Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 1997 PERŞEMBE
4 HABERLER
Toplumsal
değişim
dinamikleri
• tstanbul Haber Servisi
- Pazarlama ve Kamuoyu
Araştırmacılan Derneği
tarafından dün Divan
Oteli'nde "Toplumsal
Değişim Dinamikleri"
konulu bir eğitim
semmeri düzenlendi.
Toplantıda konuşan Prof.
Dr. Emre Kongar,
Türkıye'de nüfusun en
zengin yüzde 20'lik
kısrmnın gelir
dağıhmından yüzde 60,
en fakir yüzde 20'lik
kısmının ise gelir
dağılımından yüzde 3 pay
aldığını söyledi.
Kadir İnanır
Rash TV'de
• İstanbul Haber Servisi
<• Türk sinemasının ünlü
ismi Kadir İnanır. Flash
TV'de haftantn 5 günü
"Ana Haber Bülteni"ni
sunacak. Flash TV
yöneticileri ile Kadir
İnanır, Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti
Lokali'nde dün bir basın
toplantısı düzenlediler.
İnanır, basın
toplantısında ne kadar
önemli bir sorumluluğun
içine girdiğinin
bilincinde olduğunu
belirterek 'Ben bir kavga
adamıyım,
başaramayacağım bir işin
içine girmem' dedı.
Başesgioğlu'na
Süryani SOPUSU
• ANKARA (AA) - CHF
Istanbul Milletvekili
Ercan Karakaş, basında
son günlerde çıkan
Mardın Süryani
Manastın'ndadin
cğitiminin
yasaklandığına ılişkin
haberlerin doğru olup
olmadığını sordu. CHP'li
Karakaş, tçışlen Bakanı
Murat Başesgioğlu'nun
yanıtlaması istemıyle
TBMM Başkanlığı'na
sundugu soru
önergesinde, söz konusu
haber doğruysa, Mardin
Valisi'nin bu yasaklama
karanm hangı yasaya
dayanarak aldığını sordu.
Kaçak Iraklılar
yakalandı
• Haber Merkezi -
Şırnak'ın Uludere
ilçesinde, Türkiye'ye
kaçak yollarla girmek
isteyen 2 kişi, biri
Kalaşnikof 8 silah ve çok
sayıda mermiyle
yakalandı. Gözaltma
alınan Irakiılann.
PKK'yle bağlantılannın
olup. olmadığının
araştınldığı, sanıklann
sorgulannın
tamamlanmasından sonra
Diyarbakır DGM'ye
gönderileceği bildirildi.
Aynca Uludere'nin
Yemişli-Yeşi lkaynak
köyleri arasındaki
sınırdan Türkiye'ye
kaçak olarak giren 7
kişılik Irak uyruklu bir
aile ile Çanakkale'de
kaçak olarak Türkiye'ye
giren ve Yunanistan'a
gitmek isteyen 28 Iraklı
yakalandı.
Meclis'e
4 otobiis
• ANKARA (UBA)-
Son bir yılda bazen
günde 3-4 kişinin işe
başladığı TBMM toplam
5 bin 369 personeli ile
bugün dev KİT'leri dahi
sollarken araç sıkıntısı
çekmeye başladı.
TBMM'nin 1998 Mali
Yılı Bütçe Tasansı'ndan
derlenen bilgiye göre şu
anda 29 otobüs ve 23
minibüse sahip olan
TBMM, 1998yıhnda
personel servis
hizmetlerinde
kullanılmak üzere 36
kişılik 4 otobüs ve günlük
ulaşım hizmetlerinde
kullanılmak üzere de 4
minibüs alacak.
THK'ye bilgi
sistem projesi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Hava
Kuvvetleri'nde bütün
hizmetlerin bilgisayar
destekli olmasını öngören
"Hava Kuvvetleri Bilgi
Sistem Projesi", Hava
Elektronik Sanayi AŞ
(HAVELSAN) tarafından
gerçekleştirilecek.
Türkiye, 12 Aralık'taki genişleme toplantısından önce son dakika pazarlıklannı sürdürüyor
Lüksemburg^da AB buhışması
I.AI.F SARÜBRAHİMOĞLU
LÜKSEMBURG-Avrupa Bir-
liği'nin (AB) genişleme karan
alacağı 12 Aralık Lüksemburg
Zirvesi öncesınde bir araya gelen
Türkiye ile Dönem Başkanı Lük-
semburg "un başbakanı ve dışişle-
ri bakanlan; tarihi Zeningen Şa-
tosu'nda bir araya geldiler.
AB'nin Dönem Başkanı Lük-
semburg Başbakanı Jean Oaude
Juncker, Başbakan Mesut Ydmaz
ile görüşmeden önce Atina'ya gi-
derek Yunanistan Başbakanı Kos-
tas Simitis ile konuştu. Yunanis-
tan'ın AB ile ilişkilerinden so-
rumlu Dışişleri Bakan Yardımcı-
sı YorgpPapandreu Lüksemburg
zirvesinde yalnız kalma ihtimali-
ne karşın Atina'nın elindeki gü-
cü kullanmaktan çekinmeyeceği-
ni söyledi. Papandreu, "Türki-
ye'ye uJuslararası yasalara ve in-
san haklanna diğer AB ülkeieri
gibi uymasını istiyoruz" dedi. Pa-
pandreu'nun bu açıklaması, Yu-
nanistan'ın vetosunu kaldırmava-
cağı şeklinde yorumlandı. Buna
karşın Türkiye ve Dönem Başka-
nı Lüksemburg, Ankara'mn AB
içinde nasıl bir statü kazanacagı-
na ilişkin genişletilmiş formül
üzerinde akşam geç saatlerde gö-
rüşme yaptılar. Türkiye'ye AB
içinde adaylık statüsü verilmesi
için Avrupa başkentlerini dolaşan
Başbakan Mesut Yılmaz, Ingilte-
re'den sonra dün özel uçağı ile
Lüksemburg'a geldi. Dışişleri
Bakanı İsmail Cem de Alman po-
lislerin eskorrunda Bonn'dan
Lüksemburg'a geldi.
Mesut Yılmaz, Lüksemburg
Başbakanı Jean-Claude Juncker
ile Cem de Lüksemburglu mes-
lektaşı Jaqnes Poos dün akşam
Zeningen şatosunda genişletilmiş
formül üzerinde görüşme yaptı-
lar.
Juncker'in, Atina'dan "troika "
önerisiyle geldiği belirtildı. Bu-
na göre AB'nin bir önceki, şim-
diki ve bir sonraki dönem başkan-
lannı içeren troika doğrudan Tür-
kiye ile ilişkilerden sorumlu ola-
cak. Türkiye'nin insan haklan.
Kıbns ve Türk- Yunan konusun-
daki girişimlerini AB Bakanlar
Konseyi'ne rapor edecek. Diğer
bir deyişle Yunanistan Türkiye
için getirilen tam üyelik koşulla-
nnı troikamn izlemesini kabul
edecek. Troika formülü ile AB
üyesi tüm ülkelerin oybirliğini ge-
rektiren platformda Türkiye ile
ilişkilertartışılmayacak. Böylece
Yunanistan ve Almanya'nın, Tür-
kiye'nin tam üyeliğine yönelik
vetolanna karşı troika tampon gö-
revi yapacak. Ancak Türkiye'nin
böyle bir formüle sıcak bakmadı-
ğı belirtiliyor.
AB'yi genişletilmiş formulü
içinde Türkiye'yi tatmin etmek
amacıyla şu ifadeleri de zirve bil-
dirisinde açıklamayı plandığı be-
lirtililor:
"Türkiye dahil 12 ülkenin tam
üyelik başvurulannın eşjt bicim-
de muamele görecekleri not edi-
hr"
AB bu ifadelerle Türkiye'nin
kendisine yönelik aynmcı bir po-
litika izlediği şikayetini giderme-
yı hedefliyor. Türkiye ve AB ara-
sındaki ılişkilerin geleceği birli-
ğın 12-13 Aralık tarihieri arasın-
da Lüksemburg'ta yapacağı zirve
toplantısında netleşecek. Bu ara-
da Başbakan Yılmaz'ın Türki-
ye'yi 11 tam üye adayı ülke dışın-
da bırakan yemek davetine gitme-
yeceği öğrenildi. Başbakan Me-
sut Yılmaz, bugün Ankara'da ya-
pılacak olan Yüksek Askeri Şu-
ra'ya katılmak üzere Türkiye'ye
dönecek. tktidara geldiklerinden
bu yana Avrupa yollanm aşındı-
ran koalisyon hükümetinin Dışiş-
leri Bakanı Cem, son dönemde
basın aracılığıyla AB'yi "Dinesa-
sına dayah bir birtik mi, yoksa de-
mokratik değeıieri esas alan bir
btrliktelik mi olduğu" konusun-
da uyardı. Cem. dün International
Herald Tribune gazetesinde Istan-
bul mahreçli yayımlanan yazısın-
da "AB fle ortaklık anlaşması ve
GB bulunan bir ülkey i valnızca a-
da>olarakanmaktan birliği alıko-
>-an sebep nedir?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Söteyman De-
mirel, 12 Aralık'ta Lüksem-
burg'ta toplanacak Avrupa Birli-
ği Genişleme Zirvesi öncesinde,
Almanya Cumhurbaşkanı Ro-
man Herzog ile Helmut Kohl,
Fransa Cumhurbaşkanı Jacgues
Chirac ve Italya Cumhurbaşkanı
Luigi Scalfaro'ya birer mektup
göndererek Türkiye'nin AB ge-
nişlemesine ilişkin görüşlerini ve
beklentilerini bildirdi.
Cumhurbaşkanhğı Basın Mer-
kezi'nden yapılan yazılı açık-
lamada, Demirerin Türkiye'nin
1945'ten sonra diğer bazı Avrupa
ülkelerinden çok daha önce tüm
Avrupa kurumlarının üyesi ol-
duğunu ve yanm yüzyıh aşan bir
süre boyunca Avrupa ile paylaş-
tığı ortak değerlerüı müdafaasın-
da bir kale rolü oynadığını, bugün
ise bulunduğu hassas bölgede
banşı korumanın yanı sıra, bu
değerlerin soğuk savaş sonrasın-
da olaşan yeni siyasi coğrafyaya
taşmmasında bir köprü vazifesi
gördüğünü belirtti.
^ ^^^etmek-^«AçıkMikrofon"toplanülanbaşlat-
ü. İçerenköy Başak 2 Düğün Salonu'nda düzenlenen ilk "Açık Mikrofon" toplanüsına kabian CHP Kadin Kollan Genel Başkanı GiüdaJ
Okuducu, kentlerin artık kent olmaktan çıktığını vurguladu Her ay değişik bir ilçede düzenleyecekleri toplanblaria kadınlann sorunlannı
belirlemeye çalışacaklarını kaydeden Okuducu, "Kendi insanımıa dinkrsek sorunlan çözebiliriz" dedl (Fotoğraf: SAADET USLU)
TBMM'deki oylamada 218 güvenoyuna karşılık 246 güvensizlik oyu çıktı
Topçu gensorusu reddedfldi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP ve RP'nm
Karadenız otoyolu ihalesinde
usulsüzlük yapıldığı
gerekçesıyle Bayındırlık ve
tskân Bakanı Yaşar Topçu
hakkındaki güvensizlik önergesi
gereklı olan 276 kabul oyuna
ulaşılamadığı için reddedildi.
CHP'nin katılmadığı oylamada
218 güvenoyuna karşılık 246
güvensizlik oyu çıktı.
Bayındırlık ve Iskân Bakanı
Topçu. "MuhaJefet iddialannın
altinda kalmışûr, ben görevünin
başmdayım" dedi. TBMM
Genel Kurulu'nun dünkü
birleşiminde. Bayındırlık ve
îskân Bakanı Topçu hakkındaki
gensoru önergesinın ardından
verilen güvensizlik önergesi ele
alındı. Başbakan Mesut
Yılmaz'ın yurtdışında olması
nedeniyle katılamadığı
oylamada 466 milletvekili hazır
bulundu. Yapılan açık
oylamada, bırleşimi yöneten
Başkanvekili UluçGürkan,
ıçtüzük gereği yalnızca 244
güvensizlik oyunu açıkladı.
Ancak tutanaklarda kabul
oyunun sayısının 246 olduğu
bildirildi. Gürkan, bir bakanın
düşürülmesi için Meclis üye
tam sayısının salt çoğunluğu
olan 276 oya ulaşılamadığı için
güvensizlik önergesinin
reddedildiğini bildirdi.
Oylamadan sonra gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan Topçu.
politikada böyle sıkıntılar
yaşanabileceğine dikkat çekerek
" Benim amacıra, halka ve
millete hizmet etmektir. Hizmet
ederken kimsc yolsuzluk,
suiistimal yapoğunı görmedi,
bep bunlaria mücadete ettim"
dedi. Muhalefet partilerinin
iddialannın altında kaldığını
savunan Topçu, anayasaya göre
güvenoyu aldığını söyledi.
CHP'nin oylamaya
katılmamasının siyasi açıdan
güvensizlik sayılıp
sayılmayacağı yönündekı bir
soruya ise Topçu, "CHP
oylamaya kanlmama gerekçesini
açıkladı. CHP, hükümet ve
bakan krizi çıkarmak istemediği
için tarafsız kalacağını söyledi''
karşılığını verdi. RP Grup
Başkanvekili Salih Kapusuz ise
Topçu'nun ıstifa etmesi
gerektiğini savunarak "Bu
aşamadan sonra bakanlık
yapamaz. olsa olsa
müteahhitlerin memuru olarak
görev yapmaya devam eder"
dedı. Oylamada, DSP kökenli
Gökhan Çapoğlu, muhalefetle
birlikte kabul oyu lcullanırken
DSP Bolu Milletvekili Mustafa
Karsboğju'nun, "çekunser"
kalması dikkat çekti. DSP
Milletvekili NecdetTekiıı de
Topçu'nun düşürülmesi
yönünde oy kullanırken RP'den
Hasan Dikici ile DYP'den Ali
L'yar da partilerinin karanna
uymadılar.
Tıp Egitimi
Hekimlerde
işsizlik
tehlikesi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Tabibleri
Birliği'nin (TTB) Türki-
ye'deki tıp eğitimi konusun-
da yaptığı araştırma, karam-
sar bir tablo ortaya koydu.
Önlem alınmaması duru-
munda hekimlerin işsiz ka-
lacaklan uyansında bulu-
nan TTB, üp fakültelerinin
büyük çoğunluğundaki alt-
yapı sorunlan ile öğretim
üyesi açığına dikkat çekti.
TTB Tıp Eğitimi Kolu
Başkanı Prof. Dr. tskender
Sayek ile Dr. Bülent Kıhç ın
yönetiminde, toplam 18
doktor tarafından hazırla-
nan "Mezuniy« Oucesi Tıp
Eğitimi Raporu'"nda, Tür-
kiye'deki tıp eğitimi konu-
sunda çekici bulgulara yer
verildi. Rapora göre 1997
başı itibanyla toplam 41 üp
fakültestnden 32'si öğrenci
almasına karşın 25 'i mezun
verdi; 9'u ise henüz öğren-
ci almadı. 1996 yılında 4
binden fazla öğrencinin
alındığı tıp fakültelerinde
halen 33 bin 456 öğrenci
ögrenim görüyor. Her yıl or-
talama 4-5 bin öğrenci alı-
nırken 4 bin 500 öğrenci
mezun oldu.
Öğretim üyesi başına 6
öğrenci düşerken 32 fakül-
teden yalnızca 7'sinde bü-
tün ana bilim dallannda
profesör ve doçent bulunu-
yor. Raporda, altyapı eksik-
liklerinin yanı sıra öğretim
üyelerinin yüzde 20"sinin
tam zamanlı çalışmaması.
tıp fakültelerinde özel mu-
ayenelerin yaygınlaştınlma-
sı, özendirilmesi, vakıf ve
benzeri kuruluşlarda aynca
muayeneler yapılmasının
tıp eğitimine zarar verdiği
kaydedildi.
TTB, her yıl aynı hızda
mezun verilmesi durumun-
da, gereksinimden fazla he-
kim bulunacağı, bunun da
işsizliğe yol açacağı uyan-
sında bulundu. Tıp eğitimi-
nin, ülkenin tüm sosyal ve
kültürel değerlerinden etki-
lendiği belirtilerek tek başı-
na ele alınmaması gerekti-
ğine işaret edildi.
ŞIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(Şiraksnet.com
Susuriuk ve faili meçhul ci-
nayetleri araştırma komisyon-
larının raportörü, hâkim Ak-
man Akyürek'in de faili meç-
hul bir cinayete kurban gittiği
endişesi yaygın. Iktidar parti-
si ANAP'ın önde gelen bütün
isimleri ciddi bir kuşku içinde.
CHP'liler, RP'liler de kuşku
içinde.
Türkiye'yi yönettiği söyle-
nen herkes bu ölümün altında
bir şeyler arıyor.
Kısa bir akıl yürütmeyle bu
kuşkunun altında yatanları
açığa çıkarabiliriz. Akyürek
neden öldürülmüş olabilir?
Susurtuk ve faili meçhul cina-
yetlerle ilgili bilgi ve belgelere
sahip olduğu için.
Yani devlet içindeki bazı
güçlerin işlediği cinayetler ve
yolsuzlukîara ilişkin çok şey
bildiği için. Susuriuk TBMM
Komisyonu Başkanı Mehmet
Elkatmış, onun için "Bilme-
diği yoktu "diyor.
Akyürek'i kim öldürmüş ola-
Akyürek Öldü mü Öldürüldü mü?
bilir? Sryasetçilerin açıklama-
lanna ve saptamalanna göre
devlet içindeki çeteler. Akyü-
rek'in bir kamyona çarparak
yaşamını yitirmesinden bu ya-
na, Türkiye'yi yönetenlerin ve
siyasetçilerin açıklamalarını
dinlıyorum, ortaya çıkan tab-
lo korkunç. Devlet içinde bazı
güçler, devletin en önemli bel-
gelerine sahip olan kişiyi izli-
yor ve bir kaza süsü vererek
öldürebiliyor.
Siyasiler de bu vahim duru-
mu bize açıklamaya çalışıyor-
lar. Onlann çaresizliklerini din-
lerken "Vay anasını, bu ne
acayip durum" demiyoruz.
Her kuşkulu ölümden sonra,
bunların olabileceğini kabul
edip yerimize oturuyoruz.
İşin acı yanı, bu cinayetlerin
aydınlanacağı konusunda bir
inancımız da yok.
Bu ülkenin Başbakanı'nın
bumunu kırdılar, kimin neden
yaptığını hiçbir resmi kurum
açıklamıyor. Bizler saldırıyı
kendimize göre yorumlaria
çözmeye çalışıyoruz.
•••
Susuriuk kazasının ardın-
dan, çetenin darbe yediğini,
artık kendini toparlayamaya-
cağını düşünenler epeycefaz-
laydı. Ancak giderek bu iyi ni-
yetli düşünceleryerini endişe-
ye terk ediyor. Devletin, için-
deki çeteleri temizlemeyeceği
korkusu giderek toplum için-
de yaygınlık kazanıyor.
Aynı korkunun siyasetçiler
içinde de etkili olduğu görülü-
yor. Kaza haberini duyar duy-
maz, hepsi şüphelerini dile ge-
tiriyorlar. Yani devlet içinde bu
cinayetleri yapabilecek güçte
bir çetenin variığına inanıyor-
lar. llginç birdurumla karşı kar-
şıyayız. Parlamentonun ço-
ğunluğu çetelerden rahatsız
ve durumdan endişeli. Bütün
açıklamalar aynı zamanda bir
çaresizliğin ifadesi.
Parlamentonun, hüküme-
tin üzerine gidemediği ve çö-
zemediği bir çeteyle karşı kar-
şıya olduğu iyice ortada. Su-
suriuk'tan bu yana bu tehlike-
li tabloyu yurttaş da görmeye
başladı. Türkıye'de hükümet-
ten daha güçlü kim olabilir?
Tek tek kişiler veya bazı çete-
cikler olsa bunun da hesabı
rahatçagörülebilir. Başbakan,
neden "Askeri istihbarat gel-
miyor, MİT işe yarar bilgi ver-
miyor" diyor? Bize şikâyette
mi bulunuyor, yoksa çaresizli-
ğini mi dile getiriyor?
Türkiye ne acayip bir ülke.
Hiçbir olaya inanmaz hale gel-
dik. Hangi kazayı duysak,
şüpheye kapılıyoruz. Acaba
arkasında hangi çete vardı di-
ye yorumlar yapıyoruz. "Yeşil
öldü" diyorlar, inanmıyoruz,
"ölmedi" diyorlar, yine inan-
mıyoruz. Ama gerçeğin ne ol-
duğunu da bilmiyoruz.
Aslında Susuriuk'tan sonra
ortaya çıkan tablo kafamızı
aydınlattı. Hangi cinayetlerin,
hangi amaçla işlendiğini, bun-
lann devlet içindeki bağlannın
neler olduğunu bal gibi anla-
dık. Anlamasına anladık da
bunun üzerine gidip ortaya çı-
karacak bir siyasi irade olma-
ması, bizi umutsuzluğa itiyor.
Türkiye, çete ile bir hesap-
laşma yaşıyor. Akman Akyü-
rek'in henüz kaza mı yoksa
suikast sonucu mu öldüğünü
kesin bilmiyoruz. Bu ölüm
sonrası ortaya çıkan kuşkular
ve endişeler, çete ile iç hesap-
laşmanın bütün şiddetiyle de-
vam ettiğini gösteriyor. Her
önemli ölümden sonra kuşku-
ya düşen bir ülkenin sağlıklı
olduğu ve iyi yönetildiği söy-
lenebilir mi?
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bilim Odağı
10 yılı aşkın bir süredir cumartesi günleri Gazete-
mizle birlikte ücretsiz aldığınız Cumhuriyet Bilim
Teknik dergisinin (CBT) 560. saytsını bu hafta ta-
mamen yenilenmiş bulacaksınız:
CBT, sayfa sayısını 12'den 24'e çıkardı; görünü-
şünü değiştirdi ve yeniledi; yazar ve haber kadrola-
nnı genişletti; taradığı ve izlediği kaynaklan çoğalt-
tı..
Ve sonuçta Türkiye ve dünya biliminin nabzını
daha iyi tutar hale geldi.
• • •
Dünya ve Türkıye'de durmadan her alanda araş-
tıran ve yeni bilgi üreten 1,2 milyon bilim insanı
var.
Bu araştırmalann yayımlandığı dergi sayısının ise
150 bini aştığı belirtiliyor. Bu dergilerden 4 bin ka-
darında yayımlanan araştırmalar, uluslararası ha-
kem/ uzman denetiminden geçiyor; yanı bilgtler,
doğruluğu denetlendikten sonra dünyaya açıklanı-
yor. Sadece bu denetimli dergilerde yılda 1 milyona
yakın araştırma yazısı yayımlanıyor.
Yılda insanlann kullanımına, tarbşmasına ne ka-
dar çok yeni bilgi sunulduğunu kestirebilirsiniz.
Bir ömek verirsek: Bilgi üretjmi hızı, 100 yıl ve 50
yıl öncesine göre birkaç bin kat; dahası 10 veya 5
yıl öncesine bile kıyasla korkunç arttı. ömeğin sa-
dece fen bilimleri alanında 1800 yılında yayın ya-
pan 100 dergi varken, 1850de bu sayı 1000'e,
1900'de 10.000'e ve bugün ise 100.000'e çıkt. Bil-
gi, günümüzde bir insanın yaşamı boyu üç kat art-
yor. Aynca, üretilen bilginin doğruluk ömrü ise fen
bilimlerinde 4-5 yıl. Eskiyen bilginin yerini demal
yenısi alıyor.
Bu kadar yeni bilgiyi kim izleyebilir?
İyi ve meraklı bir uzman bile kendi alanında neler
yapıldığını izleyebilecek konumdan uzaklaşmış du-
rumdadır.
Sokaktaki insan için durumun çok daha kötü ol-
duğunu rahatça düşünebiliriz.
Tabii, milyonlarca yeni bilgi arasında sokaktaki
insanı ilgilendirecek olan miktannın deryada damla
olduğunu söyleyebilirsiniz.
Ama deryada hangi damlanın kimin ilgisini çeke-
ceğini söylemek ise zordur.
Tıpkı, "Bu haber, bu araştırma da kimi ilgilendi-
riıi" diyemeyeceğimiz gibi.
Bugün üretilen bir bilgiyi kullanan insan henüz ol-
mayabilir, o bilgi hedefini bulamayabilir.
Ama onun müşterisi yann ortaya mutlaka çıka-
caktır.
•••
Yine konumuza dönelim.
Bilgi, günümüzde güç demektir. "Bilgi Toplumu"
kavramı, bilgi teknolojileriyle donatılmış; bilgi üre-
ten, bilgiyi gerektiği gibi kullanarak zenginliğe, refa-
ha dönüştüren toplumlan tanımlamaktadır.
CBT, Türkiye'nin bir bilgi toplumuna dönüşmesi
için vardır. Dünyayı kucaklayarak, en azından bir
bölümünü her hafta 24 sayfasının içine sığdırmaya
çalışacaktır.
CBT, ağırlıklı olarak bir haber dergisi olmayı he-
deflemekle birlikte; Türkiye aydınlanma hareketinin
bir parçasıdır, Bilimin; ülkemiz kalkınmasına, öğrö-
nimine, eğitime ve dünyaya"bakışta bir odak nokta-
sı halinö ğeimesi için eleştirel aklın bir yöntem ola-
rak yaygınlaşması için uğraşmaktadır, aynı zaman-
da. *
Cumartesi günleri, aynı Zamanda CBT günüdür,
unutmayın!
A n a y a s a M a h k e m e s i
Tarihi davada
erteleme
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, RP'nin kapa-
tılması istemıyle açılan da-
vayı incelemeye başladı.
Mahkeme, oturumu, bazı
bant çözümlerinde sapta-
nan eksiklıklerin tamam-
lanması için gelecek hafta
salı gününe ertelendi.
Anayasa Mahkemesi,
RP'nin kapatılması iste-
miyle açılan davayı görüş-
mek üzere dün saat 10.
00'da toplandı. Anayasa
Mahkemesi Başkanı Yek-
ta Güngör Özden, toplan-
tıya girişinde gazetecilerin
sorusu üzenne. "Içeride ne
olacağını bflecek kadar kâ-
hin değüim" dedı. Daha
sonra sırayla Başkan Öz-
den, Başkanvekili Güven
Dioçer, üyeler Mustafa
Bumin, Yalçın Acargün.
Lütfi Tuncer, Fulya Kan-
tansoğlu, Hasim Kıbç, Sa-
dt Adah,Ali H üner,Ahmet
Necdet Sezer ve Selçuk
Tüzün'den oluşan 11 asıl
üye ile yedek üyeler Samia
Akbulut ile Aysel Pekinel
toplantı salonuna geçtıler.
Bir saat süren toplantı
çıkışında Başkan Özden,
üyelerin bazı konulardaki
istemi üzerine incelemeyi
derinleştirmek için duruş-
maya salı gününe kadar
ara verildiğini bildirdi. Öz-
den, "Heyet çalısmalanna
başlamışür. Ancak bazı
banüann gözden geçiril-
raesi, tzlenmesL sav ve sa-
vunma tarafindan ortaya
konulan bazı kitaplann ge-
tirilip birlikte incelenmesi
içintoplanüsalıgününe er-
tdenmiştir'' dedi.
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Dinçer de,
"Bazı üyelerbantçözümle-
rinüı eksik olduğunu, bazı
üyeler de raporu yeterince
incelevemediklerini sövle-
diler. Bunlar tamamlan-
dıktan sonra raporun tar-
üşüarak okunmasını iste-
dâer" diye konuştu. Mah-
keraenin, Yargitay Cum-
huriyet Başsavcısı'nın ha-
zırladığı ıddianeme ve
sundugu deliller çerçeve-
sinde inceleme yapacağını
kaydeden Dinçer, yüksek
mahkemenin ilk kez bu da-
vada, "laiklik karşıü ey-
lemlerin odağı olma" ol-
gusunu irdeleyip görüş be-
lirteceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Özden, dün öğle-
den sonra Bilkent Üniver-
sitesi'nde düzenlenen "ls-
met Inönü'yü anma top-
lannsı"nda, gazetecilerin
sorulannı yaoıtlarken da-
vada her şeyin olağan sey-
rinde yürüdüğünü bildirdi.
Özden. *Olağanüstü, ola-
ğandışı hiçbirşey yok. Top-
lu ve birevsel çalışmalan-
mızı sürdürüyoruz. Bugün
yöntem konuiannı çözüm-
ledik, o sorunu ortadan
kaldırdık. Salı günü toplu
halde devam etmek üzere
kakhğunız yerden işe baş-
layacağız'' diye konuştu.
Özden. "Dava emeklffigi-
nizden önce bitecek mi"
sorusuna şu yamtı verdi:
"Bdli otaıaz ki, herkes
yakıştırmalarda bulunu-
yor. Emekliliğimden önce
bitmesi ya da sonrasına
kalması diye özel çabam
yok. Dtşandan yakıştın-
yorlar, işine gelen kendhi
gibi yorumlayıp onu yan-
sıtmaya çabahyor. Bizde
öyle bir çaba yok. Bir ko-
nuşmanın kaç saat sürece-
ği beOi olmaz. İncelemenin,
tarnşmanın ne kadar süre-
ceği belli olmaz. Havayoi-
lan gibisu saatte inecek,şu
saatte kalkacakdiye birza-
manlama yaparsak, o za-
ten yargıçalışması olmaz."