27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13OC/İ 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Rus S-300'leri, Türkiye'yi müzakerelerde sıkıştırmak amacıyla adaya yerleştiriliyor Füzeler, Demoldes'in kriıoıOZGE> ACAR AÎVKARA (Cunıhuri>el) - Kıbns sorunu ilî ılgıli ıkı temel mûzake- reyle eşzananlı bir planlama çerçe- vesındeRo; (S-300>füzelerinınada- . ya. Türki-e \e KKTC üzennde 'De- fnokkslnkba" etkısi yaratmak ama- cıyla yerlî^tinlmek istendiğj anlaşı- - lıyor. Ankarî caki diplomatik kaynak- lar. Kıbnssorunu ile ilgıli önemlige- lişmeleri özetle şu noktalarda toplu- yorlar: Çeyrek vüzyılı aşkm bir süredir çözümlenrreyen Kıbns sorunu için 1997"nin TnüzakereyıtT olacağı çok önceden siliniyor. Ayrıca. haziran ayında Kıbns'ın Avrupa Birligi'ne tam üyeliği görüşmeleri de başlaya- cak. Her iki müzakerenin en azbiryıl sünnesi bekleniyor. Rus füzelerinin de 12-18 ay ıçinde Güney Kıbns'a teslim edilebileceğıne dikkat çekili- yor. Geçen yıl ABD Başkanlık \e BM Genel Sekreterlik seçimieri nedeniy- • ABD ve AB 1997"de Kıbns sorununun çözümü için harekete geçecek. Müzakerelerin sonuç alıcı aşamasında füzeler adaya getirilecek. • Rumlann, ABD ve AB'nin girişimlerine destek amacıyla Rusya'yı da sorunun içine çekmek istediği. bu nedenle fîizeleri gündeme getirdiği tahmin ediliyor. le'temeldençözünTçabalan 1997've ertelenen 'Kıbnssorunu' ile ilgıli gi- rişimler, çeşıtlı merkezlerde avnı anr dabaşlatılacak. Kıbns sorununun te- meldençözümüneyönelikgirişimler ise şu üç noktada toplanıyor: Temel çözüm arayışlan A)Ne» Yörk: Yenı B\l Genel Sek- reteri. Kıbns sorunu konusunda ye- ni girişımlerde bulunacak. B)\Vashington: ABD'nin yeni yö- netiminin dış politika uzmanlan ça- lışmalannı. şımdıye değin görülme- miş boyutta Kıbrıs sorunu üzerine yoğunlaştıracaklar. C) Londra: Kıbns anlasmalanna taraf İngıltere. bizzat Dışışleri Baka- nı düzeyınde girişimlerini yüksek düzeyde sürdürecek. Temel çöziim arayışları dışında dolaylı, ancak etkin bir oluşum da Brüksel'de tezgâhlanacak. Avrupa Birliğfnin 6 Mart 1995 tanhınde Türkiye ile gümrük bırliği sürecıni başlatma kararına karşılık Yunanis- tan'ı tatmin amacı ile Kıbns Rum toplumunun "tam üyelik' müzakere- lerinın. AB hükümetler arası konfe- ransının bıtimınden 6 ay sonra baş- latılmasını kararlaştırmışiı. Bu karar çerçevesinde. ABD ile Rumlararasındaki tam üyelık görüş- meleri haziranda başlayacak. Diplomatik alanda ortaya çıkan bu gelişmelen dıkkatealan Rum yöne- tımınin, SSCB'nın dağılmasından sonra dışlanan \e ekonomik sorun- lar ıçinde olan Rusya'yı da S-300 fti- zelen ile Kıbns sorununun içine çek- mey ı planladığı gözleniyor. Bir yıl sünnesi öngörülen 'Kıb- ns'ta temel çözüm arayışlan \e AB*\e tam üvelik" ınüzakereleri ile füzelerin adaya teslimi için öngörü- len sürenın eşzamanlı olarak yürütül- düğü anlaşılıyor. Böylece KKTC ve TC, çok yönlü diplomatik baskılar altına alınarak 'Demokles'in kıbcı* biçiminde bir tehdit ile müzakere masalannda 'pes' ettırilmeye çalışılacak. 1997 yılı için belirlemeye başla- yan Kıbns takvimi konusunda şu ve- rilerden söz ediliyor: 1. S-300 füzel'eri ile ilgili açıkla- manın ardından BM. ABD. İngilte- re'nin Kıbns temsikileri' ya da'ara- buluculan'.bu haftadan itibaren böl- geye gelerek ilk yoklamalan yapacak ve taraflardan "adada geriiimi tır- mandırmaya yol açacak da> ran ışlar- dan kaçınmaiannf isteyecekler 2. İkıncı aşamada. ABD, BM ve İngiltere'nin Kıbns temsilcileri böl- geye yeniden gelip. "temel çözüm arayTŞİarTna geçiş aşaması ile ilgili çalışmalan başlatacaklar. •Batı'nın Kıbns sorumınu çözme azmini' İngiltere'nin Ankara'daki büyükelçisi Sir Kieran Prendergast Cumhuriyet"e şöyle anlattı: "1974'ten beri Kıbns, çözülmesi daha zor olan sorunlardan daha az ikrieme göstermiştir. Bu nedenle. dı- şişjeri bakanımız. bu konuda y üksek derecede bir rol o> namamız gerekti- ğine karar verdiveşöylededi: 'İsraıl ve Filistın arasındakı sorun. Kıbns sorunundan daha zor ve kanmaşıktı. Örneğin Kıbns'ta bir Kudüs yoktu- Denktaş. BM'nin düşüncelerinin yüzde 90'ını kabul ettiğini açıkladı. Böylece. çoğu konu aşılmıştır. Ikı halklı. eşıt siyasal haklara sahip bir federasyon konusunda anlaşılrnıştır. Ortadoğu'da gelişme sağlayabiliyor- sanız. e&er Namıbva ve Endonez- ya'da sorunlan çözebiliyorsanız. eğer Bosna'da bir anlaşma sağlaya- biliyorsanız. Kıbrıs neden eşsiz bir sorun olsun?' Bakanımız.bununde- nemeye değer oiduğunu düşünüyor. Şimdİ bizim yaptığunız da budur. de- nemek.'" AB ağız değiştiriyor Batı'dan Ankara'ya telkin 'Çffler'e uymayın 1 -Burgaz-Dedeağaç- Lefkoşa hattı 2- Havayolu ile 3- Martş- Cebelitank- Lefkoşa hattı 4- Gemiler bandıra ıştirecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Batıh ülkeler. NATO müttefıki Türkiye'nin. tüm iti- razlara karşın Rus yapımı S- 300 ftizesi almaya hazırlanan Güney Kıbrıs Rum Yöneti- mi'ne karşı "savaş durumu- mı" çağnştıran uyanlannı ıs- rarla sürdürmesinden duyduk- ları rahatsızlıgı Ankara'ya ilettiler. Batılı ülkeler. Başba- kan Yardımcısı \e Dışışleri Bakanı Tansu Çiller'in, geç- mişte oldugu gibı iç politika- da sıkışınca dış politık konu- ları kullanmasının uzun vade- de Türk dış politikasına olum- suz etkı yapacağına dikkat çektıler. ABD'nin Türkiye Büyükel- çisi MarcGrossman, Milli Sa- vunma Bakanı Turhan Ta- yan'ın Rus fuzelerinin Rum tarafına yerleştirilmesi duru- rhunda Rumlann vurulabile- ceği yolundaki uyansının ar- dından geçen perşembe günü Başbakan Necmettin Erba- kan'ı ziyaret etti. Grossman'ın Erbakan'a. Türkiye'nin sava- şa zemin hazırlayacak kışkır- tıcı açıklamalardan kaçınması talebinde de bulundugu ögre- nildi. Kıbns'ta garantör ülkeler- den olan tngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi Kieran Prender- gasit"ın da Dışişlen Bakanlıgı Kıbrıs ve Yunanistan işlerin- den sorumlu Dışişlen Bakan- lıgı Müsteşar Yardımcısı Bü- yükelçı Inal Batu'vu ziyaret ederek Türkiye'yi kışkırtıcı açıklamalar yapmamaya ça- ğırdıgı belirtildi. Kıbrıs sorununun çözü- münde anahtar ülkeler konu- mundaki ABD ve İngilte- re'nin **üslü kapair uyarı ni- teliğindeki bu girişımlerinın hemen ardından Dışışleri Ba- kanı Çillerin. cuma günü dü- zenlediöi basın toplantısında. bir soru üzerine "Ya konmaya- cak. ya konnıayacak. Eğer ko- nursa gereken >apüacaktır. Bu vapılacaklar arasında vurmak varsa. o da vapılacaktır" de- mesinın Batı'dacıddirahatsız- lığa neden olduguna dikkat çe- kildi. Bir Batılı diplomatik kay- nak. bu konuda şu göriişlen dı- le getirdi: "Türkiye'nin ilk başta bu konuda izlediği tavır sert. ama itidalli idi. Bu arada bt/im. Rumlar nczdindt Rus füzelerini almamalan \olunda >aptiğımız diplomatik girişim- İer son derecesert oldu. Ancak hafta içinde Türkiye'de savaşa zemin hazııiay acak sert açıkla- malar yapılnıası. Ankara'nın düşündüğünün tersine. kendi aleyhineoldu. Lstelik Türkiye. müttefiklerinin telkinlerinigö- zardı etti ve bize şamar atmış oldu. Daha öncc baskılanmız Rum taran üzerindeydi. Şim- dj hem Rumlar hem de Türki- ye üzennde baskı yapacağız. Çünkü Doğu Akdeniz'de bir savaş havası yaratılması bizi ciddi biçimde rahatsız edivor." Füzelerin taşınması için 4yol ML RAT İLEM ATİÎNA-Atına'dakı askerı gözlemcilere göre Türkiye tîizelerin adaya gelışinı kesinlıkle engelleyemez. Tehlikenin boyutunu ise yaşayarak görecek. S-300 fuzelerinin. Türkıye-\"unanıstan- Kıbns üçgeninde neden olduğu gerginlik sürürken Türkiye'nın füzelerin adaya gelışinı ^engelleyemeyeceğı ortayjı jıktı. *A<irta^iaI(i â*eri ve diplemarik* ~ çevrelere göre Rum-Yunan-Rus eksenine. füzelerin geliş aşamasında Bulgaristan da dahıl olacak. Söz konusu çe\ relere göre GKRY tarafından alınan üç batarya S-300 flizesinde 96 roket bulunuyor. Sistemin mobil olması. geliş yolundaki bazı engelleri ortadan kaldıracak nitelikte. Bu çerçevede. Türkiye füzelerin adaya gelişini engelleyemez: Rum tarafına gelişi öncesinde büyük gızlılik ıçinde hazırlanacak olan örtülü yeraltı depolannın yerini ise çok zortespit edebilir. Hava uçuşları ile füzelerin yeri saptansa dahi. mobil oldukları IÇIM gezer rampalan sayesinde hemen başka bölgeye kaydırılabilır. Bu durumda Türkiye füzelerin adada oiduğunu. ancak bir savaş durumunda. ilk roketin gökyüzüne çıkması ile öğrenecek. İlk atıştan sonra yer tespiti yapılamazsa, ıkincı ve üçüncü atış için mobil rampalar aldıklan uyan üzerine yeni hedeflere kılitlenebilecek. Atina'dakı asken gÖzkm^ilere^öre Türkiye. füzelerin nedefefcılrrlenTnesini. ancak gorerek uyan alan radar sistemint elektronik olarak kör ederek ya da imha ederek önleyebilir. Bu durumda iki bölgeyı ayıran yüksek sıra daf lar üzerinde kurulacak olan yeni radar tesisleri ilk aşamada vurulursa füzeler yerde emir bekler şekilde açık hedef durumuna gelecek. Füzelerin yol planı Krizı yakından izleyen diplomatik gözlemcilere göre 7 aylık süreçte adaya gönderilecek olan üç bataryalık S- 300 füzesi dört şekilde adaya getirilebilir. # f ürkive'nin Rus. Rum ve Yunan gemilerini boğa/iia arama ihn'maline karşılık rampalan taşıyan gemi başka üikenin bandırası altında seyahat edecek». (Rumlar T-80 tanklannı. bu şekilde adaya getirdiler.) # Rampalar denizyolu ile Bulgaristan"ın Burgaz Limanf na getirılip buradan karayolu ile Yunanistan'ın Dedeağaç Limanf na ta^ındıktan sonra. Türkiye'nin egernenlik alanı dışında kalan bötgelerden denizyolu ile adaya • intikal ettirilecekler... # Havayolu ile Lefkoşa'ya götürülebilirler... (Bu durumda sistemin bazı bölümlerinin sokülmesi gerekiyor.) # Gözlemciler. en düşük ihtimal. yani son çare olarak ise füzelerin Kuzey denizi-Manş-Cebelitarık yolu izlenerek Akdeniz'e getirilebileceğini belirtiyorlar. Gözlemcilere göre bu durumda Türkiye. füzelerin adaya gelişini kesinlıkle önleyemeyecek. Türkiye, sistemin kullanılması durumunda tehlikenin boyutunu yaşayarak görecek 3. Bu çalışmalar sürerken Brük- sel'de AB karargâhından Kıbns'ın tam üyeliği ile ilgili görüşmelerin ha- ziranda başlayabileceğine ilişkin ilk demeçlerverilecek. Nitekim. Rus füzeleri olayı ile il- gili gelişmeden hemen önce konuş- tugum AB'nin Ankara'daki temsılci- si Mkhael Lake. Kıbns sorunu ile il- gili olarak 199"? yılındaki beklentile- rini şöyle açıkladı: "Buyıl büyük bir caba beküyonım. Kıbns sorunu bü- v ük bir zoıiama ile karşı karşıya ka- İacaktır. Bu konuda büy ük çaba har- canacaktır. Kıbns'ta 1997'ninilky^- nsında. BM Genel Sekreteri'nin ge- nel görüşlerine uyan bir formül bul- ma amacı vardır. Altı ay sonra (hazi- ran) tüm ada için \B ile başanlı nıü- zakereler başlatma amacı güdülmek- tedir. Bu \arsayıma göre. müzakere- lerin sonucu 1998yılının başına denk düşmektedir. Budurunıda.önümüz- de j oğun bir > ü \-ar." . Türkiye. bu aşamada. "Kıbns Cumhuriyeti'ni kuran anlaşmalar- da yer aîan açık hükme göre. Kıb- ns'ın Türkiye \e Nünanistan'ın üye olmadıklan bir uluslarara- sı örgüte üye olması olanak dışıdır" görüşünü Anka- ra'daki AB ülkelerinın büyükelçilenne anlat- maya çalışacak. Tepkiler Ancak, bu konuda bazı ilgınç ge- lişmelerin olduğu da gözden kaçınl- mamalıdır. Bunlardan bırincisı: AB yetkılılen bugüne değin 'So- run çözümlenmedikçe Kıbns'ın tam üyeü^j gerçekleşemez' görüşünü sa- vunuyorlardı. Oysaşimdı. 'sorun çö- /ümlenmediği takdirde tek başına Güney Kıbns \ önetimi ile tam üye- lik müzakerelerinin açdabileceğiyö- nünde görüşler' öne sürmeye başla- dılar. Ikincisi: Ankara'nın. "Kıbns; Türkiye ve Yunanistan'ın üye olma- dığı uluslararası örgütlere üye ola- . maz' ıddiasınatepkileri şöyle: "Kıb- ns'taki tüm gelişmelerden sonra, bu artik demode olmuş bir ilkedir. Kal- dı ki. Kıbns Cumhuriyeti. tngiltere l luslar Topluluğu (Commonnealth) ile Lluslararası Bağlantısı/Jar grubu- na katıldıgında Türkiye. bu konuda ses çıkarmamış ve tepki gösterme- miştir." Almanya Büyükelçisi Dr. Hans-Joachim Vergau'nun. bıraz farklı düşündüğü şu sözlerinden an- laşıîıyor: "Alman hükümerL kesin- likle Kıbns'ın AB'ye katıhmı konu- sunda bir girişimde bulunmayacak- tır. Kıbns sorununda BM ilkeltrine uygun bir çözüm bulunmadığı süre- ce. bu kanlımın gerçekleşmesini ola- naklı görmüyor." POLİTIKADA SORUNLAR ERGUN BALCI Çiller, Türkiye İçin Tehlikelidir ABD Dışişlen Bakanlıgı Sözcusü Nicholas Burns. Dışişlen Bakanı Tansu Çiller'i 'akılsızlıkla' suçladı. Türkiye açısından yenilır yutulur tarafı olmayan bir açıklama bu. Ama elinizı vıcdanınıza koyup düşünün. Haksız mı adam? Türkiye'de DYP ile Çiller'in basmımızda hâlâ kalmış birkaç şakşakçısının dışında herkesin bildiği bir gerçe- ği dile getirmiş Burns. Siz. Moskova'da Rusya Başbakanı Viktor Çerno- mırdin'le görüşmesi hakkında gazetecılere açıklama yaparken yumruğunu masaya nasıl 'dört kez vurduğu- nu' ve 'tarıh yazdığını' anlatan bir Dışışleri Bakanı'nın bu davranışınm akılcı oiduğunu ıddia edebilir misinız? Çiller, Kıbns Rumlarının Rusya'dan satın aldığı S- 300 füzeleri ile ilgili olarak "Bu silahlar, oraya ya kon- mayacak, ya konmayacak" dedi. Peki konursa? "O zarnan ya vururuz, ya vururuz." Vurursak? Yunanistan'la ya savaş çıkar, ya savaş çıkar. Savaş çıkarsa? ABD ile Avrupa Biıiiği Türkiye'ye ya amborgo koyar, ya ambargo koyar. Bu arada Rusya da Türkiye'ye kar- şı ya Atina'nın yanında yeralır ya Atina'nın yanında yer alır. • • • Şaka bir yana, Türkiye onurunu ve ulusal çıkarlannı savunmak için her şeyı goze alır. Başka çare kalmadı- ğı takdirde Kıbns Rum kesımındekı fuze rampalannı da vurur. Ama füzelerin Rum kesımine gelmesine daha 12 ay var. Gerek Avrupa, gerekse ABD'de hava Türkiye'nin lehinde; Rumların uzun menzilli füze almasını kınayıp kışkırtma olarak niteliyorlar. Tansu Çiller ile "Kıbns'ı abluka ederiz" diye talihsiz bir demeç veren Savunma Bakanı Turhan Tayan. Tür- kiye lehındeki olumlu havayı 24 saat ıçinde 180 dere- ce değiştirmeyı başarıyorlar. Henüz diplomatik yollar denenmeden, savaş ve ab- luka sözcüklerinin telaffuz edilmesı. Batı'da soğuk duş etkisi yapıyor. • •• Turhan Tayan, tecrübesizliğtnden, heyecanından bir gaf yapmış olabilir. Ama Çiller bunu hep yapıyor. Kardak krizı sırasında da, Türkiye'nin Ege'de savaş nedeni (casus belli) olarak sadece Yunanistan'ın kara- sulannı 12 mile çıkarmasını kabul ettiğini düşünmeden ya da bilmeden, ulkemızı savaşın eşığine getirmiş, Çil- ler'in gafını zamanın Dışişlen Bakanı Deniz Baykal dü- zeltmişti. Sabah gazetesinde Sayın Güngör Mengi, önceki günkü yazısında "S-300 füzelerinden daha buyük teh- like, Ankara 'daki başarıya aç polıtikacılardır" diyordu. Çiller. bu politikacı tıpının önde gelen örneğidir. Yüce Divan'a gitmekten kurtulmak ıçın Refah Parti- si ile koalisyon yapan, bir türlü hesabını veremediği muazzam serveti hakkındaki soylentılerden ve basının sert eleştırilerınden bunalan Çiller. dış politikada herfır- satta ön plana çıkıp. kahramanlık yapmaya özen gös- termektedir. Böylece dikkatlen dağıtıp, puan kazana- cağını ummaktadır. • • * Ancak Çiller'in bu girışımleri Türkiye'ye çok pahalı- ya mal olmaktadır. Nitekim Kardak knzı sırasında Yu- nanistan'la savaşın eşiğıne gelen Türkiye. günumüz- dekı bunalımda da Çiller'in 'vurdulu, kırdılı' çıkışlan yü- zünden hem sert tepkılere. hem de ABD Dışişlen Ba- kanlıgı Sözcüsü'nün küstahça açıklamasına hedef ol- muştur. Çiller. köşeye sıkışmış ve çaresiz bir durumda. Çaresiz insan, sıkıştıgı köşeden kurtulabilmek için her şeyi yapabilir. Bu insan Dışışleri Bakanlıgı koltuğun- da oturuyorsa, Türkiye'yi savaşa bile sürükleyebilir: en azından Kardak krizinde olduğu gibı. ülkeyı bir kez da- ha savaşın eşığine getirebılir. Tansu Çiller. Türkiye için tehlikelidir. KARflCAN DUNYANIN EN ÜNLÜ VE EN YETKİLİ TEK OTO KATALOĞU ABD meldk dipl Dış Haberler Servisi - ABD Dışişle- rı Bakanlıgı Güney doğu Avrupa Da- ıresi Müdürü Carey Cavanaugh Kıb- rıs'taki füze gerginliğinı gidermek amacıyla dün adaya geldi. Kıbrıs Rum Yönetimi liden Glafkos Klerides ve KKTC lıden Rauf Denk- taş'la görüşecek olan Cavanaugh. bu- gün Atina'ya geçecek. Cavanaugh çar- şamba günü de Ankara'ya gıderek Dı- şışleri Bakanlıgı Müşteşan Büyükelçi Onur Öymen ve Kıbns-Yunanistan ilışkilerinden sorumlu Müsteşar Yar- dımcısı Büyükelçi İnal Batu ile görü- şecek. Türk tarafı görüşmelerde, ABD'nin Kıbns Rum Yönetimi'nin S-300 füze- • Gerginliği düşürmek amacıyla Kıbrıs'a giden ABD Dışişlen yetkilisi Carey Cavanaugh, daha sonra Atina ve Ankara'ya geçerek temaslarda bulunacak. leri alımını engellemesıni ısteyerek söz konusu silahlann sadece adada değil. bölgedeki dengeleri değıştirmeye yö- nelık bir gırişim oiduğunu vurgulaya- cak. Ankara. 160 kilometre menzilli S- 300'lerin Rum kesimi ve Rusya'nın id- dia ettiğı gibi. savunma amaçlı olma- dığını. saldın niteliği taşıdığını. üstelik ufak değişikliklerle karadan karaya he- deflere kullanılabıleceğinindealtınıçi- zecek. Türk vetkililer. S-300'lerin Kıbns'ta banş ve güven ortamına vuracağı dar- beye de dikkat çekerek ABD'den. Rum kesımıni "dahafazlasilahlanarakgeri- limi daha fazla arttırmaması için açık bir dille uyarmasını" isteyecek. Türk vetkililer ayrıca. Kıbrıs Rum Kesimi nin diyalog yerine sılahlanma. AB'ye tek taraflı üyelık başvurusu gi- bi ginşimlerle Türk tarafı üzennde bas- kı oluşturmaya çalıştığını da belırterek ABD'nin Rumları daha çok toplumlar arası diyaloğa teşvikı gereğine işaret edecek. basladı Amerikalı dıplomatın ise görüşme- lerde. ülkesınin Rum kesiminin S-300 fuzelerinin alımına yönelik tepkisini dile getırmesı. ancak Türk tarafına da "aşın tepki \ermeyin" mesajı vermesi bekleniyor. Cavanaugh'nun bir süre önce gü\en arttıncı önlemler çerçevesinde. Türk ve Yunan savaş uçaklarının Kıbrıs üzenn- de uçuşlannın 8 ay lığına dondurulma- sı önerisı. Türk tarafinca kabul edilır- ken Atına ve Rum kesimi tarafından reddedilmışti. Rum kesınıı. Cavanaugh'nun bölge- ye zi\ areti öncesinde y aptığı açıklama- da ise söz konusu öneriy ı yeniden tar- tışmaya hazır oiduğunu bildirmişti. ÖRÜŞ/ Prof. Dr.EROL MANÎSALI S-300 füzeleri konusu uzun zaman- dır Rumlann gündeminde idi ve işin bu noktaya geleceği. üç yıl önce Rumla- nn Atina ıte "Ortak Savunma Politı- kası ve Ortak Savunma Alanı" dekla- rasyonlan sonucu zaten belli olmuş- tu. Son üç yıl içinde adada Yunan as- kerı yığınağı arttı ve yine son bir yıl içinde Yunanistan. Rum tarafında, ha- va ve deniz üssü yapımına girişti. An- kara hükümetleri, son üç yıl içinde bü- tün bunlar yapılırken özellikle Tansu Çiller hükümetinin başta olduğu sü- re ıçinde gerekli önlemlerı almadı. Üs- telık 1994 ve 1995 yıllannda TBMM ve Milli Güvenlik Kurulu, Kıbns konu- sunda hükümetten kullanabileceğı "sağlam destek karartannı" da alıyor ve kamuoyuna açıklıyordu. Yunanistan ve Kıbrıs Rumlannın aşın silahlanma ve "çrtayı yükseltme" hareketinin başlangıcı 1994 yılının so- nudur. Çünkü o tarihte Ankara hükü- meti "Türkiye'yi gümrük birliğine sok- ma ve bunu iç politik malzeme olarak kullanma" telaşı içinde idi ve 1995'in başında Yunan vetosunun kalkması için Ankara'daki hükümet, "Rum yö- netiminin Avrupa Brliği ile tam üye- lik görüşmelerınin takvıme bağlan- masına", Brüksel'in 24 Şubat 1995 bildırisine sessiz kalarak çok önemli bir ödün veriyordu. Bu ödün karşılı- Füzelerin Arkasındaki Gerçekler ğında Yunan vetosu kalkmış ve 6 Mart 1995belgesi imzalanmıştı. işte Atına'yı ve Rumlan cesaretlen- diren de bu oldu. 12 Haziran 1995'te Brüksel'de toplanan Rum-AB Ortak- lık Konseyi, Rum yönetiminin. adanın tümünü temsilen AB ile masaya otu- racağını ve tam üyelik görüşmelerinin belirlenen takvim içinde başlatılaca- ğını açıklıyordu. Artık Rumlar, Anka- ra'nın ödünü sonucu Brüksel'i arka- lanna almışlardı. Öyle kı 6 mart belge- sinin içinde bile (16. maddeye ilişkin ekler) Türkiye, beş yıl içinde Kıbrıs Cumhuriyeti ile (AB'ye göre Rum yö- netimiyle) AB'nin, Rumlara uyguladı- ğı serbest ticaret rejimı içine gireceği- ni, Kıbns adını belirterek kendini yü- kümlülük altına sokuyordu. Bu dramatik gelişmeler, Atina ve Rumlann çıtayı yükseltip Türkiye'yi köşeye sıkıştırmalarına ortam hazır- layan temel faktörler oldu. O dönem- de, gerçekleri kamuoyunun dikkatin- den saklamak isteyenler, şimdi kah- ramanlık gösterileri yapmaya çalışı- yorlar. O dönemde, durumun bu nok- taya geleceğini. ayrıntılı olarak tü m il- gilılere aktarmama ve basın yayın or- ganlarında defalarca yazmanıa rağ- men etkilı olamadı. Çünkü estirilen "yalan rüzgân" çok güçlüydü. 1995'te hükümetin Rumlara ve Yu- nanıstan'a verdiği ödünü telafi etmek için 28 Aralık 1995'te Demirel-Denk- taş deklarasyonu yayımlandı. 1996 Aralık ayında MGK Kıbrıs konusunda karar aldı: yine Demirel, 28 Aralık 1996'da bir yıl önceki deklarasyonu, basın önünde tekrarladı. 3 Ocak 1997'de ise TC ile KKTC arasında, yeni bir ekonomik protokol imzalan- dı. Ancak Brüksel cephesı buçün şöy- le diyor: "Ankara 1995'te hükümet olarak Yunan vetosunun kalkması karşılığında, Rumlarla tam üyelik gö- rüşmelerinin takvime bağ/anmasını kabul etti, bizim için esas olan bu- dur." Bugün Ankara hükümetinin yapması gerekenler şunlardır: 1- Ankara ile KKTC arasında sa- vunma ışbirliği anlaşması ımzalanma- lıdır. Bu anlaşma 1960 anlaşmasmın Türkiye'ye sağladığı hakların yerini al- mayacak, "Rumlann Atina ile oluş- turdukları ortak savunma politıkasını dengeleyecektir." Bu anlaşmanın, üç yıl önce yapılması gerekıyordu. 2- Ankara ve KKTC, Brüksel'e ayrı ayrı nota vermelıler ve bu notada: "Eğer AB, Rumlarla tam üyelik gö- rüşme sürecini başlatırsa Türkiye ile KKTC arasında Bülent Ecevit'/n önerdıği doğrultuda özerkiik anlaş- masmın yapılacağı" bıldirilmelıdir. 3- Ankara aynca füzelerin konuş- landırılmasına. "herneyolla olursa ol- sun izin verilmeyeceğini" Atina, Lond- ra ve VVashıngton'a bildirmelidir. Bunlaryapılmadan, Türk kamuoyu- na yönelik ve ıç politika malzemeskni- teliğınde yapılan açıklamalar, "havan- dasudövmek" anlamınageiırvehiç ama hiçbır ışe yaramaz. Aynen 1995'te bir taraflan Kıbns konusunda ödün verırken diğer taraftan basın toplantılarında "kargaların bile güle- ceğı" şoven açıklamalar yapılması gi- bi. O dönemde yapılan hataların, uyuşmazlığı nasıl aleyhımıze geliştır- dığı ortadadır. Lutfen aynı hatayı bu- gün de yapmayalım. Atina ve Rum- lar çıtayı yukseltmişlerdır. Türkiye de sorunları.aynıdennlık ve boyutta kar- şılamak zorundadır. Türkiye caydırıcılığını gösteremez ise bunun sonucunda Kıbrıs savaşı değıl, Türk-Yunan sava$ı olur. Den- gelerın bozulmaması ise savaşları ön- lemenın en etkıli aracıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle