27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 1970'ten bu yana Almanya'da yaşayan yazar Zafer Şenocak'm yapıtlan Türkçede Bir 'kent gezgmFnin iç dünyasıDIVGLDURGIA Zafer Şenocak. 1970'ten bu \ana 41- manya'da vaşavan genç bır yazar Şıır, dyku ve denemelennı AlmanM olarak lfcaiemealıyor Berlın'dekı Tage<zeıtung ğazetesı ıçın makale \ e yorumlar yazan. Almancaya Vunus Emre'den tevınler yapan Şenocak. çok dıllı edebıyat dergı- sı 'Sirene'nındeyayrncılanndanoın Ya- pıtlan "Yunanca Fransizca. Ingılzce. Ib- ranıce \e Hollandaca'ya çevnlen Şeno- eak'ın "Gençlik \>inleri' adlı >ı r kıtabi bırsure once \apı ktedı Yayınlan'ndan çjkmıştı Yazann Turkçeye çevnlen 'Atletli 4.dam?"adlıoykukıtabı ve 'Hitier \rap mıydı'bashklıdenemelen Kabaicı Yavı- nevı tarafindanyayımlandı Şenccak.22 ocakta \nkara 23-24 ocak tanhlennde de Istanbul Alman Kultur Merkezı'nde Okurlarla huluşacak - Vapıtlannızı Mmanea olarak vazı- vorsunuz. Bu, bir tür kimlik dönüşümu- nü de beraberinde getirmiyor mu? ZAFER ŞENOCAk- Dıl komiMinda bırseçimımolmadı Turkçeydzdığırnşı- ırlet de \ar Bır \erde. fantezıdekı olu- şum hangı dılde oluşuyorsa o dılde ya- zı>orum Duzyazıda buçoğunlukla 41- mancadaoluşuyor Dıl. sadeceedebıyat değıl ınsanın kimlığı açısmdan da önemlı bır olgu Alman>a"da orneğın, Turk edebıvatı ve Turkıye'nın kulturel bınkımınden hangı unsurların gırdığı merak edılıyor Ben 8 vaşımdan bu ya- na Almanya'da yaşıyorum. ama Turkçe ıle bağlanmda aksama olmadı 'lazdık- lanm çok kisısel Tanhe yonelen ılgım- den öturû tanh \e guncelı >uzle>tırme- ye çalışıyorum 80'lı yıllardan sonra ge- nel olarak tum dunyada \e Turk edebı- yatındada tanhe yonelıkonemlı bıreğı- lım ortaya çıktı zaten Modernlık knzı- nın sonucu olarak eorulebılırbudurum ekız yaşından bu yana Almanya'da yaşayan yazar Zafer Şenocak'ı rahatsız eden konulann başında 'azınlık duyarlılığı' geliyor. Şenocak, "Almanya'da, Türkıye'ye yöneltılen bütün eleştiriler Türk düşmanlığı olarak algılanmaya başlandı. Buna karşıyım ve bu duyarlılık ıçinde görmüyorum kendımi. Çünkü insan o zaman tam bağımlı hale geliyor \e kımliğinizi sorgulamamaya başlıyorsunuz" dıyor. Tanhe bakış açılarının ırdelenmesi ve yenıden sorgulanması soz konusu - Denemelerinizde Avrupa edebiyart- nın melezleştirilmesi. Doğu ile bütunleş- mesinden soz ediyorsunuz. Soz konusu melezleştirilmede Türk kimliği nerede duruyor? - Turk kımlığı zaten melez bır kımlık O bakımdan a\angard bır kımlık. ama bunu uretıcı bır >ekle sokması çok guç Melez olmaMnın hem tarıhı hem sıyası nedenlerı var Avrupa da ıse kımlıkler bastınlmıyor bastırılmadıgı ıçın de ça- tısıyor Benbuçatisnıayı sanataçısından olumlugoruyorum Estetığeyonelenso- rular çok değısıv or \ e eskı dev ıngenlığı- nı kaybedıyor Fransa ve Ingıltere'de bu boyle Almanya ıse hâlâ kendı ıçıne ka- palı bır toplum olarak kendı kulturunu çokonemsiyor Dıl vekulturbağlarını u- lus bağlamında gorduğu ıçın melezleş- menın burada ortaya çıkması daha zor - Turk yazını y urtdışında >aşayan ede- bivatçılanmı/ın erkisivJegunumuzde Ba- tı'va daha çok açılmakta. Gunumuy Türk edebiyatının Batı ile ilişkiierini na- sıl değerlendiriyorsunuz? -Benım kuşağımoradayetıştı \eartık Alman edebıyatı çerçevesınde ele altnı- yor Farklı olan konu ve ıçerık olarak Turkıve ıle bağlantılı olmak Bu çok ıl- gınç bır bo> ut Turkıve ıçın de Bu kusa- ğı bcllı bır kımlığe oturtmamak gerek Kımlık ve aıdıyetlenn çok netleşmesıne karşı bırtepkı varbende Ama kımlık ve aıdıyet olmamalı gıbı bır ıdeolojık yak- laşımım da yok Benım sahsen kentlere bır bağlılığım var \e edebıyat konusun- da da dıle Ama rahatsız olduğum bır "azınlık duyarlılığı' konuMi \ar Alman- ya'da. Turkıve'ye yoneltılen butun eles- tırıler Turk duş.manlığı olarak algılan- mayabaslandı Bunakarşıyım vebu du- yarlılık ıçinde gormuvorum kendımi Çunku ınsan o zaman tam bağımlı hale geliyor ve sorgulamamaya baslıyorsu- nuz O kımlığı sahıplenmış gıbı gorun- menıze rağmen aslındaonu kavbedıvor- sunuz bır bakıma - 'Şair \e Asker Kaçağı" adlı deneme- nizdeolduğu gjbi kültıirel çatışmalardan fîrar etme\i >eğli\orsunuz-.. - Bırcephevegıımemeyeçalışıyorum Sanatçı bır cephe>e gırdığı zaman sanat- çı ozellığını kaybedıyor Bunun ornekle- nçok 20 yuzyılbırıdeleojı sanatçatış- masıpa safîne olmuş zaten - Öykulerinizin ortak izleği kent. \e- den kentlerlc ilgilisiniz? K.entı tantezılenn bırleştığı bır ımge- lem merkezı olarak gorebılırız Otobı- yografık olarak duşunursek. ben kent ıçınden gelıyorum ve onu yazıvorum kent deyınce de Istanbul ve Berlın on plana çıkıvor lkısı de çok yoğun olarak ya^adığım kentler - Dilini/gerçekustücıiluğeyakjn» Türkçede ımgelem ağırlıklı olan yazı- larımda daha çok ıçdunyaja vonelık bır yaklaşımım var Bu da otomatık olarak bovlebıranlatımıgetınyor Roportaj.kı- sa hıkâye yeryer roman dılınde olabıle- cek bır anlatım ve gazetecılık dılı de gı- nyor Masa başında değıl. dı^anda yaz- dığım ıçın belkı 'kent gezgini' dıyebılı- nm kendımi tanımlarken - Türkvcdunvavazınındankimlt'rden etkilendiniz? Modernlık-postmodernlık bağlamın- da etkılenmeler Ed»ard Said, Foucault gıbı yazarlardan geliyor Edebıvat anla- mında Kafkave 1945 sonrası 4lman >ı- ınnden etkılendım Türkçede ozellıkle uzennde durduğum Ikıncı Yenı fjaırlen var sonra 20 vuzvıldakı Turk kımlığı- nın ve Turk kulturunun ıçıne gırdığı çe- şıtlı etkılenımlen en guzel voğuran ^nr bence AncakduşunceortamıTurkıve'de çok zor gelı^ıyor Dusunmenın felsefı boyutunu edebıyata sındırmek çok zor Du^uncenın. edebıvatta duşunce gıbı durmaması gerek Ben de o bağlamda çalışıyorum İlk Türk kadın sanatçılanndan Bedia Muvahhit üç yıl önce bugün aramızdan aynlmıştı Tîyatro ve sinemaya adanan 70 yıl • İlk Türk kadın sanatçılarımızdan bın olan Bedıa Muvahhit, Türk sanatının en devrimcı kadınıydı. Sanat yaşamı cumhurıyetle yaşıttı. 97 yıllık yaşammın yetmış yılını tiyatro ve sinemaya, kadın haklarına. aydınlanmaya ve laıklığe adamıştı. MuvahhJt'in sanat vaşamı cumhurivetle vaşıttı. Kültür Servisi - \tatiırk"un buvruğuyla sahneve çıkan ilk Musluman Turk kadın tiyatro sa- natçısı olan Bedia Muvahhit'ın olumunun uçuncu yılı bugun 1923 yılında ilk Kurtuluş Savaşı fılmımız 'Ateşten Gömlek'te rol alan ilk Turk kadın sanatçımız- dan bın olan Bedıa Muvahhit. Turk sanatının en dev rımcı kadı- nıydı Sanat ya^amı cumhun> etle > a- şıttı 97 >ıllık vaşamının >etmış >ılını tiyatro ve sinemaya. daha fazlasını kadın haklanna. aydın- lanmavavelaıklığeadamıştı Sa- nat dunyamızın sevımlı 'Bc- diş'ını olumunun uçuncu yılında saygıyla anıvoruz 1897 yılında Istanbul da dun- yaya gelen Bedıa Muvahhit. ço- cukluğunda Fransizca ve Rumca oğrendı Sırasıv la Saınt Antoıne, Terakkı Mektebı \e Dame de Sı- on okullannda eğıtım goren sa- natçı. ulkemızde yenı kurulan Telefon Şırketı'ne alınan ilk Turk kadınlarıarasındayeraldı Bedıa Muvahhit daha sonra Erenkov Kız Lısesı'nde Fransızca oğret- menlığıne ba^ladı Budonemler- de de aydınlanmacı ve modern kışılığıyle dıkkat çeken Bedıa Muvahhit. hıç alışamadığı çar- şafla ılgılı goruşlerını şoyle dıle getınvordu "Çarşafa hiç ısınamadım. İlk çarşaf gijdiğim gunlerde bir adam beni volda açık saçık çar- şaf ghdiğim için azarladı.çocuk- luk.- Ben de kı/ıp çarşafımı soka- ğın ortasında çıkardım. Çar^afın alfından birçocukçıktığı içinola- cak beni polis tcv kif etmedi. So- kakta taşlamadılar." Ata'nın karşısında 192lvılındaDarulbedayı(Şe- hır Tıvatroları) sanatçılanndan .Aiımet Refet Muvahhit lc ev le- nen vanatçı. bu evlılıkle sanat dun>asınadagırmısoldu Bedıa Muvahhit. 1923 yılında Muhsin Ertuğrul"dan gelen teklıtie Ha- lideEdip Adıvar'ın romanından sınema>a uyarlanan 'Ateşten Gömlek' fılmınde rol alarak sa- nat vasamına başladı Aynı yıl Darulbeda> ı'nın Izmırturnesı si- rasinda. Ataturk'ten gelen Turk kadınını sahnede gorme dırektı- fı doğrultusunda 11 Ağustos 1923 gunu "Ceza Kanunu" adlı ovunla sahneve çıktı 1931 yılın- da Othello ovunuyla gıttığı Atı- na turnesınde Yunanca oynadığı Desdemona roluyle de eleştır- menlerden buyuk beğenı topladı Tmrtf^ftsaMTblenen Othello">u Istanbul "da Varyete Tıyatro- su'nda ızleyen Halıde hdıp Adı- var ıse Akşam gazetesınde şun- lan yazı>ordu "Othello son gunlerde Istanbul Turk âleminin hakiki bir sanat hadist'Sİ oldu. Türk sanalkârla- rının vodvilden dumanın buyuk bir şaheserine atlamalan. Turk âleminin emsalsiz bir rağbetivle bo> le bir eseri karşılamasL Turk kadın sanatkâriann iştiraki bunu şayanı tebrik bir vaka haline sok- tu. (...) Bedia Hanım'ın Desdo- mona'yı ovnamak cesaretini sa- mimiyetle tebrik ederim. Bu ce- sarerinin \e ri>atro e\zaının bir kısmının verdiği yıiksek ümitler, beni onu açık ve kuvvetletenkide se\kedi>or.~ İlk filminde başrol Sanatçının 1923 >ılından son- ra sahneye çıktığı ıkı vuzu askın o>un arasında l Hisse-i Şayia', 'BirGece Faciası', 'Ortak', "Vor- gaki Daııdini", 'Hamlet'. 'Onikin- ci Gece\ 'Kafes Arkasında", 'Ve- nedikTaciri', 'Lıiküs Ha>at\ 'Ya- rasa\ 'Nişne Bahçesi', 'Nuhun Gökhan Anlağan'ın 'Izlenimler' başlıklı sergisi Kare Sanat Galerisi'nde izleyicilerle buluştu 6 Doğa'ınn sözcıiklerinden izlenimler • Gökhan Anlağan, doğaya olan sevgisını ve bağhlığım Baudelaire'in "Doğa en ıyı sözlüktür" sözünü yıneleyerek dıle getırıyor."Doğanm sıze \ ereceğı çok mükemmel ifadeler var. Doğa bır zengınlıktir. Sanatçı bunlan kopyalamadan kullanmalıdır. Eski ustalarda da bunu görüyoruz. Doğa bize gerçekten çok güzel sözcükler veriyor" ESRA ALİÇAV LŞOGLU Empresyonıstler, naturalıst resmın son temsılcılen Onlar. vuzlerce >ıl suren bır devnnyıkılmasına. resımde bambaşka go- runtulenn varolmasına. kendılerınden sonra gelen 'Soyutresmin' ilk goruntule- nn aynntılannı yakalamayı bılmış buyuk ustalar Işte onlan savgıvla anan ve buyuk us- talann ızlenımlennden yararlanan ve ser- gisını de "İzlenimler" olarak tanımlayan bır sanatçı Gökhan ,\nlağan K.are Sanat Galensı. ızlev ıcılerı sanatçının 'İzlenimle- ri ıle bulusturdu H İzienimlere\e Empresyonistlere çok SH :ak bakıyorum. \macım, tıpkı onlar gjbi .'n içten tavnmı eserlerime vansıtmak. İz- eninı'erim. doğaya. denizaltına, boşluğa, >ökyuziıne kısaca her şe>e karşı. Bunun •anında biçimi de sorguluyorum >e araş- ınvorum.*" Anlağan'ın çalışmalannda empres\oni/nı etkileri goriiluvor. (K.UBIL 4Y TUNTL L) Doğaya olan sevgısmı vebağlılığınıBa- udelaıre'ın "Doğaen ıvı sozlukrur" sozu- nuyıneleyerek dıle getınyorsanatçı "Do- ğanın size \ereceği çok mükemmel ifade- ler \ar. Doğa bir zenginliktir. Sanatçı bun- lan kopv alamadan kullanmalıdır. Eski us- talarda da bunu goriıvoruz. Doğa bize ger- çekten çok guzel sözcükler teriyor. Önem- Û olan sanatçının bunlardan iyi çıkannılar yapabilmesi. Resim sanatı 'Bıçımlenn mekânın va da bosluğun sanatsal olarak duzenlenme sanatıdır" Biz resimde ge- ometrik biçimleri kendimizegore alıvor >e derinliğe uçuncu bo\ uru vererek formlann dıizenlenmesi sanatsal olarak gerçekteşti- riyoruz. Bu noktada formlar doğal form- lar olu>or." •Vnlağan, samımı olmaya gayret ettığı- nı ve resmın mesaj vermesı gerektığını ıfade ederken onemlı olanın resimlerın ge- nsı daha sonrası olduğunu ve Empresvo- nıstlergıbı sanatsal bırtablo ıçinde olma- dığını soyleyerek eklıyor "Amacım, yu- zeye >erieştirdiğim formlan art arda sıra- layıp seyireinin ttpkisini beklemek veseyir- cinin, resme bakıp burada bir kuş var >a daorada birportrevardiyerek kendineait izlenimlere sahip olduğunu belirtnıesi. Se- >ircininkendi_vorumlam1azenginleştirdi- ği izlenimler, benim saf \e masum formlar- dan oluşan dunyamın ana hatlarını belir- livor. İzlenimden kastım bu formlann izle- yiciye verdiği mesajlar." Formlan ısığın altındakı değısjimleny- le yansıtmava çalısıvor sanatçı ve ışte Empresvonıstlerle de bu noktada bırleşı- vor Gızemlı bıçımı ışık kavnağı bellı ol- mavan bıçım olarak ozetlıyor "İyi kulla- nılan ışık ve gölge sanatçıya kişilik kazan- dınvor. Empresyonistlerışığın m unlanna, ışığın titreşimlerinevakınlık duvarken gol- gevi sevmediler. Empresvonistler halkın anladığı resmi vapmışlardır. Onlar vaşa- dıklan çev reyi resmettiler ve halkla butun- leştiler. İşte bu noktada ben de kendımi Empresyonistlere >akın hissedivorum." Işık ve golge Anlağan'm resımlennm temelbıçımlennıoluşturuvor Eskızvapa- rak çalışmadığını da vurgulayan sanatçı. tuvalın karşısına geçtığını ve o ankı ruh halını förmlarla bırhkte vuze\de kullan- dığını ıfade edıvor "Renge karşı çok has- sasım, renk kontrasını se\iyorum. Mora karşı san, yeşile karşı kırmızı. tııruncuva karşı mavi kontrasları kullanırken bilinç- li bir tutum sergiliyorum. \ma şiddetli renkleri kullanmaktan kaçınıvorum. Ol- du kça renkli bir dunyada vaşıvoruz. Ayn- ca, Akdeniz kuşağında>iz >e renk bize oz- gii bir şey. Kuzey resmi grilerden oluşur. çunku onlann dunvası bu renklerden iba- ret. \mabizimkilimlerimiz,heybelerimiz. minvarurlerimiz hep rengârenktir, bu da doğal olarak resme yansıyor." Sanatçı, aldıgı tepkılerden de çok hos- nut Anlaşjlır resım yapan her sanatçının çok hostepkıleralacağını savunuyorvebu bağlamda kendısının de anlaşılır olduğu- nu dusunuvor Son olarak da seyırcılenn vakla^ımlannda anlaşılır olmanın mut- luluğunu ya>adığını dıle getınyor (•emisi". 'Kibaıiık Budalası". 'Bitmeyecek mi' sayılabılır Bedıa Muvahhit. eşı 4hmet Refet Muvahhıt'ın 1927 >ılında olumunden sonra 1933 vılında Şehır Tıyatrolan'nda bestecı ve pıvanıst olarak çalısan Avustur- >alı Frederich \on Ştatzer'le on sekız yıl suren ıkıncı evlılığmr gerçeklestırdı Sanatçı bu arada 'Beklenen Şarkı', 'Paydos', "Son Beste', 'Yaşlı Gdzler', 'Çapkın- lar", 'Barut Fıçısı", 'Manyaklar Koşkiı", 'İstanbul Kaldınmlan". "Bozuk Duzen', 'Hep O Şarkı'. 'Şöfbrun Kı/ı", 'Zehirli Hayat". "Son Mekrup', 'Lekeli Melek' ve 'AteşliÇingene" gıbı fılmlerle sı- nema çalışmalannı surduruyor- du İlk fılmınde başrol oynaması- na karşın daha sonrakı fılmlenn- de sınemay ı gen planda tutmav a. ıkıncı derece karakterrollen oy- namava ozen gosteren sanatçi sı- nemay la ılışkısını şoyle anlatı- \ordu "Sinema olayını ise hiç sevme- dim. Çünkü devamlı bir olay de- ğil. Birkaç film çevirdim bu yuz- den. Z*ki Muren'i çok severim. '4teşlı (, ıngene' adlı bir filmde oy nadım. Türkan Şora> genç ka- dını ovnuyordu. Film çevrilirken Metın Erksan oyunumu beğen- mişti. Daha sonra Beyoğlu'nda film arışlerine bakarken herke- sin isminin olduğunu ama benim ismimin va/ılmadığını gordum. İnanamadım. Liıks Sinema- sı'ndaovun <ı> nuvordu. Film baş- ladı, bütün gençlerin isim va/ıldı. En son iki tane küçük isnıi. biri Bedia Muvahhit idi. Bunun uze- rine kendi kendime Onlann ne parasına ne de unune ıhtıvacım var' diverek sinema olay ını kapa- dım." Muvahhit ayrıca yalnız va da başkalanyla yaptığı oyun ve operet çevınlerı uyarlamalan gerçeklestırdı 70. sanat yılı kutlandı 1975 vılında Şehır Tı>atrola- n'ndan emeklı olan Bedıa Mu- vahhit 1980 yılında 27 Mart Dunya Tiyatro Gunu ulusal bıldı- nsını hazırladı 1981 y ılında 4ta- turk Sanat Armağanf na la) ık go- rulen sanatçı 1987 > ılında dev- let sanatçısı seçıldı Istanbul Sinema Gunierıjunsı 198^ v ılında sanatçıya "Altın La- leOnurÖdülü'venrken Istanbul Buyukşehır Beledıvesı 1993 yı- lında sanatçının 70 sanat vılını kutladı Sanatçının 70 sanat yılını en sev dığı arkadaşi Vasfi Rıza Zobu şu sozlerle kutluyordu "Bedia! Biliyorsun,Gazidemiş ki Muvahhit ile Behzat'a; 'Turk kadını Turk sahnesmın aranan bır çıçeğıdır 'INadide bir çiçek olarak Izmir'de sanat gülistanına 4ta- türk seni kendi eliyle dikti. Sen buyudün. Filiz verdin. Tohumla- nnı saçtın. Bugün Türk sahnele- rini kaplavan butun Müsluman Türk kadınları senden alınan aşı ile yetişip çoğaldılar... Sağol..." Devnmcı cumhurıyet sanatçı- sı Bedıa geçırdığı bır kazadan sonra kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesı'nde 2fJ Ocak 1994 gecesı yaşamını vıtırdı BUAŞAMADA ŞÜKRAN KLRDAKUL Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Merkezi'nin Düşündürdükleri Yaratma heveslenmızın arayışlarımızın, ozlem- lenmızın salgın hastalığa uğramış gıbı ozunden so- yutlanmaya çalışıldığı gunumuzde, tek dal kaldığı- nı bılıyoruz tutunacak Uygarlık bılıncımız Uygarlık bılıncı once bıreyseldır Sonra toplum- sal Bızde yaşarlık kazandıkça toplumsal olgu nıtelı- ğıne donuşur Gızılgucunde eskımeyen eskıyle yenının bırlıkte- lığı Nâzım Hikmet'ın hapıshanede tutulduğu II Dunya Savaşı yıllarında yaşanmakta oiana baka- rak once sormayı oğrendıydı bızım kuşak - Babalarımız, "bızı mahvetmek ısteyen kapıta- lızme ve bızı yutmak ısteyen emperyalızme karşı olan bır oğretıyı ızleyerek" yaratmadılar mı cumhu- rıyetımızı - Oyleyse neden hap'ste Nâzım Hikmet9 - Şıırlen kıtaplan neden yasaklanıyor? Yaşamın kurguladığı bu ve benzer sorular karşı- sında kımı susardı buyuklerımızın kımı gozlerımı- ze bakamaz olurdu Kımılerı de ofkelenne sığına- rak kurtulmak ısterdı gelecek kuşağın duşunsel varlığından - Nâzım Hikmet'ın avukatı mısın sen91 Savaş da surdu yıllarca, Nâzım'ın hapıslığı de surdu Ama uygarlık bılıncını yaratıya donuşturmenın otekı ustaları Ses. Yenı Edebıyat, Yuruyuş, Yığın gı- bı uzerlerıne olu toprağı serpılmesıne ızın verme- yenlenn dergılerınde ulaştırdılar bize susturulama- yan şaırın yapıtlarını Bırey olma gucunun toplumsal guce donuşme- sı demek değıl mıydı bu Değerlı Taner Timur, bır TV programındakı ko- nuşmasında andı Yakup Kadri, 1931 de "Cumhunyetımız, zabıta gucune gereksınım duymadan varlığını surdurebıl- dığı zaman sorun kalmamıştır"demış Yakup Kadn'nın yıllar once demokrasının temel ılkelerını benımseyenlere orgutlenme çağrısı olarak da anlayabıleceğımız uyansı, sanırım, doğrulanıyor bugun Tek partı donemı ve sonrası gızlı açık kultur duş- manlannın, CHP ıçmde ve dışında Meclıs'ın ıçin- de ve dışında ınatla surdurduklerı çabaları anımsa- yalım Uluslararası sermaye odaklarıyla kurulan ılışkıle- rı anımsayalım Bu ılışkılerın ekonomıde, eğıtımde hukukta ya- rattığı etkileri, sonuçları anımsayalım Onu kesılmek ıstenen, ozgur ınsandı Ozgur ın- sanları yaratacak kurumlardı Duşunme, yaratma basın ve orgutlenme ozgurluklerıydı Yazıya başlarken tek tutunacak dal uygarlık bılın- cımızdır, demıştım Bırey toplum ılışkılerındekı etkıleşım besler uy- garlık bılıncımızı Ayakta durabılrfıenın en eski ve en yenı duşun- sel kaynağı bu • • • Nâzım Hikmet Vakfı 15 ocak gunu ıkı yıl suren çabalar sonucu "Nâzım Hikmet Kultur ve Sanat Merkezı "nı açmayı başardı Bır Nâzım şıınnıokumanınbıle 142 maddeyeay- kın suçlardan sayıldığı gunlerı duşunelım Bır de bu kultur savaşımı odağını. Nehır yatağmı kazıyor 'Alis Harikalar Diyarında'nın yazan cinsel tacizle suçlanmıştı Leıvis Carroll aklaıuyor mu? kultur Servisi - '\lice Ha- rikalar Divannda' adlı ov ku- vu okumavan va da ızleme- ven voktur Bu unlu kahra- manın v aratıcısı, v azar Lewis Carrolj. geçen aylarda va- yımlananbırkıtapta Alıce'e olan cinsel ıstısmarları ıle gundemegelmış, ıddıalarbu- nunla da kalmamış, Alıceın van çıplak fotoğraflarını da çektığı vazılmı^tı Bır dın adamının oğlu olan \ e Oxford'da matematık pro- fesorlıığu vapmış olan Car- roll hakkındakı bu ıddıalar bırçok kı^ı tarafından şaşkın- lıkla karşılanmı^tı Şu gun- lerde. Lev>ıs Caroll un >enı portresi Karoline Leach tara- fından. vazarın 100 oiumvıl- donumu nedenıvle çıkanla- cak olan İ n The Shadov\ of Sin' adlı kıtapta yenıden çızı- lecek Bıyografınm vazan Karo- line Leach. Carroll un 41ı- ce'e hıçbır zaman cinsel ta- cızde bulunmadığını fakat buna karşın Chford'dakı Hı- nstıvan kılısesı baş rahıbmın kansı ve Alıce ın anne^ı Lo- nna Lıddell ıle ılışkisi oldu- ğunu dıle getırıvor Fakat bu ılı^kının Caroll'un akademık karıverınıveHenrv Lıddell ı zedelememek ıçın ortava çı- karılmadığını da vurguîuvor Leach. Carroll' un gunluğun- de yer alan bazı sav falarda I- naadınıkullandığını buadın Alıce'ın kardesine aıt oldu- ğunu fakat bunun anlaşılma- masi ıçın kullanıldığını ger- çekte bunun Alıce ınannesi- nı simgeledığını sovluvor Leach, Carroll hakındakı du- şuncelerını sovle ıtade edı- yor "Carroirun hiçbir za- man çocuklara karşı cinsel eğilimieri olmamıştır.O,daha çok olgun kadınlardan hoş- lanmıştir. Daha once yayın- lanmış olan bivografinin ak- sine Carroll Alice ıle degil o- nun annesi Lorina Liddell ile ilişki kurmuşrur. 'jimdi bu olavlar tarafsız gozlemleıie okuv uculara sunulacaktır.** Leach bu olavlann çok ça- bukgelıştığını vevazannde- nnden uzulduğunu a> nea ge- lısme çağındakı Alıce ın de bundan havlı etkıiendığı av- nca belırtıvor Leach ın dıle getırdığı bu venı ıddıalar Carroll ıınhay- ranlarını ınananlar ve ınan- mayanlar olmak tızere ıkıve avırmışdurumda Leu is Carroll Derneğı nın Baskanı AnneClark "Victor- va doneminde eşini aldatma ve zina >apma. subvancılık- tan daha gunahtı. Hâlâ inanı- >orum ki o. Alice'e âşıktı \e hiçbirzaman onu elde edeme- di'" dıverek vazar lıakkında- kı dusuntelerını belırtıvor Alıce mvaşamıyia ılgılı film senarvosu kaleme alan Chrıstopher Hampton ıse. Leach ınıddıalarınakuskuv- la bakıvor '"Carroll, belki kendine hiçbir zaman itiraf etmedi ama çocuklara karşı bir eğilimi tardı. Meslektaşı Peter Pann'ın varahcısı John RuskınveJ M Barrıedeal- kolik ve gi/li subvancılardı." Carroll un gunluğunun edı- torluğunu yapan Edward \Vakeling ıse Leach'ın kıta- bının Freudven bıryaklajım sergıledığını \e kıtabın va- v ımlanmatmı dort gozle bek- ledığını vurgııluyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle