Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
!S 18 EKİM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Her yaşa
seslenen defile
' " • İstanbul Haber Servisi -
' Her yaşa seslenen
' •üriinlerin yer aldıgı
"Altimod 97/98 Sonbahar-
~'Kış Koleksiyonu
İSvvissotel'de dûzenlenen
~bir defîle ile sergilendi.
,, Çarşı Mağazalan'nın ve
^Altimod'unkısa
...tarihçelerinın
;;.multıvizyonla
•gösterilmesinin ardından
- • Bilge-Ahmet Tuğsuz'un
hazırladığı koreografıyle
-<;16 ayn tablo izleyicilerin
beğenisine sunuldu. 2
milyon adet ürün kapasiteli
Altımod 97/98 Sonbahar-
-.KJŞ K.oleksiyonu'nun
tanıtımı dev ekranla
izleyicilere gösterildi.
Ünlü mankenler ve 30
çocuğun bulunduğu 70
kişilik manken kadrosunun
sergilediği defile bir
kokteylle sona erdi.
' (Fotoğraf: KAAN
'SAĞANAK)
Kıs3... Kısa...
V.-B Düşerek kalça kemiğini
-iaran ve geçen cumartesi
. Avrupa Hastanesi'nde
•"kalça kemiği ameUyan"
t geçiren YüdızSert'in
doktonı İlhan Cevher,
Sertel'in sağhk
~ dunımunun iyi oiduğunu
söyledi.
• Marmara Onıversitesi
Beden Eğitimi ve Spor
"Yüksekokulu'na 1997-98
n
ögretim yılında öğrenci
^)üftı jçin yajiılan yetenek
sınavı sonüçlannın iptali
'için Bölge tdare
Mahkemesi'ne dava açıldı.
H Enerji ve Tabii
Ka>naklar BakanügTıun
yap-işlet modeliyle
gerçekkştirdiği doğalgaz
"santral ihaleleri
sonuçlandınkh.
• MHP'nin 23 Kasım'da
yapılacak kurultayında
genel başkanlık için Ramiz
Ongun'dan sonra Tuğrul
-Türkeş de aday oiduğunu
Jaçıkladı.
• RTÜK'ün20Uvel7Uçe
merkezinde yaym yapan
îjyerel televizyonlara kanal
Itahsisine ilişkin sıralama
;ihalesinde komisyon
Hüyeleriffln cuma namaa
;kılabilmeleri için yaklaşık 3
•saat ara verBdi.
<P ÖDP Genel Başkan
^ardımcısı Burhan
«Sönmez, nükleer santral
Syapunına ciddi tepkilerin
yoğun bir biçimde
sürmesine karşın, bilim
adamlan, yurttaşlar ve
yöneticiler tarafindan
tartışılmaksızın bu konuda
adırn atılmasmın yanlış
oiduğunu bildirdi.
• Çukurova
Ünrversitesi'nde başlayan
diş hekimliği kongresinde
"bir beyaz gülüş"ü
"aklaşürma" adı verilen
teknik ile 400 dolar (75
milyon lira) harcanarak
sağtanabileceği vurgulandı.
• BP, Türkiye'de faalıyete
geçmesinin 85.
yıldönümünü. önceki
akşan AKM'de
düzenlediği bir konserle
kutladı.
I Türk sanat müziği
sanatçısı Muazzez Abacı,
bir süre önce ağır bronşit
nedcniyle tedavi gördüğü
Alman Hastanesi'nden
diin taburcu oldu.
P fciiili Eğıtım Bakanı
flikınet Ulugbay, ûst üste
Ski yıl sınıfta kaldıklan
için okuldan atılan lise
birircı sınıf öğrencilerinin
Istaıbul Bölge Idare
Kialkemesi'nde bakanlık
aleyıme açtıklan davayı
kazaımasına karşın
çkuüanaa
flönemeyeceklerini
âçıkadı.
• CHP'nin bazı genel
inentez yöneticilerinin yer
fekiıgı bir heyet, sivil
İoplım örgütierinin
y&neticilerivle görüşmek,
Doğı ve Güneydoğu'daki
28 il başkanmın katılacağı
böVlf? toplanâsına katümak
üzeıe Diyarbakır'a gitti.
Taşıt Şube Başkanı Hasan Ali Yardım, yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulundu
IETT'de işçflere sendika baskısı
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Yargıtay Curahuriyet
Başsavcılığı'nca kapatıl-
ması istemiyle hakkında
dava açılan Refah Partisi,
partüi belediyelere bağlı
kuruluşlar üzerinde bas-
kılannı artınyor. Beledi-
ye-tş Sendikası tETT Ta-
şıt Şube Başkanı Hasan
Ali Yardım, tETT yöne-
tim kadrolannm Refah
Partisi'nin "siyasi kadro-
lanna" dönüştüğünü bil-
dirdi. tETT yöneticileri-
nin sendıkalanna üye 8
bin işçiye, RP'nin siyasi
görüşüne yakınlığı ile bi-
linen Hizmet-lş Sendika-
sı'na üye olmalan için
"baskı'' yaptıklannı be-
lirten Yardım, bu yöneti-
ciler hakkında "kamuda-
vas" açılması için Adalet Bakan-
lığı'na suç duyurusunda bulun-
duklannı kaydetti.
Emlak Bankasrnı zarara uğra-
tarak "mali yönden sorumlu" ru-
tulan ve 14 Şubat 1988 tarihinde
iş akdinin feshedilmesınin ardın-
dan 28 Arahk 1994'te tETT'de
"devlet memuru" olarak işe alı-
nan Abdûlkerim Bûyükdoğan.
tETT'nin "mali sorunılusu" ola-
rak gösterilen Taşıtlar Daire Baş-
kanlığı Hesap tşlen Şube Müdür-
lüğü'ne getirildi. RP. lETT'de 28
Başkan
Tayyip
Erdoğana
yağmur
soruları
İstanbul Haber Servisi- İstanbul Bü-
yükşehir Belediye Başkanı Recep Tay-
yip Erdogan'm. sağanak yağmurlar
sonrası oluşan sel baskını, trafik sıkışık-
lığı. elektriklenn kesılmesi. sulann ak-
mamasına neden olarak "geçmiş dö-
ncmlerin varatnği attyapjyı" gösterme-
si yurttaşlann sert tepkisine neden ol-
du. Yurttaşlar, Erdoğan'ı kendi döne-
mtnde metro dışında kentsel alt yapıya
ne kadar yatınm yaptığmı ve önceki
yagmurlar sonrası sözkonusu bölgele-
re ne yaptığımn hesabını vermeye ça-
ğırdılar.Yurttaşlann gazetemiz aracıh-
gıylaErdoğan'ayönelttiği sorular şöy-
le:
9 Büyûkşehir belediyesinin yakla-
şık 110 trilyon liralık bütçesinm metro
hariç yüzde kaçı, kentin teknik altyapı-
sına aynhnıştır?
# tstanbul'da yolu bile olmayan tar-
la vasfuıdaki arazilere apartman ızınle-
ri nasıl veriliyor? Bunlarkaçaksa neden
göz yumuluyor.
# Drenajlan ve meyilleri yağmura
göre düzenlenmemiş, mevcut kaldınm-
larda döşemeler yenilenip, bordür taş-
lan döşenirken altyapıya neden giril-
miyor?
# Aynı kaldırun ve bordürtaşlannın
boyanmastna, korkuluklann birkaç ay-
da bir değiştirilmesine, yapılan harca-
malar ne kadardır. hangi fırmalar tara-
findan gerçekleştirilmiştir. Bu paralar-
la ne kadar teknik altyapı gerçekleştiri-
lebilirdi?
# Büyûk konut projeleri ve binlerce
öğrenciye burs verilmesi öncelikle ya-
sal görevlernuz arasındamıdır? 3.5 yı1-
dır bu gibi işler için bütçenizden ne ka-
dar pay ayırdınız? Kamuoyuna "'bele-
diye olanaklanyla siyasal örgütienme
yaptığmız'" şeklinde yansıyan bu tür
harcamalann İstanbul'a maliyetı nedir?
# Kent her yagmurda boğulurken
Haliç'e fiskiye yapmak, siyasal fetih
gösterileTİne milyarlar harcamak, HA-
BTTAT'ı mehter takımıyla acmak han-
gi belediyecilik anlayışmın ûrûndûr?
# Döneminizde yalnızca sizin karar
vererek başlattığınız prpjeniz var mı-
dır. Varsa hangileridir?
# Bugüne dek en çok yurtdışı gezi-
si yapan belediye başkanı olarak tanı-
nıyorsunuz. Bu gezilere ne kadar har-
cama yapıldı ve îstanbul'a yansıyan
faydalan nelerdir?
yıldır toplusözleşme imzalama
yetkisinı elınde bulunduran Bele-
diye-lş Sendikası'nın etkisinı kır-
mayaçalışıyor. Hasan Ali Yardım.
tETT Genel Müdürü RaifYetim' ın
" Fatsa Et-Balık Kunımu"ndan bu
makama getinldiğuıi anımsatarak,
particiliğin tETT kurumunda had
safhaya ulaştığını vurguladı. tETT
Genel Müdür Muavıni AB Bölük-
başı, tETT Personel Daire Başka-
nı Ahmet Necati Gönderen. tETT
Personel Daire Başkan Yardımcı-
sı Ahmet Eskünür. İETT Etüd
Plan Proje Başkan Yardımcısı Ali
Arslan. tETT Anadolu Yakası
Bölge Şube Müdürü Köksal So-
lak, İETT tkitelli Şube Müdürü
Emrullah Ölüç ve İETT tkitelli
Garaj Müdür Muavıni Nihat Gö-
melek"in tstanbul Büyûkşehir Be-
ledıve Başkanı Recep Tayyip Er-
doğan'ın göreve başlamasından
sonra bu makamlara getinldığini
belirten Yardım, bu personelin 657
Sayılı Devlet Memurlan Kanu-
nu'na tabi olduklan için sendikal
faalıyette bulunmalannın "yasaya
avkm" oiduğunu vurguladı. Yar-
dım, "İşçileri RP've yakın Hak-
Iş'e bağü Hizmet-lş'e geçmeye zor-
layan bu isimler hakkında kamu
davası açılması için Adalet Bakan-
bğı'na suç duvurusunda bulun-
duk. Haklaruıda kamu davası açı-
lacak" dedi.
tETT Genel Müdürlüğü'nün 8
bin işçiye, Hak- lş'e bağlı Hizmet-
tş'e üye olmalan için baskı yapO-
ğuu belirten Yardım, Anayasa'nın
51. maddesı ile 2821 sayılı Sendi-
kalar Kanunu'nun 22. maddesin-
de. "Hiçbir isçi belli bir sendikaya
üye obnaya zorlanamaz" ıfadesı-
nin yer aldığını. işçiye yapılan bas-
kı nedeniyle tETT yöneticilerinin
"suç" işlediğini öne sürdü. Bu
arada. Emlak Bankası tarafindan
14 Şubat 1988 tarihinde. "çabş-
ması verimsiz bulunduğu" ve
"bankaya yararlı otamayacağı ka-
naatine >ankiığı" gerekçcsıyle iş
akdi feshedilen Abdûlkerim Bü-
yükdoğan, İETT Taşıtlar Daire
Başkanlığı Hesap tşleri Şube Mü-
dürü oldu.
SODEV
Atatürkçü
gençlere
eğitim bursu
tstanbul Haber Servi-
si - Sosyal Demokrasi
Vakfı (SODEV), hızla
gelişen ve yaygınlaşan
gerici akımlara karşı,
gençleri karanlığateslim
etmemek amacıyla Ata-
türkçü, laik ve çağdaş
gençlere eğitim bursu
veriyor.
SODEV Başkan Ve-
kili Aydın Cıngı amaç-
lannın, gençlerin çağa
yakışır biçimde yetişti-
rilmesine katkı sağla-
mak için iki yıl önce baş-
lattıklan "Aydınbğa
BursVerin" kampanya-
sı kapsamında geçen yıl
60 gence burs verdikle-
rini söyledi. Cıngı,
1997-98 eğitim yılında
da burs vermeyi sürdür-
düklerini belirterek,
yurttaşlan, laik, demok-
rat, aydınlık görüşlü in-
sanlan gençlerimize sa-
hip çıkmaya çağırdı.
Aydın Cıngı, Türkı-
ye'de birtakım çağdışı
akımlann ülkeyi ve
özellikle de gençleri
planlı bir şekilde karan-
lığa çekmeye çaltştıkla
1
•
nnı ve buyolda oldnkça '
yol aldıklannı kaydetti.
Cıngı, laik cumhuriyet-
ten. bilimden ve aydın-
lanmadan yana olan
yurttaşlann. cumhuriye-
tin geleceği olan gençle-
re sahip çıkmalannı iste-
di. Cıngı şöyle devam et-
ti: "Demokrasiden, ba-
nştan ve çağdaş Türid-
ye'denyanaolanvıırttaş-
İarunızm, gençlerin bu
yönde eğitilmelerine yar-
duncı oimalan gerekir.
Özellikle dar gelirli ög-
rencilerin hi yetişmesi ve
çağdışı akımlann oyunu-
na gelmemesi için burs
kampanvamızı bu yıi da
büyüterek sürdürmek
isttyonız."
İstifa eden Türkiye savunmanı
'İşkence iddiası
Türkiye'yi
zora sokuyor'
ALİER
Türkiye'nin Avrupa ln-
san Haklan Mahkeme-
si'ndeki (AİHM) savun-
manı Prof. Dr. Aslan
Gündüz bu görevinden
istifa etti. Prof. Gündüz,
istifasına gerekçe olarak
"artan dava savısının ağu~-
laşürdığı iş yflİdinü" gös-
terdı. Türkiye'nin mevzu-
attan ve uygulamadan do-
ğan sorunlan bir an önce
çözmesi gerektiğini vur-
gulayan Prof./ Gündüz,
işkencenin önlenmesinde
asıl büyük görevin savcı-
lara ve hâkimlere düştü-
ğûnü söyledi.
Türkiye'yi AlHM'de
dört yıl savunduktan son-
ra, yetkilileri uyarmak
amacıyla görevinden isti-
fa eden 1Ü Siyasal Bilgi-
ler Fakültesi öğretım üye-
si Prof. Dr.Bakır Çağ-
lar'dan sonra bu görevi
üstlenen Marmara Üni-
versitesi Hukuk Fakültesi
ve Insan Haklan Merkezi
Müdürü Prof. Dr. Aslan
Gündüz de bu görevi yak-
laşık bir yıl sürdürdükten
sonra istifa etti. Ağırlaşan
iş yükü nedeniyle göre-
vinden istifa ettiğini söy-
leyen Prof. Gündüz, isti-
fa gerekçesini şöyle açık-
ladı: "AİHM'ye Türki-
ye'den yapılan başvuru-
larda iç hukuk youannın
tükenmiş olması şarn
aranmadığı için davasavı-
sı sürekli aruyor. Avrupa
tnsan Haklan Komisyo-
nu'nda görülen davalann
yanı sıra mahkemede de
her a> iki dava görülmeye
başlandı. Tünı bunlara
yetişmem için akademik
görevûnden istifa etmem
gerekirdi. Ben asıl işim
olan öğretim üveüğini ter-
cihettim."
Prof. Gündüz, Avrupa
tşkenceyi Önleme Komı-
tesi'nin en son iki ay ön-
ce olmak üzere iki kez
Türkiye hakkında 'işken-
ce yapdıyor" raporu ya-
yımladığını. bunun ülke-
mizi mahkemede olduğu
kadar diğer platformlarda
da güç durumda bıraktığı-
nın açık olduğunun altını
çizerek şöyle konuştu:
"Türkiye Avrupa tnsan
Haklan Sözleşmesi'niim-
zalarken standaroan bOi-
yordu. Şimdi haklı olarak
bizden bu standartlara
tam olarak uymamız iste-
niyor. Mevzuattan ve uy-
gulamadan kaynaklanan
sorunlar var. Bu sorunla-
nn bir an önce giderilme-
sigerekir. Asıl sorun uygu-
lamadaki aksaklıklardan
kavnaklanıvor.1
"
İ T X U 1 I 1 1 C U V d i u y u i , c y i C I I l » l i r u y u i îdMffliyetGazeteiBa^^nAbditpekçi'ninNişai!-
taşı'nda öldürüldüğü sokakta buluştu. KaranfıUerden ve mumlardan korktuğunu söyteven İpekçi'nin kızı Nükhet İpek-
çi, "Rahatlamaktan kaçmmahyiz. RahatJarsak katillerin üzerine ghroemiz zorlaşır" dedl Susurtuk davasuun mflletve-
küi sanıklan Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın dokunulmazfakiarmın kakbnlması amacıyla Aydınlık İçin Yurttaş Giri-
şimi'nin başlatttğı "Sürekli Avdınlık İçin Bir Dakika Karanlık" evlemL önceki akşam eski MİIIivct Gazetesi Başyazan
Abdi İpekçinin suikasta uğradığı N işantaşı'ndaki Abdi İpekçi Sokağı'nda v apıldL EUerinde gemki fenerleri mayiap ve
mumlarla saat 2030'dan itibarvn İpekçi'nin öldürüklüğü verde toplanan. aralannda gazeteci siyasi parti ve sivil toplum
örgütü temsilcilerinin de bulunduğu yurttaşlar, İpekçi'nin öldürüldüğü vere beyaz karanfüler bırakü. Türkiye Gazete-
ciler Cemiveti Başkanı Nail GüreU. -Zindanlar bosabıru çetekre yer kalsuı" sloganlanıun arasında yaptığı konuşmada,
"Türkiye Cumhuriyeti artık bu kadar karanhkta kalmaya layık bir ülke değfldir'' dedL (AYKUT KÜÇÜKKAYA)
ÇYDD 'den 3. Köprü, Tüp Geçiş ve Boğaziçi' sempozyumu
'Doğanın korunması çağdaşlıktır*
istanbul Haber Servisi -Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği Sanyer Şu-
besi' nin düzenlediği "3. Köprü, Tüp
Geçiş ve Boğaziçi'' konulu sempoz-
yumda konuşan Yüksek Mimar Ok-
tay Ekinci, SİT kararlanna karşı çı-
kanlann Atatürkçü olamayacağını
söyledi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Der-
neği Sanyer Şube Başkanı Yetkin
Aröz, tstanbul Boğazı'na tüp geçiş
yapılmasında kararlılık gösteren U-
laştırma Bakanı Necdet Menzir'e te-
şekkür faksı çekeceklerini açıkladı.
Beşiktaş Balıkçılar Derneği, İstanbul
Balıkçı Dernekleri Birliği ve Doğa
Savaşçılan Çevre Grubu açıklama ya-
parak Menzir'i kutladılar.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Der-
neği Sanyer Şube Başkanı Yetkin
Aröz'ün başkanlık ettiği söyleşide
Oktay Ekinci, "Anıflar Kurulu 1924
yıhnda Atatürk' ün dircktifıyle kurul-
du. Tarihin ve doğanın korunması
Atatürkçülüktür, çağdaşlıktır'' dedi.
Ekinci, Türkıy'deki ulaşımın yüzde
90"ının Karayollan'nda oiduğunu an-
cak Karayollan'nin. ulaşımdan so-
rumlu Ulaştırma Bakanlığı'na değil
Bayındırhk ve tskan Bakanlığı'na
bağlı olmasının büyük bir çelişki oi-
duğunu söyledi. Atatürk döneminde
demiryolu yapımınm büyük bir hız
kazandığını ancak 1946'dan sonra ka-
rayoluna ağırlık verihneye başlandı-
ğını vurgulayan Ekinci, daha sonra
şunlan söyledi:
• ÇYDD Sanyer Şube
Başkanı Aröz, Boğaz'a
tüp geçiş yapılmasında
kararlılık gösteren
Ulaştırma Bakanı Necdet
Menzir'e teşekkür faksı
çekeceklerini açıkladı.
"Ulaşürma Bakanlığu İstanbul Bo-
ğazı'na tüp geçiş yapılmasıyla ilgüi
proje çalışmalarmı 1985-1989 yıllan
arasında yapü ve 11 milyon dolar har-
candı. Bu öviesine bir ciddi çahşmadır
ki Boğaz'daki balıklann tüp geçiş ça-
hşmalanndan etkilenmemesi için ne
gibi önlemlerin ahnması gerektiği da-
hi befirtilmiştir. Ravlı Tüp Geçiş Pro-
jesi. diğer raytı sistemlerle de bağlan-
tüı olacağından ulaşun sorununa
önemli öiçüde çözüm getirecektir.
1946'dan beri "kökü dışanda" birda-
yatmayla karayollan tuzağına düşfll-
müşjtür."
Ote yandan Beşiktaş Balıkçılar
Derneği, tstanbul Babkçı Dernekleri
Birliği ve Doğa Savaşçılan Çevre
Grubu daortak bir açıklama yaparak,
tüp geçiş konusunda kararlı tutumla-
n nedeniyle, başta Ulaştırma Bakanı
Necdet Menzır olmak üzere, Çevre
Bakanı tmren Aykut, Maliye Bakanı
Zekeri>^ Temizei, Devlet Bakanı Hü-
samettin Ozkan ve Turizm Bakanı tb-
rahim Gürdal'ı kutladılar.
tstanbul Otobüs Sahipleri ve tşlet-
mecileri Esnaf Odası Başkanı İsmail
Yüksel, her iki köprüde toplu taşım
araçlanna öncelik verilmesini istedi.
Yûksel, "otobüs yohı" uygulaması-
na geçilmesi halinde, tETT otobüsle-
riyle birlikte taşıdıklan yolcu sayısı-
nin ikiye katlanacağmı savundu.
tETT Genel Müdürü RaifYetim de
öneriyi desteklediklerini belirtti.
AııkaraMa yolsuzLuk tarbşüdı
ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu)-
Türkiye ve Orta Doğu Amme tdare-
si Enstitüsü ile merkezi BrüksePde
bulunan Uluslararası Yönetim Bi-
limleri Enstitüsü'nün düzenlediği
"Siyasal ve Yönetsel Yozlaşma" se-
mineri Ankara'da gerçekteştirildi.
TODAlE Konferans Salonu'nda
3 gün süren seminer, "Yeni Ulusla-
rarası Düzen, Devletin Yeniden Yapı-
lanması, İktidar ve Yolsuzluk, Yol-
suzlukla Mücadele Araçlan, Yasal-/
Politik Araçlar, Yolsuzlukla Müca-
dele Araçlan ve Sosyo-Kültürel
Araçlar" başlıklan altında üç ayn
çalışma grubunca gerçekleştirildi.
Almanya, Belçika, Fas, Fransa, G.
Afrika, Hindistan, Hollanda, Kame-
run, Kore, Nijerya, Portekiz, Sloven-
ya ve Uganda'dan bilim adamlannın
ve devlet görevlilerinin katıldığı
uluslararası seminerde, üç farklı ça-
lışma grubu, yolsuzluklann neden-
lerini farklı boyutlanyla irdeleyerek
çözüm önerilerini tartıştı.
Portekiz Devlet Bakan Yardımcı-
sı JoaoVargas Moniz, eğitimin birin-
ci derecede önemine dikkat çekerek,
hükümetin uygulamalan ile doğru-
dan ilgili oiduğunu söyledi. Kapanış
oturumunda başkanlık yapan Cum-
huriyet Gazetesi Yönetim Kurulu
Üyesi Dr. Alev Çoşkun, üç gün sü-
ren toplantıda çok önemli şeylerin
konuşulduğunu ve çalışmalann hem
Türkiye'de hem de yurtdışında kitap
haline getırilmesinden memnunluk
duyacağını belirtti.
"Yeni Uluslararası Düzen, Devle-
tin Yeniden Yapılanması, İktidar ve
Yolsuzluk'' çalışma grubuna, Ugan-
da Devlet Bakanı Catherine Mave-
jinaAkumu başkanlık ederken, Al-
manya'dan Reniold Thiel, Türki-
ye'den Prof. Dr. Türker Alkan ra-
portörlük yaptı.
"Yolsuzlukla Mücadele Araçlan,
Yasal-Politik Araçlar" çalışma gru-
buna, Hürnyet Gazetesi'nden Prof.
Dr. Kurtfaan Fişek başkanlık eder-
ken, Ingiltere'den Prof. Dr. Alan Do-
ig, Türkiye'den Prof. Dr. Ayşe Ayata
raportörlük yaptı.
"Yolsuzlukla Mücadele Araçlan,
Sosyo-Kültürel Araçlar" çalışma
grubuna, Fas'tan Muhammed Wali
başkanlık ederken, Hollanda'dan
Prof. Dr. Frank de Zwart Türki-
ye'den Doç. Dr. Mehmet Ecevit ra-
portörlük yaptı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Başkanlık Sistemi
Türkiye'de zaman zaman dile getirilen "başkan-
lık sistemi özlemi", aslında güçlü bir "yürütme gü-
cü" arzusunun gündeme getirilmesinden başka
bir şey değil. Ancak bahanesi "istikrar arayışı."
Son günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafin-
dan yeniden gündeme getirilince, yoğun tartışma-
lara neden oldu. Hele Sayın Sakıp Sabancı da bu
ışe heveslenince, işin yanlış yerlere doğru gittiği-
ni düşünmeye başladım ve başkanlık sistemiyle
ilgili görüşlerimi yazmaya karar verdim.
Aslında bu yazıyı erteleyip duruyordum. Zıra
konu, bir köşe yazısı çerçevesinde ele alınama-
yacak kadar geniş ve çetrefil. Ve ben bu konuyu
bir "köşe yazan" olarak değil, bir siyasetbilimci
olarak genişliğine ele almak istiyordum. Fakat bu-
rada da bir özet yazmam, gereksinim haline gel-
di.
Son iki yüz yıldır, bir devlette üç "güç" olduğu
varsayılır. Bunlar "yargı, yasama veyürütme" güç-
leridir. Aydınlanma sonrasındaki devlet yapısına
gelene kadar, tüm bu güçler aynı kişi ya da gru-
bun eline toplanmış olduğu için; bu insanları fren-
leyecek herhangi bir güç yoktu. Işte güçleri biri-
birinden ayırarak, biribirlerini denetlemelerinin
sağlanması, kişisel iktidarları frenlemenin en ko-
lay yolu olarak görüldü.
20. yüzyılda bu üç güce bir "dördüncü güç " ek-
lendi. Bu da basın idi. Ancak sanıyorum bu görüş
bir "fantezi'den öte bir şey değildir. Her ne kadar
bizde olduğu gibi kimi ülkelerde basın çok etkili
olabiliyorsa da yasama, yargı ve yürutrnenin yanı
sıra dördüncü bir güç olarak isimlendirilmesinin
anlamı yoktur.
20. yüzyılda Avrupa demokrasilerindeki müca-
dele, yasama ve yürütme arasında oldu. Bir yan-
da genellikle halkın oylanyla gelen ve yasa yap-
ma göreviyle teçhiz edilmiş yasama; öte yanda
gene bu yasama meclisleri içinden çıkan (ya da
çıkmayan) hükümetler, yani "yürütme." Yargı gü-
cünün bu iki gücün dışında ve üzerinde bir yeri ol-
ması konusunda bir düşünce birliği sağlandıysa
da yürütme gücünün yargı üzerindeki baskılan
hemen hiçbir yerde engellenemedi. Yargı gücü-
nün elindeki yasalann yasama gücünden kaynak-
lanmasına rağmen...
Parlamentolann görevi sadece yasa yapmak
değil elbette. Parlamentolann en önemli görevle-
rinden bir başkası, yürütme gücünü belirlemek ve
denetlemek. Eskiden "monarkiar" da yürütme gü-
cünün belirlenmesinde oldukça etkili olabiliyorlar-
dı. Ama artık böyle bir güçleri kalmadı.
Parlamentolar, mevcut koşullar altında (artık o
koşullar nasılsa...) halk iradesinin en belirgin bi-
çimde gerçekleştiği kurumlardır. Ve hükümetler,
çoğu kez parlamentolardan gelmelerine karşın,
parlamentolann denetiminden oldukça rahatsız-
dırlar. Hatta 20. yüzyılın ikinci yansında görülen
"istikrarsız hükümetler", kusuru, pariamentoların
yapısında ve denetiminde görürler. De Gaulle'ün
Fransa'da yan başkanlık sistemine geçebilmesi,
bu çerçeve içınde değerlendirilmelidir.
Tarihsel gelişim sürecini bir yana bırakırsak, par-
lamenter rejimlerde halk parlamento üyelerini se-
çer. Parlamento üyeleri hükümeti belirler. Eğer
parlamentoda tek bir parti çoğunluğu sağlamış-
sa, pek sorun olmaz. Ama eğer hiçbir parti tek ba-
şına çoğunluğu sağlayamamışsa, yani oylar ve
iskemleler bölünmüşse, o zaman koalisyon hükü-
metleri ya da dış destekli azınlık hükümetleri ku-
rulur ki bunlar, doğal olarak pek rahat çalışamaz-
lar. Bu tür hükümetler, enselerinde pariamentola-
rın nefesini duyacaklan için istedikleri gibi at koş-
turamazlar.
Doğrusu koalisyon hükümetleri de farklı bazı
açılardan fayda getirirler. Daha önce bu köşede
bunlara değinmiştim. Yeniden ele alacak yerim
yok. Ama yürütme gücünü elinde bulunduranlar,
koalisyonlardan hoşlanmazlar. "/sf//crar"sağlana-
mıyordiyeağlaşırlar...
Istikrarlı hükümetler uğruna, kimi zaman seçim
sistemleriyle oynariar (Bu konuya da daha önce
defalarca değindim). İstikrar adına halkın bir bö-
lümünün oylan "gasp edilir." Ancak bu tür oyun-
lann da istikran sağlayacağı kesin değildir. Zira is-
tikrar parlamento içinde değil, sokakta sağlanır.
Sokakta istikrar yoksa, parlamentoda da istikrar
olmaz.
Avrupa'da monarklann siyasal güçleri sıfırianın-
ca, monarklann tek işlevi kaldı: Yasamayla yürüt-
me arasında denge unsuru olarak yaşamalan. Za-
ten varlığını günümüze dek sürdürenler de bu sa-
yede sürdürdüler ve sürdürüyorlar.
Monarşilere son veren ülkelerde de bu işlev, si-
yasal sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanlanna
bırakıldı. Bu cumhurbaşkanlannı genellikle paria-
mentolar seçiyordu.
Başkanlık sistemi, ABD'nin uygulamalannın ku-
rumlaşmasıyta ortaya çıktı. Birbirinden kimi zaman
çok farklı federe devletlerin birleşmesiyle meyda-
na gelen federal yapı içinde, devlet başkanına, o
günlerin Ingiltere kralının yetkilerine benzer ge-
nişlikte yetkiler verildi. Fakat halkın seçimiyle iş-
başına gelen "başkan" hem anayasa ile sınırianı-
yordu, hem de anayasa mahkemesiyle. Ayrıca çift
meclisli pariamento (Senato ve Temsilciler Mec-
lisi) başkanın uygulamalarını frenleyebiliyoriardı.
ABD'de uygulanan başkanlık sisteminde yürüt-
me gücü hiç tartışmasız bir biçimde, halk tarafin-
dan doğrudan doğruya seçilen başkanda ve onun
kuracağı kabinede idi. Ancak parlamentonun fren-
leme gücü vardı. Buna karşılık başkan da yasa-
maya karşı güçlendirilmişti.
ABD'de oldukça sorunsuz yürüyen başkanlık
sistemi, kimi Latin Amerika ülkelerinde ciddi so-
runlar yarattı. Pek çok diktatör; diktatöriüklerini,
başkanlık sistemi zırhı ardında kamufle ettiler. Za-
ten eğer bir ülkede demokrasinin kıstasları aranır-
sa, yasama ve yürütme arasındaki dengeye ba-
kılır. Yasama, yürütme karşısında ne derecede
güçlüyse, demokrasi o derecede iyi işliyor de-
mektir. Buna karşılık, güçlü bir yürütme, çoğu kez
diktatöriüğe yol açar.
Halk tarafindan seçilecek bir başkanın yetkile-
rinin kısrtlanması ya da başkanın geniş yetkilerle
parlamentolar tarafindan seçilmesi durumunda,
yan başkanlık rejiminden söz edilir. Ancak başkan-
lık sisteminin tüm sakıncalan burada da görülür.
Birülkenin rejimi, o ülkenin koşullanna göre be-
lirienmelidir. Ithal modellerin başan şansı olamaz.
Çevre ile iletişimi bozuk, ezberci, boyun eğen, nzacı,
düşünceye kapalı, kaderci ve özgüvensiz kuşaklar
>etiştirmek kimlerio işine jarayabilir ki?..
ÇAĞDAŞ EĞtTtM VAKFI
Td: 0212-276 28 99 Faks: 0212-286 13 U
Vahfbank EtUer Şb. Çev Bağı; Hesap .Vo; 2012776