Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAfFA CUMHURİYET 10OCAK1997CUMA
10 DIZIYAZI
'Küresel ile ulusal' birleşir mi?
G
ıdış kuresel ıle ulusah
bırleştırme yonundedır
Bıhsim \e ıletışım
teknıklenmn gelişmesine
koşut olarak. mal \e
hıznetienn uluslararası pazarlara
çıkMnm .avgınlaşması \e ozellıkle de
sermavenın dolaşımının serbestleşerek
hızlanma>ı Nurecı. kisaca
"küreselle^me" adını taşıyor Duzevı ve
nıtelıklen tartışilmakta ol'an
kure>elle^menın bır nokta^ı açıktır
uretım etmenlen ıçınde "işgüeü
kureselleşmiyor, niteliği gereği ulusal
kalnor." kaldı kı teknoloıık gelışme
bır yonuyle ışgucunun "niteliğini
yükseltirken" obur y onuv le de ışçının
bılgı \e denevım "birikimini"
eskıtıyor en buyuk zaran ışçıye
\en\or
Ote vonden bılım ve bunun urunu olan
teknolon de esas olarak uiusal kalıyor.
eğıtım \e kultur ortamının bır sonucu
olarak uretımı \e dağıtımı "ulkeye
özgü** nıttlığını çok buyuk olçude
koru\or En buyuk uluslararasılasan
ortaklıklar araştırma-gelı^tırme (\r-
Ge) çalnrnalarını esas olarak, yanı
vuzde ^5-90 oranında. kendı çı'kış
ulkelennde vurutuyor Kalan vuzde 10-
15"Iık bolumunu de çoğunlukla
"öbür" gelışmış ulkelerde
yoğunlaştırmiş bulunuyor
Ancak ıkı nedenle. bılım \e teknolojı
alanında uluslararasi ışbırlığı vapılıyor
Bınncı neden konunun nıtelığıyle
ılgılıdır, uzay çevre ve genetık
konulan rum dunyayı ya da ınsanlığı
doğrudan ılgılendınyor. ek olarak bu
konulardakı araştırmalann malıyetı
çok yuksektır \e uluslararası ışbırlığı
bırbakıma zorunludıır Ikıncı neden.
ortaklıklar ve ulkelenn "başkalan
neleryapıvor" sorusuna yanıt bulma
isteğıdır. koku unlu "büimsel hırsızlık"
ve buna karşı onlemlere gıden bır
geleneğın uzantılan sureklı geçerlıdır
Pek çok gelışmiş ulkenın unıversıte ya
da ışletnıe araştırma laboratuvarlannın
gızlılık fçınde çali^tıgı bıhnıyor
Gelışmış ulkeler. ulusal buluş-
yenılenme ağı kurarak. "emeği\e
teknigi" e\ lendırmeye yonelıyor.
sermayelerını bu "üst ulusal
düzlemde" ulke ıçınde "tııtmaya"*
uğrasıyor (Bu konuda daha ayrıntılı
bılgı ıçın C umhunyet Ekonomı ekının
l
7
Kasmı 1996 sayıstndakı Guncel
ba^lıklı yazıya (S 18)\eorada
belrrtılen kaynaklara bakılabılır)
Durum böyleyken kımı "azgelişmiş"
ulke ekonomıcılerı. daha doğrusu
kureselleşmeyı "inanç" konumuna
yukseltcn \e ozunde "sermayeyanlısr
sayılması gereken kımı duşunurler,
kureselleşme ılc bırlıkte ulusal
gelışmeeı devlet anlayışının
vıkıldığını, "utusalValkınmatılıktan '
soz edilemeveceğinr ozenle
vurguladılar
ObCD çalışmalannda da çok açık bır
bıçımde \urgulandığı gıbı ulkeler.
"küreselleş.menin getirisinden aldıklan
payı en çoklaştırmak*" amaeıv la
"ulusal buluş \e venilik dizgesi denilen
kurumlaşma se uygulamalar
içindedirler. \alnu ulusal gelirlerinden
araştırma \e geliştirmeye ayırdıklan
payı arttırnıakla kalmıyor. buna koşut
olarak kamu \e ozel kurumlannı
\eniden"duzenlıyor. unıversitelennı ve
draştırma laboratuvarlannı
guçlendınyor. para ve ınsan gucu
kaynaklarını bu amaçla seferber edıy or
Gelişmış ekonomıler bu yaklaşımı
sergılerken Turkıye gıbı gelışmekte
olan ulkelenn. kureselleşen dunyanın
gelır bolu>umunden pay alabılmelen
ıçın "ayn bir uğraş" \eimelen
zorunludur Çunku Turkıye gıbı
gelışmekte olan bır ulke ıçın bılgı ve
teknığı başkalanndan satın almak.
bunları ozumsemek ve gıderek bılım
ve teknığe yerlı katkılar yapabılmek
seferberîıkten de ote "topyekûn
seferberlik" dıyebıleceğımız bır çabayı
kaçınılmaz kılıyor
Kureselleşnıe surecının dişinda kalmak
îsteyenler de var
^ncak burada ulkelenn kuresel leşmeyı
"algılama biçimlerinedavalı" olarak ıkı
tur "karşı çıkış" sergılendığı
belırtılmelıdır Bır ba^ka deyısle
"küreseuesmeden yararlanma"
onermeM her zaman benımsenen bır
goruş değıldır
Karşı çıkislardan bın kureselleşmeyı
"emperyalizmin bir başka adı"
bıçımınde algılavanlardır. oburlen de
ulusal kalkınmacılık bıttı goruşunun
sahıplerı olan lıberal ekonomı
yanlılandır Her ıkı karşı çıkışın da
ortak noktası Turkıye'nın bılım ve
teknolojı atılımına vonelmesinı
anlamsiz bulmalan oiabılır
Karşı çıkısların bmncısı denılebılırkı
kımı "sol" kesımlerden gelıyor. buna
gore bılım ve teknoloıı atilımıvla
"Türkiye'nin empenalist boluşumden
pa\ alabileceği* varsavımını vapmak
gerçekçı sayılamaz "Türkiye'ninözel
sermaye birikimi bunu esasen
başaramaz; emperyalist bir Turkiye'yi
sa^unmak ise emekten vana olanlann
işi değildir." Bu gorus lenn ne
"evtişimsel yonteme" ne de bıreysel ya
da sinıtsal açılardan "emekçilerin"
çıkarına bır yonu bulunduğu one
surulemez Bılım ve teknolojı
gelışmelennın ozunde emeğın
nıtelığını ve uretkenlığını arttırarak
daha çok '•uriın", doöava ecemenlık ve
buradan gerek mutlak gerekse gorelı
olarak daha az somuru anlamına
geldığı yadsınamaz Kısaca.
emperyalızm kapıtalızmın bellı bır
a^amasının "adıydı". kureselleşme de
kapıtalızmın son yıllarda geçırmekte
olduğu "nitelikser evnmın adıdır
Turkıye gıbı bır ulkenın geçmışte
tumuyleîarklı nıtelıktekı bır
emperyalist somuru surecıne
katılmamış olması. kureselleşme
surecınden va da dunya gelır
boluşumunden daha çok pay alması ıle
aynı sepete konulamaz
Kımı sağcılarya da lıberaller ıse bılım
ve teknolojı alanındakı "ulusaJ"
duzenlemelenn serbest pıyasa
ınançlanna ters duştuğunu
belırtebılırler >alnız gelışmiş kapıtalıst
• Kureselleşme ve teknoloji, işgücünün
niteliğini yükseltirken işçinin bilgi ve
deneyimini eskitiyor. Günümüzde teknoloji
almak artık geçmişte olduğu gibi "el kitabıyla
buzdolabı alma"'ya benzemiyor. Türkiye gibi
gelişmekte olan bir ülke için bilgi ve tekniği
başkalanndan satın almak, bunlan
özümsemek ve giderek bilim ve tekniğe yerli
katkılar yapabilmek seferberlikten de öte
"topyekûn seferberlik" diyebileceğimiz bir
çabayı kaçınılmaz kılıyor.
Ek olarak uye ulkelenn ışveren
orgutlennın ve ışçı sendıkalannın ortak
temsılcılennın, başta kendılennı
doğrudan ılgılendıren konular olmak
uzere, komıte toplantılanna katılma,
goruş bıldırrne gıbı etkınlıklen var
Dunya ekonomısının "birinci kümesi"
olan OECD, bu yapısıyla dunyanın
gıdışıne yon \enyor. gelışme diızeyı en
yuksek ulkelenn ortak ekonomı
polıtıkası kararları aldıkları bır
ekonomı polıtıkası uretım merkezı
ışlevı goruyor Onde gelen bılım
adamlannın katkılarını alıyor ve kendı
çalışma bınmlennın urettıklenyle
bunlan bırleştınyor, kısaca bılgı
derlıyor. bunları işlıyor ve buradan
"ortak" ekonomı polıtıkası kararlan
çıkarıyor Çok onemlı bır nokta daha
sanayıleşme gelışme ıçın hıç de yeterlı
değıldır Onemlı olan. otomobılın
gıderek TV rupunun. once ıçını
oğrenmek sonra da bunun benzerını ve
daha gelışmışmı yapabılmektır
Bu becennın kazanılmasi. tek başına
pıyasa ko^ullarıyla "altından
kâlkılmayacak kadar" kapsamlıdır
Ortak topıumsal çabay ı. bu amaçla
kurumlaşmayı. yaratıcılığa dayalı bır
eğıtım ve oğretım surecını "onkos.uP
olarak almay ı gerektırır ve kadın-erkek
aynmı yapmaksızın toplumun tum
bıreylennın becen ve yeteneklennı en
çoklaştıracak "eşitlikçi \e özgürlükçü
-birtemeledayalı"' eğıtım ve kultur
ortamı ışıdır Turkıye ""aydını", başını
kumdan çıkararak. bu noktalan
"tartışmak" zorundadır
ulkeler bıle bılgı ve teknoloıı
konusunda -serbest piyasacı" değıl.
"ulusal kalkınmacı" davranırken
Turkıve gıbı gelışmekte olan bır
ulkenın "kraldan fazla krakr
kesılerek "serbest pivasa duası" etmesı
yalnızca ulkenın ekonomık yıkımı
anlamına gelır
Kaldı kı lıberalızmın beşığı olan
ulkelerde. ekonomıde kuçuk devlet
onermesı sıra bılım ve teknolojıye
geldığınde bır vana bırakılıyor. Ar-Ge
harcamalan arttınlıyor, devlet
teşvıklerı sağlanıyor Ve tum bu
polıtıkalar. Genel Tıcaret ve Tanfeler
Anlaşması - G A.TT 1996 gıbı
uluslararası anla^malara konmuş
bulunuyor
Kolay değıl Teknolojının "dışarıdan
alımında" son yıllarda ortaya çıkan
çok onemlı bır "nitelikfarkı""
vurgulanmahdır
Gunumuzde teknolojı almak artık
geçmışte olduğu gıbı "el kitabıyla
buzdolabı alma^va benzemiyor.
eskıden demır-çelık ya da otomobıl
yapan makıneyı aldınız mı sorun
kalmıyordu Gunumuzde bu olanaklı
değıl. teknolojı bılgı-yoğundur. sureklı
beslenmelı. buyutulmelıdır. artı
teknolojı zaman-yoğundur. uretım
teknolojılen hızla değişıyor. eskıyorve
kullanımdan kalkıyor Boyleoluncada
"ileri uretim tekniklerini yakalama"
ozel. bılınçlı ve sureklı bır
kurumsallaşmayı ve çabayı
gerektırıyor
Bır nokta daha vurgulanmalıdır "Bilim
vo teknolojinin lirünlerini dışandan
satın alma" ıle bunlan "ozumseme" ve
"giderek yerli iiretme" becensi tam
anlamıyla ayn olgulardır Ilkel bır
toplunı da d'ıyelım T\ alıcısı oiabılır.
bunun da otesinde orta duzeyde
gelışmiş bır ulke anahtar teslımı bır
otomobıl ureten fabnkayı buyuk bır
uluslararası oto uretıcısıne
kurdurabılır eunumuzde bunlar
Türkiye, dunya ekonomik
gelişmelerinin
"dışına" düşüyor
Turkıye. OECD nın (Ekonomık
Gelışme Içın lşbırlığı Orgutu) kurucu
uyelennden bındır Bu nokta
onemlıdır Osmanlı'dan bu yana ulkeyı
yonetenler. ozellıkle de cumhunyet
donemı yonetıcılerı. uluslararası
kurumlarda ozellıkle de Avrupa
eksenlı olanlarda yeralmayı buyuk
olçude gerçekleştıımışlerdır Oysa son
on yıllarda Turkıye. uluslararası
ekonomık ılijkılerını ekonomık ve
toplumsal gelışmesine hıçbır katkısı
olmayacak duzlemlere çekıyor ve
zararlı çıkıyor
Açıktır kı ÖECD ıçınde yer almak bır
ulkeyı kendılığınden "gelişmiş"
yapmaz Ancak ulkeyı. ekonomık
polıtıkalan uygulaması, toplumsal
gelışme \e kurumlaşma alanlannda
gelı^mişler "yakmlaşma" çabasına
surukler, ekonomık "gelişme
yardımlan" alınmasını sağlar ve çok
daha onemlı olarak dunya
ekonomısının "gidişini" ıçenden
ızleme olanağı venr. bunlar hıç de
azımsananıayacak getırılerdır Çunku
ekonomık gelışme bır "öğrenme
surecidir". OECD'nın obur "kurucu"
uyelen. Almanya. ABD. 'Vvusturya
Belçıka. Danımarka Fransa. Hollanda.
Ingıltere. lrlanda. Ispanya. Isveç
kvıçre. Italya. İzlanda. Luksemburg,
Norveç. Portekız ve Yunanıstan"dır II
Dunya Savasi sonrasi Avrupa'nwı
yenıden yapılanmasını amaçlayan
orgute. daha sonra Japony a (1964).
Fınlandıya (1969). ^vust'ralya (1971).
Yenı Zelânda (1973). Meksı'ka (1994)
ve Çek Çumhunyetı (1995) de
katıldılar Guney Kore'nın bugunlerde
uye yapılması beklenıyor. Polonya.
Israıl ve Rusya gıbı ulkeler de
"gözlemci" olarak kımı komıte
toplantılannı ızleyebılıvor
var. OEGD yalnızca ekonomı
polıtıkalanyla uğraşmıyor. enerjıden
çevreye, eğıtımden ulaştnmaya dek
hemen her konuda "ulusal ile
uluslararasınıi) uyumunu" sağlayacak
polıtıka onermelen gelı^tırıyor
Ulkeler kendı venlennı uluslararası
düzlemde karşılaştırmalı bıçımde
ızlıyorOEGD çalışmalannın en etkın
ve behrleyıcı oğelennden bın bılım.
teknolojı ve sanayı uçlusudur Burada
bılım ve uygulama daha ılen duzeyde
uretım amacıyla sureklı ışlenıyor
Turkıye. genel olarak y ıllardır uyesi
olduğu uluslararası kurumlardakı
gelışmelen ızleme. bunlan
değerlendınne ve yararlanma
bakımından "gerekeni yapmıyor.'"
"Batı"nın uluslararası kurumlannda
tam anlamıyla yoklan oynuyor
En baştan belırtelım kı turkıye'nın
uluslararası kurumlarda "tam
anlamıyla yetersiz temsilinin" tek
sorumlusu. •Vnkara'dakı hukumetlerdır
Turkıye'nın dış temsılcılıklennın daha
etkılı katılım konusundakı onen ve
ısteklennı gozardı eden. bu konularda
bır "kurumlaşmaya" gıtmeyen ve var
olan kurumlan yanlış kadrolaşmalarla
felç eden hukumetlendır
Bu çerçevede kımı ornekler yeterlı
olacaktır OECD"nın Bılım, Teknolojı
ve Sanayı Komıtesfnın ıkışergunluk
ıkı toplantısına ya da bır tam gun suren
Bılım \e Teknolojı tşlık Çalışmasfna
(vvorkshop). tıpkı çevre. balıkçılık ya
da ulaşım vb komıtelennın toplantılan
gıbı her OECD uyesı ulkenın "resmi
temsilcileri" ve de "uzmanlan"
katılıyor. katılmakla kalmıyor.
deneyımt. bınkımı ve ulkesınde
sağladığı takım çalışmasının verdığı
guç ıle katkı yapıyor
Bu toplantılara \nkaraclan ya hıç
kımse gondenlmıyor. ya da kımı
temsılcı uzmanlar, çoğu zaman "tek"
bır kez gondenlıyor
Oysa obur uyeler. tek bır temsılcı
gondermekle yetınmıyorlar. ekonomı.
tıp, bıyolojı. kımya. elektronık gıbı
bılım ve teknolojının onde gelen
dallanndakı uzmanlannı çoğu kez bır
hukukçu ve çevreeı uzmanlarıyla
destekhyorlar. orgutlu katHıyorlar
Yıne çoğu kez bu katılanlar y ıllarca bu
gorevlennı surduruyor. bınkım ve
deneyım kazanıyor kararalma
sureçlenne katkı ve kendı ulkesının
çıkarlan doğrultusunda etkı edebılıvor.
yerını alacak olanlann yetışmesını
sağlıyor
"Çok daha önemli olarak" bır başka
şey yapılıyor. oralarda elde edılen
bıîgıler. gelıştınlen goruşler "ülkeye
getiriliyor", konusuna gore araştırma
bmmlennde. unıversıtelerde. kamu
burokrasisinde. ışveren ve ışçı
orgutlennde ıncelenıyor.
değerlendınlıyor ve sonrakı
uluslararası toplantıya "hazırlıkü"
gıdılıyor, bu yolla etkılı ve behrleyıcı
olunabılıyor
Turkıye, OECD bağlamında, bunlann
hıçbırını yapmıyor
Oysa ozellıkle de ulusal teknolojı
polıtıkalannın tartişildığı toplantılarda
\BD'den Japonya'ya. Fınlandıya'dan
İtalya'ya. Meksika'dan \enı
Zelanda'ya dek tum uye ulkelenn bu
kez çok sayıda olmak uzere "bilim
adamlan,araştırmacılan" katılıyor
Turkıye'nın bılım adamlan ya da
araştırmacılarının bu toplantılara
katılması. savsaklanmamalıdır
Bılgı toplumu. bılgıve dayalı uretım ve
kuresel-ulusal çelışkısinın yaşandığı
dev ıngen bır donemde. Turkıye bu
olguların. gelışmelenn "dışına
düşiıyor" v e boy le v apmakla y alnızca
kendısıne zarar venyor
Ulkeler bu duzlemlerde "yer
alabilmek" ıçın yanşırken Turkıye'nın
"kendi kcndini dışlaması" bır "ulusal
intihar" ozellığı gostenyor Turkıye'yı
yoneten sıyasetçıler. bu gerçek yıkımın
sorumluluğunu tam bırduyarsızlıkla
taşıyabılıyor
Dunyadakı gelışmelerden
uzaklaştığıni7 zaman ulkenızı.
"insanlannızı" yabancıların gozunde
kuçultuvorsunuz, urunlerınız alıcı
bulamıyor. çevre ve sağlık gıbı
uluslararasılaşan sorunların çozumu
ıçın kullanılacak parasal kavnaklardan
ulkenız yararlanamıyor Cernobıl
nukleer kdzasının Doğu Kar3denız'e
verdığı zararlan gundeme
getıremıyorsunuz Lnıversıtelennız,
bılımsel ve teknolojık gehşmelerın
dışında tutuluyor Sanayıcınız
dunyanın acımasiz rekabet ortamında
ne hukumetının ne de araştırma ve
bılım bınmlennın desteğını yanında
buluyor. ışçı sendıkanız can çekışıyor
"Yokluğu varlığa
çevirmek için...'^- *c >• :
Turkıye gelışen dunya koşullarına
uygun bıryapısal kurumlaşmaya
yonelmek zorundadır Bunu
gerçekleştırmesi gerekenler oncelıkle
ulkeyı yoneten yonetmeye aday olan
sıyasetçılerdır
Ancak yakın bırgelecekte boyle bır
umut ışığı ufukta gorunmuyor Bu
durumda çozum. toplumun "ekonomik
güçlerine*"duşuyor Ekonomıkguç
odakları ışveren orgutlen, ışçı
sendıkalan ve mımar. muhendıs, tabıp
meslek odalan ve bırlıklerıdır Bunlara
unıversıtelerı TUBlTAK'ı ve başta
Turkıye Teknolojı Gelıştırme \aktı
(TTGV) olmak uzere bu alanda çalışan
vakıflan da eklenıek gerekıyor
Var olan kurumlar ve toplumun
devıngen guçlen ne vapabılır'
Bunlann yapacağı ılk ış. bır "ulusal
yenilenme, bilgi. teknoloji iiretim
programını" tartışmak ve
gelıştırmektır Bovle bır programın
oluşturulmasinda ve uygulanmasında
tum toplum kesımlennın ortak
"çıkan" vardır Ulusal yenilenme
programı ya da ulusal buluş ve
yenilenme dızgesı. Turkıye
toplumunun bır butun olarak
a) Kureselleşen dunya ekonomısınden
aldığı payı çoğaltacak.
bl İç yapıyı. ekonomık, sıyasal ve
toplumsal yonlenyle. uretken. çağdaş
ve demokratık bır gelışme surecıne ya
da doğrultusuna getırebılecektır
Bılım ve teknık bellı bır eşıtlıkçı-
yaratıcı kultur ortamında gelışır
Varatılmasi ulusal bır çabanın
sonucunda gerçekleşebıhr
Bu onermelenn "tiim toplumun ortak
çıkan olduğu" goruşune
dayandığından. ozellıkle sınıfsal
çozumlemeler çerçevesinde tartışmalı
bır ozellık taşıdığı açıktır
Kamuoyunun ve bu arada "hükumet
edenlerin" kisirçekışmelenn ve kişısel
çıkar kavgalannın otesını gonnelennı
sağlamak ıçın bu konulann
tartışılması. bılgı çağına uygun yenı
"kurumlaşmalara" gıdılmesı ve bunun
ıçın de toplumun sendıka. dernek.
meslek oda ve bırlıklenmn ozetle
"tüm uretici güçlerinin örgiıtlerinin"
ışbırlığı ve onculuğu buyuk onem
taşıyor
Geleceğın uretımı ıle "onur"lanan ve
dunyanın bılgı ve kultur bınkımıne
katılan ve katkı yapan bıreylerden
oluşan toplumuna ulaşmanın yolu
budur
Budapeştel Sicilya
YEŞİL ELMA
Seyahat Acentatı
Istıktdl Cad 81 1
83060 Beyoglu IST
To 212 249 52 11
=11 ?12 293 20 76
8-12 Şubat
- MALEV Macar Hava
Yolları ıle ulaşım
- 4 gece *** otellerde
oda kahvaltı konaklama
Budapeşte Havaalanı
transferlerı , , . . . „ , ,
- Rehberlık
4 7 5 U S D
- Şehır turu dahıl
YEŞ1L ELMA duyjrjları ner Pazartes,
7-11 Şubat
- Ozel uçak ıle ulaşım
- 4 gece "* otellerde
oda-kahvaltı konaklama
- Palermo Havaalanı
transferlerı
- Rehberlık
- Şehır turu dahıl 375USD
Çarşamba ve Cuma Cumhunyet te
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESrNDEN
Esa>,\o 1996 I20vası
KararNo 1996 121 vası
Hâkım Kemal Guzel 20998
Kâtıp Nuran Taşkıran
Zevtınburnu Sulh Hukuk Mahkemesı nce venlen
19Q6'!20vasiesas 19% 121 vasikararsavılı ılam ıle\1u-
berrj Karakava hacır altına alınarak kendısıne oğlu Nı-
vazı Karakaya vası tavın edılmıştır
ılanolunıır 16 12 1996
Bjsın 678
T.C.
KADIKÖY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1995 615
İçerenkoy. G-60 Sk \o 22 Kadıkoy Istanbul adresınde
ıkamet eden 1976 doğumlu. Bdhattın oğlu Sınan Akça
YIK'nın 355 maddesı gereğınce vesayet altına alınarak,
kendısıne aynı adreste ıkamet eden annesi Hava\ ılmaz va-
sı tayın edılmıştır Keyfıyet ılan olunur
Basin s99
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Atatürk Gerçeği
Yazıma başlarken telefonlar Mersın'den okurla-
rımız arıyor, opera salonunda dınsel yayınlar satıl-
dığını, turnelerle ılgılı tıyatro afışlennın yırtıldığını an-
latıyor 1 Ocak 1997 akşamı Mersın ın yerel TV'sı
IGRT'de yapılan yayından soz edıyor Gorevden de
gerı kalmıyor Mersınlıler Demokratık kıtle orgutle-
nnden on kuruluş bır dılekçeyle savcılığa başvuru-
yor, anayasaya da ceza yasalarına da aykırı davra-
nışlar ıçın gereklı ışlemın yapılmasını ıstıyor Bır ka-
dın okurum da soruyor bana Nasreddin Hoca gı-
bı gole yogurt mu çalıyoruz acaba'' Bu soruya ka-
tılmıyorum, çunku ulkemızın her yerınde benzer
olaylar yaşanıyor Gol kuçulecek yoğurt oluşacak
bence Tepkısını duyarlığını beljrtenler gıderek ço-
ğalıyor çevremızde Işçılerın mıtıngını ızledınız mı,
hepımızı onurlandıran bır olay bence Geçmış yılla-
rı, alanları dalgalandıran yuz bınlerı çağrıştırıyor
Uyuyan guzeller de uyanıyor artık1
Hepsı değıl el-
bet, kımılerı de pembe ABD dızılenyle yarış edıyor
ekranlarda, Fadime Şahin'ı de ratıng aracı olarak
kullanıyor1
Ne guzel soyluyor İlhan Selçuk. lıse ve
unıversıte oğrenımı goren bır genç kız ımam nıkâ-
hına razı olmuşsa bu onun bıleceğı ış değıl mı?
Bence ağlamaya. sızlanmaya da hakkı yok! Pekıyı,
ımam nıkâhlı deyımıne ne buyurulur'? Kımı kışılerın
TV ekranlarında ımam nıkâhını tanımlayan. yorum-
layan konuşmalanna, tartışmalarına programlan
alabıldığıne genışletmesıne ne buyurulur? Laık
Cumhunyetımıze, yasalarımıza te^s duşmuyor mu
bu olaylar9
Çağdaş yaşamı amaçlayan devrımlerı-
mıze ters duşmuyor mu9
Nerede onları koruması
gerekenler savcılar neredeler. neden gorevını yap-
mıyorlar9
Yasalara ters eylemlerı gormezlıkten gel-
melerı duşunulebılır mı9
TV'de kımı yayınları ızlerken şaşkına donuyor ın-
san, tarıhımızı de, coğrafyamızı da şaşınyor yenı bır
yuzyıla ne yuzle gıdıyoruz karar veremıyor Çağdı-
şılığa, karanlığa mı, çağdaşlığa, aydınlığa mı9
1920'lerde doğan bır kuşağın bıreyı ıçın bu sorula-
ra takılmak çok uzucu Ama maskeler duşuyor ar-
tık
Bır arkadaşım TV ızlemekten vazgeçtığım soyle-
dı Doğrusu da bu belkı tansıyonu duşurmek, stre-
sı azaltmak ıçın başka çare yok Haber programla-
rı tıyatroya donuşuyor gıderek Berı de yalnız TRT'yı
ızlıyorum haber saatlerınde elbet daha lyı oiabılır.
çokseslı habercılık de gelışebılır ama en azından
bellı ılkeler doğrultusunda yayımlanıyor haberler
Yorumculuktan kaç/nıyor sozculer Oysa kımı kanal-
larda haber tıyatrosu oluşuyor neredeyse
1
• • •
TRT dışında hıçbır kanalda çokseslı klasık Batı
muzığı ıle ılgılı haber ve olaylar yer almıyor REFAH-
YOL hukumetının uyelen mılletvekıllerı operaya,
baleye, konsere çok soğuk bakıyor ılgısız, saygısız
konuşmalarla goze çarpıyor yerel yonetıcıler tıyat-
ro afışlennın yırtılmasına seyırcı kalıyor opera ho-
lunde dınsel yayınlar satılıyor ama çağdaşlaşma
amacına yonelık Ataturk devrımlen doğrultusunda
çalışmalar hıç durmuyor Tıyatro bale. konser ve
operada genç kuşaklar çoğunlukta TRT de 2 ka-
nalda duzenlenen programlar buyuk ılgı goruyor,
Anadotu ıllennde desevgıyle ızlendığı söylenıyor
*' Bİh de mGzİK devfîmı doğrultusunda bıraçılışın
sevıncıyle sona erdırıyorum yazımı CSO'yu okya-
nusun otesıne, ABD'ye uğurladık dun sabah New
York'tan başlayarak bellı kentlerde dokuz konser
verecek New York konserını başkentlıler de dınle-
dıhaftasonunda Gürer Aykal'ı da SunaKan'ıda,
orkestrayı da dakıkalarca alkışladı Adnan Say-
gun'ıın keman konçertosunu da, Çaykovski'nın
5 senfonısını de çok guzel çaldı orkestramız Çağ-
daş duzeyını guzel kanıtladı Bence Adnan Saygun
da dınledı bu konserı Nasıl duygulandı kımbılır yıl-
larca once ılk kez yıne Suna Kan çaldı bu konçer-
toyu Dınlerken duşunuyorum Saygun bu yapıtını
Suna Kan ıçın besteledı belkı de Solıste boylesıne
yuklenmesı de bu nedenle bence Suna Kan'ı tanı-
yor Amenkalılar da başta Gurer Aykal Suna Kan
ve CSO'yu tanıyacak bu konserlerle Başta laıklık,
Ataturk'un kadın ve muzık devrımını de daha lyı an-
layacaklar Başka hangı Islam ulkesı konserler ve-
rıyor ABD kentlennde
9
Orkestra uyelermın yarısı
kadın başçalgıcı kadın olan bır başka ulke var mı
9
Ustelık REFAHYOL hukumetı donemınde verılıyor
bu konserler
1
Çokseslı muzığe ateş puskurenlere
karşın
1
Fadime Şahın çok yapay kalmıyor mu bu gerçek
karşısında
Ataturk gerçeği de gıderek buyumuyor mu
9
BULMACA 4 \
1 2SOLD\NSAĞ\:
1/KotekbalığLtaş-
levıieği gıbı adlar
dd venlen etı lez-
zetlı bır balık II
Bırım Motorlu
taşıtlarınelektnğı-
nı sağlayan avgıt
3/ Demet duru-
mundakı ekınler
Eğık olarak kesıl-
mış kenar 4/ Ye-
mışlerın yenılen
bolumü Âteş 5/ 8
Tıbet'teveMoğol- g
lar'da Budarahıbı-
ne venlen ad Kopek 6/
Eskı dılde tuy. kıl Doğu
Karadenız Bolgesı nde bır
dag ve geçıt II Olçek
Kamboçva'nın para bın- 3
mı 8/ Bır ^arkıda her kıta- 4
dan sonra vınelenen ve
bestesi değışmeyen parça
9/ Ikı avuç dolusu \on ,
gostermek ıçın bellı verle- 7(
re konulan ışaret
\ UK.\RIDAN \Ş \Ğl\ \: g
1/Dıvanedebıyatındasekı- '
zer dızelı bentlerden oluşan siır 2/-\yakdireme Erkekhız-
metçı 3/ Ikı baglantı parçasını bırbınne yakın olarak ekle-
mektekullanılanözelparça \ankı 4/Sarrançtabırtaş Do-
vulmuş pınncın şekerlı suda haşlanmasıyla yapılan tatlı 5/
\ağı alınmiş sutten va da voğurnan yapılan peynır Bırno-
ta RadyumunsımgeM 6/"Vaka kaya.ayak'ornegındeol-
duğu gıbı. bır sozeuk ıçmdekı seslerın vennı degıştırerek el-
de edılen yenı sozcuk 7'Ovundd berabere kalma Ihşkın.
değgın 8/lpucu 9/Hafıfvegozenekiı bırçokeltı taşı .\rap
harflenyle yatık olarak yazılan bır vozı turu
Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım
ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE
EROZYON KONTROLU GENEL MUDURLUĞU
Nufus cuzdanımı kavbettım. hukumsuzdur
)ILDIRI\I