Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Belediyenin tanıtım kitabında cumhuriyet yıllan için 'şer güçler dönemi' deniyor
Erdoğan'danw
fetilr IdtabıOKTAY EKİNCİ
Bugünlerde gazetelerdeki hemen tüm
yazarlann ve kent habercilerinin masala-
nnda kalınca bir kitap var. Bez ciltli, par-
lak kuşe kılıflı. 280 sayfa olmasına rağmen
kalın kâğıda basıldığı için 500 sayfa gibı
duran, büyük boy, çok renkli. çok resımlı
•ve "bedavadagınlan"' lüks birkitap... Bel-
liki diğer önem verilen kişi ve kuruluşla-
ra da aynı cömertlik içinde dağıtılıyor...
lstanbul Büyiikşehir Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan, aslında kitap gö-
rûnÜTnünde "abarnlmış bir broşür" deni-
lebilecek bu gösterişli yayınıyla tstanbul'a
yaptığı hizmetlerini tanıtıyor. Refah Par-
tia'nin kapatılma olasıhğına karşı yeni ku-
rulacak "dinci partinin" en güçlü lider
adayı olarak adırnn açıkça öne çıkanldığı
bir dönemde. böylesi bir kitaplı gösten
"zamanlama" açısından da dikkat çekiyor.
Nitekım Erdoğan, bu kalın kitabında,
sadece belediye çalışmalannı anlatmakla
da yetinmiyor. "lstanbul Yeniden Yapda-
nıyor" başlığı altuıda hızmetlerle ılgih bil-
giler venrken. bu hizmetlerin "İstanbul'da
cumhuriyet dönemine son veren bir anla-
yışla" yerine getinldiğini açıkça vurgula-
mayı da ihmal etmiyor. Yani hem "başa-
rüı bir başkan" hem de "Refah ideotojisin-
den ödün vermeyen bir Uder" imajı sergı-
liyor...
Osmanh'ya öykûnme
Üzennde "İstanbui Büyükşehir Beledi-
yesir>
yayını olduğu belirtılen ve Anka-
ra'dakı bir fırmaya yaptınlan bu dev tanı-
tım broşürünün ilk bölümü, ağırlıklı ola-
rak "kentin tarihinin korunması" çalış-
malanna aynlmış. Bunun gerçek nedeni-
nin ise "ideolojik görüşleri" kitabın başı-
na koyabilmek için. "tarihin" sağladığı
yorumlama olanaklannı "değerlendir-
mek" olduğu. daha sunuş yazılannda bı-
le açıkça ortaya çıkıyor.
Erdoğan'ın "şeffaf kâgıda" yazılan ve
altında da tam sayfa kendi "suretinin" gö-
ründüğü önsözünde. "İstanbul, impara-
torhık olmanın. dört kıta yedi iklime hü-
küm salan gücün zirvesini yaşadığımız
günierin simgesiydi" denıldıkten sonra.
1994'teki yerel secimin "anlamT da şöy-
le vurgulanıyor: "(lstanbul) tarihin bir gün
Tarihi Yanmadadaki eski İstanbui süueti, cumhuriyetin plancısı Prost'un 1930'lardaki karanyla hâlâ korunuyor. Erdoğan ise
avnı yıllan Osmajıh'ya karşı "şer güçlerin dönemi" olarak ilan ediyor. Cumhuriyetin kuruiuş yıllannda restore edilen yapılar-
dan biri de Mısır Çarşısı. Recep Tayyip Erdoğan ise tarihin korunmasmın "kendisiyle birtikte" başladığını ileri sürüyor.
tekrar kendine dönecegi günü bekledl O
gün, gedkmedeo gekti-."
Bu önsözün yambaşında ise yine tam
sayfa bir "Ayasofya' fotoğrafinın üzerinde:
"istanbuiemineflerde"yazısı var. Ayasof-
ya'nın altında ise "arük merak etmeyin"
mesajı yer alıyor... Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın "İstanbul ve tarih" denilince sade-
ce 470 yıllık Osmanh'yı öne çıkarması,
daha öncekı 2000 yıllık geçmışje birhkte
"cumhuriyet dönemini" bile adeta "ya-
bancr olarak görmesi, dahası yıne özel-
lilde cumhunyet yıllarını "şer güçjerin"
egemenlik dönemi şeklinde yorumlama-
sı.. kitabın aynı bölümündeki ilerleyen
sayfalanna çok daha açık olarak yansıyor.
Örneğın, "TarmimizeSahipÇuayoruz''
başlığı altında venlen eski eser restoras-
yonlarma ait bölüm, yine büyük bir Aya-
sofya fotoğrafinın üzerine yazılmış şu
"Hadis"le başlıyor: "lstanbul elbette ve
muhakkak feth otuıucaknt-"
Bu vurgulamayla görsel bir bağlantı
içinde kaleme alınan tanıtım yazısında ise;
tstanbul'da "yenkfen" yapılanmanın baş-
ladığı söylenen 1994 yılınm da biranlam-
da "yeniden fetih" olduğu ve bu yıla ka-
darkı cumhuriyet döneminin ise tstanbul'a
(yanı "Osmanh"ya) nasıl saldırdığı şöyle
anlatılıyor:
" 1930'lu yıllarda başlayıp, vakm geçmi-
şe (1994'e) kadar elbiriigiyİe bozmaya ça-
hşuğımız İstanbuL hiçbirşehrin göstereme-
yeceği kadar büyük bir dirençgösterdi tah-
ribata karşL Üzerinde banndırdığı mede-
niyetlerin simgelerivede en önemlisiTürk-
tslam medeniyetinin simgeleri akd abnaz
bir mücadeleverditûm şer güçlere karşL."
Bu "şergüçfcrin" Türk-Islam medeni-
yeti üzerindekı tahribatına "son veren" dö-
nemin ise Erdoğan ve ekibinin belediye-
ye gelmesiyle başlamış olduğu şu satır-
larlaaçıklanıyon "1994'egelindiğinde, İs-
tanbui Büvükşehir BetediyesTnin bir tari-
hi sorumhiluğu yerinegetirmekiçüı bu me-
deniyeti koruma zarureti vardL-"
Istanbul'un tarihsel kimlığini korumak
için, özellikle de Osmanlı dönemine ait
kültürmırasının ve "kentsfluetinin" yaşa-
tılması için, ilk ciddi ve bilimsel planlama
ve restorasyon çahşmalannın "1930'larda
başlaüldıgmı" bilenler, Recep Tayyip Er-
dogan'ınbuparlakkitabındaki "tarihiçar-
pıtan" siyasal söylemlerine elbette ki gû-
lüp geçebilırler.
Ancak aynı kitapta böylesi bir ideolo-
jik söylem altında ve yine tam sayfa renk-
li resimler ve parlak tanıtma yazılanyla
sergilenen, tarihi köşklere ait "restoras-
yonlann'' ise aslında "kaçak" olarak ya-
pıldığını, özellikle "cumhuriyetin kültür
ve koruma yasalannı gözetmekle sorum-
hıcevreterin" bilmesı gerekmiyormu? Er-
doğan"ın bu propaganda yayınında, Yıküz
Parkı'ndaki Malta ve Çadır köşklerinin,
Emirgan Korusu'ndaki Beyaz, Pembe ve
San köşklerin ve Kanlıca sırtlanndaki Hı-
dh' Kasn'nın, yine 1994'te aynı şer güç-
lerin elinden alınarak nasıl "flrya edildik-
leri" anlatılıyor.
Oysa bütün bu I. grup tarihi eser nıteli-
ğindeki kültür varlıklan, Koruma Kuru-
lu'nca onayh bir restorasyon projesi bile
olmadan, tümüyle kaçak ve ruhsatsız ola-
rak sözde restore edildiler. Yanı hem doğ-
ru ve tarihe saygılı bir uygulama olup ol-
madığı yetkili kurullarca denetlenemedi,
hem de Erdoğan, imar ve koruma yasala-
n karşısında açıkça "suç" işledi...
Büyükşehir Belediyesi'nin "yeniden
yapıianma" kitabındaki birçok inşaat fa-
aliyeti arastnda, bilinçli okurlann kolayhk-
la fark ettikleri birbaşka "y^nıtanaca" ise
bu tarihi kentin "koruma planlannın" hâ-
lâ yapılmamış olmasından hiç söz edil-
memesi... Ömeğin, 1994'te kentsel SİT
karan alınan "Beyoğhı- Gabta-Taksim"
bölgesindeki tarihsel dokunun korunabil-
mesi için "yasal zorunluluk" olan Koru-
ma Imar Planı hâlâ ortalarda yok.
Bütün bunlann elbette kı "gizii tutul-
duğu" kitabın editörii olan Prof. Dr. A-
dem Baştürk ise Erdoğan'ın önsözünden
sonraki kendi "biüınseP'(!) sunuş yazısın-
da; "Bu çahşmada (-) İstanbul'un tarihi
w doğal nürasuım gelecek kuşaklara en
güzel bir şekikk ulaştınlması için" yapılan
hizmetlere yer venldıgıru belirtiyor.
Hadi Erdoğan neyse, ama bir "profesö-
rün" koruma plarilaması olmadan, bu
planlar ıhmal edilerek, dahası "SİT karar-
lanna bile iptal davalan açuarak" bu tarih
ve doğa mirasınm geleceğe aktanlamaya-
cağını "bflememiş'' olması, kitabın bilim-
sel imajının da sadece bir "görûntüden''
ibaret olduğunun başka bir kanıtı.
YİMPAS
îsiara
sermayenin
devine
haciz
KEREMILGAZ
lslami sermayenin çok
ortaklı dev şırketlerinden
Yozgat merkezli YlMPAŞ
Holding'e haciz karan alın-
dı. Westdeutsche Landes-
bank AG'nin tstanbul Şu-
besi, kredi borcuna karşılık
verdiği 200 bin dolarlık (38
milyar lira) çeki bedelsiz çı-
kan holding ile ona bağlı
Aytaç Dış Ticaret Yatmm
Sanayii AŞ'nin aleyhine
haciz karan aldırdı. Daha
önce de Kombassan Hol-
ding hakkında haciz karan
çıkmıştı.
İstanbui 9. Asliye Ticaret
Mahkemesi'ne VVestdeutsc-
he Landesbank'ın tstanbul
şubesi adına avukat Haldun
Berkin tarafmdan yapılan
başvuru, lslami sermayenin
Konya merkezli Kombas-
san'dan sonra ikinci devi
YtMPAŞ'ın da mali sıkıntı
içinde olduğunu ortaya çı-
kardı. Berkin, başvuruda,
bankanın YİMPAŞ Hol-
ding AŞ'ye kredı açtığını ve
ona bağlı Aytaç Dış Ticaret
Yatmm AŞ"nin de bu söz-
leşmeye kefil olduğunu
kaydetti. Başvoıruda aynca,
YİMPAŞ Holdıng'in kredi
borcunu ödemesini aksat-
ması üzerine taraflann bir
araya gelerek bir plan üze-
rinde anlaştıklan. bu doğ-
rultuda borçlu holdingden
birdizi çek alındığı belirtil-
di. Bankanın avukatı Ber-
kin, alınan çekjerden bir
kısmının ödendığinı. ancak
12 Kasım 1997 tarihli 200
bin dolarlık (38 milyar lira)
çekin bankaya ibraz edildi-
ğinde karşüıksız çıktığını
bildırdi. Haldun Berkin,
karşılıksız çek bedelinin
tahsili için YlMPAŞ ve
bağlı şirket Aytaç Dış Tica-
ret" in malvarlığı hakkında
haciz karan alınmasını is-
tedı. Isteğı değerlendiren
mahkeme, her iki şırketın
menkul, gayrimenkul ve
üçüncü kişilerdeki alacak-
lan için haciz karan aldı.
Bılindıği gibı. daha önce
de Kombassan'a haciz ka-
ran alınmıştı. Aynca Kom-
bassan Holding'in Atatürk
Havalımanı 'nda yüklü mik-
tardadö\iz taşıyan kuryesi
de yakalanmıştı.
İstanbui-Ankara arasında yapılacak yürüyüşe demokrasiye duyarlı herkesten destek istendi
DISK: Tüm toplıuıı için yürüyeceğiz
İstanbul Haber Servisi -Türkıye Devrim-
ci tşçi Sendıkalan Konfederasyonu(DİSK).
8 aralıkta 'Ankara'ya kendisi için değil Tür-
kiye için yürüj'ecek.' DtSK, bir hafta süre-
cek yüriiyüş için. "Biz yollardayken siz de
kaleminizle iki sabr yazı yazın. bir küçük
telgrafçekin. bizi uğurlayuı, bizi karşuayTn"
sözleriyle yürüyüşe destek istedi.
DtSK, sendikal hareketın en büyük ey-
lemlerinden biri olmaya aday yürüyüşün ge-
rekçelerini ve amacını bir rapor halınde ka-
muovıına açıkladı. Türkiye'nin içinde bu-
lunduğu koşullann bir değerlendirmesiyle
6 kisiye verildi
başlayan raporun ginş bölümünde işsizli-
ğın. yoksulluğun, sosyal adaletsizliğin ve
hayat pahalılığının toplumsal dengeleri al-
tüst edecek boyutlara vardığı belirtilerek bu
sorunlann gelişkin olmayan demokratik ge-
lenekleri yok etme tehlikesiyle karşı karşı-
ya bıraktığı, kınntılan bulunan sosyal dev-
İeti de yiyip bitırdiği vurgulandı. Siyasetin
ise soninlan çözmekten acız olduğu, toplu-
mun parlamentoya güveninin gün gittıkçe
sarsıldığı ve Türkiye'de yüzde 1 büe olma-
yan küçük bir azınlığın egemenliği altına
girmekte olduğu. çetecilerin ülkeyi istediği
gibi yönetme olanağına kavıışmakta oldu-
ğu belirtildı,
Sorunlann çözümü ıçın örgütlü toplumun
siyasete müdahalesine ihtiyaç duyulduğu,
ancak sendikalaşmanın ve örgütlenmenin
önünde ciddi engeller bulunduğu kaydedi-
len raporda, yalnızca son iki yılda DtSK'e
üye olmak isteyen işçilerden yaklaşık 40 bi-
ninin işten atıldığı anımsatıldı. Raporda yü-
rüyüşün gerekçesı ve amacı şöyle sıralandı:
"Sendikal haklar önündeki engeflerin kal-
dınlmasu işten aülmalann son bulması. iş-
sizliğin azalması için yürüyonız. Hayat pa-
hahhğma, zamlara karşı adil gelir dağthnu,
sosyal adalet için yürüyonız. trticacılara.
mafyaya, eetelere karşı hukukun egemen ol-
ması için yürüyonız. Bu ülkenin aydınlıkya-
nnlan için yürüyonız. İş, ekmek. gelecekiçin
yürüyonız."
tstanbul-Ankara arasındaki sanayi hattın-
da gerçekleşecek yürüyüş için destek çağ-
nsı yapılan raporda şöyle denildi:
"Siyasi terdhl, sosyal konumu, hatta eko-
nomik durumu ne olursa olsun. demokrasi-
ye duyarh herkesi bu yürüyüşe destek ver-
meye, katkı sunmaya çağınyoruz."
Ekmekçi bursunu
kazanan öğrenciler
belirlendi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-21 Mayıs'ta
yaşamını yıtiren
gazetemiz yazan
Mustafa Ekmekçi'nin
adına düzenlenen eğitim
bursuna hak kazanan 6
üniversite öğrencisi
belirlendi. Mustafa
Ekmekçi'nin eşi
AJdoğan Ekmekçi.
yazann adını, anısını ve
ilkelerini yaşatmak
üzere 6 üniversite
öğrencisine verilen
bursun, gençlere gıderek
ağırlaşan yaşam
koşullannda bir katkı
sağlayacağını umduğunu
belirtti. Aldoğan
Ekmekçi. Mustafa
Ekmekçi'nin çok zor
koşullarda ögrenim
gördüğünü ve yaşamı
boyoınca mücadele
verdiğini anlatarak
şunlan söyledi: "1952
yıhnda Şik'nin Ağra
köyünde öğretmenlik de
yapb. Kuikkale'de İş ve
Işçi Bulma Kurumu'nda
memurluk yapb. Daha
sonra gazetecüiğe
başladı. Ancak, onun
kadar mesleğiyle
özdeşleşen bir insana
daha tanık obnadun. İşçi
Bulma Kurumu'na
girdiğinde sırtına giyecek
ceketi bile yoktu. O bu
nedenle ezilenlerin,
haksızhğa uğrayanlann
yanında idi.
Düşündüklerine ve
sa\ımduklanna paralel
bir yaşam seçti. Çok sade
yaşadı ve asla sosyete
gazetecisi ounadL" Bursu
kazanan üniversite
öğrencıleri Yıldız
Yaacıoğlu, Yıldız
Özdemir, Banu Çitak,
Asfa Ekmekçi, Songül
Güler ve Ayten Bostancı.
meslek ılkelerinden
ödün vermeyecekleri
sözünü verdıler.
Ankara Üniversitesi
tletişim Fakültesi Radyo
TV Bölümü 4. sınıf
öğrencisi Yıldız
Yazıcıoğlu. Mustafa
Ekmekçi bursunun
kendisi için çok önemli
bir anlamı olduğunu
vurgularken, "Mustafa
Ekmekçi, gazetecilikten
kazandığını gazeteciüge
yanran,etik
kurallanndan ödün
vermeyen çok değerli bir
yazardı. Onun yanm
bırakbğı çahşmalannın
tamamlanması
konusunda aiksine
yardımcı olmak isterim"
diye konuşru. Gazi
Üniversitesi Coğrafya
Öğretmenligi 3. sınıf
öğrencisi Yıldız
Özdemir, Mustafa
Ekmekçi'nin yaşamı
boyunca savunduğu
ilkeleri1
sürdürmeye
çalışacağını söyledi.
tletişim Fakültesi Radyo
TV Bölümü 3. sınıf
öğrencisi Aslı Ekmekçi,
yazarla tesadüfen aynı
soyadı taşıdığını ve
bundan gurur
dınduğunu söyledi.
İLAN
Birleşık Metal tşçileri Sendikası (BİRLEŞİK METAL-İŞ) 21-22-23 Kasım 1997 günleri yapılan 14. Merkez Genel
Kurulu'nda: 1 - Aşağıda ad-soyadlan, meslek-sanatlan ve ikâmetgâhlan gösterilenler, sendika zorunlu organlannın asıl
ve yedek üyeliklerine seçilmişlerdir. 2- Sendıkamız
40/f maddelen değıştinlerek yeniden düzenlenmış, 4
Anatüzüğünün, 11 'e, 19/ 1-ç, 19/5-h. 21/b. 26/B, 30. 33, 38, 39/t,
"üncü maddesine yeni bir fıkra ile 2 yeni madde ve bir geçici tnad-
de eklenmiştir. 2821 Sayılı Sendikalar Yasası'nın 8 ve 9. maddeleri geregince ilgililere duyurulur.
ASILLAR
Ad veSovadlan
K.âmil Kınkır
Genel Başkan
Zıya Yılmaz
Genel Başkan Vekili
Muzaffer Şahin
Genel Sekreter
Mehmet Helvacı
Toplu İş Sözleşmesi
Daire Başkanı
Coşkun Yılmaz
Malı Daıre Başkanı
Mehmet Çabuk
Örgütlenme Daire Başkanı
Esmender Turna
Eğıtım. Basın, Yayın ve
Tanıtım Daire Başkanı
YEDEKLER
Suat Işık
Murat .\kdeniz
Hamza Kılavuz
Ismet AyTancı
Engin Özkan
Hasan Ali Akyıldız
Czeyir Dernirtaş
ASILLAR
M. Selçuk Göktaş
Metin Bostancı
Hasan Sadıç
VFHFVTI PD
Yılmaz Açıkyûz
Fuat Kumaş
Mustafa Tokdemır
ASILLAR
Ali Şahanhk
Uğur Aşçıoğlu
Ismail Bayraktar
Yılmaz Bayram
Yasin Çakıcı
YEDEKLER
Faruk Kıiıç
Zekeriya Odabaş
Mümın Tufan
ÖmerOğur
Ferhat Uludağ
BİRLEŞtK METAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
GENEL YÖNETİM KURULU
Meslek ve Sanatı
Mekanik
Bakımcı
Işıl Işlemci
Kalıpçı
Depocu
Tornacı
Montör
Kalite Kontrol
Elektnkçi
Elektrik Teknisyeni
Maküıe Bakımcısı
Dökünıcü
Tornacı
Makine Operatörü
Tomacı
MERKEZ
Teknisyen
Kalite Kontrol
Laborant
Motorcu
Taşlamacı
Teknisyen
tkâmetgâhı
lçadıye Mah. Selvili Köşk Sok. No: 32
Osküdarlstanbul
Osman Yılmaz Mah. 617 Sok. Bilimsel Bloklan
Blok:2No: 15 2Gebze
Kâzım Karabekir Mah. 869/2 Sok. No: 4
Gaziosmanpaşaîslanbul
Y.Çamhca Mah. Klima Sitesi A-l Blok D. 20 Y. Dudullu
Ümranıye/lstanbul
247 Sok. No: 9/1-4 Hatay/îzmir
Hatboyu Cad. Güneş Sok. Uyum Yapı Kooperatifi
A Blok No: 15 tçmeler Tuzla/lstanbul
Yakacık Yolu Şafak Sokak N o M 3 Kartal/tstanbul
Çağlavan Mah. Dilek Sokak No: 3 Tarsus/Mersin
Namık Kemal Cad. No: 10/12 Bahçelievler/lstanbul
Ya\iız Selim Mah. Marmara Cad.
Gölkent Sitesi C Blok No: 9 Derince/Izmit
Yıldıztepe Mah. Müberra Sok. No: 3 Eskişehir
Yıldınm Beyazıt Cad. No: 41'1 Çehktepe/Istanbul
Yenikent Ebru Sk. Diştaş Sitesi D Blok Kat 5/9 Derince/lzmit
Yıldınm Mah. Sümbül Sk. No: 13/11 Bayrampa/lst
DENETLEME KURULU
Şehit Astg. Oksanaltay Cad. No: 39/11 Bursa
Hacı Halil Mah. BağdatCad. 1228 Sokak No: 1 Gebze
Karadolap Mah. Güney Sk. 5 Blok D. 16 Alibeyköy/lst.
Ulu Önder Mahallesi 27 Sokak No: 2/9 Eskişehir
Istasyon Cad. Balaban Mevkii Kat: 5 D 8 OsmanelvBilecik
Ömerbey Mh. Deniz Cad. Samtaş ApL A Blok D. 9 Mudanya'Bursa
MERKEZ DtStPLİN KURULU
Elektnkçi
Elektnkçi
Teknisyen
Dokumacı
Presci
Makine Operatörü
Ambarcı
Dökûmcü
Teknisyen
Balata Işçisi
Cumhuriyet Mah. Kıbns Cad. Kula Sokak No: 8
Bahçelievler/lstanbul
Atatürk Cad Marmara Apt. No: 6 D. 26
Değirmendere'Kocaeli
Rüstempaşa Mah. Kartal Sokak No: 14'8 Yalova
Esenler Karabavır Mah. 656 Sokak No: 4 Esenler'lstanbul
Gaziler Mah. Yunus Emre Cad. 0859 Sokak No: 5 Gebze
Cumhunyet Mah. Kubilay Cad. 2225/1 Sk. No: 7 Gebze
tnonü Mah. Ceylan Cad. Evren Sokak No: 12 Sangazi/lst.
tstasyon Mahallesi Dalak Sokak No: 3 Bılecık
Nilüfer Caddesi Korkmaz Sokak No: 15 Soğanlı/Bursa
Kazım Karabekir Mahallesi 869/2 Sokak No: 15
Gaziosmanpasa/lstanbul
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Vanlı Olmak
Bu yılın mayıs ortalannda, birkaç konuşmayap-
mak üzere Gaziantep'e gitmiştim. Bir lisenin ka-
palı spor salonunda halka açık bir konferans ver-
miş ve aynı akşam, daha sınıriı sayıdaki bir katı-
lımla, bir söyleşi yapmıştım. Zaten aynı seyahat-
te, bir gün sonra Sıvas'a geçmiş ve üniversitede
geniş katılımlı bir söyleşi yaptıktan sonra Sam-
sun'a giderek, 19 Mayıs'ta Samsun'da çok heye-
canlı bir toplantıda konuşmuştum. Konuştuğum
salonun balkonları, çökme tehlikesi geçirdiği için
polis tarafından boşaltılmıştı.
Atatürk'ü bir "ticaretmetaı" haline sokan, Ata-
türkçülüğü kendilerince bir "ayrıcalık ve üstünlük"
gibi yorumlayan kimi kalem "erbabı", akıllarına
geldikçe bana küfür etmeyi bir alışkanlık haline
getirdi. Ama bu "beyzadeler" oturdukları yerden
ona bunaatıptutarken, Atatürk'ün aydınlığını, be-
nim gibi insanlar Anadolu kentlerine taşımaya uğ-
raşıyorlar. Neyse, bunlar konumuzla ilgili değil.
Gaziantep'te konuştuğum akşamın bir gün son-
rasında Gaziantepspor'la Vanspor'un önemli bir
karşılaşması vardı. Vanspor geçen futbol sezo-
nunda, başanlması çok güç bir işi başarmış ve her-
kesin "mutlaka düşerier" demesıne karşılık, ligin
ikinci yansında müthiş bir performansla ligde kal-
mayı başarmıştı. (Umanm bu sene de aynı başa-
nyı gösterirler.)
Aynı zamanda Vanspor'un başkanı olan, Van'ın
Sayın Valisi, takımı ile birtikte Gaziantep'e gelmiş-
ti. Yemeğe, o da katılmıştı. Konuşmamdan sonra
uzun uzun sohbet olanağını bulduk. Van'a hayran,
Türkiye'ye tutkun, çok başanlı bir yönetici idi.
Baba tarafından atalarım Vanhdır. Ancak
Van'dan Konya'nın Yenıceoba'sına göç ettirilmiş-
ler. "Kocaman yürekli" Yaşar Kemal'le de, ora-
dan hısım oluruz. Ancak onlar, bambaşka bir yer-
lere savrulmuşlar. Işte hemalde bu hısımlıktan ol-
sa gerek; birbirimize çok ters gelebilecek nokta-
larda bile, müthiş bir hoşgörü içinde oluruz.
O akşam; yaşamını Van'a ve Vanlılara adamış
bir yönetici ile Vanlı olup Van'ı yaşamında bir kez
görmüş bir öğretim görevlisi olarak, saatlerce ko-
nuştuk. Bölgenin içerdiği tehlikeleri, içerden ve dı-
şardan gelebilecek kötülükleri, Türkiye'nin gelece-
ğinı tartıştık.
Sayın Vali Vanspor'u çok önemsiyordu. Bu ta-
kımın varlığının ve başarısının, kentte yarattığı
"olumlu" ve "birleştiricı" havayı yitirmekten kor-
kuyordu. Zaten Vanspor'un başkanlığını üstlen-
mesi de bu düşüncelerinin bir sonucuydu.
Eğer Vanspor, Gaziantepspor'dan üç puan ala-
bilirse, durumunu garantiliyordu. Tüm varlıklany-
la, maça şartlanmışlardı. Zaten bu duygularla Ga-
ziantepspor'u yenerek, ligde kalmayı başardılar.
Bu futbol sezonunda da benzer bir durum göz-
leniyor. Vanspor, kötü top oynamamasına karşın,
sürekli puan yitiriyor. Ve geçen hafta Antalyaspor
maçında çıkan olay; beni hiç kaleme almamaya ni-
yetli olduğum, futbolla ilgili bir yazı yazmaya zor-
ladı.
ÖncelikJe şunun altını çizelim ki; Van'da çıkan
olayı "önemsiz" olarak nitelendirmiyorum. Hele
Şenol Güneş gibi, Türk sporuna damgasını vu-
ran efendi birteknik yönetmene saldınlmasını ma-
zur görmek, asla mümkün değil. Fakat Van'daki
olayı, abartmamak gerek.
Bu olayı abartmamak gerek. Zira, bu olaylar her
hafta çıkıyor. Zaten belki de; bu hafta Kayserispor-
Altay maçından sonra çıkan olaylan ve Beylerbe-
yi-Sakaryaspor maçı sonrası saatlerce süren kav-
gayı televizyonda izledikten sonra, bu yazıyı yaz-
maya karar verdim. Her iki maçtan sonra çıkan
olaylar Van'da çıkan olaydan kat kat daha ileri bo-
yuttaydı. Ancak "görüntülü basınımız", bu olayla-
rın üzerinde Van'daki olayın yansı kadar durmadı.
Acaba neden?
Van'da; kale arkasındaki tribünün önündeki tel
örgülerin bir bölümünün yıkılmasına karşın, tek bir
seyirci saha içine girerek hakemi, ya da rakip ta-
kım oyunculannı kovalamadı. Tam tersıne stad-
yum çıkışında, polisler seyircileri kıyasıya copla-
dı. Ve buna karşı da ciddi bir tepki gösterilmedi.
Ya diğer maçlar?..
Maç ne kadar fazla oynatıldı, bilemem. Ancak
olaya neden olan penattı kararının çok ağır bir ka-
rar olduğunu düşünüyorum. Eğer böyle bir kara-
rı; maçın uzatma dakikalannda Fenerbahçe ya da
Galatasaray aleyhine verirseniz, o zaman ne olay-
lar çıkacağını görürsünüz.
Ancak her ne olursa olsun, olay üzücü bir olay-
dır ve kınanması gerekir. Ama, sadece kınanması
gerekir. Bizim televizyonlar olayı "flaş haber" ola-
rak öyle duyurdular ki; "Eyvah" dedim, "Van'da
kan gövdeyi götürüyor". Sonra baktık; kendinibil-
mez bir zibidinin, Şenol'a yumruk atmasının dışın-
da, ne bir "darp" var ne bir "tekme" ne de bir ya-
ralama. Bundan çok daha beter olaylar, (maale-
sef) her hafta, en az üç-dört maçta gerçekleşiyor.
Ve korkarım liglerin sonuna yaklaştıkça, bu olay-
lann sayısı ve boyutlan çok tehlikeli düzeylere yük-
Peki televizyonların bu olayı böylesıne abartma-
sının altında ne yatıyordu?
"Bunlar Van'a düşman" desem, elbette değil.
Elbette böyle bir şey söz konusu bile olamaz. O
halde neydi bu işin sebebi?..
Inanın bunu çok düşündüm. Fakat kendimi bi-
le tatmin edebilecek bir yanıt bulamadım.
Aklıma gelen tek yanıt, Sayın Başbakan'ı gö-
rüntülemek için stadyuma giren kameramanların,
bu fırsatı değeriendirmek istemeleri oldu. Bilindi-
ği gibi, stadyumlara CINE 5 kameraları dışında ka-
tnera girmesi yasak. Ama işin içinde başbakan
olunca, tüm televizyon kameralan stada girdi. Ve
bu olaya, "malbulmuş mağribi" gibi sanlarak, ala-
bildiğine abarttılar.
Ama yanlış yaptılar. Allah'tan Futbol Federas-
yonu bu provokasyona gelmedi ve oldukça "ma-
kul" bir cezayla işi kapattı. Ve umanm bu gibi çir-
kin olaylar yinelenmez. (Pek umudum yok ama...)
Spor, sevgi ve kardeşlik temeline dayanmalıdır.
Ama her şey öylesine hızla kirieniyor ki...
ORHAN APAYDIN
DEMOKRASİ-VE BARIŞ
VAKFI'nın
Yeni adres ve telefonlan aşağıda belirtilmiştir.
Adres: Bağdat Cad. Huzurpalas Apt. No: 168-2
Selamiçeşme-Kadıköy
Telefon: 385 28 28 - 385 38 96
Yönetim Kurulu Başkanı: Hûseyin Adli Apaydın
Genel Müdür: Av. Ismet Erdemoğlu