05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER HADff'lilerin iddianamesi tamamlandı • ANKARA (IBA) Ankara DGM Savcısı Nuh MeteYüksel. H\DEP2. Olagan Kongresı nde Türk bayrağının indir.lmesi olayının ardından tutuklanan ve aralarında Parti Genel Başkanı Murat Bozlak'm da bulunduğu 29 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin yazımmın tamamlandığını söyledi. Konu ile ılgili açıkJamada bulunan savcı Nuh Mete Yüksel, iddianarnenin daktilo edileceğini ve daha şonra da baMmı ıçin matbaaya verileceğini belirterek. "Bu ay sonunda muhtemelen ilgili mahkeme dava tarihini belirleverek vargılama başlayacak" diye konuştu. Meral: Gölhan özür diledi' • ANKARA (ANKA) - Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral. Dışişleri Bakanı \e Başbakan Yardımcısı Tansu Çıller'in sözlerinden dolayı DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan'ın '"defalarca özür dılediğini" belirtti. Meral. Çiller iTe özellikle kamu sözleşmeleri döneminde yaptıklan görüşmelerin her kelimesinin açıklanması fıalinde günlerce fartışılacak konu oluşturacağını bildirdi. "Biz söylemedik. içimize artık" diyen Meral. olay yaratan son görüşmenin de tümünün dile getirilmediöıni belirtti. Meral, Çiller'in TÜSİAD. ŞSK ve işçiler dışında Koç Grubu'nu da "sömürücülükle" suçladıgını ifade etti. Çiller'in Hürriyet ve Milliyet gazetelerine de yüklendigini ifade eden Meral. "Bu gazete gruplanndan yanlışlıkla mı bilmem 'Milliyet Partisi. Hürriyet Partisi" diye söz etti ve ağır suçlamalarda bulundu. Bunlan da ülkeyi sömürmekle usçladı" dedi. Erbakan'dan polise kulüp' izni • ANKARA (ANKA) - Başbakan Necmertin Erbakan imzasıyla TBMM'ye sunulan yasa tasansıyla polislere "spor kulübü" kurma izni veriliyor. Bakanlar Kuruİunda kabul edılerek TBMM Başkanlıgı'na sunulan yasa tasarısı. polis okullannda \e özel harekât polis okullannda egıtim görenlerin. eğitim gördükleri sürenin 2 katı zorunlu hizmet yapmalannı öngörüyor. Rumların iddiası • ATİNA (UBA) lstanbullu Rumlar. Türkiye'nin (stanbul'daki Rum vakıflanna el koyacağını öne sürüyorlar. İstanbul'da yaşayan Rum'lardan avukat Elpıda Frangopoulou. Yunan Laş rad>osuna yaptıgı açıklamada. Türkiye'nin lstanbul'daki Rum \akıflanna el koymayı öngören bir planı oldugunu iddia etti. Rum avukat aynca Türk Dışişleri Bakanlığf nın Adalet Bakanlığı'na gönderdigi resmı bir yazıyla Yunanlılann gayrimenkul sahiphği hakkı tanınmamasını istedigini ve bu yazmın bir kopyasının elinde olduöunu öne sürdü. Erbakan, PKK ile herhangi bir pazarlığın söz konusu olamayacağını söyledi Başbakan çark ettiANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Başbakan Necmettin Erbakan. PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüşen Islamcı yazar İsmail Nacar'la kendisini bir ara>a getiren RP Yan Milletvekili Fetullah Erbaş ile gerekirse Öcalan'la görüşebileceklerini açıklayan. "Dağdakiler dahil herkesi kapsayacak bir genel af çıkanlmasını" öneren kurmaylarını yalanladı. Erbakan. Kürt sorunu konusunda partisinin odagında bulunduğu basına yansıyan haberlerin gerçekleri yansıtmadığını öne sürerek "Biz terörle tnücadeleden hiçbir şekilde taviz vermeyiz, terörle masaya oturmayız, kimseye bu konuda ta\iz vermeyiz" dedi. Cumurbaşkanı Süleyman Demirel ile yaptığı haftalık görüşmesinden çıkarken • Başbakan Necmettin Erbakan, Kürt sorununun çözümü konusunda genel af çıkanlmasını öneren ve gerekirse Abdullah Öcalan'la görüşülebileceğini söyleyen kurmaylannı yalanladı. Erbakan. "Biz terörle mücadeleden hiçbir şekilde taviz vermeyiz. terörle masaya oturmayız. kimseye bu konuda taviz vermeyiz" dedi. gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Erbakan. "Türkiye'nin tek vatan. tek bayrak ve üniterde\let anlayışından vazgeçmesi münıkün değildir. Bunlar asılsız habeıierdir \e lıepsini ay rı ay n tekzip etmemiz de münıkün değildir" görüşünü dile getirdı. Başbakan Erbakan, bir soru üzerine de Milli Gü\enlik Kurulu sektereri ile zaman zaman görüştüklerinı. ancak bu görüşmelerle ilgili >azılan haberlerin hiçbirinin doğru olmadığını vurgulayarak "Biz bu göriişmeleri Sayın Orgenerarie baş başa yapıyoruz. Kim nereden bilecek bi/im ne konuştuğumuzu? Bu konuda kim ne yazıyorsa hepsi uydurma** dedi. RP Diyarbakır Milletvekili Yakup Hatipoğlu da. Kürt sorununa eozüm arayışları konusunda. "Aydınlar, siyasi parti liderleri. gerekirse başka ülkelerin İiderleri araya girerek soruna çöziim bulabilirler. Bize göre\ verilirse Apoile göriişürüz. Apo da insan" görüşünü dile getırmışti. Dev let Bakanı Abdullah Gül de. dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında RP'nin. Kürt sorununun çözümü için PKK ile bir pazarlığı bulunmadığını belirterek. herhangi bir dev let yetkilisinin de böyle bir girişiminin söz konusu olmadığını ifade etti. Gül. "Daha fazla şehit anası olmasın derken. PKK ile de bir pazaıiık söz konusu değildir" diye konı^tu. Gül. "RP tarafından yapılan bu girişinıler orduyu rahatsız etti mi?" sorusuna. "Benim böyle bir bilgim yok. Bu tip kararlar hep birlikte alınır. politikalar ortak tespit edilir" vanıtını verdı. Parti içi muhalefet, kongrede Genel Başkan Mesut Yılmaz'a karşı aday çıkarmaya hazırlanıyor ANAP'ta Demirel egemenliğiDÜRDANE KOCAOCLÜ ANKARA - ANAP'ın 24-25 ağustos günlerinde yapılacak olan 5. olağan kongresi. Merkez Karar Yö- netim Kurulu (MKYK) lis- tesine girme mücadelesi ya- nında. genel başkanlık ya- nşına da sahne olacak. Uzun süredir kendı ara- lannda tartışan parti icinde- ki muhalifler. genel başkan adayı çıkarmaya karar ver- diler. Izmir Miîletvekili Işın Çelebi. kongrede mutlaka aday çıkacağını belirterek. "Ya ben ya da Sayın Lüt- fuliah Kayalar adav olacak" dedi. Partinin 3 aylık iktidan başaramadığı gibi. anamu- halefet görevini de yerine getiremedigini savunan Çe- lebi. "ANAP,gittikçeSayın Demirel'in hâkimiyetinegir- mektedir" «örüşünü savun- du. ANAP'lı tüm delegele- re. "SiyasetteKilitlenmeve Çöziim" adlı kitabı ile bir- likte. bırer mektup gönde- ren Işın Çelebi. genel baş- kan adaylığı için kollan sı- vadı. Bugüne kadar yapı- lan tüm bölge toplantılan- na katılan ve bu hafta sonu Samsun'da daha sonra da Diyarbakır'da yapılacak olan toplantılara da katıla- cağını belirten Çelebi. Cum- hurivet'eyaptıgı açıklama- da. " Yönerime karşı miithiş bir tepkivar" dedi. Bölge toplantılarında kendilerine konuşma hak- kı tanınmadığını belirten Çelebi. "Ancak, delegenin konuşması da çok önemli. Taban, partinin iktidara doğru yürümesini istiyor. Partinin 1983 mantıgıyla, yeni bir dinamizm kazan- ması isteniyor. Bu yalnızca tabanın isteği değiL ÂNAP'a geçmişteya da simdi sempa- ti duyan tüm vatandaşlar da bunu istiyor. Bunun yo- lu da yönetim kadrolarının değişmesinden geçiyor. Bu değişim nereye kadar olur, bunu şimdiden söylemek münıkün değil" diye ko- nuştu. Çelebi ve Kayalar adav Mesut \ ılmaz'a karşı ge- nel başkan adayı çıkacağı- nı belirten Çelebi, kendisı- nin ya da Lütfullah Kaya- lar'ın aday olabileceğini söyledi. Partinin gittikçe Çum- hurbaşkanı Süleyman De- mirel'in hâkimiyetıne girdı- ğini savunan Çelebi, parti yönetiminin kendi tabanın- dan ve halktan uzaklaştığı- nı ileri sürdü. Merkez sağın erimesinin radikal sagın güçlenmesine neden oldu- gunu belirten Çelebi, "Ra- dikal sagın yüzde38gibi bir ov oranına ulaşması ciddi bir sorundur. Merkez sağ, kendini topariarna/.sa, ra- dikal partiler güçlenip yeni bir merkez oluşturacaklar" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ANAP'tan Demirere: İşgal yasasını engelle. CHP: Anayasa Mahkemesi'ne gideriz Muhalefet, yetld yasasına veto bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalefet partileri, Çumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den. "RP'nin devlette kadrolaşma harekâtının en önemli adımı" olarak degerlendirilen ve kamu personel rejiminin degiştirilmesi konusunda Meclis'i devredışı bırakarak hükümete geniş olanaklar tanıyan yetki yasasını vetoetmesini istediler. Demirel'in. "miimkünse yasayi onaylamamasını" isteyen ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan. "Bu yasa, RP'nin devleti işgal harekâtuıa olanak sağlavacak ve koJaylaştıracaktır" dedi. ÇHP. yasanın TBMM'ye iade edilmemesi durumunda iptal girişiminde bulunacağını açıklarken. DSPGrup Başkanvekili Nfümtaz SoysaL DemireFin. yasalann anayasaya uygunluk gözetimıni yapma görevinde "silik" kaldığını savundu. ANAP'lı Okuvan. Cumhuriyefe yaptığı açıklamada. TBMM tati'le girmeden çok kısa bir süre önce çıkanlan ve hükümete, kamu personel rejimi ile personel istihdamında degişiklik yapmak konusunda da 6 ay süreyle kanun hükmünde kararname çıkarma olanağı sağlayan yetki yasasının Çumhurbaşkanı Demirel tarafından çok iyi incelenmesi gerektigini vurguladı. Yasanın "devleti işgal harekâtında RP'nin işini kola>laştıracağını" vurgulayan Okuyan. Demirel'in yasayı onaylaması durumunda ne yapacaklanna ilişkin bir soruva. "Hukukçu arkadaşlarımız yasayı inceliyorlar. Ana>asaya aykırılığı saptanırsa. grup olarak yasanın iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağız" dedi. DSP Grup Başkanvekili. Anayasa Profesörü Mümtaz Soysal da Hürriyet gazetesinin dünkü sayısında yayımlanan makalesinde. Cumhurbaşkanlığı'nın. demokratik parlamenter sistemin yasalann anayasaya uygunluğunu gözetme makamlanndan biri oldugunu anlatırken. şu görüşleri dile getırdi: "Şu günler. supaplann iyi işlemesini gerektiren günlerdir. Çünkii .Meclis'teki sınırsız gidişlere sürüklenmeye hazır bir çoğunluk var. Belki de çoğunluğun oiuşma tarzından doğan bir durum bu. l nutmavalım ki volsuzluklann örtbas edilmesi üzerinde kurulmuş bir koalisyonla karşı karşıyaya, Koalisyon bozulur da örtüler kalkar korkusuv la her şeyi yapabilirler." "Supaplar"dan birinin son dönenıde pek iyi işleyemediğini belirten Soysal. Cumhıırbaşkanı Demirel'in sık sık dile getırdiğı "kurumlan ve kurallan çalıştırmak"sözlerine gönderme yaparak şöyle devam etti: "Ama bu tutum, Meclis'teki çoğunluklara hemen her zaman geçit \ermekten başka bir anlam taşımıyor. Aslında bir kez daha gözden geçirilmesi vararlı olacak > asalann geri çevrilmevişi ya da anayasaya uygunluğu çok tartışmalı yasalar konusunda Anayasa Mahkemesi'ne gidişteki isteksizlik, Cumhurbaşkam'nın kendisine düşen uyan gönn lerini biraz silik biçimde yerine getirmek istedigini göstermekte. Cözünün tutmadığı açıkça bilinen bir iktidar söz konusuyken bile. Say ın Demirel, "Her şeyi engin zaman denizinde dalgalanmaya bırakmak" diye özetlenebilecek olan eski huvundan vazgeçmiş görünmüyor." Soysal. "diğer supap" olarak niteledığı Anayasa Mahkemesi'nin üzenne düşen görevin arttığını vurgulavarak "Özelliklebüyük \urgunlara zemin hazırlayan ya da cumhuriyetin temel niteliklerini tehlikeye sokan yasalar bakımından" dedi. CHP Grup Başkanvekilı ÖnderSav da dün partisinin diğer grup başkanvekili Oya Araslı ile birlikte düzenlediği basın toplantısında R-EFAHYOL hükümetinin art arda çıkardığı 5 yasanın. "hukuken sakat ve anayasaya ay kın" oldugunu savundu. Sav. bu vasalardan "İslam İ Ikeleri Arası Yatınm \e İhracat Sigortası Kurumu Kuruluş Anlaşması"nın onaylanmasına ilişkin yasayı değerlendinrken şunian söyledi: "Anlaşma ile oluşrurulan kurumun şer'i hükümlere uygun çalışacağını w işlemlerinde şer'i ilkelere uyacağına ilişkin kayıtlar vardır. Bu hüküm \e kayıtların. Anayasamızın başlangıç hükümlerine. cumhuriyetin niteliklerini belirleyen 2. maddesindeki laiklik ilkesine açıkça aykın olduğu ortadadır." POLİTİKA GUNLUGÜ HİKV1ET ÇETİNKAYA Şerianan Kıssalar.••• Din bezirgânları azmaya başladı... Bir dönem Bosna'da yaşanan insanlık dışı vahşeti bahane eden şeriatçı tosuncuklar, meydanları doldu- rup salya sümük bağırıyorlardı: "Şeriat gelecek, laikler ölecek..." Sıvas'ta 37 canı diri diri yakan 'kana susamış' kara- yobaz çeteleri şımdi de Prof. Dr. İlhan Arsel'ın Kay- nak Yayınları'ndan çıkan "Şeriat'tan Kıssalar' adlı ki- tabını bahane edip. olay çıkarıyorlar... Akıt adlı şeriatçı gazete. bir ayaklanma provasının öncülüğünü yapıyor, İlhan Arsel'ı 'Ikinci Salman Rüşdü' olarak tanıtıp, hedef olarak gösteriyor... Akit gazetesinin kimi yazarları; İBDA-C, Hızbuüah ve Islami İHareket adlı yasadışı şeriatçı terör örgütlerıni ko- ruyup kolladıkları gibi köşelerınde övgüler düzüp şöy- le derler: "Ben de gençlığimde bunlar gibıydım. Onlann ey- lemlerı benim gençliğımı anımsatıyor." Gümüşhane Barosu Başkanı Av. Ali Günday'ı gün- lerce hedef gösteren Akit gazetesi değil miydi? Sonunda ne oldu? Günday, Adana'nm Osmaniye ilçesinden Gümüşha- ne'ye gelen bir karayobaz tarafından bürosunda kur- şunlanarak oldürüldü. Bu gazete şimdi ilhan Arsel'i hedef tahtası yapıyor ve şeriatçı terör örgütlerine mesaj gönderiyor. Elbet bu mesaj kimi dernek, vakıf ve holdıng patronlarının ağ- zından veriliyor. Deniyor ki: "Âlemlerin efendisi ve haya timsali olan peygam- ber efendımıze uzanan kirli eller ve kalemlerini satan aşağılık kuduz köpekler. şunu iyi bilmelidirler kı O 'na uzanacak kırli emelleri ve salyalı dilleri kökünden ko- parabilecek insanlar henüz ölmedi..." Şaşırdınız değil mi? Hıç şaşırmayın ve açıklamanın devamını okuyun: "Kaynak Yayınevi tarafından basılıp, TEMPO Der- gisl'nin son sayısında yer alan peygamber efendımi- ze hakaret eden o sözlerı 1 Kem söz sahıbıne aittır1 di- yerek gerekli adrese gönderirken şerefslzce kaleme alınan bu yazıyı, yayınevıni, yazannı ve ona alet olan TEMPO Dergisi'ni lanetliyor ve gereken ışlemin mut- laka yapılacağını unutmamalarını bir kez daha hatır- latıyoruz..." Acaba gereken işlem nedir? Yani bir yargısız infaz mıdır? Bu infazı, şeriatçı bir terör örgütü mü yapacak- tır? Sanırız bu açıklama başta Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın. Içışleri Bakanı Mehmet Ağar'ın ve cumhu- riyet savcılarının dikkatıni çekmiştir... Evet, yukandaki açıklamada 'gereken işlemin yapı- lacağını' söyleyen kişi, bir işadamıdır... • • • Şeriatçı tosuncuklar dört koldan saldırıyor... Bakın içlerinden bırisi neler yazıyor: "Haddını bılmez nasıbsızlerin saldınlannın ardı ar- kaşı kesılmiyor... İnsan haklanna ve bütün bir ülkenin büyük çoğun- luğunun inancına saygı duymamak, bu ülkenin birlik ve bütünlüğüne ındır/lmiş haince bir darbedir. Milli birlik ve beraberliğimizı zedeleyicı, ınançlı hal- kımızı tahrik edici bu iğrenç yayınlarından dolayı adı geçen dergiyı ve bu tür pervasızlıkları ellehndekı bü- tün yayın organlannda rahatça sergileyebılen haddi- ni bilmez yayın gruplanına karşı hükümetin ne gibi yaptırımlar uygulayacağını merakla beklıyoruz. Adalet Bakanlığı 'nın derhal harekete geçerek, suç- lular hakkında gerekli takıbatı yaptıracağına ınancı- mız sonsuzdur. Kimsenın maşa varken elini yakmasını istemeyiz. Ama bu türsaldırılar karşısında sessiz kalmanın da ah- makları cesaretlendireceğini unutmamak gerekmek- tedir. Bu nedenle, hem resmi ve adlı makamların, hem de sivil toplum örgütlerimizin konu üzerinde hassasıyet- le durmasını, başta İlhan Arsel ahmağının paçavrası- nı yayınlama cür'et veya gafletıni gösteren Kaynak Yayınları olmak üzere, bu ittiraları bahane bılerek hal- kımıztn inancına saldıran fütursuzyayın organlanna kar- şı gerekli demokratik tepkıyı gostermelennı, bulunduk- ları illerin valiliklerıne müracaat ile gösteri izni almala- rını ve bu hakaretlere karşı tepkilerini topluca göster- melerini beklıyoruz." Şeriatçı gazetenin bu yayımından sonra 'karayobaz çeteleri' harekete geçti. İBDA-C adlı yasadışı örgüt. Hür- riyet gazetesi önünde terör estirdi. Bu arada Kaynak Yayınlan'nasaldın düzenlendı veyakıldı. Ancak bu kez adresi yanlıştı. İBDA-C, başka bir yayınevineeylem dü- zenlemişti. Akit gazetesi bu eylemi şöyle duyurdu: "Eylemde yanlış adres. Kaynak yayınevıne tepki gösteren bir grup vatandaş. yanlışlıklayayıneviyle hiç- bir ilişkisı olmayan başka bir Kaynak yayınına eylem koydu..." Eylemi koyan İBDA/C, ama Akit gazetesi bunu 'Bir grup vatandaş' diye okuruna sunuyor... Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek isteyen, şeriatçı terör örgütleriyle ıçli dışlı olan. sağa sola 'ge- reğiniyaparız' diye mesaj gönderen bu karayobaz çe- telerine kim dur dıyecek? Yoksa korkacak mıyız! Onlardan özürdileyip. bir köşeye çekilip, şeriatın ayak seslerini mi bekleyeceğiz? Bir avuç din bezırgânına boyun eğmeyeceğiz. on- lar ne denli saldırgan olursa biz de o kadar gereğini yapacağız!.. İlhan Arsel'in kitabını mutlaka okuyunuz! Orada ki- mi gerçekleri öğrenecek, şeriatçı tosuncuklann neden paniğe kapıldığını göreceksiniz... "Şeriat'tan Kıssa'lar"ı mutlaka okuyunuz! Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet Cetinkaya <<ı Planet.com. TR IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: [email protected] Kimin aklına gelirdi ? Çok de- ğil on-on beş yıl önce biri kalksa da DP-AP çizgisinin günümüz- deki devamı DYP'nin önderi TÜ- SlAD'a bindirecek, büyük serma- yenin seçkin kulübünü "kan emi- ci" olarak niteleyecek, TÜSlAD'çı- larda ertesi günü. DYP önderine "saldırgan ve dengesiz" sıfatlan- nı uygun görecek deseydi. ada- mın aklından kuşku duyardık. Türkiye art arda siyasal dep- remler yaşadı. 12 Eylül ülkeyi dü- şünsel bir çöle dönüştürmek is- terken var olan siyasal dengeleri de altüst etti. Özalizmin ülkede egemen kıldığı yeni değerler, kit- lelerin siyasal tercihlerini derin- den etkiledi. Patlayan, tırmanan ve tırmanmaya devam ederek kangrenleşen 'Kürt sorunu' salt ekonomık, askersel değil; siyasal dengelerde de gerçek bir altüst- liiğe yol açtı. Sonunda Türkiye'nin siyasal zeminı kaydı. Bir başka ve daha doğru deyişle, geleneksel siya- sal yapılar, yeni Türkiye'yi taşıya- rnaz, syasal anlamda 'temsil' ede- mez oldu. Eskiden kolaydı; çünkü yalındı, Partiler Zeminlerini Yitirince... oturmuştu. AP büyük sermayenin ağırlığını herzaman hissettirdiği bir sermaye partisiydi. CHP merkez solun partisi olarak işçilerin, emek- çilerin, bürokratların, kent ve ka- saba aydınlarının partisi olarak öne çıkardı. Politik arenanın ana eksenini bu iki parti oluşturur. han- gi partinin hükümet olacağını be- lirleyecek seçim yanşlan da esas olarak bu iki parti arasında ge- çerdi. Merkez sağ ve merkez solda- ki bu yoğunluğun yanı sıra ileri iş- çileri yanlarına çekerek TİP gibi partiler sosyalist solu, MHP gibi partiler de ırkçı-faşizan çizgiyi temsil ederlerdi. Tarımda sanayileşmenın geliş- tiği bölgelerde köylü oytan CHP'ye yönelirdi. AP büyük sermayeyi kollamakta ölçüyü kaçırdığında küçük ve orta boy işletmelerin oy desteği bazen CHP'ye, bazen De- mokratik Parti, Güven Partisi gi- bi marjinal partilere yönelirdi. ilk büyük ve 'kalıcı' çatlama AP'de oldu. 'Milli Nizam Partisi' ile başlayıp, 'MSP' ile devam eden ve hep Erbakan ve ekibinin siya- sal önderliğinde yürüyen Islamcı ağııiıklı siyasal hareket, orta köy- lülüğün. taşradaki küçük ve orta ticaret sermayesinin temsilcisi olarak sahneye çıkt. Uzun süre kü- çük koalisyon ortağı olabilmeyi başarı sayacak bir güçle yetindi. ama kalıcılığını kanıtladı. • • • Geleneksel siyasal tablo üç aşa- ğı beş yukarı böyleydi. Yalın ve oturmuş. Ama 1996 yılında artık bu tablonun, bu siyasal öbekleş- melerin pek anlamı kalmadı. Çün- kü bu öbekleşmenin üstünde yük- seldiği zemin altüst oldu. Daha 'atak' bir yargı üretelim: Türki- ye'de sınıflar, katmanlar, züm- reler partilerini arıyorlar. Çün- kü var olan partiler temsil ye- teneklerini yitirdiler. Büyük sermaye hangi partiye yakın? DYP'ye mi ? ANAP'a mı? fkisi de değilse, Türkiye büyük sermayesi siyasal temsilciden yoksun mu ? Alın işçileri ? Hangi siyası parti temsil ediyor bugün iş- çilerin çıkannı? Büyûk sanayi kent- lennde işçi oylannda Refah'a cid- di kaymalar olması. bu soruyu ya- nıtlamıyor ve soruyu ortadan kal- dırmıyor. Üstelik soru salt partiler açısın- dan yanıtlanamaz. "Kapitalıst top- lumu bir sonraki üretim ilişkileri- ne taşıyacak güç" olarak işçi sı- nıfı tanımı tartışmalı bir karmaşık- lık kazandı. Sanayi proletaryası kavramı ve bileşenleri yeniden ta- nımlanmaya gereksinim duyuyor. Yoksa "İşçilerin şu anda Refah'a ya da eski alışkanlıklanyla CHP'ye, DSP'ye oy vermeleri bir anoma- lidir. Onlar emeği gerçekten sa- vunan tek siyasal güce, ÖDP'ye gideceklerdir" denip işin içinden çıkıhrdı. Ama artık 'vş"in, eskisi gibi yalınkat yanıtlarla içinden çı- kılamıyor. Alın köylülüğü... Köylülüğün si- yasal temsili artık yüksek taban fi- yatı ve Ziraat Bankası'na olan borçların affedilmesi ikılisinden oluşan popülıst politikalarla kaza- nılacak gibi değil? Çünkü köylü- lük artık 6O'lı ve 70'li yıllardaki köylülük değil. Hangi parti, han- gi politik tercihlerle köylülüğün si- yasal temsilcıliğine aday? Bilen varsa beri gelsin. Ya Kürt hareketi? Bugün 'ayn' bir siyasal güç olarak ortaya çı- kan, Kürt kimliğini sınıfsal kimlik dahil öteki kimliklerinın önüne ko- yan bir eğilim, Kürtler arasında belirleyici ağırlık kazandı? SHP kanalından geçerek DEP'le tem- sil edilmenin sonucu ortada. HA- DEP deneyimi de anılarda pek ta- ze. Büyük kentlerin Kürt bölgele- rinde HADEP'in oylan, sözünü et- tiğimiz siyasal temsil bunalımının bir göstergesi. Yani Kürtler de si- yasal temsil boğuntusunda. Toplumun hemen her kesiminin kendi siyasal partisini aradığını çalakalem sergilemeye çabala- dık. Yani var olan siyasi partilerin artık temsilcilik nitelikleri tartış- malı siyasal mevtalaşmaya dört- nala yol aldıklarını anlatmaya çabaladık. Yazdıklarımıza itiraz edilebilir. Ama tartışmaya değerolduklarını da itiraf edin. ACI KAYBIMIZ Hacı Hüseyin L'ysal ve Emine Lysal'ın değerli evlatları ve torunları. merhuın Kemal ve Münire Tozum'un damat ve torunları. Gönen Göver. Gülen İnal'ın kardeş ve yeğenleri, Oya ve Velittin Oğuz'un dayıları. Ali Rıza. Yüksel ve Yüceer Göver'in, Mürüvvet San'nın kuzen ve yeğenleri. Nail tnal'ın kayınbiraderi ve yeğeni, Aydan-Fuat Demir, Aycan-Cünevt Barker, Aylin- Cihan Özkaptan'ın enişte. bacanak ve yeğenleri, MURAT UVSAL'ın çok sevgili babası ve canı kardeşi, AYLAN UYSAL'ın çok sevgili değerli eşi ve kızı İç Mimar Dekoratör AHMETUYSAL ve kızı AYŞEGÜL UYSAL 6 Ağustos 1996 Salı günü Afyon civannda geçirdikleri elim bir trafik kazası neticesi Allah'ın rahmetine kavuşmuşlardır. Cenaze törenleri 8 Ağustos Perşembe günü öğle namazını takiben Kadıköy Söğütlüçeşme Camii'nde icra edildikten sonra Karacaahmet'te defnediJeceklerdir. t./. Allah rahmet eylesin. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle