Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 20 HAZİRAN 1997 CUMA
HABERLER
Yargıç ve savcı adaylığı sınavı için iki katma çıkanlan yedek liste, gelecekteki dinci kadrolaşmayı amaçlıyor
Dinci örgütlenme yabnmıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
RP lı Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın:
yargıç \e savcı adaylığı sınavında, asil
lıstenin 2 katı yedek aday belirleyerek
yargıdaki anti-laik kadrolaşmayı gele-
ceğe dönük yapılanmaya dönüştürdüğü
bildirildi. Sınav sonunda aday olmaya
hak kazanan 423 asil, 846 yedek aday-
dan200"eyakınının Nurculann liderle-
rinden Fethullah Gülen'in referansına
sahıp olduklan öne sürüldü.
Adalet Bakanı Kazan, sınav larda
anayasanın eşitlik kurallan ve yasa dı-
şında herhangi bır unsurun dikkate alın-
madığını savundu.
RP'li Kazan yönetimindeki Adalet
Bakanlığf nın. sonuçlan önceki gün
açıklanan yargıç ve savcı adaylığı sına-
vına yönelik iddialar sürüyor.
Kazan'ın hükümetin istifaettiği gün-
lerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku-
rulu'na (HSYK) sunduğu 1125 kişilik
karamamenin ardından, 2000 yılına ka-
dar ihtiyaç olabilecek yargıç ve savcı
kadrolannı belirleme girişimlerinedik-
kat çekildi.
Kulislerde dile getirilen iddialara gö-
re yazılı sına\ da başanlı olan imam-ha-
tip kökenlı adaylarla ilgili olarak
RPden istıfa eden Rize Milletvekili
Şevki Yılmaz"ın Adalet Bakanhğı Mü-
şaviri olan kardeşi Aziz Yılmaz devre-
ye girerek, aday adaylannın isimlerini
komisyona iletti.
Yargı tarihinde ilk kez sınav kazanan-
lann 2 katı aday adayına da yedek lis-
teden sınav kazandınldı. Sınavlarda asil
listeden 423. yedek listeden de 846,
burslu okuyanlardan 50 olmak üzere
toplam 1339 aday başanlı sayıldı.
Yazılı sınav ve mülakatta 125 imam-
hatip kökenlinin yanı sıra 10 tane de
türbanlı adaym başanlı olduğu savunul-
du.
Cumhuriyet'e açıklama yapan üst
düzey bir bakanlık yetkilisi. yedek lis-
te uygulamasının. 2802 sayılı Hâkim ve
Savcılar Yasası'na göre hazırlanmış
olan Adli ve tdari Yargıda Yargıç ve
Savcı Adaylığı Yazılı Sınav, Mülakat ve
Atama Yönetmeliği'ne aykın olduğunu
söyledi. Söz konusu yönetmeliğe göre
atama yapılacak boş kadrolann unvan
ve derecelerinin belirtildiğini anımsatan
yetkili. yönetmeliğin sonuç listelerinin
hazırlanmasını öngören maddesinin
"yedek liste"yi düzenlemediğini kay-
detti. Yetkili. yargıç ve savcılann ilk
olarak bu yıl memur statüsüne sokuldu-
ğunu kaydederken şunlan söyledi:
"Yönetmeliğin 38. maddesine göre s*-
navı kazanıp ataması \apıup da göreve
başlamak için zamanında başvuru yap-
mayanlann bu hakkı iptal edilir. İtiraz
edilse bile kabul edilmez. Oysa bu uygu-
lamayla hakkı iptal edilenin yerine ye-
deklerden atama yapılacak. Boş kadro-
lara kimlerin atanacağmı da bakannk-
taki siyasi irade beurleyecek."
Yedek liste uygulamasıyla hukuk fa-
kültelerinden her yıl mezun olan 2 bi-
ne yakın öğrencinin haklannın gasp
edildiğini vurgulayan aynı yetkili,
"Çünkü yedek listeden mesleğe ahnan
846 kişi en az 3 yıl içinde eritilebilir. Bu
süre içinde yargıç ve savcılık sınavı açı-
lamayacak ve hukuk fakültelerinden
mezun olanlarda büyük bir yığüma ola-
cak. Doğal olarak bu durum çok ciddi
probtemlere yol açacak" diye konuşru.
Kararlar için idari yargı yolunun açık
olduğuna dikkat çekilirken, sınavı ka-
zanamayan bazı yargıç ve savcı aday
adaylannın idare mahkemesine başvur-
maya hazırlandıklan bildirildi.
Muhsin Yazıcıoğlu / Ülkü
Ocaklan'ndan hükümete
'Çatlı için
Ankara'da
150bomba
patlatınz'
HALİLNEBİLER
Abdullah Çatlı, 25
Ağustos 1978'de
Sakarya'da Nevzat
Bor ve Balgat
katüamı
sanıklanndan
Mustafa Pehlivanlı
ile beraber
yakalandı.
Yurtaslan, Çath'nın
yakalanmasından
sonrakı gelişmelere itiraflannda şöyle yer
veriyor: "Bunlan İstanbul'a götürdüler.
Ankara polLsi Ankara ya
gönderilmelerini istedi. Fakat
Gayrettepe'de serbest bırakıldılar (Ya
para verdiler veya başka bir yolla).
Ankara'va döneıierken Ankara ekibi
bunlan tekrar yakalıyor. Ankara'ya
geldiklerinden bir saat kadar sonra
Muhsin Yazıcıoğlu şubeye telefon etti. 'Bu
size ilk ihtanmız. Abdullah'ı
bırakmazsanız Ankara'nın 150 yerinde
bomba patlatacağız' diye tehdh etti.
Gerçekten de ihtar olarak Demirtepe
Köprüsü'ne bir bomba konulmuştu. Polis
patlamadan bombayı aldı. Abdullah,
tchditten sonra bırakıldı." Ali
Yurtaslan'ın itiraflanna göre, Muhsin
Yazıcıoğlu örgüte finans desteği için
soygun çeteleri kuran bir yönetici.
Yazıcıoğlu'nun soygun çetesi, itiraflarda
şöyle yer alıyor: "Muhsin Yazıcıoğlu ve
Mustafa Mit Sıvaslıdırlar. Bunlar 1978
yılı içinde Sıvasu olan Fatih Hüseyin Ipek
ve Adil Bakır'ı çağırarak. teşkilatuı
paraya ihtiyacı olduğunu, bunun için ağzı
sıkı ülkücülerden bir grup kurmalannı,
bu grupla çeşitli soygun ve gasp olaylaruıa
girişmelerini istediler. Fatih Hüseyin İpek,
teklifi kabul ederek bir grup kurar ve
soyguniara başlar. Silahlan Muhsin
Yazıcıoğlu verir. Bunlar birkaç e\ soyarak
maddi bakımdan güçlenirler. Vaptıklan
soygunlann paralannı Mustafa Mit ve
Muhsin Yazıcıoğlu'na aktanrlar."
1978 yılında yapılan Sıvas katliamında
ülkücüler Alevilere ve solculara
saldırmış, olaylar yedi kişinin ölümü ve
çok sayıda yaralıyla sonuçlanmıştı. Ali
Yurtaslan, itiraflannda Sıvas katliamıyla
Yazıcıoğlu arasındaki ilişkiyi şöyle
anlatıyor: "Alibaba MahaDesi'ne
sakhranlar arasında Yazıcıoğlu'nun
soygun çetesinin şefî Fatih Hüseyin İpek
de vardır. 1978 sonlanndaki Sıvas
olaylannı Mustafa Mit ve Muhsin
Yazıcıoğlu tertiplemişlerdir. Yazıcıoğlu
Sıvas'a giderek bizzat olaylara önderlik
etti."
BİTTİ
T>
CHP'den RP'li belediyeye suçlama
CHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı
Mehmet Polat, Refah Partili ilçe
belediyesinin 3 yıldır hukuk dışı ve
cumhuriyet karşıü uygulamalarla
ilçeyi tahrip ettiğiıu belirtti ve
belediye yöneticileri hakkında
Cumhuriyet SavcüığTna suç
duyurusunda bulundu. G.O.Paşa
belediyesi için "Şirket, dernek ve
vakıflar aracılığıyla sadece
yandaşlanna hizrnet verdi ve
belediye binasındaki Türkiye
Cumhuriyeti tabelasmı indirdi"
diye konuşan Polat, partililerle
birlikte vatandaşlara belediyenin
icraatuu içeren bir de kitapçık
dağrtü. Polat, dün CHP ilçe
yöneticileriyle buiikte G.O.Paşa
Adliyesi'ne gelerek bir basın
açıklaması yapta. Belediyenjp *vl."
imam-hatip okullan ve > urdan,
Kuran kurslan ve camiler için yeşil
alanlan ve okul alanlannı
yağmalamaya çalışbğinı savunan
Polat, belediye binasındaki Türkiye
Cumhuriyeti tabetasımn
indirildiğini söyledi. Polat, yeşil
alanlann RP yandaşlanna peşkeş
çekildiğini. GÖPAŞ adıyla kurulan
şirketin tamamen RP'ülerden
oluştuğunu ve bunlann kaçak
yapılanna göz yumulduğunu öne
sürdü. Polat sözlerini şöyle
sürdürdü: "tşçilerin alacaklan şe
,' mesaileri verilmiyor, baskı
yapıhyor. Hak-tş'e bağlı Hizmet-İş
Sendikası'na zorla iiye olmalan
isteniyor. Bunlan yapan belediye
yöneticileri hakkında suç
duyurusunda bulunduktan sonra
Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı'na,
tstanbul Valiliği'ne başvuracağız ve
İçişleri Bakanlığı'ndan müfettiş
isteveceğiz.''
(Fotoğraf: BARIŞ DOSTER)
3'ü asker 5 kişi gözaltına alındı
Ankara'da bir gasp çetesi
daha ortaya çıkanldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Susurluk kazası sonrası ülke günde-
mine oturan skandallann üstüne örtü
çekilirken, aralannda bir yüzbaşı, bir
ûsteğmen ve bır başça\-uşun da bulun-
duğu iddia edilen bir suç örgütü daha
ortaya çıkanldı. Olayla ilgili olarak 3 'ü
asker 5 kişi gözaltına alındı.
Ankara-Konya yolunda benzinliği
olan Cemal Süıner, 2 hafta önce ken-
dini polis olarak tanıtan kişilertarafin-
dan kaçınlarak, üzerindeki bazı eşya-
lar ve arabası gasp edildı. Gaspçılann,
Sümer'i tehdit ettikleri belirtildi. Sü-
mer daha sonra kımliği bilinmeyen ki-
şılerin kendisini arayarak 70 milyar li-
ra ıstemesinden sonra Gölbaşı Jandar-
ma ilçe Komutanlığı'na başvurdu. Sü-
mer'in ıfadesinın alınması sırasmda
bir süre önce "tefecilik" suçlamasıyla
gözaltına alındığının belirlenmesi üze-
rine, "tefecflik" soruşturmasını yürü-
ten birkomiser gözaltına alındı. Komi-
ser gözaltında bulunduğu sırada Sü-
mer'den haraç istemlerinin sûrmesi
üzerine jandarma. mağdur ile zanlıla-
nn randevulaşmasını kararlaştırdı. Kı-
zılay'daki randevu yerinde önlem alan
jandarma, Cemal Sümer'le buluşarak
para almaya gelen AhmetOzbek'i (20)
gözaltına aldı. Ozbek'in ıfadesi sıra-
sında parayı aldıktan sonra buluşaca-
ğını söylediği Yûzbaşı Bülent Yılmaz
ile Kamber Sankurt gözaltına alındı.
Soruşturmanın derinleştirilmesi so-
nunda Jandarma Genel Komutanh-
ğı'nda görevli ûsteğmen Barbaros
Alpşanh ile Muhabere Kıdemlı Baş-
çavuş Mehmet Sanlmış da gözaltına
alınarak sorgulandılar.
Dogu Perincek
'Çiller
30 yıldır
CIA
görevlisi'
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - lşçi Partısı (fP)
Genel Başkanı Doğu Perin-
çek, DYP Genel Başkanı,
Başbakan Yardımcısı ve Dı-
şişlen Bakanı Tansu Çiller
hakkında "CIA görevlisi"
olduğu suçlamasıyla soruş-
turma açılması için Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
başvurdu.
Suç duyurusu dilekçesin-
de, Çiller'in Robert Kole-
ji'ni bitirdikten sonra burs-
la eğitim görmek amacıyla
ABD'ye başvurduğu anlatı-
larak "Tansu Çiller, 1967 yn
lında Ankara'da ABD Bü-
yükelçiliği'ne gittL "ABD çı-
karlan için görev almaya
hazır olduğunu' belirtti. Bu
sayede ABD'den burs aldı"
denildi. Çiller'in. b^ükel-
çiliğe başvurusunun ardın-
dan CIA Türkiye tstasyo-
nu'nun yam sıra, Uyuşturu-
cuyla Mücadele Örgütü ve
ABD Dışişleri Bakanhğı Is-
tihbaratı taranndan araştınl-
dığı kaydedilen dilekçede,
DYP Genel Başkanı'nın
ABD'ye, büyükelçı tarafin-
dan verilen "özel vize"yle
girdiği belirtildi.
Dilekçede Çiller'in, iddi-
asının tersine Yale Üniversi-
tesi'nde değil "C1A kam-
pında" eğitim gördüğü sa-
vunuldu.
Dönem sonuna bırakılması kararlastırıldı
DYP'li Ağar ve Bucak'ın
dokunulmazlıklan kalkmıyor
.4NKARA (AA) - Hazırlık Komis-
yonu, DYP Elazığ Milletvekili Meh-
met Ağar ile Şanlıurfa Milletvekili Se-
dat Bucak'ın dokunulmazlıklannın
kaldınlmasının dönem sonuna bırakıl-
masına oyçokluğuyla karar verdi. Ha-
zırlık Komisyonu'nun bu karan, Ana-
yasa ve Adalet Komisyonu üyelerin-
den oluşan Karma Komisyon'da kesin-
lik kazanacak. Mehmet Ağar. Hazırlık
Komisyonu'na gönderdiği yazılı sa-
vunmada, "Fezlekede iddia edilen suç-
laruı hiçbirini işletniş değilim" dedi.
Hazırlık Komisyonu'nun dünkü
toplantısının ardından Komisyon
Başkanı DSP Gazıantep Milletvekili
AB Ihksoy yaptığı açıklamada. DGM
tarafindan gönderilen fezlekeleri ince-
lediklerini ve kişisel olarak Ağar ve
Bucak için yargı yolunun açılması ge-
rektiği görüşünde olduğunu söyledi.
Ilıksoy, ANAP Isparta Milletvekili Er-
kan Mumcu'nun da dokunulmazlıkla-
nn kaldınlması için oy kullandığını,
ancak RPh Abdullah Özbey ve Metin
Perfi ile DYPlı Kemal Aykurt'un ya-
sama dokunulmazlıklannın kaldınlma-
sının dönem sonuna bırakılması yö-
nünde oy kullandıklannı bildırdi.
Ilıksoy, "REFAHYOL giderayak
TOFAŞ ve TEDAŞ >wlsuzluklan gibi
bunun da üzerini örtmek isti\«r. Üç ik-
tidar milletvekilinin oylanyla siyaset-
mafya-polis üçgeninin aydmlanması en-
gelleniyor'' diye konuştu.
Ihksoy, Ağar'ın komisyona yazılı bir
metin gönderdiğini, Bucak'ın ise tele-
fon ederek, rahatsızlığı nedeniyle sa-
vunma yapmaya gelemeyeceğini bil-
dirdiğini kaydetti.
ÜZ YAZIIORHAN BİRGİT
Başbakan, hükümetı içinde çıkan bir
anlaşmazlıktan ötürü ayrılmadı. Bir
gensoru ile de düşürülmüş değil.
REFAHYOL koalisyonu oluşturulur-
ken, iki parti başbakanJığın değışimi
' içın belirii birtarih saptamışlarda, o sü-
reç geldıği için Erbakan, protokolün
gereğini yapıyor bıçımınde bir şey de
yok ortada.
Ya ne var?
Henüz bir yılı doldurmayan bir hükü-
metin, ülkesınin en büyük işveren, ışçi,
esnaf kuruluşları başta olmak üzere
başlıca sivil toplum örgütleri ile birkaç
adım sonra belki de birgenel grevi baş-
latacak kadar büyüyen kavgası var.
Ve onlar gibi sokağa çıkıp gösteri yü-
rüyüşü yapamayacak, üretimi durdu-
rup genel grev başlatamayacak bir
başka toplum kesiminın, her birisi ayrı
ayn seçmen olma sorumluluğunu da
taşıyan Silahlı Kuvvetler'in, bu hükü-
metten ülkenın anayasasının ilkelerinı
degerlendırme açısından hoşnutsuzlu-
ğu var.
Istifa eden Başbakan da, bir zaman-
lar yaptığı gibi, bu kavgalan ve hoşnut-
suzluklan saklamıyor. Tam aksine, on-
lan birgenel seçımin başlıca malzeme-
si haline dönüştürecek bir referandum
Demirerin Hakemliği
değeıiendirmesini uygulamaya dön-
dürmek istiyor. Öyle bir isteğin, seçim
kampanyasını nasıl bir kargaşa ye tam
bir çatışma noktasına getıreceğini gör-
mek istemiyor.
Ortamı yumuşatmak görüntüsü al-
tında, elli dördüncü kabinenin aile fo-
toğrafında yer degişiklikleri yaparak
partisinin Anayasa Mahkemesi'ne gi-
den yolda yeni soluklar almasını sağ-
lamaya çalışıyor.
O sırada da, kendisıne payanda olan
tarikat çevrelenne, pariamento aritme-
tiğinde olası degişiklikleri en aza indi-
rebılmeleri umuduyla, Yazıcıoğlu ve
arkadaşlarının desteğini sağlamalan
görevini veriyor.
Peki ya Çiller?
Bu oyunun başrolünesoyunmayı ka-
bul eden Çiller'in, görevi niçin üstlen-
diğinı açıklayan bır konuşması önceki
gün bir gazetemizin başlık logosunun
yanındayeralmıştı. YOLREFAH'ın baş-
bakan adayı, kendi partisinde Erbakan
ile bunca deneyden sonra yeni bir or-
taklığa kalkışmasının nedenini açıkla-
maya çalışırken "Refah Partisi'ni dış-
larsak çatışma olur" diyordu.
Dün Cumhurbaşkanf nın yeni hükü-
met arayışlan için, Mesut Yılmaz ve
Bülent Ecevrt ile görüşmesınden son-
ra DYP Genel Başkanı bu gönüşünü yi-
neleyen bir ivedi basın toplantısı daha
yaptı. "Refahsız hükümet tansiyonu
yûkseltir; toplumsal uzlaşmayı tehlike-
ye sokar" dedi.
Bu açıklama, kendisini tarikat payan-
dalı YOLREFAH hükümetinin başba-
kan adayı olarak gösteren DYP Genel
Başkanı'nın olası ortaklannın, toplum-
sal banş için nasıl birtehlike ortamı ya-
rattığının kanrtıdır.
Aynı zamanda bir tur politik şantaj-
dır da.
Deyletin anayasal kuruluşları, o ara-
da Milli Güvenlik Kurulu, ellı dördüncü
hükümetin başı ve gövdesi olan parti-
nin ülkeyi nasıl bir tehlikeli dönemece
sürüklediğinı tek tek kayda geçirirken
sessiz kalmayı yeğleyen bir politikacı,
bu sessizliğini böyle bir şantaj kokan
çağrı ile bozuyor.
Cumhurbaşkanı, bu tehdidi bozma-
lıdır.
Çiller'den, Refah Partisi iktidardaol-
mazsa ülkenin tansiyonunun nasıl yük-
seleceğı ile ilgili üst üste iki demecıne
açıklık getirmesini ıstemelidir.
Siyasal satranç tablasının üzerinde-
ki durum, Demirel'e -tabii kullanabilir-
se- büyük bir ınisiyatrf fırsatı veriyor.
Gönlünde, yetkileri güçlendirilmiş bir
yarı başkanlık sistemi yattığı bilinen
Cumhurbaşkanı, görevden aynlan hü-
kümetin alternatifinın aynı hükümetin
örtülü bir devamı olamayacağını, tam
aksine, ülkenin yeni arayışlara ihtiyacı
olduğunu ulusuna açık açık söyleme-
lidir.
Bu arayış, Mesut Yılmaz ve Bülent
Ecevit'in Cumhurbaşkanı'na söyledik-
leri gibi geniş tabanlı bir ulusal uzlaş-
ma hükümetinin kurulmasına Demi-
rel'in yeşil ışık yakması ile sağlanacak-
tır.
Ancak böyle bır ışık, Doğru Yol Par-
tısı içinde Çiller'in tehditleri ile hapse-
dilmiş oyların, parlamentoda özgür ola-
rak kullanılmasına yol açacaktır.
Ben, böyle bir oluşuma Cumhuriyet
Halk Partisi'nin de seyirci kalmayaca-
ğına, kalamayacağına inanıyorum.
Bir yandan laik cumhuriyetin tehlike-
de olduğunu en yüksek sesle kendisı-
nin söylediğini her kürsüye çıkışta yine-
leyen CHP Genel Başkanı, dün öğlen
saatterine kadar çalışma arkadaşlannın
da partililerinin de ağır baskısı altında
gittiği Çankaya görüşmesinde, kendi-
sinden önceki iki, sonraki bir genel baş-
kanın arasında umanm aynkotu görün-
tüsü vermekten kaçınmıştır.
•••
Evet, Sayın Cumhurbaşkanı.
Ülkemiz, 1983'ten beri bir istikrarsız-
lık yaşıyor.
12 Eylül ara rejiminin de doğal uzan-
tısı sayılabilecek bu istikrarsızlığı, o sü-
reç içerisinde görev yapan "ANAYOL",
"DYP + SHP" ya da "DYP + CHP" hü-
kümetleri gideremedi. REFAHYOL hü-
kümeti ise, giderme şöyle dursun, teh-
likeli boyutlara yükseltti.
Denenmeyen bir koalisyon, geniş ta-
banlı bir uzlaşma hükümetidir. Öyle bir
hükümetin oluşumunun denenmesi
için "fop"a ilk vuruşu yaptıracak ha-
kem sizsiniz. Başka düdükleri değil,
demokrasiye gönül vermiş insanlar
olarak, sizin hakemliğinizin düdüğünü
işitmek istiyoruz.
BIRBAKIMA
SERVER TANILLI
Gençlere Felsefe Soruları
11 Haziran günlü Milliyet'te, Abbas Güçlü ar-
kadaşımız, bir olaydan hareketle, köşesinde so-
ruyordu: "Okulun amacı, öğrenciyi hayata hazır-
lamak mıdır, yoksa ne işe yarayacağını bilmediği
bir süriı anlamsız bilgi altında ezmek midir?" Ve
şöyle bağlıyordu yazısını: "Bilgihamallığınayöne-
lik ezberci eğitim yerine öğrenciyi hayata hazırla-
yan, yaratıcı, sorun çözücü, yeniliklere açık bir
eğitimin zamanı geldi de geçiyor..."
"8 yıllıkzorunlu kesintisiz eğitim", eğitim siste-
mimizin elbette pek önemli bir sorunu; ama onun
kadar önemli olanlan şunlar: Eğitimde iktisadî, sos-
yal ve bölgesel eşitsizliklere son verip onu demok-
ratikleştirmek, dahası yöntemini çağdaşlaştırmak.
Ruhunun yanı sıra belki asil kaybettiği bu!
Sayın Abbas Güçlü de bunun altını çiziyoc
Yöntem söz konusu olduğunda, pek bilinse de
hatırlatmak gerekiyor. Cumhuriyet'i kuranlann eği-
timden anladıkları, bağımsız kafalar yetiştirmekti,
bir fıkre körükörüne saplanmamış, arayıp soran ve
eleştiren kafalar; o güzel deyişle, "fikri hür, irianı
hür, vicdanı hür" kuşaklar! Hele hele liseler, genç-
lerin temel kültürlerinin yerine oturduğu, dünya
görüşlerinin, fikri kimliklerinin belirginleştiği bir eği-
tim aşaması. Lise eğitiminde -belki- en önemli
ders de felsefe. Çünkü matematikten fiziğe, tarih-
ten edebiyata ve sanata değin, bütün öteki bilim-
Ierin sağladığı bılgı bırikimini yeniden ele alıp bir
bütün içinde yoğurmak; bunu yaparken de, gen-
ce "eleştirici düşünce"nin anahtarlannı verip onun
alışkanlığını kazandırmak felsefeyle mümkün.
Ancak, Türkiye'de devlet, yıllar var ki eğitim sis-
temini özgür düşünceye kapamıştır; düşünmeyen,
eleştirmeyen insanlar istenmektedir; bir yandan
"molla eğitimi"ri\n altında yatan bu olduğu gibi, öte
yandan liselerde felsefe eğitiminin özellikle
1980'lerle horlanan, itilip kakılan bir ders olması-
nın altında yatan da bu. Fransız liselerinde baka-
lorya sınavlannın başladığı şu günlerde, konunun
üstüne yeniden eğilmemek imkânsız.
•
1950'lere kadar bizde de uygulanan bakalorya-
da, felsefe başı çekiyor. Bu haftanın başında, 600
bin genç felsefe bakaloryasına girdi Fransa'da ve
kendilerine ilgınç sorularyöneltildi. Üç sorudan bi-
rini'n seçilebileceği, ülke düzeyinde dağıtılmış yı-
ğınla soru grubunu merak etmez olur musunuz?
Bir grupta -seçmeli- şunlar soruluyor gençlere:
1) Hukuk, zamana ve yere ilişkinse, evrensel bir
adalet düşüncesinden vaz mı geçmeli? 2) Hangi
alanlarda doğayı model olarak almalı? 3) Descar-
tes'ın "istek" üstüne bir metninin yorumu.
Bir başka gruptaki sorular: 1) Düşselle gerçek
birbirine zıt mıdır? 2) Tarihin akışı değiştirilebilir
mi? 3) Rousseau'nun "yöneticilerin rolü" üstüne
bir metninin yorumu.
Şunlar da bir başka grubun soruları: 1) Doğru,
zoriayıcı mıdır yoksa kurtarıcı mı? 2) Saygı sade-
ce kişiye mi gösterilmeli? 3) Bergson'un "sanatın
görevi" üstüne bir metninin yorumu.
Alınız şu grubun sorulanm: 1) Sadece bılimsdi
olarak tanıtlanmış olanı mı doğru diye saymatı? 2)
İnsanlar, görevler olmadan haklara sahip olabilme-
li mi? 3) Merleau-Ponty'nin "bilinç" üstüne bir
metninin yorumu.
Buyurunuz bir de şu grubu: 1) Tarih, insanın uğ-
radığı bır şey mı, yoksa insanın uğrattığı bir şey mi?
2) Her sanat eseri bize insandan söz eder mi? 3)
Montesquieu'nün "ticaret ve alış-veriş" üstüne
bir metninin yorumu.
Bir başka grupta sorulanlar: 1) Insan, tarihin bir
ürünü müdür? 2) İnsanlar hem özgür hem eşit ola-
bilirlermi?3)Ptaton'un "müzikkültûrü" üstüne bir
metninin yorumu.
Bir grupta da şunlar soruluyor: 1) Adaletsiz bir
dünya insanca mıdır? 2) Kuşku duymak, doğruya
sırtını çevirmek midir? 3) Merleau-Ponty'nin "al-
gı" üstüne bir metninin yorumu.
işte gençlere felsefe sorulan!
Neredeyse yanm yüzyıl olacak, felsefeden ba-
kalorya sınavı geçirmiş bir insan olarak, Fransa'da
her haziranı iple çeker; merakla beklerim soruları.
Niçin söylemeyecek mişim? Kendime de soranm
onları. Derin derin düşünürüm üstlerinde; zorlan-
dığımda kitaplan kanştırdığım olur.
Varın siz de düşünün o sorulan sevgili okurla-
rım.
Hikmeti de bu zaten işin, düşündürmek...
HSYK calısmalara basladı
Kazan'ın sürgün
kararnanıesi incelemede
• Yetkililer, kararname kapsamına ahnan
yargıç ve savcılann 5 ayn bölge esasına
göre incelemeye alınacağını belirttiler.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Adalet Baka-
nı Şevket Kazan'ın 1125
yargıç \e savcı hakkında
hazırlayıp Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kuru-
lu'na (HSYK) sunduğu
"2. sürgün kararname-
si"nin incelenmesine dün
başlandı.
Cumhuriyet'e bilgi ve-
ren HSYK yetkilileri, ka-
ramamenin incelemesini
adli tatilden önce tamam-
lamaya çalıştıklannı be-
lirttiler. Kararname tasla-
ğının yüksek kurulda
önemli ölçüde değişikliğe
uğrayabileceğini kayde-
den yetkililer, kararna-
meyle 30 cumhuriyet baş-
savcısının yerlerinin de-
ğiştirilmek istenfliğini
söylediler.
HSYK yetkililerinden
ahnan bilgiye göre, karar-
name kapsamına ahnan
yargıç ve savcılar 5 ayn
bölge esasına göre incele-
meye alınacak. Yargıç ve
savcılann önce dısiplin so-
ruşturması geçirip geçir-
mediklerine. "kınama.
uyanve \er değjştirme" gi-
bı cezalaralıp almadıklan-
na bakılacak. Bu aşamada
aynca, yargıç ve savcılann
not durumlan da gözden
geçirilecek. Not durumu
iyi olmayanlar ya aynı böl-
gede bırakılacak ya da bir
alt bölgeye gönderilecek-
ler. Ikinci aşamada yargıç
ve savcılann sağlık, öğre-
nim ve eş durumlan ele
alınacak. Bu aşamadan
sonra 1,2,3,4 ve 5. bölge-
ye giren yargıç lann duru-
mu incelenecek. HSYK
yetkilileri, 1. bölgeye gi-
ren yargıç ve savcılann du-
rumu incelenirken, kurul
üyeleri arasında tartışma
çıkabileceğine dikkat çek-,
tiler. Bu aşamada kıdem
durumunun esas alındığını
kaydeden yetkililer, karar-
namede adı geçen ve ka-
muoyunca tanman bazı
isimlerin durumlannın da
gözden geçirileceğini söy-
lediler.
Adalet Bakanlığı'ndan
üst düzey bir yetkili, Ba-
kan Kazan'ın kararnameyi
teknik kadronun bilgisine
başvurmadan, yakın çev-
resinin istemleri doğrul-
tusunda hazırladığını ileri
sürdü.