Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 1996 PAZARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
İstanbul Y 27 Sinop Y 27
Edirne Y 28 Samsun PB 27
Çanakkale Y 29 Trabzon Y 28
Kocaeli Y 29 Giresun Y 26
ızmır A 30 Ankara 29
Manisa A 3 4 Konya 32
Aydın A 33 Eskışehır 28
Denızlı A 34 Sıvas
Zonguldak Y 25 Antalya
30
31 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Sıırt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
PB
PB
32
30
39
39
36
36
31
29
Y 29
Yurdun kuzey ke-
sımlerı parçalı bulut-
iu, Trakya, Marmara.
Batı Karadenız kıyı-
ları. Doğu Karadenız
ıle Doğu Anado-
lu'nun kuzeydoğusu
sağanak ve gokgü-
rültülü sağanak ya-
ğışlı. dığer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Havasıcaklığın-
da önemlı bır değı-
şıklık olmayacak.
Londra
Pans
Roma
Berlın
Amsterdam
Madrıd
Sofya
Brüksel
FB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
29
28
29
26
24
34
21
26
Budapeşte PB 26 Münih
Atina
Mılano
Oslo
Helsınki
Stockholm
Belgrad
Vıyana
Bonn
HB
Y
PB
PB
PB
Y
PB
PB
33
29
25
26
26
24
26
25
PB 25
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tifhs
Kahıre
Şam
« i
PB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
PB
2Ü
34
26
31
29
30
28
36
38
> Gok güruftülüParçalı :SS» ^ Çok bulutlu > Yağmurtu Karlı /^"K Sulu kar
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı I. Sayfada
"ilk yüze girmemi sağlayan şu dershaneye teşek-
kür..."
Konuyu hemen olumsuzlamak istemem. ama alt-
taki ilanların parasını kimin verdiğini kestirmek güç...
Ben dershane yöneticisi olsam, bu ilanlarla öğren-
cı sayımı kim bilir kaça çıkarırım...
Bugün eğitimin önünde iki durum var:
- Dinselleşme...
- Parasallaşma...
Konunun birinci yanı, sık sık tartışma konusu olu-
yor. Son olarak Avrupa'da oğrencilerin, 12 yaşından
ıtibaren meslek eğitimi almaya başladığı gerekçesiy-
le, sekiz yıllık temel eğitimden vazgeçışe kılıf bulun-
du...
Bir öğrenci imam-hatipliği meslek olarak seçiyor-
sa. seçsin ve o mesleğin adamı olsun. Ama burada
amaç. topluma daha çok imam kazandırmak değil.
eğitimin her alanında dini temel...
Parasallaşma da dınselleşmeyle bir ölçüde iç içe...
Dini vakıfların kurduğu yurtlar, okullar. dershaneler,
parasız ailelerin bu kurumlara yönelmesıne neden
oluyor. Ailelerin amacı. iyi bireğitim... Kimi kurumla-
nn amacı, iyi bir mürit.
Parasallaşmanın önemli göstergelerinin başında
ise dershaneler geliyor. Sayıları 1400'e ulaştı. Yazının
başında vurguladığımız gibi eğitim sistemine o kadar
sahiplendiler ki sanki oğrencilerin okuduğu okulun
hiçbir katkısı yokmuş gibi dershanelerinde kurs gö-
renlerın başarısına sahipleniyorlar.
Dershane mantığında, iyi bir eğitimden çok. öğren-
ciyi sınava iyi hazırlama var. İlk bakışta bu ikisi aynly-
mış gibi görünüyor. Ama değil...
1965'te çıkarılan 625 sayılı yasayla kurumsal kim-
lik kazanan dershanelerin eğitim sistemimize hiç kat-
kı yapmadığını söylemek haksızlık olur. Ancak işin ta-
mamen ticari bir görünüm kazandığı da bir gerçek.
Bu durum, öğrenciden öğretmene, ondan veliye
kadar her kesimi etkiliyor.
Önce öğrenci... Okuldan kursa kurstan okula... On-
ların psikolojilerini anlatmak için yaşamak gerek...
Yarış atını bile yetiştirirken her şeyden önce sağlıklı
olmasını sağlarlar...
Dershane öğretmenlerin durumu ise karmakarı-
şık... Geçen hafta kimileriyle sohbet ettim. Işte sıra-
ladıkları sorunlar:
- Ücretler çok dengesiz. Küçük bir kesim çok yük-
sek alıyor. Onların sırtından çok öğrenci getirilmesi
hedefleniyor. Büyük çoğunluğun maaşı. asgarı ücret
üzerinden gösteriliyor. Kalanı elden veriliyor. Ama öy-
leleri de var ki devlet okullanna başvurmuş; olmamış.
Tutunmak için ücretsiz bile çalışıyor.
- Çalışma koşulları belirsiz. Hafta sonu, hafta ıçi,
yaz, şubat tatili, öğrenci durumuna göre koşul deği-
şiyor.
-Sosyal güvence yetersiz.
- Olağanüstü bir emek sömürüsü var.
Veliler cephesinin de öğretmenlerden farkı yok. Fi-
yatlar pazarlıkla. 40 milyondan 100 milyona...
Şekilsiz yaygınlaşma...
Özel Dershaneler Birliği Başkanı İbrahim Ankan'la
konuları konuştuk... Öncelikle ilan olayına kendisinin
de karşı olduğunu. ancak Güven-Der'in birkaç yıl ön-
ce. "en iyi öğrenci" reklamına girmesiyle. mecbur
kaldıklarını söyledi.
Arıkan, dershane koşulları konusunda piyasaya
güveniyor:
"İyi olan dershane öğrenci bulur. Hizmet veremez-
seniz kapanırsınız."
Bir köşe yazısında konunun her yanına dokunmak
olanaksız. Ancak görünen o ki eğitim sistemimiz gi-
derek dershanelere teslim oluyor.
Sistemin rayınaoturduğu. demokrasiye inanmayan
kesimlerin demokrasinin olanaklarından yararlana-
rak taban bulmaya çalışmadığı ülkelerde bunun bir
sakıncası olamaz. Aksine, faydası olur.
Türkiye gibi demokrasinin arada bir kesintiye uğ-
radığı ülkelerde eğitim, ayrı bir önem taşıyor. Zira.
oğrencilerin Öncelikle çağı yakalaması gerekli. Üni-
versite ve daha sonrasında hangi dünya görüşünü
benimserse benimsesin.
Bir benzetmeyle pekiştirmek gerekirse. altyapısı
tamam bir bölgede, projeyi getiren herkese bina yap-
ma izni verilir. Ama kimi yerler batak, kimi yerler he-
yelan tehlikesiyle karşı karşıya ise önce sorulur:
- Binayı nereye yapacaksın. hangi malzemeleri kul-
lanacaksın?
Devlet, sağiıklı bir eğitim omurgası yaratmadan ko-
nuyu yayıyor. Bu da sistemi. çekildiği yöne doğru
biçimlenen, şekilsiz bir yapıya büründürüyor.
6
Kan merkezi
sorumludur'
I Baştarafı 1. Sayfada
Aktuna. bifimsel heyetin
görüşleri doğrultusunda
ailenin tıbbi bakımının
izleneceğini vurguladı.
Sağlık Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı \'ecdet Öz.
Şanlıurfa Kan Merkezi'nin
AIDS skandalından
sıynlmava çalıştığını.
ancak suçlulann bundan
kurtulamayacağını belirtti.
Öz. kusurun affedilebilir
bir kusur olmadığını
vurgulayarak. "İbret-i âlem
olsun, kimse bundan
sıynlamayacak" dedi.
Öz: Şanlıurfa Kan Merkezı
Nöbetçi Doktoru
Turan Yazmalar'ın
•'Eliza testi 3 saat süriiyor.
Temel yanlışlık, stokta
gerekli kan bulunmaması.
Nitekim 5 saat sonra kan
istenmiş olsa\ dı, gerekli
tüm tetkikler >apılacaktı"
yönündeki savunmasının
gerçekleri >ansıtmadığını
belirtti.
Meryem Işıkgöze verilen
kanın 5 mavısta merkeze
geldiğinin saptandığını
belirten Öz. Eliza testi
>apmak için yeterli sürenin
bulunduğuna işaret etti.
Öz. olayda Şanlıurfa Kan
Merkezi'nin büyük bir
ihmali olduğunu.
suçlulann bu işten
sıynlamayacağını belirtti.
AIDS \irüsünü taşıyan
kanı veren Mehmet
Başaltı'nın adresinin
belirlendiğini bildircn Öz.
^Ancak. Dünva Sağlık
Örgütü kararlan
gereğince, bunu
açıklamıyoruz. AIDS'li
hastalann teşhir
edilmemesi gerekir.
Ama bu konuda gereken
tedbirleri aldığımızı da
bildirmek istiyorum" dive
konuştu.
Öz. 2857 sayılı Kan ve
Kan Ürünleri Yasası'na
bağlı olarak çıkartılan
yönetmelik
gereğince. kan
merkezlerinın kan stokıı
bulundurnıak zorunda
olduğunu. test yapmadan
kan veremeyeceğini
vureuladı.
Kazan: Çiller Ydmaz'dan erkekBaştarafı 1. Sayfada
ıi! Şe\ket Kazan ilginç mesajlarver-
di. İki ayn lıstenin vanştığı kongre-
de konüşan Kazan' RP-DYP hükü-
metinin. "sözünde durar.lann hü-
kümeti" olacağını söyledi. RP-DYP
hükümetinin kararlı \e yürekli iki
lider tarafından kurulduğunu ifade
eden Kazan. şunları kavdetti: "Er-
bakan'ı tartişamayız. Tansu Çiller
de DYP'de liderliğini ispat etti. Bii-
tün medvaya, ABD'ye, Refah hak-
kında sövledikleri eski sözlere rağ-
men Erbakan'la bu hükümeti kura-
cağım" demiş ve kurmuş. Aferin.
HemABD'\ekulaklarınıtıkayacak-
sın. medyaya aldırma\acaksın hem
de Refah hakkında sö\ lediklerini bir
kenara atacaksın. Buna yiirek ister."
Kazan. hükümetin kaynak bul-
makta zorlanmayacağını. Adalet
Bakanlığı'nahibeedilen21 daireve
\ illanın 200 milvar liraya satılacağı-
nı. buradan elde edilecek gelırle Do-
ğu \e Güneydoğu Anadolu Bölge-
M'nde hizmet yapan hâkim \e sav-
cılara 200 lojman alınacağını bildir-
Tutuklu
• Bajtarafı 1. Sayfada
>an bir kişınin teda\ileri sü-
rüyor.
Eşlemcilerın dün ilk kez
aılelerini görebildıklenni
belirten bölüm doktorları,
"Aileler ikişer ikişer içeri gi-
rerek \akınlannı görebiliyor.
Bu, ailelerejetmijor; ancak
bu kadanna bile zor izin alın-
dı" dediler. Genel olarak du-
rumlarında bir değişiklik
bulunmav an hastalarda den-
gesizlik bulunduğunu söyle-
> en doktorlar, yardımla aya-
ğa kalkıp tuvalete gidebil-
diklerini kaydettiler. Hasta-
larda aynca. i^itme \ e görme
bozuklukları bulunu\or.
Çeşitli cezae\ lerinden ge-
len tutuklu \e hükümlüler
Delil İldan. Ali Ekber Akka-
ya. Mehmet Yaman. Meh-
met Ali Çelebi. Gülizar Ke-
sici. Refik ÜnaF. Cafer"Gön-
diiz. Ahmet .Tıırhan Atnıa-
ca. Sadegül Ozdemir. Eyüp-
han Başar. Hasan \ üksel,
Mehmet Gücel ve Gülay İn-
eesu olarak sıralanıyor.
Doktorlar. destek amacıy-
la İnsan Hakları Derne-
ği'nde ölüm orucu yapan
Niehmet Eroğlu'nun da ken-
di hastanelerinde bulundu-
ğunu. durumunun i\i oldu-
öunu kavdettiler.
di. Adalet Bakanlığfnın parasının
Emlak Bankasi \e \akiflar Banka-
sı'nda atıl olarak bekletildiğini be-
lirten Kazan. "Görevegeldiğinıdebu
bankalann genel müdürlerine ne ka-
dar ka/ancımız olduğunu sordum.
Bakanlığın parasının atıl olarak bek-
letildiğini gördiim. Ben bu para>la
adalet bankası kurar, bakanlığımın
tüm ihtivacını karşüanm. Bu banka-
yı da kuracağım" dedı.
Milli Eğitim Bakam MehmetSağ-
lam'la birlıkte Irak'a vaptığı geziye
de değinen Bakan Kazan, tüm mü-
dahalelere rağmen Irak'ta bir anlaş.-
ma imzaladıklannı ve bu anla^ma> ı
Dışişleri Bakanlığı'nın önüne koy-
duklarını sö\ledi.
Kazan. "Allah'ın iznivle bu anlaş-
mayla Türkiye ve Irak arasında ne-
ler olacak,önümüzdeki gün lerde gö-
receksiniz" dıye konu^tu. Kazan
sözlerini şöyle sürdürdü: "Irakge-
zimizde gördük ki. Irak halkı şu an-
da lider kadrosu>la biıiikte tam an-
lamıvla İslama dönmüştür. Yöne-
timde tamamen İslanı anla>ışı hâ-
kim. Mc<*la Adalet Bakanlığı orada
Çalışma Bakanlığı'na bağlı. Yaptı-
ğimız araştirmada çok ilginç tespit-
lcrimiz oldu. Ceza alan bir suçlu töv-
be eder ve 200 cüz öğrenirse cezası
düşürülü\or. 400 eüz ezberlerse da-
ha çok cezası düşüyor. Kuran'ı Ke-
rim'i hatmederse cezası tamamen
yarı yarıva düşürülüyor. Şimdi siz
bana hemen şunu soracaksınız: Tür-
kiye"de de mi böyle yapalım? Yok,
öyle vapmayacağız. Ama ortada bir
örnek \ar, işte onu biraz araştıraca-
ğız. Batı'daki örnekler kadar tetkike
tabi bir örnek."
BM'nın Irak'ta son derece zalim
bir uygulama izlediğini öne süren
Kazan. şunları sövledı: "Irak
BM'ninalmışolduğu tüm kararlan
eksiksiz uygulu\or. Buna rağmen
BM'nin ne kadar zalim da\ randığı-
nı bir kez daha Irak gezimizde anla-
dık. Dünyada 5 jandarma var. Baş-
komutan Amerika. İşte bu beşli jan-
darma bugüne kadar hep İslam alov-
hine kararlar almış. Şimdi me\dan
boş. şimdi bunların beşi bir ara\a ge-
lip hep İslam dünvası ale> hine karar
alıyorlar. Türkiye,6 ınilvarlık dün\a-
nın 1.5 milyar İslam kesiminin tem-
silcisi olarak, BM'de daimi delegelik
isti>or. Beştiniz, altı olacaksınız diye-
ceğiz. Tabii onlar \ermek istemeye-
cekler. O zaman biz,"İslam Birleş-
miş Milletleri'ni kuracağız" diyece-
ğiz. Öyle verecekler kL elleriyle tes-
lim edecekler. Türkive, bu arada I-
rak'a vapılan zulmün. haksızlığın da
mücadelesini verecektir. Çünkü bu
zulüm, haksızlık, Türkive\e de ya-
pılan haksızlıktır. Türkiye Güvcnlik
Konseyi'ndelrak'ınvanındaolacak.
Bize soruyorlar, Tansu Çiller ne di-
yor' diye. O. 'Bıraz yumuşak yapa-
lım" diyor. Bizde Olur. \ umuşak gi-
deriz' divoruz."
Bakan Kazan. genel af konusu-
nun gündeme gelmeveceğını bildi-
rerek. "Zaten verilen cezaların ta-
mamı infaz edilmivor. Ayrıca de\ let
alcvhine işlenen suçlann aflı müm-
kün değil. Anayasaya avkjn. Bu du-
rumda genel af söz konusu olamaz"
dedi.
10 ibadet yerinden birinde Diyanet İşleri görevlisi bulunmuyor
Camilerde denetim yok
KEREM ILGAZ
Türkive'de yaklaşık 8 bin caminin
denetimsiz olduğu belirlendi. Kadro
yetersizligi nedeniyle Diyanet İşleri
Başkanlığf nın din görevlisi
gönderemediği denetimsiz camileri.
çevrede bulunan eğitimsiz kimselerin
yönettiği belirtildi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı
Halit Güler, "Tasarruf tedbirleri
nedenivle, başkanlığımız emrine
yeteri kadar kadro verilmediğinden
birkaç yıldan beri camilere kadro
tahsisi ile görev Ii ataması
vapılamamaktadır" dedi.
Türkive'de birbıri ardına vapılan
camılenn büvük bir çoğunluğu kadro
yetersizligi nedeniyle Diyanet İşleri
Başkankğı'nın denetimi dışında
bulunuyor.
Türkiyfdfe yaklaşık 8 bin caminin.
Diyanet İşleri Başkanlığf na bağlı bir
din görevlisinden yoksun olduğu, bu
camileri fahri olarak bazı yurttaşlann
yönettiği saptandı. Cami sayısının
azımsanmayacak derecede çok
olduğu Türkiye"de. camilerde çalışan
din görevlilerinin yeterliliği tartışma
konusu oluyor. Yetkililer. dünya
görüşü ve eğitimi belli bir seviyeye
ulaşmamış bu insanların. camive
ibadet amacıvla selen insanlan
• Diyanet İşleri Başkan
Yardımcısı Halit Güler,
"Türkiye'de bulunan 70 bin
213 caminin 62 bin
874*ünde çalışanların
kadrolu, 7 bin 339'unda
kadrosuz olduğunu" belirtti.
Güler. kendilerine kadro
verilmediği için bu camilere
atama yapamadıklannı
söyledi.
yanlış yönde etkileyebileceğine
dikkat çekiyorlar. Özellikle şeriat
düzenı kurmayı amaçlayan radikal
Islamcı kesimin, taban oluşturmak
için camileri kullanmak istemeleri.
ülkemizde bir tehlike oluşturuyor.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız
Divanet tşleri Başkan \'ardımcısı
Halit Güler. "tasarruf tedbirleri
nedeniyle başkanlık emrine veteri
kadar kadro verilmediğinden birkaç
vıldan beri camilere kadro tahsisi ile
göre\li ataması \apılamadı«ını"
belirtivor. Türkiyc'de bulunan "0 bin
213 cami çalışaıılannın 62 bin
874'ünde çalışanın kadrolu, 7 bin
339'unda kadrosuz olduğunu
açıklayan Güler, bu camilere kadro
alınması için çalışmalarını
sürdürdüklerini ifade ediyor.
Kadrosu bulunmavan camilerde
hizmetın. halk tarafından ücreti
verilen görevliler tarafından
yürütüldüğünü kavdeden Güler. fahri
olarak vapılan bu hizmetlere de ilgili
müftünün teklifi ve mülki amirin
onayı ile atama yapılmasının
gerektiğini söylüyor.
istanbul Müftü Vekili Vahdettin
Akgün de Istanbul'da bulunan
yaklaşık 2 bin 500 caminin 300'ünde
bakanlığın görev lendirdiği din
görevlisinin çalışmadığını ifade
ediyor. İstanbul'da yılda yaklaşık 150
adet cami vapıldığını belirten
Akgün. bakanlığın hepsine yeterli
eleman sağlayamadığını söyledi.
Şehirde bulunan camilerin
tamamınıntıayırsever vatandaşlar
tarafından vaptınldığına dikkat
çeken Akgün. bu camilerin büyük bir
çoğunluğuna din görevlisi
verdiklerini. ancak bazılannda
hizmetin çevrede bulunan
vatandaşlar tarafından
\ürütüldüğünü belirti\or.
Yahdettin Akgün. ekonomik tedbırler
nedeniyle kadrolarında bulunan 2 bin
900 çalışanın böylesine büvük bir
şehir için yeterli olmadığına
inandığını kavdetti.
Erbakan ekvatonı aşü
• Başturafı 1. Sayfada
dan onuruna verilen öğle yemeğine katıldı.
Yemekte yaptığı konuşmada. Malezya te-
masları hakkında açıklamalarda bulunan
Erbakan. iki ülke arasındanıevcutolan sev-
gi ve dostluk bağının her alanda işbirliğine
dönü^türüleceğini söyledi.
Erbakan, Malezva'da ve Türkiye'de ser-
best pivasa ekonomisi olduğunu belirterek
" Müslüman ülkelere vaptığımızziyaret vete-
maslar açık olarak gösterdi ki her sahada iş-
biriiği için potansiyel mevcuttur"* dedi.
Başbakan Erbakan. Malezya ile yapılma-
M planlanan işbirliği alanlarını anlatırken
de bu ülkenin daha önce Türkiveden zırhlı
araç aldığını. ancak daha sonra buna ara ver-
diğini. görüşmeler sonucu bu araçların ye-
niden Türkive'den alınmasının kararlaştınl-
dığını söyledi. Türkiye'nin önemli gelir
kaynaklanndan birisinin turizm olduğunu
belirten Başbakan. Malezya'da önemli ölçü-
de hac organizasyonu bulunduğunu ve Tür-
kiye'de kurulacak tesislerle umre \e hacca
giden Malezyalıların. dönüijlerinde Türki-
ye'yeuğramalannınsağlanabileceğinikay-
detti. Başbakan Erbakan. iki ülke arasında
varıian anlaşmalann sıkı bir şekilde takibi
için Türkiye-Malezya ticaret kurumu oluş-
turmayı hedeflediklerini ifade ederek 300-
400 miKon dolar düzeyinde olan ticaret hac-
minin. en kısa sürede 1.5 milyar dolara çı-
kanlacaöını da sözlenne ekledi.
Eski Çalışma Genel Miidürü
Bayer Danıştay
karanyla görevde
TEŞEKKÜR
Sevgi ve şefkat kaynağı, iyilik, hoşgörü ve
çalışkanlık abidesi çok değerli insan, sevgili
arkadaşım; dostum ve eşim
Dr. DURMUŞ
FAKIOĞLU'nun
trafik kazası sonucu vefatı nedeniyle bizzat
gelerek, telefon ederek, telgraf çekerek, çiçek
göndererek, bağışta bulunarak büyük acımızı
yürekten paylaşan tıp camiasına, mensubu
bulunduğu şirketlere, arkadaşlarımıza, akraba ve
dostlarımıza sonsuz teşekkür ve şükranlarımı
sunar; kendilerine sevdikleriyle birlikte mutlu,
sağlıklı, uzun ömürler dilerim.
Eşi
Dr. P. NİLGÜN FAKIOĞLU
GLNEŞGÜRSON
ANKARA - CHP döne-
minde görev den alınan bü-
rokratlardan, yargı yoluyla
gen dönenlere bir venisi da-
ha eklendi. Danısta\,CHP'li
Çalışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanı Ziya Ha'is tara-
fından görev den alınan eski
Çalı^ma Genel Müdürü İs-
mail Bayer' in görev ine iade-
sine karar verdi. Hakkında
açılan soruşrurmalardan Da-
nıştay karanyla aklanan Ba-
ver. ANAYOL koalisyonun-
dan ben 6 aydır vekâletle
vürütülen Çalışma Genel
Müdürlüğü göre\ine. 16
ağustos cuma günü yeniden
başladı.
Çalışma Genel Müdürlü-
ğü; ANAP döneminde Ça-
lışma Genel Müdürü olan.
ANAYOL koalisvonu döne-
minde de. bu görevevekâlet
eden Ali Toptaş'ın 10 gün
önce bakanlık müsteşarlığı-
na atanması üzenne. tama-
men boş kalmıştı.
'Nedenler yeterli değU'
Danıştay 5. Daıresi'nin
Bayer'ingöreveıadesiyle il-
gili verdiği kararda. bakan-
lığın görev den alma işlemi-
ne dayanak olarak gösterdi-
ği nedenlerin ""görevden al-
maya esas oluşturacak nite-
likte olmadığı"nı hükme
bağladı.
Kararda. "Bu karann, iş-
lemin tesis edildiği tarihe ka-
dar gerhe yürüvecek olma-
sı karşısında. Çalışma Genel
Müdürlüğü kadrosunun hu-
kuken hiç boşalmamış du-
rumda bulunduğu \e idare-
nin. yargı karariarının ge-
reklerine göre işlemde veva
cvlenıde bulunmak mecbu-
rivetinde olduğu açıktır"
dendi.
CHP'li Çalışma Bakanı
Mehmet Moğultay döne-
minde bu eöreve ızetırılen
Bayer. D\'P-CHP koalısyo-
nu döneminde. CHP içinde-
ki si>asi çekişmelerin v ansı-
ması ve HikmetÇetinin da-
yısı olan bakanlık müste^a-
n Kutlu Türker ıle arasında
çıkan anlaşmazlıkların ar-
dından görevinden alınmı^-
tı. Bir süre bakanlık yapan
Avdın Güven Gürkan'ın da
değıştırme gırışimınde bu-
lunduğu Bayer hakkında.
GürkanveHalis döneminde
çeşitli konularda soruştur-
malar açılmıştı.
Bayer' i alırken genel mü-
dür olduğu bırimde "uyum-
lu bir çalışma ortamı sağla-
yamadığı" gerekçesini ileri
süren bakanlık. Danıştay ta-
rafından. "takdir yetkisini
mutlak ve sınırsız kullana-
mayacağı" konusunda uva-
rıld'ı.
Kaza yapmıştı
Kararda. Ba\er'le ilgili
olarak başlatılan soruşturma
konularının. görev den alma
ışlemine dayanak oluştura-
mayacağı kavdedilerek "İş-
lemin gerekçesinde öne sü-
rülen uvumlu çalışma orta-
mı yaratamama ve diğer bi-
rimlerin amirleri ile uvum
sağlayamama konusu. kanıt-
lanamamış sovut bir iddia
niteliği taşımaktadır" denil-
di.
Bakanlığın görevden alır-
ken esas aldığı. Bayer'in
makam otosuyla kaza vapa-
rak 237 sayılı Taşıt Kanu-
nu'na avkırı davrandığı ge-
rekçesiv le hakkında lüzum-
u muha'keme karan verilme-
si: hakeme ve resmi arabu-
lucuya başv'urma tüzüğüne
avkırı davranması iddialan.
Danıştay"cageçerli sayılma-
dı. RP'li Çalışma Bakanı
Necati Çelik'in. bakanlık
hakkında tazminat da\ası
açmaya hazırlanan Bayer'i
görev inde tutup tutmayaca-
âı merak edilivor.
G U N C E L Cİ NE\T ARCA\t REK
I Baştarafı 1. Sayfada
zeyinde ilk gezi değil Necmettin Bey'in Iran seferi.
Uzun yıllar cumhurbaşkanları, başbakanlar, hatta
Şah'lar gitti geldi.
Ne var ki bu gidip gelmeler Necmettin Bey'inki ka-
dar gürültü koparmadı.
Üstelik resmi yanıyla geçen dönemlerde Türki-.
ye'den iran'a yapılan ziyaretlerde konuşulan, ele alı-
nıp sonuçlandırılmaya çalışılan konularla Necmettin
Bey'inkiler arasında hemen hemen kıl payı kadar fark
yok.
işte kanıtı:
Cumhurbaşkanı Demirel -gezıde bulunmuştum-;
1994 yılında iran'a resmi bir zıyaret yaptı.
Uzun süren resmi görüşmelerden sonra 27 Tem-.
muz 1994'te Tahran'da bir "basın açıklaması" yayım-;
landı.
Açıklamanın baştan üç paragrafında Demırel'in zi-
yareti, görüştüğü kişiler sıralanıyor. Sonra, aynen
şunlar yer alıyor:
"...Cumhurbaşkanları (Demirel ile Rafsancani) /-
ki ülke arasındaki ilişkileri dehnleştirmek ve zengin-
leştirmek suretiyle işbirliğini geliştirme yolundaki ka-
rarlılıklannı ifade etmişlerdir.
İki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini dünyada
meydana gelen gelişmelere paralel olarak daha da
ıleriye götürme ihtiyacını vurgulamışlardır. Bu işbir-
liğini, ticaret, sanayi, demiryolu, kara ve deniz ulaş-
tırması, enerji ve haberleşme alanlarında yoğunlaş-
tırmak konusunda mutabakata varmışlardır."
Gaz-ECO-terör
"Cumhurbaşkanları, Iran doğalgazının Türkiye'ye
ihraç edilmesi konusunda müşterek arzularını dıle
getirmişlerdir.
Cumhurbaşkanları ayrıca, petrol, doğalgaz vepet-
ro-kimya alanındaki ikilı işbirliğine verdikleri önemi
belirtmişler ve özellikle ECO çerçevesinde kalkınma
için gerekli işbihiğinin geliştinlmesine atfettikleri öne-
mi vurgulamışlardır.
Cumhurbaşkanları, ECO zemininde çok yönlü iş-
birliğine verdikleri önemi vurgulayarak, teşkilat bün-
yesindeki son gelişmeleri gözden geçirmişler ve çe-
şitli projelerin uygulanmasının hızlandırılması çağrı-
sında bulunmuşlardır.
Cumhurbaşkanları, hudut güvenliği alanında ula-
şılan işbirliğinden duydukları memnunıyeti belirtmiş-
ler ve bu işbirliğinin daha da gelıştirilmesı konusun-
daki kararlılıklarını ifade etmişlerdir.
Topraklarında birbirleri aleyhindeki faaliyetlere izin
vermemek yolundaki taahhütlerini bir kez daha teyit
etmişlerdir.
Cumhurbaşkanlan, Türkiye ve Iran arasındaki dos-
tane ilişkilerin ve yakın işbirliğinin, bölgede banş ve
istikrara hizmet edeceğıne olan inançlannı dile ge-
tirmişler ve bunun hiçbir ülkeye karşı olmadığını vur-
gulamışlardır. Bu işbirliğinin kendi haiklarının men-
faatına olduğu kadar, başkalarının da yararına oldu-
ğunu belirtmişlerdır."
Kuzey Irak
"Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasına atfet-
tikleri önemi dile getiren cumhurbaşkanlan, Irak'ın
kuzeyindeki problemlerin çözümünün Irak'ın birliği
içinde aranması gerektiğine olan inançlannı ifade
etmişlerdir.
Irak topraklarından Türkiye 'ye ve Iran 'a yönelik her
türlü terorizmin sona erdirilmesi çağrısında bulun-
muşlardır
Cumhurbaşkanları, Bosna-Hersek ve Azerbay-
can'da uluslararası hukukun açıkça ihlalinin kesin-
likle kabul edilemeyeceğini ifade etmişler ve etnik te-
mizlik ve güç kullanarak toprak kazanımını reddet-
tiklehni vurgulamışlardır. Bu ülkelerde meşruiyetin
yeniden tesisi çağrısında bulunmuşlardır..."
Son iki paragraf, Cumhurbaşkanı Demirel'in, gös-
terilen konukseverliğe teşekkürü ve Rafsancani'yi
Türkiye'ye davetiyle ilgili.
işte, Temmuz 1994'teki resmi metin.
Demirel'in gezisiyle Necmettin Bey'in Tahran'ı zi-
yaretinde; konuşulan, tartışılan, sonuçlanan konular-
la sorunlar benzer de değil. tümüyle aynı.
Cumhurbaşkanı Demirel, medyada izlediğimize
göre fstanbul'da İTÜ'yü ziyaretinde. soran gazeteci-
lere, iki gezi arasında var olmayan değişiklikleri an-
latırken, kendi üslubu içinde bir soru da yöneltiyor:
"Demirel'den ve ondan önce cumhurbaşkanı ve
başbakanların İran'a ziyaretinden sonra, bugün,
Necmettin Bey'in Tahran'a gitmesiylepatlayan tar-
tışmalar, gözlenen kuşku ve kaygılar neden meyda-
na gelmedi?"
Cumhurbaşkanf nın bu sorusuna, gazeteciler ya-
lın bir yanıt verebilirlerdi:
"Çünkü, sizin ve sizden önce Iran 'a giden devlet
adamlanmızın laik, demokratik cumhuriyete inanç-
larındakiiçtenlikbiliniyordu. Ama..."
Ya Necmettin Bey'inki?
Yine bayrak
indirdilerB Baştarafı 1. Sayfada
nezdinde yaptığı girişimler
sonucunda saldırganın bir
süre sonra yakalandığını bil-
dirdi ve talep üzerine ındin-
len bayrağı başkonsoloslu-
ğa teslim etti.
Türkive. Yunanistan'da
bulunan temsilciliklerine
yönelik saldınlan önlemek
için yeterli tedbir almayan
Y'unan hükümetini protesto
etti. Dışişleri Bakanlı-
ğı'ndan dün yapılan yazılı
açıklamada. Türkiye'nin
Gümülcine Başkonsoloslu-
ğu'nun gönderinde bulunan
Türk bavrağının. Yunan gü-
venlik güçlerinin gözlerı
önünde saldırganlar tarafın-
dan kopanlarak indirildıği
bildirildi.
Açıklamada, Türk Baş-
konsolosluğu'nun giri^im-
leri sonucu bavrağı indiren
saldırganın vakalandığı ve
bayrağın Türk Başkonsolos-
luğu'na teslim edildiği be-
lirtildi. Açıklamada şö\le
dendi: "Buola\ da tüm uya-
nlanmız ve son günlerdeki
üzücü olaylara rağmen Yü-
nan makanılannın. temsilci-
liklerinıi/in korunmasında
yeterli tedbir almamaya de-
vam ettiklerini göstermiştir.
Bunun üzerine. Yunan Bü-
yükelçiliği vctkilisi. bugün
(dün) davet edilmiş ve olay
protesto edilerek kutsal var-
İığımız olan Türk bayrağına
saldıranların cezalandınl-
masını beklediğimiz bildiril-
miş, Yunanistan'daki temsil-
ciliklcrimiz için etkili güven-
lik önlemlerûün bir an ev\el
alınması resmen bir kez da-
ha istenmiştir."