Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 1997 CUMARTESİ
HABERLER
davasında
18beraat
• İZMİR(Cumhuriyet
Ege Bürosu) - "Başbağlar
Katliamı" olarak bilinen
21 sanıklı PKK davası
karara bağlandı. Erzincan
DGM'den güvenlik
gerekçesiyle Izmir
DGM'ye gelen ve ikı yılı
aşkın bır süreden ben
devam eden davada, idam
çezası istenen 16 sanık ile
birlikte toplam 18 sanık
beraat etti. 5 Temmuz
1993 günü Erzincan'ın
Başbağlar köyü yakılmış
ve 30'un üzerinde kişi
yaşamını yitirmişti.
Eylemin ardından PKK
üyesı olduklan öne
sûriilen 21 kişi hakkında
17 si idam ıstemiyle
olmak üzere dava
açılmıştı.
Üniversiteye
rraJdatıale
sürüyor'
• MERSİN(AA)-
Mersin Üniversitesi'ne
(MÜ), YÖK tarafindan
müdahalenin sürdüğü
iddia edilerek. "her türlü
baskıya" karşın,
üniversiteye sahip
çıkılacağı belirtildi.
"Üniversıte Çalışanlan"
imzasıyla yapılan
açıklamada. Mersin
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Vural Ülkü'nün.
" 17 Eylül 1997tarihh
MÜ Senatosu karan ile
YÖK'ü küçuk
düşürdüğıi" gerekçesiyle
YOK. Soruşturma
Komisyonu üyeleri
tarafından sanık sıfatıyla
sorgulandığı belirtildi.
ADD kurultayı
Eskişehir'de
• ESKİŞEHİR(AA)-
Atatûrkçü Düşünce
Derneği (ADD) Gençlik
Kurultayı, bugün
Eskişehir"de başlayacak.
Iki gün sürecek kurultaya
çeşitli illerden 200'e
yakın genç katılacak.
Anadolu Üniversitesi
Spor Salonu'nda saat
10.00'da başlayacak
kurultayın açıhşınt ADD
Genel Başkanı Suphi
Gürsoytrak yapacak.
Geıjçlenn. sorunlannı ve
çözüm yollannı
tartışacaklan kurultay,
daha önce iki kez
Ankara'da yapılmıştı.
Ankara dışındakı üçüncü
toplantı ise Eskişehir'de
gerçekJeştirilecek.
Akapyakıt
yolsuzkığu
• DtYARBAKIR (AA) -
Devlet Bakanı Salih
Yıldınm. Habur Gümrük
Kapısı'ndaki akaryakıt
yolsuzluğu
soruşturmasının çok
yönlü sürdüğünü söyledi.
Yıldınm, yolsuzluk
iddialanna adı
kanşanlann kımlık ve
sayısını tam olarak
bilmediğinı belirterek
şunlan kaydetti'
"Soruşturma çok yönlü
devam ediyor.
Tamamlandığında, elde
edılen bilgi ve delillerin
tamamı yargıya intikal
edecek. Yargı da gereğini
yapacaktır. İcra çalışıyor,
yargı çalışıyor... Kısaca
her şe\ yolunda."
DTP'den imza
kampanyası
• ANKARA (AA)-DTP
Genel Başkan Yardımcısı
Yıldınm Aktuna. il
başkanlıklanna
gönderdiği yazıda,
milletvekillennın TBMM
çahşmalan ve siyasi
konuşmalan dışında
işledikleri suçlarla ilgili
olarak
dokunulmazlıkJannın
sınırlandınlmasının,
partilerinin temel
ilkelerinden biri
oldugunu bildirdi.
Bir parti daha
kuruldu
• ANKARA (AA)-Türk
siyasal hayatma yenı bir
siyasal parti daha katıldı.
Demokiatik Halk Partisi
(DEHAP) adını alan
partinın kuruluş
dilekçesi, Içişleri
Bakanlığı'na verildi.
DEHAP Kurucular
Kurulu adına Genel
Başkan Veysi Aydın,
partinin kuruluş
belgelerinı Içişleri
Bakanlığı Genel Sekreteri
Ali Bilir'e teslım etti.
Yağmurdereli, görmemesi nedeniyle affedilmesini kişilik haklanna saldın saydı
6
Ozel af onıır kmcı'İSTANBUL/ADANA (Cumhuriyet) -
Düşüncelerini açıkladığı için apar topar
tutuklanarak Çankın Cezaevi'ne konan in-
san haklan savunucusu avukat Eşber Yağ-
murdereü kendisi içın çıkanlması tartışılan
bir affı reddettiğinı yınelerken, Yagmurde-
reh'nin tutukJanarak cezaev ine gönderilme-
sine ilişkın tepkiler sürüyor.
Yağmurdereli kendisi hakkında çıkanl-
ması düşünülen "özel af" hakkında yaptığı
yazılı açıklamada, gözlennin görmemesi
nedeniyle affedilmesinın kişilik haklanna
ve insanlık onuruna yöneltilmiş ciddi bir
saldın olarak değerlendirdi. Yağmurdereli,
"5 Mart 1978 -1 Ağustos 1991 tarihkri ara-
sında cezaevinde tutıüdum. Bu mahkûmi-
yetiere esas teşkil eden fîilkrin işlendiği id-
dia edilen tarihte de gözlerim görmüyordu.
Şimdi Türkiye'nin değişen koşullan karşı-
sında de\let organlannca \apdacak bu tür-
den işlemlerin hukuki değil siyasi oldugunu
betirtmek isterim" dedı.
Yağmurdereli, affedilmesi halinde Avru-
pa Insan Haklan Mahkemesi dahil iç ve dış
tüm hukuk yollanna başvuracağını kayde-
derek, bir aydın olarak ülkesindeki geliş-
meler karşısmda düşüncelerini açıkladığı
için 23 yıl hapis cezastna çarptınldığını
anımsattı. Böyle bir nedenle cezaevine ko-
nuluyor olmasınm evrensel adalet duygusu
açısından kabul edilemeyeceğini belirten
Yağmurdereli, adalete. insan haklanna ve
düşünce özgürlüğüne yönelmiş bir saldın ile
yüzyüze oldugunu kaydetti. Gözlerinin gör-
memesi gerekçesiyle çıkanlacak "özel af-
6n" da kişilik haklanna ve insanlık onuru-
na yöneltilmiş ciddi bir saldın oldugunu
vurguladı. Devletin kendisine verilen ceza-
nın toplum vicdanında yarattığı tahribatı te-
lafi edebilmek içın sakatlığını "bir lütfun
konusu" olarak ele aldığının ve istismar et-
tiğinin altını çizen Yağmurdereli, şöyle de-
CHP'den 2. yasa önerisi
Avukat Eşber Yağmurdereli ve diğer hükümlülere özgürlük
sağlayacak bir yasa önerisi TBMM Başkanlığı'na verildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP, "Avukat-\azar Eşber Yağ-
murdereli'veözgürlük" arayışı doğ-
rultusunda. dün TBMM Başkanlı-
ğı'na yeni bir yasa önerisi verdi.
CHP Grup Başkanvekılı Önder Sav.
"Kimse ahlayıp vahlamasın. timsa-
hın °öz\aşlannı dökmesin. Kimler
içtenlikli görelim" dedı. A>TU konu-
da daha önce bır yasa önensı veren
CHP Istanbul Mılletvektli Erean
Karakaş da "Bazı politikacüar bu
gibi konulan marjinal gördüğü için
zamanında bunlar ele ahnamadı.
Hükümetönerimize ilgi göstermeo""
diye konuştu.
Karakaş, dün sabah parlamento-
da düzenlediği basın toplantısında,
temmuz ayında verdikleri yasa öne-
risi hakkında bilgi verdı. Eşber Yag-
murdereii konusunda birrezaletor-
taya çıkacağı konusunda çok önce-
den uyanlarda bulunduklannı anla-
tan Karakaş. "Yasa önerisini hazır-
larken Adalet Bakanı ile de görüş-
tük. olayın skandala dönüşeceğini
söyledik. Başbakan'dan iki kez ran-
devu taJepettik.yanıtalamadnV de-
dı. Karakaş, TBMM'nin af yasası
çıkarması ya da bıreysel af gibi se-
çeneklerin olanaksız oldugunu, ko-
nunun yasa ile çözüleceğini vurgu-
ladı.
CHP grup başkanvekilleri Önder
Sav, NihadMatkap ile Genel Sekre-
ter Yardımcısı Atila Sav ve Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş de ortak
bir basın toplantısı düzenlediler.
Sav. şunlan söyledi:
"Yağmurdereli'nin mahkûm ol-
duğu şimdiki eylemi ile daha önce
verilen cezası farklıdır. TCK' nin 17.
maddesinde, şartlı sahverilmiş olan
hükümlülerin geride kalan süre için-
de kasıtlı bir cürüm işlememesi ko-
şulu vardır. Yağmurdereü'ııin şimdi-
ki suçu düşünce açıklamasından
kaynaklanmaktadır. Açıklanan dü-
şüncenin, çağdaş demokrasilerde
benimsenmiş olan açık ve vakın teh-
iikeye dönüşmemiş olması halinde
cezatayini söz konusu olamaz, kasıt-
lı bir cürümden söz edüemez."
Avukat-yazar Eşber Yağmurdereli için önceki gece polis ta-
rafindangözaltnaalındığıKanalDteloizjonununönünde
"Sürekli Aydınhk İçin Bir Dakika Karanlık" eylemi yapıldı. Gösteriye katılan Yağmurdereli'nin oğlu Uğur
Yağmurdereli, Çankın Cezaevi'nde bulunan babasının, sadece kendisi için \erilecek olan kısmi affa karşı ol-
dugunu belirterek babasının gözaltina alındığı yeri, "Demokrasinin gömüldüğü yer" olarak tanımladı. Ara-
lannda sanatçu yazar ve aydınların bulunduğu yaklaşık 200 kişilik bir grup. saat 21.00'de Mecidiyeköy Me-
liha Avni Sözen Caddesi'nde buluştu. "Eşber'e özgürlük'" ve "Eşber dışan. çeteler içeri'" şeklinde slogan atan
grup adına açıklama \apan Yağmurdereli"nin avukatı Kemal Keleşoğlu da düşünce ö/güriüğünün olmadıgı
bir ülkede, hak aramaktan. hukuk ve demokrasiden söz edilemeyeceğini söyledi. (AYKUT KÜÇÜKKAYA)
Yazıişleri müdürlenne ceza erte-
lemesı getıren yasanın TBMM'de
görüşülmesi sırasında verdikleri
önergenin ANAP ve DSP milletve-
killerince reddedildiğine dikkat çe-
ken Sav. "Bu önerge reddedilmemiş
olsaydı. Yağnıurdereü bugün ceza-
evinde olmayacaktı. Şimdi kimsc ah-
la>ıp vahlamasın.timsahgözyaşlan-
nı dökmesin" dedı.
Karakaş ve arkadaşlannın yasa
önerisi Adalet Komisyonu"nda bek-
lerken, CHP grup başkanvekilleri
dün aynı konuda ikinci bir yasa öne-
risini TBMM Başkanlığf na verdi-
ler. "Terörle Mücadele Yasası'mn
Geçici 1. Maddesinin Son Fıkrasuıın
Değiştirilmesi Hakkındaki Yasa
Önerisi
n
nde "Bu hükümlüler hak-
kında 647 sayıh Cezalann İnfaa
Hakkında Kanun'un ek 2. madde-
sindeld indirim hükümleri ile
TCKnin 17. maddesi hükümleri
uygulanamaz" düzenlemesi yer alı-
yor. DTP Genel Başkanı Hüsamet-
tin Cindoruk. kertdi partisinın de
TBMM'ye bugün bir yasa önensi
vereceğini açıkladı.
CHP Ankara tl Başkanlığı,
Gençlik Kollan ve Kadın Kollan,
Yağmurdereli'nin gözaltına alınma-
smı Güvenpark'ta düzenlenen ey-
lemle protesto etti. Basın toplantısı
düzenleyen CHP Ankara İl Başka-
nı Haydar Doğan. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirerm "Bana gele-
cek bir af dosyasmı derhal imzala-
nm" sözlerini anımsatarak "Cum-
hurbaşkanı affederim diyor ama
yargı tutukluyor. Bireysel bir af ye-
rine düşünce özgürlüğünün önün-
deki engeDer kaldınlmaİHİır.**
•• •
ODP konferansmda siyasal Islamın laikliği tehdit ettiği vurgulandı
Uras: Solun parti sorununu çözdiik.\NKAR.\ (Cumhuriyet Büro-
su)-Özgürlük ve Dayanışma Par-
tısı'nın 1. Olağan Büyük Kurul-
tayı öncesinde düzenlenen konfe-
ranslar sürüyor.
ÖDP Genel Başkanı Ufiık
Uras. solun parti sorununu çöz-
düklerini belirterek, "Binm par-
timizde sandaheJer degil. fikirler
uçuşuyor"dedi.
Konferansta sunulan 19 mad-
delik karar tasansında siyasal ts-
lamın laikliği tehdit ettiğıne dik-
kat çekilerek, Refah Partisi etra-
fmda toplanan kitlenin kontrol al-
tına alınması önerildi. ÖDP bü-
yük kurultayı, yann saat 10.00'da
Atatürk Spor Salonu'nda başla-
yacak.
ÖDP'nin önceki gün başlayan
ve 3 gün sürecek konferanslann-
da; Kürt sorunu, dış politika,
gençlik, kadın emeğinin özgür-
leşmesı. siyasal lslam, çalışma
yaşamı, eğitim, sağlık, güvenlik,
tanm konulan tartışıhrken, konu-
ya ilişkın önergeler de değerlen-
dinliyor. ÖDP Genel Başkanı
Uras, konferanstaki konuşmala-
nnda. solun başansının ÖDP'nin
kurumsallaşması, polıtikalarını
yaygınlaştırması ve derinleştir-
mesiyle orantılı olacağını söyle-
di. Uras. "Biz yeni kültüriin un-
surlannı desteldemeye devam edi-
yoruz. 2 kasımda Susuriuk'ta ola-
cağız. Bizun potitikamızı şeyhler
ya da yaulardan belirleyen yok.
Banşse>er emekçiler, muhalifler
birlikte karar veriyor. Sandalye-
ler değil fikirler uçuşuyor1
" diye
konuştu.
ÖDP'nin "Özgûrlûğcdayanış-
mayakoşu" adlı çalışma raporun-
da dünya ve Türkiye'deki siyasi
gelışmeler değerlendirildi. Ra-
porda. ÖDP'nin özgürlükçü, öz-
yönetımci. enternasyonalist ve
cınsıyetçi olmayan bir sosyaliz-
mi hedeflediği belirtildi. Siyasal
Islamın kısıtlı da olsa laik kaza-
nımlan tehdit ettiği vurgulanan
raporda, bu düşüncedeki kitlele-
rın Refah Partisi çevresinde top-
lanmasına son verilmesi gerekti-
eı belirtildi.
vametti:
"Sakathğun gerekçe gösterUerek resen ya-
pdacak bu tarz bir işlemin de nzam olmadı-
ğı için kişilik haklanma ve onuruma karşı
yöneltilmiş ciddi bir tecavüz oldugunu açık-
ça beyan ederim. Zira 5 Mart 1978 -1 Ağus-
tos 1991 tarihleri arasında cezaevinde tutul-
dum. Bu mahkûmiyedere esas teşkil eden fi-
illerin işlendiği iddia edilen tarihte de gözle-
rim görmüyordu. Şimdi Türkiye'nin değişen
koşullan karşısında devlet organlannca va-
pılacak bu türden işlemlerin hukuki değil si-
yasi oMuğumı beürtmek isterim. Sakaüığı-
mın anayasanın 104. maddesinin uygulan-
masına hukuksal engel ya-
ratüğına Uişkin ömekler bu-
lunmamaktadır. Körlüğün
bir sakatlık olmasına rağ-
men suç anında dahi kör
olan mahkûmun 'körlü-
ğü'nedeniilecezasmın kakiı-
rtlması teklifi devlet başka-
nmca kabul olunmamıştır.'*
Öte yandan Eşber Yağ-
murdereli'nın dün Adalet
Bakanlığı'nca Çankın Ce-
zaevi'ne gönderilen sağlık
heyeti tarafından "Sakadık
raponı vermek" amacıyla
muayene edilmek istendiği
öğrenildi. Yağmurdereli ise
muayeneyı reddettı.
Tepkiler sürüyor
"Düşünce suçlusu" avu-
kat-yazar Eşber Yağmurde-
reli'nin tutuklanarak ceza-
evine göndenlmesine yöne-
lik tepkilere Adana'dakı ba-
zı parti ve kıtle örgütleri de
katıldı.
IHD Adana Şubesı'nde
bir araya gelen Genel-lş
Sendikası 1 ve2No'luşube-
ler, EMEP. SlP. HADEP,
KESK dönem sözcülüğü
adına BTS, Emeklı-Sen.
İHD, Hacı Bektaşı Veli Kül-
tür Derneği yöneticileri adı-
na ortak açıklama yapan
IHD merkez yöneticisi Sü-
leyman Kıhnç, Yağmurdere-
li'nin cezaev ine konulması-
nın de\letin. hükümetın ve
hukukun ayıbı oldugunu
vurgulayarak "Bu ayıp kar-
şısında sessiz kalmak Türki-
ye ayduıının ayıbı olacakür"
dedi.
Adana Barosu
Adana Barosu Başkanı
avukat Ziya Yergök de yap-
tığı yazılı açıklamada, Yağ-
murdereli'nin kişisel olarak
özgürlüğüne kavuşmasını
sağlayacak bir affin çözüm
olamayacağını belirtti.
TMMOB 11 Koordinas-
yon Kurulu Sekreteri Y'usuf
Tek ise yaptığı açıklamada.
"Görmeyen gözü, aydınhk
kafası ile ülkemizdeki insan
haklan ihlallerine karşı çı-
karak düşünce suçu işleyeo,
bu suçundan dolayı 223 >"•!
hapiscezasına mahkûm edi-
len avukat Eşber Yağmurde-
reü'ye uygulanan bu >apün-
mı şiddetle kınıwruz. Aydın-
lık bir Türkiye'de düşünce
suçundan dolayı insanlann
cezae\inde olmayacağı bir
yaşam dilcği> le ülkemizdeki
siyasi iktidan. a>dınlan ve
tüm halkımızı duyartı olma-
ya çağuıyoruz'" dedı.
İnsan Haklan Derneği ts-
tanbul Şubesi pazartesi gü-
nü saat 12.00"de Galatasaray
Postanesi önünde Eşber
Yağmurdereli için kitlesel
bir açıklama yapacak. Açık-
lamaya çok sayıda sanatçı ve
aydınm katılacağıbelirtilır-
ken. 'Düşünceye Özgürlük'
kampanyası çerçevesinde.
üzerinde Yağmurdereli'nin
resmi bulunan kartlann da
Cumhurbaşkanı, TBMM
Başkanı, Başbakan ve parti
yöneticılerine postalanacağı
bildirildi.
SIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Oral.Çalışlar(S raksnet.com.tr
Eşber'in cezaevine girmesiy-
le, bu devleti yönetenletin birden
insaf damaıian kabardı. ilk tep-
ki Cumhurbaşkanı'ndan geldi:
"Eşber'in affıyla ilgili evraklarha-
zırtanıp önüme gelirse hemen
imzalanm." Mesut Yılmaz, Bü-
lent Ecevit ve cümle politika er-
babı üzüntülenni dıle getiriyorlar.
Eşber'le ilgili kişisel bir çözüm
bulacaklannı belirtiyortar.
Eşber, cezaevine girmeden
önce, tutuklanınca, kör olması
bahane edilerek vıcdanları ra-
hatlatacak bir serbest bırakıl-
mayla yüz yüze gelebileceğini
tahmin edıyordu. Eşber, suç sa-
yılan düşüncelerini söylediği za-
man da gözleri kördü, şimdi de
kör. Sakatlık gerekçesiyle ser-
best bırakılınca görüşlerınden
vaz mı geçecek? Böyle saçma-
lık olur mu? Böyle bır saçmalığı
engellemek ve ışı garantiye al-
mak amacıyla Ankara'da notere
bir irade beyanı bırakmıştı.
Her şeyonun tahmin ettiği şe-
kılde gelişti. Adalet Bakanı çok
Eşber'e Kişisel Af Saçmalığı
bildiğimiz tutumuyla şöyle ko-
nuştu: "Doktora gidip rapor al-
maktan kaçınıyor. Halbuki âmâ
birvatandaşımız. Zannediyonım
Cumhurbaşkanımızın affı açısın-
dan uygun bir rapor alabilir. Eş-
ber Yağmurdereli cezaevinde
yatmak için direniyor. Ama Türk
kamuoyuda, 'EşberYağmurde-
reli cezaevinde yatmasın' diyor."
Tam Ottan Sunguriu'ya uy-
gun bir bakış açısı. Kim ceza-
evinden dışarıya çıkmak iste-
mez. Üstelik Eşber gibi yaşama
çok bağlı, yaşamı doya doya içi-
ne sindirmekten zevk alan birisı
için bu değerlendirme tam anla-
mıyla saçmalık. Eşber, notere bı-
raktığı ırade beyanıyla bir mesaj
yolluyor. Diyor ki; "Beni düşün-
celerim yüzünden içeri attınız.
Türkiye'deki hoyrat cezalandır-
ma sistemi gördüğünüz gibi
böyle korkunç sonuçlarayolaçı-
yor. Körolduğumu bahane ede-
rek beni dışanya çıkarmanız hiç-
birşeyi çözmez. Yann başka bır
nedenle yine aynı tabloyla karşı
karşıya kalacaksınız. Bu ayıba
kökten son verin."
Eşber, daha önce 13 yıldan
fazla bir süre cezaevinde yattı. o
zaman da gözleri görmüyordu.
Üstelik, bu sistemin adalet ba-
kanlan onu tek başına hücreler-
de tuttular. Yıllarca yakınlanndan
haber alamadı, mektuplarını
okutacak kimse bulamadı. O
günden bugüne ne değişti? Ka-
nunlar aynı kanunlar. Bu kez,
tepki çok yüksek. Eşber, siyasi
bır kimlik olarak, insan olarak lyı
tanındı. Gıyabında "şöyleydı,
böyleydi" denemeyecek kadar
bilinen bir insan haline geldı.
• • •
Cumhurbaşkanı affına gerek
yok. TBMM'de soruna bir-iki
gün içinde kolayca çözüm bulu-
nabilir. Geçen dönem sonunda
da bulunması mümkündü. DSP
ve ANAP çözüme karşı çıktıkla-
rı için böyle bir tabloyla yüz yü-
ze gelındi. CHP Istanbul Millet-
vekili Ercan Karakaş, dün yol-
ladığı açıklama ile kısa süredeki
çözümün nasıl olacağını da açık-
lıyor. "Biz bırkaç milletvekili,
Seyfi Oktay, Ercan Karakaş,
Aydın Güven Gürkan, Mahmut
Işık, Şahin Ulusoy bu rezaleti
önlemek için daha TBMM tatile
girmeden yürürlüktekı yasalara
göre kesinleşen 23 yıllık cezaya
karşı ne yapılması gerektiğint
tartıştık. Bu tartışmalara değerti
dostumuz Eşber Yağmurdereli
ve hukukçu arkadaşlan da katıl-
mıştı. Yasa teklifimizi hazıhadık.
Onay için CHP Grup Başkanlı-
ğı'na sunduk. Şu anda yasa tek-
lifimiz Adalet Komisyonu'nda
görüşülmeyi bekliyor. Hüküme-
ti oluşturan partilerdestek verir-
se, komisyonda, orada tamam-
landıktan sonra Genel Kurul'da
görüşülerek yasalaşır."
Altan Öymen ve bir grup
CHP mılletvekilinın hazırladığı bır
başka yasa taslağı daha vardı.
Bu iki taslak sonuç olarak; yazı-
lan ve çizgileri nedeniyle yargıla-
nan ve cezalandınlan yazartann
ve Infaz Kanunu sonucu şartlı
tahliye olup da infazları yanan
hükümlülerin cezalannın ertelen-
mesini gündeme getmyordu. O
gün ANAP ve DSP'nin engel ol-
duğu bu taslaklar hazır, komis-
yonlarda bekliyor. Bu istenirse
bir gün içinde TBMM'ye hükü-
met önerisi olarak getirilebilir.
' Sorun da hemen çözüme kavu-
şur. DoğakJır ki, bu tür çözümler
de geçici. Ceza yasalarındaki
düşünceyi suç sayan hükümler
temizlenmedıkçe bu ayıp süre-
cek. Türkiye ayıplı bır ülke olma-
ya devam edecek.
Eşber'den köriük dilekçesi is-
teyen Oltan Sungurlu'lar, Adalet
Bakanlığı kottuğunu işgal ettikçe
daha çok beklenz.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Puslu Bir İstanbul
Sabahında
Puslu bir Istanbul sabahında daktilomun başında-
yım.
Balkonun penceresinden araba vapurunun Ha-
rem Iskelesi'neyaklaştığını, Kadıköy'den kalkanyol-
cu vapurunun Karaköy yönünde Boğaz'ı yanladığı-
nı görebiliyorum... Daha uzaklar sis perdesi ardın-
da, seçilemiyor.
Zihnimdeki birkaç konudan hangisini en çok yaz-
mak istediğime karar veremedim... Sabahın erken
birsaatinde KüçükyalıTren Istasyonu'nda, Haydar-
paşa yönüne gidecek treni beklerken düşündüğüm
de buydu...
Turgut Uyar'ı, önceki gün AKM'deki anma gece-
sini yazabilirdim. Ama onunla ilgili yazımı, orada yap-
tığım konuşmayı kültür sayfamızda zaten yayımla-
yacağım.
Eşber Yağmurdereli'yi, arkadaşlığımızı, perşem-
be akşamı Kanal D önünde düzenlenen toplantıyı
anlatabilirim. Fakat bu konuda da söylenebilecek
farklı bir söz gerçekten kaldı mı?
Küçükyalı Tren Istasyonu'nda zihnimden bunlan
geçirirken bir yandan da istasyondaki kalabalığı in-
celiyorum. Genellikle alt - orta tabaka insanları. Er-
kekler yurdumuzun her karış toprağında olduğu gi-
bi yine çoğunlukta, fakat kadınlar da (hiç değilse be-
nim Üsküdar vapurlarındaki kadın yolcu sayısına
oranla) az sayılmaz. Kadınlar içinde tek bir türbanlı
yok. Orta yaşlılar genellikle başörtülü, gençlerin ba-
şı açık. Köylülükle kentlilik arasına sıkışmış, ne o ne
öteki olabilmiş bu insan topluluğu içinde, giyim ku-
şamlarına, makyajlarına her zamanki gibi az çok
özen gösteren kadınlara karşın erkekler her zaman-
ki gibi asık yüzlü, çatık kaşlı, sakal tıraşlan uzamış,
giyim kuşamlan yoksul, kişıliksiz ve zevksiz...
Bir ses yükseltici, Haydarpaşa yönüne doğru gel-
mekte olan trenin Kartal'dan, bir süre sonra da Mal-
tepe'den hareket ettiğinı duyurdu. Bu "uygarca"du-
yurunun bende yarattığı iyımserlik duygusu, banli-
yö trenı istasyonda göründüğünde tuzla buz ola-
caktı. Açık kapılarından ınsanlann salkım saçak dı-
şarılara sarktığı ve az sonra da itiş kakjştan da öte
bir didişmeyle bir köşesine sıkışabildiğim vagonda-
ki cehennemi tanımlamak olanaksız.
Ulaştırma Bakanı'nın bu sabah trenlerinden aca-
ba haberi var mı? Bu trenlerde her sabah işe gider-
ken (ve kuşkusuz, akşam saatlerindeki iş dönüşle-
rinde) böyle bir cehennemi yaşayan halkın Meclis'te-
ki temsilcileri, bu saatlerde bu trenlerde hiç yolcu-
luk ettiler mı?
Toplama kamplarına, gaz odalarına kurban taşı-
yan Nazi vagonlanndan farksız bu tren vagonunda
seyahat ederken, insanlardan bir tepki sözü, bir tep-
ki davranışı bekliyorum. Küçük söylenmeler dışında
böyle bır şey yok. Bunu iyiye mi kötüye mi yormalı,
bilmiyorum. Halkımız acaba daha ne kadar süre ken-
disine verilenle yetinecek ve aşağılanmanın binbir
türlüsüne katlanacak?
Kadınıyla erkeğıyle, yaşlısıyla genciyle, kucaktaki
bebesiyte banliyö trenıni inanılmaz bir sıkışıklıkta
doldurmuş bu insan topluluğuna, ani bir fren duru-
munda açık kapılardan dışarılara fırlayarak parçala-
nacaklannı, üst üste yığılarak ezileceklerini söyleme-
nin hiçbir anlamı yok. Çünkü bunu onlann da bilme-
mesi olanaksız.
Onlara, Turgut Uyar adında bir şairin, yaşasaydı
bugün yetmiş yaşında olacağını, çağdaş insanın,
varoluşun sorunlannı kurcalayan büyük ve yenilikçi
bir şaır oldugunu, fakat lise edebiyat kıtaplannda
kendisine henüz yer verilmediği gibi kitaplannın alt-
mış milyonluk toplumumuzda ancak birkaç bin ki-
şiye ulaşabildiğini söylemenin de anlamı yok. Oysa
Turgut Uyar, onlan da anlatmıştı. "Elleriyıkılıp gitmiş
para saymaktan I Cıvatadan, balatadan, üremesiz
kadın okşamaktan" ya da "Bir kalır uzun duvahar ve
onlann dipleri I Bir kalır yılgın adamlann hep 'evet'
dedikleri" dizelennde olduğu gibi...
Onlara belki Eşber Yağmurdereli'nin öyküsü de
anlamsız gelecektir. Kendisine verilenle yetinmeye,
aşağılanmanın binbir türlüsüne katlanmaya alıştınl-
mış bu insanlarımıza...
Erenköy'den başlayarak inenler çoğalıyor, buna
karşıhk binen yolcu hemen hemen yok. Demek ki
banliyö trenlerinin asıl yolculan, Bostancı'dan son-
raki istasyonların çevresinde yaşayan insanlanmız,
yani büyük çoğunlukla halkımız.
Kızıltoprak istasyonu'nda bir Milli Piyango bilet
satıcısı indi. Siperliği yırtılmış, beyazı kirden griye
dönmüş kasketine, çamuriu papuçlanna baktım.
Kimbilir hangi gecekondu mahallesinden gelip han-
gi istasyonda trene binmiş ve şimdi burada umut da-
ğıtacaktı...
Puslu bir Istanbul sabahında.. diye yazımın son
paragrafına başlamak üzereyken, sisin epeyce çö-
züldüğünü, Boğaz'ın süt mavisi ışıltısını gördüm... Bir
yolcu vapuru, ardında beyaz köpükler bırakarak bu
kez Beşiktaş yönünde ilerliyor... Aslında, mutlu ol-
mak için istediğimiz şeyler o kadar az ki: Lise ede-
biyat kitaplarında Turgut Uyar'ın da okutulduğu, Eş-
ber Yağmurdereli'lerin cezaevinde olmadıgı ve ban-
liyö trenlerinde insanlann boğulurcasına bir sıkışık-
lıkta değil, gazetelerini, kitaplannı okuyarak ve pus-
lu da olsa bir Istanbul sabahının tadını çıkararak yol-
culuk edebildikleri bir Türkiye...
Yılmaz'a konser protestosu
'Güneydoğu'nun
sorununu çözeceğiz'
EMÎNE KAPLAN
ENVERSEVİŞ
DİYARBAJOR - Baş-
bakan MesutYılmaz, Gü-
neydoğu'nun yaralannı
sarmaya hazır olduklannı
belirterek devletin görevi-
nin hangi yörede yaşadı-
ğına bakılmaksızın bütün
yurttaşlanna sahip çık-
mak oldugunu belirtti.
Yılmaz dün 7 bakanla
birlikte Diyarbakır'da
Yaprak Tütün Fabrikası,
Kalkınma Bankası Diyar-
bakır Şubesi ile Toplu Ko-
nut Idaresi'nce yaptınlan
2 okulun açılış törenlerine
katıldı. Tütün Fabrika-
sı'nın açılış töreni nede-
niyle bir konser veren şar-
kıcı Mahsun Kırmızı-
güJ'ün Yılmaz'dan daha
çok ilgi görmesi dikkat
çekti. Yılmaz'ın tören ala-
nına girmesi nedeniyle
konsere ara verilmesi
vurttaşlarca protesto edil-
di.
Terörün bölgenin geliş-
mesini engelleyen önem-
li bir unsur oldugunu be-
lirten Yılmaz. köylenn
boşaltıldığını ve milyon-
larca insanın evsiz kaldı-
ğını. yatınmlann durdu-
ğunu vurguladı. Hüküme-
tin Güneydoğu'nun yara-
sını en kısa zamanda yar-
maya hazır oldugunu bil-
dıren Yılmaz, şunlan söy-
ledi: "Buraya yaorım pa-
keti değil, fabrika açmava
geldik.Işte somutadunlar
aöyoruz."