Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22EYLUL1996PAZAR
12 BIR KONU BIR KONUK
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar
'Eğitinıin aktörü öğretmendir'
ğ ^ edagojik formasyonu olmayan binlerce üniversite mezununun
L*J öğretmenliğe alınmasının büyük bir sorun olduğuna değinen
m Prof. Dr. Burhan Şenatalar, "1970'li yıllarda öğretmen yetiştirme
M konusunda politik nedenlerle çok ciddi hatalar yapıldı. Bunun
bedelini ödüyoruz. Bugün de pedagojik formasyonu olmayanlann
atanması büyük bir hatadır. Değişim sürecinde, öğretmenin esas işlevi
bilgi yüklemek olmaktan çıktıkça pedagojik formasyon önem kazanıyor.
Çünkü çocukları, bağımsız düşünmeye, araştırmaya, yaratıcı düşünmeye
alıştırma, öğretmenin, pedagoji, psikoloji ve felsefe bilmesini, bu
alanlardaki gelişmelerden haberdar olmasını gerektiriyor" dedi.
FİGEN ATALAY
Üniversite Öğretim Üveleri Derneği Yönetim
Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar.
pedagojik formasyonu olmavanların öğretmen
olarak atanmasının bü_\ük bir hata olduğunu
söyledi. Imam hatıp Iiselerine din adamı
yetiştirmenın ötesınde hır görev yüklemenin
gerçekçi olmadığını da vurgulayan Prof.
Şenatalar, üniversitede göre\li öğretim
elemanlannm. sorunlarla daha \akmdan
ilailenmeleri \e seslerıni daha çok çıkarmalannın
bir zorunluluk haline geldiğini kaydetti.
Ortaöğretim çağın çok gerisinde
Dünvanın çok önemli bir dönemden geçtiğini.
elektronik de\rimin \e küreselleşme sürecinin
yaşandığını hatırlatan Prof. Şenatalar. özellikle
gelişmış ülkelerde bu iki değişimin eğitim
alanına vansınıalannı getirdiğini belirtti. Artık
emek gücünün niteliğinın yukan doğru
çekildiğini \e emek gücü piyasasindaki
elektronik de\ rımle birlikte artan bir ışgücü
fazlasının orta>a çıktığını kaydeden Prof.
Şenatalar. şunlan söyledi:
"Dolayısıvla emek gücü pivasasında yoğun bir
rekabet var. Üstelik bu rekabet uluslararası bir
rekabet. Değişik ülkelerdeki efitim sistemlerinde
yetişen insanlar ay nı işler için rekabet ediyorlar.
Elektronik de\rimle birlikte meslek anla> ışlannda
bir değişim yaşanıyor. Eğitim sadece eğitim
kurumlaruıda vaşanan bir süreç olmaktan
çıkıvor. mesiek içi eğitim. yaşam boyu eğitim önem
kazanıyor. Bu uluslararası rekabete hazır insan
yetiştirmek gerekiyor. Bu sürecin eğitim sistemivle
ilgili bazı sonuçlan \ar. Birincisi: eğitim sisteminin
işlevi sadece öğretmeyi veya belli bilgileri okutmayı
aşıyor. Araştırmayı öğrenmek. öğrenmevi
öğrenmek gerekiyor. Elektronik devrimle birlikte
insanların bilgiye ulaşnıa. bilgiyi muhafaza etme
olanakları inanıimaz ölçüde artmış durumda.
Özellikle devlet okullarının büyük bölümü, bu
değişimlerin çok gerisinde kalmış durumda.
Bunun birçok nedeni \ar. Biri; ekonomik
nedenler. Sınıflar aşın kalabalık, kütüphaneler
zayıf. bilgisiyar kullanımı yok denecek kadar az
öğrencilerin kendilerini geliştirme, özgür
davranma. özgüven, inisiyatif geliştirme şanslan
çok zayıf.
Oğretmenlerin de bü>ük bölümü gelenekseUeşmiş
eğitim anlayışıyla bütünleşmiş durumda.
Bütünleşmemiş olanlar ise devletin hatta
toplumun baskısı altında.
Eğitim sisteminin felsefesiyle ilgili tartışmalann
daha da genişletilmesi lazım"
Sekiz yıliık temel eğitim
Ortaöğretımde somut bazı sorunlar bulunduğuna
işaret eden Şenatalar. bırıncı sorunun. sekiz >ıllık
temel öğretim konusu olduğunu söyledi. Bunun.
tartışma konusu bile olmaması gerektiğine dikkat
çeken. bu öğretimin 5 artı 3 olması halinde bile 3
yılın asla kuran kursu. ımam hatıp ortaokulu dive
düşünülemeyeceğinı söyleyen Prof. Şenatalar.
"Sekiz ytllık öğretime karşı birtakım takıyyeler
bulmaya çalışma. Türkiye'nin aleyhine,
Türkiye'nin dünyaya uyum sağlamasını
engelleyici bir çaba" dedi.
lkinci sorunun. öğretmen açığını kapatmak için
pedagojik formasvonu olmavan binlerce
üniversite mezununun öğretmenliğe ahnması
olduğunu belırten Prof. Dr. Burhan Şenatalar.
şöyle devam etti:
"Eğitim sisteminin en önemli aktörü öğretmendir.
Öğretmenin çok m jetişmesi, çok m maaş alnıası.
işinden mutlu olniası lazım. 1970'li vülarda
öğretmen yetiştirme konusunda politik nedenlerle
çok ciddi hatalar vapıldı. Bunun bedelini
ödüyoruz. Bugün de pedagojik formasyonu
olmayanlann atanması büyük bir hatadır.
Değişim sürecinde. öğretmenin esas işlevi bilgi
yüklemek olmaktan çıktıkça pedagojik formasyon
önem kazanıvor. Çünkü çocuklan, bağımsız
rürkiye'nin iyi bir eğitim sistemi kurması, ekonominin ihtiyaç
duyduğu dinamik insanlar yetiştirmesi için gerekli eğitim
sisteminin ne olması gerektiği konusunun, uzmanlık gerektiren
bir tartışma olduğunu söyleyen Prof. Şenatalar, "Türkiye'de
vatandaşlara il il sorsak, bütün iller üniversite kurulmasını isterler. Onlar
istediler diye her ile bir üniversite mi kuracağız? Gelecek on yılların başarılı
insanını, imam hatip liselerindeki eğitim anlayışı ile yetiştirmek kesinlikle
olanaksızdır. Dolayısıyla bu liselere din adamı yetiştirmenin ötesinde bir
görev yüklemek hem gerçekçi değildir, hem de yanlış ve sakıncalıdır"
şeklinde konuştu.
yaşandığını anlatan Prof. Şenatalar. bu konuda
"de\ letin olanaklan yetmiyor ne yapalım?"
demenin çok anlamsız olduğunu. devletin
gelirlerini arttırma ya da azaltma. topladığı geliri
hangi alanlarda kulİanacağına karar verme
giicüne sahip bulunduğunu büdirdi. Prof.
Şenatalar şöyle dedi: "Dolayısıyla eğitime az veya
çok kaynak avnlması politik bir tercih. 1984'ten
beri uvgulanan devlet gelirleri politikası \ergi
reformu yapmak yerine sürekli olarak
borçlanmak tercihini getirdi. Dola> ısıyla bugün
dev let bütçesinin yüzde 40'a yakın bölümü faiz
ödemesine gidivor. Faize karşı olduğunu iddia
eden Refah Partisi'nin gücü yetiyorsa bu konuya
cözüın getirmesini görmek isterdim. Ama RP.
havali kaynaklan konuşarak zaman vitiriyor. Faiz
ödemeye bu kadar çok kaynak ayınlan bir
ekonomide. eğitimin bu ölçüde ihmal edilmesi bir
an önce çözülmesi gereken büyük bir sorun."
Refah Partisi ve üniversiteler
Önümüzdeki dönem su yüzüne çıkabilecek bir
başka sorunun, Refah Partisi'nin üniversitelere
bakışı ile ilgili olduğunu anlatan ÜÖÜD Başkanı
Prof. Dr. Burhan Şenatalar, bu konuda şunlan
söyledi:
"Refah Partisi, üniversitelere karşı bir tedirginlik
duyuvor. Bu tedirgûıliğini tam dışa vurmak da
istemiyor. Üniversitelerin açılış günlerinde bazı
soğukluklar yaşanacağını tahmin edivorunı.
RP'liler. bugüne kadar üniversiteye karşı
tedirginliklerini türban konusunda dile getirdiler.
Günümüz için artık türban sorunu diye bir sorun
söz konusu değil. Üniversitelerimizde dileyen kız
öğrencilerimiz başlarım öıtüvorlar. Bu öğrenciler
de bizinı için diğer öğrenciler kadar değerti.
Mesleğine saygısı olan olan kişilerin, başını örten
ve örtmeyen öğrenciler arasında herhangi bir
ayınm yapmayacağına inanıyorum. Bu konuda
zaman zaman yaşanan tartışmalar, belirti
mesieklerin üniformalanv la ilgilidir. Ya da bir
öğrencinin tanınmayacak ölçüde örtünmesi
durumda ortaya çıkabilir. Bunlar dışında bir
türban sorunu yokrur. Bazı kişilerin bir sorun
varmış gibi üniversitelere karşı tavır almalan
kendilerine de bir şey kazandırmaz.'"
öğretim elemanlarının maaşları
Prof. Şenatalar. özellikle de\ let okullarının büyük bölümünün, değisimlerin çok gerisinde kaldığını söylüyor.
düşünmeye ve davranmaya, grup çabşmasına
vönlendirmeve, motive etmeye, tartışmaya,
araştırmav a. yaratıcı düşünmeye alıştırma,
öğretmenin, pedagoji, psikoloji \e felsefe bilmesini,
bu alanlardaki gelişmelerden haberdar olmasını
gerektiriyor. Pedagojik formasyonu olan bütün
oğretmenlerin, 21. vüzyıla doğru nasıl bir eğitim
anlavışı gerektiği konusunda seminerler, kurslar
görmeleri gerekirken bu formasyona sahip
olmayan kişilerin öğretmen olarak atanmaları geri
bir adımdır."*
İmam hatip liseleri
Prof Dr. Burhan Şenatalar'ın verdiği bilgilere
göre. bazı yerlerde vatandaşların imam hatip
liseleri açılmasını istemeleri birolgu. Ama Refah
Parti'lılerin. bunu bir gerekçe olarak göstermeleri
anlamh değil. Çünkü. Türkiye'nin iyi bir eğitim
sistemi kurması. çağdaş yurttaşlar yetiştirmesi.
ekonominin ihtiyaç duyduğu dinamik insanlar
yetiştirmesi için gerekli eğitim sisteminin ne
olması gerektiği konusu. uzmanlık gerektiren bir
tartışma. Prof. Şenatalar, konu ile ilgili olarak şu
örneği verdi:
"Türkiye'de vatandaşlara il il sorsak. bütün iller
üniversite kurulmasını isterler. Onlar istediler diye
her ile bir üniversite mi kuracağız? Demokrasi ile
demogoji arasındaki çizgiyi çok kalın çizmek
zorundayız. Gelecek on yıllann başarıh insanını.
imam hatip liselerindeki eğitim anlayışı ile
yetiştirmek kesinlikle olanaksızdır. Dolayısıyia bu
ILselere din adamı yetiştirmenin ötesinde bir görev
yüklemek hem gerçekçi değildir, hem de yanlış ve
sakıncaüdır"
Yükseköğretimde soruniar
Yükseköğretimde. geçmişte atılmış bazı yanlış
adımlann yarattığı sorunlan bugün aşmanın
zorluğuna dikkat çeken, sorunlann en
önemlisinin. ilçelerde bile fakülte kurulması
olduğunu belirten Prof. Şenatalar. 1992-1993
öğretim yılında 30'a yakın üniversite açılmasını,
"tarihi bir hata" olarak nitelendirdi.
Bu üniversıtelerin her birinin fakültelerinin. diğer
il ve ilçelere dağıtılmış olmasının bu hatayı daha
da ağırlaştırdığını belirten Prof. Dr. Burhan
Şenatalar, "Örneğin; Zongukiak karaelmas
L niversitesi'nin bir fakültesi Bartın'da, Bir
fakültesi Çaycuma'da. bir fakültesi Devrek'te. Bu
kadar dağıimış bir üniversitenin verimli çaiışması,
iv i bir öğretim vermesi olanaksız. Böyle bir
dağınıklık ay nı zamanda açık bir ekonomik
savurganlıktır. Bu sorunun esas sorumlusu
poUtikacılardır. Ama her ilçeve fakülte hatta
üniversite talep eden vurttaşlanmızın
yanıldıklannı da sövlemek zorundayız. Büyük
kentlerde bile hâlâ belli branşlarda hoca sıkmtısı
yaşıyoruz. Dolayısıvla kuruluş aşamasındakiyeni
üniversitelerdeki sorunJar son derece ağır"diye
konuştu. lkinci önemli sorunun kaynak
yetersizliği olduğunu. özellikle 5 nisandan sonra
üniversitelerde ciddi bir gelir yetersizliğinin
Prof. Şenatalar'a göre, yükseköğretimde üçüncü
önemli sorun. öğretim elemanlarının maaşlannın
azlığı. Şu anda araştırma görevlilerinin maaşlan
35 milyon liranın altında. Doçent maaşı ise 50
milyon lira.
Yurtdışında doktora yapmış, birçok uluslararası
yayını bulunan bir doçente \erilen maaş 50
milyon lirayı ancak buluyor.
Son yıllarda doktoradan sonra hatta daha ileri
aşamalarda üniversiteden aynlıp, özel sektöre
geçenlerin arttığını. yeni kurulan vakıf
üniversitelerinin de yeni bir kaçış olanağı
yaratacağını belirten Prof. Şenatalar. "Geçtiğimiz
temmuz ayında, 1992 Temmuzu'ndaki satın alma
gücüne ulaşabilmek için (bu arada ekonomik
büyümeden de bir pay almak gerekivor. ama bunu
ihmal edelim) yüzde 100 oranında bir zam
gerekiyordu. Ytizde 50Tik bir zam verildi. Son
zamdan sonra bile yüzde 25 oranında bir kayıp
söz konusuvdu. Önümüzdeki aylarda enflasvonun
hızlanacağı kesin. Birkaç ay sonra yıliık enflasyon
üç haneli bir düzeye çıkabiİir. Dolavisıyla
ekonomik sorunlar daha da ağıriaşacak" dedi.
Gelecek dönemde, artacak ekonomik sorunlann
yanı sıra üniversitelerin birçok yapısal sorununun
da bulunması nedeniyle öğretim elemanlannm
sorunlarla daha yakından ilgilenmeleri \e
seslerini daha çok çıkarmalannın bir zorunluluk
olduğunu belirten Prof. Dr. Burhan Şenatalar.
"Burada iki tür görev söz konusu. Bir yandan
içinde yer aldığımız kurumları geliştjrmek ve
güçlendirmek için çaba göstermek. Öte yandan,
Türkiye geneünde üniversite sorunlannın
kamuoyuna ve yetkili organlara daha etkili bir
bjçimde duvurmak" dedi.
ANKARA NOTLARI
ML STAFA EKMEKÇİ
Deveyi Havuduyla
Yutanlar...Istanbul'da oturan 81 yaşındakı Cumhuriyet okuru Sa-
cit Öge'nin mektubu beni düşündürdü. Özetle şöyle di-
yor Öge:
"Şayın Ekmekçı.
Üç kuşak Cumhuriyet okuyan bir ailenın ıkinci kuşak bı-
reyiyim. Bu gazeteyi okumak yüzünden DP ve AP dönem-
lerinde devlet ışletmelerindekı memuriyetım sırasında ba-
şıma geJmedik kalmadı. En sonunda erken emekli oldum
ama, gazetemden vazgeçmedım.
Sayın Ekmekçı, zamanınızı alacağım için beni lütfen ba-
ğışlayın. Son zamanlarda hepimizi olduğu gıbi beni de
meşgul eden bir sürü konu. sorun haline gelince dertleşe-
cek bir "bılen kişi' gerekti ve akiıma önce siz geldiniz.
Uzgöreçte ızledığımıze göre 550 mevcudu olan BMM'de
sıralar surekli boş. Memleketin önemli konulan için çıkan-
lacak yasa görüşmelerınde hatıpler boş sıralara konuşu-
yorlar. Oylama için mevcut bulunamıyor. Peki bu insanlar
nerede ? Bu kişılen askerlıkgöre vı gıbi bıryükümlülükle ora-
ya götürmuyorlar kı. Hepsı büyük uğraşlaıia seçılıyorlar.
Şöyle arada sırada uğrayanlar da dinlemek yerine yanın-
daki ile sohbetı yeğliyor. Ayda 240 milyon aylık alan bu sa-
yın milletvekillennın aslı görev yerleri Meclis değil mı? Bun-
lar göreve gelmezler mi? Hepsi seyahatte mi?
73 yılda kaç bın kışı mılletvekılı oldu: Bahiardan bir dö-
nem milletyekilı olanlar son zamla 84 milyon TL. emekli ay-
lığıalıyor. Ölürseduleşler, evlenmemış kızlarbuaylığahak
kazanıyor. Milletvekıli olup görevıni sürdürenler eğer ön-
ceki hizmetinden emekli olmuş ise aynca emekli aylığ/nı da
almaya devam edıyor. Bız çok zengın(!) bir ülke olduğu-
muz ıçın böyle bol keseden ödeme yapanz. Ama Polon-
ya 'da seçimı kaybeden devlet başkanına bile ancak biryıl
aylık veriliyor. Sonra 'Başının çaresıne bak' diyorlar.
Acaba bu tür-ayhk alarun mevcudu nedif? EmekUSan—
dığı 'na yüklediği külfet ne kadardır?
Diğer tarafta asıl vatandaşlar en az 25 yıl çeşitli badire-
ler içinde politikacılann kaprisleh ile boğuşarak emekli ol-
duklan zaman ölmeyecek kadar verılen aylıkla bu sefer de
yaşam savaşı veıiyoıiar. Hukuk devlet/ dıyoruz, bunun ada-
leti nerede?
Ormanlan yakanlann gözleri kör olsun! Bunca yıldır
ormanlanmız yanar, yakılır. Yaz ayları geldiği zaman en bü-
yük derdımiz bu olur. Sık sık makam arabalannı son mo-
dellerı ile değiştirmelerini usul haline getırenlerin zevki ye-
rine bu iş ıçın aynlan milyarlan orman yangınlanna karşı araç
ve gereçlere ayırabılseler böylesı içimız yanmayacak.
Kurban bayramlarında kesılen kurbanların derılenni
THK'ye vermemek için uğraşanlar, yanan ormanlan THK
uçaklannın söndürmek için nasıl çalıştıklannı görünce hiç
utanmadılar mı? Hıç uzülmediler mı? Hiç vicdanlan sızla-
madı mı?
Buyuk Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin getırdiği ni-
metler arasında, bize göre dünyanın en mükemmel eğitim
ve sosyal hızmet müesseseleri olan Köy Enstitüleri ve Hal-
kevlehnın kapatılması kımlerin marifeti? O zamanın seçil-
mış kişılen değil mı? •Şeyhin kâğıdını' hükümetın sandığı-
na oy diye kım attırabilirdi?
Hal böyle iken, bıze ümit vermesini bekledığimiz sol par-
tilerimız önce mıras kavğasına başladılar. İki kardeşin di-
dişmesi gibı. Bu memleketin konuşulacak başka konulan
yokmuş gıbi bırbırlerıne saldınp yıpratmayı adet haline ge-
tirdiler. Işte onlann bu hallen yandaşlannı ıkısınden de so-
ğuttu. Sol'a inanmış vatandaşlar, memlekette ne kadar sol
parti varsa bırteşmesinı ve ülkemizin daha aydınlık yann-
lara ulaşmasını ıstıyor. Cumhunyete, devnmlere sahip çı-
kılmasını istiyor. Ama sayın başkanlar oralı değil. Son se-
çime ğidilirken seçmenlersolpartileriçin 'Bunlar bırbirle-
rini yiyorlar. Bu parçalanmış hallen ile hiçbır yararlan ol-
maz' diyerek oylannı esirgedıler. DSP'nin bıraz fazla oy al-
ması kesın olarak geçıcıdır. Izlenimimız o ki, Sayın Ecevit
ıktidar olmaktan korktuğu için partisini rölantide tutarak ışı
idare edıyor. CHP de kıbnt alevı misali beyanatlarta işın ko-
layına kaçıyor. Peki, bu insanlar memleketımızin halinı gör-
müyoriar mı? Bu memleketi sevmiyoriar mı ? Bunlar onla-
nn sorumluluklan içinde değil mı? Eğer memleketi ve gö-
revlerini sevselerdi zaman geçirmeden kendilenne yakın
olan seçmenlehnın ıstekleri doğrultusunda birleşme ata-
ğına kalkarlardı. Ama bu aymazlıklan sürerse ilk seçimde
büyük birhüsran onlan bekliyor. Bu bırkehanet değil. Gö-
rünen köy kılavuz istemez. Tek çare yeni bir başkanın ön-
cülüğünde birleşmektir. Yıpranmış başkanlar, ğüvenlerini
yıtıımışlerdır. Bu gıdişın sonucu kımlere yarar sağlayacak-
tır, bilmem söylemeye ğerek var mı?
Beyefendiler, kalkın, kımıldayın, silkinin! diye bağırasım
geliyor.
Hanı bir söz vardır: 'Sultanahmet'te dilen, Beyazıt'ta sa-
daka ver.'
Biz bir âlem olduk. Iç ve dış borç gırtlağa kadar. Ama
hovardalığa geldi mi diz boyu. Kızılay TIR'lar do/usu mal-
zemeyi Kuzey Irak'takı Kürtlerden, yardım isteyen Türk
devletlere, oradan Bosna-Hersek'e kadar geniş biralana
göndenyor. Şımdı Bosna-Hersek'tekı MostarKöprüsü'nü
yapacağımızı ve Bosna'nın ıman için 20 milyar dolaryar-
dım yapacağımızı yetkilılerimizin beyanatlanndan vaatola-
rak duyuyoruz. Çok iyi... Ancak şu TIR 'lann bir kısmı bizim
doğu bölgemızdeki yoksullara göndehlse, köprüsüzlükten
derme çatma sallarla veya ipten yapılmış köprülerden ha-
yatlan bahasına geçen yurttaşlanmıza mükemmel olmasa
da sağhklı köprülennı yapmayı öncelik olarak kabul etsek
olmaz mı? Avrupa 'nın göbeğındeki bu ülkeye kimlerin ya-
nı hangi ülkelenn ne yaptıklannı anlatsalar da anlasak. Emi-
nım ki paralı onanma sıra geldiğinde biz en sonda geliriz.
Bugün millet politikacısına güvenmez, geleceğine kuş-
ku ile bakarsa bu ışın sonu ne olur? Dünya bizi bizden da-
ha iyi izliyor. lyice zayıflamamızı, bölünmemizi bekliyortar.
Çünkü bu senaryoyu onlar idare edıyor. Gün geçmiyor ki
deveyi havudu ile götürenler gazete başlıklannda yer al-
masın. Bir taraftan yakıyortar, bir taraftan soyuyortar, bir
taraftan bölmeye çalışıyohar... İnsan nasıl isyan etmez?
Şımdi de yurdumun taşını toprağını satışa çıkardılar. Hem
de kimlere...
Sayın Ekmekçi, inanın biraz hafifledim. Size sağlık, mut-
luluk dıleklerimle en derin saygılanmı sunanm."
Milli Eğitim Bakanlığı, işsiz üniversite mezunlannı öğretmen olarak atama karan almıştı
Öğretmen atamaları için geri sayını başlıyor
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS
1 2 3 4 5 6 7 8
ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim
Bakaniığı. öğretmen açığının kapatıla-
bilmesi için tek çıkışvolunu işsiz üniver-
site mezunlannı öğTetmen olarak atama-
da bulurken. atamalar için geri sayım 23
eylül pazartesi günü başlıyor.
Çeşitli branşlarda belirlenen 10 bin ki-
şılik ikinci öğretmen alımı için baş\ uru-
lar 23-29 evlül günleri arasında gerçek-
leştırilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı "nca gerçekleş-
tirilecek ikinci öğretmen alımı için belir-
lenen 10 bin kişilik kontenjanın 8 bin
750'si sınıf öğretmenliğine aynldı. Sınıf
öğretmenliği için. emekli öğretmenlerle
birlikte. yükseköğretim kurumlannın 4
yıliık örgün eğitim veren programlann-
dan mezun olan bütün adaylar başvuru-
da bulunabilecek.
Baş\urular cumartesi \e pazar günle-
rinde de ıl milli eğitim müdürlükleri baş-
\
r
uru kabul bürolanna yapılacak. Aday-
lar atamalarda dikkate alınmak üzere 3
il tercihinde bulunacaklar. Ada\ lar. baş-
vurular sırasında tercihleri dışındaki il-
lerde de çalışıp çalışmayacaklannı belir-
tecekler.
Tercih ettikleri iller dolu olan adayla-
nn başka bir ile ataması yapılmayacak.
Adaylann atamalannın ekim ayı içinde
gerçekleştirilmesi planlanırken, atama-
lardan sonra becayiş yapılabilecek.
lkinci öğretmen alımında diğer branş-
lara aynlan kontenjanlar şöyle: "Türk
Dili ve Edebiyatı 500, İngilizce 500, mü-
zik 50, bilgisayar 50, elektrik 50, elektro-
nik 50. mobilya dekorasyon 25, yapı res-
samlığı 25."
Becayiş uyansı
llkögretmen alımında. "Binlerce do-
larükbeca>işpazan'*oluşması ikinci öğ-
retmen alımında. birçok kişinin yalnız-
ca becayiş parası için başvuru yapması-
na neden olabilecek. tlk atama sırasında
birçok kjşinin öğretmen olmadıklan hal-
de becayiş yapmak için adaylan aldata-
rak becayiş parası aldıklanna dikkat çe-
ken yetkililer. "Öğretmen adaylanmız
atamalardan sonra çok dikkatli olsunlar.
Becaviş yapmak isteyenler öneeliklediğer
adayın öğretmen olup olmadığını araşür-
sınlar" dediler.
Bakanlığın, sınıf öğretmenliği için
başvuru kapsamını geniş tutması başvu-
ru sısında kontenjanın çok çok üstüne
çıkılmasına yol açacak. Ancak atama-
larda öncelik. eğitim fakültesi mezunla-
n ile pedagojik formasyona sahip ada\-
lara verilecek.
ÇALIŞANLARIN SORULARI /SORUNLARIYILMAZ ŞIPAL
İstifa ve kıdeın tazıııinatı
Soru: 1983 yılında bir kamu kuruluşunda devlet memuru olarak Emek-
li Sandığı'na tabi çakşırken, istifa ederek bir başka kamu kuru-
luşunda, işçi olarak çalışmaya başladım. Çalışhğım kurum özel-
leştirme kapsamına alındıktan sonra, ben de SSK'den emekli ol-
mak zorunda kaldım. Kıdem tazminatımı aiırken. memuriyette
geçen hizmetlerimin kıdem tazminatına dahil edilmediğini gör-
düm. Sorum şu olacak: İstifa ile ayrıldığım memurivetteki hiz-
metim, kıdem tazminatıma dahil edilir mi?
Y.E.
YAÎNTT: İş Yasası'mn 14. maddesı uyannca:"T.C. Emekli Sandığı Ka-
nunu ve Sosyal Sıgortalar Kanunu'na veya yalnız Sosyai Sıgortalar Ka-
nunu'na tabi olarak sadece aynı >a da değişik kamu kuruluşlannda ge-
çen hızmet sürelennın bırleştirılmesı suretıyle Sosyal Sıgortalar Kanu-
nu'na göre >aşlılık \ e> a malullük aylığına ya da toptan ödeme>e hak ka-
zanan işçıye. bu kamu kuruluşlannda geçirdığı hizmet sürelennın top-
lamı üzennden son kamu kuruluşu ışverenınce kıdem tazmınatı ödenir.
Yukanda belirtılen kamu kuruluşlannda işçinin hizmet aktınin evvel-
ce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesıni gerektirmeyecek şe-
kilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet sürelen kıdem tazminatının he-
sabında dikkate alınmaz."
Yargı kararlan ile, işçilikte istifa ile son bulan, iş sözleşmelerinde kı-
dem tazminatı ödenemeyeceği kesinleşmiştir. istifa ile son bulan dev let
memurlugu için. uygulama nasıl yapılacaktır? istifa ile son bulan me-
muriyette geçen süre içın kıdem tazminatı ödenecek midir? Bu sorunun
yanıtı. bir olumlu ve iki olumsuz, üç ayn yargı kararında yer almıştır.
(X) (1) (...) Bir memurun bulunduğu statüden aynlması >a memur-
luktan ihraç ya da istifa suretiyle mümkündür. Memuriyetten işçibğe na-
kil veya muvafakatla geçme şeklinde bir işleme memur ve işçi hukuku-
muzu düzenleven mevzuatta yer venlmiş değildir. Rızası alınarak da ol-
sa memurivet statüsünden işçi statüsüne geçışte memurun mutlaka bu
statüden aynlmak istediğini belgeleyen bir istifa yazısı vermesi zorun-
luluğu vardır.
\femuriyete ilişkin kadronun boşaltılabilmesi de ancak bu suretle
mümkündür. (...) Bu durumda istifa ile sonuçlanan memuriyette geçen
sürenin kıdem tazminatı açısından değerlendirilmesıne yasal bir engel
olduğu söylenemez. (...)
(Yareıtây 9. Hukuk Daıresı 29.4.1980 Tarıh. 1980 3408 Esas.
1980.5*110 Karar)
(XX) (2) "Özet: işçinin birleştirilen hizmetlerinden ılkı, Emekli San-
dığı Kanunu'na tabi olup. iştirakçi bu görev inden istifa ederek aynlmış-
tır. İş Kanunu'nda "istifa hali" kıdem ödencesıni gerektirecek olumlu
bozma (fesih) nedenlerinden savılmadığına göre, adı geçenın sıgortaya
bağlı son görevinden ayrılması durumunda. memuriyette geçen hizmet
süresi kıdem tazminatı ödencesi hesabında göz önüne alınmaz."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.3.1986 Tarih. 1986 2188 Esas,
1986 3390 Karar)
(XXX) (3)"Özet: tstifa suretıyle sona eren memurlukta geçen hizmet
süresi kıdem tazminatına dahil edilemez. Bu sürenin işçılıktekı gibi son
işçilık ücretinden hesap edilmesi de doğru ciegildir."
(Yargıta>9. Hukuk Dairesi. 9.3.1987 tarıh, 1987 2275esas. 1987 2757
karar)
Kaynak: (X) Yasa Hukuk Dergisi, Hazıran 1980, savfa: 879
(XX) Yargıtaj Kararlan Dergisi, Nisan 1987. sayfa: 556
(XXX) Yasa Hukuk Dergısı, Mayıs 1987, sayfa: 757
SOLDAN SAĞA:
1/ Geçenlerde 75
yaşındavken ölen
ünlüsınernaovun-
cumuz. 2/ Czen bir
cins cila ile kap- 3
lanmış mobılvalar
için kullanılan
sözcük... Cennet
ile cehennem ara-
sında bulunduğu-
na inanılan şer. 3/
Tirsi bahğına veri-
len bir başka ad... 8
Fütüvvet şevhı. 4/
Didaktık şiırleny- 9
Ie tantnmış XVII. yüzyıl
divan şaın... Sahip. 5/ Ek-
mek ıçi. ceviz. zevtmvağı.
sanmsak ve sırke ile yapı-
lanbırmeze.ö/Kuzusesi... 3
Gözün rengmi veren taba- 4
kası. 7/Bıretkinliğingeçi-
ci olarak durdurulduğu sü-
re... Tohumları sakız gibi
çığnenenbirpaîmıyecınsı.
8/ Zahmet. sıkıntı... Mey- 8
dan. 9/ Aşık olmaktan du- •
yulan korku.
V'UKARTOAN AŞAĞI\A:
1/Kanşık renkh... İskambilde bir renk. 2/Samitde denilen
ve sözsüz ovnanan köy seyırlik oyunlannın genel adı... Bir
bilim ya da sanat dalında kullanılan özel anlamh sözcük. 3/
Ortodokslar'da tahta pano üzerıne yapılmış her türlü dinsel
resme verılen ad... Telefon sözü. 4/ "Sola ait. sola ilişkin"
anlamında eskı sözcük... Rütbesız asker. 5/Toprak, kum ve
saman elemeve yarar iri deiikli kalbur. 6/Radyumun sim-
gesi... Birgerçeği saklamaktan vazgeçıpaçıklama. 7/"O\-
er" anlamında kullanılan sözcük... Kürkü değerli biryaban
kedisi. 8/ Sığır sürüsü... Eski dilde aşık kemiği. 9/Gümüş-
balığının küçüğü... Bırdenbıre.