05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22EYLUL1996PAZAR 12 BIR KONU BIR KONUK Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar 'Eğitinıin aktörü öğretmendir' ğ ^ edagojik formasyonu olmayan binlerce üniversite mezununun L*J öğretmenliğe alınmasının büyük bir sorun olduğuna değinen m Prof. Dr. Burhan Şenatalar, "1970'li yıllarda öğretmen yetiştirme M konusunda politik nedenlerle çok ciddi hatalar yapıldı. Bunun bedelini ödüyoruz. Bugün de pedagojik formasyonu olmayanlann atanması büyük bir hatadır. Değişim sürecinde, öğretmenin esas işlevi bilgi yüklemek olmaktan çıktıkça pedagojik formasyon önem kazanıyor. Çünkü çocukları, bağımsız düşünmeye, araştırmaya, yaratıcı düşünmeye alıştırma, öğretmenin, pedagoji, psikoloji ve felsefe bilmesini, bu alanlardaki gelişmelerden haberdar olmasını gerektiriyor" dedi. FİGEN ATALAY Üniversite Öğretim Üveleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar. pedagojik formasyonu olmavanların öğretmen olarak atanmasının bü_\ük bir hata olduğunu söyledi. Imam hatıp Iiselerine din adamı yetiştirmenın ötesınde hır görev yüklemenin gerçekçi olmadığını da vurgulayan Prof. Şenatalar, üniversitede göre\li öğretim elemanlannm. sorunlarla daha \akmdan ilailenmeleri \e seslerıni daha çok çıkarmalannın bir zorunluluk haline geldiğini kaydetti. Ortaöğretim çağın çok gerisinde Dünvanın çok önemli bir dönemden geçtiğini. elektronik de\rimin \e küreselleşme sürecinin yaşandığını hatırlatan Prof. Şenatalar. özellikle gelişmış ülkelerde bu iki değişimin eğitim alanına vansınıalannı getirdiğini belirtti. Artık emek gücünün niteliğinın yukan doğru çekildiğini \e emek gücü piyasasindaki elektronik de\ rımle birlikte artan bir ışgücü fazlasının orta>a çıktığını kaydeden Prof. Şenatalar. şunlan söyledi: "Dolayısıvla emek gücü pivasasında yoğun bir rekabet var. Üstelik bu rekabet uluslararası bir rekabet. Değişik ülkelerdeki efitim sistemlerinde yetişen insanlar ay nı işler için rekabet ediyorlar. Elektronik de\rimle birlikte meslek anla> ışlannda bir değişim yaşanıyor. Eğitim sadece eğitim kurumlaruıda vaşanan bir süreç olmaktan çıkıvor. mesiek içi eğitim. yaşam boyu eğitim önem kazanıyor. Bu uluslararası rekabete hazır insan yetiştirmek gerekiyor. Bu sürecin eğitim sistemivle ilgili bazı sonuçlan \ar. Birincisi: eğitim sisteminin işlevi sadece öğretmeyi veya belli bilgileri okutmayı aşıyor. Araştırmayı öğrenmek. öğrenmevi öğrenmek gerekiyor. Elektronik devrimle birlikte insanların bilgiye ulaşnıa. bilgiyi muhafaza etme olanakları inanıimaz ölçüde artmış durumda. Özellikle devlet okullarının büyük bölümü, bu değişimlerin çok gerisinde kalmış durumda. Bunun birçok nedeni \ar. Biri; ekonomik nedenler. Sınıflar aşın kalabalık, kütüphaneler zayıf. bilgisiyar kullanımı yok denecek kadar az öğrencilerin kendilerini geliştirme, özgür davranma. özgüven, inisiyatif geliştirme şanslan çok zayıf. Oğretmenlerin de bü>ük bölümü gelenekseUeşmiş eğitim anlayışıyla bütünleşmiş durumda. Bütünleşmemiş olanlar ise devletin hatta toplumun baskısı altında. Eğitim sisteminin felsefesiyle ilgili tartışmalann daha da genişletilmesi lazım" Sekiz yıliık temel eğitim Ortaöğretımde somut bazı sorunlar bulunduğuna işaret eden Şenatalar. bırıncı sorunun. sekiz >ıllık temel öğretim konusu olduğunu söyledi. Bunun. tartışma konusu bile olmaması gerektiğine dikkat çeken. bu öğretimin 5 artı 3 olması halinde bile 3 yılın asla kuran kursu. ımam hatıp ortaokulu dive düşünülemeyeceğinı söyleyen Prof. Şenatalar. "Sekiz ytllık öğretime karşı birtakım takıyyeler bulmaya çalışma. Türkiye'nin aleyhine, Türkiye'nin dünyaya uyum sağlamasını engelleyici bir çaba" dedi. lkinci sorunun. öğretmen açığını kapatmak için pedagojik formasvonu olmavan binlerce üniversite mezununun öğretmenliğe ahnması olduğunu belırten Prof. Dr. Burhan Şenatalar. şöyle devam etti: "Eğitim sisteminin en önemli aktörü öğretmendir. Öğretmenin çok m jetişmesi, çok m maaş alnıası. işinden mutlu olniası lazım. 1970'li vülarda öğretmen yetiştirme konusunda politik nedenlerle çok ciddi hatalar vapıldı. Bunun bedelini ödüyoruz. Bugün de pedagojik formasyonu olmayanlann atanması büyük bir hatadır. Değişim sürecinde. öğretmenin esas işlevi bilgi yüklemek olmaktan çıktıkça pedagojik formasyon önem kazanıvor. Çünkü çocuklan, bağımsız rürkiye'nin iyi bir eğitim sistemi kurması, ekonominin ihtiyaç duyduğu dinamik insanlar yetiştirmesi için gerekli eğitim sisteminin ne olması gerektiği konusunun, uzmanlık gerektiren bir tartışma olduğunu söyleyen Prof. Şenatalar, "Türkiye'de vatandaşlara il il sorsak, bütün iller üniversite kurulmasını isterler. Onlar istediler diye her ile bir üniversite mi kuracağız? Gelecek on yılların başarılı insanını, imam hatip liselerindeki eğitim anlayışı ile yetiştirmek kesinlikle olanaksızdır. Dolayısıyla bu liselere din adamı yetiştirmenin ötesinde bir görev yüklemek hem gerçekçi değildir, hem de yanlış ve sakıncalıdır" şeklinde konuştu. yaşandığını anlatan Prof. Şenatalar. bu konuda "de\ letin olanaklan yetmiyor ne yapalım?" demenin çok anlamsız olduğunu. devletin gelirlerini arttırma ya da azaltma. topladığı geliri hangi alanlarda kulİanacağına karar verme giicüne sahip bulunduğunu büdirdi. Prof. Şenatalar şöyle dedi: "Dolayısıyla eğitime az veya çok kaynak avnlması politik bir tercih. 1984'ten beri uvgulanan devlet gelirleri politikası \ergi reformu yapmak yerine sürekli olarak borçlanmak tercihini getirdi. Dola> ısıyla bugün dev let bütçesinin yüzde 40'a yakın bölümü faiz ödemesine gidivor. Faize karşı olduğunu iddia eden Refah Partisi'nin gücü yetiyorsa bu konuya cözüın getirmesini görmek isterdim. Ama RP. havali kaynaklan konuşarak zaman vitiriyor. Faiz ödemeye bu kadar çok kaynak ayınlan bir ekonomide. eğitimin bu ölçüde ihmal edilmesi bir an önce çözülmesi gereken büyük bir sorun." Refah Partisi ve üniversiteler Önümüzdeki dönem su yüzüne çıkabilecek bir başka sorunun, Refah Partisi'nin üniversitelere bakışı ile ilgili olduğunu anlatan ÜÖÜD Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar, bu konuda şunlan söyledi: "Refah Partisi, üniversitelere karşı bir tedirginlik duyuvor. Bu tedirgûıliğini tam dışa vurmak da istemiyor. Üniversitelerin açılış günlerinde bazı soğukluklar yaşanacağını tahmin edivorunı. RP'liler. bugüne kadar üniversiteye karşı tedirginliklerini türban konusunda dile getirdiler. Günümüz için artık türban sorunu diye bir sorun söz konusu değil. Üniversitelerimizde dileyen kız öğrencilerimiz başlarım öıtüvorlar. Bu öğrenciler de bizinı için diğer öğrenciler kadar değerti. Mesleğine saygısı olan olan kişilerin, başını örten ve örtmeyen öğrenciler arasında herhangi bir ayınm yapmayacağına inanıyorum. Bu konuda zaman zaman yaşanan tartışmalar, belirti mesieklerin üniformalanv la ilgilidir. Ya da bir öğrencinin tanınmayacak ölçüde örtünmesi durumda ortaya çıkabilir. Bunlar dışında bir türban sorunu yokrur. Bazı kişilerin bir sorun varmış gibi üniversitelere karşı tavır almalan kendilerine de bir şey kazandırmaz.'" öğretim elemanlarının maaşları Prof. Şenatalar. özellikle de\ let okullarının büyük bölümünün, değisimlerin çok gerisinde kaldığını söylüyor. düşünmeye ve davranmaya, grup çabşmasına vönlendirmeve, motive etmeye, tartışmaya, araştırmav a. yaratıcı düşünmeye alıştırma, öğretmenin, pedagoji, psikoloji \e felsefe bilmesini, bu alanlardaki gelişmelerden haberdar olmasını gerektiriyor. Pedagojik formasyonu olan bütün oğretmenlerin, 21. vüzyıla doğru nasıl bir eğitim anlavışı gerektiği konusunda seminerler, kurslar görmeleri gerekirken bu formasyona sahip olmayan kişilerin öğretmen olarak atanmaları geri bir adımdır."* İmam hatip liseleri Prof Dr. Burhan Şenatalar'ın verdiği bilgilere göre. bazı yerlerde vatandaşların imam hatip liseleri açılmasını istemeleri birolgu. Ama Refah Parti'lılerin. bunu bir gerekçe olarak göstermeleri anlamh değil. Çünkü. Türkiye'nin iyi bir eğitim sistemi kurması. çağdaş yurttaşlar yetiştirmesi. ekonominin ihtiyaç duyduğu dinamik insanlar yetiştirmesi için gerekli eğitim sisteminin ne olması gerektiği konusu. uzmanlık gerektiren bir tartışma. Prof. Şenatalar, konu ile ilgili olarak şu örneği verdi: "Türkiye'de vatandaşlara il il sorsak. bütün iller üniversite kurulmasını isterler. Onlar istediler diye her ile bir üniversite mi kuracağız? Demokrasi ile demogoji arasındaki çizgiyi çok kalın çizmek zorundayız. Gelecek on yıllann başarıh insanını. imam hatip liselerindeki eğitim anlayışı ile yetiştirmek kesinlikle olanaksızdır. Dolayısıyia bu ILselere din adamı yetiştirmenin ötesinde bir görev yüklemek hem gerçekçi değildir, hem de yanlış ve sakıncaüdır" Yükseköğretimde soruniar Yükseköğretimde. geçmişte atılmış bazı yanlış adımlann yarattığı sorunlan bugün aşmanın zorluğuna dikkat çeken, sorunlann en önemlisinin. ilçelerde bile fakülte kurulması olduğunu belirten Prof. Şenatalar. 1992-1993 öğretim yılında 30'a yakın üniversite açılmasını, "tarihi bir hata" olarak nitelendirdi. Bu üniversıtelerin her birinin fakültelerinin. diğer il ve ilçelere dağıtılmış olmasının bu hatayı daha da ağırlaştırdığını belirten Prof. Dr. Burhan Şenatalar, "Örneğin; Zongukiak karaelmas L niversitesi'nin bir fakültesi Bartın'da, Bir fakültesi Çaycuma'da. bir fakültesi Devrek'te. Bu kadar dağıimış bir üniversitenin verimli çaiışması, iv i bir öğretim vermesi olanaksız. Böyle bir dağınıklık ay nı zamanda açık bir ekonomik savurganlıktır. Bu sorunun esas sorumlusu poUtikacılardır. Ama her ilçeve fakülte hatta üniversite talep eden vurttaşlanmızın yanıldıklannı da sövlemek zorundayız. Büyük kentlerde bile hâlâ belli branşlarda hoca sıkmtısı yaşıyoruz. Dolayısıvla kuruluş aşamasındakiyeni üniversitelerdeki sorunJar son derece ağır"diye konuştu. lkinci önemli sorunun kaynak yetersizliği olduğunu. özellikle 5 nisandan sonra üniversitelerde ciddi bir gelir yetersizliğinin Prof. Şenatalar'a göre, yükseköğretimde üçüncü önemli sorun. öğretim elemanlarının maaşlannın azlığı. Şu anda araştırma görevlilerinin maaşlan 35 milyon liranın altında. Doçent maaşı ise 50 milyon lira. Yurtdışında doktora yapmış, birçok uluslararası yayını bulunan bir doçente \erilen maaş 50 milyon lirayı ancak buluyor. Son yıllarda doktoradan sonra hatta daha ileri aşamalarda üniversiteden aynlıp, özel sektöre geçenlerin arttığını. yeni kurulan vakıf üniversitelerinin de yeni bir kaçış olanağı yaratacağını belirten Prof. Şenatalar. "Geçtiğimiz temmuz ayında, 1992 Temmuzu'ndaki satın alma gücüne ulaşabilmek için (bu arada ekonomik büyümeden de bir pay almak gerekivor. ama bunu ihmal edelim) yüzde 100 oranında bir zam gerekiyordu. Ytizde 50Tik bir zam verildi. Son zamdan sonra bile yüzde 25 oranında bir kayıp söz konusuvdu. Önümüzdeki aylarda enflasvonun hızlanacağı kesin. Birkaç ay sonra yıliık enflasyon üç haneli bir düzeye çıkabiİir. Dolavisıyla ekonomik sorunlar daha da ağıriaşacak" dedi. Gelecek dönemde, artacak ekonomik sorunlann yanı sıra üniversitelerin birçok yapısal sorununun da bulunması nedeniyle öğretim elemanlannm sorunlarla daha yakından ilgilenmeleri \e seslerini daha çok çıkarmalannın bir zorunluluk olduğunu belirten Prof. Dr. Burhan Şenatalar. "Burada iki tür görev söz konusu. Bir yandan içinde yer aldığımız kurumları geliştjrmek ve güçlendirmek için çaba göstermek. Öte yandan, Türkiye geneünde üniversite sorunlannın kamuoyuna ve yetkili organlara daha etkili bir bjçimde duvurmak" dedi. ANKARA NOTLARI ML STAFA EKMEKÇİ Deveyi Havuduyla Yutanlar...Istanbul'da oturan 81 yaşındakı Cumhuriyet okuru Sa- cit Öge'nin mektubu beni düşündürdü. Özetle şöyle di- yor Öge: "Şayın Ekmekçı. Üç kuşak Cumhuriyet okuyan bir ailenın ıkinci kuşak bı- reyiyim. Bu gazeteyi okumak yüzünden DP ve AP dönem- lerinde devlet ışletmelerindekı memuriyetım sırasında ba- şıma geJmedik kalmadı. En sonunda erken emekli oldum ama, gazetemden vazgeçmedım. Sayın Ekmekçı, zamanınızı alacağım için beni lütfen ba- ğışlayın. Son zamanlarda hepimizi olduğu gıbi beni de meşgul eden bir sürü konu. sorun haline gelince dertleşe- cek bir "bılen kişi' gerekti ve akiıma önce siz geldiniz. Uzgöreçte ızledığımıze göre 550 mevcudu olan BMM'de sıralar surekli boş. Memleketin önemli konulan için çıkan- lacak yasa görüşmelerınde hatıpler boş sıralara konuşu- yorlar. Oylama için mevcut bulunamıyor. Peki bu insanlar nerede ? Bu kişılen askerlıkgöre vı gıbi bıryükümlülükle ora- ya götürmuyorlar kı. Hepsı büyük uğraşlaıia seçılıyorlar. Şöyle arada sırada uğrayanlar da dinlemek yerine yanın- daki ile sohbetı yeğliyor. Ayda 240 milyon aylık alan bu sa- yın milletvekillennın aslı görev yerleri Meclis değil mı? Bun- lar göreve gelmezler mi? Hepsi seyahatte mi? 73 yılda kaç bın kışı mılletvekılı oldu: Bahiardan bir dö- nem milletyekilı olanlar son zamla 84 milyon TL. emekli ay- lığıalıyor. Ölürseduleşler, evlenmemış kızlarbuaylığahak kazanıyor. Milletvekıli olup görevıni sürdürenler eğer ön- ceki hizmetinden emekli olmuş ise aynca emekli aylığ/nı da almaya devam edıyor. Bız çok zengın(!) bir ülke olduğu- muz ıçın böyle bol keseden ödeme yapanz. Ama Polon- ya 'da seçimı kaybeden devlet başkanına bile ancak biryıl aylık veriliyor. Sonra 'Başının çaresıne bak' diyorlar. Acaba bu tür-ayhk alarun mevcudu nedif? EmekUSan— dığı 'na yüklediği külfet ne kadardır? Diğer tarafta asıl vatandaşlar en az 25 yıl çeşitli badire- ler içinde politikacılann kaprisleh ile boğuşarak emekli ol- duklan zaman ölmeyecek kadar verılen aylıkla bu sefer de yaşam savaşı veıiyoıiar. Hukuk devlet/ dıyoruz, bunun ada- leti nerede? Ormanlan yakanlann gözleri kör olsun! Bunca yıldır ormanlanmız yanar, yakılır. Yaz ayları geldiği zaman en bü- yük derdımiz bu olur. Sık sık makam arabalannı son mo- dellerı ile değiştirmelerini usul haline getırenlerin zevki ye- rine bu iş ıçın aynlan milyarlan orman yangınlanna karşı araç ve gereçlere ayırabılseler böylesı içimız yanmayacak. Kurban bayramlarında kesılen kurbanların derılenni THK'ye vermemek için uğraşanlar, yanan ormanlan THK uçaklannın söndürmek için nasıl çalıştıklannı görünce hiç utanmadılar mı? Hıç uzülmediler mı? Hiç vicdanlan sızla- madı mı? Buyuk Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin getırdiği ni- metler arasında, bize göre dünyanın en mükemmel eğitim ve sosyal hızmet müesseseleri olan Köy Enstitüleri ve Hal- kevlehnın kapatılması kımlerin marifeti? O zamanın seçil- mış kişılen değil mı? •Şeyhin kâğıdını' hükümetın sandığı- na oy diye kım attırabilirdi? Hal böyle iken, bıze ümit vermesini bekledığimiz sol par- tilerimız önce mıras kavğasına başladılar. İki kardeşin di- dişmesi gibı. Bu memleketin konuşulacak başka konulan yokmuş gıbi bırbırlerıne saldınp yıpratmayı adet haline ge- tirdiler. Işte onlann bu hallen yandaşlannı ıkısınden de so- ğuttu. Sol'a inanmış vatandaşlar, memlekette ne kadar sol parti varsa bırteşmesinı ve ülkemizin daha aydınlık yann- lara ulaşmasını ıstıyor. Cumhunyete, devnmlere sahip çı- kılmasını istiyor. Ama sayın başkanlar oralı değil. Son se- çime ğidilirken seçmenlersolpartileriçin 'Bunlar bırbirle- rini yiyorlar. Bu parçalanmış hallen ile hiçbır yararlan ol- maz' diyerek oylannı esirgedıler. DSP'nin bıraz fazla oy al- ması kesın olarak geçıcıdır. Izlenimimız o ki, Sayın Ecevit ıktidar olmaktan korktuğu için partisini rölantide tutarak ışı idare edıyor. CHP de kıbnt alevı misali beyanatlarta işın ko- layına kaçıyor. Peki, bu insanlar memleketımızin halinı gör- müyoriar mı? Bu memleketi sevmiyoriar mı ? Bunlar onla- nn sorumluluklan içinde değil mı? Eğer memleketi ve gö- revlerini sevselerdi zaman geçirmeden kendilenne yakın olan seçmenlehnın ıstekleri doğrultusunda birleşme ata- ğına kalkarlardı. Ama bu aymazlıklan sürerse ilk seçimde büyük birhüsran onlan bekliyor. Bu bırkehanet değil. Gö- rünen köy kılavuz istemez. Tek çare yeni bir başkanın ön- cülüğünde birleşmektir. Yıpranmış başkanlar, ğüvenlerini yıtıımışlerdır. Bu gıdişın sonucu kımlere yarar sağlayacak- tır, bilmem söylemeye ğerek var mı? Beyefendiler, kalkın, kımıldayın, silkinin! diye bağırasım geliyor. Hanı bir söz vardır: 'Sultanahmet'te dilen, Beyazıt'ta sa- daka ver.' Biz bir âlem olduk. Iç ve dış borç gırtlağa kadar. Ama hovardalığa geldi mi diz boyu. Kızılay TIR'lar do/usu mal- zemeyi Kuzey Irak'takı Kürtlerden, yardım isteyen Türk devletlere, oradan Bosna-Hersek'e kadar geniş biralana göndenyor. Şımdı Bosna-Hersek'tekı MostarKöprüsü'nü yapacağımızı ve Bosna'nın ıman için 20 milyar dolaryar- dım yapacağımızı yetkilılerimizin beyanatlanndan vaatola- rak duyuyoruz. Çok iyi... Ancak şu TIR 'lann bir kısmı bizim doğu bölgemızdeki yoksullara göndehlse, köprüsüzlükten derme çatma sallarla veya ipten yapılmış köprülerden ha- yatlan bahasına geçen yurttaşlanmıza mükemmel olmasa da sağhklı köprülennı yapmayı öncelik olarak kabul etsek olmaz mı? Avrupa 'nın göbeğındeki bu ülkeye kimlerin ya- nı hangi ülkelenn ne yaptıklannı anlatsalar da anlasak. Emi- nım ki paralı onanma sıra geldiğinde biz en sonda geliriz. Bugün millet politikacısına güvenmez, geleceğine kuş- ku ile bakarsa bu ışın sonu ne olur? Dünya bizi bizden da- ha iyi izliyor. lyice zayıflamamızı, bölünmemizi bekliyortar. Çünkü bu senaryoyu onlar idare edıyor. Gün geçmiyor ki deveyi havudu ile götürenler gazete başlıklannda yer al- masın. Bir taraftan yakıyortar, bir taraftan soyuyortar, bir taraftan bölmeye çalışıyohar... İnsan nasıl isyan etmez? Şımdi de yurdumun taşını toprağını satışa çıkardılar. Hem de kimlere... Sayın Ekmekçi, inanın biraz hafifledim. Size sağlık, mut- luluk dıleklerimle en derin saygılanmı sunanm." Milli Eğitim Bakanlığı, işsiz üniversite mezunlannı öğretmen olarak atama karan almıştı Öğretmen atamaları için geri sayını başlıyor B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS 1 2 3 4 5 6 7 8 ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakaniığı. öğretmen açığının kapatıla- bilmesi için tek çıkışvolunu işsiz üniver- site mezunlannı öğTetmen olarak atama- da bulurken. atamalar için geri sayım 23 eylül pazartesi günü başlıyor. Çeşitli branşlarda belirlenen 10 bin ki- şılik ikinci öğretmen alımı için baş\ uru- lar 23-29 evlül günleri arasında gerçek- leştırilecek. Milli Eğitim Bakanlığı "nca gerçekleş- tirilecek ikinci öğretmen alımı için belir- lenen 10 bin kişilik kontenjanın 8 bin 750'si sınıf öğretmenliğine aynldı. Sınıf öğretmenliği için. emekli öğretmenlerle birlikte. yükseköğretim kurumlannın 4 yıliık örgün eğitim veren programlann- dan mezun olan bütün adaylar başvuru- da bulunabilecek. Baş\urular cumartesi \e pazar günle- rinde de ıl milli eğitim müdürlükleri baş- \ r uru kabul bürolanna yapılacak. Aday- lar atamalarda dikkate alınmak üzere 3 il tercihinde bulunacaklar. Ada\ lar. baş- vurular sırasında tercihleri dışındaki il- lerde de çalışıp çalışmayacaklannı belir- tecekler. Tercih ettikleri iller dolu olan adayla- nn başka bir ile ataması yapılmayacak. Adaylann atamalannın ekim ayı içinde gerçekleştirilmesi planlanırken, atama- lardan sonra becayiş yapılabilecek. lkinci öğretmen alımında diğer branş- lara aynlan kontenjanlar şöyle: "Türk Dili ve Edebiyatı 500, İngilizce 500, mü- zik 50, bilgisayar 50, elektrik 50, elektro- nik 50. mobilya dekorasyon 25, yapı res- samlığı 25." Becayiş uyansı llkögretmen alımında. "Binlerce do- larükbeca>işpazan'*oluşması ikinci öğ- retmen alımında. birçok kişinin yalnız- ca becayiş parası için başvuru yapması- na neden olabilecek. tlk atama sırasında birçok kjşinin öğretmen olmadıklan hal- de becayiş yapmak için adaylan aldata- rak becayiş parası aldıklanna dikkat çe- ken yetkililer. "Öğretmen adaylanmız atamalardan sonra çok dikkatli olsunlar. Becaviş yapmak isteyenler öneeliklediğer adayın öğretmen olup olmadığını araşür- sınlar" dediler. Bakanlığın, sınıf öğretmenliği için başvuru kapsamını geniş tutması başvu- ru sısında kontenjanın çok çok üstüne çıkılmasına yol açacak. Ancak atama- larda öncelik. eğitim fakültesi mezunla- n ile pedagojik formasyona sahip ada\- lara verilecek. ÇALIŞANLARIN SORULARI /SORUNLARIYILMAZ ŞIPAL İstifa ve kıdeın tazıııinatı Soru: 1983 yılında bir kamu kuruluşunda devlet memuru olarak Emek- li Sandığı'na tabi çakşırken, istifa ederek bir başka kamu kuru- luşunda, işçi olarak çalışmaya başladım. Çalışhğım kurum özel- leştirme kapsamına alındıktan sonra, ben de SSK'den emekli ol- mak zorunda kaldım. Kıdem tazminatımı aiırken. memuriyette geçen hizmetlerimin kıdem tazminatına dahil edilmediğini gör- düm. Sorum şu olacak: İstifa ile ayrıldığım memurivetteki hiz- metim, kıdem tazminatıma dahil edilir mi? Y.E. YAÎNTT: İş Yasası'mn 14. maddesı uyannca:"T.C. Emekli Sandığı Ka- nunu ve Sosyal Sıgortalar Kanunu'na veya yalnız Sosyai Sıgortalar Ka- nunu'na tabi olarak sadece aynı >a da değişik kamu kuruluşlannda ge- çen hızmet sürelennın bırleştirılmesı suretıyle Sosyal Sıgortalar Kanu- nu'na göre >aşlılık \ e> a malullük aylığına ya da toptan ödeme>e hak ka- zanan işçıye. bu kamu kuruluşlannda geçirdığı hizmet sürelennın top- lamı üzennden son kamu kuruluşu ışverenınce kıdem tazmınatı ödenir. Yukanda belirtılen kamu kuruluşlannda işçinin hizmet aktınin evvel- ce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesıni gerektirmeyecek şe- kilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet sürelen kıdem tazminatının he- sabında dikkate alınmaz." Yargı kararlan ile, işçilikte istifa ile son bulan, iş sözleşmelerinde kı- dem tazminatı ödenemeyeceği kesinleşmiştir. istifa ile son bulan dev let memurlugu için. uygulama nasıl yapılacaktır? istifa ile son bulan me- muriyette geçen süre içın kıdem tazminatı ödenecek midir? Bu sorunun yanıtı. bir olumlu ve iki olumsuz, üç ayn yargı kararında yer almıştır. (X) (1) (...) Bir memurun bulunduğu statüden aynlması >a memur- luktan ihraç ya da istifa suretiyle mümkündür. Memuriyetten işçibğe na- kil veya muvafakatla geçme şeklinde bir işleme memur ve işçi hukuku- muzu düzenleven mevzuatta yer venlmiş değildir. Rızası alınarak da ol- sa memurivet statüsünden işçi statüsüne geçışte memurun mutlaka bu statüden aynlmak istediğini belgeleyen bir istifa yazısı vermesi zorun- luluğu vardır. \femuriyete ilişkin kadronun boşaltılabilmesi de ancak bu suretle mümkündür. (...) Bu durumda istifa ile sonuçlanan memuriyette geçen sürenin kıdem tazminatı açısından değerlendirilmesıne yasal bir engel olduğu söylenemez. (...) (Yareıtây 9. Hukuk Daıresı 29.4.1980 Tarıh. 1980 3408 Esas. 1980.5*110 Karar) (XX) (2) "Özet: işçinin birleştirilen hizmetlerinden ılkı, Emekli San- dığı Kanunu'na tabi olup. iştirakçi bu görev inden istifa ederek aynlmış- tır. İş Kanunu'nda "istifa hali" kıdem ödencesıni gerektirecek olumlu bozma (fesih) nedenlerinden savılmadığına göre, adı geçenın sıgortaya bağlı son görevinden ayrılması durumunda. memuriyette geçen hizmet süresi kıdem tazminatı ödencesi hesabında göz önüne alınmaz." (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.3.1986 Tarih. 1986 2188 Esas, 1986 3390 Karar) (XXX) (3)"Özet: tstifa suretıyle sona eren memurlukta geçen hizmet süresi kıdem tazminatına dahil edilemez. Bu sürenin işçılıktekı gibi son işçilık ücretinden hesap edilmesi de doğru ciegildir." (Yargıta>9. Hukuk Dairesi. 9.3.1987 tarıh, 1987 2275esas. 1987 2757 karar) Kaynak: (X) Yasa Hukuk Dergisi, Hazıran 1980, savfa: 879 (XX) Yargıtaj Kararlan Dergisi, Nisan 1987. sayfa: 556 (XXX) Yasa Hukuk Dergısı, Mayıs 1987, sayfa: 757 SOLDAN SAĞA: 1/ Geçenlerde 75 yaşındavken ölen ünlüsınernaovun- cumuz. 2/ Czen bir cins cila ile kap- 3 lanmış mobılvalar için kullanılan sözcük... Cennet ile cehennem ara- sında bulunduğu- na inanılan şer. 3/ Tirsi bahğına veri- len bir başka ad... 8 Fütüvvet şevhı. 4/ Didaktık şiırleny- 9 Ie tantnmış XVII. yüzyıl divan şaın... Sahip. 5/ Ek- mek ıçi. ceviz. zevtmvağı. sanmsak ve sırke ile yapı- lanbırmeze.ö/Kuzusesi... 3 Gözün rengmi veren taba- 4 kası. 7/Bıretkinliğingeçi- ci olarak durdurulduğu sü- re... Tohumları sakız gibi çığnenenbirpaîmıyecınsı. 8/ Zahmet. sıkıntı... Mey- 8 dan. 9/ Aşık olmaktan du- • yulan korku. V'UKARTOAN AŞAĞI\A: 1/Kanşık renkh... İskambilde bir renk. 2/Samitde denilen ve sözsüz ovnanan köy seyırlik oyunlannın genel adı... Bir bilim ya da sanat dalında kullanılan özel anlamh sözcük. 3/ Ortodokslar'da tahta pano üzerıne yapılmış her türlü dinsel resme verılen ad... Telefon sözü. 4/ "Sola ait. sola ilişkin" anlamında eskı sözcük... Rütbesız asker. 5/Toprak, kum ve saman elemeve yarar iri deiikli kalbur. 6/Radyumun sim- gesi... Birgerçeği saklamaktan vazgeçıpaçıklama. 7/"O\- er" anlamında kullanılan sözcük... Kürkü değerli biryaban kedisi. 8/ Sığır sürüsü... Eski dilde aşık kemiği. 9/Gümüş- balığının küçüğü... Bırdenbıre.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle