27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÜL 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi ekim ayında Büyükada'da açılacak Adada 'draıyah' bir sanat eğfthni ZEVNEPSAVG1 Yeditepe Üniversitesi ve bünyesinde kurulacak olan Güzel Sanatlar Akademi- si'nın hazırlıklarının tamamlanmasına bir ay kaldı. Büyükada'da açılacak olan bu yenı eğitim kurumu üzerine. Akade- mi'nin dekanlığını üstlenecek o'an Sü- k'vman Saim Tekcan'la Acıbadem'deki atölye-büro-evinde bir görüşme yaptık. Büyükada'da: Salzburg ve Sierra'daki örnekleri gibi uluslararası bir "yaz aka- demisi' kurma hayalleri. Mimar Sinan'da dekanlık yaptığı yıllardan beri süren Sü- leyman Saim Tekcan. ülkemizdeki ör- neklerine alternatif bir güzel sanatlar akademisi projesinin de başlangıçta, bir ">az akademisi' kurma düşüncesinden ortaya çıktığını söylüyor. Tekcan "a göre: ulusal boyut, sanatı bir "" yerlere gefirmediği için. önümüzdeki yaz gerçeklesecek olan ya/akademisi' projesinin hedefi. uluslararası bir sanat plattbrmu yaratarak. uluslararası ısim- lerle uluslararasıgençliğibirarayagetir- mek ve bir arada sanat için yaşamalan- nı mümkün kılmak. Istek Vakfı'na bağlı üç binayı. Adalı olsunlar diye Ada'nın kültürüne uygun mimarielemanlarlayenidengiydirdikle- rini anlatıyor Tekcan. Ay sonunda bite- cek olan bu hazırlıklar sonucunda Büyii- kada Yaz Okulu'nun çekirdek binalan oluşacak . Amaç Büyükada'vı akademiye dönüştürmek Ancak asıl istenen Büyükada'yı bütü- nüyle bir akademiye dönüştürmek. Tek- can. "Dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir üniversite kurmak isteseniz, çevresinde bu ünhersiteye yakışacak bir kent kuralım deseniz, Büy ükada'dan da- ha mükenımel bir yer bulama/sınız, Bu- nun için Büyükada'vı seçtik" diyor. Yeditepe Üniversitesi için kanunun Meclis'ten çıkması beklenirken. Büyü- kadal ı meseleye sahip çıkmış. hatta 'bay- ram yapmış'. Ada halkından çeşitli tek- lifler de gelmeye başlamış. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. uluslararası dev akademilerin örnek alındığı bir yapıya sahip. Aynca Mimar Sinan ve Marmara Güzel Sanat- lar Fakültelerfnin bazı bölümlerini içe- recek olan fakültede. bu üniversitelerde bulunmayan yeni bölümlerin de açılma- sı düşünülüy or. Türkiy,e'de ulu^lararası boyutta. 'dün- yalı' bir sanat eğitiminin nasıl yapılma- sı gerektiği konusundatoplanılan veriler henüz değerlendirme aşamasında olma- sına karşın. bu yıl da geç kalmış olma- "W—^ ekanlığını Süleyman Saim Tekcan'ın üstleneceği Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar m \ Fakültesi. Mimar Sinan ve Marmara Güzel Sanatlar Fakülteleri'nin bazı bölümlerini m M içerecek ve bu üniversitelerde bulunmayan yeni bölümler de açılacak. Türkiye'de _ J L - < ^ uluslararası boyutta, 'dünyalf bir sanat eğitimi vermeyi amaçlayan Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ekim ayında, Endüstri Tasanmı, \ç Mimarlık. Grafik, Tekstil ve Plastik Sanatlar'ın yanı sıra Tiyatro ve Sahne Dekorlan olmak üzere altı bölümle eğitime başlıyor. mak için bir program yapılmış. Tek- can'ın yaptığı açıklamaya göre Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ekim ayında. Endüstri Tasanmı, lç Mi- marlık, Grafik. Tekstil ve Plastik Sanat- lar'ın yanı sıra Yale ve başka ömekler- den yola çıkarak iyi bir tiyatro eğitimini amaçlayan Tiyatro ve Sahne Dekorlan olmak üzere altı bölümle eğitimi başla- tıyor. Eğitim kadrosu hazır Eğitim kadrosunun da bütünüyle ve hatta "fazlasıy la' hazır olduğunu söylüyor Tekcan. Saydığı ısimlerse. konulannda Türkiye'ninönemliisimleriarasındayer alıyor. Dekanlığını Tekcan'ın üstlenece- ği akademinin, Tiyatro Bölümü Başkan- lığı'naCevatÇapan.yardımcılığına Ay- şin Candan geliyor. Grafik Bölümü'nde Tekcan'ın yanı sı- ra Yurdaer Altıntaş \ e Biilent Erkmen gi- bi önemli isimler >er alıyor. "Bütün bu kadrolar zaman içerisinde oluşacak. Ba- zılanyla anlaşma y apıldı. gelecekte alın- mış sözlerle eğitimi sürdürecek kişjler de var. Bu yıl temel sanat eğitimiy le işe baş- lıyoruz. Ama ikinci sınıftan itibaren eği- tim çok çeşitlilik kazanmaya başhyor. Onun için biz öğretim göre\lileriyle ge- rekli sözlcşmeleri yaptık eğitime başlama tarihlerini ise zaman içcrisindc belirleye- ceğiz." Yine Tekcan'dan edindiğimiz bilgile- re göre fakültede öğretim kadrosunda yer alacak diğer isimler şöyle: Fakülte- nin Genel Tasanm ve Plastik Sanatlan Bölümü'nün başına, Marmara Üniver- sitesi'nden MehmetÖzer geliyor. Onun yanında Mimar Sinan"dan Yrd. Doç.Em- re Zeytinoğlu yer alıyor. Endüstri Tasanmı Bölüm Başkanlı- ğı'nı Mimar Sinan "dan Cemil Toka üst- leniyor ve Marmara Üniversitesi profe- sörlerinden Mehmet Taşlıoğlu da bu bö- lümde. lç Mimarlık Bölümü'nün başına ise MimarSinan Üniversitesi"nde lç Mi- marlık Bölümü'nü kuran Sadun Ersin geliyor. Bunlar dışında Tekcan. eğitim- terini dışarıda tamamlamış ve Türkiye'de devletokullannınverdiğiparalarlayaşa- >ama>acak birçok genç insanın da ken- dilerine başv urduğunu ve bu genç insan- ların hepbinin üniversite bünyesinde de- ğerlendinleceğini ekliyor sözlerine. Sınav sistemi ve burslar İstek Vakfi'nın kuracağı yeni Akade- mideki sınav sistemi nasil olacak'.' "Genel olarak güzel sanatlar akade- milerinehervıldort bineyakın insan baş- vuruyor. Bu dört bin insanı eleme siste- minin doğruluğunun sağlıklı olup olnıa- dığını. Marmara \e Mimar Sinan yöne- timlerinde lnılunmuş insanlar olarak her zaman tartışmışızdır. Bu kurumlarda ya- pılan sınav lar genelde çizime yönelik sı- nav lar ve bu sınavlara katılan insanlar bir, iki, hatta üç y ıl siirvsince değişik yer- Y A Y I N E V L E R t N Î N Y E N İ D Ö N E M İ Felsefe, kültür ve gençlik edebiyatı dizileri KABALCIYAYHNJEVİ Kabalcı Yayınev ı'nin yeni dönem yayın programında Felsefe. Sanat. Kültür farihi ve Gençlik Edebiyatı alanlannı kapsayan bu sezonun yeni yapıtlan şöyle: Felsefe dizisi kapsamında: ABD'li filozof Murray Bookchin'den Toplumsal Ekolojinin Felsefesi' (Çev: Rahmi G. Oğdül). Arda Denkelden Anlam ve \edensellik'. Cristoph Türcke'den 'Cinsiyet ve Akıl'(Çe\: Mustafa Tüzel). Jürgen Habermas tan Sosyal Bilimler Mantığı' ve 'lletişimsel Eylem Kıınımı /-//'(Çev: Mustafa Tüzel). Max Horkheimer- Thedor V^'.Adornodan 'Aydmlanmamn Diyalektiği //'(Çev: Oğuz Özügül). L\dia Brüll'den 'Japon Felsefesi, Marit Rullmanndan Kacim Filozoflar 1-11" (Çev:Tomris Mengüşoğlu). Gottlob Frege'den Aritmetiğin Temelleri' (Çev: Bülent Gözkan). I.M Bochenski'den Çağduf Avnıpa Felsefesi (Çe\:Serdar Rifat Kırkoğlu). Immanuel Kanftan Etiktı (Çev: Oğuz Özügül) ve Ram Adhar Mall'dan 'Kültürlenııvsı Felsefe.' Kabalcı Yayınevi'nin yeni dönem sanat yayınları ise: Semra'Germaner'den '18. Yitvıl Avnıpa Resmi' ve 7960 Sonrası Sanat Akımlan '. Engin Akyürek'in hazırladığı 'Sanatm Ortuçagı', Ayla Ödekan'dan Scınat Tarihinde Kcıdııı Sanulçılar'. Charles Jenks'den Postmodernizm \'edir?\Çe\: Süreyya Evren). Zejnep İnankur'dan 19. Yiizyıl Avnıpa Sanatı' ve Pre-Rafaeliti:m'. Ma\j. Kobbert'ten Sanat Psikolojisi' ve Lşun Tükel'den 'Arkaikten Modenıe den oluşuyor. Kültür Tarihi dizisinde okuvucuva sunulan eserler ise şöyle: R.Mummenday'dan Kitap Kütüphanelerinin Tarihi'. Duncon Tmvnston'dan Modern Tarih Sözliiğü l 7 S9-1945 (Çev : Cumhur Güçer). Gerhard Fink'ten Anlik Mitolojide Kim Kimdir?'. Karl Corino'nun hazırladığı Sahtekârlığın Evıvnsel Tarihi'. Roger Chartier'den Fransı: Devriminin Kiiltiirel Kaymıklan ' v e Sidney VV. Mintz'den Şekerin Kültür Tarihi'. Kabalcı Yayınevi'nin Gençlik Edebiyatı dizisinde bu sezon. Michael Ende'den 'Bitmeyecek Öykû ; (Çev:Saffet Günersel), Suriye asıllı Âlman yazar Rafik Şami'den Bir Avııç Yıldız. Mallııla'dan \lasallar, Lçan Agaç. Sinek Sağıcı (Çev: \edat Çorlu) ve 'Gece ve Sahah Arusındu Yolculuk:'(Çev:Mustafa Tüzel). Hugo Loetscher'den 'Hayvan Öykülen adlı yeni vavınlar ver alıvor. lerde kurslara tabi tutuluyorlar. Ve ge- nelde bu kurslar sayesinde. belki düşiin- sel boyutta olmavan. ancak bedensel de- ğerleri iyi ka>ramış, elle desen çizme alış- kanlığı elde etmiş öğrenciler yapılan sı- na\ larda öne çıkıvoriar. Oysa sanat: be- yin, sinir sistemi \e el yeteneğinin bir bü- tün oluşturduğu gerçek bir zekâ istivor. Bir bakıyorsunuz okula birincilikle gir- miş bir öğrencinin yanında. sonunculuk- la girmiş bir öğrenci, eğer kültür altyapn sı sağlamsa ya da zekâ v apısı yüksekse bir ay sonra o üç vıl emek v crnıiş. kendini i> i desen çizmeye alıştırmış öğrencinin önü- ne geçebiliyor. O zaman vapılan sınavda bir yanlışlık olduğu ortaya çıkıyor." Yeni akademinin sınavlarında ölçü olarak. yine bir desen sınav ı yapılırken. öğrencinin aynca yapmak istedigi mes- leğe yatkınlığının ölçülebilmesi için bir dosya hazırlaması ve son olarak da bir mülakattan geçmesi gerekiyor. Askerden muaf tutulsun ya da hasbel- kader ben de bu eğitimi > apayım diye ge- len öğrenciyi istemediklerini belirten lekcan. u Çünkü bizim yetiştireceğimiz öğrenci 'dünyalı' birsanatçıolsunisri>o- ruz. Bir de bizim öğrenci eğer çok yete- nekli\se, kendisine Nereceğimiz burslan a>rı tutarsak, parasını vererek okııvan bir öğrenci olacak. Bu paranın karşıİığı- nımutlakaalmalıdırdiyedüşünmoruz** diyor. - Bu çapta bir eğitim almak için öğren- cinin ödemesi gereken miktar nedir? Bu miktar Avrupa ya da Amerika'da- ki okullarla kıyaslandığı zaman dörtte bir ücrettir. Amerika'da bu tür bir eğitim için ödenen para 30 bin dolardolav ların- da. ama biz bunu 7 bin 500 dolar dolav - lannda düşünü>oruz. Önümüzdeki gün- lerde senatomuz toplanıp bu miktarı. Türkiye'deki öğrencilerin ödeyebilme koşullanna göre düzenleyecek. - Yakıf burs vermeyi düşünüyor mu? Türkiye'de gerçek yetenek olan kişile- rin iyi bir sanat ortamı içerisinde eğitim alabilmeleri için ciddi bo>utta burslar düşünüyoruz. Bu konuda yardımcı ola- cak kültür ve sanat adına bir şeyler yap- mak isteyen kurumlar da varsa onların desteklerini de saglavarak. öğrencilere biz de fakültemız olarak bu desteği sağ- layacağız. Hem de bu eğitımın yükünü öğrencinin üzerindeaz hissedilirhale ge- tirmeyi istiyoruz. - Eğitim dilinin İngilizce olacağı sö> le- niyor. Sanat eğitimi için bu ne kadar ge- re'kli? Üniversite: Tıp. Dişçilik. Mühendis- lik. Işletme. Iktisat. lletişim. SporYük- sek Okulu. \abancı Diller Yüksek Oku- lu olan bir yapıya sahip. Türkiye'nin üçüncü büyük üniversitesi olma yolun- da... Ve bütün fakültelerde eğitim İngi- lizce olacak. 'Dünyalı' olmanın başka koşulu yok. Ama bu arada Türkçe'yi de ihmal etmeyeceğiz. özellikle güzel sa- natlar eğitiminde. Her ülke kendi dilin- de sanat anlatımını daha iyi yapar. An- cak 'dünvalf sanatçı kimliğimizde ya- bancı dilin önemi büyük. iyi Türkçe İco- nuşan. iyi Türkçe düşiinen insanlara da ihtiyacımız var. Medyanın genellikle Türki>e'de mühendisliklerin. ekonomi- nin ya da çok getirisi olan büyük konu- lann peşinde koşarken. sanatı ve kültü- rü ihmal ettiğini vurgulayan Tekcan. "Bir ülkenin^nsanlan eğer kültür ve sa- nat vapıtlanyla o ülkev i donatanuvorlar- sa, gelecek. kendi sanat vapıtlannı bıra- kan birilerinin olacaktır. Anadolu top- raklan ise üzerinde bırakılan kültür kat- manlannın sahiplerinin ülkesidir. Onun için bu kadarderinliği vevoğunluğu olan bir ülkenin bizim düşündüğümüz bo\ ut- ta eğitim \ erecek "dünyal ı' bir eğitim ku- rumuna ihtivacı vardır" divor. Rusya'nın yaşadığı hızlı değişim sürecinden edebiyatçılar da payını alırken dünya, Rusya'dan yeni Tolstoy'lar bekliyor... Nerede gününıüz Toktoyları?Kültür Servisi - Yeni Rusya'nın yeni yazarlan kim? Sovyetler Birliği'nin yı- kılmasından sonra hızlı bir değişim süre- ci geçiren ülkede. siyasal. ekonomik ve sosyal yaşamın yanı sıra kültürel anlam- da da çeşitli rüzgârlar esiyor. Şimdi me- rak konusu, güçlü bir edebiyat geleneği olan ülkede, edebiyatın bugünkü duru- mu. Rusva'nın son on vılda yaşadığı fır- tınalı geîişmeler. venı bir Tolstoy yarattı mı? The Guardian gazetesinde geçen gün- lerde yayımlanan bir yazı. bu konuyu ir- delivor. Günümüz Rusyası'nda yazarlann içine düştüğü ikiiem. ta 19. yüzyıla. Rusya'nın Avrupa'daki konumu tanışmalanna dek uzanıvor. Yazarlann. kimin tarafında ol- duğu çok önemli: Batı yanlıları. madalyo- nun biryüzünüoluşturuyor. Madalyonun öteki yüzü. Rusya'nın 'yüreğine' gözleri- ni çev iren yazarlar... Yeni Rus yazınının önde gelen isimle- rinden Vlctor Erofevenev, her iki tarafın adamı oiarak görülüyor. 1990 tarihli ro- manı "RusGüzelliği'' ile Sovyet edebi ge- leneklerini yerle bir eden yazar. 1989 yı- lında vazdığı "SovyetEdebiyatınınCena- ze Şenlikleri" başlıklı yazısında bir gele- neğin yok olduğunu savunmuştu. Geçen yıl Penguin Kıtaplanarasındayayımlanan "Yeni Rus Yazını" başlıklı antolojide de Dostoyevski. Tolstoy. Pasternak ve Solje- nitsin gibi yazarlarda rastlanan ahlaki öğelerin artık geçerliliğini yitirdiğini ya- zan Erofeyenev. "Kötülfik iyidir" diye- rek, antolojisinde ahlak konusunda bu ya- zarlardan çok farklı yaklaşımlarda bulu- nan yazarlann yapıtlanna yer vermişti. Ancak Erofeyenev kampına ait olma- yanlar. yazann bakış açısını fazlasıyla Ba- tı yanlısı buluyor. İngilizce yayımlanan çağdaş Rus edebiyat dergisi Glas'ın ya- yınıcısı NatashaPtrova,*Erofe\enev Ba- tı için vazıvor. üstelik bir gözü her zaman banka hesabında" dı\or. "Bütün dünva. •İdeolojinin sonuyla birlikte Rusya'nın büyük edebiyat geleneği de mi son buldu? Hem dışandan bakanlann hem de Rusya'nın kendi yazarlarının en sık sorduğu soru bu. Bugün artık kitaplarla kimse ilgilenmiyor. Okurlar azınlıkta. Dostoyevski, Tolstoy, Pasternak ve Soljenitsin gibi yazarlarda rastlanan ahlaki öğeler geçerliliğini yitirdi, artık 'kötülük iyidir" anlayışı yaygın. Rus edebivannın. bugün beslendiği mal- zeme\1e yeni Tolstoj 'lar, Dostoyevski'ler çıkarmasını bekliyor. O> sa > üzv ılın başın- daki yazarlann hiçbirini tanımıyorlar. Andrei Platonov ve lsaac Babel gibi ya- zarlar da toplumun parçalanıp, verini ye- ni gelişmelere bıraknğıbirdö- nemde yazryor- lardı." " Yeni Rus ya- zinında öne çı- kan yazarlar- dan biri de oyun yazarlı- ğından sonra roman yazma- ya başlayan Marsha Arba- tova. Rusya'da televizyondaki ilk kadın söyle- şi programını da gerçekleşti- ren Arbatova. "Rusya'nın bu- günkü durumu üzerine bir şe> yazmak çok güç. tçinde yaşadığımız deği- şim sürecinde sağlam bir dala tutunmak. dünyadaki pozisyonunu beliıiemek hiç de kolay değil. Yazariar zaten çcvrelerinde olup bitenlere bir anlam veremiyoıiar ki daha- nasıl kalkıp okura anlatsınlar?"" dı- yor. Kırkına merdiv en dayayan Arbatova. son gelişmelerden sonra Rusya'da yaşa- mın gerçekten çok değiştiğine ışaret edi- yor. Kendisinin bu değişikliklere uyum sağlayabilenlerden. yani şanslılardan ol- duğunu söv leyen yazar. dostlannın bir bö- lümünün başka ülkelere göçtüğünü. ki- misinin vazarlığı bırakıp ticarefe soyiın- duğunu. kimisinin intihar ettiğini, kimi- nin de alkolik olduûunu anlatıvor. Batı'nın tanıdığı çağdaş Rus yazarlan arasında Erofeyenev "in yanı sıra Viadi- mirSorokin de bulunuyor. Marsha Arba- tova. bu yazarlann aslında birinci sınıf yazarlar olmadıklarını. ancak Batı'nın Rusya'nın hangı yönieri\le daha çok il- gilendiklerini ke^fettiklerini söylüvör: "Batı, So\ yet döneminden kalma anılar- lailgileniyor." Arbatova'nın beğendığı ya- zarlann arasında Andrei Bito\, Madimir Makanin.\iktorPelevin bulunuyor. Vladimir Makanin. ilk kitabıyla ödül kazanan orta vaşlı bir yazar. Rusya'nın bugünkü durumunu düşünürken. korktu- ğunu sö> lüyor: "Rusya değişim sürecine şirdiğinde. benim gibi birçok kişi, bu de- ğişimin bir noktada dura- cağınıdüşünü- yordu. Şimdi de olaniann, normal bir sü- reç olduğunu g ö r ü y o r u z Rusya'da. İşa- damlanheran öldürülebile- cekleri korku- suvla yaşıyor- lar. Biz de aynı korkulan taşı- yoruz." Bu korkunun. de- ğişim sürecine girilmedenön- ce karşılaştık- ları sınırlama- larlakarşılaştı- nlması istendiğinde ise, "Rusya'dakipro- fesynnel yazarlann yaşadığı belli bir hayat vardı. Tatiller. ya/Jıklar. emeklilik. Belli bir yaşa geldiğinde otomatik olarak bir ödül kazanacağını bilirdin. Vetmiş yaşında eseıierinin toplu basımı yapılırdı. Emekli nıaaşı.. herhalde her şey, bu yaşam tarny- la kıyaslandığında bir 'gelişme' olarak kabul edilebilir" dıyor. Rusya'nın önde gelen yayıncılanndan Alexander Shatalov, Rusya'da okurun azaldığını söyleyerek. "Bugün artık ki- taplarla kimse ilgilenmiyor. Okurlar azın- lıkta" diyor. Shatalov, Yeltsin'e ateş püs- kürüyor. "Veltsin'eoy vermememin nede- ni, kültüre destek verilmesine karşı çık- masındandır. Gelişmiş bir kültür yaşamı olmavan bir ülkede demokrasiden de söz edikmez." Moskova'nın yalnızca şiir ki- taplan satan tek kitapçısının kısa bir süre önce kapandığını anlatan Shatalov. "Puş- kin'lerin. Pasternak'lann yerinde sosisçi dükkânı açıldı" diyor öfkey le. Moskova'nın eskiden devlete ait olan ve bugün hâlâ hayatta kaima mücadelesi veren Dom Knigi ve BiblioGlobusgibi ki- tapcılarında ise şimdi artık bilgisayarlar. turistik eşyalar da satılıyor. Kitap rafları- nı ucuz romanlar dolduruyor. "Sa>aş ve Banş"ın devamı niteliğindeki "Pierre ve Natasha". şu sıralar en çok satan kitaplar arasında. Shatalov, "Artık insanlar ide- olojiye göre değil. zevklerine göre kitap alıyorlar" diyor. Rusların çoğunluğu şu günlerde aynı zevklerı paylaşıyor gibi: Aşk ve casusluk romanlan çok satıyor. Shatalov şöyle diyor: "Herkesin okudu- ğu türde modern klasikler henüz yazılnıa- dı. Veni bir Çehov. Bulgakov ya da Gogol yok ortalıkta." Dev letin desteğini edebiy attan çekme- sinden bu yana roman türünün bir kriz yaşadığını anlatan Shatalov. "Daha tica- ri olduğu için kısa öyküler yazüıyor" di- yor. İdeolojinin sonuyla birlikte Rus- ya'nın büy ük edebiyat geleneği de mi son buldu? Hem dışarıdan bakanlann hem Rusya'nın kendi yazarlarının bugün en sık sorduğu soru bu. Znamya dergisinin editörü Yııri Buida. günümüz Rusya- sı'nda yazar olmanın çılgınlık olduğunu söylüyor: "Yazıdan para kazanılmıyor. ama yazmadan da yaşayamıyorsan o za- man yazacaksın. Vazan çılgınlar her za- man varolacakdr." BUAŞAMADA ŞÜKR.4IS KURDAKUL Kitap, Yayınevi, Kitaplık Geçen hafta, bu sayfalarda, yayınevlerinin önü- müzdeki çalışma yılı programlarını okuduk. Okudukça, uygarlık savaşımının ana damarındaki birikim gönendirdi beni. Bılimsel bilgi ve evrim birlik- teliğinin simgelerinden biri olan kitabın onca yıllık se- rüvenini düşündüm. Abdülhamid dönemi öncelerinden. Düzyazı dilini yaratma uğraşı verildiği yıllardan. Sultan Abdülaziz pehlivanlara karşın, II. kuşak Tanzimat aydını kitabın toplumsallaşması için yaşa- mını ortaya koyuyordu. "Acaba memleketimizde kitaptan başka men olu- nacak bir şey kalmadı mı?" Soran Nâmık Kemal. Yıl 1872. Demek ki, 124 yıldır, kitabı zincirlerinden kurtarma savaşımı verilen bir ülke burası. Ya sansür yasağı ya da meclislere egemen olan partilerin koydukları yasaklar. 1950'den sonra ıktidara gelen Demokrat Parti'nin künyesinde şaşılacak sayıda şiir kitabının toplatıldı- ğı yazılıdır. 12 Eylül zorbalarının künyesinde kitabın ateşe ve- rildiği. Düşün yoluyla etkisizleştiremediği kitabı, yasaklar- la yok etmeye çalışan yönetimlere tarihin yakıştırdı- ğı sözü bilirsiniz: "Barbarltk..." 1960 Anayasasfnın düşünce ve yaratma özgürlü- ğünü güvence altına alan maddelerine karşın az çek- medi yayınevleri yasakçılığın simgesi temel haklara aykırı yasalardan. Dost. Sosyal Yayınlar, Toplum, de, Bilgi. Habora, Sol, Ataç, Anadolu, May, Bilim ve Sosyalizm yayınev- lerinin kaç kitabı toplatıldı, kaç yazar ağır ceza mah- kemelerinde yargılandı. 12 Eylül'den bugüne değin sürüp giden işkence- de kaç yayınevi sayabilirsiniz kovuşturmaya uğrama- yan, kitabı toplatılmayan, para cezası görmeyen... Dünya görüşüne karşıt olan kitabı yasaklamakla kamuoyunun beğenisini, seçme özgürlüğünü hiçe sayan politika esnafı. halkın parasıyla kurulan devlet kitaplıklarına da sıkı denetim uyguladı yıllarca. Devletlinin yandaşı olan dergi ve kitaplar el üstün- de. Karşıtı olanlar zindanda. Şugerçeğı belirtmek, kendisinı "sosyal demokrat" olarak niteleyen partinin iktidarını aklama sayılmama- iı: SHP döneminde, devlet kitaplıklarına zayıf da ol- sa özgürlük ışığı girmiştir. Kitap alımlarında bir ölçü- de çağdaş yapıtlara kapalı kalınmamıştır. • • • Geçen yıl bu günlerde Kültür Bakanlığı'nın Halk Kitaplığı yeni bir binaya kavuştu Ayvalık'ta. ilk ve or- taöğrenimde dört yüze yakın öğretmenin çalıştığı kentte çok amaçlı bir kültür merkezinın açılması, kitaplığın feraha çıkması, yerinde ve sevindirici bir olaydı kuşkusuz. Bu yıl öğrendiğim veriler de doğruluyor bu kanıyı. 1995-96 döneminde 23 bin 270 yapıt alınmış kitap- lıktan. Bu olumlu sonuçta. dünya göriişü ayrımı yapıl- madan kitaplıklarda çağdaş yapıtlara yer verilmesinin büyük payı olduğunu söyleyemez miyiz?.. Ayvazovsky'nin İstanbul Manzaraları' Londra'da satılacak • kültür Senisi - Lnlü ressam Ivan Konstantınov ıch Ayvazovsky'nin Istanbul manzardlarının. Londra'daki dünvaca ünlü Sotheby 's müzayede salonunda satışa çıkanlacağı bildirildi. 11 ekim günü yapılacak açık antırmada Ayvazovsky'nin "Boaaz'da Dolunay' adlı tablosımun 25-35 bin sterlın. dığerlerının ise 40-60 bin sterlın arasında alıcı bulması beklenıyor. Açık arttınnada aynca 19. yüzyıl ressamlarından Haındı ve Halıl beyler ile Seker Ahmet Alı'nın resımlerinin yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu dönemıne ait seramık eserler. sılahlar, zırhlar. mobılyalar ve arakırında çok değerli bir berber önlüğünün de bulunduğu tekstil ürünlerı alıcıiann beğenısıne sunulacak. Homer Kitabevi'nde söyleşiler I KültürSenisi- Homer kıtabevı. yazar ile okuyucu arasındaki ileti^ime katkıda bulunmak amacıyla herayın ilk ve üçüncü cumartesı günlerı saat 16 00-IS.OO arasında söyleşiler düzenleyecek. Eylül ayı içerisinde söyleşılerın ilk konuğu yazar Enıs Batıır. 7 Eylül cumartesi günü gerçekleştirilecek söyleşi "Yolcu Olmak' ba^lıgını taşıyor. 21 Eylül cumartesi günü ise Cevat Çapan. "Günlük Basında Kültür-Mültür' konusunda okurlarla söyleşecek. İkiztepe kazılan tamamlandı I Kültür Servisi-Samsun'un Bafra ılçesının İkiztepe höyüğünde sürdürülen kazı çalışmalannın bu yılkı bölümü tamamlandı. İstanbul Üniverbitesı \e Kültür Bakanlığının ortaklaşa y ürüttülen çalışmalar Prof. Dr. Önder Bilgi başkanlığmdaki sekız kişılık öğrenci grubu tarafından gerçekleştınldı. İkiztepe-1 höy üğünde 40 gün süren kazılarda Kalkolitik ve Bronz Çağına ait 285 eserçıkanldı. Atila Özer'in Almanya sergisi • KültürSenisi-Anadolu Cnı\ersıte;.ı öğretim üyesi ve kankatürist Atila Özer. Almanya'nın Staufen kentinde karikatür sergisi açtı. 8-28 agustos tarıhleri arasında açık kalan sergı. Goethe F.nstıtüsü salonunda açıldı. \'urtıçı \e yurtdışı yanşmalarda pek çok ödül kazanan sanatçı bu sergiyi Almanya'nın başka kentlennde de açmak için gırışinılerını sürdürüyor. Oral Çalışlar İSLAMİYET ÜZERİNE SÖYLEŞİLER Cemalettin Hoca, İsmail Nacar, Mehmet Metiner, Ali Yüksel, Salah Jaber, Alain Krivine, Abdurrahman Dilipak, Abdülkerim Suruş Afa Yayıncılık A.Ş. Istiklal Cad. Bekar Sok. No: 17 Taksim I İSTANBUL Tel: (0212) 245 39 67 (0212)244 43 62
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle