29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAfFA CUMHURİYET 10OCAK1997CUMA 10 DIZIYAZI 'Küresel ile ulusal' birleşir mi? G ıdış kuresel ıle ulusah bırleştırme yonundedır Bıhsim \e ıletışım teknıklenmn gelişmesine koşut olarak. mal \e hıznetienn uluslararası pazarlara çıkMnm .avgınlaşması \e ozellıkle de sermavenın dolaşımının serbestleşerek hızlanma>ı Nurecı. kisaca "küreselle^me" adını taşıyor Duzevı ve nıtelıklen tartışilmakta ol'an kure>elle^menın bır nokta^ı açıktır uretım etmenlen ıçınde "işgüeü kureselleşmiyor, niteliği gereği ulusal kalnor." kaldı kı teknoloıık gelışme bır yonuyle ışgucunun "niteliğini yükseltirken" obur y onuv le de ışçının bılgı \e denevım "birikimini" eskıtıyor en buyuk zaran ışçıye \en\or Ote vonden bılım ve bunun urunu olan teknolon de esas olarak uiusal kalıyor. eğıtım \e kultur ortamının bır sonucu olarak uretımı \e dağıtımı "ulkeye özgü** nıttlığını çok buyuk olçude koru\or En buyuk uluslararasılasan ortaklıklar araştırma-gelı^tırme (\r- Ge) çalnrnalarını esas olarak, yanı vuzde ^5-90 oranında. kendı çı'kış ulkelennde vurutuyor Kalan vuzde 10- 15"Iık bolumunu de çoğunlukla "öbür" gelışmış ulkelerde yoğunlaştırmiş bulunuyor Ancak ıkı nedenle. bılım \e teknolojı alanında uluslararasi ışbırlığı vapılıyor Bınncı neden konunun nıtelığıyle ılgılıdır, uzay çevre ve genetık konulan rum dunyayı ya da ınsanlığı doğrudan ılgılendınyor. ek olarak bu konulardakı araştırmalann malıyetı çok yuksektır \e uluslararası ışbırlığı bırbakıma zorunludıır Ikıncı neden. ortaklıklar ve ulkelenn "başkalan neleryapıvor" sorusuna yanıt bulma isteğıdır. koku unlu "büimsel hırsızlık" ve buna karşı onlemlere gıden bır geleneğın uzantılan sureklı geçerlıdır Pek çok gelışmiş ulkenın unıversıte ya da ışletnıe araştırma laboratuvarlannın gızlılık fçınde çali^tıgı bıhnıyor Gelışmış ulkeler. ulusal buluş- yenılenme ağı kurarak. "emeği\e teknigi" e\ lendırmeye yonelıyor. sermayelerını bu "üst ulusal düzlemde" ulke ıçınde "tııtmaya"* uğrasıyor (Bu konuda daha ayrıntılı bılgı ıçın C umhunyet Ekonomı ekının l 7 Kasmı 1996 sayıstndakı Guncel ba^lıklı yazıya (S 18)\eorada belrrtılen kaynaklara bakılabılır) Durum böyleyken kımı "azgelişmiş" ulke ekonomıcılerı. daha doğrusu kureselleşmeyı "inanç" konumuna yukseltcn \e ozunde "sermayeyanlısr sayılması gereken kımı duşunurler, kureselleşme ılc bırlıkte ulusal gelışmeeı devlet anlayışının vıkıldığını, "utusalValkınmatılıktan ' soz edilemeveceğinr ozenle vurguladılar ObCD çalışmalannda da çok açık bır bıçımde \urgulandığı gıbı ulkeler. "küreselleş.menin getirisinden aldıklan payı en çoklaştırmak*" amaeıv la "ulusal buluş \e venilik dizgesi denilen kurumlaşma se uygulamalar içindedirler. \alnu ulusal gelirlerinden araştırma \e geliştirmeye ayırdıklan payı arttırnıakla kalmıyor. buna koşut olarak kamu \e ozel kurumlannı \eniden"duzenlıyor. unıversitelennı ve draştırma laboratuvarlannı guçlendınyor. para ve ınsan gucu kaynaklarını bu amaçla seferber edıy or Gelişmış ekonomıler bu yaklaşımı sergılerken Turkıye gıbı gelışmekte olan ulkelenn. kureselleşen dunyanın gelır bolu>umunden pay alabılmelen ıçın "ayn bir uğraş" \eimelen zorunludur Çunku Turkıye gıbı gelışmekte olan bır ulke ıçın bılgı ve teknığı başkalanndan satın almak. bunları ozumsemek ve gıderek bılım ve teknığe yerlı katkılar yapabılmek seferberîıkten de ote "topyekûn seferberlik" dıyebıleceğımız bır çabayı kaçınılmaz kılıyor Kureselleşnıe surecının dişinda kalmak îsteyenler de var ^ncak burada ulkelenn kuresel leşmeyı "algılama biçimlerinedavalı" olarak ıkı tur "karşı çıkış" sergılendığı belırtılmelıdır Bır ba^ka deyısle "küreseuesmeden yararlanma" onermeM her zaman benımsenen bır goruş değıldır Karşı çıkislardan bın kureselleşmeyı "emperyalizmin bir başka adı" bıçımınde algılavanlardır. oburlen de ulusal kalkınmacılık bıttı goruşunun sahıplerı olan lıberal ekonomı yanlılandır Her ıkı karşı çıkışın da ortak noktası Turkıye'nın bılım ve teknolojı atılımına vonelmesinı anlamsiz bulmalan oiabılır Karşı çıkısların bmncısı denılebılırkı kımı "sol" kesımlerden gelıyor. buna gore bılım ve teknoloıı atilımıvla "Türkiye'nin empenalist boluşumden pa\ alabileceği* varsavımını vapmak gerçekçı sayılamaz "Türkiye'ninözel sermaye birikimi bunu esasen başaramaz; emperyalist bir Turkiye'yi sa^unmak ise emekten vana olanlann işi değildir." Bu gorus lenn ne "evtişimsel yonteme" ne de bıreysel ya da sinıtsal açılardan "emekçilerin" çıkarına bır yonu bulunduğu one surulemez Bılım ve teknolojı gelışmelennın ozunde emeğın nıtelığını ve uretkenlığını arttırarak daha çok '•uriın", doöava ecemenlık ve buradan gerek mutlak gerekse gorelı olarak daha az somuru anlamına geldığı yadsınamaz Kısaca. emperyalızm kapıtalızmın bellı bır a^amasının "adıydı". kureselleşme de kapıtalızmın son yıllarda geçırmekte olduğu "nitelikser evnmın adıdır Turkıye gıbı bır ulkenın geçmışte tumuyleîarklı nıtelıktekı bır emperyalist somuru surecıne katılmamış olması. kureselleşme surecınden va da dunya gelır boluşumunden daha çok pay alması ıle aynı sepete konulamaz Kımı sağcılarya da lıberaller ıse bılım ve teknolojı alanındakı "ulusaJ" duzenlemelenn serbest pıyasa ınançlanna ters duştuğunu belırtebılırler >alnız gelışmiş kapıtalıst • Kureselleşme ve teknoloji, işgücünün niteliğini yükseltirken işçinin bilgi ve deneyimini eskitiyor. Günümüzde teknoloji almak artık geçmişte olduğu gibi "el kitabıyla buzdolabı alma"'ya benzemiyor. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için bilgi ve tekniği başkalanndan satın almak, bunlan özümsemek ve giderek bilim ve tekniğe yerli katkılar yapabilmek seferberlikten de öte "topyekûn seferberlik" diyebileceğimiz bir çabayı kaçınılmaz kılıyor. Ek olarak uye ulkelenn ışveren orgutlennın ve ışçı sendıkalannın ortak temsılcılennın, başta kendılennı doğrudan ılgılendıren konular olmak uzere, komıte toplantılanna katılma, goruş bıldırrne gıbı etkınlıklen var Dunya ekonomısının "birinci kümesi" olan OECD, bu yapısıyla dunyanın gıdışıne yon \enyor. gelışme diızeyı en yuksek ulkelenn ortak ekonomı polıtıkası kararları aldıkları bır ekonomı polıtıkası uretım merkezı ışlevı goruyor Onde gelen bılım adamlannın katkılarını alıyor ve kendı çalışma bınmlennın urettıklenyle bunlan bırleştınyor, kısaca bılgı derlıyor. bunları işlıyor ve buradan "ortak" ekonomı polıtıkası kararlan çıkarıyor Çok onemlı bır nokta daha sanayıleşme gelışme ıçın hıç de yeterlı değıldır Onemlı olan. otomobılın gıderek TV rupunun. once ıçını oğrenmek sonra da bunun benzerını ve daha gelışmışmı yapabılmektır Bu becennın kazanılmasi. tek başına pıyasa ko^ullarıyla "altından kâlkılmayacak kadar" kapsamlıdır Ortak topıumsal çabay ı. bu amaçla kurumlaşmayı. yaratıcılığa dayalı bır eğıtım ve oğretım surecını "onkos.uP olarak almay ı gerektırır ve kadın-erkek aynmı yapmaksızın toplumun tum bıreylennın becen ve yeteneklennı en çoklaştıracak "eşitlikçi \e özgürlükçü -birtemeledayalı"' eğıtım ve kultur ortamı ışıdır Turkıye ""aydını", başını kumdan çıkararak. bu noktalan "tartışmak" zorundadır ulkeler bıle bılgı ve teknoloıı konusunda -serbest piyasacı" değıl. "ulusal kalkınmacı" davranırken Turkıve gıbı gelışmekte olan bır ulkenın "kraldan fazla krakr kesılerek "serbest pivasa duası" etmesı yalnızca ulkenın ekonomık yıkımı anlamına gelır Kaldı kı lıberalızmın beşığı olan ulkelerde. ekonomıde kuçuk devlet onermesı sıra bılım ve teknolojıye geldığınde bır vana bırakılıyor. Ar-Ge harcamalan arttınlıyor, devlet teşvıklerı sağlanıyor Ve tum bu polıtıkalar. Genel Tıcaret ve Tanfeler Anlaşması - G A.TT 1996 gıbı uluslararası anla^malara konmuş bulunuyor Kolay değıl Teknolojının "dışarıdan alımında" son yıllarda ortaya çıkan çok onemlı bır "nitelikfarkı"" vurgulanmahdır Gunumuzde teknolojı almak artık geçmışte olduğu gıbı "el kitabıyla buzdolabı alma^va benzemiyor. eskıden demır-çelık ya da otomobıl yapan makıneyı aldınız mı sorun kalmıyordu Gunumuzde bu olanaklı değıl. teknolojı bılgı-yoğundur. sureklı beslenmelı. buyutulmelıdır. artı teknolojı zaman-yoğundur. uretım teknolojılen hızla değişıyor. eskıyorve kullanımdan kalkıyor Boyleoluncada "ileri uretim tekniklerini yakalama" ozel. bılınçlı ve sureklı bır kurumsallaşmayı ve çabayı gerektırıyor Bır nokta daha vurgulanmalıdır "Bilim vo teknolojinin lirünlerini dışandan satın alma" ıle bunlan "ozumseme" ve "giderek yerli iiretme" becensi tam anlamıyla ayn olgulardır Ilkel bır toplunı da d'ıyelım T\ alıcısı oiabılır. bunun da otesinde orta duzeyde gelışmiş bır ulke anahtar teslımı bır otomobıl ureten fabnkayı buyuk bır uluslararası oto uretıcısıne kurdurabılır eunumuzde bunlar Türkiye, dunya ekonomik gelişmelerinin "dışına" düşüyor Turkıye. OECD nın (Ekonomık Gelışme Içın lşbırlığı Orgutu) kurucu uyelennden bındır Bu nokta onemlıdır Osmanlı'dan bu yana ulkeyı yonetenler. ozellıkle de cumhunyet donemı yonetıcılerı. uluslararası kurumlarda ozellıkle de Avrupa eksenlı olanlarda yeralmayı buyuk olçude gerçekleştıımışlerdır Oysa son on yıllarda Turkıye. uluslararası ekonomık ılijkılerını ekonomık ve toplumsal gelışmesine hıçbır katkısı olmayacak duzlemlere çekıyor ve zararlı çıkıyor Açıktır kı ÖECD ıçınde yer almak bır ulkeyı kendılığınden "gelişmiş" yapmaz Ancak ulkeyı. ekonomık polıtıkalan uygulaması, toplumsal gelışme \e kurumlaşma alanlannda gelı^mişler "yakmlaşma" çabasına surukler, ekonomık "gelişme yardımlan" alınmasını sağlar ve çok daha onemlı olarak dunya ekonomısının "gidişini" ıçenden ızleme olanağı venr. bunlar hıç de azımsananıayacak getırılerdır Çunku ekonomık gelışme bır "öğrenme surecidir". OECD'nın obur "kurucu" uyelen. Almanya. ABD. 'Vvusturya Belçıka. Danımarka Fransa. Hollanda. Ingıltere. lrlanda. Ispanya. Isveç kvıçre. Italya. İzlanda. Luksemburg, Norveç. Portekız ve Yunanıstan"dır II Dunya Savasi sonrasi Avrupa'nwı yenıden yapılanmasını amaçlayan orgute. daha sonra Japony a (1964). Fınlandıya (1969). ^vust'ralya (1971). Yenı Zelânda (1973). Meksı'ka (1994) ve Çek Çumhunyetı (1995) de katıldılar Guney Kore'nın bugunlerde uye yapılması beklenıyor. Polonya. Israıl ve Rusya gıbı ulkeler de "gözlemci" olarak kımı komıte toplantılannı ızleyebılıvor var. OEGD yalnızca ekonomı polıtıkalanyla uğraşmıyor. enerjıden çevreye, eğıtımden ulaştnmaya dek hemen her konuda "ulusal ile uluslararasınıi) uyumunu" sağlayacak polıtıka onermelen gelı^tırıyor Ulkeler kendı venlennı uluslararası düzlemde karşılaştırmalı bıçımde ızlıyorOEGD çalışmalannın en etkın ve behrleyıcı oğelennden bın bılım. teknolojı ve sanayı uçlusudur Burada bılım ve uygulama daha ılen duzeyde uretım amacıyla sureklı ışlenıyor Turkıye. genel olarak y ıllardır uyesi olduğu uluslararası kurumlardakı gelışmelen ızleme. bunlan değerlendınne ve yararlanma bakımından "gerekeni yapmıyor.'" "Batı"nın uluslararası kurumlannda tam anlamıyla yoklan oynuyor En baştan belırtelım kı turkıye'nın uluslararası kurumlarda "tam anlamıyla yetersiz temsilinin" tek sorumlusu. •Vnkara'dakı hukumetlerdır Turkıye'nın dış temsılcılıklennın daha etkılı katılım konusundakı onen ve ısteklennı gozardı eden. bu konularda bır "kurumlaşmaya" gıtmeyen ve var olan kurumlan yanlış kadrolaşmalarla felç eden hukumetlendır Bu çerçevede kımı ornekler yeterlı olacaktır OECD"nın Bılım, Teknolojı ve Sanayı Komıtesfnın ıkışergunluk ıkı toplantısına ya da bır tam gun suren Bılım \e Teknolojı tşlık Çalışmasfna (vvorkshop). tıpkı çevre. balıkçılık ya da ulaşım vb komıtelennın toplantılan gıbı her OECD uyesı ulkenın "resmi temsilcileri" ve de "uzmanlan" katılıyor. katılmakla kalmıyor. deneyımt. bınkımı ve ulkesınde sağladığı takım çalışmasının verdığı guç ıle katkı yapıyor Bu toplantılara \nkaraclan ya hıç kımse gondenlmıyor. ya da kımı temsılcı uzmanlar, çoğu zaman "tek" bır kez gondenlıyor Oysa obur uyeler. tek bır temsılcı gondermekle yetınmıyorlar. ekonomı. tıp, bıyolojı. kımya. elektronık gıbı bılım ve teknolojının onde gelen dallanndakı uzmanlannı çoğu kez bır hukukçu ve çevreeı uzmanlarıyla destekhyorlar. orgutlu katHıyorlar Yıne çoğu kez bu katılanlar y ıllarca bu gorevlennı surduruyor. bınkım ve deneyım kazanıyor kararalma sureçlenne katkı ve kendı ulkesının çıkarlan doğrultusunda etkı edebılıvor. yerını alacak olanlann yetışmesını sağlıyor "Çok daha önemli olarak" bır başka şey yapılıyor. oralarda elde edılen bıîgıler. gelıştınlen goruşler "ülkeye getiriliyor", konusuna gore araştırma bmmlennde. unıversıtelerde. kamu burokrasisinde. ışveren ve ışçı orgutlennde ıncelenıyor. değerlendınlıyor ve sonrakı uluslararası toplantıya "hazırlıkü" gıdılıyor, bu yolla etkılı ve behrleyıcı olunabılıyor Turkıye, OECD bağlamında, bunlann hıçbırını yapmıyor Oysa ozellıkle de ulusal teknolojı polıtıkalannın tartişildığı toplantılarda \BD'den Japonya'ya. Fınlandıya'dan İtalya'ya. Meksika'dan \enı Zelanda'ya dek tum uye ulkelenn bu kez çok sayıda olmak uzere "bilim adamlan,araştırmacılan" katılıyor Turkıye'nın bılım adamlan ya da araştırmacılarının bu toplantılara katılması. savsaklanmamalıdır Bılgı toplumu. bılgıve dayalı uretım ve kuresel-ulusal çelışkısinın yaşandığı dev ıngen bır donemde. Turkıye bu olguların. gelışmelenn "dışına düşiıyor" v e boy le v apmakla y alnızca kendısıne zarar venyor Ulkeler bu duzlemlerde "yer alabilmek" ıçın yanşırken Turkıye'nın "kendi kcndini dışlaması" bır "ulusal intihar" ozellığı gostenyor Turkıye'yı yoneten sıyasetçıler. bu gerçek yıkımın sorumluluğunu tam bırduyarsızlıkla taşıyabılıyor Dunyadakı gelışmelerden uzaklaştığıni7 zaman ulkenızı. "insanlannızı" yabancıların gozunde kuçultuvorsunuz, urunlerınız alıcı bulamıyor. çevre ve sağlık gıbı uluslararasılaşan sorunların çozumu ıçın kullanılacak parasal kavnaklardan ulkenız yararlanamıyor Cernobıl nukleer kdzasının Doğu Kar3denız'e verdığı zararlan gundeme getıremıyorsunuz Lnıversıtelennız, bılımsel ve teknolojık gehşmelerın dışında tutuluyor Sanayıcınız dunyanın acımasiz rekabet ortamında ne hukumetının ne de araştırma ve bılım bınmlennın desteğını yanında buluyor. ışçı sendıkanız can çekışıyor "Yokluğu varlığa çevirmek için...'^- *c >• : Turkıye gelışen dunya koşullarına uygun bıryapısal kurumlaşmaya yonelmek zorundadır Bunu gerçekleştırmesi gerekenler oncelıkle ulkeyı yoneten yonetmeye aday olan sıyasetçılerdır Ancak yakın bırgelecekte boyle bır umut ışığı ufukta gorunmuyor Bu durumda çozum. toplumun "ekonomik güçlerine*"duşuyor Ekonomıkguç odakları ışveren orgutlen, ışçı sendıkalan ve mımar. muhendıs, tabıp meslek odalan ve bırlıklerıdır Bunlara unıversıtelerı TUBlTAK'ı ve başta Turkıye Teknolojı Gelıştırme \aktı (TTGV) olmak uzere bu alanda çalışan vakıflan da eklenıek gerekıyor Var olan kurumlar ve toplumun devıngen guçlen ne vapabılır' Bunlann yapacağı ılk ış. bır "ulusal yenilenme, bilgi. teknoloji iiretim programını" tartışmak ve gelıştırmektır Bovle bır programın oluşturulmasinda ve uygulanmasında tum toplum kesımlennın ortak "çıkan" vardır Ulusal yenilenme programı ya da ulusal buluş ve yenilenme dızgesı. Turkıye toplumunun bır butun olarak a) Kureselleşen dunya ekonomısınden aldığı payı çoğaltacak. bl İç yapıyı. ekonomık, sıyasal ve toplumsal yonlenyle. uretken. çağdaş ve demokratık bır gelışme surecıne ya da doğrultusuna getırebılecektır Bılım ve teknık bellı bır eşıtlıkçı- yaratıcı kultur ortamında gelışır Varatılmasi ulusal bır çabanın sonucunda gerçekleşebıhr Bu onermelenn "tiim toplumun ortak çıkan olduğu" goruşune dayandığından. ozellıkle sınıfsal çozumlemeler çerçevesinde tartışmalı bır ozellık taşıdığı açıktır Kamuoyunun ve bu arada "hükumet edenlerin" kisirçekışmelenn ve kişısel çıkar kavgalannın otesını gonnelennı sağlamak ıçın bu konulann tartışılması. bılgı çağına uygun yenı "kurumlaşmalara" gıdılmesı ve bunun ıçın de toplumun sendıka. dernek. meslek oda ve bırlıklenmn ozetle "tüm uretici güçlerinin örgiıtlerinin" ışbırlığı ve onculuğu buyuk onem taşıyor Geleceğın uretımı ıle "onur"lanan ve dunyanın bılgı ve kultur bınkımıne katılan ve katkı yapan bıreylerden oluşan toplumuna ulaşmanın yolu budur Budapeştel Sicilya YEŞİL ELMA Seyahat Acentatı Istıktdl Cad 81 1 83060 Beyoglu IST To 212 249 52 11 =11 ?12 293 20 76 8-12 Şubat - MALEV Macar Hava Yolları ıle ulaşım - 4 gece *** otellerde oda kahvaltı konaklama Budapeşte Havaalanı transferlerı , , . . . „ , , - Rehberlık 4 7 5 U S D - Şehır turu dahıl YEŞ1L ELMA duyjrjları ner Pazartes, 7-11 Şubat - Ozel uçak ıle ulaşım - 4 gece "* otellerde oda-kahvaltı konaklama - Palermo Havaalanı transferlerı - Rehberlık - Şehır turu dahıl 375USD Çarşamba ve Cuma Cumhunyet te ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESrNDEN Esa>,\o 1996 I20vası KararNo 1996 121 vası Hâkım Kemal Guzel 20998 Kâtıp Nuran Taşkıran Zevtınburnu Sulh Hukuk Mahkemesı nce venlen 19Q6'!20vasiesas 19% 121 vasikararsavılı ılam ıle\1u- berrj Karakava hacır altına alınarak kendısıne oğlu Nı- vazı Karakaya vası tavın edılmıştır ılanolunıır 16 12 1996 Bjsın 678 T.C. KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1995 615 İçerenkoy. G-60 Sk \o 22 Kadıkoy Istanbul adresınde ıkamet eden 1976 doğumlu. Bdhattın oğlu Sınan Akça YIK'nın 355 maddesı gereğınce vesayet altına alınarak, kendısıne aynı adreste ıkamet eden annesi Hava\ ılmaz va- sı tayın edılmıştır Keyfıyet ılan olunur Basin s99 ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Atatürk Gerçeği Yazıma başlarken telefonlar Mersın'den okurla- rımız arıyor, opera salonunda dınsel yayınlar satıl- dığını, turnelerle ılgılı tıyatro afışlennın yırtıldığını an- latıyor 1 Ocak 1997 akşamı Mersın ın yerel TV'sı IGRT'de yapılan yayından soz edıyor Gorevden de gerı kalmıyor Mersınlıler Demokratık kıtle orgutle- nnden on kuruluş bır dılekçeyle savcılığa başvuru- yor, anayasaya da ceza yasalarına da aykırı davra- nışlar ıçın gereklı ışlemın yapılmasını ıstıyor Bır ka- dın okurum da soruyor bana Nasreddin Hoca gı- bı gole yogurt mu çalıyoruz acaba'' Bu soruya ka- tılmıyorum, çunku ulkemızın her yerınde benzer olaylar yaşanıyor Gol kuçulecek yoğurt oluşacak bence Tepkısını duyarlığını beljrtenler gıderek ço- ğalıyor çevremızde Işçılerın mıtıngını ızledınız mı, hepımızı onurlandıran bır olay bence Geçmış yılla- rı, alanları dalgalandıran yuz bınlerı çağrıştırıyor Uyuyan guzeller de uyanıyor artık1 Hepsı değıl el- bet, kımılerı de pembe ABD dızılenyle yarış edıyor ekranlarda, Fadime Şahin'ı de ratıng aracı olarak kullanıyor1 Ne guzel soyluyor İlhan Selçuk. lıse ve unıversıte oğrenımı goren bır genç kız ımam nıkâ- hına razı olmuşsa bu onun bıleceğı ış değıl mı? Bence ağlamaya. sızlanmaya da hakkı yok! Pekıyı, ımam nıkâhlı deyımıne ne buyurulur'? Kımı kışılerın TV ekranlarında ımam nıkâhını tanımlayan. yorum- layan konuşmalanna, tartışmalarına programlan alabıldığıne genışletmesıne ne buyurulur? Laık Cumhunyetımıze, yasalarımıza te^s duşmuyor mu bu olaylar9 Çağdaş yaşamı amaçlayan devrımlerı- mıze ters duşmuyor mu9 Nerede onları koruması gerekenler savcılar neredeler. neden gorevını yap- mıyorlar9 Yasalara ters eylemlerı gormezlıkten gel- melerı duşunulebılır mı9 TV'de kımı yayınları ızlerken şaşkına donuyor ın- san, tarıhımızı de, coğrafyamızı da şaşınyor yenı bır yuzyıla ne yuzle gıdıyoruz karar veremıyor Çağdı- şılığa, karanlığa mı, çağdaşlığa, aydınlığa mı9 1920'lerde doğan bır kuşağın bıreyı ıçın bu sorula- ra takılmak çok uzucu Ama maskeler duşuyor ar- tık Bır arkadaşım TV ızlemekten vazgeçtığım soyle- dı Doğrusu da bu belkı tansıyonu duşurmek, stre- sı azaltmak ıçın başka çare yok Haber programla- rı tıyatroya donuşuyor gıderek Berı de yalnız TRT'yı ızlıyorum haber saatlerınde elbet daha lyı oiabılır. çokseslı habercılık de gelışebılır ama en azından bellı ılkeler doğrultusunda yayımlanıyor haberler Yorumculuktan kaç/nıyor sozculer Oysa kımı kanal- larda haber tıyatrosu oluşuyor neredeyse 1 • • • TRT dışında hıçbır kanalda çokseslı klasık Batı muzığı ıle ılgılı haber ve olaylar yer almıyor REFAH- YOL hukumetının uyelen mılletvekıllerı operaya, baleye, konsere çok soğuk bakıyor ılgısız, saygısız konuşmalarla goze çarpıyor yerel yonetıcıler tıyat- ro afışlennın yırtılmasına seyırcı kalıyor opera ho- lunde dınsel yayınlar satılıyor ama çağdaşlaşma amacına yonelık Ataturk devrımlen doğrultusunda çalışmalar hıç durmuyor Tıyatro bale. konser ve operada genç kuşaklar çoğunlukta TRT de 2 ka- nalda duzenlenen programlar buyuk ılgı goruyor, Anadotu ıllennde desevgıyle ızlendığı söylenıyor *' Bİh de mGzİK devfîmı doğrultusunda bıraçılışın sevıncıyle sona erdırıyorum yazımı CSO'yu okya- nusun otesıne, ABD'ye uğurladık dun sabah New York'tan başlayarak bellı kentlerde dokuz konser verecek New York konserını başkentlıler de dınle- dıhaftasonunda Gürer Aykal'ı da SunaKan'ıda, orkestrayı da dakıkalarca alkışladı Adnan Say- gun'ıın keman konçertosunu da, Çaykovski'nın 5 senfonısını de çok guzel çaldı orkestramız Çağ- daş duzeyını guzel kanıtladı Bence Adnan Saygun da dınledı bu konserı Nasıl duygulandı kımbılır yıl- larca once ılk kez yıne Suna Kan çaldı bu konçer- toyu Dınlerken duşunuyorum Saygun bu yapıtını Suna Kan ıçın besteledı belkı de Solıste boylesıne yuklenmesı de bu nedenle bence Suna Kan'ı tanı- yor Amenkalılar da başta Gurer Aykal Suna Kan ve CSO'yu tanıyacak bu konserlerle Başta laıklık, Ataturk'un kadın ve muzık devrımını de daha lyı an- layacaklar Başka hangı Islam ulkesı konserler ve- rıyor ABD kentlennde 9 Orkestra uyelermın yarısı kadın başçalgıcı kadın olan bır başka ulke var mı 9 Ustelık REFAHYOL hukumetı donemınde verılıyor bu konserler 1 Çokseslı muzığe ateş puskurenlere karşın 1 Fadime Şahın çok yapay kalmıyor mu bu gerçek karşısında Ataturk gerçeği de gıderek buyumuyor mu 9 BULMACA 4 \ 1 2SOLD\NSAĞ\: 1/KotekbalığLtaş- levıieği gıbı adlar dd venlen etı lez- zetlı bır balık II Bırım Motorlu taşıtlarınelektnğı- nı sağlayan avgıt 3/ Demet duru- mundakı ekınler Eğık olarak kesıl- mış kenar 4/ Ye- mışlerın yenılen bolumü Âteş 5/ 8 Tıbet'teveMoğol- g lar'da Budarahıbı- ne venlen ad Kopek 6/ Eskı dılde tuy. kıl Doğu Karadenız Bolgesı nde bır dag ve geçıt II Olçek Kamboçva'nın para bın- 3 mı 8/ Bır ^arkıda her kıta- 4 dan sonra vınelenen ve bestesi değışmeyen parça 9/ Ikı avuç dolusu \on , gostermek ıçın bellı verle- 7( re konulan ışaret \ UK.\RIDAN \Ş \Ğl\ \: g 1/Dıvanedebıyatındasekı- ' zer dızelı bentlerden oluşan siır 2/-\yakdireme Erkekhız- metçı 3/ Ikı baglantı parçasını bırbınne yakın olarak ekle- mektekullanılanözelparça \ankı 4/Sarrançtabırtaş Do- vulmuş pınncın şekerlı suda haşlanmasıyla yapılan tatlı 5/ \ağı alınmiş sutten va da voğurnan yapılan peynır Bırno- ta RadyumunsımgeM 6/"Vaka kaya.ayak'ornegındeol- duğu gıbı. bır sozeuk ıçmdekı seslerın vennı degıştırerek el- de edılen yenı sozcuk 7'Ovundd berabere kalma Ihşkın. değgın 8/lpucu 9/Hafıfvegozenekiı bırçokeltı taşı .\rap harflenyle yatık olarak yazılan bır vozı turu Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLU GENEL MUDURLUĞU Nufus cuzdanımı kavbettım. hukumsuzdur )ILDIRI\I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle