Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 EYLÜL 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kazan'dan
Yangıtay'ı
ziyaret
• .ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Adalet Bakanı
Şevket Kazan. I997adli
y ılına daha az sorunlarla
karşı karşiva bulunan bir
yargı fcurumu de\ retmek
istediklerinı bildirdi.
JCazan. dün Yargıtav
Başkanı Müfit Ctku'vu
makamında ziyaret ederek
"bîr süre görüştü. Yasama.
yürütme. yargı güçlerinin
önemini vurguiavan Kazan.
'yargının sorunlannın
-çözümü konusunda işbirliği
jçinde çalışacaklannı
söyledi. Kazan. 1997 adli
yılına daha az sorunlarla
karşı karşıva bulunan yargı
kıınımu bırakmak
istediklerinı belirtti. Müfit
Utku da Kazan'ın
gdrüşlerine katıldığını
belirterek yargı kurumunun
sorunlannın çözümünün
•'önemıni vurguladı.
Parsadan'ın
dolandırıcılık
davası
• İstanbul Haber Servisi -
Sinema sanatçısı Perihan
Savaş'ın adını kullanarak
Cumhurbaşkam Süleyman
Demirel ile dönemin
Başbakanı Tansu Çiller'in
de aralarında bulunduğu 25
kişivi dolandırdıklan öne
^ürülen Selçuk Parsadan ile
"dığer 5 sanığın
yargılanmasına de\am
edildi. Istanbul 3. Aslıye
Ceza Mahkemesı'ndekı
duruşmaya. tutuklu sanık
Selçuk Par^adan. başka
'suçlardan Ankara'da
-tutuklu bulunduğu için
-getirılmedı. Tutuklu
-sanıklar Nafive Vöney \e
-Selçuk Parsadan"ın ta'hliye
jstemlenni reddeden
jnahkeme heveti. Erdener
Güler hakkındakı gıyabi
tutuklarna kararını \ ıcahiye
çevırdi \e duruşmav ı ileri
bır tarihe bıraktı.
TGC'den
Kazan'a tepki
.• İstanbul Haber Servisi -
Türkıye Gazeteciler
Cemiyetı. basın
mensuplarının Adalet
Bakanlığf na girisıne
kısıtlama getınlmesini
"pnotesto erri. TGC'den dün
"yapılan yazılı açıklamada,
'gazetecilerin bakanlığa
•girişinin Adalet Bakanı
Şevket Kazan tarafından
özel izne bağlanarak
sınırlanmasının. ""halkın
gerçeklen öğrennıe hakkına
taharnmül edemeyen
anlayısın venı birtepkisi"
<olduğu belırtildı. TGC
üçıklamasında şöyle
denildi: "Basın
özgürlügünün önündeki bir
dizi engel. örneğin 657
sayılı De\let Personel
Kanunu'ndan kavnaklanan
smırlamanın gazetecilerin
"Iıabere ulasinasını
engellemesi vetmivormuş
gibi. böylesıne keyfi
önlemler uygulanması
demokratık anlayışla
bagdaşmaz. Adalet
Bakanı'nı. bir tepki ölarak
başlattığmı düşündüğümüz
bu uygulama>a bir an önce
6on \ermeye çağınyoruz.'"
Bürokrasiye
RP'den takip
• BALIKESİR(AA)-RP
Balıkesir İl Başkanlığı.
ildekı resmi dairelerin
çalışmalarını vakından
izlemek amaci}ia. "'Hizmet
Komisyonu" oluşturdu. İl
Başkan Vekili Ne\zat
Özpelitoğlu yaptığı
açıklamada. Hizmet
Komisvonu'nun lOayn
birimden oluştuğunu
•sö> ledi. 39 partilinin görev
-yaptığı komisyonun.
halkla de\ let daireleri
arasında köprü
-oluşturacağını ifade eden
-Özpelitoğlu. Balıkesir'in
sorunlannın çözümü için
ıığraşacak komisyonun.
ilin sorunlannın Ankara
nezdinde de takibini
-japacağını biidirdi.
TİKB operasyonu
• İZMİR(Cumhuri>et
Ege Bürosu) - Terörle
mücadele şubesince İzmir
ve ilçelerinde vasadışı
TİKB örgütüne yönelik
operasyonda 17 kişi
gözaltına alındı.
Öperasyonda örgüt üyesi
plduklan gerekçesiyle
gözaltına alınan \e emnivet
sorgulan tamamlanan
Gülümser Seyitcemeloğlu,
Ali Çamyar. Bilgin Yılmaz.
Ayça Taşkava. Umut Şener.
Ulaş Binid, Birol Cüce, Alı
Âşki. Cemalettin Poyraz.
Serpil Güne^. Zülfiye
Erdem. Burhan Banm.
TJmmü Özcan. Zahide Ak.
Nehibe Tiryaki. Kurbani
Tektaş ve Cem Özer'in
DGM savcılığına
aönderilecekleri bildirildi.
Refah Partisi'nin 24 eylül Ankara il kongresi iptal edildi. Tellioğlu kırgm aynldı
'Haksızhğa sıısan şeytandır'
• Kazandığı il başkanhğını Erbakarnn isteği üzerine
bırakmak zorunda kalan Mehmet Tellioğlu, "Milli Görüş'ün
27 yıllık söyleminden taviz verilmesinden kaygılıyız.
Haİcsızlığa susanlar dilsiz şeytanlardır" dedi.
Vlehmet Tellioğlu- Taban beni seçti
Ihraçlar
tebliğ
ediliyor
ANKARA (Cumhurnet
Bürosu)-DSP Merkez Dı-
sıplın Kurulu'nun (MDK.)
Edırne \lıflet\ekili Erdal
Kesebir \ e arkadaşları için
aldığı ihraç kararları tebliğ
edılmeve başlandı. Ke.sebir.
"DSP Ece\itlerin mülkü de-
gil. Ben de onlann kiracısı
değilim. Tahliye karan alır
gibi ihraç karan alınması-
nı onlara \aktşdramıyorum.
>lahkeme>e başvuracağım.
Partimedönmekistrtorum"
dedı.
Ke.sebir'ın ihracıyla
DSP'nın mılletvekili sayı-
sı 73"e indı. Bülent Ece-
vifin başuırusuvla Kese-
bir v e 8 delege ar'kada^ının
ihracr gündeme gelmıştı.
MDK'nın 14 eyîül günü
yaptığı toplantıda. Kesebir
ije Mehmet Karaduman.
Lmit llgen \ e Bülent Varel
hakkında ıhraç karan venl-
dı \e karar dün tebliğ edil-
dı. MDK karannda. söz ko-
nusu kışılenn "partinin bü-
tünlüğünü bozma\a \e>a
sarsnıa\a>önelik çaİışmaLar
\e e\lemler \aparak parti-
ye bü> iik arar \endiği" be-
İirtıld'ı.
Kararda. Kesebir \e arka-
daşiannın mılletvekılı se-
çimlerinın ardından\aygın
bır hızip hareketı başîatmak
ıstedığı de \ urgulandı.
AMC4R.A (Cumhuriyet Bürosu) - RP
Genel Merkez vönetıcilerinın baskiMiıın
ardmdan Genel Ba^kan \e Başbakan
INecmerrin Erbakan'ın isteği üzerine
Ankara İl Başkanlığı'nı bırakmak zorunda
kalan Mehmet Tellioğlu. "Milli Görüş'ün
27 \ıllık söjlemlerinden ta\iz verilmesr
temel ka>gımızdır. Bu ka>gı ömrümüz
boyunca dikkatimizde kafacaktır.
Haksızlık karşısında susanlar. dilsiz
şe>tanlardır" dedi. Ankara il binasının
anahtarını genel merkezin atadığı
vönetime bırakan Tellıoölu. "Zeki
Çelik'in başarılı olup olmayacağı 3 a>
sonra ortaya çıkacaktır" dı\erek
kırgınlığını dile getırdi. Çelik'in RP
Ankara İl Başkanhğf na genel merkez
tarafından 3 avlık geçici bir.süreyle
atanması üzerine 24 eylülde venilenecek
olan Ankara il kongresi de iptal edildi.
RP'nin bazı il kongrelerinin ıptalinden
sonra parti içinde başlayan gerginlikler
sürüyor. Tellioğlıı'nu destekleven
teskilat üyeleri. bu durunıdan
ralıatsızlıklarını dile getirirken ortada
ciddi bir haksızlık olduöunu sövlediler.
ÇİZ31EDEN YUKARI MUSA KART
Telefonlanmız dinlenivor!
Tellioğlu. dün düzenlediğı basın
toplantısında. 1 Eylül 1996 tarihinde
yapılan il kongresinde tabanın kendisıni
seçtığini \urgula\arak "Ankaralının ortak
hislerine tercüman olacağına inandığı bir
ekibin teşekkülü ile tönetiminde ona\
gördük. Ancak RP Genel Başkan
Yardımcısı Ahmet Tekdal'ın 6 Eylül 1996
tarihli bir karan ile seçilen yönetim
feshedildi. İl binasının \e vönetimin
Tekdal'ın ada\ı olan Çeük'e de\ redilmesi
istendi" diverek parti genel merkezini
eleşttrdi. Başbakan Erbakan'la
görüşmelerini anımsatan Tellioğlu, genel
başkanının. Çelik'i 3 ay denemeyi
dü^ündüğünü belirterek "Daha öncede
deklare ettiğimiz gibi ErbakaıTın tercihi
bi/inı için geçerli olandır" dedi.
Tellioğlu daha sonra il binasının
anahtarını >eni vönetimde
ver alan Memduh
Karataş'a \erdi. Genel
merkezin atadığı _\eni
Ankara !l Başkanı Çelik'in
bınaya gelmemesi de
dikk'at çekti. Tellioğlu.
gazetecilerin "Venibir
kongre yapılırsa aday olur
musunuz" sorusu üzerine.
"Bö\le bir kongrenin
olacağını sanmıyorum.
Olması halinde de olurum"
yanıtmı \erdi.
"Çelik'in 3 a\ sonra
başanlı olup olma>acağının
ölçüsü ne" sorusuna "Biz
çalışmalan takip edeeeğiz.
Başarılı olursa de\anı
edecektir. Ondan sonrasma
genel merkez karar verir"
karsilığını \eren
Tellioğlu. bır gazetecinin
"Partiniz \illardir
demokrasinin
olmadığından yakınır,
bugün size >apılan da
demokrasiye a\ kırıdır.
Bundan rahatsız olmuyor
musunuz" \olundakı
değerlendirmesi üzerine
şö> le konustu: "Biz 27
yıldır bu partinin
tabanından geliyoruz. Bu
partinin ilkelerinden ta\ u
^erenlere karşı hassas
dav ranırı/. Biz o karan
tanımadık. Ancak
Başbakan'ın isteği üzerine
deklarv ettik. Çünkü 1
e\lülde \apılan kongre
demokratikti. Bize destek
\erilmişti. Bize göre
haksı/lığın karşısında
susanlar dilsiz şe>tanlardır.
Hakkın ha\ata hâkinı
olması için çânşacağız."
CHP'de muhalefetcq)hesiıukıtgeçüıui}Y)r
TÜREY KÖSE
A-NKARA -CHP'de parça parça olan parti ıçı
muhalefet temsıleılerı. arayışlarını sürdürürken
"Bö> leginnez. CHPdönüştürülmeü" ortak bek-
lentısınıdilegetırdıler.TBMM'nınaçılnıasından
sonra bu beklentilenn somut gırışimlere dönüş-
mesı beklenı\or. CHPGenel Başkanı DenizBay-
kal ekıbi ıçındekı saflaşmanın \arattığı gergın-
lıkJerin dea>ıla)7udığınadikkatçekihrlen TB\1\)
açıldıktan sonra küçük kurulta-
\ın toplanabıleeeği bildirildi
CHP'de seçını yenılgısının
yarattığı sorunlar karsjsında
parti ıçı muhalefet çıkış ararken
Baykal ekıbi de kendı içinde
bölündü. CHP ıçınde. bu aşa-
mada "genel başkanlık sonınu
yokrur"denırken_\önetıınedö-
nük eleştırıler voğunlaştı. Ge-
nel Sekreter Adnan Keskin ile
Genel Başkan yardımeılan .Ali
Topuz \e Erol Çe>ikçe arasın-
da gerginlık aşılamadı. A\lar
önce istıfa eden Merkez Yürüt-
me Kurulu ü\elerı Öna\ Alpa-
go ve Rıza Yılmaz'ın senne.
uzJaşma sağlanamadığından > e-
ni ü\elerseçılemedı. Genel Sek-
reter Adnan Keskin"ın. parti yö-
netımını eleştıren Genel Sekre-
ter Yardımcısı Mustafa Do-
ğan'ın da istifasını ıstedığı. an-
cak Doğan'ın istıfa etme> i red-
denığı öğrenıldı. CHP'de >enı
hesaplaşmalar\eara>ışlarıçınTBMM'nınaçıl-
ması beklenırken parti ıçınde çesıtlı ara> ışlarda
bulunan taraflar \e gırı^ımlefi >ö\ le:
Murat Karayalçın cephesi: C HP Samsun \111-
lenekılı Karavalçın. ikı yıllık bırsüre ıçınde par-
ti ıçı iktıdar kavgalanna bulaşmadan. bırdergı
çevresındetüm ülkedepotansı\el bırörgütlülük
yaratma)) hedetlivor Karavalçın böylece ısmı-
nı de "dinlendirme\i" amaçlarken. Sosval De-
ıııokrat Harekeı dergisının ekım başı >a da orta-
sinda çıkması beklenıyor.
Gürkan-Karakaşcephesi:CHP Iznıir Mıllet-
vekılı A\dınGü\enGürkan. İstanbul Mıllet\e-
kılı ErcanKarakaş ile Ankara Mıllet\ekılıSe>-
fiOkta\"ın da ıçınde ver aldığı grup. CHPv ı dö-
nü^tünne hedefine dönük ginş.ımlerde bulunu-
>or.
CelalDoğancephesi: Gazıantep Beledıve Baş-
kanı Celal Doğan. CHP ve DSP lıderlerı'ne "çe-
kilin'çaârısında bulunurken: CHP'de aenel baş-
Gökçek, CHP'lileri birbirine düşürdü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Büyükşehir Beledı>e Başkanı
MeUh Gökçekin. CHP Samsun
Millervekili Murat Karavalçının
başkanlık dönemiyie ilgili yolsuzluk
savlarınt içeren bilgıleri CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin den aldığı
iddiası CHP'yi kanştırdı. Karayalçın,
Keskin'ın yalanlamasını yeterli
bulmadıâım belirterek "Doğru olan,
bugüne kadar bana ve Ankara
Böyüksehir Belediyesfne yönelrtlen
iftiralann hangi kavnaktan çıkiığının
saptanması \e bu si>asi \« beşeri
ahlaksı/lığın yargı \oluy1a
çözülmesidir" dedi. Gökçek.
Ankaray'ın açjbşındaıı önce metro
konusunda Keskin'in kendisine
ihbarda bulunduğunu açıkladı. Keskin
ise, Gökçek'in kendisini arayarak,
belediyeye dönük suçlamalarda
bulunursa. iftiranın kendısınden
geldiğini açıklama tehdidinde
bulunduğunu söyledi. Tartışma
uzarken, Karayalçın, CHP Genel
Başkanı Deniz Baykalı telefonla
arayarak suçlamalann reddedilmesini
istedi. Karavalçın. dün parlamentoda
düzenledigi basın toplantısında,
taleplerinin sonuçsuz kaidığını
beiirterek şunlan söyledi:
'"Gnıp Başkamtkili Önder Sav'a basuı
toplannsı vapatağımı söyledim. Beni
arayarak, Keskin'in bir açıklama ile
suclamaları reddettiğini belirtti. Bu
açıklama gazetelere \a da tetevizyon
kanallanna yansunamışn. Keskin'in
yazriı açıkJamasj şöyicydi: 'Gökçek.
Karayalçın hakkındaki bazı dosyaların
tarafımdan kendisine verildigini
söylemektedir. Bu da büyük bir
yalandır". Ashnda Gökçek'in
suçlamasında °dosya verme' iddiasına
rastlamamakla birlikte, Keskin'in bu
açıklamasını omrnsiyurum. Ancak
yeterli bulmujorum."' Karayalçın,
Ankara metrosunun da, diğer
projeîerinin de kendilerinin "yüzala"
olduğunu behrterek "Ankaralılar.
başlangıçta bunlan karala>aniann daha
sonra projelerintohüklügöönünde
nasıl di/ çökmek zorunda kaldıkiannı
^»rmüş^ür'" dedi. Karayalçın, bir soru
üzerine. "Keskin ile Gökçek arasındaki
suçlamalann açığa çıkanlması, partinin
o suçlamada bulunan kisivi yargıva
götfinnesi"' gerektiğini söyledi.
kanlık vanşınagırmek ıçınde nabız>oklamava
başladı. Doğan. "uç be>leri" olarak nıtelendır-
dıgi Gürkan. Karavalçın. Karakas.. Hasan Feh-
miGüneş, HikmetÇetin v e Zülfîi LKaneli ile gö-
rü^melervaptı. Doğan. *Partinin uçbeşlerine'So-
rumluluklannızıngereğını vapın. Gelecektehe-
sap verırsınız' dedik Laf düzeyinde herkes so-
rumluluğunun bUincinde, ancak kratta sınr. l ç
be>lerine 'kalkm avağa" dijoruz'dedı. Doğan.
bundan böv le saha çaiışması vapılacağını belir-
terek "Herkes hazırlığını \apsm.
Ben Türk-İs \e Hak- Iş konfede-
ras>on başkanlaniledegörüştüm.
'Güvendığıınız kadrolarla sosval
demokrasinin avağa kalkmasını
ıstenz'dhorlar.Onümüzdekigün-
lerde Ege've gideceğim, örgüöeri
ziyaret edeceğim" dıve konuşru.
Zülfii l.ivaneli cephesi: Sanat-
çı-vazar Lıvanelı de arayışlannı
sürdüriivor Lıvaneli. Karakaş-
Gürkan ekıbi v e Çankava Beledı-
ve Başkanı DoğanTaşdelen ile te-
maslarda bulunuvor. ülkenin çe-
şitlı verlerındekı toplantılara ka-
tılıyor
MuhalifPM üveleri: CHP Par-
ti Meclısı (PMı üyelennden Ha-
san Fehmi Güneş. Kenan Coşar,
Mustafa GazalcL Halil Çulhaoğ-
lu partinin "sol"a çekılmesme dö-
nük arav ışlannı sürdürüvorlar.
Muhalif iiveler PM'de seslennı
v ükseltırken Güne^ ıl ıl gezerek ör-
cütün nabzını vokluvor.
IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
istanbul daha pasaport kontrolünden
geçip, valizimi alıp. terminal binasını terk
ettiğimde başladı. Saat yarı geceyi çok-
tan geçmiş. Sıradaki taksilerden ilkine yü-
rüdüm. Herif yerinden bile kımıldamadı.
Borç para isteyecekmiş gibi suratına
baktım. Başıyla belli belirsiz "atla" diye
işaret etti. Atlayacağım da valizim taş
gibi ağır. Cabadan valiz büyüklüğünde
bir çantam da var. Ama hayır. onlan alıp
bagaja yerleştirmek ¥
'onun" işi değil.
Mustafa Kemai'eatfedilen. "Bumille-
te herşeyi öğrettim, uşaklığı öğreteme-
dim" Atatürksözünü anımsayıp taksinin
bagajını kendim açtım: oflaya puflaya
valizimi, çantamı yerleştirdim. sonra da
taksinin arka koltuğuna yerleştim:
- Selam!
Yanıt homurtuya benzer bir sesten
ibaret. Anlaşıldı, istanbul'dayım.
- Cağaloğlu'na gideceğiz.
Soruyu soruyla yanıtladı ve yanıtında
en küçük bir utanma sıkılma belirtisi yok:
- Ne tarafa düşüyor bu 'Calolu', am-
ca?
Vay be! Adam üstünde "taksi" yazan
portakal rengi arabaya kurulduğuna gö-
re, üç aşağı beş yukarı "Ben ekmeğini
taksi şoförü olarak kazanan bir emekçi-
yim. Bu kenti tanırım. Seni en kestirme
ve en hız/ıyoldan söylediğin adrese gö-
Memleketimi Seviyorum...
türürüm ve karşılığında taksimetrenin
yazdığt ücreti alınm" demiş oluyor.
Benimki ıse 'Ca/o/u'nun ne tarafa düş-
tüğünü soruyor.
Her sorumlu Türk aydını gibi her fırsat-
ta halkımı eğitmek göreviyle yükümlü
olduğumdan, "Sahilyolunagihn, Kum-
kapı'dan sonra nasıl gideceğinizi ben
size söylerim" deyip ekledim:
- Sizin evde buzdolabı bozulsa. ta-
mirci çağırsanız; tamirci de size, sen na-
sıl tamir edeceğimi söyle ben de yapa-
yım, dese ne yapars/nız?
Anlamadı. Anlamadığı gibi üstüne de
alınmadı. Çipil gözlerini kırpıştırıp:
- Ne anlatıyon sen dayı be? diye sor-
du.
Sustum.
• ••
Gazeteye geldik. Taksi şoförünü. (!)
parasını verip savdım. Kendi emektar
arabama geçtim. Evin yolunu tuttum.
Karaköy'de polis çevirdi. Beni değil,
hemen herkesi çeviriyorlar. Trafik kont-
rolünden çok terönst kontrolü anlaşılan.
Sağa çekmemi işaret eden polis me-
muru yaklaştı. indim. Öteki polis me-
murları durdurdukları öteki arabaları de-
netliyorlar. Benim payıma da bu memur
düştü. Tek başına ve ağır ağır yaklaştı.
(Ben terörist olaydım mermiyi alnının or-
tasına çoktan yemışti). Kimliğimi aldı. O
ışıkta görmesi olanaksız. Gene de okur
gibi, bakar gibi yapıp geri verdi. Ardın-
dan üstümü aradı. Koltuk altımda. sır-
tımda, kemerimin sağında ve solunda,
bacaklarımın arasında ve pantolon pa-
çalarımda bir tabanca saklamış olaydım
mutlaka bulurdu. Ama tabancayı tam
önden, göbeğimle kemerimin arasına
yerleştirmiş olaydım nah bulurdu.
Terörist olmadığım anlaşıldı. Gözle-
rinden uyku akan fukara polis memuru
sinek kovalar gibi eliyle işaret etti:
- Gidebilirsin!
Gittim.
Türkiye çok dinamik bir ülke. Her şey
çok kısa sürede değişiveriyor. Müthiş
bir değişım bu. Yıllardır Beşiktaş'tan
köprüye sapar evime giderim. Sabahın
köründe de geçtim, sabaha karşı da
geçtim, akşam trafiğinin en azgın oldu-
ğu saatte de geçtim. Simitçiden keten-
helvacıya, Milli Piyangosatıcısından. çi-
çekçiye her türlü satıcıyı otoyol (Otoyol
= Yayaların ve motorsuz araçların girme-
sı kesinlikle yasak olan trafik kanalı) üs-
tünde görmeye alışkınım ve yatkınım.
Bir hafta öncesine kadar da böyleydi.
Bir hafta. sadece yedi gün yurtdışında
kalıp döndüm ve sabaha karşı 03 sula-
rında Beşiktaş'tan köprüye sapan yol-
da onu. salepçiyi gördüm. Sıcak salep
satıyor.
Yani biraz sağa yanaşıp. durup. el fre-
nini çektiniz mi, dumanı tüten, üstü tar-
çınlı salep bardağı elinizde. Hem içip
hem gidemeyeceğinize göre salep bite-
ne kadar orada duracaksınız demektir.
Önümde iki araba durmuş, salep sefa-
sı yapıyor.
Sağayanaştım. El frenini çektim. Oto-
yolda salebimi içtim. Parayı ödedim ve
yoluma devam ettim.
Bir haftadır şerit değiştireceği zaman
beş yüz metre önceden sinyal vermeye
başlayan: arkadan gelen trafik elverme-
dikçe şerit değiştirmeyen: kırmızı ışıkta
duran: yaya geçidinde mutlaka duran;
otoyola girer ve çıkarken kesiksiz kalın
çizgiyi asla ve asla çiğnemeyen o ruh-
suz Alman sürücülerden gına gelmişti.
Oysa burda otoyolda salebimi ıçtim ve
evime gidiyorum.
Memleketim gibisi yok. Bu memleke-
tin dünyada eşi menendi yok.
Memleketimi seviyorum.
POLİTİKA GUNLUGU
HİK31ET ÇETİNKAYA
Basın Özgürlüğü mü?..
Mehmet Ali llıcak. Kanal 7 de Ahmet Hakan'/n
sorulannı yanıthyor...
Diyor ki:
"Bu, basın özgürlüğüne vurulan birdarbedir..."
Acaba öyle mıdir?
Genç gazete patronu llıcak. sekız sayfalık promos-
yonlu Akşam gazetesini 125 bin liraya, çok sayfalı
promosyonsuz Akşam 'ı ise önce 5 bin liraya. ardın-
dan da 10 bin liraya satmaya başladı. Bu yetmedi 'do-
lar' üzerinden köşe yazarı transferetmek için özellik-
le Hürriyet, Mill/yet ve Sabah gazetesınden pek çok
meslektaşımızın kapısını çalmaya başladı. Kulaktan
kulağa dolaşan söylentilere göre transfer ücretleri
150 bin do ardan başlayıp 400 bin dolara dek ç/kı-
yor, aylık ücretlerin ıse 5 bin-15 bin dolar arasında ol-
duğu konuşuluyordu...
Gazetelerin çanak-çömlek dağıttığı bir dönemde fut-
bolcu pazai gibi gazeteci pazarı açılıyor. özel tele-
vizyonlar arasındakı b/linçsizrekabet', gazetelere de
sıçnyordu.
Ama birfark vardı arada ve çok önemliydi: Özel te-
levizyonlar kitlelere 'uydu aracılığı' ile ulaşıyor; gaze-
teler ise Aydın Doğan ile Dinç Bilgin'in ortak oldu-
ğu dağrtım şırketıyle...
Mehmet Alı llıcak'ın iki yıl önce ne matbaası vardı
ne de binası. Dinç Bilgin, llıcak'ın elinden tutmuş.
'Akşam' gazetesinin yayımlanmasında buyuk katkı-
sı olmuştu. Önceleri 35 bin kadar satan Akşam. te-
levızyon kanpanyasıyla, bir anda köşeyi dönmüştü.
Birden 1 müyon satışa oturan Akşam'ın genç patro-
nu parajarı repo' yapıp ışleri de yoluna koymuştu.
Genç llıcak. 'Allah'a inanan' dindar bır aileden ge-
liyordu_Kuran ve bayrak elınde yürüyordu. Tansu
Çiller, Özer Uçuran Bey ona yardım edıyordu.
Her şey tıkırtıkırgıderkenışler bır anda karıştı, ama
televızyon kampanyasından kasasını doldurmuştu. Tüm
değerleri altust olmuş toplumlarda böyle köşe dön-
meler olağan sayılmalıydı.
Ben hep ızledım bu olayı. Zaman zaman şöyle de-
dim gazetedekı arkadaşlara:
"Bu çocuk çok akıllı... Keşke televızyon dağıtaca-
ğına 7 bin kupona ikı oda bir salon ev dağıtsaydı...
O zaman Sabancı'y;, Eczacıbaşı'y/, Koç'u bıle ge-
ride bırakırdı ekonomik güç olarak..."
Arkadaşlarım sormuşlardı:
"Akşam'ın satışı kaç olurdu o zaman?"
Yanıtım şu oldu:
"5mılyon olurdu..."
Ardından da eklemıştım:
"Evlerı vermese de olur. Nasıl olsa unutulup gider-
di. Bu toplumda insanlar trafik ışıklannda otomobıl-
lerini yeşil yandıktan 17 sanıye sonra hareket ettir-
mıyorlar mıydı ?.. Bu süre A vrupa ülkelerinde 3 sani-
yedir... Türkiye, Afganistan, Hındıstan, Pakistan, Irak,
Iran vb. ülkelerde ise 17-20 saniye arasmdadır..."
• • •
Kapitalizmin birgerçeğı vardır; o da şudur: Oyunu
kuralına göre oynamak...
Kapitalızmde rekabet (Avrupa ülkelerinde), kalıtelı
ürû'nü değerinden daha ucuza satmamaktır. Bunun
için de yasal önlemler alınmıştır.
Türkiye'de bunun tam tersi oluyor ve özellikle ga-
zeteler. 10 bin l/raya sattıklan gazeteyi. dağıtım ko-
misyonunu da eklersek 30 bin liraya üretiyorlar. •
Ya televızyon reklamlan?
10 bin lira da onu eklersek işin içinden çıkılmıyor.
Bir karmaşa ortamıyla karşı karşıya kalınıyor. Devlet
bankalanndan alınan kredilerle 'basın çarkı' dönme-
yebaşlıyor...
Şimdi deniyor kı:
"Basın özgürlüğu çiğneniyor!"
Neyin özgü'lüğü Allahaşkına?
Basın emekçilerimn sendıkal örgutlenmesine izin ver-
meyen bır medya patronu, basın özgürlüğünden na-
sıl söz edebilir?
Bunun adı basın özgürlüğü değil, çıkar özgürlüğü-
dür...
• • •
Basındaki tekelleşme elbet 'küçükgazeteleri' yok
etme aşamasma gelmiştır...
Bunun önlemı afınmalıdır. Yasal düzenlemeler ya-
pılmalıdır...
Bir patron, tüm girdilenyle 40 bin lira olan gazete-
yi 10 bin liraya nasıl satabilır?
Şöyle: Devletten beslenerek, vergi kaçırarak...
Bunun başka bir açıklaması yoktur...
Genel Yayın Yönetmenimiz Orhan Erinç bak/n bu
konuda ne yazdı bir süre önce "Cumhurıyet'ten Okur-
lara" köşesince:
"Bu hafta da bır gazete, kendi ikizini kendısl ola-
rak yayımlamaya başlıyor. Başlığının kenarında ken-
disini 'Türkiye'nin en kaliteli gazetesi' olarak tanım-
layan Yeni Yüzyıl gazetesi, fiyatını 50 bin lıradan 10
bin liraya düşürerek yayın hayatını sürdüreceğini
açıkladı. Nedeni, promosyon vermesine karşılık sa-
tışının 60 binin altına inmesi mi bilinmiyor. Ancak
merakedilen birnokta var Ikızgazetelergeliherinipa-
halı kuponlu gazetelerin geliriile dengeleyebiliyor. Ye-
ni Yüzyıl böyle biryola başvurmadığına gore içinde
bulunduğu Bilgin Grubu tekelinin havuzuna güvenı-
yor olmalı. Ancak hiçbir değişiklik yapmadığını be-
lirterek 10 bin )iraya düşmesi. daha önce de 40 bin
lira fazla fiyatla sattığını göstenyor. Promosyondan
kaynaklanıyordu' demesi de olası değil. Çünkü pro-
mosyon biliyorsunuz 'halka hizmet' parolası ilepa-
zarlanıyor."
Bir ülkede tüm değerler yok olunca. basın da ken-
di değerlerini yıtıriyor...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet Cetinkaya "•/ Planet.com. TR
VACIT KILINÇARSLAN
(HAPAETQLO)
yaşıyor. yaşayacak...
Anısı mücadelemize önder olsun.
Devriıııci Yol ılavasuıdan
arkadaşlan adıııa
BÜLENT ANILAN
Se\gili
Dr. GÖKHAN AKŞİT
Henüz seninle paylaşamadığımız nice
türkülerimiz vardı bahargözlüm. O türkiileri
sensiz bırakıp gitmek de ne demek dost7
Değer verdiğin her şeyi miras kabul
edeceğim. Söz sana. Rahat uyu.
YAVT Z BİNGÖL