25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLUL 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 Deniz SOM tnteraet: hHp://www.pİMiet.com.tr/Xn Efektroaft posto: Demi.Som@plaiet.twii.tr Tefc 0.212.512 05 05 Fdcs: 0.212.512 44 97 Milli Egitim, öğretmen istemiyor!on bir yıl içinde 70 bin öğret- men istifa etti; 15 bin öğret- men istifasını vermek üzere... Öğretmen açığı giderek büyü- yor. Iviilli Eğrtim Bakanlığı öğretmen açı- ğını kapatmak için Mısır'daki El-Ezher Universitesi'nde şeirat eğitimi görenler- den rnedet umuyor: bunlara ilkokul öğ- retmenliği yolunu açıyor. Aynı bakanlık, ülkesini ve ulusunu sevdiği için halen büyük bir özveriyle çalışan öğretmenleri yıldırıp istifa ettir- mek için sanki elinden geleni ardına koymuyor. Örnek mi? işte bir matematik öğretmeni anlatı- yor: "Yeni öğretim yılında, bozulan orta- öğretim sistemimize bir darbe daha vu- ruldu. Önceden 15 saat karşılığı olmak üze- re toplam 21 saat derse giımek zorun- da olan lise öğretmenleri. 27 saat der- se girmek zorunda b/rakıldı. Bu konuda, öğretmenlerin elindeya- zılı bir emir olmamasına rağmen. en azından okul müdürleri matematik, fizik. kimya öğretmenlerine bile zorla 27 sa- at ders verıyor. Bir öğretmen, 'bir ders saatı' dersi anlatmak için. iki saatini araştırma, planlama, soru ve çözümlerıni, testleri hazırlamaya ayırmak durumundadır. Böylece öğretmene verilen her bir sa- atlik ders, toplam 3 saat çahşmayı ge- rektirır. Kendıne, mesleğine. bilime. ülkesi- ne. ınsanlığa saygısı ve sevgisi olan her öğretmen bunu bilir ve böyle uygular. Basit bir hesabını yapalım. Haftada 27 saat derse giren bir öğ- retmen toplam 81 saatçalışmakzorun- dadır. 5 işgününe bölersek günde yak- laşık 16 saate karşılık geiir. Günde 16 saat bir ınsanı çalışmak zo- runda bırakmak, 'kölelik' esasında rast- lanabilir türden bir uygulamadır. En azimli, kararlı, idealıst öğretmen- ler bile, kısa zamanda ya sağlığından olacak ya da bazı çalışmaları 'es geç- mek' zorunda kalacaktır. Böylece okullarda zaten bozuian 'ni- telik' iyice ortadan kalkacaktır." Matematik öğretmeni soruyor: "Geleceğtmizin güvencesi olan genç- lerimizin iyi yetişmemesinden doğacak yeni boşlukları kimler, neşekildedoldu- racaktır?" Yanıtını Milli Eğıtim Bakanlığı veriyor: "El-Ezher ne güne duruyor!" SESSIZSEDASIZ Kapkara D oktor Murat Altuğ'un bildirdiğine göre 18 Eylül saat 20.30 sulannda, dincilerin televizyonu Samanyolu'na çıkan bir "dişhekimi", dişmacununun dişeti hastalıklanna neden olduğunun saptandığını anlattıktan sonra dişmacununun dinen caiz olmadığını da belirterek, bitimsel çalışmalarla üstünlüğü kanıtlanan "misvak"ın kullanılmasını öneriyor. Bu "dişhekimi", ayrıca her tedavinin bir de dinsel yönden düşünülmesi gerektiğini savunarak doktorlann bu konuda bilgilendirilmesini istiyor.... İsteyenin bir yüzü kara... Amma velakin şimdi de "bilimsel maske" takarak toplumu ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyenleri seyretmekle yetinen, kılını bile kıpırdatmayanların iki yüzü kara! Hem de kapkara... Mert Ali Başarır'dan SÖZDEYİŞLER En büyük korkunuz düşünememek olsun. Bir yiğit THY ile Isveç'e gitse, gör başına neler gelir! tockholm'da Isveç Radyosu Türkçe Yayınlar Bölümü'nde çalışıyor Abdullah Gürgün... THY ile yaptığı yolculuklardan izlenimleri ve başkalannın başından geçenleri de sık sık mikrofona taşıyor... Genellikle onaylanmış bilete rağmen uçakta yer olmadığı söylenip havaala- nında bırakılanlarla ilgili olanları... Gürgün'ü bir de biz dinleyelim... THY ile yaptığı son Stockholm-is- tanbul-izmir uçuşunun ardından geri dönüş öyküsünü: "İki hafta öncesinden THY bürosu- na telefon edip biletimi kontrol ettiriyo- rum. Telefondaki ses benim biletimin Ankara-lstanbul-Stockholmolduğunu söylüyor. Ben. Izmir-istanbul-Stockholm oldu- ğunu anlatmayaçalışıyor, 'Düzeltin' dı- yorum. 'Biz. sizin sız olduğunuzu nereden bilelim' sorusuyla karşılaşıyorum. Kalkıp THY bürosuna gidıyorum, sı- raya giriyorum, bekliyorum. Sıram ge- liyor. Görevlıye derdimi anlatıyorum. Kontrol ediyor. Tamam efendim. sizin biletınız Izmır-lstanbul. Sorun ne?' di- yor. 'Peki' diyorum. 'İstanbul-Stock- inolm uçuşunda da yerim var değil mı?' Bu soruyu arkadaşına sormam ge- rektiğini söylüyor. Arkadaşına gidiyorum. Ekrana bakı- yor, 'Efendım siz Ankara-istanbul gö- rünüyorsunuz; bir grup ıçindesiniz' di J yor. Yüzüme bir sıcakhk yayıhyor. mide- me yumruk gibi bir şey oturuyor. So- ğukkanlılığımı korumaya çalışıyorum, 'Arkadaşınız Izmir-istanbul için tamam demışti' diyorum. Bir daha ekrana ba- kıyor. 'Siz hem izmır-lstanbul görünü- yorsunuz hem de Ankara-istanbul. Bir grup içinde' diyor. izmır-istanbul-Stockholm olarak dü- zeltilmesinı istiyorum. Düzelttiğini söylüyor. Uçuş günüm geliyor. Izmir Adnan Menderes Havaafanfnâ gidiyorum. Yıne kargaşa. Bıryolcu üç gün önce bıletinı kontrol ettirdiğini söylüyor ama nafıle, Amerika'ya uçamıyor. Yüreğım ağzımda sırada bekliyorum. Sonunda bileti uzatıyorum biniş kartımı alıyorum. istanbui'a geliyorum. istanbul'dan Stockholm'e uçmak için 109 numara- lı kapıdan girmem gerekiyor. Atatürk Havaalanı'nda bılgılendırme ekranları çalışmadığı ıçın kapıya bakıyorum "Ro- me" yazıyor. Dolaşıyorum; dönüp 109 numaralı kapıya bakıyorum, bekliyo- rum. Anons da yapılmıyor. Birisi 'Stockholm yolcusu kaldı mı!' diye ba- ğırıyor. 'Ben varım' diyorum. Adam ba- na kızgın kızgın bakıyor. Otobüse bin- dirılıp son dakıkada uçağa yetıştiriliyo- rum." L Ciluın Demirci 'den -r\ A F O R i Z M A L A K Şu sıralar solda sıfır kalmayı yaşıvor ülkemizSOLU!' Patronların kadeh kaldırıcıları bızdıklar/ kadir cengiz ağıtımının durdurulması üze- rine kendi olanaklarıyla oku- runa ulaşmaya çalışan Ak- şam'ın yayın grubu başkanı Can Aksın dün şöyle yazıyordu: "Kendilerini demokrasi havarisı gö- ren Yeni Yüzyıl çalışanları öncekı gece Ecebar'da Akşam'ın kapanması şere- fine kadeh kaldırarak ibret verici bir gö- rüntü sergiledıler. Başta Hasan Cemal, Okay Gönen- sin ve Bır-Yay dağıtım karteline 'Ak- şam Grubu'nun infaz emri veren' baş- kan yardımcısı ile bırlikte, kadeh kaldı- rıp. Akşam Grubu'nun okuyucularını nasıl paylaştıklarını anlattılar. Keyifleri yerindeydi. Gerçi hesapları tam tutmamıştı, ama yine de Akşam Grubu'nun yerleşik son satıcılardasatılamaması sonucu, geçı- ci olarak kaybettıği 300 binden fazla okuyucunun büyük bir bölümü Yeni Yüzyıl'a gıtmışti. Patronlarının basına sansür getirme- sı karşısında kalemlerını kırmaları ge- reken, bu 'demokrat ve aydın' gazete- cilerimiz. ellerınde viski kadehleri, rakı kadehleri olduğu halde, 'Yaşasın, Ak- şam'! öldürdük' partileri yapmakta be- is görmüyorlar. Oysa bu partilerde eğlenirken, ofis- boyundan patronuna kadar, 800'ü aş- kın Akşam Grubu mensubu harıl harıl çalışıyor. gece gündüz demeden Tür- kiye'nin özgür sesı, Türkiye'nin gaze- tesi' Akşam'ı sız okurlarına ulaştırma- ya çabalıyor. işte rakiplerimizin bizden neden korktuklannın kısa bir özetidir bu du- rum. Biz Türkiye'nin özgür sesiyiz. onlar patronlarının kadeh kaldırıcıları. Biz ka- zanacağız, onlar ve patronları kaybe- decek." Elektrik faturasının faturası aikan'da Kalamar koyunda yaşıyor Meliha Eriş... Evinin elektriğini özel trafodan alı- yor... Nisan 1994'te, trafonun TEK'e devredileceğı bildiriliyor; Eriş de 18.4.1994 tarihinde TEK'e bir dilekçe vererek abone olmak istiyor... Dilekçesini Tülay hanıma teslim eden Erış.arada bir gidıp sonucunu so- ruyor. iki yıl boyunca "Şimdi işimiz var. şu tatilcıler gıtsin ondan sonra" yanıtı- nı alıyor. 26 Nisan 1996'da gittığınde bu kez Adem Bey, dosyayı açıyor ve •'İki yıldır kaçak elektrik kullanıyormuş- sunuz" diyor. Ardından abone kaydı yapıhyor. Meliha Eriş, elektrik faturası gelme- sini beklerken 9 Eylül'de kapısına üç ki- şi geliyor; 41 milyon lira tutan borcunu ödemed/ği için elektriğinin kesıleceği söyleniyor. Eriş her kapıya gelene pa- ra ödemeyeceğını belirterek TEK'e te- lefon ediyor: acilen 17.5 milyon lira ödemesi gerektiğini öğrenıyor. Kalkıp TEK'e gidıyor, kendisine gön- derılmeyen 31.7.1996 tarıhlı faturayı çı- kartıyorlar... Eriş. kullandığı elektriğin bedelini ödeyeceğini. fakat kendisine gönde- rilmeyen fatura nedeniyle gecikme zammını ödeyemeceğini söylüyor. Adem Bey buna çok sinirleniyor ve "Git istedığin yere şikâyet et" diyerek Me- liha Eriş'ın ödemek istediği parayı ge- ri veriyor, faturayı da dosyaya koyup kapatıyor... Eriş. iki saat sonra eve döndüğünde elektriğinin kesildiğini görüyor... Ertesi gün tekrar TEK'e gidip parayı ödüyor ve elektriğı açılıyor. Ama. "Görevlilerin kendi ihmali ve umursamazlığından kaynaklanan bu olayda benim günahım neydi?" diye düşünmeden edemiyor... Ve hakkını aramak için Antalya'ya kadar başvuruyor... Aldığı yanıt: "Sıze fatura gönderilmediğini kanıt- lamanız lazım." Meliha Eriş'in yanıtı: "Pekı onlar fatura gönderdiğini kanıt- lasın." Kesın yanıt: "Hayır, siz kanıtlayacaksınız!" HAYVANLAR ismiL GILCEÇ KİM KİME DUM DU\1A BEHÎÇ AK 7örk fyp « ÂesnAÂ/e k ÇİZGİLİK K\MİL MASAKUl HARBİ SEMİH PORO\ GADDAR DAVUT \iRi KIRTCEBE BULUT BEBEK MRAYÇİFTÇÎ Ayıp oluyo yo 2rr?2, \ ^ n'aapr_ym... — f TARİHTE BUGUN 22 Evliil AM- İ98O'P£ BUGÜAt, lf?AN-/R/\f< SAI/AÇt SINIR ÇATlŞMALAfZI, IRAK fert&SMH VALİMANIM BOMSALAMASIYLA SICA/C PÖNÜÇMÛÇTÛ. UZUHJ g/fi GEÇMİŞİ OC/tA/ ANlAŞMAZUKLAZ/UI 19?f'TE OONPUKAN İKf ÜLKE SON AYLAZDA YENİPEU ÇATlŞMAy» SAÇLAMfŞri. GEMEL OLARAK, TOP/ZAK 7XL£gi l/£ MEZMEP ÛSTÜMLÛĞU BİÇİMİMOE AÇttaAMAB/L£C£IC AÜ- LAÇMAZLIK7A, SON OARBELERı, HUMEYNİ VE SAODAM HÜSEYİN KARÇfUKLI tfURMuŞTU. HUMEYMÎ, l£AK'rAKİ_ ŞtiL£tS.l, HÜntAAErE &Hef/ AYA/CLAAJMA/A Ç/IG/K/eteEH, SAPOAM HÜSE- PE, 199S 4UTl/l$AMS/Nr TBK YANLI OLA- FGSHETTfĞİUi AÇIKUYOfZPU. SAl/Af7?} İLK HEDEF, PErfX>L /U^AA 4 S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle