Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23ARALIK1997SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Ömer Madra, 'Açık Gazete'yi küresel ve kozmik bir bakış açısıyla sunduklannı belirtiyor
4
Türldye'de haber taldbi zayıf
MJRPAN CİHANŞÜMUL
Ömer Madra. çağdaş yayıncıhk ve
yayın kalitesinin devamlılığı nedeniyle
Açık Radyo'da yayımlanan "Açık Ga-
zete''' programıyla '1997 Sedat Simavi
Vakfi Radyo ÖdühV'nü aldı. "Açık Ga-
zete'' programı 94.9 Açık Radyo'da iki
yıldan bu yana hafta içi her gün düzen-
İi olarak yayımlanıyor. Programı, Ömer
Madra, Murat Lu. Füsun Aymergen, İş-
tar Özaydın, Engin Akın. Sakine Ser-
min Katnbur hazırlayıp sunuyor.
- Açık Radyo kurulan üzerinden 2 yıl
geçti. Açık Radyo, bu süre içinde nere-
den nereye geldi?
ÖMER MADRA - Aslında Açık
Radyo ile Açık Gazete'yi birbirinden
ayırmak mütnkün değil. Açık Gazete,
Açık Radyo'nun mikrokozmosu. Açık
Radyo'nun birçok özelligini bir arada
tutan bir program. ıki yıl içinde dinle-
yici sayısı açısındanbirşeylersöyleye-
bilirim. Yönelim araştırma grubunun, 7
bin 500 kişiyle yüz yüze yaptığı araş-
tırmaya göre yüzde 5'lik bir dinlenme
oranı çıktı. Bu çok yüksek sayılır mı, sa-
yılmaz mı tartışılır ama.. bizim için fe-
na değil. Bu araştırmayla birlikte bazı
özellikler de ortaya çıktı. Örneğin din-
leyicilerimizin yüzde 4O'ı üniversite
mezunu ve üstü. Bunun içinde okumuş
yazmış diyebileceğim kesimin oranı ise
yüzde 90.
Ancak bu Açık Radyo'nun entel ol-
duğu sonucunu doğurmuyor. entelek-
tüel derseniz evet. Bu da Açık Rad-
yo'nun baştan bu yana düşündüğümüz
merakh gözlerle bakabilme amacına
uygun bır şekilde geliştiğini gösteriyor.
Araştırma sonuçlan çok iyi. Istanbul
Üniversitesi lletişim Fakültesi'nin yap-
tığı araştırmalardan birinde en azından
lstanbul'daki radyolar içinde dinleyici-
si kemikleşmiş bir radyo. Bu iki sonu-
cu birleştirince bayağı bir mesafe aldı-
ğımız söylenebilir. 'Bu radyo tuttu mu
tutmadı mı' konusunun ötesinde tartış-
mak gerekli,
Türkiye'de medya içinde bir kültür
kulübü olmaya yönelik sivil haklan ve
sivil vatandaş kavramını aklında tutan
programcılarla birlikteyiz, ama bu ka-
dannı beklemiyorduk. İyi bir radyo ol-
ma\ı hep istemiştik. Örneğin çıkış ma-
nifestosu diyebileceğim bir metinde bi-
'EnteDektüel' Açık Radyo'nun 'Açık Gazete'sinin program yapuncısı Ömer Madra. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK)
Oedat Simavi Vakfı Radyo Ödülü'nü 'Açık Gazete' programıyla alan Ömer Madra'ya göre
'Açık Gazete', Açık Radyo'nun mikrokozmosu. Dinleyicisi kemikleşmiş Açık Radyo'nun birçok
özelligini bir arada tutan 'Açık Gazete' hiçbir şeyin rastlantıya bırakılmadığı, ciddi araştırmalann
yapıldığı bir program. Madra, en önemli özelliklerden birinin haber sıralaması olduğunu
belirterek "O gün insanhk için önemli olan bir şeyi ön plana alıp işlemeye çalışıyoruz.
Dolayısıyla küresel hatta kozmik diyebileceğim bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz" diyor.
raz iddialı olarak "dünyanınen i>i vehe-
yecan \wici mecralanndan biri ounayı"
hedeflediğimizi söylemiştik. Olağanüs-
tü yakınlıkta dinleyici ilişkisi kuruldu.
Programlarda dinleyici telefonlanna
yer vermiyoruz ama, herhangi bir hata
yapmayagörün.. hemen telefonla tepe-
nize biniveriyorlar. Bu da arzuladığı-
mız bir şey, çünkü böyle olduğunda ha-
ta yapmamaya yöneliyorsunuz. Aynca
bu iki yıl içinde hem metaforik hem de
gerçek anlamda gezgin zihniyetli prog-
ramlarda artış oldu. Aynca caz ve kla-
sik Batı müziği konulannda düzenli
programlara yer veriyoruz. Bir de dü-
zenli ve yavaş yavaş büyüyen bir arşi-
vimizin yanı sıra programcılanmız da
kendi ügileri doğrultusundakı müzik ar-
şivlerini bizimle ve dinleyici ile payla-
şıyorlar.
- Açık Gazete programı nasıi oluştu?
MADRA - Üzerinde çok çalışılan bir
program, gerçek anlamda birekip çalış-
ması. Çok sayıda insanın ortak çalış-
masmın sonucu bugüne dek devam et-
ti. Radyo kurma planlannm en başından
beri akhmda böyle birfikir vardı. Prog-
ramm, diğer radyolarda gerçekleştiri-
len benzer programlann formatında a-
ma birçok açıdan da farklı bir program
olmasını istedik. Hiçbir şeyin rastlantı-
ya bırakilmadıği, ciddi araştırmalann
yapıldığı bir program.. mesela günler
öncesinden ne\er çalacağımzi biliyor-
sunuz. Rasgele müzik seçmek kolay de-
ğil. Düzenli çahşırsanız daha iyi sonuç-
iGarmes'da acımasızca eleştirilen Wim Wenders'in son fîlmirtin göşterime girmesi süresiz ertelendi
Şiddet kavramını tartışmaya açıyorKültür Servisi - 'Berlin Uzerin-
de Gökyüzü'nde uçuşan melekle-
re sormalı belki de ne düşündük-
lenni; çünkü sevgili dostlan Wîm
Wenders bugünlerde zor durum-
da. Wenders'in Cannes Film Fes-
tivali'nde acımasızca eleştirilen
son çalışması 'The End of Vtoten-
ce'm göşterime girmesi süresiz
olarak ertelendi. Filmın kesintiye
uğramış ve ikinci bir montajdan
geçirilmiş yeni versiyonunun
1998'in Şubat ayında izleyiciye
ulaşacağı söylense de henüz bu
haberin kesinleştiğini gösteren
herhangi bir kaynak yok. Zaten
son yıllarda bir türlü sinema çev-
relerinden istediği tepkiyi alama-
yan \Venders, bir zamanlar kendi-
sıni Avrupa sinemasının 'guru'su
yapan entelektüeller tarafından
yerden yere vurulmaya devam
ediyor.
Lntill the End of the VVbrld"
adlı füminden sonra megaloman-
lıkla. 'Usbon Story'den sonra ise
gereksiz bir minimalizmîe suçla-
narak hedef adam olmaya başla-
yan Wenders, MichelangetoAnto-
nioni ile birlikte çektikleri 'Par
Deia Les Nuages'le ilgilı saldın-
lann da tek odağı haline gelmiş-
• Wenders'in Cannes Film
Festivali'nde acımasızca
eleştirilen son çalışması
'The End of Violence'ın
kesintiye uğramış yeni
versiyonunun izleyiciye ne
zaman ulaşacağı
bilinmiyor. Başrolünü Bill
Pullman'ın üstîendiği film
şiddet fılmleri çeken bir
yönetmenin öyküsünü
anlatırken, sinema, para ve
kan üçlemesine değişik bir
bakış getiriyor.
ti. Herkes, 70'li ve 80'li yıHar ara-
smdaki dönemde özel bir izleyici
kıtlesi için efsaneye dönüşen, 'Pa-
ris, Tesas'ın bu modern şairinin
bir kriz dönemi geçirmekte oldu-
ğunu söyleyip duruyordu. Oysa
52 yaşmdaki yönetmen, sadece
yeni sinema dillen deniyor ve
çeyrek yüzyıllık kariyerini riske
atmaktan korkmuyordu.
Parma'da 31 Aralık'adek süre-
cek olan Wim Wenders filmleri
toplu gösterimiyle, ttalyan sine-
maseverler ünlü yönetmenin si-
nemasının dinamiklerini tanıma
olanağına sahip. Film gösterimle-
rinin yanı sıra yine Wenders'in
çektiği 200 fotoğraftan oluşan ve
geçen ekim ayında Alman Kültür
Merkezi'nin katkılanyla lstan-
bullulann da ziyaretine açılmış
olan bir sergi de şu günlerde Ital-
yanlan ağırlıyor. Avusturya çölle-
rinde ya da yönetmenin son film-
lerinin setlerinde çekilmiş olan bu
fotoğraflar, gerçek bir Wenders
antolojisi oluşturuyorlar.
Çokyönlü sanatçının fotoğraf-
çı kimliği, sinemasının daha iyi
anlaşılabilmesi için de bir anahtar
oluşturuyor. Dikkatlice bakıldı-
ğında, her fotoğrafın yeni bir
Wenders fılmi için kaynak olabi-
leceği hissediliyor. Fotoğraflann-
da da mutlak ve statik imajlardan
çok, hareketlilik söz konusu.
Kendisiyle yapılan her söyle-
şide yönetmen olmasaydı mutla-
ka ressam olacağını tekrarlayan
Wenders'in favori sanatçısı ise
Vermeer. "Sinemayapan biriiçin
bir tek Vermeer vardır" diyor
Wenders."Valnızca onun tabtota-
n her an hareketedecekkrmiş gi-
bi bir duygu uyandınrlar insan-
da".
Söylentilere göre Parma'da sü-
regelen bu sergi ve toplu göste-
rimlerin ardından Wenders'in ye-
ni filmi de izleyiciyle buluşacak.
Başrolünü Bfl! Pullman'ın üstlen-
dıği 'TheEndofVıolence', şiddet
fılmleri çeken bir yönetmenin öy-
küsünü anlatıyor. Los Angeles'da
geçen film, 9O'lı yıllara damgası-
nı vuran sinema, para ve kan üç-
lemesine değişik bir bakış niteli-
ğinde. Wenders, özellikle şiddet
kavramını ahlakçı bir yaklaşımla
tartışmaya açıyor, şiddet biçemle-
rini sorguluyor. Wenders'a göre
şiddet, OHver Stone sınemasında
sosyolojik. Martin Scorsese sine-
masında soğuk ve antropolojik,
Quentin Tarantino sınemasında
ise ironik bir boyuta sahip.
Peki şiddet iyi ya da kötü ola-
bilir mi? Bu sorunun yanıtını ver-
miyor Wenders. Bu sorunun ya-
nıtı. yönetmenin son filminin sı-
nırlannı oluşturuyor. Wenders,
yeni şeyler denemekten, yanlış
yapmaktan ve riske girmekten
korkmadığı için bu kez de izleyi-
ciye ve tüm eleştirilere karşı dim-
dik avakta. Gerisi ise anlayana ve
sinemanın ruhuna kalmış.
Uluslararası filmler yapmak için prodüksiyon merkezi kurdular
Ingiliz dktörlerHoUywood9
a karşıKültür Servisi-lngiltere'nin tanın-
rruşbazi aktörleri, Hollyvvood stüdyo-
lannın tarihsel hâkimiyetine karşı 100
milyon dolara mal olan bir prodüksi-
yon merkezi kurdular. Bu proje, Ingil-
tere'nin dışında bulunan bazı zengin
film şirketlen tarafından da destekle-
niyor. 'Britpack' yıldızlan olarak anı-
lan Ewan McGregor,Jude Law ve Se-
an Pertwee, kendi ülkelerinde ulusla-
rarası nitelikte filmler yapmayı kafa-
lanna koydular.
Bu aktörler, Natural Nylon adını
verdikleri şirketlerinde geçen hafta
yaptıklan açıklamada, 1919'daChar-
lie Chaplin, Mary Pickford, Douglas
Fairbanks ve D. W. GrhTrth tarafından
kurulan film şirketinden ilham aldık-
lannı belırtiyorlar. Sadie Frost ve
Johnny Lee Miller'm da dahil olduğu
şırket yöneticileri tıpkı onlar gibi, di-
ğer şirketler tarafından kiralanmak-
tansa, kendi özgür iradeleriyle çalış-
mak istediklerini \Tirguluyorlar.
1981'de MGM tarafından kurulan
United Artist'ten farklı olarak Brit-
pack'ler, tngiltere'yi film prodüktör-
len için merkez yapmayı ve Holly-
wood hâkimiyetine son vererek top-
lu göç yapılmasını amaçlıyorlar.
Aktör Jon Pertwee'nin oğlu olan
Sean Pertwee da şirketin dostluklar
üzerine dayandığını söylüyor. Pert-
wee, aynca böyle bk işin kendilerine
muazzam bir kararlılık duygusu ver-
diğini ve bu projenin gerçekkşmesi
konusunda kendilerine son derece gü-
vendiklerini söylüyor.
Bradley Adams ve Damon
Bryant'ın dışında şirkete ortak olan
tüm aktörler eşit paya sahip. Natural
Nylon yetkilileri, geçen günlerde
yaptıklan açıklamada, senaryosumı
Ingiliz senaristlerin yazdığı ve çekim-
lerinin Ingiltere'de yapılması planla-
nan 10 film için 100 milyon dolar des-
tek aldıklannı da ifade ettiler. Bu
fllmler için Sony Picrures, Polygram
Film şirketi, Trademark ve Allien-
ce'la da anlaşma yapılarak parasal
destek sağlandı.
'Trainspotting', 'WiWe and Rege-
neration' gibi filmlerin uluslararası
başarı kazanmalannın ardından,
McGregor ve arkadaşlan Hollyvvo-
od'a damgalannı vurabileceklerini
kanıtlamış oldular. The Bridge film
şirketinin sahibi ve Natural Nylon'ın
fınansmanına yardımcı olan Kevin
Loader, fısıltılann gerçek olduğunu
ve Ingiliz filmcilerin piyasayı canlan-
dıracağını belirtiyor.
Sanatçılar, Hollyvvood ile bu proje-
den önce yaptıklan anlaşmalan ta-
mamlayacaklar fakat kendi şirketle-
rinde ve kendi ülkelerinde kamera
karşısma geçmeleri için daha çok za-
mana ihtiyaçlan olduğunun da far-
kındalar.
Natural Nylon'ın projelerinden bi-
rini, 18. yüzyılda Hellfire Club'da
sarhoşluklan ve aşın cinsel eğilimle-
ri nedeniyle dile düşmüş aristokrat
bir toplumun yaşayışı oluşturuyor.
Şirketin diğer bir prpjesi ise McGre-
gor tarafından gelecek yıl çekilmesi
tasarlanan ve James Joyce'un eşi No-
ra Barnacle'ın yaşamınm anlatıldığı
bir film.
Şirket aynca Beaties'ın menajeri
olan, homoseksüelliği ve intihanyla
büyük sansasyon yaratan Brian Eps-
tein'ın da yasamını filmleştiımeyi
düşünüyor. Natural Nylon'un yöneticilerinden Sadie Frost
lar elde edersiniz. Açık Gazete'nin,
Açık Radyo'daki merkez programlar-
dan biri olmasını hem de insanlann en
çok yolda olduklan saatlerde dinleyebi-
leceği iyi bir program olmasını hedef-
ledik.
- Açık Gazete'nin benzer program-
lardan ayrüan ozeüiği nedir?
MADRA-Bana sorarsanız en önem-
li özelliklerinden biri haber sıralaması.
Türkiye biraz içe kapalt. Dünya haber-
leri ayn bir bölüm olarak veriliyor. Ga-
zetelerde ya da televizyonlarda yer alan
haber programlannda Türkiye'de Sü-
leyman Demirel'den muhalefete, maga-
zin haberlerine kadar her şeyi tartıştık-
tan sonra dünyada küresel ısınma konu-
sunda gerçekleştirilenbir konferans ha-
berini kısaca geçiyorlar, bazen bu bile
olmuyoT. Biz bunu yapmamaya gayret
ediyoruz. O gün insanhk için önemli
olan bir şeyi ön plana alıp işlemeye ça-
lıştığımız bir program.
Dolayısıyla küresel hatta kozmik di-
yebileceğim bir bakış açısıyla yaklaşı-
yoruz. Türkiye'de Susurluk rezaleti,
deprem, seçim gibi önemli bir şey çıkar-
sa o birinci haber olarak tırnak içinde-
ki manşetimizin konusu olabiliyor. O-
nun dışında Türkiye biraz ağırlıklı ol-
mak üzere tüm dünya haberlerine yer
vermeye çalışıyoruz. Sürekli haber ta-
kibi yapmaya çalışıyonız. Türkiye'de
haber takibi olayının zayıf olduğunu dü-
şünüyorum.
örneğin birdenbire birinci sayfalarda
göklere çıkanlarak anlatılan bir haber
bir anda ertesi gün başka bir şeye yeri-
ni bırakıyor. Bir daha o konu hakkmda
ne olduğunu öğrenemiyorsunuz. Bu,
beni çok rahatsız ediyor.
- Programı hazıriarken hangi kaynak-
lardan yararlanryorsunuz?
MADRA - Yalnızca Türkiye'deki ga-
zetelerle sınırh kalmıyoruz. Dünyada-
ki önemli bazı gazeteleri Washington
Postve New YorkTimes'ı içeren Herald
Tribune'u yakmdan takip ediyoruz. Va-
kit oldukça da Le Monde, Liberation
gibi Fransız basmınm saygın ve nispe-
ten ciddi gazetelerini izlemeye çalışı-
yoruz. Bunun dışında yabancı dergile-
ri de takip edebiliyoruz.
Aynca Türk basımnı da takip ediyo-
ruz. Bunun dışında merak konusu ola-
bilecek şeyleri ön plana çıkanp, biraz da
ironik bir dille sunuyoruz.
Bilgi edinme hakkını eli-
mizden geldiğince savun-
maya çahşıyoruz. Açık
Radyo'nun "Kâinaön tüm
seslerine açık" diye giden
temel sloganının bir uzan-
tısı olarak evrensel bir ba-
kış açısı yakalamaya çalışı-
yoruz. Elimizden geldiğin-
ce de çevre, eğitim, bilim
ve kültür konulanna da ge-
niş yer ayınyoruz.
- Programda yer alan di-
ğer bölümler hakkında bi-
raz bilgi verir misiniz?
MADRA - Program, bir
araya geldiğinde bütünü
oluşturan parçalardan mey-
dana geliyor. Ana pTogra-
mın içinde tştar Gözay-
dın'ın sunduğu hukuk so-
runlan üzerinde durduğu
"Haklanmtz", Engin
Akın'ın sunduğu Türk ve
dünya mutfaklan üzerine
konuştuğu 'Tat Muhabbet-
teri", Sakine Sermin Kam-
bur'un Osmanlı Türk mu-
sikisinin önde gelen beste-
ci, icracı ya da teorisyenle-
rinin yaşamlan ve yapıtla-
n hakkında bilgiler vardiği
"Baki Kalan" isimli bö-
lümler var.
PTOgTamın önemli bir
bölümünü konuklar oluştu-
ruyor. Haftada en az iki
kez, günün konulanna uy-
gun olarak ulusal ya da
uluslararası kişilerle soh-
betler gerçekleştiriyonız.
Bugüne dek canlı yayına
konuk ettiğimiz 200 kişi
arasmda ünlü reklamcı OB-
vieroToscani, rock müzığin
efsanevi bestecisi Mike
Stoller, eski Atom Enerji
Komisyonu Başkanı Ah-
met Yüksd Özemre, dün-
yaca ünlü atom fizikçisi
Ha>Tettin Kıhç, Türkiye Bi-
lişim Vakfı Başkanı Faruk
Eczacıbaşı da yer ahyor.
- Genel olarak ödüDere
bakış açınız nedir?
MADRA - Ödül kavra-
mını ayn bir tarnşma konu-
su yapmak gerekli. Ödül
kavramının çoğunlukla
yozlaştınlmış bir şekilde
kullanıldığını ve kavram
olarak içeriğinin boşaltıldı-
ğını düşünüyorum. Ama
Türkiye Gazeteciler Cemi-
yeti ve Sedat Simavi Vak-
fı'nın düzenlediği ödülün
en az eskitilmiş olanı oldu-
ğuna inanıyorum. Türki-
ye'de saygmhğım, inandı-
ncılığını hâlâ konımakta
olan ender ödüllerden biri.
En azından burada verilen
ödüllerin üzerinde ciddi bir
araştırma yapıldığına, uz-
man denebilecek bır kadro
tarafından incelendiğine
hâlâ inanabildiğimiz bir
ödül.
Gjoria Estefan, Papa için şarkı
söylemiyor
• Kültür Servisi - Küba doğumlu ses sanatçısı
Gloria Estefan, Papa'nın Küba ziyareti
sırasında kendisi için bir konser vermesi
teklifmi geri çevirdi. Sanatçı aduıa açıklama
yapan eşi Emilio Estefan, Küba'da Castro
rejimi sürdükçe bu ülkede kesinlikle konser
vermeyeceklerini, ancak her şeye karşın
Papa'nın Küba ziyaretini desteklediklerini belirtti.
Küba Papa'nın bugüne kadar ziyaret etmediği
Roma Katolik Kilisesi'ne bağlı tek Latin Amerika
ülkesi.
Oscar'ı Bill Crystall sunacak
• Kültür Servisi - 70. Oscar Ödül Töreni'nı ünlü
komedyen Billy Crystall sunacak. Oscar Komitesi
yetkilileri altıncı kez ödülleri açıklayacak olan
Crystall'm seçilmesinde izleyicinin kendisini çok
sevmesinin etkili olduğunu belirtiyorlar.
Hollywood'un en önemli etkinligi olan Oscar Ödül
Töreni dünyada en çok kişi tarafından izlenen
program.
Nihal Çakmak'ın resim sergisi
• Kültür Servisi-
Gazi Eğitim
Enstitüsü Resim
Bölümü'nden
mezun olan
Çakmak, yağlıboya
teknikle
oluşturduğu
yapıtlannda
fıgüratif konulan
ışliyor. Bugüne dek
birçok karma
sergiye katılan
sanatçımn ikinci
kişisel sergisi bugün
saat 18.00'de lzmir Başak Sigorta Sanat
Galerisi'nde açılıyor. Sergi 10 Ocak tarihine dek
sürecek. (0 232 483 20 50)
CRR'de Köçekçetef
• Kültür Servisi - Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda 'Geleneksel Müzik' etkinlikleri
kapsammda 30 Aralık Salı günü saat 19.30'da
'Köçekçeler' konseri yeralıyor. 'Köçekçeler',
geçen yüzyılın sonuna kadar saray, konak ve halk
eğlencelerinde erkek veya kadın meclislerinde
yerine göre köçek ya da çengilerin oynaması için
tertip edilmiş bir oyun müzigi formu. Genellikle
halk müziği beste formlanna yakın sözlü veya
sözsüz müzik parçalanndan oluşuyor.
Köçekçe icralannda kullanılan çalgılar
zamanla değişerek çeşitlilik gösteriyor.
Ut, kanun, tanbur, rebab, mıskal gibi çalgılann
yanmda, kaba zurna, nakkare, daıre ve çeşitli
ziller kullanılırken daha sonralan lavta,
kemençe, def ağırlıklı kaba saz takımlanyla çalınır
olmuştuı. Musikimizin bu beste formunun da
kendine özgü oyun ve icra tekniği ile ara
nağmelerini merak eden ya da tazelemek
isteyenler için.
Stıeppard'tan yeni yıl konseri
• Kültör Servisi - •
tngiliz soprano Kerrie
Sheppard, piyanist
Bruce O'Neal
eşliğinde bir yılbaşı
konseri vermek üzere
British Council'in
davetlisi olarak
ülkemize geliyor.
Dünyanın belli başlı
birçok orkestra ve
operasıyla çalışmış
olan Keme Sheppard,
Guildhall Müzik ve Tiyatro Okulu'nda
Johanna Peters'la ve Londra'da National Opera
Studio'da eğitim gördü. 1995 yılında Kathleen
Ferrier Yanşması'nda DECCA Ödülü ve Jean
Shanks/Richard Lewis Ödülü başta olmak üzere
birçok ödül kazandı. Sheppard'ın
çok kapsamlı konser ve oratoryo repertuvannda
Bach'ın 'St. Matthew Passion' ve 'Magnificat',
Handel'm 'Messiah', Vivaldi'nin
'Gloria' ve 'O Qui Coeli', Mozart'm 'Coronation
Mass' ve 'Exultate Jubiliate', Rossini'nin 'Stabat
Mater', Faure'nin 'Requiem', Ravelin
'Sheherazade', Poulenc'in 'Gloria', Villa-
Lobos'un 'Bachianas Brasilieras no: 5", OrfT'un
'Carmina Burana', Barber'in 'Knoxville Summer'
ve Tippett'in 'A Child of Our Time'ı yer alıyor.
Sanatçı, 28 Aralık tarihinde saat 20.30'da Ankara
Hilton Oteli'nde bir konser verecek.
(0 312 427 08 55)
Ankara'ya yeni CSO binası
• Kültür Servisi - Atatürk Kültür Merkezi
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser
Salonu ve Koro Çalışma Binalan inşaatının
temeli, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve
Kültür Bakanı lstemihan Talay'ın
katıldığı bir törenle atıldı. Konser salonu.
157 bin metrekarelik arazi üzerine inşa edilecek.
Projenin; koro çalışma binası. konser
salonu bölümü, sanatçı çalışma binası
ve garaj olmak üzere 4 bloklan oluştuğu
belirtildi.
Prodüktör Davun Steel öldü
• CNİCAGO(AA)- Hollywood'un ilk kadın
prodüktörü olarak bilinen Dawn Steel, beynindeki
tümör nedeniyle 51 yaşında yasamını yitirdi. Dawn
Steel, Colombia Stüdyolan'nı yönettiği yıllarda,
'Top Gun', 'Öldüren Cazibe'. 'Bak Şu Konuşana'
gibi önemli fılmleri yaptırmıştı. Daha sonra kendi
fırmasını kurarak 'City of Angels', 'Fallen' isimli
fılmlerle Hollyvvood sinema dünyasına imzasını
atmıştı.
Ayşe Erkmen'in söyleşisi
Maçka Sanat Galerisi'nde
• Kültür Servisi-Ayşe Erkmen, yann saat 17.30'da
Maçka Sanat Galerisi'nde 'Son Uç Yılın
Çalışmalan' konulu dialı söyleşi
gerçekleştirecek.(240 80 23)
BUGÜN
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30"da Dvorak 'Sen-
foni no: 8 & Serenade, Op. 44' ve Beethoven 'Octet,
Op. 03' lazer diskten konser izlenebilir.
• GÖÇERLER Fotoğraf Kulübü nde saat 19.30'da
'1997 Fotoğraf Değerlendirmesi' bashklı etkinlik
yer alıyor.
• BORUSAN Kültür ve Sanat Merkezi'ndc saat
15.00'te 'Blues Masters' lazer diskten izlenebilir.