04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 20 HAZİRAN 1997 CUMA HABERLER Yargıç ve savcı adaylığı sınavı için iki katma çıkanlan yedek liste, gelecekteki dinci kadrolaşmayı amaçlıyor Dinci örgütlenme yabnmıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP lı Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın: yargıç \e savcı adaylığı sınavında, asil lıstenin 2 katı yedek aday belirleyerek yargıdaki anti-laik kadrolaşmayı gele- ceğe dönük yapılanmaya dönüştürdüğü bildirildi. Sınav sonunda aday olmaya hak kazanan 423 asil, 846 yedek aday- dan200"eyakınının Nurculann liderle- rinden Fethullah Gülen'in referansına sahıp olduklan öne sürüldü. Adalet Bakanı Kazan, sınav larda anayasanın eşitlik kurallan ve yasa dı- şında herhangi bır unsurun dikkate alın- madığını savundu. RP'li Kazan yönetimindeki Adalet Bakanlığf nın. sonuçlan önceki gün açıklanan yargıç ve savcı adaylığı sına- vına yönelik iddialar sürüyor. Kazan'ın hükümetin istifaettiği gün- lerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'na (HSYK) sunduğu 1125 kişilik karamamenin ardından, 2000 yılına ka- dar ihtiyaç olabilecek yargıç ve savcı kadrolannı belirleme girişimlerinedik- kat çekildi. Kulislerde dile getirilen iddialara gö- re yazılı sına\ da başanlı olan imam-ha- tip kökenlı adaylarla ilgili olarak RPden istıfa eden Rize Milletvekili Şevki Yılmaz"ın Adalet Bakanhğı Mü- şaviri olan kardeşi Aziz Yılmaz devre- ye girerek, aday adaylannın isimlerini komisyona iletti. Yargı tarihinde ilk kez sınav kazanan- lann 2 katı aday adayına da yedek lis- teden sınav kazandınldı. Sınavlarda asil listeden 423. yedek listeden de 846, burslu okuyanlardan 50 olmak üzere toplam 1339 aday başanlı sayıldı. Yazılı sınav ve mülakatta 125 imam- hatip kökenlinin yanı sıra 10 tane de türbanlı adaym başanlı olduğu savunul- du. Cumhuriyet'e açıklama yapan üst düzey bir bakanlık yetkilisi. yedek lis- te uygulamasının. 2802 sayılı Hâkim ve Savcılar Yasası'na göre hazırlanmış olan Adli ve tdari Yargıda Yargıç ve Savcı Adaylığı Yazılı Sınav, Mülakat ve Atama Yönetmeliği'ne aykın olduğunu söyledi. Söz konusu yönetmeliğe göre atama yapılacak boş kadrolann unvan ve derecelerinin belirtildiğini anımsatan yetkili. yönetmeliğin sonuç listelerinin hazırlanmasını öngören maddesinin "yedek liste"yi düzenlemediğini kay- detti. Yetkili. yargıç ve savcılann ilk olarak bu yıl memur statüsüne sokuldu- ğunu kaydederken şunlan söyledi: "Yönetmeliğin 38. maddesine göre s*- navı kazanıp ataması \apıup da göreve başlamak için zamanında başvuru yap- mayanlann bu hakkı iptal edilir. İtiraz edilse bile kabul edilmez. Oysa bu uygu- lamayla hakkı iptal edilenin yerine ye- deklerden atama yapılacak. Boş kadro- lara kimlerin atanacağmı da bakannk- taki siyasi irade beurleyecek." Yedek liste uygulamasıyla hukuk fa- kültelerinden her yıl mezun olan 2 bi- ne yakın öğrencinin haklannın gasp edildiğini vurgulayan aynı yetkili, "Çünkü yedek listeden mesleğe ahnan 846 kişi en az 3 yıl içinde eritilebilir. Bu süre içinde yargıç ve savcılık sınavı açı- lamayacak ve hukuk fakültelerinden mezun olanlarda büyük bir yığüma ola- cak. Doğal olarak bu durum çok ciddi probtemlere yol açacak" diye konuşru. Kararlar için idari yargı yolunun açık olduğuna dikkat çekilirken, sınavı ka- zanamayan bazı yargıç ve savcı aday adaylannın idare mahkemesine başvur- maya hazırlandıklan bildirildi. Muhsin Yazıcıoğlu / Ülkü Ocaklan'ndan hükümete 'Çatlı için Ankara'da 150bomba patlatınz' HALİLNEBİLER Abdullah Çatlı, 25 Ağustos 1978'de Sakarya'da Nevzat Bor ve Balgat katüamı sanıklanndan Mustafa Pehlivanlı ile beraber yakalandı. Yurtaslan, Çath'nın yakalanmasından sonrakı gelişmelere itiraflannda şöyle yer veriyor: "Bunlan İstanbul'a götürdüler. Ankara polLsi Ankara ya gönderilmelerini istedi. Fakat Gayrettepe'de serbest bırakıldılar (Ya para verdiler veya başka bir yolla). Ankara'va döneıierken Ankara ekibi bunlan tekrar yakalıyor. Ankara'ya geldiklerinden bir saat kadar sonra Muhsin Yazıcıoğlu şubeye telefon etti. 'Bu size ilk ihtanmız. Abdullah'ı bırakmazsanız Ankara'nın 150 yerinde bomba patlatacağız' diye tehdh etti. Gerçekten de ihtar olarak Demirtepe Köprüsü'ne bir bomba konulmuştu. Polis patlamadan bombayı aldı. Abdullah, tchditten sonra bırakıldı." Ali Yurtaslan'ın itiraflanna göre, Muhsin Yazıcıoğlu örgüte finans desteği için soygun çeteleri kuran bir yönetici. Yazıcıoğlu'nun soygun çetesi, itiraflarda şöyle yer alıyor: "Muhsin Yazıcıoğlu ve Mustafa Mit Sıvaslıdırlar. Bunlar 1978 yılı içinde Sıvasu olan Fatih Hüseyin Ipek ve Adil Bakır'ı çağırarak. teşkilatuı paraya ihtiyacı olduğunu, bunun için ağzı sıkı ülkücülerden bir grup kurmalannı, bu grupla çeşitli soygun ve gasp olaylaruıa girişmelerini istediler. Fatih Hüseyin İpek, teklifi kabul ederek bir grup kurar ve soyguniara başlar. Silahlan Muhsin Yazıcıoğlu verir. Bunlar birkaç e\ soyarak maddi bakımdan güçlenirler. Vaptıklan soygunlann paralannı Mustafa Mit ve Muhsin Yazıcıoğlu'na aktanrlar." 1978 yılında yapılan Sıvas katliamında ülkücüler Alevilere ve solculara saldırmış, olaylar yedi kişinin ölümü ve çok sayıda yaralıyla sonuçlanmıştı. Ali Yurtaslan, itiraflannda Sıvas katliamıyla Yazıcıoğlu arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: "Alibaba MahaDesi'ne sakhranlar arasında Yazıcıoğlu'nun soygun çetesinin şefî Fatih Hüseyin İpek de vardır. 1978 sonlanndaki Sıvas olaylannı Mustafa Mit ve Muhsin Yazıcıoğlu tertiplemişlerdir. Yazıcıoğlu Sıvas'a giderek bizzat olaylara önderlik etti." BİTTİ T> CHP'den RP'li belediyeye suçlama CHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Mehmet Polat, Refah Partili ilçe belediyesinin 3 yıldır hukuk dışı ve cumhuriyet karşıü uygulamalarla ilçeyi tahrip ettiğiıu belirtti ve belediye yöneticileri hakkında Cumhuriyet SavcüığTna suç duyurusunda bulundu. G.O.Paşa belediyesi için "Şirket, dernek ve vakıflar aracılığıyla sadece yandaşlanna hizrnet verdi ve belediye binasındaki Türkiye Cumhuriyeti tabelasmı indirdi" diye konuşan Polat, partililerle birlikte vatandaşlara belediyenin icraatuu içeren bir de kitapçık dağrtü. Polat, dün CHP ilçe yöneticileriyle buiikte G.O.Paşa Adliyesi'ne gelerek bir basın açıklaması yapta. Belediyenjp *vl." imam-hatip okullan ve > urdan, Kuran kurslan ve camiler için yeşil alanlan ve okul alanlannı yağmalamaya çalışbğinı savunan Polat, belediye binasındaki Türkiye Cumhuriyeti tabetasımn indirildiğini söyledi. Polat, yeşil alanlann RP yandaşlanna peşkeş çekildiğini. GÖPAŞ adıyla kurulan şirketin tamamen RP'ülerden oluştuğunu ve bunlann kaçak yapılanna göz yumulduğunu öne sürdü. Polat sözlerini şöyle sürdürdü: "tşçilerin alacaklan şe ,' mesaileri verilmiyor, baskı yapıhyor. Hak-tş'e bağlı Hizmet-İş Sendikası'na zorla iiye olmalan isteniyor. Bunlan yapan belediye yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı'na, tstanbul Valiliği'ne başvuracağız ve İçişleri Bakanlığı'ndan müfettiş isteveceğiz.'' (Fotoğraf: BARIŞ DOSTER) 3'ü asker 5 kişi gözaltına alındı Ankara'da bir gasp çetesi daha ortaya çıkanldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Susurluk kazası sonrası ülke günde- mine oturan skandallann üstüne örtü çekilirken, aralannda bir yüzbaşı, bir ûsteğmen ve bır başça\-uşun da bulun- duğu iddia edilen bir suç örgütü daha ortaya çıkanldı. Olayla ilgili olarak 3 'ü asker 5 kişi gözaltına alındı. Ankara-Konya yolunda benzinliği olan Cemal Süıner, 2 hafta önce ken- dini polis olarak tanıtan kişilertarafin- dan kaçınlarak, üzerindeki bazı eşya- lar ve arabası gasp edildı. Gaspçılann, Sümer'i tehdit ettikleri belirtildi. Sü- mer daha sonra kımliği bilinmeyen ki- şılerin kendisini arayarak 70 milyar li- ra ıstemesinden sonra Gölbaşı Jandar- ma ilçe Komutanlığı'na başvurdu. Sü- mer'in ıfadesinın alınması sırasmda bir süre önce "tefecilik" suçlamasıyla gözaltına alındığının belirlenmesi üze- rine, "tefecflik" soruşturmasını yürü- ten birkomiser gözaltına alındı. Komi- ser gözaltında bulunduğu sırada Sü- mer'den haraç istemlerinin sûrmesi üzerine jandarma. mağdur ile zanlıla- nn randevulaşmasını kararlaştırdı. Kı- zılay'daki randevu yerinde önlem alan jandarma, Cemal Sümer'le buluşarak para almaya gelen AhmetOzbek'i (20) gözaltına aldı. Ozbek'in ıfadesi sıra- sında parayı aldıktan sonra buluşaca- ğını söylediği Yûzbaşı Bülent Yılmaz ile Kamber Sankurt gözaltına alındı. Soruşturmanın derinleştirilmesi so- nunda Jandarma Genel Komutanh- ğı'nda görevli ûsteğmen Barbaros Alpşanh ile Muhabere Kıdemlı Baş- çavuş Mehmet Sanlmış da gözaltına alınarak sorgulandılar. Dogu Perincek 'Çiller 30 yıldır CIA görevlisi' ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - lşçi Partısı (fP) Genel Başkanı Doğu Perin- çek, DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dı- şişlen Bakanı Tansu Çiller hakkında "CIA görevlisi" olduğu suçlamasıyla soruş- turma açılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Suç duyurusu dilekçesin- de, Çiller'in Robert Kole- ji'ni bitirdikten sonra burs- la eğitim görmek amacıyla ABD'ye başvurduğu anlatı- larak "Tansu Çiller, 1967 yn lında Ankara'da ABD Bü- yükelçiliği'ne gittL "ABD çı- karlan için görev almaya hazır olduğunu' belirtti. Bu sayede ABD'den burs aldı" denildi. Çiller'in. b^ükel- çiliğe başvurusunun ardın- dan CIA Türkiye tstasyo- nu'nun yam sıra, Uyuşturu- cuyla Mücadele Örgütü ve ABD Dışişleri Bakanhğı Is- tihbaratı taranndan araştınl- dığı kaydedilen dilekçede, DYP Genel Başkanı'nın ABD'ye, büyükelçı tarafin- dan verilen "özel vize"yle girdiği belirtildi. Dilekçede Çiller'in, iddi- asının tersine Yale Üniversi- tesi'nde değil "C1A kam- pında" eğitim gördüğü sa- vunuldu. Dönem sonuna bırakılması kararlastırıldı DYP'li Ağar ve Bucak'ın dokunulmazlıklan kalkmıyor .4NKARA (AA) - Hazırlık Komis- yonu, DYP Elazığ Milletvekili Meh- met Ağar ile Şanlıurfa Milletvekili Se- dat Bucak'ın dokunulmazlıklannın kaldınlmasının dönem sonuna bırakıl- masına oyçokluğuyla karar verdi. Ha- zırlık Komisyonu'nun bu karan, Ana- yasa ve Adalet Komisyonu üyelerin- den oluşan Karma Komisyon'da kesin- lik kazanacak. Mehmet Ağar. Hazırlık Komisyonu'na gönderdiği yazılı sa- vunmada, "Fezlekede iddia edilen suç- laruı hiçbirini işletniş değilim" dedi. Hazırlık Komisyonu'nun dünkü toplantısının ardından Komisyon Başkanı DSP Gazıantep Milletvekili AB Ihksoy yaptığı açıklamada. DGM tarafindan gönderilen fezlekeleri ince- lediklerini ve kişisel olarak Ağar ve Bucak için yargı yolunun açılması ge- rektiği görüşünde olduğunu söyledi. Ilıksoy, ANAP Isparta Milletvekili Er- kan Mumcu'nun da dokunulmazlıkla- nn kaldınlması için oy kullandığını, ancak RPh Abdullah Özbey ve Metin Perfi ile DYPlı Kemal Aykurt'un ya- sama dokunulmazlıklannın kaldınlma- sının dönem sonuna bırakılması yö- nünde oy kullandıklannı bildırdi. Ilıksoy, "REFAHYOL giderayak TOFAŞ ve TEDAŞ >wlsuzluklan gibi bunun da üzerini örtmek isti\«r. Üç ik- tidar milletvekilinin oylanyla siyaset- mafya-polis üçgeninin aydmlanması en- gelleniyor'' diye konuştu. Ihksoy, Ağar'ın komisyona yazılı bir metin gönderdiğini, Bucak'ın ise tele- fon ederek, rahatsızlığı nedeniyle sa- vunma yapmaya gelemeyeceğini bil- dirdiğini kaydetti. ÜZ YAZIIORHAN BİRGİT Başbakan, hükümetı içinde çıkan bir anlaşmazlıktan ötürü ayrılmadı. Bir gensoru ile de düşürülmüş değil. REFAHYOL koalisyonu oluşturulur- ken, iki parti başbakanJığın değışimi ' içın belirii birtarih saptamışlarda, o sü- reç geldıği için Erbakan, protokolün gereğini yapıyor bıçımınde bir şey de yok ortada. Ya ne var? Henüz bir yılı doldurmayan bir hükü- metin, ülkesınin en büyük işveren, ışçi, esnaf kuruluşları başta olmak üzere başlıca sivil toplum örgütleri ile birkaç adım sonra belki de birgenel grevi baş- latacak kadar büyüyen kavgası var. Ve onlar gibi sokağa çıkıp gösteri yü- rüyüşü yapamayacak, üretimi durdu- rup genel grev başlatamayacak bir başka toplum kesiminın, her birisi ayrı ayn seçmen olma sorumluluğunu da taşıyan Silahlı Kuvvetler'in, bu hükü- metten ülkenın anayasasının ilkelerinı degerlendırme açısından hoşnutsuzlu- ğu var. Istifa eden Başbakan da, bir zaman- lar yaptığı gibi, bu kavgalan ve hoşnut- suzluklan saklamıyor. Tam aksine, on- lan birgenel seçımin başlıca malzeme- si haline dönüştürecek bir referandum Demirerin Hakemliği değeıiendirmesini uygulamaya dön- dürmek istiyor. Öyle bir isteğin, seçim kampanyasını nasıl bir kargaşa ye tam bir çatışma noktasına getıreceğini gör- mek istemiyor. Ortamı yumuşatmak görüntüsü al- tında, elli dördüncü kabinenin aile fo- toğrafında yer degişiklikleri yaparak partisinin Anayasa Mahkemesi'ne gi- den yolda yeni soluklar almasını sağ- lamaya çalışıyor. O sırada da, kendisıne payanda olan tarikat çevrelenne, pariamento aritme- tiğinde olası degişiklikleri en aza indi- rebılmeleri umuduyla, Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının desteğini sağlamalan görevini veriyor. Peki ya Çiller? Bu oyunun başrolünesoyunmayı ka- bul eden Çiller'in, görevi niçin üstlen- diğinı açıklayan bır konuşması önceki gün bir gazetemizin başlık logosunun yanındayeralmıştı. YOLREFAH'ın baş- bakan adayı, kendi partisinde Erbakan ile bunca deneyden sonra yeni bir or- taklığa kalkışmasının nedenini açıkla- maya çalışırken "Refah Partisi'ni dış- larsak çatışma olur" diyordu. Dün Cumhurbaşkanf nın yeni hükü- met arayışlan için, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevrt ile görüşmesınden son- ra DYP Genel Başkanı bu gönüşünü yi- neleyen bir ivedi basın toplantısı daha yaptı. "Refahsız hükümet tansiyonu yûkseltir; toplumsal uzlaşmayı tehlike- ye sokar" dedi. Bu açıklama, kendisini tarikat payan- dalı YOLREFAH hükümetinin başba- kan adayı olarak gösteren DYP Genel Başkanı'nın olası ortaklannın, toplum- sal banş için nasıl birtehlike ortamı ya- rattığının kanrtıdır. Aynı zamanda bir tur politik şantaj- dır da. Deyletin anayasal kuruluşları, o ara- da Milli Güvenlik Kurulu, ellı dördüncü hükümetin başı ve gövdesi olan parti- nin ülkeyi nasıl bir tehlikeli dönemece sürüklediğinı tek tek kayda geçirirken sessiz kalmayı yeğleyen bir politikacı, bu sessizliğini böyle bir şantaj kokan çağrı ile bozuyor. Cumhurbaşkanı, bu tehdidi bozma- lıdır. Çiller'den, Refah Partisi iktidardaol- mazsa ülkenin tansiyonunun nasıl yük- seleceğı ile ilgili üst üste iki demecıne açıklık getirmesini ıstemelidir. Siyasal satranç tablasının üzerinde- ki durum, Demirel'e -tabii kullanabilir- se- büyük bir ınisiyatrf fırsatı veriyor. Gönlünde, yetkileri güçlendirilmiş bir yarı başkanlık sistemi yattığı bilinen Cumhurbaşkanı, görevden aynlan hü- kümetin alternatifinın aynı hükümetin örtülü bir devamı olamayacağını, tam aksine, ülkenin yeni arayışlara ihtiyacı olduğunu ulusuna açık açık söyleme- lidir. Bu arayış, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit'in Cumhurbaşkanı'na söyledik- leri gibi geniş tabanlı bir ulusal uzlaş- ma hükümetinin kurulmasına Demi- rel'in yeşil ışık yakması ile sağlanacak- tır. Ancak böyle bır ışık, Doğru Yol Par- tısı içinde Çiller'in tehditleri ile hapse- dilmiş oyların, parlamentoda özgür ola- rak kullanılmasına yol açacaktır. Ben, böyle bir oluşuma Cumhuriyet Halk Partisi'nin de seyirci kalmayaca- ğına, kalamayacağına inanıyorum. Bir yandan laik cumhuriyetin tehlike- de olduğunu en yüksek sesle kendisı- nin söylediğini her kürsüye çıkışta yine- leyen CHP Genel Başkanı, dün öğlen saatterine kadar çalışma arkadaşlannın da partililerinin de ağır baskısı altında gittiği Çankaya görüşmesinde, kendi- sinden önceki iki, sonraki bir genel baş- kanın arasında umanm aynkotu görün- tüsü vermekten kaçınmıştır. ••• Evet, Sayın Cumhurbaşkanı. Ülkemiz, 1983'ten beri bir istikrarsız- lık yaşıyor. 12 Eylül ara rejiminin de doğal uzan- tısı sayılabilecek bu istikrarsızlığı, o sü- reç içerisinde görev yapan "ANAYOL", "DYP + SHP" ya da "DYP + CHP" hü- kümetleri gideremedi. REFAHYOL hü- kümeti ise, giderme şöyle dursun, teh- likeli boyutlara yükseltti. Denenmeyen bir koalisyon, geniş ta- banlı bir uzlaşma hükümetidir. Öyle bir hükümetin oluşumunun denenmesi için "fop"a ilk vuruşu yaptıracak ha- kem sizsiniz. Başka düdükleri değil, demokrasiye gönül vermiş insanlar olarak, sizin hakemliğinizin düdüğünü işitmek istiyoruz. BIRBAKIMA SERVER TANILLI Gençlere Felsefe Soruları 11 Haziran günlü Milliyet'te, Abbas Güçlü ar- kadaşımız, bir olaydan hareketle, köşesinde so- ruyordu: "Okulun amacı, öğrenciyi hayata hazır- lamak mıdır, yoksa ne işe yarayacağını bilmediği bir süriı anlamsız bilgi altında ezmek midir?" Ve şöyle bağlıyordu yazısını: "Bilgihamallığınayöne- lik ezberci eğitim yerine öğrenciyi hayata hazırla- yan, yaratıcı, sorun çözücü, yeniliklere açık bir eğitimin zamanı geldi de geçiyor..." "8 yıllıkzorunlu kesintisiz eğitim", eğitim siste- mimizin elbette pek önemli bir sorunu; ama onun kadar önemli olanlan şunlar: Eğitimde iktisadî, sos- yal ve bölgesel eşitsizliklere son verip onu demok- ratikleştirmek, dahası yöntemini çağdaşlaştırmak. Ruhunun yanı sıra belki asil kaybettiği bu! Sayın Abbas Güçlü de bunun altını çiziyoc Yöntem söz konusu olduğunda, pek bilinse de hatırlatmak gerekiyor. Cumhuriyet'i kuranlann eği- timden anladıkları, bağımsız kafalar yetiştirmekti, bir fıkre körükörüne saplanmamış, arayıp soran ve eleştiren kafalar; o güzel deyişle, "fikri hür, irianı hür, vicdanı hür" kuşaklar! Hele hele liseler, genç- lerin temel kültürlerinin yerine oturduğu, dünya görüşlerinin, fikri kimliklerinin belirginleştiği bir eği- tim aşaması. Lise eğitiminde -belki- en önemli ders de felsefe. Çünkü matematikten fiziğe, tarih- ten edebiyata ve sanata değin, bütün öteki bilim- Ierin sağladığı bılgı bırikimini yeniden ele alıp bir bütün içinde yoğurmak; bunu yaparken de, gen- ce "eleştirici düşünce"nin anahtarlannı verip onun alışkanlığını kazandırmak felsefeyle mümkün. Ancak, Türkiye'de devlet, yıllar var ki eğitim sis- temini özgür düşünceye kapamıştır; düşünmeyen, eleştirmeyen insanlar istenmektedir; bir yandan "molla eğitimi"ri\n altında yatan bu olduğu gibi, öte yandan liselerde felsefe eğitiminin özellikle 1980'lerle horlanan, itilip kakılan bir ders olması- nın altında yatan da bu. Fransız liselerinde baka- lorya sınavlannın başladığı şu günlerde, konunun üstüne yeniden eğilmemek imkânsız. • 1950'lere kadar bizde de uygulanan bakalorya- da, felsefe başı çekiyor. Bu haftanın başında, 600 bin genç felsefe bakaloryasına girdi Fransa'da ve kendilerine ilgınç sorularyöneltildi. Üç sorudan bi- rini'n seçilebileceği, ülke düzeyinde dağıtılmış yı- ğınla soru grubunu merak etmez olur musunuz? Bir grupta -seçmeli- şunlar soruluyor gençlere: 1) Hukuk, zamana ve yere ilişkinse, evrensel bir adalet düşüncesinden vaz mı geçmeli? 2) Hangi alanlarda doğayı model olarak almalı? 3) Descar- tes'ın "istek" üstüne bir metninin yorumu. Bir başka gruptaki sorular: 1) Düşselle gerçek birbirine zıt mıdır? 2) Tarihin akışı değiştirilebilir mi? 3) Rousseau'nun "yöneticilerin rolü" üstüne bir metninin yorumu. Şunlar da bir başka grubun soruları: 1) Doğru, zoriayıcı mıdır yoksa kurtarıcı mı? 2) Saygı sade- ce kişiye mi gösterilmeli? 3) Bergson'un "sanatın görevi" üstüne bir metninin yorumu. Alınız şu grubun sorulanm: 1) Sadece bılimsdi olarak tanıtlanmış olanı mı doğru diye saymatı? 2) İnsanlar, görevler olmadan haklara sahip olabilme- li mi? 3) Merleau-Ponty'nin "bilinç" üstüne bir metninin yorumu. Buyurunuz bir de şu grubu: 1) Tarih, insanın uğ- radığı bır şey mı, yoksa insanın uğrattığı bir şey mi? 2) Her sanat eseri bize insandan söz eder mi? 3) Montesquieu'nün "ticaret ve alış-veriş" üstüne bir metninin yorumu. Bir başka grupta sorulanlar: 1) Insan, tarihin bir ürünü müdür? 2) İnsanlar hem özgür hem eşit ola- bilirlermi?3)Ptaton'un "müzikkültûrü" üstüne bir metninin yorumu. Bir grupta da şunlar soruluyor: 1) Adaletsiz bir dünya insanca mıdır? 2) Kuşku duymak, doğruya sırtını çevirmek midir? 3) Merleau-Ponty'nin "al- gı" üstüne bir metninin yorumu. işte gençlere felsefe sorulan! Neredeyse yanm yüzyıl olacak, felsefeden ba- kalorya sınavı geçirmiş bir insan olarak, Fransa'da her haziranı iple çeker; merakla beklerim soruları. Niçin söylemeyecek mişim? Kendime de soranm onları. Derin derin düşünürüm üstlerinde; zorlan- dığımda kitaplan kanştırdığım olur. Varın siz de düşünün o sorulan sevgili okurla- rım. Hikmeti de bu zaten işin, düşündürmek... HSYK calısmalara basladı Kazan'ın sürgün kararnanıesi incelemede • Yetkililer, kararname kapsamına ahnan yargıç ve savcılann 5 ayn bölge esasına göre incelemeye alınacağını belirttiler. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Adalet Baka- nı Şevket Kazan'ın 1125 yargıç \e savcı hakkında hazırlayıp Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuru- lu'na (HSYK) sunduğu "2. sürgün kararname- si"nin incelenmesine dün başlandı. Cumhuriyet'e bilgi ve- ren HSYK yetkilileri, ka- ramamenin incelemesini adli tatilden önce tamam- lamaya çalıştıklannı be- lirttiler. Kararname tasla- ğının yüksek kurulda önemli ölçüde değişikliğe uğrayabileceğini kayde- den yetkililer, kararna- meyle 30 cumhuriyet baş- savcısının yerlerinin de- ğiştirilmek istenfliğini söylediler. HSYK yetkililerinden ahnan bilgiye göre, karar- name kapsamına ahnan yargıç ve savcılar 5 ayn bölge esasına göre incele- meye alınacak. Yargıç ve savcılann önce dısiplin so- ruşturması geçirip geçir- mediklerine. "kınama. uyanve \er değjştirme" gi- bı cezalaralıp almadıklan- na bakılacak. Bu aşamada aynca, yargıç ve savcılann not durumlan da gözden geçirilecek. Not durumu iyi olmayanlar ya aynı böl- gede bırakılacak ya da bir alt bölgeye gönderilecek- ler. Ikinci aşamada yargıç ve savcılann sağlık, öğre- nim ve eş durumlan ele alınacak. Bu aşamadan sonra 1,2,3,4 ve 5. bölge- ye giren yargıç lann duru- mu incelenecek. HSYK yetkilileri, 1. bölgeye gi- ren yargıç ve savcılann du- rumu incelenirken, kurul üyeleri arasında tartışma çıkabileceğine dikkat çek-, tiler. Bu aşamada kıdem durumunun esas alındığını kaydeden yetkililer, karar- namede adı geçen ve ka- muoyunca tanman bazı isimlerin durumlannın da gözden geçirileceğini söy- lediler. Adalet Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Ba- kan Kazan'ın kararnameyi teknik kadronun bilgisine başvurmadan, yakın çev- resinin istemleri doğrul- tusunda hazırladığını ileri sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle