Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhao Erinç
# Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışlen Müdürlen İbrahim
Yıldız - Dinç Tıyanç 9 Sonımlu Müdür:
Fikret tlkiz 0 Haber Merkezi Müdürü:
Hakan Kara •Görsel Yönetmen: Flkret Eser
Dış Haberier Şinasi Danışoğlu # Istıhbarat Cengiz
Yıldınm 0 Ekonomı: Mehratf Saraç 0 Kultür
Handan ŞenkökeD 0 Spor Abdülkadir V üct'lman
0 Makaleler. Sami Karaören 0 Düzettme Abdullah
Ya2Ki0Fotograf Erdoğan Köseoğlıı 0Bılgı-Belge.
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen MehmetFaraç
Yaym Kurulu: tlhan SeJçuk ıBaşkan),
Oriun Erinç, Oktav Kurtböke,
Hikmet Çetinkı> a. Şnkran Soner.
ErgunBakı.DiırçTayanç, İbrahim
Yıldız, Orhın Burulı, Mustafı
Balbav. Habuı Kara.
Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No:
125,Kjtt:4,Bakanlıklar-AnkaraTel:4195020(7hat), Faks.
4195027 • Izmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H Ziya
Blv. 1352 S. 2/3 Tel. 4411220, Faks: 4419117 •Adana
Temsücisi.ÇetmYTğeııoğliL, inönüCd 119S.No:l Katl,
Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15
Muessese Müdürii. Cstün Akmeo 9
Koordınalör Ahmet Konılsan 0
Mutasete Böknt Yener»kfae Hrâeym
Cörer • tşletme Önder ÇeHk • Bılgı-
tşlem N«il tml # Bılgısavar Sıstem.
Müıüvet ÇOer«Satış FazüetKnza
MEDYA C: • Yonetun Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gâlbin
Erduran # Koordınator Reha
lşıtman # Genel Mudür Yaniınıcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-513846<«l,Faks 5138463
Yayımlavan ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık A Ş
Turkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK.246 Istanbul Tel. (0'212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95
25EKİM1997 Imsak: 5.53 Güneş: 7.20 Öğle: 12.55 tkindi: 15.48 Akşam: 18.17 Yatsı: 19.37
Harlem çocukları
sevindirdi
• Haber Merkezi -
Dünyaca ünlü Harlem
Globetrotters basketbol
takımının 2 üyesi Londra
ziyaretlerinde Great
Ormond Street Çocuk
Hastanesf ne de uğrayarak
hasta çocuklan
sevindirdiler. Doğuştan
eklem hastalığına
yakalaıunış 3 yaşındakı
Damien Skudder ünlü
takjmın oyunculanndan
Sweet Lou Dunbar'ın
milyarlık ayaklan arasında
poz verirken hastahğını bir
an için unuttu.
iki TÜPk
ppofesöre ödiü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- ODTL öğretım
üyesi ve Mühendislik
Fakültesı eskı dekanı Prof.
Dr. Tuncay Birand ile
ODTÜ'den emekli Miami
Üniversitesı Makıne
Mühendislıği Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Sadık
Kakaç, bilimsel
çalışmalanndan dolayı
uluslararası ödül aldılar.
Derbenrin saüşı
• İstanbul Haber Servisi -
Sanyer'deki 5 bin nüfiıslu
Derbent Mahallesi'ni,
199rdel77milyarliraya
satm almasıyla ilgili
ihalenın geçerli olduğuna
karar verildi. Daha önce
'ihalenın geçersiz
sayılmasf yönündeki
karann Yargıtay tarafından
bozulması üzerine dün
Sanyer Sulh Hukuk
Mahkemesi'nde yeniden
göriilen davada, Yargıtay'ın
bozma karanna uyularak
ihalenin geçerli olduğuna
karar verildi.
Metropolleri birleştiren îzmit Köprüsü'nde "geleceğin demiryoluna" da yer aynlması gerekiyor
Körfez Köprüsü'nde demîryolu yokOKTAYEKİNCt
Raylı tüp geçişi Istanbul'da
engelleyebilmek için 3. Boğaz
Köprüsü projelerine bir çırpıda
"demiryolunu" da ekleyen ka-
rayolcular. aynı öneriyi İstanbul,
Îzmit Bursagibi üç büyük met-
ropolü birleştirecek tzmit Kör-
fezi Köprüsü'nde "unuttuJar-."
Aslında Bayındırlık Bakan-
lığYndaki bu tûr kararlar şim-
di değil, yaklaşık "50 yıl önce-
den" verilmiş durumda.
1946'da işbaşına gelen hü-
kümetin "siparişi" üzerine
"Amerikan Yol Heyeti" tarafin-
dan hazırlanan ünlü "Hilts Ra-
poru", Türkiye'de demiryolla-
n yerine karayollanna ağırlık
verilebilmesi için; "Ulaştınna
Bakaıüığrna değil, Bayındıruk
BakaıüığTna bağb bir tesküat-
lanma" öneriyordu. 1948tarih-
li bu ABD raporunun hemen
ardından hazırlanan "Karayol-
lan Genel Müdürlüğü (KGM)
Kuruluşu Hakkında Kanun"
da 1950 yıhnda TBMM'de ka-
bul edildiğinde, KGM'nin "Ba-
ymdıriık Bakanbğı'na bağh ola-
rak kurulmasnu" hükme bağ-
lıyordu...
Işte böylesi bir "yönlendir-
me" altında 1 Mart 1950'de yü-
riirlüğe giren 5539 sayılı KGM
Kanunu. aradan yanm yüzyıl
geçmesine rağmen hâlâ ilk gün-
kü kadar kararlı bir şekilde "de-
miryolu düşmanhğma" yasal
dayanak oluşturuyor.
Kanunda; "yol ve köprükri
seçipteküfetmek, yol güzergâh-
taruıı tayin etmek" gibi doğru-
dan ulaştırmayla ilgili kararla-
n alma görevi de verilen KGM.
bu kararlan Ulaştırma Bakan-
lığı'ndan "kaçınlmış" bir sta-
tü içinde üreterek aslında "de-
miryolu gerektiren güzergâhla-
n" da karayolu projelerine tut-
sak ediyor.
Yine bu 50 yıllık süreçte ül-
ke ulaşımının artık "yüzde
90'ını" KGM eliyle Bayındır-
lık Bakanlığı' na kaptıran Ulaş-
tırma Bakanlığı ise elindeki de-
miryolu hizmetini bile yeterin-
ce yapamazken, temel görevi
olmadığı halde "telekomüni-
Koriez KopâajMe derayom gspş de düaJratûBû ÖMMB;
fcstato4-bnt hatt 80tan.«brMta Busa'y b ^ i n a k üBusa'ya b^inarak. üç
d l l b i k
ISTANBUL-BURSA-İZMIR
demıyoij ıçaı Kfrte KSprtsû ta^anl» gûzergah
• Ulaştırma Bakanı
Necdet Menzir, istanbul,
îzmit, Bursa gibi üç büyük
metropolün yakın
gelecekteki zorunlu
demiryolu bağlantısını da
şimdiden planlamalı ve
henüz proje aşaması
sürmekte olan îzmit Körfezi
Köprüsü'nde raylı geçişe de
olanak sağlayacak bir
düzenlemeyi "şart"
koşmalı...
kasyon" (haberleşme) işleriyle
"vartığını sürdürmeye" çalışı-
yor...
Rant savaşlan
KGM'nin "demiryolu gerek-
tiren" güzergâhlarda "karayo-
lunu dayatması" politikasının
son büyük projesi ise îzmit Kör-
fezi Köprüsü.
16 Ekim 1997 günü Başba-
kan Mesut Ydmaz'ın imzala-
dığı sözleşmeyle proje ve yapım
süreci resmen başlatılan 3.5
km'lik karayolu köprüsü; ku-
zeyde TEM otoyoluna, güney-
de de Bursa-Yalova karayoluna
bağlantılan sağlayacak yakla-
şık 55 km'lik yeni bir oto-yol
inşaatını da öngörüyor.
Bunun 50 km'lik Karaburun
(Körfez)-Orhangazibölümün-
de ise Güney Marmara Bölge-
si 'nin en verimli meyve bahçe-
leri ve vasıflı tarun arazileri 6
şeritli bir oto-yolun yaklaşık 50
m. genişliğindeki kamulaştır-
ma ve inşaat kuşağıyla çiğne-
necek. Böylece, Bursa-Orhan-
gazi-Yalova güzergâhmda yeni
açılan ve trilyonlar harcanan 4
şeritli bölünmüş yol hizmete
girer girmez "terkediürken",
50 km'lik yeni oto-yol güzergâ-
hında ise doğayı yok eden ka-
çak ve plansız yapılaşmanın
"rant savaşlan" yaşanacak...
Oysa ki 1970'lerden bu ya-
na hemen her dönem sözü edi-
len "Marmara Bölge PlanJa-
ması" çahşmalannın genel ka-
bullen arasında; "BursaMetro-
politan Alanı" ile "tstanbul-tz-
mit Metropolitan Kuşağj" ana
ulaşım bağlantısının 'tophıyük
ve insan taşunaabğınayanıt ve-
rebilecek şekilde bir demiryolu
sistemivle" sağlanması, hep te-
mel hedef olarak vurgulanmış-
tı.
Deminolu ekonomisi
Bunu destekleyen ve "zonın-
hı küan" başlıca etmen ise yi-
ne her iki metropolitan bölge-
nin "Türkiye'nİB sanayi üreti-
mi ağırhğını" taşıması ve bun-
dan hareketle "demiryolu eko-
nomisinin" böylesi bir geliş-
meye •'kazandınlması" düşün-
cesi. Nitekim "Bursa-Kara-
mürsel-Hereke" yönündeki sa-
dece "80 km'lik" bir demiryo-
lu hattıyla, 2000'li yıllara yak-
laşık "20 müyon" kişilik bir nü-
fuslabaşlayacakolan tstanbul-
tzmit-Bursa metropolleri üçge-
ni içindeki "rayh ulaşun ağı" da
kurulmuş olacaktı.
Şimdi, Körfez Köprüsü'yle ve
üstelik bu köpriide bir demiryo-
lu geçişi olanağı bile düşünül-
meyerek, bütün bu hedefler yi-
ne "engeüenmiş" oluyor. İstan-
bul-tzmit-Bursa demiryolu he-
definin en "stratejik karan"
Körfez geçişi olduğundan, 50
yıldır Türkiye'yi bu uygarlık-
tan yoksun bırakan karayolcu lo-
bilerin Körfez Köprüsü'nü de
kendi "tekellerine" almalan so-
nucunda "ülkenin çağdaş ulaş-
brma hedeflerinden" bin daha
"doğmadan öklürüimüş" olu-
yor.
16 Ekim'de aülan imza henüz
"temel atma" olmadığma göre,
55. hükümetbu büyük firsaüka-
çırmamalı ve hiç değilse köp-
rü projesinin "gelecekteki de-
miryolu bağlanOsına" da yanıt
verecek şekilde yenıden düzen-
lenmesini sağlamalı. Ulaştırma
Bakanı Necdet Menzir'i burada
da önemli ve "yaşamsal'' bir
görev bekliyor...
ÖSYS'de yeni uygulama
Lise mezunu
adaya OÖBP
darbesi
YUSUFZİYAAY
ÖSYS'de bu yıl getırilen
uygulamayla lise son sı-
nıftaki üniversite adayla-
nnın Orta Öğretim Başan
Puanı'nın (OÖBP), lise-
den mezun durumdakı üni-
versite adaylannınkinden
daha yüksek bir katsayıy-
la çarpılacak olması, sayı-
lan 500 bini bulan mezun
adaylann tepkisine neden
oluyor. Uygulama, lise son
sınıftaki üniversite aday-
larmın başan yüzdesini art-
tırmayı amaçlarken, lise-
den daha önce mezun olan
adaylann üniversiteye gir-
mesini zorlaştınyor. Mağ-
dur durumdaki adaylar, uy-
e-posta : tan (a prizma.net tr
gulamanın Anayasa'daki
eğitim eşıtlıği hakkına ay-
kın oldugunu öne sürdüler.
Bir milyonu aşkın üni-
versite adayının yanştığı
ÖSYS'de bu yıl getirilen
uygulamayla, mezun du-
rumdaki adaylara OÖBP
darbesi vurulacak. Kazan-
mak için bir puanın bile
önemli olduğu üniversite
giriş sınavlannm ilk basa-
mağı olan ÖSS'ye bu yıl ük
kez girecek adaylann
OÖBP 0.2 katsayısı ile car-
pılırken, 1997'de liseden
mezun olan ve sınava
1997'de giren, ancak yer-
leştırilmeyen bir adaylarda
0.13 olarak uygulanacak.
1997ÖSYS-deyerleştirilen
1997 mezunu bir adayın
OÖBP'si ise 0.065 ile çar-
pılacak. Uygulama, lise-
den 1996 ve daha önceki
yıllarda mezun olan aday-
lann ÖSS'de düşük puan
almasına neden olacak. Bu
ÖSS adaylannın OÖBP'si,
1997 ÖSYS'de yerleştiril-
memişse 0.03, yerleştiril-
mişse 0.015 katsayı ile çar-
ptlacak.
Liseden bu yıl mezun
olan üniversite adaylannın
ikinci basamak sınavı olan
ÖYS'deOÖBP'leri0.6üe
çarpılırken, liseden 1997'de
mezun olan ve 1997
ÖSYS'de yerleştirilmeme-
miş adaylann OÖBP'leri
0.4 ile. yerleştirilmiş aday-
lann OÖBP'leri ise 0.2 ile
çarpılacak. Liseden 1996
ve daha önceki yıllarda me-
zun olan ve 1997 ÖSYS'de
yerleştirilmemiş adaylann
OÖBP'leri buyılkıÖYS'de
0.1 ile, yerleştirilmiş aday-
lannki de 0.05 ile çarpıla-
cak. Bu durum, üniversite
sınavına bu yıl ilk kez gi-
ren adaylara üniversiteye
yerleştirilmede avantaj sağ-
layacak.
Gelişmekte olan ülkelerde kırsal kesim, göç için bir kenti hedef seçiyor
20 müyon nüfiıslu köylerohişuyor
Toplumbilimciler, megakentierin giderek artan nüfüsu banndınp banndırama-
yacağı konusunda ciddi ka> güar taşıyor.
Çeviri Servisi-Son yıl-
larda akın akın kentlere
göç eden kırsal kesim in-
sanlan kentleri yaşanıbnaz
hale getiriyor. tşsizlik, can
güvenliğinin olmayışı, eği-
tim kurümlannın yetersiz-
liği gibi etmenlerin zorla-
masıyla kentlere göç eden
insanlann pek çoğu, ya-
şam koşullanndaki zorluk-
lara karşın genye dönme-
yi düşünmüyor.
Tüne dergisinin çevre
konulu özel sayısında bu
konuya da yer aynldı. Çok
yakında dünya nüfusunun
yüzde 50'sinin kentlerde
yaşayacağmıv'arsayantop-
İunibilimciler, kentlerin bu
3 milyar insanı banndınp
banndıramayacağı konu-
sunda ciddi kaygılar taşı-
yor. Nüfusunun yüzde 70'i
kentlerde yaşayan geliş-
miş ülkelerde doğum ora-
nı giderek düştüğünden
kentleşme olgusu planla-
nan sımrlan aşmıyor. Av-
rupa'nın en büyük kenti
Paris, 10 milyonluk nüfiı-
suyla dürryanm en kalaba-
lık 20. kenti. Ancak geliş-
mekte olan ülkelerde kır-
sal kesim genellikle tek bir
kenti hedef seçiyor. Bu
göçlerin sonucunda olu-
şan megakentler sürekli
genişliyor ve büyüyor.
2015 yılında dünya üze-
rindeki en kalabalık 33
kentin 27'sinin Asya'da yer
alacağı tahmin ediliyor.
Bunlann başında 20'şer
milyonluk nüfuslarıyla
Şanghay ve Bombay ge-
lirken, Cakarta ve çevresin-
deki kentlerde toplam nü-
fiısun 37 milyonu aşacağı
sanıhyor.
Megakentlere göç eden-
lerin çoğunun ciddi bir eği-
tim ve meslekten yoksun
olması, gecekondu mahal-
lelerinin korkutucu biçim-
de büyümesine ve her tür-
lü şiddete açık bir işsiz or-
dusunun oluşmasına yol
açıyor.
Bukentlerde normal be-
lediye hizmetlerinin sür-
düriilmesi hemen hemen
olanaksız. Hindistan'ın
başkenti Yeni Delhi'de
elektrik kesintisi günde 6
saate çıkabiliyor. Mexico
City'de bugün en önemli
sorun susuzluk. Kentin ye-
ralö sulannın tükenmeye
yüz tuttuğu son yıllarda
ancak zenginler temiz su
kullanabiliyor. Toplumbi-
limciler, megakentlerde
altyapının "çöktüğünü"
ileri sürüyor.
Nüfiıs patlamasına ma-
nız kalan bu kentlerdeki
sorunlann başında kana-
lizasyon geliyor. Tokyo'da
5 yıl içinde yeni kanali-
zasyon boşaltnîa bölgele-
nnin yaratılmaması duru-
Dünyanın en
kalabalık 10 kenti
Kert Hûtuı(rrityon)
Tokyo
Sao Paulo
NevvYofk
Mexico City
Bombay
Şanghay
Los Angeles
Pekin
KaJkûta
26.8
16.4
16.3
15.6
15.1
15.1
12.4
12.4
11.7
SeuS 11.6
UtaOtr
l
munda, var olan sistemle-
rin "taşacağı" söyleniyor.
Dakka ve Bombay gibi
kentlerde bugün çöplerin
yansı toplanamıyor. Ka-
nalizasyon sulannın içme
sulanna kanşması da sal-
gınbağırsak hastahklannın
yayılmasına neden oluyor.
Hava kirliliği megakent-
ierin diğer önemli bir so-
runu. Gelişmekte olan
kentlerde kdrli havayı solu-
mak günde 20 sigara iç-
mekle eşdeğer. Var olan
yollann her geçen gün ar-
tan motorlu taşıt yükünü
kaldırmaması, solunum
yollan hastahklannın ya-
nı sıra ekonomiye de ağır
bir yük getiriyor.
Sigaranın
dumanı
yok olacak
Ekonomi Servisi - Phılip
Morris Şirketi, sigaranın
dumanını ve külünü yok
eden mikroelektronik bir
ağızlık üzerinde çalışıyor.
Çağn cihazı
büyüklüğündeki ağızlık,
113.2 gram ağırlığmda ve
pilleri şarj edilerek tekrar
kullanılabiliyor.
Hepatit-B
TBMM
gündeminde
ANKARA (Cumhuri>et
Bürosu)- Kocaeli bağımsız
milletvekili Bekir
Yurdagül, tehlikeli ve
yaygın olan Hepatit-B
hastalığma karşı, Sağlık
Bakanlığı'nın ne tür
tedbirler aldığını sordu.
Yurdagül, Sağlık Bakanı
Halil lbrahim Özsoy'un
cevaplandırması istemiyle
TBMM Başkanhğına
sunduğu soru önergesınde.
Hepatit-B hastalığı
hakkında toplumun yeterli
bilgisi olmadığmı kaydetti.
ÖSS
başvurulan
pazartesi günü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)^ Öğrenci Seçme
Sınavı (ÖSS) için
başvurular, Pazartesi günü
başlayacak. Başvurular, 11
Kasım'a kadar devam
edecek. Üniversiteye
girişte birinci basamak
olan ÖSS 29 Mart
1998'de, ikinci basamak
Öğrenci Yerleştirme
Sınavı (ÖYS) ise 21
Haziran'da yapılacak.
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
T) eki, şimdi Eşber Yağmurdere-
± li'nin de hiç kabahati yok mu?
Yok düşünmüş de düşüncesini söy-
lemış. Sanamı kaldı kardeşim illada
düşünceni söylemek? Söylemesen
ne olur? Ya da deniz kıyısına git,
orada istediğin kadar söyle. Hem de
avukatsın, güzel güzel avukatlığını
yapsan ne olur? Bu memlekette ne
işler yapardın da başın derde gir-
mezdi. Bizim de yanhşımız var de-
mek ki. Zamanmda sana biraz akıl
vermeyi ihmal ettik. Dinlerdin din-
lemezdin, o senin bileceğin işti. Bel-
ki gene dinlemezdin de "Benim ak-
hm bana yeter" derdin, o zaman da
biz vazifesini yapmış insanlar olarak
içimiz rahat eder "Ne yapatam, ken-
di düşen ağlamaz" derdik. Sevgili
kardeşimiz Eşber, sen bilmez misin
ki bu memlekette düşünce açıkla-
mak çok tehlikelidir ve de suçtur ve
de yasaktır ve de günahtır ve de zin-
har hayatını karartır. Demek ki bil-
mezmişsin, ne diyelim. Keşke baş-
ka işler yapsaydın. Neler mi?
Mesela çete üyesi
olsaydın...
eğil mi ya kardeşimiz Eşber,
mesela çete üyesi olsaydın. Bel-
ki hakkında soruşturma bile açıl-
mazdı, açılsa bile bir şey çıkmazdı.
Hadi bir şeyler çıkar gibi oldu diye-
lim, tutuklanırdın diyelim, iki üç ay
yatar, çıkardın.
Girişin çıkışın olay olur, çete üye-
leri, sempatizanlan seni alkışlar,
"Türkiye seninle gurur duyuyor"
derlerdi. Şimdi öyle mi ya. Avrupa
Eşber Yağmurdereli de başka işler yapsaydı...
ayağa kalkıyor, bak, senin yüzün-
den Türkiye sıkınhya düşüyor. Av-
rupa Topluluğu'na girmemiz bile se-
nin yüzünden engelleniyor. Senin
yüzünden Adalet Bakanı bile biraz
utanarak. sıkılarak da olsa (belki de
bize öyle geliyordur) Türkiye hu-
kuk devletidir diye konuşmak zo-
nında kalıyor. Şimdi oluyor mu ya.
Sen güzel güzel şerefli bir çete üye-
si olsaydın bunlara gerek kahr mıy-
dı? Senin için kim bilir bilinmeyen
kaç kişi devreye girer, sen de hop, te-
reyağdan kıl çeker gibi serbest kalı-
verirdin. Şimdi neymiş, düşünce
açıklamışsın d?, böyle şey olurmuy-
muş da, yazarlar çizerler yazıp çizi-
yorlar ama nafile. Biraz yatacağa
benzersin. Hadi sen yatmasına yat da,
elâleme ayıp oluyor. Böyle şeyler
olmasa bizimkiler "Canım efendim,
bizde düşünceözgüıiüğü elbette \ar,
bakın herkes havalar nasıl olacak
mevzusunda istediği gibi düşünebi-
lir" diyecekken diileri ceplerine gi-
riyor. Yani kardeşim, sen büyükle-
rimizi biraz güç duruma sokuyor-
sun, tamam mı? Ne olurdu sen de çe-
te üyesi olsaydın. Neyse.
Polislerin avukatı
olsaydın ya...
A vukatmışsın Eşber Yağmurdere-
/ İ li, ne olurdu, sen deManisada-
vasında mağdur olan polislerin avu-
katı olsaydın. Başına bu işlerin hiç-
biri gehnezdi. Avukatlannbakacak-
lan davalan seçmeleri de çok önem-
lidir. Hele öyle siyasal ikü'darlann kar-
şı olduklan siyasal davalan alırsan
başın gene derde girer. Ama dayak
attığı, işkence yaptığı iddia edilen
polislerin avukatı olanlar çok rahat
ederler. Başlanna hiçbir şey gelmez.
Neden gelmez? Haklıyı savunduk-
lan için gelmez.
Şimdi. bir polise dayak ath diye,
işkence yaptı diye iftira etmek ne
demek. Polistir, demek ki bir bildi-
ği vardır ki dayak atmıştır, belkim iş-
kence bile yapmıştır ama bunlann da
sebepleri vardtr. O zaman da bu id-
dialar iftira sayılmahdır. Şimdi bun-
lann iftira oldugunu ortaya koyacak
hâkimler elbette vardır ama avukat-
lar da olmalıdır.
Baksana, son duruşmada hâkim-
ler, "Öyle yüzleştirmeye falan gerek
yok" dediler de ne güzel karar ver-
diler değil mi? Milletin bunlardan
uyanması gerekir. Ashna bakarsan
uyanan uyanıyor ama kimileri de iş-
te bu Eşber kardeşimiz gibileri de bir
türlü uyanamıyor. Bir de bizim mil-
leti uykuda sanıp iftira edenler var
da iki de bir "Ah bir millet uyansa"
deyip duruyorlar. Bilmiyorlar ki bi-
zim millet çok uyanıktır da böyle
akıldanelerin uyanması zor oluyor.
Yapacağın avukatlığı bilseydin kar-
deşim Eşber, olmazdı işlerin böyle
beter.
Keşke ticaretle
uğra$saydın...
~K 7"e güzel olurdu. Krediler, pazar-
1V lama, aldındı verdindi, şurası
nasıldı, burası öyle miydi derken
günler gelip geçerdi. Kimse de se-
ninle uğraşmazdı. Paran olurdu ki çu-
vallara sığmazdı.
Yiyip içmekle bitmez, harcadık-
lann fazlasıyla yerine gelirdi. Ne po-
lisle işin olurdu, ne mahkemeyle.
Polisle işin, düzenledikleri gecelere
çiçek göndermek olurdu. Mahke-
melerle işine de şirketin avukatlan
bakardı. Gel keyfim gel yaşardm.
Ama biliyorum, böyle şeyleri dinle-
mezsin bile.
Şimdi dersin ki bu söylediklerini
yapanlar yapıyor, benim işim başka.
Ben de bildiğim şeyleri yapıyorum,
başım da belaya giriyor ama benim-
le ugraşanlann başı daha çok bela-
ya giriyor. Bak bu sözlerin de doğ-
rudur derim. Doğrudur ya, bu mem-
lekette doğru insanlann başlan be-
laya girmeden doğru yolu bulma-
mızne zaman olabilecek? Onu da bir-
likte göreceğiz.