27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Belediyenin tanıtım kitabında cumhuriyet yıllan için 'şer güçler dönemi' deniyor Erdoğan'danw fetilr IdtabıOKTAY EKİNCİ Bugünlerde gazetelerdeki hemen tüm yazarlann ve kent habercilerinin masala- nnda kalınca bir kitap var. Bez ciltli, par- lak kuşe kılıflı. 280 sayfa olmasına rağmen kalın kâğıda basıldığı için 500 sayfa gibı duran, büyük boy, çok renkli. çok resımlı •ve "bedavadagınlan"' lüks birkitap... Bel- liki diğer önem verilen kişi ve kuruluşla- ra da aynı cömertlik içinde dağıtılıyor... lstanbul Büyiikşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, aslında kitap gö- rûnÜTnünde "abarnlmış bir broşür" deni- lebilecek bu gösterişli yayınıyla tstanbul'a yaptığı hizmetlerini tanıtıyor. Refah Par- tia'nin kapatılma olasıhğına karşı yeni ku- rulacak "dinci partinin" en güçlü lider adayı olarak adırnn açıkça öne çıkanldığı bir dönemde. böylesi bir kitaplı gösten "zamanlama" açısından da dikkat çekiyor. Nitekım Erdoğan, bu kalın kitabında, sadece belediye çalışmalannı anlatmakla da yetinmiyor. "lstanbul Yeniden Yapda- nıyor" başlığı altuıda hızmetlerle ılgih bil- giler venrken. bu hizmetlerin "İstanbul'da cumhuriyet dönemine son veren bir anla- yışla" yerine getinldiğini açıkça vurgula- mayı da ihmal etmiyor. Yani hem "başa- rüı bir başkan" hem de "Refah ideotojisin- den ödün vermeyen bir Uder" imajı sergı- liyor... Osmanh'ya öykûnme Üzennde "İstanbui Büyükşehir Beledi- yesir> yayını olduğu belirtılen ve Anka- ra'dakı bir fırmaya yaptınlan bu dev tanı- tım broşürünün ilk bölümü, ağırlıklı ola- rak "kentin tarihinin korunması" çalış- malanna aynlmış. Bunun gerçek nedeni- nin ise "ideolojik görüşleri" kitabın başı- na koyabilmek için. "tarihin" sağladığı yorumlama olanaklannı "değerlendir- mek" olduğu. daha sunuş yazılannda bı- le açıkça ortaya çıkıyor. Erdoğan'ın "şeffaf kâgıda" yazılan ve altında da tam sayfa kendi "suretinin" gö- ründüğü önsözünde. "İstanbul, impara- torhık olmanın. dört kıta yedi iklime hü- küm salan gücün zirvesini yaşadığımız günierin simgesiydi" denıldıkten sonra. 1994'teki yerel secimin "anlamT da şöy- le vurgulanıyor: "(lstanbul) tarihin bir gün Tarihi Yanmadadaki eski İstanbui süueti, cumhuriyetin plancısı Prost'un 1930'lardaki karanyla hâlâ korunuyor. Erdoğan ise avnı yıllan Osmajıh'ya karşı "şer güçlerin dönemi" olarak ilan ediyor. Cumhuriyetin kuruiuş yıllannda restore edilen yapılar- dan biri de Mısır Çarşısı. Recep Tayyip Erdoğan ise tarihin korunmasmın "kendisiyle birtikte" başladığını ileri sürüyor. tekrar kendine dönecegi günü bekledl O gün, gedkmedeo gekti-." Bu önsözün yambaşında ise yine tam sayfa bir "Ayasofya' fotoğrafinın üzerinde: "istanbuiemineflerde"yazısı var. Ayasof- ya'nın altında ise "arük merak etmeyin" mesajı yer alıyor... Recep Tayyip Erdo- ğan'ın "İstanbul ve tarih" denilince sade- ce 470 yıllık Osmanh'yı öne çıkarması, daha öncekı 2000 yıllık geçmışje birhkte "cumhuriyet dönemini" bile adeta "ya- bancr olarak görmesi, dahası yıne özel- lilde cumhunyet yıllarını "şer güçjerin" egemenlik dönemi şeklinde yorumlama- sı.. kitabın aynı bölümündeki ilerleyen sayfalanna çok daha açık olarak yansıyor. Örneğın, "TarmimizeSahipÇuayoruz'' başlığı altında venlen eski eser restoras- yonlarma ait bölüm, yine büyük bir Aya- sofya fotoğrafinın üzerine yazılmış şu "Hadis"le başlıyor: "lstanbul elbette ve muhakkak feth otuıucaknt-" Bu vurgulamayla görsel bir bağlantı içinde kaleme alınan tanıtım yazısında ise; tstanbul'da "yenkfen" yapılanmanın baş- ladığı söylenen 1994 yılınm da biranlam- da "yeniden fetih" olduğu ve bu yıla ka- darkı cumhuriyet döneminin ise tstanbul'a (yanı "Osmanh"ya) nasıl saldırdığı şöyle anlatılıyor: " 1930'lu yıllarda başlayıp, vakm geçmi- şe (1994'e) kadar elbiriigiyİe bozmaya ça- hşuğımız İstanbuL hiçbirşehrin göstereme- yeceği kadar büyük bir dirençgösterdi tah- ribata karşL Üzerinde banndırdığı mede- niyetlerin simgelerivede en önemlisiTürk- tslam medeniyetinin simgeleri akd abnaz bir mücadeleverditûm şer güçlere karşL." Bu "şergüçfcrin" Türk-Islam medeni- yeti üzerindekı tahribatına "son veren" dö- nemin ise Erdoğan ve ekibinin belediye- ye gelmesiyle başlamış olduğu şu satır- larlaaçıklanıyon "1994'egelindiğinde, İs- tanbui Büvükşehir BetediyesTnin bir tari- hi sorumhiluğu yerinegetirmekiçüı bu me- deniyeti koruma zarureti vardL-" Istanbul'un tarihsel kimlığini korumak için, özellikle de Osmanlı dönemine ait kültürmırasının ve "kentsfluetinin" yaşa- tılması için, ilk ciddi ve bilimsel planlama ve restorasyon çahşmalannın "1930'larda başlaüldıgmı" bilenler, Recep Tayyip Er- dogan'ınbuparlakkitabındaki "tarihiçar- pıtan" siyasal söylemlerine elbette ki gû- lüp geçebilırler. Ancak aynı kitapta böylesi bir ideolo- jik söylem altında ve yine tam sayfa renk- li resimler ve parlak tanıtma yazılanyla sergilenen, tarihi köşklere ait "restoras- yonlann'' ise aslında "kaçak" olarak ya- pıldığını, özellikle "cumhuriyetin kültür ve koruma yasalannı gözetmekle sorum- hıcevreterin" bilmesı gerekmiyormu? Er- doğan"ın bu propaganda yayınında, Yıküz Parkı'ndaki Malta ve Çadır köşklerinin, Emirgan Korusu'ndaki Beyaz, Pembe ve San köşklerin ve Kanlıca sırtlanndaki Hı- dh' Kasn'nın, yine 1994'te aynı şer güç- lerin elinden alınarak nasıl "flrya edildik- leri" anlatılıyor. Oysa bütün bu I. grup tarihi eser nıteli- ğindeki kültür varlıklan, Koruma Kuru- lu'nca onayh bir restorasyon projesi bile olmadan, tümüyle kaçak ve ruhsatsız ola- rak sözde restore edildiler. Yanı hem doğ- ru ve tarihe saygılı bir uygulama olup ol- madığı yetkili kurullarca denetlenemedi, hem de Erdoğan, imar ve koruma yasala- n karşısında açıkça "suç" işledi... Büyükşehir Belediyesi'nin "yeniden yapıianma" kitabındaki birçok inşaat fa- aliyeti arastnda, bilinçli okurlann kolayhk- la fark ettikleri birbaşka "y^nıtanaca" ise bu tarihi kentin "koruma planlannın" hâ- lâ yapılmamış olmasından hiç söz edil- memesi... Ömeğin, 1994'te kentsel SİT karan alınan "Beyoğhı- Gabta-Taksim" bölgesindeki tarihsel dokunun korunabil- mesi için "yasal zorunluluk" olan Koru- ma Imar Planı hâlâ ortalarda yok. Bütün bunlann elbette kı "gizii tutul- duğu" kitabın editörii olan Prof. Dr. A- dem Baştürk ise Erdoğan'ın önsözünden sonraki kendi "biüınseP'(!) sunuş yazısın- da; "Bu çahşmada (-) İstanbul'un tarihi w doğal nürasuım gelecek kuşaklara en güzel bir şekikk ulaştınlması için" yapılan hizmetlere yer venldıgıru belirtiyor. Hadi Erdoğan neyse, ama bir "profesö- rün" koruma plarilaması olmadan, bu planlar ıhmal edilerek, dahası "SİT karar- lanna bile iptal davalan açuarak" bu tarih ve doğa mirasınm geleceğe aktanlamaya- cağını "bflememiş'' olması, kitabın bilim- sel imajının da sadece bir "görûntüden'' ibaret olduğunun başka bir kanıtı. YİMPAS îsiara sermayenin devine haciz KEREMILGAZ lslami sermayenin çok ortaklı dev şırketlerinden Yozgat merkezli YlMPAŞ Holding'e haciz karan alın- dı. Westdeutsche Landes- bank AG'nin tstanbul Şu- besi, kredi borcuna karşılık verdiği 200 bin dolarlık (38 milyar lira) çeki bedelsiz çı- kan holding ile ona bağlı Aytaç Dış Ticaret Yatmm Sanayii AŞ'nin aleyhine haciz karan aldırdı. Daha önce de Kombassan Hol- ding hakkında haciz karan çıkmıştı. İstanbui 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne VVestdeutsc- he Landesbank'ın tstanbul şubesi adına avukat Haldun Berkin tarafmdan yapılan başvuru, lslami sermayenin Konya merkezli Kombas- san'dan sonra ikinci devi YtMPAŞ'ın da mali sıkıntı içinde olduğunu ortaya çı- kardı. Berkin, başvuruda, bankanın YİMPAŞ Hol- ding AŞ'ye kredı açtığını ve ona bağlı Aytaç Dış Ticaret Yatmm AŞ"nin de bu söz- leşmeye kefil olduğunu kaydetti. Başvoıruda aynca, YİMPAŞ Holdıng'in kredi borcunu ödemesini aksat- ması üzerine taraflann bir araya gelerek bir plan üze- rinde anlaştıklan. bu doğ- rultuda borçlu holdingden birdizi çek alındığı belirtil- di. Bankanın avukatı Ber- kin, alınan çekjerden bir kısmının ödendığinı. ancak 12 Kasım 1997 tarihli 200 bin dolarlık (38 milyar lira) çekin bankaya ibraz edildi- ğinde karşüıksız çıktığını bildırdi. Haldun Berkin, karşılıksız çek bedelinin tahsili için YlMPAŞ ve bağlı şirket Aytaç Dış Tica- ret" in malvarlığı hakkında haciz karan alınmasını is- tedı. Isteğı değerlendiren mahkeme, her iki şırketın menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki alacak- lan için haciz karan aldı. Bılindıği gibı. daha önce de Kombassan'a haciz ka- ran alınmıştı. Aynca Kom- bassan Holding'in Atatürk Havalımanı 'nda yüklü mik- tardadö\iz taşıyan kuryesi de yakalanmıştı. İstanbui-Ankara arasında yapılacak yürüyüşe demokrasiye duyarlı herkesten destek istendi DISK: Tüm toplıuıı için yürüyeceğiz İstanbul Haber Servisi -Türkıye Devrim- ci tşçi Sendıkalan Konfederasyonu(DİSK). 8 aralıkta 'Ankara'ya kendisi için değil Tür- kiye için yürüj'ecek.' DtSK, bir hafta süre- cek yüriiyüş için. "Biz yollardayken siz de kaleminizle iki sabr yazı yazın. bir küçük telgrafçekin. bizi uğurlayuı, bizi karşuayTn" sözleriyle yürüyüşe destek istedi. DtSK, sendikal hareketın en büyük ey- lemlerinden biri olmaya aday yürüyüşün ge- rekçelerini ve amacını bir rapor halınde ka- muovıına açıkladı. Türkiye'nin içinde bu- lunduğu koşullann bir değerlendirmesiyle 6 kisiye verildi başlayan raporun ginş bölümünde işsizli- ğın. yoksulluğun, sosyal adaletsizliğin ve hayat pahalılığının toplumsal dengeleri al- tüst edecek boyutlara vardığı belirtilerek bu sorunlann gelişkin olmayan demokratik ge- lenekleri yok etme tehlikesiyle karşı karşı- ya bıraktığı, kınntılan bulunan sosyal dev- İeti de yiyip bitırdiği vurgulandı. Siyasetin ise soninlan çözmekten acız olduğu, toplu- mun parlamentoya güveninin gün gittıkçe sarsıldığı ve Türkiye'de yüzde 1 büe olma- yan küçük bir azınlığın egemenliği altına girmekte olduğu. çetecilerin ülkeyi istediği gibi yönetme olanağına kavıışmakta oldu- ğu belirtildı, Sorunlann çözümü ıçın örgütlü toplumun siyasete müdahalesine ihtiyaç duyulduğu, ancak sendikalaşmanın ve örgütlenmenin önünde ciddi engeller bulunduğu kaydedi- len raporda, yalnızca son iki yılda DtSK'e üye olmak isteyen işçilerden yaklaşık 40 bi- ninin işten atıldığı anımsatıldı. Raporda yü- rüyüşün gerekçesı ve amacı şöyle sıralandı: "Sendikal haklar önündeki engeflerin kal- dınlmasu işten aülmalann son bulması. iş- sizliğin azalması için yürüyonız. Hayat pa- hahhğma, zamlara karşı adil gelir dağthnu, sosyal adalet için yürüyonız. trticacılara. mafyaya, eetelere karşı hukukun egemen ol- ması için yürüyonız. Bu ülkenin aydınlıkya- nnlan için yürüyonız. İş, ekmek. gelecekiçin yürüyonız." tstanbul-Ankara arasındaki sanayi hattın- da gerçekleşecek yürüyüş için destek çağ- nsı yapılan raporda şöyle denildi: "Siyasi terdhl, sosyal konumu, hatta eko- nomik durumu ne olursa olsun. demokrasi- ye duyarh herkesi bu yürüyüşe destek ver- meye, katkı sunmaya çağınyoruz." Ekmekçi bursunu kazanan öğrenciler belirlendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-21 Mayıs'ta yaşamını yıtiren gazetemiz yazan Mustafa Ekmekçi'nin adına düzenlenen eğitim bursuna hak kazanan 6 üniversite öğrencisi belirlendi. Mustafa Ekmekçi'nin eşi AJdoğan Ekmekçi. yazann adını, anısını ve ilkelerini yaşatmak üzere 6 üniversite öğrencisine verilen bursun, gençlere gıderek ağırlaşan yaşam koşullannda bir katkı sağlayacağını umduğunu belirtti. Aldoğan Ekmekçi. Mustafa Ekmekçi'nin çok zor koşullarda ögrenim gördüğünü ve yaşamı boyoınca mücadele verdiğini anlatarak şunlan söyledi: "1952 yıhnda Şik'nin Ağra köyünde öğretmenlik de yapb. Kuikkale'de İş ve Işçi Bulma Kurumu'nda memurluk yapb. Daha sonra gazetecüiğe başladı. Ancak, onun kadar mesleğiyle özdeşleşen bir insana daha tanık obnadun. İşçi Bulma Kurumu'na girdiğinde sırtına giyecek ceketi bile yoktu. O bu nedenle ezilenlerin, haksızhğa uğrayanlann yanında idi. Düşündüklerine ve sa\ımduklanna paralel bir yaşam seçti. Çok sade yaşadı ve asla sosyete gazetecisi ounadL" Bursu kazanan üniversite öğrencıleri Yıldız Yaacıoğlu, Yıldız Özdemir, Banu Çitak, Asfa Ekmekçi, Songül Güler ve Ayten Bostancı. meslek ılkelerinden ödün vermeyecekleri sözünü verdıler. Ankara Üniversitesi tletişim Fakültesi Radyo TV Bölümü 4. sınıf öğrencisi Yıldız Yazıcıoğlu. Mustafa Ekmekçi bursunun kendisi için çok önemli bir anlamı olduğunu vurgularken, "Mustafa Ekmekçi, gazetecilikten kazandığını gazeteciüge yanran,etik kurallanndan ödün vermeyen çok değerli bir yazardı. Onun yanm bırakbğı çahşmalannın tamamlanması konusunda aiksine yardımcı olmak isterim" diye konuşru. Gazi Üniversitesi Coğrafya Öğretmenligi 3. sınıf öğrencisi Yıldız Özdemir, Mustafa Ekmekçi'nin yaşamı boyunca savunduğu ilkeleri1 sürdürmeye çalışacağını söyledi. tletişim Fakültesi Radyo TV Bölümü 3. sınıf öğrencisi Aslı Ekmekçi, yazarla tesadüfen aynı soyadı taşıdığını ve bundan gurur dınduğunu söyledi. İLAN Birleşık Metal tşçileri Sendikası (BİRLEŞİK METAL-İŞ) 21-22-23 Kasım 1997 günleri yapılan 14. Merkez Genel Kurulu'nda: 1 - Aşağıda ad-soyadlan, meslek-sanatlan ve ikâmetgâhlan gösterilenler, sendika zorunlu organlannın asıl ve yedek üyeliklerine seçilmişlerdir. 2- Sendıkamız 40/f maddelen değıştinlerek yeniden düzenlenmış, 4 Anatüzüğünün, 11 'e, 19/ 1-ç, 19/5-h. 21/b. 26/B, 30. 33, 38, 39/t, "üncü maddesine yeni bir fıkra ile 2 yeni madde ve bir geçici tnad- de eklenmiştir. 2821 Sayılı Sendikalar Yasası'nın 8 ve 9. maddeleri geregince ilgililere duyurulur. ASILLAR Ad veSovadlan K.âmil Kınkır Genel Başkan Zıya Yılmaz Genel Başkan Vekili Muzaffer Şahin Genel Sekreter Mehmet Helvacı Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanı Coşkun Yılmaz Malı Daıre Başkanı Mehmet Çabuk Örgütlenme Daire Başkanı Esmender Turna Eğıtım. Basın, Yayın ve Tanıtım Daire Başkanı YEDEKLER Suat Işık Murat .\kdeniz Hamza Kılavuz Ismet AyTancı Engin Özkan Hasan Ali Akyıldız Czeyir Dernirtaş ASILLAR M. Selçuk Göktaş Metin Bostancı Hasan Sadıç VFHFVTI PD Yılmaz Açıkyûz Fuat Kumaş Mustafa Tokdemır ASILLAR Ali Şahanhk Uğur Aşçıoğlu Ismail Bayraktar Yılmaz Bayram Yasin Çakıcı YEDEKLER Faruk Kıiıç Zekeriya Odabaş Mümın Tufan ÖmerOğur Ferhat Uludağ BİRLEŞtK METAL-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU GENEL YÖNETİM KURULU Meslek ve Sanatı Mekanik Bakımcı Işıl Işlemci Kalıpçı Depocu Tornacı Montör Kalite Kontrol Elektnkçi Elektrik Teknisyeni Maküıe Bakımcısı Dökünıcü Tornacı Makine Operatörü Tomacı MERKEZ Teknisyen Kalite Kontrol Laborant Motorcu Taşlamacı Teknisyen tkâmetgâhı lçadıye Mah. Selvili Köşk Sok. No: 32 Osküdarlstanbul Osman Yılmaz Mah. 617 Sok. Bilimsel Bloklan Blok:2No: 15 2Gebze Kâzım Karabekir Mah. 869/2 Sok. No: 4 Gaziosmanpaşaîslanbul Y.Çamhca Mah. Klima Sitesi A-l Blok D. 20 Y. Dudullu Ümranıye/lstanbul 247 Sok. No: 9/1-4 Hatay/îzmir Hatboyu Cad. Güneş Sok. Uyum Yapı Kooperatifi A Blok No: 15 tçmeler Tuzla/lstanbul Yakacık Yolu Şafak Sokak N o M 3 Kartal/tstanbul Çağlavan Mah. Dilek Sokak No: 3 Tarsus/Mersin Namık Kemal Cad. No: 10/12 Bahçelievler/lstanbul Ya\iız Selim Mah. Marmara Cad. Gölkent Sitesi C Blok No: 9 Derince/Izmit Yıldıztepe Mah. Müberra Sok. No: 3 Eskişehir Yıldınm Beyazıt Cad. No: 41'1 Çehktepe/Istanbul Yenikent Ebru Sk. Diştaş Sitesi D Blok Kat 5/9 Derince/lzmit Yıldınm Mah. Sümbül Sk. No: 13/11 Bayrampa/lst DENETLEME KURULU Şehit Astg. Oksanaltay Cad. No: 39/11 Bursa Hacı Halil Mah. BağdatCad. 1228 Sokak No: 1 Gebze Karadolap Mah. Güney Sk. 5 Blok D. 16 Alibeyköy/lst. Ulu Önder Mahallesi 27 Sokak No: 2/9 Eskişehir Istasyon Cad. Balaban Mevkii Kat: 5 D 8 OsmanelvBilecik Ömerbey Mh. Deniz Cad. Samtaş ApL A Blok D. 9 Mudanya'Bursa MERKEZ DtStPLİN KURULU Elektnkçi Elektnkçi Teknisyen Dokumacı Presci Makine Operatörü Ambarcı Dökûmcü Teknisyen Balata Işçisi Cumhuriyet Mah. Kıbns Cad. Kula Sokak No: 8 Bahçelievler/lstanbul Atatürk Cad Marmara Apt. No: 6 D. 26 Değirmendere'Kocaeli Rüstempaşa Mah. Kartal Sokak No: 14'8 Yalova Esenler Karabavır Mah. 656 Sokak No: 4 Esenler'lstanbul Gaziler Mah. Yunus Emre Cad. 0859 Sokak No: 5 Gebze Cumhunyet Mah. Kubilay Cad. 2225/1 Sk. No: 7 Gebze tnonü Mah. Ceylan Cad. Evren Sokak No: 12 Sangazi/lst. tstasyon Mahallesi Dalak Sokak No: 3 Bılecık Nilüfer Caddesi Korkmaz Sokak No: 15 Soğanlı/Bursa Kazım Karabekir Mahallesi 869/2 Sokak No: 15 Gaziosmanpasa/lstanbul ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Vanlı Olmak Bu yılın mayıs ortalannda, birkaç konuşmayap- mak üzere Gaziantep'e gitmiştim. Bir lisenin ka- palı spor salonunda halka açık bir konferans ver- miş ve aynı akşam, daha sınıriı sayıdaki bir katı- lımla, bir söyleşi yapmıştım. Zaten aynı seyahat- te, bir gün sonra Sıvas'a geçmiş ve üniversitede geniş katılımlı bir söyleşi yaptıktan sonra Sam- sun'a giderek, 19 Mayıs'ta Samsun'da çok heye- canlı bir toplantıda konuşmuştum. Konuştuğum salonun balkonları, çökme tehlikesi geçirdiği için polis tarafından boşaltılmıştı. Atatürk'ü bir "ticaretmetaı" haline sokan, Ata- türkçülüğü kendilerince bir "ayrıcalık ve üstünlük" gibi yorumlayan kimi kalem "erbabı", akıllarına geldikçe bana küfür etmeyi bir alışkanlık haline getirdi. Ama bu "beyzadeler" oturdukları yerden ona bunaatıptutarken, Atatürk'ün aydınlığını, be- nim gibi insanlar Anadolu kentlerine taşımaya uğ- raşıyorlar. Neyse, bunlar konumuzla ilgili değil. Gaziantep'te konuştuğum akşamın bir gün son- rasında Gaziantepspor'la Vanspor'un önemli bir karşılaşması vardı. Vanspor geçen futbol sezo- nunda, başanlması çok güç bir işi başarmış ve her- kesin "mutlaka düşerier" demesıne karşılık, ligin ikinci yansında müthiş bir performansla ligde kal- mayı başarmıştı. (Umanm bu sene de aynı başa- nyı gösterirler.) Aynı zamanda Vanspor'un başkanı olan, Van'ın Sayın Valisi, takımı ile birtikte Gaziantep'e gelmiş- ti. Yemeğe, o da katılmıştı. Konuşmamdan sonra uzun uzun sohbet olanağını bulduk. Van'a hayran, Türkiye'ye tutkun, çok başanlı bir yönetici idi. Baba tarafından atalarım Vanhdır. Ancak Van'dan Konya'nın Yenıceoba'sına göç ettirilmiş- ler. "Kocaman yürekli" Yaşar Kemal'le de, ora- dan hısım oluruz. Ancak onlar, bambaşka bir yer- lere savrulmuşlar. Işte hemalde bu hısımlıktan ol- sa gerek; birbirimize çok ters gelebilecek nokta- larda bile, müthiş bir hoşgörü içinde oluruz. O akşam; yaşamını Van'a ve Vanlılara adamış bir yönetici ile Vanlı olup Van'ı yaşamında bir kez görmüş bir öğretim görevlisi olarak, saatlerce ko- nuştuk. Bölgenin içerdiği tehlikeleri, içerden ve dı- şardan gelebilecek kötülükleri, Türkiye'nin gelece- ğinı tartıştık. Sayın Vali Vanspor'u çok önemsiyordu. Bu ta- kımın varlığının ve başarısının, kentte yarattığı "olumlu" ve "birleştiricı" havayı yitirmekten kor- kuyordu. Zaten Vanspor'un başkanlığını üstlen- mesi de bu düşüncelerinin bir sonucuydu. Eğer Vanspor, Gaziantepspor'dan üç puan ala- bilirse, durumunu garantiliyordu. Tüm varlıklany- la, maça şartlanmışlardı. Zaten bu duygularla Ga- ziantepspor'u yenerek, ligde kalmayı başardılar. Bu futbol sezonunda da benzer bir durum göz- leniyor. Vanspor, kötü top oynamamasına karşın, sürekli puan yitiriyor. Ve geçen hafta Antalyaspor maçında çıkan olay; beni hiç kaleme almamaya ni- yetli olduğum, futbolla ilgili bir yazı yazmaya zor- ladı. ÖncelikJe şunun altını çizelim ki; Van'da çıkan olayı "önemsiz" olarak nitelendirmiyorum. Hele Şenol Güneş gibi, Türk sporuna damgasını vu- ran efendi birteknik yönetmene saldınlmasını ma- zur görmek, asla mümkün değil. Fakat Van'daki olayı, abartmamak gerek. Bu olayı abartmamak gerek. Zira, bu olaylar her hafta çıkıyor. Zaten belki de; bu hafta Kayserispor- Altay maçından sonra çıkan olaylan ve Beylerbe- yi-Sakaryaspor maçı sonrası saatlerce süren kav- gayı televizyonda izledikten sonra, bu yazıyı yaz- maya karar verdim. Her iki maçtan sonra çıkan olaylar Van'da çıkan olaydan kat kat daha ileri bo- yuttaydı. Ancak "görüntülü basınımız", bu olayla- rın üzerinde Van'daki olayın yansı kadar durmadı. Acaba neden? Van'da; kale arkasındaki tribünün önündeki tel örgülerin bir bölümünün yıkılmasına karşın, tek bir seyirci saha içine girerek hakemi, ya da rakip ta- kım oyunculannı kovalamadı. Tam tersıne stad- yum çıkışında, polisler seyircileri kıyasıya copla- dı. Ve buna karşı da ciddi bir tepki gösterilmedi. Ya diğer maçlar?.. Maç ne kadar fazla oynatıldı, bilemem. Ancak olaya neden olan penattı kararının çok ağır bir ka- rar olduğunu düşünüyorum. Eğer böyle bir kara- rı; maçın uzatma dakikalannda Fenerbahçe ya da Galatasaray aleyhine verirseniz, o zaman ne olay- lar çıkacağını görürsünüz. Ancak her ne olursa olsun, olay üzücü bir olay- dır ve kınanması gerekir. Ama, sadece kınanması gerekir. Bizim televizyonlar olayı "flaş haber" ola- rak öyle duyurdular ki; "Eyvah" dedim, "Van'da kan gövdeyi götürüyor". Sonra baktık; kendinibil- mez bir zibidinin, Şenol'a yumruk atmasının dışın- da, ne bir "darp" var ne bir "tekme" ne de bir ya- ralama. Bundan çok daha beter olaylar, (maale- sef) her hafta, en az üç-dört maçta gerçekleşiyor. Ve korkarım liglerin sonuna yaklaştıkça, bu olay- lann sayısı ve boyutlan çok tehlikeli düzeylere yük- Peki televizyonların bu olayı böylesıne abartma- sının altında ne yatıyordu? "Bunlar Van'a düşman" desem, elbette değil. Elbette böyle bir şey söz konusu bile olamaz. O halde neydi bu işin sebebi?.. Inanın bunu çok düşündüm. Fakat kendimi bi- le tatmin edebilecek bir yanıt bulamadım. Aklıma gelen tek yanıt, Sayın Başbakan'ı gö- rüntülemek için stadyuma giren kameramanların, bu fırsatı değeriendirmek istemeleri oldu. Bilindi- ği gibi, stadyumlara CINE 5 kameraları dışında ka- tnera girmesi yasak. Ama işin içinde başbakan olunca, tüm televizyon kameralan stada girdi. Ve bu olaya, "malbulmuş mağribi" gibi sanlarak, ala- bildiğine abarttılar. Ama yanlış yaptılar. Allah'tan Futbol Federas- yonu bu provokasyona gelmedi ve oldukça "ma- kul" bir cezayla işi kapattı. Ve umanm bu gibi çir- kin olaylar yinelenmez. (Pek umudum yok ama...) Spor, sevgi ve kardeşlik temeline dayanmalıdır. Ama her şey öylesine hızla kirieniyor ki... ORHAN APAYDIN DEMOKRASİ-VE BARIŞ VAKFI'nın Yeni adres ve telefonlan aşağıda belirtilmiştir. Adres: Bağdat Cad. Huzurpalas Apt. No: 168-2 Selamiçeşme-Kadıköy Telefon: 385 28 28 - 385 38 96 Yönetim Kurulu Başkanı: Hûseyin Adli Apaydın Genel Müdür: Av. Ismet Erdemoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle