Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 HAZİRAN 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
MECC
Türkiye 'ye
karapara
uyarısı
ROMA (AA) - Zenginler kulübü ola-
rak bilinen ve Rusya'nın da dahil olma-
sıyla ismi G-8 olarak değişen gelişmiş 8
ülkenin öncülüğünde kurulan, 26 iilkenin
üye olduğu Mali Eylem Görev Gücü
(MEGG) grubu, Türkiye'nin. kara para-
nın aklanmasının önlenmesi için gerekli
yasal düzenlemeleri yapmasını ve bir an
önce uygulamaya koymasını istedi.
Roma'da dün toplanan MEGG grubu
bir rapor yayımladi. Raporda. 'Türki-
ye'nin kara paraaklama ilemücadele için
yasalçerçeveyi oluşturmaması durumun-
da, dûnya bankacüık topluluğunun po-
tansiyel olarak tahrip edici tepkisi ile kar-
şı karşıya kalabüeceği' ifadesı kullanıldı.
Türkiye'nin. MEGG grubunun kara
parayla mücadele konusunda tatmin edi-
ci yönde davTanmayan tek üyesi olduğu
belirtilen raporda. 'bu yönde hızlı adırn-
lar atılmadığı takdirde. gnıp üyesi ülke
bankalanna. Türkiye ile ilgiİi tüm iş iliş-
kilerine vepara transferlerine özel dikkat
göstermeleri talimaü verilebileceği' ifade
edildi.
Toplantı sonunda düzenlenen basın
toplantısında konuşan MEGG Başkanı
Fernando Carpentieri,"Kendi üyeleri-
mizden biri kurallanmızı yerine getirmez-
ken, başkalanna şunu şöyleyapuı diyeme-
yiz" diyerek. eyîül ayına kadar gerekli
yasalann çıkanlmasını istedi. Bunun ger-
çekleşmemesi durumunda Ankara'ya bir
heyet göndereceklerini belirten Carpen-
tieri, bu heyetin dönüşünden sonra da ge-
rekli önlemlerin alınacağını söyledi.
MEGG gnıbunda ABD'yı temsıl eden
Hazine Bakanlığı Mali Suçlarla Mücade-
le Şubesı Başkanı Stanley Morris de. 'bü-
tün büyük ülkelerin tüm hesaplannın ti-
tizlikle incelenmesi durumunda Türk
bankacdık sisteminin büyük zarar göre-
ceğini'belirtti.
Diğeryetkililerde. MEGG talimatının
gerçekleşmesi durumunda. Türkiye'ye
gelen ve giden tüm mali fonlann kayna-
ğının incelemeye alınacağından Türk ih-
raç ürünlennin ve ithal mallannın tesli-
minde büyük gecıkmeler yaşanacağını
söylediler.
Tarihçi Cemal Kutay
'Cahiliye
devrine -
sarıldılar'
İstanbul Haber Servisi - Tarihçi Cemal
Kutay. bugün Türkiye'de uygulanan ka-
dın politıkasını eleştirerek "Bugüntakip
edilen kadın politikasu Türk ve dünya ka-
dınına en büyük hakarettir" dedi. 1997
Türkiyesi'nde haremlik-selamlık yapıl-
masını eleştıren Kutay, "Bu, cahiliye dev-
rine dört elk sanldıklannın kanıudır" di-
ye konuştu.
An Grubu'nun. düzenlediği "Atatürk
ve Din, Atatürk ve Kadın" konulu sohbet
toplantısında konuşan Kutay. Atatürk'ün
Medeni Kanunu Isviçre'den alırken bu
ülkenin kendi kadmına tanımadığı hak-
lan Türk kadınına tanıdığını kaydederek
"Türkiye'nin nüfusu İS rnihon iken Mec-
lis'te 18 kadın milletvekili \ardı. Bugün-
küler övünüyorlar. eğer Atatürk'ün aldı-
gı kadın milİetvekili esasını alsalann, şu
anda Meclis'te 90 kadın milletvekili ol-
masıgerekirdi" dedi. Türk kadınının, bu-
gün holdingleri tek başına yönetecek ka-
pasitede bilgi ve beceriye sahip olduğu-
nu ifade eden Cemal Kutay, şöyle konuş-
tu: "Bugün takip edilen kadın politikası,
Türk ve dünya kadınına en büyük haka-
rettir. Bu, cahiliye devrine dört elle sanl-
manın en büyük ispaüdır. Bunu benim
kafam alnuyor. Türk kadını, tüm bu olan-
lan bir kader sayarsa sakın Atatürk'ün
adını ağana almasın, Atatürk bunu red-
deder."
Planlı baskı sürüyor'
Izmir IHD
kapatıldı
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- In-
san Haklan Derneği'nın (IHD) Diyarba-
kır ve Malatya şubelerinin ardından Izmir
şubeside kapatıldı.
! tzmir Valiliği'nce Dernekler Yasası'na
(nuhalefet ettiği gerekçesiyle kapatılan
İHD Izmir Şubesi Yönetim Kurulu yaptı-
ğı açıklamada, güvenlik güçlerince önce-
kı gün demek binasında arama yapılarak
'Türidye'de İnsan Haklan Panoraması'
başlıklı çok sayıda kitaba el konulduğu
belirtildi. Açıklamada, devlet içinde çete-
lerin ışlediği cinayetlere, işkencelere ve
Vargısız infazlara göz yumulurken,
(HD'ye yönelik baskılann artmasına dik-
kat çekildi.
ÎHD Genel Başkanı Akm Birdal da der-
neklerine yönelik planlı bir baskı sürdü-
ğünü belirterek "Bututum, 'Ben devletim
istersem yakanm, istersem yıkanm. ister-
sem öldürürüm. istersem sustururum' an-
layışının bir ürünüdür" dedi.
Kapatmakaranna tepki gösteren Ercan
Kanar da 28 şubattaki MGK kararlannm
ardından İHD üzenndeki baskılann üst
düzeye çıktığını behrtti. Kanar, "Bütün
bunlar gösteriyor ki askeri müdahalenin
her alanda hissedildiği bu süreçte mağdur-
lann. ezilenlerin seslerinin kamuoyuna
yansımasına engel olunuyor" dedi.
Refah yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçim yatınmına hazırlanıyor
Ha\ zalan yağma plaın• RP'li îstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin, "İçme ve
Kullanma Suyu Temin Edilen
ve Edilecek Olan Yüzeysel Su
Kaynaklannm Kirlenmeye
Karşı Korunması Hakkındaki
Yönetmelik"te yaptığı
değişiklikle, su havzalanna
"sabit oy deposu" olarak
kullanmak üzere 5.2 milyon
kişilik nüfus yerleştirmeyi
planladığı belirlendi.
CEM ULLTAŞ
İstanbul Haber Servisi - Refah yöne-
timindeki İstanbul Büyükşehir Beledi-
yesi, kentın içme suyu havzalanna yak-
laşık 6 milyon kışi yerleştirmeyi planlı-
yor.
RP'li İstanbul Büyükşehir Belediye-
si'nin, "İçme ve Kullanma Suyu Temin
Edilen ve Edilecek Olan Yüzeysel Su
Kaynaklannm Kirlenmeye Karşı Ko-
runması Hakkındaki Yönetmetik"te
yaptığı değişiklikle, su havzalanna **sa-
bit oy deposu" olarak kullanmak üzere
5.2 milyon kişilik nüfus yerleştirmeyi
planladığı belirlendi. İSKÎ Genel Mü-
dürlüğü'nün hazırlayıp İstanbul Büyük-
şehir Belediye Meclisi'nde onaylanan
ve 26 Aralık 1995 tarihinde adı kamu-
oyunda hıç bılinmeyen "Son Saat" adlı
bir gazetede yayımladığı yönetmeliğin.
2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 9. mad-
desi uyannca 1988'de çıkanlan "Su Kir-
liliği Kontrol Yönetmeüğrne avkın ol-
duğu belirtildi. Mimarlar Odası İstanbul
Şubesi'nın İstanbul 4. Idare Mahkeme-
SU KONGKESt VE SERGtSt '97 DÜN TÜYAP'TA BAŞLAD1
'21. yüzyılın en stratejik maddesi: Su'
İstanbul Haber Servisi - Dokuz
Eylûl Üniversitesi Inşaat
Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi
Prof. Ünal Oziş, 21. yûzyılda en
stratejik maddenin su olacağını
söyledi. Prof. Öziş, TÜYAP'ta dün
başlayan 2. Su Kongresi ve Sergisi
'97'de "Snur Aşan Sular ve
Türkive* konulu bir bildiri sundu.
Smır aşan sulann yer aldığı
havzalann bulundiığu 256 bin
kilometre karelik alamn Türkiye'nin
üçte birine denk düştüğünü belirten
Prof. Öziş, •'Digerülketere önemli
zarar vermeden hakça ve makul
kııHanım" ilkeleri çerçevesindc.
başta Dicle ve Fırat olmak üzere
yoğun dış baskılara maruz kalan
Türkiye'nin olanaklannın ve
kısıtlamalannın iyi
değerlendirilmesi gerektiğini ifade
etti. ITÜ tnşaat Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Ilhan Avcı, Türkiye'de
sınır aşan veya sınır oluşturan
sular sınıfina giren sorunlu ve
birden çok akarsuyun, toplam
potansiyelin yüzde 36'sı gibi
büyük bir orana sahip olduğunu
söyledi. "Sınır Aşan ve Smff
Oluşturan Su KaynaklanmızT
'
başlıklı bir bildiri sunan Prof. Avcı,
Türkiye'nin Meriç, Asi, Fırat, Dicle
ve Çoruh havzalanndaki su ve
toprak kaynaklannı gelişürme
çalışmalanna ağırlık verdiğini,
diğer havzalarda ise yeteıince
planlama ve yatırım yapmadığını
söyledi. Prof. Avcı, bugün
Fırat ve Dicle nebirleri ile ilgili
gündemde olan sorunlann,
diğer su kaynaklannda da
yaşanabileceği gerçeğinden
hareketle, bu tür su kaynaklan için
iyi bir planlama yapılmasının
önemine işaret etti.
si'nde söz konusu yönetmelikte yapılan
değişiklikte bazı hükümlerin iptali ve
yürütmenin durdurulması için açtığı da-
\a dilekçesinde aynca, 1984'te yıne IS-
Kl tarafindan çıkanlan koruma önlem-
lerinin yapılan değişiklikle büyük ölçü-
de tahrip edildiğı vurgulandı Dilekçe-
de, "Korumadan çok, imar koşullan be-
lirlenerek ve su havzalannın imara açıl-
ması yönünde kuraüar getirilerek adeta
bir imar yönetmeliği niteliğindedir" de-
nildi. Mahkemenın atadığı ODTÜ Çev-
re Mühendisliği ile Şehir ve Bölge Plan-
lama Bölümü öğretim üyelerinden olu-
şan 6 kişilik bilırkişi heyetinin hazırla-
dığı raporda da şu görüşjere yer verildi:
"tSKİ'nin yapüğı savunmada, yönet-
melikte yapılan değişiklikle, Birinci De-
rece Uzun Mesafeli Koruma Alanla-
n'nda 467 bin 540 kişi. İkinci Derece
Uzun Mesafeli Koruma Alanlan'nda
993 bin kişi yerleşebileceği hesaplanmış-
ür. Oysa yönetmelik koşullan tam olarak
uygulandığmda uzun mesafeli bu kuşak-
larda, birincide 1 milyon 215.150 kişi.
ikincisinde 2 milyon 773.800 kişilik bir
yerleşme nüfusuna izin verikügi ortaya
çıkmaktadır. Belediye yerieşik alanlany-
la buiikte toplam olarak İstanbul Su
Ha\zalan'nın Uzun Mesafeli Koruma
Alanlan'na 1995 yönetmeliğinegöre 5.2
milyon nüfusun yerieşebilmesi mümkün
olacaktır. Bu durumda dava konusu yö-
netmeliğin. su havzalannda kirlenme ko-
nusunda en büyük etken olan nüfus y>
ğılması üzerinde gereken hassasiyeti ta-
şınıadığı izlenimini vermektedir."
Bılirkişı raporunda aynca, yönetme-
liğin getirdiği geçici 1/a ve 1/b mad-
delerindeki düzenlemelere göre. 1988
ile 1995 arasındakaba inşaatı bitirilmiş
bir yapının ruhsath ya da ruhsatsız/ka-
çak olduğuna bakılmaksızın bitirilmesi-
ne izın verildiği belirtilerek "İSKİ ida-
resinin ve dava konusu yönetmeliğin su
havzalan içinde ruhsatsız inşa edilmiş
yapılan yasallaşbrnıa yetkisi ve görevi
yoktur; bu mümkün değUdir" denildi.
1 O \\\r\ S y y pankart açüklan
jçin Ankara2No'luDGM tarafindan|toplam961yıl hapisceza-
suıa çarpünlan 8 ünKersite öğrencisinin serbest bırakılması amacıyla İstanbul Üniversite Oğrencileri Koordinasyo-
nu tarafindan toplanan yaklaşık 10 bin imza, dün MechVe postalandı. Cezaevindeki öğrencilerin serbest bırakılma-
sı için İstanbul Lnhersite Oğrencileri Koordinasyonu."% Yıl Hapis Cezasuun Öy küsü" adh bir radyo belgeseB de
haârladı. EUerinde "Cezaevlerindeki arkadaşlanmız onurumuzdur"
1
ve "Oğrenciİer değil, çeteler yargılansın" yazı-
h dövizJer taşıyan öğrenciler, Ankara'da aluıan karaıiann, demokrasi ve özgürlük için verUen mucadeleleri gerilet-
mekamacıyla atanan siyasi kararlann bir parçası olduğunu savundular. (.Fotoğraf: K.UBİLAY TUNTÜL)
Rıdvan Budak
'Sendikal
örgütlenmeyi
arttıracağız'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu-
dak, örgütsüz toplumla laik, çağ-
daş ve demokratik yaşamın koruna-
mayacağını belirterek "Aç olan in-
san için laiklik çok laam değUdir.
Laiklik demokrasinin alt başuğı oi-
maİKÜr" dedi.
DlSK'e bağh Oleyıs'in 50. kuru-
_ luş. yıldönümü "^iBffij'lr düzenle-
*-<^aeBsempozyumda konuşan Bydak^
demokratikleşmesüreciytekururrH •
lannın gelişmesi arasında doğru-
dan ilışki olduğunu belirterek "De-
mokratik, çağdaş yaşam için top-
lumsal örgütlenmeyi sağiamalıyız"
dedi. Budak. günümüzdekı sendi-
kal örgütlenmenin, 12 Eylül önce-
sı döneme göre yan yanya azaldı-
ğını kaydetti. Sendikalaşmaaçısın-
dan, ulusaj boyuta çare bulmadan
uluslararası alanda söz sahibi olu-
namayacağını belirten Budak, "Ta-
rihte olduğu gibi, kravaoannuzı çı-
karacağız ve sendikal örgüuenmeyi
artnracağız" dedi.
Asayiş toplantdarında gündem iıtiea
ŞANUURFA (Cumhuriyet) - Şanlı-
urfa'da kaygı verici boyutlara ulaşan
eğitimdeki şeriatçı uygulamalar ile ir-
tica faaliyetlerinin, il asayiş toplantıla-
nnın gündemini oluşturduğu öğrenildi.
Toplantıya katılan komutanlann, dev-
letin milyarlannı şeyh ve mollalann
türbeleri ile camilerin onanmına harca-
yan valiliğin. kent merkezindeki Ata-
türk Çeşmesi'ni yazgısma bırakmasını
eleştirdikleri öne sürüldü.
Yüzlerce öğretmenin yanı sıra ilko-
kul öğrencilerinin bile türbanla derse
girdiği Şanlıurfa'daki okullann Milli
Eğitim Müdürü Öner Ergenç tarafin-
dan medreseye dönüştürülmek istendi-
ği yolundaki suçlamalar ile Atatürk
karşıtı uygulamalann, il asayiş toplan-
tılannda uzun süredir ele alındığı bil-
dirildi. Vali başkanlığında tugay komu-
tanı, il jandarma alay komutam, emni-
yet müdürü ve MİT Şube Başkanı'nın
katılımıyla yapılan toplantılarda, özel-
İcisleri Bakanı Meral Aksener
'MGK kararlan dayatma değil'
ERZURUM(Cumhuriyet)-tçışle
ri Bakanı Meral AkşenerJ^GK ka-
rarlannın uygulanmasında ciddi me-
safeler alındığını belirterek. "Uygu-
lanıada. sapla samanı birbirinden
ayırmaya gayTet gosteriyoruz" dedi.
Doğu Anadolu'daki 10 ilin valile-
rinin kaüldığı •'Bölge VaülerTopian-
na" Erzurum'da yapıldı. Toplantıda
konuşan Akşener, 28 şubatta alınan
kararlann, 54. hükümete bir tavsiye
niteliğinde olduğunu ifade ederek,
"MGK, anayasal bir kurumdur. Ka-
ranar,ne asker ne de MGK dayatma-
sıdır. Orada bulunan. srvil iradeyi
temsüeden bi/ler de bu kararlann al-
üna inanarak imza koyduk" dedi.
Kararlann, önemli olduğunu be-
lirten Akşener "Bu karariar. Türid-
ye'dekiirticaiorganizasyonlann yük-
sekn faaliyetierinin geri çevrUmesi
konusundaönemli kararUraV dedi
likle eğitimdeki gerici hareketlere y-
er verildiği savlandı. Cumhunyet'e ula-
şan bilgilere göre komutanlar toplantı-
lardan binnde Urfa'nın Abide Par-
kı'nda bulunan Mustafa Kemal Paşa
Anıt Çeşmesi'ni gündeme getirerek,
kent merkezı ve ilçelerdeki şeyh ve
mollalann türbelennin onanlması için
milyarlar harcayan valiliğin, Atatürk
Çeşmesi'ni yazgısına terk etmesinin
nedenini sordular. Anıtın yıkılmak üze-
re olduğu yolunda basında çıkan ha-
berleri gösteren komutanlar. Vali Har-
put'tan beklenmedik bir yanıt aldılar.
Türkiye'de Atatürk adma yapılan ilk
anıt olan, Gaziantep - Diyarbakır - Mar-
din yol kavşağında Abide Parkı içeri-
sinde bulunan çeşmenin bu şekilde bı-
rakılmasmı Atatürk'ün anısma hakaret
diye nitelendiren komutanlara Vali
Harput,'un"Urfa'da Atatürk çeşmesi
yok,gösterin- alündanyapurajim" de-
diği belirtildi.
Toplantıya Milli Eğitim Müdürü Ön-
er Ergenç de çağnldı. Ergenç türbanla
derse giren öğretmen bulunmadığını
söyleyince, komutanlann bir sonraki
toplantıda, türbanlı öğrermenlerin sı-
nıfta çekilmiş fotoğraflannı masaya
koyduklan ileri sürüldü. Ergenç'in ge-
rekçe göstermeye çalıştığı, bunun üze-
rine Vali Harput tarafindan toplantıdan
çıkmasının sağlandığı belirtiliyor.
HAFTAY4BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Ali'ler Tükenmedikçe...
Masallann önemli bir işlevi vardır. Gerçeklerden
bunalan insanlan rahatlatır. Dinlendirir. Karamsarlık-
tan uzaklaştınr... Bazen de yeni ufuklar açar.
Masalsız büyüyen çocuk sağlıklı olmaz.
Bazı gerçekler masallarda gizlidir... Bazen de ma-
salın kendisi gerçektir. Tıpkı Ali'nin öyküsü gibi...
• • •
Kahramanımız Ali; bir düş ürünü değil, aerçek.
Tam adı Ali Karlık. llkokul öğretmeni... Oyküsü ise
Denizli ili Kale ilçesi Kayabaşı Köyü'ndeki tek ders-
likli bir ilkokulda başlar.
Büyük bir suç işler. Köylü çcx:uklanyla bir olup ga-
zete çıkanr. iki yaprak, dört sayfalık bir gazete... Şi-
irler, öyküler, bulmacaıar, bir iki de yazı.
Soyadı Çiller olanlar, soyadı Erbakan olanlar, is-
tanbul'un göbeğinde küçük Iran'lar yaratanlar, şeri-
at bayrağı açıp yürüyenler, yasalan uygulamayanlar,
bu işe çok bozulurlar. Bu kendini bilmezin aklını ba-
şına getirmeye karar verirler.
Belki de kimileri, Köy Enstitüleri'nin hortiamakta ol-
duğunu sanıriar.
Neyse ki araya bir iki hayırsever girer. Yol yordam
gösterirler ve Ali Hoca'yı bu seferiik" kurtanrtar.
Ama kahramanımız Ali, inanmıştır bir kere.
Özgürlüğe, sevgiye, laikliğe, demokrasiye, Ata-
türk'e...
Yasal eksikliğini giderip, yoluna devam eder. Ga-
zetesini yayımlamayı ve yurdun dört bir yanına da-
ğıtmayı sürdürür.
Uslanmaz. Köy çocuklanylatiyatro yapmaya baş-
lar... Alır çocuklan Denizli'ye, Ankara'ya, Istanbul'a
götürür. Temsiller verdirir.
Onlan seyredenler heyecanlanır... "Kocaman ko-
caman adamlar". yaşlı gözlerie Ali'nin, çocuklannın
boyunlanna sanlırlar. Kimisi yeni Tonguç'lann yeşer-
mekte olduğunu düşünür, mutlanır.
Ali'nin yaptıklan yasaldır, ama "kabahat"t\r. Ve Ali
bu kez de tutturur, "Köyüme bir ilköğretim okulu ya-
pacağım" diye.
Civar köylerin çocuklan da getir, burada sekiz yıl
eğitim görürier... Şehir uzak!..
Köyiüleri toplar, konuşur. Sağdan soldan yardım is-
ter. Gazetesi ile her yere haberter salar... Ve kollan sı-
var.
Kimisi üç beş kuruş verir. Kimisi taş taşır. Kimisi
kum getirir.
Temel atılır sevinçle, umutla... Tam duvaıiar yük-
selecekken, eline san bir zarf tutuştururlar. Sürgün
yer, vurgun yemişe döner. Konya'nın bir köyüne pos-
talanır.
Köyün tek sağlık görevlisi olan eşini, küçük çocu-
ğu ile bırakır.
Inancını "yeni ufuklar'a taşımak üzere yollara dü-
şer...
•••
Öykümüz burada biter, ama masalımız bitmez.
Çünkü o masal bir gerçektir.
"Ali'nin öyWisü"nü, ADD Izmir Şubesi'nın bir ya-
yınında, Şahin Demirel'in kaleminden okumuştum.
Istedim ki karamsarlığın yaygınlaştığı bir ortamda,
başkalan da okusun... Okusun da kendini "çaresiz"
hissetmesinden dolayı, karamsartığından dolayı
mahcup olsunl
Ve Ati'nirvöyküeunü yazarken Saywf**in Say-
ten'ın bana-rtettıği bir b*ldirı takıldt^ozumfc,Tam 175
~ sivil toplum örgütününaltında ısminin olduğu bir bil-
diri... " ' '" ' "
Işçi ve esnaf konfederasyonlan, meslek odalan,
sanat örgütleri, dernekler, sendikalar, kooperatifler,
vakıflar... llan ediyoriardı:
"Ûlke çapındaki şubelerimizle biriikte, cumhuriye-
timizı temel Hkelen'yle korumak doğnjltusundaki ka-
rahılığımızla, güç ve eylem bıriiğını gerçekleştirdik!.."
Özellikle DYP milletvekilleri, TBMM'nin "kutsal"
olması gereken çatısı altında bir oyun oynuyoriar. Gi-
derek çirkinleşen, tiksindiren bir oyun... O oyunun çir-
kinliğini, Ali'nin köylü çocuklannın oyunu örtüyor.
O oyunun yarattığı umutsuzluğu, 175 örgüt siliyor.
Ve parlamento kulislerinde yok olan demokrasi,
toplumun bağnnda yeniden doğuyoıi..
Öğrencilerin yıl sonu şenliği
İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfi Özel İlkoku-
lu, 1996-1997 eğitim-öğretim yıhnı Atatürk Kültür
Merkezi'nde gerçekleştirilen yıl sonu şöleni ile bitir-
dL Yıl içinde yapılan etkinliklerin ser^lendiği şölen-
de öğrenciler; tiyatro, bale, folklor, modern danslar,
pan tomim gösterikriyle veülerinegüzel anlaryaşat-
ü. Gösteride okul korosu da bir konser verdi.
Anodolu'dan
gelen kız
öğrencüere
umut
21. Yüz>ıl Eğitim ve Kühür
Vakfi'nin (\ EKÜV^ "Gençlik
Evieri" zincirinin ilk halkası.
Seniye Turaç Kız Oğrenci Yurdu
dün törenle açıldL 1992 yüında
kurulan vakfın ilk gençlik evi,
Anadolu'dan gelen 25 üniversite
öğrencisine hizmet verecek.
Eğitim ve kültürün herkesin
ortak sorunu olması gerektiğini
ifade eden YEKÜV Başkanı
Avukat Gülbin Sözeru "Ülkenin
geleceğine duyarh herkesi
topyekûn bu eğitim
seferberliğine katmayı diliyor ve
amaçlıyoruz" dedi. Sözen.
başlangıçta 218 oğrencileri
varken bugün 730 öğrencij'e
eğitim bursu verdiklerini belirtti.
Akbank'tan
duyuru
Daha önceki ilanlanmızla American Express Kredi Kartı sahiplerine
verileceğini duyurduğumuz "Avukat gönderme" hizmeti, görülen
lüzum üzerine şimdilik durdurulmuştur.
AKBAIMK
T ü r k A n o n i m Ş i r k e t i