Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 1996 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
DYP'nin kurucusu ve eski Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, sağı 'özeleştiri' süzgecinden geçirdi
'Siyasetzenginleşme aracı'• "Demokrasiyi yargılıyoruz, bu hakka sahip
değiliz. Biz, gerçek demokrasiyi
yerleştiremedik ki başımıza gelenlerin
sıkıntılarını, zoriukfannı da demokrasi içinde
sorgulama gereği yapalım. Suçlu
biziz.Demokrasiyi gerçekleştirecek hukuksal
yapı kuramadık. Insan hak ve özgürlüklerini
sadece kâğıtta bıraktık. Öze indiremedik,
uygulamaya geçiremedik. Baraj yaptık,
adalet sarayı yapmadık. Komisyon yaptık,
hukuk yollarını açmadık. Bu tıkanıklığı
gidermek için bir gayret göstermedik."
7
*46 \ ılmdan beri gelinen aşamada, merkez
sağda eksik gördüğünüz noktalar nelerdir?
- 1946"da Türkiye bıçimsel olarak çok par-
tili hayata geçti. Aradan geçen 50 yıl için-
de ne yazık ki demokrasıye geçemedi. Tiir-
ki\e"nin sıkıntısı o. Merkez sağ. sol, aşın
sağveradikaller demokrasi içindeblması gereken par-
tiler. \e \ar ki demokratık yapılaş.may ı. cumhuriyetin
klasik tek partili düzenini. çok partili hayatın sonucu
olan demokrasiye getiremedik. Demokrasiye geçiş iş-
lenıedigi için de Türkive darbelerle. kesimilerle kar-
şılaştı. Hayal kırıklıkları yaşadı: zorluklargördü. Bun-
lann da faturası demokratık rejiıne yüklendi. Demok-
rasiyi yargılıyoruz. bu hakka sahip değiliz. Biz. ger-
çek demokrasi vi yerleştiremedik ki başımıza gelenle-
rin sıkıntılarını. zorluklarını da demokrasi içinde sor-
gulama gereği yapalım.
Suçlu bıziz. Suçlu olmasak bile. kabahatli biziz.
Demokrasiyi gerçekleştıremedik. birbirimize göster-
menıizgereken hoşgörüyü gösteremedik. Sıyasal mu-
halefetlere saygıyı gösteremedik. Demokrasiyi ger-
çekleştirecek hukuksal yapı kuramadık. De\ let buna-
lımı se adalet bunalımı yaşadık. hukuk bunalımı ya-
şadık. Hukuksallık bağlamını kuramadık. İnsan hak ve
özgürlüklerini sadece kâgıtta bıraktık. Öze indireme-
dik. uygulamaya geçiremedik. Baraj yaptık. adalet sa-
rayı yapmadık. Komisyon yaptık. hukuk yollannı aç-
madık. Bu tıkanıklığı gidermek için bir gayret göster-
medik. Sonra da "Nasıl demokratık sağ kuracağız. na-
sıl demokratik sol kuracağız? Nasıl sol veya sağ arasın-
da dengeleri sağlayacağız? Siyasal İslamcılan. rejim
karşıtlarını nerede tutacağız" sorulanna cevap arıyo-
ruz.
'Sorunları erteleyen demokrasi'
- Mevcut merkez sağ partilerin yerini hangi nokta-
da görüyorsunuz?
- Bir partı kuramadık. Türkive deki siyasal partiler
1961 Anayasası"nın getirdıği yasaklardan sonra der-
nek nıteliğındedir. Halklabağları seçimden seçimedir.
Türk halkının ayağına kadar siyasal partıyi götürmek.
örgütlüdemokrasiyi halkmyaşadığı hercoğrafyaya ta-
şımak zorundayız. Biz bunları da yapamadık.
Siyasal parti olarak halka yaklaşan sadece RP"dır.
Onun siyasal örgütlenmesini demokratik bir yapı ola-
rak görmeyebilirsiniz. Özellikle tekkeler. şeyhler. ca-
miler. Kuran kursları. ımamlar aracılıgıyla kurduğu
yapı. demokratik bir yapı değildır. Ama bir siyasal
netice vermektedir. Bunun karşısında dıger partiler
kongre partisidir. Kongreden kongreye. genel başka-
nı. yönetim kadrolannı seçen ve gerçekten genel baş-
kana baglı. üretken olmayan, düşünmeyen, üst düzey
fikirleri onaya koyamayan. partinin meselelerini tar-
tışamayan birer biçimsel organdır.
- Sağda gördüğiinüz başka eksikler nelerdir?
Bunun bir bo_\ utu da ınsan hak \ e özgürlükleri. Bir
ülkede 13-14 yaşında çocuklann ışkence gördüğü id-
diası sadece yargıya bırakılacak bir hadıse değildır. Ta-
mamen siyasal araştırma konusu yapılması gereken
çokönemli \e\ahim bir iddia bu. Parlamento buna el
koymamıştır. Parlamento. batıda. doğuda boşaltılmış
köyler. faili meçhul cinayetler. kayıplar. cuma anne-
leri. cumartesi anneleri ayrımı yaşanmaktayken bun-
lara nasıl seyirci kalır? Nasıl tatile girer bir demokra-
si? Demokrasi kendı meselelerini çözen. meseleleri-
ni başkalarına bırakmadan çözen bir kurum. Siz bu
meseleleri çözmezseniz. bunu sokakta çözmeye çalı-
şanlar. kapalı kapılararkasında çözmeye çalışanlaror-
taya çıkar ya da başka ülkelerden gelip. bunu çözme-
ye çalışan müdahaleciler ortaya çıkar.Türkiye'nintar-
tışması gereken bu.
- 1946 > ılmdan beri iktidariar çoğunlukla merkez
sağdaydı \e> a onlann ağırlığınday dı. Bu eksiklikler ne-
den giderUemedi?
- Sadece merkez sağ iktidar olmadı. sol partiler de
iktidaroldular. Radikal Islamcılarda iktidaroldu. Ben
iktidarlan suçlamıvorum. Sisteme katılanlan eleştiri-
yoruın. Demokrasi kurmak kolay değil. Bütün mese-
lelerini erteleyen. hiçbır meselesinı çözmeyen bir de-
mokrasi yaşıyoruz. Güneydoğu sorununu. faili meç-
hulleri. işkenceyı kim çözecek? Kim yapacak Türki-
ye'nin yeni hukuksal yapısını. eskıyen yasalarını kim
yenileyecek'.' Askerlerın hazırladığı anayasay ı kim dü-
zeltecek.' Nıye erteliyoruz ve kime bırakıyoruz? Ben-
ce bunları önceliklerine göre sıraya koymazamanımız
da yok.
- Siyasi vozlaşma mı bu tıkanıklığı getirdi. yoksa h-
kanıkiığm nedeni siyasi yozlaşma mı?
- Demokrasilerin ıki yanı var. hukuk veahlak yanı.
Bütün demokrasıler. ahlak yapı larını sağlamlaştınrlar.
Çünkii bir demokratik düzeni. birotokrarik düzenden
ayıran açıklıktır. şeffaflıktir. görünür olmaktır. De-
mokrasi bir bakıma. tek adamın ya da bir oligarşının
devlet kaynaklarını sömürınesini halkın lehineengel-
lemek ve denetlemek için kurulmuş. Biz bunu yapa-
madık. Düşünün ki Amerika'da Clinton'ların. servetı
1 mılyon dolar. bizim başbakanımız \e eşinin sadece
Amerika'dakı serveti 6 milyon dolar. Biri çıkıp da bu-
nun hesabını sormuyor. soramıyor. Bir demokrasi bu
hesabı sormadan yaşar mı? Ahlak yapısı açıkça tartı-
şılan bir genel başkanın yönettiği bir demokrasi başa-
nlı bir demokratik sistem ortava kovabilirmi ? ABD'de
DURDANE KOCAOGLU / BULENT SARIOGLU
Cindoruk halka inmiş, halk hareketi yapan
250 dolardan fazla hediye almak mümkün değil. Bi-
zim genel başkanlanmızın ya da başbakanlanmızın eş-
leri. milyarlık pırlantalarla süslü takılarla televizyon-
lara. gazetelere çıkıyorlar. Kimse sormuyor. bunu ne-
reden aldın diye. Bunu sormadıktan sonra bu ahlaki
yapıyı da kurmadıktan sonra biz demokrasiyi kurduk
diyebilir miyiz?
- Neden bu aşamaya gelindi? '
- 1983'ten bu yana siyasal denetim büyük oranda
kalktı. Anayasaldüzen. siyasal iktidarlarayetkilerge-
tırdi. fon idareleri gibi. Ayrıca Meclis"te tecrübeli si-
ya.setçilerin yasaklı olduğu dönemdeki boşluklar. ge-
leneksel partilerin kapattlması.
yeni partilerin tamamen lider
egemenliğinde kurulması gibi
faktörlerle me\ cut olan denetim
ağırlığı da hafifledi. Hiç olmaz-
sa kişisel beceri ve birikimlerle
sağlanan denetim ortadan kalk-
tı. Ya da siyasal ahlaki temsi! e-
den kışıler. siyaset dışı kaldılar.
Siyaseti. bir an evvel zengin
olmak isteyenlerdoldurdu. Çün-
kü siyasetle zengin olmakta risk
yoktur. sermaye riskı yoktur.
kaybetme riski yoktur. Yaptınm
da yoksa. maeeracılann. bir an
evvel zengin olmak ısteyenlenn.
örtülü bir demokrasi içinde zen-
gin olmanın yollan açık. Çünkü
Türkive. yatınm yapan bir ülke.
büyük ihalelerkovalavan bir ül-
ke: bir de silah sanayiyi var; si-
lahlanan bir ülke. Onun için ba-
şımız bu noktada eğik duruyor. Böyle bir vozlaşma
zenginliği içerisinde siyaset zenginleşme aracı haline
gelmiştır.
Türkive"de özel adalet var. Çünkü ülke adaleti bu-
nalımı v aşıyor. Yeterli savcısı. hâkimi. aracı gereci. im-
kânlan olmayan bir adalet sistemi kurmuşuz. Birye-
raltı ekonomisi var. Artık Türkiye'deki kayıtdışı eko-
nomı değil. yeraltı ekonomisidir.
- Liderin bu handikap içindeki rolii sizee nedir?
- Temel nedenlerden biri. siyasetteki kirliliktir. Ya-
saklar konduktan sonra gerçek politikacılar siyasetten
uzaklaştınldı. Onlann yerinebaşkalan geldi. Önları ta-
nımıyoruz. ABD"de okumuş. profesörlük yapmış bir
kişi gelipTürkiye'debaşbakanolabiliyor. 80öncesibu
'
l
Bir ülkede 13-14
yaşında çocuklann
işkence gördüğü iddiası
varken, doğuda
boşaltılmış köyler. faili
meçhul cinayetler,
kayıplar, cuma anneleri,
cumartesi anneleri
ayrımı yaşanmaktayken
parlamento bunlara nasıl
seyirci kalır? Nasıl tatile
girer bir demokrasi?"
partiler oluşturmaları gerektiğini söylüyor.
mümkün değildi. Yerleşmiş olan siyasal liderlere he-
pimiz kırgın. küskün hatta bıkkm olabiliriz. ama gel-
mişini, geçmişini biliyoruz. Hiç olmazsa onlann
ABD"de mal varlıkları olup olmadığını biliyoruz. ye-
teneklerini tartabiliyoruz. Demokraside bir miktarda
yeni insanın belli siyasal süreçten geçmemesınden
îcorkmak lazım. Siyasal parti düzey ınde genel başkan
egemen partiyi kurarsanız. Ittıhat Terakki'nin sonuç-
larıyla karşılaşırsınız. Ittihat Terakki'nin adı partiydı.
ama demokratik bir parti değildi. Şimdi a v m %e% % a r
Sayılan 5 tanedırdiye demokrasi var mı diyeceğiz. Ge-
neİ başkanlarm hatta genel başkanın koca.sının yaptı-
ğı listelerle seçime giriyorsu-
nuz. Ve bunu kabul eden ınsan-
largeliyorlarhükümetegıriyor-
lar. muhalefetı temsil ediyorlar.
Bakan olmadıkları zaınan da
partilerinden ayrılıp muhalefet
hareketi başlatıyorlar. Böy le bir
olayın demokratik olarak tarıfi
mümkün değil.
- RP ile birlikte radikal İs-
lamda da > ükselme olduğu gö-
rüşüne katılıvor musunuz?
- Radikal Islam gelmedı kı.
Radikal Islamın oyu yüzde 20.
radikal Islama yüzde 2(>'yle
cumhuriyetin temellerini değiş-
tirecek ımkânı kim sagladı?
V üzde 80'in beceriksizliği. ku-
rumsallaşmamasi gerekli huku-
ku. siyasal ilgi. bilgiyı kurama-
>ışı. hedeflerı belirlemeyişi.
Radikal Islam. cumhuriyetin te-
mel nitelıklenni değiştınnek ıstivor. değiştirir. Çünkü
onun kavgası cunıhuriyet rejimi ve demokrasiyle. Si-
yasal Islamı getirdıği zaman demokrasi} i kaldıracak.
Ihtilalcı komiinizmle bunun arasındakı fark sadece
ideoloıilerin reııgi.
- Merkez sağda biriik. bu bunahma çöziim olabilir
mi?
- Benim tabirim merkez sağ değil, demokratik sağ.
Bizını rejimimızin sıkıntısı. bir demokratik sağ parti-
nin olmavışıdır. Fanatizm vardırbugüne kadar. Şo\en
milliyetçilik. ırkçılık. aynmeılık vetutuculuk demok-
ratik harekette ağırlık kazandığı zaman sistemde boş-
lıık ortava çıkıyor. Sol parıiler. bu hoşgörüdüzeni için-
de kendilerini bıraz daha toparlayıp ortava kovdular.
• "pemokrasi bir bakıma, tek adamın ya da bir
oligarşinin devlet kaynaklarını sömürmesini
halkın lehine engellemek ve denetlemek için
kurulmuştur. Biz bunu yapamadık. Düşünün
ki Amerika'da Clinton'ların, serveti 1 milyon
dolar, bizim Başbakanımız ve eşinin sadece
Amerika'dakı' serveti 6 milyon dolar. Biri çıkıp
da bunun hesabını sormuyor, soramıyor. Bir
demokrasi bu hesabı sormadan yaşar mı?
Ahlak yapısı açıkça tartışılan bir genel
başkanın yönettiği bir demokrasi, başarılı bir
demokratik sistem ortaya koyabilir mi?"
Sınıfsal aynmcıhğı koruyan partiler tasfiye ediliyor
veya uç partiler haline geliyor. Ama daha demokratik.
hümanist partiler, ayrımcılığı reddederek hoşgörü dü-
zenini kurarak demokrasiye daha fazla katkı sağlıyor.
Aslında liberal demokrat bir partinin aynı katkıyı da-
ha fazlasıyla sağlaması gerekiyor. çünkü onun başka
takıntıları yok. Ekonomide. ferdi teşebbüste daha da
özgürlükçü. Türkiye'de demokratik sağ dediğimiz par-
tiler. Batıdakı demokratik sağ kımliği kazanırsa. Tür-
kiye. bir boşluktan kurtulacak.
- Merkez sağ partiler. birbirlerinin sö\ lemini tekrar-
la>arak tabana > aklaşmaya çalışıyor. Bu benzeşıne sa-
vaşımı normal mi?
- Benzeşmeyi birbirleriyle yapmasınlar; demokra-
tik siyasal parti noktasında yapsınlar. DP de bir de-
mokrasi adası değildi: AP de değildi: ANAP da değil,
DYP de degil. Ama bunlar demokratikleşme sürecin-
de çok faydalı merhaleler, adımlar ve basamaklardır.
Bunların hiçbirini ayıklamadan. yadsımadan bunlan
tarihi sürecin vazgeçılmez aracı gibi görüp. sonucu or-
taya çıkarmak gerekiyor. Şimdı sonuç aşamasına ge-
linmiştir.
Cumhuriyet rejimine karşı olduğunu açıktan ifade
eden bir siyasal partiye iktidar teslim etme zaafıyeti
ıçinde hepsi. Kimse bunların sonuçlarının ne olacağı-
ııı hesaplamıyor. Ama ben açıktan sövlüyorum,
RP'ninbaşbakanlığısürerse. Türkive dışpolitıkası ve
ıç politıkasıyla önce bir Ortadoğu dev leti. arkasından
da bir Arap dev leti olur. Buna dev letin bazı güçleri mü-
saade eder mi? Etmezlerse, o zaman siyasal çatışma,
Jevletın bazı organlanyla bir siyasal parti arasında
ctddi bır noktaya gelir. Terör ve anarşinin olduğu bir
ülkenin böyle sıkıntıyı yaşamasına tahammülü ola-
naz. Dev leti sınamak. demokrasiyi ve rejimi sınamak
eününde degıliz.
DP. darbeye zemin hazırladı
- I946\eva 1983 ruhunasanlma, merkez sağ için çö-
/üm nıü?
- 1946'nın şartları değıştı. !960"ta DP'de 46 ruhu
yoktu. Oşartlar tek partı donemine karşı birbaşkaldı-
n ve halk hareketi. 46-50 arasında o ruh var. 50'den
sonra DPzaten kalkınma rüzgârı e'stirmıştir. Görülme-
mişbirkalkınma, nurlu ufuklar. Halka refah verendi-
nanıik bir dönem başlatmıştır. Ama 46"da söy ledikle-
rini gerçddâştu-memıştk Ken^igınereva görüJenleri,
muhalefet partilerine rera gormeye devam etmiştir.
Bence 46 ile 50 arasındaki şartlan ayırmak, 50 ıle 60
arasındaki dönemi dışında tutmak gerekıvor. 46 ruhu-
nu yaşatmak istiyorlar mı? O bir demokrasi isteği.
halk talebidir. Halkın talep ettığı demokrasiyi hangı
parti kurarsa.o 46 ruhunuyenilemış, onutamamlamış
olur. Çünkü DP onu eksik bırakmıştır. Eksik bırakma-
saydı 60 ihtilali olmazdı. Ben DP'liyim. ama onu da
eleştirdim. DP, özgürlükleri. haklan korkusuzca. se-
çim hukukunu karşılıklı anlayışla kurmuş olsaydı. ne
27 Mayıs olur, ne Türkiye bu hale geürdi. Bunda ta-
biı muhalefetin de çok şiddetli tahrik edıci rolleri var,
ama onu tarihe bırakıyorum. Ben yaşadıklanmı söv-
lüyorum.
Kabahat Çillerde değll'
- Özellikle D\ P'deki erime >e merkez sağa olan gü-
\enin vitirilmesindc Tansu Çilkr'in rolü sizce ne öl-
çüde?
- Kabahati Tansu Çiller'e de bulamıyorum. Bu ka-
dar boş bırakılırsa elbette gelir: elbette hesap vermez.
Çünkü bir siyasi ahlak komisyonu ve kuralı konulma-
mış. Soruşturma, Meclis çoğunluklanna bırakılmış,
yargının eli kolu baglı. dokunulmazlıklar çok sert. De-
mokrasi. insanın hesap v ermeden yaşayacağı bir dev-
let düzeni getirmiyor. Burası padişah otoritesiyle ida-
re edilmiyor ki. Padişaha dahi hesap soranlar var.
- Seçim işbirliği, biriik için bir aşama olabilir mi?
- Metot önemli değil. Eğer irade bırliği sağlanmış-
sa. çözüm kolay laşmıştır. Siyasettedemantıktadaher
alanda metot daha kolav bulunur. Ben irade birliğini
göremiyorum. Demokratik sağda lıderin kim olacağı.
yeni partı oluşumunu, Türkiye'nin içinde bulunduğu
şartlarda çok sonlarda görüyorum. Bütünüyle sistemi
iyileştirmek gerektiğini düşünüyorum. Bunların hep-
sini çözmenin yolu gerçek partiler. Halka inmiş. halk
hareketi yapan partiler oluşturmalıyız. Partileri parti
yapacağız. sonra hukuksal yapımızı ortaya koyaca-
ğız. Hukuksallık bağlannı kuracağız.
- Adres tartışmalan nasıl noktalanabilir?
- Adres halktır. Eğer partiler bu kavgayı sürdürür-
lerse. halk kendi bir çözüm bulur. Kimse kimseye ad-
res gösteremez. Partılenn posta kutusu gibi kullanıl-
ması mümkün değil.
Bu hadiseyi süreç içinde çözmek gerekiyor. Zorla-
madan, yeni gelişmeleri görerek. parti kongrelerinin
sonuçlannı yaşayarak bu işe soyunmuş arkadaşlarımı-
zın, çok üst düzey önenleri parlamento v e partilere ta-
şımasıvla. Halk hareketi ve demokratik birhareketin
içindeyseniz, kendi kendinizi liderilanedemezsiniz.O
hareket başarıya ulaştığı zaman, zaten kendılığinden
çıkacakorganlarbırisini oray a getirir. O önemli değil.
Yarın- ismet Sezgin yeni parti
oluşumunu değerlendiriyor
ÇALIŞANLARIN SORULARI /SORUNLARI YIL>14Z ŞÎPAL
6
20 yıldır kapıcı olarak çalışmaktayım'
Soru: 20 y ıldır kapıcı olarak çalışmaktayım. Apartman yönetim kuru-
lu. benim emekli olmanıı kararlaştırdı. a- Benim, bu karara iti-
raz hakkım var mı? b- Kıdem tazminatımı, asgari ücretin briit
rutan üzerinden hesaplıyorlar. KJra ödemeden oturmaktaoldu-
ğum dairenin kira bcdeli ile bedel ödemeden yaktığım elektri-
ğin ve suyun da karşılığı tutarın kıdem tazminatına eklenmesi
gerektiği kanısınday ım. Bu konuya açıklık getirmenizi bekliyo-
ruz.
A.T.
YANIT: a- Emeklilik nedeniyle işverenin. işçinin iş aktini bozması, iş
yasanının 17. maddesinde belirtilen bildirimsiz fesih hakkını doğuran
nedenlerden değildir. Iş akti emeklilik neden gösterilerek bozulursa. iş-
v eren kıdem taznıinatının yanı sıra ihbar tazminatı da ödemekle yüküm-
lüdür.
b- iş yasasının 5. maddesi uyannca. "Kaloriferli konut kapıcılan ile
çahşmasmı aynı işverene veya avnı konuta hasreden konut kapıcılan",
Iş Yasasi kapsamına alınmıştır. [ş Yasası Ek Madde 1 uyannca "Kapı-
cı konutlan için kira istenemez."
İş Yasasının 26. maddesi ile "ücretin tanımı" yapılmıştır. Bu madde
gereğince işçiye. "Hizmet akitlerinin sona ermesinde. işçinin ücreti
ile sözleşme ve kanundan doğan para ve parayla ölçülmesi mümkün
menfaatlerin tam olarak ödenmesi zorunludur.
Yargı kararlannda konut yardımı. ısınma ve aydınlanma yardımlan.
ücret niteliğinde görülmüştür.
(1) "işçiye ikametgâh teshin ve iaşe hususları devamlı temin olun-
muş ise bu menfaatler de ücrete dahil olmuştur. Bu bakımdan kıdem
tazminatının hesabında. ücret meyanında bunların nazara alınması i-
cap eder. (T.D. 30.1.956. E. 56'504. K. 647 - BAŞARI. Sh. 60. Sr. 65)""
Bir başka yargı kararı da pynı yöndedir:
(2) "Kıdem tazminatı hesabına esas alınacak ücret İş Kanunu'nun
26. maddesine göre ödenen ücrete ilaveten aynı kanunun 14 1. madde-
sine göre işçiye. sağlanmış. olan para ve para ile ölçülmesi mümkün
akdi ve kanundan doğan menfaatlerin de gözönünde tutulmak suretiy-
le birgünlüğe düşen geniş kapsamlı ücret kavramı esas ahnmıştır.
Davacıya yapılan konut yardımı parayla ölçülmesi mümkün menfa-
aîlere girdiğinden. son bir sene içerisindeki sağlanan bu menfaati pa-
rasal değer nazarı itibara alınarak bir günlüğe isabet eden miktarının
tazminat hesabına katılması icap eder.
(Yargıtay *). Hukuk Daıresi. 15.12.1986 tarih. 10136 esas ve 11165
karar)'"
Konuy u Say ın Osman Usta. Kıdem Tazminatı kitabmda şöyle yorum-
lamaktadır:
(3) "işçiye konut yardımı her ay nakit olarak ödeniyorsa. daha önce
belirtilen ılkelerdoğrultusunda buyardımın 1 güne isabet eden mikta-
rı bulunarak asıl ücrete eklenmelidir. Eğer işçi. işverence kiralanan ko-
nutta oturuyorsa. hesaplamada göz önünde bulundurulacak miktar. iş-
verenin ödediği kira miktarıdır. Işverene ait konutta kirasız oturulma-
M söz konusu ise. bu takdirde emsal kira bedelinin dikkate alınması
gerektiği kanısındayız."
Ücretin tanımına ilişkın 26. maddede. "Sözleşme ve kanundan do-
ğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerin tam olarak öden-
mesi " öngörülmüştür. Görüşümüze göre. Iş Yasası Ek Madde 1 de "Ka-
pıcı konutları için kira istenemez" denilerek. bu konut yardımı. "Ka-
nundan doğan ve parayla ölçülmesi mümkün" bir ücret birimine dö-
nüşmüştür.
Konut yardımlarının kıdem tazminatı hesabına dahil edileceği yargı
kararlarında vurgulanmıştır.
1I) Osman Lst"a. Kıdem Tazminatı. 1994 sayfa: 370
(2) Osman Lsta. Kıdem Tazminatı. 1994 sayfa: 372
(3) Osman Usta. Kıdem Tazminatı, 1994 savfa: 371
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
12 Eylül'ün Ettikleri...
12 Eylüllerde, işkencede sakat kalan'sanığın öyküsü-
nü dinliyorum, genç eşınden. Ikisi de sanık, gerçekte iki-
si de işkence gördü, adlarını saklı tutuyorum. Eşine so-
ruyorum:
- Göz göre göre, savcı, yargıç bir şey demiyorlar mı?
"Niye tekerlekli sandalyedesin?" diye.
- Bütün dünya duydu bunları, kataloğa basıldı; Ulus-
lararası Af Örgütü, bunları tüm dünyaya dağıttı. Sanık-
lardan eşim ve arkadaşı " " emniyette yapılan işken-
celeri belirttiler. Bütün bunlan biliyoriar ama, umuriann-
da değil.
- Peki, eşiniz kendisine yapılanian anlatıyor mu?
- Hiç anlatmaz o, kesinlikle anlatmaz. Öylegeçrnişe dö-
nük bir şeyi hiç konuşmaktan hoşlanmıyor. O, 12Mart'lar-
da da çok şey yaşamış, Mahir Çayan'/ar döneminde.
Ben yoktum o zaman, ortaokuldaydım. Biz, 1975'teev-
lendik. Ozaman da anlatmazdı. O zaman da başkalann-
dan duyardım ben. "O çok işkence gördü, ama direndi!"
diye. Sorardım hiç anlatmazdı, hep bunu söylerdi. "Ge-
ne insan yaşayabilir" sadece bunu söylerdi.
- Neden böyle yükleniyorlar sizce?
- Zoıia bir şeyleri kabul ettirmek ıstiyoriar insana. Bir
de yıldırmak yani, bir daha siyasetle uğraşmasın, bir şey
yapmasın; gitsin evine kapansın! Konku vermek için ya-
pıyorlar bazılarını. Böyle, bilinçlı insanlara farklı amaçlı,
öbürierine farklı amaçlı ama. sonuçta işkence işte. Halk-
tan insanlara da yıldırmak, korku vermek için yapıldı sa-
nıyorum.
- Kız arkadaşlannıza filan neler yapıldı ömeğin?
- Vallahi, çok fazla ağır bir şey bizlere yapmadılar; çok
ağırbir şeyyapılmıyordu, belli ölçülerde yapılıyordu. Ba-
zılanna yapıldı belki de, ben aynntısını tabii göremiyor-
dum. Siyasalsorumluluğu olan bayan arkadaşlarımız ağır
işkenceler gördüler. Bunlan biliyorum.
-12 Mart'ta da yapılmıştı... :
- Ben o zamanda yoktum, tabii bitemiyorum, işte ki-
taplardan okuduklanm var. Bıryerde, sahıpsiz buldukla-
n insanlara bayağı kötü şeyler yaptıiar. Iğrenç şeyler bi-
le yapıldı. Onlan duyuyoruz, biliyoruz onları.
- Ne gibi yani, anlayamadım...
- Benim anlatabileceğim şeyler değil yani. ]
- Irza geçme filan?
- Olmuştur, duyuyoruz böyle şeyler... Ama, o insanlar,
kendileri bile anlatmak istemiyor; bunu yaşayan genç
kızlar, tek tük olmuştur böylesi şeyler. Onlar, kendileri bi-
le bu konuda konuşmuyor, başkalan bilır, tanık olanlar var,
çok ağır bir şey çünkü...
- Savcıya size yapılanian anlattınız mı? Mahkemede an-
latılmadı mı?
- Eşim ile arkadaşlan işkencede kendilerine yapılanla-
n mahkemede anlattılar. Eşımi mahkemeden bile, Ma-
mak'tan alıp işkenceye çektiler. Mahkemede ifadesini
vermekteyken, günlerce sürüyor tabıı ifadesı. Mamak'ta
onu saynevlik (hastanelık) ettiler. Bir sayrıevine yattı, hat-
ta bu epeyi gürültü koparmıştı o zaman. Mahkeme sü-
recinde bır tutuklu, saynevlik ediliyor.
- Mamak'tan emniyete mi götürülüyor?
- Hayır, emniyetten farksız Mamak!
• - Emniyete götürülüp, işkence oralarda yapılıyor, son-
ra geri getınlıyor benim biîdığim...
- İşte, düşünün, bıryanda mahkeme sürüyor, onu öy-
le yaptıiar. O zaman İ.T. ve diğer savunmanlanmız orta-
lığı ayağa kaldırdı ama, kimi kime şikâyet edeceksiniz?
Mahkemede anlatıyorsunuz, "Bana şunlar şunlar yapıl-
dı..." diye. Rahatsız oluyoriar bundan, sizi tekrar alıyor-
lar, Mamak'ta. Emniyetle Mamak çok farklı değildir, ikisi
bütünleşmiştir. Ve tekrarsizı saynevlik edinceye değin iş-
kence altına alıyorlar. Siz ondan sonra, yeniden çıkıp
mahkemeye ifadenizi sürdüreceksinız, iyileştikten sonra
yani.^ öyle bir süreç yaşadık.
- Ûzülüyorsunuz bunlan anlatırken... \'iMiı •?*"»« *
- Öyle ama, bir kez oluyor! *•
(12 Eylül, en çok gençlen ezmek ıstedi, işkence tez-
gâhlanndan geçirdi. Ama bugün o gençlık, dipdin, ayak-
ta...)
• • •
12 Mart, 12 Eylül'ün provasıydı. 9 marttan sonra 10
mart toplantısına katılan (tümgeneral olmalı) Kenan Bey,
12 Eylül'de yapacaklannı 10 mart toplantısında söylemiş
miydi? "Meclis kapatılsın, siyasalpartiler kapatılsın!" de-
miş miydi? Kenan Bey'in bu istekleri. o zamanki Hava
Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'un notlarında var
mıydı?
12 Eylül'ün başı Kenan Bey'in bir "emirsubayı" vardı,
Ordu Komutanlığı'nda, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda,
Genelkurmay Başkanlığı'nda, Cumhurbaşkanlığı'nda ya-
nından ayırmadığı bu kişi, ona dinsel bilgiler mi verirdi?
Bir helikopter kazasında ölen emır subayı "muharip su-
bay" değildi, ilahiyat Fakültesı çıkışlı öğretmen albaydı!
Eski Tabii Senatör Suphi Karaman. bunu ağır eleştinr,
"Komutanın emirsubayı, muharip sınıftan olmalıdır" der.
Kenan Bey, her gittiği yerde, Kuran'dan ayetler oku-
mayı huy edinmişti. O dönemde, din dersleri okullarda
zorunlu duruma getinldi. "Atatürkçü" geçiniyorlardı,
Cumhuriyet'te başlattığım "Türkçe ezan" yazılarını kes-
tirdiler, yasakladılar. 12 Eylül'ün en büyük cinayetlerinden
biri. Atatürk'ün "vasiyetini hiçe sayıp" bir dernek olan
Türk Dil Kurumu'nu kapatması, onu bir "resmidevlet da-
iresi" durumuna sokması mıydı? Yılmaz Güney, haksız
kararlarla yıllarca süründürüldü cezaevlerinde. Şaynydı,
doğru dürüst tedavi edilmedi. Sayn olan Ruhi Su'ya,
yurtdışına gitmesı için hakkı olan pasaport verilmedi.
Uğur Mumcu'nun Ruhi Bey'in pasaportu için nasıl uğ-
raştığını bilirim.
Ruhi Su'nun yann ölümsüzlüğe ulaşmasının yıldönü-
mü. Cumhuriyet okurian (CUMOK) yann Izmir'de Fuar-
'dalnönüSanatMerkezi'nde, saat20.00'de "RuhiSu'ya
Saygı" gecesi düzenliyor. Geceyi odalar, sendıkalar, sa-
nat dergileri, kitabevleri ile birlikte 15'e yakın kuruluş des-
tekliyor Ruhi Su, yalnız bırakılmıyor!
B L L M A C A SEDAT YAŞAYAS
1 2 3 4 5 6 7SOLDAiN SAĞA:
1/ Aziz Nesin'in
güncesı. 2/ Güzel
kadın... Kalınca
yuvarlakyastıkbi-
çiminde mobilya
öğesı. 3/ Argoda
gizlı yer... Bncin
atası olan bir kâğıt
oyunu. 4/ Özgün
çizim. harita. plan
gibi şeylerin fotoğ-
raf teknığıyle ço-
ğaltılması... İtal-
ya'nın en uzun ır-
mağı.S/Şekerhas-
tahğı ve zay ıflama rejimle-
rinde tatlandırıcı olarak
kullanılan oraanik bileşik.
6/ilkelbırsılah... Eskidıl-
de su... Gelecek. 7/ Bir fil-
min y a da telev izyon prog-
ramının hazırlanmasıyîa
ilgıli bılgılerı kapsayan bö-
Iüm.8/Bıber... Vebahasta-
lığına verılen bir başka ad.
9/Bırgıda maddesi... Eli- 8
sıkı. hasıs. Q
YLKARIDA.N AŞAĞIVA: a
I/Çev re ıle organizma arasındaki karşılıklı tepkıleri ıncele-
yen bilım dalı. 2/ Düşük fiyatlı... Kısa ve kestirme yol. 3/
Şeker üretimınde billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan po-
sa... Bır şeyı anımsamak ıçın yazılan kısa yazı. 4/ Büyük-
lük. ırilik bakımından şaşılacak durumda olan şey. 5/Evren-
sel alıcı olan kan grubu... 1949"da keşfedılen küçük bir ge-
zegen. 6/Mızraplaçalınan. udabenzerbırçalgı... Uluslara-
rası Tiyatro Enstıtüsü'nün simgesı. 7/ Dört Halıfenın so-
nuncusu... Sayıları göstermek için kullanılan imlerden her
biri. 8/Tekerleğin merkezınden çembenne kadar uzanan tel
ya da ağaç çubukiardan her bın... Tümör. 9/"CinayetiGör-
dünı". "Batan Güneş", "Kızıl Çöl" gibi fılmlerıyle ünlü
Italyan yönetmen.