23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLUL 1996 SALI 14 KULTUR SAHNEDEN. AYŞEGÜL YÜKSEL 'Ferhangi Şeyler'in eniştesi: Felek Bir Giin Salakken Şenso\ ' se\ ircisi> le satır aralannda dertleşivor sanki. Bugıine dek "alaycılık' maskesi altında gizleme> i yeğlediği kırılganlığını bile-isteyeele \eri\or. \e oyunculuğu zenginJeşiyor. • Felek Bir Giin Salakken'. de\ işiy le " Ferhangi Şevler'in •eniştesi.' \rada akrahalık \ar anıa kan bağı \ok. Şenso\ se\ireisi\le başka bir du/lemde butıinleşivor. "FerhangiŞe\ler"ınseyırcısıyleyakla- sikon yıl boyuneayaşadığı sarmaşdolaş ılıijkı Ferhan Şensoy'u tıyatromuzun "\azgecilmez"Iennden y aptı Bu tek kisi- lık çağda:? meddah gosterısı Ortaoy uncu- lar topluluğunun kurumlasmasını sağla- dıûıgıbı. Be>oğlu'nun tarıhseî SesTıyat- rosu'nunya^amayenıden geçmesındede temel parasal kaynağı olu^turmu^tu Geleneksel tıyatromuzun ıçerdığı. "ge^şekdokuyasindirilmiş" sozel gulme- ce anlayısını v e yenıvetmelıkten delıkan- hlığa geçıs donemı ıçınde -~herçorba>a maydanoz" olma yolunda- "hazırce\aplık" tutkusiınun urumı "dilsel absurdleştir- me"eğılımını "angulmecc* \e "toplumsal taşlama" ıle buluşturan "Ferhangi Şe\- F gece "çalmaya" ıçunku o gun felek sa- laktır) kalkarsa basina neler gelır' Tek kişilik Ferhan'ca söylem Şensoy, Dormen Tıyatrosunun yıllar- dır hızlı bir sahne trafığı ıçınde sahneye getırdığı buKaroyunlarmdan bırının ça- tısı ıçınde kendı tek kisilık Ferhan'ca soy- lenıını surduruyor "Ferhangi Şe\ler~de oldıığu gıbı y ıne bır odaday \ı Ama bir bekâr ev ınde değıl. bırotelodasında Ancak sozkonusuotel personelı \e oda buKar komedılerınde elek BırGün Salakken. Şensoy'un ılkınden on yıl sonra kotardığı ıkıncı meddahlık çahsması Yüreklı ve rısklı bir gırışım Aynı nehre ıkı kez gırılmedığını ier-.ozgun]uğunu>azarFer- , düşünürlerden değıl. \aşam denevımıvle de hanŞensov laovuncu Ferhan i. ı » ı ^ " Şen-,o\un-uvûmlu-bırbır- ogrenmışızdır Ancak, Şensoy aynı suya gırmıyor. hktehk ıçındeolu^urdukları gırı\ormuş gıbı \apı\or Bir başka de\ışle. -a>kın" sahne soNİemıneda- se yı'rcının beklentılerine hem yanıt \envor hem de \andinvordu Bu sovlem , J J T I I L U •• ' ı ;ahnede ve ekranda ba>ı- o n u eskısınden farklı bır sahne sennenıne çekıyor. sızca "taklit" edılmeye çalı- sıldı Ama Şensoy "u. Şen- soy "un kendısinden baska kınise doğru durust "taklifedemedı "Felek Bır Gun Salakken" Şensoy 'un ılkınden on > ıl sonra kotardığı ıkıncı med- dahlık çalı^ması \ urcklı \ e rısklı bır gı- ıisim Aynı nehre ıkı kez gırılmedığını valnız dusiınurlerden değıl yasanı dene- vimıyledeoğrenmısizdır Ancak Şensoy ıvnı suyagırmıyor. gınyormuigıbıyapı- \or Bır başka deyisle. sevırcının beklen- tılerine hem yanıt verıyor hemdeonues- kısındenfarklı bır sahne seruvenıneçekı- yor \'e tıvatroculukta ı>ıce yol almı^ ama gundelık kesmekeı? ıçınde de ısinı doğru durust yapamaz olrnu^ \ıce bulvar gul- durıisu ıçın çıkış noktası oluşturmus bır durum bovlece oluşuyor kentın \e kala- balık aıle > asjmının gurultu patırtısından kaçarak kıtabı ustunde çahsabılmek ıçın tenha bır otele sığınan orta yaslı bır \a- zar. resepsıyondakı dılberle felekten bır alısık olduğumuz ozelhklerı içermedığı ıçmiçunku Paris\ada Londrada değıl. Turkı\e"devız)o\un bırbuharkomediii- ne donusemnor (zaten donuşmeM de amaçlanmıvor) \e Şensov o>un boNUita bırbuKarkomcdisiııdeolupbıtmebi bek- lenen "Fransız" \ a da ~İngiliz" olav larla kendı \ayidıgı "Türk" scruven arasirda- kı ~a_\kınlığı'" tadını çıkartarak \a\ı>or gostennın tumune llk ovundakı Orkınos Hanım (e\ sahı- bı mı\dı') ıle \apılan telefon konusma- larınm \ennı bu kez resepsıvondakı Bıl- dırcın Hanım \e vazara ısabetlı "telefon sortileri" ıle soluk aldırmavan esı ıle va- pılanlar almı^> ("^azarın aıle bıre\lerı \e Bıldırcın Hanım la \aptığı konusnıalar arasindakı "nazik maço" \ e "kılıbık" bı- çem avkırılığı kanırta kanırta \urgulanı- vor ovun boyunca) \ ıne gundelık gazetelerçıkiNOrortaya ama "FerhangiŞe\ler"ın oen populerbo- lumu vınelenmıyor (Bu ışı "Tele\iz\on Çocuğu"nda Okan Bayulken \apı\or ar- nk ) Ancak. Şen-.oy un gazeteferı elıne alıp bırakisindada h'ınzırbıresprı \ar Bır yandan "\eter artıL bu sahne numarası i>ice tavsadı" derken bır yandan da "ga- zetelere manşet olan ola\ lann safaklığına artık da\anamadı«ım" soyluyor sankı Zaten ovununonemlı bırbolumu. duygu da\ ranis du^unme \esoylem bıçımınıız- le toplumca tutsağı olduğumuz "salak- lık" ustune ("IQ" akıl katsay ışı konu-,u- nun ırdelendığı sahne dıkkate değer') Ferhan Şensoy'un seyır- cıde uyandırdığı en buyuk beklentı. "dir ıle hesaplas- ması. sozcuklerı mecazlı an- lamlarından >o\utlayıp en yaygın anlamlarına ındırge- verek bır sozcuğugenel kul- lanımı disindakı bağlamlara aktararak jnJatnı sip dıye anlaşılıveren yenı ^ozcukler uy durarak daha once hıç du- sunulmemıstamlamalarya- ratarak "vadırgatma" yo- luyla dıkel gulduru kotar- ması zıncırleme esprılerı Akdeniz melodilerini anımsatan 'Vanya Dayı' PeterStein, Teatro diRoma & Tecıtro Stabile di Parma onmculanyla 'Vanya Dayı 'yı sahneledi FAKİY E ÖZSCft SAL ÇA\ l Ş 50 Edınburg Lluslararası Festıva- lı'nde Peter Stein'ın Teatro dı Roma & Teatro Stabile dı Parma oyuncularıyla sahneledığı \an\a Davı bana Akdeniz melodilerini hatırlattı Canlı tınıları ıçın- de ııisanın ruhuna ı^leyen yoğun bır huz- nu barındıran \e muzığın butunu ıçrnde durmadan tekrarlanan melodılerı Bu y aptığım benzetme. oy unculann ıç aksıyonumukemmel bırbıçımde ızleyı- cılennegeçırmelerıy iegerçeklesıyordu Vıksa sahne uzenııdekı dis aksiyon mıımkun olduğunca sade \e mtnımal bır ıtade bıçımıne ındırgenmistı L'zuıı ses- sızlıkler ıç seslerın dııvu!ma>ı ıçındı san- kı Her bır oyuncu ovnadığı karakterı ağırlığnla hacıırmle zekâsıyla duy- gularıvla tepkılerıvle bır ınsan olarak yenıden yaratmıstı Acı çekmeyen kım- seyoktuoyunda amabunuabanılı ıest- lerden ya da hareketlerden değıl yara- tılan atmosfer ıçınde her bır rolun ken- dıne ozgu ayrıntılarında hı^sednordu- nuz Bu bazen urkek bır el hareketın- den bırkuçukguluntseyişten sessizbır yuruyusten \a da duru^tan anla^ılabılı- yordu Tek bır kisinın hıç konusmadan sadece attığı bırkaç adımla koca sahne- yı doldurabılmesi ıistalıktan da ote bır sey gıbı gelıyor ınsana Bu uç buçuk saatlık oy unda Steın za- manın hissedılmesıne\e kendı deyımıy- le "insanı delive çevirecek deııli tekrar- lanan" durumları \urgulamakta\dı Boy lece ınsanlann bır dongu ıçınde M- kismislıkları belırgımesiyordu Bu ara- da Çeho>"un mızah duvgıiMinun da altı çızılıyordu Ozellıkje Canya nın (Ro- berto Herlitzka) duygularını tutkuları- nıyarı alaycı amaçocuksu bırsaflık\e ıçtenlıkle dıle getıren bıraz Çaplınvan tavrı ha^a^elena'ya(^IaddelenaCrip- pa) dokunmak ıçın peşinden gıderken kapıy a çarparak \ e y emek masaMnın y a- nındakı sandalyenın avağı kırık olduğu ıçın sandalyeye tam oturamayarak yere dusmesi ya da Vanya'yla Doktor Ast- ro\ "un (Remo Girone) sarhos olup ma- sanın basinda komık bır bıçımde >arkı so\ lemesı beıızen durumlar. oy unda y a- >amla ıç ıçe bır mızahı yanı yakalıyor bır anlamda gunluk yasaının karanlık bosluklanndakı huznun arasından ışığı gunyuzuneçıkarıvordu Zamanınhisse- dılmesiNsesaltdeğısen îsik \eyaratilan atmosferdedeğıl Vanya'nınoyunun son perdesinde ıy ıce y ıkılmis y aslanmıs go- runumunde. olume çok yakın bır ınsa- nın çokmus ruh halıy le çalı^ma masası- na oturduğu anda da algılanıyordu İzleyici de oyunun bir parçası Oy unda donemın gıy Mİerınden deko- ra isiga kopek havlamabi. kurt uiunıa- sı kıis cnıltıları ordek \e ınek seslerı- ne hatta disanda y ağan \ağmurun cam- ları \e yerı ıslatma>ına kadar son dere- ce geleneksel bır anlayış hâkımdı Bu kus cı\ ıltıları benzerı dis seslerın oyuna çok se\ katıp katmadığı bıraz tartisilır Ancak Steın radıkal bır sahneleme de- nemesinden çok Çeho\ un metnındekı sahne dırektıflerıne mekan betımleme- sıne sadık kalarak her bır karaktenn oy u- nun ruhunda \enıden varatılmasına her sahnede resimsel portreler s.ıırsel bır gorsellık olusmasına çalısmis Çunku Steın a gore, tormal yapısi. ıfade araç- larını neredeyse sıfır noktasına ındırge- yen anlay isi \e sert bır bıçımde uygula- nan durum aksıyon jest tekrarîarıyla zaten metnın kendisı son derece radıkal Oyunun butununde dekor geçen za- manın değıstırdığı degerlerı bu değı^ı- mın ınsanlar uzenndekı etkibinı kendı başina bır ıfade aracı olarak yansttmak- taydı Disandagenis bırbahçededıngm bır ortamda baslayan oyun. gıttıkçe da- ralan ıç mekana ta>ınıyor en sonunda bahçenın gorunenıedığı ıç ıçe kapılar- dan geçılerek ula^ılan \an\a nın esya- larla dolu dağınık. kuçuk odasinda bı- tıyordu Bu daralmislığm kisılmislığın melankolıkhavaModadayananmumla- nn loş ısığında. hafıf bırgıtarsesiylede vurgulanıyordu Son\a'nın (Elizabetta Pozzi) sozlerı bıterken sahne disindan gelen ı^çının murnları sondurmesıyle oyun karanlıkta son buldu \ aratılan mekanda ızley ıcı de oy unun bır parçasıydı llk sahnede \anya ızle- Lt UÇ saatlık ovunda Peter Steın, zamanın hıssedılmesını ve kendı devımıvle "ınsanı delı\e çevırecek denlı tekrarlanan' durumları \urgulamakta\di Geleneksel anlayıijta sahneledığı bu oyunla acaba hız çağının hızını alamamış ınsanlarına, geçen zamana karsı durup onu hıssetmelerı ve ınsana aıt olanı hatırlamaları ıçın bır soluk mu aldırmak îstemıstı' yıcının arasindan yanı evden çıkarak bahçesegelıvor boy lece ızley ıcı aslın- da mekanın dışında bırakılmıyor evın ıçınde bulunuyor hatta e\ın kendısi olu- \erı\ordu Son sahnede \any a kendı ku- çuk odasında kisilmış karanlıkta kalır- ken ızley ıcının ıçınde bulunduğudurum aslında \anya nınkınden tarklı değıldı Ayrıcaosunda Sonya"nın ve Velena"nın tek başlaıına kaldıkları anlardakı mono- loglannda zaman zaman ızlev ıcıy le doğ- rudan konusmaları duygularını \e ka- rarsizlıklarını pdylasinaları, durumu bır anda dıyaloğa da çevırebılıyordu So- nuçta oy unda ızley ıcı-sahne ılı^kısi. ge- rek somut olarak sahnede gorulen du- yulan algılanan gerekse hıssedılenlerle karşılıklıbıralis\erisinıumkunkılmak- taydı Peter Steın uç buçuk saate uzattığı. geleneksel anlavista sahneledığı bu oyunla acaba hız çağının hızını alama- mi!> ınsanlarına geçen zamana karsi du- rup onu hissetmelerı ve ınsana aıt olanı hatırlamalan ıçın bırsoluk mu aldırmak ıstemıştı 1 çok hızlı bır konusma temposu ıçınde art arda sıralamasi Şensoy ıkıncı tek kıs.ılık gosterısınde bu beklentıyı de yıkıyor Dıldekı "ab- sürd" ay kmlıklar ustune kurduğu guldu- ru bu kez sankı sozcukler mıkroskop al- tına yatırılmısçasına -Boris Vlan"ca bır vaklaşımla- ya\a^ yavas kotarılıyor ("Trafik polisi bakla\ı ağzından çıkardı. Bakla yere duştu. Polis bir bana baktı. bir yerdekibakla>a.")Zatenootele "\rkada- şım Boris\ ian" baslıklı kıtap ustunde ça- lismak ıçın gelmis yazar Şensoy gerek hızlı esprı patlatmadage- rekse belden a^ağı esprı y apmakta buy uk usta Muanımer Karaca'yı da geçmıstır karata doğaçlama esprılerını sahneyı dolduran bır dolu "pişekâr"ın kendisine replık \ermesiyle gerçeklestırırdı Şen- soy ise bu kez her ıkı bağlamda da çoğun- lukla sevırcının katkısınabaijvuruyor An- cak. belden asağı gulduruye(belk'ı gerek- sızce sikça) vonelen "maço" soylemle. sahneye vikardığı ya da sahneden seslen- dığı seyırcı karsisındakı "doğal \e saygı- lı"tutumuarasindakı aykırıhğıoyunculu- ğuylaoyle belırgınle^tırıyor kı. belırlı bır sahne "sululuk" noktasına ulasmadan noktalanabılıyor (Şensoy un. sahneyeçı- kardığı seyırcı uzetındekı sevecen ege-.- menlığı her zamankı gıbı kusursuz) Şensoy 'un -bu kez çoğunlukla "stand- up" komedısıne v aslanan- tek kisilık gos- terı anlay isinın geleneksel oğesi "saz" oyunda yalnızca uç kez. neredeyse bır "yadırgatma" etkısı olarak kullanıyor (Şensoy hep aynı yalın "beste" ye (') ye tarklı "gufte" yazıyor bunaalistık eles- tırmenın de etkılı olmadığını aniadık') Gıv silerı ıse (son T\ dızısınde de kullan- dığıltıpık palvaço tulumu ve kayıkyaka- lı çızgılı tı^ort ıle "uçukyazar" gıyınme bıçımın, ımleyen parlak yeşıl (ustu metal suslu) kasket ve ceket Şensoy bu goste- rısınde. "Varsayalım İsmail" baslıklı T\ dızısınde vaptığı gıbı "gerçek" ıle "kur- maea"yı ovun metnının çok katınanlı "oyunsuluk" duzeneğı ıçınde kolayca bu- lusturuverıyor Sıradışı \ azar / o> uncu / insan Bu kanjitlığı doğalmı^çasınayasamayı benımsemı^ "sıradışı" yazar oyuncu ın- san kımlığı ıle "uçuk" uçları budayıp sı- radanlastırmayı ıs edınmı^ toplumsal va- pının baskisi altında "yasaUaşan"yazar oyuncu ınsan kımlığı arasındakı "geri- lim" metınde değıl Şensoy un oyunculugunda yansıyor Sevılen bır sanatçı olmanın getırdığı do- yum. bu uğurda harcanan çabanın verdı- ğı yorgunlukla. co^kulu sey ırcıy e duy ulan guven. onları sureklı olarak doyurma zo- runluğunun getırdığı tedırgınlıkle mutlu bır aıîe babası olmanın sağladığı keyıf. ıçındekı "çılgınçocuğun" ve "dikbaşlıde- likanirnın sesını daha az dınler olmanın neden olduğu rahatsızlıkla sey ırcının sev - gısıy leçoğalma sahnedekı yalnızlıklaçe- lışerek butunlesiyor Şensoy seyırcısıyle satır aralannda dertle^ıyor sankı Bugunedek "•alaycılık"' maskesi altında gızlemev ı yeğledığı kı- rılganlığını bıle-isteye ele verıyor \'e ov unculuğu zengınleşıv or "Felek Bir Giin Salakken". Şenb.oy 'un deyısiyle "Ferhangi Şe>ler"ın "enişte- si." Arada akrabalık v ar ama kan bağı yok Şensoy seyırcısıyle başka bır duzlemde butunlesiyor Fransa'da6 Ilkel Sanatlar Müzesi' açıhyor KulturSeoisi-Bu yılın baslannda Fran- yacques Chırae'ın gerçekleştırme sözunü verdıâı. kultur sa Dev let Baskan, Chirac J^ııes Fried- # a ı a n ı n d a %a p m a N , amaçladığı tasanlardan en onemlısı man ı bır karar kuruluna baskaniık etmek _ / , , ,- c• 1 , , r , , .. • ,, uzeıe aorev lendırd, Bu kunıl. hem Jacqu- « ^ Insanhk. Sanat ve Lygarlık Muzesı projesı halka es Kerchcachegıbı bu tıcaret adammı hem tanıtıldı 9 bın metrekarelık sergı salonu. 8 bın metrekarelık de Louvre un •patron'u Pierre Rosenberg laboratu\ar \e depoları ıle toplam 31 bın metrekare alana gıbıbırmuzemudurunubırarayagetırmek- > a \ılan muzenın araştırma salonlan araştırmacıların îsteâı İ S : : S S ; S : 5 : : dogrultusunda ,^\^ mŞ a edUecek nndınyordu ıçınde 'Friedman KunıhT ha- ^ — ~ — zırladıâı raporu agustos av ı ortalarında Chırac'a sun- du Bunu ızleven gunlerde proıenın hukuksal gehsi- mını ınceleyen bır baska rapor da sunuldu Chırac'a Bu raporlar Chırae'ın başkanlık donemınde ger- çekle^tırme sozu verdığı "İnsanlık. Sanat \e Lygar- lık Muzesi" proıesının yapı taslarını olusturuvordu Sekızay bovunı.aduı duıak bılmedençahsanondort sanat ve bılım adamının çabalan geçeçen gunlerde muzenın Chaıllot Saravı nda vapılanaçıhşi ılekarşı- lıgını buldu Açılısta vaptığı konusinada Fransa Dev- let Başkanı Chırat. "Tunı buyuk muzeler ilkel sanat eserterini sunma çabasındalar. louvre da dünya nu- fusunun yuzde vetmişinin sanatını \adsıyarak bııv uk muze kimliğinı uzun sure koruyamazdı" dedı Geor- ges Pompidou adının Beaubuı-g ıle Valen Giscard D"Estaing adının D oı \a\ \tuze\i ıle Mitterand adı- nın da Bın uk Lomıe Muzesı ıle bırlıkte anılmasin- dan esınlenen Chirac baskanlığının ılk y ılında adını olumsuzlestırmeyı amaçlıyor Eluard, Derain ve Pi- casso'vu etkıleven vegeleceğın sanatının oncusu sa- y ılabılecek bır anlay ıs olan 'zamansızsanat'ın onder- lığınde Guıınet l/icfw'nınyenılenmesı ve insanlık Sanat \e L \gaılık Kluzest'nm kuıulması ıle Fransız Dev let Baskanı EKsee'ye geçısını taçlandırmakta ka- rariı gorunuvor "İnsanlık. Sanat »e Uygarlık Muze- si'nın Fransa nın en buyuk ılkel sanatlar muzesi ol- masi beklenıvoı Louvre Muzesı'nde bın bes yuz metrekare seraı alanı bulunan venı muze. bıretnolo- |i laboratuvan ve bır de kıtaplıga sahıp Kuzey\eGuney Amerıka Malaya. Pa- sıtık Adaları. Afrıka ve Eskımo sanatının çesitlılık gosteren urunlerını bıı araya top- lay an kurulun. e»er seçımınde tarılısel sınır- lama getınnemesı guncel v e modeın sanat urunlennın de katılımıv la koleksıy onun da- ha dazengınlesmesınısağladı Koleksiyon. Atrıka. Okyanusya. Amenka (Guımet ^•"•^^ Muzesı'nde yeralmayan) Asya ulkeleıı ve Fransa dısindakı Av rupa ulkelen eserlerınden olusu- vor Appolinaire bundan vuzvılonce TrocadeıoMu- zesı nın koleksivonunda yeralan eserlenn yalnızca estetık merakı değıl. avnı zamanda etnolopk merakı dacezbetmeamacıvlaseçıldığını ve muzenın •etnog- rafik eserlerin. ozellikle sanatsal eseıierden av nlması konusunda' bıryenılık getırdığını yazıvoıdu Fransa Mıllı Egıtım ve Kultur bakanlıklarının or- tak sorumluluğunda yer alacak kamıı kurulusu nıte- lığındekı bu yenı muze projesı ıçın yapılacak haıca- ma 1 mılyar Fransız Frangı \e muzenın kesın açıhs tanhı ıse 2001 y ılının sonları olarak belırlenmış So- nunda Paris etnoloıının geleneksel açıdan ele aldıgı yepvenı bıı muzeye kav usuyor YAZI ODASI SELİM İLERİ Hikâye Kitapları Bunlar bır donemın hikâye kıtaplarıydı. Yaz ayları. okul tatılken, kış ayları, okul açıkken, Sa- haflar'a gıdış gelış gunlerım farklı olurdu Yazları her gun, kışları cumartesı oğleden sonra Sahaflar da eskı yazma kıtap satanlar çok azalmıştı ama, beş al- tı yıl once yayımlanmış kitapları bulmak olasıydı Işte boyle ekım yaklaştıkça, ya da eylulun son haf- tası, ılle cumartesı gunu yağmur yağardı Şemsıyelı ınsanlar gorurdum, kıtaplara bakan Kıtaplar saçak altında korunur. yıne de bana uşuyorlar, urperıyon- larmış gıbı gelırdı Hikâye kıtaplarına çarpılmıştım Turk hıkâyecılığı- nm verımlerını bır ıhtıras gıbı, butun verımlennı dev- şırmeye çalışıyordum Pek çoğu kıtaplığımda duruyor Handıyse otuz yıl once kavuşmuşum onlara O zamandan ben bana arkadaşlık edıyorlar Evet-evet otuz yıl1 Ellerım adeta tıtreyerek açıyorum şımdı sayfaları- nı Tozlanmışlar, bıraz kırletmışım onları Şu. Bekir Sıtkı Kunt'un Yataklı Vagon Yolcusu, bugun benden tam bıryaş buyuk 1948'de basılmış Varlık Yayınları Bekır Sıtkı'nın portresı, Arad ımza- sıyla ıkıncı sayfada dalgın, huzunlu bakıyor, bıze de- ğıl artık. o 1948 yılına belkı "Aşkı Kamçılayan Bahar" bakın nasıl başlıyor "Bır vakıtler Ege vılâyetlerınden bırınde memur olarak bulunuyordum Genç ve bekârdım " Dedığım gıbı, bır donemın hıkâyelerı bunlar Guney Amenka yazarlarından esınlerle. esıntılerle yuklenme- mışler Ege nın Akdenız'ın ya da iç Anadolu'nun bır vılâyetını, orada yaşananları anlatmaya çalışıyorlar Sonra hemen Aşksız Insanlar'a uzanıyorum O da benden tam dort ay buyuk, Ocak 1949'un kıtabı Da- ha o zamanlar, geçıp gıden zaman Oktay Akbal'ın gonlunu ıncıtıyormuş. ışte "Dondurmalı Sınema"nın ılk tumcelerı "Hıkâyemın bugunun ınsanlarına bır masal gıbı geleceğını bılıyorum Ama ben bu masalın ıçınde ya- şadım " Duşunun "bugunun ınsanlan" şımdıkı 'bugun'de bu hıkâyeyı okurken kım bılır neler hıssedecekler Yok, yanlış soyledım Çrft tırnaktakı bugunun ınsan- lan değıl. onlar o gunde kaldılar; ben onlara şımdıkj bugun duyulacak hasretı soylemek ıstıyorum "Volçanınova'lara gıdıp gelmeye başladım. Ora- da hep, terasın alt basamağına otururdum. Şahsı- ma aıt duyduğum hoşnutsuzluk benı uzuyor, boyle çabuk ve mânasızca akıp gıden hayatıma açıyor* dum Bana agırlık vermeye baslayan kalbımı kopa* np atmanın ne lyı bır şey olacağını boyuna duşunur yordum " Elbette Çehov, Hasan Âli Ediz çevırısı, 75000, Yedıtepe Yayınları, yıl 1955 ve eylulmuş Bılmem ne olmuşsa, ben de hep orada. terasın alt basamağında oturuyormuşumcasına. çarçabuk ve anlamsızca akıp gıden hayata bakakahyorum, kalbı- mı sokup atmak ıstıyorum Şükran Kurdakul'un baba Ataç Kıtabevı, Kâmu- ran Şipal'den Beyhan 'ı basmış O daha yakın bır ta- rıh 1962 Yıllar yılı saklı usta kalmayı yeğleyen Kâi muran Şıpal, bıze "Kostebek"\n oykusunu anlatıyor Onun son ıkı satırını bırdenbıre, bu yenı okuyuşum- da kendı hayatıma çıkış yolu sayıyorum "Bıraz sonra, kdstebek yavrusu ozgürtüğüne ka- vuştu ve yumuşak toprakta, acele açtığı delıkte kay- boldu?" Yaşlanan kostebekler de toprakta acele delık aça- bılırler mı 7 Kaybolmak ıçın-kaybolmak ıçın Şu kıtap, Yenılık Yayınları'ndan Doktor Martıno Faulkner'ı sevgılı Bilge Karasu çevınnış Kım bılır neçokuğraştıydı. kım bılır sozcuklerı seçerken, tum- ceyı Turkçede kurarken ne tedırgınlıkler yaşamıştı Doktor Martıno, 1956'da okura sunulmuş, Du- man 'dan sonra Faulkner'dan ıkıncı hikâye kıtabıymış dılımızde Ya Burhan Arpad'dan Operet 8 Tablo 1 Alt başlığı "Tıyatro Hıkâyelerı" bır benzerı yok herhalde ede- bıyatımızda Kıtabın sonunda fotoğraflar var Muh- lis Sabahattin monokluyla bakıyor, Ekrem Reşid Rey sıgara ıçıyor "Şışlı'de Bır Konak"taysa CemaJ Reşid Rey hâlâ pıyano çalıyor Bız bu ınsanlan bu- yuklerımızden hıç olmazsa bıraz dınlemıştık Şu, unutulmuş ama unutulmaz bır hikâye kıtabı Ikındı Guneşı Nevin işlek yazmış Yanılmıyorsam kendı yayını Yalnızca oyle bır kez gorunmuş hıkâye- mızde Çocuklar var Ikındı Guneşfnde, çocukların bambaşka bır şııre açılan sozcuklerı var Nevın işlek sanırım bır daha yayımlamadı. fakat bır kıtap yetmez Kıtaplıgımın daracık bır koşesınde bu hikâye kitap- ları nıçın ust uste duruyordu 9 Onları bırbırlerıyle kay- naştıran ne olabılır kı. belkı sadece guzellıklerı, gu- zel oykulerden soz açmaları Işte oyle. ekım yaklaştıkça, ya da eylulun son haf- tası. ılle cumartesı ve yağmur. Ah o gunlerın oykusunu yazabılsem 1 Türk Dili paneli Kultur Servisi - Türk Dıl Kurumu'nun kurulmasından gunumuze dıl sorunlan \e çozumlen konulu panel 28 eylul cumartesıi gunu saat 15 OO'te Kadıkoy Beledıyesf nın Caddebostan'dakı Kultur ve Şanat Merkezınde yapılacak Panel. Kadıkoy Beledıyesı tarafından 26 eylulde kutlanacak Dıl Bayramı ve başlayacak olan Turk Dılı Haftası kapsamında duzenlendı Panele. gazetemız yazan Prof Dr Tahsın ' Yucel. eğıtımcı-yazar \eşe Doster, araştırmacı-yazar Yusuf Çotuksoken. yazar Nurer Uğurlu ve gazetemız Genel \ayın Yonetmenı Orhan Ennç katılacak Osaka In The VVorld'un konukları Halk Oyunları Topluluğu Kultur Servisi-Osaka In The \\orld komıtesının 'Dunya Kulturu Osaka'ya Osaka Kulturu Dunyaya" temel anlay isi dogrultusunda aıleler. okullar ve topluluklar arasi kulturel değisim programlan çerçevesınde Ankara Unıversıtesı Eğıtını Bılımlen Fakultesı Halk Oyunları Topluluğu 20 eylul- 26 ekım tarıhlen arasında 12 >ehırde gostenler yapmak uzere Japonya'ya davet edıldı BLGLN İnsanlık. sanat \e uygarlık nıu/csının Trocadero'dakı bınası. \eni \ üksektepe Kultur Derneği nde duzenlenen ' I L luslararası Kankatur Festıvah" kapsamında saat 14 OO'te Sema Undeğer'ın "Turkıyede ve Dunyada Kankarur Hakkındaîzlenımler" baslıklı slaytlı konferansi. saat 16 00'da Dr John Alent'ın Gorunmeyen Dev Asya Kankaturlen ve Çızgı Romanları Dunyasf konulu konferansi yer alıyor (33636 11) Evrensel Kıiltiir Merkezi'nde saat 19 OO'da Nevzat Karakıs'ın dınletısı yeralacak (243 08 03) Beksav'da saat 18 OÖ'de Danıel Day Leuıs'ın basrolunu ustlendığı "Babam Içın adlı fılm go^terılecek Aksanat'ta saat 12 30 ve 18 00'de laser-dısc'ten 'The Planets' (yon Ken Rııssell) adlı konser gosterılecek (252 35 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle