29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Çelebi, ihracat çıtasını yükseltiyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Işın Çelebi. ihracatçı birliklerinden 1997 yılı ihracat hedeflerini en az yüzde 15 oranında arttırmalannı istedi. Çelebi. ihracatçı birliklerine gönderdiği yazıda, sürdürülebilirbir büyümenin sağlanabilmesi için verimliliğin \e rekabetin şartlannın uygun olduğu bır ortamın yaratılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ederek hedefin arttınlması arzusunun "ihracat seferberliği"nin başlatılması açısından gerekli olduğunu bildirdi. EGS ihalesini Ayyıldıdar kazandı • Ekonomi Servisi - EGS Gayrimenkul Geliştirme ve lşletmecilik AŞ tarafından Denizli'de yaptınlacak EGS Business Park Projesi kapsamındaki alışveriş merkezinin kaba inşaatı ve ince işleri ihalesi sonuçlandı. EGS Grubu'ndan yapılan açıklamada, toplam 15 firmanın katıldığı ihaleyi 6.3 milyon dolar ile Ayyıldızlar lnşaat firmasının kazandığı bildirildi. EGS Business Park Denizli Alışveriş Merkezi. 10 bin metrekarelik tek katlı bir hipermarket ve yapımarket binası ile 2 bin 500 metrekarelik altı adet alışveriş merkezinden oluşacak. Beş aylık açık 585 trilyon • BDP - Hazine Müsteşarlığı. 1997 yılı ocak-mayıs döneminde konsolide bütçe açığının yaklaşık 585 trilyon lira olarak gerçekleştiğini açıkladı. Söz konusu nakit açığının finansmanı için 1 katrilyon 199 trilyon liralık iç borçlanma ve 47 trilyon liralık da diğer kalemlerden borçlanma gerçekleştirildi. Sağlanan kaynaklarla, 160.8 trilyon liralık dış borç ve 500.3 trilyon liralık da kısa vadeli borç ödemesi yapıldı. Rekabet Kurulu'na uzman engeli • ANKARA (AA) - Rekabet Kurulu Başkanı Prof. Avdın Ayaydın. kurulun tam anlamıyla çalışmaya başlamasının, soruşturmayı yürütecek uzmanlann alımına bağlı olduğunu belirterek. uzman alımına ilişkin yasal düzenlemenin bir an önce yapılmasını istedi. Uzmanları alır almaz derhal çalışmalara başlayabileceklerini belirten Ayaydın. "'Şu anda yapılan başvurular çimento sektörü. ekmek fiyatlan. otomotiv sektörü ve beyaz et konulannda yoğunlaşıyor" dedi. Götürü kazançta yeni düzenleme • ANKARA (AA) - Maliye Bakanlığı, götürü usule tabi olan ticari kazanç sahiplerine 1997'de uygulanacak olan safi kazanç tutarlannı yüzde 12 ile yüzde 15 arasında indirdi. Maliye Bakanlığrnın dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan tebliği ile götürü safi kazanç tutarlan en düşük 51 milyon lira. en yüksek 449 milyon lira olarak belirlendi. Eski düzenlemede bu rutarlar en düşük yine 51 milyon lira iken. en yüksek 510 milyon 300 bm lira idi. Elektrik üretimi yüzde 9 arttı • ANKARA (AA) - Elektrik enerjisi üretimi, yılın ocak-şubat-mart aylannı kapsayan birinci döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.02'likartışla25milyar 731.8 milyon kilovatsaat olarak gerçekleşti. Bu yılın aynı döneminde elektrik enerjisi tüketimi ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.46 artarak, 18 milyar 624 milyon kvvh oldu. Elektrik dağıtım şirketlerinin satış gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre can olarak vüzde 117.1 arttı. AB başkentinin tatil havasına girdiğini belirten TÜSİAD Brüksel Temsilcisi Kaleağası 'Gözler Kohl ve Ydmaz'da'FİLİZ GLMÜŞ Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in gümrük birliğine iliş- kin açıklamalannın AB başken- ti Brüksel'de yarattığı etkiyi de- ğerlendiren TÜSİAD Brüksel Temsilcisi Bahadır Kaleağası. Brüksel'de bürokrasinin tatil ha- vasına girmeye başladığını belır- tti. Kaleağası, "Bundan sonra top Avrupa bürokrasisinden çıkmış gibi görünüyor. Artık top başta Brüksel olmak üze- re AB başkentlerinde. Bundan sonra siyasi mekanizmaların devreye girmesi gerekiyor. Ey- lül sonundaki Yılmaz-Kohl gö- rüşmesi çok önemli bir aşama olacak" dedi. Kaleağası, Kıb- ns konusunda Avrupa'da ve ulus- lararası kamuoyu düzeyınde bü- yük bir diplomatik taarruz baş- latmak gerektiğini belirterek bu- nu yaparken de son derece banş- çı ve çözümcü bir üslup kullanıl- ması gerektiğini vurguladı.. Kaleağası. -Gündem 2000" raporuyla da ilgili olarak "AB'nin rapora yansıttığı ka- rar, iki uçlu çok karmakarışık siyasi karar alma mekanizma- larının geçici bir sentezi. An- cak bugün böyle, yarın bu de- ğişebilir. Doğru metedoloji or- taya çıkan rahatsızlıkları gi- dermek için müzakere yap- maktır. Yanlış metedoloji her şey yolundaymış gibi göster- mektir" diye konuştu. Brüksel'e diplomatik olarak "yeniden müzakere edeceğiz, iptal edeceğiz, askıya alacağız" gibi bir poîitika iletilmediğini belirten Kaleağası. bunun sansas- yonel bir üsluba çevrilmiş olma- sının Türkiye açısından olum- suz olduğunu kaydetti. Iyileştirme müzakeresi Gümrük birliğinin evrirni için- deortaya çıkan sorunlan pazar- lık masasında karşılıklı dengeler ve yükümlülükleri göz önünde tu- tarak. telafi etmek ve gelıştir- mek gerektiğini ıfade eden Ba- hadır Kaleağası. •*Yani burada- ki doğru sözcük yeniden mü- zakere değil. geliştirmek \e milli çıkarlarımız doğrultu- sunda geliştirmektir*' dive ko- nuştu. Kaleağası. AB'nin "Gündem 2000" raporuvla ilgili olarak. "AB hem Türkije tam üveliğc ehildir diyor, hem de gelecek- le ilgili olarak Türkiye'nin adından bahsetmiyor. Bu bir tutarsızlıktır. Ancak bunu da doğru yorumlamak gerek. Bu yaklaşım AB içerisinde geçici bir uzlaşmadır. AB içerisinde Türkiye'ye açık açık "Tamüye olacaksınız' ve Olamayacaksı- nız' diyen iki uç bulunuyor. So- nunda Türkiye sorunlar içeri- sinde, tam üyeliği erteleyelim denildi. Ve belgelere bu yansı- dı. AB bir şey dediği zaman bu çok karmakarışık siyasi karar alma mekanizmalarının bir sentezi. Geçici bir sentezi, bu- gün böyle varın başka türlü onu da unutmayalım" şeklin- de konuştu. Gümrük birliği konusunda özel sektörün makro ekonomik düzeyde şıkâyetleri olduğunu belirten Kaleağası. "Dışticaret açığımız çok artmıştır ve bu- nun AB tarafından telafi edil- mesi gerekmektedir. Bu vönde mali işbirliğinin AB tarafın- dan bir türlü uygulanıava ge- çirilememiş olnıası bir büvük tepkimizi çekmiştir. Gümrük birliğinin teknik olarak işleyi- şinde ticaret açığının artmış olnıasını dikkate alarak. Türk firmalarının birtakım teknik \e hukiki sorunlarına AB'nin Ortaklık Anlaşması'nın ruhu açısından siyasi iradeyle çö- züm getirmesini talep etmek- teviz" dedi. Çalışma Bakanı'ndan AB'ye tavır 'GB yeniden düzenlenmeli'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Çalışma ve Bakanı Nami Ça- ğan, Türkıye'nınas- lında gümrük birli- ğine girmediğini. Avrupa Birliği (AB) ıleaynbirGBoluş- turduğunu söyledi. Türkiye'nin GB'ye girişinin bir "proto- tip'" olduğunu kay- deden Çağan. "Bu ilişkinin tekrar gö- rüşülüp düzenlen- mesi gerek" dedi. Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Baka- nı Çağan, dün An- kara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Ze- ki Çağlayan'ı kabu- lünde, Türkiye ile mayacak ülkelerin. hatta Güney Kıb- rıs'ın AB'ye üyelik görüşmelerine çağ- rıldığını anımsatan Çağlayan, GB'nin Türkiye'yi sıkıntıya sokruğunu söyledi. Çağlayan. SSK'yı "bütçe üzerinde inanılmaz tahribat Nami Çağan: Iste- yapan" bir kurum nen ülke olmalıyız olarak nitelendire- rek. açığın yüzde 30'unun sosyal gü- venlik sistemlerin- den kaynaklandığını belirtti. Sosyal gü- venlik sistemi re- formunun idari, ad- li ve mali yönden gerçekleştirilmesi gerektiğini kayde- den Çağlayan, yal- AB arasındaki iliş- ı e n D , n - nızca hükümetin de- , . . . . . ASO Başkanı Çağ- . ... , ... . kıyı "nevı şahsına , m a n . Hazırlıksadu\ §''- mılletvekıllerı- münhasır" olarak " ' . nin de bu sorunu üst- lenmesini istedi. Sağlık ve sos- yal hizmetlerin ayrı ayrı ele alınması gerektiğini ileri süren Çağlayan, emeklilik yaşını ka- dınlarda 50, erkeklerde 55 ola- rak öngören yasa tasansının çı- karılması gerektiğini belirtti. Çağlayan ve beraberindeki heyet. Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı tsmet Sezgin. Devlet Bakanı Salih Yıldırım. Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir. Devlet Baka- nı Refaiddin Şahin. Devlet Bakanı Işın Çelebi ve Çevre Bakanı İmren Aykut'la da görüşrü. nitelendirdi. Çağan. hedefi AB'ye tam üyelik olan Türki- ye'nin "yalvaran" birkonum- da olmaması gerektiğini vur- gularken "Aranan, istenen bir ülke konumuna gelmeliyiz" dedi. "GB'ye aslında biz gir- medik. AB ile ayrı bir GB oluşturduk" diyen Çağan. bu ilişkinin yeniden değerlendiril- mesi gerektiğini kaydetti. ASO Başkanı Çağlayan da GB'ye hazırlıksız olarak giren Türkiye'nin AB'ye tam üyelik adayı olarak değerlendirilmeme- sinin siyasi boyutlu olduğunu söyledi. Türkiye ile kıyaslana- 32 firmanın bir araya gelerek kurduğu çok ortaklı şirketin adı Bl'NDAŞ olarak belirlendi. Tekstilden sonra taşımacılar da sermaye şirketi kurdu Nakliyeciler birleşti FATMA KOŞAR Uluslararası nakliye sektörün- de 32 büyük firma bir araya ge- lerek Birleşik Uluslararası Nak- liyecilik DışTicaret(BUNDAŞ) şirketini kurdular. Nakliye ürün- lerini daha ucuza alarak toplu alım avantajlarından yararlan- mak ve bürokratik işlemleri azal- tarakortaklann işlerini kolaylaş- tırmak amacıyla kurulan BUN- DAŞ. Avrupa ve Türkiye"de ilk oluşum özelliğini taşıyor. Şirket yetkilileri. sadece ticari amaç ta- şıdıklannı belirterek. şirketi kur- malarının Uluslararası Nakliye- ciler Derneği çevresınde yanlış anlaşıldığını ifade ettiler. Sektörde şirket ortakları. baş- kanlığını Saffet Ulusoy'un yap- tığı Uluslararası Nakliyeciler Der- neği'ne(UND) tavır aldıklarıyö- nünde söylentiler olduğunu be- lirttiler. Şirketin ortağı ve Genel Müdürü Cnal Ergun. ortakların • Toplu alım avantajlarından yararlanmak ve bürokratik işlemleri azaltarak ortakların işlerini kolaylaştırmak amacıyla kurulan BUNDAŞ, Avrupa ve Türkiye'de ilk oluşum özelliğini taşıyor. halen UND'ye üye olduklannı anımsatarak. "Biz poîitika yap- mak için bir araja gelmedik. Pi- yasanın şirkete ihtiyacı vardı. şirket kurduk, dernek yapısın- da değiliz. Ancak, bu, poîitika yapmavacağımız anlamına gel- mez, gereken şeyi, gereken yer- den sorabiliriz. Ticari çıkarla- rımız gerektirirse, sonuna ka- dar politik davranırız" dedi. 28 milyar lira sermayeyle ku- rulan BUNDAŞ'a kaynak yarat- mak ve ortakların giderlerini azaltmak amacıyla, aracılık ya- pacaklarını ifade eden Ergun. "Toplu alımlardan yararlana- rak. aldığımız ürünün üzerine biraz da kâr koyarak. ortakla- rımıza gerekenleri temin etme- yi düşünüyoruz" dedi. Nakliye ve diğer sektörlerde BUNDAŞ'a benzeroluşumların artması beklenirken. şirket yıl sonuna kadar ortaklannı arttır- mava çalışacak. Avrupa'da ve Türkiye'de buna benzeroluşum- ların bazı sektörlerde gerçekleş- tirıldiğini belirten Ergun. "Bazı şeyler yıllardır doğru dürüst vapılsaydı, bu oluşumlara gerek kalmazdı" diyerek, şirketin uzun v adeli amaçlan arasında, gümrük işletmeciliğı olduğunu belirtti. Şirket ortaklannın 1100 tane treyleri olduğunu söyleyen Er- gun. bu kapasiteyle Türkiye pa- zannda en az yüzde 10'luk bir pa- ya sahip olduklarını ifade etti. Özelleştirilen Sümer'in patronu vergi yüzsüzü DOSYA: ENFLASYONUN ILACI; BAGIMSIZ MERKEZ BANKASI ADANA (Cumhuriyet Güney İUeri Bürosu) - Sü- mer Holding'e bağlı olan ve8Şubat 1996 tarihinde özelleştirilen Adana Pa- mukluSana>i Işletmesf nin yeni sahibi "vergi yüzsü- zü" çıktı. Adana Defter- darlığı'nın yayımladığı yüzsüzler listesinde yer alan şirketin yeni sahibi Yüksekbaş Tekstil'in 37 milyar liralık vergi borcu- nu ödemediği belirtildi. 1996 başında yansı pe- şin, yansı da bir yıl sonra ödemeli olarak 480 milyar liraya satılan Adana Pa- muklu Sanayi Işletmesi'nin yeni sahibi Mehmet Yük- sekbaş, tesisleri aldıktan hemen sonra işçilerin he- men hemen tamamını ka- pı önüne koymuştu. Özel- leştirme sonrasında 800'ü aşkın kişi işsiz kalırken. satış yöre halkının da tep- kisine neden olmuştu. Öte yandan defterdarlı- ğın listesinde "yflzsüz" olarak yer alan Yüksekbaş Holding yetkilileri ise ver- gi borcu değil, cezalannın bulunduğunu öne sürüyor- lar. Yüksekbaş Holding yet- kilileri. ceza nedeniyle ver- gilerini ödemeyenlerin lis- tesinde yer aldıklannı belir- tiyorlar. Çevreye 5 milyon dolarlık fon Ekonomi Servisi - Altı yılda bir yapılan Dünya Ormancılık Kongresi'nin 11 "incisi bu yıl 12-22 ekim tarihleri arasında Antal- ya'da yapılacak. Daha ön- ce Fransa, Meksika ve Bre- zilya gibi ülkelerde ger- çekleştirilen kongre için Başbakanlık 5 milyon do- larlık fon ayırdı.HABI- TAT'tan sonra Türkiye'de gerçekleştirilecek ikincı büyük uluslararası organi- zasyon olan kongre "Cam Piramif'te yapılacak. Delege sayısmın 3 bini aştığı ve tebliğ sayısının ise bin 400'ü bulduğu kongreye Türkiye"den de 50 kadar siyasinin katıl- ması bekleniyor. Orman Bakanlığı Araş- tırma Proje Koordinasyon (APK) Dairesi Başkanı Hasan Turan, "Sunula- cak tebliğ sayısının 1400'ü geçmesi, kongre tarihinde ilk kez gerçek- leşiyor. Çünkü en yüksek tebliğ sayısı Meksika'da 1100 dolayında olmuştu" dedi. Turan. Antalya'da yapı- lacak kongrede alınacak kararlann dünya ormancı- lık tarihine geçen Rio. Hel- sinki ve Strasburg'da alı- nan kararlar kadar önemli olacağını belirtti. "Bu kongre Türkiye'yi 21 'in- ci yüzyıla taşıyacak" di- yen Turhan, kongrenin Tür- kiye'nin turistık açıdan ta- nıtılmasında da önemli ol- duğuna dikkat çekti. Yabancı ortaklı bprsa şirketleri atakta Ankara'nın muteber semtleri şîmdi isyeri TekştiteL_ Christfne^enol sem ates hMefil.Iig cîiermüjde:Yazlıklarkıracıanyor ^ - « - ^ E K O N O M İ K TREND Paranıza yön veren dergi BENCE IZZETTIN ONDER Yeni Hükümet ve Özelleştirme REFAHYOL'un iktidardan uzaklaştırılması ile Tür- kiye'nin korkunç bir uçurumdan döndürüldüğü fik- ri topluma işlenirken, yeni hükümet ciddi birzam fur- yasına girdi. Bu zamlar, belki kısa dönemde kamu açıklannın kapatılmasının bir yolu olarak görülebi- lir. Ancak, hükümet program ve söyleminde özelleş- tirme yine ağırlıklı bir yer işgal ediyor. Hükümetin ren- gini belirlemede bir üçüncü gösterge de, piyasala- ra ağırlık verileceğinin ve pıyasalann işleyişine mü- dahale edilmeyeceğinin vurgulanıyor olmasıdır. Do- ğal olarak. tüm bu politikaların bır ayağını da kamu kesiminin ufaltılacağı ve ekonominin işleyişine mü- dahale edilmeyeceği görüşü oluşturmaktadır. Türkiye irtica ve felakete sürükleniyor diye oluş- turulan sivil dayanışma grubunda bir araya gelen- ler, 1980 ruhu ve saldırgınlığının hâkim olduğu hü- kümetin bugün sivil dayanışma bileşenlerinden han- gisinin yanında yer almış olduğunu düşünüp yo- rumlamalıdır. • • • Kaç haftadırözelleştırmenin insan karşıtı boyutu- nu işlemem, gerektiği yer ve koşulda sermayenin na- sıl gülümseyip hemen arkasından nasıl sınttığını an- latmaya çalışmam hep aynı amaca yönelik olmuş- tur. Amacım. sermaye çevrelerinin tek gayesinin mevcut sermaye stokuna katkı yapmak olduğunu sergilemektir. Bu amaca yönelik politikalar geliştiri- lirken, irtica bazan mubah, bazen yasaktır; demok- rasi belirli sınıf ve tanımlamalarla geçerlidir; emek- çi ve halk kitleleri ancak üretım ve tüketım araçları olarak görülür; devlet ise, sermayeyi destekleyen guç ve ekonomik olumsuzlukları perdeleyen bir aygıt olarak görülür. Bilgi ve medya ise, sermayenin çı- kartarı doğrultusunda elde edilip denetlenmesi ge- reken vasıtalardır. işte böyle birdönüşüm ve algıla- manın çok net olarak yansıdığı kesit, özelleştirme ve devletın küçültulmesi söylem ve uygulamalarıdır. • • • Özelleştirme. yeni kâr alanları açma ve böylece kamusal fonlara ortak olma girişimıdir. Bu girişımın sonucunda, kamusal karar alanları aleyhine serma- yenin politik gücü yükselir. Aslında bu sonuç, ana girişimi destekleyen bir tür amaçtır. Örneğin, dev- letin gördüğü eğitim hizmetinden, çöptoplama, hat- ta vergi toplamaya dek bir dizi hizmeti kamu ajan- ları emanet usulü ile yapacağına, ıhale usulü ile özel ajanlann yapması, devlete ek maliyetyükler. Zira, dev- let ajanlarının payı içinde kâr olmadığı halde, özel kesime kâr aktarımı yapılır. Benzer biçimde, bir ka- mu kuruluşunun özelleştırilmesı de, önce onun kâ- rının özel kesime devri, ancak bunun bir bölümünün daha sonra vergi olarak kamu kesimine aktarılma- sını ifade eder. Her iki halde de sermaye kamusal fonlara el atmış ve oradan ilave kaynak aktarımı yapmış olur. Nitekim, en ciddi özelleştirme kamu hiz- metlerinin finansman yönteminde gerçekleştirilmiş ve böylece bugünkü bütçenın yarısına yakın bır bö- lümü faiz ödemesine gitmeye başlamıştır. Eğer ka- mu finansmanının özelleştırilmesi olumlu bulunu- yorsa diğer özelleştirmeler de düşünülebilir. Olası itiraz ve yanlış anlamalara meydan verme- mek için, burada şu noktanın yinelenmesi gerekir ki, özel kesim kâr edebılir, fakat, maalesef, aynı dere- cede verimli değildir. Gümrük birliği sonuçları bunu açıkça ortaya koymuştur. Bedelsiz ithalat esnasın- da içerıde geliştirilen tepkiler sanayinin verimsizli- ğini açığa çıkarmıştır. Buna karşın, sıyasilerin kasıt- lı olarak terk ettiği kamu kuruluş ve ajanlarının fiili verimsizlikleri, "görevzaran" uygulamaları ve niha- yet devletin sosyal görevlerinin nedenleri ve sonuç- ları çok iyi anlaşılmalıdır. Bir tarafta yoğun vergi ve sübvansiyon teşvikine rağmen yaşanan, fakat piya- sa koşulları nedeni ile bilançoya yansımayan verim- sizlikler ile, diğer yandan siyasiler tarafından fiilen terk edilen ve kasten zarara itilen kurumların bilan- ço sonuçlarını aynı şekilde ele almak ancak kasıtla açıklanabilir. • • • Özelleştirmenin insanı ezen boyutunu. ekono- mik faalıyetler sonucunda sermayenin kendisinı bü- yütmeye çalışırken, üretimden görece daha az bö- lümü sermaye dışı kesimlere aktarması oluşturmak- tadır. Bunun da ötesinde, kısmen özelleştirilen ka- musal finansman yönteminde de açıkça görülduğü gibi, finans-sermaye döneminde, sermaye üretime katkıda dahi bulunmadan pay alabilmektedir. Bu payın anlamı, üretici sermaye aşamasındakı sömü- rüden de farklı olarak, sermaye dışı kesimlerden ya- pılan net aktarmadır. Canavar-sermayeye bu pay ve- rildikçe, ilerıde de talep etme gücü artmaktadır. Bu kısırdöngü, matematiksel olarak ifade edilirse, li- mitte bızzat sermaye sahiplerini de tahrip etmeye adaydır. Tüm bu tartışmalar sonucunda özelleştir- me konusu üzerinde bir kez daha düşünmek ve öy- lecebirtoplumsal (..sermaye-yanlı değil!) kararagit- mek kaçınılmaz gorülmektedir. Bölgesel dengesiz- liğin giderilmesinde, yatırımların arttırılmasında, tek- nolojik atılımın yapılmasında, oligopolistik sermaye yapılanması karşısında emekçi ve tüm halkın korun- masında. giderek güçlenen finans-kapıtal ve onun yörüngesindeki parazitlerin güç ve etkilerinin kırıl- masında, güçlenen sermaye karşısında kamusal ka- rarlan etkili kılarak devletin güçlendirilmesinde ça- re özelleştirme değildir. Bu bağnaz dayatmadan kur- tulup daha serınkanlı düşünmemiz, sadece kendi çıkanmız için değil, fakat ülke ve ekonominin çıkan için de gereklidir. ATO Başkam'na AETden mektup HER PAZAR BAYINIZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ ADANA (Cumhuriyet) - Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 29 Mart 1997 tarihinde Lüksemburg'da dü- zenlenen "üyelik konseyi" toplantısında, Türkiye'nin karşısına din ve kültür fark- hlığının engel olarak çıka- nldığını ileri süren ve bunu AB yetkililerine ileten ATO Başkanı Fethi Kanıışlı'ya AB'den yanıt geldi. Kamış- lı'nın mesajı üzerine bir ya- nıt yollayan Almanya ve Avusturya hükümeti vetkı- lileri. "aynmcılık" yapıl- masının söz konusu olmadı- ğını belirterek Türkiye'nin ınsan hakları ve özgürlük yasalanna çeki düzen verme- si gerektiğini bildirdiler. Adana Ticaret Odası Baş- kanı Fethi Kamışlı'nın nı- san ayı içerisinde Almanya Başbakanı Helmut Kohl, Avrupa Birliği Genel Sekre- teri M. Jurgan Thumph, Avrupa Komisyonu üyesi Hans \'an Der Broek ile Belçika, Danimarka. Italya, Ispanya. İsv içre, Av usturya. Hollanda. Fransa, Portek'iz. Irianda. Ingiltere ve Isveç dışişleri bakanlıklanna Tür- kiye'nin tam üyeliği konu- sunda aynmcılık yapıldığı- na dair bir mesaj gönder- mişti. Bu mesajın ardından Al- manya Başbakanı Helmut Kohl tarafından Kamışlf ya gönderilen yanıtta. Alman- ya'nın her zaman Türki- ye'nin yanında olduğu belir- tilmekle birlikte. "Türki- ye'nin AB üyeliğine kabul edilmesi için yasalarında bazı değişiklikler gerçek- leştirilmeli, özellikle insan hak ve özgürlüklerine iliş- kin yasalarda revizyona gi- dilmelidir" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle