen kongre için
Başbakanlık 5 milyon do-
larlık fon ayırdı.HABI-
TAT'tan sonra Türkiye'de
gerçekleştirilecek ikincı
büyük uluslararası organi-
zasyon olan kongre "Cam
Piramif'te yapılacak.
Delege sayısmın 3 bini
aştığı ve tebliğ sayısının
ise bin 400'ü bulduğu
kongreye Türkiye"den de
50 kadar siyasinin katıl-
ması bekleniyor.
Orman Bakanlığı Araş-
tırma Proje Koordinasyon
(APK) Dairesi Başkanı
Hasan Turan, "Sunula-
cak tebliğ sayısının
1400'ü geçmesi, kongre
tarihinde ilk kez gerçek-
leşiyor. Çünkü en yüksek
tebliğ sayısı Meksika'da
1100 dolayında olmuştu"
dedi.
Turan. Antalya'da yapı-
lacak kongrede alınacak
kararlann dünya ormancı-
lık tarihine geçen Rio. Hel-
sinki ve Strasburg'da alı-
nan kararlar kadar önemli
olacağını belirtti. "Bu
kongre Türkiye'yi 21 'in-
ci yüzyıla taşıyacak" di-
yen Turhan, kongrenin Tür-
kiye'nin turistık açıdan ta-
nıtılmasında da önemli ol-
duğuna dikkat çekti.
Yabancı
ortaklı
bprsa
şirketleri
atakta
Ankara'nın
muteber
semtleri
şîmdi isyeri
TekştiteL_
Christfne^enol
sem
ates hMefil.Iig
cîiermüjde:Yazlıklarkıracıanyor
^ - « - ^ E K O N O M İ K
TREND
Paranıza yön
veren dergi
BENCE
IZZETTIN ONDER
Yeni Hükümet ve
Özelleştirme
REFAHYOL'un iktidardan uzaklaştırılması ile Tür-
kiye'nin korkunç bir uçurumdan döndürüldüğü fik-
ri topluma işlenirken, yeni hükümet ciddi birzam fur-
yasına girdi. Bu zamlar, belki kısa dönemde kamu
açıklannın kapatılmasının bir yolu olarak görülebi-
lir. Ancak, hükümet program ve söyleminde özelleş-
tirme yine ağırlıklı bir yer işgal ediyor. Hükümetin ren-
gini belirlemede bir üçüncü gösterge de, piyasala-
ra ağırlık verileceğinin ve pıyasalann işleyişine mü-
dahale edilmeyeceğinin vurgulanıyor olmasıdır. Do-
ğal olarak. tüm bu politikaların bır ayağını da kamu
kesiminin ufaltılacağı ve ekonominin işleyişine mü-
dahale edilmeyeceği görüşü oluşturmaktadır.
Türkiye irtica ve felakete sürükleniyor diye oluş-
turulan sivil dayanışma grubunda bir araya gelen-
ler, 1980 ruhu ve saldırgınlığının hâkim olduğu hü-
kümetin bugün sivil dayanışma bileşenlerinden han-
gisinin yanında yer almış olduğunu düşünüp yo-
rumlamalıdır.
• • •
Kaç haftadırözelleştırmenin insan karşıtı boyutu-
nu işlemem, gerektiği yer ve koşulda sermayenin na-
sıl gülümseyip hemen arkasından nasıl sınttığını an-
latmaya çalışmam hep aynı amaca yönelik olmuş-
tur. Amacım. sermaye çevrelerinin tek gayesinin
mevcut sermaye stokuna katkı yapmak olduğunu
sergilemektir. Bu amaca yönelik politikalar geliştiri-
lirken, irtica bazan mubah, bazen yasaktır; demok-
rasi belirli sınıf ve tanımlamalarla geçerlidir; emek-
çi ve halk kitleleri ancak üretım ve tüketım araçları
olarak görülür; devlet ise, sermayeyi destekleyen guç
ve ekonomik olumsuzlukları perdeleyen bir aygıt
olarak görülür. Bilgi ve medya ise, sermayenin çı-
kartarı doğrultusunda elde edilip denetlenmesi ge-
reken vasıtalardır. işte böyle birdönüşüm ve algıla-
manın çok net olarak yansıdığı kesit, özelleştirme
ve devletın küçültulmesi söylem ve uygulamalarıdır.
• • •
Özelleştirme. yeni kâr alanları açma ve böylece
kamusal fonlara ortak olma girişimıdir. Bu girişımın
sonucunda, kamusal karar alanları aleyhine serma-
yenin politik gücü yükselir. Aslında bu sonuç, ana
girişimi destekleyen bir tür amaçtır. Örneğin, dev-
letin gördüğü eğitim hizmetinden, çöptoplama, hat-
ta vergi toplamaya dek bir dizi hizmeti kamu ajan-
ları emanet usulü ile yapacağına, ıhale usulü ile özel
ajanlann yapması, devlete ek maliyetyükler. Zira, dev-
let ajanlarının payı içinde kâr olmadığı halde, özel
kesime kâr aktarımı yapılır. Benzer biçimde, bir ka-
mu kuruluşunun özelleştırilmesı de, önce onun kâ-
rının özel kesime devri, ancak bunun bir bölümünün
daha sonra vergi olarak kamu kesimine aktarılma-
sını ifade eder. Her iki halde de sermaye kamusal
fonlara el atmış ve oradan ilave kaynak aktarımı
yapmış olur. Nitekim, en ciddi özelleştirme kamu hiz-
metlerinin finansman yönteminde gerçekleştirilmiş
ve böylece bugünkü bütçenın yarısına yakın bır bö-
lümü faiz ödemesine gitmeye başlamıştır. Eğer ka-
mu finansmanının özelleştırilmesi olumlu bulunu-
yorsa diğer özelleştirmeler de düşünülebilir.
Olası itiraz ve yanlış anlamalara meydan verme-
mek için, burada şu noktanın yinelenmesi gerekir ki,
özel kesim kâr edebılir, fakat, maalesef, aynı dere-
cede verimli değildir. Gümrük birliği sonuçları bunu
açıkça ortaya koymuştur. Bedelsiz ithalat esnasın-
da içerıde geliştirilen tepkiler sanayinin verimsizli-
ğini açığa çıkarmıştır. Buna karşın, sıyasilerin kasıt-
lı olarak terk ettiği kamu kuruluş ve ajanlarının fiili
verimsizlikleri, "görevzaran" uygulamaları ve niha-
yet devletin sosyal görevlerinin nedenleri ve sonuç-
ları çok iyi anlaşılmalıdır. Bir tarafta yoğun vergi ve
sübvansiyon teşvikine rağmen yaşanan, fakat piya-
sa koşulları nedeni ile bilançoya yansımayan verim-
sizlikler ile, diğer yandan siyasiler tarafından fiilen
terk edilen ve kasten zarara itilen kurumların bilan-
ço sonuçlarını aynı şekilde ele almak ancak kasıtla
açıklanabilir.
• • •
Özelleştirmenin insanı ezen boyutunu. ekono-
mik faalıyetler sonucunda sermayenin kendisinı bü-
yütmeye çalışırken, üretimden görece daha az bö-
lümü sermaye dışı kesimlere aktarması oluşturmak-
tadır. Bunun da ötesinde, kısmen özelleştirilen ka-
musal finansman yönteminde de açıkça görülduğü
gibi, finans-sermaye döneminde, sermaye üretime
katkıda dahi bulunmadan pay alabilmektedir. Bu
payın anlamı, üretici sermaye aşamasındakı sömü-
rüden de farklı olarak, sermaye dışı kesimlerden ya-
pılan net aktarmadır. Canavar-sermayeye bu pay ve-
rildikçe, ilerıde de talep etme gücü artmaktadır. Bu
kısırdöngü, matematiksel olarak ifade edilirse, li-
mitte bızzat sermaye sahiplerini de tahrip etmeye
adaydır. Tüm bu tartışmalar sonucunda özelleştir-
me konusu üzerinde bir kez daha düşünmek ve öy-
lecebirtoplumsal (..sermaye-yanlı değil!) kararagit-
mek kaçınılmaz gorülmektedir. Bölgesel dengesiz-
liğin giderilmesinde, yatırımların arttırılmasında, tek-
nolojik atılımın yapılmasında, oligopolistik sermaye
yapılanması karşısında emekçi ve tüm halkın korun-
masında. giderek güçlenen finans-kapıtal ve onun
yörüngesindeki parazitlerin güç ve etkilerinin kırıl-
masında, güçlenen sermaye karşısında kamusal ka-
rarlan etkili kılarak devletin güçlendirilmesinde ça-
re özelleştirme değildir. Bu bağnaz dayatmadan kur-
tulup daha serınkanlı düşünmemiz, sadece kendi
çıkanmız için değil, fakat ülke ve ekonominin çıkan
için de gereklidir.
ATO Başkam'na
AETden mektup
HER PAZAR BAYINIZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ
ADANA (Cumhuriyet)
- Türkiye ile Avrupa Birliği
(AB) arasında 29 Mart 1997
tarihinde Lüksemburg'da dü-
zenlenen "üyelik konseyi"
toplantısında, Türkiye'nin
karşısına din ve kültür fark-
hlığının engel olarak çıka-
nldığını ileri süren ve bunu
AB yetkililerine ileten ATO
Başkanı Fethi Kanıışlı'ya
AB'den yanıt geldi. Kamış-
lı'nın mesajı üzerine bir ya-
nıt yollayan Almanya ve
Avusturya hükümeti vetkı-
lileri. "aynmcılık" yapıl-
masının söz konusu olmadı-
ğını belirterek Türkiye'nin
ınsan hakları ve özgürlük
yasalanna çeki düzen verme-
si gerektiğini bildirdiler.
Adana Ticaret Odası Baş-
kanı Fethi Kamışlı'nın nı-
san ayı içerisinde Almanya
Başbakanı Helmut Kohl,
Avrupa Birliği Genel Sekre-
teri M. Jurgan Thumph,
Avrupa Komisyonu üyesi
Hans \'an Der Broek ile
Belçika, Danimarka. Italya,
Ispanya. İsv içre, Av usturya.
Hollanda. Fransa, Portek'iz.
Irianda. Ingiltere ve Isveç
dışişleri bakanlıklanna Tür-
kiye'nin tam üyeliği konu-
sunda aynmcılık yapıldığı-
na dair bir mesaj gönder-
mişti.
Bu mesajın ardından Al-
manya Başbakanı Helmut
Kohl tarafından Kamışlf ya
gönderilen yanıtta. Alman-
ya'nın her zaman Türki-
ye'nin yanında olduğu belir-
tilmekle birlikte. "Türki-
ye'nin AB üyeliğine kabul
edilmesi için yasalarında
bazı değişiklikler gerçek-
leştirilmeli, özellikle insan
hak ve özgürlüklerine iliş-
kin yasalarda revizyona gi-
dilmelidir" denildi.