Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t-18 OC*K 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İstanburda gemi
kazası
• İstanbul Haber Senisi -
Kadıköy-Emınönu seferini
' yapan Paşabahçe adlı
şehirhatlın \apuru dün
! 16.45 sıralannda iskeleye
'bindırdi. Kaza, paniğe
'heden olurken yolcular
jskeleye atlayarak vapuru
terketîi Olayın ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın iftar çadınna
jziyaıeti beklendiği sırada
Jmevdanagelmesi nedeniyle
,göre\ liler arasında büyük
,telaşyaşandı Vapurdaha
, sonra kurtarılarak seferlere
_ devam edıldi.
Karakaş:
16Mart
aydıntatılsın
'M AVKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHPİstanbul"
^Milletvekılı Ercan Karakaş.
,12 Evlül 1980öncesındekı
^siyası cinayetlerın,
Susurluk'takı kazayla
,-ortaya çıkan çetelerle
..yakından ılışkilı olduğunu
,ilen sürdu. Karakaş. "16
^Jvlart katlıamı
.aydınlatılmadan Susurluk
olayı da aydınlatılamaz"
dedi. TBMM'de basın
toplantısı >apan Karakaş,
Içişlen Bakanı Meral
Akşener'ı. Istanbul
,Üniversıte:>ı'nın önünde 16
Mart 1978"de sol görüşlü
öğrencilerin ölümüyle
•sonuçlanan bombalı
-öaldınya ılışkin soru
-önergesine cıddı yanıt
.vermediğı gerekçesiyle
eleştirdı
İzmip'de yeni
ACShastalan
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - tzmir'de iki
-kışinın daha AIDS'li
-olduklan belirlendi. Bu
-arada bir süre önce
Kızılay"a AIDS'li kan
veren ışadamı M.A.'nın.
"ılişkide bulunduğu kişiler
'arasında adinı \ erdigi bir
-kadında da AIDS \ irüsü
olduğu anlaşıldı. Balıkesır
Devlet Hastanesf nden.
uzun süreli tedavıve yanıt
vermedigı ıçın IzmırDe\let
Hastanesi'ne getirilen 58
yaşındaki A.A.'ya kuşku
üzerine yapılan ilk testte
H1V viriisüne rastlandı.
Öte yandan lzmir Atatürk
Devlet Hastanesi'nde yatan
42 yaşındaki M.B.'nin de
AIDS'h olduğu belirlendi.
TEMA-Merloni
ı
• İstanbul Haber Servisi -
TEMA Vakfı. Avrupanın
en büyük 4 beyaz eşya
firmasından bin olan
Merloni
Elektrodomesticrnın
Türkiye'de faaliyetlerinı
sürdüren ve aynı adı
taşıyan şirketiyle işbırliğıne
karar verdi. TEMA Vakfı
Yönetım Kurulu Başkanı
Hayrettın Karaca,
toplumun çeşitli
kesımlennın erozyon
konusunda
bilgılendirilmesi içın pek
çok kurum \e kuruluştan
destek aldıklannı
belirterek, Merlonı'yle
yaptıklan işbirlığınin uzun
vadeli olacağına
inandıklannı kaydetti.
Ağar'ın
açıklaması
• Haber Merkezi-DYP
Milletvekilı Mehmet Ağar.
önceki gün gazetemizin 1.
sayfasında }ayımlanan
"Mehmet Ağar Çatlı'yı
tanıyordu" başlıkh haberle
ilgili olarak bir açıklama
yaptı. Ağaraçiklamasında.
ileri sürülen rüm ıddialann
hayal mahsulü olduğunu
belirterek 1989yılında
Ankara Emniyet Müdürü
ıken Federal AJmanya Polis
Teşkilatrnın Bonn
yakınlanndakı
misafirhanesınde kaldığını
bıldırdı Ağar Emniyet
Genel Müdürü olduktan
sonra da dönemin
bü\ükelçisiOnur
Öymen'ın buyükelçilik
ikametgâhında kaldığını
kavdettıği açıklamasında
haberde adı geçen kulübe
gitmediğini belirtti.
Şevki Yılmaz'ın
'fahişe saplantısı'na
tepkiler büyüyor
İstanbul Haber Senisi - Refah Partisı Rize
Milletvekilı Şevki Yılmaz'ın. "Türkiye"de2 mihon
fahişe var" sözlerine tepkiler sürüyor.
CHP İstanbul Örgütü Kadın Kurulu Başkanı
MuazzezÇelebi \e Kamu Emekçilen Sendıkalan
Konfederasyonu (KESK) Kadın Sekreten Hatice
Pehlivanoğlu. dün bir açıklama yaparak kadınlan
fahişe olarak değerlendiren Şe\kı Yılmaz'ın
sözlennın polıtik Islamın saldınsı olduğunu
savundular. CHP İstanbul İl Kadın Kurulu
Başkanı Muazzez Çelebi. söz korıusu saldınnın
köktendıncı anlayışı ortaya koyan tıpık bir örnek
olduğunu. ancak a»la çarpıcı olmadığını söyledı.
"kadınlan aşağılayan. aslında kendi sapık ruh
hallerini dışa vuran bu anlayışın. Müslüm Gündüz.
Alı Kalkancı. ŞevkiYılmazgibilerinyüzlerinibir
kez daha ortaya koyması açısuıdan anlamb
olduğunu" belırten Çelebi. Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller'ın şu ana kadar herhangı bir tepki
vermemesinın bu sözlen onayladığı anlamına
geldiğinı kaydetti. KESK Kadın Sekreten Hatice
Pehlıvanoğlu da kadınlara vapılan saldınyı
meşrulaştırmak ıçin onlann polıtik İslam
tarafından fahişe gibi gösterilmeye çalışıldığını
öne sürerek şunları sövledi: "Kamu emekçileri
olarak, politik İslamın kadınlara yönelik
saidınlannı kınıyor ve aslında kadına vönelmiş bu
saldınlan. rüm insanlığı yok etme girişimi olarak
kabul edivoruz. Ne fahişe. ne işçi. ne emekçi, hangi
kadın olursa olsun toplumda aşağılanmasuıa ve
saidırılmasına müsade etmeyeceğiz. Çiinkü bir
kere saldırıva onay verildiği zaman. saldınnın rüm
kadınlan kapsadığının bilincindeyiz." Öte y andan
RP yonetimi "Türkiye'de 2 müyon fahişe var"
sözleri nedeniyle kamuoyunda büyük tepkilere
neden olan Şe\kı Yılmaz"ın tele\ izyonlara
çıkmasını >asakladı
ANAP liderigeleneksel ramazan eğlencelerine katıldı
Yılmaz'dan çadırda iftar yemeği
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, dün Eminönü
Beledivesi tarafından kurulan iftar çadınnda onıcunu
açtı. Kardeşi Turgut Yılmaz tarafından verilen iftar
yemeğini kuyruğagirerekalan Yıimaz,Susurlukolayıvla
ilgili olarak "Susurluk kapatılama/" dedi. Yılmaz ve
beraberindekiler daha sonra Cankurtaran'daki Tiirk
OtağVnda düzenlenen "geleneksel ramazan eğlenceleri"
geccsine katıldı. Davet üzerine sahneye çıkarak şarkılara
eşlik eden Yılmaz, bir ara sanatçııun elinden udunu
alarak çal maya çalıştı. (Fotoğraf: HAT İC E T L NCE R)
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz
'Geri kalmamızın nedeni okumamak'
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Diyanet
İşleri Başkanı Mehmet N'uri Yılmaz. fslam
dünyasının gen kalmasının temel nedenının.
"okumadan ve ilimden uzaklaşarak cehalet
karanlığına gömülmesi" olduğunu söy ledı.
Türkıye Diyanet Vakfı'nın bu yıl 15."sini
düzenlediğı Dini YaymlarFuan. Devlet Baka-
nı Nevzat Ercan tarafından açıldı. Fuann açi-
lışında. günümüz insamnın içinde bulunduğu
sıkıntıların kaynağında. Kuran'ın getirdiği
"hamieci ve fazüet dolu anlavıştan uzakJaş-
ma~ bulunduğunu söyleyen Ercan. "Öylegö-
rüliivor ki. birkaçasırdan bu >ana Müslüman-
lar, Kuranı Kerim'i gerçek anlamda anlamak
için değil de sadece sevap kazanmak için oku-
makta \e evinin müstesna bir köşesine koydu-
ğukutsalziynetolarakgörmektedir'"dedi. Di-
yanet İşlen Başkanı Yılmaz da »ıkca kullanı-
İan "ortaçağkaranlıgrkavramjnın İslam dün-
yası için geçerlı olmadığını savundu. Yılmaz.
u
Bugiin islam dünyasının geri kalmasının te-
mel nedeni,okumadan ve ilimden uzaklaşarak
cehalet karanlığına gömülmesidir. Bu > üzden,
işte bugün müşahede ettiğimiz bu hale düş-
rük" görüşünü dıle getırdi.
Kocatepe Camiı'nde 4 şubata değin açık
kalacak fuar. hergün 10.00-22.00 saatleri ara-
sında gezilebilecek.
Ali Kalkancı'nın esi Emire Kalkancı
'Kocam, Erdoğan hn torpillisiydi'
Haber Merkezi - Emire Kalkancı, eşı. Ka-
diritankatı lideri Ali Kalkancı ile İstanbul Bü-
yükşehır Beledıye Başkanı RecepTayyip Er-
doğan'ın ticari ılişkıleri bulunduğunu ılen sür-
dü.
Kanal D'nin dün gece yayımlanan haber
bültenine telefonla katılan Ankara Büyükşe-
hır Belediye Başkanı Melih Gökçek ıle Tay-
yip Erdoğan. Emire Kalkancı iletartıştı. Uğur
Dundar ın araya girmesıyle süren tartışmada
Emire Kalkancı. eşi Ali Kalkancfnın lzmir
Büyükşehır Belediye Başkanı BurhanÖzfa-
tura ıle istanbul Büyükşehir Belediye Başka-
nı Tayyip Erdoğan"ı tanıdığını söyledi.
Ali Kalkancı ile Erdoğan arasında ticari bir
bağda olduğunu belırten Emire Kalkancışöy-
le konuştu. "Ali Kalkancı'nınortak olduğu bir
benzin istasvonunu dönemin zabıta müdürü
kapatmak istedi. Ama Tayyip Erdoğan araya
girerek "Onlar benım torpıllilerım' dedi. Za-
bıta müdürünün ısranna karşın Erdoğan, Kal-
kancı ile ilişkisi vüzünden alt kadrosuyia kav-
gaetti."
Erdoğan'ın belediyenın gömlek \e un ıha-
lelerinı de kocasına verdiğinı söşleyen Emire
Kalkancı. olaylara RP Mıîlenekilı TemelKa-
ramollaoğlu'nun oğlu Ali KaramoUaoğlunun
da tanık oldugunuİMİdirdi.
Denizli'nin Kayabaşı köylüleri, öğretmen Ali Karlık'ın haksızlığa uğradığını ileri sürdüler
Veliler açhk grevinde öğrenciler boykotta
Kavabaşı köylüleri. öğrermenJeri .\li Karlıkın görevine dönmesi için gereken her
şeyi yapacakJanıu belirterek "Gerekirse Ankara\a Milli Eğitinı Bakanlıgı'na ka-
dar yürür, orada orurma evlemi yapanz" dediler.
ÖMER YL'RTSEVEN
DENİZLİ- Susurluk kazası. Fa-
dime Şahin olavı. tankatlara iftar
>emeğı gibı karmaşık sorunlar ara-
sında "Oğretmenimizi istiyoruz"
diyerek açiık gre\ine başlayan \e
Türkıye'nın gündemıne giren Ka-
yabaşı köyiülen. Konya'ya sürülen
öğretmenlerı .\li Karlık'ın uğradı-
ğı haksızlığı. "Kavabaşı'nın onur
sorunu
Tl
na dönüştürdü.
Baro lokalınde önceki gün açiık
grevi başlatan köyiülerle görüşmek
içm gırtığımız Kale'ye bağlı Kaya-
başı Köyü'ndekı bir zamanlar Alı
Karlık'ın göre\ vaptığı Mengene
Ilkokulu'nda. ne öğretmen ne öğ-
rencı vardı... Karlık'ın sürülmesıy-
le birlıkte bir eğıtim yuvası sessiz-
lığe gömülmüştü. Gerçeğı. kısa bir
süre sonra öğrenci v elilenv le konu-
şunca anladık Kayabaşı Ko-
yü'nün. öğretmenlen ıçın göster-
diğı direncin kararlılığına tanık ol-
duk.Öğrenc'.lerde\elilerının açiık
grevıni desteklercesine kendı ara-
lannda okula gıtmeme karan alıp
eğıtimlerine ara \ermişlerdi
Köy kahvesinde toplanan köy-
lüler. açiık gre\ ının üçüncü günün-
deler. Açiık gre\ ıne katılan 25 köy-
lü. öfkelı. kızgın...Örkelıler.öğret-
menlerinın sürülmesıne: kızgınlar.
yetkılilenn bir şeyler yapmaya ça-
lışan bır öğretmen hakkında soruş-
turma ardına soruşturma açması-
na. sürgun etmesine.. Akılları al-
mıyor: "Birinsan,göreviniyapma-
ya çalışırsa. bulunduğu görevde gü-
zel bir şeyler vapmak için çabalar-
sa sonucu böy ie mi olmalı? Bu hep
böyie mi olur" dıy e soruyorlar An-
cak. yıne de umutlular. "Açiıkgre-
viyle sesimizi Milli Eğitinı Baka-
nı'nadmuracağız" dıyor. ardından
ekliyorlar. "BudavetmezseAnka-
ra'va kadar vürür. bakanlığın
önünde eturma eylemi vapanz..."
Grevdeki köylülerden Kayabaşı
Ilköğretıtn Okulu Yaptırma ve Ya-
şarma Derneğı Başkanı Cemal Ne-
lik. "Başarabilecek misiniz" diye
başladığımız sorumuzu adeta ağ-
zımızdan kapıyor. sonunu getırme-
mızı beklemeden: "Elbette. Biz
halkız. Hükümeti yönetenler hal-
kın oyuyla seçilmedi mi? Bi/j dinle-
mivorlarsa bizi yönetmeve de hak-
lan yok demektir" dıyor
VURAL SAVAŞ ATANDf
Yargıtay'a
CMUK karşıtı
başsavcı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanı Süleyman DemireL Haluk Yar-
dımcı'nm emeklıye aynlmasıyla boşalan
Yargıtay Cumhunyet Başsavcıîığı'na. Yar-
gıtay Büyük Genel Kurulundaki seçimde
ikınci sırada yer alan Yargıtay 1 CezaDa-
iresı Üyesi VuralSavaş'ı atadı. Savaş. ye-
ni CMLK'a karşı görüşleriyle tanınıyor.
DYP-SHP hükümeti döneminde SHP'li
bakanlann kurulu polıtıze ettığıni öne sü-
ren Savaş'ın. yargı bağımsızlığını zedele-
diğıni savunarak SHP'ye tavır aldığı be-
lirtilmiştı. Savaş'ın, DYP-SHP koalisyon
hükümeti döneminde çıkanlan Ceza Mu-
hakemelen Usulü Yasası 'na sıcak bakma-
dığını ve bu düzenlemenin suçların art-
masına yol açtığını savunduğu bıldınldi.
Yargı çevrelerinde. Savaş'ın. ANAP döne-
minde Adale: Bakanlığı Müsteşarlığı ya-
pan ArifYüksei'e yakın olduğu öne sürül-
dü.
Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda ya-
pılan seçımlerde 9. Ceza Daıresi üyesi
Mater Kaban 101 oyla ılk sırada, Vural
Savaş 96 oyla ıkincı sırada yer almıştı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in
sırasını atladıgı Mater Kaban ıse, oybirli-
gıyle bozulan Sıvas davası karannda. sa-
nıklann eyleminın rejime karşı değerlen-
dirilmesi gerektığıni kavdeden gerekçeli
karan oybirhğıyle ımzalayan heyette yer
almıştı.
Bu arada Vural Savaş'ı bekleyen en
önemli dosyanın. Ankara Devlet Güven-
lik Mahkemesı Savcısı Nuh Mete Yüksel
tarafından RP hakkında vapılan 'suç du-
yurusu' olduğuna dikkat çekıldı.
CEZAE\XERİ ~
Tutukluya
cinsel ilişki
izni isteği
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Anka-
ra Merkez Kapalı Cezaev ı yetkılılen, daha
önce RPTokat Vlılletvekılı AhmetFev-aİn-
ceöz'ün bır vasa önerısıyle gündeme getır-
dıgı. "rurukluvehükümİulere cinsel ilişki iz-
ni" ıstemını TBMM Insan Hakları Komıs-
yonu üyelerıne ılettıler. Cezaev ı yetkılileri.
cınsel ılışkı gereksınımleri kar^ılanmadığı
ıçın tutuklu ve hükümiüler arasında çok sa-
yıda cinsel tacız. sapık ılışkı vakalarına rast-
landığına dikkat çekerek. komısyonun bu
konuyael koymasını ıstedıler. Komısyonun
DSP'lı üyesi Hakan Tartan. bırçok ceza-
ev ınde mceleme yapacakiann'ı ve bunTann
değerlendiriieceğını be/ırterek. "Tafepler-
den birisi de cinsel ilişki izniydi. Bu konu da
değerlendirilecek" diye konuştu.
Cezaev lennın koşullannı incelemek üze-
re TBMM Insan Hakları Komisyonu bün-
yesınde oluşturulan alt komisyon üyelerinin
ılk ıncelemeyı yapiığı Ankara Merkez Ka-
palı Cezaevı'nde yetkılıler. koğu^lann çok
kalabalık oiduğunu ve yenı bina yapılma-
sının zorunlu olduğunu vurguladılar.
TBMM Insan Haklan Komisyonu üyele-
ri dün Istanbul Cmraniye Cezaevi'nde de
incelemelerde bulundular. lncelemenin ar-
dından bir açıklama yapan Dcmir Berbe-
roğlu,Ümrani>eCezaevrndekı tutuklulann
acılbırtalebinınbulunmadığınıtespıtettik-
lennı belirterek bugün de Metrıs ve Bay-
rampaşa cezaevlerınde incelemelerde bu-
lunacaklannı söyledi. Berberoğlu, cezaevı
yöneticilennm bazı ısteklen konusunda tes-
pitler yaptıklarını sözlerine ekledı.
ORUŞl C4HİT \:\HŞİ Ankara C. Savcısı
Tarikat liderlerı ve ileri gelenlerı diye ta-
nıtılan bazı kişiler Başbakanlık Konutu'na
iftar yemeği için çağrılmış. çoğu da bu çağ-
rıya uymuştur.
Çağrılan kişılerın dınsel sıfatları, etkinlik-
len, sözleri. düşünceleri. anayasal düzene
bakışları, giyım veyaşantıları, devlet konu-
tunun böyle bir ış için kullanılmış ve devlet
parasının da harcanmış olması, bırçok ke-
simde tepki ve eleştiri konusu yapılmıştır.
Tepkı ve eleştirılerin temelıni İslam değer-
leri ve kuralları ile anayasa ve yürürlüktekı
bazı yasalara aykırılık savları oluşturmak-
tadır.
Olayın İslam değerleri ve kuralları ile in-
celenmesi. bizim dışımızda bir konudur.
Ancak bu olayın anayasa ve bazı yasalar
açısından gözden geçırilmesi ilgi alanımız
içinde bulunmaktadır. Bu nedenle, anaya-
samızda ve ilgili görülen bazı yasalarda bu
konudane gibi hükümlerin yer aldığını, bir-
çok yurttaşımız bılse de açıklamakta yarar
görüyorum. Böylece daha sağlıklı bir de-
ğerlendirme yapılmasına katkıda bulunula-
bileceğini umuyorum.
Milletvekilleri ve dışarıdan atanan bakan-
lar. anayasamızın 81. maddesine göre ye-
min ederler ve "Anayasaya sadakatîen ay-
rılmayacağıma; büyük Türk mılleti önünde
namusum ve şerefim üzerine ant ıçerım"
derler. Başbakanlar ve bakanlar da millet-
vekıli olarak aynı yeminı yaparlar.
Bu ant ile anayasaya. anayasa ile belir-
lenen düzene. anayasada yer alan /Ike ve
değerlere bağlı olacaklarına, bağlılıktan ay-
rılmayacaklarına, Türk ulusu önünde, na-
mus ve şeref gibi kutsal ve yüce duygu ve
değerlerinı tanık göstererek söz vermiş
olurlar.
Başbakan ve bakanların, anayasaya
bağlılık dışında, anayasayı ve ona göre çı-
karılan yasaları uygulama, uygulatma. kol-
lama, izleme, anayasal değerleri ve ilkele-
ri gözetme ve koruma, egemen kılma yü-
kümlülüklerı de vardır. Bu yükümlülükleri
de içtiklerı ant kapsamındadır.
Siyasi partiler, anayasanın ve yasaların
bütününü veya bazı maddelerini beğen-
meyebilirler, bunları değiştirmeyi amaçla-
mış da olabilirler. Ancak, partiler iktidar
Başbakanlık Konutu'nda iftar yemeğiolunca, değiştırilinceye dek. yürürlüktekı
anayasa veyasalarla bağlıdırlar. Başbakan
ve bakanlar da içtikleri andın gereğını bu
doğrultuda yapmak zorundadırlar. Deği-
şım düşüncesı taşımaları, onlara sadakat-
sız davranma, görmezden gelme. uygula-
mama. uygulatmama. yok sayma yetkisi
vermez. Aslında buna. ulusun ınan ve gü-
venini kazanmış namus ve şeref duygula-
rının da izin vermeyeceği açıktır.
Sadık kalınacağı açıklanan anayasamı-
zın 174. maddesinde, "Anayasanın hiçbır
hükmü Türk toplumunu çağdaş uygarlık
düzeyınin üstüne çıkarma ve Türkiye Cum-
hurıyeti'nin laiklik nıtelığını koruma amacı-
nı güden, aşağıda gösterilen devrımyasa-
lan.. anayasaya aykırı olduğu biçiminde
anlaşılamaz ve yorumlanamaz" hükmu
yer almaktadır. Söz konusu devrim yasa-
ları: 430 sayılı öğretimin birleştirilmesi, 671
sayılı şapka giyilmesi, 677 sayılı tekke ve
zaviyelerle türbelerin kapatılması ve türbe-
darlık ile birtakım unvanların kaldırılması ve
yasaklanması, 743 sayılı evlenme aktinin
evlenme memuru önünde yapılması, 1288
sayılı uluslararası rakamlann benımsenme-
si. 1353 sayılı Türk harflerinin kabul ve uy-
gulanması, 2590 sayılı bazı lakap ve unvan-
ların kaldırılması, 2596 sayılı bazı kısvele-
rin (giyeceklerın) giyilemeyeceği konusun-
da yeni düzenlemeler getiren yasalardır.
Anayasaya sadakat andı doğal olarak bu
maddeyi de içine almaktadır. Yanı bu mad-
dede sözü edilen yasalara da sadık kalına-
caktır.
Bu yasalardan, konuyla ilgili olan bazıla-
rının içerikleri şöyledir:
671 sayılı yasa:
Madde 1: Türkiye Büyük Millet Meclisı
üyeleri ile genel yönetım ve özel ve yerel ve
bütün kuruluşlara bağlı memurlar ve hiz-
metliler, Türk ulusunun giymış olduğu şap-
kayı giymek zorundadır. Türkiye halkının
da genel baş giysisi şapka olup buna ay-
kırı biralışkanlığın sürdürülmesini hükümet
yasaklar.
(Bu yasada sözü edilen şapka, yargı uy-
gulanmasında. çağdaş, gelişmiş toplum-
larda benımsenmiş baş giysıleri olarak de-
ğerlendırılmıştir.)
(Çağdaş gelişmışliğin göstergesi olarak,
kişılerın düşünceleri, davranışları, eylemle-
ri denlı dış görünüşlerınin de önem taşıdı-
ğı görüşü bu yasanın temel düşüncesıni
oluşturmaktadır.)
677 sayılı yasa:
Madde 1: Türkiye Cumhuriyeti dahılin-
de.. bütün tekkeler ve zaviyeler.. toptan ka-
patılmıştır. Bunlardan yasal kuralları içinde
halen cami ve mescıt olarak kullanılanlar ış-
levlerini sürdürürler. (Yani kapatılmamıştır.)
Genel olarak tarikatlarla, şeyhlik, dervış-
lik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, ba-
balık, emirlik, naiplik, halifelik. falcılık, bü-
yücülük, üfürükçülük ve gaipten haber ver-
mek ve murada kavuşturmak amacıyla
nüshacılık (halk dilinde rnuskacılık) gibi un-
van ve sıfatların kullanılmasıyla, bu unvan
ve sıfatlara ait hizmet yapılması ve kisve gi-
yilmesi yasaktır.
Türkiye Cumhuriyeti içinde sultanlara ait
veya tarika veyahut yarara dayalı olanlarla
bütün diğer türbeler kapatılmış ve türbe-
darlık kaldırılmıştır.
Kapatılmış olan tekke ve zaviyelerı veya
türbeleri açanlar veyahut bunları yenıden
oluşturanlar veya aynı tarikatın yürütülme-
sıne özgü olarak, hatta geçici bile olsa,
yer verenler ve yukarıdaki unvanları taşı-
yanlar veya bunlara özgü hizmetleri yerine
getirenler veya kisve giyenler.. hapis ve
ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.
Şeyhlik, babalık ve halifelik gibi bağlılar
arasında baş yerde bulunanlar.. hapis ve
ağır para cezasıyla (arttırımlı olarak)
cezalandırılırlar.
Türbelerden Türk büyüklerine ait olanlar-
la büyük sanat değerı bulunanlar Kültür
Bakanlığı'nca halka açılabilır. Bunlara ba-
kım ıçin gerekli memur ve hizmetliler ata-
nır.
2590 sayılı yasa:
Madde 1: Ağa, hacı, hafız, hoca, molla,
efendı, bey, beyefendi, paşa. hanım, hanı-
mefendi ve hazretleri gibi lakap ve unvan-
lar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın yurttaşlar,
yasanın karşısında ve resmı belgelerde yal-
nız adlarıyla anıhrlar.
2596 sayılı yasa:
Madde 1: Herhangi din ve mezhebe
bağlı olursa olsunlar ruhanilerin (din adarn-
larının) mabed ve ayinler dışında ruhanı giy-
si taşımaları yasaktır.
Hükümet her din ve mezhepten uygun
göreceği yalnız bir ruhaniye mabed ve ayin
dışında dahi ruhanı giysisıni taşıyabılmesi
için geçici izin verebilir. Bu izin süresınin bi-
tıminde ıznin aynı ruhani hakkında yenilen-
mesı veya bır başka ruhaniye verılmesi uy-
gundur.
Yasalarla getirilen düzenleme özetlenir-
se:
- Çağdaş gelişmiş toplumlarda benim-
senmiş baş giysileri dışında baş giysisi kul-
lanımı yasaklanmıştır.
- Yasal olarak açılmış ve kullanılan cami
ve mescitler dışında dinsel toplantıların ve
ayinlerin yapıldığı tekke, zaviye ve benze-
ri yerler kapatılmış, bunların veya benzer-
lerinin yeniden açılmaları da yasaklanmış-
tır.
- Dinsel nitelikli bütün unvan ve sıfatlar
kaldırılmıştır.
- Dinsel nitelikli unvan ve sıfatlarla bağ-
lantılı bütün etkinlikler yasaklanmıştır.
- Dinsel nitelikli unvan ve sıfatlara özgü
kisvelerin, mabed ve ayin dışında gıyılme-
si yasaklanmıştır.
- Feodal dönem kalıntısı asalet ve üstün-
lük gösteren unvan ve lakapların kullanıl-
ması yasaklanmış ve herkesin eşitliği be-
nimsenmiştir.
- Her din ve mezhepten yalnız bir ruha-
niye, mabed ve ayin dışında da, dinsel ni-
telikli kisve giyme iznı verilmesı ve bunun
Bakanlar Kurulu iznine bağlı olduğu be-
nimsenmiştır.
Bu yasalar yürürlüktedir. Rejim için
önemleri vurgulanarak anayasaca özel ko-
ruma altına alınmışlardır. Bu nedenle bütün
anayasal kurumlar, devletin bütün kurum
ve kuruluşlarıyla görevlilen ve en önce de
anayasaya sadakat andı içenler, bu yasa-
ları önemsemek, gözetmek, uygulamak ve
uygulatmak durumundadırlar.
Başbakanlık Konutu'na iftar yemeği için
çağnlanlar. bu yasalar yönünden değer-
lendirilirken kişilerin unvanlan, sıfatları, la-
kapları, bağlantıları, tarikat etkınlıkleri ve
buradaki konumları, kısvelerı (gıyinişlerı),
rejime bakış açılan, dünya görüşleri belir-
lenmelı ve buna göre sonuca gidilmelidir.
Bu kişılerın medyada açık edilen ve gö-
rünen durumlarıyla devrim yasalarının ya-
sakladığı bir konumda olduklan anlaşıl-
maktadır. Soruşturma konusu yapılacak ki-
şilerin, bu soruşturmayı yaptıracak bir ma-
kam tarafından ağırlanması düşündürücü
ve dikkat çekicidir.
Bu yasalar biçımsel olarak yürürlüktey-
seler de gerçekten 1950yıllarından başla-
yarak. özellikle sıyasetçilerın çıkar ve oy
hesaplanyla verdikleri taviz ve olurlarla gör-
mezden gelinmış, dışlanmış ve yok sayıl-
mış, son zamanlarda iktidar olan partilerin
karşı tutumlarıyla adeta yürürlüklerini yitir-
mişlerdır. Siyasilerın bututumunayönetım-
de görev alanlar da uymuş, bu gelışımi hız-
landırmışlardır. Sözde bağımsız, özde za-
bıtaya bağımlı yargı gücü de duyarlı ve et-
kili davranamamıştır.
Sonuçta çevremizi tarikatlar, tarikat rtie-
kânları, şeyhler, hacılar, hocalar. hocaefen-
diler, müritler, üfürükçüler. nüshacılar, fal-
cılar, cinciler, din adına kandıranlar, dolan-
dıranlar. ırza geçenler, öldürenler; sarıklı,
şalvarlı, fistanlı. sopalı, çağdışı etkinlikler ve
çağdışı görünüşlü kişiler doldurmuştur. Ga-
zeteler, dergiler, radyolar, televizyonlar bun-
ları konu alan görüntüler ve haberlerle do-
nanmıştır. Bir hukuk devleti olan ülkemiz-
de her şeyin hukuk normlarına, hukuk öl-
çülerine göre değerlendinlmestgerekirken
hukuk dışı dinsel norm ve öJçüler kullanılır
ve her şey bu mihenge vurulur olmuştur.
"Namus", "şeref", "anf'sözcükleri.söz-
lüklerdeki anlamını yitirmiş görulmektedir.
Bütün ulusa Atatürk'ün uyansını bir kez
daha hatırlatmak ısterim: "Cumhuriyet; fık-
ren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve
yüksek karakterli muhafızlar ister."