25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 UVZİRAN 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER yaşamı felçetüV%ııt Haberieri Servisi - Sağanak yagış ve finta ICayseri. Niğde. Kınkkale ve Aksanj'da hasara yol açtı. Kayseri'nin Bünyaı ilçesine bağlı Karakaya belde- sinde »rceki günakşam saatlerinde mey- dana ge'.en hortum, 2 evi tamamen yıktı, 4 evinçaüsını uçurdu, 2 bin dolaymda ka- vak agacmı da kökünden söktü. Geçimlerini tanırı ve hayvancılıkla sağlayan Karakaya beldesinde önceki ak- şam ssatlerinde aniden ortaya çıkan hor- tum vt ırdından gelen şiddetli dolu ya- şamı felç etti. Hortumun önûne gelen her şeyi silip süpürdüğünü belinen Necip Kara. otur- duğu evın çatısının da 2 kilometre uzağa sûrüklendiğini söyledi. Yurtaşlardan Karabey Cyger de, evi- nin çarısının uçtuğunu, ancak taş ve be- ton kullanarak ördüğü duvannın nasıl yı- kıldığına hâlâ anlam veremediğini belirt- ti. Karakaya Belediye Başkanı Mustafa Alkaa şiddetli hortumun. beldede 3 ile 30 yaş arasındaki 2 bin kavak ağacını da kökünden söktüğünü belirterek "Hor- tum sonrası yağan ceviz büyüklüğünde- ki dolu da meyve ağaçlannda \e ekili ta- nm alanlannda büyük hasar yapa. Ka- rakaya kasabası tarihinde böyie bir afete maruz kalmamıstı. 20 mihar zarar var" diye konuştu. Beldenin elektrik ve telefon hatlannın onanlmasına çalışılırken, Bünyan Kay- makamı Hüseyin Içten, hasar tespıt ko- misyonunun çalışmalara başladığını, za- rar görenlere yardım yapılacağını söyle- di. Aksaray'da önceki akşam başlayan şid- detli yağışlarda 35 evin bodrum katını su bastı. Niğde'de yağış, merkez ve Bor ilçe- sinde zarara yol açtı. Niğde Valisi Adil Yazar, Bor'a bağlı Obruk köyünde 27, merkez Ağcaşar köyünde de 6 evi su bas- tığını ve bu köylerdeki ekili alanlann da su altmda kaldığını söyledi. Yazar. söz- konusu köylere yardım ekipleri gönderil- diğini bildırdi. Kınkkale'de önceki akşam başlayan sağanak yağışın neden olduğu zararla il- gili tespit çalışmalan tamamlandı. Kent- te 25 evin yıkıldığı. 400 evin de oturula- maz hale geldiği belirlendi. l kişinin öl- düğü sel felaketinde l trilyon liralık zarar meydana geldiği saptandı. Gümüşhaneli siyanürle altın istemedi GÜMÜŞHANE (Cumhuriyet) - Gü- müşhaneliler. Eurogold firması tarafın- dan Mastra köyünde altın çıkanlmasında siyanürkullanımına 'hayır' dedi. Insan ve çevreye zarar vermek pahasına altın elde edilmesine izin vermeyeceklerini belirten Gümüşhaneliler, hazırlanan çevre etki de- ğerlendirmesi (ÇED) raporuna da şerh koydurarak yeni bir rapor istediler. Eurogold fırması tarafından Gümüşha- ne'de yapılması planlanan siyanürle altın arama çalışmalan çerçevesinde, ÇED ra- poru öncesinde düzenlenen yurttaşlan bil- gilendirme toplanüsı dün yapıldı. Gümüş- hane Kültür Müdürlüğü salonunda yapı- lan bilgilendirme toplantısında Artvin, Trabzon, Balıkesir ve Bergama'dan çevre kuruluşlan temsilcileri ile Gümüşhaneli yurttaşlar hazır bulundu. Toplantıda, bir grup genç, üzerlerinde 'siyanüre hayır' yazılı tişörtlerle ayağa kalkarak "Siyanür- İü aranı istemiyoruz" sloganı attı. Toplan- tı sonunda bir açıklama yapan Eurogold yetkilileri, Gümüşhanelilerin yanlış yön- lendirildiğini iddia ettiler. Gazetedye silahlı saldırı Yurt Haberieri Servisi -Bursa'daki Med- ya S'nin murahhas üyesi Saruhan Ayber uğradığı silahlı saldından yara almadan kurtuldu. Adıyaman'ın Gerger ilçesinde yayımlanan "Fırat" gazetesinin sahibi Hacı Boğatekin ise. geçici köy korucusu alımlanyla ilgili yayınlanndan ötürii tu- tuklandı. As TV ve Bursa 2000 gazetesinin de bünyesinde yer aldığı Medya S'ye dün sa- at 12.30'da gelen emekli polis Orhan Ay- dm, oğlu Ufiık Aydın'ın işten çıkartılma- sma tepki göstererek Medya S'nin mu- rahhas üyesi Saruhan Ayber ile tartıştı. Tabancasını çekerek Ayber'e bir el ateş e- den saldırgan, görevüler tarafından etki- siz hale getirildi. Ayber saldından yara al- madan kurtulurken, saldırgan jandarma- ya verdiği ifadede, olaydan pişmanlık duymadığını söyledi. Gerger'de uzun süredir geçici köy ko- rucusu alımlanyla ilgili yayınlar yapan Fırat gazetesi ile ilgili Gerger Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturma başlatıldı. Öte yandan Kuşadası Radyo Report'un sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Baki Mızrak da, uğradığı saldın sonucu yara- landı. Alınan bilgiye göre bir grup şoför, Baki Mızrak'ı bindiği minibüsten indire- rek Kuşadası Şoförler Odası'na götürmek istedi. Şoförler, gelmek istemeyen Mız- rak'ı demir çubuklarla dövdü. Kaldınldı- ğıhastanedebaşınadıkişatılan Baki Mız- rak, "Şoföıier Odası binasının alımı ve şo- fbrlerin vatandaşlara davTanışlannı eleş- tiren programlar yapınca tehditier aidık. Oda Başkanı Hüsnü Öien'in telsiz tah'ma- ündan sonra da sakkn oldu" dedi. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, ILO Genel Kurulu'nda konuştu 4 Çabşan her geçen gün ezffliyor' CENEVRE (AA) - Türk-lş Genel Baş- kanı Bayram MeraL Türkiye'yi Uluslara- rası Çalışma Teşkilatı (ILO) Genel Kuru- lu'na şikâyet etti. Meral, Türkiye"de çalı- şanlann durumunun her geçen gün daha da kötüleştiğini savundu. "Sendikalann demokratik ve laik sistemi koruma görev- leri giderek daha da önem kazanmakta- dır" dedi. Meral, dün ILO Genel Kurulu'na hitap etti. Meral, Türkiye'de işçilerin. ILO söz- leşmelerinden etkili bir biçimde yararlan- mak için büyük mücadeleler verdiklerini ifade etti. Bu nedenle yeni sözleşme ve tavsiye kararlannın kabul edilmesinden yana olduklannı kaydeden Bayram Me- ral, daha etkili bir ILO istediklerini belirt- ti. Türkiye'de çalışanlann, ILO'nun te- mel belgelerinde yer alan ilkelerin ve söz- leşmelerin uygulanmasının denetlenme- sinin giderek daha fazla önem kazandığı- na inandığını, bu nedenle ILO"nun dene- tim mekanizmalanru güçlendirecek giri- şimleri yürekten desteklediklerini belirten Bayram Meral şöyle konuştu: • Türk-lş Başkanı Bayram Meral, Türkiye'de işçilerin, ILO sözleşmelerinden etkili bir biçimde yararlanmak için büyük mücadeleler verdiklerini ifade etti. Bu nedenle yeni sözleşme ve tavsiye kararlannın kabul edilmesinden yana olduklannı kaydeden Bayram Meral. daha etkili bir ILO istediklerini belirtti. "Ülkerndeçakşaıüanndurumu her ge- çen gün daha da kötüleşmekte. sorunlan daha da artmaktadır. Sendikalann de- mokratik ve laik sistemi koruma görevle- ri giderek daha da önem kazanmaktadır. Baa komşulanmızve diğer baa Ulkeier ta- rafmdan da aktif olarakdesteklenen terör eyiemleri tüm ülkedeki çahşanlara\e tüm halkımıza büyük zararlar vermektedir." Meral, Avrupa Birhği'nin Türkiye'ye karşı olan mali yükümlülüklerini yerine getiımemesi nedeniyle tam üyelik olmak- sızın gerçekleştirilen gümrük birliğinin önemli ekonomik ve toplumsal sorunla- rayol açtığını söyledi. Türk-lş Genel Baş- kanı, "Anavasamızda, cumhurivetimizin temel nheiikkri arasında sayılan sosyal hukuk devleti anlaytşı ihlal edilmektedir. Enflasyon. işsidik. voksulluk. gelir dağıh- mındakiadaletsiztikveçocuklannçalışt)- nlması hızla artmaktadır. Taşeronluk ve kaçak çalıştjrma >avgınlaşmaktadır. Ka- mu mallan. özeUeştirme adı alünda vağ- malatümakistenmektedir" diye konuştu. Sosyal güvenlik sisteminin hükümetin yanlış uygulamalan nedeniyle büyük so- runlarla karşı karşıya olduğunu, tanm \e orman işçilerinin hâlâ iş yasası kapsamın- da bulunmadığını ifade eden Meral şöy- le devam etti: "Onaylanmış ILO sözleşmeleri iç me\- zuabmıza vansıülmamakta vesürekli ola- Eğitim gemisiyle öğrencüere gezi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından de- nlzciliği sevdirmek ve deniz kuvAetlerinin tanı- tılmasına vardımcı olmak amacıyla il milli eğitim müdürlükleri ile koordine edilerek ilk üç dereceye giren ortaöğ- retim öğrencilerine okul gemileri ile Marmara Denizi'nde günlük seferler düzenlenmesi planlannor. Bu kapsam- da dün Istanbul'daki çeşitli orta dereceli okullardan ilk üç dereceye giren 45 öğrenci. 4 öğretmen eşliğinde Deniz Harp Okulu na bağlı Sokuihı Mebmet Pajja eğitim gemisiyle Marmara Denizi'nde gezdirildi. Gezi süresince, ara- lannda bay an subaylann da bulunduğu görevliler. öğrencüere gemiyi tanıtarak çalışmalan hakkında bilgi \erdi- ler. Dört saatlik deniz yolculuğu sırasında öğle yemeğini de gemide yiyen öğrencüer değişik bir gün geçirmenin mutluluğuyla Tuzla Deniz Harp Okulu ndan aynldılar. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) rak ihlal edilmektedir. 158 sayılı sözkşme ona> lannıışnr, ama iş güvencesi hâlâ yok- tur. 87ve98sayıh sözleşmeler ona> laıunış- tır. ancak ülkemde temel sendikal hak ve özgürlükleri ihlal eden 1982 Anayasası ve diğer me\zuat hâlâ > ürürlüktedir. Sendi- kalaşma hakkını kullanan işçilerişten abl- makta.ona>lanmış ILO sözleşmeleri uya- nnca banşçıL meşru \« demokratik ey- lemlere kanlan işçiler kamu çahşanlan ve sendikacılar hakkında kanuni soruştur- ma açılmaktadır. Kamu çalışanlannın topiu pazariık ve grev haklan hâlâ veril- memiştir. Kaçak işçiliğin hızla >a>gınlaş- ması ise >ürüıiükteki \etersiz me\zuatta wr alan haklann bile uygulanmasını im- kânsız kılmaktadır." Meral, dığertaraftan Türkiye'dekı ILO temsilciliğinin işçi ve işveren kesimleri- nin itirazlan hiç dikkate alınmadan bir büroya dönüşturülmesi karannı da üzün- tüyle karşıladıklannı bıldirdi. Meral. göç- men işçilerin haklannın korunmasmda ve ailelerin birleştirilmesinde de ILO'nun daha aktif bir tavır içinde olmasını istedi. MÜ'de gerginlik Faşist saldın protesto edildi İstanbul Haber Servisi-Marmara Üni- versitesi (MÜ) Göztepe Kampusunda önceki gün yaşanan gerginlik dün de sür- dü. Sınava girmeleri engellendiği için kampustan aynlan sol görüşlü öğrenci- ler, ODP Kadıköy llçe Örgütü'nün önün- de toplanarak faşist saldınyı protesto et- tiler. Sabahın erken saatlerinden itibaren Göztepe Kampusu'nu ve çevre yollan ab- luka altına alan güvenlik güçleri, ülkücü- lere dokurunazken sınava girmek isteyen sol görüşlü öğrencüere engel oldu. Kam- pustan saat 12.00 sıralannda "Katil poüs, ünhersiteden defoP ve "Türkeş'in Hleri yıldıramaz bizleri" sloganlarıyla toplu olarak çıkan öğrencüer polis barikatıyla karşüaştı. IETT otobüslerine binen gös- tericiler ÖDP Kadıköy llçe Örgütü önün- de toplandı. Sına\lara alınmadıklan için Kadıköy Adli>esi'ne suç duyurusunda bulunmak isteyen yaklaşık 300 öğrencinin önü po- lis tarafından kesildi. Yürümelerine izin verümeyen öğrencüer, polis desteklı fa- şist saldınlan protesto etmek için açıkla- ma yaptı. Açıklamada. polısle işbirliği yaptığı ve ülkücü saldınjara göz yumdu- ğu gerekçesiyle Rektör Ömer Faruk Ba- orerin istifa etmesı istendi. BUYUKADA SANAT ADASI OLDU YEDİTEPE ÜNİVERStTESt GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ Yetenek Sınavı ile Öğrenci Alınacaktır Bölümler: • Endüstri Tasarımı • Grafik Sanatlar • İç Mimarlık • Plastik Sanatlar (Resim, Heykel, Seramik) • Tekstil Tasarımı • Tiyatro (Dramaturji, Oyunculuk, Dekor ve Kostüm) • Peyzaj Mimarlığı İkinci öğretim yılımızda tüm bölümlerimize 35'i burslu olmak üzere toplam 190 yeni öğrenci alınacaktır. • Aday olabilmek için, 1997 ÖSYM birinci aşama (ÖSS) sınavında en az 105 puan alınması gerekir. • Adaylann 14 Temmuz - 26 Eylül 1997 tarihleri arasında, ön kayıtlannı yaptırarak sınav giriş belgelerini almalan gerekir. • Yabancı uyruklu adaylar için de aynı tarihler geçerlidir. • Detaylı bilgi için aşağıdaki adres ve telefonlara başvurabilinir. AdresrYeditepe Üniversitesi Büyükada Kampusu Güzel Sanatlar Fakültesi Büyükada-Istanbul Tel: (0 216) 382 34 00 , 382 64 23 Faks: <O 216) 382 64 78 Çalışma Bakanlığı'nda cinsiyet baskısı Kadrolaşma kadmları hedef alcb BANUSALMAN ANKARA-Göreve geldikten son- ra bakanlık ve bağlı birimlerde yar- gı kararlanna karşın kadrolaşma ha- reketi yürüten RP'li Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Necati Çeük, kadın bürokratlan hedef aldı. Bakan- lığa bağlı olarak üst düzey görevler- de çalışan kadınlann. pasif görevle- re getirildiği ve istifaya zorlandığı öğrenüdi. RP'li Çelik'in üst düzey bürokratlardan, odacılara kadar va- ran kadrolaşma hareketi çerçevesin- de, kadın çahşanlara baskı uygulan- maya başlandı. Çalışma Bakanlı- ğı 'ndakı, sayıları zaten az olan kadın yöneticüere karşı. •'geçici görevlen- dirme. doğuda görevlendirme. kıza- ğa çekme" gibi ""caydıncr uygula- malara başvurulduğu belirtildi. Çalışma bölge müdürleri düzeyin- de yoğun kadrolaşma hareketine gi- dildiği, bu çerçevede, Adana Bölge Çalışma Müdürü Hihniye Alkan ve Eskişehir Bölge Çalışma Müdürü Zehra Dilek'in yapılan baskılar so- nucunda emekli olduklan: Zongul- dak Bölge Çalışma Müdürü Fazilet Oztürk"ün de emekli olması için zor- landığı kaydedildı. Kadrolaşma ha- reketi çerçevesinde uzun y ıllar Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı'nda görev yapan Samsun Bölge Çalışma Müdürü Seyhun Sezer ile Antalya Bölge Çalışma Müdürü Erol Vural'ın da emekli olmalan için zor- landığı öğrenüdi. Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Perihan San'nm yerine hukukdışı ve teamüllere aykı- n olarak vekâlet eden Hulusi Ay'ın bölge müdürlerine telefon ederek emekli olmalan yönünde baskı yap- tığı ileri sürüldü. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul döneminde Çalış- ma Genel Müdür Yardımcılığf ndan alınan, ancak yargı karanyla gen dö- nen Perihan San. RP'li Çelık tara- fından da görev ınden alındı ve yine yargı karanyla iade edildi. Kadrolaş- ma hareketi çerçevesinde yargı ka- rarlannı çeşitli uygulamalarla del- meye çalışan ya da hiç uygulamayan Çelik, görevine iade edilmesinin ar- dından San'yı, Van, Elazığ. Diyarba- kır ile olağanüstü hal bölgesi kapsa- mındaki illerde inceleme yapmak üzere geçici olarak görev lendirdi. Cçlü kararname ile atama yapılabi- len Çalışma Genel Müdür Yardımcı- lığı görevine San'nın geçici görev- lendirme ile sürülmesinden sonra iş müfettişi Hulusi Ay'ın vekâlet etme- sinin hukuki açıdan maddi temeli ol- madığı belinilivor. Çalışma Genel Müdür Yardımcılığı kadrosu boş ol- mamasına karşın kararname ile ata- ma yapılmadan, vekâlet yoluyla Ay'ın bu göreve getirilmesinin gele- neklere ve hukuka aykın olduğu kay- dedıldi. Cillerden bunun hesabını soracağız' 2 eşli bakana tepki BAHAR TANRISEVTR ANKAR4 - DYP tzmir Milleu^e- kili Işılay Sayguı'ın istifasıyla boşa- lan Kadın ve Aileden Sorumlu Dev- let Bakanlığı'nın, bin imam nikâhlı 2 eşi bulunduğu öne sürülen DYP Di- yarbakır Millenekili Sah'm Ensari- oğlu'nun sorumluluğuna verilmesi kadınlann tepkisine neden oldu. ODTÜ Iktisadi ve tdari Büimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. AyşeAyata, Ensarioğlu'nun kadın ba- kanlığına vekâletini, Türkiye Cum- huriyeti'nin 70 yıllık politikasına *ta- ban tabana zıtve cumhuriyetin getir- dikkrini reddetme" olarak değerlen- dirdi. Medeni Yasa doğrultusunda 70 yıldır tek eşlüik ve kadın-erkek eşit- lığinın savunulduğuna dikkat çeken Ayata, "Bunu ayıp ve kötü buluyo- rum. Cumhuriyete yapılmış bir teh- dit olarak görüyorum. Neden yapddı- ğını anlamak bile mümkün değil. Ka- dınlann güçlendirilmesi gereken bir dönemde erkek bakan bile vanlışken, böyle bir erkeğin getirilmesini şiddet- le kınamak gerekir"' diye konuştu. ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feride Acar. Ensarioğlu'nun kadın- dan sorumlu bakanlığa getirilmesi- nin kabul edilemeyeceğini. bunun ka- zanımlanyla cumhuriyeti "inkâr et- mek" anlamına geleceğini belirtti. Kadın Dayanışma Vakfı \'önetim Kurulu Başkanı Füsun Tayanç, ka- dınlann, DYP Genel Başkanı, Başba- kan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı TansuÇUIer'den, "bunun hesabınıso- racaklannı" söyledi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Işığın Yansıması Türkiye'nin son 30 yılı, tam bir "kınm" biçiminde geçti. Bizim "687/" arkadaşlann çoğu, "Bizim ku- şak çok acı ve sıkıntı çekti" diye şıkâyetçi olursa da, aslında bu kuşak bence "şansh" bir kuşaktı. Zi- ra ilk gençliğimiz 1961 Anayasasının getirdiğı öz- güıiük ortamı içinde geçti. Ve pek çok şeyi, "dolu dolu" yaşadık. Aslında "68 Kuşağı" tanımlamasını da pek doğ- ru bulmam. Bu tanımlama Avrupa'da 1968 yılında başlayan öğrenci olaylanndan esinlenerek yapılan bir tanımlama. Türkiye'deki öğrenci olayları 1968'den çok daha önce başladı ve bizim kuşağı doğru bir biçimde tanımlamak istersek, doğum yı- lını temel alarak "1940'lılar kuşağı" denilmesi çok daha uygun olur. Füruzan'ın "1947'liler" srfatı, ben- ce "1968'liler" sıfatından çok daha doğru. Evet, bizim kuşak şanslı bir kuşaktı. Hızla deği- şen ve büyüyen Türkiye'de, her gün yeni bir şey- ler "keşfediyor", her gün yeni bir şeyleri "tatmanın" mutluluğunu yaşıyorduk. Zifiri karanlıklardan ay- dınlıklara çıkmış gibiydik. Sanki tüm dünya avuç- larımızın içindeydi ve bu dünyaya istediğimız gibi biçim verebileceğimizi sanıyorduk. Siyaset de bi- zim içindi, edebiyat da, tiyatro da, sinema da, mü- zik de. Sonsuz bir oburluk ya da giderilemez bir açlık içindeydik. Ne bulursak "tüketiyorduk". Kimi za- man hakkını veremesek de. Bizden sonraki kuşaklar, bu zenginliği bulama- dılar. Gerek 1950'liler, gerek 1960'lılar, zorla itildik- leri kanlı bir siyaset girdabında neredeyse tümüy- le boğuldular. Bizim kuşak bilimde, sanatta, müzık- te vb. akla gelen ya da gelmeyen her konuda "pat- lama" yapmıştı. Eğer aynı gelişme trendıni, bizden sonraki kuşaklara da devam ettirme olanağını ver- seydiler, bugün bambaşka bir Türkiye'de yaşar- dık. Ama vermediler. Tam tersine "sokaklara çek- tiler" ve terörün kanlı bataklıklannda boğdular. Bu bataktan kurtulanları da başka biçimlerde saf dışı ettiler. Neyse, bugün konumuz bu hain tuzak de- ğil- Bizim kuşak siyasete de meraklıydı, şiire de, fel- sefeye de, sinemaya da, tiyatroya da. Biraz yuka- rıda da değinmiştim. Büyük bir zenginlik içindey- dik ve giderilmez bir açlığımız vardı. Ne bulursak tüketiyorduk. Örneğin müzik alanında, Beetho- ven'ı da, Joan Baez'ı da aynı zevk içinde dinliyor- duk. Nesimi Çimen'den. Ruhi Su'dan aldığımız hazzı, Zeki Müren'den de alabiliyorduk. (Bu ara- da ben Orhan Gencebay da da bir şeyler buluyor- dum doğrusu...) Sonra tüm bunlar bitti. Dünyaya at gözlüğüyle bakan ve siyaset dışında her şeye gözlerinı kapa- tan bir gençlik çıktı ortaya. (Ya da ortaya çıkmaya "zorlandı"). Fakat umudumuz "1970'lilerde" ve "1980'lilerde..." Bu gençlerimiz, yani 70'liler ve 80'liler 1971 ve 1980'in acılannı yaşamadılar. Ucundan. kenarından anımsayabilecek olanlar da bir ölçüde unuttular. Ve çok şükür yaşam zenginliğinden paylarını daha çok alır oldular. Bugün size bu zenginleşmeyle ilgili bir daydan söz etmek istiyorum. Prof. Dr. Murat Özyüksel; bizim bölümde, yani İstanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi Uluslararası llişkiler Bölümü'nde öğretim üyesidir. Yoğun bir ders yükü olmasına karşın, Osmanlı'nın son dö- nemleri ile ilgili değerli araştırmalara imzasını atmış- tır ve bu çalışmalarını kesintisiz sürdürmektedir. Murat okulu bitirdikten sonra, araştırma görevli- si olarak Bursa'ya gitmişti. Orada yaptığı bilimsel çalışmaların yani sıra, bir de "müzisyen yönünün" ortaya çıktığını duymuştum. Oradaki bazı arkadaş- lanyla kurduklan ve "Işığın Yansıması" adını verdik- leri gruplarıyla konsertere katılıyorlardı. Fakat bir türlü fırsat yaratıp, Işığın Yansıması'nı dinleyeme- dim. Daha sonra Murat yuvaya, yani mezun olduğu fa- külteye döndü. Ve beste çalışmalarının sürdüğünü bilmeme karşın, uzunca bir dönem dinleme olana- ğını bulamadım. Derken "BirÇiçek Yılı Sonra" baş- lıklı ilk kaset ve CD'sini çıkardı. Müthiş keyifti bir mü- zik şöleni oldu bu kaset. Zaten o dönemdeki birya- zımda da değinmiştim, yakın ve uzak çevremizde beğenmeyen olmadı. Fakat nedendir bilinmez, um- duğumuz kadar ses getirmedi. Bu arada Bursa'da "Işığın Yansıması" grubunda birlikte müzik yaptıkları Murat Durmaz ve Barlas Çevikuş Istanbul'ayerleşmişlerdi. Böylece, Işığın Yansıması, yeniden görülmeye başlandı. Birkaç cafe-bar'da sahneye çıktılar. Ama geç saatlerde sahne aldıkları için, bir türlü denk getirip gideme- dim. Ve nihayet geçen günlerde, gene Murat Özyük- sel'in bestelerinden oluşan kasetleri, "Birdenbire", dinleyicilerin "huzurlarına" çıktı. Murat, bir Afşar Timuçin tutkunudur. ilk kase- tinde olduğu gibi, bu kaset-CD'deki bestelerin ço- ğunluğu Afşar'ın şiirleri. Bunun yani sıra Cahit Kü- lebi, Orhan Veli, Özcan Yurdalan, Nâzım Hikmet ve Nihal Özyüksel in şiirleri de var. Yapımcılığı ge- ne "Kalan Müzik" üstlenmiş. Umarım Murat'ın bu kaseti, ilk kasetinın kaderi- ni paylaşmaz ve umut ettiğimiz ölçüde ses getirir, dinleyici bulur. Bu kez düzenlemelere Serdar Yal- çın'ın da önemli katkısı olmuş. Aynca tüm şarkılar- da klavyeli çalgılan gene Serdar Yalçın çalıyor. Bu işin tekniğinden pek anlamamama karşın, ka- seti dinlediğimde ilk kasetten çok daha farklı şey- ler duydum. "Haklısınız hocam" dedi Murat ve bir sürü anlamadığım teknik özellik sıraladı. Besteler- de de birtakım farklı teknikler kullanmış. (Tabii on- ları da anlamadım). Fakat anlasam da, anlamasam da çok sevdim. Aslında şiirseçimi defevkalade olmuş. Nâzım'ın "Anlamak Sevgilim"\, Külebi'nin "Hikâye"s\, Orhan Veli'nin "Birdenbire"si ve "Gün Olur"u, Afşar'ın şi- irleri ve ille de, "Bir Serüvenin Tanımı". Şöyle noktalıyor şiirini Afşar: "Evet ben tek ba- şımaydım I Onlarsa çok yalnızdılar..." Gençlerimiz yaralarını sarıyor artık... ACI KAYBEVIIZ Cemiyetimiz üyesi. Burhan Felek Basın Hızmet Ödülf \c Basın Şeref K.anı sahibi. değerli arkada^ımız. Dr. TARIK ÖZERENGİN 10 Haziran 1997 Salı günü vefat etmıştir. Vefatı camiamızda büyük üzüntü yaratan Özerengin'in cenazesi 13 Haziran 199 17 günü Cuma namazmı müteakıben Teş\ikiye Camiı'nden alınarak Zıncirlıkuyii Mezarfıgı'nda toprağa \erilecektir. Tank Özerengın'e Tanrı'dan mağfıret. kederlı aılesine ve üyelerimıze başsağlığı dtleriz. TÜRKtYE GAZETECİLER CEMtYETt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle