Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLUL 1996 SALI
14 KULTUR
SAHNEDEN. AYŞEGÜL YÜKSEL
'Ferhangi Şeyler'in eniştesi:
Felek Bir Giin Salakken
Şenso\ '
se\ ircisi> le
satır
aralannda
dertleşivor
sanki. Bugıine
dek "alaycılık'
maskesi
altında
gizleme> i
yeğlediği
kırılganlığını
bile-isteyeele
\eri\or. \e
oyunculuğu
zenginJeşiyor.
• Felek Bir Giin
Salakken'.
de\ işiy le
" Ferhangi
Şevler'in
•eniştesi.'
\rada
akrahalık \ar
anıa kan bağı
\ok. Şenso\
se\ireisi\le
başka bir
du/lemde
butıinleşivor.
"FerhangiŞe\ler"ınseyırcısıyleyakla-
sikon yıl boyuneayaşadığı sarmaşdolaş
ılıijkı Ferhan Şensoy'u tıyatromuzun
"\azgecilmez"Iennden y aptı Bu tek kisi-
lık çağda:? meddah gosterısı Ortaoy uncu-
lar topluluğunun kurumlasmasını sağla-
dıûıgıbı. Be>oğlu'nun tarıhseî SesTıyat-
rosu'nunya^amayenıden geçmesındede
temel parasal kaynağı olu^turmu^tu
Geleneksel tıyatromuzun ıçerdığı.
"ge^şekdokuyasindirilmiş" sozel gulme-
ce anlayısını v e yenıvetmelıkten delıkan-
hlığa geçıs donemı ıçınde -~herçorba>a
maydanoz" olma yolunda-
"hazırce\aplık" tutkusiınun
urumı "dilsel absurdleştir-
me"eğılımını "angulmecc*
\e "toplumsal taşlama" ıle
buluşturan "Ferhangi Şe\- F
gece "çalmaya" ıçunku o gun felek sa-
laktır) kalkarsa basina neler gelır'
Tek kişilik Ferhan'ca söylem
Şensoy, Dormen Tıyatrosunun yıllar-
dır hızlı bir sahne trafığı ıçınde sahneye
getırdığı buKaroyunlarmdan bırının ça-
tısı ıçınde kendı tek kisilık Ferhan'ca soy-
lenıını surduruyor
"Ferhangi Şe\ler~de oldıığu gıbı y ıne
bır odaday \ı Ama bir bekâr ev ınde değıl.
bırotelodasında Ancak sozkonusuotel
personelı \e oda buKar komedılerınde
elek BırGün Salakken. Şensoy'un
ılkınden on yıl sonra kotardığı ıkıncı
meddahlık çahsması Yüreklı ve rısklı bir
gırışım Aynı nehre ıkı kez gırılmedığını
ier-.ozgun]uğunu>azarFer- , düşünürlerden değıl. \aşam denevımıvle de
hanŞensov laovuncu Ferhan i. ı » ı ^ "
Şen-,o\un-uvûmlu-bırbır- ogrenmışızdır Ancak, Şensoy aynı suya gırmıyor.
hktehk ıçındeolu^urdukları gırı\ormuş gıbı \apı\or Bir başka de\ışle.
-a>kın" sahne soNİemıneda- se
yı'rcının beklentılerine hem yanıt \envor hem de
\andinvordu Bu sovlem , J J T I I L U •• ' ı
;ahnede ve ekranda ba>ı- o n u
eskısınden farklı bır sahne sennenıne çekıyor.
sızca "taklit" edılmeye çalı-
sıldı Ama Şensoy "u. Şen-
soy "un kendısinden baska kınise doğru
durust "taklifedemedı
"Felek Bır Gun Salakken" Şensoy 'un
ılkınden on > ıl sonra kotardığı ıkıncı med-
dahlık çalı^ması \ urcklı \ e rısklı bır gı-
ıisim Aynı nehre ıkı kez gırılmedığını
valnız dusiınurlerden değıl yasanı dene-
vimıyledeoğrenmısizdır Ancak Şensoy
ıvnı suyagırmıyor. gınyormuigıbıyapı-
\or Bır başka deyisle. sevırcının beklen-
tılerine hem yanıt verıyor hemdeonues-
kısındenfarklı bır sahne seruvenıneçekı-
yor
\'e tıvatroculukta ı>ıce yol almı^ ama
gundelık kesmekeı? ıçınde de ısinı doğru
durust yapamaz olrnu^ \ıce bulvar gul-
durıisu ıçın çıkış noktası oluşturmus bır
durum bovlece oluşuyor kentın \e kala-
balık aıle > asjmının gurultu patırtısından
kaçarak kıtabı ustunde çahsabılmek ıçın
tenha bır otele sığınan orta yaslı bır \a-
zar. resepsıyondakı dılberle felekten bır
alısık olduğumuz ozelhklerı içermedığı
ıçmiçunku Paris\ada Londrada değıl.
Turkı\e"devız)o\un bırbuharkomediii-
ne donusemnor (zaten donuşmeM de
amaçlanmıvor) \e Şensov o>un boNUita
bırbuKarkomcdisiııdeolupbıtmebi bek-
lenen "Fransız" \ a da ~İngiliz" olav larla
kendı \ayidıgı "Türk" scruven arasirda-
kı ~a_\kınlığı'" tadını çıkartarak \a\ı>or
gostennın tumune
llk ovundakı Orkınos Hanım (e\ sahı-
bı mı\dı') ıle \apılan telefon konusma-
larınm \ennı bu kez resepsıvondakı Bıl-
dırcın Hanım \e vazara ısabetlı "telefon
sortileri" ıle soluk aldırmavan esı ıle va-
pılanlar almı^> ("^azarın aıle bıre\lerı \e
Bıldırcın Hanım la \aptığı konusnıalar
arasindakı "nazik maço" \ e "kılıbık" bı-
çem avkırılığı kanırta kanırta \urgulanı-
vor ovun boyunca)
\ ıne gundelık gazetelerçıkiNOrortaya
ama "FerhangiŞe\ler"ın oen populerbo-
lumu vınelenmıyor (Bu ışı "Tele\iz\on
Çocuğu"nda Okan Bayulken \apı\or ar-
nk ) Ancak. Şen-.oy un gazeteferı elıne
alıp bırakisindada h'ınzırbıresprı \ar Bır
yandan "\eter artıL bu sahne numarası
i>ice tavsadı" derken bır yandan da "ga-
zetelere manşet olan ola\ lann safaklığına
artık da\anamadı«ım" soyluyor sankı
Zaten ovununonemlı bırbolumu. duygu
da\ ranis du^unme \esoylem bıçımınıız-
le toplumca tutsağı olduğumuz "salak-
lık" ustune ("IQ" akıl katsay ışı konu-,u-
nun ırdelendığı sahne dıkkate değer')
Ferhan Şensoy'un seyır-
cıde uyandırdığı en buyuk
beklentı. "dir ıle hesaplas-
ması. sozcuklerı mecazlı an-
lamlarından >o\utlayıp en
yaygın anlamlarına ındırge-
verek bır sozcuğugenel kul-
lanımı disindakı bağlamlara
aktararak jnJatnı sip dıye
anlaşılıveren yenı ^ozcukler
uy durarak daha once hıç du-
sunulmemıstamlamalarya-
ratarak "vadırgatma" yo-
luyla dıkel gulduru kotar-
ması zıncırleme esprılerı
Akdeniz melodilerini anımsatan 'Vanya Dayı'
PeterStein, Teatro diRoma & Tecıtro Stabile di Parma onmculanyla 'Vanya Dayı 'yı sahneledi
FAKİY E ÖZSCft SAL ÇA\ l Ş
50 Edınburg Lluslararası Festıva-
lı'nde Peter Stein'ın Teatro dı Roma &
Teatro Stabile dı Parma oyuncularıyla
sahneledığı \an\a Davı bana Akdeniz
melodilerini hatırlattı Canlı tınıları ıçın-
de ııisanın ruhuna ı^leyen yoğun bır huz-
nu barındıran \e muzığın butunu ıçrnde
durmadan tekrarlanan melodılerı
Bu y aptığım benzetme. oy unculann ıç
aksıyonumukemmel bırbıçımde ızleyı-
cılennegeçırmelerıy iegerçeklesıyordu
Vıksa sahne uzenııdekı dis aksiyon
mıımkun olduğunca sade \e mtnımal bır
ıtade bıçımıne ındırgenmistı L'zuıı ses-
sızlıkler ıç seslerın dııvu!ma>ı ıçındı san-
kı Her bır oyuncu ovnadığı karakterı
ağırlığnla hacıırmle zekâsıyla duy-
gularıvla tepkılerıvle bır ınsan olarak
yenıden yaratmıstı Acı çekmeyen kım-
seyoktuoyunda amabunuabanılı ıest-
lerden ya da hareketlerden değıl yara-
tılan atmosfer ıçınde her bır rolun ken-
dıne ozgu ayrıntılarında hı^sednordu-
nuz Bu bazen urkek bır el hareketın-
den bırkuçukguluntseyişten sessizbır
yuruyusten \a da duru^tan anla^ılabılı-
yordu Tek bır kisinın hıç konusmadan
sadece attığı bırkaç adımla koca sahne-
yı doldurabılmesi ıistalıktan da ote bır
sey gıbı gelıyor ınsana
Bu uç buçuk saatlık oy unda Steın za-
manın hissedılmesıne\e kendı deyımıy-
le "insanı delive çevirecek deııli tekrar-
lanan" durumları \urgulamakta\dı
Boy lece ınsanlann bır dongu ıçınde M-
kismislıkları belırgımesiyordu Bu ara-
da Çeho>"un mızah duvgıiMinun da altı
çızılıyordu Ozellıkje Canya nın (Ro-
berto Herlitzka) duygularını tutkuları-
nıyarı alaycı amaçocuksu bırsaflık\e
ıçtenlıkle dıle getıren bıraz Çaplınvan
tavrı ha^a^elena'ya(^IaddelenaCrip-
pa) dokunmak ıçın peşinden gıderken
kapıy a çarparak \ e y emek masaMnın y a-
nındakı sandalyenın avağı kırık olduğu
ıçın sandalyeye tam oturamayarak yere
dusmesi ya da Vanya'yla Doktor Ast-
ro\ "un (Remo Girone) sarhos olup ma-
sanın basinda komık bır bıçımde >arkı
so\ lemesı beıızen durumlar. oy unda y a-
>amla ıç ıçe bır mızahı yanı yakalıyor
bır anlamda gunluk yasaının karanlık
bosluklanndakı huznun arasından ışığı
gunyuzuneçıkarıvordu Zamanınhisse-
dılmesiNsesaltdeğısen îsik \eyaratilan
atmosferdedeğıl Vanya'nınoyunun son
perdesinde ıy ıce y ıkılmis y aslanmıs go-
runumunde. olume çok yakın bır ınsa-
nın çokmus ruh halıy le çalı^ma masası-
na oturduğu anda da algılanıyordu
İzleyici de oyunun bir parçası
Oy unda donemın gıy Mİerınden deko-
ra isiga kopek havlamabi. kurt uiunıa-
sı kıis cnıltıları ordek \e ınek seslerı-
ne hatta disanda y ağan \ağmurun cam-
ları \e yerı ıslatma>ına kadar son dere-
ce geleneksel bır anlayış hâkımdı Bu
kus cı\ ıltıları benzerı dis seslerın oyuna
çok se\ katıp katmadığı bıraz tartisilır
Ancak Steın radıkal bır sahneleme de-
nemesinden çok Çeho\ un metnındekı
sahne dırektıflerıne mekan betımleme-
sıne sadık kalarak her bır karaktenn oy u-
nun ruhunda \enıden varatılmasına her
sahnede resimsel portreler s.ıırsel bır
gorsellık olusmasına çalısmis Çunku
Steın a gore, tormal yapısi. ıfade araç-
larını neredeyse sıfır noktasına ındırge-
yen anlay isi \e sert bır bıçımde uygula-
nan durum aksıyon jest tekrarîarıyla
zaten metnın kendisı son derece radıkal
Oyunun butununde dekor geçen za-
manın değıstırdığı degerlerı bu değı^ı-
mın ınsanlar uzenndekı etkibinı kendı
başina bır ıfade aracı olarak yansttmak-
taydı Disandagenis bırbahçededıngm
bır ortamda baslayan oyun. gıttıkçe da-
ralan ıç mekana ta>ınıyor en sonunda
bahçenın gorunenıedığı ıç ıçe kapılar-
dan geçılerek ula^ılan \an\a nın esya-
larla dolu dağınık. kuçuk odasinda bı-
tıyordu Bu daralmislığm kisılmislığın
melankolıkhavaModadayananmumla-
nn loş ısığında. hafıf bırgıtarsesiylede
vurgulanıyordu Son\a'nın (Elizabetta
Pozzi) sozlerı bıterken sahne disindan
gelen ı^çının murnları sondurmesıyle
oyun karanlıkta son buldu
\ aratılan mekanda ızley ıcı de oy unun
bır parçasıydı llk sahnede \anya ızle-
Lt UÇ
saatlık ovunda
Peter Steın,
zamanın hıssedılmesını
ve kendı devımıvle
"ınsanı delı\e
çevırecek denlı
tekrarlanan' durumları
\urgulamakta\di
Geleneksel anlayıijta
sahneledığı bu oyunla
acaba hız çağının
hızını alamamış
ınsanlarına, geçen
zamana karsı durup
onu hıssetmelerı ve
ınsana aıt olanı
hatırlamaları ıçın bır
soluk mu aldırmak
îstemıstı'
yıcının arasindan yanı evden çıkarak
bahçesegelıvor boy lece ızley ıcı aslın-
da mekanın dışında bırakılmıyor evın
ıçınde bulunuyor hatta e\ın kendısi olu-
\erı\ordu Son sahnede \any a kendı ku-
çuk odasında kisilmış karanlıkta kalır-
ken ızley ıcının ıçınde bulunduğudurum
aslında \anya nınkınden tarklı değıldı
Ayrıcaosunda Sonya"nın ve Velena"nın
tek başlaıına kaldıkları anlardakı mono-
loglannda zaman zaman ızlev ıcıy le doğ-
rudan konusmaları duygularını \e ka-
rarsizlıklarını pdylasinaları, durumu bır
anda dıyaloğa da çevırebılıyordu So-
nuçta oy unda ızley ıcı-sahne ılı^kısi. ge-
rek somut olarak sahnede gorulen du-
yulan algılanan gerekse hıssedılenlerle
karşılıklıbıralis\erisinıumkunkılmak-
taydı
Peter Steın uç buçuk saate uzattığı.
geleneksel anlavista sahneledığı bu
oyunla acaba hız çağının hızını alama-
mi!> ınsanlarına geçen zamana karsi du-
rup onu hissetmelerı ve ınsana aıt olanı
hatırlamalan ıçın bırsoluk mu aldırmak
ıstemıştı
1
çok hızlı bır konusma temposu ıçınde art
arda sıralamasi
Şensoy ıkıncı tek kıs.ılık gosterısınde
bu beklentıyı de yıkıyor Dıldekı "ab-
sürd" ay kmlıklar ustune kurduğu guldu-
ru bu kez sankı sozcukler mıkroskop al-
tına yatırılmısçasına -Boris Vlan"ca bır
vaklaşımla- ya\a^ yavas kotarılıyor
("Trafik polisi bakla\ı ağzından çıkardı.
Bakla yere duştu. Polis bir bana baktı. bir
yerdekibakla>a.")Zatenootele "\rkada-
şım Boris\ ian" baslıklı kıtap ustunde ça-
lismak ıçın gelmis yazar
Şensoy gerek hızlı esprı patlatmadage-
rekse belden a^ağı esprı y apmakta buy uk
usta Muanımer Karaca'yı da geçmıstır
karata doğaçlama esprılerını sahneyı
dolduran bır dolu "pişekâr"ın kendisine
replık \ermesiyle gerçeklestırırdı Şen-
soy ise bu kez her ıkı bağlamda da çoğun-
lukla sevırcının katkısınabaijvuruyor An-
cak. belden asağı gulduruye(belk'ı gerek-
sızce sikça) vonelen "maço" soylemle.
sahneye vikardığı ya da sahneden seslen-
dığı seyırcı karsisındakı "doğal \e saygı-
lı"tutumuarasindakı aykırıhğıoyunculu-
ğuylaoyle belırgınle^tırıyor kı. belırlı bır
sahne "sululuk" noktasına ulasmadan
noktalanabılıyor (Şensoy un. sahneyeçı-
kardığı seyırcı uzetındekı sevecen ege-.-
menlığı her zamankı gıbı kusursuz)
Şensoy 'un -bu kez çoğunlukla "stand-
up" komedısıne v aslanan- tek kisilık gos-
terı anlay isinın geleneksel oğesi "saz"
oyunda yalnızca uç kez. neredeyse bır
"yadırgatma" etkısı olarak kullanıyor
(Şensoy hep aynı yalın "beste" ye (') ye
tarklı "gufte" yazıyor bunaalistık eles-
tırmenın de etkılı olmadığını aniadık')
Gıv silerı ıse (son T\ dızısınde de kullan-
dığıltıpık palvaço tulumu ve kayıkyaka-
lı çızgılı tı^ort ıle "uçukyazar" gıyınme
bıçımın, ımleyen parlak yeşıl (ustu metal
suslu) kasket ve ceket Şensoy bu goste-
rısınde. "Varsayalım İsmail" baslıklı T\
dızısınde vaptığı gıbı "gerçek" ıle "kur-
maea"yı ovun metnının çok katınanlı
"oyunsuluk" duzeneğı ıçınde kolayca bu-
lusturuverıyor
Sıradışı \ azar / o> uncu / insan
Bu kanjitlığı doğalmı^çasınayasamayı
benımsemı^ "sıradışı" yazar oyuncu ın-
san kımlığı ıle "uçuk" uçları budayıp sı-
radanlastırmayı ıs edınmı^ toplumsal va-
pının baskisi altında "yasaUaşan"yazar
oyuncu ınsan kımlığı arasındakı "geri-
lim" metınde değıl
Şensoy un oyunculugunda yansıyor
Sevılen bır sanatçı olmanın getırdığı do-
yum. bu uğurda harcanan çabanın verdı-
ğı yorgunlukla. co^kulu sey ırcıy e duy ulan
guven. onları sureklı olarak doyurma zo-
runluğunun getırdığı tedırgınlıkle mutlu
bır aıîe babası olmanın sağladığı keyıf.
ıçındekı "çılgınçocuğun" ve "dikbaşlıde-
likanirnın sesını daha az dınler olmanın
neden olduğu rahatsızlıkla sey ırcının sev -
gısıy leçoğalma sahnedekı yalnızlıklaçe-
lışerek butunlesiyor
Şensoy seyırcısıyle satır aralannda
dertle^ıyor sankı Bugunedek "•alaycılık"'
maskesi altında gızlemev ı yeğledığı kı-
rılganlığını bıle-isteye ele verıyor \'e
ov unculuğu zengınleşıv or
"Felek Bir Giin Salakken". Şenb.oy 'un
deyısiyle "Ferhangi Şe>ler"ın "enişte-
si." Arada akrabalık v ar ama kan bağı yok
Şensoy seyırcısıyle başka bır duzlemde
butunlesiyor
Fransa'da6
Ilkel Sanatlar Müzesi' açıhyor
KulturSeoisi-Bu yılın baslannda Fran- yacques Chırae'ın gerçekleştırme sözunü verdıâı. kultur
sa Dev let Baskan, Chirac J^ııes Fried- # a ı a n ı n d a %a p m a N , amaçladığı tasanlardan en onemlısı
man ı bır karar kuruluna baskaniık etmek _ / , , ,- c• 1 , , r , , .. • ,,
uzeıe aorev lendırd, Bu kunıl. hem Jacqu- « ^ Insanhk. Sanat ve Lygarlık Muzesı projesı halka
es Kerchcachegıbı bu tıcaret adammı hem tanıtıldı 9 bın metrekarelık sergı salonu. 8 bın metrekarelık
de Louvre un •patron'u Pierre Rosenberg laboratu\ar \e depoları ıle toplam 31 bın metrekare alana
gıbıbırmuzemudurunubırarayagetırmek- > a \ılan muzenın araştırma salonlan araştırmacıların îsteâı
İ S : : S S ; S : 5 : : dogrultusunda ,^\^ mŞ
a edUecek
nndınyordu ıçınde 'Friedman KunıhT ha- ^ — ~ —
zırladıâı raporu agustos av ı ortalarında Chırac'a sun-
du Bunu ızleven gunlerde proıenın hukuksal gehsi-
mını ınceleyen bır baska rapor da sunuldu Chırac'a
Bu raporlar Chırae'ın başkanlık donemınde ger-
çekle^tırme sozu verdığı "İnsanlık. Sanat \e Lygar-
lık Muzesi" proıesının yapı taslarını olusturuvordu
Sekızay bovunı.aduı duıak bılmedençahsanondort
sanat ve bılım adamının çabalan geçeçen gunlerde
muzenın Chaıllot Saravı nda vapılanaçıhşi ılekarşı-
lıgını buldu Açılısta vaptığı konusinada Fransa Dev-
let Başkanı Chırat. "Tunı buyuk muzeler ilkel sanat
eserterini sunma çabasındalar. louvre da dünya nu-
fusunun yuzde vetmişinin sanatını \adsıyarak bııv uk
muze kimliğinı uzun sure koruyamazdı" dedı Geor-
ges Pompidou adının Beaubuı-g ıle Valen Giscard
D"Estaing adının D oı \a\ \tuze\i ıle Mitterand adı-
nın da Bın uk Lomıe Muzesı ıle bırlıkte anılmasin-
dan esınlenen Chirac baskanlığının ılk y ılında adını
olumsuzlestırmeyı amaçlıyor Eluard, Derain ve Pi-
casso'vu etkıleven vegeleceğın sanatının oncusu sa-
y ılabılecek bır anlay ıs olan 'zamansızsanat'ın onder-
lığınde Guıınet l/icfw'nınyenılenmesı ve insanlık
Sanat \e L \gaılık Kluzest'nm kuıulması ıle Fransız
Dev let Baskanı EKsee'ye geçısını taçlandırmakta ka-
rariı gorunuvor "İnsanlık. Sanat »e Uygarlık Muze-
si'nın Fransa nın en buyuk ılkel sanatlar muzesi ol-
masi beklenıvoı Louvre Muzesı'nde bın bes yuz
metrekare seraı alanı bulunan venı muze. bıretnolo-
|i laboratuvan ve bır de kıtaplıga sahıp
Kuzey\eGuney Amerıka Malaya. Pa-
sıtık Adaları. Afrıka ve Eskımo sanatının
çesitlılık gosteren urunlerını bıı araya top-
lay an kurulun. e»er seçımınde tarılısel sınır-
lama getınnemesı guncel v e modeın sanat
urunlennın de katılımıv la koleksıy onun da-
ha dazengınlesmesınısağladı Koleksiyon.
Atrıka. Okyanusya. Amenka (Guımet
^•"•^^ Muzesı'nde yeralmayan) Asya ulkeleıı ve
Fransa dısindakı Av rupa ulkelen eserlerınden olusu-
vor Appolinaire bundan vuzvılonce TrocadeıoMu-
zesı nın koleksivonunda yeralan eserlenn yalnızca
estetık merakı değıl. avnı zamanda etnolopk merakı
dacezbetmeamacıvlaseçıldığını ve muzenın •etnog-
rafik eserlerin. ozellikle sanatsal eseıierden av nlması
konusunda' bıryenılık getırdığını yazıvoıdu
Fransa Mıllı Egıtım ve Kultur bakanlıklarının or-
tak sorumluluğunda yer alacak kamıı kurulusu nıte-
lığındekı bu yenı muze projesı ıçın yapılacak haıca-
ma 1 mılyar Fransız Frangı \e muzenın kesın açıhs
tanhı ıse 2001 y ılının sonları olarak belırlenmış So-
nunda Paris etnoloıının geleneksel açıdan ele aldıgı
yepvenı bıı muzeye kav usuyor
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Hikâye Kitapları
Bunlar bır donemın hikâye kıtaplarıydı.
Yaz ayları. okul tatılken, kış ayları, okul açıkken, Sa-
haflar'a gıdış gelış gunlerım farklı olurdu Yazları her
gun, kışları cumartesı oğleden sonra Sahaflar da
eskı yazma kıtap satanlar çok azalmıştı ama, beş al-
tı yıl once yayımlanmış kitapları bulmak olasıydı
Işte boyle ekım yaklaştıkça, ya da eylulun son haf-
tası, ılle cumartesı gunu yağmur yağardı Şemsıyelı
ınsanlar gorurdum, kıtaplara bakan Kıtaplar saçak
altında korunur. yıne de bana uşuyorlar, urperıyon-
larmış gıbı gelırdı
Hikâye kıtaplarına çarpılmıştım Turk hıkâyecılığı-
nm verımlerını bır ıhtıras gıbı, butun verımlennı dev-
şırmeye çalışıyordum
Pek çoğu kıtaplığımda duruyor Handıyse otuz yıl
once kavuşmuşum onlara O zamandan ben bana
arkadaşlık edıyorlar Evet-evet otuz yıl1
Ellerım adeta tıtreyerek açıyorum şımdı sayfaları-
nı Tozlanmışlar, bıraz kırletmışım onları
Şu. Bekir Sıtkı Kunt'un Yataklı Vagon Yolcusu,
bugun benden tam bıryaş buyuk 1948'de basılmış
Varlık Yayınları Bekır Sıtkı'nın portresı, Arad ımza-
sıyla ıkıncı sayfada dalgın, huzunlu bakıyor, bıze de-
ğıl artık. o 1948 yılına belkı
"Aşkı Kamçılayan Bahar" bakın nasıl başlıyor
"Bır vakıtler Ege vılâyetlerınden bırınde memur
olarak bulunuyordum Genç ve bekârdım "
Dedığım gıbı, bır donemın hıkâyelerı bunlar Guney
Amenka yazarlarından esınlerle. esıntılerle yuklenme-
mışler Ege nın Akdenız'ın ya da iç Anadolu'nun bır
vılâyetını, orada yaşananları anlatmaya çalışıyorlar
Sonra hemen Aşksız Insanlar'a uzanıyorum O da
benden tam dort ay buyuk, Ocak 1949'un kıtabı Da-
ha o zamanlar, geçıp gıden zaman Oktay Akbal'ın
gonlunu ıncıtıyormuş. ışte "Dondurmalı Sınema"nın
ılk tumcelerı
"Hıkâyemın bugunun ınsanlarına bır masal gıbı
geleceğını bılıyorum Ama ben bu masalın ıçınde ya-
şadım "
Duşunun "bugunun ınsanlan" şımdıkı 'bugun'de
bu hıkâyeyı okurken kım bılır neler hıssedecekler
Yok, yanlış soyledım Çrft tırnaktakı bugunun ınsan-
lan değıl. onlar o gunde kaldılar; ben onlara şımdıkj
bugun duyulacak hasretı soylemek ıstıyorum
"Volçanınova'lara gıdıp gelmeye başladım. Ora-
da hep, terasın alt basamağına otururdum. Şahsı-
ma aıt duyduğum hoşnutsuzluk benı uzuyor, boyle
çabuk ve mânasızca akıp gıden hayatıma açıyor*
dum Bana agırlık vermeye baslayan kalbımı kopa*
np atmanın ne lyı bır şey olacağını boyuna duşunur
yordum " Elbette Çehov, Hasan Âli Ediz çevırısı,
75000, Yedıtepe Yayınları, yıl 1955 ve eylulmuş
Bılmem ne olmuşsa, ben de hep orada. terasın alt
basamağında oturuyormuşumcasına. çarçabuk ve
anlamsızca akıp gıden hayata bakakahyorum, kalbı-
mı sokup atmak ıstıyorum
Şükran Kurdakul'un baba Ataç Kıtabevı, Kâmu-
ran Şipal'den Beyhan 'ı basmış O daha yakın bır ta-
rıh 1962 Yıllar yılı saklı usta kalmayı yeğleyen Kâi
muran Şıpal, bıze "Kostebek"\n oykusunu anlatıyor
Onun son ıkı satırını bırdenbıre, bu yenı okuyuşum-
da kendı hayatıma çıkış yolu sayıyorum
"Bıraz sonra, kdstebek yavrusu ozgürtüğüne ka-
vuştu ve yumuşak toprakta, acele açtığı delıkte kay-
boldu?"
Yaşlanan kostebekler de toprakta acele delık aça-
bılırler mı
7
Kaybolmak ıçın-kaybolmak ıçın
Şu kıtap, Yenılık Yayınları'ndan Doktor Martıno
Faulkner'ı sevgılı Bilge Karasu çevınnış Kım bılır
neçokuğraştıydı. kım bılır sozcuklerı seçerken, tum-
ceyı Turkçede kurarken ne tedırgınlıkler yaşamıştı
Doktor Martıno, 1956'da okura sunulmuş, Du-
man 'dan sonra Faulkner'dan ıkıncı hikâye kıtabıymış
dılımızde
Ya Burhan Arpad'dan Operet 8 Tablo
1
Alt başlığı
"Tıyatro Hıkâyelerı" bır benzerı yok herhalde ede-
bıyatımızda Kıtabın sonunda fotoğraflar var Muh-
lis Sabahattin monokluyla bakıyor, Ekrem Reşid
Rey sıgara ıçıyor "Şışlı'de Bır Konak"taysa CemaJ
Reşid Rey hâlâ pıyano çalıyor Bız bu ınsanlan bu-
yuklerımızden hıç olmazsa bıraz dınlemıştık
Şu, unutulmuş ama unutulmaz bır hikâye kıtabı
Ikındı Guneşı Nevin işlek yazmış Yanılmıyorsam
kendı yayını Yalnızca oyle bır kez gorunmuş hıkâye-
mızde Çocuklar var Ikındı Guneşfnde, çocukların
bambaşka bır şııre açılan sozcuklerı var Nevın işlek
sanırım bır daha yayımlamadı. fakat bır kıtap yetmez
Kıtaplıgımın daracık bır koşesınde bu hikâye kitap-
ları nıçın ust uste duruyordu
9
Onları bırbırlerıyle kay-
naştıran ne olabılır kı. belkı sadece guzellıklerı, gu-
zel oykulerden soz açmaları
Işte oyle. ekım yaklaştıkça, ya da eylulun son haf-
tası. ılle cumartesı ve yağmur.
Ah o gunlerın oykusunu yazabılsem
1
Türk Dili paneli
Kultur Servisi - Türk Dıl Kurumu'nun kurulmasından
gunumuze dıl sorunlan \e çozumlen konulu panel 28
eylul cumartesıi gunu saat 15 OO'te Kadıkoy
Beledıyesf nın Caddebostan'dakı Kultur ve Şanat
Merkezınde yapılacak Panel. Kadıkoy Beledıyesı
tarafından 26 eylulde kutlanacak Dıl Bayramı ve
başlayacak olan Turk Dılı Haftası kapsamında
duzenlendı Panele. gazetemız yazan Prof Dr Tahsın '
Yucel. eğıtımcı-yazar \eşe Doster, araştırmacı-yazar
Yusuf Çotuksoken. yazar Nurer Uğurlu ve gazetemız
Genel \ayın Yonetmenı Orhan Ennç katılacak
Osaka In The VVorld'un konukları
Halk Oyunları Topluluğu
Kultur Servisi-Osaka In The \\orld komıtesının
'Dunya Kulturu Osaka'ya Osaka Kulturu Dunyaya"
temel anlay isi dogrultusunda aıleler. okullar ve
topluluklar arasi kulturel değisim programlan
çerçevesınde Ankara Unıversıtesı Eğıtını Bılımlen
Fakultesı Halk Oyunları Topluluğu 20 eylul- 26 ekım
tarıhlen arasında 12 >ehırde gostenler yapmak uzere
Japonya'ya davet edıldı
BLGLN
İnsanlık. sanat \e uygarlık nıu/csının Trocadero'dakı bınası.
\eni \ üksektepe Kultur Derneği nde duzenlenen
' I L luslararası Kankatur Festıvah" kapsamında saat
14 OO'te Sema Undeğer'ın "Turkıyede ve Dunyada
Kankarur Hakkındaîzlenımler" baslıklı slaytlı
konferansi. saat 16 00'da Dr John Alent'ın
Gorunmeyen Dev Asya Kankaturlen ve Çızgı
Romanları Dunyasf konulu konferansi yer alıyor
(33636 11)
Evrensel Kıiltiir Merkezi'nde saat 19 OO'da Nevzat
Karakıs'ın dınletısı yeralacak (243 08 03)
Beksav'da saat 18 OÖ'de Danıel Day Leuıs'ın
basrolunu ustlendığı "Babam Içın adlı fılm
go^terılecek
Aksanat'ta saat 12 30 ve 18 00'de laser-dısc'ten 'The
Planets' (yon Ken Rııssell) adlı konser gosterılecek
(252 35 00)