Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t İ CCAK 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Zorçjldak PB 8 Antalya
Yurdun kuzey doğu
kesımlefi çok bulutlu.
Orta ve Doğu Karade-
nız ıle Doğu Anado-
lu'nun kuzey doğusu
yağışlı, öteki yerler az
bulutlu geçecek. Ya-
ğışlar kıyılarda yağ-
mur, dığer yerlerde
karla kanşık yağmur
ve kar şeklınde ola-
cak. Marmara ıle yur-
dun iç kesımlerınde
yer yer sıs görülecek.
Londra
Paris
Roma
Berlin
Amsterdam
Madrid
Sofya
Brüksel
Y
Y
PB
PB
B
Y
PB
B
4
11
16
3
5
13
6
11
Atına 14
Budapeşte PB -3 Münıh
Milano
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Belgrad
Vıyana
Bonn
B
K
K
K
PB
PB
B
11
1
0
1
6
-4
7
B 10
l t
/
TTV' «Stockholm
A r Jr*
»Bertm
•Moskova
•Ankara |
M
^ 3 ^
^ J ^—^j
Kahıre«W <Pk
• Taşkenî
•Tahran
/ •
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
K
K
Y
Y
K
Y
A
-3
3
3
6
7
3
7
19
Şam 13
Parçaiı buljtlu i Ss , Büjttu k
Çok bulüilu YağrT'urlu
G U N C E L CİNEYTARCAYÜREK
M Bıştarafı 1. Sayfada
ara\ilanndan"rahatsız. Olaylarıçeşitlimahkeme-
tere.ererek "çete" nitelemesinden çıkarmaya, su-
lâncrmaya ve anayasayı kullanarak üstünü örtme-
ye Çclışıyor.
^ Iktdardaki bu düşünce biçımi. ne medyayı ne de
Şusırluk komısyonunu ilgilendirmiyor, bağlamıyor.
Kazan'akarşı RP'li Komisyon Başkanı. Meclis'ten
aldıkan yetkiyi kullanmayı sürdüreceklerini açıklı-
Vor.
RFAHYOL'da, özellikle Kazan Şevket'te açığa
1/urrradığı bir "yöntem" kimi olaylarla ucundan ke-
nanrdan açığa çıkıyor.
Kazan, "kamuoyuna malolan aydınlanmamış ki-
mi oayian ele alarak" geçmiş iktidariara, harta la-
ik rejme "siyasal gölgeler düşürmeyı" düşlüyor.
Öneğin, Mumcu suikastında "resmi tanık"m da-
ha önce değil de bugün bırden ortaya çıkmasını
"Derıek ki daha önce soruşturma derine inme-
miş"diyerek açıklıyor. Bu açıklama, Kazan'ın kimi
*Şfoaşka" niyetlerinin işareti olmuyor mu?
î? Oysa toplum, Mumcu suıkastının siyasal veya si-
yaset dışı ayrıntılarıyla açığa çıkmasını çeşitli haklı
Inedenlerle istiyor.
"Adalete 'intikal eden' sorunlar" üzerine konuş-
;mayı bile yasaklamaya çalışan Takkeli ile Kazan: ne-
dense, bir başka konuda ne hak gözetiyor, ne de
jhukuk arıyor.
; Şaibe Hanım'ın malvarlığı üzerindeki kuşkuların
ortaklıktan önceki demeçlerınin tam tersine artık
bağimsız yargı önünde temizlenmesine yanaşmı-
yor.
SDort ay süreyle RP'li üyeler, malvarlığı komisyo-
^ında neredeyse suspus. Soru yok. Belgelerdeki
gerçekler karşısında RP hareketsiz.
Oylamaya gelince; ne islam, ne Müslüman ne de
hakseverlik! Al emri Takkeli'den, kaldır parmağını.
kurtar Şaibe Hanım'ı şaibelerden!
Şimdi merakla bekliyoruz; komisyon kararından
sonra Bayan Çiller'e Şaibe Hanım yakıştırmasının
artıksöylenipyazılmamasıgereğini bakalım, neza-
man öne sürecekler...
Gelecek hazır
bir kuşkuya kapılmamızın, elbette, ciddi
fer dayanağı var:
* Komisyon Başkanı Naci Terzi (RP) Şaibe Ha-
iî'ım'la ilgili komisyon karannı açıkladıktan sonra
garip bir anımsatma yapıyor. "Artık gazetecilerin,
köşe yazarlarının dikkatli olmasını" söyleyiveriyor.
1 Niyet; anayasa deyip susturmak, komisyonda
laklandı diyerek Şaibe Hanım'ın malvarlığı üzerine
idilmemesini sağlamak!
; Ne ki olacak şey değil.
î • Kimit>elirtiler Refah'ın tek başma ikttdara g«k)i-
ıde nasıl bir rejim düşlediğinin işaretlerini veriyor.
Refah'ın tek başına iktidara gereksinmediği de
ylenebilir. "Seçim ittifakı" yapması olası bugün-
ı küçük ortağı ile gelecek yıllarda da pekâlâ "adil
düzer?"palavrasınınbinbirçeşidiniuygulamayako-
yabilir.
Lütfen şu sahneyi izleyiniz:
Sahne. Şaibe Hanım'ın başbakan olabilmek. her
koşulda iktidarda kalabilmek için nelere boyun eğe-
ceğini tüm canlılığıyla sergiliyor.
! Malvarlığından aklanmış. Takkeh Bay Hoca'nın
JHilton Oteli'nde RP ve DYP milletvekillerine verdi-
gi iftar yemeğine gidiyor Şaibe Hanım.
Z Yemekten önce biri eski, diğeri bugünkü Diyanet
•leri bavkanları iftar duası okuyorlar. Takkeli'nin
Bemen her yerde ayaklı mikrofonu Hasan Hüse-
yin Ceylan, Şaibe'ye "Bu dua, ortaklığımızın ilginç
bir simgesi oldu" diyor.
1 Şaibe derhal karşılıyor bu sözleri:
p "Elhamdülillah. işte tevafuk (Allah 'ın birleştirme-
si) böyle olur."
Takkeli de "Elhamdülillah" ile Şaibe'yi onaylıyor.
"Türkçeyi doğru dürüst konuşamayan Şaibe Ha-
hım, Islamın kimi öğretilerini ezberlemiş, Takkeli'ye
kullanıyor.
^ Bu gösteri geleceğin perdelerinı açmıyor mu?
^•REFAHYOLhükümeti, bir protokol, bir hükümet
jSrogramıyla resmen "birleşti". Siyasal nikâhın me-
deni yasa bölümü.
; Dualarla siyasal imam nıkâhı da kıyılmış oluyor.
' Geleceğe unutlarla bakabilir misiniz?
Karlı
DGM'de Şevket Kazan rahatsızhğı
• Baştarafı 1. Sayfada
yonlann gündem değiştırmeyi
amaçladiğını söyledi.
"Bu işin tadı kaçtı. Önüne gelen
değerlendirme yapıyor" diyen Yol-
kan. gazetecilerın. "İlk açıklamayı
Adalet Bakanı yaptı. Basın bunu iz-
leraek durumunda" anımsatması
üzenne. "Bakan tabii siyasi kişi, o-
nun açıklaması hakkında değerlen-
dirme yapmam. Eğer ben açıklama
yapsaydım sorumluluğu alırdım"
görüşünü dile getırdi. Volkan. geli-
nen noktada sürpriz bir tanığın din-
lenmediğini belirterek. "Herkesin
keyfine göre haber u> durması soruş-
turmaya yarar değiL zarar veriyor"
dedi. Volkan. şöyle devam etti: "Ta-
nığın kimliğini açıklamamı kimsc
beklemesin. Soruşturma aynı titiz-
likle sürecektir. Herkes gibi olama> ız.
Televizyonlara çıkma sevdamız yok.
Televizyonlarda konuşanlar var, si-
yasetçüervar, hatta üçkâğıtçısına ka-
dar işin içinde olup menfaat isteyen.
para almaya kalkışanlar var. Vlneli-
yorum, açıklama yapılacak aşamada
değUiz."
13 aydır gecesini gündüzüne ka-
tarak soruşturmayı yürüttüğünü be-
lırten Volkan. tanığın kimliğine
Meral Catlı
'Kazadan 15 gün önce
evimize bomba kondu'
DGVI'nın ulaştığını kaydetti. \'ol-
kan. "gladio" üyesi olduğunu ve
Lğur Mumcu'ya yönelık suikastın
faılini bildiğini tele\ izyonlarda açık-
layan Orhan Yağar için de aeçmiş-
te tanık olduğunu bildiren Ayhan
Aydın gibi dava açılıp açılmayacağı-
na ılişkin soruya şu yanıtı verdi:
"Ayhan Aydın soruşturmanın seyri-
ni değiştirmeye kalkmışsa dava açıl-
mıştır. Ancak aynı şeyi Orhan Yağar
için söylemek için erken. Ona yalan-
cı tanıklık suçlaması yöneltebilmek
için söylediklerinin aksinin kanıtlan-
ması gerekir. Her şey araştınlıyor,
ancak her yazılan işimizi zorlaştın-
yor. Orhan Vağar'ı henüz dinleme-
dik. Eksik ve yanlış haberlerle ülke
gündeminin saptınlmasına hizmet
ediliyor."
Kazan'ın açıkladığı resmı kimlik-
li tanığın görevini açıklamayan Vol-
kan. kamuoyunun doğru bilgi kınn-
tilan peşinde olduğunun anımsatıl-
ması üzerine de. "Biz de o kınnüla-
n yakalamaya çahşıyoruz. Bir yaka-
lasak yol alacağız. Bir şeyler biienler
var. Onlardan başka nerelerden ya-
rarianabileceğimizin peşindeyiz" di-
ye konuştu. Kazan. dün TRT-1 deki
sabah programında ve daha sonra
Cumhuriyet muhabırıne yaptığı
açıklamada, partisinin iktidara gel-
mesınin ardından faili meçhul dos-
yalan aydınlatmayı amaçladığını
bildırdi. Kazan. Mumcu suikastı
dosyasının "hassasiyetle" incelen-
mesi ve soruşturulması gerektiğine
dıkkat çekti. Kazan. şöyle devam et-
tı: "Mumcudosvasuıı bir numaraya
getirdim. Ceza fşleri Genel Miidür-
lüğü aracılığıyla, resmi kanaldan,
Adalet Bakanı olarak Ankara DGM
Başsavcılığı'ndan bilgi istiyorum.
Bilgiler geliyor. TBM.M araştırma
önergesinin göriişüleceği giin, hoş bir
tesadüf. 14 ekim tarihinde gelen son
bilgüer üzerine TBMM yi bilgilendi-
receğim sırada aniden Ceza tşleri
Genel Müdürü bir yaa getirdL Bu
yazıda tanıktan bahsediliyordu. Bu
tanığın tünelin ucunda bir tşık alabi-
leceği ihtimali bende bir kanaat ha-
line geldi. TBMM Genel Kurulu'yla
paytaştım. Şuna kesinlikle inanryo-
rum: Mumcu'nun katili bulunacak."
Kazan. lstanbul DGM tarafından
ifadesinin alındığı öne sürülen res-
mi kimlikli tanığın, Mumcu suikas-
tmın failine götürebılecek nitelikle-
n taşıdığını söyleyerek. "Çokönem-
li bir tanık. bizi sanığa götürecek bir
tanık. O nedenle önemli. Bir adım
daha ileri gidiyorum. Bunu söylüyo-
rum. Daha fazla aynntı verebilmem
mümkün değil*" di\e konuştu.
Kazan. DGM'den bir yetkilınin
"Tanığın ifadeleri fevkalade bir ge-
lişme yaratmayabilir" açıklaması
ıçın. "Bu >etkili herhalde şimdi ba-
kan benim işimi zora soktu demek is-
tiyor" degerlendirmesıni yaptı.
Sürpriz tanık JİTKM'ci mi?
Shovv TV'de yayımlanan Objektif
adlı programa telefonla katılan ve
JİTEM mensubu olduğu belirti-
len'Hakan" kod adlı bir kişi. sürpriz
tanığın kendisi olduğunu öne sürdü.
Hakan kod adlı kişi. 1994'te Geb-
ze'de. Şevket Kazan"ın da katıldığı
bir toplantıda Mumcu ve Eşref Bit-
lisolaylannın konuşulduğunu anlat-
tı. Hakan kod adlı kişi. "Şevket Ka-
zan'a, bu toplannda faillerin kim ol-
duğunu söyledik. Failler yanlış yer-
de arandığı için bulunamadı. Lğur
Mumcu, PKK'nin eroin hattı konu-
sunda araştırma yapıyordu. Mum-
cu'nun bu konuda hazıriamak iize-
re olduğu kitabı kamuoy unda konu-
şulmaya başladıktah sonra suikast
gerçekleşti" diye konuştu.
Bucak ve Ağar'a çete suçlaması
Haber Merkezi - Susurluk
kazasında ölen ülkücü katli-
am sanıgı AbdullahÇatlı nın
eşi Meral Çatlı. kazadan 15
gün önce e\ lenne bomba ko-
nulduğunu ilen sürdü.
Shovv TVde Kadir Çelik
tarafından sunulan Objektif
programına telefonla katılan
Meral Çatlı. bütün cinayetle-
rin kocasının üzenne yıkıl-
mayaçalışıldığından yakına-
rak "Yıllarca kocamı kullan-
dılar" dedı. Daha önce bazı
yayınorganlanylayaptığırö-
Esenler
Silahlı saldırı:
6 yaralı
İstanbul Haber Servisi -
Esenler'de kimliği henüz be-
lirlenemeyen bir grup. pazar
yeri konusunda tartıştıklan
\e yakınlannın bıçaklanma-
sından sorumlu turtuklan
Yeşiltepe ailesine silahlı sal-
dın düzenledi. Saldın sonu-
cu 5 kardeş ve eskı Esenler
Clkü Ocaklan Başkanı Şev-
ket Çalor yaralandı.
22.30 sıralannda meyda-
na gelen olayda. pazar yeri
konusunda dünkü tartışma
sonunda Şe\ ket Çakır' ın y a-
kını olduğu öğrenilen bir ki-
şi bıçaklanarak yaralandı.
Yaralanan kişinin yakınlan.
Methattın, \eysi, Abdülke-
rinı. Maşallah \ e Gıyasettin
VeşUtepe'nin bulundugu tat-
lıcı dükkânına baskın yaptı-
lar. Tabanca \e pompalı tü-
fekle yapılan saldın sonucu
yaralanan Şevket Çakır.
Veysi, Abdülkerim. Maşal-
lah, Methattın ve Gıyasettin
Yeşiltepe çeşitli hastanelerde
tedavi altına alındı.
portajlarda Abdullah Çat-
lı'nın tedirgmlik yaşamadı-
ğını ve çoV rahat olduğunu
söylcyen Meral Çatlı ağız de-
ğıştirdı. "Eşim çok tedirgin
olduğu için evineçok az gelir-
di" diyen Meral Çatlı. "So-
suriukka/asından 15gûn ön-
ce evinıizin önüne bomba ko-
nuldu. Bomba imha ekipleri
gelerek tesirsiz hak getirdiler.
Bu olay polis kayıtlannda
vardır*' iddîasında bulundu.
Susurluk kazasının eşıne
karşı kurulmuş bir komplo
olduğunu öne süren Vleral
Çatlı. "7TtP'liyieşimöldür-
medi, atııaha>an boyunca bu
olayı ona koz olarak kullandı-
lar" dedı. Vleral Çatlı. eşinin
1982 yılında ASALA'ya kar-
şı operasyon yapmak üzere
Kenan Evren'den emir aldı-
ğını dabelirtti.
Yeni Şafak gazetesinde ya-
yımlanan şiırlerin Abdullah
Çatlı "yaait olmadığını söyle-
yen Meral Çatlı. Gonca
Us'un. eşinın sevgılisi oldu-
ğu iddialannı da reddetti. Ka-
muoyunda eşinin mahküm
edılmeye çalışıldığını ileri
süren Meraî Çatlı. "Başkala-
n kapatsa da Susurluk konu-
sunun kapanmasına ben irin
vermeyeceğiın*' dedi.
• Baştarafı 1. Sayfada
Oğuz Yoruİmaz. Ayhan Çarkın, Mustata Al-
tınok, Enver Ulu. Ömer Kaplan v e şoför Ga-
ni Kızılkaya nın ifadeleri alınmıştı. Bu kişi-
lerden Ömer Kaplan serbest bırakılırken. di-
ğerleri Türk Ceza Yasası'nın (TCY) 313.
maddesi uyannca "cürüın işlemek için çete
oluşturmak*' suçundan tutuklanmışlardı.
Tutuklama karannı duyan özel tim polisle-
rinin oldukça şaşırdığı ve kendilerini getıren
polislere. "Bize çete diyorlar asıl çete bura-
da kurulmuş. Üç tane soruşturma savcısı çe-
te kurmuşlar" dedikleri öğrenildi. Ağar'ın
dokunulmazlığının kaldınlarak yargılana-
bilmesi için Ankara DGM Savcılığı tarafın-
dan daha önce de fezleke hazırlanmış. ancak
Şevket Kazan tarafından "usulüne uygun ol-
madığj" gerekçesiyle hazırlanan fezleke ge-
ri gönderilmişti.
Fezleke öniimüzdeki hafta
...f ktaobul DGM'nin. Ağar ile Bucakhak-
kında hazırlayacağı fezlekeyi önümüzdeki
hafta TBMM'ye iletilmek üzere Adalet Ba-
kanlığı'na göndereği öğrenildi. Susurluk ka-
zası sonrasında Bucak'ın arabasından çıkan
fılmlerdebanyoedilmişti. Bu fotoğraflarda
Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Sedat Bucak
ile Bucak'ın korumalanndan Ercan Er-
soy'un, Bucak'ın Siverek'teki evindebirara-
ya geldikleri anlaşılmıştı.
Kamuoyunda "kumarhaneJer kralı" ola-
rak tanınan ve DGM tarafından hakkında
yakalama müzekkeresi çıkanlan Ömer Lüt-
fü Topal"ın ortağı Sami Hoştan'ın kardeşi
Sedat Hoştan ifade vermek üzere lstanbul
DGM'ye başvurdu.
Hoştan. tstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne
bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekip-
lerce gözaltına alındı. Sedat Hoştan'ın pa-
zartesı günü yeniden ifade vermek üzere
DGM'ye getirileceği belirtildi.
Çete ÇatlTnın cebinden çıktı
İstanbul DGM savcılannın yürüttükleri
araştırmalar sırasında Abdullah Çatlfnın
kullandığı cep telefonunun kayıtlan Tele-
kom'dan ıstendi. Çatlı'ya ait olan 0532 312
73 63 numaralı cep telefonunun kayıtlann-
da, bu telefondan Mehmet Ağar'ın birçok
defa arandığının ortaya çıktığı öğrenildi. Ab-
dullah Çatlı "nın. " Çatiı'yi tanunam" diyen
Ağar'ın yanı sıra bu telefondan özellikle kri-
rik günlerde Sedat Bucak. Korkut Eken ve
Ömer Lütfü Topal cinayeti sanığı özel hare-
kâtçı polislerle defalarca sörüştüğü belirlen-
di.
Kayıtlarda Abdullah Çatlı ile 1978'den
beri görüşmediğıni söyieyen BBP Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile DYP Millet-
vekili Ay-vazGökdemir'in de yeralması dik-
kat çekti. Gökdemir,yapt)ğı açıklamada Çat-
lı'yı tanımadığını belirterek telefon görüş-
melerini yalanladı. Gökdemir. "Çatiı'yla te-
lefonla konuşmadık. Bu tür habeıier kasıtlı
olarakçıkanhyor" dedi.
Çatlı'nın bu kişilerle görüştüğü tarihler
de oldukça çarpıcı ipuçlannı ortaya çıkardı.
Kayıtlara göre Çatlı. Topal'ın öldürülmesin-
den bir gün önce. 27 Temmuz 1996'da Bu-
cak"la tam 40 kez görüşme yaptı. Topal'ın
öldürüldüğü gün ıse Bucak'ın koruması olan
özel tim polislenyle Çatlı arasında 27 görüş-
me tespit edıldi. Aynı kayıtlarda. 28-29 Tem-
muz 1996'da Çatlf nın 10 defa Gökdemir'i
aradığı da görüldü.
Araştırma kayıtlanna göre Çatlı'nın, cep
telefonundan Korkut Eken ile Muhsin Ya-
zıcıoğlu'nu da değişik tarihlerde defalarca
aradıSı belirlendi.
iÜnal Erkan, Akşener'e sert çıktı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içişleri
Bakanı Meral Akşener. "emniyette deprem1
'
blarak değerlendirilen kararnameyle. eskı
{^ağanüstü Ha. Bölge Valısı. DYP Ankara
âilletvekili ÜısalErkan'ın emniyettekı eki-
bıni tasfıye etti lCararnameye sert tepki gös-
teren Erkan, "Amca yangm orada değil baş-
kayerlerde. Hırsızın üstüne gitmek \ arken.siz
bnlan bırakıp başka yangın çıkanyorsunuz"
dedi.
; Erkan. önceu günkü grup toplantısında
yaptığı çıkışı bıgün de sürdürdü. Erkan. gö-
revden alınan :enel müdür ve yardımcılan-
hın önemli bMümünün 5 yıl önce yine
DYP'nın hüküneti döneminde atandığına
jjjkkat çekerek "Bunlann hepsi temiz ve pı-
d pınl insanur. Üstelik bizim dönemûııiz.
Bınların alınıra gerekçesini açıklamazsanız
atamalar üzennde kuşkular çoğalır" dedı.
Akşener' in gönden almalar konusunda sağ-
|ıklı vetutarh Krekçeler gösteremediğıni di-
le getıren Erkcî. "Eğer dayanağı olan gerek-
çe sunamryorvnız. soru işaretleri çoğalır" di-
ve koniştu. G.revden alınanlar listesıne tek
lek baktığını v; hepsınin geçmişi ile görevde
bulurıdjklan sirelerde temiz sayfalan bulun-
duğun\ı kayde:en Erkan. Susurluk'takı kaza-
fian soıra ani hr operasyon yapılmasımn sa-
kjncalı oldugua dikkat çekerek. "Alınmala-
tfıa sağlam gfrçkçe yok. Buna rağmen, ope-
Nsyon yapılıv)rsa, bu insanların üzerinde
kuşkuyaratık Onları suçlu gibi gösteremez-
siniz. .^ynca yıngın orada değil başka yerler-
de. Hı-sızın ikûne gitmek varken, siz onlan
bıraUj) başka.ingın çıkanyorsunuz" dedi.
Emityette asfiye
! Kanrnameıs açığa alınan 28 emniyet mü-
dürümlen 14'jıün Erkan'ın ekibi içinde yer
aldıkıljı öne sırüldü. Karamamede, emniyet
bünv-'e.inde \--alan RP'lı bazı emnivet mü-
dürlennin aktif görevlere getirildiğine işaret
edildi.
Cumhuriyet'in emniyet kaynaklanndan al-
dığı bilgiye göre. Akşener. partisindeki em-
niyet kökenlı milletvekillerinin görüşünü al-
maksızın hazırladığı kararnameyle aktif gö-
revlerde bulunan %e Erkan-Ağar ikilisinin
ekibi olarak bılınen emniyet müdürlerinı tas-
fiye etti. Alınan bilgiye göre. Erkan'a yakın-
lığıyla bilinen \e merkeze alınan emniyet ge-
nel müdür yardımcılan ile il emniyet müdür-
leri şöyle:
- Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Er-
ruğrul Ogan. Cevdet SaraL Ertuğrul Çakır.
Ardahan Emniyet Müdürü Abdullah Bolcu.
Balıkesır Emniyet Müdürü Nihat Canıadan.
Çorum Emniyet Müdürü Sefer Vurucu. Dı-
yarbakır Emniyet Müdürü Rıdvan Güler. Es-
kişehir Emniyet Müdürü İsmail Taşkafa. Gı-
resun Emniyet Müdürü Hüseyin Ozalp. İçel
Emniyet Müdürü Tezcan Özkanlı. İstanbul
Emniyet Müdürü Kemal \azıcıoğlu. Kasta-
monu Emniyet Müdürü Altay PolaL Kırşehır
Emniyet Müdürü Güven Şahin. Kocaeli Em-
niyet Müdürü Affan Keçeci. Mardin Emniyet
Müdürü Kaya Tok, Tekirdağ Emniyet Müdü-
rü Mehmet Böke ile Yalova Emniyet Müdü-
rü Haluk Gözen.
Kararnamede 18 polis başmüfettişinin ata-
ması yapıldı. Düzce'deki Hizbullah operasyo-
nunu yürüten ve RP'lilerin görevden alınma-
sı için baskı yaptığı Bolu Emniyet Müdürü
UğurGür'ün Cumhurbaşkanı Siileyman De-
mirel' in direnmesı üzerine görev inde kaldığı
belirtildi. Bursa Emniyet Müdürü AhmetDe-
mir'in de Bursa Milletvekıh CavitÇağlar'ın
ginşimleriyle yerinde kaldığı kaydedildi. Ka-
rarname kapsamına alınmayan Emniyet Ge-
nel Müdürü Alaattin Yüksel'in valiler karar-
namesiyle büyük bir kente vali olarak atana-
cağı öne sürüldü.
K KLAJI6I!TURKIYE'NIN M
SLIU kar > Gok gurultulu
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Şoför, "Abey, esabetli birgarar" dedi.
- Niye?
"Yerli film abey. Demek ki iyi yapınca tutuyor.
Filmden çıkan takside ağlıyor. Öyle sıradan insan-
lar değil, kelli felli yanı..."
Şoför bir sevincini daha ekledi:
"Çıkışta, müşteri bol oluyor..."
Tek olumsuzluk, yan taraftaki ailenin patlamış mı-
sırla gelmiş olmasıydı. Ben de mısıra patlayacak-
tım ama, "eşkıya sabn" gösterdim.
Film hakkında değerlendirme yapmak bu alanın
uzmanı eleştirmenlerin işı. Ama ben, filmin yönet-
meni ve senaristi Yavuz Turgul'dan, eşkıya Şener
Şen'den, delikanlı Uğur Yücel'den çok özür dile-
yerek iki gözlemimi aktarmak istiyorum:
- Filmdeki mafyanın çapı çok düşüktü. Türkiye
standartlarına göre üçüncü sınıftı. Gelişmekte olan
bir semtin otopark mafyasmdan halliceydi. Bu film
Avrupa'da gösterilirse Türk mafyası için olumlu ola-
cağını sanmıyorum.
- Ölü sayısı çok yetersizdi. Istanbul'da geçen ve
konusu bu olan bir filmde, her on dakikaya bırkaç
ceset, birkaç milyon dolarlık senet, iki doz siyaset,
üçer doz da vahşetle dehşet yakışırdı...
Neyse, biz eşkıya filminin tatlı fimanlarından sıy-
rılıp başkent ormanlarına gelelim.
Art arda işlenen cinayetlerın çoğunun karanlıkta
kalması yeni bir tanımı beraberinde getırdi:
- Faili meçhul cinayetler...
Bu tanım o kadar yerleşti ki Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde, bu adlı bir komisyon kuruldu.
Komisyonun çalışmaları 1995'tetamamlandı, ra-
porlaştırıldı. Raporda, "Faili meçhul cinayetlerden
sorumludur" denilen kişiler, aynı yılın aralık seçim-
lerinde Meclis'e girdi, raporu hazırlayanların önem-
li bir bölümü Meclis dışı kaldı.
Salt bu durum bile, Türkiye'nin geldiği noktayı
göstermeye yeter.
Bu cinayetlerin ardından yapılan yorumlarda, so-
rumlu tutulanların başında, devlet organları geldi.
Burada "hamaset" ağır bastr.
"Vay, sen devlete karşı mısın?"
Zamanla bu çıkış da durumu anlatamaz hale gel-
di. Yorumlar. "failimeçhul"der\, "failimalum"adö-
nüştü.
Yakup Kepenek de bu eski dil tanıma kepenk
indirdi, "işleyeni belli" dedi.
Bütün bunlar, Kasım 96da yeni bir ivme kazandı.
Susurluk kazasından sonra, çorap söküğü gibi
gelişen olaylar, uzun süre devletin sorumlu organ-
lanndaoturan kişilerin, sonucu "adam öldürmeye"
kadar varan kararlar aldıklarını ortaya koydu.
Bunlar artık, "devlete karşı önyargılı" kişilerin id-
diaları değil. Güvenlik birimlerinden yargı organla-
rına kadar pek çok kesim bu düşünceyi iddiadan
öte, "saptama" olarak ortaya koyuyor.
Ağar bilgi vermeli...
Bu aşamada, eski Emniyet Genel Müdürü, Içiş-
leri Bakanı, Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın vere-
ceği bilgiler büyük önem taşıyor. Ağar, önce Susur-
luk Komisyonu'na gelmek istemedi.
Ağar, önceki gece karar değiştirdi. Dün sabah ko-
misyona geldi. Kimi bilgiler verdi, amacan alıcı so-
ruları yanıtsız bıraktı. Gerekçe şu:
"Konu yargıya geçmiştir..."
Ağar, bugüne dek, soruşturma devam ettiği için
konuşmuyordu. Bundan sonra da yargı aşaması-
na geldiği için konuşmayacağını söylüyor.
Ağar, dün 40 dakika özgeçmişini, 40 dakika da-
ha önce yaptığı görevlerdeki başarılarını, 10 daki-
ka da niçin konuşmaması gerektiğini anlattı.
Meclis'te 12.11.1996'da kurulan komisyona kı-
saca, "Susurluk komisyonu" deniyor, ama tam adı
şu:
"Yasadışı örgütlenmelerın devletle olan bağlan-
tılan ile Susuhuk'ta meydana gelen kaza olayının
ve arkasındaki ilişkilerin aydınlığa kavuşturulması
amacıyla kurulan Meclis araştırma komisyonu..."
Meclis'te bu adla bir komisyon kurulmuşsa, faili
meçhul cinayetlerin adı artık, faili meşhur cinayet-
lerdir. Işleyenlerin soyadları farklı olabilir, ama ad-
ları devlettir...
Yapılması gereken de kirlenen, çatlayan devlet
çarkının dişlilerini bayrakla örtüp üzerine Kuran koy-
mak değil, temizlemek ve tamir etmektir...
Baykal: RP, gerçek
yüzünü gösterdi
AMC\R4 (Cumhuriyet
Bürosu)- CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal. TBMM
Maharlıklannı Araştırma
Komisyonu'nda görev ya-
pan RP'li bir üyenın, Baş-
bakan Necmettin Erba-
kan'ın müdahalesiy le tav ır
değiştirerek. Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'in
Yüce Divan'dan kurtulma-
sını sağladığım belirterek.
"Bu da RP'nin gerçek yü-
zünü bir kez daha ortaya
koydu" dedi.
CHP lideri Baykal. dün
Ankara Barosu Başkanı
Ünsal Toker ile yönetim
kurulu üyelerini kabul etti.
Hukukçulann. ülkenin hu-
kuk devleti olması konu-
sundaki mücadelelerinin
başka meslek gruplarıyla
karşılaştırılmayacak denli
büyük olduğunu söyieyen
Deniz Baykal, Türkiye'nin
şu anda önemli bir hukuk
krizinden geçtiğini kaydet-
ti.
CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal, "Bugün ülke-
mizde hukukun bir anlamı
olup olmadığının sınavı ve-
riliyvr. Yaşanan olaylar sı-
radan bir çete-mafya olayı
değil, kamu görevlilerinin
yer yer tutsak edildiği va-
him bir olaydır" dedi.
Kamuoyuna son dönem-
de yansıyan skandallara
dikkat çeken Baykal. "Ce-
rahat boşalıyor. Bu Türki-
ye için çok önemli bir ka-
zançtır bence. Toplumda,
gerek din istisman alanın-
da, gerekse devlet otoritesi
ve hukukun üstünlüğünü
ihlal eden alanlarda bir ba-
ğışıklık kazanıldı. Toplum
olarak aşılanıyoruz, bağı-
şıklık kazanıyonız. Olum-
suzlukları aşıyoruz, bu sağ-
lıklı bir geüşmedir" diye
konuştu.
CHP lideri Deniz Bay-
kal. BBP'nın. hükümetten
desteğini çekmesi ile ilgili
bir soru üzerine. "Doğru
bir davranışta bulunmuş-
lar. Keşke 24 saat önce bu
karan alnuş olsalardı. Ça-
lışma Bakanı hakkında ve-
rilen gensoru görüşmele-
rinde. bu tavn sergilesek-.--
di. Türkiye'nin bir an önce
bu hükümetten kurtulma-
sı gerekUdir. Hükümetin re-
jime. devlete ve tüm ku-
rumlara verdiği zarar orta-
dadır"dedi.