Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 1996 ÇARŞAMBA
HABERLER
Yüksel Çakmur'a
beraat
• İZMİR(AA)-lzmir
Büyükşehır Beledıyesi
Eski Başkanı Yüksel
Çakmur ve bazı eski
yöneticıler. haklannda
"otobüs alımı ıhalesinde
yolsuzluk >apıldığı"
iddiasıyla açılan davadan
beraat ettiler. İzmır iS.
Asli>e Ceza
Mahkemesı'nde yapılan
duruşmada. mahkeme.
Çakmur döneminde.
beledıyeye 800 otobüsün
alınmasına ılışkin ihalede
"suç unsunınun
oluşmadığı" sonucuna
\ ararak. beraat karan
verdi. Yüksel Çakmur.
karardan sonra yaptıği
açıklamada. Burhan
Özfatura döneminde.
ihalesi vapılan otobüslerin
büyük bölümünün
ahmından vazgeçildiğini
belinerek. "Ihaleye
katılan firmalardan.
tamamı Izmırlılere hızmet
için kullanılmak üzere.
çeşıtli araç gerecin bagış
olarak alındığını"
kaydetti.
DYP: Anket hayal
ürünü
• ANKARA (ANKA) -
DYP Genel Sekreten
Nurhan Tekinel. DSP
Milletvekili Bülent
Tanla"nın araştırma şirketi
tarafından gerçekleşririlen
ve DYP'nin o\ ka% bettığıni
gösteren araştırmanın.
"hayal ürünü" olduğunu
söyledi. Tekinel. Tanla'dan
ankete katılan kişilerin
isim ve adreslerini istedi.
DYP Genel Sekreten
Nurhan Tekinel. DSP
Millenekili Bülent
Tanla'va bir mektup
yazarak şırketınce vapılan
anketin kendi ıçinde
çelişkiler içerdiğini belırttı.
Ankete katıldığı belirtılen
DYP seçmenlerinin ısim \e
adresleriniıı bildinlmesını
iste>en Tekinel. aksı
takdirde da\a açacaklarını
belirtti.
Yargıtay'da
seçim
• ANKARA (AA)-
Yargıtay 5. Hukuk Daıresi
Başkanlığfna Ahmet
Cemal Göğüş secildı.
Yargıtay'ın yazılı
açıklamasında. Yargıtav
Büyük Genel Kurulu'nca
vapılan seçimde açık olan
5. Hukuk Dairesi
Başkanlığı'na aynı daire
üyesi Ahmet Cemal
Göğüş getirildi.
Ahmet Cemal Göğüş. 1V3S
yılında Gaziantep'te
doğdu. Ankara
Üniversıtesi Hukuk
Fakültesi'nden 1959
yılında mezun olan Göğüş.
1961 yılında başladığı
mesleğınde çeşıtli yerlerde
hâkimlik. Yüksek
Hâkimler
Kurulu Müfettiş
Hâkimliği. Adalet
Bakanlığı Tetkik Hâkimliği
görev lerinde bulundu.
Göğüş. 1984 yılında
Yargıtay üyeliğine seçildi.
TBMM1 ekimde
açılıyor
• ANKARA (AA)-
TBMM'nin >enı vasama
yılı 1 ekim salı günü
açılıyor. TBMM'nin 20.
Dönem 2. Yasama Yılı.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'ın konuşması ile
başlayacak. Yeni vasama
\ ılının açılışı nedeniyle 1
ekim salı günü
TBMM'deki Atatürk
Anıtı'na çelenk konulacak.
Buradaki törene TBMM
Başkanlık Divanı üveleri.
siyasi partı grup
yöneticileri. milletvekilleri
ve TBMM idan teşkılat
yöneticileri katılacak.
Üçpınanlar'dan
Dundar'a dava
• ANKARA (AA) - Bü> ük
TürkiyePartisi(BTP)
Çanakkale Millenekili \e
eskiÇevre Bakanı Hamdi
Üçpınarlar'a. Kanal D'de
vayımlanan bir program
ile Hürnyet gazetesinde
yazdığı bir haberde
""uçkurcu bakan" dıverek
kişilik haklanna hakaret
ettiği gerekçesiv le Uğur
Dündar'ın 2 vıl 3 ava
kadar hapis cezası
istemiyle vargılanmasına
devam edildi. Ankara 2.
Asliye Ceza Mahkemesi.
Uğur Dündar'ın
sabıkasının olup
olmadığının sorulmasına
\e savunmasının alınması
amacıyla Şişli Asliye Ceza
Mahkemesi ııe yazılan
talimatın ce\abının
çabuklaştınlması için
\eniden yazı \azılmasına
karar \ ererek. duruşmav ı
ileri birtarihe bıraktı.
Hükünıette telefon kriziANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hü-
kümetın DYP ile RP kanadı telefonların
dinlenmesı konusunda karşı karşıya geldi.
İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Ankara Dev-
let Güvenlik Mahkemesi'nin Emnivet Ge-
nel Müdürlüğü"nün telefonlan dinlemesi-
ne izin \ermesinin vasalara aykırı olmadı-
ğını sa\unurken Adalet Bakanı Şe\ket Ka-
zan. uygulama ile ilgili inceleme başlartı-
ğını açıkladı. DSP Genel Başkanı Bülent Ece-
\it uygulamanın tekrar gözden geçirilme-
sini istedi.
jçı^len Bakanı Ağar. dün gazetecilerin ko-
nuv la ilgili sorulannı yanıtlarken iznin va-
salara aykınolmadıfiinı savundu. Agar şöy-
lededi:'
"Yasaya aykınlık yok. Olsa. savcılanmı-
zın ve vargıçlarımızın bö> le bir izin \erme-
leri mümkün değil. Konuvla ilgili olarak si-
\asi parti liderlerimize bilgi arzında bulu-
nacağım. Teşkilatımızın terörle miicadele
sırasında teknolojik imkânları kullanması
doğaldır. Bu u>gulamanın. düzenlemenin
dışında kötii kullanılması şerefsizlik ve hay-
siyetsizliktir."
Ağar. telefon dinlemenin çerçevesinın
terörle mücadele ile uyuşturucu kaçakçıla-
• Adalet Bakanı Şevket Kazan. Ankara DGM'nin emniyete
telefon dinleme yetkisi vermesiyle ilgili inceleme başlattı.
İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ise telefon dinleme izninin
yasalara aykın olmadığını savundu.
rına karşı operasyonlardan oluştuğunu be-
lirtti. Ağar. uygulamanın sürüp sürmediği-
neilişkinbirsoruya. "Devletönleminialır"
demekle yetindi.
Adalet Bakanı Kazan ise dün yaptığı ya-
zılı açıklamada şunları kaydetti:
"Ban telefonlann dinlenebilmesi için An-
kara DGM'nin \erdiği bir karann mevcu-
diyetinden bahseden \e diinkü gazetelerde
inhisar eden haber üzerine Adalet Bakan-
lığı Teftiş Kurulu Başkanlıgı'na konunun
incelenmesi ve nıev/uata avkırılığın tespiti
halinde gereğinin vapılnıası için talimat ve-
rilmiştir."
'Gözden geçirilsiıT
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit. konu-
ya i1işkin bir soru üzerine. " Baa isrisnai. zo-
runlu durumlarda telefon dinlenmesi bütün
dünyada var. Ama her teiefonun dinlenme-
si demokratik olmavan ülkelerde bile vok-
tur. Zaten herkesin telefonunu dinlemeye
devletin gücü de yetmez. Bu uygulama göz-
den geçirilmelidir. Bu duv ukluktan sonra ka\-
gı verici e> lemlerde bulunanlarda zaten da-
ha dikkatli olacaktır" dedi.
Ece\ıt. SHP'lilerın hükümet ortaklıkla-
rı döneminde de olaydan habersiz olduğu
anımsatıldığında. "MaalesefSHP hükümet
ortaklığı döneminde hemen her şe\den ha-
bersizdi" dıve konııştu.
DSP üderi. "Sizin telefonlannız dinleni-
yorrnu" M^rusuna. "70'liyıllardaben genel
başkan olunca ihbartelefonu geldLGenel baş-
kanın telefonu MİT'in telefonu,denildi. Ger-
çekten araşhrdık,bizehiç telefon faturası gel-
memişti" vanıtını verdı.
Ece\ it. bir başka soru üzerine teletbnla-
nnın dinlenmesi konusunda kişisel kaygı-
sı olmadjğını \urgulavarak "Ben açıklava-
mayacağım şe\leri kafamın içinde bile dü-
şünmem" dedi.
Bu arada Emniyet Genel Müdürlüğü'nün.
sesleri analiz ederek. suçlulan tespit ede-
bilen cihazlarkullanacağı bildirildi. Emni-
vet Genel Müdürlüğü Krimınal Polis Labo-
ratuvarlan Daire Başkanlığfndabasınata-
nıtılan ses cihazlan ile ilgili bilgi veren
Elektronik Mühendisi Komiser Yardımcı-
sı Ruhi Taş, eıhazların. sesin 22 değişik
özelliğini tespit edebildiğinı ıfade etti.
Ka>dedilmiş insan sesinin analiz edil-
mesınde. lehçe. konuşma stili. konuşma sı-
rasındaki duraksamalar. kekeleme gibi ko-
nuşma hatalan. konuşma hızı gibi nitelik-
lerin belirlendiğine işaret eden Taş. bu tek-
nik sayesinde. yakalanan suçlunun yeniden
konuşturularak karşı laştırmayla kimliğinin
saptanabildiğini ka\detti.
Meclis araştırması istemi
CHP İzmir Milletvekılı Sabri Ergül.
DGM'nin polise telefonlan dinleme yetkisi
veren karan ile ilgili olarak Meclis
araştırması açılmasını istedi.
Ergül. polise bütün telefonlan dinleme
yetkisi veren kararın anayasa ve yasalara
uygunluğunun tartışılacağını vurguladı.
Başbakan Erbakan'dan, Afrika'ya gideceğini açıkladığı Batılı gazetecilere rejim garantisi
'Anayasa rejimin güvencesidir'ANKARA (Cumhurnet Bürosu)
- Başbakan Necmettin Erbakan.
Alman gazetecilerle yaptığı
görüşmede "Türkne bir Allah
de\letine mi gidhor?" sorusuna
"Gitmivor. Rejim yerinde
duru>or. Ana\asa \ar. Me\cut
ana\asa mükemmeldir"vanıtını
verdi. Erbakan. Alman
gazetecilere. vakında Afrika
gezisine çıkaeağını açıkladı.
Başbakan Erbakan ile Başbakan
Yardımcısı ve Dışişlen Bakanı
Tansu Çiller. Ankara'da
temaslarda bulunan Almanya
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma
Bakanı Carl Dieter Sprangeri
kabul ederek bir süre görüşrüler.
Erbakan. görüşmede Alman
gazetecilenn sorulannı
vanıtladı.
'AfrikaYa gidecegitn'
Gazetecilenn sorusu üzerine
vakında bir Afrika gezisine
çıkaeağını .sövleven Erbakan.
"Asya'j-a gittim. şimdi Afrika'ya
gideceğim. Türkiye. As\a ile
Afrika arasında köprü olduğu
kadar Afrika ile A\rupa
arasında da bir köprüdür. As\a
vt! Afrika'daki ruhu daha sonra
Almama'va taşı>acağım"
açıklaınaMnda bulundu.
Erbakan. gazetecilerin "Türkhe
bir Allah de\letine mi gidiyor?'"
sorusuna. "Gitmivor. Rejim
yerinde duruvor. Anayasa var.
Me\cut ana>asa mükemmeldir.
Demokrasi \e insan haklarını
esas alan bir anayasadır,
bugünkü rejim güvence
altındadır. Türkive'deki mevcut
rejim olduğu gibi kalacaktır"
karşılıfını verdi.
Menderes
Polatkan
veZoıiu
anıldı
Eski Başbakan Adnan Menderes
ile dönemin Dışişleri Bakanı
fatin Rüşrü Zorlu \e Maliye
Bakanı Hasan Polatkan,
Demokrat Parti tarafindan
ölümlerinin 35. >ıldönümünde
Topkapı'daki Anıt Me/ar'd;i
düzenlenen törenle anıldı. De\ let
Bakanı Gürcan Dağdaş. jstanbul
\alisi Rıdvan \enişen. İstanbul
Bü>iikşehir Beledi>e Başkanı
Recep Ta>\ip Erdoğan.
Demokrat Parti Genel Başkanı
Murat l zman. Menderes, Zorlu
ve Polatkan'ın kabirlerine RP
İstanbul Milletvekili Aydın
Menderes tarafindan gönderilen
çelengi kovarak. dua ettiler.
(FotoğrafKADERTUGLA)
'Tepe aflesini yok edecekler'
Oğlu ve yegenini Bitlis Emniyeti'nin öldürdüğünü iddia eden HADEP'li
İsak Tepe'nin bir kızı Bayrampaşa Cezaevi'nde, diğer kızı ise gözaltında
fstanbul Haber Servisi- HADEP
Parti Meciısi üyesi İsakTepe.
kızı Mükrime Tepe'nin 13 evlül
günü zıvaretçi olarak gittiğı
Bayrampaşa Cezaev i'nin
önünden Terörle Mücadele
Şubesı ekiplennce gözaltına
alındığını belirterek. kızının
Bitlis Emniyeti'ne götürülmek
istendiğını savundu.
Tepe. Bıtlislı olmalanna karşın
kızının 6 yıldan beri Bitlıs'te
yaşamadığını bildirerek.
Mükrime Tepe'nin Bitlis'e
götürülmeve çalışılmasının can
güvenliği açısından tehdit unsuru
taşıdığını ıddia etti.
İnsan Haklan Derneği'nde dün
bir basın açıklaması yapan baba
Tepe, kızının yaşamından endişe
duyduğunu \ urgulav arak.
Mükrimenin sorgulamasının
İstanbul Emni>eti'nde vapılması
için İçişleri Bakanlığı.
Adalet Bakanlığı. İstanbul
Cumhuriyet Başşavcılığfna ve
Uluslararası Af Örgütü'ne
başvuruda bulunduğunu
kaydetti.
İsak Tepe. İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'nden veni
mezun olduğunu söylediği kızı
Mükrime Tepe'nin kız kardeşı
Ayşe Tepe'yi ziyaret etmek
amacıvla Bavrampaşa
Cezaevi'ne girtiğini ve uzun bir
süreden beri aılesinin ölüm
tehdidi aitında yaşadıgını
sövledi. Tepe şö\le devam etti:
"Benim bir kızınu çıkardığı bir
kitap nedenh le cezaevinde.
Oğlum Ferhat Tepe'nin cesedi.
iki > ıl önce gözaltına alındıktan
bir süre sonra Elazığ'da
bulundu. Yeğenim gazeteci
Se>fettin Tepe'nin ölüsü de geçen
sene bu zamanlarda
Bitlis Emni\eti'nce bize teslim
edildi. Yine oğlumuz Talat Tepe
Toplumsal Hukuk Araştırmalan
Nakfı Başkanlığı yaptığı
dönemde havalimanından
gözaltına alınarak 15 gün ağır
işkence gördü. Ben >e ağabeyim
de sürekli olarak Bitlis Emnijet
yetkilileri hakkında yaptığımız
başv urulan geri almamız
konusunda tehdit alıvoruz.
Gelecek sefer burada basın
açıklamasını vapacak ailemizden
bir kişi bile kalmavabilir.
Çünkü onlar Tepe ailesini ve
lii/im gibi bir sürii ailev i yok
etmeve hazırianı\oriar.""
PKK'nin
serbest
bıraktığı
askerler
gözaltında
ANK.AR.A (Cumhuriyet
Bürosu) - PKK'nin serbest
bıraktığı rehin askerlerin dün
gözaltına alındığı bildirildi.
Tçişleri Bakanı Mehmet Ağar
"askerlerin rufin bir inceleme
nedeniyle gözaltına alındık-
lannı belirtti.
İnsan Haklan Dernegi
(İHD) Genel Başkanı Akın
Birdal askerlerin serbest bı-
rakılmasını olumlu karşıla-
dıklannı. askerlere karşı ya-
pılacak hareketlerin diğer re-
hın askerlerin serbest bıra-
kılması konusunda belirle-
yici olacağını kaydetti.
PKK'nin serbest bıraktığı
Mehmet Sıkılgan ve İsmail
Başaran ile yakınlan Türki-
ve've giriş yaptıktan sonra
gözaltına alınarak Habur Sı-
nır Komutanlığı "na götürül-
dü. İçişleri Bakanı Ağar. gö-
zaltına alma işleminin rutin
bir işlem olduğunu belirterek.
"Dışandan bu biçimdegelen
herkese \ apıldığı gibi asker-
lerin de ifadeleri aunacak"
dedi.
İHD Genel Başkanı Birdal.
askerlerin bırakılmasını
olumlu karşıladıklannı be-
lirtti. \etkililerden aldıklan
bilgiye göre askerlerin ifa-
delerinin alınmasının ardın-
dan serbest bırakılacaklannı
kaydeden Birdal. "Bu asker-
lere karşı sergUenecek tutum
diğerierinin de serbest bıra-
kılmasının önünü açacaktır.
.Askerierin, heyetimizin giri-
şimlerinin \e ivi nivetimi/in
karşıüğmda bırakıkîıklan bü-
dirili\or" dedi
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
MELBOURNE - Buradaki Türkiyeli
topluluğun çeşıtli eğilimlerinin temsil
edildiği bir açıkoturuma katıldım. Re-
fah Partisi yanlısı Avustralya Milli Görüş
Teşkilatı temsilcisi AN Altınsoy, hedef-
lerini anlatırken önemli amaçlarından
birinin çocukları ''kötü yola düşmekten
kurtarmak" olduğunu söyledi.
Avustralya'daki Türkiyeli göçmenlerin
temel dertlerinden birisi, burada büyü-
yen çocukları. Anadolu'nun çeşıtli yö-
relerinden kopup gelen yurttaşlarımız,
dilini, kültürünü, ahşkanlıklarını bilmedik-
leri bu koca ülkede ayakta kalmaya ça-
lışıyorlar.
Burada doğan veya çok küçük yaş-
larda iken buraya gelen çocuklar. ken-
di gelenekleriyle yaşamaya çabalayan
aileleriyle, Avustralya'nın gelişmiş, uy-
gar kültürü arasında ne yapacaklannı
şaşırıyorlar. Ailelerin çoğuna göre bura-
daki çocuklar. ''ahlaken düşük" şekilde
yetiştiriliyorlar.
Bir Avustralyalı çocuğun 16 yaşına
gelince, başının çaresine bakması için
ailesi tarafindan evden uzaklaştırıldığı-
nı söyleyen Türkiyeliler, bunun bir fela-
keteyol açtığını belirtiyorlar. Onlara gö-
re sokağa itilen bu çocuk, "kötüyola dü-
şüyor."
"Kötüyol"dan neyi anladıklannı ise da-
ha çok. "uyuşturucu, /cuma/""diyetanım-
'Kötü Yola Düşmek'
lıyorlar. Aslında bize söylemekten utan-
dıkları temel endişeleri ise onlann ifade-
siyle "ahlak bozukluğu." Bu ahlak çö-
küntüsü sözcüğü de genç kızları hedef
alıyor.
Hemen hepsinin temel korkusu; ba-
kire genç kızların. tıpkı Avustralyalı genç
kızlar gibi, âşık olup erkeklerle serbest-
çe cinsel ilişkiye girmesi. Işte bu birfe-
laket olarak kabul ediliyor. Kendi yöre-
lerinde buralara taşıdıkları ahlak anlayı-
şına göre, kızlarının böyle bir yola gir-
mesi onların dünyalarını altüst edebilir.
Bu korkuyla yaşıyorlar, genç kızlar üze-
rinde yıldırıcı bir psikolojik baskı yaratı-
yorlar.
Türkiyeli göçmenler, aynı kaygıyı bir
başka boyutta erkek çocukları için de
duyuyorlar. Neslin devamı ve gelenek-
lerin sürdürülmesi için erkek çocukları
daTürkiye'den evlendirmeyi seçiyorlar.
Türkiye'nin kırsal yörelerinden ithal
edilen geleneksel ahlak anlayışı, en çok
kız çocuklarını eziyor. Onlar ailelerinin
kendilerineaşılamayaçalıştığı. "namus"
kavramının Anadolu'da kaldığını biliyor-
lar. Burasının daha uygar bir ülke oldu-
ğunu, genç kızların ve kadınların daha
bağımsız hareket ettiğini görüyorlar.
Özellikle üniversitede okuyan. iyi mes-
lekler edinen genç kızlar, her uygar genç
kız gibi âşık olmak, sevdalanmak, genç-
liğin tadını çıkarmak istiyor.
Bunları yapmak istediğini az çok an-
layan anne ve babasının gözune bakı-
yor, onların yüzüne yansıyan çaresizlik-
ten derin bir üzüntü duyuyor ve iki ateş
arasında kalıyor. Genellikle yüreğinin
sesini bastırıyor ve çareyi hızla bir Tür-
kiyeli erkek çocuğuyla evlenmekte bu-
luyor. Namus böylece kurtulmuş olu-
yor.
Bu geleneksel namus baskısının genç
kızlar ve genç erkekler içinde ne gibi yı-
kıntılarayol açtığını araştırma olanağı bu-
lamadık. Mutlaka çok büyük krizler ya-
şanıyor. Anadolu'dan gelen ailelerinin
de bir başka kriz yaşadığı kesin.
Buradaki islamcı siyasi hareketin en
çok kullandığı çelişme; bu iki dünya gö-
rüşü; iki ahlak anlayışı. modernlikle ge-
rilik arasındaki çatışma. Uygar dünya-
da kendisini yalnız hisseden ve çocu-
ğunun "kötü yola düşeceği" endişesi-
ne kapılan anne ve babaya. "iman" yo-
lunu gösteren İslamcılar, güç topluyor-
lar. Çocukları geleneksel anlayışlarla ye-
tiştirmek amacıyla. "özel okullar", "ca-
miler", "Kuran kursları" açıyorlar. Top-
lumun gettolaşmasını sağlayarak, uygar
toplumdan tecrit etmeye çabalıyorlar.
•••
Aslında en büyük bunalıma islamcı
anlayışlar neden oluyor. Yeni bir dünya-
da, yeni ve gelişmiş anlayışlarla büyü-
yen genç çocukları, erkek egemen bir
dünyanın içinde ezmeye ve cendereye
sokmaya girişiyorlar. Genç kızlar, genç
kızlığını; genç erkekler, genç erkekliği-
ni yaşayamıyorlar. Cinsel tabular. tutu-
cu ahlak yasaklarıyıa. içlerindeki doğal
ve gelişmiş gençlik duygularını bastır-
mak zorunda kalıyorlar. Annelerinin ba-
balarının 50-60 yıl önce Anadolu'da ya-
şadıklarını aynen yaşamaya zorlanıyor-
lar.
• • •
Korkunun ecele faydası yok. Bir ne-
sil belki bu baskılarla belli ölçülerde dur-
durulabilir. Büyük acılarayol açan bu en-
gelleme ne zamana kadar sürdürülebi-
lir ki? Bir nesil sonra, bu ülkenin modern
alışkanlıklarına daha çok alışmış bir ku-
şak gelecek. "Din, iman" edebiyatıyla
gençlerin güzel duygularını ezmek, yok
etmek kime ne kazandırıyor anlamak
mümkün değil.
Gençlere kıymayın efendiler...
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
'Ortanın ve Ortanın Solunun
Gerçek Radikal Hareketi'
Bu başlık, GeorgeOrvvell'in J
'73S4"isimli kitabın-
da anlatılan faşızm ve Stalinizm karışımı diktatörlü-
ğün, gerçeği saklamak içın kullandığı ve her zaman
iki anlam taşıyan zehirli sloganlardan biri değil; Ingil-
tere Işçi Partisi lideri Tony Blair'in. şimdilerde parti-
sine yüklediği mısyonu tarif etmek için kullandığı bir
ifade.
Geçen hafta. Sendikalar Konfederasyonu (TUC)
Yıllık Genel Kongresi'nde, işçi Partisi'nin sendikala-
ra yönelik yeni planları ortaya çıkmaya başlayınca,
TUC Genel Sekreteri'nin "Aman Allahım, bunlarmu-
halefet partisi iken bunları yapıyorlar, hükümet olun-
ca acaba ne yapacaklar?" demesine bakıp da ada-
mın korkusunu paylaşmamak elde değil.
Gelecek seçimlerde, işçi Partisi'nin hükümet olma-
sına, neredeyse garanti gözüyle bakılıyor. Bu yüzden,
sendikalarda bir iyimseıiik var. Yeni nükümeti bekli-
yorlar, geçen 18 senede aldıklan yaraları sarmak için.
Sendikalar böyle düşünedursun. hükümete gelmek
üzere olduğunu düşünen İşçi Partisi lideri Tony Bla-
ir ise "şimdiden hükümet partisi gibi davranmaya
karaıiı" olduğunu söylüyor. Bu yüzden olacak, İşçi Par-
tisi gölge kabine çalışma bakanı David Blunkett,
TUC konferansında. grevlerı gereksiz kılmak için ha-
kemlik sistemi getirmek istediklerini ve grev sırasın-
da, işveren tarafı ne zaman önemli bir öneri getirse,
sendikaların yenıden grev oylamasına gitmesini ge-
rekli kılmayı düşündüklerini. delegelerin dehşet do-
lu bakışları aitında açıklayıverdi. Bir tesadüf eseri,
aynı günlerde, yıne bu gölge bakanlık kadrosundan
Stephen Meyers, gazetecilerle yediği bir yemekte,
çenesinı tutamayıp "eğer seçımlerden sonra sendi-
kalar İşçi Partisi hükümetine karşı gelirlerse, Tony Bla-
ir'in sendikalarla bağları koparmayı düşündüğünü"
ağzından kaçırdı. Medya da bu fırsatı kaçırmayıp,
sendikalarla parti arasındaki tarıhsel bağların artık
kopması gerektığinı anlatmaya başladı. Bütün bu
karmaşaya biraçıklık getirmek için olacak, Tony Bla-
ır pazar günü. The Observer'de imzalı bir yazı yayım-
ladı. Başlıkta aktardığım ıfadelerın de yeraldığı bu ma-
kalede, Tony Blair. önlerindeki en önemli soruyu şöy-
le tarif ediyordu: "Iç bütünlüğü olan, düzenli ve aynı
zamanda da bireysel işletmelere ve girişime geliş-
me olanağı sağlayacak bir toplumu nasıl kurabiliriz?
ABD'deki Demokratlar'dan Italya'dakiZeytin Ağacı
Koalisyonu'na ve Doğu Avrupa'daki sosyal demok-
rat partilere kadar herkes, ışte bu soruya cevap an-
yorlar." Ancak Amerikalıların dediği gibi bu "64 mil-
yon dolarlık" bir soru. Öyleya, piyasaekonomisi ola-
cak ama emek - sermaye çelişkisi olmayacak, sınıf-
lar savaşmayacak. Bugüne kadar bu soruya cevap
arayanların listesi. Reagan ve Thatcher gibi muha-
fazakâr politikacılardan oluşuyordu. Anlaşılan, şim-
di bu listeye. kapıtalıst ütopyayı kurmayı kendine
amaç edindiği anlaşılan Tony Blair ve ingiliz işçi Par-
tisi'ni de eklemek gerekecek.
Artık partinin ismindeki "işçi" sözcüğüne ne gerek
var? Bu hafta. pazartesi günü. bir üst düzey İşçi Par-
tisi yönetıcisi "parti yazınından sosyalizm lafını artık
çıkarmak gerektiğıni" söyledi. Sendikalarla bağları-
nı koparmaya'hazırlanan. grev yapmayı zorlaştırma-
yı planfayan, yazrnında,' içi boşaltılmış bile olsa. sos-
yalizm sözcüğünün varlığına katlanamayan bir par-
tinin, isminde işçi sözcüğünü taşımasının gerçekten
de biranlamı yok. Nitekim pazartesi günü Londra'da-
ki mali çevrelerle yaptığı konuşmada Tony Blair, İş-
çi Partisi'ni iş çevrelennin partısi olarak görmenizi is-
tiyorum" diyordu.
Tüm bu gelişmelerı, Muhafazakâr Parti büyük bir
endişeyle izliyor. Çünkü, ingiliz Hava Yollan'nın özel-
leştirmesini gerçekleştiren, koyu Thatcher'ci Lord
King'in bu hafta dediği gibi "Eğer Blair sendikalara
böyle saldırmaya devam ederse, korkarım seçimle-
ri kazanabilir." Tabii bu her biri "64 milyon dolarlık"
başka soruları da gündeme getiriyor. işçileri ve emek-
çileri kim temsil edecek? İşçi ve emekçilerin temsil
edilmediği bir siyasi rejimi, demokrasi olarak nitelemek
mümkün mü? ,
Çağdaş Avukatlar Grubu'nun
ön seçimi yarın yapılacak
İstanbul Barosu 'nda
seçim mücadelesi
KEREM ILGAZ
İstanbul Barosu'nda gele-
cek av gerçekleştinlecekse-
çimler içın kulisler yoğun-
lastı. İstanbul Barosu başkan
adav adaylanndan avukat
V'ücel Sayman. avukatlık
mesleğınde ~Rönesans"*dö-
nemini başlatarak "savun-
majı" savunacaklannı be-
lirtirken av ukat Ergin Cin-
men. "AdiL, adaledi birTür-
kjye" için ilk adımı atmava
hazırolduklarını sövledi.
Dünyanın sayı' ı en büv ük
barolanndan bı;, olan İstan-
bul Barosu'ndaseçimlerön-
cesı mücadele başladı. Çağ-
daş Av ukatlar Grubu. genel
kurul öncesı adav lannı ya-
rın yapılacak ön seçımle be-
lirlevecek. 28 adliyedeyer-
leştirileceksandıkİaraatıla-
cak ov larla belirlenecek adav-
adaylanndan Ergin Cınmen
veYücel Sayman. 4 dönem-
dirgörevde bulunan Turgut
Kazan'ın döneminde avu-
katlann baro içensınde ye-
terli söz sahibi olmadıklan-
nı ve katılım yaşanmadığı-
nı kaydettiler.
Türkive'de avıjkatlann çı-
karlanyla ve dertleriyle. Tür-
kiye'nin çıkar ve denlen-
ninörtüşTüğünüanlatan avu-
kat Ergin Cinmen. demok-
raside meydana gelen genel
biraksamanın doğrudan sa-
vunmaya yansıdığına dik-
kat çekti. ööreve gelmelen
durumunda meslekta5lan-
nınöznel sorunlarıvla ilgili
çalışmalann yanı sıra. Tür-
kiye"de rejimın demokratik-
leşmesi için çalışmalaryü-
rüteceklerinı ifade eden Cın-
men. "Türkiye'de rejim ne
kadar demokratikleşirse.
avukatlann daha rahat ça-
li'jacagına inanıyorum. Böy-
lesi bir atbaşı gıdiş' \arTür-
kiye'de" diye konuştu. Dev -
letın vargıya her zaman
"me> eviat" muamelesi yap-
tığını öne süren Cınmen.
bütçe ıçerisinde v argıya ak-
tanlan pav ın yüz'de biri geç-
memesinin bunun en iyi ör-
neği olduğuna dikkat çekti.
Bu sorunlar nedeniyle orta-
>a "mafjanın-çıktığını kay-
deden Ergin Cinmen. şöyle
konuştu:
"Mahkeme ve savcı açık-
lannın olmadığı yerde maf-
ya olur. Asıl tehlikeü olan du-
rum şu anda Türkiye'deya-
şanan mafvanın meşruluk
kazanmasıdır. Biz burada
sesimizi çıkarmak istiyoruz.
Devletin vargıya önemli bir
pay vermesinisağlanıav-aça-
lışacağız. İnsanlann mahke-
meleregü\eni kalnıadL >lah-
keme açıklan ve uzun süren
davalar \ iizündtn hatalı ka-
rariar da mevdana geldi".
İstanbul Barosu'nun bu an-
lamda teknik işleri de yü-
rütmesı gerektiğini söyle-
ven Cinmen. "Adil. adalet-
li bir Türkiye için ilk adımı
atacağımıza inanıyorum"
dedi.
tstanbul Barosu" nda geç-
miş dönemde bir katılım-
sızlıkvaşandığını ifade eden
Cınmen. yapmayı düşün-
dükleri çok sav ıda toplantı-
larla katılım sağlamayı
amaçladıklarını vurguladı.
Cinmen. onurlu ve müca-
deleci geçmışe sahip îstan-
bul Barosu'nun toplum için-
de ver alan olumsuzluklara
karşı br.sın açıklamalan dı-
şında varlık gösteremediği-
ni de öne sürdü.